avrupa birliği mevzuatında çevre

advertisement
AVRUPA BİRLİĞİ
KRİTERLERİNDE BÜTÜNLEŞİK
ÇEVRE
(HAZİRAN 2004 KENT KONSEYİ SUNUŞU)
Pınar Tuba Çakıter
Rabia Rahimbayeva
Ayşe Özdemir
DEÜ Kamu Yönetimi Bölümü Yüksek Lisans Programı
Danışman: Prof. Dr. Zerrin TOPRAK
http://web.deu.edu.tr/gundem21/index.html
 Çevre Kirliliği, Küreselleşen ekonomi, hızla gelişen
teknoloji vb. nedenlerden dolayı insanların
ihtiyaçlarını karşılamak her geçen gün daha zor hale
gelmektedir.
 Uzmanlar disiplinler arası çalışarak, söz konusu
sorunlara çözüm üretmeye çalışmaktadır.
 Disiplinler arası çalışma beraberinde ekip
çalışmasını da getirmektedir.
 Ekip çalışması aynı konuya farklı bakış açıları
kazandırdığında çözüme giden yolu daha da
kısaltmaktadır.
 Avrupa Birliğinde uzmanlar işbirliği yöntemini
uzun zamandır uygulamaktadır.
 Bu nedenle AB mevzuatında ekip
çalışmaları/işbirliğinin yansımalarını rahatlıkla
görebilmekteyiz.
 Çevre, Sağlık, Eğitim, Ekonomi gibi
yönetimin çeşitli alanlarında düzenlemeler
bütünleşik değerlendirmeye alınmaktadır.
AB Mevzuatında Yer Alan
Sözleşmeler:
 Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunması
Sözleşmesi (Bern, 19 Eylül 1979),TR/RG, 1984
 Avrupa Mimari Mirasını Koruma Sözleşmesi (Granada, 3 Ekim
1985), TR/RG, 1989,
 Avrupa Arkeolojik Mirasının Korunması Sözleşmesi (gözden
geçirilmiş) (Valetta, 16 Ocak 1992),
 Avrupa Sınır Ötesi İşbirliği Sözleşmesi (Madrid, 21 Mayıs 1980) ve
ek protokolleri, TR/RG, 2000,
 Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı (Strasbourg 15 Ekim 1985),
TR/RG, 1992
 Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (Rio, 5 Haziran 1992), TR/RG, 1996
 Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Karar Verme Sürecinde Halkın
Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi (Aarhus, 25 Haziran 1998)
.....
ROMA ANTLAŞMASI (1957)
Çevre; TAS nin 25. maddesiyle Antlaşmaya 130 R., 130 S,
130 T. maddelerini kapsayan XVI. Başlık Olarak
Eklenmiştir (1 Temmuz 1987)
M. 130: Çevre Konusunda Topluluk Girişimi:
Çevrenin kalitesini korumayı, aynen muhafaza
etmeyi ve daha iyileştirmeyi, kişilerin sağlığını
korumayı, doğal kaynakların dikkatli ve akılcı
kullanımını, dünya bütünü ve bölgesel olarak
uluslararası seviyede çevre sorunlarını daha
çözümleyici olmayı amaçlar.
Önleyici Girişim:
Çevreye verilecek zararların kaynağa öncelik
verilerek düzeltilmesi ve kirleten öder ilkeleri
üzerine kurulmuştur. Çevre korunması
konusundaki gerekler, Topluluğun öteki
politikalarıyla bir bütünlük halindedir.
STOCKHOLM KONFERANSI
(1972)
Stockholm Deklarasyonu, “çevre hakkı”
konusunda uluslar arası düzeydeki ilk ve en
önemli belge olma niteliğini taşımaktadır.
Konferans’ta kabul gören “sağlıklı ve insan
onuruna yaraşır bir çevrede yaşama” ilkesi ile
çevre hakkı(1972), sağlık hakkından bağımsız
bir şekilde ele alınmıştır.
HELSİNKİ NİHAİ SENEDİ
1975 yılında Helsinki’de yapılan zirvede, çevre
konusunun ekonomi, bilim ve teknoloji
alanlarıyla işbirliği yapılarak ele alınması
kararlaştırılmıştır.
Ayrıca, bir ülkenin kendi sınırları içerisinde
sürdürdüğü faaliyetin diğer ülkeleri de
etkileyeceği anlaşılarak, ülkeler arasında da
işbirliğin yapılmasının önemi vurgulanmıştır.
 Bugünün ve geleceğin kuşaklarının çıkarları
için çevrenin korunması ve iyileştirilmesi,
ülkelerin ekonomik kalkınmaları için önemli
olduğundan birçok çevre sorununun, özellikle
Avrupa'da, yalnız sıkı bir uluslararası işbirliği
yolu ile etkili bir biçimde çözümlenebileceği
açıklanmıştır.
YENİ BİR AVRUPA İÇİN
PARİS ŞARTI (1990)
 “… Çevre sorunlarının acil olarak üstesinden
gelinmesi gereğini ve bu alanda tek tek ve
birlikte çaba gösterilmesinin taşıyacağı
önemin farkındayız.
 Hava, su ve toprakta sağlam bir ekolojik
dengenin yeniden tesisi ve sürdürülebilmesi
için çevremizi korumak ve geliştirmek
maksadıyla çabalarımızı yoğunlaştırmayı
taahhüt ederiz…”
KOPENHAG KRİTERLERİ
(1993)
AB katılım sürecinde, adaylık için başvuruda
bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden
önce karşılaması gereken kriterlerdir.
 “Topluluğun tarım, iletişim ve bilgi teknolojileri, çevre,
ulaşım, enerji, taşımacılık, tüketici hakları, adalet ve
içişleri, işgücü ve sosyal haklar, eğitim ve gençlik,
vergilendirme, istatistik, bölgesel politikalar, genel dış
ve güvenlik politikası gibi alanlardaki her türlü
düzenlemesine uyum sağlanması.”
AARHUS SÖZLEŞMESİ (2001)
(çevresel bilgiye erişme hakkı)
Çevre Konusunda Sözleşmenin Amacı:
 Sözleşme, herkesin çevreyle ilgili bilgilere ulaşma,
 Çevre ile ilgili konularda karar alma sürecine katılma,
 Yargı yoluna başvurma hakkının güvence altına
alınması.
Bu amaca ulaşmak için taraf devletler, çevre ile ilgili
verileri derleme ve bu verileri dileyen herkese
sunmakla yükümlüdür.
2004 yılı Nisan ayı itibariyle
yürürlüğe giren “Bilgiye Erişme
Hakkı Kanunu” çevresel bilgiye
erişmeye bir açılımdır.
Ancak Aarhus Sözleşmesi’ni
imzalamaya hazır olma anlamında
yeterli değildir.
Türkiye Aarhus Sözleşmesi’ni
henüz imzalamamıştır.
AVRUPA GÜVENLİK ŞARTI
(İstanbul-1999)
Madde5:
 Ağır ekonomik sorunlar ve sağlıksız çevre koşulları
güvenliğimize ciddi etkiler yapabilir.
 Ekonomi, bilim ve teknoloji ve çevre alanlarındaki işbirliği
çok büyük önem arz etmektedir.
Madde 31:
 Çevresel tahribatın ve doğal kaynakların hızla tüketilmesinin
güvenliğe yönelttiği riskler gibi, AGİT bölgesinde refah ve
demokrasi ile güvenlik arasındaki bağlantı da daha gözle
görünür bir hale gelmiştir.
 Ekonomik bağımsızlık, sosyal adalet ve çevresel sorumluluk
refah için vazgeçilmez unsurlardır.
AVRUPA DAĞLIK
BÖLGELER ŞARTI (taslağı)
 Dağlık bölgeler, sürdürülebilir kalkınma ilkelerine göre
özel bir politika uygulanmasını gerektirir. Bu tür bir
politikanın, tüm ekonomik, toplumsal, kültürel ve
çevresel sorunları muhatap alması gereklidir.
 İnsan kaynaklarının ve doğal kaynakların genel bir
değerlendirilmesinin sonucu olarak çevreye saygı
gösterilip, korunarak; ekonomik kalkınma ve doğal
çevrenin korunması arasındaki genel tercih
terkedilerek insan faaliyetleriyle çevresel gerekler
arasında denge sağlanarak gerçekleştirilecektir.
AB’nin “TÜRKİYE 2003 YILI
İLERLEME RAPORU”
Başlık 22: Çevre
 Çevre korumanın diğer politikalarla bütünleştirilmesi
konusunda herhangi bir
GELİŞME GERÇEKLEŞMEMİŞTİR.
 Genel olarak müktesebatın UYUMLAŞTIRILMASI
DÜZEYİ BİRÇOK SEKTÖRDE DÜŞÜKTÜR.
İlgili mevzuat , hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi,
doğanın korunması, endüstriyel kirlilik ve risk yönetimi,
veri toplama sistemi olmak üzere Avrupa Çevre
Ajansı’na üyelik koşulları yerine getirilmelidir.
Sonuç olarak
 Çevre
koruma
ve
kullanma
dengesi,
disiplinlerarası bir yaklaşım gerektirir
 Çevresel konular bir bütündür ve konusu ne
olursa olsun, demokratik kriterlerin aslını
oluşturmaktadır
 Avrupa mevzuatı bütünleşik bir şekilde ele
alınmaktadır
 Aslında doğal çevreye saygı duyan, insana ve
diğer tüm değerlere de saygı duyar
Download