1877-1878 Osmanlı

advertisement
1.MEŞRUTİYETİN İLANI
•
•
Birinci Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu’nda 1876 yılında ilan edilen
anayasal yönetime denir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik sorunları, 17. yüzyıldan itibaren
toprak kaybetmesi ve sürekli bütçe açığı vermesiyle başladı. Avrupa
devletleriyle imzalanan serbest ticaret antlaşmalarıyla ülkeye giren
mallardan düşük gümrük vergileri alınıyordu. Bu hem devletin gelirlerini
azaltmış hem de yerli sanayinin gerilemesine yol açmıştı. Ekonomik
sıkıntıların yanı sıra, özellikle 1789 Fransız Devrimi'nin etkisiyle yayılan
özgürlükçü düşünceler ve milliyetçilik akımı,Osmanlı İmparatorluğu’nu da
sarstı. Balkanlar'da 19. yüzyılda bağımsızlık talebiyle ayaklanmalar
çıktı. Balkanlar'da ve Ortadoğu’da çıkar çatışmaları içindeki Avrupa
devletleri ile Çarlık Rusya'sı da zaman zaman bu hareketleri
desteklediler. Osmanlı sınırları içindeki Müslüman olmayan halkların
durumlarının düzeltilmesi gerekçesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nu
reformlar yapmaya zorladılar. 1839’daki Tanzimat
Fermanı ile 1856’daki Islahat Fermanı’nın ilanları bu tür koşullarda
gerçekleşti.
• Öte yandan 1860'larda bir aydın hareketi olarak Genç
Osmanlılar ortaya çıktı. Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi
aydınlar, Avrupa ülkelerindeki anayasal monarşilerden
etkilenerek Osmanlı İmparatorluğu’nun meşrutiyetle
yönetilmesi gerektiğini savundular. Osmanlı
İmparatorluğu, 1850'lerden itibaren dış borç almaya
başlamıştı ve1870'lere gelindiğinde devlet hem
ekonomik hem de siyasal bunalıma sürüklenmişti. Bu
bunalım sırasında Mithat Paşa ve arkadaşları 30
Mayıs 1876'da Abdülaziz'i tahttan indirerek yerine V.
Murat’ı geçirdiler. Ne var ki, V. Murat aydınların ve
ilerici devlet adamlarının istediği reformları
yapabilecek biri olmasına rağmen ruh sağlığı bozulduğu
için tahtan indirildi. yerine II. Abdülhamit meşrutiyeti
ilan edeceği sözünü vererek padişah oldu.
• Abdülhamit tahta çıktığında Balkanlar’da ayaklanmalar
başlamış, Çarlık Rusya'sı Osmanlı'ya bir ültimatom
vermişti. Büyük Avrupa devletlerinin İstanbul’da toplanılan
bir konferansta Balkan sorununu tartıştıkları ve Osmanlı
İmparatorluğu'ndan reformlar yapmasını istedikleri
sırada, II. Abdülhamit siyasal bir manevrayla 23 Aralık
1876'da Kanun-i Esasi’yi (anayasa) ilan etti. Böylece
meşruti yönetime geçilmiş oluyordu.
• 1876 Anayasası olarak da bilinen Kanun-i Esasi, aslında
padişahın egemenlik haklarına bir kısıtlama getirmiyordu.
Yürütme yetkisini tümüyle elinde
tutan padişah, sadrazam ve vekilleri (bakanları) istediği
gibi atayıp görevden alabiliyordu. Meclisin vekiller üzerinde
denetim yetkisi yoktu. Padişah, savaş ve barış yapma,
istediğinde meclisi kapatma ve yeniden seçimlere götürme
yetkisine de sahipti. Ayrıca padişahın, "kamu yararı için"
polis soruşturması sonucunda kişiyi sürgün etme yetkisi
vardı. Hükümdara tanınan haklara rağmen anayasa, Avrupa
etkilerinin Osmanlı bürokrasisinin bir bölümü içerisinde ne
derecelere ulaştığının göstergesiydi.
• Kanun-i Esasi uyarınca iki
kanatlı bir parlamento
oluşturuldu. Üyeleri seçim
yoluyla belirlenen
meclise Meclis-i Mebusan,
üyeleri atama yoluyla
belirlenen meclise de Âyan
Meclisi deniyordu. İki
meclisin oluşturduğu
parlamento Meclis-i
Umumi (Genel Meclis) olarak
adlandırılmıştı. Âyan
Meclisi'nin başkan ve üyeleri
doğrudan padişah tarafından
atanıyordu. Anayasaya göre
Genel Meclis padişahın
buyruğuyla Kasımda açılıyor,
mart başında çalışmalarını
tamamlıyordu.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı
(93 Harbi)
• 93 Harbi ya da 1877-1878 Osmanlı-Rus
Savaşı, Osmanlı padişahı II. Abdülhamit ve Rus çarı II.
Alexander döneminde yapılmış olan birOsmanlı-Rus
Savaşı'dır. Rumi takvime göre 1293 yılına denk geldiğinden
Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilinir. Hem Osmanlı
Devleti'nin batı sınırındaki Tuna (Balkan) Cephesi'nde, hem de
doğu sınırındaki Kafkas Cephesi'nde savaşılmıştır. Savaşa
hazırlıksız yakalanan Osmanlı Devleti, çok ağır bir yenilgi almıştır.
Savaşın başlıca sebepleri; Osmanlı Devleti'nde yaşanan azınlık
isyanları, Rusya ve Batı Avrupa ülkelerinde, Osmanlı Devleti'nde
yaşayan Hıristiyanların insan haklarının çiğnendiği konusunda
oluşan tek taraflı kamuoyu, Rusya'nın Balkanlardaki genişleme
siyaseti, Romanya ve Bulgaristan'ın bağımsızlık istekleri
vePanslavizm akımıdır. Avrupa'nın büyük güçleri savaşı önlemek
için İstanbul'da Tersane Konferansı'nı toplamışlar, ancak
Osmanlı Devleti'ne yaptıkları taleplerin reddedilmesi üzerine
savaş patlak vermiştir.
• Yaklaşık 1 yıl süren savaşta Osmanlı orduları, savunma
savaşı yapmıştır. Batılı devletler ise tarafsız kalarak,
savaşı bitirmek için arabuluculuk yapmıştır. Özellikle
Balkanlarda bu olaylar neticesinde etnik temizlikler
yaşanmış ve yer yer kırımlar görülmüştür. Sonunda batıdaki
Osmanlı savunma hatlarını kıran Rus ordularının önü açılmış,
dirençle karşılaşmadan İstanbul'un eşiğine (Yeşilköy) kadar
ilerleyerek Osmanlı Devleti'nin varlığını tehdit etmiş ve
bunun sonucunda Osmanlı Devleti Ayastefanos Antlaşmasını
imzalamak zorunda kalmıştır. Ancak Batı Avrupa ülkelerinin
bu antlaşmanın koşullarından hoşnut kalmamaları sonucu bu
antlaşma geçerliliğini yitirmiş ve yeniden imzalanan Berlin
Antlaşması ile Osmanlı Devleti, çok fazla toprak
kaybetmiş, Balkanlar'daki nüfuzunu büyük ölçüde
yitirmiştir. Balkanlar'da ve Kafkasya'da sayıları 1 milyonu
aşkın Osmanlı vatandaşı mülteci konumuna düşmüş, savaş
süresince ve savaştan sonra Anadolu'ya dev göç dalgaları
yaşanmıştır.
BERLİN KONGRESİ
VE
BERLİN ANLAŞMASI
• Kongreye Katılan Devletler: Osmanlı,
Rusya, ingiltere, Fransa, Avusturya,
italya ve Almanya.
NOT: Bu sırada ingiltere, Osmanlı
Devletine KIBRIS'ın kendisine bir ÜS
olarak verilmesi durumunda kongrede
Osmanlı Devletini savunacağını söyledi.
Osmanlı ingiltere'nin bu isteğini kabul
etmek zorunda kaldı.
•
•
BERLiN ANTLAŞMASININ MADDELERi (1878):
1)Ayestefanos Antlasmasıyla kurulan BULGAR KRALLIĞI üçe ayrıldı:
•
a)Asıl Bulgaristan: Osmanlı Devletine vergi veren bir prenslik haline getirildi.
•
b)Makedonya: Islahat yapılmak sartıyla Osmanlıya bırakıldı.
•
c)Doğu Rumeli: Osmanlıya bağlı kalacak,ancak hırıstiyan bir vali tarafından
yönetilecek.
•
2)Sırbıstan,Romanya,Karadağ bağımsız olacak.
•
3)Bosna-Hersek Osmanlı toprağı sayılacak, yönetimi geçici olarak Avusturya'ya
bırakılacak.
•
4)Kars,Ardahan ve Batum Ruslara, Doğu Beyazıt Osmanlı'ya verilecek.
•
5)Teselya Yunanistan'a verilecek.
•
6)Ermenilerin oturduğu yerlerde ve Girit adasında ıslahatlar yapılacak.
•
7)Osmanlı Rusya'ya 60 milyon altın savas tazminatı verecek.
• ÖNEMi:
• 1)Osmanlı'nın dağılma süreci hızlandı.
• 2)Bu antlasma ile ingiltere de Osmanlı topraklarının
parçalanmasına katıldı.Bu yüzden Osmanlının dıs politikasında
ingiltere'den bosalan yeri ALMANYA almaya basladı.
• 3)ERMENi MESELESi ilk defa uluslararası bir antlasmada yer
almıs, Ermeni Meselesi Ermenilerin değil
Osmanlı'yı parçalamak isteyen devletlerin meselesi olarak ortaya
çıkmıstır. Berlin Antlasması, ERMENi Meselesinin BASLANGICI
olarak kabul edilmektedir.
• 4)Osmanlının 19. yy.da en çok toprak kaybettiği antlasmadır.
• 5)Anlasmadan en karlı çıkan, Bosna Hersek üzerinde haklar elde
eden Avusturya ve Kıbrısı üs olarak
alan ingiltere'dir.
ERMENİ SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIŞI
• Osmanlı devleti zayıflamaya başlayıp,
misyoner okulları kurulup, hemen her
konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz
kalınca, Türk-Ermeni ilişkilerinde de bir
bozulma devri başlamıştır. Bazı
devletler, Osmanlı devletini bölerek
bölgesel çıkarlarına ulaşabilmek için,
Ermenileri Türk toplumundan koparmayı
hedeflemişlerdir.
• Özellikle Avrupa'nın bazı büyük
devletleri "ıslahat" adı altında bir
yandan Osmanlı devletinin iç işlerine
karışırken, bir yandan da Ermenileri
Osmanlı yönetimine karşı
teşkilatlandırmışlardır.
• Böylece ülke içinde ve dışında
teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni
komiteleri ile Ermeni kiliselerinin
kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda, Ermeni
toplumu yavaş yavaş Türklerden
uzaklaşmaya başlamıştır.
• Türklerin iyi tutumuna karşın, yabancı
devletlerle işbirliğine girmek suretiyle Türklerle
mücadeleye başlayan Ermeniler, Batının
desteğini alabilmek için kendilerini "ezilen bir
toplum" olarak göstermeye ve "Anadolu
üzerindeki egemenlik haklarını Türklerin gasp
ettiği" iddiasını dile getirmeye başlamışlardır.
• Islahat Fermanı ile müslümanlar ve gayr-i
müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince
ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler, 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Rusya'dan, "işgal
ettiği Doğu Anadolu topraklarından
çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya
Ermeniler lehine ıslahat
yapılmasını" istemişlerdir
• Ermenilerin bu talebi, Rusya tarafından
kısmen kabullenilmiş, Osmanlı-Rus Savaşı’nın
ardından imzalanan Yeşilköy, eski adıyla
Ayastefanos Anlaşması ve daha sonraki
Berlin Anlaşması’yla Ermeni sorunu uluslar
arası bir boyuta taşınmıştır. Böylece,
Türkiye’yi bölmek isteyen yabancı güçler,
Türk-Ermeni ilişkilerine müdahale etmeye
başlamışlardır.
• İngiltere ve Rusya tarafından tarih
sahnesine sunulan Ermeni Sorunu, aslında
emperyalizmin Osmanlı devletini yıkma ve
paylaşma politikasının bir uzantısıdır. Sözde
Ermeni soykırımı iddiaları ve yalanları da
işte bu politikanın propaganda ürünüdür!..
Download