Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu

advertisement
DİSSOSİYATİF BOZUKLUKLAR
1. Dissosiyatif Amnezi
Tanı Ölçütleri
A Tanı Ölçütü: Başlıca bozukluk, genellikle travmatik olan ya da stres doğuran önemli kişisel
bilgileri sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak bir biçimde anımsayamama epizod ya da
epizodlarının olmasıdır.
B Tanı Ölçütü: Bu bozukluk sadece Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, Akut Stres Bozukluğu ya da
Somatizasyon Bozukluğu sırasında ortaya çıkmamaktadır ve bir maddenin (örn.kötüye kullanılabilen
bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun (örn.Kafa Travmasına Bağlı
Amnestik Bozukluk) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
C Tanı Ölçütü: Bu semptomlar klinik açıdan belirgin bir strese ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya
da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
Özgül Yaş Özellikleri
Çocuklarda kesin bir Dissosiyatif Amnezi tanısı koymak için birçok farklı gözlemci (terapist,
öğretmen, danışman öğretmen) tarafından bir dizi gözlem ya da değerlendirme gerekebilir.
Yaygınlık
Son yıllarda, önceden unutulmuş erken çocukluk travmalarını içeren bildirilen Dissosiyatif Amnezili
olgularda artış olmaktadır.
Ayırıcı Tanı
Dissosiyatif Amnezi, Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Amnestik Bozukluktan ayırt edilmelidir.
Öneriler/Tedavi
Destekleyici yaklaşımla (psikoterapötik görüşme, çevreden uzaklaştırma/hospitalizasyon) çoğu
kendiliğinden iyileşir. Hipnoz ve sodyum amobarbital görüşmeleri başarı ile kullanılabilir. İyileşme
oranı ortaya çıkarıcı stres etkeninin durumu ile bağlantılıdır. Tedavi sürecinin anlayışlı bir yaklaşım ve
destekleyici bir tutum içermesi gerekir.
1
Olgu
Bayan N. 23 yaşında çalışmamaktadır. Annesi tarafından kliniğe getirildiğinde kendisinin kim
olduğunu bilmediğini ve geçmişine ait hiçbir şey anımsayamadığını söylüyordu. Alınan bilgilere göre
3 yıl önce evlendiği ancak eşinin kendisine sık sık şiddet uyguladığı öğrenilmiştir. Danışan
kaybolduğu gün eşi uyuduktan sonra üzerini değiştirip dışarı çıkmış ve kendisinden bir daha haber
alınamamıştı. Özgeçmişinde tıbbi hastalık, kaza, ameliyat öyküsü bulunmamaktaydı. Danışan aile
üyeleriyle karşılaştırıldığında herhangi bir tepki veya tanıma belirtisi göstermemiştir. Danışan klinikte
yatışının bir hafta sonrasında yoğun iç sıkıntısı olduğunu söylemiştir. Birkaç gün sonra annesi
tarafından getirilen özel eşyalarının bazılarını hatırlamıştır. Danışan 3 gün sonra kendisine test
uygulandığı sırada görüşme odasını terk etmiş, birdenbire önce eşyalara sonra kendisine zarar vermeye
başlamıştır. Bu sırada ‘‘ Onu görmek istemiyorum, kafamın içi onunla dolu, tüm vücudumu o sarıyor,
beni onunla görüştürmeyin, unutturun onu!’’ diye bağırmıştır. 23.günde yapılan görüşmede eşi dahil
tüm aile üyelerini hatırladığını belirtmiştir. Ancak eşiyle ilgili konuşmaya henüz hazır olmadığını,
onun buraya alınmayacağından emin olmak istediğini söylemiştir. Eşinin evlilikleri süresince
kendisine kötü davrandığını ve şiddet uyguladığını, kaybolduğu günün bir hafta öncesinde de şiddete
maruz kaldığını ve bir arabanın önüne atlayıp ölmek için evden çıktığını belirtmiştir.
Tüm bu bilgiler dikkate alındığında danışanın ………………………………yaşadığı düşünülmüştür.
İncelemede danışanın herhangi bir madde kullanmadığı, durumunun tıbbi bir durumla ilişkisi olmadığı
belirlenmiştir. Danışanın kendisini başka bir kimlikle tanıtmaması, bulunduğunda aslında evinden çok
uzakta olmaması Dissosiyatif Füg tanısı olmadığını düşündürmüştür.
DİSSOSİYATİF AMNEZİ BELİRTİLERİ BELİRLEME FORMU
Aşağıdaki maddeleri dikkatlice okuyunuz ve size uygun olanlar için ‘EVET’
kısmını, uygun olmayanlar için ise ‘HAYIR’ kısmını işaretleyiniz.
1.Birey travmatik ya da stres yaratan önemli kişisel bilgilerini unuttuğu
sıradan unutkanlıkla açıklanamayacak anımsayamama dönemleri
yaşıyor mu?
2.Bireyin durumu Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, Dissosiyatif
Füg, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Akut Stres Bozukluğu,
ya da Somatizasyon Bozukluğu sırasında mı ortaya çıkmaktadır?
3.Bireyin durumu bir madde kullanımının ya da bir tıbbi
durumun fizyolojik etkilerine mi bağlıdır?
4Bireyin durumu belirgin bir strese, toplumsal, mesleki ya da işlevselliğin diğer
önemli alanlarında bozulmaya neden olmakta mıdır?
DEĞERLENDİRME:
Ölçekteki 1. ve 4. maddeye ‘EVET’ denmişse
Ölçekteki 2. ve 3. maddeye ‘HAYIR’ denmişse TANI KONABİLİR.
2
Evet
Hayır
2. Dissosiyatif Füg
Tanı Ölçütleri
A Tanı Ölçütü: Başlıca bozukluk, geçmişini unutup, birden, beklenmedik bir biçimde evinden ya da
alışageldiği işyerinden ayrılıp gitmedir.
B. Tanı Ölçütü: Kişisel kimlik konfüzyonu ya da yeni bir kimliğe bürünme (kısmen ya da tamamen).
C. Tanı Ölçütü: Bu bozukluk sadece Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu sırasında ortaya çıkmamaktadır
ve bir maddenin (örn.kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir
durumun (örn. temporal lob epilepsisi) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
D. Tanı Ölçütü: Bu semptomlar klinik açıdan belirgin bir strese ya da toplumsal, mesleki alanlarda
ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
Yaygınlık
Genel toplumda Dissosiyatif Füg için %0.2’lik bir yaygınlık oranı bildirilmiştir.
Ayırıcı Tanı
Dissosiyatif Füg özgül bir genek tıbbi durumun doğrudan psikolojik sonucu olarak kabul edilen
belirtilerden ayırt edilmelidir.
Öneriler/Tedavi
Hasta füg sırasında görüldüyse temel kimlik bilgilerini anımsamasının sağlanması için çalışılır, bu
durumu neyin başlattığı incelenir ve durumun onarılması için destek verilir. Ancak, hasta hekime
çoğunlukla füg bittikten sonra gelir. Füg sırasında kendini gösteren ruhsal antitelerin çevre tarafından
farkedilmese de sürüp giden, zihinde devamlılığı olan durumlar olup olmadığı incelenmelidir. Hipnoz
psikoterapi ile birlikte düşünülebilir. Bellek ve kimlikte süreklilik sağlanmalıdır. Psikoterapi sırasında
hastanın psikososyal stresle nasıl başettiği incelenmeli ve duygularla ve durumlarla dissosiyatif
olmayan yoldan başetmesi mümkün kılınmalıdır. Güvensiz bağlanma sorunları ele alınmalı, füg
davranışının içerdiği ifade bulunmalıdır.
3
Olgu
Bay D. 47 yaşındadır. 2 yıl önce zaman zaman çevresindekileri tanıyamama, başka birisiymiş gibi
davranma ve tuhaf davranış yakınmaları başlamıştır. Oğlundan ve kızından alınan bilgilere göre en
kısası 12 saat ve en uzunu 4 gün olan evden çıkıp kaybolduğu dönemler olduğu ve bu dönemlerde
başka birisiymiş gibi davrandığı, amaçsızca dolaştığı, sonrasında bu dönemleri hatırlamadığı
öğrenilmiştir. Danışanın herhangi bir madde kullanmadığı ve yaşadığı bu durumların bir tıbbi durumla
ilişkili olmadığı belirlenmiştir. Bu özellikler dikkate alındığında danışanın ……………………………
yaşadığı düşünülmüştür. Füg öncesi duruma döndükten sonra füg sırasındaki olayları ve ilk oğlunu bir
trafik kazasında kaybettiğini anımsayamamaktadır. Depresyon, suçluluk ve psikolojik stres yaşadığı
gözlenmiştir. Danışanın durumu mesleki, kişisel ve ailevi ilişkilerinin bozulmasına neden olmuştur.
Danışanın durumu yapılan fizik incelemesine göre genel tıbbi bir durumun ya da bir madde
kullanımının sonucunda oluşmamıştır. Sanrı gibi belirtileri olmadığından danışanın durumu
Şizofreniden farklılaşmaktadır. Danışanda iki ya da daha fazla kimlik ve kişilik durumu var
olmadığından Dissosiyatif Kimlik Bozukluğundan da farklılaşmaktadır.
DİSSOSİYATİF FÜG BELİRLEME ÖLÇEĞİ
Aşağıdaki maddeleri dikkatlice okuyunuz ve size uygun olanlar için ‘EVET’
kısmını, uygun olmayanlar için ise ‘HAYIR’ kısmını işaretleyiniz.
1.Birey geçmişini unutup, birden, beklenmedik bir biçimde
evinden ya da işyerinden ayrılıp gitmekte midir?
2.Bireyde yeni bir kimliğe bürünme yaşanmakta mıdır?
3.Bireyin durumu Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu sırasında mı
ortaya çıkmaktadır?
4.Bireyin durumu bir madde kullanımının ya da bir tıbbi
durumun fizyolojik etkilerine mi bağlıdır?
5.Bireyin durumu belirgin bir strese, toplumsal, mesleki ya da işlevselliğin diğer
önemli alanlarında bozulmaya neden olmakta mıdır?
DEĞERLENDİRME:
Ölçekteki 1. 2. ve 5. maddeye ‘EVET’ denmişse
Ölçekteki 3. ve 4. maddeye ‘HAYIR’ denmişse TANI KONABİLİR.
4
Evet
Hayır
3. Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu
Tanı Ölçütleri
A Tanı Ölçütü: İki ya da daha fazla birbirinden ayrı kimliğin ya da kişilik durumunun varlığı (her
birinin kendi içinde oldukça süreklilik gösteren çevre ve benlik algısı, ilişki kurma ve düşünce biçimi
vardır).
B. Tanı Ölçütü: Bu kimliklerden ya da kişilik durumlarından en az ikisi kişinin davranışlarını zaman
zaman denetim altında tutar.
C. Tanı Ölçütü:
Önemli kişisel bilgileri sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak bir biçimde
anımsayamama.
D. Tanı Ölçütü: Bu bozukluk bir maddenin (örn. Alkol Entoksikasyonu sırasında görülen
‘blackout’lar ya da kaotik davranış) ya da genel tıbbi bir durumun ( örn. kompleks parsiyel katılmalar)
doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
Not: Çocuklardaki semptomlar hayali oyun arkadaşlarına ya da başka tür bir oyun fantezisine
bağlanamaz.
Kültüre, Yaşa ve Cinsiyete Bağlı Özellikler
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu tanısı erişkin kadınlarda erişkin erkeklere göre üç ile dokuz kat daha
fazla konmaktadır; çocuklukta kadın-erkek oranı daha eşittir ama veri kısıtlıdır. Ortalama 15 ya da
daha fazla ile kadınlar erkeklerden daha fazla kimliğe sahipler iken, erkek ortalaması yaklaşık 8
kimliktir.
Ayırıcı Tanı
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı
belirtilerden ayırt edilmelidir.
Öneriler/Tedavi
DKB’nun etkili tek tedavisi kişilik durumlarını tanıyıp kabullenen ve bunların ayrılmasına yol açan
ruhsal süreçleri tersine çevirmeyi hedefleyen, yaşanılan travma üzerinde çalışan bir psikoterapidir.
DKB’nun psikoterapisi sırasında bir çok yöntem birlikte kullanılır. Dissosiyatif psikopatolojiyi
etkileyen bir ilaç henüz bilinmemektedir. Birlikte depresyon bulunduğunda antidepresanlardan
yararlanılırTedavinin başlangıç döneminde güven ve güvenli bağlanmanın oluşması önemlidir. Alter
kişiliklerin işlevlerinin anlaşılması tedavinin bir parçasını oluşturur. Hasta var olan destek sistemlerini
ve sosyal ağları da kullanmayı öğrenmelidir. Dissosiyatif bozukluk hastası kurban, istismarcı ve
seyirciden (ya da kurtarıcı) oluşan travma üçgeninde kurban pozisyonundadır. İstismarcıya bağlanması
sürmekte ve kendi kontrolünü sağlama konusunda yetersizlik içerisindedir. Her dissosiyatif bozukluk
tedavisi, eninde sonunda, istismarcıya bağlanma sorununu ele almak ve çözmek zorundadır. Bunun
için hastanın gerçeği doğru algılamasına ve bunun sonucunda ortaya çıkabilecek matem yaşantısında
yardım etmek, ona bu beceriyi sağlayana kadar tedavide güvenli bağlanma olanağını sunmak önemli
ilkelerdir.
5
Olgu
Bay Y. 12 yaşında ortaokul öğrencisidir ve kendisinden 2 yaş büyük bir ablası vardır. Kliniğe ani
bayılma nöbetlerinin oluşu, vücudunda kasılmalar, ağlama krizleri, sayıklamalar, yürüme
bozuklukları, aşırı hareketlilik, hırçınlık, çocuksu davranış ve konuşmalar, kişilik yapısında ani
değişimler göstermesi nedeniyle anne ve babası tarafından getirilmiştir. Danışanda bu belirtiler ilk kez
6 ay önce annesinin uzun süreli hastaneye yatığı ve ondan ayrı kaldığı dönemde kasılma ve
çırpınmalarla ortaya çıkmış, birkaç gün sonra belirtiler yinelemiş, yürüme bozuklukları ve çocuksu
konuşmaların zaman zaman tekrarlaması nedeniyle bir kliniğe yatırılmış ancak organik kaynaklı bir
neden olmadığından klinikten ayrılmıştır. Eve döndüğünde aynı belirtileri yeniden yaşamaya
başlamıştır. İnceleme sonuçlarına göre danışanda 3 ayrı kişilik yapısının varlığı tespit edilmiştir.
Normal kimliği ailesinin de belirttiği gibi, uyumlu bir kişilik yapısı göstermektedir. İkinci kimliği
saldırgan ve çocuksu, üçüncü kimliği anne ve babası da dahil olmak üzere çevresindeki hiç kimseyi
tanımayan bir yapıdadır. Normal kimliğinden ikinci ya da üçüncü kimliğine geçişi birkaç saniye içinde
bir isteği gerçekleşmediğinde ya da provoke eden bir olay olduğunda şiddetli baş ağrısı, çift görme
veya gözleri kapalı tutma, konuşmanın bozulması, 1-15 dakika arasında süren ani bayılmalar ve
ağlamalar, vücutta kasılmaların meydana gelmesi, ikinci kimliğinde çocuksu ve saldırgan davranışlar
sergileme, üçüncü kimliğinde ise ailesi ve akrabaları dahil hiç kimseyi tanımama ortaya çıkmaktadır.
Bu belirtiler birkaç dakikadan 80-90 dakikaya bazen de birkaç güne kadar uzayabilmektedir. Diğer
kimliklerinden normal kimliğine dönüşte terleme, yorgunluk, titremeler ve şiddetli baş ağrısı
görülmekte, aynı kelimeyi tekrar etmekte ve yaşadıklarını hatırlamamakta veya rüya gördüğünü
belirtmektedir.
Yapılan inceleme ve edinilen bilgilere göre, üç ayrı kişilik yapısı bulunması, bu yapıların danışanın
davranışlarını kontrol altına alması, sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak ölçüde kişisel bilgilerini
hatırlayamaması
nedeniyle
danışanın
………………………………………….
yaşadığı
düşünülmüştür. Belirtiler bir madde kullanımı ya da tıbbi bir durumdan kaynaklanmamaktadır.
DİSSOSİYATİF KİMLİK BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ BELİRLEME FORMU
Aşağıdaki maddeleri dikkatlice okuyunuz ve size uygun olanlar için ‘EVET’
kısmını, uygun olmayanlar için ise ‘HAYIR’ kısmını işaretleyiniz.
Evet Hayır
1.Bireyde iki ya da daha fazla birbirinden ayrı kimlik ya da kişilik
durumu var mıdır?
2.Bu kimlik ya da kişilik durumlarından en az ikisi bireyin
davranışlarını zaman zaman denetim altında tutmakta mıdır?
3.Birey kişisel bilgilerini sıradan unutkanlıkla açıklanamayacak
bir biçimde anımsayamama durumu yaşamakta mıdır ?
4.Bireyin durumu bir madde kullanımının ya da bir tıbbi
durumun fizyolojik etkilerine mi bağlıdır?
DEĞERLENDİRME:
Ölçekteki 1. 2. ve 3. maddeye ‘EVET’ denmişse
Ölçekteki 4. maddeye ‘HAYIR’ denmişse TANI KONABİLİR.
6
4. Depersonalizasyon Bozukluğu
Tanı Ölçütleri
A Tanı Ölçütü: Kişinin mental süreçlerinden ya da bedeninden ayrıldığı hissinin olduğu ya da sanki
bunlara dışarıdan bir gözlemciymiş gibi baktığı, sürekli ya da yineleyen yaşantıların olması (örn.
rüyadaymış gibi hissetme).
B. Tanı Ölçütü: Depersonalizasyon yaşantısı sırasında gerçeği değerlendirme yetisi bozulmaz.
C. Tanı Ölçtü:Bu semptomlar klinik açıdan belirgin bir strese ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya
da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
D Tanı Ölçütü:
Depersonalizasyon yaşantısı sadece Şizofreni, Panik Bozukluğu, Akut Stres
Bozukluğu ya da diğer bir Dissosiyatif Bozukluk gibi başka bir mental bozukluğun gidişi sırasında
ortaya çıkmamaktadır ve ve bir maddenin (örn.kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir
ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun (örn. temporal lob epilepsisi) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı
değildir.
Kültüre Özgü Özellikler
Klinik örneklemlerde bu bozukluk kadınlarda erkeklere göre en az 2 katı sık tanı almaktadır.
Yaygınlık
Depersonalizasyon
Bozukluğunun
toplumdaki
ve
klinik
ortamdaki
yaşamboyu
yaygınlığı
bilinmemektedir.
Ayırıcı Tanı
Depersonalizasyon Bozukluğu, özgül genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı
belirtilerden ayırt edilmelidir (örn.epilepsi).
Öneriler/Tedavi
Etkili olan bir ilaç bilinmemektedir. Psikoterapisi konusunda yeterli bilgi yoktur. Dinamik psikoterapi,
hipnoz, davranış tedavisi üzerinde durulmuştur. Altta yatan başka bir bozukluk varsa tedavi ona
yönlendirilmelidir.
7
Olgu
Bayan S. 22 yaşında üniversite öğrencisidir. Kliniğe sürekli olarak ve sık aralıklarla kendiliğinden ve
bedeninden ayrıldığı hissi yaşamasından yakındığı için başvurmuştur. Bu dönemlerde rüyada
olduğunu, robotlaşmış gibi hissettiğini, kendisini ve bedenini dışarıdan izliyormuş gibi hissettiğini
belirtmiştir. Kendisiyle ve bedeniyle ilgili gerçek dışılık duygusu hissetmektedir. Danışanın bu
yaşantılar sırasında gerçeği değerlendirme yetisi bozulmamaktadır. Kendisini robotlaşmış gibi hissetse
de bunun yalnızca bir duygu olduğunu ve gerçekte bir robot olmadığı konusundan haber olmaktadır.
Zaman ve uzay algısında bozulmalar yaşadığı, kol ve bacaklarını olduğundan daha uzun gördüğü, dış
dünya hakkında tuhaflık hissi (derealizasyon) yaşadığı öğrenilmiştir. Danışanın yapılan incelemede
depresif belirtiler, obsesyon ve anksiyete yaşadığı görülmüştür. Yaşadığı bu nöbetler nedeniyle sosyal
ilişkilerinde bozulmalar yaşadığını, okulundaki başarısında düşme olduğunu söylemiştir. Danışanın
madde kullanmadığı belirlenmiştir.
İnceleme sonuçlarına ve edinilen bilgilere göre danışanın Depersonalizasyon Bozukluğu yaşadığı
düşünülmektedir. Bu belirtiler bir madde kullanımının ya da genel tıbbi bir durumun etkilerinden
kaynaklanmamaktadır. Gerçeği değerlendirme yetisi bozulmadığı için Şizofreniden farklılaşmaktadır.
DEPERSONALİZASYON BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ BELİRLEME FORMU
Aşağıdaki maddeleri dikkatlice okuyunuz ve size uygun olanlar için ‘EVET’
kısmını, uygun olmayanlar için ise ‘HAYIR’ kısmını işaretleyiniz.
Evet Hayır
1.Bireyin zihinsel süreçlerinden ya da bedeninden ayrıldığı
hissinin olduğu sürekli ya da yineleyen yaşantıları oluyor mu?
2.Bireyin zihinsel süreçlerine ya da bedenine dışarıdan bir
gözlemciymiş gibi baktığı sürekli ya da yineleyen yaşantıları
( )
oluyor mu?
3.Bireyin depersonalizasyon yaşantısı sırasında gerçeği değerlendirme
yetisi bozuluyor mu?
4.Bireyin Depersonalizasyon yaşantısı Şizofreni, Panik Bozukluğu,
Akut Stres Bozukluğu ya da diğer bir Dissosiyatif Bozukluk gibi
başka bir mental bozukluğun gidişi sırasında mı ortaya çıkmaktadır?
5.Bireyin durumu bir madde kullanımının ya da bir tıbbi
durumun fizyolojik etkilerine mi bağlıdır?
DEĞERLENDİRME:
Ölçekteki 1. ve 2. maddeye ‘EVET’ denmişse
Ölçekteki 3. 4. ve 5. maddeye ‘HAYIR’ denmişse TANI KONABİLİR.
8
Download