66_VEREM E__T_M ve PROPAGANDA HAFTASI B_LG_ NOTU

advertisement
66. VEREM EĞİTİM ve PROPAGANDA HAFTASI
(06– 12 Ocak 2013)
“Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” 1947 yılında kutlanmaya başlamıştır. Ancak
hastalığın yaygınlığı ve kurulan derneklerin “Veremle Savaş” adını taşıması daha çok
“Veremle Savaş Haftası” olarak anılmasına yol açmıştır. Amaç bu hafta içinde toplumun
bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesidir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem
mikrobu ile enfektedir. Bu insanların %10’u yaşamlarının bir döneminde vereme
yakalanacaklardır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2012 Raporu”nda 2011
yılında 8,7 milyon yeni vaka ve 1,4 milyon veremden ölüm olduğu bildirilmiştir. Verem
hastalığı dünyada bir tek etkene bağlı, tedavisinin olmasına rağmen en çok ölüme yol açan
hastalıktır.
Ülkemiz dünyada tüberkülozun orta derecede yaygın olduğu ülkelerden biridir.
Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana ülkemizde son derece etkili bir verem savaşı yapılmıştır.
Ancak tüberküloz göçler gibi nüfus hareketine bağlı olarak yine de ülkemizde kontrol altında
tutulması gereken hastalıktır.
Türkiye’de yılda yaklaşık 16 bin yeni verem hastası ortaya çıkmaktadır. 2011 Yılında
Verem Savaşı Dispanserlerine (VSD) kayıtlı toplam verem hastası 15.679’dur. Bu hastaların
%58,6’sı erkek, %41,4’ü kadındır. Hastaların %1,3’ü yabancı ülke doğumlu hastadır.
Hastaların %63,2’inde akciğer tüberkülozu varken, %36,8’inde akciğer dışındaki organlar
(Lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin) tutulmuştur.
Verem ‘’Mycobacterium tuberculosis’’
basilinin bulaşması ile oluşan genellikle
akciğerlere yerleşen ancak lenf bezleri,
kemikler, böbrekler ve beyin zarlarında da görülebilen ve hava yoluyla yayılan hastalıktır.
Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan
hastalardır. Basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama
yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda
10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. Basil kaynağı ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve
havalanması bulaşmada önemlidir. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma
arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Ortalama 2-3
haftada bulaştırıcılık büyük oranda yok olur.
***VEREM KALITSAL DEĞİL BULAŞICI BİR
HASTALIKTIR.
Hastalığın belirtileri öksürük, kilo kaybı göğüs ağrısı, ateş ve gece terlemesi en belirgin ve
bilinen belirtilerdendir. Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve
etkenler vardır. AIDS hastalığı bu bakımdan vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Bunun
dışında şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara,
madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde
ve yaşlılarda da vücut direnci düştüğünden hastalanma fazla olur.
İki- üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.
Tüberküloz tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin
mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir. Hastanın semptomları ve
röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Akciğer veremi akciğer röntgen filminde
bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler doktorun veremden şüphelenmesine yol
açar. Verem tanısında kullanılan deri testi (PPD) vücutta mikrobun olduğunu gösterir.
Enfeksiyon veya hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi ilgili doktor yapar. Veremin
tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir.
Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir. Tedavide
verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk
etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Tedavide ilaçlar eksik ya da düzensiz
kullanılırsa hastalık iyileşmez. Tam tersine güç bir duruma gelir. Bu duruma dirençli
tüberküloz denir. Ülkemizde dirençli verem hastalarının tedavisi Göğüs Hastalıkları Eğitim
ve Araştırma Hastanelerinde yapılmaktadır. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her
doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan
gözetimli tedavi (DGT) denilir. Aylık takiplerinin de Verem Savaşı Dispanserlerinde
yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.
***VEREM HASTALIĞI DÜZENLİ TEDAVİ İLE ŞİFA BULUR.
Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları Verem Savaşı Dispanserinde ücretsiz
muayene edilir. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu tedavi
verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.
Verem hastalığını önlemede henüz enfekte olmamış çocukların BCG aşısı ile bağışık hale
getirilmesi çok önemlidir. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere
Verem Savaş Dispanserleri ve Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.
***ÇOCUKLARINIZI VEREMDEN KORUMAK İÇİN BCG AŞISINI
YAPTIRIN
Download