TANIMLAR Olasılık hem olay hem de olayların oluşturduğu anlamsal bütün için kullanılabilecek bir kavramdır. Genellikle olasılık kavramını olaylar için kullanma eğilimi vardır. Olayların oluşturduğu anlamsal bütünün olasılığı yerine örneklem uzay sayısı veya olasılık dağılımlarının sayısı kavramlarını kullanma eğilimi vardır. Bu eğilimlere uymak için olasılık kavramı, olaylar için kullanılacaktır. Olasılık “m” simgesiyle, olay sayısı “n” simgesiyle ve olasılık dağılım sayısı “M” simgesiyle gösterilecektir. Olasılığı(possibility), olaya ve seçime yapılacak göreli yaklaşımlar belirler. İhtimali(probability) ise olasılığa, anlamlı parçalara(olaya, aşamaya ve/veya değişken) ve bütüne(veriye) yapılacak göreli yaklaşımlar belirler. Gerçeklikleri belirleyebilmek için yapılacak seçimlere yaklaşım denilecektir. Bir gerçeğin farklı görünümlerine görelilik denir. Bir gerçeklikten doğabilecek farklı gerçeklikleri belirleyebilmek için yapılacak seçimlere göreli yaklaşım denir. Göreli yaklaşımı; teorik ve deneysel verinin amacı belirler. Olaya yapılacak göreli yaklaşımla olayın durumları belirlenir. Durumlar, seçimlerin nereye veya niçin yapılacağına bağımlı olabileceği gibi bağımsız da olabilir. Durumlar ise olasılığı sınırlandırır. Olayın nereye veya niçin yapılacağına bağımlı olarak olasılık ve ihtimallerin değiştiği bir örnekle gösterilebilir; eşit sayıda kırmızı ve beyaz zarlar arasından yapılacak bir seçimde, olay zarların rengi ise olasılığı 2 ve ihtimali 1/2 olur. Eğer olay zarların üzerindeki rakamlar ise olasılığı 6 ve ihtimali 1/6 olur. Zarların üzerindeki rakamlar veya renkler gibi seçilebilecek sonuçlara veya olayın gerçekliklerine durum denilecektir. Durum sayısı “D” simgesiyle gösterilecektir. Bir seçimde belirlenecek durum sayısına seçim içeriği durum sayısı denilecek ve “d” simgesiyle gösterilecektir. Her olay için belirlenecek durumlar farlı olabilir. Eğer olaylar aynı durumlarla belirleniyorsa bağımlı olay denilecektir. Eğer olaylar farklı durumlarla belirleniyorsa bağımsız olay denilecektir. Durumlar arasından yapılan veya yapılabilecek her bir seçime olay denir. Her bir olay için yapılabilecek seçim sayısına olasılık, seçilen yani olan/olabilecek olasılık/lar’ın olması gereken olasılıklara bölümüne ihtimal denir. Bazı değerlendirmelerde ihtimallere düzey denilebilir. Olasılık dağılımları “sn” simgesiyle gösterilecektir. Simetrik olasılıklar “Ss” simgesiyle gösterilecektir. Olasılık dağılımlarında bir veya birden çok durum simetrik veya ters simetrik bulunabileceğinden, simetrik ve/veya ters simetrik olasılık dağılımlarının toplamına, toplam simetrik olasılık denilecektir. Olasılık dağılımları içerisinde bir durumun bir olay için tek simetrik olasılığı, simetrik olasılık sembolünün sol üstüne bir yazılarak, simetrik olasılık iki, ters simetrik olasılıklar üç yazılarak gösterilecektir. Simetrik olasılık aynı durum/ların olasılık dağılımları içinde kaç farklı dağılımda olacağını gösterecektir. Olasılık dağılımları içerisinde simetrik durumların toplamına simetrik olasılık, ters simetrik durumların toplamına ters simetrik olasılık denilecektir. Bir durumun olasılık dağılımları veya bir olayın olasılıkları içindeki toplamına tek simetrik olasılık denilecektir. Simetrik olasılıkların belirlenmesinde olasılık dağılımlarında kaç durum/un bulunacağı “s” simgesiyle gösterilecek ve küçük s bu durumların sayısına eşit olacaktır. Bu sayıya simetrik durum sayısı denilecektir. Simetrik durum sayılasının hangi durumlara ait olduğunu gösterimi, olasılık dağılımlarından ayıra bilmek için sağ üst indisleme kullanılacaktır. Olayın durumunu belirleme seçiminin bir önceki seçimden etkilenmesine “bağımlı olasılık” denilecektir. Her bir olayın olasılığı, diğer olayların olasılıklarına bağımlıdır. Olayın durumunu belirleme 𝐷 ≥𝑛∙𝑑 seçiminin bir önceki seçimden etkilenmemesine “bağımsız olasılık” denilecektir. Olayların olasılığı, diğer olayların olasılıklarından bağımsızdır. Bilimsel disiplinler yeni gerçeklikleri belirleyebilmek için var olan gerçeklikler arasında farklı ilişkileri kurabilecek yaklaşımları içinde barındırdığı gibi istatistik de yeni yaklaşımları içinde barındırır1. Yukarıda yeni gerçeklikleri belirleyebilmek için var olan gerçeklikler arasında farklı ilişkileri kurabilecek olay ve seçim için yapılan göreli yaklaşımlar, fizikteki göreliliğe benzer. Durgun halde bir metre boyunda olan bir cisim, durgun gözlemciye(ikinci gözlem/referans sistemi) göre yüksek hızlarda hareket ettiğinde cismin boyunu durgun haldeki boyundan daha kısa ölçmesine karşılık cismin üzerindeki gözlemciye(birinci gözlem sistemi) göre cismin boyu yine bir metre ölçülür. İkinci gözlem sistemi de hareketliyse, durgun olarak alınabilecek üçüncü bir gözlem sisteminden yapılacak ölçüme göre cismin boyu yine farklı ölçülecektir. Üçüncü gözlem sisteminin de hareketliyse, durgun olarak alınabilecek dördüncü bir gözlem sisteminden yapılacak ölçüme göre cismin boyu yine farklı ölçülecektir. Birinci gözlem sistemi cismin üzeri, ikinci gözlem sistemi yer, üçüncü gözlem sistemi güneş ve dördüncü gözlem sistemi galaksi alınabilir. Cismin gözlenen boyunu, gözlemin amacı belirler. Cismin gözlenen boyu gözlenen sistemle ilgilidir. Fizikte cismin gözlenen boyu farklı gözlem sistemlerine göre belirlenebildiği gibi istatistikte yeni gerçeklikleri belirleyebilmek için var olan gerçeklikler arasında farklı ilişkileri kurabilecek olay ve seçime yaklaşımlar yapılabilir. Yukarıda verilen olaya yaklaşım örneğinde; olayı renkler, durumların kırmızı ve beyaz olduğu ilk yaklaşımda olasılık ikiyken, ikinci yaklaşımda birinci yaklaşımdaki renk kavramı terkedilerek her bir durumu yani zar olay olarak belirlenmiş ve olasılığı altı olarak belirlenmiştir. olması gibi olasılıkları olay olarak belirleyen bağımlı olasılık yaklaşımı yapılır. Olay yerine çoğu zaman anlamlı en küçük parça’nın kısaltması olan “akp” kullanılacaktır. Bazı ölçme ve değerlendirme durumlarında bağımsız değişkenin akp’lerine bilgi, bağımlı değişkenin akp’lerine başarı denilir. Olaylar kümesinin anlamlı en küçük elemanı da olay’dır. Akp bir simgeyi veya simgelerin oluşturduğu bir kümeyi temsil edebilmesi, yapılan seçime bağlıdır. Örneğin, bir formülü oluşturan her bir simge bir akp olarak belirlenebileceği gibi, sözel bir metindeki simgelerin oluşturduğu kelime veya kelime grupları da akp olarak belirlenebilir. Kelime veya kelime gruplarının akp olarak belirlenmesi yapay zekayı, olması gereken insan beyninin düşünme sistemine yaklaştırır. İnsan beyni simgelerle düşünebildiği gibi kelime veya kelime gruplarıyla da düşünebilmektedir. Beyin isimleri, ne simgelerle nede hecelerle kodlama ve düşünme eğiliminde değildir. Örneğin; beyin, M-u-s-t-a-f-a veya Mus-ta-fa olarak değil Mustafa olarak kodlar ve düşünür veya Ç-an-k-a-y-a K-ö-ş-k-ü veya Çan-ka-ya Köş-kü olarak değil Çankaya Köşkü olarak kodlar ve düşünür. Kelime veya kelime gruplarının bir akp olması, yapay zekayı kelime ve hece yapım ve anlamlarının karmaşasıyla uğraşmak yerine, cümle yapısı üzerinden yapay zekayı, insan beyninin düşünme sistemine yaklaştırılabilir. Matematik ve istatistik evrenin gerçeklikleriyle(materyal yapısı ve bu materyal yapının davranışları)ilgilenmediğinden bilim değildir. Fakat bilimin kullandığı bir araç olmalarına karşılık fark istatistiğinin(ortalama alınarak yapılan istatistiksel işlemler) evrenin gerçekliklerini belirlemede kullanımı ya gerçeklikten uzaklaştırır ya da bizi gerçekliklerin doğal yapısını anlamadan uzaklaştırır. Verinin olasılık skorlarıyla sayısallaştırılması, veriye bilimsel mantığın(matematik mantık) uygulanmasını sağlar. 1 1.1 Tanımlar Belirli bir anlamsal bütünlük oluşturan akp veya akp’lere aşama denilecektir. Aşamalar içerdiği akp’lere göre sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırma içerilen akp’leri, diğer akp olasılıklarından bağımsız değerlendirilmesini(ihtimal, ortalama v.b. işlemlerle) sağlar. Aşama veya aşamaların oluşturduğu anlamsal bütünlüğü ise değişken denilecektir. Değişken, bağımlı ve bağımsız değişken olmak üzere ikiye ayrılır. Etkileyen değişkene “bağımsız değişken”, etkilenen değişkene “bağımlı değişken” denir. Bağımlı değişken birden çok bağımsız değişken içerir. Bazen bağımlı değişkeni etkileyen bağımsız değişkenlerin sınıflandırılması gerekir. Örneğin bir aracın belirli bir yolda sürtünme kuvvetine karşı yaptığı işi rüzgarlı ve durgun hava şartlarında belirlenmeye çalışıldığında, rüzgarlı hava şartlarından aracın hem hava sürtünme katsayısı hem de yere göre sürtünme katsayısı etkilenir. Araçla rüzgarın hızı arasındaki açı, aracın hava ve yere göre sürtünme kuvvetini etkileyeceğinden durgun ve rüzgarlı hava şartlarında yapılan iş farklılaşır. Yapılan işi hesaplaya bilmek için gözlemde bağımsız değişkenlerin sınıflandırılması hızlı sonuca ulaşmada etkili olabilir. Bağımlı değişkeni etkileyen bağımsız değişkenlerin ölçülmesinin zorlaştığı veya imkansızlaştığında bağımsız değişkenler direkt ve dolaylı bağımsız değişkenler olarak sınıflandırılabilir. Dolaylı değişkenlerin tanımlandığı durumlarda, bağımlı değişkeni etkileyen değişkenlere “diret bağımsız değişken” denilebilir. Bağımsız değişkeni etkileyen değişkenlere “dolaylı bağımsız değişken” denilebilir. Bağımsız değişkenlerde böyle bir sınıflandırmanın yapılması, dolaylı değişkenin/değişkenlerin hem direkt bağımsız değişkenlerle olan ilişkisi hem de bağımlı değişkenle ilişkileri analiz edilebilir. Değişken bir akp’den oluşabileceği gibi birden çok akp veya aşamalardan oluşabilir. Eğer bir değişken bir akp’den oluşuyorsa, o değişken bir aşamalıdır. Formüllerde değişkenler en az akp’yle tanımlanır. Örneğin, potansiyel enerji formülünde her bir değişken bir akp ile tanımlanır E = m . g . h. Eşitliğin solundaki E bağımlı değişken ve eşitliğin sağındaki her bir simge bağımsız değişkendir. Buradaki “eşitlik” değişken olmayıp, değişkenler arasındaki ilişkidir. Isı enerjisinde ise; sıcaklık değişimi iki akp ile (birinci akp ∆ ve ikinci akp T’dir), diğer değişkenler bir akp ile tanımlanabilir Q = m . c . ∆ T. Bazı özel ölçme durumlarında matematiksel simgelerde akp olarak alınabilir. Sözel ifadelerde ise kelime veya kelime gurupları aşağıda verilen Newton’un birinci yasında olduğu gibi akp ile tanımlanabilir. Bir cismin üzerine etki eden net kuvvet sıfırsa, cisim durgunsa durgun kalır, hareketliyse düzgün doğrusal hareket eder. Verilen bu örnekte altı çizili her bir kelime veya kelime grubu özel bir ölçme amacına göre bir akp olarak seçilmiştir. Virgülle ayrılan akp’ler ise birer aşamayı oluşturur. Değişkeni ve değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek için deney, gözlem veya teorik yöntemlerle veri toplamaya ölçme denir. Değişken, bilgi edinmek ve değerlendirme yapmak için belirlenir. “Değişkenlerin ilişkisini” veya “değişkenler arasındaki ilişkiyi” hesaplamalarla belirlemeye değerlendirme denir. Bilgi edinmek, yeni bilgilere veri oluşturmak veya anlamak için değerlendirme yapılır. Akp, aşama ve değişkenlere(bağımlı ve bağımsız değişken) “anlamlı parça” denilecektir. Anlamlı parça/ların oluşturacağı bütüne ise veri denilecektir. Deney veya gözlemlerle aynı anlamlı parça/lar için birden çok veri elde edilebilir. Olasılığa yapılan göreli yaklaşımlar gibi anlamlı parça ve veriye de farklı gerçeklikleri belirleyebilmek için göreli yaklaşımlar yapılabilir. Anlamlı parça ve veriye yapılacak göreli yaklaşım, birleştirme yaklaşımıdır. Anlamlı parçalara yapılacak birleştirme yaklaşımında, anlamlı parçalar birleştirilir. Birleştirilen anlamlı parçalar tek bir anlamlı parçaya dönüşmüş olur. Anlamlı bir bütünün, belirli anlamlı parçalarının birleştirilebileceği gibi tüm anlamlı parçaları da birleştirilebilir. Tüm anlamlı parçaları birleştirilen anlamlı bütün, tek bir anlamlı parçaya dönüşür. Anlamlı parçaları birleştirme yaklaşımda, anlamlı parçaların bir parçayla oluşturulabileceği kabulü yapılır. Veriye de anlamlı parçalara yapılan birleştirme yaklaşımı yapılabilir. Belirli verilerin birleştirilebileceği gibi tüm verilerde birleştirilebilir. Bu birleştirme yaklaşımı, verileri tek bir veri yapma kabulüne dayanır. Veri ve anlamlı parçalarda yapılacak birleştirme yaklaşımları sonucunda veri tek bir olaya kadar indirilebilir. Birleştirme işlemiyle oluşan yeni bütünün durum sayısı birleştirilen bütünlerin durum sayılarının toplamı kadar olur. Veri toplamak için yapılan “deneysel ölçme” ve değerlendirmeye gözlem2 denir. Veri/ürün elde etmek için şartların oluşturulmasına deney denir. Kısaca şartların oluşturulmasına deney denir. Kesinleştirmeye veya kesinleştirilmişe teorik denir3. Kesinleştirme tüm olasılık durumlarının kullanılmasıyla yapılır. Veri; deney, gözlem veya teorik elde edilebilir. Teorik yöntemlerle elde edilen veriye “teorik veri”, oluşturulan şartlarla(deneyle) yapılan ölçme ve değerlendirme sonucu elde edilen veriye “deneysel veri”, gözlemle elde edilen veriye de “deneysel veri” denir. Teorik ve deneysel veri, aynı değişken için iki farklı veri gurubu olabilir. Teorik veri, deneysel verinin diğer olasılıklarını da içeren örneklem uzaylarıyla oluşturulabilir. Deneysel verinin diğer olasılıklarıyla oluşturulabilecek örneklem uzayları, gerçekleşmemiş olasılıklarla üretilir. Bazı ölçme ve değerlendirme amaçlarında gerçekleşmiş olasılıklarla çalışmak, gerçekleşmemiş olasılıklarla çalışmaya göre değişken analizlerinde daha gerçek sonuçlar verebilir. Teorik ve deneysel veri gruplarının karşılaştırılmalarında teorik veriye “olması gereken veri”, deneysel veriye de “olan veri” denilecektir. İki farklı veri grubunun bulunduğu durumlarda deneysel verinin anlamlı parçaları ve bu parçaların olasılıklarının belirlenebilmesi için teorik veriye ihtiyaç duyulabilir. Verinin sayısal bir değeri varsa sayısal değerleriyle bilgi elde edilebileceği gibi, veriye skorlar verilip sayısallaştırılarak da bilgi elde edilebilir. Verinin sayısallaştırması aynı zamanda olasılıklarıyla tanımlanması demektir. Bir gerçeğin farklı görünümlerini elde edebilmek için verinin sayısal değeri ve olasılık skorları ayrı ayrı kullanılabileceği gibi birlikte de kullanılabilir. Grafik gösterimlerinde sayısal ve olasılık değerleri sıklıkla birlikte kullanılır. Örneğin herhangi bir anketin sonuçlarının gösterildiği grafiklerde hem sayısal değerler hem de olasılık değerleri birlikte kullanılır. Olasılık değerleri renk veya oranlarıyla gösterilir. Bir bütünün parçaları aynı zamanda olasılıklarıdır. Anket değerlerinin gösterildiği bütün grafiklerinde(daire v.b.) açı, oransal gösterim veya renk kodları aslında olasılık durumlarıdır. Açıda olasılık durumu, 360 eşit parça üzerinden gösterildiğinde her bir derece Gözlem hakkında daha fazla bilgi edinmek için Griffiths’ın elektromanyetik teori kitabının(1996), ss: 348-349 sayfalarına bakılabilir. 3 Doğruluğu göreli olabilir. 2 bir olasılık durumudur. Artma veya azalma için renk kodu kullanıldığında her bir renk bir olasılık durumudur. Teorik ve deneysel veri anlamlı parçalarına ayrılır. Akp, aşama ve değişkenlerini ölçümün amacı belirler. Örneğin; potansiyel enerji formülünde(E = m.g.h) ölçmenin amacına göre sadece değişkenler akp olarak tanımlanabileceği gibi hem değişkenler hem de matematiksel ilişkiler(eşitlik ve çarpma) akp olarak tanımlanabilir. Potansiyel enerji örneğinde olduğu gibi sadece değişkenlerin akp olarak tanımlandığı ölçmelerde her bir değişken bir aşamalı olur. Matematiksel ilişkilerinde akp olarak tanımlandığı ölçmelerde amaca göre farklı yaklaşımlar yapılabilir. İlk yaklaşımda; formülün tümü bir aşama olarak tanımlanabilir. Bu durumda formülün değişkenleri, ölçmenin amacıyla belirlenmiş farklı bir değişkenin aşaması olur. İkinci yaklaşımda; matematiksel ilişkilerde bir değişken olarak tanımlanabilir. Üçüncü yaklaşımda; her bir matematiksel ilişki bir değişken olarak tanımlanabilir. Dördüncü yaklaşımda; matematiksel ilişkiler ilgili olduğu değişkenin bir akp’si olarak tanımlanabilir. Olasılık ve akp için yapılan göreli yaklaşımlar, aşama ve değişkenler için de yapılabilir ve yapılacak yaklaşımları ölçmenin amacı belirler. İhtimaller olay ve olasılıklara yapılacak göreli yaklaşımlarla belirlenebildiğine göre, akp ve akp’lerin olasılıklarına yapılacak yaklaşımlarla yeni gerçeklikleri belirleyerek bilgi edinmek, yeni bilgiler için veri oluşturmak veya anlamak için olasılık dağılımlarının bölümüyle yapılan hesaplamalara ihtimal hesaplaması denir. Akp ve olasılıklara yapılacak yaklaşımlar ihtimal ve hesaplamalarını farklılaştırılır. Akp’lere iki yaklaşım yapılabilir. Bunlar; akp’lerin temsil edeceği parçalar ve akp’nin temsil edileceği bütün. İlk yaklaşımın ihtimallerindeki değişim için sayfa A1’deki ilk örneğe bakılabilir. İkici yaklaşımda, olan veya olabilecek akp’lerin, olması geren akp’lere bölümüyle ihtimal hesaplanır. Bu aynı zamanda akp’lerin oluşturduğu bütünü bir olay seçip, olasılığını akp sayısı yapma yaklaşımıdır ve seçilen olasılıkların gelme ihtimalinin toplamını veya seçilmeyen olasılıkların gelmeme ihtimalini verir. Örneğin iki olasılıklı beş akp’lik bu bütünün 3 akp’si olduğunda, ihtimali 3/5 dir. Bu iki olasılıklı beş akp’lik bir bütünü(aşama veya değişken) bir olay seçip, olasılığımızı beş yapma yaklaşımıdır. Olasılıklar 1, 2, 3, 4 ve 5 ise örneğin 4 ve 5’in gelmeme ihtimali 3/5 dir. Bu, seçilen olasılıkların(1, 2 ve 3) gelme ihtimallerinin(1/5+1/5+1/5=3/5) toplamıdır ve bu olan akp’lerin olması gereken akp’lere bölümüne eşittir.