T.C ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ ĠLAÇ

advertisement
i
T.C
ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ
ECZACILIK FAKÜLTESĠ
ĠLAÇ ETKĠLEġĠMLERĠ KONUSUNDA KAYSERĠ
ĠLĠNDEKĠ ECZANE ECZACILARININ
FARKINDALIĞINI DEĞERLENDĠRME ÇALIġMASI
Hazırlayan
Hatice ġĠMġEK
DanıĢman
Yrd. Doç. Dr. Ġ. Ġpek BOġGELMEZ
Bitirme Ödevi
Haziran 2014
KAYSERĠ
i
BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK
Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde
edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kurallar ve davranışların gerektirdiği gibi, bu
çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve
referans gösterdiğimi belirtirim.
Hatice ġĠMġEK
ii
YÖNERGEYE UYGUNLUK
„„Ġlaç
EtkileĢimleri
Farkındalığını
Konusunda
Değerlendirme
Kayseri
ÇalıĢması’’
Ġlindeki
başlıklı
Eczane
Bitirme
Eczacılarının
Ödevi,
Erciyes
Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi‟ne uygun olarak
hazırlanmıştır.
Tezi Hazırlayan
Hatice ŞİMŞEK
DanıĢman
Yrd. Doç. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ
Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı BaĢkanı
Doç. Dr. Ayşe EKEN
iii
KABUL VE ONAY
„„Ġlaç
EtkileĢimleri
Farkındalığını
Konusunda
Değerlendirme
Kayseri
ÇalıĢması’’
Ġlindeki
başlıklı
Eczane
Bitirme
Eczacılarının
Ödevi,
Erciyes
Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi‟ne uygun olarak
hazırlanmış ve Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı‟nda Bitirme Ödevi olarak kabul
edilmiştir.
Tezi Hazırlayan
DanıĢman
Hatice ŞİMŞEK
Yrd.Doç.Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ
Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı BaĢkanı
Doç.Dr. Ayşe EKEN
ONAY:
Bu
Bitirme
Ödevi‟nin
kabulü
Eczacılık
Fakültesi
Dekanlığı‟nın
…………………………tarih ve ……………………. Sayılı kararı ile onaylanmıştır.
…../…../……….
Prof. Dr. Müberra KOġAR
Dekan
iv
TEġEKKÜR
Eğitim süresince yetişmemde büyük emeği geçen, tecrübe ve deneyimlerinden çok şey
kazandığım Değerli Hocalarımıza ve Dekanımız Prof. Dr. Müberra KOŞAR‟a;
Tezimin hazırlanmasında her aşamada bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım, yardım
ve katkılarıyla beni yönlendiren değerli hocam Yrd. Doç. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ‟ e;
Lisans eğitimim boyunca desteklerini hep hissettiğim başta Seda TAN ve Beyza ÇELİK
olmak üzere tüm arkadaşlarıma;
Ve tüm varlığıyla bana güç vererek yaşamımı güzelleştiren İbrahim Halil TAŞÇI‟ya;
Maddi ve manevi desteklerini her zaman yanımda hissettiğim AİLEME sonsuz
teşekkürler.
Hatice ġĠMġEK
Kayseri, Haziran 2014
v
İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ KONUSUNDA KAYSERİ İLİNDEKİ ECZANE
ECZACILARININ FARKINDALIĞINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI
Hatice ŞİMŞEK
Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı
Bitirme Ödevi, Haziran 2014
Danışman: Yrd. Doç. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ
ÖZET
Günümüzde, ilaçların da aralarında yer aldığı çok sayıda ksenobiyotiğe maruz kalınması
nedeniyle ilaç ve diğer pek çok ürüne bağlı olarak karşılaşılabilecek etkileşimler büyük
risk oluşturmaktadır. Bir ilacın, başka bir ilaç veya ürünün etkisini nitel ya da nicel
olarak değiştirmesi olarak tanımlanabilen ilaç etkileşimleri, ilaçların bilgisizce
kullanılması ya da hastanın kullandığı başka ilaç veya ürünlerin dikkate alınmaması
sonucunda görülebilmektedir. Halkın ulaşabildiği en yakın sağlık danışanın eczacı
olması nedeniyle ilaç etkileşimlerinin önlenmesinde, hastaların ilaç etkileşimleri
konusunda bilgilendirilmesinde eczacının rolü büyüktür. Bu çalışma, Kayseri İlindeki
eczane eczacılarının ilaçlar arasındaki etkileşimler, ilaç-besin, ilaç-destekleyici ürünler,
ilaç-fizyolojik durum, ilaç-hastalık etkileşimleri ile ilgili olarak farkındalığını incelemek
ve mevcut durumu değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. Analiz sonuçlarına göre,
hastaya danışmanlık hizmeti verirken ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen konulardan
olduğu tespit edilmiştir.İlaç etkileşimleri konusunda bilgi alınması gereken yerin eczane
olduğu ve toplumu bilgilendirmesi gereken kişinin eczacı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Potansiyel ilaç etkileşimleriyle ilgili eczaneye geri dönüşlerin olduğu sonucu
görülmektedir. En sık karşılaşılan ilaç etkileşimlerinin antineoplastik ilaçlar, santral
sinir sistemi ilaçları, oral kontraseptifler, kardiyovasküler sistem ilaçları, solunum
sistemi ilaçları, ortaya çıktığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Eczacıların hastayı ilaç
etkileşimleri konusunda bilgilendirmede ilk tercih ettiği yolun sözlü anlatım olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. Ders içeriklerinin güncellenmesiyle eczacıların ilaç etkileşimleri
konusunda bilgi birikimlerinin artırabileceği saptanmıştır.
Anahtar kelimeler: ilaç, ilaç etkileşimi, anket, eczacı, eczane.
vi
AN INVESTIGATION ON THE AWARENESS OF COMMUNITY
PHARMACISTS IN KAYSERİ PROVINCE ON DRUG INTERACTIONS
Hatice ŞİMŞEK
Erciyes University Faculty of Pharmacy
Department of Pharmaceutical Toxicology
Graduation Project, June 2014
Advisor: Assist. Prof. Dr. İ. İpek BOŞGELMEZ
ABSTRACT
Today, exposure to xenobiotics including medications poses a potential risk for
interactions
between
drugs
and
other
substances
such
as
food,
alternative/complementary medicines/herbal products. Drug interactions which are
defined as the qualitative and quantitative change in the effect of a medication may be a
consequence of irrational drug use or lack of knowledge of other factors such as food or
other products. Pharmacies, accepted as one of the first port of call, play important role
in the healthcare system and pharmacists are expected to inform the patients about drug
interactions along with other issues. The current study was based on the responses to a
questionnaire applied in a randomly selected sample of community pharmacies in
Kayseri. The main goal of this project was to evaluate the current status in this issue and
investigate the awareness of community pharmacists on drug interactions. The results
showed that drug interactions are one of the main issues in patient counselling. The top
five pharmacological groups of drugs with involvement in interactions were reported as
antineoplastic drugs, central nervous system drugs, oral contraceptives, cardiovascular
system drugs, and respiratory system drugs, respectively. The results show that
pharmacist must inform public about drug interactions and pharmacy is the location
where people ask about drug interactions. Another finding was the method of choice for
patient communication: The majority of the respondents chose verbal communication.
A similar result was found for information sources which turned out as electronic
sources. However, the most remarkable outcome of the study was the emphasis on
training with regard to drug interactions, especially in pharmacy graduate courses and
case studies.
Key Words: Medications, Drug interactions, questionnaire, pharmacist, pharmacy.
vii
ĠÇĠNDEKĠLER
BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK .................................................................................. i
YÖNERGEYE UYGUNLUK......................................................................................... ii
KABUL VE ONAY ........................................................................................................iii
TEġEKKÜR ................................................................................................................... iv
ÖZET................................................................................................................................ v
ABSTRACT .................................................................................................................... vi
ĠÇĠNDEKĠLER .............................................................................................................vii
ġEKĠLLER LĠSTESĠ ..................................................................................................... ix
1. GĠRĠġ VE AMAÇ ....................................................................................................... 1
2. GENEL BĠLGĠLER .................................................................................................... 2
2.1.İLAÇ ETKİLEŞİMİ ................................................................................................ 2
2.1.1.İlaç etkileşiminin tanımlanması ........................................................................ 2
2.1.2. İlaç etkileşimlerinin sınıflandırılması .............................................................. 2
2.1.2.1.Farmakodinamik etkileşimler..................................................................... 2
2.1.2.1.1.Antagonizma çeşitleri .......................................................................... 2
2.1.2.2.Farmakokinetik etkileşimler ...................................................................... 3
2.1.3. İlaç-Besin Etkileşimleri ................................................................................. 12
2.2. ANKET ................................................................................................................ 16
2.2.1. Anket Yönteminin Avantajları....................................................................... 17
2.2.2. Anket Yönteminin Dezavantajları ................................................................. 18
2.2.3. Anket Yönteminin Türleri ............................................................................. 18
3. GEREÇ VE YÖNTEM ............................................................................................. 21
4. BULGULAR .............................................................................................................. 22
5.TARTIġMA VE SONUÇ........................................................................................... 48
viii
KAYNAKLAR .............................................................................................................. 51
EKLER ........................................................................................................................... 53
ÖZGEÇMĠġ ................................................................................................................... 61
ix
ġEKĠLLER LĠSTESĠ
ġekil 2.1. İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç biyoyararlanımında azalma .................... 13
ġekil 2.2. İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç tedavi etkinliğinde azalma ..................... 13
ġekil 2.3. İlaç-besin etkileşiminde additif etkiye örnek (heparin ve sarımsak) .............. 14
ġekil 4.1. Ankete katılan eczacıların toplam mesleki deneyim süresinin dağılımı ........ 23
ġekil 4.2. Eczane eczacısı olarak mesleki deneyim süresinin dağılımı .......................... 23
ġekil 4.3. Hastaların eczacıya reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin
ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler
ile ilgili olarak danışma sıklıklarının dağılımı ................................................................ 24
ġekil 4.4. Ortalama bir işgününde, reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar,
vitamin
ve
mineral
destekleri,
bitkisel
vd
destekleyici/alternatif
ürünler,
kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak hastaların eczacıdan bilgi talepleri en sık
danışılan konuların sıralaması ........................................................................................ 25
ġekil 4.5. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlama
durumu ........................................................................................................................... 26
ġekil 4.6. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilacı bırakma durumu ............. 27
ġekil 4.7. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç dozunu değiştirme
durumu ........................................................................................................................... 27
ġekil 4.8. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan vitamin-mineral desteği
kullanmaya başlama durumu ......................................................................................... 28
ġekil 4.9. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan bitkisel vd destekleyici/alternatif
ürün kullanmaya başlama durumu ................................................................................. 28
ġekil 4.10. Hastaların ilaç kullanma talimatlarını inceleme sıklığı hakkında eczacıların
görüşü .............................................................................................................................. 29
ġekil 4.11. Eczacıların güvenli ilaç kullanımı ile ilgili uyarı ve önerilerini hastaların
dikkate alma durumu hakkında eczacıların görüşü ......................................................... 29
ġekil 4.12. Hastaların reçeteli ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya
danışma durumu .............................................................................................................. 30
ġekil 4.13. Hastaların reçeteli ve reçetesiz ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak
eczacıya danışma durumu ............................................................................................... 30
x
ġekil 4.14. Hastaların ilaçlarla vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşmelerle ilgili
olarak eczacıya danışma durumu .................................................................................... 31
ġekil 4.15. Hastaların ilaç-besin etkileşmeleriyle ilgili olarak eczacıya danışma
durumu ............................................................................................................................ 32
ġekil 4.16. Hastaların ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki
etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu .................................................... 32
ġekil 4.17. Hastaların ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki etkileşmelerle
ilgili olarak eczacıya danışma durumu ............................................................................ 33
ġekil 4.18. Son bir yılda ilaç etkileşimleri konusunda danışan hasta sayısı artışı .......... 33
ġekil 4.19. „Son bir yılda hastaların ilaç etkileşimleri konusunda farkındalığının
arttı‟sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı ............................................................... 34
ġekil 4.20. İlaç etkileşimleri konusunda, hastaların daha detaylı bilgilendirilmesinin
zorunlu olup olmadığı konusunda eczacıların tutumunun değerlendirilmesi ................. 34
ġekil 4.21. Eczacıların, 'Hastalar, ilaçların diğer ilaçlarla olası etkileşimleri nedeniyle
istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının
dağılımı ........................................................................................................................... 35
ġekil 4.22. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-vitamin ve mineral destekleri arasındaki olası
etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.'
sorusuna yanıtlarının dağılımı ......................................................................................... 36
ġekil 4.23. Eczacıların, ' Hastalar, ilaç-besinler arasındaki olası etkileşimler nedeniyle
istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının
dağılımı ........................................................................................................................... 36
ġekil 4.24. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler
arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin
farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı .................................................................... 37
ġekil 4.25. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki olası
etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.'
sorusuna yanıtlarının dağılımı ......................................................................................... 38
ġekil 4.26. İlaç etkileşimleri hakkında hastanın bilgilendirilmesi için en uygun yerin
eczane olduğu konusunda eczacıların görüşleri .............................................................. 38
xi
ġekil 4.27. İlaç etkileşimleri hakkında toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu
konusunda eczacıların görüşleri ...................................................................................... 39
ġekil 4.28. Eczacıların ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak hastayı bilgilendirme
konusunda istekli olma durumları hakkındaki görüşleri ................................................. 40
ġekil 4.29. Eczacıların ilaç etkileşimleri için hastayı bilgilendirme konusunda yeterli
zamanı olduğu ile ilgili görüşleri .................................................................................... 40
ġekil 4.30. Hastaya danışmanlık hizmeti verirken ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen
başlıklardan biri olduğu konusunda eczacıların değerlendirmesi ................................... 41
ġekil 4.31. Eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili kapsamlı bilgiye erişebilme durumu
konusundaki görüşleri ..................................................................................................... 41
ġekil 4.32. „Hastaların kullandığı diğer ilaçlar, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler
olup olmadığını sorar mısınız?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı ................... 42
ġekil 4.33. Eczacıların ilaç-ilaç, ilaç-besin, ilaç-bitkisel ve diğer destekleyici ürün
etkileşimleri hakkında hastaya eğitim verme durumunun değerlendirilmesi ................. 43
ġekil 4.34. Eczacıların ilaç etkileşimleri hakkında bilgiye ulaşma kaynaklarının
sıralaması......................................................................................................................... 43
ġekil 4.35. a. Eczacıların son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle karşılaşma durumu,
b. Eczacıların karşılaştıkları potansiyel ilaç etkileşimi sayısının değerlendirilmesi ....... 44
ġekil 4.36. En sık karşılaşılan ilaç etkileşimine neden olan ilaç gruplarının
değerlendirilmesi ............................................................................................................. 45
ġekil 4.37. „Son 10 yıl içinde, ilaç etkileşimleri konusunda meslek içi eğitimlere
katıldınız mı?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı .............................................. 45
ġekil 4.38. İlaç etkileşimleri konusunda hastaları bilgilendirmede kullanılabilecek yollar
konusunda eczacıların tercihleri ...................................................................................... 46
ġekil 4.39. Eczacılık öğrenimi süresince ilaç etkileşimleri hakkında yararlı olabilecek
uygulamaların değerlendirilmesi konusunda eczacıların görüşleri
uygulamaların
değerlendirilmesi konusunda eczacıların görüşleri ...............................................................47
1
1. GĠRĠġ VE AMAÇ
Günümüzde, ilaçların da aralarında yer aldığı çok sayıda ksenobiyotiğe maruz
kalınmaktadır. Özellikle, danışmaya gerek görülmeden kullanılan ilaç ve diğer pek çok
ürüne bağlı olarak karşılaşılabilecek etkileşimler de risk oluşturmaktadır.(7). Bir ilacın,
başka bir ilaç veya ürünün etkisini nitel ya da nicel olarak değiştirmesi olarak
tanımlanabilen ilaç etkileşimleri, ilaçların bilgisizce kullanılması ya da hastanın
kullandığı başka ilaç veya ürünlerin dikkate alınmaması sonucunda görülebilmektedir.
Çok sayıda ilaç kullanan hastalarda, belirgin ilaç etkileşimlerinin ortaya çıkma olasılığı
daha yüksek olduğundan, eczane eczacılarının bu konuda özellikle dikkatli olması,
hastalardan kullanmakta olduğu ilaçlarla ilgili gerekli bilgileri alıp, etkileşimler
konusunda detaylı bilgilendirmeyi yapması gerekmektedir. Tümüyle güvenli kabul
edilmekte olan vitamin-mineral destekleri ve doğal kaynaklı ürünlerin öngörülemeyen
etki ve etkileşimleri ile ilgili olarak bilgi edinilmesi ve hastaların bilgilendirilmesi de
önemli hale gelmiştir(5). Tamamlayıcı ve destekleyici ürünlerin yanı sıra, besinler,
fizyolojik durumlar ve hastalıklarla ilgili olarak hastaların bilgilendirilmesi gereklidir.
Bu bilgiler ışığında, akılcı tedavi sağlanması konusunda, eczane eczacısının görevini
yerine getirmesi mümkün olabilmektedir (6,4).
Bu çalışma, Kayseri İli‟ndeki eczane eczacılarının ilaçlar arasındaki etkileşimler, ilaçbesin, ilaç-destekleyici ürünler, ilaç-fizyolojik durum, ilaç-hastalık etkileşimleri ile ilgili
olarak farkındalığını incelemek ve mevcut durumu değerlendirmek amacıyla
planlanmıştır. Konu ile ilgili olarak, ileriki dönemlerde öncelikle eczacıların ve ardından
da hastaların nasıl daha etkin bilgilendirilebileceği üzerine detaylı planlamalar için
temel teşkil edebilecek veriler elde edilmesi hedeflenmiştir.
2
2. GENEL BĠLGĠLER
2.1.ĠLAÇ ETKĠLEġĠMĠ
2.1.1.Ġlaç etkileĢiminin tanımlanması
Bir ilaç başka bir ilacın etkisini nitel ya da nicel olarak değiştiriyorsa bu iki ilaç
etkileşiyor denir. Etkileşimin olabilmesi için ilke olarak iki ilacın vücutta aynı anda
bulunmaları gerekmektedir. İlaç vücutta enzim inhibisyonu gibi kalıcı bir etki
bırakıyorsa, etkileşme ilaç vücuttan atıldıktan sonra da olabilir. Etkileşme bazen bir
ilacın terapötik etkisini diğer bir ilaçla artırmak ya da yan etkisini azaltmak için
istenerek oluşturulur(8).
2.1.2. Ġlaç etkileĢimlerinin sınıflandırılması
2.1.2.1.Farmakodinamik etkileĢimler
Bir ilaç diğerinin etkisini: etki mekanizması düzeyinde etkileşerek; farklı bir
mekanizmayla da olsa ters ya da aynı yönde bir etki oluşturarak ya da seyrek de olsa
onunla kimyasal olarak etkileşerek değiştiriyorsa, bu iki ilacın farmakodinamik düzeyde
etkileştiği söylenir (8).
Farmakodinamik etkileşmeler bir ilacın diğerinin etkisini azaltmasına ya da artırmasına
göre antagonizma ya da sinerjizma diye adlandırılan iki gruba ayrılır. Farmakodinamik
düzeyde, mekanizma bakımından üç tür antagonizma vardır (8).
2.1.2.1.1.Antagonizma çeĢitleri
Kimyasal antagonizma
Bir ilacın başka bir ilaç tarafından kimyasal olarak bağlanması sonucu etkisiz hale
getirilmesidir. Metal iyonlarıyla şelatörlerin etkileşmesi, heparin ile protamin sülfatın
etkileşmesi, antidot ya da tedavi amacıyla geliştirilmiş ve kullanılan antikorların
hedefleriyle etkileşmesi bu tür antagonizmaya örnektir (8).
3
Fizyolojik antagonizma
Bir ilacın etkisinin, ayrı bir reseptör ya da mekanizma aracılığı ile ters yönde etki yapan
başka bir ilaç tarafından azaltılması ya da ortadan kaldırılmasıdır. Farklı
mekanizmalarla vazodilatasyon ve vazokonstriksiyon yapan ilaçların birbirlerinin
etkilerini azaltması bu tür antagonizmadır (8).
Farmakolojik antagonizma
Aynı reseptöre bağlanabilen iki ilaç ya da bir endojen agonist ile bir ilaç arasındaki
antagonizmadır (8).
2.1.2.2.Farmakokinetik etkileĢimler
Farmakokinetik ilaç etkileşmeleri absorpsiyon, dağılım, metabolizma, eliminasyon
düzeyinde meydana gelen etkileşmelerdir. Bu etkileşmeler sonucunda bir ilaç diğer bir
ilacın plazma ve diğer vücut sıvılarındaki düzeylerini değiştirir ve sonuçta ilaçların
etkinliği ve/veya toksisitesi değişebilir. Bazı faktörler etkileşmenin klinik önemini
artırır. Bu faktörlerden bazıları hasta ile ilgilidir (8).
 İlaçla ilgili özellikler:
Tedavi indeksi dar olan ilaçlar için bu tür etkileşmeler istenmez, çünkü etkileşme
sonucunda ilacın plazma düzeylerinin, dolayısıyla dokudaki konsan trasyonunun
artması akut zehirlenmelere neden olabilir. Digoksin, lityum ve varfarin tedavi indeksi
dar olan ilaçlara başlıca örneklerdir ve diğer ilaçlarla etkileşme sonucun da kolayca
toksisite gösterebilir. Genel olarak doz yanıt etkisi dik olan tüm ilaçların etki
yerlerindeki
konsantrasyonlarındaki
ufak
artışlar
etkide
ciddi
artışlara
veya
konsantrasyondaki azalma etkide ciddi düşüşlere neden olabilir (8).
 Hasta ile ilgili özellikler:
Ağır böbrek veya karaciğer hastalığı gibi eliminasyon organlarındaki belirgin yetmezlik
etkileşme olasılığını artırabileceği gibi, etkileşmenin ciddi sonuçlar vermesine yol
açabilir. Sol ventrikül yetmezliği, ağır anemi, pnömoni, hepatik prekoma gibi ağır
hastalık hallerinde de kişinin etkileşme sonuçlarına duyarlılığı artmıştır. Addison
hastalığı, immünosüpresyon gerektiren haller ve gebeliği önleyici ilaç kullanımı gibi
4
durumlarda vücuttaki ilaç düzeylerinin stabil kalması gerekir ve ilaç düzeylerini
değiştirecek etkileşmeler tedavisi veya baskılanması öngörülen durumun tekrar ortaya
çıkmasına neden olabilir (8).
a) Absorpsiyon düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler:
Bir ilaç diğer bir ilacın uygulama yerinden absorpsiyon hızını ve/veya derecesini, özetle
biyoyararlanımını çeşitli mekanizmalarla artırabilir ya da azaltabilir ve bunun sonucu
etkinliğini değiştirebilir. Bazı hallerde ise bir ilaç diğer ilacın absorpsiyonunda sadece
yavaşlama meydana getirebilir; ancak, absorbsiyon oranını değiştirmez. Bu tür
etkileşimler özellikle ilaçların oral yoldan uygulanmaları sırasında görülmekle birlikte,
diğer yollarla uygulamalarda da benzer etkileşimlerla karşılaşılabilir. Örneğin, lokal
anestezik
çözeltiler
vazokonstriksiyon
içine
adrenalin
oluşturulmak
veya
suretiyle
diğer
ilacın
sempatomimetikler
o
bölgede
katılarak
absorpsiyonunu
yavaşlatılarak ve lokal etkinliğini artırmak ve kana toksik miktarda geçmesini önlemek
mümkündür. En sık başvurulan ilaç uygulama yolu oral yol olduğu için bu şekilde
uygulanan ilaçlar arasında absorpsiyon düzeyinde etkileşme daha çok görülmektedir.
Mide barsak kanalı hastalıklarının, özellikle de peptik ülserin tedavisinde kullanılan
ilaçlar bu tür etkileşmelere neden olmaktadır(8).
Absorpsiyon düzeyindeki etkileşmeler farklı şekillerde meydana gelebilir bunlar
şöyledir.
 Mide boĢalma hızını ve barsak geçiĢ süresini etkileyen bir ilaç diğer bir ilacın
absorpsiyon hızını değiĢtirebilir: İlaçların esas emilim yeri ince barsaklar olduğu için,
mide boşalma hızını, dolayısıyla barsağa geçme ve oradan emilme hızını
değiştirebilirler. İlaçlar farmakolojik etkileri nedeniyle doğrudan, ya da mide pH‟sını
değiştirmek suretiyle
dolaylı
olarak bu etkiyi
oluşturabilmektedir. Özellikle
antikolinerjik etkinliği olan çeşitli ilaçlar ve opioid analjezikler mide boşalmasını
geciktirerek
kendileriyle
birlikte
eş
zamanlı
olarak
verilen
diğer
ilaçların
absorpsiyonunu geciktirirler. Prokinetik ilaçlar (metoklopramid ve domperidon gibi) ise
mide boşalmasını hızlandırdıkları için diğer ilaçların absorpsiyonunu hızlandırırlar.
Antiasidler ile mide asit salgısını azaltan H2-reseptör antagonistleri ve proton pompası
inhibitörleri gibi ilaçlarında mide pH‟sını artırmaları nedeniyle, aç karnına
alındıklarında mide boşalmasını hızlandırdıkları gösterilmiştir (8).
5
 Mide pH’sını değiĢtiren bir ilaç, katı farmasötik Ģekildeki diğer ilacın
farmasötik Ģeklinin parçalanmasını, ilacın çözünme ve sonuçta emilim hızını
değiĢtirebilir: Peptik ülser tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlar mide pH‟sını
yükselttikleri için aside dayanıksız ilaçların biyoyararlanımlarını artırırken, asit ya da
baz yapısındaki ilaçların iyonizasyon derecesini değiştirmeleri nedeniyle çözünme ve
emilim hızlarını değiştirebilirler. Zayıf baz yapısındaki ilaçların çözünmesi ve emilimi
azalırken zayıf asit yapısındaki ilaçların biyoyararlanımı artabilir. Mide pH‟sının
yükselmesi, çözünürlüğü ortam pH‟ sından etkilenen enterik kaplı tabletlerin
dağılmasını hızlandıracağı için bu şekilde hazırlanmış müstahzarlardan yararlanım
değişebilmektedir. Bunun yanı sıra, enterik kaplı tabletlerin ince barsaklar yerine
midede dağılıp çözünmesi görülebilmektedir. Örneğin, proton pompası inhibitörlerinin
asit salgısını baskılayıcı etkileri geri dönüşsüz ve dolayısıyla mide suyunun pH‟sını
yükseltici etkileri uzun süreli olduğu için bunları kullanan hastalarda bu tür etkileşme
görülme olasılığı fazladır ve etkileşme olabilecek zaman aralığı daha uzundur (8).
 Mide ya da barsak lümeninde bir ilaç diğer ilacı bağlayabilir veya onunla
kompleks oluĢturarak emilimini yavaĢlatabilir veya tamamen engelleyebilir:
Çözelti halindeyken elektriksel yüklü iyonlara ayrışan bileşikler diğer ilaçlarla
çözünmeyen kompleksler oluşturabilirler. Bu özellikle, alüminyum ve magnezyum
içeren antiasit ilaçlarla görülen bir etkileşimdir. İnce barsakların absorplayıcı epitel
yüzeyinin ilaçla örtülmesi diğer ilaçların absorpsiyonunun bozulmasına neden olabilir.
Bu etkileşmenin sonuçlarının önemini etkilenen ilacın tedavi indeksi ve etkileşmenin
derecesi belirler. Katyon şeklindeki bileşikler lümende iyonize halde bulunan ilaçlarla
güç emilen kompleksler oluşturabilir. Bu nedenle fluorokinolon grubu (siprofloksasin,
perfloksasin), tetrasiklin grubu veya izoniyazid gibi antibakteriyel ilaçların, demir
tuzlarının ve kinidin, digoksin gibi kalp ilaçlarının katyon içeren ilaçlarla birlikte
alınmaması gerekir. Genel kural olarak antiasitler gibi midede disosiye olan ilaçların,
minerallerin ya da sükralfat gibi mide yüzeyini örten ilaçların, diğer ilaçlardan 2 saat
önce veya sonra alınması tavsiye edilmektedir (8).
 Mide barsak epitelinde absorpsiyonla ilgili mekanizmaları veya epitelin yapısını
bozan bir ilaç diğer ilaçların emilimini etkileyebilir: Aktif taşıma veya
kolaylaştırılmış difüzyon gibi mekanizmalarla ince barsaktan emilen birden fazla ilaç
birlikte kullanıldığında, bunlar arasında taşıyıcı için yarışma olabilir ve ilaçlardan biri
6
diğerinin emiliminin azalmasına neden olabilir. Örnek olarak, fenitoin‟in folik asit,
yüksek doz E vitamini ve K vitamininin, proteinden zengin besinlerin ise aminoasit
taşıyıcıları aracılığıyla emilen metildopanın barsaklardan emilimini azaltması verilebilir.
Neomisin gibi bazı aminoglikozidler ise geri dönüşlü bir mekanizma ile barsak epitel
dokusunu bozar ve malabsorpsiyona neden olarak penisilinin, glukoz, tiamin,
siyanokobalamin, demir gibi besin maddelerinin emilimini bozar (8).
 Barsak çeperinde P-glikoprotein ve CYP3A düzeyinde etkileĢimler: Mide barsak
kanalı enterositlerinin villuslu uçları, p-glikoproteinler (Pgp) ATP bağlayıcı kaset süper
familyasından çeşitli taşıyıcı proteinler ve ayrıca CYP3A enzimleri açısından çok
zengindir. Enerjiye bağımlı bir ilaç geri atım pompası olan p-glikoproteinler intraselüler
ilaç konsantrasyonlarının azaltılmasında sorumludur. İnsanda faz 1 reaksiyonlarından
sorumlu en önemli enzimler olan CYP3A isoformları ise barsak epitelindeki ilaç
metabolize edici enzimler içinde en önemli grubu oluşturur. Barsak epiteli ve
karaciğerdeki CYP3A enzimlerinin substratları ve bunları indükleyen ya da inhibe eden
bileşikler, genelde aynı olmakla birlikte, barsak enzimlerinin bazı indükleyici ya da
inhibe edici ilaçlara duyarlılığının daha fazla olduğu; bu nedenle de oral yoldan alınan
ilaçlar için bu enzimler düzeyindeki etkileşmenin esas olarak barsakta absorpsiyon
düzeyinde meydana geldiği bilinmektedir. Pgplerin ve CYP3A grubu enzimlerin ince
barsak enterositlerinde birlikte ve fazla bulunmaları, ayrıca substratların hemen hemen
aynı olması, bunların oral yoldan verilen ilaçların emilimini sınırlamak için birlikte
çalışan faktörler olduğunu düşündürmektedir. Diğer yandan, bu proteinler hemen hemen
aynı maddeler tarafından indüklenir veya inhibe edilir. Greyfurt suyunun bazı ilaçların
biyoyararlanımını belirgin biçimde artırdığı görülmüştür. Tedavi indeksi dar olan ilaçlar
için bu etkileşme istenmeyen sonuçlar yaratabilir. İlaçların diğer içeceklerle alınması
halinde olumlu ya da olumsuz etkileşmeler görülebileceğinden hastalara oral yoldan
aldıkları ilaçları daima içme suyu ile almaları tavsiye edilir (8).
Son zamanlarda bitkisel kaynaklı bazı ürünlerin tedavi amaçlı olarak kullanımı
yaygınlaşmıştır. Bu preparatlar bilinen ve bilinmeyen birçok etken madde içermektedir
ve aşırı tüketimi zararlı olabilmektedir hatta toksik etkilere nede olabilmektedir. Bunun
yanı sıra hastanın kullanmakta olduğu ilaçlarla etkileşebilmektedir (8).
 Bazı
ilaçlar
ise
(antibakteriyeller)
barsak
florasını
bozacaklarından
enterohepatik dolaĢıma giren ilaçların reabsorpsiyonlarını bozarak o ilaçlarla
7
dolaylı olarak etkileĢebilirler: tetrasiklinler ve ampisilin gibi bazı geniş spektrumlu
antibakteriyel ilaçların uzun süreli kullanımına bağlı olarak barsak florası bozulur. Oral
kontraseptif kullanan kadınlarda safra içinde barsağa atılan estrojenler ve projestinler
gibi steroidlerinkonjuge şekilleri, floranın azalması sonucu hidrolize uğrayamazlar;
sonuçta serbestleşemeyen bu steroidler tekrar absorbe edilemeyecekleri için etkinlikleri
azalır (8).
b) Dağılım düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler
Plazma proteinlerine ileri derecede bağlanan iki ilacın bağlanma noktaları için birbiriyle
yarışması sonucu ortaya çıkma olasılığı olan etkileşme türüdür. Bu tür etkileşme daha
çok plazma proteinlerine fazla bağlanan asit ilaçlarda görülmektedir. Proteine afinitesi
fazla olan ilaç diğer ilaçla yarışarak diğer ilacın bağlanmasını engeller, böylece
bağlanamaya ilacın serbest fraksiyonu artar. İlacın sadece serbest fraksiyonu dolaşım
dışına çıkarak diğer vücut sıvılarında dağıldığı ve bu arada etki yerine ulaştığı için,
sonuçta ikinci ilacın dağılım hacmi artar ve bunun sonucunda etkisinde de artma
beklenir. Ancak total vücut sıvısı hacmi, plazma sıvısı hacmine göre çok büyük olduğu
için, proteinden ayrılan ilacın plazmada bulunan serbest fraksiyonunda önemli bir artma
meydana gelse bile, serbest ilaç total vücut sıvı hacminde dağılarak seyreldiği için
önemini yitirecek ve etkide beklendiği kadar fazla bir artma olmayacaktır. Örneğin,
serbest fraksiyon %1den %3e çıktığı zaman etkinin üç katına çıkması beklenirken bu
artış vücut sıvılarına daha düşük oranda yansır. Ayrıca serbest fraksiyonlardaki artma
ilacın eliminasyonunda da hızlanma meydana getireceği için serbest fraksiyonlardaki
artışın sonuçları çok kısa süreli olacaktır ve etkileşmenin ardından dengeye ulaştıktan
sonra plazmadaki total ilaç konsantrasyonu etkileşmeden öncesine göre daha düşük hale
gelecektir (8).
Bu tür etkileşme sık görülmekle birlikte, sadece plazma proteinlerine çok yüksek oranda
bağlanan ve sanal dağılım hacmi küçük ve tedavi indeksi dar olan bazı ilaçların klinik
sonuçları bakımından önemlidir. Örneğin varfarin gibi oral antikoagülan kullanan
hastaya salisilat, sulfonamid, fenilbutazon gibi asit ilaçların verilmesi durumunda
antikoagülanın serbest fraksiyonunun kısa süreli artması ilacın etkisini potansiyalize
ederek kanamalara neden olabilir. Oral antidiyabetiklerin serbest fraksiyonlarındaki
artış hipoglisemik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bu tür etkileşme yenidoğan
8
içinde önemlidir. Yaşamın ilk günleri doğal olarak meydana gelen sarılığı devam
etmekte olan bir yenidoğan sülfonamidler gibi asit ilaçların verilmesi bilirubin serbest
fraksiyonunu artırır ve yenidoğanda kan beyin engeli gelişmemiş olduğundan
kernikterusa yol açabilir (8).
İlaçların santral sinir sistemi, testis, göz, plasenta gibi organlardan uzaklaştırılmasında
görev alan ve organın kapiler endotelinde bulunan pgp ve benzeri dışa atım proteinleri
düzeyindeki etkileşmelerdir. Normal koşullarda ilaçlar bu organlardan dışa atım
proteinleri ile atılırlar ve böylece dokuda bulunmaz ya da çok düşük düzeyde bulunur
(8).
c) Metabolizma (biyotransformasyon) düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler
Bir ilacın biyotransformasyonundan sorumlu bir enzimin diğer bir ilaç tarafından
indüksiyonu veya inhibisyonu sonucunda, ilk ilacın biyotransformasyon hızının
değiştirilmesi ile ortaya çıkan etkileşmedir. Etkilenen ilacın vücut sıvıları ve etki
yerindeki konsantrasyonu değişeceği için etki şiddeti ve/veya süresi değişir. Bu
enzimler karaciğerden başka barsak çeperi ve böbrekler gibi diğer dokularda da
bulundukları için indüksiyon veya inhibisyon sonucu enzimin bulunduğu yere göre
farklılık göstermektedir. Bu etkileşme oral yoldan alınan ilaçlar için biyoyararlanımda
değişme olarak ortaya çıkabileceği gibi, hepatik klerenste ya da reaktif metabolitlerin
oluşma hızında değişme şeklinde görülebilmektedir. Etkilenen enzimler genellikle
sitokrom P450(CYP) grubu enzimlerdir (8).
Enzim inhibisyonu: Her bir CYP izoformu geniş bir substrat grubu üzerinde katalitik
etkinlik gösterir bu yüzden aynı enzimin substratı olan çeşitli ilaçlar enzimin katalitik
bölgesi için birbirleriyle yarışabilirler ve bir ilaç diğerinin metabolizmasını inhibe
edebilir. Bu nedenle aynı CYP tarafından metabolize edilen iki veya daha fazla sayıda
ilaç bir arada verildiğinde, metabolizma düzeyinde etkileşme görülebilir. Bazı ilaçlar
kendi biyotransformasyonundan sorumlu olan enzimin dışında başka bir CYP
izoformunu da inhibe ederek diğer ilaçların biyotransformasyonunu da etkileyebilir (8).
Bir ilacın biyotransformasyonu diğer bir ilaç tarafından engellenirse, ilk ilacın klerensi
azalarak plazma düzeylerinde istenmeyen artışlar meydana getirebilir ve buna bağlı
olarak ilacın etkisi artar, toksik etkiler görülebilir(8).
9
İnsanda ilaç metabolizmasında rol oynayan en önemli enzimlerden biri olan CYP3A4
birkaç metabolik süreç aracılığıyla çok çeşitli ilaçları okside eder ve karaciğerden başka
enterositlerde yüksek oranda bulunur. Bu nedenle enzim inhibisyonu sadece diğer
ilaçların eliminasyonunu yavaşlatarak değil, yüksek oranda ilk geçiş etkisine uğrayan
ilaçların biyoyararlanımını artırarak da diğer ilacın farmakokinetiğini etkiler. Bu
enzimin inhibe edilmesi çok sayıda ilaç etkileşimlerine neden olur (8).
Bir ilacın enzim inhibisyonu yapıcı etkisinin sona ermesi inhibisyon yapan ilacın
eliminasyon yarılanma ömrü ile ilgilidir (8).
İlaçların biyotransformasyon hızının bireyler arasında değişkenlik göstermesi ilaçla
tedavi sırasında unutulmaması gereken bir konudur. Değişkenliğin en önemli
nedenlerinde biri genetik farklılıklar olup buna bağlı olarak belirli bazı CYP
izoformlarının karaciğer ve diğer yerlerdeki miktarı, dolayısıyla enzimatik etkinliği
bireyler arasında önemli oranda değişkenlik gösterir. Genetik polimorfizm nedeni ile
bireyler, bazı metabolik yolaklar için hızlı ve yavaş metabolize ediciler olarak
sınıflandırılır. Yavaş metabolize edenlerde enzim düzeyleri çok düşük olması sebebiyle
ya da enzim olmaması sebebiyle bunlar enzim inhibisyonundan fazla etkilenmezler.
Hızlı metabolize edicilerde etkileşmenin sonuçları daha belirgindir. Farklı etnik
grupların da enzim inhibisyonu duyarlılıkları farklı olabilir. İnhibisyon yapan ilacın
kinetiği doza ve zamana bağlı olarak değiştiği için etkileşmenin görülme olasılığı iki
ilacın birbirlerine göre veriliş zamanları ile değişim gösterir (8).
Antikoagülan, antidepresan ya da kardiyovasküler sistemi etkileyen bir ilaç alan hasta,
bu ilaçların terapötik indeksi genellikle dar olduğu için enzim inhibisyonu ile daha fazla
risk altına girer. İlaç etkileşmesi ortaya çıktığı takdirde genelde doz ayarlaması ile
tedavi düzenini ayarlamak mümkündür bunun yanı sıra yaşamı tehdit eden durumlar
ortaya çıkabilmektedir. Bu tür etkileşmelerden tedavi esnasında yararlanmakta
mümkündür. Örneğin siklosporin immünosüpresif bir ilaçtır ve pahalıdır. Ketakonazol
ile birlikte verildiğinde siklosporinin eliminasyonunun yavaşlaması ve buna bağlı etki
süresinin artması söz konusudur. Böylece daha az siklosporin ile daha uzun süreli
immünosüpresif etki sağlanır (8).
Özellikle antifungal tedavi ve peptik ülser tedavisi gibi uzun süreli ilaç kullanımı
gerektiren durumlarda ilaçlara bağlı enzim inhibisyonu nedeni ile diğer ilaçlarla
10
etkileşme daha fazla önem kazanmaktadır. Örneğin tedaviye ilk olarak giren simetidin
enzim inhibisyonu yapması nedeni ile çok çeşitli ilaçların klerensini azaltmakta ve
bunlara bağlı istenmeyen etkilerin ortaya çıkma sıklığını artırmaktadır (8).
Enzim indüksiyonu: Bazı ilaçlarla uzun süreli tedavi sonucunda belirli mikrozomal
enzimlerin indüklenmesi ile ilaç etkileşmesi ortaya çıkabilmektedir. İndüksiyon yavaş
gerçekleşir ve sonucunda ilaç düzeyleri azalacağı için, zamanla ilaç etkinliğinde azalma
görülür. Enzim indüksiyonu yapan ilaçlar sadece indüklenen enzim tarafından
metabolize edilen diğer ilaçların değil kendilerinin de eliminasyonunu hızlandırabilirler
ve böylece o ilaca karşı biyokimyasal tolerans gelişir (8).
İlaçla tedavi esnasında CYP indüksiyonu iki nedenle önemlidir. Birincisi ilaç
metabolizmasının artması farmakolojik etkide azalmaya neden olur. İkincisi ise
detoksifikasyon ile toksifikasyon arasındaki denge bozulur. İlacın etkinliğini yitirmesi
hızlanacağı gibi reaktif metabolitlerin oluşması nedeni ile toksisite de artma
gözlenebilir. Enzim indüksiyonu da hızlı metabolize edicilerde yavaş metabolize
edicilere göre daha belirgindir(8).
Enzim indüksiyonunda hastanın yaşı da önemlidir, genel olarak yaşlılar enzim
indüksiyonuna gençlere göre daha az duyarlıdır (8).
d) Ġtrah düzeyindeki farmakokinetik etkileĢmeler
Değişmeden atılan ilaç fraksiyonunun ve metabolitlerin itrahında rol oynayan en önemli
organlar böbreklerdir. Bu nedenle önemli ölçüde değişmeden böbreklerden atılan ilacın
itrahını değiştiren olaylar o ilacın kinetiğini buna bağlı olarak etkisini önemli ölçüde
değiştirir. Böbreklerden ilaç itrahında rol alan başlıca mekanizmalar glomerüler
filtrasyon, tübüler salgılama ve tübüler reabsorpsiyondur. İlaçların plazma proteinlerine
bağlanmaları, böbrek kan akım hızı, renal klerens düzeyinde etkileşme ve idrar pH‟sı
gibi faktörler ilacın itrah hızını, dolayısıyla kinetiğini değiştirir (8).
Glomerüler filtrasyon pasif difüzyonla meydana geldiği için bu düzeyde direkt
farmakokinetik etkileşme görülmez. Böbrek kan akımını, dolayısıyla glomerüler
filtrasyon hızını azaltan ilaçlar bu şekilde itrah edilen ilaçların eliminasyonunu dolaylı
11
olarak azaltabilir. İtrahın azalması plazma düzeylerinin artmasına yol açacağı için
etkinin artmasına neden olacaktır (8).
Böbrekten itrah düzeyinde meydana gelen ilaç etkileşimlerinde en sık görülen durum
ilaçların tübüler sekresyonu sırasında proksimal tübül hücresindeki taşıyıcı sistem için
aralarında yarışmalarıdır. İlacı peritübüler aralıktan tübül lümenine taşıyan başlıca iki
transport mekanizması vardır. Bunlar katyon transport sistemi ve anyon transport
sistemidir(8).
Proksimal tübüllerde p-glikoprotein pompası ile atılan ilaçların eliminasyonu CYP3A
enzimi inhibitörlerinden veya indükleyicilerinden etkilenir. Klaritromisin veya
itrakonazol gibi bazı lipofilik ilaçlar böbreklerde P-gp‟yi inhibe ederek veya rifampisin
gibi ilaçlar indükleyerek diğer ilaçların böbreklerden klerensini sırasıyla azaltabilir veya
artırabilir.
Örneğin,
digoksin
böbreklerden
P-gp
pompası
ile
aktif
olarak
salgılanmaktadır ve bu düzeyde etki yapan bazı ilaçlar digoksin kinetiğini
değiştirmektedir. Verapamil, kinidin, amiodaron gibi ilaçlar bu yolla böbrekten digoksin
itrahını azaltırlar. İtrakonazol de P-gp inhibisyonu ile digoksin ve kinidinin renal
klerensini azaltmaktadır bu nedenle de azol antifungaller gibi güçlü P-gp inhibitörü
kullananlarda digoksin, kinidin gibi ilaçların plazma düzeyleri izlenmelidir (8).
Plazma ve/veya idrar pH‟sı değiştirilmek suretiyle ilacın iyonizasyon derecesi
değiştirilebilir ve böylece ilacın tübüllerden pasif difüzyonla geri emilmeye elverişli
olan noniyonize fraksiyonunun oranı değiştirilerek itrah edilen miktarı değiştirilebilir.
Bir ilacın ortamda iyonize olan fraksiyonunun boyutundaki değişme tamamen ilacın
pKa değeri ve ortam pH‟sı arasındaki fark ile ilgilidir. Ortam pH‟sı ilacın pKa değerine
ne kadar yakınsa idrar pH‟sındaki artış veya azalışın iyonizasyonda yapacağı değişme
de o derece fazladır ve dolayısıyla ilaç itrahında aynı oranda fazla değişme meydana
gelir (8).
İlacın tübüllerden aktif transport yolu ile geri emilmesi kompetitif veya non kompetitif
biçimde değiştirilerek idrarla itrah hızı artırılabilir. Ancak bu şekilde aktif transport ile
geri emilme ksenobiyotikler için çok ender bir olaydır ve iki ilaç arasında bu düzeyde
etkileşme bilinmemektedir. Vücutta oluşup böbrekten atılan endojen bir madde olan
ürik asit reabsorpsiyonunun probenesid tarafından engellenmesi veya ürik asitle aspirin
aspirin arasında bu düzeydeki etkileşme buna örnektir (8).
12
İlacın kan dolaşımında plazma proteinlerine bağlanma oranı değişince serbest
fraksiyonunda meydana gelen değişme glomerüler filtrasyonla atılan miktarı değiştirir
(8).
Sonuç olarak, hasta aynı zamanda birden fazla ilaç kullanıyorsa bu ilaçlardan biri veya
birkaçı arasındaki farmakokinetik etkileşme olasılığı bulunabileceği hatırlanmalı ve
buna bağlı olarak tedavinin yetersiz kalmaması veya istenmeyen durumların ortaya
çıkmaması için gerekli özen gösterilmelidir(8).
2.1.3. Ġlaç-Besin EtkileĢimleri
İlaç absorpsiyonunun besinler tarafından değiştirilip değiştirilmediğinin bilinmesi
önemlidir. Yemekte veya aç karna ilaç alan kişilerin, ilacın absorpsiyon hızı ve derecesi,
plazma konsantrasyonu-zaman eğrisinde değişmeler olabilmektedir. Genellikle, aç
karna veya tok karna ilaç alınması; ilacın absorpsiyon oranını temel olarak değiştirmez;
absorpsiyonun hızını değiştirebilir. Aç karna alınan ilaç, midede uzun süre kalmadan
barsağa geçtiği için daha hızlı absorbe edilir, plazma düzeyi daha hızlı yükselir ve daha
yüksek doruk konsantrasyon oluşturur. Bu nedenle, etkisi daha çabuk başlar; etki
şiddetinde artma olabilir(15).
Aç karna ilaç alındığında, tokken ilaç alınması haline kıyasla, ilaç moleküllerinin
midede bulunan besin parçacıkları ve mide mukozasını kaplayan musin tabakası
tarafından adsorpsiyon veya kompleks oluşması suretiyle tutulması az görülür veya
olmaz. Bu durumda, bazı ilaçların absorpsiyonu daha erken başlayabilir ve nadiren de
absorpsiyon oranı biraz artabilir(15).
Genel bir kural olarak, son yemekten iki saat sonra başlayan ve bir sonraki yemekten bir
saat önce biten süre içinde ilaç alınması, aç karna alınma olarak kabul edilir. Yemeğe
belirtilen sınırlardan daha yakın olan bir zamanda ilaç alınırsa, absorpsiyon yemek
sırasındaki kadar olmasa bile besinden etkilenebilir(15).
Lahana, karnabahar ve Brüksel lahanası ile beslenme, CYP1A1 ve CYP1A2
etkinliğinde artışla sonuçlanır. Bu etkinlikten sorumlu olan bileşikler, indol-3 asetonitril
ve diğer bazı indol bileşikleridir (15). Greyfurt suyundaki furanokumarin yapısındaki
13
bileşikler ise CYP3A4 enzimini inhibe ederek bu enzimle biyotransformasyona uğrayan
bazı ilaçların toksisitesinde artmaya neden olur(15).
Önemli veya sık karşılaşılabilecek bazı ilaç-besin etkileşimlerine örnekler, Şekil 2.12.3‟te görülmektedir.
Şekil 2.1 İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç biyoyararlanımında azalma (10)
Şekil 2.2 İlaç-besin etkileşimi nedeniyle ilaç tedavi etkinliğinde azalma (10)
14
Şekil 2.3 İlaç-besin etkileşiminde additif etkiye örnek (heparin ve sarımsak) (11)
Sarımsak (Allium sativum L.)-Ġlaç EtkileĢimi
Operasyonu takiben gelişen spontan kanamalar ile operasyon öncesinde tüketilen
sarımsağın ilişkilendirildiği birkaç etkileşim mevcuttur. Sarımsağın biyoorganik
bileşenleri vasıtasıyla platelet agregasyonunu inhibe ettiği in vitro ve in vivo
çalışmalarda gösterilmiştir. Öneri olarak da saquinivir tedavisi alan hastaların sarımsak
ve
sarımsak
besin
desteklerini
tüketim
düzeylerinin
minimuma
indirilmesi
verilmiştir(9).
2.1.3. Ġlaç-Bitkisel Ürün EtkileĢimleri
Bitkisel ürünler ve ilaç etkileşiminin altında yatan mekanizma henüz tam olarak açıklığa
kavuşturulamamış olmakla birlikte, ilaç-ilaç etkileşiminde olduğu gibi farmakokinetik
ve farmakodinamik mekanizmalar ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. İlaçların
absorbsiyon, metabolizma, dağılım ve atımında değişikliklere neden olması,
farmakokinetik etkileşimlere neden olmaktadır. Ayrıca bitkisel ürünlerin sıklıkla ilaç
metabolizmasında görev alan CYP enziminin inhibisyonunu ve indüksiyonunu sağlayarak ilaç metabolizmasını değiştirmektedir. İlaçların çoğu böbrekler, safra ve diğer
yollarla atılmadan önce esas olarak karaciğerde ve bazen ekstrahepatik dokularda
15
metabolize edilmektedir. İlaçların enzim sisteminde yıkımı faz 1 ve faz 2 olmak üzere 2
fazda gerçekleşmektedir. Faz 1 reaksiyonunda ilaçlar oksidasyon, redüksiyon,
hidroksilasyon, deaminasyon tepkimelerine girer. Bu fazda etkin olan enzim sistemi
hepatositlerin endoplazmik retikulumunda yer alan karışık fonksiyonlu oksidazlar
(MFO) enzim sistemidir. Bitkisel ürünlerin biyotransformasyonundan sorumlu sitokrom
enzimleri; CYP1A1/2, CYP2B6, CYP2C8/9/19, CYP2D6, CYP2E1, CYP3A4/5,
CYP3A4‟tür. Faz 2 reaksiyonunda ise, polar komponentler glukuronik asit, sülfat,
glutatyon, glisin, asetat gibi endojen moleküllerle konjuge edilirler. Bu fazda
endoplazmik retikulum ve sitozolde yer alan transferaz enzimleri işlev görür. CYP3A4
ve CYP2C9 enzimlerine etki etmektedir. CYP3A4 enzimi, karaciğerde bulunan bir
izoenzimdir ve toplam sitokrom enzimlerinin yaklaşık % 40‟nı oluşturmakta ve ilaçların
% 50‟sinden fazlasını metabolize etmektedir (9).
Sarı Kantoron (Hypericum perforatum, St. John’s Wort) ve Ġlaç EtkileĢimi
Hafif ve orta derecedeki depresyonun kısa süreli tedavisinde kullanılmaktadır.
Farmakolojik aktivitesi yapısında bulununan hiperisin ve hiperforinden gelmektedir.
Sarı kantaronun kullanımında en önemli sorun, birlikte kullanılan diğer ilaçların
metabolizmasını önemli ölçüde etkileme/değiştirme potansiyeline sahip olmasıdır. Sarı
kantaron nöronlarda serotonin, noradrenalin ve dopamin geri alımını bloke eder ayrıca
günümüz de kullanılan birçok ilacın metabolizmasını gerçekleştiren CYP3A4 mikrozomal enzimleri üzerinde indükleyici etki gösterir (9).
Sarı kantaron klaritromisin, benzodiazepin, siklosporin, diltiazem, atorvastatin,
estradiol, sildenafil, indinavir, digoksin, matinib gibi metabolizması CYP3A4 enzimi
üzerinden gerçekleşen ilaçların plazma düzeyini düşürür. CYP3A4 enziminin substratı
olabilecek ilaçların (alfentanil, midazolam, lidokain, kalsiyum kanal blokörleri,
serotonin reseptör antagonistlerinin) plazma konsantrasyonunu azaltır. Varfarinin
metabolizması için önemli olan ve varfarinin antikoagülan etkisini azaltan CYP2C9
enzimini indükler (9).
SSRI ve MAO inhibitörü ilaçlar ile birlikte sarı kantaron etkileşimi sonucu “Serotonin
Sendromu” oluşabilir. 5HT1A reseptör aşırı uyarılması ile beyinde serotonin birikir
Yaşlı bireylerde sarı kantaron ve sertralin ile nefazodone birlikte kullanıldığında santral
serotonerjik sendroma neden olmaktadır (9).
16
Gingko (Gingko biloba) ve Ġlaç EtkileĢimi
Nörodejeneratif hastalıklar, tinnitus, vertigo, glokom, periferik vasküler hastalıklar,
kognitif hastalıkların ve Alzheimer‟in tedavisinde kullanılmaktadır. Etken maddesi
terpenoidler ve flavanoidlerdir. Gingko‟nun içinde bulunan terpenoidlerin biyoyararlanımının yüksek olup, trombosit aktive edici faktörü inhibe ederek kanamalara
neden olmaktadır. Gingko, CYP4A3 enzim aktivasyonunu inhibe etmektedir. Ayrıca
gama-aminobütirik asit (GABA) antagonisti olarak da hareket edebilmektedir (9).
Ginseng (Panax ginseng) ve Ġlaç EtkileĢimi
Ginseng, Asya Ginseng ve Amerikan ginseng olarak ikiye ayrılmaktadır. Taksonomik
açıdan benzerdirler fakat yapılarında bulunan ginsenoidler ve biyolojik aktiviteleri
açısından birbirlerinden farklıdırlar. Farmakolojik etkilerin çoğunu yapısında bulunan
ginsenoidler aracılığı ile yapar. Ginsenoidler ilaç metabolizmasından sorumlu sitokrom
P450 enzim sisteminde CYP1A1,CYP1A2, CYP2C19, CYP2D6 ve CYP3A4
enzimlerini baskılamaktadır (9).
Tip 2 diyabetli hastalarda 8 haftadan uzun süre kullanıldığında açlık kan şekerini ve
HbA1c seviyesini düşürücü etkiye sahip olduğu fakat tokluk kan şekerini hızlı şekilde
düşürdüğü için hipoglisemi ataklarına neden olabildiği saptanmıştır (9).
2.2. ANKET
Anket, sistematik bir veri toplama yöntemidir. Veriler, önceden belirlenmiş insanlara bir
dizi soru sorarak elde edilir.
Anket yöntemi ile çok farklı türde veri toplamak
mümkündür. İnsan davranışları, iş performansları, bilgi düzeyleri, tercihleri, tutumları,
inançları, duyguları vb. bunlardan sadece birkaçıdır. Ancak anketten yararlı bilgiler elde
edebilmek için anketin hazırlık ve uygulama sürecine özel önem gösterilmelidir. Ayrıca
“zaman” ve “maliyet” göz önüne alınması gereken diğer hususlardır.
Anket yöntemine özel aşamalar şunlardır :(11)
 Soru kağıdının hazırlanması,
 Uygulayıcıların seçimi ve eğitimi,
17
 Ön uygulama,
 Alan uygulaması,
 Soru kağıtlarının alanda denetimi,
 Örnekleme çıkan deneklerin ikinci bir örneklem seçerek verilen yanıtların kalite
denetimi.
2.2.1. Anket Yönteminin Avantajları
Anket çalışması zaman alıcı ve mali yük getiren bir uygulama olduğu için iyi
planlanarak kesin ihtiyaç durumunda başvurulmalıdır. Elde yeterli veri yoksa ve başka
bir alternatif bulunamıyorsa anket çalışması uygulanır.
 Güncel ve yeni veriler anket yoluyla elde edilebilir.
 Verileri kısa zamanda elde etme imkanı vardır.
 Çok farlı kişilerden çok değişik ve çeşitli veri elde etmek mümkündür.
 Anket yoluyla veri toplamanın maliyeti, diğerlerine göre çoğu zaman daha düşüktür.
 Bazen, ihtiyaç duyulan verileri anket dışında başka yöntemle elde etme olasılığı
yoktur.
 Anketi istenen kapsamda ve ayrıntıda düzenlemek mümkündür.
 Kapalı uçlu soruları yanıtlamak kolaydır.
 Anketlerde kimlik sorulmadığı ve imza istenmediği için, kişiler çekinmeden
yanıtlayabilir.
 Sorularda üçüncü şahıs tekniğiyle normalde konuşulmak ya da cevaplanmak
istenmeyen hususlar anketlerde sorgulanabilir.
 Veri toplamak dışında; promosyon, tanıtım, iletişim gibi amaçlarla da anket
yapılabilir.(12)
18
2.2.2. Anket Yönteminin Dezavantajları
 Anket yönteminin başlıca sorunu taşıdığı hata payı ve sonucunun yanıltma
ihtimalidir. Anket yoluyla elde edilen veriler, farklı nedenlerle gerçek kümeyi temsil
edici olmayabilir. Söz konusu hatanın nedenlerini ortaya koymak ve azaltmak
mümkündür.(12)
 Açık uçlu soruları yanıtlamak ve yorumlamak zordur.(12)
 Cevaplayıcılar istenen bilgiyi vermek istemeyebilir.(12)
 Soru kağıdındaki yapılandırılmış veriyi toplama bazı veri türleri için daha düşük
geçerliliğe sahiptir.(12)
 İstenen bilginin kelimelerle net bir biçimde ifade edilmesi her zaman mümkün
olmayabilir.(12)
.
2.2.3. Anket Yönteminin Türleri
Anket yönteminde kullanılacak iletişim biçimine göre anket türleri beşe ayrılabilir.
 Posta anketleri
 İnternet anketleri
 Telefon anketleri
 Karşılıklı görüşme ile yapılan anketler
 Karma anketler (2).
Araştırmacı, araştırmanın amacını ve araştırma problemini göz önünde tutarak anket
türlerinden hangisini kullanacağını belirlemelidir. Anket yönteminde kullanılacak
türlerin her birinin üstün ve zayıf yönleri vardır. Uygulanacak anket türü
kararlaştırılırken bu yönleri dikkatlice değerlendirilmelidir (14).
Posta Anketleri
Posta anketleri hazırlanan soru formlarının posta yoluyla cevaplayıcılara ulaştırılmasını
öngören bir veri toplama yöntemidir (2).Yanıtların posta ile iade yoluyla toplanabileceği
gibi elden toplanması da mümkündür (12).
19
Posta anketlerinin avantajları:
 En az miktarda kaynak gerektiren yöntemdir. Diğer yöntemlerden farklı olarak
eğitimli anketörlere ihtiyaç duyulmaz.
 Gelir düzeyi, eğitim durumu, politik tercihi vb. konulara ilişkin bilgiler,
cevaplayıcının anketörden etkilenmesi gibi durumlar söz konusu olmaz. Ayrıca ani
karar verme ya da inisiyatif kullanma ihtiyacı gibi durumlar da ortadan kalkar.
Posta anketlerinin dezavantajları:
 Uygulama başladıktan sonra ortaya çıkan problemlerin çözümü mümkün değildir.
 En uzun zaman alan anket yöntemidir.
 Cevaplanma oranı en düşük anket yöntemidir. Eksiksiz doldurulmasını sağlamak
oldukça güçtür. Ayrıca soruların doğru kişi tarafından yanıtlandığından emin olmak
zordur (2).
Ġnternet Anketleri
İnternet anketleri, posta anketlerinin internet ortamındaki şeklidir. Bu yöntemde soru
formu ya da bu formun yer aldığı internet adresinin linki cevaplayıcılara e-posta ile
gönderilir ve cevaplayıcılardan bu formu doldurmaları istenir.
İnternet anketlerinin avantajları:
 Anket sorularına verilen cevaplar doğrudan veri tabanına yazıldığı için bilgisayara
girilmeleri gerekmez ve analiz programları sayesinde veri toplama işlemini
beklemeksizin cevaplar alındıkça sonuçların güncelleşmesi sağlanabilir.
 Cevaplama işlemi için zaman problemi yoktur. Kişi kendine en uygun zaman
aralığında bu işlemi gerçekleştirebilir.
 Eksik cevaplama durumunda sistem uyarı vererek soruların tümü cevaplanmadan
anketin tamamlanmasına izin vermez.
İnternet anketlerinin dezavantajları:
 Hedef kitlenin tümünün internet erişimi yoksa sonuçların geçerliliği azalır.
 Cevaplayıcılar verilerin elektronik ortamda aktarılmasını güvenli bulmayabilir.
20
 Açık uçlu sorular için elverişli değildir (2).
Telefon Anketleri
Anket sorularının telefonda sorularak, yanıtların anket formu üzerinde işaretlenmesi
veya ses bandına kaydedilmesi ile gerçekleştirilir (12). Bu işlem eğitimli anketörler
tarafından yapılır (2).
Telefon anketlerinin avantajları:
 Sonuçlar çok hızlı bir şekilde alınabilir.
 Cevaplayıcı anketörle yüz yüze gelmediği için herhangi bir baskı hissetmez.
 Anketör soruların tümünün cevaplanması için cevaplayıcıyı teşvik edebilir.
Telefon anketlerinin dezavantajları:
 Diğer anket türlerinde kullanılan görsel yardımcı malzemeler bu anket türünde
kullanılamaz.
 Telefonu olmayan insanlar anket kapsamı dışındadır (2).
21
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışma kapsamında, Kayseri İli Kocasinan, Melikgazi ve Talas ilçelerinde bulunan
eczanelerin eczacılarına yirmi üç (23) sorudan oluşan bir anketin uygulanması
planlanmıştır. Anket soruları, çalışma ekibi tarafından hazırlanmış olan, ucu kapalı
sorulardan oluşmakla birlikte, gönüllülerin belirtmek istedikleri diğer hususlar ile ilgili
olarak, detaylı yanıt vermelerine de olanak verecek şekilde tasarlanmıştır. Anketin
ulaştırılması hedeflenen eczaneler, Kayseri Eczacı Odası kayıtları esas alınarak
belirlenmiştir. Çalışma için gerekli Etik Kurul Onayı, Erciyes Üniversitesi Klinik
Araştırmalar Etik Kurulu‟ndan alınmış (Ek-1), gönüllülere bilgilendirme yapılarak
Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu‟nu (Ek-2) onaylamaları ve anketi (Ek-3)
yanıtlamaları istenmiştir.
Kayseri İli‟ndeki eczane eczacılarının ilaç etkileşimi hakkındaki farkındalığını
incelemek ve mevcut durumu değerlendirmeyi amaçlayan anket çalışması Erciyes
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Bitirme Ödevi olarak planlanmıştır. Ankete katılmayı
kabul eden 68 eczane eczacısıyla Nisan-Mayıs 2014 aylarında anket çalışması
yapılmıştır.
22
4. BULGULAR
Kayseri İli‟ndeki eczane eczacılarının ilaç etkileşimleri konusunda farkındalığının
değerlendirilmesi amaçlanan anketi yanıtlaması için başvurulan 93 eczacıdan 68‟i
katılmayı kabul etmiş olup, ankete katılım oranı, %73,1‟dir.

Ankete katılan 68 eczacıdan 41‟i erkek (%60,3), 27‟si kadındır (%39,7).

Yaş dağılımı değerlendirildiğinde;

21-30 yaş arasında, 20 kişi (%29,4),
31-40 yaş arasında, 23 kişi (%33,8),
41-50 yaş arasında, 10 kişi (%14,7),
51 yaş ve üstü, 15 kişi (%22,1) olduğu görülmüştür.
Eczacıların öğrenim durumuna göre dağılımı incelendiğinde, lisans mezunlarının
(60 kişi); yüksek lisans (7 kişi) ve doktora yapmış (1 kişi) olanlardan daha fazla
olduğu da saptanmıştır.

Eczacıların toplam mesleki deneyim süreleri değerlendirildiğinde (Şekil 4.1);
eczacıların %33,8‟inin 20 yıl ve üstü, %29,4‟ünün 1-5 yıl, %16,2‟sinin 11-15 yıl,
%13,2‟sinin 6-10 yıl ve %7,4‟ünün 16-19 yıl mesleki deneyim süresine sahip
olduğu belirlenmiştir.

Eczacıların eczane dışındaki mesleki deneyimleri sorulduğunda alınan yanıtlar;
üniversite, ecza deposu, ilaç endüstrisi-ruhsatlandırma, Sosyal Güvenlik Kurumu ve
çeşitli hastanelerdeki görevler şeklinde olmuştur (n=10).

Eczane eczacısı olarak mesleki deneyim süreleri incelendiğinde ise (Şekil 4.2);
eczacıların %30,9‟unun 1-5 yıl, %29,4‟ünün 20 yıl ve üstü, %16,2‟sinin 11-15 yıl,
%14,7‟sinin 6-10 yıl ve %8,8‟inin 16-19 yıl mesleki deneyim süresine sahip olduğu
belirlenmiştir.

Eczacıların ortalama bir işgününde, hastalara danışmanlık hizmeti verme
sürelerinin;
- 1saat (n=3),
23
- 2saat (n=17),
- 3saat (n=9),
- 4saat (n=8),
- 5saat (n=13),
- 6 saat ve üstü (n=18) şeklinde dağıldığı anlaşılmıştır.
ġekil 4.1. Ankete katılan eczacıların toplam mesleki deneyim süresinin dağılımı
ġekil 4.2. Eczane eczacısı olarak mesleki deneyim süresinin dağılımı
24

Hastaların eczacıya reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral
destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili
olarak “sıklıkla” danıştıkları görülmektedir (Şekil 4.3).

Ortalama bir işgününde, reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve
mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile
ilgili olarak hastaların eczacıdan bilgi talepleri en sık danışılan konudan başlanarak
sıralandığında, Şekil 4.4‟teki sonuçlar elde edilmiştir. “Reçeteli ve kontrole tabi
ilaçlar”ın 1.tercihte, ilk sırada yer aldığı görülmektedir.

Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlama durumu ile ilgili
olarak, eczacıların görüşleri Şekil 4.5‟te sunulmuştur. Alınan yanıtlara göre hastaların
%36,8‟i bazen, %29,4‟ü sıklıkla, %17,6‟sı nadiren, %11,8‟i her zaman hekime ve
eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlamaktadır.
ġekil 4.3. Hastaların eczacıya reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin
ve mineral destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler
ile ilgili olarak danışma sıklıklarının dağılımı
25
ġekil 4.4. Ortalama bir işgününde, reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar,
vitamin
ve
mineral
destekleri,
bitkisel
vd
destekleyici/alternatif
ürünler,
kozmetik/kozmesötikler ile ilgili olarak hastaların eczacıdan bilgi talepleri en sık
danışılan konuların sıralaması (2 ankette, bu soruya yanıt verilmemiş veya işaretleme yapılmış
ancak tercih sırası bildirilmemiş olduğu için, n=66)

Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilacı bırakma durumu ise şu şekilde
özetlenebilir: Hastaların %45,6‟ sı sıklıkla, %30,9‟u bazen, %11,8‟i her zaman, %10,3‟ü
nadiren hekime ve eczacıya danışmadan ilacı bırakmaktadır (Şekil 4.6).

Şekil 4.7‟de, hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç dozunu değiştirme
durumu ile ilgili olarak eczacıların değerlendirmesi sunulmuştur: Hastaların %36,8‟inin
bazen, %33,8‟inin nadiren, %16,2‟sinin sıklıkla danışmadan ilaç dozunu değiştirdiği
belirtilmiştir.

Hekime ve eczacıya danışmadan vitamin-mineral desteği kullanmaya başlama durumu
ile ilgili olarak, eczacıların verdiği yanıtlar şu şekildedir: %38,2 bazen, %32,4 sıklıkla,
%14,7 nadiren ,%11,8 her zaman (Şekil 4.8).

Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan bitkisel vd destekleyici/alternatif ürün
kullanmaya başlama durumu ile ilgili olarak, eczacıların değerlendirmesi Şekil 4.9‟da
26
gösterilmiştir. Buna göre hastaların %36,8‟i sıklıkla, %26,5‟i bazen, %17,6‟sı nadiren,
%16,2‟si ise her zaman danışmadan bu ürünleri kullanmaya başlamaktadır.

Hastaların ilaç kullanma talimatlarını inceleme sıklığı hakkında eczacıların görüşü
alındığında; hastaların %48,5‟i bazen, %23,5‟i sıklıkla,%16,2‟si nadiren ilaç kullanma
talimatlarını incelediği bilgisine ulaşılmıştır (Şekil 4.10). Hastaların ilaç kullanma
talimatlarındaki uyarıları dikkate alma durumları eczacılara sorulduğunda alınan
cevaplar da benzer bir sonuç vermiştir (%45,6 bazen, %29,4 sıklıkla,%14,7 nadiren).

Eczacılar, hastalara yaptıkları güvenli ilaç kullanımına ilişkin uyarı ve önerilerin,
%61,8 oranda sıklıkla, %17,6 her zaman, %16,2 bazen dikkate alındığı görüşündedir
(Şekil 4.11).

Eczacılara göre, hastaların %38,2‟si sıklıkla, %33,8‟i bazen, %16,2‟si nadiren reçeteli
ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışmaktadır (Şekil 4.12).

Eczacılar, reçeteli ve reçetesiz ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak hastaların
%44,1‟inin bazen, %27,9‟unun sıklıkla, %19,1‟inin nadiren eczacıya danıştığını
belirtmiştir (Şekil 4.13).

Eczacılar, hastaların % 44,1‟inin bazen,%23,5‟inin sıklıkla,%23,5‟inin nadiren ilaçlarla
vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşmeler konusunda eczacıya danıştığı
görüşündedir (Şekil 4.14).
ġekil 4.5. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç kullanmaya başlama durumu
27
ġekil 4.6. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilacı bırakma durumu
ġekil 4.7. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan ilaç dozunu değiştirme durumu
28
ġekil 4.8. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan vitamin-mineral desteği
kullanmaya başlama durumu
ġekil 4.9. Hastaların hekim veya eczacıya danışmadan bitkisel vd destekleyici/alternatif
ürün kullanmaya başlama durumu
29
ġekil 4.10. Hastaların ilaç kullanma talimatlarını inceleme sıklığı hakkında eczacıların
görüşü
ġekil 4.11. Eczacıların güvenli ilaç kullanımı ile ilgili uyarı ve önerilerini hastaların
dikkate alma durumu hakkında eczacıların görüşü
30
ġekil 4.12. Hastaların reçeteli ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya
danışma durumu
ġekil 4.13. Hastaların reçeteli ve reçetesiz ilaçlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak
eczacıya danışma durumu
31

İlaç-besin etkileşmeleriyle ilgili olarak eczacıya danışılma sıklığı sorulduğunda alınan
yanıtlara göre; hastaların % 36,8‟i bazen, %26,5‟i nadiren, %20,6‟sı sıklıkla
danışmaktadır (Şekil 4.15). Eczacılar, hastaların %10,3‟ünün ise, bu konuda hiç bilgi
almadığı görüşündedir.

Şekil 4.16‟da, hastaların ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki
etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma sıklığı görülmektedir. Veriler, ilaç-besin
etkileşimi ile ilgili bulgularla uyumludur (% 36,8 bazen, %26,5 nadiren, %19,1 sıklıkla,
%10,3 hiç).

Hastaların ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki etkileşmelerle ilgili olarak
eczacıya danışma sıklığı değerlendirildiğinde alınan yanıtlar, % 38,2 bazen, %38,2
sıklıkla, %14,7 ise nadiren şeklinde sıralanmıştır (Şekil 4.17).

Eczacılara son bir yılda, ilaç etkileşimleri konusunda danışan hasta sayısının artıp
artmadığı sorulduğunda alınan cevaplar, Şekil 4.18‟de görülmektedir. Buna göre
eczacıların %42,6‟sı kısmen katılıyorum, %32,4‟ü katılıyorum, %17,6‟sı ise
katılmıyorum yanıtını vermiştir.

Son bir yılda, ilaç etkileşimleri konusunda hastaların farkındalığının artışı ile ilgili
olarak, eczacıların %33,8‟i katılıyorum, %32,4‟ü kısmen katılıyorum, %25‟i
katılmıyorum yanıtını vermiştir (Şekil 4.19).
ġekil 4.14. Hastaların ilaçlarla vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşmelerle ilgili
olarak eczacıya danışma durumu
32
ġekil 4.15. Hastaların ilaç-besin etkileşmeleriyle ilgili olarak eczacıya danışma durumu
ġekil 4.16. Hastaların ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki
etkileşmelerle ilgili olarak eczacıya danışma durumu
33
ġekil 4.17. Hastaların ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki etkileşmelerle
ilgili olarak eczacıya danışma durumu
ġekil 4.18. Son bir yılda ilaç etkileşimleri konusunda danışan hasta sayısı artışı
34
ġekil 4.19. „Son bir yılda hastaların ilaç etkileşimleri konusunda farkındalığının
arttı‟sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı
ġekil 4.20. İlaç etkileşimleri konusunda, hastaların daha detaylı bilgilendirilmesinin
zorunlu olup olmadığı konusunda eczacıların tutumunun değerlendirilmesi
35

Şekil 4.20‟de, ilaç etkileşimleri konusunda, hastaların daha detaylı bilgilendirilmesinin
zorunlu olup olmadığı konusunda eczacıların görüşleri özetlenmiştir. Yanıtlara göre, bu
konuda hastaların daha detaylı bilgilendirilmesi zorunluluğuna %51,5‟i kesinlikle
katılıyorum, %39,7‟si katılıyorum şeklinde yanıtlamıştır.

“Hastalar ilaçlarla ilgili olarak eczacıdan bilgi aldıklarında memnun oluyorlar mı?”
sorusuna eczacıların büyük bölümü olumlu yanıt vermiştir (%60,3 kesinlikle
katılıyorum, %33,8 katılıyorum).

Eczacılara ilaç-ilaç etkileşimlerinin istenmeyen sonuçları olabileceği konusunda
hastaların farkındalığı sorulduğunda alınan cevaplar, Şekil 4.21‟de görülmektedir. Buna
göre eczacıların %45,6‟sı kısmen katılıyorum, %29,4‟ü katılıyorum, %16,2‟si
katılmıyorum yanıtını vermiştir.

Eczacılara hastaların ilaçlarla vitamin-mineral destekleri arasındaki etkileşimlerin
istenmeyen sonuçları olabileceği konusunda hastaların farkındalığı sorulduğunda alınan
yanıtların, %51,5‟i kısmen katılıyorum, %20,6‟sı katılıyorum, %25‟ i katılmıyorum
şeklinde bir dağılım göstermiştir (Şekil 4.22).
ġekil 4.21. Eczacıların, 'Hastalar, ilaçların diğer ilaçlarla olası etkileşimleri nedeniyle
istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının
dağılımı
36
ġekil 4.22. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-vitamin ve mineral destekleri arasındaki olası
etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.'
sorusuna yanıtlarının dağılımı
ġekil 4.23. Eczacıların, ' Hastalar, ilaç-besinler arasındaki olası etkileşimler nedeniyle
istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.' sorusuna yanıtlarının
dağılımı
37

Şekil 4.23‟te görüldüğü gibi, ilaç-besin etkileşimlerinin istenmeyen sonuçları
konusunda hastaların farkında olduğu ifadesine eczacıların % 44,1‟i kısmen
katılıyorum, %27,9‟u katılmıyorum, %16,2‟si katılıyorum yanıtını vermiştir.

İlaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler arasındaki olası etkileşimlere bağlı
istenmeyen sonuçlar konusunda hastaların farkında olup olmadığı eczacılara sorulmuş
ve %42,6 oranında kısmen katılıyorum, %32,4 katılmıyorum, %13,2 katılıyorum, %8,8
kesinlikle katılmıyorum yanıtı alınmıştır (Şekil 4.24).

İlaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki olası etkileşimlere bağlı istenmeyen
sonuçları olabileceği konusunda hastaların farkındalığı sorulduğunda, eczacıların
verdiği yanıtların dağılımı Şekil 4.25‟te gösterilmiştir. Buna göre, eczacıların % 44,1‟i
kısmen katılıyorum, %33,8‟i katılmıyorum, %17,6‟sı ise katılıyorum cevabını vermiştir.

Şekil4.26‟da görüldüğü gibi, hastaların ilaç etkileşimleri hakkında bilgilendirileceği en
uygun yerin eczane olduğu konusunda, eczacıların çoğunluğunun olumlu görüş
bildirdiği (%50 kesinlikle katılıyorum, %38,2 katılıyorum, %10,3 kısmen katılıyorum)
tespit edilmiştir.

İlaç etkileşimleri konusunda toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu yönündeki
görüşlerin de bu bulguyla uyumlu olduğu Şekil 4.27‟de anlaşılmaktadır (%64,7
kesinlikle katılıyorum, %33,8 katılıyorum, %1,5 kısmen katılıyorum).
ġekil 4.24. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler
arasındaki olası etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin
farkındadır.' sorusuna yanıtlarının dağılımı
38
ġekil 4.25. Eczacıların, 'Hastalar, ilaç-hastalık veya fizyolojik durumlar arasındaki olası
etkileşimler nedeniyle istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinin farkındadır.'
sorusuna yanıtlarının dağılımı
ġekil 4.26. İlaç etkileşimleri hakkında hastanın bilgilendirilmesi için en uygun yerin
eczane olduğu konusunda eczacıların görüşleri
39

Eczacıların hastaları ilaç etkileşimleri konusunda bilgilendirme ile ilgili olarak da istekli
oldukları Şekil 4.28‟deki dağılım incelendiğinde görülmektedir (%42,6 katılıyorum,
%22,1 kesinlikle katılıyorum, % 26,5 kısmen katılıyorum).

Hastayı ilaç etkileşimleri için bilgilendirme konusunda, eczacıların yeterli zamanı olup
olmadığı sorulduğunda, eczacıların %41,2 oranında kısmen katıldığı, %35,3‟ünün
katıldığı, %13,2‟sinin kesinlikle katıldığı belirlenmiştir (Şekil 4.29).

Hastaya danışmanlık hizmeti verilirken, ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen başlıklardan
biridir, ifadesine eczacıların çoğunluğunun olumlu görüş bildirdiği (%47‟1 katılıyorum,
%23,5 kesinlikle katılıyorum, % 20,6 kısmen katılıyorum) görülmektedir (Şekil 4.30).

Eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili kapsamlı bilgiye erişiminin yeterli olduğu
ifadesine yanıtları değerlendirildiğinde, %45,6‟sının katıldığı, %19,1‟inin kısmen
katıldığı,% 17,6‟sının kesinlikle katıldığı tespit edilmiştir (Şekil 4.31)
ġekil 4.27. İlaç etkileşimleri hakkında toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu
konusunda eczacıların görüşleri
40
ġekil 4.28. Eczacıların ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak hastayı bilgilendirme
konusunda istekli olma durumları hakkındaki görüşleri
ġekil 4.29. Eczacıların ilaç etkileşimleri için hastayı bilgilendirme konusunda yeterli
zamanı olduğu ile ilgili görüşleri
41
ġekil 4.30. Hastaya danışmanlık hizmeti verirken ilaç etkileşimlerinin ilk akla gelen
başlıklardan biri olduğu konusunda eczacıların değerlendirmesi
ġekil 4.31. Eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili kapsamlı bilgiye erişebilme durumu
konusundaki görüşleri
42
ġekil 4.32. „Hastaların kullandığı diğer ilaçlar, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler
olup olmadığını sorar mısınız?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı

„Hastaların kullandığı diğer ilaçlar, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler olup
olmadığını sorar mısınız?‟ sorusuna eczacıların %35,3‟ü evet, genellikle sorarım,
%32,4‟ü bazen sorarım, %19,1‟i evet, her zaman sorarım yanıtını vermiştir (Şekil
4.32).

Hastaya ilaçların diğer ilaçlar, besinler, bitkisel ve diğer destekleyici ürünler ile
etkileşimleri hakkında eğitim verme konusunda; eczacıların %55,9‟u evet hastalar
bu konuda bilgilendirilmelidir, %39,7‟si sadece hastalar isterse bilgi veririm,
%4,4‟ü hayır yanıtını vermiştir (Şekil 4.33).

Eczacıların ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak yararlandıkları kaynakları sıralamaları
istendiğinde, 1.tercihte ilk sırayı ilaç bilgisayar yazılım programlarının aldığı tespit
edilmiştir (Şekil 4.34).
43
ġekil 4.33. Eczacıların ilaç-ilaç, ilaç-besin, ilaç-bitkisel ve diğer destekleyici ürün
etkileşimleri hakkında hastaya eğitim verme durumunun değerlendirilmesi
ġekil 4.34. Eczacıların ilaç etkileşimleri hakkında bilgiye ulaşma kaynaklarının
sıralaması
44
ġekil 4.35. a. Eczacıların son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle karşılaşma durumu,
b. Eczacıların karşılaştıkları potansiyel ilaç etkileşimi sayısının değerlendirilmesi

Eczacıların son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle karşılaşma durumu ve sayısı
değerlendirildiğinde; eczacıların % 60,3‟ünün hayır, %39,7‟sinin ise evet yanıtını
verdiği görülmüştür (Şekil 4.35a). Karşılaşılan ilaç etkileşimleri sayısına göre; sırasıyla
%33,3 (1-4 örnek), %18,5 (5-9 örnek), %18,5(10-14 örnek), %14,8 (15 ve üstü)
şeklinde olmuştur. Eczacılardan %14,8‟i ise bu konuda bilgi vermemiştir (Şekil 4.35b).

Şekil 4.36‟da görüldüğü gibi, eczacılara göre en sık karşılaşılan ilaç etkileşimleri
arasında antineoplastik ilaçlar ve santral sinir sistemi ilaçları yer almaktadır. Bunları
oral kontraseptifler, kardiyovasküler sistem ilaçları, solunum sistemi ilaçları, sistemik
hormonal ilaç ve düzenleyiciler izlemektedir.
45
ġekil 4.36. En sık karşılaşılan ilaç etkileşimine neden olan ilaç gruplarının
değerlendirilmesi
ġekil 4.37. „Son 10 yıl içinde, ilaç etkileşimleri konusunda meslek içi eğitimlere
katıldınız mı?‟ sorusuna eczacıların yanıtlarının dağılımı
46
ġekil 4.38. İlaç etkileşimleri konusunda hastaları bilgilendirmede kullanılabilecek yollar
konusunda eczacıların tercihleri

Eczacılara „Son 10 yıl içinde, ilaç etkileşimleri konusunda meslek içi eğitimlere
katıldınız mı?‟ sorusu yöneltildiğinde, eczacıların toplam %52,9‟unun evet, %45,6‟sının
ise hayır yanıtı verdiği tespit edilmiştir (Şekil 4.37). Meslek içi eğitimlerden haberdar
olmayan eczacı yüzdesinin %19,1 olması da dikkat çekici bulunmuştur.

İlaç etkileşimleri konusunda hastaları bilgilendirmede kullanılabilecek yollar konusunda
eczacıların tercihleri değerlendirildiğinde (Şekil 4.38); 1.tercih olarak sözlü anlatım
ortaya çıkmakta; bunu 2.tercih olarak kullanım talimatı üzerinde işaretleme, 3.tercihte
özellikle yaşlı hastalar için bilgilendirme kartları izlemektedir.

Eczacılık öğrenimi süresince ilaç etkileşimleri konusunda
yararlı olabilecek
uygulamaları sıralanması istendiğinde, 1. tercih ilgili ders içeriklerinin güncellenmesi,
2.tercih 4. ve 5. sınıflarda olgu sunumları olmuştur (Şekil 4.39). Daha sonraki tercihler
ise, konferans, panel, yazılı bilgilendirme araçlarının geliştirilmesine katkı, son olarak
da stajlarda detaylı inceleme olarak belirtilmiştir.
47
ġekil 4.39. Eczacılık öğrenimi süresince ilaç etkileşimleri hakkında yararlı olabilecek
uygulamaların değerlendirilmesi konusunda eczacıların görüşleri
48
5.TARTIġMA VE SONUÇ
Çok sayıda ksenobiyotiğe aynı zamanda maruz kalmakta olduğumuz bu dönemde, ilaç
etkileşimleri özellikle dikkat edilmesi gereken konulardan biri haline gelmiştir. Bir ilaç,
besin veya diğer ürün tarafından bir ilacın etkisinin nitel ya da nicel olarak
değiştirilmesi şeklinde ifade edilebilen ilaç etkileşimleri; hastaların akılcı ilaç kullanımı
ilkelerini yeterince uygulamaması, polifarmasi, kullanılan diğer ürünlerin beklenmeyen
etkileri gibi pek çok nedenle ortaya çıkabilmektedir. Günümüzde, tümüyle zararsız
kabul edilmekte olan destekleyici/alternatif ürünler kapsamında yer alan bitkisel ürünler
ile ilaçlar arasındaki etkileşimler, üzerinde durulması gereken bir alan haline gelmiştir.
Besinlerle ilaçlar arasındaki etkileşimler açısından ilk akla gelen örnek olan greyfurt vd
besinler konusunda toplumu bilinçlendirmek de şüphesiz, eczacının görevleri
arasındadır. Genel olarak değerlendirildiğinde, hayatı tehdit edecek boyutlarda ilaç
etkileşimlerini önlemek amacıyla, eczacıların bu alanda kendini geliştirmesi ve
üzerlerine düşen sorumluluğu titizlikle yerine getirmesi gerekmektedir.
Araştırmada ulaşılan sonuçlara göre;
Hastaların reçeteli ve kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, vitamin ve mineral
destekleri, bitkisel vd destekleyici/alternatif ürünler, kozmetik/kozmesötikler ile ilgili
olarak “sıklıkla” eczacıya danıştıkları görülmektedir (Şekil 4.3). Eczacılara göre ilaç
etkileşimleri konusunda toplumu bilgilendirecek kişinin eczacı olduğu (Şekil 4.27)
yönündeki vurgular dikkate alındığında, hastaların akılcı ilaç kullanımı konusunda
uygun eğitim araçları kullanılarak yönlendirilmesi mümkün görünmektedir. Bunu
destekler şekilde, ankete katılan eczacılar, hastaların ilaç kullanma talimatlarını
inceleme ve yazılı uyarıları dikkate alma durumuna (Şekil 4.10) kıyasla, eczacıların
güvenli ilaç kullanımına ilişkin uyarı ve önerilerinin (Şekil 4.11) daha etkili olduğu
görüşündedir.
Eczacıların hastaları ilaç etkileşimleri hakkında bilgilendirme konusunda istekli
oldukları (Şekil 4.28), hastaya danışmanlık hizmeti verilirken, bu konunun ilk akla
49
gelen başlıklardan biri olduğu (Şekil 4.30), eczacıların ilaç etkileşimleriyle ilgili
kapsamlı bilgiye erişiminin yeterli olduğu (Şekil 4.31); bununla birlikte, bilgilendirme
için yeterli zaman ayırmak için kısmen de olsa güçlük çekildiği (Şekil 4.29)
görülmektedir.
Eczacılar; hastaların hekim ve eczacıya danışmadan ilaca başlama-bırakma, ilaç dozunu
değiştirme, vitamin-mineral ve bitkisel destekleyici/tamamlayıcı ürünleri kullanmaya
başlama gibi tedaviyi etkileyebilecek tutumları bulunduğu görüşündedir (Şekil 4.5-4.9).
Hastaların esas olarak ilaç-ilaç etkileşimi (Şekil 4.12, Şekil 4.13) ve ilaçhastalık/fizyolojik durumlar arası etkileşimler (Şekil 4.17) konusunda danıştıkları;
vitamin–mineral destekleri (Şekil 4.14), bitkisel vd destekleyici /alternatif ürünler (Şekil
4.16), ilaç-besin (Şekil 4.15) etkileşimlerinin ise hastalar tarafından nispeten daha az
bilinen etkileşimler olduğu değerlendirmesi yapılmıştır. Eczacılara göre, hastaların
ilaçlarla ilgili etkileşimler konusunda farkındalığı genel olarak, hedeflenen düzeyde
değildir (Şekil 4.21-4.25) ve hastaların daha detaylı bilgilendirilmesi zorunludur (Şekil
4.20). Ciddi etkileşimlerin görülmesine neden olabilecek bu durumun önüne
geçilebilmesi için hastaların bilgilendirilmesi bir gerekliliktir. Bunun için, eczacıların
mutlaka hastanın kullandığı ilaç ve ürünler hakkında bilgi alması ve buna uygun olarak
danışmanlık hizmeti vermesi önerilebilir. Eczacının hastaları için oluşturabileceği ilaç
bilgisi
içeren
kartları,
eczacı
ve
hasta
açısından
kolaylık
sağlayabilecek
uygulamalardandır.
Ankete katılan eczacıların %60,3‟ü son bir yılda potansiyel ilaç etkileşimiyle
karşılaşmadığını belirtmiştir (Şekil 4.35a); bu sevindirici bir durumdur. En sık
karşılaşılabilen ilaç etkileşimleri arasında; antineoplastik ilaçlar, santral sinir sistemi
ilaçları, oral kontraseptifler, kardiyovasküler sistem ilaçları, solunum sistemi ilaçları,
sistemik hormonal ilaç ve düzenleyiciler yer almaktadır (Şekil 4.36).
Eczacıların hastalara kullandıkları diğer ilaçlar, bitkisel vd destekleyici ürünler olup
olmadığını sordukları (Şekil 4.32) ve ilaç etkileşimleri hakkında hastalara eğitim verme
konusunda yaklaşımlarının olumlu yönde olduğu tespit edilmiştir (Şekil 4.33).
Eczacıların bir kısmı ise, sadece hasta istediğinde eğitim vereceğini belirtmiş olup,
bunun hastanın tutumuna bağlı bir durum olduğu düşünülebilir.
Eczacıların ilaç etkileşimleri konusunda yararlandıkları kaynaklar arasında ilk sırayı ilaç
bilgisayar yazılım programlarının aldığı görülmüştür (Şekil 4.34); meslek içi eğitimlere
50
katılım konusunda ise, olumlu yanıtların yarıdan fazla olmasına karşın bu etkinliklerden
haberdar olmayan eczacıların bulunması dikkat çekmektedir (Şekil 4.37).
İlaç etkileşimleri konusunda danışmanlık hizmeti verirken sözlü anlatımın ilk tercih
edilen yol olduğu saptanmıştır. Bunun sebebi sözlü anlatımın en etkili ve en kolay yol
olmasıdır. Kullanım talimatı üzerine işaretleme, ikinci sırada yer alan yöntemdir ve
bilginin kalıcı olabilmesi için tercih edilebilir (Şekil 4.38)
Eczacılık öğrenimi sürecinde ilaç etkileşimleri hakkındaki farkındalığı artırmak üzere
yararlı olabilecek uygulamalar arasında öncelikle önerilenler, ilgili ders içeriklerinin
güncellenmesi ve 4-5. sınıflarda olgu sunumlarının yapılmasıdır. Bu kapsamda, Eczacı
Odaları‟nın da katkılarıyla düzenlenecek olan, uygulamaya yönelik konferans-panel gibi
etkinlikler ve stajlarda detaylı incelemelere daha fazla yer verilmesi de ilaç etkileşimleri
konusunda bilgi birikiminin artırılmasına katkı sağlayabilecektir (Şekil 4.39).
Sonuç olarak;
Eczacıların verdiği yanıtlara göre toplumun ilaç etkileşimleri ile ilgili bilgilendirileceği
yer eczanedir ve bilgilendirecek kişi eczacıdır. Hastaların kolaylıkla ulaşabilecekleri bir
sağlık danışmanı olması nedeniyle eczacıların hastalara gerekli danışmanlık hizmeti
vermekte gönüllü oldukları ve eczanenin bu aşamada danışmanlık alabilmek için en
uygun yer olduğu görüşü ağır basmaktadır.
İlaç etkileşimlerinin ciddi yan etkilere sebep olacak bir durum olduğu unutulmamalıdır.
Hastalara en iyi danışmanlık hizmetini verebilmek için ilaç etkileşimleriyle ilgili yeterli
bilgi birikimine sahip olunması gerekmektedir. Bunu gerek ders içeriklerinin
güncellenmesi gerek konferans, panel vd eğitim çalışmalarının düzenlenmesiyle
sağlamak mümkün olabilir. Hastanın kullandığı ilaçlar ve diğer ürünler hakkında bilgi
almak, muhtemel ilaç etkileşimleriyle ilgili bilgiyi hastaya sunmak eczacının görevidir.
Özellikle hayati tehlike oluşturabilecek etkileşimler açısından, eczacıların hastaya
eğitim vermesinin yararlı olacağı dikkate alındığında, eczacıların ders içerikleri ve olgu
sunumları ile ilgili geliştirme önerileri değerlendirilmelidir. Yapılan kaynak taramasında
ulaşılan ilaç etkileşimleri ile ilgili olarak yurtdışında gerçekleştirilmiş anket
çalışmalarında da eğitimin rolü vurgulanmaktadır (1).
51
KAYNAKLAR
1.
Atayee RS, Singh RF, Best BM, Freedman BA, Morello CM. An active-learning
assignment involving peer-to-peer presentations to improve pharmacy students‟ attitudes
and knowledge of dietary supplements. Am J Pharm Educ. 2012; 76(6):Article 113.
2.
Baş T. Anket-Nasıl Hazırlanır, Uygulanır, Değerlendirilir? Seçkin Yayıncılık, Ankara,
2013.
3.
Hincapie AL, Warholak TL, Hines LE, Taylor AM, Malone DC. Impact of a drug-drug
interaction intervention on pharmacy and medical students‟ knowledge and attitudes: A 1year follow-up. Res Social Adm Pharm. 2012; 8:472–477.
4.
SGK (T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı) (2013) Eczacılara Yönelik Akılcı İlaç
Kullanımı. SGK Yayın No: 107, Ankara.
5.
Tabet N, Khan R, Idle H. Vitamin and herbal extracts use in patients diagnosed with
dementia: What do health professionals know and think? Aging Ment Health 2011; 15(2):
267-271.
6.
Toklu HZ, Dülger GA. Akılcı ilaç kullanımı ve eczacının rolü. Marmara Pharm J.
2011;15: 89-93.
7.
Woolley AA Guide to Practical Toxicology-Evaluation, Prediction, and Risk. 2nd ed.
Informa Health Care, 2008:NY.
8.
Kayaalp, S.O. (Ed.) Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji(12), 1. Cilt, Pelikan
Yayıncılık, Ankara, 2009: 101-109.
9.
Gezmen-Karadağ M, Türközü D, Topağaç-Kapucu D. Bitkiler ve ilaç etkileşimleri.
Göztepe Tıp Dergisi, 2013; 28(4):164-170.
10. Rx MediaPharma-2014, İnteraktif İlaç Bilgi Kaynağı. Genel Editör: Prof.Dr.Levent
Üstünes (11.06.2014).
11. Web 1.http://reference.medscape.com/drug-interactionchecker (11.06.2014).
12. Arıkan, R. Anketler ve Anket Soruları. Nobel Kitabevleri, 2013:Ankara:40-41.
13. Sümbüloğlu V, Sümbüloğlu, K. Sağlık Bilimlerinde Araştırma Yöntemleri. Ankara:
Hatipoğlu Yayınları:69, 2000: Ankara.
52
14. Pınar N. Adana İlindeki İnsanların İlaç Kullanma Alışkanlıkları, Uzmanlık Tezi, Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi.Adana 2010:131
15. Kayaalp SO. (Ed.) Akılcıl Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji, Pelikan Yayıncılık,
2012:Ankara.
53
EKLER
Ek-1
54
55
56
Ek-2
BĠLGĠLENDĠRĠLMĠġ GÖNÜLLÜ OLUR FORMU
LÜTFEN BU DÖKÜMANI DĠKKATLĠCE OKUMAK ĠÇĠN ZAMAN AYIRINIZ
Sayın Eczacı,
Sizi “ĠLAÇ ETKĠLEġĠMLERĠ KONUSUNDA KAYSERĠ ĠLĠNDEKĠ ECZANE
ECZACILARININ FARKINDALIĞININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ” başlıklı araĢtırmaya
davet ediyoruz. Bu araştırmaya katılıp katılmama kararını vermeden önce, araştırmanın neden
ve nasıl yapılacağını bilmeniz gerekmektedir. Bu nedenle bu formun okunup anlaşılması büyük
önem taşımaktadır. Eğer anlayamadığınız ve sizin için açık olmayan şeyler varsa, ya da daha
fazla bilgi isterseniz bize sorunuz.
Bu çalışmaya katılmak tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Çalışmaya katılmama
veya katıldıktan sonra herhangi bir anda çalışmadan çıkma hakkında sahipsiniz. ÇalıĢmayı
yanıtlamanız, araĢtırmaya katılım için onam verdiğiniz biçiminde yorumlanacaktır. Size
verilen formlardaki soruları yanıtlarken kimsenin baskısı veya telkini altında bulunmayın. Bu
formlardan elde edilecek bilgiler tamamen araştırma amacı ile kullanılacaktır.
AraĢtırmayla Ġlgili Bilgiler:
AraĢtırmanın Amacı: Bu araştırma, Kayseri İlindeki eczane eczacılarının ilaçlar
arasındaki etkileşimler, ilaç-besin, ilaç-destekleyici ürünler, ilaç-hastalık etkileşimleri
ile ilgili olarak farkındalığını incelemek ve mevcut durumu değerlendirmek amacıyla
planlanmıştır.
Ġzlenecek Olan Yöntem ve Yapılacak ĠĢlemler: Çalışma, araştırma amaçlı olup,
gönüllüye sadece bir kez anket uygulanacak ve alınacak bilgiler değerlendirilecektir.
Bunun dışında, hiçbir işlem yapılmayacaktır.
AraĢtırmanın Nedeni: Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 5. Sınıf-Bitirme Projesi dersi
AraĢtırmanın Öngörülen Süresi: Gönüllüler için çalışmaya uzun süreli bir katılım söz
konusu değildir (tahmini anket yanıtlama süresi 10 dakika).
AraĢtırmaya Katılması Beklenen Gönüllü Sayısı: Araştırmanın, yaklaşık 200 gönüllü ile
gerçekleştirilmesi planlanmıştır.
AraĢtırmanın Yapılacağı Yerler: Kayseri İli-Kocasinan, Melikgazi, Talas İlçeleri‟ndeki
Eczaneler
Gönüllü Oluru Formu:
Yukarıda yer alan ve araştırmadan önce gönüllüye verilmesi gereken bilgileri okudum ve
katılmam istenen çalışmanın kapsamını ve amacını, gönüllü olarak üzerime düşen sorumlulukları
tamamen anladım. ÇalıĢma hakkında yazılı ve sözlü açıklama aĢağıda adı belirtilen araĢtırmacı
tarafından yapıldı, soru sorma ve tartıĢma imkanı buldum ve tatmin edici yanıtlar aldım.
Bana, çalıĢmanın muhtemel riskleri ve faydaları sözlü olarak da anlatıldı. Bu çalışmayı
istediğim zaman ve herhangi bir neden belirtmek zorunda kalmadan bırakabileceğimi ve bıraktığım
takdirde herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşmayacağımı anladım.
Bu koşullarda söz konusu araştırmaya kendi isteğimle, hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın
katılmayı kabul ediyorum.
Gönüllünün (Kendi el yazısı ile)
Adı-Soyadı:.....................................................................................................................................
İmzası:
Tarih:
Araştırmacının
Adı-Soyadı: Yrd. Doç.Dr. İ.İpek Boşgelmez
İmzası:
Tarih:
ANKETĠ YANITLADIĞINIZ ĠÇĠN TEġEKKÜR EDERĠZ.
61
ÖZGEÇMĠġ
KĠġĠSEL BĠLGĠLER
Adı, Soyadı
: Hatice ŞİMŞEK
Uyruğu
: Türkiye ( T.C. )
Doğum Tarihi ve Yeri
: 04.05.1991, SİVAS
Medeni Durumu
: Bekâr
Tel
: 05054501991
E-mail
: haticeee_simsek@hotmail.com
EĞĠTĠM
Derece
Kurum
Mezuniyet Tarihi
Lisans
Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
2014
Lise
Sivas Fen Lisesi
2009
Bilimsel Etkinlikler:
Poster: Çelik B, Boşgelmez İİ, Döker S, Uslu M, Tan S, Şimşek H. Ihlamur (Tilia sp.)
örneklerinde element düzeylerinin eşzamanlı olarak ICP-MS ile tayini. 21. Bitkisel İlaç
Hammaddeleri Toplantısı Bildiri Kitabı, P-43, 28 Mayıs-1 Haziran 2014, ÜrgüpNevşehir.
Download