1 4- SÜT SIĞIRLARININ KURU MADDE, ENERJİ ve BESİN MADDELERİ GEREKSİNİMLERİ Süt ineklerinin yaşama payı ile verim payı (gebelik, süt ve döl verimi) için gerek duydukları enerji ve besin maddelerini yeterli ve uygün oranlarda içeren rasyonlarla beslenmeleri gerekir. Yüksek verimli süt ineklerine uygulanan beslenme programları çok özen gerektir. İneklerin verim güçlerine göre bir laktasyon döneminde kendi vücut ağırlıklarının 10-20 misli süt üretmeleri, 1 kg süt üretimi için meme bezlerinden 400500 kg kan dolaşması, ineklerin ayrıca yılda bir yavru vermesi olayın önemini vurgulamaktadır. Yüksek süt veriminde olan ineklerde yoğun bir madde değişimi söz konusudur. Örneğin laktasyon döneminde 7000 kg süt veren bir inek bu miktar süt ile yaklaşık 266 kg yağ, 245 kg protein, 330 kg süt şekeri ve 49 kg mineral madde olmak üzere toplam 890 kg besin maddesini dışarı atar. Bunun yanı sıra inek vücut ağırlığını korumak, yaşamını sürdürmek, gebe ise döl yatağındaki yavruyu beslemek de zorundadır. Bu denli yüksek bir fizyolojik yük altında bulunan ineklerde ihtiyaç duyulan besin maddelerinin tamamının rasyonlarla karşılanması büyük önem taşır. Süt verim dönemlerinde bulunan ineklerin beslenmesinde enerji, protein, selüloz, A D ve E vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, magnezyum ve tuz kritik besin maddeleri olarak bilinir. Bunların hayvana eksiksiz verilmesi halinde diğer vitamin ve mineral madde ihtiyaçlarının da karşılandığı kabul edilir. Sözü edilen enerji ve besin maddelerinin tüketilen kuru madde (KM) içinde yeterli miktar ve oranlarda bulundurulması gerekir. Ayrıca su ihtiyacının karşılanmasına da özen gösterilmelidir. a- Kuru Madde Yem maddelerinin yada rasyonun % 100 susuz kısmını ifade eden kuru maddenin (KM) tüketimi rasyon düzenlenmesinde çok önemli bir unsurdur ve özellikle yüksek verimli süt ineklerinde ayrıcalık taşıyan bir konudur. Gebe hayvanda yem yada kuru madde tüketimi buzağılamadan yaklaşık 6 hafta önce düşmeye başlar. Bu durum her ne kadar işkembenin baskısı ile fiziksel olarak ortaya çıkarsa da hormon faaliyetine bağlı metabolik düzenleme sonucu da gerçekleşebilir. Gebeliğin son dönemlerinde düşük olan KM tüketimi laktasyon başlangiçinda süt veriminin pike ulaştığı dönemde hızlı bir artış göstermez. Bir başka ifade ile doğumu izleyen günlerde süt veriminde meydana gelen hızlı bir artışa karşılık KM 2 tüketimindeki artış daha yavaş gerçekleşir. Süt verimi 3-8 haftada en yüksek düzeye (pik) ulaşırken kuru madde tüketimi doğumu izleyen 12-14. haftada en yüksek düzeye ulaşır. Dolayısıyla yüksek verime sahip ineklerde süt veriminin en yüksek döneminde besin maddeleri ve özellikle enerji gereksiniminin sınırlı olan KM tüketimi ile karşılanması mümkün değildir. Bu durumda orta düzeyin üzerinde süt veren ineklerde vücut depolarının hareketlendirilmesi (mobilize edilmesi) zorunlu olmaktadır. Süt verme dönemine yeterli kondisyonda giremeyen ineklerde bu sorun canlı ağırlık kaybına yol açmakta, sonuçta süt verimi düşmektedir. Buzağılamadan 4-5 ay sonra yem tüketimi tekrar azalmaya başlar ve bu azalma gebeliğin son 6 haftasında hızlanır. Laktasyon başlangıcında gerek iştah azlığı gerekse canlı ağırlık kaybı gibi nedenlerle, ineklerde KM tüketiminin laktasyonun diğer dönemlerine göre % 18 daha düşük olduğu saptanmıştır. Bu dönemde kuru madde tüketimini maksimum düzeye çıkarmak için bazı önlemler alınabilir. Buna göre; a) çok iyi dengelenmiş bir rasyon hazırlanması, b) çok iyi kaliteli kesif ve kaba yemlerin verilmesi, c) çok az miktarlarda günde 5-6 kez yemleme programı uygulanması, d) yemlik üzerinin aydınlatılması, e) yemin 24 saat süre hayvanının istemine hazır bulundurulması, f) yemlikteki yemlerin zaman zaman karıştırılması, şeklinde sıralanan önlemlere başvurularak KM tüketimi artırılabilir. b-Kuru Madde Tüketiminin Düzenlenme Mekanizması Hayvanlar yem tüketimleri ile fizyolojik gereksinimleri arasında bir denge kurma çabası içindedirler. Yaşama ve verim payı (süt üretimi, büyüme, gebelik) ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde besin maddesi almaya çalışırlar. Kuşkusuz bu dengenin kurulabilmesi yemin özellikleri ile hayvanın gereksinimlerine bağlıdır. Yüksek süt veren inekler verimde en üst seviyeye ulaştıkları laktasyon başlangıcında iştahının azalmasına da bağlı olarak ağırlık kaybederler. Bu dönemde oluşan ağırlık kaybı canlı ağırlığın % 10’una kadar çıkabilmektedir. Ağırlık kaybının hızlı olması durumunda metabolik bozukluklar ortaya çıkar. Yapılan araştırmalar kondisyonu iyi olan ağır ırklarında laktasyonun ilk 70 gününde l00 kg vücut yağının güvenle kullanılabildiğini göstermiştir. Bu değer buzağılamayı izleyen dönemdeki ağırlığın % 15'ine eşdeğerdir. Yapılan bir çalışmada laktasyonda 7000 kg miktarında süt veren bir ineğe yiyebileceği kadar (ad libitum) kesif yem verilmesi halinde dahi laktasyon başlangıcında hayvanın günde 10-15 Mcal enerjiyi vücut depolarından kullandığı ortaya konmuştur. Bu miktar 3 enerji 1-2 kg vücut yağına eşdeğerdir. Laktasyon başlangiçinda negatif enerji dengesi laktasyon ortasında dengelenmiş, laktasyonun son döneminde ise hayvan her gün 15 Mcal enerji depolamıştır. Bu araştırmalardan alınan sonuçlara göre yüksek verimli hayvanlar laktasyon başlangıcında harekete geçirdiği vücut depolarını verimin azaldığı dönemde tekrar yerine koymaktadır. Bu durumda iyi bir kondisyonla laktasyona giren ineklerin diğerlerine göre bir avantaja sahip oldukları kabul edilebilir. Süt ineklerinde dönemlere göre kuru madde tüketimi, süt verimi ve canlı ağırlık değişimi Şekil 5.’de şematize edilmiştir. Dolgu maddesi bakımından zengin kaba yemler ağırlıklı bir besleme programında yem tüketimi fiziksel olarak ayarlanır. Bu teoriye göre ön midelerin özellikle işkembenin kapasitesi düşük kaliteli kaba yemlerin tüketimini sınırlandırır. Bu tür yemlerin sindirimi ve fermantasyonu düzenlemesi hayvanın ısı artışı, çevre ısısı ve rutubeti ile ilgilidir. İneklerde kuru madde tüketimi canlı ağırlığı, fizyolojik durum (süt verimi, sağım dönemi, gebelik), işkembein kapasitesi ve etkinliği, vücut kondisyonu gibi hayvana bağlı faktörler, yem maddelerinin özellikle kaba yemlerin tipi ve kalitesi (sindirilebilirliği), istekle tüketilme özelliği gibi yeme bağlı faktörler ile bakım, önceki yemleme düzeyi ve sıcaklık gibi diğer çevre faktörlerinin etkisi altındadır. İneklerde süt verimi ve canlı ağırlık dikkate alınarak hesaplanan günlük KM miktarı tablo 2 de gösterilmiştir. Süt ineklerinde günlük toplam KM ihtiyacı canlı ağırlık ve süt verimi dikkate alınarak bu tablodan hesaplanabilir. 4 Tablo 2. Süt ineklerinde canlı ağırlık ve süt verimine göre günlük KM gereksinimi Canlı ağırlık (kg) 400 Günlük %4 Yağlı Süt Verimi 500 600 700 800 Canlı ağırlığın yüzdesi (%) 10 2.7 2.4 2.2 2.0 1.9 15 3.2 2.8 2.6 2.3 2.2 20 3.6 3.2 2.9 2.6 2.4 25 4.0 3.5 3.2 2.9 2.7 30 4.4 3.9 3.5 3.2 2.9 5.0 4.2 3.7 3.4 3.1 5.5 4.6 4.0 3.6 3.3 35 40 45 -- 5.0 4.3 3.8 3.5 50 -- 5.4 4.7 4.1 3.7 55 -- --- 5.0 4.4 4.0 60 -- --- 5.4 4.8 4.3 5 c-Enerji Yüksek süt verimine sahip inekler sağımın ilk 3-8 haftalık döneminde en yüksek süt verim düzeyine ulaşırlar. Bu dönemde hayvanın enerji gereksinimi en yüksek düzeydedir. Kuru madde tüketiminin sınırlı olduğu pik döneminde enerji ihtiyacının rasyonlarla karşılanması mümkün olamamakta, dolayısıyla enerji açığı vücut depoları harekete geçirilmek suretiyle kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu durum canlı ağırlığı 650 kg, yıllık süt verimi 6500 kg olan bir inekte enerji bilançosunun verildiği Şekil 4.’de açık olarak görülmektedir. Buna göre pik dönemini de içine alan laktasyonun başlangıç döneminde ineğin yemle alabildiği enerji miktarı gereksiniminin altında kalmakta hayvan negatif enerji dengesine girmektedir. Daha öz ifade ile inek vücut depolarını (yağı) kullanarak süt veriminde genetik gücüne ulaşabilir. Daha sonraki dönemlerde hayvanın bir yandan KM tüketiminde pik noktaya ulaşması diğer yandan süt veriminin azalmaya başlaması ile vücuttan harcanan depolar yerine konulmaya başlar. Şekil 5.te de gözleneceği üzere yüksek verimli süt inekleri özellikle laktasyon başlangıcında süt verimini devam ettirebilmek için vücut rezervlerini kullanırlar. Buna bağlı olarak sözü edilen dönemde canlı ağırlık kaybı meydana gelir. Sonraki dönemlerde kaybedilen canlı ağırlık tekrar kazanılır. Yüksek süt veriminde olan hayvanlarda laktasyonun ilk 1/3'ünde yoğun besin maddeleri ihtiyacının mümkün olduğu ölçüde kesif yem ağırlıklı besleme ile karşılanmasına çaba harcanmalıdır. Yoksa süt verimi düştükten sonra tekrar eski düzeyine çıkarılması olası değildir. Laktasyondaki ineklerde Net Enerji (NE) yaşama ve verim payı için eşit şekilde değerlendirildiği için NE'Laktasyon' (NEL) enerji değeri olarak kullanılır. Süt ineklerinde enerji kaynağı olarak kullanılan karbonhidratların alımı ile ilgili bazı önemli kurallar şu şekilde sıralanabilir. (1) Toplam rasyonun selüloz dışında kalan karbonhidrat [NFC=100-(% HP+%NDF+%YAĞ+%KÜL)] içeriği % 35-42 civarında olmalıdır. Şeker ve nişasta gibi işkembede kolay çözünebilen karbonhidratların aşırı miktarda verilmesi süt yağının azalmasına ve asidozise neden olabilir. 6 (2) Toplam rasyonda % 30-40 aralığında nişasta olmalıdır. (3) Dışkı pH seviyesi 6 ‘nın altında olmamalıdır. Dışkı pH’sının bu değerin altında olması işkembeden sindirilmeden geçen, nişastanın fazla miktarda olduğunu gösterir. d-Enerji Noksanlığı ve Fazlalığı Genç hayvanlarda enerji ihtiyacı süt inekleri kadar yüksek olmamakla birlikte, enerji yetersizliği bu hayvanlarda büyüme hızının yavaşlaması, zayıflama, normalde 8-12 ay olan cinsel olgünluğa (puberti) ulaşma süresinin gecikmesi gibi belirtilerle ortaya çıkar. Uzun süren bir enerji noksanlığı düvelerde pubertinin 18-24 aylık yaşa kadar uzaması sonucunu doğurur. Yüksek verimli inekler özellikle laktasyon başlangıcında ortaya çıkan enerji yetersizliğine bir dereceye kadar vücut rezervlerini kullanarak reaksiyon gösterir. Ancak şiddetli ve uzun süreli bir yetersizlik durumunda buzağılamadan sonra hızlı bir ağırlık kaybı, laktasyon en üst seviyesinin düşmesi, kalıcılığın (persistensi) kaybolması yani süt veriminin hızla düşmesi, laktasyon süresinin kısalması, döl verimi bozuklukları ile ketozis gibi beslenme bozuklukları ortaya çıkar. Süt ineklerinde laktasyon başlangiçinda her ne kadar enerji ihtiyacı yüksek ise de laktasyon ilerledikçe gereksinilen miktar düşer. Bu itibarla laktasyon sonlarına doğru ya da kuru dönemde uzun süreli yüksek enerji tüketimi yağlanmaya neden olur. Belirtilen dönemlerde kesif yem miktarı uygün oranda azaltılır yada kesif yemlerin enerji yoğunluğu düşürülür. Aksi halde buzağılama sorunları, döl verimi bozuklukları, metabolik hastalıklara duyarlılık gibi olgular ile karşılaşılabilir. Genç dişi damızlıklarda, özellikle 4-10 aylık yaş dönemlerinde, aşırı enerji ile besleme meme bezlerinin yağla dolmasına yol açarak hayvanların gelecekteki performansını olumsuz yönde etkiler. e- Protein Protein büyüme, yaşlanan dokuların tamiri, süt üretimi, ceninin gelişimi için gerekli bir besin maddesidir. Düvelerde, kuruda bulunan veya düşük verimli ineklerde işkembede mikroorganizmalar tarafından sentezlenen amino 7 asitlerin yeterli olduğu dolayısıyla bunlarda protein kalitesinin ikinci derecede önem taşıdığı kabul edilir. Ancak yüksek süt verimli sığırlarda esensiyel amino asitlere olan ihtiyacın ruminal sentezle karşılanamadığı özellikle metiyonin, lizin ve valin gibi amino asitlerin süt üretiminde sınırlandırıcı rol oynadığı gösterilmiştir. Bu nedenle yüksek süt verimi için proteinin bir bölümünün ruminal parçalanmadan etkilenmeden (bypass protein) şirden ve ince bağırsaklara geçirilmesi büyük önem taşır. Bypass protein yemdeki proteinin işkembede parçalanmayan kısmıdır. Süt ineklerinde protein beslenmesinin başlıca amacı işkembe mikroorganizmalarının büyümeleri ve optimum mikrobiyel protein sentezi yapabilmeleri için gerekli amonyağın sağlanması olmalıdır. Ayrıca yüksek verimli sığırların rasyonlarında işkembede parçalanabilen ve parçalanmayan protein arasındaki oran ihtiyacı karşılayacak şekilde ayarlanmalıdır. Bu nedenle yüksek süt veren ineklerde rasyon proteininin bir bölümü işkembede bypass protein içerikleri fazla olan balık unu, et unu, tüy unu, tavuk mezbaha unu ve kan unu gibi hayvansal kökenli yemler ile soya küspesi, mısır gluteni gibi bitkisel kaynaklardan karşılanmalıdır. Bypass proteinin ince bağırsaklardan emilimi de önem taşır. Bununla birlikte rasyonda bypass özelliği yüksek proteinin fazla olması mikroorganizmaların azot bakımından yetersiz beslenmelerine yol açar. Bu durumda bağırsak düzeyinde toplam protein miktarının azalması, dolayısıyla süt veriminin düşmesi söz konusu olacaktır. Kaldı ki mikrorganizmaların protein bakımından yetersiz beslenmesi sonucu diğer besin maddelerinin sindirilme derecesi de olumsuz yönde etkilenir. Proteinin % 60-65’i işkembede (rumende) parçalanabilen nitelikte olmalıdır. Bunun da yaklaşık yarısı çözünebilir protein olmalıdır. Proteinin bu bölümü işkembe mikroorganizmaları için gerekli olan azotun sağlanmasında etkili olur. Yüksek verimli süt ineklerine verilen toplam proteinin % 35-40’ı ise işkembeden bypass olan protein olmalıdır. Rasyonda yağ kullanılması halinde by-pass protein düzeyi artırılmalıdır. Kesif süt yemlerinde bulunması gereken ham protein miktarı laktasyon dönemine ve kaba yemin çeşit ve kalitesine bağlıdır. Yüksek verimli ineklere verilecek toplam rasyonun ham protein miktarı, laktasyon başlangıcında, en az % 19, laktasyonun ikinci yarısında ise % 14, kuru dönemde ise % 12 olmalıdır. Rasyonda kaba yem 8 olarak baklagiller kullanılıyor ise kesif yemde protein miktarı düşürülebilir. Yüksek verimli hayvanlarda kesif yemde protein miktarının % 14'den fazla olmasında, enerjinin optimum düzeyde sindirimi için, büyük yarar vardır. f- Protein Eksikliği ve Fazlalığı Süt verim döneminin (laktasyon) başlangıcında enerji yetersizliğine karşı vücut yağlarını harekete geçirerek tepki gösteren yüksek verimli inek, protein eksikliğine aynı hızda tepki gösteremez.Protein yetersizliği yem tüketiminin azalmasına, selüloz sindiriminin düşmesine neden olur. Protein gereksinimi karşılanamayan hayvanlar kendi vücut proteinlerini harcamaya başlar. Bu durum ilk planda süt veriminin düşmesine daha sonra da ağırlık kaybına yol açar. Diğer taraftan ihtiyacın üzerinde verilen proteinin sağlığı olumsuz etkilediği bilinmektedir. Özellikle işkembede oluşan fazla amonyak ve metabolitler ilk cinsel hücreleri (cenin) gamet ve erken dönemde embriyolar (ceninler) üzerinde zehirli etki yapmakta, buna bağlı olarak döl verimi sorunları ortaya çıkabilmektedir. Aşırı protein tüketimi doğum sonrası negatif enerji dengesinin etkisini artırmaktadır. Proteinli yemlerin pahalı olduğu dikkate alınırsa süt ineklerine ihtiyacın üzerinde protein verilmesi ile ekonomik bir besleme programının gerçekleştirilemeyeceği ortaya çıkar