İSLAM`A GÖNÜL VERMİŞ BİR KADININ

advertisement
İSLAM’A GÖNÜL VERMİŞ BİR KADININ HİKAYESİDİR.
Çığlıklar yükselirdi yanık
çöl gecelerinden..
• Kızgın çöl, gün boyunca güneşin harlı
ateşinde yandı durdu.
• Nihayet gece, çölle beraber kerpiç evleri
de karanlık avucuna aldı.
• Mekke nefeslendi.
• Hz. Sümeyye, toprak evin keçeden
kapısını sık sık aralıyor, oğlu Ammar'ı
gözlüyordu.
• Gece ilerledikçe ana yüreğinin çarpıntıları
da artıyordu.
• Kerpiç evin keçe kapısını son defa
araladığında, mehtabın aydınlığında,
gelenin Ammar olduğunu fark etti.
• Önce Ammar'ın ay ışığında kumlara
yansıyan gölgesini, sonra da onu gölge
gibi takip eden karanlık kişileri fark etti.
• Yüreği ağzına gelmişti. Ammar içeri girince
de takip edenler geçip gittiler. Belli ki
bugünlük sadece iz sürmüşlerdi.
• O günlerde sadece tespit yapılıyordu.
Yakında inananlara karşı yapılacak
amansız bir operasyonun ilk belirtileriydi
bunlar.
 Babası Yasir çıkıştı Ammar'a:
 -“Oğlum neredesin sen? Son günlerde
neden geç geliyorsun? ”
 Sonra annesi tekrarladı aynı soruları.
 Ammar konuşmak niyetinde değildi. Çöl
kadar suskun, kızgın kum tepelerini aşmış
gibi yorgundu.
 Daha fazla direnemedi Ammar, karar verdi
konuşmaya:
 “Ben Muhammed'e gidiyorum” dedi.
Çöl sıcağında yanan kerpiç evin içinde buz
gibi bir rüzgar esti.
 Yasir titremeye başladı… “Oğlum Ammar
nasıl yaparsın bunu, nasıl gidersin? Bütün
Mekke düşmandır ona! Biz yalnızız,
yabancıyız, bizim buralarda kimimiz
kimsemiz yok, öldürürler bizi.”

“Baba beni vazgeçiremezsin. O,
Allah'ın tek yaratıcı, insanların da eşit
olduğunu söylüyor. Hem de kız
çocuklarının diri diri gömülmesine
karşı çıkıyor. ”


Ammar'ın son sözleri bir ok gibi
saplandı Sümeyye'nin yaralı
yüreğine; “Muhammed, kız
çocuklarının diri diri gömülmesini
yasaklıyor mu?” dedi Hz. Sümeyye.
-“ Hem de bir vahşet olduğunu
söylüyor.”

Sümeyye acılarına yaslanıyor, gözleri
kerpiç duvarların ötesine gömülüyor, hüzün
damlaları süzülüyordu yanaklarından.
Sonra kocasına dönüyor ve;
• -“ Yasir, biz iki kız kardeştik biliyor musun?
Babam bir gün zavallı anneme; “Kızlara en güzel
elbiselerini giydir, saçlarını güzelce tara, onları
dayılarına götüreceğim” dedi. Bu sözlerin ne
anlama geldiğini yüreği çöl yanığı analar çok iyi
bilirdi.

Annem saçlarımızı gözyaşı yağmurlarıyla
ıslatıp tarıyordu. Koklayıp koklayıp öpüyordu
ıslak saçlarımızı. İkimizi birden bağrına
basıyor, yanaklarımızı iki elinin arasına alıyor,
gözlerimizin derinliklerine bakıyordu.
Biz, “Anne dayıma gidip hemen geleceğiz.
Neden ağlıyorsun?” deyince iyice
salıyordu kendini.
Öptü… Öptü… Öptü…
• Babam, “Yeter artık!” diyerek kopardı bizi
anamızın sımsıcak kollarından.
• Çöl o gece bir başka karanlıktı, rüzgarları
ayrılık için esiyordu… Korkular pusuya
yatmış bekliyor, ağırlaşmış çöl rüzgarları
bizi sürüklüyordu.

Çöl tepelerinden ay usulca ışıdı geceye…
Evimizden bir hayli uzaklaşmıştık.
 Babam, sımsıkı tutan ellerimizi bıraktı.
Kumu kazmaya başladı. Biz de ona yardım
ediyorduk, biraz sonra başımıza
geleceklerden habersiz.
 Önce ablamı itekledi çukurun içine. Ablam
“Baba!.. Babacığım!..” diyerek yalvarıyordu.
 Babam, ablamın yalvarışlarına
aldırmaksızın kızgın kumlarla örttü
üzerini.

Sıra bana gelmişti. Babam gözlerimin içine
baktı. Beni gömmeye takati kalmamıştı.
Elleri titredi, ağlamaya başladı, elimden
tuttuğu gibi evimize geri getirdi.
Babamın yaralı yüreği, o gün biraz
daha dayanabilseydi ben şimdiye
çoktan toprak altında çürüyüp
olacaktım. Masum kız çocukları,
güneş kavruğu çölden önce anaların
acılı yüreğine gömülüyordu.,.
Sımsıcak ana yürekleri evlatlarına
acının mezarı olmamalı. Bu günler
gitmeli yeni günler gelmeli Yasir!..
Anaların ağlamadığı günler.
• Biliyor musun Yasir? Hâlâ ablamın yanık
çığlıkları yankılanır kulaklarımda.”
• Töreler nasıl insanların kalbini bu kadar
çölleştirdi.
Annem, çöl karasından acılarla
dokunmuş, ateşten bir gömlek giymiş
gibi günlerce inledi. Gözyaşları hiç
dinmedi, içten içe yandı. Ancak birkaç
ay dayandı. Gözlerimizin önünde kül
oldu savruldu.
 Oğlu Ammar'a döndü, yaşlı gözlerle:
 - “Ammar git oğlum! O emin bir insandır. O
bugüne kadar hiç yalan söylemedi.”
-Hangi günahından dolayı öldürülüyordu
masum kız çocukları.
 Yanık çöl gecelerinde zavallı kız
çocuklarının çığlıkları neden yükselip
duruyordu?
 Neden kimse bu vahşete dur demiyordu?

• Hz. Sümeyye bir kadındı. Bu vahşete
isyan etti ve kızgın çöllerde can verdi.
• Onun çöldeki tutsak çığlıkları, özgürlük
ateşinin ilk kıvılcımlarıydı
• Hz. Muhammed'e bu konuda açık destek
verenlerin öncülerindendi. İslam'ın ilk
kadın şehidi olarak tarihe geçti.
• Kadın hakları savunucuları, Hz Sümeyye'yi
ne kadar tanıyorlardır bilmiyorum ama O,
kızgın çöllerde can verirken o gün onu
savunacak kimse yoktu.
 Peygamber de çaresizdi. Peygamber'in,
kızgın çölde güneşin yamacına yatırılmış,
işkence gören Yasir ailesi karşısındaki
çaresizliğini düşündükçe gözlerim buğulanır,
yüreğim yanar.
• Hz. Sümeyye hâlâ kadınlarımız için bir
semboldür.
• ***
DÜZENLEYEN : MEHMET KURT
GÖRDES-MANİSA/ METEM DİN KÜL.
VE AHL. BİL. ÖĞRT
Download