Derin ven trombozu ve akciğer embolisinin tedavisi ve önlenmesine ilişkin küçük rehber Değerli okuyucu Bu broşürü, belki hekiminiz sizde derin ven trombozu ya da akciğer embolisi tespit ettiği ya da diz veya kalça protezi ameliyatından sonra trombozu önleyici ilaç tedavisi öngördüğü için, belki de sevdiğiniz bir insanın bu hastalığa yakalanması nedeniyle bu hastalık hakkında bilgi edinmek istediğiniz için okumaya başladınız. Günümüzde, tromboz ve akciğer embolisinin önlenmesi ve tedavisi için iyi imkânlar mevcuttur. Ancak şuna dikkat çekmek isteriz ki bu broşür, sadece size genel bilgiler vermeyi amaçlamakta olup kesinlikle hekiminizle yapacağınız kişisel görüşmenin yerine geçmemektedir! Daha fazla bilgi için www.gegen-thrombose.de adresindeki web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tromboz, genelde tüm kan damarlarında oluşabilen, ancak en sık olarak bacak ve kalça bölgesindeki derin venlerde (derin toplardamarlarda) meydana gelebilen kan pıhtısıdır. Bu broşürde, öncelikle derin ven trombozu ve akciğer embolisinde söz konusu olan tehlikeler hakkında bilgi verilmektedir. Aşağıdaki sayfalarda ayrıca, hekiminizin yardımıyla aktif önlemler alarak trombozdan nasıl korunabileceğinizi de öğreneceksiniz. 03 Tromboz nedir? Akciğer embolisi nedir? Tromboz sözcüğü hemen hemen herkesin yaşamında bir kez duymuş olduğu tıbbi bir terimdir. Tromboz teriminin kökeni Antik çağa dayanır. “Thrombós” kelimesi eski Yunancada “tıkaç” demektir. Dolayısıyla tromboz, bir kan damarının kan pıhtısı (“tromboz”) nedeniyle tıkanması anlamına gelir. Trombozun en sık meydana geldiği yerler bacak ve kalça bölgesindeki derin toplardamarlardır, yol açtığı en tehlikeli sorunlardan biri de akciğer embolisidir. Her şey yolunda: Burada görülen kan hücrelerinin kan damarı içindeki akışını engelleyen herhangi bir durum yoktur 04 Risk faktörleri ve akciğer embolisi hakkında daha fazla bilgi için, “Risk faktörleri nelerdir?” veya “Tromboz hangi sonuçlara yol açabilir?” başlıklı bölümlere bakınız. En sık olarak bacak venlerinde (toplardamarlarda) meydana gelen trombozlar o bacağın dokusuna zarar verebilecek kan pıhtılarıdır. Ayrıca, bu kan pıhtıları koparak ayrılabilir ve damarın içinden başka yerlere akabilir. Böyle bir kan pıhtısı akciğere ulaşarak oradaki bir damarı tıkadığında “akciğer embolisi” meydana gelmiş olur. Akciğer embolisi, hayati tehlike arz eden ve çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir komplikasyondur. Bu nedenle, akciğer embolisinin önlenmesi hekimler için en yüksek önceliğe sahiptir. Tromboz oluşma riskini çok yükselten koşullar bilinmektedir. Bu koşulların söz konusu olduğu hastalarda trombozu önleyici bir tedavi uygulamakta yarar vardır. Akut tromboz veya akciğer embolisi geçiren hastaların vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekmektedir. 05 Tromboz nasıl oluşur? gibi küçük yaralardan biliriz. Yaralanan yerdeki kanama, kanın pıhtılaşması ve koruyucu bir kabuk bağlaması sayesinde çabucak durur ve bunun hemen ardından yaranın iyileşme süreci başlar. Ancak, eğer iyileşme için önemli olan pıhtılaşma kan damarlarının içinde gerçekleşirse bu durum ciddi sorunlara sebep olabilir. Çünkü buradaki kan pıhtıları örneğin akciğerin içine ulaşabilir ve orada bir akciğer embolisi meydana getirebilir. Kanın pıhtılaşması, yaraların iyileşmesini sağlar. Trombozun oluşumunda üç ana faktör rol oynar: • Kan akışının yavaşlaması (örneğin sabitleyici etkiye sahip sargı bezleri veya bir süre yatalak olma durumu) • Damar duvarının yaralanması (örneğin ameliyat sırasında) • Kanda meydana gelen değişiklikler Kanın pıhtılaşması vücudu korur Kanın topaklanarak akmaz hale gelmesine kan pıhtılaşması denir. Bunu hepimiz örneğin kesik Risk faktörleri hakkında daha fazla bilgi için “Risk faktörleri nelerdir?” başlıklı bölüme bakınız. 06 Toplardamar (ven) kapakçıklarının ve kas pompasının sağlıklı olması büyük öneme sahiptir Kanın bacak venleri üzerinden kalbe geri dönüşü, toplardamar kapakçıkları ve kas pompası sayesinde gerçekleşir. Toplardamar kapakçıkları, damar iç duvarında bulunan cep şeklindeki kıvrımlardır. Teknik bir çekvalf gibi çalışan kapakçıklar, kanın sadece tek bir yönde, yani kalbe doğru akmasını sağlar. Bir tür çekvalf gibi çalışan toplardamar kapakçığı Toplardamar Kalbe doğru giden kan akışı Toplardamar kapakçığı Derin ven (toplardamar) trombozu ve akciğer embolisinin lokalizasyonu ve oluşumu Toplardamar kapakçık sistemi kas pompası tarafından desteklenir. Ayak ve bacak kasları kasıldığı zaman venlere baskı uygulanır ve kan kalbe doğru pompalanır. Kasların hareketi ise venöz kan akışını destekler. Emboli oluşumu (bir Akciğer embolisi Uzun mesafeli uçak yolculuğu yapan kişiler, uçuş sırasında bacaklarda meydana gelebilen şişme olayını bilirler. Burada kas pompası kişinin uzun süre oturmasından olumsuz etkilenir. Kişi ayağa kalkıp hareket ettiğinde ise kas pompası tekrar aktifleşir ve o anki yakınmalar kendiliğinden iyileşir. pıhtının bulunduğu yerden koparak akciğere gelmesi) Tromboz Bacakta olusan ‚‚Derin Ven Trombozu ’’ 07 (pıhtı) Risk faktörleri nelerdir? Kişisel riskinizi biliyorsanız hastalıktan bir adım öndesiniz demektir! • Toplardamar yetmezliği / Varis öyküsü • Büyük ameliyatlar veya ağır yaralanmalar • Kanser • Uzun süreli yatak istirahati ve vücudu uzun süre sabitleştiren tedbirlerin alınması • Hamilelik ve lohusalık dönemi • Belirli ilaçların kullanılması (örneğin doğum kontrol hapı, menopozda hormon tedavisi vs.) • Doğuştan bulunan veya yaşamın sonraki dönemlerinde başlayan pıhtılaşma bozuklukları • Aşırı kilo • Yaşın 40’ın üzerinde olması • Aile ve yakın akraba çevresinde tromboz/emboli geçirilmiş olması 08 Bacaklarda yapılan büyük ameliyatlar Bacaklarda yapılan kapsamlı ortopedik ameliyatlar (kalça veya diz eklemi protezlerinin yerleştirilmesi gibi), tromboz açısından büyük bir risk oluşturmaktadır. Çünkü burada hem büyük bir cerrahi girişim hem de hastanın uzun bir süre hareketsiz kalacağı bir dönem söz konusudur. 09 Tromboz nasıl fark edilir? Hastanın tromboz belirtilerini kendisi fark etmesi Aşağıda sıralanan şikayetler derin ven trombozuna dair bir belirti olabilir. Eğer bu belirtilerden birini veya birden fazlasını fark ederseniz hekiminize başvurunuz: Çoğu tromboz herhangi bir şikayete sebep olmaksızın (“asemptomatik tromboz”) meydana geldiği için hiç fark edilmemesi mümkündür. Risk faktörleri hakkında daha fazla bilgi için “Risk faktörleri nelerdir?” başlıklı bölüme bakınız. • Bacaklardan birinin şişmesi ve aynı zamanda ağırlık hissi ve/veya gerginlik hissi oluşması. Bu durumun her iki bacakta olması nadir görülür. • Ayrıca ağrı da meydana gelebilir. Bu ağrılar genelde kas tutulmasına benzer ağrılardır. Çoğu zaman baldır ve / veya uyluk kaslarına basılması ağrılıdır ve ayak tabanında da ağrı hissedilir. • Bacak aşağı sarkık durumdayken cildin aşırı ısınması veya morarması. 10 Bacakları yukarı kaldırmakla hastalığın bazı belirtileri çabuk iyileştirilebilir. Ancak bu tedbirin, trombozun asıl sebebinin giderilmesini sağlayamayacağını bilmek gerekir. Hekimin uygulayabileceği muayene ve teşhis yöntemleri Hekimler, tromboz şüphesi olan hastalarda herhangi bir pıhtının oluşup oluşmadığını aşağıda belirtilen tıbbi tetkikler yardımıyla tespit edebilirler: • Flebografi: Bu yöntem, damarların vücut içindeki güzergâhlarını ve akış oranlarını görüntülemek için kullanılır. Ayak sırtındaki venlerden birinin içine bir kontrast maddesi enjekte edilir. Nadiren başvurulan bir muayene yöntemidir. • Kompresyon Ultrasonografi (venöz ultrasonografi): Bu sonografi incelemesi en sık uygulanan yöntemdir. Hekim, ultrason cihazının probu ile toplardamarın üzerine baskı uygular ve böylece toplardamardaki akışın serbest olup olmadığını ve toplardamarda tromboz oluşup oluşmadığını kontrol eder. • Renkli Doppler Ultrason: Bu yöntem de bir ultrason yöntemidir. Kan akışları renkli olarak gösterilir. • Bilgisayarlı Tomografi ve Manyetik Rezonans Görüntüleme de kullanılabilir. • D-dimerler, kan pıhtıları oluşurken ve çözülürken ortaya çıkan belli parçalanma ürünleridir. Kanda d-dimer olup olmadığı laboratuvarda yapılan kan testi ile saptanabilir. 11 Sormak istediğininiz şeyleri açıklığa kavuşturmak için hekiminizle görüşmeniz önerilir. Tromboz hangi sonuçlara yol açabilir? Posttrombotik sendrom Derin ven kapakçıklarının kalıcı olarak hasar görmüş olmasından kaynaklanan posttrombotik sendrom, öncelikle uyluk bölgesinde oluşan trombozlardan sonra ortaya çıkar. Posttrombotik sendromda toplardamar, kapakçıklardaki hasardan dolayı kanı ileriye doğru taşıyamaz ve dolayısıyla kan olduğu yerde birikir. Bunun sonucu olarak da kan, yüzeysel toplardamarlara yönlendirilir ve oralarda daha sonra varisler oluşabilir. Bunun ötesinde şişlik ve cilt üzerinde çoğu zaman kahverengi olarak görünen bir renk değişimi meydana gelebilir. Ağır vakalarda ise alt bacak ülseri (ulcus cruris) oluşabilir. 12 Gerekli bilgiye sahip olunduğu takdirde bu ciddi gelişmelere hızlıca müdahale etmek mümkündür. Akciğer embolisi Akciğer embolisi, trombozun yol açabildiği en tehlikeli sonuçlar arasında yer almaktadır. Akciğer embolisi hatta ölümle bile sonuçlanabilir. Almanya’da her yıl yaklaşık 40.000 kişi akciğer embolisi 1 yüzünden yaşamını yitirmektedir. Trombozu önleyici tedaviye aynen uymak ve tromboza işaret eden belirtileri tespit ettiğinizde hemen harekete geçmekle emboli riskini asgari seviyeye indirebilirsiniz (bkz. “Tromboz nasıl fark edilir?” başlıklı bölüm). Akciğer embolisi meydana geldiğinde vakit kaybetmeden harekete geçmek gerekir. Aşağıdaki belirtileri fark ettiğinizde derhal 112 numarasını arayarak ambulans çağırınız: ileri olisinin belirt Akciğer emb 1 bkz. S. Konstantinides: “Klinikarzt 2012” (2012 Hastane Hekimleri Kılavuzu), 41: 396-401 Akciğer embolisi solunum fonksiyonun olumsuz etkilenmesine neden olabilir. 13 (nabız) - Kalp atışının lp çarpıntısı, hızlanması, ka basması korku hali, ter ı - Nefes darlığ şüklüğü - Tansiyon dü - Göğüs ağrısı ksürükle kan - Öksürme (ö kündür) gelmesi müm esi - Şok geçirilm - Ateş Akciğer embolisi nasıl fark edilir? Akciğer embolisinin belirtileri Belirtileri spesifik olmadığı için akciğer embolisini fark etmek çoğu zaman pek kolay değildir. Ancak hastalar sıklıkla örneğin nefes darlığı, göğüs bölgesinde ağrı, senkop (bayılma), ateş, öksürme ve/veya kanlı balgam gibi rahatsızlıklardan şikayetçidir. Belirtiler çoğunlukla pıhtının (embolus) büyüklüğüne ve kişinin sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. 14 Akciğer embolisinin teşhisi için çeşitli muayene ve incelemeler yapılabilir, örneğin: • Göğüs kafesi röntgeninin çekilmesi (akciğer grafisi), EKG ve kan gazı analizi • Kompresyon ultrasonografi • Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) • D-dimer testi • Akciğer sintigrafisi • Ekokardiyografi • Akciğer sintigrafisi: Bu yöntem ile akciğerdeki kan dolaşımı ve akciğer içindeki ventilasyon (hava akımı) incelenebilir. Elde edilen sonuçlar yardımıyla, hastada akciğer embolisi olup olmadığı yönünde teşhis konulabilir. • Ekokardiyografi: Kalbin ultrason dalgaları ile görüntülenmesi yöntemi, kalp hastalıklarının teşhisi için rutin olarak uygulanan bir metottur. Kalp aktivitesinin görüntülenmesi sayesinde örneğin patolojik değişiklikler ve organik hasarlar tespit edilebilir. Yukarıdaki inceleme metotlarından hangisinin uygulanacağına hekim karar verir. Akciğer embolisi çok ciddi bir hastalık olduğundan tedaviye derhal başlanmalıdır. Tedavi hakkında daha fazla bilgi için 17. sayfaya bakınız. 15 Akciğer embolisi hangi sonuçlara sebep olabilir? Kan pıhtısının büyüklüğü ve hastanın kişisel sağlık durumu, akciğer embolisinin seyri açısından önemli rol oynar. Eğer kan pıhtısı tamamen çözülmezse hastalığın kronik bir aşamaya geçmesi mümkündür. Böyle bir durumda “kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon” gelişir. Akciğerdeki kan basıncının (tansiyonun) yükselişi anlamına gelen kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon kalp yetmezliğine yol açabilir. 16 Derin ven trombozu ve akciğer embolisinin tedavisi için hangi imkânlar mevcuttur? Mevcut bir trombozun tedavisi Mevcut trombozların tedavisinde öncelikle akciğer embolisi gibi trombozun neden olduğu hastalıkların önlenmesi amaçlanmaktadır. Günümüzde iyi tedavi imkânları mevcuttur. Ancak, tedavinin başarılı olması için, tedavi konusundaki tıbbi talimatlara kesinlikle uymanız çok önemlidir. Mevcut bir akciğer embolisinin tedavisi Akut akciğer embolisi geçiren hastaların derhal hastaneye kaldırılması şarttır. Burada hasta genelde oksijenle ve ağrı kesici ve pıhtılaşmayı önleyici ilaçlarla tedavi edilir. Bazı hastalara ek olarak trombolitik tedavi uygulanır. Trombolitik tedavi yönteminde belirli ilaçların kullanılması ile, tıkanmaya yol açan kan pıhtısının çözülmesi sağlanır. İstisnai durumlarda ise ameliyat uygun görülebilir. 17 Derin ven trombozunu ve akciğer embolisini önlemek için hangi imkânlar mevcuttur? Ameliyat sonrasında alınan önleyici tedbirler: Enjeksiyon veya tablet koruma sağlar Hastanede ameliyat olan herkes şunu biliyordur ki, ameliyattan sonra hemşire hastaya iğne vurur. Bu enjeksiyon, kanı inceltici etkiye sahip olan ve böylece trombozu önlemeye yarayan heparin adlı maddeyi içerir. “Tromboz profilaksisi” adıyla bilinen trombozu önleyici tedbirler, büyük ameliyatlardan sonra hastane ortamında rutin olarak uygulanan temel tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır. Ameliyat sonrasında alınan önleyici tedbirler: İlaçsız tedavi yöntemleri Belki basit gelebilir ama hastanın bir an önce harekete geçirilmesi, yani fiziksel aktivitesine kavuşması, tromboz oluşumunun önlenmesi açısından çok önemlidir. Yeni ameliyat geçirmiş bir hasta ameliyatın ertesi gününde neden ayağa kaldırılmak istendiğini merak edebilir. Oysa bu, trombozun aktif olarak önlenmesi için uygulanan tıbbi bir tedbirdir. Diğer önemli uygulamalar arasında, kompresyon bandajları ve kompresyon çorapları bulunur. Bu tıbbi ürünler, dıştan uyguladıkları baskı (kompresyon) sayesinde kas pompasını destekler. Kompresyon çoraplarının kullanımı çoğu kişiye zahmet verici veya rahatsız edici geliyor olsa da, bunun trombozların önlenmesi ve tedavisi açısından destekleyici bir yöntem olduğunu unutmamak gerekir. Bu önleyici tedbirlerin uygulanmasının haklı bir sebebi vardır. Çünkü bu şekilde tehlikeli komplikasyonların oluşma riski önemli ölçüde azaltılabilir. Bir süredir, enjeksiyonun yanı sıra tablet olarak alınabilen ilaçlar da bulunmaktadır. Ancak bu tabletler şu anda sadece yeni bir kalça veya diz eklemi protezi yerleştirilen hastalara verilmektedir. Trombozu önleyici etkinin sağlanabilmesi için, hastanın kendisine yazılan ilacı düzenli olarak ve hekimin talimatlarına uyarak alması büyük öneme sahiptir. Başka hangi önlemlerin alınacağına ve uygulama süresinin ne kadar olacağına hekiminiz karar verecektir. 18 • Kompresyon tedavisi: Kompresyon çorapları ve elastik bandajlar, toplardamar kapakçıklarının tekrar kapanmasını ve kan dolaşımının harekete geçmesini sağlar. Kompresyon tedavisi ile posttrombotik sendromun önlenmesi mümkündür. Mevcut olan başarılı tedavi seçenekleri hastalar için ümit vericidir. 19 Derin ven trombozunu ve akciğer embolisini önlemek ve tedavi etmek için hangi ilaçlar vardır? Derin ven trombozu ve akciğer embolisinin profilaksisi ve tedavisi için 80 yılı aşkın süredir kan incelticiler kullanılmaktadır. Bu sayede, heparinlerin ve K vitamini antagonistlerinin yanı sıra günümüzde kandaki pıhtılaşma faktörlerinin belli bir kısmını bloke eden iki yeni ilaç sınıfı (faktör Xa ve trombin inhibitörleri) bulunmaktadır. Farmakolojik gelişmelerin özeti: 1930’lu yıllar 1950’li yıllar 1980’li yılların başında Heparinler K vitamini antagonistleri Düşük molekül ağırlıklı heparin (enjeksiyon/infüzyon) (ağız yoluyla alınan tabletler) Faktör Xa inhibitörleri pıhtılaşma enzimini bloke eder Faktör Xa (enjeksiyon) Trombin inhibitörleri pıhtılaşma enzimini bloke eder Trombin (Faktör IIa) 1980’li yılların sonunda / 1990’lı yıllar Doğal/Sentetik indirekt Xa inhibitörleri Direkt trombin inhibitörleri (enjeksiyon) (enjeksiyon/infüzyon) 2008’den itibaren Direkt Xa inhibitörleri Direkt trombin inhibitörleri (ağız yoluyla alınan tabletler) (ağız yoluyla alınan kapsüller) 20 Kumarinler (K vitamini antagonistleri) nedir? K vitamini antagonistleri ile yapılan tedavide, tabletleri düzenli almanın, yani INR (Uluslararası Normalleştirilmiş Oran) değerinin sürekli kontrol edilmesi gereklidir (eskiden Quick değeri kontrol edilirdi). Hekim, hasta için hangi tedavi seçeneğinin en uygunu olacağına karar vermek üzere yarar-risk dengesini itina ile değerlendirir. Birtakım gıdalar K vitamini antagonistlerinin etkisini değiştirebilir. Koruma etkisinin sağlanması için hedeflenen INR değeri 2-3 arasındadır. Eğer pıhtılaşma daha da fazla baskılanırsa kanama riski artar. Pıhtılaşma yetersiz bir derecede önlendiğinde ise tromboz riski artar. Bunun önüne geçmek için de INR değeri düzenli olarak kontrol edilir. K vitamini antagonistleri her insanda farklı tepkilere yol açtığından, dozun kişiye özel olarak ayarlanması gerekmektedir. 21 Kumarinler hakkında önemli bilgiler Bu demektir ki: K vitamini antagonistleri ile uygulanan tedavi bir yandan koruma sağlar, fakat diğer yandan daha fazla zahmet demektir ve yüksek düzeyde disiplin gerektiren bir yöntemdir. K vitamini antagonistlerinin etkisini değiştiren aşağıdaki faktörler dikkate alınmalıdır: • Hastanın birçok değişik ilaç kullanıyor olması •K vitamini oranı yüksek gıda maddelerinin tüketilmesi, örneğin: yeşil salata, karnabahar, fasulye, brokoli, maydanoz, hindiba, Frenk salatası (Feldsalat), kıvırcık salata, mercimek, pazı, pırasa, brüksel lahanası, kırmızı lahana, kuzu kulağı, yaprak soğanı, ıspanak, Milano lahanası (Wirsing), soğan vs. 22 Derin ven trombozu ve akciğer embolisinin tedavisinde modern yöntemler hangileridir? Direkt oral faktör Xa inhibitörleri Tromboz ve akciğer embolisi tedavisinde kullanımına yeni başlanan faktör Xa inhibitörü, bugüne dek kullanılmakta olan K vitamini antagonistlerinin yerine geçebilen etkili bir alternatiftir. Pıhtılaşmayı önleyici etkisini başka hastalıklarda zaten kanıtlamış olan faktör Xa inhibitörü ile uygulanan tedavide pıhtılaşmanın rutin olarak kontrol edilmesi artık gerekmez. Buradaki gelişme, bu hastalığa yakalanan insanların günlük yaşamında büyük kolaylık sağlayabilecektir. Sizin için en uygun tedavi seçeneğinin hangisi olduğu konusunda hekiminizle konuşunuz. 23 Kendiniz ne yapabilirsiniz? Tromboz oluşumunu önlemek ve dolayısıyla akciğer embolisi tehlikesinden de kaçınmak için uyulacak bazı temel kurallar vardır. Aşağıdaki önerilerle, bacak venlerinde tromboz oluşumuna karşı aktif önlem alabilirsiniz. Venöz pompanın aktifleştirilmesini 1 sağlayan egzersizler Yaralandıktan veya ameliyat olduktan sonra mümkün olduğunca erken hareket etmeniz gerekmektedir. Aktif egzersizler sayesinde, kasların faaliyete dönmesine ve bacaklardaki venlerin çalıştırılmasına yardımcı olursunuz. Ayak tabanlarından uyluğa kadar tüm kasların hareket ettirilmesi, kanı pompalayan venleri destekleyen bir yöntemdir. Bu “kas pompası”, venleriniz için en güçlü itici kuvvettir. Bandaj veya alçı ile geziyorsanız dahi, serbest olan uzuvların hareket ettirilmesinde hiçbir sakınca yoktur! •“Oturmak ve ayakta durmaktansa, yatmak veya yürümek yeğdir” sözünü hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız. •Mümkün olduğunca sık ve düzenli olarak spor yapınız. Koşma, yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi spor dalları uygundur. •Kilonuzun artmamasına dikkat ediniz, çünkü aşırı kilo toplardamarlarınızın yanı sıra kalbiniz ve kan dolaşım sisteminiz için de yük demektir. 24 1. egzersiz: Ayak parmaklarını bükme ve germe 1 Sırt üstü yatın ve kollarınızı gevşek bir şekilde vücudunuzun yanına koyun. Ayak uçlarınız yukarıya doğru bakmalıdır. Şimdi ayak uçlarınızı bükün ve gerin. Egzersizi 15 defa tekrarlayın. 2. egzersiz: Topukları ve ayak uçlarını yuvarlama 1 Bir sandalyeye oturun ve ayaklarınızla tam düz bir şekilde yere basın. Şimdi her iki ayağınızın parmaklarını havaya kaldırın ve aynı zamanda topuklarınızı kuvvetlice yere bastırın. Bu pozisyonu kısa süre koruduktan sonra ayak parmaklarınızın ucuna baskı uygulayarak topuklarınızı kaldırın. Egzersizi 15 defa tekrarlayın. Önemli: Bu egzersizleri günde birçok kez tekrarlayabilirsiniz. Ne kadar sık yaparsanız o kadar faydalıdır. Başka hangi egzersizlerin faydalı olduğunu öğrenmek için hekiminize başvurunuz. Telif hakkı: 1 “Derin Ven Trombozunu Önleme” adlı hasta bilgilendirme broşürünü yayımlayan: Aktionsbündnis Patientensicherheit e.V. (Hasta Güvenliği İçin Faaliyet Birliği Derneği) (www.aktionsbuendnis-patientensicherheit.de), Versiyon 1.0, Haziran 2010 25 Başka sorularınız var mı? Bu broşür, derin ven trombozu ve akciğer embolisi konusunda sadece genel fikir vermek için hazırlanmıştır. Doktorunuzla yapacağınız görüşmenin yerine geçmez. Eğer başka sorularınız varsa hekiminize başvurunuz. Ayrıca, Bayer firmasının ücretsiz danışma hattını arayabilir veya web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Ücretsiz danışma hattı: 0800 – 927 35 86 (iş günlerinde saat 8.00 – 18.00 arası) www.gegen-thrombose.de 26 Daha fazla bilgi için: Bayer Vital GmbH Ücretsiz danışma hattı: 0800 – 927 35 86 (iş günlerinde saat 8.00 – 18.00 arası) www.gegen-thrombose.de Muayenehane kaşesi L.DE.GM.04.2013.1080 Art. Nr. 81558035