kocaeli bölgesinden osmanlı donanması için kalyoncu temini

advertisement
KOCAELİ BÖLGESİNDEN OSMANLI
DONANMASI İÇİN KALYONCU TEMİNİ
Şenay ÖZDEMİR GÜMÜŞ*
Kocaeli Sancağı Osmanlı denizciliğiyle ilgili olarak donanma gemilerinin inşasında
kullanılan kerestenin temin edilmesindeki önemli rolüyle ön plana çıkmaktadır. Bölge
yüzyıllar boyunca gerek Tersane-i Amire’de gerekse diğer tersane ve işliklerde inşa
edilen donanma gemilerinin gövde, sütun, seren, kürek vb. parçalarının imali için gereken
keresteyi sağlamıştır.1 Ancak Kocaeli Sancağı, donanma oluşturmak için gerekli olan
hammaddenin temini dışında, aynı zamanda denizcilik faaliyetlerinin bir başka önemli
boyutu olarak donanmada görevlendirilecek çeşitli personelin temin edildiği bir bölgeydi.
Kıyı bölgelerinde geçimlerini denizcilik faaliyetlerinden sağlayan dolayısıyla denizciliğe
yatkın nüfusun çokluğundan dolayı Osmanlı Devleti donanmanın kadrolu personelinin
yeterli gelmediği dönemlerde eksikleri öncelikle bu bölgelerden temin etmekteydi. Bu
çerçevede Kocaeli Sancağı hem gemilerin seyr ü seferinde görev alan personelin hem
de savaşçı personelin talep edildiği bölgeler arasında yer almıştır.2 Özellikle de savaş
dönemlerinde kadrolu personel dışında donanmada bir deniz sezonu görevlendirilmek
üzere ihtiyaç duyulan kalyoncuların temininde sıklıkla Kocaeli halkının hizmetine
başvurulmuştur. Çalışmamızda 18. yüzyılın sonlarında gerçekleşen üç savaş döneminde
(1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı, 1787-1792 Osmanlı-Rus, Avusturya Savaşı ve 1798
Fransa’nın Mısır’ı işgali) Osmanlı donanmasındaki kalyoncu eksiğinin nasıl giderildiği
Kocaeli sancağı örneğinde incelenerek bu konuda Kocaeli bölgesinin donanmaya katkısı
değerlendirilmektedir.3
Donanmada Kalyoncu Sınıfı ve Kocaeli Sancağı’ndan Kalyoncu Talepleri
17. yüzyılın sonlarında Osmanlı donanmasında kürek devrinden yelken dönemine
geçilirken, bu değişiklik donanmada kalyoncu olarak adlandırılan yeni bir sınıfın ortaya
*
1
2
3
Doç. Dr., Mersin Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, belit33@mersin.edu.tr.
İdris Bostan, Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Tersane-i Amire, Ankara, 1992, sf. 102-112, 119, 148; Yusuf
Alperen Aydın, Sultanın Kalyonları, Osmanlı Donanmasının Yelkenli Savaş Gemileri (1701-1770), İstanbul 2011, sf.
224-237.
Örneğin 1712 yılında zahire nakli için İznikmid’de inşa edilen 50 filikada görevlendirilecek gemicilerin talep edildiği
yerler arasında Yalakabad da bulunmakta olup buradan 10 gemici istenmişti, Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Cevdet
Bahriye, 76/3601. 1769 yılında, Rusya ile savaşa hazırlanan donanma için Kocaeli’nin çeşitli sancaklarından zımmi
filikacılar talep edilmişti, BOA, Cevdet Bahriye, 14/684, bkz. Tablo I. 1777 yılında ise Rodos, Midilli ve Sinop’ta inşası
bitmek üzere olan ve ilkbaharda Akdeniz’e gönderilecek kalyonlar için ihtiyaç duyulan 2350 kalyoncu levendatının
500’ü İznikmid ve Adapazarı’ndan istenmişti. Kalyoncu istenen diğer yerler ve sayıları ise şöyleydi: İzmir ve Menemen
(1000), Gelibolu, Eceabad, Lapseki (500), Bozcaada (100), Midilli (250), BOA, Cevdet Bahriye, 247/11428.
18. yüzyılın sonlarında Kocaeli sancağı şu kazalardan oluşmaktaydı: İznik, Üsküdar, Yalakabad (Yalova), Sapanca,
İznikmid (İzmit), Geyve, Pazarsuyu, Sarıçayır, Ab-ı Safi, Göreler (Pazarköy/Orhangazi), bkz. Resul Narin, XIX. Yüzyılda
Adapazarı, Sakarya 2011, sf. 21.
267
çıkışını da beraberinde getirdi. Uzunçarşılı, kalyoncu ocağının kuruluş tarihi olarak 1682
yılını, kaldırılmasını ise 1827 yılı olarak göstermektedir.4 Süleyman Nutkî, Kamûs-ı
Bahrî’de esas olarak kalyon tipi gemilerin mürettebatına verilen “kalyoncu” adının bir
genellemeyle tüm bahriyeliler için kullanıldığını yazmaktadır.5 Mustafa Nuri Paşa, Netayic
ül-Vukuat’da daima Tersane-i Amire’de bulunan yelkenci, topçu ustaları, tersane çavuşu
gibi personele “gedikli kalyoncu” denildiğini bunun dışında her yıl sefer dönemi için
kıyı bölgelerinden kalyoncu bayraklarının açılmasıyla ayrıca bayrak askeri toplandığını
belirtmiştir.6 Uzunçarşılı da kalyoncuların, yelkenli gemilerde hizmet etmek üzere her yıl
donanma denize açılmadan önce çeşitli kazalardan toplanan geçici statüde bahriye personeli
olduğunu belirtmekte ve özellikle bunların donanmanın daimi personeli olan levendlerle
karıştırılmaması gerektiğini vurgulamaktadır.7
Yelken döneminde de donanma gemilerinde hizmete devam eden levendler ile kalyoncu
sınıfı arasındaki ayrıma 1792-98 yılları arasında Osmanlı topraklarında inceleme gezileri
yapan Olivier de değinmiştir. Olivier, donanma gemilerinin tayfa ve askerini oluşturduğunu
belirttiği bu iki sınıf arasındaki farkı levendlerin kıyı bölgelerinden gelen Türk ve Rumlardan
oluşan daimi bir denizci sınıfıyken kalyoncuların sadece Müslümanlardan oluşan geçici
statüde bir gurup olmalarıyla açıklamıştır. Ancak seyahatini yaptığı dönemde artık hepsine
kalyoncu denildiğini de sözlerine ekler.8 Çalışmamızda kullandığımız belgelerde kalyoncu
tabiri donanma gemilerinde savaşçı personel olarak hizmet etmek üzere toplanan kişiler
için kullanılmakla beraber kalyoncu neferatı, kalyoncu levendatı ve levend tabirlerinin
bir arada, aynı anlamda kullanılması bu dönemde kalyoncu ile levend arasında bir fark
olmadığını göstermektedir.9 Fakat 18. yüzyılın sonlarında Rumların isyanından sonra
donanmada artık levend ismi bırakılarak bunun yerine kalyoncu tabiri kullanılmıştır.10
Kocaeli’nin de dâhil olduğu Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’nin sancakları ile buraların
dışında Rumeli, Marmara ve Batı Anadolu’nun diğer kıyı yerleşimleri kalyoncu talep edilen
bölgelerdi. İlkbaharda denize açılacak donanma gemilerine kalyoncuların zamanında
yetiştirilebilmesi için hazırlıklara aylar öncesinden başlanıyordu. Her yıl donanma sefere
hazırlanırken tersane kaleminden ihtiyaç duyulan kalyoncu sayısı ve bunların hangi
kazalardan toplanacakları belirlenir, kaptan-ı derya tarafından Bab-ı Ali’ye sunulurdu.11
Marttan önce Tersane-i Amire’ye ulaştırılmaları beklenen kalyoncular için ocak ve şubat
aylarında kalyoncu yazılacak kazaların kadı ve diğer görevlilerine emirler gönderilmekteydi.
Belirlenen kazalardan kalyoncu askeri yazmak üzere İstanbul’dan ayrıca bir mübaşir
görevlendirilmekteydi. 1769 Martında İznikmid, Bursa, Gelibolu ve çevresinden kalyoncu
neferi yazımı için Kalyonlar Ruznamçesi 2. halifesi atanmış ve ayrıca kendisine 10 çavuş
ve kendi seçeceği 5 kişi de yardımcı olarak verilmişti.12 Merkezden atanan mübaşir ve
adamları dışında her kazanın kadısı, zabitan, ayan vb. kişiler de kalyoncu yazımında
mübaşire yardımla yükümlüydüler.13
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
268
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Ankara 1988, sf. 485-86.
Süleyman Nutkî, Kamûs-ı Bahrî, (Haz. Mustafa Pultar), İstanbul 2011.
Mustafa Nuri Paşa, Netayic Ül-Vukuat, C. III-IV, (Haz. Neşet Çağatay), Ankara 1992, sf. 121.
Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin…, sf. 488, 485.
Olivier, Türkiye Seyahatnamesi, (Çev. Oğuz Gökmen), Ankara 1977, sf. 29. 18. yüzyılda Osmanlı donanmasındaki
kalyonlar üzerine çalışmasında Yusuf Alperen Aydın, kalyoncu tabirine değinmeyip bu dönemde kalyonlarda görevli her
tür personelin levend olarak adlandırıldığını belirtmektedir, bkz. Sultanın Kalyonları, sf. 295-296.
BOA, Cevdet Bahriye, 14/684 (Aralık 1769). Bu kullanımlara dair ayrıca bkz. BOA, Cevdet Bahriye, 254/11759 (Ocak
1770), 12/574 (Ağustos 1773), 247/11428 (Şubat 1777), 111/5391 (Ocak 1790).
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Levend”, İslam Ansiklopedisi, C. 7, İstanbul 1993, sf. 47. Mustafa Cezar ise H. 1245 yılına
kadar belgelerde levendlere rastlandığını ifade etmektedir, bkz. a.g.y., Osmanlı Tarihinde Levendler, İstanbul 1965, sf.
170.
Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin…, sf. 485.
Bunlara harcırah olarak 350 kuruş verilecekti, BOA, Cevdet Bahriye, 242/11235.
1770 yılında Adapazarı ve tevabii kazalardan istenen kalyoncuların hazırlanmasında Kocaeli ve Sakarya’dan sağlanan
kerestenin İstanbul’a ulaştırılmasında görevli olan tahta serdarı da görevlendirilmişti, BOA, Cevdet Bahriye, 254/11759.
Tahta serdarlığı hakkında bkz. F. Yavuz Ulugün, Kocaeli ve Çevresi Denizcilik Tarihi, İzmit 2009, sf. 35.
Şenay ÖZDEMİR GÜMÜŞ
Ruz-ı hızırdan ruz-ı kasıma dek donanmada görev alacak kalyoncular, belirlenen
kazalarda bayrak açılmak suretiyle gönüllü katılımla toplanmaktaydı.14 Kalyoncuların
sağlıklı, savaşabilecek kişilerden seçilmesi gerekiyordu. Donanmada görev alacakları için
denizciliğe alışkın olmaları da istenmekteydi. Bu durum belgelerde gemi hizmetini bilen,
derya seferi bilen, fenn-i bahriyeye aşina biçimlerinde ifade edilmekteydi.15 Denizcilik
tecrübesine sahip kalyoncu bulmanın en pratik yolu kıyı bölgelerinde geçimlerini
denizcilikten sağlayan kişileri asker olarak yazmaktı. 1773 yılında Karadeniz’e çıkarılacak
donanma kalyonları için Kartal’dan boğazdaki Kemer iskelesine kadar 39 iskelede
bulunan her gemiden fenn-i deryaya kadir ve savaşabilecek durumda 2 kalyoncu yazılarak
1000 nefere tamamlanması istenmişti.16 Aynı yıl Karadeniz’e çıkacak donanma gemileri
için İznikmid ve çevresindeki iskelelerdeki gemilerden de 280 kalyoncu istenmişti.17
Gemilerin savaşçı personelini oluşturacaklarından yazılacakların ayrıca silahlı olmaları
gerekmekteydi. 1770 yılında Kırım’da olan kaptan-ı deryanın maiyeti için yeniden tüfekendaz kalyoncu yazılmasına ihtiyaç duyulduğunda İznikmid, Yalakabad, Mudanya,
Tekirdağ’dan savaşabilecek durumda, tam silahlı yiğitlerden tüfek-endaz kalyoncu
hazırlanması istenmişti.18
Her kazadan yazılan kalyoncuların içerisinden bir kişi kalyon ağası, bir kişi de
kalyoncu alemdarı atanmaktaydı. Toplanan kalyoncular mübaşir tarafından atanan kalyon
çavuşu, kalyon ağası ve bölge halkının görevlendirdiği kişiler tarafından İstanbul’a
götürülmekteydiler. Kazalardan toplanan kalyonculara görev süreleri boyunca yevmiye
üzerinden hesaplanarak 2’şer kıst mevacip verilmekteydi. 1777 yılında yeni inşa edilen
kalyonlar için istenen kalyoncuların 2’şer kıst mevacibi 23 kuruştu.19 1799 yılında
kazalardan toplanan her bir kalyoncuya ödenen maaş yine 23 kuruştu. Fakat bunların
içerisinden baş ağaya 50, alemdara 28,5 kuruş olarak daha fazla bir para ödenmekteydi.20
Bu ücretin ödenmesinde genel uygulama bir kıst ücretin hazineden mübaşirle birlikte
gönderilerek kadı ve diğer görevliler vasıtasıyla kalyoncuların yazımı sırasında askerlere
peşin verilmesi, kalanının ise Tersane-i Amire’de ödenmesiydi.21 Fakat özellikle savaş
dönemlerinde bu genel uygulamadan farklı olarak kalyoncuların ücretlerinin tamamının
peşin verildiği de görülebilmektedir.22 Bu durum donanmaya asker temininin hayati bir
önem taşıdığı bu dönemlerde halkı kalyoncu yazılmaya teşvik etmekle ilgili olmalıdır.
Lehistan meselesi üzerine yaşanan anlaşmazlık 1768 yılında Osmanlı Devleti’nin
Rusya’ya savaş ilanı ile sonuçlanmış ve Osmanlı donanması 1769, 1770 sefer yıllarında
özellikle Tuna ve Karadeniz’de Rus donanmasına karşı hazırlanmıştı. 1770 sefer yılı için,
1769 Aralığında gönderilen emirlerde Rusya’ya karşı donanma kalyonlarında bulunan
mellah vs. neferattan başka çeşitli kazalardan savaşabilecek durumda 6300 kalyoncu ve
zımmi filikacı hazırlanması istenmişti. Bu tarihte kalyoncu istenen yerler Kocaeli, Bursa,
Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ bölgelerinden oluşmaktaydı. Bu rakamın önemli bir bölümü
14 Mustafa Nuri Paşa, Netayic ül-Vukuat, sf. 121. 1769 yılında Geyve ve Akhisar kazalarından toplanacak kalyoncular
için bölgede gemi hizmetini bilen, savaşabilecek yiğitlerin teşvik edilmesi istenmişti, BOA, Cevdet Bahriye, 14/684.
1770 yılında İznikmid, Yalakabad, Mudanya, Tekirdağ’da savaşabilecek durumda, tam silahlı yiğitlerden tüfek-endaz
kalyoncu yazılmaya talep ve rağbet varsa hazırlanarak Tersane-i Amire’ye gönderileceklerdi, BOA, Cevdet Bahriye,
189/8892.
15 BOA, Cevdet Bahriye, 14/684 (Aralık 1769); 111/5391 (Ocak 1790); BOA, Hatt-ı Hümayun, 185/8695 (Ağustos 1789).
16 Bu askerlerin 2’şer kıst ücretleri görevli mübaşir tarafından peşin verilecekti, BOA, Cevdet Bahriye, 228/10601;
185/8693.
17 BOA, Cevdet Bahriye, 14/677.
18 BOA, Cevdet Bahriye, 189/8892.
19 Bu kalyonlar için celbi istenen 2350 kalyoncunun 2’şer kıst mevacibi 54 bin 50 kuruştu, BOA, Cevdet Bahriye,
247/11428.
20 BOA, Cevdet Bahriye, 66/3104.
21 Bunların yiyecek-içecekleri de diğer kalyoncu neferatı gibi karşılanmaktaydı, BOA, Cevdet Bahriye, 14/684 Aralık
1769), 254/11759 (Ocak 1770).
22 BOA, Cevdet Bahriye, 12/574 (Ağustos 1773); 111/5391 (Ocak 1790).
269
olarak 2500 kadar kalyoncu Kocaeli sancağına bağlı kaza ve karyelerden hazırlanacaktı.
Tablo I: 1770 Yılı Deniz Seferi İçin Hazırlanması İstenen Kalyoncuların Listesi23
Kalyoncu İstenen Yerler
İstenen Kalyoncu Sayısı
İstenen Zımmi Filika-keşan
İznikmid
1000
150
Geyve-Akhisar kazaları
1000
150
Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla,
Karamürsel,…., Derbend karyeleri
500
200
Bursa, Kete
1500
200
Mudanya, Eşkel, Bergaz, Trilye
300
150
İnegöl, Gemlik, Pazarköy, Kumla
500
100
Bandırma, Gönen, Mihaliç, Balıkesir,
Kelimiye, Akhisar, Kemer-Edremid,
Armudovası, Karaağaç, Bayramiç,
Ayazmend, Kirmasti, Çandarlı
500
100
Lapseki, Bergaz, Sultaniye, Kumkale,
Kilidbahir, Seddülbahir, Gelibolu,
Şehirköy, Eceovası, Tekfurdağı
1000
200
TOPLAM
6300
1250
Aynı sefer yılı için ayrıca Adapazarı ve tevabi’i kazalarından 1500, Bolu Sancağı’ndaki
bazı kazalardan da 700 kalyoncu istenmiş olması gerçekte 1770 yılında donanma
gemilerine talep edilen kalyoncu sayısının daha fazla olduğunu göstermektedir.24 Bu
tarihte, donanma sefere hazırlandığı sırada Baltık’tan kalkan Rus filosu henüz Akdeniz’e
ulaşmamıştı, dolayısıyla donanmanın hazırlığına henüz bir etkisi söz konusu değildi.
Birkaç ay sonra Akdeniz’de Osmanlı sularında boy gösteren Rus filosu 6-7 Temmuz
gecesi Çeşme limanında Osmanlı donanmasını yakarak ortadan kaldırmıştı. Donanmanın
önemli kısmının Çeşme’de kaybedilmesinin savaşın devamında kalyoncu askeri alımını
nasıl etkilediği önemlidir. Bu konuda rakamsal olarak 1772 ve 1773 yıllarında Kocaeli
sancağından toplanan kalyoncularda bölgeden daha önce istenenlere kıyasla ciddi bir düşüş
olmuştur. 1772 yılında Akdeniz ve Karadeniz’e çıkacak donanma gemilerine kalyoncu
toplamakla görevli Hasan Ağa İznikmid, Karamürsel, Akhisar, Geyve ve Pazarköyü’nden
238 nefer toplayabilmişti.25 1773 Martında ise Karadeniz’e çıkarılacak donanma gemileri
için İznikmid ve tevabi’i iskelelerindeki gemilerden 280 kalyoncu, Karamürsel’den de 100
levend istenmişti.26
Bu savaşın sona ermesinin ardından Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın kaptan-ı deryalığı
döneminde donanmada yeni gemilerin inşası, gemilerdeki iç disiplinin sağlanması, subay
personelinin eğitimi konularında önemli çalışmalar yapıldı. Kaptan-ı deryanın donanmada
başlattığı ıslahat çalışmalarında ele aldığı konulardan bir tanesi de kalyoncu sınıfına bir
düzen verilmesi olmuştu. Bu dönemde Kasımpaşa’da kalyoncuların ikameti için bir kışla
yapıldı. Kalyoncular için kışla inşasının nedenlerinden biri İstanbul’da sıklıklı asayişi
bozan davranışlarıyla sorun oluşturan kalyoncuları disiplin altına alma isteğiydi.27 İkincisi
ise, bu sayede her yıl sefer dönemlerinde toplanan, sefer bitince evlerine dönen derleme
bir gurup yerine donanma için daimi, eğitimli bir personel hazır tutulabilecekti. Bu amaçla
Cezayirli Gazi Hasan Paşa inşa ettirdiği bu kışlaya 3000 kalyoncu yerleştirdi.28
23
24
25
26
27
28
270
BOA, Cevdet Bahriye, 14/684 (Aralık 1769).
BOA, Cevdet Bahriye, 254/11759 (Ocak 1770).
BOA, Cevdet Bahriye, 164/7740.
BOA, Cevdet Bahriye, 14/677; 12/574.
Ahmed Vasıf Efendi, Mehâsinü’l-Âsâr ve Hakaikü’l-Ahbâr, (Y. Haz. Mücteba İlgürel), Ankara 1994, sf. 134-135.
Daniel Panzac, “Yelkenli Gemilerin Altın Çağında Osmanlı Donanmasına İnsangücünün Sağlanması (1660-1850)”,
Devletin Silahlanması, Ortadoğu ve Orta Asya’da Zorunlu Askerlik (1775-1925), İstanbul 2003, sf. 59.
Şenay ÖZDEMİR GÜMÜŞ
Osmanlı Devleti’nin Kırım’ı geri almak amacıyla 1787 yılında Rusya’ya karşı başlattığı
savaşa bir süre sonra Avusturya da Rusya safında dahil olmuştu. Bu savaşta Osmanlı
donanması Karadeniz’de Rus donanması ve Akdeniz’de de Ruslarla ittifak halinde Osmanlı
Devleti aleyhine faaliyet gösteren Rum gemilerine karşı sefere çıkmıştır.29 1789 yılında
Karadeniz ve Akdeniz’e çıkacak donanma kalyonları için Rumeli, Anadolu ve adalardan
2’şer kıst mevacibleri peşin verilmek üzere 15225 kalyoncu levendatı talep edilmişti. Bu
sayının 450’si Kocaeli sancaklarından istenmekteydi. Kalyoncu istenen tüm kazaların
isimlerinin yer aldığı bu listede 1789 sefer dönemi için kıyı sancakları ile adalar dışında
Kütahya, Afyon, Beğpazarı gibi iç bölgelerin de yer alması dikkat çekmektedir.
Tablo 2: 1789 Yılında Donanma Kalyonları İçin Talep Edilen Kalyoncular ve Ücretleri30
Drama, Siroz, Zihne,
Timurhisar
Nefer 450
Kuruş 10642,5
Alasonya, Serfica, Hasköy,
Petriç, Munlak
Nefer 250
Kuruş 5912,5
Tire, Ödemiş, Birgi, Bayındır
Nefer 400
Kuruş 9460
Balya, Çan, Ezine
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Bursa, Balıkesiri, Bigadiç
Nefer 550
Kuruş 13007,5
Kemer-Edremid, Çandarlı
ma’-Ayazmend
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Teke, Alaiye
Nefer 350
Kuruş 8277,5
Saline, Livadiye, Atina (?)
Nefer 250
Kuruş 5912,5
İzdin, Talende, Çatalca,
Armiye,…., Badrecik
Nefer 350
Kuruş 8310
Gümülcine, Preveşte, Kavala,
Mekri, Selanik, Derine,
Yenice-i Vardal
Nefer 625
Kuruş 14781
Kıbrıs
Nefer 250
Kuruş 5912,5
Gelibolu, Evreşe, Şehirköyü
Nefer 200
Kuruş 4730
İznikmid, Yalakabad
Nefer 200
Kuruş 4730
Kepsud, Nevahi-i Bergama,
Manyas, Tırhala, Bergama
Nefer 300
Kuruş 7095
Güzelhisar, Köşk, …., Köstel
nam-ı diğer Barlı, Bozdoğan,
Ayasluğ, Baltıbolu?
Nefer 375
Kuruş 8885
İzmir, Örendin, Menemen-i
Güzelhisarı ve diğer Menemen
Nefer 425
Kuruş 10067,5
Foçalar ve cezire-i Sakız ve
Çeşme
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Yenişehir, Tırhala, Tırnova
Nefer 450
Kuruş 10642,5
Karakara, Avrethisar, İstefe
Nefer 325
Kuruş 7686,5
Eğriboz, Kızılhisar, İstefe
Nefer 300
Kuruş 7095
İnebahtı kazalarından
Nefer 200
Kuruş 4730
Limni
Nefer 50
Kuruş 1182,5
Menteşe kazalarından
Nefer 400
Kuruş 9460
Manisa, Olabad, Akhisar,
Gördös, Körden, Demirci
Nefer 450
Kuruş 10642,5
Urla, Ezine Sivrihisarı,
Kuşadası
Nefer 250
Kuruş 5912,5
Kastamonu sancağından
Nefer 750
Kuruş 17737,5
Rodos, İstanköy, Bodrum ma’
Karabağ
Nefer 250
Kuruş 5912,5
Kozluca, Tuzla, Bayramiç,
Ezine
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Biga, Lapseki, Çardak, Bergos
Nefer 225
Kuruş 5337
Kotan, Aydıncık, Mihaliç
Nefer 300
Kuruş 7095
Liva-i Hamid
Nefer 400
Kuruş 9460
Bolu, Akçeşar
Nefer 250
Kuruş 5912,5
Midilli, Molova, Kalonya
Nefer 150
Kuruş 3547,5
29 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. IV/1, Ankara 1995, sf. 563-566.
30 BOA, Topkapı Sarayı, 2717 (Aralık 1788).
271
Yenişehir, Surhisar, Eskişehir
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Kale-i erba’, Bozcaada
Nefer 125
Kuruş 2972,5
Kirmasti, Edirnas, Çandarlı,
Simo
Nefer 100
Kuruş 2365
Kütahya, Sincanlı, Sandıklı
Nefer 350
Kuruş 8277,5
Akşehir, Yenişehri
Nefer 200
Kuruş 4730
Beğpazarı
Nefer 300
Kuruş 7095
Tekfurdağı, İnecik
Nefer 225
Kuruş 5337,5
Alaşehri
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Malkara, Keşan, İpsala,
Ferecik, İnoz
Nefer 250
Kuruş 5912,5
Mudanya, Gemlik
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Eceabad, Maydos
Nefer 200
Kuruş 4730,5
Gekböze, Kartal
Nefer 100
Kuruş 2365
Alaplı, Ergili, Filyos, Bartın
Şable, Ağva, Kefken
taraflarından Bulak’a varınca
Nefer 200
Nefer 600
Kuruş 4730
Kuruş 14190
Afyonkarahisar, Hümavaşaklı Uşak, Çal, Beklan
Nefer 230
Nefer 400
Kuruş 5402,5
Kuruş 9460
Bilecik
Honos, Kuyucuk, Kelimye
Nefer 100
Nefer 200
Kuruş 4730
Kuruş 2365
Çekmece-i Kebir ve Sagir,
Kaş, Kalkan
Silivri, Kavak
Nefer 500
Nefer 120
Kuruş 11825
Kuruş 2857
Bihce (?)
Datça
Nefer 50
Nefer 50
Kuruş 1182,5
Kuruş 1182,5
Karamürsel, Pazarköyü, İnegöl TOPLAM
Nefer 15225
Nefer 150
Kuruş 3547,5
Kuruş 360217
1790 yılında donanma gemileri için 2’şer kıst mevacipleri peşin gönderilerek taşra
bölgelerinden 16 bine yakın kalyoncu talep edilmiş fakat bunun ancak 11 bin kadarı
Tersane-i Amire’ye gelmişti.31 1790 ocağına ait bir belgede talep edilen bu kalyonculardan
3250’sinin hangi bölgelerden istendiğini öğrenmekteyiz. Donanma gemilerinden ilk olarak
sefere çıkacak olan bazı kalyonlar için talep edilen derya seferi görmüş, savaşabilecek
durumda, fenn-i bahriyeye aşina yiğitlerden hazırlanması istenen bu 3250 kalyoncunun
500 kadarı Kocaeli sancaklarından yazılacaktı.32
Tablo 3: 1790 Yılında Donanma Kalyonları İçin Talep Edilen Kalyoncu Levendatı33
Defter oldur ki 1204 senesine mahsûben donanma-yı hümâyûn için müretteb kalyoncu levendatından
mukaddemce ihrâc olunacak bir takım donanma-yı hümâyûn için etrâf kazâ ve sevâhilden evvel be-evvel
celbi iktizâ’ eden asâkirin defteridir.
Bâ-mübâşeret Çukadar Mehmed Ağa
Kaza-i Çekmece-i Sagir 30
Kaza-i Çekmece-i Kebir 30
Kaza-i Silivri 30
Bâ-mübâşeret Ebru Çavuş
Kaza-i Tekfurdağı 200
Bâ-mübâşeret Karslı Ahmed Çavuş
Kaza-i Malkara 50
Kaza-i Keşan 75
Bâ-mübâşeret Uzun Mehmed Çavuş
Kaza-i Gelibolu 100
Şehirköy 50
Evreşe 25
Bolayır 30
Kavak 30
Bâ-mübâşeret El-Hac Ahmed Çukadar
Eceabad ma’-Maydos 200
İnecik 25
Bâ-mübâşeret Trabzoni Uzun Hüseyin Çavuş
İpsala 25
Karacık 50
İnoz 25
31 BOA, Hatt-ı Hümayun, 209/11181.
32 BOA, Cevdet Bahriye, 111/5391.
33 BOA, Cevdet Bahriye, 111/5391.
272
Şenay ÖZDEMİR GÜMÜŞ
Bâ-mübâşeret İsmail Ağa-yı Enderun
Kartal 25
Gekböze 25
Yalakabad 75
Bâ-mübâşeret Kahvecibaşı Yahya Ağa
Akhisar-ı Geyve 50
İznikmid 100
Bâ-mübâşeret Kahvecibaşı Yusuf Ağa
Karamürsel, Pazarköy, İnegöl, İznik 200
Bâ-mübâşeret Boluvi Ahmed Çavuş
Mudanya ma’-Gemlik 150
Bâ-mübâşeret Çukadar-ı hz. Kaimakami Uzun
Ahmed Ağa
Bursa 400
Bigadiç 50
Bâ-mübâşeret Mehmed Ağa
Mihaliç 100
Bâ-mübâşeret Mehmed Ağa
Konak 100
Manyas 50
Bâ-mübâşeret Katib mutasarrıf
Lapseki ma’-Çardak ma’-Bergos 150
Biga 100
Bâ-mübâşeret Süleyman Çukadar
Kale-i Erbaa der Boğaz-ı Bahr-ı Sefid 200
Bâ-mübâşeret Fermani Abdullah Çavuş
Korluca? Ma-Tuzla 50
Bayramiç 50
Edremid 50
Bâ-mübâşeret Çukadar Ahmed Ağa
Midilli, Kalonya, Molova 300
Bâ-mübâşeret Çukadar-ı hz.
Kapıcıoğlu Ahmed Çavuş
Kemer-Edremid 100
Çandarlı ma’-Ayazmend 50
Kaimakami
ve
Bâ-mübâşeret Osman Ağa
Limni 50
Bozcaada 50
TOPLAM 3250
1791 Şubatına ait bir belgeden de yine çeşitli kazalardan donanma için toplamda 3095
kalyoncu istendiğini öğrenmekteyiz. Ancak bu belgede yer alan kazalar dışında aynı dönem
Lefke’den 50, Gekböze’den 150 ve Bilecik’ten 100 kalyoncu istenmiş olmasından bu sefer
döneminde de celbi istenen kalyoncu sayısının daha fazla olduğu anlaşılmaktadır.34
Tablo 4: 1791 Yılında Çeşitli Kazalardan Talep Edilen Kalyoncular35
Kalyoncu istenen bölgeler
Hayrabolu, Keşan, İpsala, Malkara
Mekri
İstenen Kalyoncu Sayısı
200
50
Yenice-i Karasu
100
Gümülcine
150
Evreşe
75
Şehirköy
150
Hasköy
100
Gelibolu
100
Eceabad ma’-Mandros
200
Tekirdağ
200
İlecik
25
Kavala
75
Drama
50
Praveşte
Misrarkine (?)
150
75
34 BOA, Cevdet Bahriye, 11/549; 30/1414; 188/8842.
35 BOA, Cevdet Bahriye, 92/4428.
273
Ferecik
50
Bursa
400
Mudanya
100
Gelibolu
75
Kartal
25
İznikmid
100
Gemlik
100
Yenişehir-i Bursa
50
Akhisar-ı Geyve
50
İznik
75
Şable
100
Karamürsel
70
Geyve
50
Bandırma
150
TOPLAM
3095
Kalyoncu Askeri Yazımında Yaşanan Sorunlar
Kalyoncu yazımında gönüllülük esas alınmaktaysa da konuyla ilgili yaşanan sorunlar
dikkate alındığında bu usulden beklenen sonucun elde edilemediği anlaşılmaktadır. Yaşanan
sorunlardan biri talep edilen kalyoncu rakamının tamamlanmasında güçlük yaşanmasıydı.
Örneğin 1773 Mart sonlarında Karadeniz’e çıkarılacak donanma gemileri için İznikmid
ve tevabi’i iskelelerindeki gemilerden istenen 280 kalyoncudan 200 tanesi İstanbul’a
gelmekle birlikte 80 tanesi henüz gelmemiş, aynı yıl Karamürsel’den istenen 100 levendin
de tamamı hazırlanamamıştı.36 1791’de ise Geyve kazasından istenen 50 kalyoncunun 25’i
ücretlerini almayarak affedilmelerini istemişler fakat bu istekleri kabul edilmemişti.37
Kalyoncuların ilkbaharda denize açılacak donanmaya zamanında yetiştirilmeleri için
mart ayının yaklaşmasıyla birlikte kalyoncuları henüz göndermeyen veya eksik gönderen
kazalardaki görevlilere sürecin bir an önce tamamlanması için emirler gönderilirdi.
Donanmanın denize açılmasının yaklaştığı tarihte belirlenen kalyoncu sayısının
tamamlanamadığı durumlarda özellikle Kocaeli sancağı gibi İstanbul’a yakın olan yerlerin
önemi bir kat daha artmaktaydı. 1791 Şubatında Tersane-i Amire’ye ulaşması beklenen
kalyoncuların tamamlanmamış olması üzerine İznikmid, Hayrabolu, Keşan, İpsala,
Malkara, Gekböze ve Kartal kazalarına gönderilen emirlerde buraları kalyoncu istenen
diğer bölgelere kıyasla İstanbul’a yakın yerler olduğundan kalyoncuların bir an önce
gönderilmesi belirtilmekteydi.38
Kazalardan yazılan kalyoncuların İstanbul’a ulaştırılmaları sırasında karşılaşılan bir
başka problem ise askerlerin yolda firar etmeleriydi. 1772 yılında Akdeniz ve Karadeniz’e
çıkacak donanma kalyonlarına kalyoncu toplamakla görevli Hasan Ağa İznikmid,
Karamürsel, Akhisar, Geyve ve Pazarköyü’nden 238 nefer toplayabilmiş ve bunlara 1 kıst
mevaciblerini ödemişti. Ancak yazılan kalyonculardan 164’ü tersaneye gelirken 74 tanesi
yolda kaçmışlardı. Kaçan kalyonculara ücretlerinin ödenmiş olması da mali açıdan ayrı
bir problem yaratıyor, bu durumda firarilerin bulunarak ücretlerin geri alınması yoluna
36 BOA, Cevdet Bahriye, 14/677; 12/574.
37 Aynı şekilde Bilecik kazasından istenen 100 kalyoncudan 50’sinin bu görevden affedilmeleri talepleri kabul edilmemişti,
BOA, Cevdet Bahriye, 188/8842.
38 BOA, Cevdet Bahriye, 92/4428; 30/1414.
274
Şenay ÖZDEMİR GÜMÜŞ
gidiliyordu.39 Kalyoncuların yolda kaçmalarını önlemek, belirtilen zamanda tersaneye
ulaştırılmalarını sağlamak üzere başvurulan tedbir ise bunların kefile bağlanmalarıydı.40
Kalyoncu celbiyle ilgili yaşanan bir diğer problem de çoğu kez gönderilenler arasında
savaşabilecek durumda, denizcilik tecrübesine sahip kişiler yerine hasta ve yaşlıların
bulunmasıydı. 1790 yılında konuyla ilgili görevlilere gönderilen emirde daha önceki
seferlerde derme çatma, yaşlı, hasta, firari ve kim oldukları belli olmayanların kalyoncu
yazılıp gönderildiğinden şikayetle bölgenin yerlisinden, nesebi bilinen, silahlı kişilerin
seçilmesi özellikle belirtilmişti. Gönderilenler arasında istenilen özelliklere sahip
olmayanların bulunması halinde bunlar iade edilerek yerine iki katı kalyoncu istenecekti.41
Kalyoncuların hazırlanması, İstanbul’a zamanında ulaştırılması sürecinde bu türden
sorunlar yaşanmasının konuyla ilgili görevlilerin ihmallerinden kaynaklandığı kabul
edilmekteydi. Örneğin 1791 Şubatında donanma kalyonları tersane yakınında alarga
olmasına rağmen Anadolu ve Rumeli’den martta tersanede olmaları istenen toplam 2480
kalyoncudan henüz kimsenin gelmemesi kalyoncu istenen bölgelerin hâkim ve zabitlerinin
rehavetine bağlanmıştı.42 Aynı yıl 15 Şubat’ta Lefke kazasında bulunan mübaşirlerden
gelen arzda Karamürsel, İznik, Bursa-i Yenişehir ve Lefke’den kalyoncu talebine dair emir
ve ücretlerin buralara geldiği, ancak kalyoncu ihracının acil bir konu olduğuna dair ayrı
emirler gönderilmedikçe bu işin yavaştan alınacağının belirtilmesi üzerine 21 şubat tarihli
olarak belirtilen kazaların kadı, ayan, zabitan, serdarlarına hitaben ayrı emirler yazılmıştı.43
Bu süreçte görevlilerden kaynaklanan bir suistimal ise kalyoncu yazılanlara peşin ödenmek
üzere gönderilen ücretlerden pay alınmasıydı. 1770 yılında denize açılacak donanma için
Geyve, Akhisar ve Adapazarı’da kalyoncu celbiyle görevlendirilenlere bundan dolayı
mübaşiriye namı vs. bahane ile gerek mevaciblerden bir akçe alınmaması ve gerekse halktan
hiçbir şey istenmemesi belirtilmişti.44 Kalyoncu celbiyle ilgili görevliler sorumluluklarını
yerine getirmemeleri halinde sürgün, kalebendlik gibi cezalara çarptırılacaklardı.45
III. Selim Döneminde Kalyoncu Tertibinde Nizam-ı Cedid
Osmanlı-Avusturya ve Rusya savaşlarının bitmesinin ardından III. Selim döneminde
askeri alanda girişilen yenilik hareketleri donanmayı da kapsıyordu. Bu dönemde padişah
donanmanın başına Küçük Hüseyin Paşa’yı getirmiş ve onun gayretleriyle denizcilikte
aksayan yönlerin telafisine çaba gösterilmiştir.46 Bu doğrultuda donanma gemileri için
kalyoncu tertibinde yaşanan problemleri ortadan kaldırarak bu konuya da bir Nizam-ı
Cedid verilmesi amaçlanmıştı. Bu konuda savaşta ve barışta donanma için kazalardan
kalyoncu tertibinin bir düzene konulamamış olmasından dolayı kalyoncuların zamanında
hazırlanıp gönderilemediği ve gönderilenlerin de denizcilikte yeteneği olmayan kişilerden
olup işe yaramadıklarına vurgu yapılmaktaydı.47 Bundan sonra savaş ve barış dönemlerinde
taşradan donanma için ne zaman kalyoncu istenirse hazırlanarak gönderilmesi gerektiği
belirtilmekteyse de bunu sağlamak üzere önceki dönemlerden farklı bir uygulama veya
tedbir gündeme gelmemiştir. Fakat yazılacakların derya fenninde mahir ve kalyonculuğa
elverir olmaları ve görevlilerin daha önceki dönemlerde olduğu gibi rast gele kişiler
seçmelerinin önüne geçmek amacıyla bu askerlerin bölgenin yerli halkından yazılması
39 Kaçanlar için ödenen 851 kuruşun bunlardan alınarak İstanbul’a gönderilmesi için Anadolu valisine emir gönderilmişti,
BOA, Cevdet Bahriye, 164/7740.
40 BOA, Cevdet Bahriye, 111/5391 (Ocak 1790); 247/11428 (Şubat 1777).
41 BOA, Cevdet Bahriye, 111/5391.
42 BOA, Cevdet Bahriye, 222/10320.
43 BOA, Cevdet Bahriye, 11/549.
44 BOA, Cevdet Bahriye. 14/684 ve 254/11759.
45 BOA, Cevdet Bahriye, 111/5391 (Ocak 1790).
46 Bu konuda bkz. Ali İhsan Gencer, Bahriye’de Yapılan Islahat Hareketleri ve Bahriye Nezareti’nin Kuruluşu, Ankara
2001; Tuncay Zorlu, Osmanlı ve Modernleşme, III. Selim Dönemi Osmanlı Denizciliği, İstanbul 2014.
47 BOA, Cevdet Bahriye, 28/1322 (Ağustos 1793); 113/5468 (23 Ekim 1793).
275
istenmiştir. Bunu sağlamak üzere ise bundan sonra kalyoncu seçilenlerin adları, lakabları
ve ikamet bilgileri mahkeme siciline kaydedilecek, bu kaydın bir nüshası da başmuhasebe
ve kalyonlar ruznamçesine kayıt için İstanbul’a gönderilecekti. Kalyoncu yazılanlardan biri
ölürse yerine yine aynı bölgeden kalyonculuğa liyakati olanlardan bir başkası kaydedilerek
gönderilecekti. Bu dönemde ayrıca kalyoncuların ücretlerini etkileyecek bir değişiklik
de yapıldı. Bu zamana kadar taşradan yazılan kalyonculara verilen maaş ve usulde bir
değişiklik olmamakla birlikte buna ek olarak kalyoncu yazılan kazalar halkından ianet
olarak para toplanacaktı.48
Kalyoncu tertibinde yaşanan sorunları aşmayı amaçlayan bu yeni düzenin ilk önemli
sınaması 1798’de Napolyon’un Mısır’ı işgali sonrasında başlayan Osmanlı-Fransa
Savaşı’nda oldu. Bu dönemde Osmanlı donanması İngiliz ve Rus müttefikleriyle birlikte
Akdeniz’de Fransızlarla savaştı. Bu nedenle tersane gediklileri yeterli gelmediğinden
donanmaya taşra kazalarından da çok sayıda kalyoncu celbi gerekmişti. 1799 baharında
Akdeniz’e açılacak donanma gemileri için Karamürsel’den ağa ve alemdar dâhil 50 kişi,
Adapazarı’ndan 25 ve İznikmid’den 50 kalyoncu istenmişti. Mevcut yazışmalardan bu
üç kazanın da istenen sayıdaki kalyoncuyu zamanında hazırlayarak şubat ayı içerisinde
İstanbul’a gönderdiği anlaşılıyor. Bu tarihte kalyonculara yapılan ödemede ianelerin de
devreye girdiği görülmektedir. Kalyoncular için 2’şer kıst mevacib her zamanki gibi
miriden gönderilerek peşin olarak ödenmiş, fakat bundan başka kalyonculara kaza halkı
da ayrıca para vermişlerdir. Örneğin Karamürsel’de miriden gönderilen mevacibden başka
kazadan da ağaya 87, alemdara 77 ve her bir nefere 55 kuruş, Adapazarı’nda ağaya 50,
alemdara 45 ve her bir nefere 27 kuruş, İznikmid’de ise ağaya 400, alemdara 150 ve her bir
nefere 80 kuruş verilmişti.49 Maaş dışında bir ek ödeme olarak halkı kalyoncu yazılmaya
teşvik için hayata geçirildiğini düşündüğümüz bu uygulamada anlaşıldığı kadarıyla her
kaza kendi gücüne göre bu ödemeyi yapmaktaydı.
Kalyonculara verilecek ücret konusunda 1800 yılında bir başka değişiklik yapılarak
donanma için 46 ve 52 kuruşa gönüllü kalyoncu bulunamayacağı gerekçesiyle aradaki fark
atiye olarak verilmek üzere ulufenin 80 kuruşa tamamlanmasına karar verilmiştir.50 Ancak
kalyoncu temininde yaşanan sorunları aşmak üzere atılan adımların yetersiz kalması 1804
yılında çıkarılan bahriye kanunnamesi ve sonradan buna yapılan bir ekle konunun yeniden
ele alınmasını gerektirmiştir.51
Sonuç
Kocaeli Sancağı özellikle savaş dönemlerinde donanma gemileri için ihtiyaç duyulan
kalyoncu askerinin temin edildiği bölgelerden biri olmuştur. Bölge halkının önemli
bir kısmının geçimlerini ticaret, nakliye, balıkçılık gibi denizcilikle ilgili faaliyetlerden
karşılıyor olmasından dolayı burada deniz ortamına alışkın, denizcilik bilgisi olan kişilerin
bulunması devletin kalyoncu temininde Kocaeli halkının hizmetlerine başvurmasında
etkili olmuştur. Kocaeli’nin İstanbul’a yakınlığı da kalyoncu yazımında başvurulan
öncelikli yerler arasında olmasında önemli bir etken olmuştur. Özellikle de donanmanın
denize açılma zamanının yaklaştığı, fakat kalyoncu personelin hala tamamlanamadığı
durumlarda bu yakınlık daha büyük bir önem taşımıştır. Donanma gemilerine kalyoncu
temini konusunda dikkati çeken önemli bir nokta ise 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşından
sonraki deniz seferlerinde gerek Kocaeli gerekse diğer bölgelerden talep edilen kalyoncu
48
49
50
51
276
BOA, Cevdet Bahriye, 185/8707 (Kasım 1793); 113/5468 (23 Ekim 1793).
BOA, Cevdet Bahriye, 66/3104.
BOA, Hatt-ı Hümayun, 262/15104.
1804 tarihli kanunnamede kalyoncu tertibi konusunda deniz askerlerinin İstanbul, Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyıları
halkından denizciliğe yatkın olanlardan alınması, bedellerini ödeyenlerin askere alınmaması, donanmanın tüfekçi
askerlerinin düzenlerinin kara askerlerinin teşkilatına uygun olması gibi esaslar kabul edilmiş, buna ek olarak çıkarılan
bir kanunnamede de kalyoncu tüfekçiliği teşkilatı düzenlenmişti, bkz. Gencer, Bahriye’de Yapılan…, sf. 79,85.
Şenay ÖZDEMİR GÜMÜŞ
sayısında önemli bir düşüş yaşanmış olmasıdır. Örneğin 1770 yılında 1000 kalyoncu
hazırlanması istenen İznikmid’den, 1790 ve 1791’de 100’er, 1799’de ise 50 kalyoncu
istenmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi 1790 yılında 16 bin gibi yüksek bir kalyoncu talebi
olmasına rağmen daha önce çok sayıda kalyoncu istenen bölgelerde karşılaştığımız
rakamlardaki bu düşüşün neden veya nedenlerini belirleyebilmek bu çalışmanın kapsamını
aşmakla birlikte kalyoncu talep edilen yeni bölgelerin sürece dâhil edilmesinin etkisi
olduğunu ileri sürebiliriz. Kalyoncuların hazırlanma ve Tersane-i Amire’ye ulaştırılmaları
sürecinde ise genel olarak kalyoncu talep edilen diğer bölgelerde de karşılaşılan kalyoncu
sayısının tamamlanamaması, istenen özelliklere sahip kişilerin gönderilmemesi, yazılan
askerler arasında İstanbul yolunda kaçanların olması gibi sorunlar Kocaeli sancağında
da karşımıza çıkmaktadır. Bu konudaki eksiklik ve aksaklıklara rağmen Kocaeli sancağı
donanma gemilerinde hizmet eden personelin temin edildiği bir bölge olarak katkısıyla
Osmanlı denizciliği açısından önem taşımıştır.
277
KAYNAKÇA
Arşiv Belgeleri
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Cevdet Bahriye: 11/549, 12/574, 14/677, 14/684, 28/1322, 30/1414, 66/3104, 76/3601,
92/4428, 111/5391, 113/5468, 164/7740, 185/8693, 185/8707, 188/8842, 189/8892, 222/10320, 228/10601, 242/11235,
247/11428, 254/11759.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Hatt-ı Hümayun: 185/8695, 209/11181, 262/15104.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Topkapı Sarayı: 2717.
Basılı Kaynaklar
Ahmed Vasıf Efendi, Mehâsinü’l-Âsâr ve Hakaikü’l-Ahbâr, (Y. Haz. Mücteba İlgürel), Ankara 1994.
Aydın, Yusuf Alperen, Sultanın Kalyonları, Osmanlı Donanmasının Yelkenli Savaş Gemileri (1701-1770),
İstanbul 2011.
Bostan, İdris, Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Tersane-i Amire, Ankara, 1992.
Cezar, Mustafa, Osmanlı Tarihinde Levendler, İstanbul 1965.
Gencer, Ali İhsan, Bahriye’de Yapılan Islahat Hareketleri ve Bahriye Nezareti’nin Kuruluşu, Ankara 2001.
Mustafa Nuri Paşa, Netayic Ül-Vukuat, C. III-IV, (Haz. Neşet Çağatay), Ankara 1992.
Narin, Resul, XIX. Yüzyılda Adapazarı, Sakarya 2011.
Olivier, Türkiye Seyahatnamesi, (Çev. Oğuz Gökmen), Ankara 1977.
Panzac, Daniel, “Yelkenli Gemilerin Altın Çağında Osmanlı Donanmasına İnsangücünün Sağlanması (1660-1850),
Devletin Silahlanması, Ortadoğu ve Orta Asya’da Zorunlu Askerlik (1775-1925), İstanbul 2003, ss. 45-64.
Süleyman Nutkî, Kamûs-ı Bahrî, (Haz. Mustafa Pultar), İstanbul 2011.
Ulugün, F. Yavuz, Kocaeli ve Çevresi Denizcilik Tarihi, İzmit 2009.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Ankara 1988.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, “Levend”, İslam Ansiklopedisi, C. 7, İstanbul 1993, sf. 46-48.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, C. IV/1, Ankara 1995.
Zorlu, Tuncay, Osmanlı ve Modernleşme, III. Selim Dönemi Osmanlı Denizciliği, İstanbul 2014.
278
Download