DO U SORUNU ÇERÇEVES NDE OSMANLI -FRANSIZ L K LER [BA LANGICINDAN PAR S BARI I’NA (1856)] The Ottoman –France Relatıonshıps In Terms Of The Eastern Qestıon From Its Begining to Paris Reconciliation (1856) Dr. Hasan AH N* ÖZ Osmanlı Devleti ile Fransa arasında siyasi ili kiler, gerçek anlamda Kanunî Sultan Süleyman devrinde dostane bir ekilde ba ladı. Osmanlı mparatorlu u çe itli alanlarda Fransa’ya verdikleri kapitülasyonlarla, onları Avrupa Haçlı ttifakı’ndan koparmaya çalı mı lar, zaman zaman da dü manlarına kar ı askeri ittifak olu turarak, onlardan yararlanmı lardır. Fakat, bu tarihî dostluk, Napolyon’un Mısır’ı istilâsıyla bozulmaya ba lamı tır. 19.yüzyılın ba larından itibaren, yani “Do u Sorunu”nun etkili bir ekilde gündeme geldi i bir dönemde Fransızlar, ekonomik imtiyazlarını korumak amacıyla Osmanlı mparatorlu u’na dü manca tavır alanlara kar ı yardım etmek, imparatorluktan ayrılıp ba ımsızlık mücadelesi verenlerden yana olmak, imparatorlu u payla mak isteyenlerle birle mek gibi dengesiz bir siyaset izlemi lerdir. Anahtar Sözcükler: kapitülasyon, ittifak, Do u Sorunu. ABSTRACT The relationships between the Ottoman Empire and France began during the reign of Suleyman Magnificient in a friendly way Giving France some capitulations in different spheres, the Otoman Empire tried to separate it from the European alliance and it somatimes benefited from it ( this country) having military cooperation with against its rivals. From the beginning of the 19th century during the period in which “The Eastern Question” became an mportant issue of agenda, the French, by the intention to preserve their economic capitulations, followed inconsisten policies towards the nations with hostile attitudes to the Ottoman Empire by helping them, supporting the ones struggling for the independence from the empire, and cooperating with the nations who wanted to share the lands of the empire. Key Words: Alliance, capitulation, The Eastern Question. * Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir E itim Fakültesi Ö retim Üyesi. TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ I- Ba langıcından Fransız htilâli’ne (1789) Kadar Osmanlı – Fransız li kilerine Genel Bir Bakı 1- Ba langıcından Kanunî Dönemine(1520-1566) Kadar Geli en li kiler O smanlı Devleti ile Fransa arasında siyasi ili kiler, iki ülkenin birbirinden uzak olması ve din ayrılı ından do an nefret yüzünden, 1525 yılında kurulabilmi tir. Ancak, önceki devirlerde de farklı ekillerde ikili ili kiler var olmu tur. lk akla gelen Haçlı seferi karakterli Osmanlı kar ıtı seferlerdeki Fransız varlı ıdır. Osmanlı Devleti kurulu co rafyasının zorlamasıyla yayılma istikametini “Batı” olarak tespit etmi ; Balkanlar ve Akdeniz havzasını kademe kademe ele geçirmi tir. Kendilerini Katolik âleminin koruyucusu sayan Fransa kralları(Rois Trés-Chrétiens), Haçlı Seferlerinin(1096- 1291) ba arısızlı a u ramasını takiben, 14. Yüzyıldan itibaren, Balkanlar üzerinden Türk-Müslüman ilerleyi ini endi e ile kar ılamı tı. Fakat, birli ini sa lamak amacıyla dü manları ve özellikle ngiltere ile giri ti i Yüz Yıl Harpleri (1337-1453) nedeniyle, Do udan gelen Türk tehlikesine etkili bir giri imde bulunamamı tı.1 Osmanlı Türklerinin 1353’de Rumeli’ye geçmeleri ve Bizans’ın ba kenti olan stanbul’u tehdit etmeye ba lamaları, Avrupa’da büyük bir heyecan uyandırmı tır. Bu sırada Bizans imparatorları da Türklerle yalnız ba larına mücadele edemeyeceklerini anlayınca, Avrupa Katolik dünyasını Türkler aleyhine kı kırtmı lardır.2 Papa ve talyan devletlerinin Balkanlar’daki yerli unsurlarla olan ittifakları zaman zaman Osmanlı fetihlerini aksattı. Bununla birlikte, Osmanlıların uyguladıkları siyaset ve yerle me hedefi, bu ittifakları etkisiz kıldı.3 Osmanlı kuvvetlerinin,15 Haziran 1389’da Pri tina yakınlarında Kosova’da, Sırp, Kosova, Bosna müttefik ordusu ile giri ti i sava ta I.Murat ehit dü tü. Fakat, Haçlılar burada a ır bir yenilgiye u ratılmı lardı. Sultan’ın ölüm haberi Avrupa’ya ula tı ında, Fransız Kralı VI.Charles Tanrı’ya ükretti. Ama bunun Osmanlıların sonu olaca ı dü üncesi bir dilekten ibaret kaldı. I.Kosova Sava ı Osmanlılara sultanlarını kaybettirdi, ama sava ın Sırbistan için bedeli çok a ır oldu. Bayezid’in Zaferi ba ımsız Sırp krallı ının sonunu hazırladı.4 1 smail Soysal, Fransız htilâli ve Türk-Fransız Diplomasi Münasebetleri (1789-1802), Ankara 1987, s.1 2 Azmi Süslü, “ Osmanlı-Fransız Diplomatik li kileri “ , Belleten, XLVII/185, Ankara 1983, s.259. 3 Feridun Emecen, “Kurulu tan Küçük Kaynarca’ya” , Osmanlı Siyasi Tarihi, Edt: Ekmeleddin hsano lu, c.I., stanbul 1999, s.15. 4 Caroline Fınkel, Rüyadan mparatorlu a Osmanlı mparatorlu u’nun Öyküsü 1300-1923., stanbul 2007, s.19. TAED 40, 2009, 277-315 Batı Avrupa’nın Frenk övalyeleri, Yüzyıl Sava ları’na bir süre ara verilmesiyle oldukça güçlendiler ve Türklere kar ı saldırıda Macarlarla ittifak yapmak için 1396’da bir Haçlı seferi düzenlediler. Birlik olmu Hristiyan orduları korkunçtu. Türkleri küçümseyen Frenkler, Tuna’dan Ni bolu’ya vardılar.5 Macaristan Kralı Sigismund’un büyük Haçlı seferinin hedefi, Türklerin Balkanlar’dan, mümkünse Anadolu’dan atılıp Kudüs’ü geri almaktı.6 Osmanlı tehdidi, haçlılar- özellikle Fransız ve ngiliz övalyeleri – ve hükümetleri arasında az görülen bir i birli i dönemine rast geldi. 25 Eylül 1396’da haçlı orduları Yıldırım Bayezid komutasındaki Osmanlı kuvvetleriyle Ni bolu’da (Nicopolis) kar ıla tılar. Türklerle sava mak için sabırsızlanan Fransız övalyeleri ve hantal batı orduları, hareketli Osmanlı süvarileriyle giri tikleri mücadeleyi kaybettiler. Osmanlının Ni bolu’daki ba arısı, Tuna’nın güneyindeki Balkanlar’ı Osmanlıların denetimine soktu.7 Fransız Kralı’nın ye eni ve yirminin üzerinde Fransız asilzâdesi sa bırakılıp Bursa ve Mihaliç’e sevk edilmi lerdi.8 Bu harekât daha önceki Haçlı seferlerine benzer ideoloji ve askeri mücadelenin sonuncusunu te kil eder. Neticesi ise, durumu zaten kötü olan Bizans’tan çok Batı Avrupa’yı ilgilendirmekteydi. Haçlılar II.Manuel’i ve Bizans’ı korumaktan çok, Orta Avrupa’yı tehdit eden Osmanlıları bu kesimden tamamıyla çıkarmak fikrinin pe inde ko tukları ifade edilir.9 1397’e gelindi inde, Bayezid’in stanbul ku atması amansız bir ablukaya dönü mü tü ve mparator Manuel bir defa daha Bizans ba kentini kurtarmak için dı ardan yardım istemek zorunda kalmı tı.1399 Haziran’ında Paris, Londra, Roma ve Konstantinopolis arasında yo un diplomatik gidi -geli ten sonra, Fransız Kralı VI.Charles, Manuel’in yardımına ancak küçük bir ordu gönderebilmi ti.10 II.Bayezid ile karde i Cem arasında taht kavgasının ba laması, bütün Avrupa ve özellikle Fransa için yeni bir Haçlı seferinin fırsatı olarak de erlendirildi. Fakat Cem, iktidar mücadelesini kaybetti ve övalyelerin elinde bulunan Rodos’a sı ındı. övalyeler tarafından güvenlik kaygısıyla Cem, Ekim 1482’de Fransa’nın Nice ehrine götürüldü. Böylece Cem hadisesi, bir iktidar 5 Roderıch H Davıson, Kısa Türkiye Tarihi, Çev: Durdu Mehmet, Burak, Ankara 2004, s.32; Geni bilgi için bk. Joseph von Hammer Büyük Osmanlı Tarihi, c.1. Tercüme: Mehmed Ata, Haz: Mümin Çevik-Erol Kılıç, stanbul,1998, s.214 vd. 6 .Hami Dani mend, zahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c.I, stanbul 1971, s.107. 7 Fınkel, a.g.e, stanbul 2007, s.23. 8 Dani mend a.g.e, c.I, stanbul 1971, s.107. 9 Feridun Emecen, “Osmanlı Devleti’nin Kurulu undan Fetret Devrine” , Edt: Kemal Çiçek –Hasan Celal Güzel- Salim Koca, Türkler,c.9, Ankara 2002, s.29. 10 Finkel, a.g.e, stanbul 2007, s.24. TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ mücadelesinden uluslar arası bir sorun haline geldi. 11 Nitekim Cem, giderek güçlenen ve zamanla daha tehdit edici hale gelen Osmanlı Devleti’ne kar ı, Avrupa Hıristiyanlı ı’nın elinde bir siyasal koz olarak kullanılmaya çalı ıldı. Büyük ve güçlü dü man olan Türk hükümdarının karde i olarak, gerek Osmanlılara kar ı ve gerekse Hıristiyan hükümdarlarının kendi aralarındaki rekabetin diplomatik arenasında bir piyon gibi kullanıldı. Zehirlenerek öldürülmesinden önce Rodos övalyeleri, Fransa Kralı XI.Louis ve Papa arasında alınıp verildi.12 Cem hadisesi dolayısıyla, Avrupa’da stanbul’u geri alma yolunda ortaya çıkan umutlar, Sultan Bayezid’i oldukça dikkatli ve barı çı bir siyaset izlemek zorunda bırakmı tır.13 2 – Kanunî’nin Tahta Çıkı ından(1520) Karlofça Antla ması’na(1699) Kadar Osmanlı Devleti ve Fransa Arasındaki li kiler Avrupa’da Fransa ile giri ti i imparatorluk mücadelesinde ba arılı olan, Alman - spanyol tahtına geçen Habsburg hanedanına mensup V.Karl (Charles Quint)’ın yıldızı parlamaktaydı.1519’da imparatorluk tacını giyen V.Karl’la, bu durumu kabullenmeyen Fransa Kralı I.François arasında ba layan sava , Osmanlılara, Avrupa siyasetine a ırlıklarını koyma yolunda önemli bir fırsat sa ladı.14 I.François’nın V.Karl tarafından yenilgiye u ratılıp esir edilmesi, arkasından da talya ve spanya’daki topraklarının i gal edilmesi, Fransızları15 son çare olarak Osmanlılardan yardım istemeye yöneltti. François, Osmanlı Devleti’ni V.Karl’a kar ı Avrupa devletlerinin varlı ını güven altına alabilecek biricik güç olarak görüyordu. Osmanlılar göre ise, Avrupa’ya tek gücün hakim olmasını önleyebilecek yegâne tedbir Osmanlı-Fransa ittifakıydı. Nitekim, 29 a ustos 1526’da Mohaç’ta kazanılan zafer ve Budin’in alını ı, Habsburgların merkezi Viyana’yı tehdit ediyordu.16 Orta Avrupa’da 1526’daki Mohaç Sava ı’ndan sonra en büyük sorun, hanedan ili kisine dayanan Ferdinand’ın Macar krallı ı iddiası ile ordusunun zaferinden ba ka kıstas tanımayan Sultan Süleyman’ın Macaristan’da üstünlük kuran gücü arasındaki çatı maydı. Yıllarca süren bu çatı ma boyunca, Habsburg ordularının Orta 11 Hammer, a.g.e, c.2, s.216-225. .Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Tarihi, c.II, Ankara 1988, s. 171-174; Oral Sander, Anka’nın Yükseli i ve Dü ü ü, Ankara 1993, s.71-72. 13 Kenan nan, “ II. Bayezid Dönemi”, Türkler, Edt: H.Celal Güzel-Kemal Çiçek- Salim Koca, c.9, Ankara 2002, s.385. 14 Bekir Sıtkı Baykal, Yeni Zamanda Avrupa Tarihi, c.II, 1.Kitap, Ankara 1988, s.9; Emecen, a.g.e, stanbul 1999, s.34-35. 15 Stanford Shaw, Osmanlı mparatorlu u ve Modern Türkiye, Çev: Mehmet Harmancı, stanbul 1982, s.137. 16 Halil nalcık, Osmanlı mparatorlu u Klâsik Ça (1300-1600), stanbul 2003, s.40. 12 TAED 40, 2009, 277-315 Avrupa’da Osmanlılarla me gul olması Fransa’ya rahat bir nefes aldırmı tı.17 Fakat Kanunî’nin 1529 Viyana Seferi, Avrupa’da Hıristiyan birli inin tesisi yolunda büyük tesir yaptı; vaktiyle Osmanlı deste ini isteyen ve bu sayede Habsburg tasallutundan kurtulan Fransa bile olu turulan birli e dahil oldu ve Osmanlılarla ili kilerini inkâr etti.18 Bununla birlikte Osmanlı Devleti, Macaristan’da ve Akdeniz’de Habsburglar’la giri ti i çatı malarda, bir ba ka Avrupa devletine nazaran, Fransa ile daha yakın i birli i içinde olmayı daha uygun buluyordu.19 Osmanlı yönetimi, Kıbrıs seferinden önce Avrupa’da kurulması muhtemel ittifakı parçalamak için, 18 Ekim 1569’da Fransa’yla çok kapsamlı bir ittifak antla ması imzaladı. Fransız elçisi Claude du Bourg’un, II.Selim’den aldı ı bu ahidnâme daha önce talyan devletçiklerine verilenlerden daha büyük avantajlara sahipti. Çünkü, bu dönemde kapitülasyon sadece Venedik, Fransa ve Lehistan’a verilmi ti. Ba ta ngiliz, spanyol, Portekiz tüccarları olmak üzere di er Avrupa devletlerinin tüccarları, Osmanlı topraklarında Fransız bayra ı altında ticaret yapabileceklerdi.20 Böylece, Fransızlara kapitülasyonlar ile ekonomik imtiyazlar verilmesi, dostlu un ba langıçta siyasi olan mahiyetine ekonomik bir de er katmı tı.21 XVII. yüzyılın ba ında Türk-Fransız ili kilerinde dikkati çeken ilk durum, Kapitülasyon antla masının yenilenmesidir. 1604 yılında Sultan I.Ahmed tarafından verilen be inci kapitülasyon antla ması ile, Kudüs’e gidecek papazların Fransa tarafından himaye edilmesi öngörülüyordu.22 Sultan’la gerçekle tirdi i ittifak ve onun sonucu olan kapitülasyonlar sayesinde, kendisine tanınmı hakları da a arak, Ortado u’daki Hıristiyanların tümünün koruyucusu oldu unu iddia ediyordu.23 XVII.yüzyılın ikinci yarısında, Osmanlı-Fransız ili kileri bozulmaya yüz tutmu tur. Bu durum tamamen Fransızların tutumundan kaynaklanmı tır. Özellikle XIV.Louis’in 1664 Osmanlı-Avusturya Sava ı’nda 17 Metin Kunt, “ Osmanlı Devleti 1300-1600 “ , Türkiye Tarihi, c.2, Edt: Sina Ak in, stanbul 2000, s.121-122. 18 Emecen, “ Kurulu tan Kaynarcaya”, a.g.e, c.I, stanbul 1999, s.35. 19 Kunt, a.g.e, c.2, s.124. 20 Halil nalcık, Osmanlı mparatorlu u’nun Ekonomik Ve Sosyal Tarihi 1300-1600, Edt:Halil nalcık –Donald Quataert, Çev: Halil, Berktay, stanbul 2000; Erhan, Afyoncu, Sorularla Osmanlı mparatorlu u, c.V., stanbul 2005, s. 149. 21 Enver Ziya Kral, Osmanlı Tarihi, c.V, Ankara 1988, s. 21. 22 Mustafa Çufalı, ” Kapitülasyonların Mahiyeti ve Osmanlı Devleti’nin Yıkılı ındaki Rolü”, Türk Yurdu(TY), Aralık 1999- Ocak 2000/148-149, s.157; A. ükrü, Esmer, %3 olarak belirtir. Bk. Siyasi Tarih, stanbul 1944,s.27. 23 Giles Veinstein, Balkan Eyaletleri(1606-1774), Osmanlı mparatorlu u Tarihi,Yay.Yönt: Robert Mantran; Çev: Server Tanilli, c.I, stanbul 1995, s.387. TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Avusturya’nın yanında yer alması Fransa’ya olan güvenin sarsılmasında önemli rol oynamı tır.24 Fransa hükümeti, Nointel’i, Fransa’nın ekonomik ve dinî ayrıcalıklarını geni letmek amacıyla Osmanlı ülkesine gönderdi. Fransız elçisi gerek kapitülasyonlar gerek Katoliklerle ilgili geni istekleri içeren bir listeyi sadrazama sundu. 15 Ocak 1671 tarihinde, Padi ah ve sadrazam tarafından kabul edildikten sonra, reis efendi ile kapitülasyonların yenilenmesi hakkında müzakerelere geçildi. Nointel, teklif nâmesinde yazılı bulunan istekleri tehditle kabul ettirmek isteyince, görü meler çıkmaza girdi. stedi i neticeyi elde edemeyece ini anlayan elçi, durumu ülkesine bildirdi. Fransa hükümeti de, elçisini geri ça ırdı. Bununla birlikte, 1679 Kasım’ında imzalanan Kapitülasyon Anla ması ile mevcut imtiyazlar geni letilmi ve özellikle ngiltere, Venedik, Felemenk gibi devletlerin kendi bayraklarıyla Türk limanlarına gemi i letme imtiyazları tekrar kaldırılmı , ayrıca Fransa Kralı Do uda Hıristiyanlı ın yegane hamisi olarak tanınmı , gümrük resmi de %5’ten %3’e indirilmi ti.25 XVII. yüzyılın ba ında Osmanlı ülkelerinde ticarette en iyi konumda olan Fransızlar, yakla ık 1625-1675 yılları arasında ticarette bir geri çekilme ya amı lardır. Girit sava ı sırasında Fransızların, bazen açık, bazen de üstü kapalı olarak Venedik’i desteklemeleri, Osmanlıların Fransız elçi ve tüccarlarına iyi gözle bakmamalarına ve büyük zorluklar çıkarmalarına neden olmu tur.26 Bu sava ta, Avrupalıların Venedik’e yardımı iki koldan yürütülüyordu. Papalık yardımın ideolojik ve psikolojik propagandasını yaparken, Fransa idari organizasyonunu gerçekle tiriyordu. Yapılan organizasyonlarda adaya gönderilen Hıristiyan gönüllü ve askerleri hep Fransız övalye ve komutanlarınca yönetiliyordu. Osmanlılarla sava halinde olmamasına ra men, Avrupa devletleri ve Hıristiyan krallar arasında Venediklileri en fazla koruyan ve destekleyen XIV. Louis oldu.27 XIV. Louis’in, Avrupa için yeni bir politika olu turma çerçevesinde geli en bu olaylar ile geleneksel Osmanlı–Fransız dostlu una büyük bir darbe indirmi oluyordu.28 Ancak adanın fethinden sonra 1669’da Paris’e elçi olarak 24 Uzunçar ılı, a.g.e, c.III/1, ,s.120. Hammer, a.g.e, C.6, s.239-241. 26 Robert Mantran, XVI-XVIII.Yüzyıllarda Osmanlı mparatorlu u, Derleyen ve Çev: Mehmet Ali Kılıçbay, Ankara 1995, s. 117; Uzunçar ılı, Osmanlı Tarihi,c.III / 1, Ankara 1982, s.413. 27 Nuri Adıyeke, “Girit Sava ları ve Birle ik Hıristiyan Orduları”, Türkler, c.9, Ankara 2002, s.741; Geni bilgi için bk. Ersin, Gülsoy, Girit’in Fethi Ve Osmanlı daresinin Kurulması(1645-1670), stanbul 2004,s.155-157. 28 Adıyeke, é Girit Sava lar…”, a.g.e, c.9, s. 743. 25 TAED 40, 2009, 277-315 giden Müteferrika Süleyman A a ile ili kiler normalle meye ba layacak,29 bir daha padi ahın dü manlarıyla birlik olmamak artıyla Fransızlara eski ticaret ayrıcalıkları tanındı.30 Sultan IV. Mehmed tarafından 1673 yılında verilen altıncı kapitülasyonlar Fransa’nın Osmanlı topraklarında ya ayan Katolikleri himayesine izin vermi ti. Ayrıca gümrük resmini de %5’te 4’e dü ürmü tü.31 XIV. Louis, Habsburglar, Osmanlılar sava halinde iken Avusturya’ya saldırdı(1688). Bu yüzden Fransa Kralı, Avrupalı devletlerce kınandıysa da, davranı ları genelde devlet i lerinin bir parçası olarak kabul edildi. Fakat, XIV Louis’in kararı, Osmanlı-Batı Avrupa ili kilerinde devletlerarası sistemin evriminde bir dönüm noktası ve respublica Christiana idealinin nihaî iflasının i areti olarak kabul edildi. Fransa Kralı politikasını birden bire de i tirmi ti. Daha birkaç yıl önce St.Gothard(1664)’da Habsburglara, Osmanlı kuvvetlerine kar ı yardımcı olmak için asker yollamı , aynı ekilde Girit’te Osmanlılara kar ı sava an Venedik’e yardım etmi ti. Onun için, 1688 yılı, raison d’etat (hikmet-i hükümet) varlı ının yanı sıra, Osmanlıların Avrupa güçler dengesinde daha görünür bir role sahip olu unun ve respublica Christiana’nın ortadan kalkı ının çok açık bir i aretiydi.32 Prens Eugene’nin, Osmanlıları Zenta’da bozguna u ratması(11 Eylül 1697), mparatorlu u bir anda savunmasız bırakmı tı. Osmanlılar artık barı istiyorlardı. Padi ah ordunun ba ından ayrılıp Edirne’ye dönmü tü. Köprülü ailesinin di er bir üyesi, Amcazâde Hüseyin Pa a, en iyi barı artlarının kopartılabilmesi amacıyla sadrazam yapıldı. mparatorluk gerçekten son derece güç durumdaydı. Muharebelerde çok sayıda insan kaybının yanında, açlık, hastalık, enflasyon ve ba ı bozukluk alıp yürümü tü.33 Bu ihtiyatlı görü ün kar ısında, kaybedilen topraklar Osmanlı egemenli ine alınmadan barı imzalanmasına kar ı çıkanlar da az de ildi. Sava yanlılarının görü üne göre, Osmanlı Devleti sava ın ilk 5-6 yılında büyük kayıplara u ramı tı gerçi, fakat 1690’dan beri durum de i mi ti. Nitekim, Avrupalı müttefiklerin en kuvvetlisi olan Avusturya, Fransa ile de sava maktaydı. Osmanlılar sava ı devam ettirirse, Avusturya’nın iki cephede mücadele etmek zorunda kalaca ını, böylece 29 M.Alaeddin Yalçınkaya, “ Osmanlı Devleti’nin Dı Politikası Zitvatorok’tan Küçük Kaynarca’ya (1606-1774)”, Türk dı Politikası Osmanlı Dönemi, c. 2, Edt: Mustafa Bıyıklı, st. 2008, s.35. 30 Shaw, a.g.e, s.292. 31 Çufalı, a.g.m, TY, Aralık 1999-Ocak 2000, s. 157; Rifat Uçarol,%5’ten %3’e dü ürüldü ünü belirtmektedir. Bk,Siyasi Tarih(1789-1994), stanbul 1995,s.51; XIV.Louis, 1673 Kapitülasyon Antla masının yenilenmesi sırasında, elçi Kont de Feriol’a gönderdi i talimatında: “Her elçinin ba lıca itina göstermesi gerereken husus, bütün Osmanlı mparatorlu u’nda dini ve ticareti korumak ve kollamaktır.” Bk,Veinstein, a.g.e, s.387. 32 Donald Quataert, Osmanlı mparatorlu u 1700 – 1922, Çev:Ay e, Berktay, st. 2002,s. 137. 33 Shaw, a.g.e, s. 306-307. TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Macaristan’ın tekrar ele geçirebilece ini ileri sürüyorlardı. Osmanlı yöneticileri sava ve barı tezlerini tartı ırken, Fransa sava yanlılarına arka çıkıyordu. Buna kar ılık ngiltere ve Hollanda’nın stanbul’daki elçileri de barı görü ünü destekliyordu. Yani Karlofça Barı ı öncesi Osmanlı Devleti genel Avrupa siyasal dengesi içinde yer alıyordu.34 Karlofça Antla ması’nın imzalanmasında ngiltere ve Hollanda aracı olurken, Fransa barı ı önlemek için gayret sarf ediyordu, fakat bunda ba arılı olamadı. Böylece, Avusturya(Almanlar) ve di er bir çok Avrupa ülkesi için Osmanlılar tehlikeli olmaktan çıkıp, asıl tehlikenin Batı’da Fransa oldu u görülecek ve Osmanlılara kar ı uygulanan klâsik haçlı seferlerinin yerini, artık Osmanlı ticaretinden daha fazla imtiyaz koparma yarı ı alacaktı. Bu dönem, Osmanlıların izledi i dı politikanın yeniden ekillenmesinde de etkili oldu. Nitekim Babıâli nezdinde Fransa, giderek itibarını ve prestijini kaybetmeye ba layacak ve bu bo lu u ngiliz ve Hollandalılar dolduracaklardır. Hatta Levant ticaretinde, a ırı derecede üstün bir durumda olan Fransa’nın ticaretinde büyük oranda dü ü ler görülecektir.35 3- Karlofça’dan Barı ı’ndan(1699) Fransız htilâli’ne Kadar Geli en li kiler 18. yüzyılda Fransa, spanya, Lehistan, Avusturya Veraset ve Yedi Sene Harpleri ile yıpranmı , kıtadaki üstün durumunu artık kaybetmi tir. Bu arada Osmanlı mparatorlu u da, 1683 Viyana ku atmasından beri gerilemekte, buna kar ılık kuzey kom usu Rusya ise, Türkler aleyhine devamlı ilerlemektedir. Bu durumda Fransa, Osmanlı Devleti’nin gelece i ile ilgilenmek zaruretini hissetme e ba lamı tır. Bunun nedeni Fransa’nın Osmanlı Devleti’nde en imtiyazlı devlet durumunda olması ve bundan büyük ticari ve iktisadi menfaatler sa lamasıdır. Osmanlı Devleti’nin gücünün azalması sonucu olarak Rusya ve ngiltere, do uda tehlikeli rakipler olarak ortaya çıkmı lardır.36 Osmanlılar Karlofça’dan Pasarofça’ya kadar diplomatik arenada ve bu sıralarda yapılan müzakerelerde sadece dü man olan Avusturya, Rusya, Lehistan ve Venedik ile de il arabulucu hatta danı man olarak Fransız ngiliz ve Hollanda diplomatlarıyla da çok yakın temas halindeydiler. 34 35 36 Kunt, a.g.e, s. 45-46. Kemal Çiçek, “ II. Viyana Ku atması ve Avrupa’dan Dönü (1683-1703)”, Türkler/ Osmanlı, Edt: H.Celal Güzel, vd. , c. 9, Ankara 2002, s.758- 759. Abdurrahman, Çaycı, Büyük Sahra’da Türk – Fransız Rekabeti(1858 – 1911), Erzurum 1970, s.7-8. TAED 40, 2009, 277-315 18.yüzyılın ba larında Rusya, Avusturya-Venedik’le yapılan sava lardan sonra, Osmanlı mparatorlu u’nun batı sınırlarında ve Batı Avrupa’da barı hüküm sürüyordu.37 Bu barı ortamından yararlanmak ve Fransa ile dostlu u kuvvetlendirmek maksadıyla, Osmanlı Hükümeti Çelebi Mehmed Efendi’yi, Fransa’ya gönderdi.38 Bu durum,Avrupa devletleriyle ili kilerde yeni bir dönemin ba langıcıydı. Artık Padi ah, Avrupa hükümdarlarına yalnızca sava nedeniyle elçiler göndermiyordu. Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi’nin 1720’de Paris’e gitmesinin nedeni, Padi ah’ın Fransa’ya Kudüs’teki Kutsal Lâhit Kilisesi’nin tamiri için izin verdi ini bildirmekti. Bu bilgi aslında böylesine büyük bir olay haline getirilmeden, stanbul’daki Fransız elçisi aracılı ıyla verilebilirdi. Fakat, bu görev sadece bununla sınırlı de ildi. Sadrazam Damat brahim Pa a, Çelebi Mehmed Efendi’ye verdi i talimatında, “kaleleri ve fabrikaları gezmesini, medeniyet ve e itim araçlarını ayrıntılı olarak incelemesini, bunlardan Osmanlı Devleti’nde uygulamaya uygun olanları bildirmesini” istemi ti.39 Viyana Bozgunu ve Karlofça’da sonra kaybedilen toprakları geri almayı dü ünen Osmanlı devlet adamları, askeri alanda yaptıkları reformlarda Avrupalı uzmanlardan yararlanmak için büyük çaba harcamı lardır. Gerçekten de, bir kısmı Osmanlılara sı ınan ve bir kısmı da Fransa ve sveç ba ta olmak üzere Osmanlı hizmetine giren Avrupalılar, donanma, topçu birlikleri ve istihkâm alanlarında Avrupa usûlünde yenilikler gerçekle tirerek Osmanlıların yenile mesinde rol oynamı lardır.40 Barı ı ön plânda tutan Damat brahim Pa a, Pasarofça Antla ması’nın imzalanmasını takiben, kuzeyde Rus- sveç sava ında tarafsız kalaca ına dair Çar I.Petro’ya güvence verdi i gibi, Kırım Tatarlarının Lehistan’a saldırmayaca ına dair Lehistan ve Avusturya ile antla malar yaptı. Öte yandan, Kırım Tatarlarını da Rusya ile sava a yol açacak hareketlerde bulunmamaları için baskı altında tuttu.41 Fakat, Kafkasya’da Rusların Hazar Deniz’inin batı sahillerine oldu u kadar güney Kafkasya’da da etkili olmaya çalı maları, Rusya ile Osmanlı Devleti arasında sava tehlikesinin belirmesine yol açtı. Ancak burada diplomasi üstün geldi ve 1724’te Fransız görü mecilerin aracılık etmesiyle kuzey Batı ran, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında payla tırıldı ve böylece sava ın önüne geçilmi oldu.42 37 Finkel, a.g.e, stanbul 2007, s.304. Uzunçar ılı, a.g.e, c.IV / 2, s.205. 39 Finkel, a.g.e, stanbul 2007, s, 304. 40 Yalçınkaya, “ Osmanlı Devleti’nin…”, a.g.e, c.2, s.79. 41 Yalçınkaya, “XVII.Yüzyıl: Islahat, De i im ve Diplomasi Dönemi(1703-1789)” Türkler/ Osmanlı, Edt: H.Celal Güzel, vd., c.12, Ankara 2002, s. 485. 42 Hasan, ahin, “ Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya Yönelik Dı Politikası(18.Yüzyıl)”, Türk Dı Politikası Osmanlı Dönemi, c.2, Edt: Mustafa, Bıyıklı, stanbul 2008, s.288. 38 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Osmanlı hükümeti, 1733 Lehistan krallı ı mücadelesinde, Rusya ve Avusturya’ya kar ı Fransa’nın ısrarla sava a katılması yönündeki tekliflerine ra men, barı ı korumak dü üncesiyle buna sıcak bakmadı. Buna kar ılık, Lehistan meselesini büyük ölçüde halleden Rusya ve Avusturya, Osmanlılar üzerinde bir toprak payla ımı anla ması yapıp sava a hazırlandılar.43 Fransa ba bakanı Kardinal de Fleury 17 Ekim 1737’de sadrazama gönderdi i bir mektupta, Devlet-i âliye ile Rusya arasında çıkmı olan harpte, Avusturya Rusya’nın tarafında yer alırsa, Fransa’nın da silâha sarılarak Osmanlı Devleti’nin yanı ba ında yer alaca ını Avusturya imparatoruna gere i anlatıldı ından barı ı bozamaması yönünde bilgi veriyordu. Fakat Fransa bu tahmininde aldandı; zira çok geçmeden, sözde Osmanlı Devleti ile Rusya arasında aracılık yapan Avusturya Rusya’nın yanında sava a katıldı. Osmanlı Devleti’ne teminat vermesine kar ılık Fransa Ba bakanı bu sava ta tarafsız kalmayı tercih etti.44 Egemenli ini Kırım ve Karadeniz’e dökülen nehirlerin sahalarına yayıp, çok uzun süreden beri Rus toplumunu altüst eden Tatar akınlarını önlemek ve Karadeniz’i bir Rus gölü haline getirmek emelinde olan Rusya, bu ittifak’a dayanarak Osmanlı Devleti’ne 1736’da sava açtı.45 Avusturya da bir müddet Osmanlıları oyaladıktan sonra, ansızın Osmanlı topraklarına saldırdı. Osmanlı kuvvetlerinin Avusturya kar ısındaki sürekli ba arıları Habsburgları a ırtmı tı.46 Bu sava ta, Ruslarla yapılan mücadelede ba arı elde edilememesine ra men, Nemçe mparatoruna kar ı kazanılan zafer ve Belgrat kalesinin geri alınması, Türkiye’nin askeri muvazenedeki dengeyi sa lamasına imkân sa lamı tı.47 Zor durumda kalan Avusturya barı a yana tı ve Osmanlı kuvvetleri tarafından geri alınan Belgrat’ta, Fransa’nın aracılı ıyla bir antla ma imzalandı(1739).48 Avusturya’nın barı antla ması yapması üzerine, korku ve pani e kapılan Rus kumandanı Münih, 3 Ekim 1739’da Fransızların aracılı ını ve barı teklifini kabul etti ve temsilcisini Belgrat’a gönderdi. Burada imzalanan kinci Belgrat Antla ması’yla,49 Ruslar aldıkları yerleri terk etmek zorunda kaldılar. Osmanlılar, umulmadık büyük bir ba arı ile bu sarsıntıyı atlatmı oluyorlardı. Böylece Osmanlılar, bu mücadeleyi takiben uzun bir barı ve “rehavet” dönemine girme imkânı bulacaklardı.50 43 Yalçınkaya, “ Osmanlı Devleti’nin..”, a.g.e, c.2, 2007, s.61-62. Cemal Tukin, Osmanlı mparatorlu u Devrinde Bo azlar Meselesi, stanbul 1947, s.46-47. 45 Shaw, a.g.e, s.331. 46 Emecen, “Kurulu tan Kaynarca’ya”, a.g.e, s.61. 47 Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Ankara 1987, s.23. 48 Emecen, “Kurulu tan Kaynarca’ya”, a.g.e, s.60. 49 Yalçınkaya, “Osmanlı Devleti’nin…”,a.g.e, s.63. 50 Emecen , “Kurulu tan Kaynarca’ya”, a.g.e, s. 61. 44 TAED 40, 2009, 277-315 Fransız elçisi De Villneuve’un, Avusturya ve Rusya ile Belgrat Barı antla malarının imzalanmasında ba arılı aracılık rolü dolayısıyla, Osmanlı Devleti nezdinde itibarı arttmı tı. Gerçekten Türkiye için nispeten uygun artları içeren bu anla malar, yalnız Vilneuve’nin aracılı ı ile de il, aynı zamanda Fransa’nın teminatını da içeriyordu. Aslında Fransız elçisinin en büyük ba arısı, bu hizmetlerine kar ılık kendi ülkesinin siyasi, iktisadi ve ticari çıkarlarını korumaya ve geni letmeye yönelik, 28 Nisan 1740’da Osmanlı Devleti’yle Kapitülasyon Antla ması’nı ba arılı bir ekilde imzalaması olmu tur.51 Bu anla ma ile, eskiden Padi ahın hayatı boyunca geçerli olan kapitülasyonlar, 1740’dan itibaren daha kapsamlı ve devamlı hale getirildi.52 Ancak, de i ken ve koordinasyonu bozuk Osmanlı pazarını kontrol etmenin imkânsızlı ı nedeniyle Fransa, yeni ayrıcalıklarından tam olarak faydalanamadı.53 Bununla birlikte, Fransa’nın 18.yüzyıldaki ihracat hamlesi, 1740’lar ile 1780’ler arasında Mısır’ın Fransız kuma ı ithalatının yedi kat artmasına neden oldu. 1783’e gelindi inde, Mısır’ın Fransa ticaretinde denge, di er Osmanlı eyaletleriyle ticaretindekinin tersine, Mısır’ın aleyhine de i meye ba lamı tı. Ayrıca Fransa,Tunus ve Cezayir’in de ticaretlerine egemendi.54 Osmanlı mparatorlu u’nun parçalanma sürecine girmesiyle, Rusya’nın Osmanlı aleyhine büyümeye yönelik politikalarını bilen Fransa, Osmanlı ülkesindeki çıkarlarını korumak ve daha fazla imtiyaz elde etmek istemekteydi. Fransa, Osmanlı mparatorlu u’nu dü manlarına kar ı askeri yönden kuvvetlendirmek gere ini bildi inden dolayı bir ıslâhat ekibini Osmanlı ülkesine göndererek ıslâhat yapmak istemi ti. Fakat Osmanlılar, buna sıcak bakmadı. Bunda, Yedi Yıl Harpleri arifesinde Fransa ile Avusturya arasında bir yakınla ma olması etkili oldu.55 Esasen Fransa’nın yardım siyaseti, ba langıçta Osmanlı Devleti’ni Rusya’ya kar ı askeri anlamda güçlendirme, fakat aynı zamanda Osmanlı mparatorlu u’nun Akdeniz ve Karadeniz kıyı bölgelerinde ticari üstünlü ünü sa lamla tırma gibi iki amaç güdüyordu. Bu dönemde Fransa’nın rakibi olan ngiltere’nin Akdeniz’deki çıkarları henüz siyasi bir nitelikte de ildi. Onun Okyanuslarda a ırı geni lemeleri, Fransa aleyhine olacak ekilde yürüdü ünden özellikle Do u Akdeniz, Mısır ve Ege bölgeleri Fransa için yeni bir önem kazanmı tı. Fransa diplomasisi bu bölgelerde üç amaç üzerine yo unla tırılmı tı: kapitülasyon imtiyazlarının geni letilmesi; Avusturya’nın Akdeniz’e, Rusya’nın 51 Yalçınkaya, “Osmanlı Devleti’nin…”, a.g.e, s.64. Niyazi Berkes, Türkiye’de Ça da la ma, Ankara, 1973, s.71; Çaycı, a.g.e, s.8. 53 Finkel, a.g.e, s.322-323. 54 nalcık, a.g.e, c.I, s. 856. 55 Yalçınkaya, “ De i im ve Diplomasi” a.g.e, c.12, s.500. 52 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Karadeniz’e çıkmasının önlenmesi; Katolik müesseselerinin propaganda faaliyetlerine kar ı konan kısıtlamaların kaldırılması. Birinci amacına 1740 Antla masıyla ula tı ve bu antla ma di er Avrupa ülkelerine de model oldu. Ancak bu Osmanlı ülkelerinde ekonomik kalkınma imkânını o zamandan yok eden bir eylem oldu.56 18.yüzyılın ikinci yarısının son çeyre ine kadar atanan dirayetli elçiler döneminde Osmanlı-Fransız ili kileri dostane geçmesine ra men, Fransa Türkiye’ye ciddi bir yardım yapmaktan daima kaçınmı , Türkiye’deki ticari menfaatleri ve dini ilgilerinin gerekleri nispetinde, ona diplomasi alanında yardımcı olmu tur.57 Nitekim, Lehistan meselesi yüzünden çıkacak sava ta bunu bütün açıklı ı ile görmek mümkündür. Rus Çariçesi II.Katerina’nın, eski gözdesi Stanislas Ponyatowski’yi Lehistan tahtına oturtma gayretlerinin, Podolya’da Bar kasabasında toplanan milliyetçi direni konfederasyonunun tepkisine yol açması58 ve iç çatı mayı beraberinde getirmesi kar ısında, Rusya askerlerini Lehistan’a soktu. Osmanlı Devleti tampon bir devlet olarak gördükleri bir ülkede Rus askeri gücünün yayılmasından telâ a kapılmı tı. Bu sırada durumu yakından takip ve Rus saldırganlı ından endi e eden Fransa, müttefiki Osmanlı Devleti’nin yanında yer almaktan ziyade, onu sava a tahrik ediyordu.59 Leh milliyetçilerinin Osmanlı Devleti’nden yardım istemesi, Kırım Han’ı ile Fransa’nın da Rusya’ya sava açılması yönündeki tahrikleri sonucu, Osmanlılar sava a itildiler( 4 Ekim 1768).60 Kaynarca Antla ması’nın(1774) Kırım’ın istiklâlini, kendisine ilhak etmek için ilk adım olarak gören Rusya’nın , ahin Giray’ı bir Rus ordusu ile Kırım’a gönderip han tayin etmesi ve buna kar ılık Osmanlı Devletinin Rusya’ya sava açmaya karar vermesi kar ısında, Fransa, 1778’de “Aynalıkavak Tenkihnâmesi”nin imzalanmasında aracılık edip, sava ı önlemeye çalı makla yetindi.61 Bu anla manın imzalanmasından sonra, Rusya ile Avusturya arasında Osmanlı mparatorlu u’nu parçalamayı öngören bir plân(Grek Projesi) hazırlanmı tı. Bu plân, ancak ngiltere ile Fransa muhalefet etmedi i takdirde geçekle ebilirdi. Paris Barı Antla ması 1783’de Amerika Sava ı’na son verdi inden, Fransa ile ngiltere arasında ili kiler de düzelmi ti. Artık iki batı devletinde tepki meydana getirmeksizin Osmanlı mparatorlu u’nu parçalamak 56 Berkes, a.g.e, s.71. Soysal, a.g.e, s.22. 58 Shaw, a.g.e, s.336. 59 sabel de Madariaga, Çariçe Katerina Ça ının Sınırlarını Zorlayan Kadın, Çev: Mehmet Harmancı, stanbul 1977, s.35. 60 Shaw, a.g.e, s. 336. 61 Tahsin Ünal, Türk Siyasi Tarihi, stanbul 1974, s.94. 57 TAED 40, 2009, 277-315 söz konusu olamazdı.62 Bununla birlikte Fransa, bu projeye hiçbir tepkide bulunmamı tı. Çünkü, o sıralar Fransa hükümeti, Rusya ile bir ticaret anla ması imzalayarak, o zamana kadar ngiliz tekelinde bulunan Batlık ve imal denizleri ticaretine ortak edildi i gibi, Grek Projesi de, Suriye ile Mısır’ın Fransa’ya pe ke çekilmesini öngörmekteydi.63 18.yüzyıl sonlarında, ark Meselesi(Do u Sorunu) ile yakından ilgilenen ve Osmanlı mparatorlu u’nu parçalamak isteyen devletler Rusya ve onu yalnız bırakmak istemeyen Avusturya’dır. Batı’nın iki büyük devleti olan ngiltere ve Fransa ise aralarında çıkan müstemleke sava larıyla me gul olduklarından, ark meselesiyle u ra acak halde de illerdi. Di er taraftan ngilizlerin “Do u Sorunu” üzerinde kesin bir fikirleri yoktu. Çünkü do udaki menfaatleri henüz ortaya çıkmı de ildi. Ancak yedi yıl önce Fransız sömürgesi olan do u Hindistan’ı zapt etmi ler ve ngiliz Kumpanyası’nın hakimiyeti dört seneden beri orada yerle mi ti. Hindistan imparatorlu unu tehdit edecek olan dü man, ngilizlerin nazarında Fransa idi.64 18.yüzyılın sonlarına, yani yakın ça ın ba larına gelindi i sıralarda, Osmanlı mparatorlu u’nun dı siyasetinin olu masında, geli mesinde ve yönlenmesinde Avrupa büyük devletlerinin etkisi artmı tı. Bu nedenle Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri arasındaki ili kiler, mparatorlu un varlı ı ve gelece i yönünden daha büyük önem kazanmı tı. Do u Sorunu Çerçevesinde meydana gelen bu ili kilerde ise, önemli rol oynayan ve a ırlı ı gittikçe artan ba lıca büyük devletler Fransa, ngiltere, Avusturya ve Rusya idi.65 II.Fransa htilâli’nden Paris Barı ı’na(1856) Kadar Geli en li kiler 1- htilâl Hükümetleri ve Napolyon Devri Büyük Fransız htilâli sırasında Babıâli, eski ve yeni rejim taraftarlarına kar ı taraf-sız bir tavır takınmı tır.66 Fransız ihtilâl’i patlak verdi inde, Osmanlı Devleti, Rusya ve Avusturya ile sava halindeydi. Prusya, Avusturya’ya saldırıya 62 Jacques Pirene, Büyük Dünya Tarihi, c.2, Çev: Nihat Önel–Beslan Cankat, stanbul 1972, s.912. Dani mend, a.g.e, c.4, s.65. 64 Cevdet Küçük, “ ark Meselesi Hakkında Önemli Bir Vesika”, Tarih Dergisi, Sayı:32, stanbul 1979, s.608; Kemal. H Karpat, ark Meselesi’nin do u unu u ekilde açıklamaktadır :“17. Yüzyılda, Osmanlı klâsik dünindeki de i ikli in niteli i konusundaki bir ölçü de bir karga a ve belirsizlik ya andı. Bu duruma bir çare bulmak hususundaki yetersizlik Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla sonuçlanırken, öte yandan Batı Avrupa güçlü bir ekonomik varlık olarak ortaya çıktı ve Rusya’nın askeri gücü de arttı.Do u Sorunu i te bu ekilde do du.” Bk. slâm’ın Siyasalla ması, Çev: iar Yalçın, stanbul 2004, s.21. 65 Rifat Uçarol, Siyasi Tarih(1789-1994), stanbul 1995,s.50. 66 Çaycı, a.g.e, s.8; Geni bilgi için bk. Karal, a.g.e, s.22-25. 63 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ hazırlanıyordu. Ancak Fransız htilâli, bu devletleri aralarındaki anla mazlıklara son vererek, Fransa’ya kar ı birle tirdi. Fransızlara kar ı, Fransa’nın kom usu olan devletlerin olu turdu u ittifaka, daha sonra Avrupa’nın di er devletleri de katıldı. Bu devletlerle Fransa arasında yapılan sava lara (1792-1815), tarihte htilâl Sava ları veya Koalisyon harpleri denilmektedir.67 1792’de Osmanlı-Rus sava ı biterken, Fransa’da krallı ın çökü üyle tetiklenen Avrupa çapındaki çatı maların ilki ba lıyordu. 1793’te Büyük Britanya, Avusturya, Prusya ve bir dizi küçük devletin cumhuriyetçi Fransa’ya kar ı ittifak yaptı ı sava patladı ında, Osmanlılar, uygulamalardan ciddi farklı bir tutumla tarafsız kalacaklarını ilân ettiler. Prusya’nın stanbul elçisi, Reisülküttâb Mehmed Ra id Efendi’yi mparatorluktaki Fransızların devrimi simgeleyen kokartları takmalarını yasaklamaları için iknaya çalı ması bir sonuç vermedi. Nitekim Reisülküttâb, Fransızların giyimlerine karı manın kapitülasyonlarla yasaklandı ını belirterek, Osmanlı Devleti’nin Fransa ile ili kilerinin – devletin krallık ya da cumhuriyet olmasına bakılmaksızın – de i medi ini ima ediyordu. “Birinci Koalisyon“ diye bilinen güçlerin tüm çabaları bu tutumu de i tiremedi.Osmanlılar ilk defa konumlarını, Avrupa uluslar arası yasasında yürürlükte olan, fakat eriatta-hatta onun Osmanlı yorumunda bile- yeri olmayan bir kavramla tanımlıyorlardı.68 General Bonaparte’ın Kuzey talya’da Habsburglara kar ı yürüttü ü ba arılı seferin sonucu olarak Fransa’nın 1797 Ekim’inde, Ege adalarını ilhak etmesi, Osmanlı-Fransız ili kilerine a ır bir darbe indirecekti. Bu durum, stanbul’da Fransa’nın Do u’da daha da yayılması ve Girit ile Yunanistan’da Fransız faaliyetlerinin yolunu açan bir geli me olarak görülecekti, ki bu görü haksız da de ildi. A ustos ayında Be ler Heyeti’ne (Konsül Heyeti) gönderdi i raporda Bonaparte, Fransa açısından Zanta ve Kefalonya’nın talya’nın tümünden daha de erli oldu unun altını çiziyordu.Adaların önemi, Osmanlı mparatorlu u’nu takviye etmek veya imparatorluk çökerse, kalıntıları ya malamak için Akdeniz’de üs sa lanmasında yatıyordu. Bonaparte, daha imdiden Yunanistan’daki ayan ile ili ki kurmaya ve Mısır’ı i gâl etme fikriyle hareket etmeye ba lamı tı. 1797 yazında, Do u’da Fransız tüccarlarına ayrıcalık tanıma ve Karadeniz’i Fransız gemilerine açma kar ılı ında Ege adalarının verilmesini öngören teklif, Osmanlı Hükümeti’ni büyük endi eye sevk etmi ti.69 Fransız kuvvetlerinin bütün kuzey talya’yı kontrol altına alması üzerine, Avusturya Napolyon’la, 17 Ekim 1797’de , Campo Formio barı ını imzalamak 67 Uçarol, a.g.e, s.20. Finkel, a.g.e, s.352-353. 69 M. Smıth Anderson, Do u Sorunu 1774-1923, çev: dil, Eser, stanbul 2001, s.42. 68 TAED 40, 2009, 277-315 zorunda kaldı. Napolyon, Direktuar hükümetinin kendisine verdi i talimatı bir kenara atıp, kendi görü lerine göre bir barı yapmı tı.70 Campo Formio barı antla ması, Osmanlı- Fransız ili kilerinde bir dönüm noktası olmu tur. O zamana kadar Osmanlı mparatorlu u ile ortakla a sınırı bulunmayan ve bundan dolayı da bu imparatorlu un muhtemel bir yıkılı ında rol oynaması güç olan, fakat ticari nüfuzunu korumak ve geli tirmekten ba ka bir emeli olmayan Fransa, bu antla ma ile Osmanlı mparatorlu u’nun sınır kom usu olmu ve böylece bir payla maya aktif olarak katılabilecek bir duruma gelmi ti.71 Nitekim Napolyon, Yedi Ada’ya yerle tikten sonra, özellikle Yunanlılara ve Balkanlara yönelen milliyetçilik tahriklerini oldukça hızlandırmı tı. Mısır seferini kolayla tırmak için Osmanlı Devleti’nin ba ına bir Mora ayaklanması çıkarmak istemi ve bu hususta komutanlarına gerekli talimatı vermeyi de ihmal etmemi ti.72 Asya ve Afrika’daki Avrupa imparatorluklarının hakimiyeti henüz do rudan do ruya Ortado u’ya müdahale edecek durumda de ilse de, bölgenin stratejik yollarındaki Batı ilgisi giderek artmaya ba lamı tı. Fransa’daki devrim ve Napolyon sava larının global niteli i bu dü üncelere bir i lerlik kazandırdı. ngiliz ve Fransızların birbirleriyle mücadelesi ve bu iki ülkenin de Ruslara kar ı duydu u kaygı, Batı müdahalesini Ortado u’nun merkezine ta ıdı. Türkler artık Avusturya ve Rusya ile de il, aralarında ngiltere ve Fransa’nın da bulundu u dört devletle u ra mak zorundaydılar.73 Avrupa’nın karı ık ve oynak diplomatik olaylarını zamanında takip etmek için gerekli haberle me ve enformasyon araçlarından ve kanallarından yoksun olan III.Selim’in Fransız yanlısı diplomasisine en büyük darbeyi indiren olay, Napolyon’un ansızın Mısır’ı i gâli oldu.74 Küçük Kaynarca Barı ı’ndan sonra Osmanlılar, Batılı devletlerle barı içinde ve en iyi dostluk münasebetleri ortasında olsa bile, hiçbir hukukî ba gözetilmeden üzerine saldırılması caiz görülen milletlerden sayılıyordu.75 Mısır’ın, Fransa gibi güçlü bir devletin eline geçmesini ve Do u Akdeniz’de hakimiyet kurmasını istemeyen Rus hükümeti, Napolyon’un sefer hazırlıklarını Osmanlı hükümetine bildirdi, ayrıca, Osmanlı-Rus donanmasının mü tereken buna engel olmasını teklif etti. Napolyon’un Mısır’ı i gal etmesi kar ısında bu teklif kabul edildi ve Ruslarla 23Aralık 1798’de bir ittifak 70 Fahir Armao lu, 19.Yüzyıl Siyasî Tarihi ( 1789-1914 ), Ankara 1997, s.54. Co kun Üçok, Siyasal Tarih, Ankara 1967, s.99. 72 Fahir Armao lu, Siyasi Tarih, Ankara 1964, s.97. 73 Bernard Lewis, Ortado u Hıristiyanlı ın Do u undan Günümüze Ortado u’nun 2000 Yıllık Tarihi, Çev: Mehmet, Harmancı, stanbul 1996,s.221. 74 Berkes, a.g.e, s.109; gâl ve harpler konusunda geni bilgi için bk. E.Z, Karal, a.g.e, s.36-42. 75 Nikola Yorga, Osmanlı Tarihi 1774-1912, c.V, Çev: Bekir Sıtkı Baykal, Ankara 1948, s.7. 71 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ anla ması imzalandı.76 Mısır’ın Fransızlar tarafından ele geçirilmesi, Osmanlı yöneticilerine Batı’nın yardımı olmadan daha fazla ya ayamayaca ını gösterdi. Bu nedenle onlarla ili kilerini geli tirmek için çabalarını artırdılar.77 Osmanlı Devleti, bu ekilde kendi bütünlü ünü tehdit eden Fransa’nın kar ısına, aynı bölge ile yakından ilgilenen Rusya ve ngiltere’yi çıkardı ı gibi, 19.yüzyıl boyunca takip edece i denge politikasını da ba latmı oluyordu.78 Risk pe inde ko mak, tuzakların çevresinden dola mak, mantıksız davranmak gibi kendini çevreleyen efsaneler bir yana bırakılacak olursa, Bonapart’ın Mısır’a yaptı ı sefer yeni bir yayılmacılı a geçi i simgeler.79 Bonapart, bu seferle, “ ngiltere’yi ula abildi i bütün do u sömürgelerinden sürecek” ve “Fransa Cumhuriyeti”nin Kızıldeniz’de özgür ve tek ba ına hakimiyetini sa lamak” için Süvey yarımadasında bir kanal açacaktı.80 Napolyon’un Mısır’daki faaliyetleri, Akkâ Kalesi’ni muhasara ederek daha ilerdeki hedefleri ve toprakları da kontrol altına almak istemesi(5 mayıs 1799), Cezzar Ahmed Pa a kar ısında u radı ı ma lubiyet ve Fransa’daki geli meler nedeniyle, Mısır’ı terk edip idaresini generallerine bırakmasıyla sonuçlandı. Müttefiklerin askeri operasyonları üzerine zor durumda kalan Fransızlar barı a razı oldular.81 Sonuçta, Fransız Ba komutanı General Menou ile Türk ve ngiliz komutanları arasında 30 A ustos 1801’de skenderiye sözle mesi imzalandı. Bununla da Fransızlar, 18 eylül 1801’e kadar ellerinde bulunan bütün ehir ve istihkâmları bo altmayı kabul ettiler.82 Bu sonucu ne Mısırlılar ne de Türk egemenleri sa lamı lardı. Mücadele Fransız ve ngiliz güçleri arasındaydı. Yerel unsurlar, onlara kıyasla küçük bir rol oynamı lardı. Fransızların Mısır’a geli i Batılı bir devletin küçük bir ordusunun bile Ortado u’nun önemli topraklarından birine girip kolaylıkla i gâl edebilece ini göstermi ti. Bu olay, Fransızları sadece bir ba ka batılı gücün çıkarabilece ini de gözler önüne sermi ti. Bu ilerde çok vahim sonuçlar do urabilecek bir duruma i aret eden bir çifte dersti.83 76 Geni bilgi için bk. Cemal Tukin, Osmanlı mparatorlu u Devrinde Bo azlar Meselesi, stanbul 1947,s. 68-88.. 77 Turgut I ıksal, “XVIII.Yüzyıl Sonunda Ortado u’da Fransız- ngiliz Çatı ması ve Osmanlı mparatorlu u”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi , Sayı: 25, Ekim 1969,s.41. 78 Armao lu, a.g.e, 1964, s.36-37. 79 Marc Ferro, Fetihlerden Ba ımsızlık Hareketlerine Sömürgecilik Tarihi, Çev: Muna Cedden, stanbul 2002, s.121-122. 80 Anderson, a.g.e, s. 43-44. 81 Beydilli, “Küçük Kaynarca’dan Yıkılı a” a.g.e, s.77. 82 Uçarol, a.g.e, s. 90. 83 Lewis, a.g.e, s. 221. TAED 40, 2009, 277-315 Bu seferin en önemli sonucu Osmanlı-Fransız ili kilerinin kopması ve Fransa’nın dü manları Rusya ve ngiltere ile bir dostluk anla ması imzalanması oldu. Divan’ın Fransız yanlısı üyeleri tutuklandılar, imparatorluk topraklarındaki Fransız ticari mallarına, mülklerine el konuldu ve böylece Fransa yüzyıllar boyunca kurabildi i Ön Asya’daki durumundan mahrum kaldı.84 Öte yandan, Fransızların Mısır’ı i gâl edip, sonra Suriye üzerine sefer açması, her eyden önce Osman mparatorlu u’nun sınırları dahilinde yüzyıllardan beri sakin bir bölge halinde bulunan Do u Akdeniz’de di er bir deyimle Ortado u’da, sükunetin bozulmasına neden oldu. Ayrıca, bölgede çıkar uman büyük devletleri Do u Akdeniz’e müdahale eder hale getirdi. Bu da, zaman içinde yeni sorunlara yol açtı ve konuya devletlerarası bir nitelik kazandırdı.85 Nitekim, Mısır’ın Fransızlardan kurtarılmasında hizmeti görülen ngiltere’nin, Mısır i lerinde Osmanlı Devleti’nin nüfuzunu kırarak, Hint yolu üzerinde önemli bir mevkide bulunan Akdeniz ve Afrika siyasetinde dahi fonksiyonu pek büyük olabilecek bu mıntıkayı kendi nüfuzu altında bulundurmaya karar verdi ine önemli istihbarat edinilmi ti.86 Esasen Fransızların Mısır’dan çekilmesi, Osmanlı-Rus ve Osmanlı- ngiliz antla malarının karakteri üzerinde büyük tesir yaptı. Osmanlı Hükümeti, ngilizlerin Mısır’da yerle mek niyetinde olduklarına dair bilgi edinmi ti. Ruslar da Yedi Yunan adalarında ve temasta bulundukları Rumlar arasında milliyetçilik propagandası yaptıkları bir sır olmaktan çıkmı tı. Bu itibarla Fransız tehlikesinin bitti i andan itibaren Osmanlı mparatorlu u için Rus ve ngiliz ihtirasları tehlikeli bir karakter almı oluyordu. Babıâli, her ihtimale kar ı, tekrar Fransa tarafına kaymanın faydalı olaca ını dü ündü.87 Nitekim bu dü üncelerle, 25 Haziran1802’de Paris Barı Anla ması’nı imzalayarak Fransa ile ili kilerini düzeltmeye çalı tı. Dikkat çekicidir ki, bu barı anla masının ilk maddeleri, Fransa’nın, Osmanlı mparatorlu u’nda imdiye kadar sahip oldu u bütün kapitülasyon haklarının aynen devam edece ini belirtmekteydi. Napolyon buna çok önem vermi ti. Di er taraftan, bu anla ma ile Osmanlı Devleti ve Fransa, birbirlerinin toprak bütünlüklerini kar ılıklı olarak garanti etmekteydiler. Fransa ile ili kilerini düzelten Osmanlı Devleti’nin kar ısına bu sefer de, A ustos 1804’te kendisini imparatorlu unu ilân eden Napolyon’un unvanının tanınması sorunu çıktı. Osmanlı hükümeti, Napolyon’un yeni rejimini tanımak istiyordu. Lâkin, ngiltere ve Rusya, Osmanlı Devleti’nin, Napolyon’un 84 Shaw, a.g.e, s.363-364. Uçarol, a.g.e, s.92. 86 Yusuf Akçura, Osmanlı Devletinin Da ılma Devri (XVIII. ve XIX.asırlarda), Ank. 1988,s. 87-88. 87 Karal, a.g.e, s.43. 85 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ mparator unvanının tanımak iste ine iddetle kar ı çıktılar.88 Fransa’ya kar ı duyulan ortak korku hem Londra’da hem de St.Petersburg’da üphe ve endi eleri arka plâna itecek kadar güçlüydü. 11 Nisan 1805’te Londra’da süren uzun müzakerelerden sonra, ngiliz-Rus ittifak antla ması imzalandı. Bu birlik, Yakındo u’daki durumun sonucu de ildi. Bu ittifakın Fransa’yı Avrupa’ya kar ı tehdit olu turamayaca ı bir duruma getirmek ve gelecekte barı ve istikrar sa layacak ekilde Avrupa sınırlarını yeniden çizmek gibi büyük hedefleri vardı. Ku kusuz Do u Akdeniz’deki durumun, Rus tarafını ittifak içine sokmada rolü vardı; her ne kadar istikrarsız oldu u ortaya çıksa da ngiliz-Rus ittifakının Do u’daki olaylar üzerinde önemli bir etkisi olacaktı. Bu dü üncelerle be ay sonra,yani 23 Eylül 1805 yılında bir antla mayla, Osmanlı mparatorlu u ve Rusya üçüncü ülkelerin saldırısına kar ı i birli i yapmayı kabul ediyordu. Bu antla ma ile Rusya Ege adalarını i gâl edecek ve bu adaların birli ini koruyacaktı. Osmanlı Devleti ise, Fransa ile sava devam etti i sürece Rus sava gemilerinin Bo azlardan geçmesini kabul ediyordu.89 Bununla birlikte Osmanlı Devleti, Avrupa’da ba lamı bulunan Üçüncü Koalisyon Sava ları’na katılmayarak, tarafsızlı ını korumak istemekteydi. Ancak, Osmanlı Devleti iki blok arasında kaldı ından, oldukça sıkıntılı bir durumdaydı. Bu tarihlerde Napolyon, Rusya’yı bir barı a zorlamak için onu güneyden de tehdit etmek üzere, Osmanlı Devleti’ni bu devlete kar ı sava a tahrik etmeye ba ladı. Bu maksatla da, ola an üstü elçi olarak stanbul’a gönderilen Sebastian’a Osmanlı Hükümeti’ni Fransa yanında sava a katılmaya ikna etme görevi verilmi ti. Esasen, 1805 ittifakıyla kendisini Rus baskısı altında hisseden Osmanlı Devleti, Fransa deste ine güvenerek Rusya aleyhine ittifaka aykırı giri imlerde bulundu. 90 Bu durumu bir ültimatom ile protesto eden Rusya, ilânı harp etmeksizin Memleketeyn’i i gal etti.91 Buna kar ılık Osmanlı Devleti, Napolyon’un yardımını sa lamak üzere Fransa nezdinde giri imlerde bulundu. Sonuçta, Fransa’nın da etkisiyle, 22 aralık 1806’da Rusya’ya resmen sava ilân etti. Böylece, Napolyon’un Rusya’yı iki cepheli sava a sokma iste i gerçekle mi oldu.92 Friedland’da, Rusları yenen (14 Haziran 1807) Fransa’nın artık Osmanlı ittifakına ihtiyacı kalmadı ından, Napolyon, Çar Aleksandr ile Tilsit’te görü melere ba ladı ve 7 Temmuz 1807’de onunla bir anla ma imzaladı.93 88 Armao lu, 19.Yüzyıl, s. 87-89. Anderson, a.g.e, s.54. 90 Uçarol, a.g.e, s.96-97. 91 Karal, a.g.e, s. 50-51. 92 Uçarol, a.g.e, s. 98. 93 Shaw, a.g.e, s.371. 89 TAED 40, 2009, 277-315 Ardından Tilsit’te kararla tırıldı ı üzere, Fransa’nın aracılı ı ile, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Slabozia’da bir mütareke imzalandı (A ustos 1807). Osmanlı Devleti, Fransa’nın bu görü melerde kendisini yüzüstü bırakmasını açık bir ekilde gördü ve bunu unutmadı. Osmanlı Devleti sava açarken biraz da Fransa’ya güvenmi ti.94 Öte yandan, 27 Eylül 1808 Erfurt görü melerinde Rusya’yı kendi yanında tutmak isteyen Napolyon, Fransa’nın gerek spanya’da ve gerek di er ülkelerde icra etmi ve edecek oldu u i leri tasdik etmek artıyla Eflak ve Bu dan’ın zaptını ve Rusya’ya verilmesini Çar’a teklif etti. Daha önceki görü melerde oldu u gibi, Rusya’nın taksim meselesinde Bo azlar üzerinde ısrarı üzerine, Napolyon, “bunun kabul edilemez oldu unu, Fransa buna razı olsa bile ngiltere, Avusturya, spanya devletleri ve Almanya’nın bir parçası ile ba ımsızlı ı için ayaklanmı olan Türkistan’ın birle ip son nefeslerine kadar mücadele edeceklerini ve böyle a ır bir meselenin ele alınması için uygun ortamın gözetilmesini belirterek“, Çar’ın bu iste ini reddetti.95 Napolyon ve I.Aleksandr arasında gerçekle tirilen Tilsit Antla ması, Orta ve Batı Avrupa’daki Fransız egemenli ini ve Rus çıkarlarına önayak olunmasını peki tirerek, Avrupa’nın iki esas etki alanına bölünmesini öngörüyordu. Fakat Napolyon, 1807 ve 1812 arasında, Rusların stanbul üzerindeki taleplerini onaylamayı reddederek samimi ortaklı ın temelini sarstı.96 III.Selim döneminde, Fransız devrimi ve Napolyon Sava ları’nın Avrupa’da güç dengesini de i tirdi i hareketli uluslar arası ortamda, yabancı güçler Osmanlı’nın iç meselelerinin kıyısından, potansiyel olarak o zamana kadarkinden çok daha tehlikeli müdahalelerde bulunma imkânı yakaladılar. Rusya ve daha az ölçüde Avusturya batı ve kuzey eyaletlerinde etkinlik göstermeyi sürdürdüler. ngiltere’nin, do uya giden ticaret yollarını koruma ihtiyacı sonucunda Büyük Britanya, Ortado u meselelerine daha çok karı maya ba layınca, Osmanlının kar ısına yeni bir güç daha çıkmı oldu.97 Yeni güçleri sayesinde sadece Fransa ve Rusya de il, genelde bütün Avrupa devletleri sultan ile onun Hıristiyan tebaası arasındaki ili kilere topluca müdahale etmeye ba layacaklardır.98 2-Yunan syanı Kar ısında Fransa’nın Tutumu Bir taraftan Osmanlı Devleti’nin, soysal, iktisadi, fikri, idari ve siyasi zaafı, bir taraftan Avrupa’nın her alanda güçlenmesi, ihtilâl fikirlerinin 94 Armao lu, 19.Yüzyıl, s. 94-95. A.Cevdet Pa a, Tarih-i Cevdet, c.IX, stanbul 1309, s.62-63. 96 Stephen. J. Lee, Avrupa Tarihinden Kesitler 1789-1980, Çev: Sava Aktur,Ankara 1982,s.41. 97 Finkel, a.g.e,, s.158. 98 Albert Hourani, Arap Halkları Tarihi, Çev: Yavuz Alogan, stanbul 1997, s.319. 95 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ sınırlarımız içine girip yayılması, di er taraftan Do u Akdeniz, Ön Asya, Rumeli ve Bo azlarda emeli olan devletlerin devamlı ve sistemli te vik, tahrik ve vaatleri, önce gayrimüslim unsurlar arasındaki ayrılıkçı hareketleri, fikirden fiiliyata geçirmi ti.99 lk ba ımsızlık hareketi 1804’te Sırplar arasında ba gösterdi. 1812’de imzalanan Bükre antla masının ardından hızını kaybetti. Yunan ulusal hareketi ise, stanbul ve Odessa gibi büyük ekonomik merkezlerde olgunla makla birlikte, Rum nüfusun yo un oldu u Mora ve ona yakın adalarda patlak verdi. Hareketi bastırmayı ba aramayan merkezi hükümet, Mısır valisi Mehmed Ali Pa a’yı yardıma ça ırdı.100 brahim Pa a kumandasındaki Mısır kuvvetleri Yunan isyanını ba arıyla bastırmı , Yunanistan Osmanlılar tarafından adeta yeniden fethedilmi ve Rumların ba ımsızlık te ebbüsü neticesiz kalmı tı. Fakat, tam bu sırada ngiltere, Fransa ve Rusya’nın i e karı masıyla durum birdenbire de i mi ve esasında Osmanlı Devleti’nin bir iç meselesi olan Yunan syanı devletlerarası bir mahiyet almı tı.101 Nitekim, Ruslar ve ngilizler sözde brahim Pa a’nın Mora’da yaptı ı zulümlere bir son vermek için St.Petersburg’da görü melere ba ladılar ve 4 Nisan 1827’de Yunanistan’ın özerkli ini içeren bir protokol imzaladılar.102 Yunan geçici hükümetini resmen tanımı olan ngiltere, Rusya ile imzaladı ı St.Petersburg Protokolü gere ince, Osmanlı Hükümetine bir nota vererek, Yunanistan’ın Osmanlı himayesinde ve ona vergi verir, fakat iç i lerinde müstakil bir devlet olmasını teklif etmi ; Fransa ve Rusya da bu teklifi desteklemi lerdi. Fakat Osmanlı Devleti, bu iç i lerine bir müdahale sayarak reddetti.103 II.Mahmud, 1826 Akkerman Konvansiyonu’nu imzalamı ve bunun, Rusya’nın Rum Ortodokslar için bir haçlı seferine kalkı ması ihtimalini kaldıraca ını umuyordu. Halbuki Nesselrode, Yunan Sorunu’yla ilgili olarak ngiliz ve Fransızlarla uzun görü meler yapmı ve bu devletlerle 1827 99 Ünal, a.g.e, s.168. Stefanos Yerasimos, Milliyetler ve Sınırlar Balkanlar, Kafkasya ve Orta-Do u, Çev: irin Tekeli, stanbul 1994, s.55. 101 erafettin Turan, “1829 Edirne Antla ması”, (AÜ;DTCFD), c.IX /1-2 (1951), s.111. 102 Karal, a.g.e, s.117; “Hiç ku kusuz Türk-Yunan ihtilâfının en dikkat çekici ö esi, Osmanlıların i lerine, Rusya ya da Avusturya’nın dı ında, Büyük devletlerinin do rudan müdahalede bulunmasıdır. Daha önce Napolyon’un Mısır Seferi ve ngilizlerin onu izleyen giri imleri, Fransa ile ngiltere’nin,, Hint’e ve Hint Okyanusundaki, ülkelere do ru bir yol alan “Ortado u (Levant)için ilgisini ortaya koymu tu.Bu görünü hep hesapta olmakla beraber, ba kaları da çıkar sahneye. Bunlar da, u ya da bu ülkenin Osmanlı mparatorlu u’na nüfuzunun sızmasıdır.” Bk, Robert Mantran, “Do u Sorunun Ba langıçları (1774 - 1839)”, a.g.e, c.II, s.41. 103 Turan, a.g.m, s.112-113. 100 TAED 40, 2009, 277-315 Temmuz’un Londra’da bir anla maya varılmı tı.104 Nihayet ngiltere, Fransa ve Rusya, tarafları bir ate kese zorlamak-aslında isyancıları kurtarmak- için müdahale etmeye mü tereken karar verdiler. Padi ah bu güçlerin arabuluculu unu geri çevirdi inde, bu devletlere ait filolar, önce Mora’nın batı kıyısındaki Navarin limanında Osmanlı ve Mısır donanmalarını abluka altına aldılar ve ardından 20 Ekim 1827’de her iki donanmayı tamamen imha ettiler.105 Denizcilik tarihimizde “Navarin Faciası” adıyla anılan bu haksız ve hukuksuz saldırı, Osmanlı Devleti tarafından protesto edildi.106 Ardından, 9 Kasım’da Avusturya elçisi aracılı ıyla ngiltere, Fransa ve Rusya’ya bir nota verilerek, bu devletlerin özür dilemesi ve tazminat vermeleri istendi. Buna kar ılık müttefik devletler ise, olaya Osmanlı donanmasının neden oldu unu ve bundan kendilerinin de zarar gördüklerini ileri sürdüler.107 Üstelik, Yunanistan hakkındaki tekliflerinin kabul edilmesi için Osmanlı hükümeti’ne baskı yapmaya ba ladılar ve Arzularına ula amayınca da elçilerini geri çektiler.108 3- Fransa’nın Cezayir’i gali Yeniçeri Oca ı yeni kaldırılmı tı. Rusların, Ordusuz ve donanmasız bir halde bulunan Osmanlı Devleti’ni yıkmak, Bo azlar ile skenderun Körfezi istikametinde ilerleyip Akdeniz’e çıkmak emeliyle devletin en zayıf ve en acıklı bir zamanında giri tikleri sava ın (26 Nisan 1826)109 ba lıca nedenlerini Avrupa te kil etmi tir. Çünkü, Yunan syanı ve Navarin Muharebesi, Ruslara, bu defa Batı devletlerinin müdahale ihtimali olmaksızın Türklerle hesapla maları için önemli bir fırsat vermi ti.110 Sava , Rus ordularının Edirne’ye kadar gelmelerine ve Do u Anadolu’nun i galine imkân sa larken, Mora’da Fransız- ngiliz müdahalesi Yunan davasını zafere ula tırdı. Edirne Antla ması’yla (14 Eylül 1829), Osmanlı Devleti Yunanistan’ın ba ımsızlı ını tanımak zorunda kaldı.111 Esasen 1829 Edirne Barı ı, Rusya’nın ngiltere, Fransa ve özellikle de Avusturya kar ısında kazandı ı bir zafer olmu tu. Bu antla ma ile Çarlık 104 Alan Palmer, Osmanlı mparatorlu u Son Üç Yüz Yıl Bir Çökü ün Yeni Tarihi, Çev: Belkıs Çorakçı Di budak, stanbul 1995, s.107. 105 Erik Jan Zürcher, Modernle en Türkiye’nin Tarihi, stanbul 1995, s.57. 106 M.Tayyib Gökbilgin, “Navarin”, .A, c.IX, stanbul 1983, s.333. 107 Heyet, Mufassal Osmanlı Tarihi, c.V, stanbul 1962,s.2908. 108 Turan, a.g.m, AÜ,DTCFD, c.IX / 1-2 (1951), s.114. 109 M.Fahrettin Kırzıo lu, 1855 Kars Zaferi, stanbul 1955,s.25. 110 W.E.Allen – Paul Muratof, 1828-1829 Türk-Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Ankara 1966, s.23. 111 Kemal Beydilli, “Kaynarca’dan Yıkılı a”, Osmanlı Devleti Tarihi, Edt: Ekmeleddin hsano lu, c.I, stanbul 1999, s.87. TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Rusya’sı, Balkan Slavlarının tartı masız koruyucusu durumuna gelmi ti. Öte yandan, Rusya, Osmanlı Devleti’nin de gerçek koruyucusu rolüne bürünmü tü.Avusturya’nın tutumunda hayâl kırıklı ına u rayan ve di er Avrupalı devletler tarafından da ortada bırakılan Osmanlılar, Rusya’nın iyi niyetine sı ınmak durumuna kalmı tı.112 Bu karı ık dönemden yararlanılarak bir bahane ile Cezayir’in Fransa tarafından i gal edilmesi (5 Temmuz 1830), imparatorlu un akıbetine a ır bir darbe indirdi.113 Yunan Devleti’nin kurulmasıyla Akdeniz’de dengenin kendi aleyhine bozuldu unu gören Fransa, Cezayir’i alma a kalktı. 1797’de Cezayir dayısı Hüseyin Pa a’nın, Fransa elçisi Deval’den Direktuvar hükümetine verdi i borcu istemesi ve ona hakaret etmesi,114 harbin patlak vermesinde bir bahaneydi. Asıl neden, Fransa’nın Cezayir’deki iktisadi menfaatlerini arttırmak istemesiydi. Zira, Fransa’nın Cezayir ülkesinde en imtiyazlı devlet sayılması ve Annâbe’de Fransız ithal mallarından alınan yüzde on miktarındaki gümrük resminin kaldırılması meselesi söz konusuydu.115 Osmanlı Hükümeti, meselenin barı çı bir yolla hallini sa lamak amacıyla Tahir Pa a’yı Fransa’ya gönderdi, Marsilya’ya geldi inde Fransız Donanmasının Cezayir i galini gerçekle tirmek üzere hareket etti ini gördü. Tahir Pa a’nın amiral Bourmont nezdinde yaptı ı barı girimlerinden de bir netice hasıl olmadı. Nihayet, 12 Haziran 1830’da Cezayir ehrinin direni merkezlerini tahrip eden Fransızlar, Cezayir’i i gale ba ladılar.. Osmanlı Devleti, bu deniz a ırı ülkesine yapılan hukuk dı ı saldırıya kar ı koyacak gücü olmadı ından, olayı sadece Fransa nezdinde protesto etmekle yetindi. Osmanlı Hükümeti, bu hukuk dı ı istilâyı uzun zaman tanımamakla birlikte, Cezayir’i fiilen kaybetmi ti.116 4-Mısır Buhranı ve Yol Açtı ı Krizler Rusya ile sava ı sona ermesi ve Yunan meselesinin halledilmesi, III.Selim ve II.Mahmud tarafından gerçekle tirilen ıslâhatlar, Osmanlı Devleti’nin istikrarlı bir ortama kavu masına yetmedi.117 Nitekim, Osmanlı Devleti bir yıl ara ile kendisinden koparılmı olan Mora ile Cezayir’in acısını unutmadan, Mısır valisi 112 Hüner, Tuncer, “Viyana Kongresi , Do u Sorunu ve Büyük Güçler (1815-1829)”, Ça da Türk Diplomasisi:200 Yıllık Süreç,Ankara 1999, s.68 113 Beydilli, “Kaynarca’dan …”, a.g.e, s.87. 114 Karal, a.g.e, s.122-124. 115 Ercüment Kuran, Cezayir’in Fransızlar Tarafından gâli Kar ısında Osmanlı Siyaseti (18271847), stanbul 1957,s.12; Ayrıca,geni bilgi için bk. Haydar Kazgan, Osmanlıda Avrupa Finans Kapitali, stanbul 1995, s.11-13. 116 Heyet, a.g.e, c.V, s.2918. 117 Karal, a.g.e, s.122. TAED 40, 2009, 277-315 Mehmed Ali Pa a isyanı patlak verdi. syan ba langıçta devletin bir iç olayı eklinde de erlendirilirken, daha sonra Avrupa devletlerinin meseleye karı masıyla büyük çapta devletler arası bir sorun haline geldi. Yunanistan’ın ba ımsızlı ını elde etmesi ve Cezayir’in Fransa tarafından i galinden sonra, Osmanlı Devleti on yıl süreyle bir valisinin ayaklanmasını bastırmak için u ra tı. Yunan ba ımsızlı ı ile bir milliyetçilik, Fransa’nın Cezayir’e yerle mesiyle de bir sömürgecilik örne i ortaya koyulmu tu. Dolayısıyla, imparatorlu un içten ve dı tan çözülmesi için bu örneklerin uluslar ve emperyalist Avrupa devletleri üzerinde özendirici etkide bulunması tarihin akı ına uygundu.118 “Do u Sorunu”nun çok daha geni anlamda bir safhasını olu turan “Mısır Meselesi”, M. Ali Pa a’nın 1831 Tarihinde Suriye’ye saldırmasıyla ba ladı.119 brahim Pa a kumandasındaki kuvvetlerin Osmanlı ordusunu ma lup edip Anadolu içlerine do ru ilerlemesi, Osmanlı Hükümeti’ni telâ ve endi eye sevk etti. Osmanlı Devleti bu durumda Avusturya’nın çekingen, Prusya’nın ilgisiz ve Fransa’nın güvenilir olmamasından dolayı, ancak ngiltere ve Rusya’dan bir yardım alabilirdi. Nitekim, bu dü üncelerle Namık Pa a,1832 Kasım’ında Londra’ya gönderildi. Fakat, ngiltere’den beklenen yardım sa lanamadı.120 Ocak 1830’da brahim Pa a, Bursa’ya bir adımlık mesafedeki Kütahya’ya kadar ilerlemi ti. mparatorlu un bütünlü üne en büyük tehdit içerden geliyor gibiydi. Nitekim Mısır ordusunun ilerlemesi stanbul’un tedarik hatlarını kesmi , kentte açlık tehlikesi ba göstermi ti. Ne ngiltere, ne de Fransa’dan destek alamayan II.Mahmud, çaresiz olarak Rusya’ya ba vurmak zorunda kaldı. Ba vuruyu memnuniyetle kabul eden Rusya, 1833 ubat’ında Bo az’ın üst tarafında bir üs kurdu. Osmanlı mparatorlu u’nun kendi valilerinden birine kar ı, müdahalesi ancak kendi çıkarı için olabilecek eski bir dü mandan yardım istemek ilk kez görülen bir olaydı ve bu durum, mparatorlu un ne derece zayıfladı ını gösteriyordu.121 Rus donanmasının stanbul’a gelmesi üzerine telâ a dü en ngiltere ve Fransa, Osmanlı ba kentine birer elçi gönderdiler ve Padi ah ile valisi arasında, bir barı imzalanmasını sa ladılar. mzalanan Kütahya barı ı ile, Adana ve Suriye M.Ali Pa a’ya bırakıldı.122 118 Oral Sander, Anka’nın Yükseli ve Dü ü ü Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme, Ankara 2000, s. 184-185. 119 inasi Altunda , Kavalalı Mehmet Ali Pa a syanı, Mısır Meselesi (1831-1841), I, Ankara 1998, s. 41. 120 Cemal Tukin, “1798-1833 Osmanlı-Rus Andla maları Arasında Benzerlik”, Atatürk Konferansları, II, Ankara 1970, s.94-95. 121 Finkel, a.g.e, s.394-395. 122 Eduard Driault, ark Meselesi Bidâyet-i Zuhûrundan Zamanımıza Kadar, stanbul 1309,s.196. TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Bu barı a ra men, Osmanlı hükümeti gelece ini güven altına almak istiyordu. Bu konuda ngiltere ve Fransa’ya güvenmedi inden, Mısır Meselesi’ni ortaya çıkı ından itibaren Osmanlı Devleti’ni destekleyen Rusya ile anla mak istiyordu.123 Temmuz ayında Rusya ile Osmanlı mparatorlu u arasında, adını Rus donanmasının 1833 yazında Bo az’daki üssünün bulundu u Hünkâr skelesi’nden alan bir kar ılıklı savunma paktı imzalandı. Antla manın gizli bir maddesi fırtına kopartacak mahiyetteydi ve Osmanlılar bununla Rusya’nın talebi halinde Çanakkale Bo azı’nı di er yabancı güçlerin sava gemilerine kapatmayı kabul ediyordu.124 Bu iki devlet, anla madan, özellikle Bo azlar meselesinden dolayı Osmanlı Devleti’yle Rusya’yı protesto ettiklerini ve bunu tanımayacaklarını bildirerek, donanmalarını Çanakkale önlerine gönderdiler.125 Antla ma ile,Osmanlı devleti ve Rusya ile ngiltere ve Fransa arasında alınıp verilen kar ılıklı notalar genel mahiyette ve siyasi bir gerginli e yol açtı. Hatta bir ara ili kilerin kesilece i dü üncesini hakim kıldı. Fakat, Avusturya’nın ihtilâfı barı çı yollarla çözme giri imi, daha do rusu Münchengratz anla ması ile Rusya’yı frenleme te ebbüsü, mukadder bir çatı mayı önledi.126 Fakat, 1838 A ustos’unda ngiltere ile serbest ticaret antla ması imzalayan Osmanlı Devleti’nin ngiliz deste ine güvenerek, Nisan 1839’da Kuzey Suriye’deki Mısır güçlerine saldırması ve Nizip’te cereyan eden ( Haziran 1839) muharebede Osmanlı kuvvetlerinin tekrar hezimete u ramasıyla sonuçlanması, kinci Mısır Buhranı’na sebep oldu.127 Osmanlı ordusunu yenilgisi, Rusya‘nın Hünkâr skelesi Antla ması’nın gereklerini yerine getirmeyi gerektirme; böyle bir geli meye imkân vermek istemeyen ngiltere ise, M.Ali Pa a’yı baskı altında tutmak istemekteydi.128 Öte yandan, krizin daha ilk haftasında batılı güçler arasında meselenin halli konusunda bir uzla maya varıldı ve 27 temmuz 1839 tarihinde Avrupalı be devletin temsilcileri ortakla a bir nota ile Osmanlı Devleti’nden kendi onaylarını almaksızın mevcut meseleye bir çözüm aramamasını, büyük devletlerin bu konuda yapacakları giri imlerin neticesini beklemesini talep ettiler 129 ve bu suretle, Osmanlı-Mısır ihtilâfını Avrupa büyük devletlerini ilgilendiren bir 123 Uçarol, a.g. e, s. 174. Finkel, a.g.e, stanbul 2007, s.395. 125 Uçarol, a.g.e, s. 175. 126 Tukin, Bo azlar Meselesi, s.198-199. 127 Zürcher, a.g.e, stanbul 19995,s.61-62. 128 Beydilli, “Kaynarca’dan…”, a.g.e, s.93 129 M.Hanefi Kutluo lu, “Tanzimat Dönemi Osmanlı Dı Politikası ve Diplomasisi”, Ça da Türk Diplomasisi: 200 Yıllık Süreç, Ankara 1999, s. 88. 124 TAED 40, 2009, 277-315 mesele haline getirdiler.130 Meseleye beynelmilel mahiyet veren, -Yunan Meselesi’nin tam aksine olarak- devletin isyanı önlemesi de il, önleyemeyi idir. M.Ali Pa a’nın Osmanlı mparatoru’nun yerine geçmesi veya bir kısım topraklarında bir dinasti(hanedan) tesis eylemesi sorunu, Osmanlı mparatorlu u’nu Avrupa muvazenesinin devamı için gerekli bir düzen sayan devletleri menfaatlerine göre ilgilendirdi.131 Meselenin çözümünde devletler ortak bir karara varmı olmalarına ra men, kısa bir süre sonra ngiltere ve Fransa arasında ayrılıklar çıkmaya ba ladı. Mehmet Ali’yi Akdeniz’de ngiltere’ye kar ı tabiî bir müttefik olarak gören Fransa, Suriye’nin irsî idaresinin Pa a’nın uhdesinde kalmasını istiyordu. Suriye’ye hakim olan M. Ali’nin sadece Do u Akdeniz’deki ngiliz hakimiyeti için de il, aynı zamanda Hind deniz yolu için de bir tehlike arz edece i ve Kızıl Denizi kontrol edebilece i dü üncesinde olan ngiltere ise, Suriye’nin, Pa a’nın idaresinde oldu u müddetçe, sultan ile valisi arasında kalıcı bir barı ın sa lanamayaca ını ileri sürüyordu. Bu arada Fransızların, Osmanlı Hükümeti’ni, M.Ali Pa a ile bir mutabakata varması için ikna te ebbüsleri bir netice vermedi.132 Esasen Fransız hükümeti, M. Ali Pa a’nın tam anlamıyla ba ımsızlı a kavu masını arzulamıyordu. Öte yandan Fransız subayları ve uzmanlarına dayanan Mısır valisini de, Fransa’nın potansiyel mü terisi olarak görmekten de kendini alamıyordu. Mısır’daki Fransız ticari çıkarları büyümekteydi ve önemliydi. Daha da önemlisi, Do u Akdeniz’de önemli bir tehlike haline gelen ngiliz egemenli ine kar ı Fransız etkisi altındaki güçlü bir Mısır devleti, Fransa’nın elinde önemli bir silah olacaktı. Ayrıca Mısır, Kuzey Afrika’da Fransa’nın güçlenmesine yardımcı olabilirdi. Bütün bu nedenlerle, Paris açıkça M. Ali Pa a kar ıtı bir tutum izlemekte isteksizdi.133 Ancak bir taraftan, Fransa dı ındaki Avrupa devletlerinin meseleyi diplomasi yoluyla çözme giri imleri, di er taraftan ilân edilen Tanzimat Fermanı, bu krizin olumlu bir ekilde çözülmesinde âmil olması beklentisini de bünyesinde ta ımaktaydı.134 Esasen Tanzimat Hareketi, imparatorlu un dı politikasında denge siyasetini gündeme getirdi. Sultan Abdülmecid tahta çıktı ının ikinci gününde Sadrazam Hüsrev Pa a’nın dü manı olan Derya Kaptanı Ahmed Pa a’nın donanmayı Çanakkale’den kaçırıp Mısır valisine teslim etmesi, di er taraftan 1833 Hünkâr skelesi Antla ması’yla Rusya’nın imparatorluk nezdinde kazandı ı nüfuz nedeniyle ngiltere ve Fransa’nın harekete geçmesi, Mısır 130 Karal, a.g.e, s.197. Cemil Bilsel, “Tanzimat’ın Haricî Siyaseti”, Tanzimat I, stanbul 1940,s. 670. 132 Kutluo lu, “Tanzimat Dönemi…”, a.g.e, s. 88. 133 Anderson, a.g.e, s.115. 134 Beydilli, ”Kaynarca’dan “, a.g.e, s.93-94. 131 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Sorunu’nun çözümünde denge politikasının uygulanmasını zorunlu hale getirmi ti ve bu sorun ancak büyük devletlerin müdahalesiyle çözülebilecekti.135 Londra’da 12 temmuz 1840’da M. Ali yanlısı Fransa’nın dı arıda bırakılmasıyla varılan bir mutabakat, Mısır valisinin güçle yola getirilmesini öngörmekteydi. Nitekim bu dü üncelerle giri ilen askeri harekât ve Suriye’de Mısır idaresine kar ı olu an geni ho nutsuzlu un genel bir direni e ve ayaklanmaya dönü mesi, zafer için M. Ali’ye hiçbir ans bırakmamaktaydı.136 Nihayet, 13 ubat 1841 tarihli bir ferman ile M. Ali Pa a’nın erkek evladı arasından halefini seçme hakkı sultanın kendi kontrolünde olmak üzere, Mısır’ın irsî idaresi Pa a’nın ailesine verildi. Yine buna göre, mevcut kanunların ve yabancı devletlerle yapılmı ve yapılacak olan antla maların uygulanması Mısır içinde geçerli olacaktı.137 Görüldü ü üzere, Mısır Meselesi’nin temelinde Batı politikasının bulunması gibi, Osmanlı’nın Batı ve özellikle ngiltere’nin himayesi altına girmesinin esasında da Rusya’nın müstevli politikası ve Mısır sorunu yatmaktaydı. ngiliz himayesine girmenin yeni meselelere ortam hazırlaması kadar, bu politikanın uygulanmasına da, Bâb-ı Âli’deki ıslâhat ve Mısır Meselesi’nin çözümünden ba lanması gerekliydi. Mısır Meselesi’nin halli için M. Ali’nin dı destekten, yani Fransa himayesinden mahrum bırakılması ve kaynaklarının kurutulması gerekti. E er Sultan imparatorlu undaki tekelleri kaldırırsa, bu, imparatorlu un me ru bir parçası olan Mısır ve Suriye için de geçerli olacaktı. Dolayısıyla ngiltere hükümeti, Mısır ve Suriye’deki tekellerin kaldırılmasını da M. Ali’den ve Fransa’dan isteyebilecekti.138 1840’ların Osmanlı ülkesi, bir kriz ve de i me dönemindeydi. Geli memi tarım düzeni ve zanaâtlara dayalı ekonomik yapısı, mparatorlu u sanayi imparatorluklarının yayılma hırsıyla kar ı kar ıya getirmi ti.19.yüzyılda modern bir ordu olu turmak, 18.yüzyılda Petro’nun Rusya’da gerçekle tirdi i kadar kolay bir i de ildi. Bu durumun farkında olan devlet adamları,imparatorlu un dı politikasında denge siyasetini esas alarak hareket ettiler.139 135 lber Ortaylı, mparatorlu un En Uzun Yüzyılı, stanbul 1983, s.81. Beydilli, “Kaynarca’dan”, a.g.e, c. I, s.94. 137 Kutluo lu, “Tanzimat Dönemi”, a.g.e, s.91. 138 Recep ahin, Tarih Boyunca Türk darelerinin Ermeni Politikaları, stanbul 1966,s.142-143; Bu dönemdeki diplomatik müdahaleler, ngiltere ya da Fransa’nın arabuluculukları, Osmanlı siyasetini etkileme ve Batılı görü lerin kendilerini dayatmalarının araçlarıdır; dı i lerinde oldu u kadar iç yönetimi bakımından da Tanzimat (reformlar), do rudan do ruya bunların sonucudur.”;Ayrıca Bk.Mantran,“Do u Sorunu’nun Ba langıçları (1774-1839)”, a.g.e, c.II, s.41. 139 Ortaylı, a.g.e, s. 80-81. 136 TAED 40, 2009, 277-315 Osmanlı mparatorlu u’nun bir valisinin ayaklanması ve bunun kısa zamanda bir “Do u Sorunu” haline dönü mesine neden olan Mısır Meselesi çözümlenmi ti. Fakat, bu meseleden de “Bo azlar Sorunu “ ortaya çıkmı tı.140 urası bir gerçektir ki, Truvalılardan Türklere kadar dünya siyasetinde “Bo azlar Sorunu” ile “Do u Sorunu” birlikte ortaya çıkmı tır.141 Gerçekten, Mısır Meselesi’nin halledilmesiyle “Do u Sorunu” sona ermedi, bu sorunun yol açtı ı Bo azlar Sorunu ortada duruyordu. Di er konularda oldu u gibi ngiltere, bu su yollarının tüm sava gemilerine kapatılmasını istiyordu. 142 Mısır sorunun çözümüne esas olmak üzere 1840’da Londra antla masını imzalamı olan dört devlet, Bo azlar Meselesi’ni de Londra’da bir konferansta halletmeyi uygun buldular. Birinci konferansa katılmayan Fransa’yı bu konferansa davet ettiler.143 Ruslar, ngiliz Dı i leri Bakanı Lord Palmerston’un ortaklı ıyla, Fransa’nın, Ortado u’yu bir ticaret satraplı ına dönü türme giri imlerine engel olmak için ortak hareket ediyorlardı. ngiltere-Rusya ortaklı ı, 1841 Londra Antla ması’nı do urdu144 Bu antla ma, gerçekten Bo azlar Meselesi’nin kanunnâmesi demekti.145 Çünkü bu antla ma ile bo azların yabancı devletlerin sava gemilerine kapatılması prensibi kesin olarak kabul edilmi ti. Artık bundan sonra, Osmanlı Devleti bo azları istedi i devletlere açıp kapamayacaktı.146 kinci Mısır bunalımının sona ermesiyle, Ortado u’daki gerilim gözle görülür ekilde azalmaya ba ladı. Bununla birlikte, farklı milliyetler ve cemaatler arasında artan ve merkezi hükümetin bir türlü halledemedi i ve denetleyemedi i gerginli in sebep oldu u temel sorunlar ortadan kalkmamı tı.147 Lübnan bunalımı, Osmanlı mparatorlu u ile Mısır arasındaki ihtilafın zararlı sonuçlarından biridir. Lübnan, Mısır ordularınca i gal edildi i sırada, bölge, bir süreden beri, halkın çe itli unsurları, özellikle Marunilerle Dürziler arasında 140 Armao lu, 19.Yüzyıl, s.193. Ertan E ribel, “ Anadolu Su Yolları Kav a ı”, Tarihte Do u-Batı Çatı ması, stanbul 2005,s. 171; Rene Pithon’a göre,“ ark Meselesi bir “Bo azlar Meselesi’nden ne et etmi tir. Bu iki mesele co rafya ve siyasiyat nokta-i nazarından birbirinden ayırmak gayr-i kabil olup birini tetkik etmedikçe,di erini okuma mümkün de ildir.” Bk. Karadeniz Ve Bo azlar Meselesi, Çev: Hüseyin Nuri, stanbul 1325, s.3. 142 Stanford. J. Shaw-E.Kural, Shaw,Osmanlı mparatorlu u ve Modern Türkiye, Çev: Mehmet Harmancı, stanbul 1983, s.89. 143 Karal, a.g.e, s. 208. 144 Alan Palmer, 1853-1856 Kırım Sava ı ve Modern Avrupa’nın Do u u, Çev: Meral, Gaspıralı, stanbul 1999, s. 12. 145 Pithon, a.g.e, s. 26. 146 Tukin, a.g.e, 1947. s.227. 147 Zürcher, a.g.e, s.81. 141 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ ortaya çıkmı bir gerilim ya ıyordu.148 Lübnan emirli i 1697 yılında Ma’an O ulları’ndan, politik sebeplerle Hıristiyanlı ı kabul etmi olan Be ir Elihabi’ye geçti. Lübnan ileri gelenlerinin yaptı ı bu seçimi Osmanlı Hükümeti de onayladı ve böylece, ihabi ailesi 1841 yılına kadar Lübnan’ı idare etti. Sekiz yıl kadar süren M. Ali Pa a idaresi bölgede büyük de i ikliklere zemin hazırladı buradaki dengeleri altüst etti. Mısır yönetimi Lübnan’ın imtiyazlı durumuna son vermesine ra men, Emîr Be ir’i yerinde bıraktı. Öte yandan, brahim Pa a’nın izledi i vergi politikasından dolayı ayaklanan Dürzilere kar ı Marunileri silahlandırması, iki grup arasında geçimsizli in daha da artmasına neden oldu.149 Mısır yönetimi oradaki Hıristiyanlara ve Yahudilere, özellikle de ticaretle u ra anlara bir hayli yarar sa lamı tı..150 ngilizler, Osmanlı ve yerel güçlerin ortak çabasıyla Suriye’de Mehmed Ali rejiminin yenilgiye u ratılmasının ardından, Fransız nüfuzu önemli ölçüde zayıfladı. Lübnan’da cemaatçili in geni bir zemin bulması ve halkı etnik-dinsel kanallarda kutupla tırması sonucu, zaman geçtikçe Cebel’de Maruni yönetimi olu turma amacına yönelik dinsel temelli bir ittifak umudu suya dü tü. Suriye’deki Fransız nüfuzu Marunilerle sınırlı kaldı ı sürece, stanbul- am arasında i leyen ngiliz nüfuzuna kar ı koyabilmesi imkânsızdı.151 Bununla birlikte, dünyanın bu kö esinde olan biten her eyi yakından izleyen ngilizlerin oldu u kadar Fransızlar da Lübnan meselesine karı maktan geri durmadılar. ngilizler Dürzilere sempati duyarken, Fransızlar ise Marunilerin kartını oynuyorlardı. Lübnan adeta bir barutluktu ve ufacık bir kıvılcım burayı havaya uçurabilirdi.152 Osmanlı yönetimi yeniden kurulduktan sonra, Lübnan’a Emir Be ir’in yerine ye eni Kaasım tayin edildi. ihab ailesinden ho lanmayan Dürziler karı ıklık çıkardılar. 1841 yılı Ekim ayında Maruniler ile Dürziler arasında ilk önemli çatı ma patlak verdi. Osmanlı kuvvetleri çatı maları güçlükle önledi. Bu geli meler üzerine Be ir Kaasım azledilerek, Macar Ömer Pa a Lübnan’a emir tayin edildi. Böylece Lübnan yönetimi merkeze ba lanarak, buradaki yarı ba ımsızlı a son verildi. Fakat yeni düzen Avrupa büyük devletlerinin tepkisine yol açtı. En büyük tepki Lübnan’ın ihabî ailesi tarafından yönetilmesini isteyen 148 Paul Dumont, “Tanzimat Dönemi(1839-1878)”, Osmanlı mparatorlu u Tarihi II, Hazırlayan:Robert Mantran, Çev: Server Tanilli, stanbul 1995, s.116. 149 Cevdet Küçük, “Lübnan Meselesi” , Türk Dünyası Tarih Dergisi(TDTD). Sayı:3 (Mart 1987), s.36. 150 Palmer, a.g.e, s.125. 151 Y.Eyüp Özveren, “Beyrut”, Do u Akdeniz’de Liman Kentleri (1800-1914), Edt: Ça lar,KeyderY.Eyüp Özveren-Donald Quataert, stanbul 1994, s.93. 152 Dumond, “Tanzimat Dönemi” a.g.e, c.2,s. 116. TAED 40, 2009, 277-315 Fransa’dan geldi.153 Fransa, Mısır sorununun ngiltere’nin istekleri do rultusunda çözülmesinden rahatsızdı. Kendisini Katoliklerin koruyucusu olarak görüyordu. Bu durumda bir yandan ngiltere’den intikam almayı, bir yandan da Lübnan’da Fransız nüfuzunu artırmayı plânlıyordu. ngiltere için Lübnan, siyasi ve ticari açıdan önemliydi. Hindistan’a giden yollar üzerindeki Lübnan, Do u Akdeniz ticaretinin kilidi konumundaydı. Fransa’nın nüfuzunu zayıflatmak için bölgede bu amaçla Protestanlık propagandasına ba ladı. Dürzilerin pek ço u bu mezhebi kabul ederek ngiliz himayesine girdi.154 Bu geli meler, iktidarları ellerinden alınan Marunileri ho nutsuz etti. Yeni emir Ömer Pa a, Dürzilerin deste ini kazanmak için II.Be ir zamanında mal ve ayrıcalıklarını kaybeden Dürzi aristokratlara eski haklarını iade etti ve bu ki ileri önemli mevkilere atayarak sempatilerini kazandı. Ömer Pa a, Hıristiyanlar la da iyi ili kiler kurmaya gayret etti. Ancak, Osmanlı idaresine kar ı olan Hıristiyanlar Fransız temsilcili i ile yakın bir ili ki içinde idiler. Bu tarihlerde Fransa, aynı zamanda Dürzi ve Hıristiyanlar arasındaki ihtilâflarda arabuluculuk yapmaya gayret ediyor, iki tarafın deste ini almaya özen gösteriyordu. Böylece, nüfuzunu artırmaya çalı ıyordu.155 Fransa ve ngiltere’nin bölgeye dolaylı ve dolaysız müdahaleleri ve Fransa’nın Ömer Pa a’nın emirli ine kar ı çıkması,Ömer Pa a’nın azline neden oldu. Nihayet Lübnan,1842’de, Beyrut’tan am’a çizilen bir hat boyunca Dürzi ve Maruni sancaklarına bölünerek, iki kaymakam tarafından idaresine karar verildi. 1843-1844 yılları kanlı olaylarla geçti. Ola anüstü yetkilerle bölgeye gönderilen Hariciye Nazırı ekip Efendi, Arabistan Ordusu Mare ali Namık Pa a ile isti are ederek, huzursuzlu un giderilmesine dair tedbirler aldı. Öngörülen tedbirlerden silahların toplanması uygulaması halkın tepkisine neden oldu. Bunun üzerine direni temsilcileri tutuklandı. Bu olaylar Avrupa kamuoyunda tepkiler yol açtı ı gibi, Avrupa devletleri Lübnan’da reform yapılması do rultusunda bir nota verdiler. Hatta Fransa, Suriye sahillerine asker çıkaraca ını bildirdi.156 Osmanlı Hükümeti Avrupa devletlerinin baskıları kar ısında ekip Efendi’yi de azletmek zorunda kaldı ve Lübnan’da Marunilerin lehine yeni bir idare ekli olu turuldu. Yeni düzen, Marunilerle Dürzileri tam anlamıyla barı tıramadı ise de, 1860’a kadar Lübnan’a bir barı durumu sa ladı.157 153 Küçük, Lübnan Meselesi”, TDTD, Sayı:3, s.36. Turgut Suba ı,” Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz”, Türkler, c.12, Ankara 2002,s.756. 155 rfan. C, Acar, Lübnan Bunalımı Ve Filistin Sorunu, Ankara 1989, a. 14. 156 Suba ı Abdülmecid ve Abdülaziz, a.g.e,c.12, s.756-757. 157 Karal, a.g.e, s.212-213; Lübnan Meselesi hakkında geni bilgi için bk, Re at Kaynar, Mustafa Re it Pa a ve Tanzimat, Ankara 1985,s.408-491. 154 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ 5-Kırım Harbi’nde Osmanlı-Fransız- ngiliz ttifakı Osmanlı mparatorlu u, 1840’da Mısır, 1841’de Bo azlar meselesini hallettikten sonra, bir süre için de olsa bir barı dönemi ya adı. Avrupa’nın 1848 htilâlleri ile çalkalandı ı bu sürede, Osmanlı Devleti daha çok iç i lerindeki meselelerle u ra tı. Bir taraftan, Tanzimat Fermanı ile öngörülenleri uygulamaya, Suriye ve Lübnan’da çıkan isyanları bastırmaya çalı ırken, di er taraftan Eflak-Bu dan isyanı ve “Macar Mültecileri Sorunu”nun sonucu olarak, Avusturya ve Rusya ile aralarındaki siyasi gerginli in bir sava a dönü meden hâl yoluna konulması ile u ra tı.158 Rusya, Macar Sava ı’nı kazanmasından elde etti i prestiji kullanarak etkisini Osmanlı mparatorlu u’na yaymak istedi. Yayılan Rus etkisi Osmanlı Devleti için de ana sorundu159 Rusya ile ili kilerdeki gerginlik, 1853 yılında yeni bir krize dönü tü. “Kutsal Yerler”deki Katolik, dolayısıyla Fransız haklarını tartı maya açan Rusya, Ortodoksların hâmisi sıfatını ön plâna çıkarttı. Esasen bu sıfatıyla Osmanlı Devleti’ni de himaye altına almayı hedefleyen bir ”ebedi ittifak” yapılması teklifiyle baskı ve tehditlere giri ti.160 1840’larda, Osmanlı mparatorlu u ile ili kilerinde Rusya görünürde savunma durumuna zorlanırken, ngiltere büyük güçler arasında öne çıktı. Ancak çok geçmeden, Rusya’nın Ortodoks uyrukları koruma bahanesini istikrarsızlık olu turmak için kullanarak, mparatorlu u parçalamak amacıyla aktif faaliyet gösterdi i fark edildi. Yüzyıllardır oldu u gibi, Filisti’deki kutsal yerler için Katolik ve Ortodoks rekabeti yabancı müdahale için verimli bir zemin olu turuyordu.161 Fransa’nın uniat Hıristiyanları, Do u Kiliseleri’nin Papa’nın üstünlü ünü kabul eden kesimleri ve daha özgül olarak Lübnan’daki Maruniler ile geçmi i 17.yüzyıla kadar uzanan özel bir ili kisi vardı.18.yüzyılın sonunda Rusya Do u Ortodoks Kiliseleri’ni korumak için benzer bir iddiada bulunuyordu.162 Esasen Rusya, II.Katerina döneminden beri en kısa zamanda Bo azları ele geçirmek, Balkanlar’a ve Kafkaslar’ a sahip olarak Ege Denizi yolu ile Akdeniz’e, Do u Anadolu yolu ile bir taraftan skenderun Körfezi’ne, bir taraftan da Basra Körfezi’ne inmeyi ve bir dünya devleti olmayı amaçlayan siyaset güdüyordu. Bunu gerçekle tirmek için önce Müslümanlara kar ı Hıristiyanları 158 Uçarol, a.g.e, s.188-189. György Csorba, “Macar Mültecileri”, Türkler, c.12, Ankara 2002, s.805; Macar Mültecileri hakkında geni bilgi için bk, Bayram Nazır, Macar ve Polonyalı Mülteciler Osmanlı’ya Sı ınanlar, stanbul 2006. 160 Beydilli, “ Kurulu tan Kaynarca’ya”, a.g.e, c.2, s.97. 161 Finkel, a.g.e, s.404. 162 Albert Hourani, Arap Halkları Tarihi, Çev: Yavuz Alogan, stanbul 1997, s.319. 159 TAED 40, 2009, 277-315 koruma bahanesiyle Osmanlı devleti üzerinde hakimiyet kurmaya çalı tı ve Küçük kaynarca Antla ması’nın kendisine bu hakkı verdi ini iddia etti.163 Bu davayı savunarak milletlerarası prestij ve ülke içinde halk deste i kazanmaya çalı an Rusya ile Fransa, Osmanlı Hükümeti’ni baskı altına aldılar.164 Fransa, Osmanlı Devleti’ndeki Katoliklerin, Rusya ise, Ortodoksların haklarının teyid edilmesi için Osmanlı devleti’ne ba vurdu. Osmanlı Hükümeti Fransa’nın isteklerini 1740 kapitülasyonlarına istinaden kabul ederken, Rusya’nın iste ini reddetti ve Rusya eli bo döndü, fakat davasından vazgeçmedi. Osmanlı Devleti üzerinde nüfuz kurmak için bu defa da, “Ortodoksların koruma hakkını” kullanarak Osmanlı Devleti’nden halkının ço u Ortodoks olan Eflak ve Bu dan’da bazı reformlar yapmasını, e er buradaki artlar düzeltilmezse, bu eyaletleri i gal edece ini bildirdi ve 1853 Yazı’nda, halkının ço u Ortodokslardan olu an bu iki Osmanlı eyaletini i gal etti.165 Kutsal yerler meselesinde, Osmanlı Hükümeti tarafların haklı isteklerini yerine getirmek suretiyle fazla dallanıp budaklanmasına meydan vermeden meselenin içinden çıkmak için bütün iyi niyetini göstermeye ve bu u urda elinden geleni yapmaya çalı tı ı halde, Rusya, esas itibariyle aynı mahiyette kalan emelini silah kuvvetiyle gerçekle tirmek yolunu tutmu tu.166 Rusya’nın Eflak-Bu dan’ı i gali harp nedeniydi, ngiltere’nin tavsiyesi üzerine Osmanlı Devleti mukavemet etmedi. Bu i gal kar ısında, Avusturya ve Prusya Rusya’yı protesto ederek, sınırlarına asker yı maya ba ladı. Bu geli meler üzerine Temmuz 1853’de, Osmanlı Devleti ile Rusya’nın arasını bulmak amacıyla Avusturya’nın ev sahipli inde, Fransa, ngiltere, Prusya’nın katılımıyla Viyana Kongresi toplandı. Hazırlanan Viyana notası Osmanlı Devleti’ne gönderildi. Osmanlı hükümeti, bütün bir geçmi i yok sayan böyle bir metnin altına imza atmak istemedi.167 Osmanlı Devleti’ni payla mak için ngiliz hükümetine elçisi aracılı ıyla teklifte bulunan ve bu teklifi ngiltere tarafından reddedilen Rus Çarı, 168 Do u’da Rusya ile Büyük Britanya’nın Osmanlı topraklarını payla ım konusunda uzla aca ına inanmakla büyük hata etmi ti. Bu yanılgı Çar Nikola’yı Kırım Sava ı’na ve Rusya’nın stanbul ve Akdeniz 163 Suba ı, Aldülmecid ve Abdülaziz”, a.g.e, c.12, s.761. Finkel, a.g.e, s. 405; Vekayi’nüvis Abdurrahman eref Efendi’ye göre, Kutsal Yerler Problemini ate leyen Fransa’dır. Bk, Tarih Musahabeleri, Sadele tiren: Enver Koray, Ankara 1985, s.120121. 165 Kezban Acar, Ba langıçtan 1917 Bol evik Devrimi’ne Kadar Rusya Tarihi, Ankara 2004, s.193194. 166 Bekir Sıtkı Baykal, “Makamat-ı Mübâreke Meselesi”, Belleten, XXIII/ 90, (Nisan 1959), s.258. 167 Suba ı, “Abdülmecid ve Abdülaziz”, a.g.e, c.12, s. 762. 168 Karal, a.g.e, s.221-222. 164 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ üzerindeki nüfuzunu kırıp, Karadeniz’e kadar ngiltere’nin kontrolüne sokan Paris Antla ması’na götürmü tür.169 Kırım Sava ı temelde bir yanda Rusya, di er yanda ngiltere ile Fransa arasında, Osmanlı mparatorlu u çöktükçe Ortado u’da politik ve ekonomik açıdan hangi tarafın üstün çıkaca ını belirleme çatı masıydı. ngiltere 18.yüzyıl boyunca Rusların bölgedeki amaçlarını desteklemi , ancak Rusların bu üstünlü ü sa laması durumunda kendilerinin Ortado u’daki çıkarlarının zarar görece i ve Avrupa güçler dengesinin bozulaca ı dü üncesiyle bu deste ini çekmeye ba lamı tı.170 Esasen en ba ından beri, ngilizler Osmanlı Hükümeti’nin Rusya’nın taleplerini reddetmesini te vik etmi ler, ancak sava olmaksızın barı ve dengeyi amaçlamı lardır.171 Ancak,Eflak-Bu dan’ı tahliye etme iste i Rusya tarafından reddedilince, Osmanlı Devleti 14 ekim 1853’te resmen Rusya’ya sava ilân etti. Osmanlı Devleti artık Balkanlar’da ve Do u Anadolu’da Rusların sava durumuna girdi. Osmanlı donanması da, bir Rus saldırısına kar ı Bo azları korumak amacıyla Karadeniz’e açıldı ve kı ı geçirmek üzere Sinop limanına demirledi. Fakat burada güçlü bir Rus filosu tarafından aniden saldırıya u radı ve imha edildi. Bu geli me üzerine Marmara Denizi’ne giren ngiliz ve Fransız donanmaları, Ocak 1854’te Karadeniz’e açıldıkları gibi, 12 Mart 1854’te Osmanlı Hükümeti’yle bir askeri ittifak antla ması imzalayan ngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti’nin yanında sava a katıldılar.172 iddetli Rus aleyhtarı olan kamuoyunun ve Fransız hükümetinin baskısı altındaki ngiliz hükümeti sava a karar verdi. Esasen, büyük güçlerden hiçbiri bu sava ı istememi ti, ne var ki, hepsi de kendilerini ciddi bir itibar kaybına u ramaksızın terk edemeyecekleri bir kö eye sıkı tırmı bulunuyordu. Bu harpte Avusturya’nın ba ından beri çeli ik olan tutumu giderek artan ekilde Rus aleyhtarlı ına dönü mü tü, o derece ki, Avusturya’nın saldırma ihtimali Rusları Temmuz ayında Prensliklerden geri çekilmeye mecbur etmi ti. Bu yüzden Balkanlar’da sava acakları dü üncesiyle Yakındo u’ya gönderilmi olan Fransız- ngiliz güçleri hedefsiz kaldı ve Balkanlar’a gideceklerine Kırım’a çıktılar.173 Esas cephesini Kırım’da bulmu olan bu sava , büyük bir Avrupa sava ı olup, gelecekte modern sava ların ne 169 René Pinon, L’ Europe et L’Empire Ottoman, Paris 1909, s.11-12. S. J. Shaw-E.K, Shaw, a.g.e, s.173. 171 Csorba ,”Macar Mültecileri”, a.g.e,c.12, s.805. 172 Dani mend, a.g.e, c.4, s.146-152; Sinop Baskını hakkında geni bilgi için bkz, Besim, Özcan, Rus Donanmasının Sinop Baskını(30Ekim 1853), (Basılmamı Doktora Tezi), Erzurum 1990. 173 Zürcher, a.g.e, s.83-84. 170 TAED 40, 2009, 277-315 ölçülerde cereyan edece ini gözler önüne sermesi açısından da büyük önem ta ır.174 1841 yılından bu yana milletlerarası anla malara taraf olan Osmanlı Devleti, bir Avrupa ittifakı sa layarak sava tan galip çıktı. Bu ittifak, Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletler ailesinden sayılması için genel bir anlayı ın ortaya çıkmasına yol açtı. Fakat müttefikleri Hıristiyan dünyanın üyeleri oldu undan, Osmanlı ülkesindeki Hıristiyanlar lehine yeni bir takım reformlar yapılması gerekti ine inanıyorlardı.175 Paris Barı Konferansı’na denk gelmesi ve Osmanlı Devleti’nin itibarını arttırması maksadıyla, 1839’da verilmi olan sözlere yeni ilâvelerde bulunan ve büyük ölçüde stanbul’daki ngiliz ve Fransız elçileri tarafından yazdırılmı olan bir ıslâhat Fermanı ilân edildi.176 Müttefikler sava meydanlarında ve Çar’a kar ı göstermi oldukları birli i barı masası etrafında gösteremediler. Osmanlı Devleti ve ngiltere, Rusya’ya a ır artlar ko ulmasını istiyorlardı. Fakat, Avrupa’da dengelerin Fransa aleyhine de i ti ini gören III.Napolyon, Rusya’nın daha fazla ezilmesine taraftar de ildi.177 Fransızlara göre, Rusya cezalandırılmı , Fransa’nın saygınlı ı da artmı tı; -Paris’te toplanan büyük bir barı konferansından sonra daha da artacaktı- Karadeniz çevresindeki çatı mayı tırmandırmak suretiyle Almanya ve talya konularından fazla uzak kalmamak da gerekiyordu.178 Halbuki, Osmanlı Devleti, iki büyük Avrupa devleti olan Fransa ve ngiltere’nin müttefiki olarak Kırım Sava ı’na girerken, “ ark Meselesi” ne son vermeyi ve Rusya’nın tasallutundan kurtulmayı dü ünüyordu. Fakat bu sava ta, Rusya devleti, gelecekte saldırısından emniyet hasıl olacak derecede zayıflatılamadı ı gibi, “ ark Meselesi “de son bulmadı.179 Üstelik Paris Kongresi’nde sava ı kazanan devletlerden biri olarak, Karadeniz’de Rusya’ya yükletilmek istenen statüyü, kendisi için de kabul etmeye zorlanmı tı. Oysa, Karadeniz’in tarafsız olarak kabul edilmesi, ma lup Rusya için ne kadar tabiî idiyse, galip devlet durumunda olan Osmanlı Devleti için o kadar haksızdı.180 174 Beydilli, “Kurulu tan Kaynarca’ya”, a.g.e, s.97. Cemi Karasu, “Tanzimat Dönemi Osmanlı Diplomasisine Genel Bir Bakı “ Osmanlı Tarih Ara tırma Merkezi, Sayı:4, Ankara 1993, s.216. 176 Zürcher, a.g.e, s.84-85. 177 Karal, a.g.e, s.242. 178 Paul Kennedy, Büyük Güçlerin Yükseli ve Çökü leri, Çev:Birtane , Karanakçı, Ankara 1998,s.205. 179 A.Fuad Türkgeldi, Mesâil-i Mühimme-i Siyasiye, c.I, Yay.Haz: B. Sıtkı Baykal, Ankara 1960,s.139. 180 Karal, a.g.e, s.246. 175 TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Sonuç Gerçek anlamda, Osmanlı mparatorlu u ile Fransa arasındaki ili kiler, Kanunî Sultan Süleyman ile I.Fransuva döneminde dostane bir ekilde ba lamı tır. Fransa , Osmanlı mparatorlu u’nun Avrupa’da ticari ve diplomatik ili kileri en eskiye dayanan bir devletti. Dönemin bir “dünya devleti” olan Osmanlı mparatorlu u, siyasi,askeri ve ekonomik nedenlerle güçsüz Fransa’ya, iki devlet arasında yapılan bir kapitülasyon anla ması(1569) ile bazı imtiyazlar vermi ti. Kapitülasyonlar, verildi i andan itibaren Fransa’nın lehine, yani tek taraflı i lemeye ba lamı tır. Bu ili kiler, Fransa’yı Osmanlı sınırları dahilinde çe itli alanlarda pek çok çıkarları bulunan bir devlet haline getirmi tir. “Do u”, ticaret ve buna ba lı olarak di er alanlardaki çıkarları dolayısıyla önemliydi. 18.yüzyılın ba larından itibaren Osmanlı mparatorlu u, batı ve kuzeyden iki kom usunun yani Avusturya ve Rusya’nın gittikçe artan baskı ve tehdidiyle zor durumlarla kar ıla maya ba lamı tı. Bu durum Fransa’yı tedirgin ediyordu. Onun içindir ki, Fransa olayların akı ı içinde zaman zaman Osmanlı mparatorlu u’nun yanında görünüyordu. Ancak onunla siyasi i birli i yapmaktan da kaçınıyordu. Fransa htilâli döneminde Osmanlı-Fransız ili kileri normal seyrinde devam etmi , fakat Napolyon’un 1798’de Mısır’ı istilâsı iki devlet arasındaki dostane ili kilere büyük bir darbe vurmu tur. Hatta bu i gal hareketi, Osmanlı Hükümeti tarafından kadim dostlu a bir ihanet olarak de erlendirilmi tir. Mısır’ın istilâsından sonra, yani 19.yüzyıl ba larından itibaren, Osmanlı Devleti “muvazene siyaseti” ni uygulamaya koyarken, Fransa da, Osmanlı Devleti’ne kar ı uyguladı ı politikalarında de i ikli e gitmi tir. Bu siyasetini u ekilde özetlemek mümkündür: Osmanlı ülkesindeki çıkarlarını korumak amacıyla, Osmanlı Devleti’ne kar ı sava anlara kar ı, Osmanlı devleti’ne yardım etmek- sadece askeri alanda-, Osmanlı Devleti’ne kar ı ayrılıkçı hareketlerin yanında yer almak-Yunan syanı’nda oldu u gibi-, Osmanlı Devleti’ni payla mak isteyenlerle i birli i yapmak. Kısacası, Osmanlı Devleti OsmanlıFransız dostlu unun süreklili ini sa lamaya çalı tı ı halde, Fransa ülkesinin çıkarlarını her zaman ön plâna alarak, bu dostlu a uygun bir tarz-ı siyaset izleyememi tir. TAED 40, 2009, 277-315 KAYNAKÇA: A.Cevdet Pa a, Tarih-i Cevdet, c.IX, stanbul 1309. Abdurrahman eref, Tarih Musahabeleri, Sadele tiren: Enver Koray, Ankara 1985. ACAR, C. rfan, Lübnan Bunalımı ve Filistin Sorunu, Ankara 1989. ACAR, Kezban, Ba langıçtan 1917 Bol evik Devrimi’ne Kadar Rusya Tarihi, Ankara 2004. ADIYEKE, Nuri, “Girit Sava ları ve Birle ik Hıristiyan Orduları”, Türkler, c.9, Ankara 2002. AKÇURA, Yusuf, Osmanlı Devletinin Da ılma devri (XVIII. ve XIX.asırlarda), Ankara 1988. ALLEN,W.E.– MURATOFF, Paul, Harplerin Tarihi, Ankara 1966. 1828-1829 Türk-Kafkas Sınırındaki ALTUNDA , inasi, Kavalalı Mehmet Ali Pa a syanı, Mısır Meselesi (18311841), I, Ankara 1998. ANDERSON, M. Smıth, Do u Sorunu 1774-1923, çev: dil Eser, stanbul 2001. ARMAO LU, Fahir, 19.Yüzyıl Siyasî Tarihi ( 1789-1914 ), Ankara 1997. _________, Siyasi Tarih, Ankara 1964. BAYKAL, Bekir Sıtkı, Yeni Zamanda Avrupa Tarihi, c.II, 1.Kitap, Ankara 1988. _________, “Makamat-ı Mübâreke Meselesi”, Belleten, XXIII/ 90, (Nisan 1959). BERKES, Niyazi, Türkiye’de Ça da la ma, Ankara, 1973. BEYD LL , Kemal, “Kaynarca’dan Yıkılı a”, Osmanlı Devleti Tarihi, c.I, stanbul 1999. B LSEL, Cemil, “Tanzimat’ın Haricî Siyaseti”, Tanzimat I, stanbul 1940. BUDAK, Mustafa, 1853-1856 Kırım Sava ı’nda Kafkas Cephesi, (Basılmamı Doktora Tezi), stanbul 1993. CAROL NE, Finkel, Rüyadan mparatorlu a Osmanlı Öyküsü 1300-1923., stanbul 2007. CSORBA, György, Ankara 2002. mparatorlu u’nun “Macar Mültecileri”, Çev: Zülal Kılıç, Türkler, c.12, ÇAYCI, Abdurrahman, Büyük Sahra’da Türk–Fransız Rekabeti(1858 – 1911), Erzurum 1970. Ç ÇEK, Kemâl, “ II.Viyana Ku atması ve Avrupa’dan Dönü (1683-1703)”, TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ Türkler, c. 9, Ankara 2002. ÇUFALI, Mustafa, “Kapitülasyonların Mahiyeti ve Osmanlı Devleti’nin Yıkılı ındaki Rolü”, Türk Yurdu, Aralık 1999-Ocak 2000/ 148-149. DAN MEND, .Hami, zahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c.I, c.IV, st. 1972. DAVISON, H.Roderıch, Kısa Türkiye Tarihi, Çev: Durdu Mehmet, Burak, Ankara 2004. DRIAULT, Eduard, ark Meselesi Bidâyet-i Zuhûrundan Zamanımıza Kadar, Çev: Nafiz, stanbul 1309. DUMONT, Paul, “Tanzimat Dönemi(1839-1878)”, Osmanlı mparatorlu u Tarihi II, Hazırlayan:Robert Mantran, Çev:Server Tanilli, stanbul 1995. E R BEL, Ertan, “ Anadolu Su Yolları Kav a ı”, Tarihte Do u-Batı Çatı ması, stanbul 2005. EMECEN, Ferudun , “Kurulu tan Küçük Kaynarca’ya”, Osmanlı Devleti Tarih c.I, stanbul 1999. __________, “Osmanlı Devleti’nin Kurulu undan Fetret Devrine” , Türkler, c.9, Ankara 2002. ESMER, A. ükrü, Siyasi Tarih, stanbul 1944. FERRO, Marc, Fetihlerden Ba ımsızlık Hareketlerine Sömürgecilik Tarihi, Çev: Muna, Cedden, stanbul 2002. GÖKB LG N, M.Tayyib, “Navarin”, .A, c.IX, stanbul 1983. GÜLSOY, Ersin, Girit’in Fethi Ve Osmanlı daresinin Kurulması(1645-1670), stanbul 2004.. HAMMER, v. Joseph, Büyük Osmanlı Tarihi, c.1,2,6, Tercüme:Mehmed Ata, Haz: Mümin Çevik-Erol Kılıç, stanbul 1998. Heyet, Mufassal Osmanlı Tarihi, c.V, stanbul 1962. HOURAN , Albert, Arap Halkları Tarihi, Çev: Yavuz, Alogan, stanbul 1997. I IKSAL, Turgut, “XVIII.Yüzyıl Sonunda Ortado u’da Fransız- ngiliz Çatı ması ve Osmanlı mparatorlu u”, Sayı:25, Ekim 1969. NALCIK, Halil, Osmanlı mparatorlu u Klâsik Ça (1300-1600), st. 2003. __________, Osmanlı mparatorlu u’nun Ekonomik Ve Sosyal Tarihi 13001600, Edt:Halil nalcık –Donald Quataert, Çev: nan, Kenan, “ II. Bayezid Dönemi”, Türkler, c.9 Ankara 2002. KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, c.V, Ankara 1988. TAED 40, 2009, 277-315 KARASU, Cemil, “ Tanzimat Dönemi Osmanlı Diplomasisine Genel Bir Bakı ” Osmanlı Tarih Ara tırma Merkezi, Sayı: 4, Ankara 1993. KARPAT, Kemal, slâm’ın Siyasalla ması, Çev: iar, Yalçın, stanbul 2004. KAYNAR, Re at, Mustafa Re it Pa a ve Tanzimat, Ankara 1985. KAZGAN, Haydar, Osmanlıda Avrupa Finans Kapitali, stanbul 1995. KENNEDY, Paul, Büyük Güçlerin Yükseli ve Çökü leri, Çev:Birtane Karanakçı, Ankara 1998. KIRZIO LU, M.Fahrettin, 1855 Kars Zaferi, stanbul 1955. KUNT, Metin, “ Osmanlı Devleti 1300-1600”, Türkiye Tarihi, c.2, Edt: Sina Ak in, stanbul 2000. KURAN, Ercüment, Cezayir’in Fransızlar Tarafından gâli Kar ısında Osmanlı Siyaseti (1827-1847), stanbul 1947. KURAT, Akdes Nimet,Türkiye ve Rusya, Ankara 1987. KUTLUO LU, M.Hanefi, “Tanzimat Dönemi Osmanlı Dı Politikası ve Diplomasisi”, Ça da Türk Diplomasisi: 200 Yıllık Süreç, Ankara 1999. KÜÇÜK, Cevdet, “Lübnan Meselesi” , Türk Dünyası Tarih Dergisi(TDTD). Sayı:3 (Mart 1987). __________, “ ark Meselesi Hakkında Önemli Bir Vesika”, Tarih Dergisi, Sayı:32, stanbul 1979. LEE, J.Stephen, Avrupa Tarihinden Kesitler 1789-1980, Ankara 1982. LEW S, Bernard, Ortado u Hıristiyanlı ın Do u undan Günümüze Ortado u’nun 2000 Yıllık Tarihi, Çev Mehmet Harmancı, stanbul 1996. MADAR AGA, de sabel , Çariçe Katerina Ça ının Sınırlarını Zorlayan Kadın, Çev: Mehmet, Harmancı, stanbul 1997. MANTRAN, Robert, XVI-XVIII.Yüzyıllarda Osmanlı mparatorlu u, Derleyen ve Çev: Mehmet Ali, Kılıçbay, Ankara 1995. ORTAYLI, lber, mparatorlu un En Uzun Yüzyılı, stanbul 1983.. ÖZCAN, Besim, Sinop Baskını (30 Ekim 1853), (Basılmamı Doktora Tezi), Erzurum 1990. ÖZVEREN, Y.Eyüp, “ Beyrut”, Do u Akdeniz’de Liman Kentleri (1800-1914), Edt: Ça lar Keyder- Y.Eyüp, stanbul 1994. PALMER, Alan, 1853-1856 Kırım Sava ı ve Modern Avrupa’nın Do u u, Çev: Meral, Gaspıralı, stanbul 1999, TAED 40, 2009, 277-315 !" % " #$ & !'()*+ __________, Osmanlı mparatorlu u Son Üç Yüz Yıl Bir Çökü ün Yeni Tarihi, Çev: Belkıs Çorakçı Di budak, stanbul 1995. P NON, René, L’ Europe et L’Empire Ottoman, Paris 1909.. P RENE, Jacques, Büyük Dünya Tarihi, c.2, Çev: Nihat Önel – Beslan,Cankat, stanbul 1972. P THON, Rene, Karadeniz ve Bo azlar Meselesi, Çev: Hüseyin Nuri, stanbul 1325. QUATAERT, Donald, Osmanlı mparatorlu u 1700 – 1922, Çev:Ay e, Berktay, stanbul 2002. SANDER, Oral, Anka’nın Yükseli ve Dü ü ü Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme, Ankara 2000. SHAW, Stanford, Osmanlı mparatorlu u ve Modern Türkiye, Çev: Mehmet Harmancı, stanbul 1982. SHAW, Stanford. J- Shaw-E.Kural, Osmanlı mparatorlu u ve Modern Türkiye, Çev: Mehmet, Harmancı, SOYSAL, smail, Fransız htilâli ve Türk-Fransız Diplomasi Münasebetleri (1789-1802), Ankara 1987. SUBA I, Turgut, “Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz”, Türkler, c.12, Ankara 2002. SÜSLÜ, Azmi, “ Osmanlı-Fransız Diplomatik li kileri”, Belleten, XLVII/185, Ankara 1983. AH N, Hasan, “Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya Yönelik Dı Politikası (18.Yüzyıl)”, Türk Dı Politikası Osmanlı Dönemi, stanbul 2007. AH N, Recep,, Tarih Boyunca Türk darelerinin Ermeni Politikaları, stanbul 1966. TUK N, Cemal, “1798-1833 Osmanlı-Rus Andla maları Arasında Benzerlik”, Atatürk Konferansları, II, Ankara 1970. __________, Osmanlı mparatorlu u Devrinde Bo azlar Meselesi, stanbul 1947. Tuncer, Hüner, “Viyana Kongresi , Do u Sorunu ve Büyük Güçler (1815-1829)”, Ça da Türk Diplomasisi: 200 Yıllık Süreç, Yay.Haz: smail Soysal, Ankara, Türk Tarih Kurumu 15-17 Ekim 1997. Ankara 1999. TURAN, erafettin, “1829 Edirne Antla ması”, Ankara Üniversitesi, Dil, Tarih , Co rafya Fakültesi Dergisi, c.IX/1-2 (1951). TÜRKGELD , Ali Fuad, Mesâil-i Mühimme-i Siyasiye, c.I, Yay.Haz: B. Sıtkı, TAED 40, 2009, 277-315 Baykal, Ankara 1960. UÇAROL, Rifat, Siyasi Tarih(1789-1994), stanbul 1995. UZUNÇAR ILI, .Hakkı, Osmanlı Tarihi, c.II, III/ 1, Ankara 1988. ÜÇOK, Co kun, Siyasal Tarih, Ankara 1967. ÜNAL, Tahsin, Türk Siyasi Tarihi, stanbul 1974. VE NSTE N, Gilles, Balkan Eyaletleri(1606-1774), Osmanlı mparatorlu u Tarihi,c.I, Çev:Server Tanilli, Yay.Yönetmeni: Robert Mantran, stanbul 1995. YALÇINKAYA, M.Alaeddin, “Osmanlı Devleti’nin Batı Zitvatorok’tan Küçük Kaynarca’ya”, Türk Dı Politikası Dönemi, stanbul 1997. Politikası Osmanlı __________, XVIII. Yüzyıl: Islahat, De i im ve Diplomasi Dönemi (17031789), Türkler/ Osmanlı ,c.12, Ankara 2002. YORGA, Nikola, Osmanlı Tarihi 1774-1912, c.V, Çev: Bekir Sıtkı, Baykal, Ankara 1948. ZÜRCHER, Erik.Jan, Modernle en Türkiye’nin Tarihi, stanbul 1995.. TAED 40, 2009, 277-315