AKŞAM Azez’de çocuk katliamı Azez’i işgal ederek etnik temizlik yapmak isteyen PYD’yi, Türkiye top atışlarıyla durdurunca Rusya devreye girdi. Azez’deki bir hastane ve okulun da hedef alındığı hava saldırısında 6’sı çocuk onlarca kişi hayatını kaybetti. Rusya PYD'ye koridor açmak ve korumak için Suriye'nin Azez kentini havadan bombardımana tuttu. Dün sabah saatlerinde Rus uçakları Kilis’in karşısındaki Halep’in Azez İlçesi'ne hava saldırısı düzenledi. Kadın, Çocuk ve Doğum Hastanesi ile okul bahçesine düzenlenen hava saldırısında aralarında kadın ve 6 çocuğun bulunduğu 15 kişi hayatını kaybetti. Rus hava saldırısında 50'nin üzerinde yaralı bulunuyor. Yaralılardan 20’si Öncüpınar Sınır Kapısı'nda bekleyen 112 ambulansları ile sınırdan alınarak Kilis Devlet Hastanesi’ne getirilip tedavi altına alındı. Kilis'e getirilen yaralıların büyük çoğunluğu çocuk. SALDIRI SÜRÜYOR Suriyeli mültecilerin barındığı okulda büyük hasarın meydana geldiği ifade edilirken, Rus uçaklarının söz konusu köy ve Azez İlçesi'nin çevresini bombalamaya devam ettiği kaydedildi. Rus savaş uçaklarının Azez ilçesi'nde farklı yerlere ''misket'' bombasıyla düzenlediği saldırılarda 10 kişi yaşamını yitirmişti. Hastaneleri kasten vuruyor Financial Times gazetesi manşetinde "Batı, Suriye savaşında Moskova'yı mültecileri silah olarak kullanmakla suçluyor" ifadelerini kullandı. Haberde “Batılı diplomatlar ve siyasetçiler, Moskova'nın mülteci krizini tırmandırmaya çalışmak için Suriye'de kasıtlı olarak sivilleri vurduğu uyarısında bulunuyor. Bu, hassas ateşkesin daha başlamadan bozulabileceğine dair bir işaret. Bir Avrupalı yetkiliye göre Moskova siyasi avantaj sağlamak için mülteci krizini silah olarak kullanıyor. Fırın ve hastane gibi yerler hedef alınarak yerel halkın evlerini terk etmesi, Türkiye ve Avrupa'ya mülteci akınının yoğunlaşması hedefleniyor” bilgisi aktarıldı. Uçuşa yasak bölgeyi destekliyorum Stuttgarter Zeitung’a konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Almanya Başbakanı Merkel, Suriye’deki çatışmaların beş yıldır sürdüğüne dikkat çekti. Suriye’deki durumun “sonsuz karmaşık” olarak nitelendiren Merkel, “Rusya'nın Halep bölgesinde bomba yağdırması durumu daha da zorlaştırıyor” dedi. Sığınmacıların Suriye’de barındırılmaları için güvenli bir bölgenin oluşturulması gerektiğini belirten Merkel, şunları söyledi: “Şu andaki durumda orada çatışan tarafların hiçbirinin saldırmayacağı bir bölge; yani uçuşa yasak bölge olması çok faydalı olur. DAEŞ'li teröristlerle görüşemeyiz. Ancak, Esad karşıtları ve tarafları arasında böyle bir anlaşma sağlanabilirse çok faydalı olur.” AKŞAM HDP'li Sakık'tan küstah tehdit Sırrı Sakık, Ağrı’da yaptığı konuşmada 'Bahar mevsiminde bu toprakları büyük tehlikeler bekliyor' ifadelerini kullanarak adeta devleti tehdit etti. AĞRI Belediye Başkanı DBP'li Sırrı Sakık, bahar mevsiminde büyük tehlikelerin bu toprakları beklediğini ileri sürerek, terör örgütü PKK'nın saldırılarını arttıracağı tehdidinde bulundu. PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın Kenya'dan Türkiye'de getirilişinin 17'nci yıldönümü nedeniyle DBP ve HDP Ağrı il örgütü, Meydan Caddesi üzerinde bir araya geldi. HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk'ün de katıldığı basın açıklamasında konuşan Belediyesi Başkanı Sırrı Sakık, ölümlerin tek çözümünün sulh, diyalog ve müzakerede olduğunu söyledi. Sakık, şöyle devam etti: "Bizim üzerimizden siyaset yapmayın. Bu topraklarda ölümü değil, yaşamı tanrılaştırın. Yaptığınız toplantılarda 'sigarayı bırakın insan yaşamı uzasın' istiyorsunuz ama bir taraftada bu topraklarda 18, 20 ve 25 yaşlarındaki insanlar toprağa gömülüyor. Bu büyük bir tezattır. İnsan yaşamına değer veriyorsanız, bu topraklarda ölümü durdurun. Bu kadar büyük güvenlik güçlerinin oluşturulmasına gerek yok. Bizim bu sokaklarda oluşumuzun nedeni, sizin bu yaptığınız ölümlere karşı barikat oluşturmaktır. Nedir bunlar? Bu kadar asker ve polis barikatları ile güvenlik oluşturuyorsunuz. Bahar mevsiminde büyük tehlikelerin bu toprakları beklediğini görüyoruz. Bu bir durum tespitidir. Nasıl ki 2013 yılında silahların gömülmesi için müzakereler sürdürüldü ise tekrar HABERLER 16/02/2016 Dolmabahçe'de yıkılan o masanın hayat bulması gerekir. Çünkü 30 yıldır bu çatışma, ölüm ve kan sorunları çözmedi. Tek çözüm sulh, diyalog ve müzakeredir. Ülkemizi bekleyen daha çok büyük tehlikeler vardır. Orta Doğu'da görüldüğü gibi, insanlar nasıl da öldürülüyor, göçe zorlanıyor. İşte bu senaryoyu da, Türkiye'de uygulamaya çalışıyorlar. Türkiye ilk önce kendi Kürdüyle barışmalıdır. Bütün acılar, bizimdir. Hayata böyle bakmalıyız. Barışın egemen olacağını, herkesin de el ele tutuşacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum. AKŞAM İran’dan Türkiye'ye uyarı: Yapmayın Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’ye askeri müdahalede bulunabileceğine yönelik haberlere Tahran’dan tepki geldi İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Cabir Ensari, Ankara ve Riyad’ın Suriye’ye müdahalesinin sadece sorunu daha da büyüteceğini söyledi. İran’ın yarı resmi Fars Ajansı’nın haberine göre Ensari, "İran, bölgesel ve uluslararası müdahaleler nedeniyle sorunun daha da karmaşık ve çok katmanlı hale geldiğini düşünüyor. Suriye hükümetiyle eşgüdüm içinde yapılmayan her yeni müdahale sorunu daha da karmaşıklaştırıp terörist saldırıların artmasına yol açacaktır" dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ensari, "Suriye’de bazı kesimlerin izlediği saldırgan politikalar bugüne kadar hiçbir yere varmadığı gibi, aynı yolda yürümekle aynı sonucun alınacağı da açıktır. Askeri müdahaleye kalkışmadan önce bütün ülkelerin bu faktörleri hesaba katmasını ümit ediyoruz" diye konuştu. HABERTÜRK Mevlüt Çavuşoğlu, Laurent Fabius ile görüştü Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadan duyulan rahatsızlığı iletti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault ile telefon görüşmesi yaptı. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Bakan Çavuşoğlu, dün Fransa Dışişleri Bakanı JeanMarc Ayrault ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmeyi Türk tarafının talep ettiği öğrenildi. Bakan Çavuşoğlu, görüşmede Fransız Bakan Ayrault'yu yeni görevinden dolayı tebrik ederken, Suriye'nin kuzeyindeki PYD hedeflerine yönelik operasyonlar bağlamında Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından hafta sonu yapılan açıklamadan duyulan rahatsızlığı dile getirdi. Türkiye'nin Suriye'de terör unsurlarıyla mücadele etmekte olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, Suriye konusundaki tutumun 11 Şubat'ta Münih'te gerçekleştirilen Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısında da ifade edildiğini, bu tutumun Fransız muhataplarca da bilindiğini dile getirdi. Fransız Bakan, Suriye konusundaki görüşlerin esasen örtüşmekte olduğunu, önümüzdeki dönemde iki ülke arasındaki işbirliğini ileri taşımayı arzu ettiklerini ifade etti. HABERTÜRK Deniz Baykal: CHP'de köklü bir değişime ihtiyaç olduğu açık, dört yıl böyle geçmez Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti yönetimini eleştirerek, "köklü bir değişim" gerektiğini söyledi. Baykal "bayrak açmadım" derken, 2019 seçimlerine kadar yenilenmenin gerektiğine işaret etti CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "CHP'de köklü bir değişime ihtiyaç olduğu açık. Parti, kendini yeniden şekillendirme ihtiyacıyla karşı karşıya. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da bunun farkında olduğunu biliyorum. Bizim, zaman kaybetmeden, bir an önce CHP'nin, Türkiye'ye yönelik tehditler ve tehlikeler karşısında en güçlü şekilde, tazelenmiş, yenilenmiş, güçlenmiş olarak temsil etmesine ihtiyacımız var. Bu alışılmış, siyasi mücadele yöntemleriyle başarılmış bir iş değildir. Bu konuda herkese büyük görev düşüyor, Kılıçdaroğlu'na da yönetici arkadaşlara da" dedi. Baykal, CNN Türk'te katıldığı "Tarafsız Bölge" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 2 HABERLER 16/02/2016 'AZEZ-HALEP HATTINI AÇIK TUTMAK İÇİN...' HALEP HATTINI AÇIK TUTMAK İÇİN...' 'AZEZ- PYD'de yönelik top atışlarının hatırlatılıp, "Türkiye savaşa mı giriyor?" sorusunun yöneltildiği Baykal, "Hayır, Türkiye obüs kullanımıyla savaşa girmiş değildir. Bu bir savaş ilanı değildir" yanıtını verdi. Ortadoğu'da ortaya çıkan kargaşanın Türkiye'yi ciddi şekilde baskı altına aldığını, gelen mülteci dalgasının 2,5 milyonu geçtiğini belirten Baykal, güven verici bir barış sözleşmesi yapılmadığı takdirde Türkiye'nin sürekli olarak göç dalgasına maruz kalacağını söyledi. Baykal, yeni göç dalgalarının gelmesi ihtimali karşısında, Türkiye'nin buna engel olunmasını talep etmesinin meşru hakkı olduğunu ifade etti. "Bombalama ona mı giriyor?" sorusu üzerine Baykal, "Ne yazık ki Azez-Halep hattı açık tutulmadığı takdirde bu göç dalgasına açıkça davetiye çıkarmış olacağız" dedi. "TÜRKİYE BÜYÜK GÖÇ DALGASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR" "Bombalamayla oranın kapanmasını engellemeye mi çalışıyoruz?" sorusuna Baykal, "Türkiye, Azez-Halep bağlantısının açık olmasını, Halep'te büyük saldırı, katliam ve büyük bir göç dalgasının ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor" yanıtını verdi.Azez-Halep hatını açık tutmak için Türkiye'nin müdahale hakkının bulunduğunu ifade eden Baykal, bombalamanın şu ana kadar etkili olduğunun anlaşıldığını söyledi.Çekişme konusunun Azez olmaktan çıktığını belirten Baykal, şunları kaydetti: "Güneyden Halep'e yönelik bir sızma planlaması yapılmakta olduğu görülüyor. Halep bir Sünni kentidir, tarihi olarak öyledir. Sünni İslam medeniyetinin, her yerine damgasını vurduğu bir kenttir. Bu kenti Rusya'nın himayesinde, Esad'ın güçlerine, Şii, Nusayri güçlerine teslim etmeye yönelik bir politikayı çok cidi sorgulamak lazım. Bunlar böyle kendi haline bırakılacak konular değil. Bundan sonra onun sonucu sadece göç değil, sonunda katliam var. Tarihi kimliği değiştirme sonucu doğuracak bir süreç hepimizin gözü önünde yaşanırken, 'buna karışmayın' çok doğru gelmiyor. Buna Amerika'nın da sırtını dönme hakkı yok." "KENDİ OYUNUNU OYNUYOR" Suriye'de otoritenin bulunmadığını, ona ikame olarak başvurulabilecek bir başka otoritenin ortaya çıkmasına izin verilmediğini belirten Baykal, bu otoritenin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olabileceğine işaret etti. Rusya'nın, bölgede yaşanan kargaşayı kendi amaçları için değerlendirmek istediğini dile getiren Baykal, şunları kaydetti: BM, TÜRKİYE'NİN TOP ATIŞINI GÖRÜŞECEK TÜRKİYE'NİN TOP ATIŞINI GÖRÜŞECEK BM, "Bu konuda kendisine davetiye gönderecek bir muhatap da bulmuştur. Şimdi bunu kullanarak, bölgede kendi siyasi amaçlarına göre her türlü askeri faaliyeti sürdürüyor. Bu şansa sahip olan başka ülke yok. Amerika hukuki zemini olmayan bir koalisyon oluşturarak havadan bombalama yapıp, statükoyu korumaya çalışıyor. Bunun işlemesi mümkün değil. Çünkü sadece bombalamayla bu iş sağlanmıyor. Ama bombalamaya destek olarak kara gücü varsa ki Rusya için Esad'ın güçleri var. ABD, PYD'yi kullanmak istiyor ama PYD olayın özüne yönelik bir etkinlik sergileme gücünde değil. Herkesin kendi derdi var, herkes kendi derdini IŞİD'in üzerinden takip ediyor. Dünyaya, 'IŞİD'e karşı mücadele ediyoruz' diyor, aslında kendi amacını gerçekleştirmeye çalışıyor. PYD de Türkiye'nin güneyindeki Suriye sınırında kantonları birleştirmeye yöneliyor. Bunun için de Kürt olmayan Arap köylerini göç etmeye mecbur ediyor, nüfus yapısını değiştiriyor. Orada kendi oyununu oynuyor. Suriye'nin asıl temel ağırlık noktasında IŞİD'e karşı PYD'nin mücadele vermesi söz konusu değil." "HDP İLE AKP ARASINDA BİR SARKAÇ KONUMUNDA OLMAK BİZİM İŞİMİZ DEĞİL" Deniz Baykal, CHP'yi görmek istediği noktada göremediğini belirterek, "Bir süreci anlattık, belli noktalarda arayışlar ortaya çıktı. İktidara zıplatacak kolay çözümler arandı. Partinin duyarlılıkları sorgulanır hale gelmeye başladı. Partinin güvenilirliğiyle ilgili, kararlılığıyla ilgili kuşkular şekillenmeye başladı ve bu bizim tabanımızı da etkisi altına almaya başladı" dedi. Bunların aşılması gerektiği değerlendirmesinde bulunan Baykal, "Bunları aşarken de elbette yeni şeyler söylemek lazım ama yeni şeyleri söylerken de AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 3 HABERLER 16/02/2016 klasikleşmiş doğrularımızı 'eskidir' diye atmaya kalkmak kadar şaşkınlık olmaz, onları küçümsemek kadar şaşkınlık olmaz. Onları sahiplenmeye devam edersek inandırıcı oluruz, güvenilir oluruz ve etkili oluruz ki Türkiye'nin şimdi buna ihtiyacı var" diye konuştu. "Bir yönetim sorunumuz olduğunu da aynı şekilde görüyorum. Yönetim iradesi sergileme konusunda ihmalkar ya da 'dur bakalım'cı yaklaşımları şekilleniyor ve böylece çok kolay ve kararlılıkla çözümlenebilecek sorunlar, çözülemez hale geliyor. İşler bize zarar verebilecek bir noktaya taşınıyor" diyen Baykal, partide bir arayışın olduğuna, her iki yılda bir bütün parti meclisinin değiştiğine işaret etti. Baykal, şu değerlendirmeleri yaptı: "Orada görev yapan insanlar da nitelikli, değerli insanlar. Türkiye'nin önde gelen ciddi insanları ama olmuyor. Bunu ben söylemiyorum, bunu herkes görüyor. Eminim Sayın Kılıçdaroğlu da bu sıkıntının farkındadır. Partinin, bir toparlanmasına, bir etkinlik sergilemesine, kendisine olan inancını güçlü bir şekilde ortaya koymasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de bizim söylem, ilke, politika bakımından tutarlı, biraz oradan biraz buradan falan değil, belli özentilerden uzak olmamız gerekiyor. HDP ile AKP arasında böyle bir sarkaç konumunda olmak, bizim işimiz değil." "CHP'NİN TAVRI İLE İLGİLİ TEREDDÜT OLMAMALI" Şiddet ve Kürt sorunu ayrımını herkesin yapmadığını belirten Baykal, "Öyle bir nokta ortaya çıktı ki bizim içimizde bazı arkadaşlar bu konuda çizgiyi HDP çizgisine taşıyan açılımlar içine girdi. Mesela şimdi bu son dönemde Güneydoğu'da terörle, şiddetle bir mücadele var. Ülkenin içinde kente, mahalleye, yatak odasına kadar gerçekleşen bir terör var. İktidarın terör politikasının doğal sonucu olarak yerleşti bunlar. Yanlış mı? Yanlış. Sorumlu iktidar mı? Evet, iktidar. Hiç tereddüt yok. Ama burada şimdi iki temel unsur var; Oraya yerleşen teröre göz yumamayız, doğal karşılayamayız" dedi. "Yani CHP'liler karşı çıkmıyor mu?" sorusuna Baykal, "Ben bu konuda hiçbir tereddüdün yaratılmaması gerektiğine inanıyorum. Çok net bir şekilde terörle mücadele konusunda bizim kararlı ve cesur bir hal içinde olmamız gerekiyor" yanıtını verdi. "Sizin söylediğinizle, Sayın Kılıçdaroğlu'nun söyledileri çelişmiyor mu?" sorusuna karşılık Baykal, "Siyasette bazı doğru telafuzlar yapılması, izlenmekte olan politikanın o şekilde anlaşılması anlamına gelmez. Bugün ben isterim ki CHP'nin terörle mücadele konusundaki tavrı ile ilgili hiç kimsenin kafasında bir tereddüt olmasın. Terörle mücadele konusunda kişilerin açıklamasının değil, algılamanın tümüyle oturması lazım" cevabını verdi. "DÖRT YILI BÖYLE GEÇİREMEYİZ, GEÇİRMEMELİYİZ" "İlk kez partinizi açık ve net bir şekilde eleştiriyorsunuz, neden" şeklindeki soru üzerine Baykal, seçimlerin üzerinden uzun zaman geçmesine karşın parti içindeki şikayet edilen konuların değişmediğini, tam tersine giderek arttığını belirtti. Baykal, "Normal şartlar altında, önümüzde bir süre var. CHP'nin bu süreyi en iyi şekilde ve hızla değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Samimiyetle inanıyorum. Biz, dört yılı böyle geçiremeyiz, geçirmemeliyiz" yanıtını verdi. "Bu, Kılıçdaroğlu ile olmuyor anlamına mı geliyor" sorusu üzerine de Baykal, şunları söyledi: "Köklü bir değişime ihtiyaç olduğu açık. Parti, kendini yeniden şekillendirme ihtiyacıyla karşı karşıya. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da bunun farkında olduğunu biliyorum. Bizim, zaman kaybetmeden, bir an önce CHP'nin, Türkiye'ye yönelik tehditler ve tehlikeler karşısında en güçlü şekilde, tazelenmiş, yenilenmiş, güçlenmiş olarak temsil etmesine ihtiyacımız var. Bu, alışılmış siyasi mücadele yöntemleriyle başarılmış bir iş değildir. Bu konuda herkese büyük görev düşüyor, Kılıçdaroğlu'na da yönetici arkadaşlara da." Kendisinin tek derdinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu ifade eden Baykal, "Bulunduğum noktada, süreç yaşanmış buraya gelmişken, benim şahsen kendime yönelik bir taleple parti konuşması yapmam mümkün değildir ama bunun yapılması gerektiğine inandığım için, bu işin artık savsaklanamayacağını düşündüğüm için söyleme ihtiyacını istiyorum. Net bir şekilde bunu ifade etmenin görevim olduğunu düşünüyorum ve ifade ediyorum. Bu sürecin şekillenmesinde bana her türlü mevki, makam AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 4 HABERLER 16/02/2016 hesabının dışında destek vermek, katkı yapmak, yol açmak, çözüm oluşturmak gibi düşecek her görevi de sonuna kadar yapmaya hazırım" dedi. "KEMAL BEY İYİ NİYETLİ GÖREV ÜSTLENDİ" Baykal, kendisine yöneltilen "Kemal Kılıçdaroğlu'na 'çekil' çağrısında mı bulunuyorsunuz" sorusu üzerine de "Bu, çok kaba bir şey. Bunu söylemeye hakkımız yok. Kemal Bey, iyi niyetle bir sıkıntılı, bunalımlı dönemde görev üstlendi. O görevi, en iyi şekilde yapmaya çalıştı, büyük bir iyi niyetle, büyük bir görev ve sorumluluk duygusuyla yapmaya çalıştı, partimize bir sürü şey de kazandırdı. Hiç, kuşku duymuyorum. Halkla ilişkilerin de CHP 'nin algılanmasında fevkalade olumlu olacak bir sürü açılımlar da getirdi, düşünce sisteminde yenilikler getirdi. Çok şey kazandırdı, şüphe yok ama şimdi çok kritik bir döneme giriyoruz. Önümüzde normal şartlar altında 3.5 yıllık bir süreç var. Bu yapıyla, bu süreci götürmemizin ben artık geride kalması kanısındayım. Bu doğrultuda da en büyük görevin Sayın Kılıçdaroğlu'na düştüğü kanısındayım" açıklamasını yaptı. Dışişleri Bakanlığı'nın, Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarının açık bir savaş suçu olduğuna ilişkin açıklamasının hatırlatılması ve açıklamaya katılıp katılmadığının sorulması üzerine Baykal, "Rusya'nın bu davranışını reddediyorum. Oraya katılmak diye benim bir derdim, bir kompleksim yok. Ama biz olaylara bakarken bu pencereyi aşalım artık. 'Onun peşinden mi gidiyorsun, bunun peşinden mi gidiyorsun'. Ben çok çektim bundan da doğru bildiğimi yapıyorum, 'Sen onun için mi yapıyorsun, bunun için mi yapıyorsun' falan tartışmaları...." diye konuştu. "PARTİ YÖNETİMİNDE GÖREV ALMA TALEBİYLE DEĞERLENDİRME YAPMIYORUM" Son üç seçimde CHP'nin yüzde 25 oy almasına ilişkin Baykal, "Aldı... Böyle olunca ne olur. Önümüzdeki seçim için bir şey var mı? Yüzde 25'e de itirazım yok. Yüzde 25'le etkin, belirleyici, caydırıcı olabilsek... Bütün bu söylediklerim açık" diye konuştu. Geride kalan dönem içerisinde Türkiye'yi ve CHP'yi izlediğini belirten Baykal, gelinen noktadaki ruh halini partisi ve kamuoyuyla paylaştığını söyledi. Daha iyisini istediğini kaydeden Baykal, "Daha iyisi mümkündür ve daha iyisi yapılmalıdır. Kavgasız, dövüşsüz yapılmalıdır" şeklinde konuştu. Baykal, partinin bazı temel yanlışları olduğu kanaatini yansıttığını dile getirerek, "Cumhuriyet Halk Partisi, kendisini sorgulamalıdır. Bu aşamada sorgulamalıdır" dedi. Bu sorgulamanın nasıl bir sorgulama olacağına ilişkin soruya Baykal, "Burada insanlarla ilgili bir problem yok. Kemal Bey'le de ilgili bir problem yok. Yönetici arkadaşlarla da ilgili problem yok. Ama yönetim sorunu var. Bilmiyormuş gibi bana sormayın. Bunun en yakın tanıklarısınız" yanıtını verdi. Programdaki değerlendirmelerinin ardından "Partinin yönetimi tartışılmaya başlayacaktır" yorumu yapılması üzerine Baykal, "Olabilir, zaten tartışılıyor" ifadesini kullandı. "BAYRAK AÇMADIM" "Bayrak mı açtınız" şeklindeki soru üzerine Baykal, şunları söyledi: "Hayır, estağfurullah, hiç böyle bir şey yok. Ben partimin kendisini yenileme mekanizmalarının harekete geçmesi gerektiği kanaatimi paylaşıyorum. Bundan sonrası benim işim değil artık. Parti, bunu önemsiyorsa gereğini yapar. Benim bu konuda bir etki, katkı, yönlendirme, destek, uzlaştırma, buluşturma, birleştirme, genel başkanla bu konuda bir mutabakat sağlamaya destek olma gibi görevlerim varsa bunların hepsini yaparım. Bir tek şey istiyorum, Cumhuriyet Halk Partisi artık hepimizin içini ısıtacak bir noktaya gelsin. Ciddi şekilde parti tabanında bir soğuma görüyorum. Bunun değiştirmenin artık zorunlu, gerekli olduğu aşamaya geldiğimizi görüyorum. Görmezlikten gelinerek olmaz."Bir ay önce gerçekleşen CHP Kurultayı'nın hatırlatılması üzerine Baykal, "Kurultay var. Herkesin şikayeti var ama ortada hiçbir aday yok. Neden, işte soru bu. Bu iyi bir şey değil. Karamsarlık, umutsuzluk... Bunun aşılması lazım. Partide böyle bir arayışın çok ileri boyutta olduğuna eminim, hiç kuşku yok. Ama bunu kimseyi kırmadan dökmeden hayata geçirecek bir mekanizmaya dönüştürmek lazım" yorumunu yaptı. Parti yönetiminde bir görev alma talebiyle değerlendirme yapmadığının altını çizen Baykal, bunun AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 5 HABERLER 16/02/2016 böyle görülmesinin yakışıksız olacağını belirtti. Baykal, CHP'deki bu yönetimin de yerine gelecek yönetimin de "partiyi arzu ettikleri saygınlıkta, tutarlılıkta, ülkeye sahip çıkan, ülkenin çıkarlarını gözeten, güçlü bir şekilde" görmek istediğini söyledi. Şu an partide bunun olmadığını gördüğünü ifade eden Baykal, "Bunun olmasını sağlamamız lazım. Bu bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı ben ifade etmenin görev ve sorumluluk olduğu kanısındayım. Bu önemsenmez, 'boşver sen işine bak, biz hayatımızdan memnunuz' denilir, gidilir. İki yıl sonra kongre, ondan sonra bir kongre daha. Umarım böyle olmaz" dedi. HÜRRİYET Başbakan Ahmet Davutoğlu: Sovyetler dönemi bitti DAVUTOĞLU, Ukrayna’da Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ve Başbakan Arseniy Yatsenyuk’la bir araya geldi. Yatsenyuk, “Rusya ile anlaşmaya nasıl varılır, tecrübemizi paylaşmak isterim. Anlaşmaya varmak mümkün değil aslında” dedi ve Moskova’yı Ukrayna’nın doğusunda ateşkes için yapılan Minsk Anlaşması’nı ihlal etmekle suçladı. BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, dün Ukrayna’nın başkenti Kiev’de temaslarına Türk işadamlarıyla başladı. Davutoğlu, daha sonra Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk ile bir araya geldi. İki lider görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, Moskova yönetimine Suriye ve Ukrayna politikaları nedeniyle sert eleştiriler yöneltti. Davutoğlu, “Eğer Münih’te, Cenevre’de bir diplomatik tiyatro oynanıyorsa, Suriye halkı katledilmeye devam edilecekse bu suç, uluslararası topluma büyük vebal getirir. Alanda Rusya’nın piyonu gibi davranan YPG, PYD güçleri Azez’e saldırılarına devam ederse, mülteci akınına sebebiyet verirlerse onlara da en kararlı şekilde mukabelede bulunacağız.” Rusya’nın son dönemlerde yayılmacı ve saldırgan bir politikayı tercih ettiğini belirten Davutoğlu, “Bugün üç ülke toprak bütünlüğü konusunda Rusya’nın tehdidi altındadır. Gürcistan, Ukrayna ve Suriye. Ermenistan’a verdiği destek dolayısıyla Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü de Rusya’nın tehdidi altındadır” diye konuştu. Rusya’nın ilhak ettiği Kırım’a ve insan hakları ihlallerine değinen Davutoğlu, şöyle devam etti: “Buradan bir kez daha şunu ifade etmek isteriz ki Rus yetkililere: Sovyetler Birliği 25 yıl önce bitmiştir. Bu dönemi tekrar canlandırmaya çalışmak Rusya için de hayırlı sonuçlar doğurmaz. BM’deki veto kartına güvenerek bu tür maceralara yönelmek Rus halkının da benimsemeyeceği bir husustur. Rus halkı 30 yıl önceki Rus halkı değildir, dünyaya entegre bir halktır. Rusya’nın yapması gereken, uluslararası hukuka uygun şekilde ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı göstermek ve Suriye şehirlerine balistik füzeler, varil bombaları atmak yerine Suriye, Ukrayna halkına saygı göstermektir.” 'RUSLAR OKUL VURDU' BAŞBAKAN Davutoğlu, Ukrayna Başbakanı ile yaptığı ortak basın toplantısında, “Biz, bu görüşmeleri sürdürürken dahi, Rusya Hazar’dan atıldığı düşünülen balistik füzeyle Azez’de hastane ve okulları vurdu ve çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Suriye rejimini destekleyen Rusya ve diğer ülkeler, YPG başta olmak üzere terör örgütleri Suriye’de insanlık suçuna sebebiyet veriyorlar.” RUS savaş uçakları, Suriye’de Halep kentinin Azez ilçesini havadan vurdu. Kilis’in karşısında bulunan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Türk yetkililerin açıklamalarına göre IŞİD mensuplarının bulunmadığı Azez’e yönelik bombardımanda bir okul ile hastanenin de hedef alındığı öğrenildi. Rus savaş uçaklarının Türkiye sınırına 8 kilometre uzaklıkta, ÖSO denetimindeki Azez’e saldırısında çok sayıda ölen ve yaralanan olduğu belirtildi. Bombardımanda yaralananlardan 10’u çocuk 35 kişi, Kilis Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak yaralılardan 2’si hayatını kaybetti. MİLLİYET Tel Rıfat’ın % 70’i YPG’nin eline geçti Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, büyük kısmı YPG güçlerinden oluşan ve içinde Arap ve Süryani grupları da barındıran Suriye Demokratik güçlerinin Halep kent AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 6 HABERLER 16/02/2016 merkezi ile Türkiye sınırındaki Azez kasabasının arasında bulunan Tel Rıfat’ın yüzde 70’ini ele geçirdiğini duyurdu. Suriye Demokratik Güçleri’nin Tel Rıfat’ın kuzeyindeki Ayn Dakna köyünü de muhaliflerin elinden aldığı aktarıldı. İsyancıların Halep’teki ikmal noktalarından biri olan Tel Rıfat’a geçen hafta Suriye rejimi de saldırı düzenlemişti. YPG, Azez ve Tel Rıfat arasındaki Menağ Havaüssü’nü de 11 Şubat tarihinde ele geçirmişti. PYD TEPKİYE RAĞMEN TEL RIFAT’TA Türkiye’nin Azez konusundaki hassasiyetini dile getirmesi ve PYD’nin Azez’e yaklaşmaması yönündeki tepkisine rağmen, YPG güçleri akşam saatlerinde bu ilçeye kilometre uzaklıktaki Tel Rıfat kasabasına saldırdı. Rus savaş uçaklarının uzun süredir bombardımanı nedeniyle önemli ölçüde boşaltılmış olan ve az sayıda muhalif gücün bulunduğu kasabanın önemli bölümü, saldırı sonrası YPG güçlerinin kontrolüne geçti. Tel Rıfat kasabasında YPG’nin saldırısının ardından çıkan çatışmalar şiddetli şekilde devam ederken, muhaliflerin kasabaya takviye güç gönderdiği öğrenildi. REJİM GÜÇLERİ DE İLERLİYOR Rus savaş uçaklarının bombardımanı ile boşalan bölgeleri ele geçiren PYD güçlerinin yanı sıra rejim güçlerinin de Türkiye sınırına doğru ilerleyişi devam ediyor. Son olarak Suriye Ordusu’nun çatışmaların sürdüğü Tel Rıfat Kasabasına yakın noktadaki Miskan Köyü ve çevresini ele geçirip ve burada konuşlandığı kaydedildi. TÜRKİYE SINIRINDA BİRLİKLER TEYAKKUZ HALİNDE Suriye tarafında yaşanan bu hareketlilik ve PYD’nin yeni alan kazanmasının ardından Türkiye sınırında da güvenlik önlemleri artırıldı. Sınır hattında konuşlu birlikler teyakkuz durumuna geçirilirken, Suriye tarafındaki gelişmeler anlık olarak takip ediliyor. Tank ve obüslerin namlularının Suriye’ye dönük olduğu sınır hattında, askerler de zırhlı araçlarla sınır hattında sürekli olarak devriye görevi yapıyor SABAH Türkiye ile PYD aynı kefeye kondu’ Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç; ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby’nin hem Türkiye’nin hem PYD’nin ateşi kesmesi yönündeki çağrısını şiddetle protesto ettiklerini belirterek, “Kirby’nin müttefiki Türkiye ile bir terör örgütünü aynı kefeye koyan açıklamalarını hayretle karşıladık” dedi. ‘Türkiye ile PYD aynı kefeye kondu’ Dışişleri Bakanlığı’nda dün düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtlayan Bilgiç, Suriye’de PYD güçlerine yönelik saldırıların devam edip etmediği sorusu üzerine, Suriye’den Türkiye’ye yönelik saldırı, top atışları ve tacizler neticesinde angajman kurallarının uygulandığını söyledi. Bilgiç, dün Hatay’da bir hudut karakoluna saldırı olduğunu ve buna misliyle karşılık verildiğini ifade etti. Bilgiç, “Suudi arabistan’ın İncirlik’e asker konuşlandırması söz konusu olacak mı” sorusu üzerine, Konya’da hava savunma eğitimi çerçevesinde Suudi Arabistan uçakları bulunduğunu ancak IŞİD’e karşı mücadele eden uluslararası koalisyon çerçevesinde herhangi bir Suudi Arabistan uçağının Türkiye’de bulunmadığını vurguladı. SABAH Fırtına obüsleri PYD bölgesini yine vurmaya başladı! Kilis sınırında konuşlu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin topçu bataryaları, bu sabah Suriye tarafındaki PYD bölgesinden açılan ateşe Fırtına obüsleri ile karşılık vermeye başladı.Suriye'nin Azez kentinin yakınındaki Minnig Havaalanı ve çevresini geçen hafta ele geçiren PYD, geçen cumartesi günü Türkiye tarafına ateş açınca, topçu atışlarıyla karşılık verdi. 3 gündür Türkiye'nin topçu birlikleri ile müdahale ettiği PYD bölgesinden bu sabah yine ateş açıldı. İŞTE PYD'Yİ VURAN FIRTINA OBÜSLERİ Bunun üzerine Kilis sınırındaki Akçabağlar Köyü yakınlarında konuşlu topçu birlikleri, saat 10.00 sıralarında Fırtına obüsleriyle PYD bölgesine top atışları yapmaya başladı. Top atışlarının sesi Kilis kent merkezinden de duyulurken, sınır hattında güvenlik önlemleri artırıldı. AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 7 HABERLER 16/02/2016 SABAH dedi. Öfkelenen teröristler, Kışanak’ı 6 saat bodrumda tutup ölümle tehdit etti. HDP'li vekilden haddini aşan sözler Sözde öz yönetim ilan eden PKK’nın talimatı, HDP ve DBP’li belediyelerin desteğiyle Diyarbakır’ın Sur, Şırnak’ın Silopi ve Cizre ilçelerinde çukur kazarak, barikat kuran teröristlere halkın destek vermemesi, örgüte büyük bir darbe vurdu. Çukur siyaseti hezimete dönüşen HDP ve DBP’liler, PKK’lı teröristleri kurtarmanın derdine düştü. Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) isteğiyle Sur’a giderek artık köşeye sıkışan teröristlerle görüşen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, “Halk bize destek vermiyor. Kaybettik. Artık vazgeçin, boşuna ölmeyin” dedi. Ancak beklemediği bir tepkiyle karşılaştı. HDP'li Tube Hezer, PKK'lıların gösterisinde skandal ifadeler kullandı. Güvenlik güçlerinin teröristlerden temizlediği yerlerde astığı bayraklardan rahatsız olan Hezer, "Onların kirli ellerle açtıkları hendeklere faşizmin bayrağını gömüp özgürlük bayrağını dalgalandıracağız" dedi. VAN'da Öcalan protestosunda konuşan HDP'li Hezer, "Hendeklere faşizmin bayrağını gömüp, özgürlük bayrağını açacağız" dedi. Yürüyüşe HDP Van Milletvekilleri Adem Geveri, Tuba Hezer, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya ve yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Hacıbekir Caddesi'ndeki Sebze Hali Kavşağı'nda toplanan grup Kürtçe 'Yaşasın Başkan Apo', 'Kürdistan faşizme mezar olacak' sloganları atarak İkinisan Kavşağı'na kadar yürüdükten sonra yoğun güvenlik önlemleri altında basın açıklaması yaptı. HDP Van Milletvekili Tuba Hezer, burada skandal açıklamalarda bulundu: "Cizre, Silopi, Sur, Şırnak, İdil'de yıllardır yüzünü hep karanlık ve kirli bir şekilde gösteren devlet iktidarlar değiştrip yine kirli güçle Kürdistan'da faşizmin bayrağını sallandırmak için topyekün saldırmaktadır. Bizler Kürdistan da onların kirli ellerle açtıkları hendeklere faşizmin bayrağını gömüp özgürlük bayrağını asıp onurlu bir şekilde dalgalandıracağız. Bizler bu onurlu yolda sadece Kürt halkı için değil tüm halklar için bu yolu en görkemli bir şekilde yürüyeceğiz." Yapılan açıklama ardından kalabalık dağıldı. Bazı gruplar ise ara sokaklarda toplandı. Yaklaşık 100 kişilik bir grup, güvenlik önlemi alan polise taş atınca olaylar çıktı. Polis taş atan göstericilere tazyikli su ve gaz bombalarıyla müdahale etti. Arar sokaklarda olaylar devam ederken 6 kişi gözaltına alındı. STAR DBP’li Kışanak’a PKK ayarı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Sur’da PKK’lılara gidip, “Halk destek vermiyor, vazgeçin” 6 SAAT TUTULDU Kandil’den, “Çekilmenizi isteyen olursa vurun” talimatı alan teröristler Kışanak’ı, görüştükleri bodrumda yaklaşık 6 saat rehin tuttu. Ölümle de tehdit edilen Kışanak, PKK’nın dağ kadrosundan gelen teröristlerle tartışarak Sur’dan ayrıldı. Teröristler Kışanak’a “Belediye başkanları olarak siz halkı ikna edin. Bize destek olmak için sokağa çıksınlar” mesajı verdi. DTK Eş Başkanı Hatip Dicle’nin de benzer bir girişimde bulunduğu, ancak netice alamadığı öğrenildi. YENİ ŞAFAK Türk askerleriyle savaşmayacağız Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Viktor Ozerov, Türk askerlerinin Suriye'deki Rus askerlerini vurmadığını belirterek, Türkiye ile herhangi bir çatışmanın söz konusu olmadığını söyledi. Ozerov, Rusya'nın Türkiye ile Suriye arasındaki çatışmayada dahil olmayacağını açıkladı. Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Viktor Ozerov'un RİA Novosti'ye yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine düzenlediği saldırıları değerlendirdi. Ozerov, "Türk askerleri, Suriye'deki Rus askerlerini vurmuyor. Rusya, gerilimli ilişkileri daha da zorlaştırmamak için diğer ülkelerin askerleriyle çatışmaya girmeyecek" dedi. AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 8 HABERLER 16/02/2016 "Siyasi bir çatışma olabilir" Diğer taraftan Ozerov, Rusya'nın Türkiye ile Suriye arasındaki çatışmaya dahil olmayacağını belirtti. Rusya Hava-Uzay Kuvvetleri'nin terör örgütleriyle mücadele ettiğini kaydeden Ozerov, "Dolayısıyla Türkiye ve Suriye arasındaki çatışmaya askeri açıdan müdahil olmayacağız. Ancak Suriye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne başvurması halinde, siyasi katılım sağlayacağız ve görüşümüzü ifade edeceğiz" diye konuştu. YENİ ŞAFAK 500 savaşçı Türkiye üzerinden Azez'e geçti IŞİD’in Kobani saldırılarında PYD’lileri koruyan muhalifler bu kez de Azez’i tehdit eden PYD ile savaşmak için Suriye’ye geçti. DAEŞ'in 2014 yılındaki Kobani kuşatmasını kırmak için Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan bölgeye giden Suriye içinde savaşan Özgür Suriye Ordusu mensupları ve Kuzey Irak'tan gelen Peşmerge güçleri şimdi de Azez'i savunacak. Kobani'deki PYD'lileri DAEŞ'ten koruyan muhalifler yaklaşık 2 yıl sonra Azez'e saldıran PYD'lilerle savaşacak. TÜRKİYE'DEN GEÇTİLER PYD'nin Halep kuzeyinde ilerlemeye çalışması, AzezHalep hattını Esed ve Rus güçleriyle ortak askeri harekatla kapatmaya çalışması ve sınır hattından Türkiye'ye taciz ateşi açması üzerine Türkiye'nin fırtına obüsleriyle müdahale ettiği bölgeye çok sayıda muhalif de asker sevk etti. Halep yolunu korumak ve PYD'nin silahlı kanadı YPG'lilerin ilerleyişini önlemek icin bölgeye savaşçı gönderen gruplardan biri de Feylak-ı Şam grubu oldu. Suriye İhvan-ı Müslimin Teşkilatı (Müslüman Kardeşler) ile anılan Feylak-ı Şam, İdlip'te konuşlu tuttuğu yaklaşık 500 savaşçısını 13 Şubat'ta Cilvegözü Sınır Kapısı üzerinden Azez bölgesine gönderdi. Savaşçı sevkiyatı Türkiye'nin onayı ve gözetiminde yapıldı. Sevkiyatta, İdlip - Bab el Hava - Öncüpınar - Bab el Selam - Azez rotası kullanıldı. Yol güvenliğinin üst düzeyde tutulduğu sevkiyatta savaşçıların kullandığı silahlar da İdlip'den Azez'e götürüldü. Halep ve İdlip kuzeyinde savaşan Feylak-ı Şam'ın yaklaşık 2 bin 500 mensubu olduğu ifade ediliyor. YENİ AKİT Salih Müslim El Muhaberat ajanı PKK'nın Suriye kolu olan PYD'nin başındaki Salih Müslim'in Suriye'nin istihbarat birimi Muhaberat üyesi olduğunu söyleyen eski PKK'lı ve JİTEM'ci Aygan, "Ben bu bilgiyi PKK içindeki kaynağımdan öğrendim" dedi. Salih Müslim El Muhaberat ajanı TSK’nın fırtına obüsleriyle Suriye sınırında Afrin’in doğusuna geçmeye çalışan PYD - YPG’lileri vurmaya devam etmesi gerektiğine dikkat çekilirken; eski PKK’lı ve JİTEM’ci Abdulkadir Aygan, “Akli dengesi yerinde ve cahil olmayan herkes biliyor ki; PYD, PKK demektir. PYD’nin başındaki Salih Müslim Beşar Esed’in ajanıdır. Yani Salih Müslim, Suriye’nin istihbarat birimi Muhaberat’a çalışıyor. Ben bu bilgiyi PKK içindeki kaynağımdan öğrendim. Bana bilgi veren örgüt içindeki kaynağım, Salih Müslim, PYD’nin her şeyini bilen birisi” dedi. ASDER fahri başkanı emekli General Adnan Tanrıverdi ise, “Türkiye, bölgede askeri gücünü kullanmaktan başka seçeneğinin olmadığı sonucuna ulaştı ve PYD’ye müdahalede bulundu” dedi. SALİH MÜSLİM PİŞKİNLİK ÖRNEĞİ Siyaset Bilimci Ömer Vehbi Hatipoğlu ise, PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin elebaşı Salih Müslim’in “Türkiye Suriye’nin içişlerine karışmasın” şeklindeki açıklamasını “pişkinlik” olarak değerlendirdi. Türkiye’nin PYD’yi PKK’nın Suriye uzantısı olarak görmesinin doğru bir saptama olduğunu belirten Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) analisti Aydın Bolat, “Amerika’nın PYD’ye yönelik açıklamasına rağmen Türkiye’nin PYD’ye yönelik müdahalesini sürdürmeli ve sürdürecektir” ifadesini kullandı. Ruslarla Amerika’nın örtülü bir anlaşma içinde olduklarına dikkat çeken Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Doç. Dr. Erdinç Yazıcı, “Rusya ve ABD arasındaki örtülü anlaşma gereği, PYD’nin de eklenmesiyle Şam’daki rejime payanda olacak yeni bir yapı oluşturulmaya çalışılıyor. PYD, Amerikalıların ve Rusların aynı anda desteğini kazanmanın şımarıklığı içerisinde ve rejimle işbirliği içerisinde” değerlendirmesinde bulundu. AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 9