TOLUNOĞULLARI (868-905) SACOĞULLARI (890-929) İHŞİDİLER (935-969) TÜRK VALİLERİNCE KURULAN DEVLETLER Türklerin hilafet merkezinde artan güçleri yanında, halifelerin bunlar karşısında zayıflamaları ve geniş ülkeleri ihtiva eden Abbasi Devleti içerisinde yeterli otoriteyi kuramamış olmaları; diğer bazı hanedanlar yanında, bizzat Türkler tarafından da Tolunoğulları, Sacoğulları, İhşidiler gibi kısa süreli bazı hanedanların oluşturulmasına imkan vermiştir. TOLUNOĞULLARI Ahmet b. Tolun tarafından kurulmuştur. Türk valilerinin Abbasi Hilafeti sınırları içerisinde oluşturdukları devletlerin ilkidir. SİYASİ TARİHİ Türk yönetiminde Mısır'da kurulan ilk devlettir. En güçlü dönemi kurucusu Türk asıllı Fergana'dan gelme asker kölesi olan Ahmed b. Tolun dönemidir. Mısır, Tolunoğullarıyla birlikte ilk kez bağımsız olarak yönetilmiştir. Bu dönemde Filistin, Bingazi, Suriye , Antakya ve Mersin alınmıştır. DEVLET İDARESİ VE KURUMLAR Askeri güce dayalı bir devlettir. Mevcudu 100.000’i bulan ve küçük bir bölümü Türkler, çoğunluğu ise Sudanlı ve diğer zencilerden ve kısmen de Araplar dahil diğer milletlerden oluşan Kara Ordusu vardı. Denizden gelebilecek hücumlara karşı Akka liman ve kalesinin inşası gibi bazı tedbirler alınırken ayrıca güçlü bir donanma yaptılırmıştır. Ahmet b. Tolun, başta Divanu’l-İnşa olmak üzere, Divanu’l-Ceyş ve Divanu’l-Harac gibi divanları yeniden düzenmiştir. Adalet teşkilatının başında Kadı’l-Kudat ve ülke genelinde ayrıca kadılar bulunuyordu. Mezalim mahkemesine doğrudan devlet başkanı veya görevlendirdiği bir hukukçu bakıyordu. Diğer din mensupları kendi aralarındaki davalarda kendi mahkemelerine gidiyorlardı. Polisin işlevini üstlenmiş olan Şurta teşkilatı, eş- Şurtatu’l-Ulya ve eş-Şurtatu’s-Sufla olarak ikiye ayrılmış bulunuyordu. Postaya yani Berid teşkilatına da önem verilmiştir. Ahmet b. Tolun kendisi Hanefi olmasına rağmen diğer Sunni mezheplere de eşit mesafede bulunmuştur.(Fusat’ta Cuma namazını bazı defa Maliki kadılar kıldırmışlardır.) İKTİSADİ DURUM Mısır’ın iktisadi durumu Tolunoğulları döneminde büyük bir gelişme göstermiştir. Ekonomik açıdan çok güçlü bir devletti. Çünkü Nil Nehri sayesinde tarım, ülkelerinden geçen Baharat Yolu sayesinde ticaret yapılabiliyordu. Keten ve yünlü dokuma ile pamuklu ve ipekli dokumacılığının yanında maden işlemeceliği, silah yapımı, yağ elde etmede de önemli ilerlemeler olmuştur. İLMİ GELİŞME Türkçe şiirler yazabilen, musikiye meraklı olan Tolunoğlu Ahmed, şairleri korumuştur. Hüseyin b. Abdüsselam bu dönemin en meşhur şairidir. Velid b. Muhammed et-Temimi ve Ahmed b. Cafer ed Dineveri dil çalışmalarına önem vermiştir. Tarihçilik alanında Ahmed b. Yusuf b. İbrahim meşhurdur. Dini ilimler içerisinde tefsir, fıkıh ve kıraat başta gelir. Bu ilimlerin gelişmesi için Doğudan ve Batıdan alimlerin gelmesini teşvik etmişlerdir. Şafii ulemasından Rebi b. Süleyman el-Muradi ile Hanefilerden Ebu Cafer et-Tahavi bunlardandır. Tolunoğulları dönemine “Mısır’ın Altın Çağı” denmiştir. Çünkü pek çok mimari eser yapmışlardır. Günümüze sadece Kahire’deki Tolunoğlu Ahmet Camii ulaşabilmiştir. TOLUNOĞLU AHMET CAMİİ SACOĞULLARI Ebû Ubeydullah Muhammed el-Afşin tarafından Azerbaycan’da kurulan ve Sâciler de denilen Sâcoğulları, özellik ve karakter olarak Tolunoğulları’na benzemektedir. Muhammed el-Afşin, ölümünden sonra oğlunun başa geçmesini istemiş ancak kardeşi Yusuf geçmiştir. Yusuf, 902’de Erbil’de adına gümüş dirhem bastırmıştır. Yusuf döneminde Ermeniye’nin büyük kısmı fethedilmiştir. Yusuf b. Ebu Sac’ın ölümü üzerine yeğeni Ebu’l – Musafir Feth b. Muhammed el-Afşin, başa geçmiştir. Ancak bu dönemde hiçbir siyasi ve askeri faaliyet görülmemiştir. Ebu’l-Feth’in ölümü üzerine ise Sacoğulları’nın hakimiyeti son bulmuştur. İHŞİDİLER SİYASİ TARİHİ Kurucusu Muhammed b. Toğaç’tır. Aralarındaki olumlu münasebetlerin bir sonucu olarak 939’da Halife Razi tarafından kendisine, daha sonra kurduğu devletin adı olacak ‘İhşid’ unvanı verilmiştir. 936’da Fatimileri yenmiştir, 943’te Suriye’nin tamamını, Mekke ve Medine’yi ve Yemen’i kendisine bağlamıştır. 943’te askerlerden ve Mısır halkından, kendisinden sonra Ebu’l-Kasım Unucur’a itaat edecekleri konusunda biat almıştır. Muhammed’den sonra sırasıyla tahta geçen iki oğlu döneminde devletin gerçek hakimi Kafur’dur. İhşidiler Devleti’nin başında bulunan en son kişi ise Ebu’l-Fevaris Ahmed’dir. İDARE İhşidiler, Abbasi Hilafeti’ne bağlı idiler. Ancak bu bağ sembolikti. İstedikleri gibi hareket etmelerini önlemiyordu. En yüksek otorite Emir (Bey-Hükümdar)’e aitti. Sarayda görevli olan Hacip, Emiri görmek isteyen kişilerin belirli kurallar dahilinde huzura giriş çıkışlarını düzenlerdi. Hükümet görevlileri içerisinde önce Vezir gelirdi. Mali işleri Amilu’l-Harac düzenlerdi. ORDU Tolunoğulları gibi orduya ve donanmaya önem vermişlerdir. Ordu, Türkler, siyahiler ve diğer muhtelif ırklardaki askerlerden oluşmuştur. Donanmadan Suriye seferleri ile Nubyalılara karşı yapılan hareketlerde, Kızıldeniz ve Nil Nehri’nde faydalanılmıştır. SOSYAL DURUM İhşidiler Dönemi’nde toplumun en üst tabakasını idareciler olarak İhşidiler, ikinci tabakasını Eşraf (şerifler)oluşturuyordu. En son da ise zengin fakir ayrımı yapılmadan halk bulunuyordu. Müslümanların bayramı olduğu gibi Hristiyanların bayramı da dikkate alınıyordu. Din farkı gözetmeksizin müşterek kutlama, Nevruz ve Nil’in taşması gibi günler vardı. İKTİSAT İhşidiler, ziraatta (sulama sistemlerinin yetersizliğinden dolayı) Tolunoğulları kadar muvaffak olamamışlardır. Sanayi ise çeşitli dokumacılık, deri işlemesi, ağaç ve maden işçiliğine dayanıyordu. İhşidiler , Tolunoğulları’nın iktisadi refah düzeyine hiçbir zaman sahip olamamışlardır. İLİM VE KÜLTÜR Fusat’ta bir Suku’l-Varrakin (kitapçılar çarşısı) teşekkül etmişlerdir. Şafii fukahasının reisi İhşid’in kadısı Ebu bekir b. Haddad el-Kinani Kur’an, hadis, fıkıh, dil bilgisi ve şiirde çok tanınmış bir alimdi. İMARİ Mimari oldukça yüksek bir seviyeye ulaşmış; resim, oyma ve kakmacılık gelişmiştir. Muhammed b. Toğaç, 937’de Nil üzerindeki er Rayda adasında Kasru’l-Muhtar adı verilen bir saray ve bahçe, hükümet binası (Daru’l-İmare) yaptırmıştır. Hazırlayan: Sultan Özcan Bozok İlahiyat