01 kütahya ic.qxd - İktisadi Araştırmalar Vakfı

advertisement
2009/202
ELAZIĞ İLİNİN
EKONOMİK GELİŞMESİ
SEMİNER
AÇILIŞ - TEBLİĞ - PANEL
ELAZIĞ, 2009
1
İşbu kitap, 9 Ekim 2009 Cuma günü, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda
gerçekleştirilen Seminerin açılış konuşmaları, tebliğ, panel konuşma ve tartışmalarının
Nahit ÖZEN tarafından derlemesidir.
Her hakkı İktisadî Araştırmalar Vakfı’na ait olup, adı geçen Vakıf’tan yazılı izin alınmadıkça, aynen veya kısmen iktibas edilemez. Seminer kitabı, Vakıf merkezinden temin edilebilir.
İKTİSADÎ ARAŞTIRMALAR VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 3 Golden Plaza Kat: 8
34460 Şişli / İSTANBUL
TEL : (0212) 233 21 07 (pbx)
FAX : (0212) 233 21 96
TELG : FOUNDATION ISTANBUL
Email : info@iav.org.tr
Web : www.iav.org.tr
2
İÇİNDEKİLER
AÇILIŞ OTURUMU
İ.A.V. Başkanı Prof. Dr. Ahmet İNCEKARA...............................................................................................
9
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali ŞEKERDAĞ....................................................... 13
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Feyzi BİNGÖL................................................................ 15
Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman SELMANOĞLU............................................................ 17
Elazığ Milletvekili Tahir ÖZTÜRK........................................................................................................................... 21
İstanbul Milletvekili Mustafa ATAŞ........................................................................................................................ 25
Elazığ Valisi Muammer EROL.................................................................................................................................... 27
ÇALIŞMA OTURUMU -1
Başkan
: Prof. Dr. Nuri ORHAN
Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi
1.Tebliğ
: Elazığ Kültürü ve Teşebbüs Kültürü..................................................................... 33
Sunan
: Yrd. Doç. Dr. Süleyman İLHAN
Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi
2.Tebliğ
: Elazığ İlinin Gelişmesinde Sanayi ve
Ticaretin Yeri ve Önemi....................................................................................................... 43
Sunan
: Prof. Dr. Adem ŞAHİN
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri
PANEL -1......................................................................................... 91
Sanayi ve Ticaretin Gelişiminde
Kültür Değişiminin Yeri ve Önemi
Başkan
: M. Süleyman SELMANOĞLU
Elazığ Belediye Başkanı
Üyeler
: Dr. Arif ÇANACIK
Proje Gözetim Mühendislik İcra Kurulu Başkanı
: Yıldız ULUCAN ARTAR
Eğitim Bölüm Başkanı
Elazığ Verimliliği Artırma Projesi Koordinatörü
: Ali ŞEKERDAĞ
Elazığ Ticaret ve Odası Sanayi Başkanı
3
ÇALIŞMA OTURUMU -2
Başkan
: Prof. Dr. Erhan AKIN
Fırat Üniversitesi Üniversite-Sanayi İş Birliği
Merkezi Müdürü
3.Tebliğ
: Elazığ İlinin Sağlık ve Eğitim Ekonomisi;
Gelişme Beklentileri................................................................................................................ 137
Sunan
: Dr. Öner KABASAKAL
T. Odalar Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Müdürü
4.Tebliğ
: Tarım Sektörünün Elazığ Ekonomisinde Yeri ve
Gelişme İmkânları..................................................................................................................... 149
Sunan
: Doç. Dr. Kenan PEKER
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
5.Tebliğ
: Elazığ Ekonomisinde Turizm Sektörünün
Yeri ve Geliştirilme İmkânlarının Değerlendirilmesi.......................... 167
Sunan
: Doç. Dr. Nazmi KOZAK
Anadolu Üniversitesi Turizm ve
Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu Öğretim Üyesi
PANEL -2........................................................................................ 191
Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesinde
Ana Strateji Ne Olmalı
Başkan
: Prof. Dr. Adem ŞAHİN
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri
Üyeler
: Ahmet AKMAN
Biotek Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı
: Çetin GÜRCÜN
T. Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)
Başkan Danışmanı
: Nuri Barış TARTICI
D.P.T Planlama Uzmanı
: İbrahim YAZAR
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma
Genel Müdür Yardımcısı
4
5
6
AÇILIŞ OTURUMU
KONUŞMACILAR
- İ.A.V. Başkanı Prof. Dr. Ahmet İNCEKARA
- Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali ŞEKERDAĞ
- Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Feyzi BİNGÖL
- Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman SELMANOĞLU
- Elazığ Milletvekili Tahir ÖZTÜRK
- İstanbul Milletvekili Mustafa ATAŞ
- Elazığ Valisi Muammer EROL
7
8
İAV. BAŞKANI PROF. DR. AHMET İNCEKARA’NIN
AÇILIŞ KONUŞMASI
Sayın Vali
Sayın milletvekilleri,
Sayın rektör ve bilim insanları,
Değerli başkanlar,
Çok kıymetli katılımcılar,
Basınımızın değerli temsilcileri;
Sözlerimin başında, sizleri şahsım ve İktisadi Araştırmalar Vakfı Yönetim
Kurulu adına saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Vakfımız ile Elazığ Valiliği ve Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortaklaşa gerçekleştirdikleri seminere hepiniz hoş geldiniz. Seminere katılımınızla
bizleri onurlandırdınız.
İktisadi Araştırmalar Vakfı, kurulduğu 1962 yılından beri, Türkiye ekonomisinin çok farklı sorunlarının çözümüne yönelik bilimsel çalışmalar yapmaktadır. Bilimsel seminerler, projeler, konferanslar biçiminde düzenlenen
toplantı ve araştırmalarla, çalışma sonuçlarını kamuoyuna açıklamakta,
bunlar kitap haline getirilerek de bilim dünyası ve ilgililerin istifadesine sunulmaktadır.
Vakfımızın bilimsel seminer faaliyetleri, makroekonomik konularda, sektörel konularda, ürün ve girdilere ilişkin ya da bölgesel/kentsel konularda
olabilmektedir.
İl seminerleri dizisinden Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesi semineri, Vakfımızca gerçekleştirilen 49. il semineri olmaktadır. İl seminerlerinin amacı,
genel olarak ekonomik faaliyetler ve ekonomik yapının bilimsel olarak ortaya konulmasını ve bu yapıya uygun olarak belirli süreler için yapılabilir hedefler oluşturulmasını sağlamaktır. Bu çalışmada taraflar, il merkezî yönetim
ve yerel yönetim sorumluları ile il ekonomisinde temsil, yetki ve sorumluluğu bulunan kişi ve kurumlardır. Vali, Belediye Başkanları, ekonomik sektör9
lerin il yöneticileri, odalar ve borsaların başkanları, ekonomik sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile üniversite ve/veya fakülteler olarak sıralanabilir.
Elazığ ilinde, bu bilimsel seminerlerin yapılmasında sorumluluk duyarak
bizlere görev yükleyen Sayın Vali Muammer Erol bey ve Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Ali Şekerdağ bey, bir bakıma sorumluluklarının gereği olarak, il ekonomisi konusunda bilimsel bir inisiyatif başlatmışlardır. Kendilerini kutluyor ve teşekkür ediyorum. Ekonomik gelişmeye ivme kazandırmak
adına gerekli şartlardan birini daha yerine getirmiş bulunmaktadırlar.
Elazığ ili, uygun şartlara sahip yapısı ile çok eski bir yerleşim yeridir. Tarımsal faaliyetler, daha çoğu kırsal kesimde yaşayan il nüfusunun, uzun yıllar ağırlıklı ekonomik uğraş alanını oluşturmuştur. Diğer taraftan Elazığ,
1950’li yıllardan sonra, enerji ile diğer bazı sektörlerde büyük kamu yatırımlarına ev sahipliği yapmıştır. Buna karşılık, bu yatırımlar, kentte bir özel teşebbüs geleneğinin oluşmasına yeterli zemini oluşturamamıştır. O nedenle
Elazığ da göç veren illerimiz arasına katılmıştır. Elazığ, DPT verilerine göre, 2003 yılı gelişmişlik sıralamasında 36. sırada yer alan, kalkınmada öncelikli iller arasında bulunmaktadır.
Son yıllarda, özellikle 2001 krizinden sonraki dönemde, yatırımlara ve
genel olarak ekonomik faaliyetlere sağlanan desteklerden, en çok yararlanan illerden biri Elazığ olmuştur denilebilir. Kurulan Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nin ilk etabının dolması, diğer etaplarının planlanması ve büyük
oranda dolması, ihtisas OSB’nin faaliyete alınması, Elazığ’da bir ekonomik
uyanmanın öncü göstergeleri olarak kabul edilebilir. Tarımda, sanayi ve hizmetlerin diğer alt sektörlerinde ortaya çıkan yatırım ve üretim heyecanı,
2001 krizi sonrasındaki ekonomik istikrarla birlikte yakalanmış görünmektedir. Bu değişim atılım süresi iyi idare edilebilir ve bilimsel yöntemlerle yönlendirilebilirse, mevcut ekonomik yapı daha iyi bir düzeye taşınabilecektir.
Bu bilimsel çalışmanın asıl amacı da hedefe uygun olarak yapılacak faaliyetlere yardımcı olmaktır.
Elazığ ekonomisinde, son yıllarda Elazığlı iş adamları ve il dışından
gelen yatırımcılarla yapılan yatırımlar önemli sınai atılımlar yapılmış ise de,
istihdamda yeterli artışın sağlandığı söylenemez. Sanayi sektöründe hem
yeni ve ilave yatırımlara, hem de yeni ve farklı yatırımcılara ihtiyaç duyulmaktadır. Fırat Teknokent, Elazığ İŞGEM ve KOSGEB faaliyetleri arasında
yapılmakta olan hizmetler, Elazığlı müteşebbislerin ufkunu açacak öncü girişimler olarak değerlendirilebilir.
İlde ETSO çerçevesinde işadamlarının bir araya gelerek kurdukları şirketle, çeşitli yatırımlar için birlik sağlamaları, büyük takdire şayandır. Bu tür
girişimlerin başarısı, sinerji yaratmanın ötesinde, Elazığ’da kendine güven
duygusu da yeniden kazandıracaktır.
10
Elazığ’da yapılacak yatırımların, ölçekleri bölge, ülke ve komşu ülke pazarları dikkate alınarak yapılmalıdır. Diğer taraftan Elazığ’a özgü ürünler yaratılmalı, Elazığ ili imajı ve markası yeniden üretilmelidir.
Elazığ Fırat Üniversitesi, yeni dönemde, ekonomik gelişmede, ilgili fakültelerini açarak insan gelişimine hizmet ederek, teknoloji üreterek daha fazla katkı yapacak kapasiteye yükseltilmelidir.
Tarım sektörü geleneksel yapıdan çıkarılmalı, bitkisel ve hayvansal üretimde, şirketleşmeye ağırlık verilmelidir.
Elazığ’da eğitim, sağlık ve turizm sektörlerinin önemli bir alt yapı ve kaliteli hizmet birikimi bulunmaktadır. Bu yapıyı esas alarak yapılacak yeni ve
büyük ölçekli girişimler, Elazığ ekonomisinin gelişmesinde lokomotif sektörler oluşturabilir. Özellikle turizm potansiyelini değerlendirecek yatırımlara
öncelik verilmesi gereken bir sektör olarak öne çıkmaktadır.
Bu seminerin yapılmasında emeği ve gayreti unutulmayacak olan Vali
Muammer Erol, ETSO Başkanı Ali Şekerdağ başta olmak üzere, rektör
Prof. Dr. Feyzi Bingöl, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ve diğer il
yöneticilerine İktisadi Araştırmalar Vakfı adına şükranlarımızı sunuyoruz.
Seminere katılımları ile destek ve sorumluluklarını esirgemeyen İstanbul
Milletvekili Mustafa Ataş ve Elazığ Milletvekili Tahir Öztürk’e müteşekkiriz.
Seminerde açış oturumu, tebliğler, panel ve oturum başkanlıklarında görev alan bilimadamlarına, yönetici ve işadamlarına, bürokrasiden gelerek
katkı yapan değerli zevata sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum. Seminerin
başarılı geçmesi ve faydalı olması dileklerimle sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
11
12
ELAZIĞ TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI
ALİ ŞEKERDAĞ’IN KONUŞMASI
Saygıdeğer konuklar,
Değerli basın mensupları,
Bugün Elazığ ilinin ekonomik ve sanayideki mevcut durumunun fotoğrafını ortaya koymak ve bundan sonraki süreç için bir yol haritası oluşturmak
adına tarihi bir gündeyiz. Son derece önemli konular bugün çeşitli durumlarla masaya yatırılacak ve bir sonuç çıkartılacaktır. Bilindiği gibi temmuz
ayında yayınlanan Yeni Teşvik Yasasında 4. bölgede yer alan ve son derece önemli fırsatlar sunan Elazığ, kendi imkanları ve avantajlarıyla farkını ortaya koyan bir kenttir. Elazığ Valiliği öncülüğünde İktisadi Araştırmalar Vakfı ve Ticaret ve Sanayi Odamız olarak gerçekleştirilen bu seminer sonucunda ortaya çıkacak olan sonuç bildirgesini bu anlamda yatırımcıya ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Zira hazırlanacak olan son raporda, ilin
mevcut potansiyeli ve avantajları yer alacaktır. Bu vesile ile değerli bilgilerini bizlerle paylaşacak olan tüm konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür
eder, seminerin ilimiz ekonomik gelişmesine katkı sağlamasını diler, seminerin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlara, kişilere en
derin saygılarımı sunuyorum.
13
14
FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ
PROF. DR. A. FEYZİ BİNGÖL’ÜN KONUŞMASI
Başta Sayın Valim olmak üzere bu seminerin gerçekleşmesinde emeği
geçen İktisadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet İncekara
beye ve yine Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Sayın Ali Şekerdağ’a bir kez daha teşekkür ediyorum. Çünkü bir ülkenin kalkınması, illerin
kalkınması ile gerçekleşir. Biraz önce sayın başkan da söyledi. Ekonomik
kalkınma deyince sadece ticaret anlaşılmıyor, her şey anlaşılıyor. Bir ilin
kalkınması öncelikle, 21. yüzyılda bilgi tabanına dayanmaktadır. Bilgisiz bir
kalkınma, bilginin olmadığı bir kalkınma artık dünyada mevcut değildir veya
geçerliliğini koruyamaz. O nedenle bir ilin kalkınması bu il de Elazığ olduğuna göre bugün, Elazığ’ın ekonomik olarak kalkınması ve ekonomik gelişmesi önce Elazığ ekonomisinin dünü bugünü ve geleceğinin bilimsel olarak ortaya konulması ve tartışılması ile mümkündür. Bugün de çeşitli oturumlarda, çeşitli ekonomi konularında kendini geliştirmiş bilim adamları ve araştırmacılar Elazığ’ın farklı konularını ele alacak ve siz değerli izleyicilere Elazığ’ın mevcut durumunu, fotoğrafını ortaya koyacak ve bundan sonra yapılması gerekenleri ortaya koyacaktır diye düşünüyoruz.
Elazığ, özellikle ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde kendisine bir
şeyler çıkartmak ve ondan yararlanmak becerisini de gösteren bir ildir. 2001
krizinden sonra, Şubat krizinden sonra, biz Mayıs’ta 1. Elazığ Ekonomik Kurultayı’nı yaptık ve o kurultay sonunda önceden iki sefer yapılan ve inişi kalkışı çok zor olan havaalanında bugün İstanbul’a sadece günde 3 uçak ve
yine Ankara’ya bir uçak rahatlıkla uçabilmektedir. İşte o 1. Ekonomi Kurultayı sonucunda yapılmasına karar verilen ve bugünde işletilmeye başlanılan havaalanıdır. Yine bir ilin kalkınmasında en önemli olan olgulardan birisi de ulaşımın yanında konaklamadır. 1. Elazığ Ekonomik Kurultayı’ndan
sonra da Elazığ iki tane otel kazanmıştır. İnşallah bu toplantından sonra da
Elazığ yine bu krizi menfaatine dönüştürür ve yeni kuruluşlar, yeni Elazığ’ın
ekonomisine katkısı olacak birimler oluşur diye düşünüyorum.
Elazığ’ı kalkındıracaksak, ben başta yatırımcılarımız olmak üzere, tica15
retle uğraşan, sanatla uğraşan, kültürle uğraşan her konuda kalkınmasını
istiyorsak o zaman kendimizi geliştirmemiz, kendimizi yetiştirmemiz ve ne
yapılacağına karar vermemiz gerekir diyorum ve tekrar bu seminerin başta
düzenlenmesinde emeği geçen Sayın Valim ve yine diğer iki başkanımıza
teşekkür ediyorum ve seminerin hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah bu seminerin Elazığ’a yeni yatırımlar kazanılmasına vesile olur diyor ve hepinize
teşekkür ediyorum.
16
ELAZIĞ BELEDİYE BAŞKANI
M. SÜLEYMAN SELMANOĞLU’NUN KONUŞMASI
Değerli iş adamları,
Basınımızın güzide temsilcileri,
Sizleri sevgiyle saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Bu güzel günde sizlere hitap etmek şansını ve fırsatını bulduğum için de kendimi ayrıca mutlu
addediyorum.
Bugün burada Elazığ’ın kalkınabilmesi için yapılabilecekler üzerinde
farklı bir bakış açısıyla ve çok değerli uzman konukların katılımıyla, bazı değerlendirmelerde bulunacağız. Bugüne kadar bu anlamda çeşitli platformlarda değerlendirme yaptık ve bunlardan şehrimiz fazlasıyla istifade etti. Bugün burada yapılacak bu değerlendirmelerin bizlere yeni ufuklar açacağına,
yeni girişimcilere vesile olacağına ben inanıyorum.
Bir yörenin kalkınması için çeşitli unsurların olması gerekiyor. Biz bunların içerisinde en önemli unsuru birliktelik ruhunun oluşturulması olarak görmekteyiz. Bu nedenle, tüm kurum ve kuruluşlarımızla, meslek birliklerimizle, sivil toplum örgütlerimizle, yani halkımızın her kesimiyle gönül odaklı bir
birlikteliğimiz vardır. Yatırımcılarımız için diğer etkenlerin yanında en önemli avantajlardan birinin de, Elazığ’da oluşan birlik ortamının olduğu kanaatindeyim. Dünyada gelişen hem kamu yönetimi, hem kalkınma anlayışında
merkezi ve yerel yönetimlerden beklenen, yeni üretim alanları kurmak, yeni
kamu yatırımları yapmak değildir. Bu yeni anlayış içerisinde yerel yönetimlerden beklenen, yatırımların özendirilmesi, yörenin zenginliklerinin tanıtılması, ortak akıl ruhunun oluşturulması, sinerjiyi oluşturabilecek şekilde işbirliğinin ve birlikteliğin sağlanmasıdır. Biz Elazığ’da bu birlikteliği oluşturduğumuzu söylemekten dolayı büyük mutluluk duymaktayım. Birliğimiz, bizim
temel dayanağımız, birliğimiz, bizi biz yapan en önemli değerlerimizdir. Ne
kazandıksa birlikteliğimizle kazandık. Ne zaman birliğimiz üzerine oyunlar
oynandıysa kaybetmeye başladık. Değerli şairimiz merhum Mehmet Akif’in
de belirttiği gibi, “değil mi cephemizin sinesinde iman bir, sevinme bir, acı
17
bir, gaye aynı, vicdan bir, değil mi ortada bir sine çarpıyor yılmaz, cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz”.
Sayın Valim, kıymetli konuklar, kalkınma girişimlerinde temel hedeflerden biri de tüm dinamiklerin eş güdümlü olarak harekete geçirilmesidir.
Kentlerin ekonomik, fiziksel, sosyal ve kültürel dinamiklerinin birlikte harekete geçirilerek etkili bir şekilde kalkınabilecekleri ortaya çıkmıştır. Yerel kalkınmanın ve sağlıklı kentleşmenin en önemli şartlarının birinin de kentlerin
ekonomik gelişiminin olduğunu düşünmekteyiz. Bu düşünce ile, Elazığ Belediye Başkanı olarak, fiziksel, sosyal ve kültürel hizmetler kadar, şehrimizin ekonomik gelişimiyle ilgilendik, ilgilenmeye devam edeceğiz.
Avrupa Birliği’nde, yerel yönetimlerin kentlerin ekonomik gelişiminde aktif rol almaları anlayışı benimsenmeye ve hızla yaygınlaşmaya başlamıştır.
Elazığ Belediyesi olarak, şehircilik alanında yaptığımız yatırımlarla, Elazığ’ı
bir cazibe şehri haline getirmeye gayret ettik ve bu yolda epey bir yol aldık.
Elazığ’ın cazibe merkezi bir il olduğu, hem Devlet Planlama Teşkilatı’nın çeşitli kanallarında, hem de bağımsız araştırma kuruluşları tarafından yapılan
çeşitli araştırmalarda da ortaya konmuştur. Bizler her platformda Elazığ’ın
bir fırsatlar şehri olduğunu, iş adamlarımıza ve yatırımcılarımıza anlatıyor,
onları yatırım yapmaları için özendirmeye gayret ediyoruz. Bu gayretlerimizin neticesinde son yıllarda ilimizde önemli yatırımlar da yapılmaya başladı.
Elbette kalkınma bir süreçtir ve asıl anlamlı ve önemli olan kalkınmayı sürdürebilir bir şekilde gerçekleştirmektir. Bizler bunun sağlanması için azami
gayret sarf ediyoruz. Sayın Valim başta olmak üzere, değerli millet vekillerimizle, şehrimizin tüm yöneticileri ve sivil toplum örgütlerimizle sürekli ve
sürdürülebilir bir kalkınma sürecinni nasıl yöneteceğimizi istişare ediyor ve
bu yönde önemli adımlar atıyoruz. Bu süreçte bir yandan ilimize yeni yatırımların yapılması için yurtdışı ve il dışındaki iş adamlarımızla çeşitli toplantılar düzenlenirken, aynı zamanda ilimizdeki iş adamlarımızla ihracat potansiyelini arttırmak ve yurtdışı programlarına katılma üzere gerek Sayın Valimiz, gerek Sayın Rektörümüz, gerek Sanayi ve Ticaret Odası Başkanımız
ve sivil toplum örgütleriyle harekete geçtik. Geçtiğimiz yıl Avrupa’da iş
adamlarımızla bir araya gelerek yatırım yapma çağrısında bulunduk. Diğer
yandan Azerbaycan, Kazakistan, Suriye gibi ülkelerle şehrimizin değerli iş
adamları ile birlikte yine Valimizle, Milletvekillerimizle, Rektörümüzle, Ticaret Odası Başkanımızla yani kısacası sivil toplum örgütlerimizle beraber
yurtdışı gezilerinde bulunduk ve özellikle değerli iş adamlarımızın sıkıntılarını bertaraf etme noktasında ne türlü gayretlerimiz olacak onların plan ve
programlarını yapmaya gayret ettik.
Şunu özellikle belirmekte yarar görmekteyim. Dünyanın gelişen yeni
dengeleri arasında Elazığ, coğrafi konumu dolayısıyla özellikle Ortadoğu’ya
ulaşabilecek bir güven ve huzur şehridir. Elazığ, coğrafi konumu, doğal ve
18
beşeri zenginliklerinin yanında, hükümetimizin uyguladığı teşvik politikasıyla da en fazla yatırım kolaylığının sağlandığı birkaç ilden biri olmuştur. İş
adamlarımızın bu yatırım fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Elazığ’ımızın yatırım fırsatlarını bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da yatırımcılara anlatmaya gayret sarf edeceğiz.
Değerli Valim, saygıdeğer misafirler “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışındaki bir ecdadın evladı olarak en önemli varlığımız insanların topyekün kalkınması için, belediyecilik hizmetlerinde, sosyal belediyecilik hizmetlerine çok ciddi önem vermekte ve önemli kaynaklar aktarmaktayız. Yerel
kalkınmanın gerçekleşmesi için, öncelikle yerel halkın kalkınması gerektiği
inancıyla, yatırımlarımızı insanımıza yönelik olarak yapmaktayız. Sosyal
belediyecilik anlayışımız çerçevesinde, bir yandan yardıma muhtaç insanlarımızın dertleriyle dertlenerek, onları ayağa kaldırmaya gayret ederken, diğer yandan istihdama yönelik çok önemli çalışmalar yürütmekteyiz. Avrupa
Birliği projeleri çerçevesinde başlattığımız meslek edindirme kurslarımızda,
3000’in üzerinde insanımız meslek sahibi olabilmek için gayret sarf ediyor.
Bunlardan yüzlercesini istihdama kavuşturduk. Meslek edindirme kurslarımızı, Elazığ’ın gelişim planı çerçevesinde, ihtiyaç duyulan alanları belirleyerek, bu alanlara göre açtık. Bu hizmetle aynı zamanda ara eleman sıkıntısı
çeken sanayicilerimizin sıkıntılarının çözümünde bir nebze de olsa katkıda
bulunduğumuzu düşünüyorum.
Bizler Elazığ’ın kalkınması ve ekonomik gelişmesi için adeta seferber olmuş durumdayız. Benim her zaman ifade ettiğim bir söz var; “yaşanacak
başka bir Elazığ yok”. Bu nedenle Elazığ’ımızın kalkınması ve gelişmesi, insanımızın, hemen her alanda, en iyi imkanlara ve yüksek refah seviyesine
kavuşması için, gece demeden, gündüz demeden çalışıyoruz ve çalışmaya
devam edeceğiz. Bu düşüncelerle bu toplantının şehrimizin ekonomik gelişmesine katkıda bulunmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.
19
20
ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ TAHİR ÖZTÜRK’ÜN KONUŞMASI
“Elazığ’ın Ekonomik Gelişmesine” katkıda bulunmak üzere İktisadi Araştırmalar Vakfı valilik, öncülüğünde düzenlenen bu toplantı vesilesiyle sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyor, hepinize
toplantıya hoş geldiniz diyorum.
Böylesi anlamlı bir toplantının organizasyonunda görev alan tüm arkadaşlarımızı da yürekten kutluyorum.
Değerli Misafirler ve işadamlarımız, sanayicilerimiz;
Kalkınma ve ekonomik gelişme elbette ki her ülkenin, bölgenin ve ilin
gayretleriyle olabilecek bir süreçtir.
Ülkemizde özellikle son yıllarda yaşanan gelişmeler bölgelerarası gelişmişlik farkını ortadan kaldırma noktasında yeni bir heyecan uyandırmıştır.
Bölgelerarası gelişmişlik farklılıkları, ülkeden ülkeye şiddeti değişse de,
tüm ülkelerin yapısında görülmektedir.
Birçok ülke dengeli olarak bölgeler ya da iller arasında eşgüdümlü bir
kalkınma gerçekleştirememiş ve denge sağlanamadığı içinde sosyo-ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda kalınmıştır.
İşte ülkemizde geçmişte dengeli bir kalkınma ve ekonomik gelişmeyi
sağlayamadığı için yıllardır sosyo-ekonomik sorunların yanında terör gibi sıkıntı ile de uğraşmakta ve yatırıma ayırması gereken imkânları bu sıkıntıyla mücadeleye ayırmaktadır.
Günümüzde ekonomik gelişme ve kalkınma, yerel imkânları ve yararları ortaya çıkarmak, yöre halkını üretime yöneltmek, yerel yatırımları artırmak gibi bir boyut kazanmıştır.
Dünyanın geldiği bu kalkınma anlayışı içerisinde hükümetimiz 2002 yılından bugüne kadar yerel kalkınmanın sağlanması için çok önemli adımlar
attı.
Öncelikle Elazığımızın da arasında bulunduğu 49 ilde teşvik yasası uy21
gulaması gerçekleştirildi. Bu uygulama sayesinde birçok ilimiz yeni yatırımlar aldı ve yeni istihdam alanları oluşturuldu.
Yine hükümetimiz, bu yıl yeni bir teşvik uygulaması başlattı. Bu teşvik
uygulamasında bölgesel düzeyler dikkat alındı. Elazığ, bu kapsamda ki teşvik uygulamasında en iyi yararlanan illerden biri olarak 4. bölgede yer aldı.
Elazığ’a yatırım yapacak bir yatırımcı gelir vergisi, SSK Primi, elektrik gideri birçok kalemde çok ciddi avantajlar sağlamaktadır.
Elazığ, diğer yandan Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yatırımda 15
cazibe merkezi ilden biri olarak belirlenmiştir. Bu, Devlet imkân ve yatırımlarının öncelikle ve ağırlıklı olarak Elazığ’a yapılması demektir. Gerçekten
öylede oldu.
Ekonomik gelişmede en önemli unsurlardan biri ulaşım imkânlarının uygun olmasıdır. Elazığ, yeni havaalanı ile uluslar arası bir yapıya kavuşmuş
sadece yolcu uçaklarının değil aynı zamanda nakliye uçaklarının da inip
kalkabileceği bir havalimanı olmuştur. Havaalanımızın yeni terminal binası
ise 2010 yatırım programına alınarak, önümüzdeki yıl temeli atılacaktır.
Yine İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra İzmir ve Almanya’dan da uçak seferlerinin yapılması için bir dizi çalışma başlatılmış, bunların da sonuçları
çok yakın zamanda alınmaya başlanacaktır.
Elazığ’da insanlarımızın kendi işlerini kurmalarını sağlamak amacıyla İş
Geliştirme Merkezi kuruldu ve özellikle Sanayi Bakanlığımız ve Maliye Bakanlığımızdan ciddi oranda ödenek ayrılması sağlandı.
Bugün burada çok sayıda insanımız kendi ekmek teknelerini kurmanın
yanında geleceğin sanayicileri olma yolunda ilk adımı atmış oldular.
Yine ekonomik kalkınma çevresinde Fırat Teknokent’in kurulması sağlandı. Buraya Sanayi Bakanlığının ciddi maddi destekleri yapılmaktadır.
Bir yandan geleceğe yönelik bu adımları atarken aynı zamanda mevcut
işletmelerimizin üretim ve rekabet gücünü artırmaya da gayret ettik. Elazığ’da doğalgaz ilk olarak Organize Sanayi Bölgesinde sanayicilerimizin
hizmetine sunulmuş, onların üretim maliyetlerinde ciddi düşme sağlanmıştır. Yatırımcılarımızın taleplerine cevap vermek üzere 3. Organize Sanayinin
altyapı çalışmalarına başlanmış ve bu çerçevede birçok sorunun çözümüne katkı sağlanmıştır. Bu alt yapı yatırımları 2010’da bitecektir.
Elazığ’ı komşu illere bağlayacak olan modern yeni çevre yolunun yapımına başlanmış ve bu çerçevede çok önemli bir aşama kat edilmiştir. Çevre yolumuzun 2010 yılında hizmete gireceğine inanıyoruz.
Elazığ’ı geleceğe taşıyacak, kalkınma çabalarına ivme kazandıracak
22
sektörlerden biri olan sağlık sektöründe de çok önemli yatırımlar yapıldı.
Bu çerçevede bir yandan mevcut hastaneler modernize edilirken diğer
yandan da bölge hastanesinin proje çalışmaları başlatıldı. Bir kampus şeklinde düzenlenecek olan bu projede birçok hastane bu bölgede kurulacaktır.
Yatırımlar tamamlandığında bölgede bir sağlık merkezi olan Elazığ, bu
sektörde daha da güçlenecektir. Hükümetimiz tarafından bölgelerarası gelişmişlik farklarının dengeli bir yapıya kavuşturulması ve bölgesel kalkınmanın hızlandırılması için Kalkınma Ajansı kurulmuştur.
Bu çerçevede kurulan Elazığ, Malatya, Bingöl ve Tunceli illerini kapsayan Kalkınma Ajansı’nın yararlarını önümüzdeki süreçte görmeye başlayacağız.
Burada çok değerli konuklarımızın değerlendirmeleri olarak sizlere yaptığımız bütün yatırımları anlatmak istemiyorum. Çünkü anlatmaya kalksam
hayli vakitlerimizi alır. Ben sadece sizlere birkaç yatırımı örnek olarak göstermek istedim.
Elazığ’ın gelişmesi ve büyümesi için eğitimden sağlığa; sanayileşmeden
enerjiye, ulaşımdan altyapıya birçok hizmet ve yatırımın şehrimize gelmesi
sağlanmıştır. Bu anlamda yeni yatırımlarımız ve gayretlerimiz elbette de devam edecektir.
Ancak, bizler devlet imkânları kadar özel sektör imkânlarının da şehrimize aktarılmasına çalışıyoruz. Bu çerçevede iş adamlarımızla görüşerek
şehrimize yatırım yapmaları için önerilerde bulunuyor, bürokrasi de tıkanma
noktalarında onların önünü açmaya gayret ediyoruz.
Şunun iyi bilinmesi gerekir ki, şehirler artık sadece devlet yatırımlarıyla
kalkınmamaktadır. Mutlaka ama mutlaka özel sektör yatırımlarının çekilmesi gerekiyor. Bizler bu noktada bundan sonra gayretlerimizi daha da artırmalı ve Elazığ’ın yatırım imkânları ile zenginliklerini iş adamlarımıza daha iyi
anlatmalıyız.
Elazığ Milletvekilleri olarak bizler şehrimize bir çivi dahi çakma niyetinde
olan her yatırımcımızın önünü açar, onlara her noktada rehber oluruz.
Bu güzel insanlarımızın yaşadığı aziz şehre yatırım yapacak her insanımıza gururla ve onurla sahiplenir. Onun her zaman yanında oluruz. Şunu
son olarak ilave etmek istiyorum. Elazığ ve bölge için;
1. Organik ve meyve yetiştiriciliği
2. Su ürünleri
3. Hayvan yetiştiriciliği
23
4. Mermer ve maden
5. Sağlık yatırımları
6. Üniversiteye yeni bölümlerin açılması (çalışmaların hız kazanması
bölge için yararlı olacaktır.)
Bu düşüncelerle, bu programa katıldığınız için hepinize tekrar teşekkür
ediyor, programın şehrimize, bölgemize hayırlı olması temennisiyle sizlere
saygılarımı sunuyorum.
24
İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ATAŞ’IN KONUŞMASI
Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Bu toplantının hayırlı olmasını öncelikle temenni ediyorum. Çocukluğu
ve gençliği bu ilde geçmiş bir kardeşiniz olarak aranızda bulunuyorum.
Gerçekten bugün burada tertip edilen toplantı, Elazığ ilimiz için ve bölgemiz için çok önemli bir toplantı. Belki bugüne kadar buna benzer farklı
toplantılar, çalışmalar yapılmış olabilir. Ama inanıyorum ki bu toplantıdan
sonra Elazığ kalkınma yönünden, gelişme yönünden daha farklı noktalara
gelecektir.
Öncelikle bu toplantıyı tertip eden değerli Elazığ Valimize, yine katkı
sağlayan ve fiziki ortamlarını bu toplantı için açan Ticaret Odası Başkanımıza Elazığ’ımızın ve bölgenin kalkınması yönünde bilimsel çalışmalar yaparak bu toplantının yapılmasında büyük emek sarf eden başta İktisadi Araştırmalar Vakfımızın değerli başkanı Prof. Dr. Ahmet İncekara beyefendiye
ve yönetimine, burada tebliğ sunacak olan değerli bilim adamlarımıza, sanayicilerimize, iş adamlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bu toplantıdan
sonra biraz önce ifade ettiğim gibi Elazığ ile ilgili gerek buradaki sanayici ve
iş adamlarımız gerekse bilim adamlarımız herhalde bakış açıları değişir diye ümit ediyoruz. Değerli katılımcılar her yerde en önemli unsur hiç unutulmamalıdır ki insandır. Paradan önce de insan geliyor, emekten önce de insan geliyor, her unsurun temel taşı insandır. Dolayısıyla biz bugüne kadar
yapamadığımız ya da yapmak isteyip de gerçekleştiremediklerimizin temelinde ben iki hususu görüyorum. Toplumsal olarak belki bugüne kadar yaşadığımız sıkıntıların ve eksikliklerin temelinde iki ana unsur olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi duyarlıklarımızdan uzaklaşmamızdır, bir tanesi de değerlerimizden uzaklaşmış olduğumuzu düşünüyorum. Biz bu kaybetmiş olduğumuz veya azaltmış olduğumuz değerlerimize
yeniden kavuşabilirsek, duyarlılığımız yeniden kazanabilirsek duyarlı birer
kimlik olabilirsek herhalde çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur diye düşünüyorum. Yine benden önceki değerli konuşmacılarımızın da ifade ettiği gibi, birliğimizi beraberliğimizi iyi muhafaza edebilirsek o kaybettiğimiz değer25
lerimizi yeniden kazanıp, adalet, dürüstlük ve temiz insan olmak, dürüst insan olmak, kimlikli insan olabilmek hususundaki özelliklerimizi yeniden muhafaza edip, birbirimize güven noktasında kaybettiğimiz hasretlerimizi yeniden kazanıp omuz omuza verebilirsek Elazığ’ımızda çözemeyeceğimiz hiçbir iş yoktur diye düşünüyorum. Çünkü cenabı hak bölgeye her türlü zenginliği vermiş, yer altı zenginliği var, yer üstü zenginliği var, insan kaynağı noktasında da inanıyorum ki yine hiçbir bölgede olmayan insan kaynağımız var.
peki eksik olan ne, eksik olan bu gücü birleştirmek. Bunu da yapabilecek
durumdayız diye düşünüyorum. İnşallah bu toplantı arzu ettiğimiz kapıların
açılışına vesile olur diye düşünüyorum hızlı bir şekilde bölgenin kalkınmasına vesile olur diye düşünüyorum.
Tekrar bu toplantının düzenlenmesinde, organizasyonunda emeği geçen
bütün kurum ve kuruluşların temsilcilerini tebrik ediyorum. Bu bölgede doğmuş ama bu bölgede doyamadığı için doyabileceği yere gitmiş olan bir kardeşiniz olarak inşallah burada doğup burada doyan, yaşan nesillere katkı
sağlaması amacıyla bu toplantının hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi
saygı ile selamlıyorum.
26
ELAZIĞ VALİSİ MUAMMER EROL’UN KONUŞMASI
Öncelikle tüm saygıdeğer misafirlerimizi ve katılımcılarımızı teşriflerinden, emeklerinden dolayı minnet duygularımla ve saygıyla selamlıyorum.
Elazığ ile ilgili dışarıda özelikle Elazığ adı geçtiğinde Elazığ ile birlikte
Elazığ insanının meziyetleri de hep göğüs kabartan meziyetlerdir. Peki bu
güzellik bugün ne aşamada? bu güzellik üzerine neler ilave edilmeli ki Elazığ ilinin ekonomik gelişmesi ile ilgili bu güzelliğinde katkısıyla istediğimiz
noktaya gelmiş olalım.Herhalde bu toplantının çok genel bir amacını ifade
edecek olursak çerçeveyi böyle çizersek uygun olur. Bizler, bu toplumun
atanmış veya seçimle gelmiş önderleri olarak kendi işinin başında, kendi
halinde yaşayıp giden, esnaf, memur, işadamı gibi insanlardan daha farklı
bir konumdayız. Bu daha farklı konumun getirdiği daha farklı ekstra görevler ve sorumluluklar vardır diye düşünüyorum. Nedir bu? Bizlerin, önderi olduğumuz toplumun, insanların mevcut halinin dışında, rutin işler dışında,
topluma hem kültürel anlamda, hem iktisadi alanda, ekonomik gelişme alanında bir hedef tespit etmek konusunda görev ve sorumluluğumuz vardır
ve belki de önder insanların sivil toplum kuruluşu başkanı olsun, akademik
organlardan, fakültelerden, araştırma derneklerinden, vakıflardan, şirketlerden olsun önder insanın bir numaralı görev ve sorumluluğu toplumun gideceği hedefleri ve bu hedeflere toplumu ulaştıracak stratejileri belirleme
hususunda kafa yormak. gayret göstermektir. Aksi taktirde zaten olan işler
içinde biz bütün sermayemizi gayretimizi sarf eder, onun çerçevesi dışına
çıkamasak da ilerleme ve gelişme üzerine bir bardak soğuk su içmişiz demektir.
Bu toplantıdan sonra da bizim önümüze yeni çıkan fırsatlar nedir? Sayın
vekilimiz ifade ettiler. Kalkınma ile ilgili olarak teşvik konusunda hükümetimizin hakikaten çok iyi düşünülmüş, sonuca dönük, iyi desteklenmiş bir
programı var. Bu imkan ve potansiyel nerde nasıl bir araya getirirsek, hangi hedeflere bunları yönlendiririz ve hangi yoldan giderek hep arzu ettiğimiz
daha iyi daha ileri nasıl ulaşırız sorusunda bir ortak emek, gayret, birlik sağlayabiliriz .Sağ olsunlar Ahmet hocam başta olmak üzere, İktisadi Araştır27
malar Vakfı ve diğer çok kıymetli hocalarımız.bu talebimize emek ve gayretlerimize alaka gösterdiler.
Bu toplantıdan ne bekliyoruz. Doğrusu burada bunları hemen sıralamak
belki çok iyi olmayabilir, yönlendirici olabilir diye ben endişe ediyorum.Somut hedefler olarak inşallah değerlendirme toplantısında bunların altını çize
çize hedeflerin ne olması gerektiği, iktisadi, kültürel gelişiminin konusunda
net bir değerlendirme çalışmaları da dinledikten sonra hep birlikte yapar tartışır, Elazığ yönünden yeni hedefleri tespit etmiş, ona nasıl ulaşacağı konusunda en azından kafa yormuş olarak bu toplantıyı bitiririz ümidindeyim .
Ben tekrar katılımlarınızdan emek ve gayretlerinizden dolayı teşekkür
ediyorum hepinizi saygı ile selamlıyorum bu toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum.
28
29
30
ÇALIŞMA OTURUMU -1
Başkan : Prof. Dr. Nuri ORHAN
Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi
Öğretim Üyesi
1.Tebliğ : Elazığ Kültürü ve Teşebbüs Kültürü
Sunan
: Yrd. Doç. Dr. Süleyman İLHAN
Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
Öğretim Üyesi
2.Tebliğ : Elazığ İlinin Gelişmesinde Sanayi ve
Ticaretin Yeri ve Önemi
Sunan
: Prof. Dr. Adem ŞAHİN
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri
31
BAŞKAN: PROF. DR. NURİ ORHAN
Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesi seminerinin ilk oturumunu başlatıyorum. Oturumumuzda iki konuşmacımız var. Konuşmacılarımızın ilki Sayın
Yrd. Doç Dr. Süleyman, İlhan Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim
Üyesi, ikinci tebliğimizi Prof. Dr. Adem Şahin sunacak. Prof. Dr. Adem Şahin, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim üyesi ve genel sekreteri.
Süremiz çok kısıtlı olduğu için hiç detaya girmeden direkt konuşmacılara söz vermek istiyorum. İlk tebliği sunmak üzere sözü Yrd. Doç Dr. Süleyman İlhan’a veriyorum.
32
ELAZIĞ KÜLTÜRÜ VE TEŞEBBÜS KÜLTÜRÜ
Yrd. Doç. Dr. Süleyman İLHAN
Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
silhan@firat.edu.tr
33
34
Elazığ (Harput) geçmişte her ne kadar ipek yolu gibi kadim ticaret yollarının ana uğrakları arasında yer almasa da, avantajlı konumu nedeniyle
Şam ve Halep gibi Akdeniz’e açılan zengin bir ticaret havzasıyla sıkı bir
bağlantı içinde olmuştur. Paralel olarak, uygun tarım imkânlarının da mevcudiyetiyle uzun süre kendine yeterli bir ekonomi tesis edebilmiştir. Ancak
zamanla konjonktürün değişimiyle bu konumunu giderek kaybetmiş ve tamamen içe kapanmıştır. Bugün ekonomik gelişmişlik düzeyi açısından ülkemizdeki bir çok kentin gerisindedir ve ciddi bir ekonomik kalkınma sorunuyla karşı karşıyadır.
Günümüzde küresel ekonominin ulusal ekonomileri yeniden yapılanmaya zorlamasıyla devletten beslenme, devlet üzerinden kalkınma dönemi giderek kapanmakta, kentler geleceklerini bizzat kendileri kurmak durumunda kalmaktadırlar. Elazığ da kendi geleceğini şekillendirme kapsamında
ekonomik kalkınma sorununu devlete yaslanarak değil, kendi dinamikleriyle aşmak durumundadır. Bu da hiç kuşkusuz inisiyatif almakla, özel teşebbüse (girişimciliğe) dayalı köklü bir hamleyle mümkündür.
Ancak Elazığ’da kalkınmaya zemin oluşturacak gelişmiş bir girişimci kültürün ve kalkınma misyonunu üstlenerek, bu sürece öncülük edecek yeterlikte bir girişimci grubun bulunduğu söylenemez. Üstelik sosyo-ekonomik
hayatın genel görünümleri itibariyle Elazığ’ın daha çok memur kenti özellikleri sergilediği gözlenmektedir.
Durumun, Elazığ’ın kültürel1 özellikleriyle ilişkili olup olmadığının ya da
ne ölçüde ilişkili olduğunun saptanması hiç kuşkusuz kapsamlı alan araştırmalarını gerektirmektedir. Zira, girişimciliğin oluşumu çok sayıda faktörün
rol oynadığı karmaşık bir süreçte gerçekleşmektedir. Girişimciliğin, benzer
özellikler taşıyan kültür havzalarının kimi yerlerinde gelişebilen, kimi yerlerinde ise gelişemeyebilen bir fenomen olması, bu fenomenin geliştiği sosyo-kültürel yapılarda bütün bireylerin girişimci olamamaları ve kimi sosyokültürel yapıların girişimciliğe yatkın olmalarına rağmen girişimcilik üretememeleri gibi nedenler dikkate alındığında, girişimciliğin oluşumunu teşvik
1
Elazığ’ın kültürel özelliklerine odaklı, ayrıntılı bir kültür çalışması bulunmamakla
birlikte, Elazığ’ın (Harput) genel özellikleriyle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. İ. Sunguroğlu, Harput Yollarında, C: I-II, İstanbul: Yeni Matbaa, 1958, 1959; İ. Sunguroğlu, Harput Yollarında, C: III-IV, İstanbul: Özaydın Matbaası, 1961, 1968.
35
eden ya da engelleyen kültürel faktörlerin ve bunların etki düzeylerinin saptanmasının güçlüğü açığa çıkmaktadır.
Bununla birlikte aile ve akrabalık yapısı, akran, arkadaş, eş-dost ağları
ve genel olarak sosyo-ekonomik hayat üslubu temelinde oluşan toplumsal
atmosferin yansıttığı kültürel görünümler üzerinde yapılan gözlemlerden
hareketle, girişimciliğin Elazığ özelinde toplumsal kültür açısından konumlanma biçimine ve kültür içindeki potansiyel imkanlarına dair kimi çıkarımlarda bulunmak da mümkündür.
Elazığ’da kültürel hayatın genel görünümlerine bakıldığında; zengin
mutfağı, otantik müziği, folklor ve edebi zenginliği, kendine özgü giyim-kuşam kültürü, derinlikli ilim geleneği, özellikle Harput’un yansıttığı çok yönlü
tarihsel mirası vs. özellikleriyle “Elazığ Kültürü” kavramsallaştırmasını hak
edecek zenginlikte bir kültürel birikimin mevcudiyeti gözlenmektedir. Öyle
ki, başta aile olmak üzere çeşitli sosyalizasyon aygıtları üzerinden orijinalliği büyük ölçüde korunarak kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel zenginlik/otantisite Elazığ için toplumsal gurur kaynağı olacak düzeydedir. Bu nedenle Elazığlılar, kendi kültürlerine samimi bir bağlılık duyarlar. İnsanlarda
zengin ve özgün bir kültürün temsilcisi oldukları duygusu hakimdir. Halkın
aidiyet ve kimlik duygusunun oluşumunda kültürün bu özelliklerinin etkili olduğu söylenebilir.
Toplumsal ilişkiler boyutuyla bakıldığında ise, bu kültürün hakim renklerinin ataerkillik/itaat kültürü, bireyciliğin gelişmemişliği/kamucu toplumsal örgütlenmişlik, geleneksel dayanışma biçimi, geleneksel hiyerarşi ve statü anlayışı, soy-sop gibi verili durumlar olduğu dikkati çekmektedir. Bireylerin vaziyet alışları, tutum ve davranışları, tercihleri, ilişkileri, özelde ekonomik faaliyete yaklaşım biçimleri, kısaca zihniyetleri2 kültürün bu özellikleri doğrultusunda şekillenmektedir. Söz konusu hususiyetler toplumsal ilişkilerde, faaliyetlerde, etkileşim süreçlerinde somutlaşmaktadır. Başta aile olmak üzere kurumsal yapılar bu kültürün değerlerini ve normlarını yansıtmakta, bireyi bu değerler ve normlar doğrultusunda sosyalize etmektedirler. Risk alma,
rekabetçilik, rasyonalite, yenilikçilik, başarı odaklılık, cesaret, kendine güven, kararlılık, liderlik/bağımsızlık duygusu, esneklik ve iş bitiricilik, fırsat
kollama, inisiyatif alma, değişime açıklık vs. girişimci karakterin kurucu unsurlarına yeterince yer verildiği söylenemez.
Aksine, kan bağı akrabalığı kapsamında ağabey, amca, ata, arkadaş gibi anlamlarının ötesinde; mertliği, yiğitliği, dürüstlüğü, güvenilirliği, dostluğu,
adaleti, cömertliği, vatanseverliği, misafirperverliği imleyen “gakgoşluk” anlayışının şekillendirdiği insan tipinin idealize edildiği görülmektedir. “Gak2
36
Zihniyet çözümlemesiyle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. S. F. Ülgener, İktisadi Çözülmenin Ahlâk ve Zihniyet Dünyası, İstanbul: Der Yay., 1981.
goşluk”, toplumsal kimliğin, onurun, gururun, şerefin, itibarın somutlaştığı
sosyo-kültürel bir varoluşu sembolize eder. İçerdiği hususiyetler almayı değil vermeyi, biriktirmeyi değil paylaşmayı, yararlanmayı değil yararlandırmayı vs. gerektirir. Bu doğrultuda hareket etmeyen Elazığlılar gakgoş olarak nitelendirilseler bile hiçbir zaman toplumsal onanma, kabul ve meşruiyet bulamazlar. Gakgoşluğun toplumsal onanması ve meşruiyeti kesinlikle diğerkâmlığa endekslidir.
Yaşayan gakgoşluk anlatılarından hareketle, diğerkâm pratikler kapsamında, örneğin yoksula/muhtaca, güçsüze karşılık beklemeksizin her türlü
yardım edilmesinin, kol-kanat gerilmesinin gakgoşluğa bir tür sosyal güvenlik sistemi fonksiyonu kazandırdığını, bunun da gakgoşlar için karizmatik
sayılabilecek bir iktidar alanı açtığını söylemek mümkündür. Kanaat önderi
sayılan gakgoşların ekonomik konulara ilgi duymaktan çok, toplumsal konulara/sorunlara ayarlı bir duruş sergilemelerinin, topluma liderliği misyon
edinmelerinin söz konusu iktidar avantajıyla ilgili olduğu söylenebilir. Bu
bağlamda, kimi bireysel/toplumsal sorunları karakola/mahkemeye intikal ettirilmeden barışçıl yollarla çözüme kavuşturabilmeleri biçimindeki geleneksel uygulamalara hala rastlanmaktadır. Dolayısıyla gakgoşluğun özü itibariyle sosyal, kültürel bir olgu olduğu ileri sürülebilir.
Daha açık bir ifadeyle, Elazığ için temel bir kültürel değer olan gakgoşluk ruhunun ekonomik üretime/ticarete, maddi kazanca, dönük bir muhtevası yoktur. Üstelik, gakgoşluk anlayışı kapsamında kimi ticari faaliyetlerin
ayıplanabildiği, tarımsal ve hayvansal ürünlerin pazarlanmasının ise neredeyse tamamen mahküm edildiği, buna karşılık sosyal prestij gereği gösterişçi tüketimin teşvik edildiği dikkati çekmektedir. Öz olarak; toplumsal içerimleri, çağrışımları ve yapıcı özellikleri bakımından gakgoşluğun, ekonomik/müteşebbis bir karaktere değil, yerleşik sosyo-kültürel bir statü ve role
karşılık geldiği söylenebilir.
Öte yandan Elazığ özelinde aile, akrabalık, komşuluk, arkadaşlık gibi
yapılar temelinde oluşan geleneksel destek ağları üzerine kurulu sosyal
ortam son derece istikrarlıdır. Bu ortam bireyi her bakımdan sarıp sarmalayarak ona korunaklı alanlar açmaktadır. Bu bakımdan en etkin rolü bireye en kapsamlı ve sürekli desteği veren ailenin oynadığı gözlenmektedir.
Aile çocuklara meslek kazandırmaktan, evlendirmeye, konut/otomobil
edindirmeye kadar hayatın hemen her evresinde kendini misyon sahibi
görmekte ve bu doğrultuda hareket etmektedir. Böylelikle aslında bireyi
ömür boyu kendine bağımlı kılmakta, varlığını adeta aile desteğiyle sürdürür hale gelmesine sebebiyet vermektedir. Sonuçta birey, çoğunlukla hayatın çetin gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalmamakta, kendisine deneyim ve öz-güven kazandıracak köklü sarsılmalar, keskin alt-üst oluşlar yaşamamakta, özetle kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenememektedir.3
37
Bununla birlikte, birey genelde güven ve istikrarlılık algısı üzerinden hayata bakmaktadır. Sıkı çalışma, mücadele, zaman, enerji, sermaye, risk gerektiren özel teşebbüs yerine, çoğunlukla devlet memurluğunun tercih edilmesi bu fikri doğrular niteliktedir. Her kademede tatminkâr olmasa da sürekli bir maddi gelir, sosyal güvence ve emekliliğe kadar istihdam garantisi sunması, icra edilmesinin özel sektöre oranla kolay ve risksiz olması, sıkça maruz kalınan ekonomik krizler ve akut istihdam sorunları karşısında korunaklı bir liman olarak görülmesi devlet memurluğunun kimi bildik tercih nedenleridir. Öte yandan, kamucu toplumsal örgütlenme biçimi, toplumsal/bireysel
anlamlar dünyasında merkezi konumda olan “devlet baba” imgesi, devlete
kapılanma alışkanlığı, devlet görevinde olmanın itibarı vs. kültürel faktörler
de memurluğun tercih nedenleri arasında yer almaktadır.
Devlet memurluğuna olan rağbette, memur rol modelleri fazlasıyla etkili
olmaktadır. Rol modellerin çokluğu ve yüksek toplumsal onanma/meşruiyet
düzeyi devlet memurluğuna yönelişi teşvik edici fonksiyona sahiptir. Harput’un, Osmanlıdan günümüze önemli bir eğitim merkezi oluşu, günümüz
Elazığ’ına uzun bir tarihsel arka plana dayanan bir memurluk tecrübesi olarak yansımaktadır. Bugün sadece üst düzey sivil ve askeri bürokraside görevli Elazığlıların yüksek bir orana tekabül ettiklerine sıklıkla dikkat çekilmesi, kamuda istihdam olunmuş Elazığlıların toplam sayısının çok yüksek olduğunu düşündürmektedir.
Elazığ’da İnsanlar özelde devlet memurluğuna, genelde aylıklı kamu pozisyonlarına fazlasıyla aşinadırlar, kamu görevliliğinin sunumlarının bilincinde oldukları gözlenmektedir. Buna karşılık girişimciliğin, sanayici/işadamlığının günümüz dünyasında neye tekabül ettiği konusunda yeterli bilgiye sahip oldukları söylenemez. Başarılı, öykünülecek/özdeşleşilecek girişimci rol
modellerinin yetersizliği de dikkate alındığında, devlet memurluğuyla özel
girişimcilik/müteşebbislik arasında rasyonel bir mukayese yaparak girişimciliğe dair bir farkındalığa ulaşabilmeleri hayli zordur. Bu nedenle örneğin aile genelde özel sektöre yönelişi çocukları için bir seçenek olarak ortaya koymaz. Çocuklara girişimciliğe dönük yüksek başarı güdüsü, sıkı ve disiplinli
çalışma, öz güven duygusu, tutumluluk, iş ahlâkı ve toplumsal sorumluluk
bilinci vs. kazandırılmasının arayışına girilmez. Böylece girişimci değerleri
içselleştirip yücelten, bu değerler üzerinden hayata bakan, girişimci zihniyete sahip bireylerin yetişmesi mümkün olamamaktadır. Akraba, akran, arka3
38
Bu konuda Prens Sabahattin’in dikkate değer görüşleri vardır. Prens Sabahattin’in Türk toplumunun, bireyciliği/kişisel inisiyatifi baskılayan, kolektivist ya da
kamucu bir örgütsel yapı sergilediğini, bu bağlamda, özellikle çocuk yetiştirme
tarzıyla ailenin hayati bir rol oynadığını ileri sürer. Ayrıntılı bilgi için bkz. Prens
Sabahattin, Türkiye Nasıl Kurtarılabilir, (Çev: Muzaffer Sencer), İstanbul: Elif
Yay., 1965.
daş, eş-dost çevresinin de aynı yaklaşım içinde olması statükonun devamını pekiştirmektedir.
Memurluk, toplumsal bilinçte, anlamlar dünyasında öylesine baskındır
ki, girişimci ailelerin bile önemli bir oranı çocuklarının memur olmasını istemektedirler. Elazığlı girişimciler üzerine yapılan bir araştırma bu gerçeğe
dikkati çekmektedir. Söz konusu araştırmaya göre, çocukları için gelecekte
hangi mesleği düşündükleri sorusuna, girişimcilerin % 30’u (girişimci grup
için çok yüksek bir oran) kamuda doktorluk, hukukçuluk, mühendislik gibi
prestijli bir meslek düşündükleri cevabını vermişlerdir (İlhan, 2005: 244).
Üstelik bu bir temenni ya da özlemin ötesindedir. Zira, girişimci grup çocuklarının prestijli kamu mesleklerine girebilmeleri için gerekli bütün nesnel
şartları yerine getirmekte, onları fazlasıyla destekleyip motive etmektedir.
Bizzat girişimci grubun böyle bir yaklaşım içinde olması, ortalama aileler için
çocuklarının hayatını kurtarmak adına daha alt kademe memurlukların ya
da diğer aylıklı kamu görevlerinin bile yeterli görülmesini anlaşılır kılmaktadır.
Devlet memurluğuna ya da diğer aylıklı kamu görevlerine olan yüksek
rağbetin girişimci ruhu baskılayıcı, girişimci kültürün oluşumunu engelleyici
işlev gördüğü söylenebilir. Çocukların küçük yaştan itibaren memurluğa
özendirilmesi, onları memurluğun tipik özellikleri olan itaatkâr, kuralcı/şekilci, titiz, ihtiyatlı, disiplinli, pasif, garantici/riske kapalı, statükocu tutum ve
davranışlara yatkınlaştırarak girişimci potansiyeli daha baştan dumura uğratmaktadır.
Memurluk, sonuçta toplumun genelini memurluk zihniyetine hapsederek
atalete sürükleyen bir işleve sahiptir. Gerçekte, memur edimlerini yansıtan
parametreler, örneğin, “rutinlik”, “alışkanlık”, “biçimsellik”, “tutuculuk”, “statükoculuk”, “verimsizlik”, “faaliyetsizlik” vs. toplumsal alanın üzerini örten ve
dinamizmi körelten görünümlerdir. “Memuriyen toplum, memur zihninin ete
kemiğe büründüğü, aile, eğitim, eğlence, iş/üretim, bakış açısı vs. üzerinde
hegemonya kurduğu bir toplumdur. Bu toplum, genel planda, “başarı” “verimlilik”, etkinlik, girişkenlik, dinamizm, vb. değer üretiminden yoksundur. Bu
toplumda, iktisadi ve sosyal yaşam, memur zihni etrafında örgütlenmiştir ve
memuriyette olumlanan değer ve kıstaslar büyük öneme sahiptir. Farklı
iş/güç ve meslek dallarının popülaritesi düşüktür. Herkesin gönlünde rahat
ve kolay bir işe sahip olma düşüncesi vardır. “Çalışmadan kazanmak”, “devletten aylık Allah’tan sıhhat” anlayışı baş tacı edilir. “Risk almak”, “cesaret
göstermek”, “gözüpek hareket etmek”, “atak olmak”, “ekmeğini taştan çıkarmak”, gibi girişimci tutum ve tavırlara rağbet edilmez” (Aytaç, 2006: 2-5;
Bkz. Prens Sabahattin, 1965: 55-57).
Formel eğitim kapsamında ve çeşitli çevrelerle girilen etkileşim sürecin39
de kazanılan bilgi, tecrübe ve bilinçlenmeye bağlı olarak özel girişime yöneliş de başta aile olmak üzere sosyal çevrenin direnciyle karşılaşmaktadır. İş kurmanın emek, zaman, sermaye, hatta moral destek gerektirmesi
sosyal sermaye desteğini önemli kılmaktadır. Ancak sosyal sermayenin en
önemli unsuru olan ailenin özellikle yüksek risk algısı nedeniyle desteğini
almak en büyük handikaptır. Zira iş kurmak ve onu sürdürmek genellikle
birkaç denemeden sonra başarılı olabilen ya da tümüyle başarısızlıkla sonuçlanabilen riskli bir girişimdir. Başarısızlık aile kaynaklarının buharlaşmasının da ötesinde sosyal itibar kaybına sebebiyet vermekte, iş kurmaya
çalışan birey üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Özellikle ataerkil kültür
özelliklerinin tolerans tanımamasından dolayı genelde mahküm edilmektedir. Bu yüzden başarısızlık, sosyal bağların da güçlülüğü nedeniyle sadece bireysel değil, çoğunlukla bütün ailenin başarısızlığı olarak değerlendirilmekte ve onur kırıcı olarak algılanmaktadır. Hemen herkesin tanıdık/tanış olduğu dar çevre koşulları da bu algılanış şeklini pekiştirmekte, ailenin
geneli üzerindeki toplumsal baskıyı arttırmaktadır. Aileler başarısızlıkla/iflasla karşılaşmanın tedirginliği altındadırlar. Başarısız ailelerin sosyal çevreden destek bulabilmeleri neredeyse imkansızdır. Dar çevre şartlarında
başarısız örneklerin düştüğü konum yeterince caydırıcı olmaktadır. Özetle
toplumsal atmosferin başarısızlığa tolerans tanımaması özel teşebbüse
yönelişin güçlü bir bariyeridir.
Elazığ’da birlikte/ortak iş yapma kültürünün de gelişmemişliği dikkati
çekmektedir. Aktif işletmelerin önemli bir kısmı şahıs ya da aile şirketi statüsündedir. Elazığlı girişimciler üzerine yapılan bir araştırmaya konu olan
toplam işletmelerin % 75’inin bireysel mülkiyet ve aile şirketi statüsünde oldukları ortaya çıkmıştır (İlhan, 2005: 224). Birlikte/ortak iş kurma ve mevcut
bir işin yeni ortaklarla büyütülmesi gibi teşebbüsler de güçlü toplumsal önyargılar nedeniyle daha baştan akim kalmaktadır. Çok ortaklı işlerin özellikle kişisel anlaşmazlıklar nedeniyle (bu anlaşmazlıkların çoğu, müdürlük/yöneticilik/patronluk statüsünü ortaklardan hangisinin üstleneceğiyle ilgilidir)
başarısızlıkla sonuçlanması böylesi oluşumlara yönelik önyargıları daha bir
katılaştırmakta, güç birliğiyle tesis edilebilecek büyük boy oluşumlar üzerinden servetin sermayeye dönüşümünü engellemektedir.
Öte yandan, Elazığ ataerkil kültür kodlarının etkisiyle olduğu kadar, kendisini gelişmiş illerle kıyaslamanın da ağır baskısı altındadır. Bu durum, psikolojik içe kapanmaya sebebiyet vermekte, kalkınmaya/girişimciliğe dönük
önyargıları sonuçlamaktadır. Yakın illerin bile gerisinde olmak insanlarda
umutsuzluk, karamsarlık, mevcut durumu kabullenmişlik duygusu uyandırmakta, bu duygunun geniş bir toplumsal tabana yayılması ise insanların kalkınmaya, özel teşebbüse olan inançlarını kaybetmelerine neden olmaktadır.
Başka kentlerle mesafenin her geçen gün açıldığının fark edilmesi umut40
suzluğu ve içe kapanmayı daha da arttırmaktadır.
Oysa sosyo-iktisadi yeniden yapılanma hamlesinin başarı şansı, halka
dayanmasına bağlıdır. Bir kentin/bölgenin ekonomik kalkınması ancak halkının kalkınma sürecini üstlenmesiyle mümkündür. Halkı kalkınmanın önemine, gerekliliğine, olabilirliğine inanmayan ve kalkınma sürecine katılmayan, destek vermeyen bir yerelin kalkınması imkansızdır. Böylesi yerler
devletin maximum yatırımlarına rağmen gelişemezler. Buralarda girişim ruhunun filizlenmesi mümkün değildir.
Çağdaş girişimci kodlara mesafelilik, bilgi/görgü sirkülasyonunun zayıflığı, yeni yatırım alanları konusunda vizyon sahibi olunmayış vs. Elazığ için
taklitçiliği beslemektedir. Elazığ’da taklit alabildiğine yaygındır. Ancak kârlı
ve sürdürülebilir olanın taklidi ya da bir işletmenin örgütsel özellikleri ve teknolojik imkanlarının taklidi biçiminde değil, Elazığ şartlarında birden fazlasının ayakta kalamayacağı bir ticari kuruluşun bizzat etkinlik alanının taklidi
biçiminde rasyonel olmayan bir taklittir bu. Yeni kurulmuş bir işin aynen taklit edilmesine, hatta hemen yanı başına aynı işin birden fazla kişi tarafından
kurulmasına sıkça rastlanmaktadır. Elazığ için rekabetin rasyonel değil, genelde rakiplerini engelleme biçiminde işlediğinin bir ifadesi olarak da görülebilecek bu durum, akılcı bir yaklaşımla başarı şansı olabilecek bir kapital
birikimin bulunduğunu da akla getirmektedir.
Elazığ’da girişimci kültürün gelişmemişliği, ideal özellikleriyle kristalize
olmuş bir girişimci rol modelinin bulunmayışı ve girişimcilerin yeterince tanınmayışı iktisadi alana esnaflık/tüccarlık tecrübesi üzerinden bakmayı sonuçlamaktadır. Esnaflık/tüccarlık tecrübesinin ise iş ahlâkı kriterlerinin ileri
derecede belirleyici olmayışı, rasyonel temelde kurumsallaşmamışlığı gibi
nedenlerle fazlaca olumlandığı söylenemez. Dahası, toplumsal tecrübe
içinde ekonomik faaliyete dönük kimi olumsuz örneklerin de etkisiyle ticari
faaliyette bulunanların aç gözlü, köşe dönücü, sahtekâr, hilekâr, düzenbaz,
fırsatçı gibi olumsuz önyargılarla yan yana getirilebilmesi halk nezdinde bu
statüyü olumsuzlamaktadır. Girişimcilik statüsüne de bu olumsuzlama üzerinden bakılabilmesi, bir yandan girişimcilik statüsünün toplumsal itibarını,
bir yandan da üretici girişimciliği tamamlayıcı fonksiyona sahip ticari faaliyet
desteğini zayıflatmaktadır. Kısa vadede zenginleşme güdüsüyle fiyat yükseltme yoluna gidilebilmesi biçimindeki rasyonel olmayan yaklaşımlar ve
sürekli fiyatlara endeksli bir esnaflık/tüccarlık mantığı, halkın yakın illere yönelmesine ve Elazığ için ticari hayatın durgunlaşmasına sebebiyet vermektedir.
Bu bağlamda Harput’a/Elazığ’a aidiyetin ürettiği güçlü hemşehrilik bilincinin de Elazığ sınırları dahilinde girişimciliğin gelişmesi ve ekonomik kalkınma yönünde işlediğini söylemek de mümkün görünmemektedir. Çok or41
taklı bir sosyo-iktisadi örgütlenme tarzının gelişmesine hizmet etmediği gibi, yerel sermayenin il dışına çıkmasını da engelleyememektedir. Hemşehrilik kültürünün daha çok Elazığ dışında etkili olduğu ancak il dışındaki girişimci bilginin, tecrübenin, sermayenin Elazığ’a yönelmesi doğrultusunda
herhangi bir işlevinin bulunduğu söylenemez.
SONUÇ
Daha çok gözleme dayalı verileri referans alan bu çalışmada, Elazığ’da
sosyo-kültürel yapının, girişim kültürünü/ruhunu baskılar yönde işleyen kimi
özelliklerine dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Ancak Elazığ’da sosyo-kültürel
yapının, bütünüyle girişimciliğe kapalı olduğu ve girişimci kültürü üretebilme
kapasitesinden mahrum olduğu biçiminde bir iddia söz konusu değildir. Toplumsal kültür-girişimcilik ilişkisi gibi çok boyutlu bir konunun açıklığa kavuşturulabilmesi kapsamlı alan araştırmalarıyla mümkündür. Girişimci potansiyele dair objektif saptamalarda bulunularak, girişimciliği besleyecek sosyoekonomik/politik kanalların açılmasına veya girişimci ruhu ateşleyecek uyarım mekanizmalarının devreye sokulmasına dönük etkin ve kararlı adımların atılması böylesi araştırmaların verilerini referans almaya bağlıdır.
KAYNAKLAR
AYTAÇ, Ömer (2006), “Memurluk Zihniyeti ve Memuriyen Toplum: Prens Sabahattin’in Görüşleri Işığında Bir Çözümleme” Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, ss.1-28.
İLHAN, Süleyman (2005), “Bazı Değişkenler Açısından Elazığ’da Girişimci Profili” Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 1, ss.217-248.
PRENS SABAHATTİN (1965), Türkiye Nasıl Kurtarılabilir, (Çev: Muzaffer Sencer), İstanbul: Elif Yay.
SUNGUROĞLU, İshak (1958), Harput Yollarında, C:I, İstanbul: Yeni matbaa.
SUNGUROĞLU, İshak (1959), Harput Yollarında, C:II, İstanbul: Yeni matbaa.
SUNGUROĞLU, İshak (1961), Harput Yollarında, C:III, İstanbul: Özaydın Matbaası
SUNGUROĞLU, İshak (1968), Harput Yollarında, C:IV, İstanbul: Özaydın Matbaası.
ÜLGENER, Sabri Fuat (1981), İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası,
İstanbul: Der Yay.
42
ELAZIĞ İLİNİN GELİŞMESİNDE
SANAYİ VE TİCARETİN YERİ VE ÖNEMİ
Prof. Dr. Adem ŞAHİN
TOBB-ETÜ Üniversitesi Öğretim Üyesi
09 EKİM 2009
ELAZIĞ
43
44
Elazığ ili ile ilgili çok sayıda bilginin derlendiği kıymetli çalışmalar çerçevesinde güncel veriler de dikkate alınarak; İl’in gelişmesinde sanayi ve ticaretin önemi üzerine yapılan değerlendirmeleri içeren çalışmamız, 8 ana bölümden oluşmaktadır.
Buna göre ilk bölümde Elazığ İli’nin mevcut durumunun tespiti yapılarak,
ikinci bölümde sanayi yapısı ve sanayinin bölgesel rekabet edebilirlik için
önemi vurgulanmıştır. Yine üçüncü bölümde aynen sanayide olduğu gibi ticaret yapısı ele alınmış, bölgesel ve ülkesel bazda değerlendirmelere yer
verilmiştir. Dördüncü bölümde Elazığ iline yönelik devlet yardımları ve teşvikler anlatılmaya çalışılmış, beşinci bölümde bölgeye yönelik diğer çalışmalar (Kalkınma Ajansı ve Doğu Anadolu Projesi) üzerinde durulmuştur. Altıncı bölümde ise Elazığ ilinin özellikle sanayi ve ticaret yapısı çerçevesinde ekonomik anlamda güçlü ve zayıf yönleri ile mevcut fırsatları üzerinde
durulmuş, daha sonra yedinci bölüm ile ilin geliştirilebilecek alanları vurgulanmıştır. Sekizinci ve son bölümde de ne yapılabilir noktasında önerilerimize yer verilmiştir.
I- GENEL
1.1. Nüfus ve Sosyo-Ekonomik Gelişme
Coğrafi konumu dolayısıyla tarihin hemen hemen her döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Elazığ; 9.313 km2’lik yüzölçümü ile Ülkemiz topraklarının % 0,12’sini meydana getirmektedir.
2000 yılı nüfus verilerine göre ülkemiz nüfus büyüklüğü sıralamasında
39. sırada yer alan il, 2008 yılı nüfus sayımı sonuçları büyükten küçüğe sıralandığında 38. sırada yer almaktadır. Elazığ, nüfus artışı bakımından ülke (‰ 13,1) ve Ortadoğu Anadolu (‰ 16,62) ortalamasının altında seyretmektedir1. İl’de nüfus, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre
2000-2008 yılları arasında % -3,9’luk bir azalma ile 547.562’e gerilemiştir.
Toplam nüfusunun % 70’i şehirde yaşayan Elazığ’ın yüksek oranda göç
verdiği ve nüfusunun yıllar içerisinde Ülke nüfusu içerisindeki oranının
azaldığı görülmektedir. Kilometrekareye 64 kişi düşen il, nüfus yoğunluğu
1
TÜİK, “Bölgesel Göstergeler TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 2008”, 2009,
Ankara.
45
bakımından Türkiye genelinin (92) altında kalmaktadır2 (2000 yılı; Elazığ ili
nüfus yoğunluğu 67, Türkiye 88’dir.).
Tablo: 1 Türkiye le Elazı’ın Nüfus Artı Hızları
ve Nüfus Younluu
TÜRKYE
ELAZI Elazı’ın
Türkiye
Sayım
Yılı
çindeki
Nüfus
Nüfus
Payı (%)
1927
13.648.270
213.531
1,6
1945
1960
1975
18.790.174
27.754.820
40.347.719
198.081
278.332
417.924
1,1
1
1
1990
2000
2007
56.473.035
67.803.927
70.586.256
498.225
569.616
541.258
0,9
0,8
0,8
2008
71.517.100
547.562
0,8
Kaynak: TÜK
İlk defa 2007 yılında yapılan adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre;
2008 yılında Elazığ merkez nüfusunda düşüş yaşanırken, ilçelerin tamamında nüfus artışı meydana gelmiştir. Nüfus artışının en fazla yaşandığı ilçe 2.243 kişi ile Baskil olurken, onu 936 kişi ile Sivrice ve 710 kişi ile Palu
izlemiştir3.
DPT tarafından 2004 yılında yapılan “İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”na göre yapılan nüfus değerlendirmesinde
ise toplam nüfus büyüklüğüne göre Türkiye genelindeki 872 ilçeye baktığımızda, Elazığ Merkez ilçesi ilk 25 ilçe arasında 22. sırada yer alırken, Ağın
son 25 ilçe içerisinde yer almıştır.
Yine DPT tarafından 1996 yılında gerçekleştirilen “İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması” araştırmasında sosyo-ekonomik gelişmişlik yönünden “- 0,02459 endeks puanı” ile 33. sırada yer alan Elazığ, 2003 yılında yapılan sıralamada “-0,10131 endeks puanı” ile 36. sıraya gerilemiştir
(1996 sıralamasında Yalova, Karabük, Kilis, Osmaniye ve Düzce henüz il
olmadığı için sıralamaya dahil edilmediğinden, DPT’nin 2003 yılı karşılaştırmalı tablosunda Elazığ 34. sırada gözükmektedir.). Sıra değişimi oranı ise
2
3
46
http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf
MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği Artırma Projesi”, 2009, Ankara, S 28.
-1’dir. 2003 yılında gerçekleştirilen bu çalışmadaki endeks değerlere göre
beş gruba ayrılan iller içinde Elazığ, 3. Derecede gelişmiş iller arasında yer
almaktadır.4 Diğer yandan il, Ülkemizin kısmen gelişmiş illeri arasında sayılmaktadır.5
DPT’nin, İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’nda üçüncü derecede gelişmiş iller arasında 11. sırada yer alan Elazığ, orta seviyede gelişmişlik seviyesine sahip 21 il
içerisinde bulunmaktadır. Üçüncü derecede gelişmiş iller genel olarak; yüksek gelişme potansiyeline sahip, ekonomik faaliyetlerde tarım sektörünün ön planda olduğu, genellikle il ve bölge ölçeğinde
üretim yapan sanayi kuruluşlarının yer aldığı, küçük ve orta ölçekli
tesislerin yaygın olarak bulunduğu ve sosyo-ekonomik gösterge değerlerinin ülke ortalamalarına yakın olduğu orta derecede gelişmiş illerden oluşmaktadır. Son yıllarda sanayinin yerel düzeyde yaygınlaşmasında (yöreselleşmesinde) gözlenen önemli gelişmeler, büyük ölçüde bu grupta yer alan illerde gerçekleşmiştir. Büyük çoğunluğu yeni sanayileşen bu iller, hızlı bir gelişme süreci içerisinde bulunmaktadır.6
Elazığ’ın ilçelerinin sosyo-ekonomik durumuna baktığımızda ise, Merkez
ilçe ile diğer ilçeler arasında sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında büyük fark bulunduğunu görmekteyiz. Bu farkın temel nedeni ilçelerin ekonomik faaliyetleri ve konumundan kaynaklanmaktadır. Buna göre Tablo:2’den
de görüldüğü üzere; geliri sanayi, madenciliğe dayanan ve su kaynaklarına
yakın (örneğin: barajlar etrafında) olan ilçeler gelişmişlik sıralamasında daha ön sıralarda yer almaktadır. Tarım ve hayvancılığa dayalı üretim yapan
ilçeler ise sıralamada daha gerilerde bulunmaktadırlar.
DPT tarafından 2004 yılında yapılan “İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”nda fert başına genel bütçe gelirlerine göre
872 ilçe içerisinde yapılan değerlendirmede; Elazığ’ın Arıcak ilçesi son 25
ilçe içerisinde 869. sırada yer alırken, ilk 25 ilçe içerisinde Elazığ’ın ilçeleri
bulunmamaktadır.
4
5
6
Dinçer, B., ÖZASLAN, M.,
mik Gelişmişlik Sıralaması
www.dpt.gov.tr
Dinçer, B., ÖZASLAN, M.,
mik Gelişmişlik Sıralaması
KAVASOĞLU, T., İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekono(2003), DPT, 2003, S 55-56
KAVASOĞLU, T., İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekono(2003), DPT, 2003, S 55-56
47
48
71
233
323
429
599
615
626
687
691
757
831
MERKEZ
AIN
KEBAN
KOVANCILAR
KARAKOÇAN
MADEN
ALACAKAYA
SVRCE
BASKL
PALU
ARICAK
-1,21134
-0,81209
-0,66115
-0,65316
-0,55474
-0,53517
-0,50382
-0,20055
0,01661
0,28672
1,38624
Sos yoEko no mi k
Geli mi li k
End ek si
6
6
5
5
4
4
4
3
3
3
2
Geli mi li k
Gur ub u
( Topl a md a
6 Gr up)
20.596
25.550
26.811
13.928
10.113
21.699
45.023
46.390
9.562
5.246
3 44. 69 8
200 0
16.937
22.729
18.221
10.420
8.412
16.447
30.338
37.965
7.581
2.978
375. 53 4
200 8
lçede kendine özgü yapım ekli ve tadı olan “Aın
Dier ilçelere göre sanayi geli
mi
tir.
lç ey e li k in A çı kla m a
Ferrokrom tesisleri yer alan ilçe, ekonomi ve
Ekonomisi tarım ve hayvancılıa dayanmaktadır.
yeri olarak kullanılmaktadır.
3.659 Dicle Nehrinin bir kolu olan Mirvan Çayı, mesire
2.821
En önemli gelir kaynaı kayısı olan ilçede, tarım ve
hayvancılık yapılmaktadır. Karacakaya Barajı
8.590 sonrasında ekonomik yönden verimli ve tarımda
gelir getirici topraklarının bir kısmı sular altında
kalmı
tır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılıa dayanmaktadır.
bulunmaktadır.
Gezin Beldesi turizm açısından önemlidir. Ayrıca,
özelle
tirilen ve Ber-Oner firması tarafından
5.252 faaliyetlerine devam eden Ergani Bakır letmesi
ilçe sınırları içerisinde yer almaktadır
Zengin krom yatakları bulunan ilçede ark
Kromları letmesi kuruludur. lçede çıkarılan
1.701 mermer ise renk ve kalite bakımından dünyada ilk
sırada yer almaktadır.
Turizm açısından önemli bir potansiyele sahip
3.508 ilçede, Batık ehir ve Hazar Gölü bulunmaktadır.
14.685 üzerinde, Özlüce ve Kalecik barajları
Geliri tarım ve hayvancılıa dayalı ilçede, Peri Çayı
8.425 istihdam alanında önemli yer tutmaktadır.
1.981
yapılmaktadır.
lçede Keban Hidroelektrik Santrali bulunmaktadır.
2.268 Leblebisi” üretilmektedir. Tarım ve hayvancılık
30.8 36
Far k
E laz ı lç el er i Nüf us Da ılı mı
( 200 8)
Kaynak: DNÇER, B., ÖZASLAN,M.,“lçelerin Sosyo-Ekonomik Gelimilik Sıralaması Aratırması (2004)”, DPT, 2004, Ankara,
http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf, MPM, ller Bazında Verimlilii Artırma Projeleri“Elazı Verimlilii Artırma
Projesi”, 2009, Ankara, www.elazig.gov.tr ve www.tr.wikipedia.org.
872 lç e
çer i si nd e
Geli mi li k
Sır as ı
LÇE S
Tablo: 2 Elazı lçelerinin Sosyo-Ekonomik Gelimilik Sıralaması çerisindeki Yeri
Diğer yandan, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı (DPT) tarafından
yapılan İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’nda; Elazığ iline ait istatistikî veriler, Türkiye geneli ve Doğu Anadolu
Bölgesi ile karşılaştırılarak aşağıdaki tablo geliştirilmiş olup, bu tablodan çeşitli değişkenler altında karşılaştırmalı bilgilere ulaşmamız mümkündür.
Ayrıca Elazığ; Avrupa Birliği (AB) tarafından Ülkemize tahsis edilen
AB'nin katılım öncesi ekonomik yardımlarının (IPA kapsamında) kullandırılması kapsamında, coğrafi olarak kişi başına düşen milli geliri Türkiye ortalamasının % 75’inin altında kalan bölgeler arasından seçilen 15 cazibe merkezinden biridir. Bu cazibe merkezlerinin sanayileşme yoluyla geliştirilmesi
ve diğer bölgelerle arasındaki farkların giderilmesi için hızla rekabetçi bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir.
Tablo:3 Elazı li Gelimilik Performansı Tablosu
Yıl
Birim
Elazı
Dou
Anadolu
Türkiye
2000
Yüzde
58,60
66,41
48,38
2000
Yüzde
6,01
3,26
13,35
2000
Yüzde
5,88
4,44
9,67
2000
Yüzde
1,52
1,05
3,11
2000
Yüzde
35,57
28,83
43,52
2000
Yüzde
3,77
2,69
8,81
2000
Yüzde
1,70
1,08
2,61
2000
Yüzde
82,31
77,71
87,30
2000
Parsel
122
871
28.726
Küçük Sanayi Sitesi yeri Sayısı
2000
Adet
1.049
6.161
81.302
malat Sanayi yeri Sayısı
2000
Adet
24
143
11.118
malat Sanayi Yıllık Çalıanlar Ortalama Sayısı
2000
3.818
20.040
1.130.488
malat Sanayi Kurulu Güç Kapasite Miktarı
2000
50.802
212.085
13.478.078
Fert Baına malat Sanayi Elektrik Tüketimi
2000
Kii
Beygir
Gücü
KWs
877
146
550
Fert Baına malat Sanayi Katma Deeri
Ö
2000
Milyon TL
85
38
350
Deiken
STHDAM GÖSTERGELER
Tarım kolunda Çalıanların Toplam stihdama
Oranı
Sanayi kolunda Çalıanların Toplam stihdama
Oranı
Ticaret kolunda Çalıanların Toplam stihdama
Oranı
Mali Kurumlar kolunda Çalıanların Top. stih.
Oranı
Ücretli Çalıanların Toplam stihdama Oranı
Ücretli Çalıan Kadınların Toplam stihdama
Oranı
verenlerin Toplam stihdama Oranı
ETM GÖSTERGELER
Okur Yazar Nüfus Oranı
SANAY GÖSTERGELER
Organize Sanayi Bölgesi Parsel Sayısı
49
TARIM GÖSTERGELER
Kırsal Nüfus Baına Tarımsal Üretim Deeri
2000
Milyon TL
1.115
884
1.124
Tarımsal Üretim Deerinin Türkiye çindeki Payı
MAL GÖSTERGELER
Gayri Safi Yurt çi Hasıla çindeki Pay
2000
Yüzde
0,86
9,53
100
2000
Yüzde
0,73
37,04
100
Fert Baına Gayri Safi Yurt çi Hasıla
2000
Milyon TL
2.271
2.657
1.837
Banka ube Sayısı
2000
Adet
54
3.080
7.786
Fert Baına Banka Mevduatı
2000
Milyon TL
489
1.916
939
Toplam Banka Mevduatı çindeki Pay
2000
Yüzde
0,31
52,26
100
Toplam Banka Kredileri çerisindeki Pay
2000
Yüzde
0,55
51,20
100
Kırsal Nüfus Baına Tarımsal Kredi Miktarı
Fert Baına Sınai, Ticari ve Turizm Kredileri
Miktarı
Fert Baına Belediye Giderleri
2000
Milyon TL
757
102
138
2000
Milyon TL
87
859
392
2000
Milyon TL
57
121
82
Fert Baına Genel Bütçe Gelirleri
2000
Milyon TL
201
1.146
464
2000
Fert Baına Gelir ve Kurumlar Vergisi Miktarı
Milyon TL
80
366
165
Fert Baına Kamu Yatırımları Miktarı
1995-2000 Milyon TL
193
277
248
Fert Baına Tevik Belgeli Yatırım Miktarı
1995-2000 Milyon TL
2.228
4.772
2.668
Fert Baına hracat Miktarı
1995-2000 ABD Doları
577
Fert Baına thalat Miktarı
DER REFAH GÖSTERGELER
On Bin Kiiye Düen Özel Otomobil Sayısı
1995-2000 ABD Doları 12.270
5.342
2.249
10.476
3.967
2000
Adet
665
876
652
On Bin Kiiye Düen Motorlu Kara Taıtı Sayısı
2000
Adet
1.083
1.234
1.056
Fert Baına Elektrik Tüketim Miktarı
2000
Mws
1,45
2,19
1,43
Fert Baına Telefon Konter Deeri
2000
Adet
2.027
3.045
1.852
Yeil Karta Sahip Nüfus Oranı
2000
Yüzde
15,27
6,42
14,93
Kaynak: Dinçer, B., ÖZASLAN, M., KAVASOLU, T., llerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelimilik Sıralaması (2003), DPT,
2003, Ankara.
1.2. GSYİH
Rekabet edebilirlik ve bölgesel bazda ana sektörler itibariyle Elazığ’ın
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sının (GSYİH) dağılımına baktığımızda, 2001 yılı
TÜİK verilerine göre tüm sektörlerin GSYİH (Cari Fiyatlarla) içindeki paylarında artma meydana geldiğini görmekteyiz. 2001 yılı verilerine göre cari fiyatlarla 262.2 milyon TL olarak gerçekleşen il GSYİH’ında en yüksek pay yüzde 22,1 ile sanayi sektörünün olup, bunu tarım sektörü ile ulaştırma ve haberleşme sektörleri izlemektedir. 2000 yılında Elazığ ili GSYİH’sında ise ilk
sırada yer alan tarım sektörü, 2001 yılı itibariyle yerini sanayi sektörüne bıra50
karak ikici sırada yer alırken, ticaret sektörü sıralamada dördüncü olmuştur.
İlin, sanayi sektör payının diğer sektörlere göre daha fazla olduğu ve bu
pay yapısıyla sektörel dağılım itibariyle nispi olarak sanayi ağırlıklı bir yapı
gösterdiği söylenebilir. İl, kişi başına düşen 2.065 TL’lik GSYİH’sı ile Türkiye genelinde (81 il içinde) 51. sırada yer almaktadır7.
Tablo:4 Kii Baına GSYH (Cari Fiyatlarla)
E lazı
Yıllar
2001
2000
1999
Deer
(TL)
2.065
1.415
1.031
Kaynak: TÜK.
Geli
me
Hızı
(%)
45,9
37,3
51,8
$
1.704
2.253
2.439
S atınalma
Güc ü
Paritesine
Göre ($)
5.222
4.869
-
Türki ye
Deer
(TL)
2.600
1.847
1.203
Gelime
Hızı
(%)
40,8
53.5
46,2
$
2.146
2.941
2.847
Satınalma
Güc ü
Parite si
ne G öre
($)
9.160
8.616
-
İl’in GSYİH’sında sanayi sektörünün alt sektörlerine bakacak olursak;
2001 yılında cari fiyatlara göre sanayi sektörü hasılası içinde en fazla pay
% 65,9 ile elektrik, gaz, suya ait olup, % 27,8 ile imalat sanayi, % 6,3 ile de
madencilik ve taşocakçılığı hasılaları onu izlemektedir.
Elazığ ilinde sanayi kesiminin payı Türkiye Geneli’ndeki % 30’luk ortalamanın altında kalmasına rağmen, tüm sektörler içerisindeki en geniş pay
sanayi sektörüne aittir, tarım sektörü ise sanayi sektöründen sonra gelmektedir.
7
TÜİK, “Bölgesel Göstergeler TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 2008”, 2009,
Ankara, S 26.
51
52
Kaynak: TÜK.
1. T arım
a. Çiftçilik ve hayvancılık
b. Ormancılık
c. Balıkçılık
2. Sa na yi
a. Madencilik ve taocakçılıı
b. malat sanayi
c. Elektrik, gaz, su
3. naa t
4. T ic aret
a. Toptan ve perakende ticaret
b. Otel, lokanta hizmetleri
5. Ul at ırma v e Hab erl em e
6. Ma li müe ss es el er
7. Kon ut sah ip lii
8. Ser be st m es le k v e
hizmet ler
9. (E ks i)zafi ba nk a h izmet ler i
10. S ekt örl er To pl amı
11. De vl et hizme tl eri
12. K âr amac ı olma ya n öze l
hizmet kurum u
13. T opl am
14. th al at ver gi si
GSYH (Alıcı F iy at lar ıy la)
Sektör ler
18,3
18,1
0,1
0,2
22,1
1,4
6,1
14,6
5,8
10,2
9,4
0,8
12,3
1,2
3,9
1,7
0,7
74,8
24,2
0,0
99,1
0,9
100,0
20.219 .80 0
8.169 .460
886.72 7.4 93
286.83 4.0 66
496.69 9
1.174 .058 .258
10.957 .61 1
1.185 .015 .869
Sektör
Payl arı
(%)
217.32 8.8 08
214.175.508
1.272.771
1.880.529
262.20 9.2 83
16.677.334
72.865.659
172.666.290
68.381 .50 3
120.30 0.1 94
111.048.542
9.251.652
145.95 1.5 01
14.392 .13 8
46.113 .72 5
Deer
(Mily on T L)
2 001
47,1
19,0
46,8
94,9
143,6
48,0
44,4
51,0
20,8
20,7
30,4
34,6
68,8
16,5
36,4
97,2
34,9
49,6
48,5
63,6
77,8
25,9
58,2
Geli me
Hızı
(%)
797.99 3.0 48
9.204 .988
807.19 8.0 35
254.85 8
3.354 .173
599.04 4.1 20
198.69 4.0 70
13.394 .29 8
179.87 5.3 67
177.502.352
976.401
1.396.614
155.31 7.3 98
14.310.318
53.432.687
87.574.393
50.693 .09 6
80.432 .74 9
74.778.514
5.654.236
82.108 .23 4
11.427 .51 9
29.149 .63 1
Deer
(Mily on T L)
98,9
1,1
100,0
0,0
0,4
74,2
24,6
1,7
22,3
22,0
0,1
0,2
19,2
1,8
6,6
10,8
6,3
10,0
9,3
0,7
10,2
1,4
3,6
Sektör
Payl arı
(%)
2000
49,7
89,1
50,0
60,0
-6,3
50,4
47,7
51,3
52,3
52,3
72,9
38,5
27,0
-17,1
55,0
24,1
70,7
68,3
68,1
70,4
70,8
9,0
75,1
Geli me
Hızı
(%)
533.14 1.4 96
4.868 .180
538.00 9.6 75
159.32 0
3.580 .448
398.42 7.4 67
134.55 4.7 08
8.851 .318
118.13 7.6 23
116.564.127
564.784
1.008.712
122.30 9.7 07
17.255.741
34.478.259
70.575.707
20.701 .03 4
47.797 .60 3
44.480.346
3.317.257
48.073 .30 1
10.488 .70 9
16.648 .62 2
Deer
(Mily on T L)
Tablo:5 Elazı linde GSYH’nın Sektörlere Göre Daılımı (Cari Fiyatlarla)
99,1
0,9
100,0
0,0
0,7
74,1
25,0
1,6
22,0
21,7
0,1
0,2
22,7
3,2
6,4
13,1
5,5
8,9
8,3
0,6
8,9
1,9
3,1
Sektör
Payl arı
(%)
1999
52,5
35,6
52,3
259,1
34,2
52,1
53,4
50,1
Geli me
Hızı
(%)
65,6
66,3
29,3
23,6
48,1
89,0
35,4
47,0
39,0
41,4
41,7
37,9
55,1
23,9
64,5
1.3. İstihdam
2000 yılı istihdam göstergelerine göre Elazığ’da, GSYİH’nın aksine en
fazla istihdam tarım sektöründedir. Sanayi tarıma göre oldukça düşük bir
oranla ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye genelinde olduğu gibi en fazla
istihdam tarım sektöründedir. Elazığ ilinde sanayi sektöründe istihdam edilenlerin toplam istihdama oranı; ülke ortalamasının altında kalırken, Doğu
Anadolu Bölge ortalamasının ise üzerinde yer almaktadır.
Tablo:6 stihdam Göstergeleri (2000 Yılı)
Türkiye
stihdam Alanı
Tarım
Sanayi
Ticaret
Mali Kurumlar
Dou
Elazı
Anadolu
Toplam stihdama Oranı (%)
48,38
66,41
58,60
13,35
3,26
6,01
9,67
4,44
5,88
3,11
1,05
1,52
Kaynak: DNCER, B., ÖZASLAN, M., KAVASOLU, T., “llerin ve Bölgelerin SosyoEkonomik Gelimilik Sıralaması Aratırması”, DPT, 2003, Ankara.
Tablo:7 sizlik ve gücü Göstergeleri
Türkiye
Elazı
Elazı’ın
Payı
Gücü
22.879.000
6.591
0,028
stihdan Edilenler
20.443.000
20.348
0,09
siz
2.436.000
6.209
0,025
sizlik Oranı
% 10,6
% 15,6
-
Kaynak: http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf,
Buradan şöyle bir sonuca ulaşabiliriz; Elazığ’da tarımda çalışanların oranı oldukça yüksek olmasına rağmen, bu sektörden elde edilen gelir oldukça düşüktür. Diğer yandan, sanayi sektöründe istihdam oranı oldukça düşük
olmasına rağmen, elde edilen gelir tarıma göre daha yüksektir.
İlde Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından 20 Ekim - 5 Aralık 2008 tarihleri arasında 10 ve daha fazla kişi istihdam eden tüm kamu ve özel 505
(tarım sektörü 10, sanayi sektörü 124, inşaat 72 ve hizmetler 299) işyerine
elektronik ortamda “İşgücü Piyasası Bilgileri Anketi” yaptırılmıştır. Yapılan
anketle; ihtiyaç duyulan ve duyulacak meslekler ile işgücü piyasasında gelişmeler tespit edilmeye çalışarak geleceğe yönelik stratejiler belirlemek
amaçlanmıştır. Yapılan anket sonucunda istihdamda açık tespit edilen işlerin sektörel dağılımının Grafik:3’deki gibi olduğu tespit edilmiş, inşaat sektöründe ise açık bulunmadığı görülmüştür8.
8
http://statik.iskur.gov.tr/tr/isgucu_piyasasi/isgucu_piyayasi_analiz_sonuc_2008/iller/ELAZIG
53
II- SANAYİ
Bölgesel farklılıkların giderilmesi ve ekonominin rekabetçi bir yapıya kavuşturulması için en önemli unsurlardan biri olan ve beceriler, kaynaklar,
teknoloji ile sermayenin bir araya gelerek oluşturduğu sanayi sektörü; istihdam yaratmakta, döviz kazandırmakta, iç arzı desteklemekte ve servet yaratmaktadır. Tüm bunların sonucunda da artan talep, mali güç, sermaye ve
yaşam niteliği ile birlikte toplumun rekabet gücü artmaktadır9.
Özellikle son yıllarda yaşanan hızlı gelişmeler Ülkeleri, sanayi politikalarının amacını ve etki alanını değişmeye zorlamıştır. Daha önce temel amaç
olan “sanayileşme”, yerini “rekabet gücüne bırakmıştır. Her ülke gibi Ülkemizin de ayakta kalma şansı ancak rekabet gücü yüksek bir ülke olmasına
bağlıdır. Bu da ancak sanayinin rekabet gücünü ve verimliliğini artırarak,
sürdürülebilir gelişmeyi sağlamak üzere belirlenecek sanayi politikası ile
mümkündür. Belirlenecek politikanın ise;
• Ar-Ge ve teknolojiye önem veren,
• Teknoloji üreten,
• Yenilikçi,
• Tam istihdama sahip,
• Özgün tasarım ve marka oluşturan,
• Tüketici sağlığı ve tercihlerini gözeten ve
• Çevre normlarına uygum üretim yapan
bir yapıya sahip olması gerekmektedir.
Bu amaçla sanayimizin ve sanayi sektörü gibi tüm sektörlerin geleceğe
9
54
TÜSİAD, “21. yy’la Doğru Türkiye: Geleceğe Dönük Bir Atılım Stratejisi”, 1991,
İstanbul.
dönük yapılanma planları ve politikalarını belirlemek üzere yapılan çalışmalarla temel müdahale alanları tematik ve bölgesel olarak ele alınmış ve politika öncelikleri belirlenmiştir. Bu çalışmaları ve müdahale eksenleri aşağıda kısaca ifade edilmeye çalışılmıştır.
Bu çerçevede Ülkemizde yapılan çalışmaların temel müdahale eksenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz10.
1- 9. Kalkınma Planı (2007-2013) (Tematik olarak; rekabet gücünün artırılması, istihdamın artırılması. Bölgesel olarak; bölgesel kalkınmanın sağlanması.)
2- Orta Vadeli Program (2007-2009) (Tematik olarak, işletmelerin rekabet güçlerinin arttırılması. Bölgesel olarak, bölgesel kalkınma ve bölgesel farklılıkların azaltılmasıdır. Yeni Orta Vadeli Program’da (20102012) aynı tematik ve bölgesel zemin üzerine oturtulmuştur.)
3- KOBİ Stratejisi Eylem Planı (2007-2009) (Tematik olarak, KOBİ’lerin
katma değerdeki paylarını ve rekabet edebilirliklerini artırıcı KOBİ politikası. Bölgesel olarak; bölgesel bir ayırım olmaksızın KOBİ’lerin kalkınmasını sağlamak ve Türkiye’deki KOBİ’lerin rekabet güçlerinin arttırılması.)
4- Bilgi Toplumu Stratejisi (2006-2010) (Tematik olarak, sosyal dönüşüm. Bölgesel olarak, küresel pazarlarda rekabet edebilir bilişim sektörü.)
Tüm bu politika önceliklerinin yanı sıra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca
hazırlanan Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Türkiye’nin
sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak üzere ülke kaynaklarını
programın etkisinin ve katkısının en yüksek olacağı belirli sayıdaki sektörlere ve bölgelere (coğrafi ve tematik) yoğunlaştırmayı hedeflenmiştir. Bu yoğunlaşma diğer çalışmalara göre daha ileri seviyededir11.
Diğer çalışmalarda olduğu gibi operasyonel programda da yoğunlaşma
eksenleri tematik ve bölgesel olmak üzere iki başlık altında ele alınmıştır.
Tematik olarak amaç, rekabet edebilirliğin artırılması olup, sektör/bölgeselel
bazda KOBİ’ler ve girişimcilik, imalat sanayi ve turizm olarak belirlenmiştir.
Bölgesel olarak amaç ise bölgesel kalkınmanın sağlanması olup, sektör/bölge kapsamında 15 Cazibe Merkezi belirlenmiştir 12.
Artan dünya rekabet şartları altında sanayinin rekabet gücünü ve verimliliğini artıracak mekanizmalar oluşturularak dışa dönük bir yapı içerisinde
10 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 12.
11 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 13.
12 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 13
55
sürdürülebilir sanayileşme faaliyetlerini desteklemek amacıyla; özellikle Avrupa Birliği’nin rekabet gücü yüksek, dinamik, bilgi tabanlı ekonomisi olma
hedefi doğrultusunda geliştirilen politikalar ve yukarıda değindiğimiz ulusal
stratejik dokümanlar ile Ülke önceliklerinin altı çizilmeye çalışılmıştır.
Sanayinin yapısının; olabildiğince yerel kaynakların kullanıldığı, çevresel
normlara uygun üretim yapıldığı, tüketici sağlığının ve tercihlerinin gözetildiği, nitelikli işgücünün kullanıldığı, stratejik yönetim yaklaşımının uygulandığı, Ar-Ge’ ye önem verilen, teknolojik ve orijinal tasarım ve markaların
üretildiği bir seviyeye kavuşturulup, uluslararası piyasalarda güçlü bir konuma getirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, ulusal stratejik dokümanlar
çerçevesinde altı çizilen müdahale alanlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
1) KOBİ STRATEJİSİ EYLEM PLANI
• Bankacılık sisteminde KOBİ’lere ayrılan payların artırılması.
• Yararlanıcı ve tedarikçinin etkileşiminin sağlanarak, yapılan desteklerin etkinliğinin artırılması.
• Transfer kapasitesi ve kalitenin geliştirilmesi.
2)
•
•
•
9. KALKINMA PLANI
İş ortamını iyileştirilmesi.
Ar-Ge ve inovasyonun geliştirilmesi.
Sanayi ve hizmetlerde yüksek katma değerli üretim yapısına geçişi
sağlanması.
• İş piyasasının geliştirilmesi.
3) BİLGİ TOPLUMU STRATEJİSİ
• Bilişim teknolojilerinin iş ortamına yayılması.
• Vatandaş odaklı hizmet dönüşümü, kamu yönetiminde modernizasyon.
4) ORTA VADELİ PROGRAM (2007-2009)
• Girişimciliğin desteklenmesi (Girişimci Bilgi sistemi).
• İnovasyonun, verimliliğin ve teknolojinin efektif kullanımının desteklenmesi.
• Finansmana erişimin finansal araçların çeşitlendirilmesi.
• İşletmeler arasındaki fiziksel ve teknolojik altyapının iyileştirilmesi.
• İşletmeler arasındaki işbirliğinin artırılması.
• Kurumsallaşmanın yaygınlaştırılması.
Geleneksel yöntemlerle üretimlerini sürdüren mevcut işletmelerin uluslararası alanda rekabet edebilir duruma gelmeleri için teknoloji tabanlarının
56
yükseltilmesi, yüksek katma değer oluşturacak bir yapıya kavuşturulmaları,
yeni işletmelerin doğrudan ileri teknolojilere dayalı olarak kurulmaları ve yatırımların yüksek katma değer oluşturacak sektörlerde yoğunlaşmalarını
sağlamak gerekmektedir. Bunun da en önemli unsuru insan kaynağıdır. Bu
nedenle rekabet edebilirlik kapsamında yürütülen tematik çalışmalarda iş
ortamının iyileştirilmesine yönelik bazı önemli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu çerçevede Orta Vadeli Plan’da tedbirler;
• Hedef bölgede yeni işletmelerin sayısını artırmak için; daha iyi bir iş
ortamı yaratmak,
• Mevcut işletmelerin verimliliğini ve rekabet güçlerini iyileştirmek,
• Fiziki altyapının iyileştirilmesi ve hedef bölgelerdeki KOBİ’ler için destekleyici bir çevrenin yaratılması yolu ile toplam istihdama katkıda bulunmak,
şeklinde belirlenmiştir.
Ayrıca, tüm bu tedbirler ışığında daha iyi bir iş ortamının yaratılabilmesi
için sanayi altyapısının geliştirilmesi, finansal araçların oluşturulması, ArGe, inovasyon, teknoloji ve bilgi iletişim teknolojileri altyapısının geliştirilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, yukarıdaki açıklamalar kapsamında değerlendirdiğimiz
2007-2009 programından farklı olarak özellikle 2008 yılı son çeyreğinden
itibaren yaşanan küresel kriz nedeniyle, küresel krizden güçlü bir şekilde
çıkmak üzere yeni orta vadeli program (Orta Vadeli Program 2010-2012)
hazırlanmıştır. Yeni program daha çok sürdürülebilir büyüme dönemine geçişi sağlamak, istihdamı artırmak, enflasyondaki düşüş eğilimini devam ettirmek ve bozulan kamu dengelerini düzeltmek üzere bir dizi yeni düzenleme getirmiştir. Bu çerçevede; kamu yatırım, maliye politikası, kamu harcama politikası, kamu gelir politikası, kamu borçlanma politikası, KİT’ler v.b.
konular üzerine makroekonomik hedefler oluşturulmuştur. Diğer yandan,
“İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması” başlığı altında 2007-2009 programında yer alan yenilikçilik, teknolojinin etkin kullanımı, verimlilik gibi hususlar; “AR-GE ve Yenilikçilik, Sanayi, Hizmet ve Tarım, Bilgi ve İletişim Teknolojileri” başlıkları altında ele alınmıştır. Özellikle kalkınma ajansları ve
DOKAP’a atıfta bulunularak bölgesel gelişme vurgulanmıştır.
2.1. Elazığ’da Sanayinin Gelişimi
Elazığ ilinde Cumhuriyetten önceki dönemde dokuma, giyim ve el sanatları imalatıyla göze çarpan sanayi sektörü; Cumhuriyetten sonraki dönemde kamu yatırımlarıyla ciddi anlamda desteklenmeye çalışılmış ve bu kapsamda gıda, tekstil ve madencilik sektörleri başta olmak üzere bir çok
önemli sanayi işletmesi kurulmuştur (Şeker Fabrikası, Eti Krom, Çimento
Fabrikası v.b.). Ancak yürütülmekte olan özelleştirme uygulamaları çerçe57
vesinde, bu sanayi kuruluşlarının bir çoğu özelleştirilmiş ya da özelleştirme
kapsamına alınmıştır13.
Tablo:8 Özelletirilen ya da Özelletirme Kapsamına alınan Kurulular
Ö z elle tiril en l et me
Elazı Altınova Çimento Sanayi
Ticaret A..
Elazı eker Fabrikası
Elazı arap Fabrikası
Elazı Et Kombinası
Elazı Süt ve Mam. lt.
Elazı Yem Fabrikası
Eti Krom A..
(Ergani Bakır letmesi,
Ferrokrom ve Sodyum
Bikromat iletmesi,
arkkromları iletmesi v.b.)
Öz elle tir me ye li ki n s üre ç
1996 yılına kadar Türkiye Çimento ve Toprak Sanayi A..’ye
(ÇTOSAN) balı bir KT olarak faaliyetlerini sürdüren iletme,
ÇTOSAN’ın özelletirme kapsamına alınması sonrasında 1996
yılında Oyak-Gama ortaklıına satılmıtır. (1998-2008 yılları
arasında 2005 yılı haricinde ISO tarafından açıklanan “kinci 500”
listesinde yer almı. 2005 yılında “lk 500” iletme arasına
girmitir). 2006 yılında ise Oyak tarafından, merkezi Elazı
dıında olan talyan ortaklı Çimenta Gurubuna satılmıtır.
Türkiye eker Fabrikaları A..’ye (TÜRKEKER) ait iletmenin;
Tükeker’in özelletirme kapsamına alınması nedeniyle, 2009
yılının son çeyreinde ihale yoluyla satılması planlanmaktadır.
TEKEL bünyesinde faaliyetlerini sürdüren iletme; TEKEL’in 2001
yılında özelletirme kapsamına alınmasıyla birlikte, 2004 yılında
Merkezi Elazı dıında bulunan Amerikan ortaklı MEY çki San.
ve Tic. A..’ye satılmıtır.
Et ve Balık Kurumu (EBK) bünyesinde bulunan iletme; EBK’nın
1992 yılında özelletirme kapsamına alınmasından sonra, 1995
yılında Elazı Et Ür. End. Tes. A..’ye satılmıtır.
Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) bünyesinde yer alan iletme;
SEK’in 1992 yılında özelletirme kapsamına alınmasından sonra,
1995 yılında Elsüt’e satılmıtır.
Bakanlar Kurulu’nun 20.05.1992 tarih ve 3084 sayılı Kararı ile
özelletirme kapsamına alınan yem sanayi kapsamında, 1993’de
Elazı Yem Sanayine satılmıtır.
Eti Krom A.., bünyesinde bulunan fabrikalarıyla 2000 yılında
özelletirme kapsamına alınmı ve yapılan ihale sonucunda;
2004 yılında Yılta. n. Ltd. ti.’ye satıı onaylanmı olup,
sözleme çalımaları devam etmektedir.
1998 yılından bu yana özelletirme kapsamında yer alan
TÜGSA’a balı iletme, ÖYK’nın 2000 yılında verdii karara
istinaden Fırat Üniversitesine devredilmitir. (Fabrika bu kararla
kapatılmı)
Kaynak: www.oib.gov.tr, http://www.tugsas.gov.tr/tarihce.htm, www.turkseker.gov.tr/ ve
www.iso.org.tr.
Elazı Gübre Fabrikası
Diğer yandan, 1970’li yıllarda Keban Barajı’nın tamamlanmasından sonra elde edilen kamulaştırma bedellerinin önemli bir kısmı diğer bölgelere
kaymış olsa da; “ucuz elektrik”, “sanayi”, “bölgesel kalkınma” sloganlarıyla
çok kısa sürede bazı önemli şirket ve tesisler hayata geçirilmiştir (Kaban
Holding A.Ş. gibi ancak yapısal ve planlama hatalarından dolayı kapandı).
Bu şirket ve tesislerin birçoğu deneyimsizlik, yatırım alanı tercihi, pazarlama, kredi, ulaşım gibi konularındaki yetersizliklerinden dolayı ya kapanmak
zorunda kalmış ya da el değiştirmiştir. O dönemden günümüze ulaşmış ba13 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2003, Anka-
ra, S 79-82 ve MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği
Artırma Projesi”, 2009, Ankara.
58
zı içe dönük yapılı işletmeler ise düşük kapasitede çalışmaya devam etmiş
fakat istenilen düzeyde büyüme sağlayamamışlardır. Keban barajının tamamlanmasıyla ortaya çıkan olumlu yapı sanayide; eldeki aktif sermayenin
akılcı değerlendirilememesi sonucu, Elazığ ilinin kalkınmasında beklenilen
etkiyi yaratamamıştır14.
Özellikle 1984’den itibaren sanayi, bölgesel kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan teşvik tedbirlerinin ve açılan Organize Sanayi Bölgeleri
(OSB) (1987’de kurulmuş), Küçük Sanayi Siteleri (KSS) ile sanayi ivme kazanmış ve gerçek anlamda büyük sanayi tesislerinin kurulması birkaç istisna dışında son 40 yıl içerisinde olmuştur15.
Bu gün Elazığ’ın sosyal ve ekonomik hayatında tarım sektörü önemini
korumakla birlikte; tarım ve ticari faaliyetler sonucunda elde edilen sermayenin kullanımı ile ağırlıklı olarak gıda, maden-taş ve toprak, demir ve demir dışı metal, mobilya ve orman ürünleri, plastik ile genel imalat sektörlerinde gözle görülür gelişmeler yaşanmaya başlamıştır16.
2.2. Elazığ’da Mevcut Sanayi Altyapısı
Bir ilin ekonomik gelişmişliğinin önemli bir göstergesi olan sanayi sektörü bilgiye dayalı ekonominin yarattığı fırsatları yakalayabilmenin yoludur. Bu
nedenle küreselleşen dünyada, bilginin yarattığı rekabet avantajlarından
yararlanabilmek için güçlü bir sanayi altyapısına sahip olmak gerekir. Bunun
da yolu Küçük Sanayi Siteleri (KSS), Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB), Endüstri Bölgeleri (EB), Serbest Bölgeler
(SB), İşletme Geliştirme Merkezleri (İŞGEM) ve İş Geliştirme Merkezleri’nden (İGEM) geçmektedir.
2.2.1. OSB ve KSS
Ekonomisi imalat, tarım ve hayvancılık, yer altı kaynakları ve ticarete dayalı bir il olan Elazığ; planlı kalkınma dönemiyle birlikte sanayi yatırımlarını
bölgeye çekmek, iş istihdamını artırmak ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak üzere KSS ve OSB uygulamalarına başlanmıştır17.
14 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2001, Anka-
ra, S 79-82.
15 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2001, Anka-
ra, S 79-82.
16 STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2001, Anka-
ra, S 79-82 ve MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği
Artırma Projesi”, 2009, Ankara, S 32 ve http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf.
17 Orhan, N., ÜNSALDI, M., “Elazığ İlinin Sanayi Profili”, Doğu Anadolu Bölgesi
Araştırmaları, 2005, S 182.
59
Sanayinin gerek çevreye zarar vermeden, gerekse üretimin sağlıklı bir
şekilde gelişmesi açısından oldukça büyük bir öneme sahip KSS ve OSB’ler
bakımından Elazığ; diğer cazibe merkezi iller içerisinde iyi seviyede olsa da,
imalat sanayi yeterince gelişmemiş olduğundan faaliyette bulunan iki adet
OSB’si bulunmaktadır. Bu OSB’lerin alanı (2008 sonu itibariyle bitenler ve
2009 yılı yatırım programına alınanlar dahil olmak üzere) Ocak 2009 itibariyle Doğu Anadolu Bölgesi içerisindeki OSB’lerin alanının yaklaşık % 11’i
civarında iken, Türkiye genelindeki OSB’lerin alanının yaklaşık % 0,9’unu
oluşturmaktadır18.
Mevcut OSB’lerden ilki olan Elazığ OSB; 4 etap olup, I. ve II. etapları tamamlanmıştır. 2009 yılı yatırım programında yer alan III. etap ile IV. etaba
ilişkin çalışmalar ise devam etmektedir. Diğer yandan mevcut OSB’lerden
ikincisi olan ve Türkiye’de konusu ile ilgili ilk ihtisas bölgesi olan “Hayvan
Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi” ise 18 hektarlık alana kurulmuştur.
Yine Elazığ’da, besicileri bir araya toplamak amacıyla “Besi Organize
Sanayi Bölgesi” adı ile bir Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına çalışılsa da
başarıya ulaşılamamış ve OSB projesi iptal edilmiştir.
Tablo:9 OSB’lerin 15 Cazibe Merkezinde Daılımı
T ür ki y e 2 007
( 81 ll )
Biten
Dev a m
Ede n
l
K.Mara
93
108
Tür ki y e Oc ak 20 09
( 81 l) ( *)
200 8
200 7
200 9 Y atır ı m
200 7
Son u
Dev a m
Pr ogr a mı nd a 200 8 200 9 Y atır ı m
Biten
tibar i yl e
Son u
Ede n
Olan
Pr ogr a mı nd a
Biten
tibar i yl e
Olan
Biten
1
1
Samsun
1
-
3
3
Kastamonu
1
-
1
1
Malatya
1
1
1
2
Elazı
2
2
2
1
2
Trabzon
-
-
2
Kayseri
1
-
-
-
Sivas
1
2
1
4
Gaziantep
3
2
-
-
Diyarbakır
-
1
1
1
anlıurfa
1
1
1
2
Erzurum
1
2
1
3
Batman
-
1
1
1
Van
-
1
1
-
Kars
1
-
1
1
120
96
Topl a m
13
14
16
22
(*) Yol, içmesuyu, pis su, yamursuyu, elektrik v.s. ileri tamamlanan 93 OSB bazında.
Kaynak: STB, Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Ekim 2007, Ankara
ve www.sanayi.gov.tr
18 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara ve
www.sanayi.gov.tr
60
Tablo:10 OSB’lerdeki Sanayi Parselleri ve stihdam Durumu
1) Sanayi Parseli
Toplam
Tahsis Edilmemi
Tahsis Edilen
Sanayi Parseli
naat
Proje
Aamasında
Üretim
(Mevcut Sektör
Daılımı)
Orman
Plastik
Elektrikli
Makineler
Gıda
Madeni
Eya
Dokuma
ve Giyim
Elektriksiz
Makineler
Kimya
Cam
Pimi kil
ve çimento
Kaıt
Gübre
Tarım Alet
ve Makineleri
malatı
Dier
2) stihdam
Elazı
OSB
I. Etap
Elazı
OSB
II. Etap
Elazı
Hayvan
Ürünleri
OSB
Elazı OSB
(III. ve IV.
Etap)
(Devam
Etmektedir)
Toplam
57
42
8
59
166
-
5
5
7
17
54
37
3
52
92
3
1
-
9
13
-
-
-
27
27
54
36
3
16
109
11
5
1
4
-
4
12
13
5
4
-
-
9
4
5
3*
-
12
4
4
-
1
9
3
2
-
-
5
3
-
-
-
3
3
2
1
-
-
-
4
2
2
1
-
-
3
1
1
-
-
1
-
2
1
1
1
-
1
3
9
1.104
13
521
68
9
78
31
1.771
(*) Aırlıklı olarak gıda sektörü olduu için sayı 3 kabul edilmitir.
Kaynak: STB.
61
2004 yılında çıkarılan 5084 Sayılı Yasa ile OSB’lerin teşvik kapsamına
alınmasından sonra Elazığ’da OSB’ler bünyesinde toplam 25 firma faaliyete geçmiştir. Bunları kuruluş yerlerine göre aşağıdaki gibi sıralayabiliriz
(06.02.2004 sonrası).
•
Elazığ II. Etap OSB’de; 2004 yılında 1 firma, 2006 yılında 1firma,
2007 yılında 5 firma, 2008 yılında 2 firma, 2009 yılında 2 firma faaliyete geçmiştir.
•
Elazığ Hayvan Ürünleri OSB’de; 2004 yılında 1 firma faaliyete geçmiştir.
•
Elazığ (III. ve IV. Etap) OSB’de; 2006 yılında 4 firma, 2007 yılında 1
firma, 2008 yılında 5 firma, 2009 yılında 3 firma faaliyete geçmiştir.
1.771 kişinin istihdam edildiği bu OSB’lerde sanayi üretiminde ağırlıklı
olarak; gıda sanayi, maden-taş ve toprağa dayalı sanayi, demir ve demir dışı metal sanayi, mobilya ve orman ürünleri sanayi, plastik sanayi ile genel
imalat sanayine yönelik üretimler yapılmaktadır.
Küçük sanayi kuruluşlarına paralel olarak gelişen ve özel sektörce kurulan mikro, küçük, orta ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlarında aşağıdaki
alanlarda faaliyet gösterilmektedir.
62
63
13
7
Demir ve Demir Dıı
Metaller m.
Mobilya ve Ahap
Ür. m.
Plastik ve PVC Üretim
Sanayi
24
27
38
42
23
12
Çimento-Prefabrik ve
Beton Yapı
Elemanları m.
44
2
8
Mermer ve Maden
Üretim Sanayi
95
22
15
*Gıda Maddeleri
malatı
OSB Dıındaki
Tesis Sayısı
(lçeler Dahil)
25
25
31
40
50
50
59
109
TOPLAM
Bölge ve yöre ihtiyaçlarını karılayacak düzeydedir.
Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yaygın olması nedeniyle gıda sektörü
gelimi olup, üretimin büyük kısmı yörede tüketilmektedir (Et, süt v.b).
Zengin ve kaliteli mermer yatakları, mermer üretimi sanayisini oldukça
ileri seviyeye getirmitir. Üretilen ilenmi birinci kalite mermerler
yurtiçinde ve yurtdıında alıcı bulmaktadır (A.B.D., Hindistan, talya,
Macaristan, Uzakdou Ülkeleri, ..vb. ülkelere ihracat yapılmalıktadır.).
ldeki mevcut inat sektöründeki canlılık ve bu sektöre olan taleplerin
karılanması için birçok çimento, hazır beton ve beton elemanları tesisi
bulunmaktadır (Hazır harç üretimi, mozaik imalatı, asfalt malzemeleri
üretimi, beton parke taı, her türlü beton bordür taı, v.b. ).
Teneke ambalaj, masa sandalye, inaat çivisi, dikenli tel ve fırın
ekipmanları imalatı, çerez imalat makinaları, yapı malzemeleri, LPG tüp
dolumu v.b. alanlarda üretim yapılmaktadır.
Ormanlık alanların kısıtlı olması orman ürünleri sanayinin gelimesine
engel tekil etmemitir. Çounlukla mobilya aksesuarları, parke imalatı,
tomruk biçme, dorama v.b imalat yapılmaktadır. Hammaddeler
yurtiçinden ve yurtdıından temin edilirken, üretilen ürünler yurtiçinde ve
yurtdıında (spanya, Almanya, Fransa, Güney Kore, Suudi Arabistan
v.b.) alıcı bulmaktadır.
Kapı, pencere, dorama, plastik tabak, v.b. alanlarda imalat yapılan
sektörde yurtiçinden ve yurtdıından (Romanya, Polonya, Rusya, v.b.)
temin edilen ara ürünler ile yapılan üretim, ülke ihtiyacını karılamakla
birlikte; Rusya, Türki Cumhuriyetler, Romanya, Irak gibi ülkelere de ihraç
edilmektedir
Açıklama**
Tablo:11 letmelerin Sektörel Daılımı (2008)
3
14
Sektör
Kimya ve Gaz Üretim
San.
Tarım AletleriDamper-DingilAsansör-Makine m.
OSB
çindeki
Tesis
Sayısı
64
OSB Dıındaki
Tesis Sayısı
(lçeler Dahil)
4
8
1
4
-
Sektör
Yem Üretim Sanayi
Souk Hava Tesisleri
Su Ürünleri ve Kanatlı
Hayvan Üretim San.
3
4
-
3
4
3
5
6
6
6
7
8
8
9
TOPLAM
16
18
Deri ve kürk imalatı, sanayi gazı imalatı, elektrik enerjisi, gaz boruları ve
basınçlı su boruları, fittingsler, boya ve kimyasal maddeler, komple su
arıtım v.b. imalat.
lde inaat sektöründeki canlılık, tula ve kiremit sanayisini de olumlu
etkilemitir. Ayrıca, ilin sanayisi ve istihdam yapılanmasını da olumlu
etkilemektedir.
Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesindeki mevcut hayvancılık
potansiyeli, l’deki yem üretimi sanayisini olumlu etkilemitir.
Açıklama**
Baskılı karton kutu, peçete, kutu mendil, kraft kaıttan çok katlı torba gibi
ürünler imal edilmektedir.
hracat olanakları açısından il ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Dı
talepler dorultusunda Avrupa ve Asya Ülkelerine ihracat yapılmaktadır.
Toplam
92
396
488
*Gıda Üretimi yapan 2 tesis Hayvan Ürünleri OSB’de yer almaktadır. ** Açıklama Bölümleri
Kaynak: Orhan, N., ÜNSALDI, M., Elazı linin Sanayi Profili, Dou Anadolu Bölgesi Aratırmaları, 2005 ve
http://www.elazigbulusuyor.org/StratejiVizyonuKitabi.pdf.
3
4
1
-
6
-
Dier malat Sanayi
2
4
4
2
Döküm Sanayi
Cam leme Sanayi
Otomasyon ve
Yazılım Sanayi
Tıbbi Malzemeler Ürt.
San.
Deri ve Deri leme
Sanayi
Fidan ve Çiçer Üretim
Sanayi
7
-
Tula Üretim Sanayi
8
12
4
OSB
çindeki
Tesis
Sayısı
16
Dokuma ve Tekstil m.
2
Kaıt ve Kartona
Yönelik m.
Sanayi yatırımları ülkelerin kalkınma hamlelerinde önemli bir paya sahiptir. Gerek ekolojik dengeleri etkilemeden, gerekse düzensiz ve çarpık şehirleşmeye sebep olmadan, bu yatırımların planlı bir şekilde yapılabilmesi
ve verimliliğin sağlanabilmesi için gerçekleştirilen uygulamalardan biri de
küçük sanayi siteleri projeleridir. Küçük sanatkâr ve orta boy sanayicinin
modern işyerlerine kavuşması ve böylece verimliliklerinin artırılması amacıyla kurulan küçük sanayi sitesi uygulamalarına Ülke gelinde olduğu gibi,
Elazığ ilinde de devam edilmektedir.
Sanayi açısından bir diğer önemli merkez olan KSS’lerin Elazığ ilindeki
dağılımına bakacak olursak 2009 yılı verilerine göre İl’de 1.251 işyerlik 5
adet KSS’nin tamamlandığını görmekteyiz. İlde, DAP kapsamında 64 işyerlik Merkez İlave KSS ve 2009 yılı yatırım programında yer almayan Merkez
(Yemişlik) KSS ise devam eden KSS’ler arasında yer almaktadır.
Tablo:12 Tamamlanan KSS’ler
Sıra
No
1
2
3
4
5
Küçük Sanayi Sitesi Adı
Elazı Merkez (I.Bölüm)
KSS
Elazı Merkez (II.Bölüm)
KSS
Elazı Merkez (III.Bölüm)
KSS
Elazı Kovancılar KSS
Elazı Merkez (Yeni) KSS
(DAP)
Toplam
Kaynak: STB.
yeri
Sayısı
Dolu
yeri
Sayısı
Bo
yeri
Sayısı
Doluluk
Oranı
(%)
504
504
0
100
229
229
0
100
228
228
0
100
88
88
0
100
202
188
14
93
1.251
1.237
14
99
2008 sonu itibariyle Elazığ’da biten KSS’lerde bulunan işyeri sayısı,
Ocak 2009 itibariyle Doğu Anadolu Bölgesi içindeki KSS’lerin işyeri sayısının % 16,5’i civarında iken, Türkiye genelindeki KSS’lerin işyeri sayısının %
1,4’ü civarındadır19.
2.2.2. İGEM, İŞGEM ve TEKNOKENT
KSS ile OSB’lerin kurulmasına kadar geçen süre zarfında işletmelerin
daha acil ihtiyaçların karşılanması amacıyla kurulan İGEM ve İŞGEM’lerde
sanayi altyapısının oluşturulmasında önemli bir yere sahiptirler. KOBİ’lerin
ihtiyaçlarının karşılanması ve değişen iş koşullarına uyum sağlayabilmeleri
amacıyla eğitim, danışmanlık, altyapı, üstyapı, ihracat, teknoloji geliştirme
19 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara ve
www.sanayi.gov.tr
65
ve yeni girişimcilik hizmetleri verilen İGEM ve İŞGEM’lerin cazibe merkezlerinde dağılımı da aşağıdaki gibidir.
Tablo:13 GEM ve GEM’lerin Daılımı
Türkiye
(81 l)
15 Cazibe Merkezi
GEM
(Bölgesel
Sanayi
Planlama
Aamasında Gelitirme
Merk.)
1
1
-
GEM
GEM
20
GEM
17
l
Mevcut
K.Mara
Samsun
Kastamonu
1
-
Malatya
Elazı
Trabzon
Kayseri,
Sivas
Gaziantep
Diyarbakır
anlıurfa
Erzurum
Batman
Van
Kars
Toplam
1
-
-
1
1
1
1
1
4
-
1
2
1
1
1
11
Kaynak: STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 44.
Ülkemizin ihtiyacı olan teknolojileri edinmek, özgün ürün tasarımlarına
ve üretim teknolojilerine ulaşmak, iyi işleyen bir ar-ge sistemi kurmak ve sanayimizin teknolojik alt yapısını oluşturmak gibi ciddi gelişmeler sağlayacak
olan teknoloji geliştirme bölgeleri ise, ülkemiz ekonomisi için çok önemli
olan ileri ve yeni teknolojilere dayalı sanayinin gelişmesine ortam sağlayan
önemli oluşumlardır.
Teknoparklar, üniversiteler, araştırma laboratuarları ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içinde bilim-teknoloji ve Ar-Ge çalışmalarını geliştirdikleri,
birbirleri arasında teknoloji transferine imkân tanıyan yerlerdir. Üniversite ve
araştırma merkezlerinde gerçekleştirebilecek türden araştırma bilgisi gerektiren yeni iş alanlarının oluşumunu ve gelişimini harekete geçiren; bulundukları bölgenin teknolojik altyapısını ve gelir düzeyini artıran; yetişmiş işgücü için iş olanakları sağlayan ve yabancı yatırımcıları bulundukları bölge66
ye çekmek üzere bölgede teknopark kurulması sanayinin rekabet edebilirliği açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle, Fırat Üniversitesi bünyesinde
kurulan “Fırat Teknokent”in faaliyete geçirilmesi sanayinin rekabet edebilirliği açısından önemli bir gelişmedir.
2.2.3. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ)
18 Kasım 2005 tarihli Resmi Gazete ile “Küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBİ): İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı ya da mali bilânçosu yirmi beş milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan ve bu Yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki
işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca “KOBİ” olarak adlandırılan ekonomik
birimleri,” olarak tanımlanan KOBİ’ler; tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye
ekonomisinin de dinamik ve sürükleyici unsurlarındandır. Bu nedenle çalışmanın bu bölümünde özellikle sanayinin en önemli yapıtaşlarını oluşturan
KOBİ’lerin, Elazığ ilindeki yapılanmalarını ele alacağız.
TÜİK’in 2002 yılı Genel Sanayi Sayımı verilerine göre Ülkemizde
1.858.191 işletme bulunmakta olup, bu sayı içerisinde KOBİ niteliğine haiz
işletme sayısı 1.856.340 civarındadır. Bu da Türkiye’deki tüm işletmelerin %
99,9’una denk gelmektedir. Söz konusu KOBİ’lerde de 5.352.627 kişiye istihdam sağlanmaktadır20.
Elazığ ilinde ise TÜİK’in 2002 yılı Genel Sanayi ve İşyeri sayımına göre
12.398 KOBİ bulunmakta olup, bu işletmelerde 31.751 kişiye istihdam sağlanmaktadır. KOBİ’ler açısından önemli bir referans kaynağı olan KOSGEB
veritabanına baktığımızda ise Haziran 2009 sonu verilerine göre KOSGEB
veri tabanına kayıtlı ve imalat sanayinde faaliyet göstermekte olan 83.332
KOBİ’den 755’i Elazığ ilinde faaliyet göstermektedir. Bu işletmeler 17 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu sayı Doğu Anadolu Bölgesinin yaklaşık
%21’ine denk gelmektedir. Mikro ve küçük ölçekli işletmelerin ağırlıklı olarak faaliyette bulunduğu İlde, imalat sanayi KOBİ’lerinin ağırlıklı olarak Merkez ilçede yoğunlaştığını söyleyebiliriz21.
Çoğunlukla gıda ürünleri ile içecek imalatı sektörü, madencilik ve taşocakçılığı ve metalik olmayan diğer mineral ürünlerinin imalatı sektör gruplarına yoğunlaşan KOBİ’ler; bu yapıları itibariyle, Doğu Anadolu Bölgesi’nin
geneliyle paralellik göstermektedir. Ancak, Türkiye geneliyle karşılaştırıldığında; Metalik Olmayan Diğer Mineral ürünlerin imalatının sektörel dağılımının Elazığ ilinin tersine, Ülke genelinde oldukça düşük bir seyir gösterdiğini
söyleyebiliriz.
20 STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara.
21 KOSGEB, “Saha Araştırma Çalışması Elazığ İli Özet Tabloları”, 2007, Ankara.
67
Diğer yandan KOSGEB veri tabanına kayıtlı işletmeler genel olarak ihracat, kurumsallaşma, marka oluşturma, ar-ge, kalite ve pazarlama konularında eksiklerini gidermek üzere başvuruda bulunmuş olup, en çok talep
yurtiçi satışları artırma konusuna yoğunlaşmıştır.
2.3. Türkiye’nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu İçinde Elazığ
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 1968 yılından bu yana, toplam
büyüklükleri Türkiye’nin sanayisinin %50’den fazlasını temsil eden sanayi
kuruluşlarını içeren bir liste yayınlanmaktadır. Bu listeyi ekonomimizdeki gelişmelere, zaman içersindeki değişimlere, özel sektörün öne çıkışına, holdinglerimizin büyümelerine ve birbirleriyle kıyaslanmalarına ışık tutan
önemli bir çalışma olarak nitelendirebiliriz. Diğer yandan bu çalışma kuruluşların yıllar içerisindeki gelişimi ile değişim ve gelişim potansiyellerinin
bölgesel bazda yarattığı havayı, bölgesel yapılanmalardan kaynaklanan
farklılıkları, kısaca sanayi sektöründe faaliyet gösteren Türk özel sektörünün durumunu ortaya koyan önemli referanslardan biridir.
Bu listelerde göze çarpan önemli bir hususta 2005 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan KOBİ tanımından sonra listede yer alan bir çok sanayi kuruluşunun KOBİ tanımı içerisinde yer almasıdır (İkinci 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu içerisinde değerlendirilen 288 kuruluşun dışında kalan işletmelerin çalışan sayısı 250’nin üzerindedir.) Dolayısıyla bu durum Türkiye ekonomisi içerisinde KOBİ’lerin ağırlığını ortaya koymaktadır.
ll k
500(*)
2005
Tablo:14 SO’nun lk 1000 letmesi çerisinde Elazı
YIL
/
1998
SIRA
Elazı
Altınova
Çimento
490
158
Sanayi
Ticaret
A..
Eti
Krom
A..
Keban
Plastik
415
A..
(*) 1993 yılından itibaren.
Kaynak: SO
kinci 500
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
98
55
45
211
139
122
lk
500’e
girmi
8
118
97
-
-
-
-
-
-
-
-
51
80
276
268
236
-
-
-
-
-
-
-
İSO tarafından açıklanan “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” ve
“Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” çalışmaları kapsamında,
1993 yılından bu yana (ilk 500 için 1993, ikinci 500 için 1998 yılından itiba68
ren) yapılan değerlendirmelerde her iki listede bugüne kadar sadece üç Elazığ firmasının yer aldığını görmekteyiz. Bu işletmelerden Elazığ Altınova Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. (1996’da özelleştirildi) ile Eti Krom A.Ş.
(2004’de özelleştirildi) kamu eliyle kurulmuş ve daha sonra özelleştirilmiştir.
Keban Plastik A.Ş. ise ilde, Keban Barajı ile gerçekleşen olumlu ortam sonucunda kurulan işletmelerdendir.
2001 yılından bu yana Doğu Anadolu’nun diğer illeriyle karşılaştırıldığında Elazığ, sadece 2005 yılında bir firma ile ilk 500 içerisinde kendisine yer
bulmuştur. Erzurum hemen hemen her yıl 1 firma ile (Toplamda 2 firma) bu
listede yer alırken, Malatya sadece 2001 yılında 1 firma ile listeye girebilmiştir. Diğer iller içerisinde Van ve Kars ise ikinci 500 sıralamasında yer almışlardır.
III- TİCARET
3.1. Ticari Yapı
Tarih boyunca her toplumda, özellikle de sosyal ve ekonomik çalkantıların olduğu, büyük krizlerin yaşandığı dönemlerde bir denge ve istikrar unsuru olan esnaf ve sanatkârlar, ekonomik ve sosyal hayata katkıları yanında
hızla değişen bilimsel ve teknolojik yeniliklere kolaylıkla uyum sağlayabilen
esnek bir yapıya da sahiptirler. Bu nedenle oluşturdukları istihdam, katma
değer ve hizmet potansiyeli itibariyle, sosyal barışın, adil gelir bölüşümün ve
adaletin sağlanmasında önemli görevler üstlenmiş olduklarından, toplumumuzun sosyo-ekonomik yapısına yapılan bir yatırım olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle ilin sosyo-ekonomik gelişmesinde en önemli aktörlerden biri
olarak kabul edebileceğimiz esnaf ve sanatkâr yapısını inceleyecek olursak
aşağıdaki gibi bir tablo ile karşı karşıya kalmaktayız.
Tablo:15 Elazı linde Esnaf ve Sanatkârın Yıllara Göre
Tescil, Terkin ve Tadil Durumu
Yıl
2005
2006
2007
2008
2009
(OcakAustos)
Tescil
1.814
1.151
1.322
1.159
853
Elazı
Tadil Terkin
82
345
694
6
601
6
764 (*)
Tescil
196.494
217.603
170.826
166.823
Türkiye
Tadil
Terkin
42.221 282.600
12.055 177.436
20.293 118.871
19.907 117.810
376 (*)
111.063
13.309
9
64.355(*)
(*) S. Terkin rakamları baz alınmıtır.
Kaynak: Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK)
69
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca 2001 yılında yayınlanan Elazığ Sanayi
Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması’na göre 26 oda bünyesinde
18.671 faal üyeliği devam eden toplam 23.449 kayıtlı esnaf ve sanatkâr bulunan Elazığ’da; 2009 yılı ağustos ayı verilerine göre Esnaf ve Sanatkârlar
Birliği çatısı altında, 26 oda ile birçok meslek dalında yaygın bir yapıya sahip olan esnaf ve sanatkârların sayısı 12.782’ye gerilemiştir. Türkiye genelinde aktif olarak faaliyette bulunan kayıtlı esnaf ve sanatkâr sayısıyla karşılaştırıldığında Elazığ’da faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârların sayısı %
0,7’lik kısma denk gelirken, aktif oda sayısının oranı ise % 0,8’dir.
Diğer yandan ticaret ve sanayi kesimini tek çatı altında toplayarak, ticaret hayatını temsil eden ve istihdam ile yatırımın gelişmesinde köklü bir kurumsal organizasyon olarak karşımıza çıkan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO); yaklaşık 20 alanda faaliyet gösteren ve 14 meslek gurubundan
oluşan üye yapısıyla, İl’in ekonomik gelişmesinde önemli bir paya sahiptir.
ETSO’nun yanı sıra Elazığ Ticaret Borsası ve Esnaf Odaları Birliği başta olmak üzere pek çok oda ve dernek İlin sanayi ve ticaret hayatında önemli rol
oynamaktadır.
70
71
13
0
0
180
32
229
85
0
0
39
5
135
8
102
31
0
0
57
6
A
9
K
19
197
152
1
1
15
2001
Kaynak: STB
24
0
0
86
9
A
9
155
44
0
0
92
10
8
55
10
0
2
26
9
2003
A
K
8
196
76
0
0
98
K
12
221
134
0
2
52
21
2004
14
A
13
282
93
0
0
158
6
K
22
199
150
0
2
19
2005
18
A
23
340
101
0
0
200
5
K
12
183
143
0
2
21
2006
16
A
Limited irket
2592
Kollektif irket
9
Gerçek Kii
2449
Tablo:17 Ticaret Siciline Kayılı letmelerin
Kurulu Türüne Göre Daılımı
22
194
134
0
2
26
10
K
Tablo:16 Açılan/Kapanan irket Sayısı
2002
10
129
Anonim irket
331
4
K
6
A: Açılan, K:Kapanan
Kaynak: STB
Anonim
irke t
Limit ed
irke t
Kole kti f
irke t
Komand it
irke t
Gerçe k
Kii
Kooper ati f
Topl am
A
2 000
14
182
145
0
0
A
11
342
98
0
0
220
K
7
169
124
0
0
28
10
2008
13
Kooperatif
322
19
412
104
0
0
270
2
K
21
2007
19
A
13
379
135
0
0
207
5
K
10
110
72
0
0
23
2009
24
A
TOBB’un kayıtlarında Elazığ ilinde yabancı sermayeli şirkete rastlanmamıştır. Ancak, bu değerlendirmeyi yaparken Ülkemizde faaliyet gösteren
uluslararası sermayeli şirketlerin çoğunun merkezinin büyük illerde kayıtlı
olduğunu unutmamak gerekir.
Tablo:18 Elazı linde Sanayi letmelerinin Sektörel Daılımı
S ektör
Metal Cevherleri Madencilii
Dier Madencilik ve Ta Ocakçılıı
Gıda Ürünleri ve çecek malatı
Tekstil Ürünleri malatı
Giyim Eyası malatı; Kürkün lenmesi ve Boyanması
Derinin Tabaklanması ve lenmesi; Bavul; El Çantası
Aaç ve Mantar Ürünleri malatı (Mobilya Hariç) Saz, Saman ve Benzeri
Malzemelerden, Örülerek Yapılan Eyaların malatı
Kâıt Hamuru, Kâıt ve Kâıt Ürünleri malatı
Basım ve Yayım, Plak, Kaset ve Benzeri Kayıtlı Medyanın Çoaltılması
Kok Kömürü, Rafine Edilmi Petrol Ürünleri ve Nükleer Yakıt malatı
Kimyasal Madde ve Ürünleri malatı
Plastik ve Kauçuk Ürünleri malatı
Metalik Olmayan Dier Mineral Ürünlerin malatı
Ana Metal Sanayi
Makine ve Teçhizatı Hariç, Fabrikasyon Metal Ürünleri malatı
Baka Yerde Sınıflandırılmamı Makine ve Teçhizat malatı
Büro Makineleri ve Bilgisayar malatı
Baka Yerde Sınıflandırılmamı Elektrikli Makine ve Cihazların malatı
Tıbbi Aletler; Hassas ve Optik Aletler le Saat malatı
Motorlu Kara Taıtı, Römork ve Yarı Römork malatı
Dier Ulaım Araçlarının malatı
Mobilya malatı; Baka Yerde Sınıflandırılmamı Dier malatlar
Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su Üretimi ve Daıtımı
Sayısı
4
40
38
4
1
2
4
2
1
2
11
11
19
2
8
20
2
5
1
1
1
9
1
Kaynak: STB
Elazığ ilinde toplam 23 sektörde 189 sanayi işletmesi faaliyet göstermekte olup, sanayi işletmeleri ağırlıklı olarak; diğer madencilik ve taş ocakçılığı, gıda ürünleri ve içecek imalatı, plastik ve kauçuk ürünleri imalatı, kimyasal madde ve ürünleri imalatı, metalik olmayan diğer mineral ürünlerin
imalatı, mobilya imalatı, başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalatlar, başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı konularında faaliyet
göstermektedirler.
3.2. Elazığ’da Dış Ticaret
Günümüz dünyasında gelişmelerin dışında kalmamak ve gelişen dünya
ticaretinden pay almak, ekonomik gelişme ve rekabet edebilirlik düzeyinin
72
arttırılabilmesi anlamında önemli bir süreçtir. Bu anlamda özellikle ihracat,
kalkınma ve ekonomik büyümenin gerçekleşmesinde önemli rol oynamaktadır. İhracat yoluyla ülke ve bölge ekonomileri dışa açılırken; istihdam yaratmakta, kaynakların daha etkin kullanımını sağlamakta, maliyetlerini düşürerek kurumsallaşmakta, kaliteli mal ve hizmet üreterek yeni teknik ve
teknolojiden pay almaktadırlar. Böyle bir süreçte dış ticaretin gelişmesi, bölgesel bazda gelişmeyi tetiklemekte bu da ülke ekonomisini olumlu yönde etkilemektedir.
Bu çerçevede Elazığ ilinin dış ticaret verilerini inceleyecek olursak; dış
ticaret hacminin yıllar itibariyle değişiklik gösterdiği ilde; genel olarak ihracat miktarları, ithalat miktarlarından fazla gerçekleşmektedir. İlde faaliyet
gösteren işletmelerin bir kısmının merkezlerinin (ferrokrom tesisleri, Elazığ
Çimento ve Elazığ Şarap Fabrikası gibi işletme merkezlerinin farklı ilde bulunması nedeniyle, 2007 yılında 58 milyon Dolar olan ihracat rakamının bu
işletmelerinde dahil edilmesiyle 150 milyon Dolara yükseldiği tahmin edilmektedir.) Elazığ dışında yer alması ihracatı olumsuz etkilemekle birlikte,
ihracat rakamlarının tam olarak ortaya konmasına da engel teşkil etmektedir22.
Bir çok ülkeye (Azarbaycan, ABD, Arnavutluk, Avusturya, Hong Kong,
Endonezya, İran, Japonya, Kazakistan, Kenya, Madagaskar, Pakistan, Filipinler, Rusya, G.Afrika, Hollanda, Sudan, İsviçre v.b) ihracat gerçekleştirilen
İlde, son yıllarda mermer ocakları ve mermer işleme tesis sayısının artması ile birlikte ihracat rakamlarında önemli bir yükseliş yaşanmaya başlanmıştır. Özellikle krom ve mermer olmak üzere plastik, mobilya, çimento, şarap, tekstil, orman ürünleri, çelik eşya, döküm ve deri gibi sektörlerde dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirilmektedir23.
Özellikle global ekonomik krizin de etkisiyle Türkiye genelinde 2009 yılının ilk yedi ayı ihracat değerinde bir önceki yıla göre azalış meydana gelmiştir (2008 yılı ilk yedi ayında değer 81.346.687 bin Dolardır.) Aynı durum
Elazığ içinde geçerli olup, 2008 yılının ilk yedi ayında 31.790 bin Dolar olan
ihracat değerinin, 14.889 bin dolara gerilediği görülmektedir. Doğu Anadolu
bölgesinin rakamlarına baktığımızda ise 2008’in ilk yedi ayına göre (591
milyon dolar-507 firma), 2009 yılı ilk yedi ayında hem firma, hem de ihracat
değerlerinde Türkiye geneli ve Elazığ’dan farklı olarak artış meydana geldiğini görmekteyiz.
22 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65.
23 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65 ve http://www.elazig.gov.tr/ela-
zig/sayilarla_elazig.pdf.
73
74
518
39.432
Dou
Anadolu
Türkiye
Toplam
42.138
606
42
2005
44.159
638
55
2006
48.265
586
53
2007
48.143
653
51
2008
40.778
610
45
2009
(OckTem)
63.167.153
348(**)
13.363
2004
375
48.059
Dou
Anadolu
Türkiye
Toplam
51.287
373
39
2005
53.765
368
39
2006
58.902
386
35
2007
57.785
376
56
2008
44.569
270
45
2009
(OckTem)
97.539.766
117 (**)
13.582
2004
116.774.151
173(**)
64.210
2005
Tablo:20 thalat( * )
(*) l Merkezinde kayıtlı firmaların ithalat rakamları (**) Birim deeri Milyon Dolar
Kaynak: DTM
42
Elazı
2004
thala tçı Firm a Sayısı
575(**)
48.280
2005
73.476.408
* l Merkezinde kayıtlı firmaların ihracat rakamları ** Birim deeri Milyon Dolar
Kaynak: Dı Ticaret Müstearlıı (DTM)
34
Elazı
2004
h
h raca tçı Firm a Sayısı
Tablo:19 hracat( * )
107.271.750
835(**)
57.779
2007
139.576.174
223(**)
88.895
2006
170.062.715
297(**)
22.731
2007
thala t Deeri (Bin Dolar)
85.534.676
621(**)
68.265
2006
hraca t Deeri (Bin Dolar)
201.963.574
235 (**)
22.694
2008
132.027.196
1.080(**)
44.727
2008
74.768.940
101 (**)
7.152
2009
(Ock-T em)
56.770.101
769(**)
14.889
2009
(Ock-T em)
2008 (Ocak-Temmuz) ithalat rakamları ile 2009 (Ocak-Temmuz) rakamları karşılaştırıldığında ithalatçı firma sayısında Elazığ ili için bir artış (2008
yılı ilk yedi ay ithalatçı firma sayısı 41) görülmekle birlikte, Türkiye genelinde bir önceki yılın aynı dönemine göre azalış göze (2008 firma sayısı
49.177) çarpmaktadır. Genel toplamda aynı dönem ithalat değerinde bir önceki yıla göre, yine önemli oranda azalış meydana gelmiştir (2008 değer
126.406.797 bin Dolardır). Doğu Anadolu Bölgesinin rakamlarına baktığımızda da 2008 yılı ilk yedi ayı değerinin (2008 ithalat değeri 155 milyon Dolar-298 firma), 2009 yılından daha fazla olduğunu görmekteyiz.
Elazığ ilinde var olan potansiyelin yeteri kadar ortaya konulamaması ve
ihracatının önündeki engelleri; kaynak yetersizliği, sermaye, teknoloji, hammadde, pazarlama, kalite ve fiyat başlıkları altında toplayabiliriz.
Diğer yandan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın başlamış olduğu çalışma sonrasında Elazığ Gümrük Müdürlüğü ve İhracatçılar Birliği Şubesi açılması halinde dış ticarette önemli anlamda gelişme olacağı düşünülmektedir.
3.3. Bankacılık
Ülkesel ve bölgesel bazda ekonominin durumuna ilişkin olarak yapılacak
tespitlerde kullanacağımız verilerden biri de bankacılık sistemine ait verilerdir. Bu kapsamda özellikle reel sektörde meydana gelen gelişmeleri izleyebileceğimiz ülke, bölge ve il verileri aşağıdaki tablolarla ortaya koymaya çalışılmıştır.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca 2001 yılında yayınlanan Elazığ Sanayi
Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması’nda Türkiye ve Doğu Anadolu
Bölgesi’nde olduğu gibi Elazığ’da da tasarruflar ağırlıklı olarak döviz tevdiatı şeklinde değerlendirilmekteyken, 2008 yılı verilerine baktığımızda tasarruf mevduatı olarak değerlendirildiğini görmekteyiz. Burada tasarruf mevduatının oranı tüm mevduatların yaklaşık % 51’i iken, toplam mevduat içinde
ticari mevduatların oranı % 8 gibi düşük bir rakamdır.
Banka kredilerinin sektörel dağılımı incelendiğinde; 2000’li yıllarda Türkiye genelinde olduğu gibi Elazığ’da da ihtisas dışı kredilerin oranı en yüksek iken, Ortadoğu Anadolu Bölgesinde bu durumun tersine ihtisas kredileri en yüksek oranlıdır. 2008 yılı sonu itibariyle ise Ortadoğu Anadolu Bölgesinin de ihtisas dışı kredilerinin diğer kredilere göre önemli oranda arttığı
görülmektedir. Diğer yandan alınan kredilerin sektörlere göre dağılımı incelendiğinde ihtisas kredileri içerisinde “Mesleki Kredilerin” oranının arttığı
gözlemlenmektedir. 2000 yılında Elazığ’da Türkiye ve Bölge’de olduğu gibi
ihtisas kredileri içerisinde tarım kredilerinin ağırlığı hissedilirken, günümüzde Elazığ ilinde mesleki krediler tarımsal kredilerin önüne geçerek ilk sıraya yerleşmiştir.
75
76
2 04.258.442
23.368.834.873
(*) Birden fazla ili kapsayan yatırım.
Kaynak:Hazine Müstearlıı (HM)
15
6.976.575
3
3.090
4.189.400
1
G enel
Toplam
10.082.000
1
T oplam
1.305.400
7.749.560
160.000.000
MALAT
Demir Çelik
309.507
1
2
MALAT
Cam
2.900.000
1
1
MADENCL
K
leme
10.196.000
550.000
1
MADENCL
K
stihraç
Sabit Yatırım
(TL.)
1
3
Sektör
MALAT
Pimi Kil
ve Çim.Ger.
ENERJ
Enerji
HZMETLER
Ulatırma
HZMETLER
Salık
HZMETLER
Dierleri
HZMETLER
Altyapı
Belge
Sayısı
Adet
2 006
1 22.71
2
6 09
49
25
145
50
20
20
170
10
35
85
stihda
m
(Kii)
MALAT
Madeni Eya
MALAT
Çimento
MALAT
Dierleri
ENERJ
Enerji
HZMETLER
Eitim
HZMETLER
Salık
HZMETLER
Dierleri
2.366
26.333.614.542
2 84.881.124
1.090.000
1
16
2.283.225
53.251.904
1
1
196.074.304
1.350.000
1
2
5.600.000
4.416.423
1.970.000
2.350.000
6.219.533
9.225.735
1.050.000
Sabit Yatırım
(TL.)
2007
2
1
1
1
MALAT
LastikPlastik
MALAT
Kimya
2
2
1
MALAT
Gıda ve çki
MADENCL
K
letme
MADENCL
K
stihraç ve
letme
Sektör
Belge
Sayısı
Adet
133.158
1 .156
30
400
-
450
5
40
20
10
15
103
73
10
stihdam
(Kiii )
HZMETLER
Salık
HZMETLER
Dierleri
HZMETLER
Turizm
MALAT
Cam
MALAT
Gıda ve çki
MADENCL
K
letme
MADENCL
K
stihraç ve
letme
Sektör
2 .448
15
3
2
1
1
4
3
1
B elge
Sayısı
Adett
28.229.152.841
1 25.470.061
4.288.250
2.158.361
1.553.506
2.711.084
7.858.860
104.100.000
2.800.000
Sabit Yatırım
(TL)
2 008
98.377
8 44
20
100
-
20
88
591
25
stihdam
(Kii)
Tablo:24 Yatırım Tevik Belgelerinin Sektörel Daılımı
HZMETLER
Dierleri
MALAT
Dierleri
MALAT
Orman
Ürünleri
MALAT
Gıda ve çki
TARIM
Su Ürünleri
S ektör
1
1
1
1
1
5
751
7 .961.853.533
1 3.537.478
5.771.049
1.930.789
1.197.640
1.300.000
3.338.000
S abit Yatırım
(TL)
2009 (Ocak-Temmuz)
Belge
Sayı-sı
Adet
120
29.348
30
30
41
9
10
stihdam
(Kii)
Her ne kadar durum böyle olsa da verilerden de anlaşıldığı üzere Ülke
genelinde olduğu gibi firmalar kredi almamayı tercih etmektedirler. Elazığ’lı
girişimciler tarafından gerek kredi geri ödeme koşullarının ağır olması, gerekse finans kurumlarının güvence için çok fazla talepte bulunmaları nedeniyle kredi kullanımının düşük olduğu ifade edilmektedir. İl’de, “Çok avantajlı” olmadığı sürece kimsenin kredi kullanmadığı görülmektedir. Ancak, öz
sermaye ile yatırım yapmanın mümkün olmadığı durumlarda borçlanma yoluna gidilmektedir.
Elazığ ilinde 2000 yılı verilerine göre toplam 12 bankanın 30 şubesi bulunurken, 2008 yıl sonu itibariyle 15 bankanın 36 şubesi bulunmaktadır. Az
da olsa artış olan şubelerin % 69’u merkez ilçede bulunmaktadır. Elazığ’da
durum böyle iken Ülkemizde toplam 45 banka bünyesinde 8.773 şube hizmet vermektedir 24.
IV. DEVLET YATIRIMLARI VE TEŞVİKLER
Günümüz küresel rekabet koşullarında kalkınmakta olan ülkeler diğer ülkelerle rekabet edebilmek üzere çeşitli politika öncelikleri belirlemekte ve bu
doğrultuda ekonomik gelişmelerini sağlayarak daha rekabetçi bir yapıya kavuşmak amacıyla çeşitli düzenlemelere gitmektedirler25.
Kamu yatırımları, devlet yardımları ve teşvik uygulamalarıyla devlet;
•
Bölgesel kalkınmayı desteklemek,
•
Bölgelerarası dengesizlikleri gidermek,
•
Sanayileşmeyi, teknoloji ve ar-ge çalışmalarını geliştirmek,
•
Özel sektöre ivme kazandırabilmek,
•
İstihdam imkânlarını sağlayabilmek
amacıyla çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu çerçevede, yatırım ve teşvik
sistemi içerisinde Elazığ ilini ele almaya çalışacağız.
4.1. YATIRIM
Bölgesel kalkınmanın sağlanması ve ekonomik anlamda gelişimin yakalanarak Elazığ ilinin daha rekabetçi bir yapıya kavuşmasını sağlamak üzere Elazığ iline, 2007 yılında toplamda 50 projeye 123.160 bin TL ayrılırken26, 2008 yılı için toplamda 69 projeye 85.442 bin TL ödenek aktarılmıştır. Her ne kadar proje sayısında önemli oranda artış olduğu görülse de,
24 www.tbb.org.tr
25 LEBLEBİCİ, F., “Devlet Yardımları Uygulamasının Mahiyeti ve Ekonomik Göster-
gelerle Mukayesesi”,DPT, 2002, Ankara, S 3-4.
26 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65.
77
ödenek tutarında ciddi bir düşüş olduğu gözlenmektedir. Bu tutar 2006 yılı
için ayrılan tutardan da düşük bir orandadır. 2008 yılında Ülke genelinde ayrılan ödenek 17.123.197 bin TL olup, bu ödenek içerisinde Elazığ İlinin oranı % 0,4’dür. Toplamda proje adedi 2.759 olan Türkiye geneli içinde ise Elazığ ilinin oranı % 2,5’dur.
Elazığ gerek proje sayısı itibariyle, gerekse tahsis edilen yatırım ödeneğinin 2008 yılı proje bedelleri toplamına oranında Türkiye ortalamasının
üzerindedir. Bu oran Türkiye için % 7,9 iken, Elazığ için % 9,1’dir. 2007 yılında da aynı durum geçerli olup, Türkiye için oran % 8,2 iken, Elazığ için %
12,9’dur27.
Kamu yatırımlarının sektörlere göre dağılımına baktığımızda 2008 yılı
içerisinde en fazla projenin ulaştırma ve eğitime aktarılmış olduğunu görmekteyiz. Madencilik, İmalat ve enerji sektörlerine ayrılan proje sayısı ise
toplamda 5 olmakla birlikte, bu sayı içerisinde imalatın sayısı 3’tür. 2008 yılında ayrılan ödenek miktarlarına baktığımızda, en fazla ödenek enerji ve
ulaştırmaya ayrılmıştır. İmalat sektörünün ise madencilik ve turizmden sonra en az ödenek ayrılan sektör olduğunu görmekteyiz. 2002-2008 yılları arasında imalata en fazla ödenek aktarılan yıl ise 2002 yılıdır.
Tablo:23 2008 Yılı Kamu Yatırımlarının Sektörel Daılımı (Bin TL)
Y ıllar T arı m
Ma de ncili k
malat
Ulat ırmaHab erleme
Enerj i
Dier
Topl a m
Türki y e
2008
3 632
68
521
20 000
18 242 42.979
85 442
21 915 452
2007
4 883
189
136
16 000
26 030 33.498
80 736
21 513 108
2006
6 530
-
9 500
5 830 27.682
49 542
21 608 226
2005
5 000
-
710
-
1 540 30.246
37 496
19 899 447
2004
2 000
740
141
-
1 19.308
22 190
16 093 343
2003
1 000
700
1 220
-
- 30.812
33 732
16 009 223
2002
1 300
1 000
1 750
-
- 17.544
21 594
15 533 564
Kaynak: DPT
4.2. TEŞVİK
Kamu kaynaklarının, ülkenin gelişmesi bakımından daha yararlı olarak
görülen sektörlere yönlendirilmesi olan teşvik uygulaması kapsamında,
2004 yılından bu yana Ülkemizde çeşitli yasal düzenlemeler uygulamaya
konmaktadır. Bu çerçevede çıkarılan ve girişimcilere; gelir vergisi stopajı
teşviki, sigorta primi işveren hissesi teşviki, bedelsiz yatırım yeri tahsisi,
27 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65.
78
enerji desteği sağlanan teşvik kanunu 2004 yılında yayınlanarak uygulamaya konmuş (06.02.2004 tarih ve 25365 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan
5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun) ve yoğun talepler üzerine bu Kanun’da
2005 yılında bir dizi değişikliğe gidilmiştir (18.05.2009 tarih ve 25819 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5350 sayılı kanun) Yapılan
değişikliklerle; kanun kapsamına giren 36 il sayısına Elazığ ile birlikte 13 il
daha eklenerek yasadan yararlanan il sayısı 49’a çıkarılmıştır. 5084 sayılı
Yasada öngörülen asgari 10 işçi çalıştırma şartı ise 30 işçi olarak değiştirilmiş, ancak bu uygulama sadece yeni eklenen 13 il için geçerli sayılmıştır.
Dolayısıyla Elazığ da 30 işçi avantajından yararlanan iller arasında yer almıştır28.
Bu değişiklikle birlikte Elazığ’da uygulanmaya başlanan yasa sonrasında, teşviklerden 709 işletme (Bu sayının içinde 2005’ten önce kurulan işletmelerde yer almakta olup, SSK ve enerji desteğinden istifade etmektedirler)
yararlanmış olup, 16.901 kişiye istihdam sağlanmıştır29.
31.12.2008 tarihi itibariyle sonlanan teşvik yasası sonrasında, 16 Temmuz 2009 tarih ve 227290 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Yatırımlarda
Devlet Yardımları Hakkında Karar” ile teşvike ilişkin yeni uygulama yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda, yatırım teşvik uygulamalarından yararlanacak iller 4 bölge içerisinde sınıflandırılmış ve bölge özelliklerine göre iller bazında teşvik sağlanacak sektörler ise 12 başlık altında gruplandırılmıştır. 4.
Bölgede yer alan Elazığ için; gıda ve içecek, madencilik ve taşocakçılığı,
entegre hayvancılık, tekstil, plastik, lisanslı depoculuk v.b. sektörler belirlenmiştir.
Ayrıca, 5084 sayılı Yasa ile 5 ana başlıkta toplanan teşvikler, yeni uygulama ile 6 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar; Gümrük Vergisi Muafiyeti, KDV İstisnası (Makine ve Teçhizatta), Faiz Desteği, Sigorta Pirimi İşveren Hissesi, Vergi İndirimi, Yatırım Yeri Tahsisi (bedelsiz hazine arsası), Taşıma Desteği’dir (1. ve 2. Bölgelerde yer alan Tekstil, konfeksiyon, hazırgiyim, deri ve deri mamulleri işletmelerinin tesislerini 4. Bölgeye taşımaları
halinde destek alacaklardır.).
28 http://alomaliye.com/mustafa_bahadir_5084.htm
29 ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65 ve http://www.elazigbulusu-
yor.org/StratejiVizyonuKitabi.pdf
79
80
7.749.560
550.000
160.000.000
1.305.400
10.082.000
4.189.400
6.976.575
2
1
1
1
1
1
3
15
3.090
Toplam
G enel
Toplam
(*) Birden fazla ili kapsayan yatırım.
Kaynak:Hazine Müstearlıı (HM)
23.368.834.873
204.258.442
309.507
2.900.000
1
1
MADENCLK
leme
10.196.000
Sabit Yatırım
(TL.)
MALAT
Cam
MALAT
Demir Çelik
MALAT
Pimi Kil ve
Çim.Ger.
ENERJ
Enerji
HZMETLER
Ulatırma
HZMETLER
Salık
HZMETLER
Dierleri
HZMETLER
Altyapı
3
Belge
Sayısı
Adet
MADENCLK
stihraç
Sektör
2 006
122.712
609
49
25
145
50
20
20
170
10
35
85
stihdam
(Kii)
MALAT
Kimya
MALAT
Madeni Eya
MALAT
Çimento
MALAT
Dierleri
ENERJ
Enerji
HZMETLER
Eitim
HZMETLER
Salık
HZMETLER
Dierleri
1.090.000
2.366
26.333.614.542
284.881.124
1
16
2.283.225
53.251.904
1
1
196.074.304
1.350.000
1
2
4.416.423
5.600.000
1
2
1.970.000
2.350.000
1
1
6.219.533
9.225.735
1.050.000
Sabit Yatırım
(TL.)
2007
2
2
MADENCLK
stihraç ve
letme
MALAT
Gıda ve çki
MALAT
Lastik-Plastik
1
MADENCLK
letme
Sektör
Belge
Sayısı
Adet
133.158
1.156
30
400
-
450
5
40
20
10
15
103
73
10
stih-dam
(Kii)
HZMETLER
Turizm
HZMETLER
Salık
HZMETLER
Dierleri
MALAT
Gıda ve çki
MALAT
Cam
MADENCL
K
letme
MADENCL
K
stihraç ve
letme
Sektör
2.448
15
3
2
28.229.152.844 1
125.470.061
4.288.250
2.158.361
1.553.506
2.711.084
1
1
7.858.860
104.100.000
2.800.000
Sabit Yatırım
(TL)
2008
4
3
1
Belge
Sayısı
Adet
Tablo:24 Yatırım Tevik Belgelerinin Sektörel Daılımı
98.377
844
20
100
-
20
88
591
25
stihdam
(Kii)
5
1.930.789
1
751
7.961.853.533
13.537.478
5.771.049
1.197.640
1.300.000
3.338.000
1
1
1
HZMETLER
Dierleri
1
MALAT
Gıda ve çki
MALAT
Orman
Ürünleri
MALAT
Dierleri
TARIM
Su Ürünleri
S ektör
2009 (Ocak-Temmuz)
Belge
Sabit Yatırım
Sayı(TL)
sı
Adet
29.348
120
30
30
41
9
10
stihdam
(Kii)
81
1
1
1
1
5
29
942
MALAT
Gıda ve
çki
MALAT
Deri ve
Kösele
MALAT
LastikPlastik
MALAT
naat
Topl a m
D ou
Ana dol u
Tür ki y e
Kaynak: HM
1
MADENC
LK
stihraç ve
letme
Belg e
Say ısı
( Ad.)
875. 39 6.1 73
17.3 43. 29 8
4.11 9.2 00
683.200
280.000
856.000
1.250.000
17.6 86
614
148
30
3
50
-
65
st ih da
m
( Kii)
1
1
1
MALAT
Demir Çelik
MALAT
Dierleri
HZMETLER
1.36 3
88
12
2
MALAT
Orman
Ürünleri
5
1
MADENCL
K
stihraç ve
letme
MALAT
Gıda ve çki
1
MADENCL
K
letme
Sekt ör
Belg e
Say ıs
ı
( Adet
)
1.11 2.5 03. 96 2
56.2 04. 24 3
9.49 7.4 45
637.560
315.000
1.674.625
1.190.000
2.095.260
1.985.000
1.600.000
Sabit Yat ır ım
( TL.)
200 8
22.6 16
1.62 5
172
20
10
20
22
60
25
15
st ih da
m
( Kii)
Tablo: 25 KOB Tevik Belgelerinin Daılımı
1.050.000
Sabit Yat ır ım
( TL.)
2 00 7
MALAT
Gıda
ve çki
Sekt ö
r
551
26
1
1
438. 61 7.2 29
16.2 64. 18 1
950. 00 0
950.000
200 9 O ca k - T em m uz
Belg e
Say ıs
Sabit Yat ır ım
ı
( TL.)
( Adet
)
7.65 9
341
10
10
st ih d
am
( Kii)
V. DİĞER ÇALIŞMALAR
5.1. Kalkınma Ajansı
“Kalkınma ajansları, bir ülkenin belli bir coğrafi bölgesi içerisindeki özel
ve kamusal tüm şirketler, yerel otoriteler ile sivil toplum kuruluşları arasında
işbirliği sağlayarak, o bölgenin ekonomik kalkınmasını hedefleyen ve yasal
bir hükme dayanarak kurulan yapılardır.” Başka bir tanıma göre kalkınma
ajansları; “Merkezi hükümetten bağımsız bir idari yapıda, sınırları çizilmiş
bir bölgenin girişimcilik potansiyelini geliştirip canlandırmak ve böylece ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla kurulmuş, faaliyetlerini kamunun veya özel sektörün finanse ettiği kuruluşlardır”30.
Bu tanımlardan da anlaşıldığı üzere ekonomik kalkınma ile sosyal gelişmenin bölgesel anlamda önemli unsurlarından biri olan ve günümüz küreselleşen dünyasında bölgesel gelişmenin yapı taşlarından biri olarak kabul
edilen bölgesel kalkınma ajanslarına ilişkin olarak, Ülkemizde 5449 sayılı
Kanun 2006 yılında yürürlüğe girmiş ve toplamda 24 adet bölgede kalkınma ajansı kurulması için Bakanlar Kurulu’nca kararlar alınmıştır. Bu çerçevede, 25 Temmuz 2009 tarih ve 27299 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan
karar gereğince de Bingöl, Elazığ, Malatya ve Tunceli illerini içerisine alan
bir kalkınma ajansı kurulmasına karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda,
varlığı önemli bir rekabet avantajı sağlayacak Kalkınma Ajansının ilde kurulması için yoğun kamuoyu çalışmaları yapılmaya başlanmıştır.
Ayrıca, 2010 ve 2012 yıllarını kapsayan orta vadeli programda da kalkınma ajanslarının altı çizilerek, ajanslar kanalıyla; kalkınmanın, rekabet gücü
ve yenilikçi yerel girişimlerin destekleneceği programların uygulanacağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla uygulanacak politikalarda kalkınma ajanslarının
önemi daha da artacak olup, kalkınma ajansı bulunan iller ekonomik ve sosyal gelişim açısından önemli avantajlar sağlayacaktır.
5.2. Doğu Anadolu Projesi (DAP)
Elazığ, aynı zamanda DAP kapsamındaki iller arasında yer almaktadır.
Bu programın temel hedefi, bölgenin potansiyellerini harekete geçirecek ortamın yaratılmasını sağlamaktır. DAP Ana Planı ile; ekonomik, sosyal, çevresel ve mekansal olmak üzere 4 hedef grup ortaya konmuş ve bu hedef
gruplar için belirlenen stratejiler çerçevesinde bölge gelişiminin sağlanması
öngörülmüştür. Diğer yandan 2000 yılında çerçevesi çizilen projeye, 20102012 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’da da atıfta bulunulmuş ve
DAP projesi kapsamında çalışmalara hız verileceği ifade edilmiştir. Buna
göre kamu yatırımlarının, DAP gibi gelişmişlik farklarını azaltmayı hedefleyen ekonomik ve sosyal projelere yoğunlaşmasının planlandığı ifade edil30 http://www.kobifinans.com.tr/tr/ArticlePrinter.aspx?id=21307
82
miştir.Ayrıca, “Yatırım Programına” alınan projeler ve bunlar içerisinde yer
alan OSB ve KSS’ler de bu proje içerisinde yer alıp almadıklarına göre değerlendirilmektedir31.
VI. ELAZIĞ İLİNİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ İLE FIRSAT VE
TEHDİTLER
Elazığ iliyle ilgili önerilerde bulunulmadan önce İl’in, özellikle ticaret ve
sanayi alanlarında içinde bulunduğu mevcut durumun analizinin yapılarak,
avantaj ve dezavantajların tespit edilmesi gerekmektedir. Böylece bölgesel
rekabet edebilirlik çerçevesinde geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak ve
geliştirilebilecek alanları belirlemek daha anlamlı olacaktır. Bu çerçevede32;
a) Güçlü Yönler ve Fırsatlar
1. İlin “Teşvik Yasası” kapsamında oluşu.
2. Kalkınma alternatifi olan; maden-mermer, tarım-bağcılık, hayvancılık,
su ürünleri, turizm ve hizmetler sektörleri ilin öncü sektörleri oluşu.
3. Merkezi coğrafi konumu (Elazığ ili coğrafi konumu itibarı ile TRB1
Bölgesi içerisindeki illerin merkezinde yer almaktadır).
4. Marka değeri taşıyan ürünler (Elazığ vişnesi mermeri, öküzgözü ve
boğazkere üzümü, krom ve bakır)
5. İklim ve doğal yapı zenginliği.
6. İşgücü varlığı ve ücret düzeyi.
7. Organize Sanayi Bölgeleri ve Türkiye’de İlk Hayvan Ürünleri OSB’nin
Elazığ’da oluşu.
8. Elazığ Valiliği, Fırat Üniversitesi, Elazığ Belediyesi, Elazığ Ticaret ve
Sanayi Odası öncülüğünde, diğer sivil toplum kuruluşlarının da desteği ile Teknopark kurulması.
9. Yerel kuruluşlar arasındaki güçlü işbirliği.
10.Ulaştırma ve haberleşme altyapısı.
11. Bölgesel gelişme isteği.
12.Eğitim olanakları ve düzeyi.
13.Enerji maliyeti (5084 sayılı Yasa gereği yeni yatırımlara sağlanan
enerji desteği).
31 DPT, “Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programı Pazarlama Araştırmaları Bağcılık -
TRB1 Elazığ”, 2007, RD-AKKM.433.TR, Ankara.
32 www.elazigtso.org.tr
83
14.Konut kira maliyeti.
15.Üniversite-sanayi İşbirliği -FÜSİM (Fırat Üniversitesi Sanayici İşbirliği
Merkezi)
16.ETSO’nun güçlü alt yapısı ve İlin kalkınması için ETSO bünyesinde
kurulan birimlerin varlığı (KOSGEB TİP 2 Sinerji Odağı, TSE Mahalli
Temsilciliği, AB Proje Araştırma ve Danışmanlık Ofisi).
17.Güçlü bir yerel medyaya sahip oluşu.
18.Bölgede tek sivil havalimanının Elazığ’da bulunması.
19.Sulanabilir tarım arazi miktarı (İlin sulanabilir arazi varlığı toplamı 245
bin dönümdür.)
20.Sahip olunan su kaynakları.
21.Doğalgaz kullanımına geçiş.
22.Elazığ’da uluslararası niteliklere sahip bir fuar alanı kurulma çalışmaları.
23.Meraların yeni bir düzenleme ile hayvancılığa açılması.
24.Makine servis düzeyinde iyileşme (Sanayicinin makine alt yapısının
iyileştirme çalışmaları).
25.Üretim miktar ve düzeyinde değişim (Kapasite artımı).
26. Avrupa Birliği Hibe Programları çerçevesinde hibe programlarından
yararlanacak iller arasında Elazığ’ın da bulunması.
27.Üniversite-Sanayi İşbirliği Merkez Müdürlüğü’nün varlığı.
28.İŞGEM’lerin varlığı ve yeni girişimcilere fırsatların tanınması.
b) Zayıf Yönler ve Tehditler
1. Sermaye yetersizliği.
2. Elazığ dışından gelen yatırımcı yetersizliği.
3. Yabancı sermaye ve yatırımcı sermaye stoku yetersizliği.
4. Kredi maliyetleri.
5. Sektörel sanayi sitelerinin yokluğu.
6. Sulama projeleri inşaatlarının gecikmesi ve sulanabilir tarım arazilerinin değerlendirilememesi.
7. Kurumlar vergisi yükü.
84
8. Yayla havancılığının meraların kapalı oluşu nedeniyle olumsuz etkilenmesi.
9. Risk sermayesi yokluğu.
10.İlin her yönü ile Ülke genelinde ve yurtdışındaki tanıtım yetersizlikleri.
11. Kültürel sosyal imkânlar.
12.Makine ve teknolojideki yenileme zorlukları.
13.Yatırım ve danışmanlık hizmeti verecek büro yetersizliği
14.Teşviklerin bölgesel ve sektörel olmayışı.
15.Beyin ve sermaye göçü
16.Nitelikli işgücü göçü.
17.Tarihi süreç içerisinde ilde kurulan çok sayıda kamu kurumu nedeniyle halkın Girişimciden çok devlet memuru olma arzusu.
18.Doğalgaz kullanımı ile ilgili çalışmaların gecikmesi.
19.İl ekonomisi için önem taşıyan kurumların kurulmaması (Gümrük Müdürlüğü, Kalkınma Ajansı, İhracatçılar Birliği Şubesi).
c) Elazığ İlinin Bölgesel Kalkınma ve Rekabet Edebilirlik Anlamında Dezavantajları:
1. Yetersiz Ar-Ge, inovasyon, teknoloji.
2. Yetersiz iş becerileri ve girişimci.
3. Yetersiz bölgelerarası işbirliği, kümelenme ve ağ oluşturma.
4. Fiziksel ve sanayi altyapısının yetersizliği.
5. Yapısal işsizlik ve niteliksiz işgücü.
6. Finans problemi.
7. Danışmanlık hizmetlerine erişimde yetersizlik.
8. Düşük ihracat.
9. Yakıcı rekabet.
VII. ELAZIĞ’DA GELİŞTİRİLEBİLECEK ALANLAR
Elazığ’daki yatırım ortamının, yatırımcılar açısından hangi konularda cazibeye, hangi konularda avantajlara ve hangi konularda da dezavantajlara
sahip olduğu gibi hususları içeren “Gelişim Bileşenleri”; Sanayi ve Ticaret
85
Bakanlığı Elazığ İl Müdürlüğü’nce yapılan çalışmada değerlendirilerek, Elazığ ilinde sosyo-ekonomik gelişmeyi doğrudan etkileyen unsurlar belirlenmiştir. Buna göre Elazığ; “Coğrafi Yapı, Demiryolu, İletişim, Enerji ve Organize Sanayi Bölgesi” bakımından yeterli, “Karayolu, Havayolu, Küçük Sanayi Siteleri, Üniversite-Sanayi İşbirliği, Hammadde, İşgücü, Üst Kademe Yöneticileri ve Sermaye” bakımından kısmen yeterli, “Teknoloji” bakımından
ise yetersiz bulunmuştur.
Tablo: 26 Elazı li Geliim Bileenleri
Bileenler
Corafi Yapı
Karayolu
Demiryolu
Havayolu
letiim
Enerji
Organize Sanayi
Bölgesi
Küçük Sanayi Siteleri
Sermaye
Hammadde
Teknoloji
gücü
Üst Kademe
Yöneticileri
Üniversite-Sanayi
birlii
Yeterli
Bulunabilirlik Düzeyi
Kısmen Yeterli
Yetersiz
Kaynak: STB, “Elazı li Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Aratırması”, 2001, Ankara.
Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı kapsamında da İl’in
yüksek rekabet edebilirliğe sahip olduğu sektörler önceliklerine göre;
•
Birinci öncelikli sektör gıda ürünleri ve içecek imalatı,
•
İkinci öncelikli sektör metalik olmayan diğer mineraller imalatı,
•
Üçüncü öncelikli sektör diğer yerlerde sınıflandırılmamış makine ve
ekipman imalatı
şeklinde belirlenmiştir.
Diğer yandan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yayınlanan
Ekonomik rapor 2007 çalışmasında rekabet edebilirliğin yüksek olduğu sektörler, Sanayi (Mermer, demir ve demir dışı metaller, makine, mobilya ve ahşap, plastik ve pvc sektörleri) Hizmetler (Sağlık, Turizm) ve Tarım (Su ürünler, kanatlı hayvan, bağcılık, et ürünleri, süt ürünleri, arıcılık) olmak üzere üç
ana başlık altında toplamıştır.
Özellikle mermer sektöründe; dünya rezervlerinin 1/3’üne sahip olan
86
Türkiye içerisinde Elazığ’ın % 8’lik payı vardır. Elazığ vişnesi adı verilen ve
% 95’i ihraç edilen dünyaca ünlü özel bir mermer türü çıkarılmaktadır. Mermerde olduğu gibi üzümde de doğal markaya sahip olan ilde, krom ve kroma dayalı sanayi de bölgede çıkarılan rezervin önemli özelliklere sahip olması nedeniyle ön plandadır33.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere farklı ürün yelpazesi ile önemli bir rekabet üstünlüğüne sahip ilde, ekonomik gelişimin sürdürebilmesi ve
rekabet gücünün arttırılabilmesi için inovasyon yeteneğinin kazanılarak, tüketicinin farklı beklentilerini karşılayacak özellikli ürünlerin sunulması gerekmektedir. Böylelikle, ilin ve toplumun kaynaklarının; özellikli ürün ve hizmete dönüştürülmesi ile ekonomik ve toplumsal açıdan değer yaratılması
mümkün olacaktır.
Küreselleşmenin beraberinde getirdiği üreteceğiniz bir malın ya da hizmetin pazarda değer ifade etmesi ve talep edilebilir olması için maliyetiyle,
fiyatıyla, kalitesiyle rekabet edebilir olması, farklılığını ortaya koyması gerekmektedir. Yani üretimde; en uygun maliyeti, en uygun fiyatı ve en iyi kaliteyi yakalamak bir zorunluluktur.
VIII. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE YAŞANAN GELİŞMELER
ÇERÇEVESİNDE ELAZIĞ İÇİN NELER ÖNERİYORUZ?
Küresel ekonomik kriz sonrasında krizi en az zararla atlatarak güçlü bir
ekonomik yapıyla bu krizden çıkmak isteyen ülkelerin yer aldığı dünya piyasalarında kıran kırana bir rekabet yaşanmaktadır. Bu yarışta başarılı olmanın temel şartları da sürekli kalite, ileri teknolojiye ulaşma, ürün deseninde
zenginlik, katma değeri yüksek ürünlere yönelme, eğitimli ve nitelikli iş gücü ve düşük maliyet olarak belirginleşmektedir. Hammadde ve emek yoğun
bir sanayi yerine; bilgi ve teknoloji yoğun, kalite egemen bir sanayi anlayışı
hakim olmaktadır.
Bu çerçevede dünyada meydana gelen gelişmeleri küresel ekonomik
kriz, uluslararası rekabet , teknolojik yenilikler, bölgesel entegrasyonlar, sermayenin uygun yatırım ortamı araması ve yaşam kalitesindeki değişiklikler
olarak sıralayabiliriz.
Ülkemizi de doğrudan etkilemekte olan bu gelişmeler çerçevesinde, küresel ekonomik kriz, nüfus yapısında dönüşüm, işsizlik, bölgelerarası gelişmişlik farkı, AB uyum süreci, halkın yaşam standardı beklentisindeki artış ve
özel teşebbüsün artması şeklinde sıralayabiliriz.
Bu gelişmeler ışığında baktığımızda her ekonomik sistemin temel hedefinin insanın refah seviyesinin artırılması olduğunu söyleyebiliriz. Bu kap33 MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri “Elazığ Verimliliği Artırma Proje-
si”, 2009, Ankara, S 53-54-64.
87
samda, bir ülke ekonomisinin gelişimini sağlamak ve dünya piyasalarıyla rekabet kabiliyetini artırabilmek için de ülkenin sanayi ve ticaretinin geliştirilmesi önem taşımaktadır. Bunun için de mevcut sanayi yapısı profilinin ortaya konulması, gelişme imkân ve kabiliyetinin belirlenmesi, geleceğe yönelik
yeni yatırım hedef ve stratejilerin tasarlanması ve uygulanması da üzerinde
ciddiyetle durulması gereken hususların başında gelmektedir.
Küreselleşme ile birlikte öne çıkan diğer bir kavram da yerelleşmedir. Bu
kavramı açmak gerekirse; her ülkede yerel kaynakların, yerel dinamizmin
harekete geçirilmesi kalkınma, büyüme ve refah artışı sağlamanın önemli
bir şartı olarak görünmektedir.
Ülkemizde ekonomik faaliyet yoğunluğuna bakıldığında yurt genelinde
dengeli bir dağılım olmadığı göze çarpmaktadır. Sanayi yatırımlarının Marmara ve Ege bölgeleri dışında arzulanan seviyede olmadığı bir gerçektir.
Dolayısıyla, bölgesel gelişme ve kalkınma açısından ülke düzeyinde yeterli özen ve gayret gösterilemezse sorunlar katlanarak artacaktır. Bu nedenlerle, Anadolu’nun her bölgesinde üretim ve ticari faaliyet hacminin artırılmasını bir şekilde sağlamak durumundayız. Bu da doğru yerde durmamızla mümkündür.
İşte bu noktada diğer ülkelerden farklı olarak mevcut coğrafi yapımızdan
kaynaklanan bölgesel farklılıklarımızı avantaj haline dönüştürüp, dinamik
yapımızla destekmek; kamu, özel sektör ve sivil toplum işbirliği ile kaynaklarını etkin kullanan, yenilikçi yapısıyla rekabetçi hale gelecek, iç ve dış pazarda aranan, istihdam oranını ve yaşam kalitesini yükseltmiş bir yerel yapılanmayla mümkün olacaktır.
Ülkemizde özellikle imalat sanayi sektörünün dağılımına baktığımızda sanayileşmenin büyük kentler ve limanlar etrafında yoğunlaştığını görebiliriz.
Gelişmiş sosyo-ekonomik imkânlar, karayolu, demiryolu, hava ve deniz limanı gibi ulaşım imkânları, yetişmiş insan kaynağı ve sermaye birikimi ile imalat sanayi ve hizmetler sektöründe bu bölgeler merkezi konumlarını korumaktadırlar. Diğer yandan kimi bölgelerde, kendi imkânları ile gelişim göstermekte olan bazı illerimiz bölgesel kalkınmada itici güç olarak karşımıza çıkmaktadır34. Bu nedenle bölgesel kalkınmanın gerçekleşmesi için Elazığ ilinin de
bölgesel bir merkez haline gelmesi bölge iller için oldukça önemli olacaktır.
Bu çerçevede, Elazığ ilinin rekabet üstünlüğü sağlayarak geliştirebilmesi için ilin güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditlerini yukarıda ele almaya
çalıştık. Değerlendirmelerde göze çarpan en önemli problemler; istihdam
(nitelikli eleman, yönetici), maliyetler (enerji ve hammadde), finansman, kurumsallaşma, ortak hareket kültürü ve işbirliğinin gelişmemesi, pazarlama,
34 STB, Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Ekim 2007, Ankara, S
41.
88
ulaşım, teknoloji, inovasyon, birbirlerini destekleyişi iş kollarının bulunmaması ve mevcut sistemde verimli üretimin gerçekleştirilememesi olarak göze çarpmaktadır.
Rekabet edebilirlik anlamında gerekli ivmenin yakalanamamış olduğu
ilin, rekabetçi bir yapıya kavuşturulabilmesi için öne çıkan sektörlere ağırlık
verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte yapılacak çalışmalarda modern
üretim tekniklerinin hayata geçirilerek ilin üstün olduğu alanlarda gerekli altyapının (KSS, OSB v.b.) daha da geliştirilip; kaliteli, markalaşmış ve sürekli ar-ge çalışmalarıyla desteklenen yenilikçi bir yapıyla desteklenmesi, bu
kapsamda kamu ve özel sektörün işbirliği içerisinde çalışacağı bir sistem
kurularak, sanayi ve ticaretin geliştirilmesi gerekmektedir.
Böylece iş alemini temsil eden kuruluşların kapasitelerinin yükseltilmesi
ve kurumlar arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi ile öngören müdahaleler,
hedef bölgenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere daha etkin kullanılabilecektir35. Böyle bir yapılanmanın tüm bölgelerde uygulanması sonucunda rekabet edebilirlik anlamında gelişen bölgesel yapılanma ile, gelişmiş ve dünya
piyasalarıyla rekabet edebilir bir ülke halini almamız mümkün olacaktır. Elbette ki tüm bu gelişmeler, önü açık büyük gelişim potansiyeline sahip Ülkemiz açısından yeterli değildir ancak, kamu ve reel sektör işbirliği ile halkımızla el ele Ülkemizin hak ettiği yere ulaşması yönündeki gayretlerimiz her
platformda devam etmelidir.
KAYNAKÇA
DİNCER, B., ÖZASLAN, M., KAVASOĞLU, T., “İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik
Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”, DPT, 2003, Ankara.
DİNCER, B., ÖZASLAN, M., “İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (2004)”, DPT, 2004, Ankara.
DPT, “Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programı Pazarlama Araştırmaları Bağcılık TRB1 Elazığ”, 2007, RD-AKKM.433.TR, Ankara.
DPT, “Doğu Anadolu Projesi Ana Planı Yönetici Özeti”, 2000, Ankara.
ETSO, “Ekonomik Rapor 2007”, Elazığ, S 65.
Hazine Müsteşarlığı, “Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2008 Raporu”, 2009, Ankara.
LEBLEBİCİ, F., “Devlet Yardımları Uygulamasının Mahiyeti ve Ekonomik Göstergelerle Mukayesesi”,DPT, 2002, Ankara
MPM, İller Bazında Verimliliği Artırma Projeleri, “Elazığ Verimliliği Artırma Projesi”,
2009, Ankara.
Resmi Gazete, “Orta Vadeli Program (2010-2012)”, 27351 Mükerrer Sayı, 2009.
Resmi Gazete, “5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, 2004.
Resmi Gazete, “5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ve Bazı Kanunlarda
35 STB, Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı, Ekim 2007, Ankara.
89
Değişiklik Yapılması Hakkında 5350 Sayılı Kanun”, 2005.
Resmi Gazete, “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”, 2009.
KOSGEB, “Saha Araştırma Çalışması Elazığ İli Özet Tabloları”, 2007, Ankara.
STB, “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı”, 2007,Ankara, S 12.
STB, “Elazığ İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2003, Ankara.
STB, “Sivas İli Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması”, 2003, Ankara.
TÜSİAD, “21. yy’la Doğru Türkiye: Geleceğe Dönük Bir Atılım Stratejisi”, 1991, İstanbul.
TÜİK, “Bölgesel Göstergeler TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 2008”, 2009, Ankara.
İnternet Kaynakları:
http://alomaliye.com/mustafa_bahadir_5084.htm
www.dpt.gov.tr
www.dtm.gov.tr
www.elazig.bel.tr
www.elazig.gov.tr
http://www.elazig.gov.tr/elazig/sayilarla_elazig.pdf
http://www.elazigbulusuyor.org/StratejiVizyonuKitabi.pdf
www.elazigozelidaresi.gov.tr
www.elazigtso.org.tr
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/gosterge/2003-05.pdf 56 -15.10.2008)
http://www.gunisigigazetesi.net/kategori.php?id=1746.
www.hazine.gov.tr
www.iso.org.tr
http://www.kobifinans.com.tr/tr/ArticlePrinter.aspx?id=21307
www.kosgeb.gov.tr
www.mek.gov.tr/kutuphane/yay_tezler/tuncay_gocmen.doc.
www.oib.gov.tr
www.sanayi.gov.tr
http://statik.iskur.gov.tr/tr/isgucu_piyasasi/isgucu_piyayasi_analiz_sonuc_2008/iller/ELAZIG
www.tbb.org.tr
www.tesk.org.tr
www.tobb.org.tr
www.tr.wikipedia.org
http://www.tugsas.gov.tr/tarihce.htm
www.tuik.gov.tr
www.turkseker.gov.tr/
http://wikigezi.org
90
PANEL OTURUMU -1
Sanayi ve Ticaretin Gelişiminde
Kültür Değişiminin Yeri ve Önemi
Başkan : M. Süleyman SELMANOĞLU
Elazığ Belediye Başkanı
Üyeler
: Dr. Arif ÇANACIK
Proje Gözetim Mühendislik
İcra Kurulu Başkanı
: Yıldız ULUCAN ARTAR
Eğitim Bölüm Başkanı
Elazığ Verimliliği Artırma Projesi Koordinatörü
: Ali ŞEKERDAĞ
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
91
92
Dr. Arif ÇANACIK
Proje Gözetim Mühendislik İcra Kurulu Başkanı
SANAYİ VE TİCARETİN GELİŞİMİNDE
KÜLTÜR DEĞİŞİMİNİN YERİ VE ÖNEMİ
EKONOMİK ETKİNLİK (FAALİYET)
İnsanın yaşamak ve yücelmek için giriştiği her türlü iş ve bunun sonucunda elde ettiği her türlü ürün akla gelir. Üretim, tüketim ve dağıtım ile ilgili her türlü faaliyet ekonomik faaliyet olarak değerlendirilir.
Buna göre avcılık, balıkçılık, tarım, hayvancılık, ormancılık, en ilkelinden
en gelişmişine kadar sanayi faaliyetleri, inşaat, ulaşım, ticaret, turizm vb. işler ekonomik faaliyetlerdir.
A-Birincil ekonomik faaliyetler:
Tarım, orman, maden ve hayvancılık gibi doğadan doğrudan yararlanmaya dayalı faaliyetleri içerir. (Topraktan ve denizden elde edilen)
B-İkincil ekonomik faaliyetler:
Hammaddenin işlenerek değiştirilmesi, yeni hammadde veya ürün elde
edilmesine dayalı sanayi faaliyetlerini içerir. (hammaddenin işlenerek değerli ürünlere dönüştürüldüğü sanayi faaliyetleridir.
C-Üçüncül ekonomik faaliyetler:
Hizmete dayalı ekonomik faaliyetleri içerir. Turizm, bankacılık, eğitim,
sağlık, ulaştırma, haberleşme vb. faaliyetlere denir.
Sanayi Sektörü: Her türlü tarımsal ve hayvansal ve madensel hammaddeleri işleyerek bunlardan doğrudan doğruya kullanılır maddeler ve eşyalar
meydana getirme faaliyetlerdir.
Örnek: Şekerpancarı veya kamışından şeker elde etmek, Pamuk, keten, yün gibi liflerden dokuma yapmak, topraktan çıkarılan madenlerden
kullanılan her türlü alet ve araç yapımı gibi.
93
Tarım Sektörü: İnsanların topraktan çeşitli bitki ve ürünleri elde etmesi ve
yine çeşitli evcil hayvanları yetiştirip beslemesi ve bunlardan ürünler alıp değerlendirmesi faaliyetidir.
Hizmetler Sektörü:
Elektrik, gaz ve su, inşaat ve bayındırlık işleri, toptan ve perakende ticaret, lokanta ve oteller, ulaştırma, haberleşme ve depolama, mali kurumlar,
sigorta, taşınmaz mallara ait işler ve kurumları, yardımcı iş hizmetleri, toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetler, (eğitim, sağlık, din)
NÜFUSUN EKONOMİK FAALİYETLERE GÖRE DAĞILIMI
• Nüfusun ekonomik faaliyetlere dağılımı ülkelerden ülkelere ve ülkeler
içinde de zamana göre değişmektedir.
• Çalışan nüfusa etkin nüfus denir.
• 15-64 yaş arasındaki nüfus, çalışma çağındaki nüfusu (etkin nüfusu)
oluşturur.
Gelişmiş ülkelerde çalışma yaşı daha yüksektir ve çalışma çağındaki nüfusun tümü etkindir. Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise nüfusun
büyük bölümü tüketici durumdadır.
• Ülke
Birincil faaliyet (Tarım)
İkincil faaliyet (Sanayi)
Üçüncül Faaliyetler (Hizmetler)
• Gelişmiş
% 10 (Çok az)
% 30 (Fazla)
% 60 (Fazla)
• Gelişmekte olan
% 50 (fazla)
% 15-20 (az)
% 30-35 (az)
• Gelişmemiş
% 90 (çok fazla)
% 5 çok az
% 5 (çok az)
1- Ülkemizde nüfusun geçimini sağladığı sektör birincil faaliyetlerdir.
Tarımsal faaliyetlerle uğraşanların oranı; sanayileşme, hizmet sektörü94
nün gelişmesi ve kentleşme ile azalmıştır. Buna rağmen halen nüfusumuzun yarısından çoğu geçimini tarım kesiminden sağlamaktadır.
2- Çalışan nüfusun fazla olduğu ikinci sektör üçüncül faaliyetlerdir.
Bu sektör tarım ve sanayi dışındaki çok çeşitli iş kollarını (ticaret, ulaşım,
haberleşme, eğitim vb.) kapsar.
1955’de %8,5 olan bu oran 1980de %27,8’e,2000’de %38,6’ya yükselmiştir. Ülkemizde sanayi yeterince gelişmediği için kırsal kesimden ve tarımdan ayrılan nüfusun çoğu hizmetler sektöründe toplanmıştır.
3- Nüfusumuzun en azı (% 12,9’u) ikincil faaliyetlerde çalışır.
Sanayi temel üretici sektördür.
4- Ülkemizde nüfusun sektörlere dağılımı sürekli değişmektedir. Ülkemizde tarımsal nüfus azalırken sanayi ve hizmetler sektörü gelişmektedir. Ülkemizde sanayide çalışanların oranı 1955’de % 8,2 iken
2000’de %12,9’a çıkmıştır.
Gelişmemiş Ülkelerin Nüfus Özellikleri
1- Nüfus atış hızı yüksektir, genç nüfus oranı fazladır.
2- Şehirleşme oranı çok yüksek değildir.
3- Tarım önemli bir geçim kaynağıdır.
4- Bebek ölüm oranı yüksektir.
5- Yaşam standardı düşük, yaşam süresi kısadır.
6- Okur yazar oranı düşüktür.
7- Kişi başına düşen milli gelir azdır.
8- İhracatta sanayi ürünlerinin payı azdır.
9- Çalışan nüfusun yaş ortalaması düşüktür.
Gelişmiş Ülkelerin Nüfus Özellikleri
1- Nüfus artış hızı düşüktür, genç nüfus oranı azdır.
2- Nüfusun büyük kısmı kentlerde yaşar.
3- Tarım dışı sektörler gelişmiştir.
4- Bebek ölüm oranı düşüktür.
5- Yaşam standardı yüksek, yaşam süresi uzundur.
6- Okur yazar oranı yüksektir.
95
7- Kişi başına düşen milli gelir fazladır.
8- İhracatta sanayi ürünlerinin payı fazladır.
9- Çalışan nüfusun yaş ortalaması yüksektir.
10- Çalışan nüfus içinde nitelikli işçi payı yüksektir.
11- Nüfusun büyük kısmı tarım dışı sektörlerde çalışır.
KALKINMA
Kalkınma; ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasal yapılarının değişerek insan yaşamının maddi ve manevi alanda ilerlemesi ve giderek toplumun refahının artmasıdır.
Kalkınma sadece genel sayılarla belirlenen ekonomik büyümeyi içermekle birlikte bunu aşmakta, başka bir değişle GSMH’deki hızlı artışla belirlenen ekonomik büyüme yanında aşağıda sıralanan ekonomik ve sosyal
değişimleri de kapsamaktadır.
Bu bakımdan kalkınma sadece genel sayılarla belirlenen ekonomik büyümeyi içermekle birlikte bunu aşmakta başka bir değişle GSMH deki hızlı
artışla belirlenen ekonomik büyüme yanında aşağıda sıralanan ekonomik
ve sosyal değişimleri de kapsamaktadır.
•
Ulusal gelir dağılımının daha dengeli bir biçime doğru yönelmesi
•
Ülke kaynaklarının, toplumsal yapının koşullarına uygun biçimde kullanılmasını sağlayacak gerçek bir sanayi toplumuna geçilmezi
•
Üretim artarken her kesimde üretim biçimi ve ilişkilerinin köklü bir değişim geçirerek verimliliğin yükselmeye başlaması
Alt yapı ve sosyal yatırımlarının sadece ülkenin belirli yörelerine değil, özellikle ülkenin geri kalmış yörelerine doğru yönlendirilmesi
96
•
Beslenme sorunun sağlıklı beslenme koşullarına uygun olarak gerçekleştirilmesi.
•
Eğitim sorununda geleneksel eğitim düzeyinden ülkenin uzun dönemli insan gücü gereksinmesine yanıt verecek biçimde, çağdaş teknolojik bilgiyi de kapsayan bir düzeye yönel inmesi
•
Ülkenin maddi varlığı artarken, halkın yaşamının manevi yönden de
zenginleşip kültürün yaygınlaşması
•
Çevre bilincinin sağlanması, kalkınmışlığın paralelinde çevre koruma
bilincinin geliştirilmesi
•
Kadın ve çocuk ve insan hakları bilincinin yerleştirilmesi.
•
Kadınların ekonomiye katılımlarının sağlanması
Kalkınma sadece ekonomide ve üretimde yeni bir aşamaya geçiş değil,
toplumsal, siyasal ve kültürel bir değişim sürecidir. Kalkınmaya bu açıdan
bakıldığında, geleneksel toplumun kalkınmayla birlikte kendini aşarak yeni
bir topluma dönüştüğü kolaylıkla görülebilecektir.
Kalkınma toplumsal bir olgudur ve toplumsal yapının içerisinde değerlendirilmelidir.
“Toplumsal yapı”, sosyo-kültürel, siyasal, psikolojik ve ekonomik bütünü
içine almaktadır.
Başka bir ifadeyle “toplumsal yapı”, ekonomi, siyaset, kültür, eğitim ve
aile gibi temel kurumların ve grupların bir kompleksidir.
Kalkınma için yapılan faaliyetler yerleşim alanlarını ve buralarda yaşayan toplum kesimini etkilemektedir.
Örneğin Baraj Gölleri içinde kalan yerleşim alanları ve buralarda yaşayan toplum kesiminin barajın etkileri ile sosyo-ekonomik düzenlerinin ve yaşam biçimlerinin bozulduğu ve bu nedenle göçe zorlandığı bir gerçektir.
Bu olay beraberinde yeniden yerleşme, yerleştirme, çevre illerde doğal
olmayan bir nüfus büyümesi, işsizlik, barınma, sağlık, eğitim, kentleşme vb.
sorunların doğmasına sebep olmaktadır.
KÜLTÜR
Teknolojik gelişmeler ve sunulan yenilikler, toplumun kültüründe zorunlu
değişmeleri de beraberinde getirecektir.
Tanzimat döneminden günümüze kadar her alanda (örneğin eğitim, yasa, sağlık, tarım, kentleşme) yapılan kültür ve batılılaşma hareketleri ile toplumumuz geleneksel kültüründen koparılmıştır.
Kültür değişmesi sonucunda, geleneksel olanla bağları zayıflatılan, yeni
kültürü gereği gibi yorumlayacak eğitim düzeyine ulaştırılmayan toplumumuz kültürden kopma içine itilmiştir.
Halkın kültür dinamizmini oluşturan adet, örf ve törelerin olumlu ve olumsuz yönlerinin tanınması, değişmenin ve yeniliğin bu değer ve normlara uygun olarak yapılması, kalkınmanın tutarlı ve sağlıklı olmasında çok önemli
rol oynayacaktır
Kültür araştırmalarının toplum kalkınması açısından önemi büyüktür
Tarım ve Sanayinin gelişmesi, ulaşım ve teknolojinin getirdiği yenilikler,
iletişimin etkisi kendine özgü yerel kültürü etkilemektedir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçen toplumumuz, bugün artık bilgi ve iletişim top97
lumuna geçiş aşamasındadır. Bu hızlı değişim ve gelişim geniş bir zaman
boyutunda olmadığı için yeni yaşama biçimi bocalama yaratmıştır.
Prof.E.Cook Davranışsal İktisat Dergisinde “Niçin biz Amerikalılar Japonlara benzemeyiz?” der. Verdiği cevap gerçekten ilgi çekicidir. “Japon
kültürü Japonya’nın sosyal kurumları, tarihi deneyimleri, politik yapıları, moral ve etik kodları ile kültürel normları farklıdır ve politik sistem ile ekonomik
sistem bu temeller üzerinde kurulmuştur”
Verimli bir “Ekonomi -politika-kültür-din” ilişkisi ve işbirliği ile güçlü bir
toplum yapısı ve sosyal kalkınma sağlanabilecektir
Toplum, üyeleri arasında işbirliği bulunan ve bu işbirliğini denetleyen kuralların bulunduğu, coğrafi bir yeri ve ortak kültür olan; çok yada az ölçüde
kurumlaşmış ilişkiler bütünüdür. Toplumsal yapı, fizik ve kültürel yapı olarak
ikiye ayrılabilir. Toplumun içinde bulunduğu coğrafi mekan ve nüfus özellikleri fiziksel yapıyı meydana getirir.
Toplumsal ilişkilerden kaynaklanan öğeler genel olarak kültürel yapıyı
meydana getirir.
Verimli bir “Ekonomi -politika-kültür-din” ilişkisi ve işbirliği ile güçlü bir
toplum yapısı ve sosyal kalkınma sağlanabilecektir
Elazığ Nüfus durumu
Yerleşim durumu itibariyle nüfus çoğunluğunun şehir ve kasabalarda yaşadığı Elazığ’ın nüfusu [2009] yılı TÜİK adrese dayalı nüfus kayıt sistemi
sonucuna göre 547.000’dır.
Şehir merkezi’nin nüfusu ise 312.000 olarak sayılmıştır.
98
99
100
101
Yıl
Nüfus
1914
10,000 - 12,000
1927
20,052
1940
25,465
1945
23,695
1950
29,317
1955
41,667
1960
60,289
1965
78,605
1970
107,364
1975
131,415
2008
389,774
Elazığ’ın hikayesi
•
İhracatçı İller Ligi’nde dikkat çekici bir yere sahip olan illerden biri de
Elazığ. Bu il 2004 yılında 645 milyon dolarlık ihracat ile 11’inci sırada
yer aldı. Elazığ, şirket başına ihracat değeri açısından ise ilk sırada
yer alıyor.
•
Elazığ’ın İhracatçı İller Ligi’nde 2004 yılında bir sıra gerilediği görülüyor ama önceki iki yıla da bakıldığında karşımıza bir başarı öyküsü
çıkıyor. Elazığ, 2001 yılında sadece 8 milyon dolarlık ihracat yapmış
ve 52’nci sırada yer bulabilmişti. 2002 yılında 87 milyon dolarlık ihracat ile 25’inci sıraya yükseldi. 2003 yılında ise 543 milyon dolarlık ihracat yaparak 10’uncu sıraya kadar yükselmeyi başardı.
Elazığ, maden yatakları bakımından oldukça zengin bir ilimiz. Bakır,
mermer ve krom önemli ihraç kalemleri arasında yer alıyor. İhracatta son üç
yılda gösterdiği yükseliş de maden ihracatıyla bağlantılı gibi görünüyor.
102
ELAZIĞ İLİ OKUL VE OKURYAZAR ORANI
Elazığ
• Okur yazar oranı......
Türkiye
Sıra
%82,31
%87,30
65
• Kadın okur-yazar oranı... %72,52
%80,62
64
• Üniversite kazanma .....
%7,57
% 8,42
16
• Liseler okullaşma......
%50,01
%36,92
5
• MESLEK LİSELERİ
OKULLAŞMA ORANI...
%9.68
%20.49
68
NOT: Yukarıda verilen bilgiler konuyla ilgili çeşitli kitaplardan, dergilerden, makalelerden ve devlet kurumlarının verdiği istatistiksel rapor verilerinden derlenerek hazırlanmıştır.
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
Ali ŞEKERDAĞ
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Sayın Başkan,
Değerli konuşmacılar,
Sayın konuklarımız ve değerli basın mensupları,
16 Temmuz 2009 tarih ve 27290 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Bölgesel ve Sektörel Teşvik Uygulamasının yürürlüğe girmiş olması bu seminerimizin aslında temelini oluşturmuştur.
Zira Teşvik kapsamında yatırımcılara önemli destekler sağlanan 4 ncü
bölgede yer alan Elazığ, kendi imkânları ile de önemli avantajlar sunmaktadır.
İşte ilin bu imkânlarını özellikle yatırımcılara anlatabilmek ve Elazığ’ın
ekonomi ve sanayide geçmişten günümüze bir fotoğrafını ortaya koyma
adına bu seminer düzenlenmiştir.
Bu vesile ile Sayın Valimize ve deneyimlerini bizlerle paylaşan İktisadi
Araştırmalar Vakfı Başkanı Sayın Hocamız Profesör Doktor Ahmet İncekara’ya ve seminerde değerli bilgilerini bizlerle paylaşan ve paylaşacak olan
tüm konuşmacılara şükranlarımızı arz ediyoruz.
Umuyoruz ki, bu seminer sonucunda yayınlanacak olan kitap ve sonuç
bildirgesi ilimize yatırım yapma düşüncesinde olanlara bir yol haritası olur.
Bununla birlikte yatırım fikri olan müteşebbislerin de yatırım yeri olarak Elazığ’ı tercih etmesine öncülük eder.
Değerli katılımcılar,
Ticaret ve Sanayi Odası olarak, ilimizin kalkınma ve gelişmesi için tüm
yönetim birimlerimizle birlikte mesai kavramından uzak şekilde yoğun bir
gayretle çalışıyoruz. Önceliğimiz ilimiz kaynaklarını ekonomiye kazandırarak Türkiye ortalamasının üzerinde olan işsizlikle mücadele etmektir.
Bu doğrultuda öncelikle yeni yatırımların teşvik edilmesi ve il dışında yatırımcıların ilimize çekilmesi büyük önem taşıyor. Zira ilin en önemli sıkıntı125
larının başında risk sermaye yetersizliği, müteşebbis yetersizliği ve çok ortaklı girişimlerin yetersizliği gelmektedir.
Oda olarak, bu doğrultuda Ankara, İzmir, Adana, İstanbul başta olmak
üzere ve öncelikle bu illerdeki Elazığlı işadamlarımızla ilişkilerimizi güçlendirerek ve bu insanların ilgisini Elazığ’a çekmek için çalışmalar yapıyoruz.
Bugüne kadar yapmış olduğumuz girişimlerde görüyoruz ki, hiçbir hemşerimizin Elazığ ile olan bağlarında bir kopukluk ya da isteksizlik bulunmamaktadır. Dolayısı ile eksik olan tek husus iletişim yetersizliğidir. İşte Oda olarak
bu hususta İlimiz Valiliği, Belediyemiz, Üniversitemiz ve Sivil Toplum Kuruluşları ile müştereklik sağlayarak organizasyon ve faaliyetlerimizi sıklaştıracağız.
Oda olarak, bu hususta asılında ilk adımı atarak konuya ne kadar ciddi
yaklaştığımızı ortaya koyuyoruz. Kamuoyunun bildiği gibi Odamız Yönetim
Kurulu, Meclis Üyeleri ve işadamlarımızdan oluşan 49 kişilik bir ekiple bir
Anonim Şirket kurmuş bulunuyoruz. Bu şirketimizin kuruluş amacı, sermaye ve bilgi birikimlerinin birleştirilmesi kadar, il dışındaki işadamlarımıza da
güven verme duygusudur. Çünkü biz Elazığ’a yatırım düşüncesinde olan
işadamlarımıza “haydi gelin Elazığ’a riske girerek yatırım yapın” demiyoruz.
Kendilerinin talep etmesi halinde kurduğumuz şirket vasıtası ile ortak olmaya hazır olduğumuzu belirterek her türlü riski birlikte göğüslemeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. Yani gelin hep birlikte taşın altına elimizi koyalım
mesajını veriyoruz.
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası olarak işte böyle bir güven ortamı oluşturmuş bulunuyoruz.
Seminer oturumumuzun başlığına dikkatinizi çekmek istiyorum: “Sanayi
ve Ticaretin Gelişiminde Kültür Değişiminin Yeri ve Önemi” işe Oda olarak
bu değişimin açık örneğini bu girişimimizle ortaya koymuş durumdayız.
Çünkü bu güne kadar il dışından hep birilerinin gelip yatırım yapması
beklenirken, değişen ekonomik koşullar ve kültürel değişimle birlikte bugün
Oda olarak diyoruz ki, “gelin birlikte yapalım” işte bu gelişme bir sürecin sonucudur.
Dünya ile birlikte Ülkemiz ve ilimizde süratlice değişiyor. Elazığ ili 10 yıl,
20 yıl öncenin Elazığ’ı değil artık. İşadamı ve yöneticilerimizle birlikte birçok
ili, komşu ülkeleri hatta coğrafyamıza çok uzak ülkeleri gezip görüyoruz.
Gözlemlediğimiz en önemli nokta şudur: Elazığ ili yatarım yapılırken tercih
edilecek çok sayıda değer içeriyor. Bunu duygusal bir yaklaşımdan çok objektif kriterleri göz önüne alarak söylüyorum.
Harput tarihi süreç içerisinde, bölgenin en önemli ticaret, kültür, sanat ve
medeniyet merkezi olarak dikkat çekmiştir. Bu kültürel doku ve zenginlik ku126
şaktan kuşağa aktarılarak bugün Elazığ’ı ülkemizde insan yapısı ile öne çıkaran bir değer haline gelmiştir.
Harput’un merkezi coğrafi konumu dönemi içerisinde yöreye önemli bir
değer katarken, Elazığ’da bugün aynı özellikleriyle öne çıkmaktadır. Özellikle sağlık, eğitim ve hizmetler sektörlerinde Elazığ’ın bölgenin merkezi konumunda hizmet vermesi ve adı geçen bu sektörlerdeki hızlı büyüme bunun
en önemli göstergesidir. Elazığ önümüzdeki dönemde ise komşu ülkelere
eğitim ve sağlık başta olmak üzere hizmetler sektöründe önemli hizmetler
verecektir.
Yaşanan kültürel, sosyal ve ekonomik değişimle birlikte dünya kaynaklarında da değişim ve farklılaşma büyük bir hızla devam ediyor. Yaşanan küresel ısınma, su kaynaklarının ve sulak alanların azalması, verimli tarım
arazilerinin betonlaşması ve atıklarla kirlenmesi bölgemizi bu anlamda
önemli kılmıştır.
Elazığ ilinin zengin su kaynakları ve potansiyeli bugünün ve geleceğin
en önemli sektörlerinin başında gelen gıda ve su üretiminde Elazığ’ı öne çıkarmaktadır.
Değerli katılımcılar;
Elazığ ili hem sanayi sektöründe hem de hizmetler sektöründe ekonomik
potansiyeli bulunun bir kenttir. Zengin Maden ve Mermer yatakları, tarıma
dayalı sanayileşme, hayvancılık yatırımları ve hayvancılık sektörüne dayalı
sanayileşme hususunda alternatifler sunun şehrimiz, turizm, sağlık, eğitim,
gıda, döküm, tekstil, PVC, çimento, mobilya, güneş enerjisi, demir ve demir
dışı metaller gibi sektörlerde dikkat çekmektedir.
İlimizde kurulu bulunan ve üç kısımdan oluşan Organize Sanayi Bölgemizde 100’e yakın firmamız çeşitli alanlarda üretimlerini sürdürmektedirler.
İl genelinde 550 KOBİ statüsünde işletmemiz mevcuttur. Bununla birlikte
Odamız bünyesinde hizmetlerini sürdüren KOSGEB Sinerji Odağımız tarafından yol haritası hazırlanan ve imalat sektöründe yer alan işletme sayımız
ise 840’dır. Hayvan ürünleri Organize Sanayi Bölgemizde iki entegre tesisimiz modern donatılarla üretim yapmaktadır.
Kuruluşunu kısa bir süre önce tamamladığımız ve Elazığ’da kamu, yerel
yönetim ve sivil toplum müşterekliğinin ürünü olan TEKNOKENT 5 firma ile
hizmete başlamıştır. Yine Elazığ İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) de yaklaşık
30 firma ile üretimini sürdürmektedir.
İlimiz sanayi altyapısı ile birlikte yatırımların önünü açacak önemli değişimler ve gelişmeler yaşanmaktadır. Bunlardan en önemlisi Elazığ Havaalanının kargo uçaklarının iniş ve kalkışını sağlayacak yeni pistin tamamlan127
ması ve Elazığ Havaalanının, havalimanına dönüştürme girişimlerine başlanması Elazığ adına son derece önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Çünkü
Elazığ havaalanı bölgenin tek sivil havaalanı olma özelliğine de sahiptir.
İlimizin doğalgaz kullanımına geçmiş olması da artı bir değerdir. Fırat
Üniversitesi ve Meslek Okullarımız da yetiştirilen nitelikli işgücü ile ara eleman ihtiyacı önemli ölçüde karışlanmaktadır.
Bölgesel ve Sektörel Teşvik Uygulamasının ilimize sağladığı avantajları
ve ilin sahip olduğu zenginlikleri içerin bir tanıtım filmi ve katalog Elazığ Valiliğimizle birlikte hazırlanmaktadır. Her iki yayınımız kısa bir süre sonra dağıtılacaktır.
Bu yayınlarımızda ilimizin bir fırsatlar şehri olduğu vurgusu yer almakta
olup, ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.
Değerli katılımcılar, konuşmamı burada tamamlarken, Seminerin ilimize
yararlı sonuçlar doğurması temennisiyle, katılımınız için hepinize teşekkür
eder,
En derin saygılarımı sunarım.
128
SORU CEVAP
SORU: Yıldız hanıma sormak istiyorum. Elazığ’da 16 eğitim vermişsiniz,
bunun üzerinde de konferans vermişsiniz 7581 kişinin izlediğinden bahsettiniz, verimliliği arttırmışsınız, işletmelerin kurumsallaştığını duyduk sizden,
bu da memnun etti bizleri. Bunun yanında Elazığ’da acaba bu işletmelerin
üretiminin ne olduğunu araştırdınız mı hiç? Teşekkür ediyorum.
YILDIZ ARTAR: Üretimin ne olduğu demekle tam neyi kastettiniz bilmiyorum ama şimdi şöyle; 150 tane anket geldi bize danışmanlıkla ilgili. Biz
burada projelerimizi tanıttık. Eğitim ve araştırma olarak anketlerimizi dağıttık gerçekten diğer illere göre eğitim ve danışmanlık konusunda anketler
geldi. Kendi kriterlerimize göre değerlendirdik. Geldik Ticaret ve Sanayi
Odamız ile birlikte 61 işletmeye gittik. Aralarında anket doldurmayanlar da
vardı haberi belki olamamış belki gelinememişti. Biz o işletmeleri de dolaştık. dolaştık derken ben eğitim bölüm başkanıyım, verimlilik ölçme izleme
bölüm başkanımız ve danışmanlık bölüm başkanımız 3 tane yönetici olarak
biz bir ekip oluşturduk ve ayrıca KOSGEB sinerji grubundan Tülay Hanım
ve Ahmet bey her zaman yanımızdaydı onlara da çok teşekkür ediyorum.
Biz firmalara gittik yöneticileri ile konuştuk, o bize yetmedi tabii. Bizden
1’den 5’e kadar sıraladıkları danışmanlık talepleri vardı. Biz bunu içimize
sindiremedik dedik ki acaba bilinçli mi değil mi gerçekten buna ihtiyaçları
var mı ? çünkü biz buraya belki uzun bir süre gelmeyeceğiz 81 ili dolaşıyoruz. Şu anda Kırşehir, Karabük, Nevşehir, Kastamonu illerinde çalışıyoruz
ve yakın zamanda başka illere başlayacağız. İyi bir şey yapalım iyi bir eser
bırakalım bir sonuç alacak firmalar olsun istedik. Her firmanın inanın süreçlerini baştan sona yani hammaddeden üretimine kadar mesela ben bu kadar, mermer firması olduğunu bilmiyordum Elazığ’da, mesela bir tanesini
gezip de demedik ki diğeri de onun aynısıdır demedik. Israrla bütün mermer
firmalarında bile hammaddeden, blok halinde girişinden, paketleme sürecine kadar hepsini dolaştık. Bütün firmaları böyle dolaştık. İşletme sahibiyle
asıl sorunun ne olduğu üretim sürecinde mi, insan kaynaklarında mı, yönetimde mi hangi konuda olduğunu konuştuk ve daha sonra danışmanlık konusunun ne olduğunu belirleyip ona göre uzman arkadaşlarımız geldiler ve
danışmanlık hizmetini verdiler.
129
SORU: Yıldız hanıma bir şey sormak istiyorum. Hep nitelikli eleman azlığından bahsediyoruz, eksikliğinden bahsediyoruz, yetersizliğinden bahsediyoruz. Sadece Elazığ’da değil bu Türkiye’de genelinde de böyle. Peki çalışma yapmış olduğunuz illerde sanayicilerimizin yanında çalışan meslek
elemanları nitelikli elemanlar acaba çalışma şartlarından memnunlar mı
memnun değillerse neden memnun değiller acaba çok nitelikli elemanlar
neden organize sanayileri tercih etmiyor. Buna dair bir çalışma yaptık mı
acaba?
YILDIZ ARTAR: Evet, bunu da çok merak ettim ve ilgili ortamlada öğrenmeye çalıştım hep aslında. Ankara’da Milli Eğitim ile birlikte çok fazla işbirliği içindeyiz. Erkek teknik öğretim müdürüyle bir yarışma vardı Türkiye genelinde orada jüri üyesiydim ben, bunu ben yine orada ifade ettim dedi ki
ben 40 tane kaynakçı isterim. Yok bulamıyorum dedi. Tamam ben 3 ay içersinde 40 tane kaynakçıyı yetiştirip vereceğim. Ama sen ne vereceksin diye
sordum dedi. Asgari ücret veririm sadece demiş. Yani tabii sanayilerimizin
de ücreti zamanında ödemesi, çalışanların iş ortamlarının düzenlenmesi,
mesai saatlerinin düzenlenmesi çok önemli oluyor. Bunlar verilmediği taktirde üniversite mesela Elazığ’da belki en çok yaşadığımız o. İşletme sahibi
var ama biz şimdi firmalara soruyoruz, rapor geldi mi?işletme sahibi tek kişi ise ya bilmiyorum ki hatırlamadım diyen çok fazla oldu.ama yardımcısı bu
işe sahip olmuş en azından 2-3 yıllık çalışanı varsa, evet geldi biz şu şu çalışmaları yürüttük çok fazda sağladık diyen çok fazla oldu ama dediğiniz gibi nitelikli elemanla birlikte her şeyin bir bedeli var. Yani ücreti, çalışma koşulları vs. her şeyinin düzenlenmesi gerekiyor. İş adamlarımızın buna dikkat etmesi gerekiyor
SORU: Arif hocamızın Elazığ ile ilgili tespitlerinde öne çıkan bir husus
vardı. Meslek liselerindeki okullaşma oranının düşüklüğü ile ilgili ben Arif
hocamın bunu çok yakinen bildiğini tahmin ediyorum. Bu Elazığ’ın problemi
değil Türkiye’nin bir problemi ve ciddi bir problemi şimdi buradaki temel soru meslek liseleri ile ilgili olarak 1996-97’den 2007’e kadar Türkiye’nin yakın
tarihte yaşadığı süreçte meslek liseleri ile ilgili olarak bildiğimiz ideolojik gerekçelerle üzerine toprak atılan bir alan oldu ve meslek liseleri bir dönemi
inanılmaz kötü bir süreçte yaşadılar. Ama geldiğimiz noktada Türkiye’nin gidiş hattı ilgili olarak endişe duyan herkes, meslek liselerinin Türkiye meselesi olarak takdim etmeye başladılar. Şimdi her şey ölçülebildiğine göre
1996’dan 2007’ye kadar olan süreç içerisinde meslek liselerinin önünün ideolojik farklı gerekçelerle kesilmesinde yaşatılan Türkiye’ye travmanın ölçülebilir bir yanı var mıdır bu samimi bir sorudur maddi ve manevi olarak ölçülebilir midir? Bununla birlikte nitelikli ve ara eleman dediğimiz elemanların
bu ülke ekonomisine, sanayisine kazandırılmasında bu sürece Türkiye meselesi olarak yaklaşanlar bu konuda gerçekten samimi olarak bunu öngörüp
130
bu konuda gerçek bir yaklaşım içerisine girmişler midir var mıdır bu konuda
yapılan bir çalışma ben bunu merak ediyorum.
DR. ARİF ÇANACIK: Ben teşekkür ederim sorunuz için. hepimiz burada iyi niyetler ve iyi amaçlarla bir araya geldik ve bir şeyler yapabilme gayreti ile ölçülebilir bir sonuç var mı?korkunç derecede bir sonuç var. Bunu yayınlamaktan ilgililer ve yetkiler çekinmektedir. Ben özel sektör de çalışıyorum. Benim başıma gelen bir hadiseden dolayı devletle Türkiye içerisinde
kurumlar, belediyeler devletle çalışmıyorum. Yurtdışında devletlerle, Türkiye’de özelle çalışıyorum. Benim korkacak bir şeyim olmadığı için rahat konuşuyorum kusura bakmayın. Ölçülebiliri yayınlayabilecek cesarette bir kurum çıktığında yayınlanacak. Türkiye Cumhuriyeti de bu kadar sene maalesef kaybettirdi. Önümüzdeki yıl kriz olmasaydı şu söylenecekti. Sizin tesisatçınınız, elektrikçiniz, klimacınız, kaynakçınız aklınıza ne gelirse sertifikası olmadan maalesef o sektörde çalışamayacak arkadaşlar. Bizim kendi
yetkililerimizde Yıldız hanımda biliyorlar. Buna yönelik Milli Eğitim Bakanlığı
üniversiteler korkunç bir hızla çalışmamıza rağmen bu açığı kapatmamız
mümkün değil. Bu kadar sene bize ara elemanı yetiştirtmediler. Sanat okulu diyince aklımıza sadece metal makine gelmesin. Sanat okulu kız meslek
liselerinden tutun her bölüm sağlık meslek yüksek okullarında her bölüm sadece makine metal değil bu. Bu ara elamanlar yok. Yoksa nereden yetiştireceksin. Lise mezununa pense verip kaynak yaptıramazsınız, lise mezununa elektrik bağlatamazsınız ne kadar verirseniz verin. Bunun ölçülebilir
tarafı var, ölçülmüş tarafı da var inşallah yayınlayacaklardır bir zaman gelir.
Bu karar ne amaçla alınmış olursa olsun Türkiye’ye kazandırılmış bir karardır ne kadar geç kalınmış olursa olsun. sorunuz için teşekkür ederim tekrar.
Ben yetişmiş eleman konusunda bir şey söyleyeyim. Çalıştığımız arkadaşlar mühendis arkadaşlar. Siz elemanınıza eğitim vermezseniz, elemanınıza
yeterince ve zamanında maaşını ödemezseniz, sigortasını aldığı maaş üzerinden yapmaz iseniz, siz insanımızın size çalışana size kazandırana ben
kazanmıyorum ki kazanmıyorsan iş yapma arkadaşım ben kazanıyorsam
çalıştırayım işin özü eğer biz bizimle birlikte olanla ekmeğimizi bölüp paylaşmadığımız sürece çalışanımız bizi zamanı geldiğinde bir kuruşa satar.
131
132
ÇALIŞMA OTURUMU -2
Başkan : Prof. Dr. Erhan AKIN
Fırat Üniversitesi Üniversite-Sanayi İş Birliği
Merkezi Müdürü
3.Tebliğ : Elazığ İlinin Sağlık ve Eğitim Ekonomisi;
Gelişme Beklentileri
Sunan
: Dr. Öner KABASAKAL
T. Odalar Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı
Genel Müdürü
4.Tebliğ : Tarım Sektörünün Elazığ Ekonomisinde Yeri ve
Gelişme İmkânları
Sunan
: Doç. Dr. Kenan PEKER
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Öğretim Üyesi
5.Tebliğ : Elazığ Ekonomisinde Turizm Sektörünün
Yeri ve Geliştirilme İmkânlarının
Değerlendirilmesi
Sunan
: Doç. Dr. Nazmi KOZAK
Anadolu Üniversitesi Turizm ve
Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu
Öğretim Üyesi
133
134
BAŞKAN: PROF. DR. ERHAN AKIN
Saygıdeğer protokol üyeleri, çok değerli katılımcılar; çalışma oturumu
2’de çok değerli konuşmacılarımızın var. Spektrum da geniş, bu spektrumu
toparlayıp değerlendirmek için de zamanımız daraldı. Onun için bir an önce
konuşmalara başlamak istiyoruz. İlk konuşmacımız Dr. Öner Kabasakal
Bey. Buyurun efendim.
135
136
ELAZIĞ İLİNİN SAĞLIK VE EĞİTİM EKONOMİSİ;
GELİŞME BEKLENTİLERİ
Dr. Öner KABASAKAL
T. Odalar Borsalar Eğitim ve Kültür Vakfı
Genel Müdürü
137
138
ELAZIĞ İLİNİN SAĞLIK VE EĞİTİM EKONOMİSİ;
GELİŞME BEKLENTİLERİ
I. Elazığ’ın Bölgede Bir Sosyal Ekonomi Yaratabilme Potansiyeli
1. İlin Tarihsel Geçmişi ve Gelişmeye Uygun Geleneği
Elazığ ve onun tarihteki yerleşim yeri olan Harput tarihinin sosyo-kültürel ve ekonomi tarihi incelendiğinde ilin tarihsel müktesebatının eğitim ve
sağlık başta olmak üzere sosyal ekonomi için uygun bir zemin sunduğunu
göstermektedir.
Osmanlı öncesinde bir Türk şehri olarak Harput, bütün bölgenin eğitim
ve sağlık merkezidir. Harput Sancağı Akkoyunlular’dan Osmanlılara geçerken 10 medrese ve 81 kütüphaneye sahiptir. Harput bu özelliğini Osmanlı
döneminde de devam etmiştir. Bir Cumhuriyet şehri olarak Elazığ ve hinterlandının Osmanlı’dan aldığı mirası görmek üzere 19. ve 20. yüzyıl eğitim
verilerine daha yakından bakmak faydalı görülmektedir.
Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğü’nün tespitlerine göre1 19. yüzyılın son yılları ile 20. yüzyılın ilk yıllarında Harput ve bağlı yerleşim yerlerinde 28 medresenin olduğu tesbit edilmiştir. Aynı dönemde 37 iptidai, 9 rüştüye, 1 askeri rüştüye, 1 idadi okulu faaliyet göstermiştir. 1903 yılında açılan Darülmuallinin Mektebi (Öğretmen Okulu), 1915’de açılan Darülhalife Medresesi,
1921’de faaliyete geçen Nafia Fen Mekteb-i Alisi (Bayındırlık Fen Yüksek
Okulu), 1904’de Gedikli (Astsubay) ve 1909’da açılan Darülharir Mektebi
Elazığ ve yöresinin eğitim tarihinin zengin örnekleri arasındadır.
Elazığ eğitim tarihinin kaydedilmesi gereken diğer kurumlar arasında
azınlık okulları oldukça önemlidir. Elazığ ve yöresinin hoşgörüsünün Batılılaşma ve şehirleşme sürecinin sembolleri olan azınlık okulları, Meşrutiyet’in
ilanından sonra göstermiştir. 20. yüzyılın ilk on yılı tamamlandığında 6 adet
azınlık okulu Harput Şehir merkezinde faaliyet göstermektedir. Bunlardan
1
Elazığ İl Milli Eğitim Müdürlüğü WEB sayfası, elazıg.meb.gov.tr/elazıg-egitim-tarih.php
139
Amerikan Koleji, Fransız Koleji, Alman Mektebi’nin Harput’un mirasçısı olan
Elazığ ve yöresinin entellektüel birikimine önemli katkılar sağladığı bilinmektedir.
Görüldüğü gibi Elazığ ve yöresi her dereceli eğitim kurumlarına sahip
geçmişi ve bunun geliştirdiği gelenekleriyle günümüzde bir sosyal ekonomi
yaratmaya uygun bir tarihsel zemin sergilemektedir.
2. Elazığ ve Hinterlandının Demografik ve Sosyal Yapısı
Elazığ ve hinterlandını teşkil eden iller bir eğitim ve sağlık ekonomisi yaratmak için yeterli bir nüfus büyüklüğü ve demografik yapı sağlamaktadır.
Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Muş’un toplam nüfusu 1.4 milyon kişidir. Esasen Elazığ, Diyarbakır ve Malatya’nın kırsal nüfusu için de bir cazibe merkezidir. Bu nüfusun yerel bir sosyal merkez oluşturmaya yeterli bir büyüklüğü gösterdiğini kaydetmek mümkündür.
Elazığ ve istatistiksel alt düzeyinin şehirleşme düzeyi % 5.5’dir. Bu oran
% 70.5 olan Türkiye ortalamasının altında olmakla beraber şehirleşme hızı
bakımından Elazığ ve çevre iller Türkiye ortalamasının üzerinde değerler
kaydetmektedir. Elazığ ilinin verileri ise gerek istatistiksel alt düzeyi, gerekse hinterlandının çok üzerinde şehirleşme verileri sunmaktadır. Elazığ’da
toplam 547.600 nüfusun % 70’i şehirlerde yaşarken, şehirli nüfusun % 84’ü,
toplam nüfusun % 56’sı Elazığ kent merkezinde yaşamaktadır. Elazığ’ın
son 30 yılın şehirleşme hızını karşılaştırmak ilin hızlı şehirleşmesini göstermesi bakımından olumlu veriler sunmaktadır. 1980 yılında toplam il nüfusunun % 42.4’ü şehirlerde yaşarken, bu oran 1990’da % 54,7’ye 2000 yılında
% 64’e ve nihayet 2009 yılında % 70’e yükselmiş bulunmaktadır. Şehirleşme oranı bakımından Elazığ, Doğu Anadolu ortalamasının çok üzerinde verilere sahiptir. Şehirleşme oranı bakımından Türkiye’nin 15. ilidir. Bu verilerden hareketle üst düzey eğitim, bilgi ve sağlık talebi yaratan şehirli nüfus
bakımından Elazığ, bir sosyal ekonomi yaratmaya aday gözükmektedir.
Elazığ yüksek şehirleşme oranı yeni bir gelişme değildir. 19. ve 20. yüzyılın verileri göz önüne alındığında tarihi Harput şehrinin önemli bir nüfus
barındırdığı ve bugün Elazığ’da halen güçlü olarak varlığını gördüğümüz
kentsel kurumlar, sosyal davranışlar ve boş zaman değerlendirme etkinliklerinin geçmiş yüzyıllardan beslendiği anlaşılmaktadır.
Elazığ, çevre illerden göç almakla beraber özellikle son yıllarda net göç
veren bir il konumundadır. 2000 yılı verilerine göre Elazığ’ın toplam nüfusunun % 83’ü bu ilde doğan kişilerden oluşurken % 17’si göç ile gelen kişilerdir. İlin göç aldığı kişilerin doğum yerleri incelendiğinde Elazığ’ın çevre iller
arasında bir cazibe merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Elazığ’ın bölgedeki cazibesini gösteren bir diğer veri de yaş grupları itibariyle aldığı göçtür. Ela140
zığ’a göç eden nüfus içinde en yüksek oran %30.2 ile 20-24 yaş grubu, %
16.8 ile 25-29 yaş grubudur2. Anlaşılacağı üzere Elazığ, önemli oranda eğitim ve istihdam gibi merkez özelliği sebebiyle göç almaktadır ki bu oran
%22.2’ye ulaşmaktadır.
Elazığ, yüksek sosyal verileri sebebiyle sosyo-ekonomik gelişmişlik göstergeleri bakımından daha olumlu bir kuruma sahiptir.
3. Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Seviyesi
Eğitim ve sağlık ekonomisi yaratma stratejisinin zemini olarak Elazığ’ın
sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, projenin feasıbıl olabileceğine dair veriler sergilemektedir.
Tablo: GSYH’nin ve stihdamın Yapısı (2000)
GSYH
Toplam stihdam
Ekonomik Faaliyet
çindeki Pay(%)
çindeki Pay(%)
Tarım
17.0
58.6
Sanayi
28.7
6.0
Hizmetler
54.3
35.4
Kaynak: Elazı l Planlama Müdürlüü
Ekonomik faaliyete göre GSYİH’nın yapısı Elazığ’da oransal olarak oldukça uygun bir yapı olduğunu göstermektedir. Ancak aynı Tablo, tarım sektöründeki verimsizliği de işaret etmektedir. Bu verimsizlik, nüfusun %58.6’sının tarımda istihdama yol açmış ve ilin istihdam yapısını bozmuştur. İl planlama Müdürlüğü’nün analizlerine göre3; tarım sektöründeki yüksek istihdam,
aslında istikrarlı bir azalışla bu düzeye ulaşmış ve oldukça olumlu bir eğilimi
sergilemektedir. Nitekim ilde toplam istihdamın 1980 yılında %66.3’ü, 1990
yılında %63.4’ü ve 2000 yılında %58.6’sı tarım işiyle iştigal etmektedir.
Tarım sektöründe gözlemlenen düşüş, 1980-2000 döneminde sanayiye
yönlenmemiş, hizmetler sektörünü geliştirmiş. Aksine 1980 yılında %8.3
olan sanayide istihdam, 1990’da %6.9’a, 2000’de ise %6’ya düşmüş bulunmaktadır. Düşüş sadece oransal olarak değil, aynı zamanda reel olarak da
gerçeklemiştir. Bu verilerden hareketle Elazığ’ın sanayileşme yolunda yeterince gelişme gösteremediğini kaydetmek mümkündür. Aynı sonuca ilde faaliyet gösteren imalat sanayi iletmelerinin sayı ve işletme büyüklüğü itibariyle yetersiz olduğu verisi yoluyla ulamak mümkündür. TÜİK’in yaptığı değerlendirmeye göre4; Elazığ’da çeşitli büyüklüklerde sadece 247 sanayi tesisi bulunmaktadır.
2
3
4
Elazığ Valiliği İl Planlama Müdürlüğü’nün Yayınlanmamış Verileri
Elazığ Valiliği İl Planlama Müdürlüğü’nün yayınlanmamış verileri
TÜİK, Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı, 2002, ss.13-21
141
Cumhuriyet Dönemi boyunca Kamu İktisadi Kuruluşları’nın yoğun yatırım ve istihdam imkânına kavuşan Elazığ’ın özelleştirme politikaları ve ülkede genel olarak özel sektör yatırımlarının artışı karşısında yeni şartlara
adapte olamadığı, hızlı bir müteşebbislik kültürü geliştiremediği idari ve mali yatırım teşviklerinden yeterince faydalanamadığı anlaşılmaktadır.
Farklı oranlarda ağırlıklandırılmış çok sayıda sosyal (demografik, istihdam, eğitim, sağlık, altyapı ve refah göstergeleri) ve iktisadi (sanayi, inşaat,
tarım, mali göstergeleri) değişkenin kullanıldığı DPT araştırmasının bulgularına göre5; 81 il arasında 36. gelişmiş ilidir. Bu sıralamasıyla Elazığ, toplam 23 ilden oluşan Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinin Gaziantep’ten sonra
en gelişmiş ilidir. Malatya 41, Tunceli 52, Erzincan 58, Erzurum 60, Diyarbakır 63. sırada yer almaktadır. Bu verilerle Elazığ ili 3. derece gelişmiş iller arasındadır.
Elazığ’ın bu olumlu göstergeleri hakkında iki yorum yapmak mümkündür:Birincisi bu göreceli olumluluk Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri
mukayesesinden çıkmaktadır.İkincisi ise olumluluğun Elazığ’ın göreceli
yüksek sosyal göstergelerinden kaynaklandığıdır.
Nitekim Elazığ’ın sosyo-ekonomik verilerinin yakından incelenmesi, bulunduğu coğrafik bölgeye göre oldukça olumlu göstergelere sahip olduğunu
göstermektedir. İmalat sanayi gelişmişlik sıralamasına göre Elazığ, Malatya’dan sonra Doğu’nun en gelişmiş ilidir. Nüfus yoğunluğu, sanayi ve hizmetlerde istihdam, organize sanayi bölgelerinde parsel sayısı, mali göstergeler, dış ticaret, altyapı göstergeleri bakımından ise Doğu ve Güneydoğu’nun en uygun göstergelerine sahiptir.Aşağıda değerlendirildiği gibi başta sağlık olmak üzere sosyal göstergeleri elazığ’a göreceli üstünlük sağlarkensosyal ekonomi yaratma projesi için ortam ve enerji sağlamaktadır.
Bir sosyal ekonomi yaratma projesinin merkezi olabilecek olan Elazığ
merkez ilçesinin göstergeleri daha olumlu veriler sergilemektedir. Toplam
872 ilçe arasında Elazığ merkez ilçesinin gelişmişlik sıralaması 71’dir. Bu
sıralamayla Elazığ merkez ilçesi, bütün Doğu ve Güneydoğu’nun Gaziantep, Malatya, Erzurum ve Diyarbakır merkez ilçelerinden sonra 5. gelişmiş
merkezidir6.
4. Uygun Eğitim ve Sağlık Altyapısı
Elazığ, eğitim ve sağlık göstergeleri bakımından Doğu ve Güneydoğu
5
6
DPT, İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması
(2003), DPT Yayın No:2671, Ankara, 2003, ss.57-116 ve DPT, İllerin Performansları, dpt.gov.tr/bgyu/P9/dogu/elazigPER
DPT, İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, DPT Yayını,
Ankara 2004, ss.85-71 ve ss.173
142
bölgelerinin en uygun göstergelerine sahiptir7. Bazı eğitim göstergeleri itibariyle Türkiye ortalamasına ulaşan Elazığ, liselerde okullaşma oranı bakımından ise Türkiye’de 5.sıradadır.
Elazığ, bütün kademelerde okullaşma, ilk ve orta öğretimde öğretmen
başına öğrenci, yükseköğretime geçiş, toplam nüfus içinde lise ve yüksek
öğretim görmüş olma gibi eğitim göstergeleri bakımından Doğu ve Güneydoğu bölgeleri içinde en iyi durumdadır.
Elazığ bölgenin en eski yükseköğretim kurumuna ve geleneğine sahip
ilidir. 1967 yılında kurulan Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, sadece bölgenin değil Anadolu’nun en eski teknik yükseköğretim kurumlarından birisidir.
Fırat Üniversitesi Türkiye’nin 3.kuşak eski üniversitelerinden birisidir.
1975 yılında kurulan Fırat Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi’nden sonra ve
İnönü ve Dicle Üniversiteleriyle beraber Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin en eski üniversitelerindendir. Fırat Üniversitesi’nin sağladığı bir diğer avantaj da üniversitelerin yeterlilik ve rekebet kriterleri bakımından sahip olduğu akademik başarıdır.
Fırat Üniversitesi Bingöl, Tunceli ve Muş Alparslan Üniversitelerinin kurucusu olmakla da bölge yükseköğretiminin lider yükseköğretim kurumu olma niteliğindedir.
Elazığ, sağlık göstergeleri bakımından yüksek bir gelişme potansiyeli ve
sağlık sektörünü ekonomik bir kıymet haline getirme imkânına sahiptir.
Devlet Planlama Teşkilatı’nın çok sayıda sağlık göstergesinin kullanılmasıyla elde edilen sağlık sektörü gelişmişlik sıralaması bakımından Elazığ, Türkiye’nin gelişmiş 8. ilidir. 81 il arasında onbin kişiye düşen hastane
yatağı sayısı bakımından ise 4. sırada yer almaktadır8.
II. Bir Eğitim ve Sağlık Ekonomisi Yaratma Stratejisi
Sosyal yatırımların çıktılarının kısa vadede ölçülemezliği veya bazı varsayımlara dayandırılarak ölçülebildiği bilinmektedir.Sosyal yatırımların sosyal fayda olarak adlandırılan birçok çıktısının ise bütün alanlara sirayet edebilme özellikte olduğu bir veridir. Bu sebeple eğitim ve sağlık ekonomileri
yaratmak üzere geliştirilecek politikalardan ve yapılacak yatırımlardan bir
imalat sanayi yatırım gibi kısa vadede çıktı elde etmek mümkün değildir.
Doşayısıyla sosyal yatırımların birer ekonomik değer haline dönmesini kısa,orta ve uzun vadeli stratejilere dayandırmak zorunludur.
7
8
DPT, İllerin (op.cit) ss. 121-132
DPT, İbid.İdem
143
Elazığ’da bölge, ülke ve uluslararası ölçekte birer eğitim ve sağlık ekonomisi yaratılırken atılması gereken önemli adımlar bulunmaktadır. Bunların başında ilim bölge, ülke ve uluslararası düzeyde ulaşım, haberleşme altyapısının geliştirilmesidir. Elazığ Havaalanı’nın genişletilmesi ve Havalimanı statüsüne getirilmesi gayretleri bu açıdan önemli bulunmaktadır. Elazığ’ın
diğer ulaşım ve haberleşme altyapılarının yeterli düzeyde olduğu bilinmektedir.
Bu durumda Elazığ’da öncelikli olarak geliştirilmesi gereken alanlar; eğitim ve sağlık sektörlerinin bilgi, beşeri ve fiziki alt yapılarıdır.
1. Eğitim Ekonomisi Yaratmak
Eğitimin ekonomik bir kıymet olabilmesi bir yüksek öğretim ve araştırma
altyapısına bağlıdır. Bir başka ifadeyle Elazığ’ın eğitimden ekonomik getiriler elde etmesi için bir eğitim ve araştırma ortamı olan yüksek öğretim altyapısının ileri düzeylere ulaştırması gerekli gözükmektedir. Ancak üniversitenin veya üniversitelerin eğitim ve araştırma seviyesi bakımından rekabetçi bir yapıya kavuşması ve bilgiyi know-how ‘a onu da teknolojiye dönüştürebilecek bir seviyeye ulaşmasıyla bir eğitim ekonomisi geliştirilebilecektir.
Bu konuda kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejinin ve buna dayalı politika ve projelerin geliştirilmesi gereklidir. Geliştirilmesi gereken politikalar ile
atılması gereken adımlar cümlesinden olmak üzere aşağıdaki hususların sıralanması mümkündür;
•
Elazığ’ın araştırma-geliştirme vadisi ilan edilip özel olarak teşvik edilmesi,
•
Fırat Üniversitesi’nin geliştirilmesi,
•
•
Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin Geliştirilmesi
•
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin Kurulması
•
Teknopark’ın geliştirilmesi
•
Araştırma merkezleri ve laboratuarların kurulması
•
Uygulamalı araştırmaların teşvik edilmesi
Araştırma ve teknoloji geliştirmeye yönelmiş bir devlet ihtisas üniversitesinin kurulması
•
Nanoteknolojik Araştırma laboratuarlarının kurulması
•
Araştırma kampüsü kurulması
- Laboratuarlar
- Kuluçka merkezi
144
- Uygulamalı alanlar
- Pilot üretim tesisleri
- Konukevleri
- Yurtlar
- Alışveriş merkezleri
•
•
İnovasyon merkezi kurulması
Ulusal desteklerle bilgi, teknolojik bilgi, patent, buluş gibi bilgi ekonomisi ürünlerinin tanıtım ve pazarlaması biriminin kurulması
2. Sağlık Ekonomisi Yaratmak
Sağlık hizmetleri arzının nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesiyle oluşturulabilecek olan bir sağlık ekonomisi, bir başka ifadeyle sağlığa sosyal ve
temel insanlık hakkı dışında ekonomik anlamlar kazandırma işi son yıllarda
ülkemiz ve Elazığ için bir hedef olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.
Bu gelişme Türkiye’nin nitelikli sağlık hizmetlerini batılı ülkelere oranla
daha düşük düzeyde fiyatlandırabilmesinin tabii bir sonucu olarak ortaya
çıkmıştır. Bu konuda güvenilir istatistikî bilgi bulunmamakla beraber; Türkiye’nin kısmi bir ekonomik getiri elde ettiği, ancak daha yüksek bir gelişme
potansiyeli taşıdığı gözlemlenmektedir. Göreceli olarak başta sağlık hizmetleri olmak üzere uygun sosyal altyapıya sahip olan Elazığ’da akademisyenler ve yerel yöneticiler sanayileşmeye alternatif veya onun yanında bir sağlık ekonomisi yaratabileceklerini kaydetmektedir. Böylece Cumhuriyetimizin
100. yılında sağlık sektöründe açılım, Elazığ için bir hedef olarak belirlenmiş bulunmaktadır9.
Sağlığın uluslararası ekonomik bir faaliyet olarak geliştiği günümüzde,
Elazığ’da bir sağlık ekonomisi yaratabilmek çok yönlü ve uzun vadeli bir
strateji ve gayret gerektirdiği kuşkusuzdur.
Sadece fiziksel altyapının (hastane, teknoloji) veya sadece nitelikli insangücünün (hekimlerin yurt içi ve dışında eğitilmesi) hazırlanması projenin
başarısı için yeterli görülmemektedir. Fiziki ve beşeri ihtiyaçların beraber ve
entegre olarak karşılanması yanında uluslararası Pazar şartlarının değerlendirilip senaryolar doğrultusunda geliştirilmesi beklenmektedir.
Önce bölge için yaratılması hedeflenen altyapının10 orta ve uzun vadede bir sağlık ekonomisi yaratma politikasının temeli olacağı değerlendirilmektedir.
9
www.elazıgbulusuyor.org/Strateji/VizyonuKitabı.pdf, (Sağlık Sektörü, ss.39)
10 www.elazıgbulusuyor.org/Strateji/VizyonuKitabı.pdf
145
•
Bingöl, Muş, Tunceli, Diyarbakır ve Malatya illerinin sekonder ve tersiyer tedavi edici hizmetleri,
•
Radyoterapi, organ nakli, tüp bebek, yanık merkezi gibi özel hizmetlerin geliştirilmesi,
•
Hasta yakınları için konaklama ve yeme-içme tesislerinin kurulup, bir
ekonomik sektör haline getirilmesi,
•
Yaşlılar köyü kurulması
Bu temel altyapının üzerine inşa edilmesi gereken ileri araştırma ve uygulama alanlarını yaratabilmek için tıpkı inovatif bir eğitim ve araştırma ortamı yaratmak için uygulanması önerilen teşvik uygulamasının sağlık sektörünü de kapsaması gerekli görülmektedir.
Bir “sağlık köyü”nün kuruluşunu öngören bu projeye göre;
•
•
•
Kısa vadede ulaşılacak hedefler ve devamlılık gösterecek adımlar;
•
Teşvik mevzuatının hazırlanması
•
Fiziki altyapının hazırlanması
•
Yurtiçi ve yurtdışında üstün nitelikli insangücünün yetiştirilmesi
•
Teknoloji transferinin yapılması
•
Tanıtım faaliyetlerine başlanması
Orta vadede ulaşılacak hedefler ve devamlılık gösterecek adımlar,
•
“Sağlık Köyü”nün hizmete açılması ve akreditasyonu
•
Sağlık Politikaları merkezinin ihdası
•
Sürekli Tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi
•
Sağlık araştırmaları ve teknoloji geliştirme merkezinin kurulması
Uzun vadede ulaşılacak hedeflerve devamlılık gösterecek adımlar,
•
Sağlık sektörü nanoteknolojik araştırma ve geliştirme faaliyetleri
•
Buluş, patent, inovasyon düzeyinde çalışmalar
3. Elazığ’da Eğitim ve Sağlık Ekonomisi Yaratmanın Finansmanı
Elazığ’da ulusal ve uluslararası düzeyde bir eğitim ve sağlık ekonomisi
yaratma önerisi karma bir finansman modeli ile mümkün görülmektedir. Bu
çerçevede kamu, kamu eliyle teşvik edilen özel sektör uluslararası kredi ve
bağışlar bir bütün olarak değerlendirilmektedir.
Kamu; fiziki ve beşeri altyapı ihtiyaçlarını yönetip finanse ederken, aynı
146
zamanda idari ve mali teşviklerle de projeye katkıda bulunabilecektir. Uluslararası finansman kuruluşları kamu ve özel sektöre kredi ve bağış yoluyla
projeye katkıda bulunabilecektir.
Yabancı ortaklıklar, bir diğer yapı ve finansman yolu olarak değerlendirilmektedir.
III. Sonuç ve Değerlendirme
Bölgesel kalkınma çabalarının genellikle sanayileşme politikalarına dayandırılması yaygın bir anlayış ve tercih olmakla beraber sosyal ekonominin orta ve uzun vadede ekonomik kalkınma için en uygun politikalar olduğu bilinmektedir. Eğitimin ekonomik kalkınmaya olan etkisini anlatan “Beşeri Sermaye” teorisine dayalı olarak yapılan ampirik çalışmalar; eğitimin ülke,
bölge ve kurumsal gelişme üzerindeki yüksek ve kalıcı etkisini göstermektedir.
Elazığ’ın bölge ve ülke düzeyinde farklılaşarak kalkınma adına uygulayabileceği politikalardan birisi de ilde bir sosyal ekonomi yaratmaktadır. Bu
yolla Elazığ, hem ilin sosyal kalkınmasını gerçekleştirirken temel insani haklardan olan eğitim ve sağlık hakkını yerine getirecek, hem de ekonomik kalkınma için en uygun zemini hazırlamış olacaktır. Esasen iktisadi ve sosyal
gelişmenin bir bütün olarak, bir strateji altında ele alınmasıyla sağlıklı bir
sosyo-ekonomik gelişmenin gerçekleşebilmesi mümkündür. Aksi takdirde
iktisadi gelişmeye ayak uyduramayan bir sosyal gelişme, ekonomik kalkınma önünde engel oluştururken sosyal değişmenin yönünü de olumsuz olarak etkileyebilecektir.
Bu noktada önemli olan husus Elazığ’ın eğitim ve sağlık sektörlerinde
ulusal ve uluslararası düzeyde rekabetçi ortam ve kurumlara kavuşup kavuşamayacağıdır.Yapılan analizler Elazığ’ın bölgede bu ortam için en uygun il
olduğunu sergilemektedir.Aynı şekilde Elazığ’ın bazı sınırlılıklarla beraber
ülke düzeyinde de bir sosyal ekonomi ortamı yaratılabilecek iller arasında
olabileceği anlaşılmaktadır.Özellikle sosyal göstergelerindeki göreceli uygunluk bu konuda yerel yöneticilere ve bölgesel kalkınma stratejilerini hazırlayan makamlara ümit verebilecek düzeydedir.
Elazığ’da eğitim ve sağlık sektörlerini birer ekonomik alan haline getirmenin ancak uzun vadeli bir stratejiye dayanan bir plan ve bu plana uygun
olarak hazırlanmış politika ve projelerle mümkün olabileceği bazı ulusal ve
uluslararası tecrübelerden anlaşılmaktadır.
147
BAŞKAN: PROF. DR. ERHAN AKIN
Dr. Öner Kabasakal’a teşekkür ediyoruz. Esasında bizim bu çalışma oturumumuzun spektrumun genişliğinden bahsettik Öner beyin sunumuyla beraber esasında şöyle bir soru da karşımıza çıkıyor. Elazığ’ın hedefi ne? Elazığ’ın ekonomik kalkınmasını konuşuyoruz ama esasında Elazığ’ı nereye
götürmek istiyoruz sorusunu baştan sormamız gerekiyordu. Birinci ağızdan
Öner beyi dinledikten sonra ben onun konuşmalarını tekrar etmeyeceğim
ama Öner beyin söylediği bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Birincisi
Elazığ’ın teknolojik olarak gelişmesi konusunda sabahtan beri birkaç kez
vurgulandı. Bizim bir teknoloji geliştirme bölgemiz var. Bu, Doğu Anadolu’nun faal olan ilk teknolojik geliştirme bölgesi. Bugün aramızda Prof. Dr.
Adem Şahin bey var, eski Sanayi Bakanlığı Müsteşarı, ilgili kanunu hazırlayanlardan kişilerden bir tanesi. Doğrusu konuyu çok iyi biliyor. 36 tane teknoloji geliştirme bölgesi var Türkiye’de, faal olan 21. si Elazığ’da ve biz şu
anda talep karşılayamaz durumdayız. Üniversitenin içindeki öğretim üyelerinin hiç öngörülmedik şekilde sanayicilerle il içinden ve il dışından, sanayi
ile olan ilişkilerinden dolayı talepleri var. Bunlar bir zaman sonra Elazığ’ın
ekonomisine etkilerini göstermeye başlayacak. Şimdi Elazığ’da belki hiç
beklenmeyen bir şey Teknoloji Transfer Ofisi’ni kurmak için Avrupa Birliği
Projesi çerçevesinde bir proje hazırlığımız var. Bir konunun daha altını çizmek istiyorum. Hem Elazığ Ticaret Odası, hem Fırat Üniversitesi inovasyon
konusunu son bir yıldır işliyorlar. Farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bu da
bir zaman sonra belki uzun vadede ama meyvelerini verecek hususlardan
bir tanesidir.
Doğu Anadolu Bölgesindeki bir üniversite için, beklenmeyen gelişmeler
ve toplum tarafından birinci elden anlaşılmıyor bunlar. Bunlar, ciddi alt yapı
çalışmaları ve bizim elimizi çok güçlendiriyor. Elazığ’ın kalkınması için Elazığ’ın nüfusuna baktığınız zaman doktoralı insan sayısını bir bakarsanız
üniversitede 300 kişiden 1 kişi doktora alıyor. Akademik doktora yapmış insan var Elazığ’da. İşte sağlık alanındaki rakamları gördük, eğitim alanındaki, araştırmacı potansiyelimiz çok yüksek fakat bir sıkıntı var., o Türkiye’nin
de sıkıntısı Elazığ’a da yansıyan bir sıkıntı. Örneğin İsveç’te doktoralıların
%80’i sanayide çalışıyor, %20’si akademik ortamda üniversitede çalışıyor.
Yani bu oranların bir şekilde bizde de değişiyor olması lazım. Bu insanların
kendi yeteneklerine becerilerine uygun iş buluyor olması lazım esasında
potansiyel var gözümüzün önünde görmemiz gerekir, bunları ortaya çıkartmamız lazım Elazığ’ın sosyo-kültürel anlamda değişmesinin esasında çekirdekleri atılmış.yani bunu belki fark etmiyoruz. Ben bunları eklemek istedim.
148
TARIM SEKTÖRÜNÜN
ELAZIĞ EKONOMİSİNDE YERİ VE GELİŞME
İMKÂNLARI
Doç. Dr. Kenan PEKER
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
kenanpeker@selcuk.edu.tr
149
150
1. Giriş
Tarım sektörü gıda maddeleri ihtiyacının karşılandığı, milyonlarca insanın geçimini sağladığı ve istihdam imkanı bulduğu, tarımsal sanayiye hammadde sağlayan ve sanayi mallarına talep oluşturan önemli bir sektördür.
Bir ülkenin gelişmişliği ile birlikte tarım sektörünün ekonomideki yeri oran
olarak azalmakla birlikte, tarımsal üretimin miktarı azalmamaktadır. Aynı şekilde kalkınma aşamaları göçebe, tarım, tarımsal sanayi, sanayi ve bilgi toplumları şeklinde sınıflandırılırken, asla tarımsal üretimsiz bir toplum tasavvur edilmemektedir. Tarımın önemi fizyokratlar tarafından şu sözlerle açıklanmaktadır; “Zenginliğin babası emek, anası topraktır” W. Petty. “Tarımı
sev ve ona saygı göster, o büyüktür, anne kucağıdır, o devletin kılcal damarıdır” Mirabeau. “Tarım bütün sahaların başında gelenidir, onsuz hiçbir tüccar, hiçbir yazar ve hiçbir filozof olamaz, tarım dünyanın tek ve gerçek zenginliğidir” Friedrich. Bu kadar önemli olan tarım sektöründe, üretim doğal
şartlara bağlı gerçekleştiği için doğal risk yüksek, çalışma koşulları ağır, sermaye devir hızı ve kar marjı düşüktür. Bu nedenledir ki tüm dünyada tarım
her zaman desteklenmesi gereken bir sektör olarak belirtilmektedir. Tarımın
desteklenmesi dolaylı yollarla yapılmaya çalışılmakta, bunda başarılı olunmadığı durumlarda direk müdahalelere başvurulmaktadır. Desteklemelerin
veya daha geniş anlamda tarımsal müdahalelerin hedefi ise tarımsal üretimde sürdürülebilirliği temin etmek olmaktadır. Sürdürülebilirliğin ekonomik
bileşeni kar olup bu çerçevede düşünüldüğünde tarımda en önemli sorun
“üretim maliyetlerinin yüksek” “çiftçi eline geçen ürün bedellerinin düşük” olmasıdır. İyi belirlenmiş maliyet azaltıcı düzenlemeler ve pazarlama marjının
düzenlenmesi tarımın ekonomik sorunlarını büyük ölçüde çözmektedir.
Tarımda maliyetlerin yüksek ve çiftçi eline geçen ürün bedellerinin düşüklüğü kısır döngüsü gelişmiş ülkelerde “tarımsal ürünlerin katma değeri
yüksek ürünlere işlenmesi ve atıkların geri kazanılması ile tarımsal girdiler
üretilerek maliyetlerin düşürülmesi” şeklinde aşılmıştır. Türkiye’de maalesef
bu kırılma noktası bir türlü başarılamamaktadır. Bunun temel nedeni düzenlemesi uzun zaman gerektiren tarımsal yapıdan (teknik, ekonomik, sosyal)
kaynaklanmaktadır. Şöyle ki, tarım işletmelerinde ve kurumsallaşmamış tarımsal organizasyonlarda işletmeciliğin üretim ve pazarlama temel fonksiyonlarının dışındaki diğer fonksiyonları (muhasebe finansman, insan kaynakları halkla ilişkiler, Araştırma Geliştirme, Yönetim) gerçekleştirilmemek151
tedir. Tarım politikalarında ise pazar için üretimin çekiciliği, ihracatın ön plana çıkarılması, yenilik, teknolojik yayılma, yenilikçi çevre, bilgiye dayalı kalkınma anlayışı, beşeri sermayenin ön plana çıkması, yerel kültür, ilişkisel
sermaye, kolektif öğrenme, karşılıklı bağımlılık ve internet gibi unsurlar uygulanamamaktadır. Mevcut politikalarda bölgesel eşitlik, ulusal ekonomik
büyüme, yatırımların az gelişmiş bölgelere yönlendirilmesi, altyapının geliştirilmesi amaçlanırken, bölgesel rekabet gücünün geliştirilmesi, bölgesel
ekonomilerin kapasitelerinin arttırılması ve içsel büyüme dinamiklerinin desteklenmesi için çabalar çok yenidir. Politika araçları ise kamu finansman
desteği, ağırlıklı olarak kamu kaynaklarına bağımlılık, bürokratik düzenlemeler şeklinde gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de yeni bazı düzenlemelerle
tarım sektörüne kamu finansman desteği yanında, koşullara bağlı örgütlenme, gönüllü ve koşullu bilgilendirme, kamunun danışma hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Tüm bu süreçte ulaşılmak istenen ulusal
politikaların ön plana çıktığı ortam yerine, ulusal politikalar ile bölgesel ve
yerel politikaların işbirliğinin ağırlık kazanmasıdır. Yerel uygulamacı kurum
ve kuruluşların (kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri) işbirliği içerisinde çalışarak bürokrasi yerine İşletme Yönetimi mantığından yola çıkarak faaliyet göstermeleri amaçlanmaktadır. Böyle bir işbirliği
yapılanmasında piyasa koşulları ve iletişim ağları gelişmenin lokomotifi olmaktadır.
Bu çalışmanın amacı, yukarıda belirtilen genel çerçeveden yola çıkarak,
Elazığ ili ekonomisinde tarımın önemini ve gelişme imkanlarını ortaya koymaktır. Konu üretim ekonomisinin Input (Kaynak, Girdi) - Output (Ürün, Çıktı) ilişkisi çerçevesinde ele alınmakta, literatüre ve istatistiklere dayalı açıklanmaktadır. Çalışmada Elazığ ilinin tarımsal üretim potansiyeli, ilin mevcut
kaynakları dikkate alınarak, ortaya konulmakta, üretilen tarımsal ürünler ve
tarım sektörünün sorunları belirtildikten sonra, tarımın gelişme imkanları
için kısa sürede uygulanabilecek projeler ile orta vadede uygulanabilecek
program önerileri sunulmaktadır. İnsanın sosyo-ekonomik bir varlık olduğu
ve çevresi ile etkileşimde olduğu gerçeğinden hareketle, tarımın gelişmesi
için önerilerin sosyo-ekonomik ve çevresel bileşenleriyle sürdürülebilir olmasına itina gösterilmektedir.
2. Tarım Sektörünün Elazığ Ekonomisi’ndeki Yeri
Elazığ ilinin Gayri Safi Hasılasında tarımın (çiftçilik-hayvancılık, ormancılık, balıkçılık) payı %17 civarında olup tarım sektörünün gelişme hızı son
on yılın ortalaması %2,2 olarak gerçekleşmiştir. Tarımda en yüksek pay çiftçilik-hayvancılığa aittir.
İl nüfusunun yaklaşık %58’i tarımda istihdam edilmekte, nüfusun 1/3 den
fazlası geçimini tarımdan sağlamakta ve tarım ilin gıda maddeleri ihtiyacını
152
karşıladığı gibi bazı tarımsal ürünler diğer illere ve yurtdışına satılmaktadır.
Elazığ ilinde ziraat ve ziraatın tali faaliyetleri olarak değerlendirilebilecek avcılık, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde istihdam edilen 12 ve daha yukarı yaştaki nüfus %58,21 iken, bu oran fazla değişmemiş ve 2000 yılı için
%58,70 (113635 kişi) olarak gerçekleşmiştir (Elazığ Master Planı, s.32).
İlde üretilen tarımsal ürünler 1944 yılında kurulmuş olan Elazığ Şarap
Fabrikası, 1956 yılında Şeker Fabrikası, 1968 yılında Elazığ Et Kombinası,
1977 yılında Yem Fabrikası, 1971 yılında Ağın Dericilik Sanayi gibi tarımsal
sanayilerde işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüşmektedir.
Bu veriler tarım sektörünün Elazığ ekonomisi’nde önemli olduğunu, hatta Elazığ’ın gelişmişliğin tarım ve tarımsal sanayi aşamalarında olduğunu
göstermektedir. Dolayısıyla denilebilir ki tarımın gelişmesi Elazığ ekonomisinin gelişmesine ivme kazandıracaktır.
Tarımının gelişme imkanları söz konusu olduğunda tarım tarihinden
esinlenmek, gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları ve yörenin mevcut imkanlarını dikkate almak gerekir. Zira, Türkiye’de uzun yıllar tarım teknikleri (aşılama, sulama, budama, vb.), zamanla iklim şartlarından tecrit etmek (sınırlandırmak) amacıyla seracılık üzerinde durulmuş iken, tarımı gelişmiş ülkeler
tarımdan en önemli kaynak olan biyolojik güç (tohumun çimlenme gücü,
hayvanın üreme kabiliyeti) üzerinde yoğunlaşmışlardır. Benzer şekilde İngiltere, Almanya gibi ülkeler Endüstri devrimine önem vermiş, Japonya, ABD
gibi ülkeler Toplam Kalite Yönetimi, Esnek Çalışma, Kümeleme gibi çalışmalarla Beşeri Sermayenin üretimdeki etkinliğini arttırmışlardır. Türkiye’de
ise bazı illerde ağaç yetiştirilmesine önem verilmişken, kereste ile uğraşanlar, mobilya imalatçıları gibi ürüne katma değer kazandıran faaliyetlere
önem veren iller daha hızlı gelişmişlerdir. Meraya dayalı hayvancılık yapanlar olduğu gibi, besicilik, mezbaha, kasap, pastırma gibi katma değeri yüksek ürün üretilmesini düşünenler olmuştur. Bugün ise tarımsal yenilikler
enerji üretilmesi, biyo teknoloji, hassas tarım uygulamaları gibi konularda
yoğunlaşmaktadır. Belirtilen çerçevede çalışmanın bundan sonraki kısmında Elazığ ilinin tarımsal potansiyeli, üretim durumu, ürünlerin katma değeri
yüksek mamul hale getirilmesi, tarımın sorunları irdelenmekte ve ilin yapısal özelliğine uygun gelişme önerileri belirlenmeye çalışılmaktadır. Kabul
görebilecek öneriler için, iyi bir paydaş analizi ve katılımcılık sağlanması ise
uygulamanın başarısını artıracaktır.
3. Elazığ İlinin Tarımsal Potansiyeli ve Mevcut Durum
3.1. Doğal kaynakların durumu
Elazığ’ın üretim faktörleri (doğal kaynaklar, sermaye, emek ve girişimcilik) incelendiğinde yer altı ve yerüstü kaynakları, iklim ve biyolojik güç bakı153
mından zengin bir potansiyele sahip olduğu anlaşılmaktadır. Doğal şartlar
üretimi kısıtlamazken, en önemli kısıt girişimcilik eksikliğidir. Elazığ dağları, akarsuları, gölleri ve iklim özellikleri ile tarımsal üretim için büyük bir
avantaj sağlamakta veya bazı yörelere göre dezavantajları en az olmaktadır. Karga Dağı (1925 m.), Kuşakçı Dağı (1908 m.), Çelemlik Dağı (1724
m), Mastar Dağı (2171 m), Hasan Dağı (2147 m) gibi önemli dağlar yenilenebilir enerji kaynakları için önem arz etmektedir. Kuzova, Hankendi, Uluova, Baskil, Yarımca, Kovancılar ve Karakoçan Ovaları bitkisel üretim için bereket kaynağıdır. Akarsuları; Murat Nehri, Peri Çayı, Karasu, Murat Nehri,
Haringit Çayı, Perçenç ve Hoğu dereleri, Arapkir Çayı, Fırat Nehri, Behramaz deresi, Keydan ve Önşebgen dereleri tarımsal sulamada hayat kaynağı olmaktadır. Keza, Hazar Gölü, Cip Barajı, Keban Barajı ve Kalecik Barajı önemli su kaynaklarıdır. Toplam yerüstü su potansiyeli 22.246,9 hm3/yıl,
yer altı su kaynakları (emniyetli işletme rezervi) 115,00 hm3/yıl, doğal göller
toplam yüzeyi 8256ha, akarsu yüzeyleri 1528ha, baraj rezervuar toplam yüzeyi 53800 ha ve gölet rezervuar yüzeyleri 52,3 ha. dır (Elazığ Master Planı, s.24-28).
Elazığ ilinde arazinin çevresel özellikleri (iklim, arazi formu, toprak yapısı ve/veya arazi örtüsü), potansiyel verim ve arazi uygunluğu dikkate alındığında üç agro-ekolojik alt bölge oluşmaktadır (Elazığ Master Planı, s.24).
Yetişme periyodu tüm alt bölgelerde yeterli olmaktadır. Ağın, Baskil, Keban,
Kovancılar, Merkez, Sivrice alt bölgesi ( 235 gün, Alacakaya, Arıcak, Maden, Palu alt bölgesi ( 224 gün, Karakoçan alt bölgesi ise ( 200 gün yetiştirme periyoduna sahiptir. İlde sulanabilir alanlar, tarım yapılan alanların üç alt
bölge itibariyle (%50, %54, %30’unu), tarıma elverişli olan arazilerin ise
(%57, %69, %32’sini) temsil etmektedir. Sulanabilirliği tespit edilen alanların yine üç alt bölge itibariyle (% 54,8, %33,9, %24,5) sulanmakta olup, sulamaya açılmayı bekleyen (%45,2, %66,1, %75,5) dir. Halk sulamaları dahil
il genelindeki sulanabilir alanlar, tarım yapılan alanların %77’sini, tarıma elverişli arazilerin %38,7’sini, toplam arazilerin ise %34’ünü temsil etmektedir.
İlin orman-fundalık alanı 130.403 ha., doğal ve plantasyon orman alanı
152.603 ha.dır. Doğal plantasyon içinde kışın yapraklarını döken meşeler
hakim iken, yabani ardıç ve armutlar, sakız ağacı yetişmektedir. Keven,
kenger, katırtırnağı, kekik otu, sumağa vb. leri önemli aromatik bitkilerdir.
3.2. Arazi varlığı ve kullanım durumu
İlde tarım alanları çoğunlukla tarla tarımında kullanılmakta, sebze ve
bağ-bahçe tarımında kullanılan alanların oranı düşüktür (Tablo 1).
154
Tablo 1. Elazı ilinin arazi potansiyeli ve daılımları
Arazinin Cinsi
Alanı (Hektar)
Oran (%)
156.494
20,98
Tarla Arazisi
Muhtelif
Tarla
108.348
Ürünü Alanı
Kullanılmayan
(46.748+1.398)=48.14
Alan (Nadas+Dier)
6
69,23
30,77
Ba-Bahçe Arazisi
18.818
2,52
Sebze Alanı
5.382
0,73
Çayır Mera Arazisi
360.315
48,30
Orman
Arazi
127.383
17,08
Tarım Dı
ı Araziler
77.508
10,39
Toplam Arazi
745.900
100,00
ve
Fundalık
Kaynak: Elazı Master Planı (Ref. Tarım l Müdürlüü, 2001. 23. Elazı)
Uluova, Kuzova, Hankendi, Behrimaz ve Karakoçan ovaları ağırlıklı olarak I. sınıf araziden oluşmakta, buralarda pancar, pamuk sebze ve bağ-bahçe tarımı ön plana çıkmaktadır.
3.3. Tarım işletmesi varlığı
İlde yaklaşık 40.000 tarım işletmesi bulunmakta ve tamamına yakını aile işletmesi hüviyetindedir. Tarım işletmelerinin 3/4’ü bitkisel ve hayvansal
üretimi birlikte yaparken, sırasıyla %20 ile yalnızca bitkisel üretim yapan işletmeler ve %3 ile yalnız hayvansal üretim yapan işletmeler yer almaktadır.
İşletmelerin %12,8’i 9 dekarın altında araziye sahipken, 50 dekardan az
araziye sahip işletmelerin payı %56,8’dir. 100 dekardan fazla arazisi olan işletmeler ise % 22,9 dur. 500 dekarın üzerinde araziye sahip işletmeler
%1,2’i oluşturmaktadır. Hiç arazisi olmayan işletmeler toplam işletmelerin
%2’sini oluşturmakta, yörede ileri tarım teknolojilerinin ekonomik olarak uygulanabileceği 200 dekarın üzerindeki işletme sayısı 3230, 500 dekarın
üzerinde arazisi olan işletme sayısı 682 dir. İşletmelerin çoğu yalnız kendi
arazisini işlemekte, yaklaşık 2088 (%4) işletme kiracılıkla arazi işlemektedir.
Kiracılıkla işlenen arazi yaklaşık 40.000dekardır. Arazi kiralayan işletmeler
daha çok büyük işletmelerdir (Elazığ Nitel Araştırma Raporu 2007; Elazığ
Master Planı).
155
3.4.Elazığ ilinde tarımsal üretim
3.4.1. Bitkisel üretim
Elazığ ili bitkisel üretim durumu dikkate alındığında 72.619 ha. (%62,56)
ile tahıllar ilk sırada yer almakta, üzümsü meyveler (%8,97), baklagiller,
yem bitkileri, endüstri bitkileri ve taş çekirdekli meyvelerin ekilişleri her biri
için %5-5,5 civarında seyretmektedir. Bu yapıda Elazığ’da bitkisel üretim
tarla ürünleri (tahıllar-72689ha., endüstri bitkileri-7.914ha. ve yem bitkileri
6.243ha.) ağırlıklıdır. Endüstriyel bitkiler içerisinde şeker pancarı, tahıl ürünlerinde buğday ve yem bitkilerinde yonca ilk sırada gelmektedir. Ekiliş % leri dikkate alındığında Elazığ ilinde tahılların payı ülke ortalamasının %20 altında, endüstri bitkilerinde yaklaşık iki kat ülke ortalamasından daha yüksektir. Yağlı tohumlar ve yumru bitkilerinde ise ülke ortalamasının yarısı düzeyindedir. Bu durum Elazığ ilinde ileri teknoloji ürünlerinin yetiştirildiğini ve
dolayısıyla arazinin nispeten iyi değerlendirildiğini göstermektedir.
Meyve ürünleri üretimi taş çekirdekliler ve üzümsü meyveler ağırlıklıdır.
Taş çekirdekliler - Kayısı, Kiraz, Vişne, Erik. Üzümsü meyveler - Üzüm, Dut
ve Çilek. Yumuşak çekirdekliler - Elma, Armut. Sert kabuklular- Badem ilk
sıralarda yer almaktadır. İlde 450.000kayısı ağacı, 250.000 elma, 170.000
badem, 140.000armut, yanında her biri 100.00 ağaç civarında kiraz, vişne,
erik, şeftali varlığı dikkati çekmektedir. 8.775 ha. da üzüm, 121.630 ha. dut
üretimi rekabet için büyük bir potansiyel oluşturmaktadır (Elazığ Master Planı).
3.4.2. Hayvansal varlığı ve hayvansal üretim
Ülke genelinde olduğu gibi Elazığ ilinde de bitkisel ve hayvansal üretim
arasında denge kurulamamış, son yıllarda bu denge hayvancılık aleyhine
bozulmuştur. Tarımda ileri ülkelerde hayvansal üretimin toplam tarımsal
üretimdeki payı % 60-70 iken, Türkiye’de bu oran %20-25 dolaylarındadır.
İlde küçükbaş hayvan potansiyeli büyükbaş hayvan potansiyeline göre daha gelişmiş durumdadır. 2004-2008 dönemi ortalaması hayvan varlığı hesaplandığında Elazığ ilinde yaklaşık 283000 koyun, 75000kıl keçisi, 125000
sığır, 900manda, 6milyon tavuk, 50000arı kovanı mevcuttur (Elazığ Master
Planı; Tarım İl Müdürlüğü kayıtları). Koyun ve sığır varlığı içerisinde yerli ırklar ağırlıklı iken, kültür+kültür melezi sığır grubu % 30 civarındadır. İlde yaklaşık 450 besi sığırı işletmesi (18000hayvan kapasite), 250 besi koyunculuğu işletmesi (42000 kapasite), 140 süt sığırcılığı (1200 kapasite) ve 6 süt
koyunculuğu (işletmesi 1000 kapasite), 100 et tavukçuluğu (600000kapasite) ve 10 yumurta tavukçuluğu (70000kapasite) işletmesi bulunmaktadır.
Elazığ su ürünleri üretimi bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. Hazar gölü yanı sıra Murat ve Fırat nehirleri üzerine kurulu Keban ve Karaka156
ya baraj gölleri ile Cip ve Kalecik baraj gölleri ve diğer göletlerde yürütülen
balıklandırma çalışmaları ile tatlı su balıkçılığının geliştirilmesine olumlu
yönde katkı sağlanmaktadır. Toplam 52.220 hektarlık su ürünleri üretim alanı ile Elazığ su ürünleri üretim potansiyeli bakımından Türkiye’nin zengin illerinden biri konumuna getirmiştir. Su ürünleri yetiştiriciliği ağırlıklı olarak
kafes ve havuzlarda olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Tatlı su balık
üretiminde ağırlıklı olarak sazan ve siraz üretimi gerçekleştirilmiştir. Tatlı su
balıklarının yanında kerevit, sülük, midye ve kurbağa yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Su ürünleri yetiştiriciliği tesisi yaklaşık 20 ve kapasite 250 ton/yıl
dır.
Elazığ’ın her ilçesinde bal üretimi yapılmaktadır. Merkez ilçe, Sivrice ve
Karakoçan ilçelerinin üretim miktarı yanından diğer ilçelerdeki bal üretimi
artış göstermekte ve önem arz etmektedir.
3.5. Tarımsal ürünlerin pazarlaması ve örgütlenme
Çiftçi eline geçen ürün bedellerinin düşük olmasının temel nedeni ürün
pazarlamada aracı sayısının çok ve pazarlama yöntemlerinin gelişmemiş
olmasıdır. Üretici ile nihai tüketici arasında ortalama dört pazarlama aracısı
bulunmaktadır. İşlenerek katma değer kazandırılan ürünlerde aracı sayısı
azalmaktadır. Pazarlamada Toprak Mahsulleri Ofisi ve Kooperatifler önem
arz etmektedir. TMO hububat fiyatlarının normalin altına düşmesini ve anormal derecede yükselmesini engellemeyi amaçlamaktadır. İlde 8 Tarımsal
Kalkınma Kooperatifi, 15 Tarım Kredi Kooperatifi, 31 Sulama Kooperatifi, 14
Su Ürünleri Kooperatifi ve 1 Pancar Ekicileri Kooperatifi faaliyet göstermektedir.
Elazığ ilinde tarımsal üretim ve kısmen pazarlama dışında, finansman,
insan kaynakları, araştırma ve geliştirme, yönetim gibi destekleyici faaliyetler büyük ölçüde devlet kuruluşları tarafından yürütülmeye çalışılmaktadır.
Tarım sektörünün işletmecilik fonksiyonları ve ilgili kurumlar aşağıdaki gibi
özetlenebilir;
letmecilik Fonksiyonları
1. ÜRETM (bitkisel üretim,
hayvan ve hayvansal üretim, su
ürünleri )
2. PAZARLAMA
3. FNANSMAN
lgili kurum, kurulu ve kiiler
Tarım i
letmeleri
(Daınık, birbirinden habersiz
faaliyette bulunan çiftçiler)
Kamu, yarı kamu ve özel sektör
(TMO, Ticaret Borsası, Tüccarlar,
Özel irketler, Canlı Hayvan
Borsası)
Kamu
(T.C. Ziraat Bankası)
157
(
4. NSAN KAYNAKLARI -Halkla
li
kiler
(Eitim,
Yayım,
Danı
manlık)
5. ARATIRMA VE GELTRME
(Ar-Ge)
6. YÖNETM
)
Kamu
(Tarım l Müdürlüü)
Kamu ve Üniversite
(Tarım ve Köyi
leri Bakanlıı
Ara
tırma
Enstitüleri,
Fırat
Üniversitesi Veteriner ve Su
Ürünleri
Fakülteleri,
Köy
Hizmetleri Ara
tırma Enstitüsü)
KAMU- ELAZI VALL
(Tarım l Müdürlüü, DS Bölge
Müdürlüü, Köy Hizmetleri l
Müdürlüü - l Özel daresi, Çevre
Orman l Müdürlüü, Toprak
Mahsülleri Ofisi, vb.)
4. Elazığ ilinde tarım sektörünün sorunları ve gelişme imkanları
4.1. Tarım sektörünün sorunları
Elazığ ilinde tarım sektörünün sorunları işletmecilik açısından ele alındığında şu hususlar ön plana çıkmaktadır;
-
Doğal kaynaklar ve işgücü varlığının etkin kullanılamaması. Ekilmeyen veya boş kalan tarım arazilerinin varlığı ve ekonomik olarak sulanabilir arazilerin henüz sulanamaması. İlde yaklaşık kadınların
%56’sı erkeklerin ise %44’ü tarım sektöründe istihdam edilmesine
rağmen, 24.000 kişinin işsiz (%11) olması. Bunun yanında tarımdaki
gizli işsizlik de (yaklaşık % 45) dikkate alındığında işgücünün atıl kalması en önemli sorundur.
-
Üretim alanlarının katma değeri yüksek ürünler yerine hala büyük ölçüde tahıllara tahsis edilmesi. İlde yıllık yaklaşık 74.000hektar alanda tahıl üretimi yapılırken, toplam tarla bitkileri ekiliş alanı 91.000hektardır (Tarım İl Müdürlüğü. 2001.23.Elazığ).
-
Tarımsal ürün pazarlamada kamu ve yarı kamu statüsündeki borsalar ve tüccarların faaliyet gösterdiği aksak piyasalar (çoğunlukla oligopol).
-
Finansman için kamu sektörü hizmetinin Ziraat Bankası ile sınırlı kalması. Sanayi sektöründe olduğu gibi KOSGEB, Kredi Garanti Fonu,
TTGV, Esnaf Sanatkar Kredisi gibi yapılanmaların yaygın olmaması.
-
Tarım İl Müdürlükleri tarafından yürütülmekte olan çiftçi eğitim, yayım
ve danışmanlık hizmetlerinin daha etkin kılınması amacıyla 2006 yı-
158
lında başlatılan özel sektörün hizmet sunması sürecinin henüz yerleşmemiş olması nedeniyle bilgi, finans ve teknolojiye ulaşma sorunu.
-
Tarımsal araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesinde üniversite-tarım paydaşları işbirliğinin sağlanmamış olması sebebiyle
çiftçilerin karşılaştıkları sorunların katılımcılıkla araştırılamaması ve
araştırma sonuçlarının ülke ekonomisine katma değere dönüştürülememesi. Elazığ ilinde bitkisel üretim ve hayvancılıkta karşılaşılan
sorunların örneğin Diyarbakır Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü veya Güneydoğu Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Erzurum Tarla Bitkileri Araştırma Enstitüsü veya Erzurum Hayvancılık Araştırma Enstitüsü ile yakın ilişkiler kurularak araştırılmaya çalışılması yetersiz kalmaktadır.
-
Sosyo ekonomik sorunlar; kırsal kesimden il ve ilçe merkezlerine
göç, eğitim düzeyinin düşük, gelir düşüklüğü, karlılığın düşük (girdi
teminindeki sorunlar nedeniyle maliyetlerin yüksek çiftçi eline geçen
ürün bedellerinin düşük olması), çiftçi örgütlerinde işletmecilik bilgisi
eksikliği sebebiyle örgütlenme öncesi ve sonrasındaki sürecin basit
olması. Ürünlerin katma değeri yüksek gıda maddelerine işlenmemesi nedeniyle katma değer kaybı.
4.2. Elazığ ilinde tarım sektörünün gelişme imkanları
Elazığ ilinin kalkınması için tarım sektörünün gelişmesi önem arz etmektedir. Gelişme bir sektörde üretim, ticaret, gelir, istihdam, sermaye, servet,
gibi varlıkların sadece nicel artışıdır. Kalkınma ise toplumun sosyal değişimlerinin genel bir sürecidir. Bu süreçte kurumsal yapılanmalar, toplumsal değerler, kaynak dağılımı ve teknikler olumlu ya da olumsuz yönde değişmektedir. Dolayısıyla bu süreçte “insan unsuru” statik olmayıp, gelenekleri, faaliyetleri ve davranışları gelişim ve şekillenme süreci içerisindedir. Kısaca,
bireyin bilgi, duygu ve becerisi de değişim içerisindedir. Kalkınmayı üç kriter ile eş zamanlı olarak yürütmek önerilmektedir (Akyol ve Tolunay 2001);
1) “Ekonomik Kalkınma: Mal ve hizmetlerin gelişmiş bir ekonomik yapı içerisinde üretilmesiyle insanların refah ve mutluluğunu hedefleyen kalkınma.
2) “Sosyal Kalkınma”: Sosyal yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yapılan
ve hizmet yönüyle ağırlıklı olan kalkınma. Bu konular; sağlık, eğitim, altyapı, şehirleşme, çevre sorunları gibi konular. 3) “İnsan kalkınması”: Bireysel
ve toplumsal olarak tüm insanların, sahip oldukları potansiyellerini kalkınma
için kullanmaları ve ülkenin olumlu yönde gelişmesinde yapıcı rol oynamaları. İnsan kalkınmasında bireylerin eğitilmesine büyük önem verilmekte,
eğitime küçük yaşlardan Başlayarak Çağdaş İnsan Yetiştirme Yönünde Kalkınma Sağlanmaktadır”.
159
Elazığ ilinde tarım sektörünün gelişmesinde önemli faktörler;
-
İldeki diğer sektörlerin gelişmişlik, çeşitlilik ve zenginlik derecesi,
-
İl nüfusun vasıflı olma düzeyi,
-
Sosyal sermaye oluşturma,
-
Uygulamacı kurumların İşletme Yönetimi anlayışı ile hareket etmeleri,
-
İlin diğer iller ve ülkelerle bağlantıları, iletişim ağlarıdır. Zira, ilin doğal
kaynakları tarım sektörünü kısıtlamamaktadır.
Belirtilen faktörler ve ilin tarımsal yapısı (teknik, ekonomik, sosyal) dikkate alındığında tarım sektörünün gelişmesi için kısa vadede uygulanabilecek bazı projeler;
-
İşletme yönetimi bileşenlerinde hayvancılığı geliştirme,
-
Çiftçilerin üretici birlikleri şeklinde örgütlenmeleri ve bu organizasyonlara profesyonel eleman yetiştirilmesi,
-
Biyo çeşitliliğin korunması (Su ürünleri, aromatik bitkiler),
-
Hazine arazilerinin üretime kazandırılması,
-
Yöredeki madenlerden tarımsal girdiler üretilmesi,
-
Dut, üzüm, kayısı, badem için hammaddelerin ürünlerine işlenmesi
(fonksiyonel gıda). Arıcılıkta propolis üretimi, koyunculukta lanolin,
hububat üretiminde tohum kaplama, alternatif ürün projeleri (dane
mısır, çilek, kenger, keklik, sülün, tavşan), yöresel üzüm çeşitlerinin
Coğrafi İşaret Tescillerinin alınması,
-
Tarımsal Ar-Ge, eğitim, yayım ve danışmanlık sisteminin kurulması.
Bu proje önerileri Elazığ ili tarım sektörü için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından belirtilen sorunlara aşağıdaki gibi eşleştirilebilir.
160
Tarım sektörünün Tarım ve Köyileri
Bakanlıı tarafından belirlenmi sorunları
1-Sosyo-Ekonomik Problemler (Göç, öz
sermaye yetersizlii, eitim, gelir düüklüü)
2-Üretim Problemleri (Hayvansal Üretim-Irk,
damızlık, suni tohumlama, barınak, yem
açıı, yem fiyatlarının yükseklii, mera
problemi,
çoban
problemi,
veteriner
hizmetleri yetersizlii, verim düüklüü,
igücü yetersizlii)
3-Yayım
Hizmetlerindeki
Problemler
(yayım elemanı sayısındaki yetersizlik,
kadınlara yönelik yayım eksiklii, hedef
kitlenin ilgisizlii, yayım hizmetlerinde altyapı
eksiklii)
4-Örgütlenmedeki Problemler (Örgütlenme
eiliminin düük olması, örgütlenme öncesi
ve sonrasındaki sürecin basit olmaması)
5- Pazarlama Problemleri (Pazarlamada
organizasyon yapısının olmaması, kalite ve
standardizasyon eksiklii, ürün ileme tesisi
yetersizlii)
Bu çalımadaki proje
önerileriyle eletirme
letme yönetimi
bileenlerinde
hayvancılıı gelitirme
Tarımsal Ar-Ge,
eitim, yayım ve
danımanlık sisteminin
kurulması
Tarımsal Ar-Ge,
eitim, yayım ve
danımanlık sisteminin
kurulması. Toplum
tarım destei projesi.
İşletme yönetimi bileşenlerinde hayvancılığı geliştirme projesi ve tarımsal Ar-Ge, eğitim, yayım ve danışmanlık sisteminin kurulması projesi şeklindeki iki projenin veya tek programın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından
belirlenmiş olan Elazığ ili tarım sektörü sorunlarını %80 düzeyinde çözeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda Elazığ ilinin mevcut durumu dikkate alınarak yol haritası şöyle belirlenebilir;
161
Yeterlilik Düzeyi
Bileenler veya Kısıtlar
Yeterli
Doal yapı (Yer altı ve yerüstü kaynaklar,
iklim, biyolojik güç)
Sosyal altyapı
Yeter
siz
Kara yolu ulaımı
Demir yolu ulaımı
Teknik altyapı Hava yolu ulaımı
letiim ve ibirlii aları
(Global)
Kısmen
Yeterli
(2)
Enerji varlıı ve maliyeti
(7)
Eitim düzeyi
(4)
Salık
(6)
(5)
Teknoloji veya teknolojik altyapı
gücü varlıı
Sermaye varlıı ve finansman
kaynakları
YOK
(3)
Ortak Tarımsal Aratırma Merkezleri
Kamu- Üniversite-Tarım Paydaları
birlii
(1)
Görüldüğü gibi (1) Kamu-Üniversite-Tarım Paydaşları işbirliğinden sonra
(2) ulusal ve uluslar arası düzeyde Ortak Araştırma Merkezi (JRC) için ağ
oluşturulmasını kapsayacak şekilde İşletme Yönetimi Bileşenlerinde Hayvancılığı Geliştirme Projesi için iletişim, (3) Hayvancılığı Geliştirme Projesinin Ortak Uygulanması (daha sonra Ortak Tarımsal Araştırmalar Merkezi
(JRC) kurulması), ... şeklinde bir yol haritası amaca ulaşmak için uygun yol
haritasını oluşturmaktadır.
Orta vadede yapılabilecekler
-
Sosyal sermaye oluşturma (Araştırma merkezleri, küçük iş geliştirme
merkezleri, teknoloji transfer merkezleri, tek durak ofisleri, vb.)
-
Toplum tarım desteği projesi (CSA modeli)
-
Paydaşların işbirliğinde (kümeleme analizi) doğal veya organik üretime geçiş
162
-
İlçeler veya ovalar itibariyle gelişme programlarının hazırlanması ve
uygulanması
Elazığ merkez ilçede hayvancılığı geliştirme, hayvan altlığı, kompost,
turf, bunlarla ilgili alet-ekipman ve paketleme malzemesi üretilmesi, doğal
veya organik gıdalar, biyogaz gibi yedi projeden oluşan gelişme programının uygulanması önerilebilir. Ancak, Türkiye’deki uygulamalar programı bütünler olarak görmek yerine altyapı oluşturmadan bir biyogaz projesi şeklinde gerçekleştiği için başarısız olmaktadır. Elazığ ilinde böyle bir programın
belirtilen ön projelerin uygulaması sonrasında biyogaz üretim aşamasına
hazır hale gelmesi için en az 5 yıllık süre tahmin edilmektedir.
Kısa ve orta vadedeki uygulamaların Elazığ valiliğinin koordinatörlüğünde;
-
Üniversite-tarım paydaşları işbirliğinde başlatılması,
-
Avrupa Birliği’nin Fikirler, Kariyer, Değişim, Hibe ve Ar-Ge programlarından azami düzeyde yararlanmayı sağlayacak bir koordinasyonda
yürütülmesi,
-
Ulusal ve uluslar arası işbirliği ağlarında öncelikle yörede bir Tarımsal Araştırma Merkezi kurulması olmak üzere, zamanla tarımla ilgili
Küçük İş Geliştirme Merkezi, Tek Durak Ofisleri gibi entelektüel yapının oluşturulması,
-
AB’nin değişim programlarıyla oluşacak işbirliği ağlarında kamu, çiftçi organizasyonları, araştırma kurumları işbirliğinde ulusal ve uluslar
arası düzeyde yörenin öncelikli tarım ürünlerinde Tematik Alan Komiteleri ve Alt Çalışma Gruplarının kurulması gibi iş, görev ve genel
çevre sisteminde işlevlik kazandırılması tarım sektörünün gelişmesinin sürdürülebilirliğinde çok önemli olacaktır.
5. Sonuç
Gelişmiş yöre ve ülkelerden Know-How, Benchmarking, Teknoloji Transferi ve Network faaliyetlerine önem veren insanı misafirperver olarak bilinen
Elazığ, AB ve ABD gibi ülkelerle tarımsal yayım ve danışmanlık işbirliğinde
tarım sektörünün Yönetim fonksiyonunu, yörede kurulacak Ortak Tarımsal
Araştırma Merkezleri (Hayvancılık, üzümsü meyveler, aromatik bitkiler) ile
tarım sektörünün Ar-Ge fonksiyonunu, Ar-Ge ve inovasyon ile katma değeri yüksek ürünler üretilmesi sayesinde, üretim fonksiyonunun eksik kalan
kısmını, işbirliği sürecinde hareketlilik programları ile İnsan kaynakları ve
halkla ilişkiler fonksiyonunu ve nihayet iş çevresi, görev çevresi ve genel
çevrede oluşturacağı dostluklarla yurtdışı pazarlama fonksiyonunu tamamlayarak tarım sektörünün gelişmesini sürekli kılacaktır. Böylece tarımda sa163
dece ekonomik gelişme değil sosyo-kültürel gelişme de gerçekleşmiş olacaktır.
Elazığ ilinde istatistiklerin toplanması ve geliştirmesi, sosyo-ekonomik
analizlerin yapılması konularında yeterli çalışmaların varlığı (çalışmada büyük ölçüde yararlanılan Elazığ Master Planı, Elazığ Sanayi Potansiyeli, Elazığ Nitel Araştırmalar Raporu, gibi önemli çalışmalar) dikkate alındığında,
Eylem Planı başlatılması aşamasındadır. Girişimciler ve yatırımcılar için bilgi sağlamak ve teknik destek vermek amacıyla ilçeler veya ovalar bazında
tarım sektörü gelişme programlarının hazırlanması, yabancı yatırımcıların
bölgeye çekilmesi için gerekli tanıtım çalışmalarının yapılması ve finansman konusunda yatırımcılara bilgi sağlanması süreci hızlandıracaktır.
İşletme Yönetimi anlayışıyla hareket edildiğinde Elazığ ilinde tarım sektörünün gelişme olanakları için Eylem Planının aşamaları şöyle özetlenebilir;
-
Tarım sektörüne yönelik Eğitim, Araştırma, Yayım ve Danışmanlık
hizmetlerinin sunulması. Bu amaçla tarım ve doğal kaynaklar programı, aile programı, gençlik programı ve topluluk programlarını kapsayacak şekilde yurtdışı organizasyonlarla işbirliğinde öncelikle çiftçi
eğitim, yayım ve danışmanlık faaliyetlerinin başlatılması ve tüm bölgeyi kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması.
-
En kısa sürede yörede Elazığ ili veya TR1 Malatya, Elazığ, Bingöl ve
Tunceli illeri “Tarım sektörü gelişme programları” hazırlanarak Avrupa Birliği’nin Tarım, Gıda, Biyoteknoloji, Sosyo-Ekonomi, Çevre ve diğer bileşenlerinde Fikirler, Kariyer, Değişim, Hibe ve Ar-Ge projelerinden azami düzeyde yararlanılmasını sağlayacak bir koordinasyon biriminin kurulması,
-
Ulusal ve uluslar arası işbirliği ağı kurularak hibe ve diğer finansal
kaynaklardan yararlanarak Tarımsal Araştırma Merkezi, Küçük İş Geliştirme Merkezi, Tek Durak Ofisleri gibi entelektüel sermayenin oluşumunun sağlanması,
-
Çiftçi organizasyonları, kamu ve araştırma kurumları işbirliği ağının
ulusal ve uluslar arası düzeyde oluşturulması sayesinde Tematik
Alan Komiteleri ve Alt Çalışma Grupları kurulması ve uluslararası komiteler ve çalışma grupları ile işbirliğinde çalışılması,
-
Yörenin sahip olduğu doğal kaynaklar dikkate alınarak tarımsal girdi
imalatına girilmesi ve bölgenin girdi ihtiyacının düşük maliyette karşılanması,
-
Tarımsal ürünlere katma değer kazandıracak işleme, depolama ve
164
paketleme faaliyetlerine önem verilmesi,
-
Her ilçenin sahip olduğu potansiyel dikkate alınarak proje yerine Gelişme Programları anlayışıyla çalışılması.
-
Gelişmiş yörelerden Know-How, Benchmarking, Teknoloji Transferi
ve Network faaliyetlerine önem verilmesi gerekmektedir.
6. Kaynaklar
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), 2006. Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı
(2007-2013), Özel İhtisas Komisyon Raporları Ankara.
EC, 2007. Agriculture and Rural Development, European Commission,
http://ec.europa.eu/agriculture
Elazığ Master Planı, 2003. Elazığ Valiliği
Elazığ Nitel Araştırma Raporu, 2007.
ETİM, 2005. Elazığ İli Tarım Master Planı, Elazığ Tarım İl Müdürlüğü, Elazığ.
ETSO, 2006. Ekonomik Rapor 2005, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası, Elazığ.
FAO, 2008. http://www.fao.org.
İAV, 2008. İktisadi Araştırmalar Vakfı, http://www.iav.org.tr
İnan, İ.H., 2009. Kırklareli ilinin gelişmesinde tarım ve hayvancılık sektörünün
yeri ve önemi. İAV yay. İstanbul
TKİB, 2008. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, http://www.tarim.gov.tr
165
166
ELAZIĞ EKONOMİSİNDE
TURİZM SEKTÖRÜNÜN YERİ VE GELİŞTİRME
İMKÂNLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Doç. Dr. Nazmi KOZAK
Anadolu Üniversitesi
Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu
Öğretim Üyesi
167
168
GİRİŞ
Elazığ sahip olduğu doğal, sosyal ve kültürel özellikleri ile bulunduğu
bölgede farklılıklar arz eden bir yerleşimdir. Bölgenin sahip olduğu özellikler
ile turizm alanında ilerleme kaydetmesi ile bölgenin ekonomisine, istihdamına ve sosyal yönden gelişmesine katkıda bulunabilir. Türkiye’de ve Dünya’da turizm sektörünün gösterdiği gelişme ve turizm hareketlerine katılanların tercihlerindeki değişimler Elazığ gibi turizm altyapısına sahip bölgelere dikkatleri çekmektedir.
İlerleyen bölümlerde inceleneceği üzere, Elazığ, turizm sektörüne konu
olabilecek önemli doğal, kültürel ve sosyal değerlere sahiptir. Bu değerlerin
açıklamasına geçmeden önce İl’in mevcut turizm altyapısını ve talep özelliklerini incelemekte yarar bulunmaktadır.
ELAZIĞ’IN TURİZMİNİN TALEP ÖZELLİKLERİ
Elazığ’a yönelik turizm talebini incelerken iki ayrı veri kaynağından yararlanılmıştır. Bunlardan ilki, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan “Turizm İşletme Belgesi” alan, ikincisi ise Belediyesi Belgeli tesislerdeki konaklama verileridir.
Ek-1.’de, Turizm işletme ve belediye belgeli konaklama tesislerinde konaklayanların 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin verileri yer almaktadır. Veriler, Elazığ’a yönelik talebin yetersiz olduğunu göstermektedir. Her iki kategorideki tesislerdeki konaklama rakamları özellikle yabancı ziyaretçiler bakımından iç açıcı değildir.
Benzer durum geceleme ‘(Ek-2), ortalama kalış (Ek-3) ve doluluk oranları (Ek-4) ile ilgili verilerde de söz konusudur. Elazığ ile ilgili turizm talep verileri bölgenin mevcut durumda talep görmediğini ortaya koymaktadır.
ELAZIĞ’IN SWOT ANALİZİ
Bilindiği üzere SWOT analizi adı verilen değerlendirme şekli, herhangi
bir konuyu; “Güçlü Yönler”, “Zayıf Yönler”, “Fırsatlar” ve “Tehditler” olmak
üzere dört boyutlu olarak inceler. Bu bağlamda Elazığ turizmini incelediğimde şu bilgilere ulaşılmaktadır.
169
Elazığ Turizminin Güçlü Yönleri:
Elazığ turizminin güçlü yönleri 16 maddede özetlenebilmektedir. Aşağıda da görüleceği üzere Elazığ’ın turizmdeki güçlü yönleri daha çok kültür, doğal kaynaklar ve sosyo-ekonomik gelişimi ile ilgili faktörlerden
oluşmaktadır. Elazığ’ın turizmdeki güç yönleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Zengin kültür,
2. Zengin tarihi geçmiş,
3. Ulaştırma altyapısı,
4. Fırat Üniversitesi,
5. Turizmle ilgili yüksekokul,
6. Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi,
7. Göller (3 adet),
8. Akarsular (12 akarsu),
9. Özgün kültür yapısı,
10. Bozulmamış doğa,
11. Harput,
12. Jeotermal kaynaklar,
13. Bölge illeri ile bütünleşmiş turizm yapma olanağı,
14. Dağ turizmine uygun altyapı,
15. Hipodrom,
16. Kentsel altyapı.
Elazığ Turizminin Zayıf Yönleri:
Elazığ turizminin zayıf yönleri daha çok tanıtım, planlama ve altyapı gibi
unsurlardan oluşmaktadır. Elazığ’ın turizmdeki zayıf yönleri şu şekilde
sıralanmaktadır:
1. Yetersiz konaklama altyapısı,
2. Plansız gelişme,
3. Yetersiz tanıtım,
4. Büyük kentlere uzaklık,
5. Altyapı yetersizlikleri,
170
6. Yöre illerinin terörle anılması.
Elazığ Turizminin Fırsatları:
Elazığ turizminin fırsatları, turizm sektörünün Türkiye ve Dünya’daki gelişme eğilimleri ile ilgili konulardan meydana gelmektedir. Bunlar;
1. Kültür turizmine yönelik talepteki artış,
2. Bozulmamış doğaya özlemin artması,
3. İç turizmin gelişmesi,
4. Terörün azalmaya yüz tutması,
5. Doğu illerine yönelik merak,
6. Samimi insan ilişkilerine olan ihtiyacın artışı,
7. Kitle turizmine olan talepteki değişiklik.
Elazığ Turizminin Tehditleri:
Elazığ turizminin tehditleri de sosyo-ekonomik, planlama ve ekonomik
gelişmeler üzerinde yoğunlaşmaktadır.
1. Terörün artması gibi bir durumun ortaya çıkması,
2. Tarihi alanların korunamaması,
3. Rakip destinasyonların öne çıkması,
4. Plansız büyüme,
5. Ekonomik krizler.
Elazığ’da Geliştirilmeye Uygun Turizm Çeşitleri
Elazığ’da geliştirilmeye uygun olan turizm çeşitleri, daha çok yörenin sahip olduğu kültürel, doğal ve sosyo-ekonomik gelişmişlik konuları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Söz konusu turizm çeşitleri aşağıdaki konular üzerinde yoğunlaşmaktadır.
1. Kültür turizmi,
2. Termal turizmi,
3. Kuş gözlemciliği turizmi,
4. Ekoturizm,
5. Etkinlik turizmi,
6. Kongre turizmi,
7. Gastronomi turizmi,
171
8. Treakking,
9. Su avcılığı,
10.Kara avcılığı,
11. Doğa yürüyüşü,
12.El sanatları,
13.Eğitim turizmi.
Elazığ Marka Kent Olarak Konumlanabilir mi?
Günümüzün dünyasında ülkeler, bölgeler veya yöreler markalaşma yoluna gitmeye başlamışlardır. Adına kısaca “Kent Markası” denilen bu yönelimler ile şehirler, kendilerini simgeleştiren, başka kentlerden ayıracak
semboller bulma uğraşı içerisindedir. Kent markası kısaca; “söz konusu
kenti ve onun sahip olduğu olanakları diğer şehirlerden ayıran, hem rasyonel hem de duygusal nitelikteki, özgün inançlar kümesi” olarak tanımlanmaktadır. Kent markası imajı ise, “kitlelerin kent ismini duyduklarında
ne düşündüklerinin toplamı” olarak ifade edilmektedir.
Bu bağlamda Elazığ’ın da bir kent markası çalışması içerisine sokulması, şehrin bir marka imajının oluşturulmasında yarar bulunmaktadır.
Dünya’da pek çok kentin markası bulunmaktadır. Bunlar arasında en bilinenleri şunlardır:
1. “I love New York”,
2. Festivaller şehri Roshester (ABD),
3. Sağlık kenti Houston,
4. “Fresh air in Colorado”,
5. Moda şehri Milano,
6. Cannes Film Festivali,
7. Romantizmin başkenti Paris.
Ülkemizde de bazı şehirler kent markası oluşumu çalışmaları içerisine
girmişlerdir. Bunlar arasında;
1. Güneşin doğduğu şehir Samsun,
2. Sanayi şehri Gaziantep,
3. Oksijen diyarı Ordu,
4. Turizmin başkenti Antalya,
5. Peygamberler şehri Şanlıurfa,
6. Şehzadeler şehri Amasya yer almaktadır.
172
Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “2023 Vizyonu” çalışmaları kapsamında bazı kentleri “Kültür Marka Kenti” olarak konumlandırılmasının amaçlandığını açıklandı. Bu kentler şunlardır:
• Adıyaman,
• Amasya,
• Bursa,
• Edirne,
• Gaziantep,
• Hatay,
• Kars,
• Konya,
• Kütahya,
• Manisa,
• Mardin,
• Nevşehir,
• Sivas,
• Şanlıurfa,
• Trabzon.
Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir?
Elazığ’da turizmi geliştirmek amacıyla nelerin yapılabileceğine ilişkin
önerileri de şu şekilde özetlemek mümkündür.
Araştırma:
Öncelikli olarak Elazığ’ın turizm potansiyelinin ve geliştirilme olanaklarının teknik çalışmalar ile ortaya konulması gerekmektedir. Bu amaçla;
•
Envanter çalışması yapılmalı,
•
Geliştirilme olanaklarının ortaya konulabilmesi için Arama Konferansı düzenlenmeli,
•
Turizm Gelişim Planı hazırlanmalı.
Örgütlenme:
Kamu ve özel sektörün birlikte katılımı ile “Elazığ Kent Tanıtım Konseyi”nin oluşturulmalıdır. Oluşturulacak Konsey’de Elazığ’ın ülke içinde ve ülke dışında tanıtılması amacıyla kamu ve özel sektör temsilcileri üye olarak
yer almalıdırlar. Söz konusu Konsey’e akademik kurumlardan ve yerel yönetimlerden de üyeler yer almalıdır.
173
Tanıtım:
Tanıtım ile ilgili çalışmalar aşağıdaki maddelerde özetlenebilir.
• Kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesiyle Elazığ Kent Tanıtım
Konseyi’nin oluşturulması,
• Ulusal ve uluslararası ticari fuarlarda sürekli tanıtım,
• Konusu bütünüyle Elazığ’da geçen dizi film çekimlerinin teşvik edilmesi,
• Güzergah haritalarının hazırlanması,
• Tanıtım stratejilerinin belirlenmesi.
Altyapı çalışmaları:
1. Turizm talebine konu olan yörelerde altyapı çalışmalarının hızlı bir
şekilde tamamlanmalı,
2. Elazığ’ın kültür haritası hazırlanmalı,
3. Elazığ’da’ yapılacak yeni otellerin kongre turizmine uygun büyüklükte, sayıda ve uygun şekilde inşaa edilmesi sağlanmalı,
4. Rehberli şehir turu yapan otobüslerin seferlere konulmalı,
5. Üç boyutlu (Bölgesel, Yöresel, Kentsel) tanıtım ve pazarlama çalışmalarının geliştirilmesi ve buna uygun tanıtım materyalleri hazırlanmalı,
6. Elazığ’ın turizmi ile ilgili web sayfasının hazırlanması. Bu web sayfasında Elazığ’ın turizm arz kaynaklarına ek olarak konaklama tesislerine rezervasyon yapabilme fonksiyonunun da olması sağlanmalı.
Eğitim Çalışmaları:
1. Kent rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi,
2. Yöresel rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi,
3. Nitelikli eleman sayısının artırılması,
4. İhtisas rehberlerinin yetiştirilmesi (doğa, yürüyüş, müze, vb.).
SONUÇ
Açıklamalardan anlaşılacağı üzere Elazığ, pek çok yönüyle turizm sektörünün gelişme potansiyeli olan bir bölgedir. Bölge ile ilgili yapılacak araştırma, planlama, tanıtım ve eğitim çalışmaları ile yörede turizm hareketlerinin geliştirilmesi çalışmalarına bir an önce başlanmasında yarar bulunmaktadır.
174
EKLER
Ek-1. Konaklama Verileri
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
YILLAR
2005
2006
2007
Yabancı
686
623
549
Yerli
20.722
37.435
43.946
Toplam
21.408
38.058
44.495
(Belediye Belgeli Tesisler)
Yabancı
29
45
158
Yerli
12.086
13.201
62.454
Toplam
12.115
13.246
62.612
E-2. Geceleme Verileri
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
2005
2006
2007
Yabancı
827
1.230
1.302
Yerli
27.601
55.958
67.089
Toplam
24.428
57.188
68.391
Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri
Yabancı
61
50
252
Yerli
20.007
20.611
103.648
Toplam
20.068
20.661
103.900
175
Ek-3. Ortalama Kalı Süreleri
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
2005
2006
2007
Yabancı
1,2
2,0
2,4
Yerli
1,3
1,5
1,5
Toplam
1,3
1,5
1,5
Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri
Yabancı
2,1
1,1
1,6
Yerli
1,7
1,6
1,7
Toplam
1,7
1,6
1,7
Ek- 4. Doluluk Oranları
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
2005
2006
2007
Yabancı
0,64
0,62
0,65
Yerli
21,45
28,08
33,66
Toplam
22,09
28,70
34,32
Belediye letme Belgeli Konaklama Tesisleri
176
Yabancı
0,06
0,05
0,06
Yerli
18,71
19,27
31,10
Toplam
18,76
19,32
31,18
ELAZIĞ EKONOMİSİNDE
TURİZM SEKTÖRÜNÜN YERİ VE GELİŞTİRME
İMKÂNLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Doç. Dr. Nazmi KOZAK
Anadolu Üniversitesi
Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu
Öğretim Üyesi
Elazı’ın Turizminin Mevcut Talep Durumu
Ziyaretçi Sayısı
YILLAR
Yabancı
Yerli
Toplam
Yabancı
Yerli
Toplam
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
2005
2006
2007
686
623
549
20.722
37.435
43.946
21.408
38.058
44.495
Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri
29
45
158
12.086
13.201
62.454
12.115
13.246
62.612
Elazı’ın Turizminin Mevcut Talep Durumu
Geceleme Sayısı
YILLAR
Yabancı
Yerli
Toplam
Yabancı
Yerli
Toplam
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
2005
2006
2007
827
1.230
1.302
27.601
55.958
67.089
24.428
57.188
68.391
Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri
61
50
252
20.007
20.611
103.648
20.068
20.661
103.900
177
Turizminin Mevcut Talep Durumu
Ortalama Kalı Süresi
YILLAR
Yabancı
Yerli
Toplam
Yabancı
Yerli
Toplam
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
2005
2006
2007
1,2
2,0
1,3
1,5
1,3
1,5
Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri
2,1
1,1
1,7
1,6
1,7
1,6
T
i
i i M
T l
Yabancı
Yerli
Toplam
Turizm letme Belgeli Konaklama Tesisleri
2005
2006
2007
0,64
0,62
0,65
21,45
28,08
33,66
22,09
28,70
34,32
Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri
0,06
0,05
0,06
18,71
19,27
31,10
18,76
19,32
31,18
Elazı’ın Turizm Arzı
Seyahat Acenteleri (2009)
Gruplar
A Grubu
B Grubu
C Grubu
Toplam
178
1,6
1,7
1,7
D
Turizminin Mevcut Talep Durumu
Doluluk Oranları
YILLAR
Yabancı
Yerli
Toplam
2,4
1,5
1,5
Sayı
10
1
11
Elazığ’ın Swot Analizi
•
Elazığ Turizminin Güçlü Yönleri:
1) Zengin kültür,
2) Zengin tarihi geçmiş,
3) Ulaştırma altyapısı,
4) Fırat Üniversitesi,
5) Turizmle ilgili yüksekokul,
6) Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi,
7) Göller (3 adet),
8) Akarsular (12 akarsu),
Elazığ’ın Swot Analizi
•
Elazığ Turizminin Güçlü Yönleri:
9) Özgün kültür yapısı,
10) Bozulmamış doğa,
11) Harput,
12) Jeotermal kaynaklar,
13) Bölge illeri ile entegre turizm yapma olanağı,
14) Dağ turizmine uygun altyapı,
15) Hipodrom,
16) Kentsel altyapı.
179
Elazığ’ın Swot Analizi
•
Elazığ Turizminin Zayıf Yönleri:
1) Yetersiz konaklama altyapısı,
2) Plansız gelişme,
3) Yetersiz tanıtım,
4) Büyük kentlere uzaklık,
5) Altyapı yetersizlikleri,
6) Terör.
Elazığ’ın Swot Analizi
•
Elazığ Turizminin Fırsatları:
1) Kültür turizmine yönelik talepteki artış,
2) Bozulmamış doğaya özlemin artması,
3) İç turizmin gelişmesi,
4) Terörün azalmaya yüz tutması,
5) Doğu illerine yönelik merak,
6) Samimi insan ilişkilerine olan ihtiyacın artışı,
7) Kitle turizmine olan talepteki değişiklik.
180
Elazığ’ın Swot Analizi
•
Elazığ Turizminin Tehditleri:
1) Terörün artması,
2) Tarihi alanların korunamaması,
3) Rakip destinasyonların öne çıkması,
4) Plansız büyüme,
5) Ekonomik krizler.
Elazığ’da Geliştirilmeye Uygun Turizm Çeşitleri
1)
Kültür turizmi,
2)
Termal turizmi
3)
Kuş gözlemciliği turizmi,
4)
Ekoturizm,
5)
Etkinlik turizmi,
6)
Kongre turizmi,
7)
Gastronomi turizmi,
8)
Treakking,
9)
Su avcılığı,
10) Kara avcılığı,
11) Doğa yürüyüşü,
12) El sanatları,
13) Eğitim turizmi.
181
Elazığ Marka Kent Olarak Konumlanabilir mi?
•
Kent markası;
Kentin sahip olduğu olanakları diğer şehirlerden ayıran,
hem rasyonel hem de duygusal nitelikteki, özgün inançlar kümesidir.
Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir?
•
Kent marka imajı;
Kitlelerin kent ismini duyduklarında ne düşündüklerinin
toplamını ifade eden kavramdır.
Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir?
•
Dünyadaki kent markası çalışmaları:
1) “I love New York”
2) Festivaller şehri Roshester (ABD)
3) Sağlık kenti Houston
4) “Fresh air in Colorado”
5) Moda şehri Milano
6) Cannes Film Festivali
7) Romantizmin başkenti Paris
182
Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir?
•
Türkiye’deki kent markası çalışmaları:
1) Güneşin doğduğu şehir Samsun
2) Sanayi şehri Gaziantep
3) Oksijen diyarı Ordu
4) Turizmin başkenti Antalya
5) Peygamberler şehri Şanlıurfa
6) Şehzadeler şehri Amasya..
Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir?
•
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kent markası çalışmaları:
2023 Vizyonu çalışmaları kapsamında bazı kentleri kültür marka kenti olarak konumlandırılmasının amaçlandığını açıkladı. Bunlar:
•
Adıyaman,
•
Amasya,
•
Bursa,
•
Edirne,
•
Gaziantep,
•
Hatay,
•
Kars,
•
Konya,
183
Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir?
•
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kent markası çalışmaları:
•
Kütahya,
•
Manisa
•
Mardin,
•
Nevşehir,
•
Sivas,
•
Şanlıurfa,
•
Trabzon.
Elazığ Marka Kent Olarak Nasıl Konumlandırılabilir?
Elazığ’ın kent markası ne olabilir?
Kent marka imajı ne olabilir?
Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir?
Araştırma:
•
Envanter çalışması yapılmalı,
•
Geliştirilme olanaklarının ortaya konulabilmesi için
Arama Konferansı düzenlenmeli,
•
Turizm Gelişim Planı hazırlanmalı.
Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir?
Örgütlenme:
•
184
Kamu ve özel sektörün birlikte katılımı ile “Elazığ
Şehri Tanıtım Konseyi”nin oluşturulması..
Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir?
Tanıtım:
•
Kamu ve özel sektörün tanıtım çalışmalarını birlikte
birlikte yürütebilmesi amacıyla Elazığ Kent Tanıtım
Konseyi’nin oluşturulması.
•
Ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında sürekli tanıtım.
•
Konusu bütünüyle Elazığ’da geçen dizi film çekimlerinin teşvik edilmesi.
•
Güzergah haritalarının hazırlanması,
•
Tanıtım stratejilerinin belirlenmesi.
Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir?
• Altyapı çalışmaları:
1) Turizm talebine konu olan yörelerde altyapı çalışmalarının hızlı bir şekilde tamamlanması,
2) Elazığ’ın Kültür Haritası’nın hazırlanması,
3) Elazığ’da’ yapılacak yeni otellerin kongre turizmine
uygun büyüklükte, sayıda ve uygun şekilde inşaa
edilmesinin sağlanması,
4) Rehberli Elazığ şehir turu yapan otobüslerin seferlerin
başlatılması,
5) Üç boyutlu (Bölgesel, Yöresel, Kentsel) tanıtım ve pazarlama çalışmalarının geliştirilmesi ve buna uygun
tanıtım materyallerinin hazırlanması,
6) Elazığ’ın turizmi ile ilgili web sayfasının hazırlanması.
Bu web sayfasında Elazığ’ın turizm arz kaynaklarına
ek olarak konaklama tesislerine rezervasyon yapabilme fonksiyonunun da olmalı.
185
Elazığ’da Turizm Talebini Arttırmak İçin Neler yapılabilir?
• Eğitim Çalışmaları:
1) Kent rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi,
2) Yöresel rehberlerinin yetiştirilmesi ve eğitimi,
3) Nitelikli eleman sayısının artırılması,
4) İhtisas rehberlerinin yetiştirilmesi (doğa, yürüyüş, müze, vb.).
186
SORU-CEVAP
PROF. DR. ERHAN AKIN:
Fırat Üniv. Universite-Sanayi İşbirliği Merkezi Müdürü
Ben hocamın söylediğini bir soruyla bağlamak istiyorum. Şimdi Doğu
Anadolu'da her şehir kendisine şöyle bir marka imajı oluşturuyor. Doğu'nun
Paris'i. Şimdi, Elazığ'ı marka yapmak için iki yıl önce bir uzmanla burada
ben çalıştığımızı hatırlıyorum. İşte mermeriyle, üzümüyle vs. bir sürü şeyi
tartıştık Ticaret Odası tarafından para ödenmiş bir uzmandı. Arkasını getiremedi. Fakat insanların şuur altında bu Doğu'nun bilmem nesi olmak bence silinmek zorunda. Bu da şehrimizin öncülerinin üstüne düşen bir görev.
Doğu'nun Paris'i olmamalıyız biz. Elazığ neyse o Elazığ olmalıyız. Bunu bir
ayırt etmek gerekiyor. Elazığ'ın kendine has özellikleri çok, oradan bir marka çıkacaktır. Bizim çalışmamızda bir sürü öneri vardı. Nazmi hocamın önerilerine bizim İngilizce dilince tanıtımımız yok. Sadece İngilizce olması da
gerekmiyor, bizim Arapça bir web sayfasına, Rusça bir web sayfasına belki
İranlılar için ayrı bir web sayfasına ihtiyacımız var ve bunlar sanıldığı gibi
zor işler değil, bir özel şirkete ödediğiniz 1000 Dolar karşılığı tercüme büroları falan kolayca bu işi yapabiliyorlar. Yani bunlar birkaç adımlık şey sadece bunları bir şekilde erteleyen mekanizmamız var. O mekanizmayı çözmemiz gerekiyor.
Buyurun soru alalım.
SORU: Öner beyin söylediği çok önemli bir şey vardı. Akreditasyon olmuş kurumların yurtdışından birlikteliğiyle burada bir şeyler yapılmalı diye.
O çok önemli bir konu. Ben aslında bana verilmiş olan konunun gereği şeklinde çok hızlı şekilde geçtim. Okullaşma oranı sıralamasında 5. olduğunu
söylemiştik oldukça yüksekti. Fakat akreditasyon konusunda şunu söyleyeyim. Akreditasyon Birliği artık Avrupa'da tek ele geldi. Türk Akreditasyon
Kurumu dediğimiz Türkiye'de kurumu olan TÜRKAK artık Avrupa Akreditasyon Birliği'nin üyesidir ve en gelişmiş, en güvenilir 5. sıradadır.Tüm Avrupa
Akreditasyon Kurumları arasında 2 sene olmasına rağmen girişi oldukça
yüksek bir seviyeye gelmiştir. Biz de yerli bir firma olarak akredite olmuş bir
firmayız. Teşekkür ediyorum.
PROF. DR. A. FEYZİ BİNGÖL: Ben öncelikle Öner beye teşekkür ediyorum. Biz tabii yıllardan beri liseden beri tanışıklığımız olan bir arkadaşımız milli tabanlı ekonomiden bahsetti. Yıllardır hep bahsettiğimiz 21. yüzyıl
187
artık bilgi tabanlı ekonomidir. Artık buğday satmakla, arpa satmakla bu işlerin olmayacağını ve bilgi satarak bu işlerin olacağım hep söyledik. Söyledik
de Elazığ'ın üniversitesinin eski olduğu doğru 67'de teknik okul sonra akademi sonra üniversite ama Elazığ'daki üniversitenin tamamen gelişmesi de
devlet imkanlarıyla olduğunu, Elazığlı zengin hemşehrilerimiz maalesef, örneğini verdiğiniz bina boş diyorsunuz ama bugüne kadar bir tek çivinin dahi çakılmadığını ve devlet imkanlarıyla yürüyerek gittiğimizi unutmamak lazım. Bu yıl maalesef 2010 yılında söylemek zorundayım. Merkezi laboratuar kuralım diye devlet planlamaya gittiğimizde devlet planlama sadece size
kendi imkanlarımızla 1 trilyon veriyorum dedi. Ama benim karşımda Hacettepe'ye 36 trilyon veriyor. O zaman ben merkezi laboratuarı Elazığ'da nasıl
geliştireyim. Vatandaşın desteği yok, özel sektörün desteği yok, devletin
desteği yok . iktisadi İdari Bilimler Fakültesini açtım bina yoksunluğundan
öğrenci alamadım. Mühendislik Fakültesinde çok yeni bölümler açalım dedik, artık geçelim klasik mühendislikleri geçelim dedik mega mühendislikleri açtık ama bildiğin o akademilerin binalarından başka binamız yok ve bu
yıl yatırımlardan da 4 trilyon eklik verildi Onun için ben Elazığ'ın kalkınmasını ileri teknoloji veya ilimle olacağına inanıyorum. Artık bizim bildiğimiz
Elazığ'ın o klasik teknolojiyi yakalama şansı çok zor görünüyor. Dolayısıyla
bizim bilgi satmamız lazım bilgi ekonomisine yönelmemiz lazım onun için de
üniversiteye destek verilmesi lazım. 2. üniversite kurulursa bende memnuniyetle destek veririm.
Yine hocamız özellikle Avrupa ülkelerinden bahsetti. Biz Erasmus programında bugün öğrencilerimizi yurtdışına gönderiyoruz. Bu yıl 60 öğrenci gidecek, yurtdışından öğrenciler geliyor veya akademik personel gidip geliyor. Bu şekilde de güzel işbirliği yapıyoruz.
Yine başka bir şey daha var. Üniversitenin kendi imkanlarım kullanabilmesi için özerk olması lazım. Türkiye'deki özerklik 8 üzerinde 1,5. Ben üniversitenin hazinesi üzerinde yap-işlet- devret de hazine malı olduğu için bir
sosyal tesis yaptıramıyorum. Peki ben üniversitemi nasıl geliştireceğim nasıl sosyal tesis yaptıracağım veya nasıl para kazanacağım orada üniversitem için nasıl para kazanacağım? Hayır diyor arazi senin değildir çivi çakamazsın. Ne yaparsın yaparsan bina yaparsın, binanın içersinde kantini hayır diyor onu da ben işleteceğim diyor. Onun için bir an önce özellikle bu son
zamanlarda demokratikleşmeden bahsediliyor. Önce üniversiteleri özerkleştirelim. Dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Bizim bu Hazine mallannın
bir an önce üniversiteye tapulanması, bu 57. hükümet döneminde de Bakanlar Kurulundan geçmişti ama erken seçime gidildi ve bugün kaldı. Böyle bir sistem olmaz onun için üniversitelere bir an önce özerklikler verilmelidir ve ondan sonra da üniversitelerin özellikle de Fırat Üniversitesini herkes
görür diye düşünüyorum, teşekkür ederim.
188
189
190
PANEL OTURUMU -2
Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesinde
Ana Strateji Ne Olmalı
Başkan : Prof. Dr. Adem ŞAHİN
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Öğretim Üyesi ve Genel Sekreteri
Üyeler
: Ahmet AKMAN
Biotek Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı
: Çetin GÜRCÜN
T. Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)
Başkan Danışmanı
: Nuri Barış TARTICI
D.P.T Planlama Uzmanı
: İbrahim YAZAR
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma
Genel Müdür Yardımcısı
191
192
“Stratejik Yaklaşımlar”
BÖLGESEL KALKINMADA “ELAZIĞ MODELİ”NİN
OLUŞTURULMASI
Ahmet AKMAN
Biotek Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı
09.10.2009
ELAZIĞ
ELAZIĞ “MAKROLAR”
DEMOGRAFİK YAPI
NÜFUS
: 541.250 (2007 yılı), %70 Şehir, %30 Köy
YAŞ ORTALAMASI
: 27,5 (Türkiye Ortalaması 28,7)
NÜFUS YOĞUNLUĞU : 64 Kişi/km2 (Türkiye Ortalaması 92)
NET GÖÇ HIZI
: % 0,6
SAĞLIK
Elazığ
: 10 Hastane (9 Kamu, 1 Üniversite)...
3.205 Yatak
Türkiye
: 905 Hastane (849 Bakanlık, 56 Üniversite)...
165.000 Yatak
ENERJİ TÜKETİMİ
758.540 MW / yıl (Sanayi ve üretim 294.517 MW)
193
ELAZIĞ “MAKROLAR”
İSTİHDAM VE İŞSİZLİK (2007 SONU)
% 44,1 TARIM
%13,6 SANAYİ
% 42,1 HİZMET
İŞSİZLİK % 13,7 (%9,9 Türkiye)
Elazığ ekonomisinin temeli henüz daha tarıma dayalı olup, üretim gücü
oldukça sınırlıdır. Ağırlıklı diğer bir istihdam alanı hizmet sektörü olmakla beraber. Bu alanda kamu ağırlığı oldukça fazla olup özel teşebbüsün
hizmetleri sınırlıdır. İşsizlik ise bu anlamda en büyük sorunların başındadır. Global kriz öncesi Türkiye ortalamasının 1,5 katı olan işsizlik bugün %20’ leri üzerine ulaşmıştır.
194
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “TARİHİ SÜREÇ”
CUMHURİYET ÖNCESİ
• Dokuma ve giyim sanayi
• El sanaatları sanayi malları
• Debbağcılık
• İpek ve iplik fabrikası
Harput 19. yüzyıl sonlarına kadar çeşitli meslek kuruluşları biçiminde
teşkilatlanmış önemli bir ticaret ve sanayi merkezi konumundadır. Büyük ticaret hanları, kervanları, mağaza ve dükkanları ile ticareti canlı
tutmuşlardır. Cumhuriyet ve hemen akabinde devam eden süreçte tekstil ve deri sanayi Elazığ ve çevre il ekonomileri için önemli bir yer teşkil
etmektedir. Özellikle ipek mevsimi zamanı Elazığ çevre illerden gelen
işçiler içinde istihdam alanı olmuştur. Kaynak; üniversite sanayi işbirliği
Elazığ örneği adlı çalışmalardan
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “TARİHİ SÜREÇ”
CUMHURİYET SONRASI
• Elazığ İplik ve Dokuma TAŞ (Kamu-Özel)
• Şark Kromları TAŞ (Kamu)
• Şarap Fabrikası (Kamu)
• Şeker Fabrikası (kamu)
• Altınova Çimento Sanayi TAŞ (Kamu)
• Et Kombinesi (Kamu)
• Süper Fosfat Fabrikası (Kamu)
• Keban Holding AŞ. (Özel)
• Yem Fabrikası (Kamu)
Burada da saydığımız gibi Elazığ’ ın ekonomik gelişim süreci devletin
yapmış olduğu yatırımlarla hızlandırılmaya çalışılmış. Ancak gelinen
süreçte kamu tarafından işletmesi yapılan bu fabrikaların bir çoğu kapanmış yada küçülerek özel teşebbüse devri yapılmıştır. Güçlü kamu
yatırımları özel teşebbüs yatırımları ile güçlendirilmesi oldukça sınırlı
kalmıştır.
195
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “MEVCUT DURUM”
•
Genç ve eğitimli bir nüfus potansiyeline sahiptir.
•
Güçlü sosyo-kültürel değerlere saheptir.
•
Tarihsel olarak girişimcilik ve sanayi kültürüne sahiptir.
•
Ulaştırma, haberleşme ve enerji altyapısı güçlüdür.
•
Yer altı ve yerüstü ekonomik kalkınma alternatiflerine sahiptir.
•
Teşvik Yasası kapsamındadır.
SORUN NE!?
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “MEVCUT DURUM DEĞERLENDİRMESİ”
•
Sermaye Göçü veya azlığı !!!!!! ?
•
Nitelikli iş gücü ve/veya Beyin Göçü !!!!!! ?
Taş Devri taşlar bittiği için bitmedi……
ZİHİNSEL TRANSFORMASYON……..
GELECEK DEĞİŞİMDİR, DEĞİŞİM GELECEKTİR.
“Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe , hiç şüphe yokki, Allah’ da o toplumda olan hali değiştirmez.” (Rad Suresi, Ayet: 11)
196
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ
“SİYASİLER VE YEREL YÖNETİM”
•
•
Toplum kamusal istihdam beklentisine sokulmamalıdır.
Siyasi enerji ve kamusal destek, ekonomik altyapıyı güçlendirecek ve sürekli kılacak makro projeler için harcanmalıdır.
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “ÜNİVERSİTE”
Özel ve Kamu arasında sinaps görevi yaparak;
• Elazığ halkının girişimci yönü ortaya çıkarılmalı; üretim ve
hizmet sektörünü desteklemeye yönelik stratejiler ve somut projeler üretmelidir.
• Girişimci reseptörlerini tahrik edici aktiviteleri sürekli yapmalıdır.
• Yapılan çalışmalar ve sonuçları periyodik olarak ölçülmeli;
ilgili tüm taraflara rapor edilmelidir.
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “STK’ LAR”
ESO, ETO, Yerel Basın ve Diğer Tüm STK’ lar;
• Siyasiler, talep ve beklentiler kapsamında; Elazığ’ ın ekonomik gelişimine ilişkin olarak doğru yönlendirmelidir.
• Kamu ve yerel kaynakların, gerçek girişimciler tarafından
kullanılması ve yönlendirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
• Girişimciler sürekli motive edilmelidir. Teşvik edici stratejiler üretilmelidir.
• Kamu teşviklerinin doğru ve etkin kullanılması sağlanmalıdır.
• Bölgesel rekabetten ziyade, “Bölgesel İşbirliği” algılaması
güçlendirilmelidir.
197
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “SONUÇ”…..
BÖLGESEL KALKINMADA “ELAZIĞ MODELİ”
Salt ekonominin soyut kuralları kapsamında olmayan, çağdaş
normlarla yoğrulmuş şekilde; Elazığ’ ın sosyal ve kültürel değerlerini güçlü şekilde yansıtan, bölge ve ülke kalkınmasına artı değer sağlayacak model oluşturulmasına ilişkin bir hikaye yazılmalıdır.
Artık G.Antep, Malatya, K.Maraş, Konya örneği yerine bu yeni
modelin ikame edilmesi gerekir. Sosyo-kültürel alanda ekonomide olduğu gibi öz kaybedilmeden değişim ve gelişimin sürekliliği
sağlanmalıdır.
ELAZIĞ’IN EKONOMİK GELİŞİMİ “SONUÇ”
ALAN DEĞİL VEREN EL...
(556 < 870 )
Teşekkürler
198
Çetin GÜRCÜN
T. Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)
Başkan Danışmanı
31 yıllık turizmci, 21 yaşında bir seyahat acentasının sahibi. TURSAV
Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve uzun yıllardır edindiği birikimlerini TÜRSAB Başkan Danışmanı olarak ülke hizmetine sunan Çetin Gürcün olarak
tüm katılımcıları ve Elazığlıları saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Turizm Elazığ İlinin ekonomik gelişmesinde ana strateji olabilir mi bilemiyorum, ancak emin olduğum bir şey var ki oda turizmin yarattığı inanılmaz
katma değer ile ekonomi gelişimi için tüm dünyanın can simidi olarak sarıldığı bir sektör olduğu.
Bugün bütün dünya ülkeleri turizmden pay alabilmek için canla başla çalışmaktadır.
O halde gelin turizmin Elazığ’ın ekonomisinin gelişimi için ana stratejilerinden biri olacağı varsayımı ile turizm açısından bir değerlendirme yapalım.
Zira ARGE bölgemizin hazırladığı Elazığ Turizm potansiyeli raporunu incelediğimde paleolotik (Yontma Taş Devri M.Ö. 10.000) dönemden beri yerleşim alanı olarak eski tarihi ile dikkat çekmektedir.
Elazığ ilimiz, kendine has kültürel yapısı, tarihi eserleri, Hazar Gölü gibi
doğal kaynakları, camileri, türbeleri, termal kaynakları, yöreye has özgün
mutfağı ve meşhur üzümleriyle önemli bir turizm kaynağı olmakla birlikte, ne
yazık ki ülke turizm potansiyelinden yeterince pay alamıyor.
Bu konudaki değerlendirmemizi yapabilmek için gelin öncelikle ülkemiz
turizm sektöründe neler yapmış, dünyadaki yeri nedir kısaca bir inceleyelim.
TÜRKİYE TURİZMİNE GENEL BİR BAKIŞ
Türkiye turizmi, sektörün dışında oluşan çeşitli olumsuz etkenlere ve
konjonktüre bağlı dalgalanmalara, kriz dönemlerine rağmen hızlı büyüme
trendini son on yılda da sürdürdü. Bu süreçte turizm alanında en hızlı büyümeyi gerçekleştiren ülkelerden biri olan Türkiye, uluslararası sıralamada üst
pozisyonlara doğru ilerleyerek dünyada ilk on ülke arasında yer aldı. Türki199
ye turizminde, temel göstergeler itibariyle son on yıldaki gelişmeler şöyle bir
tablo çiziyor:
Ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısı, 1998 yılında 9 milyon 725 bin
iken, bu sayı 2008 yılında yaklaşık 26 milyon 337 bine ulaşarak, on yılda
2.7 kat arttı. Aynı dönemde yabancı turizm gelirleri 7 milyar 177 milyon ABD
dolarından 16 milyar 761 milyona yükselerek 2.3 kat arttı.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün sıralamasına göre, Türkiye,
2007 yılında, uluslararası turist gelişleri itibarıyla dünyada 9'uncu, turizm
gelirleri itibarıyla 10'uncu sırada yer aldı.
2008 yılı resmi sonuçları elimize henüz ulaşmamış olmakla beraber,
Türkiye'nin 7'inci sırada yer alabileceğini tahmin ediyoruz.
Özetle, 1980'li yıllarda ivme kazanan Türkiye Turizmi son on yılda da
hızlı büyüme trendini sürdürerek, dikkate değer başarılı bir gelişim çizgisi izlemiştir.
Bugün Geldiği Noktada Turizm Endüstrimiz
Turizm endüstrimiz, turizm gelişim sürecinde kazanmış olduğu değerli
deneyimler, dinamik, gelişkin yapısal özellikleri ile uluslararası alanda yüksek bir rekabet gücüne sahiptir.
Bugün geldiği noktada ülkemizin turizm arzı temel göstergeleri ile özetle şöyle bir tablo çiziyor:
-
Merkez ve şubeler dahil toplam 5761 seyahat acentesi
-
T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Turizm İşletme Belgeli 532 bin
ve Belediye belgeli 400 bin olmak üzere toplam 932 bin yatak kapasiteli konaklama tesisleri
-
90 yolcu uçağına sahip 10 özel havayolu şirketi.
-
128 yolcu uçağı ile Avrupa'nın en genç filolarından birine sahip olan
Türk Hava Yolları
-
50 milyon yolcu kapasiteli 48 havaalanı.
-
Uluslararası uçuşlara açık 16 havaalanı
-
8800 yat bağlama kapasitesine sahip 28 marina
-
Yaklaşık 9000 kokartlı rehber
Turizm Sektörünün Ekonomi ve İstihdama Katkısı:
2008 yılında ülkemizin turizm geliri; yabancı turizm geliri 16 milyar 761
milyon ABD Doları, vatandaş turizm geliri yaklaşık 5 milyar 150 milyon ABD
200
Doları olmak üzere toplam yaklaşık 21 milyar 911 milyon ABD Doları olarak
gerçekleşti. (Kaynak T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı + TUİK)
Turizm sektörü 2008 yılında Türkiye'nin dış ticaret açığının yüzde
31.3'ünü kapatmıştır.
Turizm endüstrisinde doğrudan istihdamın 1993 yılında 662.000 iş iken,
2001 yılında 1.000.000'u aştığı, 2008 yılında ise 1.800.000 ve buna göre turizmdeki doğrudan istihdamın, toplam içindeki payının yüzde 8.7 civarında
olduğu tahmin edilmektedir.
Turizm 5’'nin üzerinde sektör ve alt sektöre doğrudan katkı sağlıyor.
Turizm sektörü açısından önemli bir nokta da, bu sektördeki ithalat payının diğer sektörlerin ortalamasının çok altında olmasıdır.
2008 Yılı Değerlendirmesi:
2008 yılında, özellikle Eylül ayından itibaren şiddetlenen küresel Ekonomik kriz genel olarak dünya gündemine olduğu gibi, uluslararası turizm gündemine de damgasını vurdu. Krizin turizme olası yansılamaları bütün dünyada kaygı yarattı.
Bu duruma rağmen Türkiye turizmi 2008 yılını olumlu şekilde kapatmayı başardı. T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TUİK verilerine göre, 2008 yılında ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısı, 2007 yılına göre %12.83, yabancı turizm geliri ise %19.81 oranında artış gösterdi. Küresel ekonomik krizin etkileri ile dünya turizminin hız keserek gerilemeye başladığı dönemde,
Türkiye turizminin yıl genelinde gerçekleştirdiği böylesine hızlı bir büyüme
trendi, dikkate değer bir gelişmedir.
2009 Yılı Beklentileri:
Bu yazının kaleme alındığı tarihte henüz 2009 yılının ilk üç ayına ilişkin
veriler elimizde mevcut. T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre
2009 yılı Ocak- Mart dönemini kapsayan ilk üç ayda ülkemize gelen yabancı ziyaretçi sayısında, geçen yılın aynı dönemine göre %-4.22 gerileme
var.
Küresel ekonomik krizin yarattığı belirsizlik ortamı, yılın bu ilk aylarında
hiç kuşkusuz, tüketicinin tereddütlü davranmasına ve zorunlu olmayan seyahatlerin de ertelenmesine yol açmaktadır. Esasen 2009 yılında dünya ve
Avrupa turizm ve seyahat pazarlarında daralma beklenmektedir. Buna karşın ülkemizin bir kısım önemli ve en büyük pazarlarından yaz sezonunun
geçen yılın altına düşmeyeceği yönünde haberler alınmaktadır. Öte yandan
ülkemiz, kriz koşullarında her zamankinden daha da fazla önem kazanan,
fiyat ve özellikle fiyat-kalite ilişkisi yönünden avantajlı durumdadır. Bu aşamada yaptığımız değerlendirmelere göre Türkiye turizminin, geçen yılki dü201
zeye ulaşacağını ve hatta bunu aşabileceğini umuyoruz. Ancak doğal olarak durum ve gelişmeleri dikkatle izleyerek, gerekirse hedeflerimizde revizyona gidebiliriz.
Türkiye Turizmi, İleri Amaç ve Hedefler Doğrultusunda Gelişimini
Önümüzdeki Kısa, Orta ve Uzun Vadede de Sürdürecektir.
Sektörümüz bugüne kadar, çeşitli olumsuz faktörlere, ağır kriz dönemlerine, konjonktürel olumsuzluklara rağmen, Türkiye turizminin, ileri hedefler
doğrultusundaki hızlı gelişimini sürdürmesini başarmıştır. Türkiye, sahip olduğu olağanüstü gelişim potansiyeli ile, turizm alanında en ileri amaç ve hedefler doğrultusundaki hızlı gelişimini hiç kuşkusuz bundan sonra da sürdürecek, ve inanıyoruz ki yakın gelecekte dünyada ilk beş ülke arasında hak
ettiği yeri alacaktır.
•
Tüm bu anlattıklarımız elbette gurur verici ve bir sektör mensubu olarak mutluluk verici.
•
Turizm sektörü yarattığı katma değer, yerinde ihracat ile ülke ekonomisinin motoru ve ödemeler dengesinin vazgeçilmez bir unsuru.
•
Ancak bu önemli ekonomik faaliyetten ülkenin bütün bölge ve illerinin
yararlanması çok önemli ve gerekli.
•
Maalesef deniz-güneş-kum üçgenine sıkışan turizm yapımız buna
izin vermiyor.
•
Oysa turizm hareketi ülkemizde kültür turları ile başlamış ve tüm ülkeyi kapsamaktaydı (Büyük anadolu turlari - 21 günlük Türkiye turları vb.)
•
1989 tTürk turizminde dönüm noktası oldu ve alınan kararlar ve yapılan yatırımlar ile deniz-güneş-kum üçgenine dönüldü.
•
90’lı yıllarda ülkemizin Güneydoğu’sundaki terör sorunu bu bölgeye
özellikle yabancılara yönelik yapılan turları maalesef bitirdi.
•
Bu konuda TÜRSAB olarak 1999’dan başlayarak gerek uluslararası
turizm kuruluşları IFTO, UFTAA vb. Gerekse yabancı tur operatörleri
nezdinde pek çok girişimimiz oldu.
•
Tüm bunların sonucunda ülkemizde kültür turizmi gerilemeye başladı, ülkemizin Topkapı Sarayı ve Ayasofya ile birlikte en çok ziyaret
edilen ören yeri olan Efes’i 1988 de 1 milyon 400 bin kişi ziyaret ederken geçtiğimiz yıl bu sayı 750 bin’e gerilemiştir. Kaldı ki bunun yarıya yakını Kruvaziyerler ile Kuşadasına gelen günü birlik ziyaretçilerdir.
•
Bir diğer çarpıcı veri 2005 yılında Antalya’yı ziyaret eden 7 milyon tu-
202
ristin yanlızca %1’nin müze ziyaret etmiş olması.
•
Kültür turizmindeki bu gerilemenin ülkemizin tüm bölgeleri ile bu sektörden yararlanamadığı gerçeği karşısında TÜRSAB çeşitli adımlar
atmaktadır.
•
Son 5-6 yıldır misyonunu kültür turizmini geliştirmek ve tüm bölge ve
illerimizin bu faaliyetin içinde yer alması olarak belirleyen TÜRSAB
bu konuda tüm illerimizde çeşitli faaliyetler düzenlemekte ve illerimizi bu faaliyete katılmaya özendirmektedir.
•
Bu çerçevede; elazığ'ın da turizm sektöründen pay alabilmesini sağlamak için neler yapılması gerektiğine gelince;
1 Öncelikle ilin turlzm envanterinin çıkarılması
2 Yerel seyahat acentalarının destinasyonu tanıtacak programlar
hazırlamaları
3 Bölgedeki diğer iller ile kombine programlar hazırlanması (GAP
turu vb.)
4 TÜRSAB genel merkezinde iç turizm yapan büyük seyahat acentalarının kültür turizmi departman sorumlularının bilgilendirilmesi
toplantısı düzenlemek ve ilgilerini çekmek
5 Yine bu yetkililere bölgeyi yerinde inceleyip, tanıma imkanı verecek INFO turları düzenlemek.
•
Diğer yandan Elazığ turizmi için önemli bir konuda komşu ülkelerde
(Rusya - İran - Suriye) ilgi yaratarak bölgeye çekmek olmalıdır.
•
Bu konuda da iç turizmin arttırılmasının ciddi bir katkısı olacaktır zira
iç turizmin artması bölgeye olan ilgiyi arttıracaktır.
203
204
Nuri Barış TARTICI
Planlama Uzmanı,
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı,
Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum
Genel Müdürlüğü
Elazığ İlinin Ekonomik Gelişme Stratejisi
Açısından Kümelenme Yaklaşımı
Giriş
Günümüzde Elazığ’ın yanı başında yükselen Harput’un binlerce yıllık tarihi, kentin uzunca bir dönem bölgesinde önemli bir merkez konumunda olduğunu göstermektedir. Cumhuriyet döneminde de Elazığ, kamu idarelerinin bölge teşkilatları, Anadolu’nun ilk üniversitelerinden birisi olan Fırat Üniversitesi, kamu iktisadi teşekkülleri (KİT) ve bazı madencilik işletmelerine ev
sahipliği ederek, bu önemini sürdürmüştür. Son yıllarda özellikle imalat sanayiinde, KİT’lerin özelleştirilmesinin de etkisiyle bir durgunluk izlenmekle
birlikte, Elazığ halen önemli bir bölgesel merkez işlevi görmektedir. Elazığ,
Doğu Anadolu bölgesinin kalkınması açısından hem bölgesini sürükleyecek
şekilde ekonomisinin gelişmesi, hem de etki alanına daha nitelikli hizmetler
sunması açısından önem taşımaktadır. Nitekim Elazığ, Dokuzuncu Kalkınma Planında az gelişmiş bölgelerin kalkınmasına yönelik olarak benimsenen temel stratejilerden birisi olan “cazibe merkezleri” arasında yerini almıştır.
Elazığ hakkında yaptığım mütevazi araştırma, ilde son yıllarda kalkınma
yönünde bir seferberlik olduğu izlenimi vermektedir. Zira, pek çok yerel aktörün bu konuda kafa yorduğu, çaba harcadığı, altyapı hazırlamaya çalıştığı görülebilmektedir. Örneğin pek çok il için binbir zahmetle toplanabilecek
istatistiki veri ve göstergeler Valiliğin internet sitesinde herkesin kullanımına
açık durumdadır. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) internet sitesinde ise GZFT analizi ve Elazığ ilinin ekonomik yapısına ilişkin bilgilere yer
verilmektedir. Bunun bir adım ilerisinde Elazığ, stratejik bir kalkınma yaklaşımı belirlemiş ve kalkınma konusunda mermer ve su ürünleri kümelenme205
si üzerine odaklanmış durumdadır. Bölgesel kalkınma konusunda, AB destekli kalkınma programları, teknokent ve iş geliştirme merkezinin kurulması
gibi giderek artan tecrübesi kolayca izlenebilmektedir.
Doğal olarak, bu heyecan verici çalışmalar için, detaylı bir değerlendirme yapmadan, ilk bakışta, “en doğrusu veya en uygunu bunlardır” kanısına
varmak yararlı bir tutum olmayacaktır. Zira, en azından Elazığ’ın, eğer belirlenmişse, vizyonunun ne olduğunu, bu vizyonun farklı paydaşlarca ne derece paylaşıldığını baştan kestirmek mümkün görünmemektedir. Ancak, bugünkü sunumumu da Elazığ’ın kümelenme yaklaşımı üzerine inşa etmekte
bir sakınca görmüyorum, aksine bunun daha verimli bir çaba olacağını düşünüyorum.
Bunun iki önemli yararı olacaktır. İlk olarak, kümelenme yaklaşımı stratejik tercihler yapmayı kolaylaştıran bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır.
Aşağıda görülebileceği gibi stratejik ekonomik faaliyetlere ve katma değer
halkasında en fazla etki yapabilecek unsurlara yoğunlaşmaktadır. Kümelenme yaklaşımını esas almanın ikinci yararı ise, aktörler arasındaki işbirliğini
vurgulamasıdır.
Bu konuşma, üç kısa bölümde yapılandırılmıştır. İlk bölümde kısaca kümelenmenin ne olduğu ve ekonomik kalkınmada ne gibi katkılar sağladığı
değerlendirilecektir. İkinci bölüm 1990 yılından günümüze Elazığ ilinin ekonomik performansına odaklanmaktadır. Elazığ ekonomisinin istihdam yaratma performansı ekonomik faaliyetler bazında incelenmekte, insan kaynakları potansiyeli kısaca değerlendirilmektedir. Üçüncü bölüm önerileri açıklayarak sunuma son vermektedir.
Kümelenme Yaklaşımı
Kümelenmeyi popülerleştiren Porter’a göre bir sanayi kümesi, belirli bir
ekonomik faaliyet alanında, birbirleriyle ilişkili firma ve kurumların coğrafyada yığınlaşarak kayda değer rekabet gücü kazanması ve başarı sağlamasıdır.1 Bu anlamda, küme belirli bir faaliyette uzmanlaşmış firmaların coğrafi
yığınlaşmasına ilave olarak, tedarikçilerden tüketicilere uzanan katma değer zincirindeki kurumların sıkı bağlarla kolektif rekabet gücü sağlamasını
ifade eder. Bu bakış açısıyla ihtisaslaşmış araştırma ve geliştirme kurumları, finans kurumları, ihtisaslaşmış mal ve hizmet sağlayan firma ve kurumlar, kümelerin temel unsurları arasına girmektedir.
Böylece bölgesel düzeydeki kümeler için şunları söylenebilir:
•
1
Kümeler, aynı, benzer veya birbirini destekleyen konulardaki firmala-
Porter, Michael E., Clusters and the New Economics of Competition, Harvard
Business Review, (November December 1998): 77-90.
206
rın belirli coğrafyalarda yığınlaşması yoluyla belirginleşmektedir.
•
Tedarikçiler ve müşterilere uzanan katma değer zincirindeki halkaların güçlendirilmesine odaklanılmaktadır.
•
Bu çerçevede üniversite, ar-ge kurumları, finans kurumları gibi ihtisaslaşmış hizmetler sunan ve pazarla bağlantıları sağlayan işletme
ve kurumlar da kümeler kapsamında değerlendirilmektedir.
•
Böylece, işletmeler ve kurumlar kadar bu kurumlar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi önem taşımaktadır.
•
Yenilikçilik ve buna temel oluşturan nitelikli insan kaynakları en
önemli rekabet unsurları arasında yer almaktadır.
Kümeler, rekabet gücünün artmasına sağladıkları katkı nedeniyle ekonomik kalkınma alanında önem kazanmıştır. Rekabet gücünün artması temelde firmaların verimliliğinin yükselmesini ve firmaların rekabet gücünün
artmasını, buna bağlı olarak kümenin piyasalarda rekabet avantajı sağlamasını ifade etmektedir. Bu çerçevede, kümelerin ekonomiye genel etkisi
verimliliği artırarak karlılık ve ücret seviyelerini de yükseltmesidir.
Kümeler, firmaların verimliliklerini arttırmalarında üretim faktörlerine zamanında ve yeteri kadar erişim sağlayabilmeleri için uygun ortam oluşturabilmektedir. Belirli bir faaliyet alanında uzmanlaşmış firmaların bir arada bulunması ve sıkı ilişkiler oluşturabilmesi, bölgelerde uzmanlaşmış işgücü ve
hizmet piyasalarının gelişmesine ve firmaların ihtiyaçlarına cevap vermesini kolaylaştırmaktadır. Örneğin, kümedeki firmalar ortak kullandıkları girdiler
için toplu alım düzenlemeleri yaparak, maliyetlerini düşürebilmektedir. Daha
da önemlisi, firmaların tek başlarına maliyetini üstlenemeyeceği, yüksek sabit yatırım gerektiren araştırma ve geliştirme faaliyetleri, ihtisaslaşmış ArGe kurumları aracılığıyla kümedeki firmalara daha uygun maliyetlerle ve firmaların ihtiyaçlarına uyarlanmış şekilde sunulabilmektedir. Buna, kümelerin
firmalar ve kurumlar arası sıkı ilişkilerle etkileşim ve enformasyon maliyetlerini düşürmesini, yenilikçi fikirlerin daha hızlı yayılmasını ve değere çevrilebilmesini eklemek gerekir. Bu anlamda, kurumlar arası ilişkilerin güçlenmesinde, firmalar arası ticari ilişkiler ve ortaklıklar, ihtisaslaşmış işgücünün
firmalar arası hareketliliği, kümeyle ilişkilenmiş sivil toplum kuruluşları, hatta girişimcilerin ve işgücünün birbirleriyle güven esasına dayalı gündelik ilişkileri önemli olmaktadır. Böyle bir ortamda, yeni firmaların daha kolay oluşabileceğini ve bölge dışındaki yatırımcıların bölgeye olan ilgilerinin artacağını öngörebiliriz.
Elazığ’da Valilik ve ETSO’nun öncülüğünde bu kümelenme yaklaşımının
ilin kalkınma stratejilerine etki etmeye başladığını, mermer ve su ürünleri
kümelerinin öncü sektörler arasında belirlendiğini izlenmektedir. Bu iki sek207
törle birlikte, diğer ekonomik faaliyetlerin istihdam yaratma açısından değerlendirilmesi, gelişme stratejileri açısından önemli ipuçları verebilecektir.
Elazığ Ekonomisinin İstihdam Yaratma Kapasitesi
Elazığ ekonomisi incelenirken, istihdamın bugüne kadarki seyri temel
gösterge olarak kabul edilerek iki temel konuya odaklanılmaktadır. Bunlardan ilki, kümelenmenin sektörel boyutuna karşılık gelmek üzere istihdamın
sektörel dağılımı ve sektörler bazında istihdamın büyüme performansıdır.
İkincisi ise, girişimcilik dinamikleri, yenilik kapasitesi ve verimlilik açısından
önemli görülen işgücünün eğitim düzeyidir.
Ekonomik faaliyetlerin performansını değerlendirmede, Grafik 1’de görüldüğü gibi yığınlaşma katsayısı ve istihdamın büyüme hızı değişkenlerinden yararlanılmaktadır. Bu grafikte yatay eksen bir ekonomik faaliyetin Elazığ ilinde toplam istihdam içindeki payının, aynı faaliyetin Türkiye genelindeki payına bölünmesiyle elde edilen yığınlaşma katsayısını göstermekte
olup 2000 yılı için hesaplanmıştır.2 Örneğin, Elazığ’da metalik olmayan cevher madenciliğinde çalışan bir kişiye rastlama olasılığımız, Türkiye geneline göre 1,6 kat daha fazladır. Bu katsayı 1 olduğunda, ekonomik faaliyetin
istihdam içindeki payının Türkiye ile aynı olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dikey eksenin sağ tarafında yer alan faaliyetler, Elazığ’da Türkiye’ye kıyasla daha fazla yığınlaşmış durumdadır. Dikey eksende ise ekonomik faaliyetlerin 1990-2000 dönemi yıllık ortalama büyüme oranları verilmektedir.
Son olarak, her dairenin alanı sektörün 2000 yılı istihdam büyüklüğünü ifade etmektedir.3
3
İstihdamın iller bazında ekonomik faaliyetlere göre dağılımı için 2000 yılından
sonra analiz edilebilir bir veri bulunmamaktadır. Bu nedenle bu çalışmada kullanılan grafikler 1990-2000 dönemini kapsamaktadır.
208
1990-2000 dönemine Grafik-1 yardımıyla göz attığımızda, yeraltı kaynaklarına dayalı sanayi gelişimi izlenebilmektedir. Gerek metalik gerekse
metalik olmayan cevher madenciliğinin Elazığ’da Türkiye’ye göre hem daha fazla yığınlaştığı hem de hızlı bir büyüme sergilediği görülmektedir. 2000
yılı istihdamı daha düşük (250 kişi) olan ve mermer istihracını da kapsayan
metalik olmayan madencilik, Elazığ’da oldukça hızlı büyümüştür. Metalik
cevher istihsali de, Türkiye’deki performansına yakın bir artışla, yüksek bir
büyüme göstermiştir. Hazine Müsteşarlığının 2004-2008 dönemine ilişkin
teşvik verilerine dayanarak madencilik sektörünün yükselişinin 2000’li yıllarda da devam ettiğini söylemek mümkün görünmektedir. Zira, bu dönemde
her yıl gerek istihraç, gerekse işleme yatırımları teşviklerden yararlanmıştır.4
Elazığ’da yığınlaşarak Türkiye geneline göre daha hızlı istihdam artışı
kaydeden diğer sektörler ise, Elazığ’ın çevresine hizmet sağlayan bir merkez olma özelliğini desteklemek yönündedir. Kamu idaresi ve savunma ile
sosyal kamu hizmetleri, bu faaliyetlerin Türkiye genelindeki yükselişine pa4
Hazine Müsteşarlığı İnternet Sitesi, Yatırım Teşvik İstatistikleri, www.hazine.gov.tr.
209
ralel olarak yıllık ortalama yüzde 3-4 büyüme kaydetmiştir. Haberleşme ve
ulaştırma sektörlerinin Elazığ’da yığınlaştığı görülmektedir. 1990-2000 döneminde haberleşme sektörü istihdamı büyürken, ulaştırma sektörü istihdamı, düşük bir hızla da olsa daralmıştır.
Grafiğin sağ üst köşesinde yer alan yığınlaşma katsayısı 1’den küçük
(Türkiye’ye göre Elazığda daha az yığınlaşmış), ancak istihdam artışı sergileyen sektörler ağırlıklı olarak hizmet sektörleridir. Toptan ticaret ve yardımcı iş hizmetleri ile taşınmaz mallara ilişkin hizmetler yaklaşık yüzde 8,
yaklaşık 7.500 kişiyi istihdam eden perakende ticaret yüzde 1,8, lokanta ve
oteller 2,6, mali kurumlar ve sigortacılık yaklaşık yüzde 2, eğlence ve kültür
hizmetleri yüzde 6 büyüme kaydetmiştir.
Dikkate değer büyüme gösteren sektörler arasına, imalat sanayi içinden
sadece kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik mamülleri sanayii, yüzde 2,7
düzeyinde büyümeyle girebilmiştir. 1990-2000 döneminde imalat sanayiinde genel olarak bir daralma izlenmiş, bu imalat sanayiinin alt sektörlerine
yansımıştır. Elazığ açısından önemli olduğu düşünülen gıda sanayiinde de
büyüme oranı (%0,5) düşüktür. İmalat sanayiinde, aynı zamanda belirgin bir
yığınlaşma da görülmemektedir. İmalat sanayii altsektörlerinin yığınlaşma
katsayısı 1’in altında kalmıştır. 2004-2008 yılları arasında teşvik belgeli yatırımlarda da çok belirgin bir sektörel yoğunlaşma izlenememektedir.5
Tarım sektörü, yüksek istihdamının diğer ekonomik faaliyetleri gizlemesi
nedeniyle grafiğe dahil edilmemiştir. Türkiye’den daha fazla yığınlaşma
(1,21) gözlenen tarım sektöründe istihdam düzeyi 2000 yılı itibarıyla 1990
yılındaki seviyesini korumuştur. Yaklaşık 7.000 kişinin istihdam edildiği inşaat sektörü de büyümeye katkı sağlamamış ve yıllık ortalama 2,3 daralmıştır.
Su ürünleri alanında ise 1990-2000 yılları arasında önemsiz bir istihdam
(30-40 kişi arasında) görülmektedir. Bunun iki nedeni, potansiyelin 2000 yılı itibarıyla yeterince değerlendirilememesi veya kişilerin ikincil faaliyet konusu olarak istatistiklere yansımaması olabilir. Bu faaliyet konusu Elazığ’da
kümelenme konusunda öncü sektörlerden biri olarak belirlendiğine göre,
2000’li yıllarda bu faaliyet kolunun önemini artırdığı düşünülebilir. Elazığ’daki kısa ziyaretlerimiz sırasında barajlar çevresinde kurulmuş bulunan su
ürünleri yetiştiricilik tesisleri, bunun bir göstergesi sayılabilir.
Bu noktada, ekonomik faaliyetlerden hangilerinin Elazığ’da Türkiye’ye
kıyasla daha hızlı büyüme kaydettiği önem kazanmaktadır. Grafik 2, ekonomik faaliyetlerin Elazığ’daki performansı ile Türkiye’deki performansını mu5
Hazine Müsteşarlığı İnternet Sitesi, Yatırım Teşvik İstatistikleri, www.hazine.gov.tr.nel Müdürlüğü, Yayın No DPT 2671, Ankara, 2003.
210
kayese etmektedir. Kırmızı çizginin güneyi ve doğusu Elazığ ilinde daha
yüksek büyüme gösteren dört faaliyet konusunu içermektedir. Bu faaliyetler
metalik ve metalik olmayan madencilik (istihsal) ile kamu hizmetleri ve taşınmazlara ait hizmetler de dahil olmak üzere yardımcı iş hizmetleridir. Dolayısıyla, bu faaliyetler dışında Elazığ’ın kendi potansiyeli ve dinamikleriyle
daha rekabetçi bir ortam yaratamadığı; diğer bazı sektörlerdeki pozitif büyümenin ise ülke genelindeki büyüme ve sektörel büyüme eğilimlerinin etkisiyle gerçekleştiği söylenebilir.
Elazığ’ın önemli bir özelliği, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yoğunlaştığı
bir il olmasıdır. Elazığın bu özelliği il gelişmişlik göstergelerine de yansımıştır.6 Bu göstergelere göre Elazığ ili üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranında Türkiye genelinde 16 ncı, liseler okullaşma oranında 5 inci, onbin kişiye düşen hekim sayısında ise 8 inci sıradadır. Anadolu’nun köklü üniversitelerinden Fırat Üniversitesi de nitelikli insan kaynaklarının geliştirilmesi
konusunda Elazığ’ın güçlü yönlerinden birisidir.
Elazığın eğitim düzeyleri itibarıyla bazı önemli Anadolu kentleri ile karşı6
Dinçer B., M. Özaslan, T. Kavasoğlu (2003), İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü, Yayın No DPT 2671, Ankara, 2003.
211
laştırılması, Elazığın insan kaynakları potansiyelini ekonomik performansa
çevirme yönünde fırsatlar yaratabileceğini göstermektedir. Tablo 1’de görüldüğü gibi, Elazığ; Malatya, Konya ve Kayseri’yle mukayese edilebilir düzeyde nitelikli insan gücüne sahip olmakla birlikte, Anadolu kaplanlarının yakaladığı ivmeyi yakalayabilmiş değildir. Tabi önceki oturumda Arif Çanacık
Bey’in meslek liseleriyle ilgili rezervini saklı tutmak gerekmektedir. Kendilerinin tespitine göre yüksek okullaşma oranları, meslek okulları okullaşma
oranlarına yansımamış durumdadır. Bu durumda, işgücü piyasalarının özellikle sanayinin ihtiyaçlarına uygun işgücü arzı sağlamakta zorlandığı zonucuna ulaşılabilmektedir.
Tablo-1: 15 Ya ve Üzeri Nüfusun Eitim Düzeyi
ller
Eitim Düzeyi
Yıınlama
Katsayısı
Lise veya dengi okullar
0,95
mezunu ve üzeri
Elazı
Yüksek okul veya fakülte
0,87
mezunu ve üzeri
Lise veya dengi okullar
1,04
mezunu ve üzeri
Malatya
Yüksek okul veya fakülte
0,85
mezunu ve üzeri
Lise veya dengi okullar
0,86
mezunu ve üzeri
Konya
Yüksek okul veya fakülte
0,85
mezunu ve üzeri
Lise veya dengi okullar
1,02
mezunu ve üzeri
Kayseri
Yüksek okul veya fakülte
0,95
mezunu ve üzeri
Kaynak: 2008 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verileri kullanılarak
hesaplanmıtır.
Elazığ İlinin Ekonomik Gelişmesi Yönünde Öneriler
Şu ana kadarki analizlerden 1990-2000 dönemine ilişkin bazı önemli sonuçlara ulaşılabilmektedir. İlk önemli sonuç, Elazığ’daki istihdam artışının,
birkaç faaliyet kolu haricinde Türkiye’den daha düşük düzeylerde gerçekleşmiş olmasıdır. Buna ek olarak, özellikle imalat sanayiinde uzun vadeli bir
durgunluk yaşandığını söylemek mümkündür. Ayrıca, Elazığ’daki yığınlaşma ve büyüme göstergeleri doğal kaynaklara dayalı sanayi gelişimini ortaya koymaktadır. Öncelikli olarak belirlenen su ürünleri ve mermer kümeleri
212
de bu eğilimin devamı olarak kabul edilebilir. Hizmet sektörlerinde ise büyüme izlenmekle birlikte, genellikle bu sektörlerin büyümesi Türkiye ortalamalarına yakın veya ülke ortalamalarının altında gerçekleşmiştir. Bu değerlendirmelere dayanarak, Elazığ’ın ülke düzeyinde ekonomide ve sektörlerde
görülen gelişmeyi yeterince yakalayamadığı tespit edilebilir. 2000 yılından
sonra bazı gelişmelerin söz konusu olabileceği düşünülse dahi, Elazığ’ın
büyüme için gerekli ortamı sağlama ve rekabet gücünü artırma yönünde
adım atması gerektiği görülmektedir.
Konuşmanın hemen başında belirtildiği gibi, Elazığ’ın son dönemde kalkınma yönünde hareketlenmeye başladığı ve hızla tecrübe edinmeye başladığı görülmektedir. Elazığ’ın da içinde bulunduğu Düzey 2 bölgesinde kalkınma ajansının kurulma aşamasında olması, Elazığ’ın sosyal ve fiziki altyapısı da güçlendirilmek üzere cazibe merkezleri arasına girmesi önemli fırsatlar olarak göze çarpmaktadır. İnsan kaynakları ise Elazığ’ın harekete geçirilmeyi bekleyen önemli potansiyeli olarak belirmektedir.
Bu çerçevede, Elazığ özelinde aşağıdaki önerileri geliştirmek mümkündür. Elazığ konusunda derinlemesine bilgi sahibi olmayan bir uzman tarafından yapılan bu önerilerden bir kısmının mevcut durumda başlatılmış uygulamaları içermesi doğal görülmelidir. Bu anlamda, önerilerin mevcut uygulamaları yeniden gözden geçirmek konusunda katkı sağlaması beklenebilir.
Elazığ’ın uzun vadede bölgesel bir merkez ve ülke düzeyinde önemli bir
ekonomi olarak güçlenebilmesi yönünde, doğal kaynaklara dayalı faaliyetlerin yanına yüksek katma değer yaratan kümelerin, imalat sanayiinin ve uzmanlaşmış hizmet sektörlerinin gelişimi konusunda da strateji geliştirilmesi
gerekmektedir. Bu yönde yeni kümeler ve bunları destekleyecek hizmetlerle ilgili gelişmeler kısa vadede öngörülmese dahi, uzun soluklu kalkınma çabalarında dikkate alınmalıdır.
Bu yönde öncü sektörlerin stratejik bir yaklaşımla ve yerel bilgiyi de değerlendirerek seçilmesi önem taşımaktadır. Ulusal düzeydeki istatistik ve
çalışmalar açısından, ekonomide önemli yer tutan tarım ve hayvancılık sektörleriyle de ilişkisi güçlendirecek ve yüksek katma değerli ürünlere yönelecek şekilde gıda ve içecek imalatı sektörü, özelde bölgede geçmişi olan şarapçılık ciddi bir alternatif olarak görülebilir. Son dönemde lokanta ve oteller
ile eğlence ve kültür hizmetleri sektörlerinin gelişmesi ise turizm sektörünün
ekonomiye potansiyel katkısının araştırılabileceğini ortaya koymaktadır.
Mevcut kümelenme çabalarında ise, küme içindeki aktörler arasındaki
ilişkiler kadar komşu illerle olan ilişkilerin de geliştirilmesi gerekir. Kümelere
temel oluşturan mahallin sadece il sınırları çerçevesinde değerlendirilmesi,
kısıtlayıcı bir yaklaşım olmaktadır. Örneğin, Elazığ açısından su ürünleri kü213
mesi için temel olan su kaynaklarına Tunceli ve Malatya’nın da sınırları bulunmaktadır. Hem ekonomik etkinliğin sağlanması, hem de bu kaynakların
sürdürülebilir kullanımı açısından iller arası işbirliği ve ortak hareket önemlidir. Diğer taraftan, mermer üretimi özellikle Diyarbakır’da önem taşımaktadır.
Mermer kümelenmesi çalışmasında da çevre illerdeki aktörlerle ortak çıkarlar ve işbirliği alanları müzakere edilebilir. Muhtemel müzakere konuları arasında iller arasında ortak araştırma enstitülerinin kurulması, dış pazarlara
erişim ve pazar payını artırma, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi sayılabilir. Dolayısıyla gelecekte Elazığ-Malatya-Tunceli su ürünleri kümesi veya
Elazığ-Diyarbakır mermer kümelerinden bahsetmek mümkün olabilecektir.
Elazığ ekonomisinin gelişmesinde hem yeni yerel firmaların kurulması
hem de il dışından yatırımcı çekilmesi önemlidir. Henüz oluşturulan İŞGEM
kapsamındaki kuluçka, yani girişimci yetiştirme merkezi, bu açıdan dikkate
değer bir adımdır. Yeni girişimciler için başarısızlık riskinin veya başarısızlık maliyetinin azaltılması, girişimciliğin daha fazla cazip hale gelmesinde etkili olabilecektir. Bu merkezlerin kurulması kadar işler ve etkin olması gerektiğinden, İŞGEM’in faaliyetlerinin dinamik bir şekilde yerel girişimcilerin niteliklerine uyum sağlamak ve ihtiyaçlarına cevap vermek üzere iyileştirilmesi
gerekecektir. Diğer taraftan, yatırımcı çekme faaliyetleri de, kümelenme
mantığına uygun olarak, (i) Elazığ’ın güçlü yönleri ve potansiyelini temel
alan (ii) stratejik bir yaklaşımla kümelerdeki ve katma değer zincirlerindeki
eksiklikleri gidermek amacıyla belirli sektörlere odaklanmış, (iii) gönüllü ve
anlık faaliyetlerden ziyade sistematize edilmiş bir şekilde ele alınabilir. Böylece, Elazığ’da kümelerin gücünü artıracak ulusal ve uluslararası yatırımlar
bölgeye kazandırılabilir. Bu konuda başta ETSO olmak üzere yerel kurumlara önemli rol düşmekte ve bu kurumlar arasında sıkı bir işbirliği tesis edilmesi gerekmektedir. Kalkınma Ajansları kapsamındaki Yatırımcı Destek
Ofislerinin bu konuda kolaylaştırıcı işlevler üstleneceği öngörülebilir. Bununla birlikte, özellikle yabancı yatırımcılarla ilişki kurulmasında Ankara’da bulunan Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’yla işbirliği yapılması olumlu sonuçlar verebilecektir.
Önemli bir hareket alanı olarak görüdüğüm konulardan birisi de sanayi
ve üniversite arasındaki Ar-Ge ilişkilerinin geliştirilmesidir. Bu anlamda Fırat
Üniversitesinin destekleriyle teknokent kurulması, yenilikçilik kapasitesinin
ve verimliliğin artırılmasında önemli bir adımdır. Ancak, uzun dönemli kalkınma perspektifinde teknokentin ve İŞGEM’in uzmanlaşma alanlarıyla Elazığ ekonomisinin uzmanlaşma konularının birbirini beslemesi gerekir. Bu
çerçevede orta vadede stratejik kümelerin belirlenmesine yönelik dinamik,
sürekli kendini güncelleyen bir politika geliştirme süreci bekleyebiliriz. Ortauzun vadede uzmanlaşma alanlarının daha da belirginleşmesiyle ayrıca ihtisaslaşmış araştırma enstitülerinin kurulması düşünülebilir.
214
Diğer bir önemli unsur, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve yetişmiş insan gücünün ilde tutularak daha üretken sektörlerde değerlendirilmesidir.
Özellikle kümelerin ve işletmelerin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirilmesi, hem işletme verimliliğini hem de işgücünün istihdam olanaklarını artıracaktır. Bu konudaki girişimlere Çankaya Üniversitesi ve OSTİM iş makineleri kümesi işbirliği örnek olarak gösterilebilir. Bu işbirliğinde Çankaya Üniversitesinin mühendislik, işletme, iktisat ve hukuk bölümleri öğrencilerinin
pek çoğu, OSTİM’deki KOBİ’lerle eşleştirilmekte ve bitirme projelerini bu işletmelerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde hazırlamaktadır. Böylece işgücü talebi ve arzının nitelik olarak uyumlaştırılmasına katkı sağlanmış olmaktadır. Benzeri stratejilerin geliştirilmesinde Fırat Üniversitesi, meslek
okulları ve başta ETSO olmak üzere girişimci örgütlerine önemli roller düşmektedir.
Sabahki oturumdan bazı yerel aktörlerce kalkınma çabalarının takip edilemediği, kalkınma konusundaki faaliyetlere katılımın düşük olabildiği yönünde kanaatler dile getirilmişti. Bu sorunlar özünde ilgisizlikten ziyade, yerel aktörlerin konu hakkındaki bilgi yetersizlikleri ve politika araçlarının kendilerine ne gibi yararlar sağlayacağını tam olarak algılayamadıklarından
kaynaklanıyor olabilir. Bu noktada, kalkınma çabaları, kümeler ve kullanılan
politika araçlarının tanıtılması, böylelikle benimsenmesi amacıyla halkla ilişkiler ve iletişim faaliyetlerinin daha sistematik bir şekilde gerçekleştirilmesi
yararlı olacaktır.
Bu genel çerçevede, Kalkınma Ajanslarının kuruluşu da önemli bir fırsattır. Hermen her politika alanı açısından önem taşıyan gerek il içinde gerekse iller arasında işbirliklerinin oluşturulmasında, bu işbirliklerinin ve kalkınmaya yönelik projelerin desteklenmesinde Ajansların önemli roller üstleneceğini görüyorum. Buna ilave olarak politika belirleme süreçlerinde de
Ajansların teknik kapasitelerinden yararlanılması gerekiyor. Ancak, önemle
belirtmeliyim ki, Ajanslardan en yüksek yararı sağlamak yönünde kalkınma
perspektiflerine dayanarak şimdiden proje ve işbirlikleri geliştirmenin, sahiplenmenin önemli avantajlar sağlayacağını belirtmek istiyorum.
Cazibe merkezlerine yönelik politikaların hayata geçirilmesinde de bu
avantajların söz konusu olduğunu belirtmek gerekir. Zira, cazibe merkezlerinin özgün nitelikleri ve potansiyelleri tek düze politikalar değil, kendilerine
has politikalar geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Elazığın gelişme stratejileri, aktörleri arasında işbirliği ve uygulanabilir öncelikli projeleriyle hazır bulunması doğru politikaların belirlenmesini ve hızla uygulanmasını kolaylaştıracaktır.
Ben Elazığın mevcut potansiyelini ve insan kaynaklarını daha iyi kullanarak ekonomisini canlandıracağına, teşvik düzenlemelerinin getirdiği
215
avantajları değerlendirerek yenilikçilik kapasitesi ve verimliliğini arttırarak istikrarlı bir şekilde büyüyebileceğine, sonuç olarak Anadolu’nun başlıca merkezleri arasındaki yerini güçlendireceğine inanıyorum.
216
İbrahim YAZAR
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma
Genel Müdür Yardımcısı
Sayın Valim, değerli katılımcılar, benden önceki konuşmacılar Elazığ ilinin sahip olduğu tarihi, turistik, kültürel değerler bakımından geniş açıklamalarda bulundular ve Elazığ ili sınırları içinde yapılabilecek turizm türleri
hakkında bilgi sundular. Tekrardan kaçınmak amacıyla bu konulara tekrar
değinmeyeceğim ancak sahip olunan bu potansiyelin nasıl tanıtılacağı konusunda bazı hususları özellikle sizlerle paylaşmak arzusundayım.
Elazığ ilindeki turizm ürünü olabilecek tüm değerler gözden geçirildikten
sonra bunların turistlerin hizmetine nasıl sunulacağı konusunda bir yol haritası oluşturmamız lazım yani önce potansiyeli tanımlayacağız, potansiyelin
bir ürün haline gelebilmesi için neler yapılması gerektiğini tek tek gözden
geçireceğiz. Bu çerçevede ulaşım, konaklama, iletişim, rehberlik hizmeti ve
yerel halkın turiste karşı davranış tarzı, tüm bunlar tamamlandıktan sonra
ürünümüzü netleştirip bir program haline getirmek durumundayız. Bundan
sonrası hem Türkiye içinde iç turizm yapan tur operatörleri hem de Türkiye
dışında Türkiye’ye turist gönderen tur operatörleriyle temasa geçerek sahip
olduğumuz bu ürünün pazarlamasını yapmak durumundayız.
Bir ürünü tanıtmak için o ürünün farklılığını özellikle vurgulamamız lazım, yani onu benzerlerinden ayıran özelliği belirtmemiz lazım. Bir ilin veya
bir ülkenin bir turizm ürününü tanıtırken çok çeşitli ürün yelpazesi olmak zorunluluğu da yoktur önemli olan bir ürüne veya bir programa bir ad koymak
gerekir. Bir yazar kitabının giriş sayfasında şöyle söylüyor “Beni kolay çağırmak için bana bir ad koydular” evet biz de bizim ürünümüzü herkesin bilmesi için ona bir ad koymamız lazım, ister bir logo olarak bir kimlik oluşturalım
ister o ürünü kendi özellikleri ile sunmaya çalışalım ama ona özgün bir adı,
bir işareti olması gerekir ve onu tüm platformlarda ısrarla tekrar etmek durumundayız. Hem yazılı - görsel basında hem turizmle ilgili fuarlarda hem
de tanıtım amaçlı tüm diğer platformlarda bu strateji tekrar edilmek zorunda. Ancak bu şekilde hafızalarda yer tutabilir ve kişilerde bir merak oluşturabiliriz. Tanıtmada öncelikli amacımız da zaten ilgi ve cazibe uyandırmaktır. Belki birazda ileri gidersek damakta bir tat bırakabilmektir. Ondan sonra217
sı om meraka kapılan kişinin yapacağı araştırma ile ilgilidir. İşte bu aşamada da onun yapacağı araştırma alanını doldurmak gerekmektedir. Yani Elazığ denildiği zaman bir web sayfasına ve o web sayfası içinde aradığı tüm
hususları bulabileceği bilgilere ulaşması gerekmektedir. Yani tanıtım ve pazarlamayı entegre bir faaliyet olarak ele alıp o şekilde sonuca gitmek gerekmektedir. Aslında benim söyleyeceğim bu hususta çok daha fazla açıklamalar var ancak bu aşamada çok fazla olayı sofistike bir hale sokmamak için
öncelikli yapılması gereken temel hususları sizinle paylaşmaya çalıştım.
Bakanlık olarak biz de bu anlattığım sürece katkıda bulunmak amacıyla bakanlığımız tanıtım stratejileri çerçevesinde Elazığ ili için bir broşür hazırlığı
içindeyiz. Umuyorum ki hu toplantı bilinçli bir sürecin başlamasına vesile
olur, Elazığ ilini hak ettiği şekilde yurt içinde ve yurt dışında insanlara tanıtma şansı verir. Bu duygularla hepinizi tekrar saygılarımla selamlıyor.
218
SORU-CEVAP
BAŞKAN: PROF. DR. ADEM ŞAHİN:
Sorusu olan arkadaşlarım var ise yalnız ilave bir değerlendirme değil soru alalım ve kime yönelteceğinizi söyleyerek eğer yöneltirseniz süresi içinde tamamlamaya çalışacağız.
SORU: Şu ana kadar anlatılanlara bir şeyler eklemek istemiyorum ama
soru içerisinde kısmen yorum yapmak zorundayım.25 yıldır bu memleket
halen fuar alanının yerini tespit edememiş sulama Birliği'nin borcundan dolayı 5 bin dekarlık bölümde şekerpancarları zayi olmuş şimdi sektörel kalkınmadan bahsederken hep 10 yıldır 20 yıldır olan şeyleri konuşuyoruz işte hayvancılıktır bağcılıktır falan ciddi somut direkt sonuca gidecek ifadeler
lazım bunların hepsi teorik. Burada ciddi anlamda somut ele alabileceğimiz
maddeler halen daha ortaya çıkmış değil.ben çok özür dileyerek söylüyorum. Bu toplantıda fuar alanının yeri tespit edilsin lütfen.
PROF. DR. ADEM ŞAHİN: Müsaade ederseniz ben cevap vereyim. Ben
hep konuşmamaya zorluyorum ama sonunda konuşacağız. Bende sizin tersinize diyorum ki bu toplantı fuar alanını tespit edeceğimiz toplantı değil birincisi bu. İkincisi, şimdi ben size somut şeyler söyleyeyim Elazığ’da çok güzel üzümler var. Örneğin Elazığ’ın öküzgözünü Türkiye’de bilmeyen yok ve
üretim miktarı da belki son yıllarda Elazığlının bile talep ettiğinin çok üzerinde. İçinizde bir tane pekmez fabrikası kurmayı düşünen var mı? İçinizde bir
tane sirke fabrikası kurmayı düşünen var mı?içinizde bir tane üzümü sofralık üzümden çıkartıp başka bir şey yapmaya dair bir projesi olan var mı?
Şimdi bakınız herkes bu tür toplantılar yapılmalı edilmeli diyen konuşmacıyla karşılaştınız. Sıkıcı bir şey tabii her gelen yapılmalı edilmeli diyor, herkes
akıl veriyor ve bizim toplum olarak da almaya hiç alışkın olmadığımız ve tahammül edemediğimiz şey hele de başkasına aitse de hiç beğenmiyoruz
hele bedava ise de hiç kıymet vermiyoruz. Şunu düşünmemiz lazım burada
bulunan herkes bir birikimin sonucunda 15 dakika konuşuyor. Doğru olabilir yanlış olabilir, işinize yarayabilir yaramayabilir ama başka türlüsü mümkün değil. Su 60 derecede kaynamıyor. Yani bu dünyanın belli kuralları var
isteseniz de 60 derecede suyu kaynatamıyorsunuz. Böyle biriktireceğiz.
219
Böyle birikecek birikecek bir bakacaksınız ki çok daha kısa sürede kaynamış.
Şimdi gelişme dediğiniz şey çok basit bir itibarla bakarsanız nereden nereye sorusuna vereceğiniz cevapla ilgilidir. Ama o soruda önemli olan bunu
ne kadar zamanda yaptığınız nasıl yaptığınız yani nereden nereye ne kadar zamanda geldiniz nasıl geldiniz ve hangi maliyetle geldiğinizdir. Belki bir
adım öne geçerseniz nereden nereye sorusunu birlikte koşmaya başladığınız bir rakibinize sorduğunuzda onun nereye geldiğidir. Şu soruyu çok sorarız mesela biz efendim biz 60’lıu yıllarda Güney Kore ile aynı durumdaydık, şimdi Güney Kore nerede biz neredeyiz misalinde olduğu gibidir. Şöyle bakmamız lazım bilgiden bahsediyoruz. Dünya artık daha önce 50 yılda
ürettiğini önce 25 yılda sonra 20 yılda, sonra 10 yılda, sonra 5 yılda üretmeye başladı. Yani dünya artık ürettiğini çok daha kısa sürede üretiyor. O zaman ne olacak bize ne olacak. Biz dünyanın gelişmiş ekonomisinde 16.
17.’yiz. ön sıralarda yer almak mümkün mü mümkün boş ver var mı var ama
çabuk doluyor. O zaman rekabetçi olacağız. Başından beri söylemeye çalıştığımız şey kendimizde var olan değerleri hangi alanlarda yoğunlaştırmalıyız ki ekonominin temeli tercihtir. Biz çok basit bir örnek veririz; cebinizde
1lira paranız var simit 1 lira, gazoz 1 lira simitçi gazozu ikiye bölmüyor gazozcu gazozu yarıya bölmüyor yani ya gazoz alacaksınız ya simit yiyeceksiniz. Eğer karnınız aç iken gazoz tok iken simit yerseniz paranızı yanlış
harcamış olursunuz. Şimdi ekonominin temelinde var olan soru bu zaten biz
önemli olan Elazığ’ın ortak aklı. Açlığımızla susuzluğumuz arasında nerede
durduğumuza dair bir tespit yapmak istiyoruz ve diyoruz ki gelin bunu çokça konuşalım. Yani bundan yorulmayalım. Bunu kendimize bir külfet olarak
görmeyelim çokça konuşalım. Sonuçta bir karar verelim. Tıpkı inancımızdaki istişare anlayışında olduğu gibi eğer karar vermişsek uygulama aşamasında birbirimizin arkasından çekmeyelim ve diyelim ki bu yanlışa biz karar
verdik sonucu da yanlış oldu. Bu kadar dik duralım. Bunu ülke olarak yapmak zorundayız, bölge olarak yapmak zorundayız, il olarak yapmak zorundayız ihtiyaç olan bu. Sabrınızı bende böyle korsan tebliğ sunarak zorlamak
istemiyorum ama ben Anadolu’nun bütün şehirlerine emek vermiş bir insanım ve bütün şehirlerini de seven bir insanım benim rahmetli, amcam istiklal gazisiydi ben Orduluyum. Memlekete gittiğimde akşamleyin feneri yakar
beni ziyarete gelirdi, komşulardan da gelen olurdu onlara birileri çay ikram
edecekler işte ben çay demlerdim ikram ederdim. Komşular derlerdi ki ya
sen misafirsin sen verme, amcam derdi ki olmaz öyle şey erkek evlat baba
evinde misafir olmaz derdi. Şimdi kendi memleketinde kendine misafir muamelesi yapan Elazığlı olmaktan çıkacaksınız önce. Dolayısıyla bende zaten sizin gördüğünüz kadar Elazığ’ın meselesini görüyorum. Siz benden bir
iki adım daha önde görüyor olmalısınız. Ben sizden buraya gelinceye kadar
duymuş olmalıyım. Buraya gelinceye kadar duymuş olmadığıma göre de220
mek ki siz de görevinizi yapmıyorsunuz. Ben kendi araştırdıklarımla buldum. Yani sizden duyduğum bir şey yok.
Başka soru var mı efendim?
SORU: Çetin beye bir soru soracağım. Geçen hafta Bursa ilindeydim.
Orada su kayağı yarışması düzenleniyordu. Oysa orada su da yoktu bir yere su biriktirmişler. Acaba su kayağı turizmi için Elazığ’ımızın durumu nedir?
Değerlendirebilir misiniz? teşekkür ederim.
ÇETİN GÜRCÜN: Şimdi bu konudaki birikim nedir hazırlıklar nedir bilemiyorum ama dediğiniz çok doğru. Nazmi hocam da konuşmasında belirtmişti. Alternatif turizm türleri artık dünyada giderek daha önem kazanıyor,
daha değer kazanıyor. Ama tabii öncelikle biraz önceki konuşmalarda da
ifade etmeye çalıştık. Bir kere ilgiyi uyandırmak lazım, yani Elazığ’a bir ilgi
uyandırmak lazım. İç turizmden başlayacak, öncelikle Elazığ’ı daha fazla
yurttaşlarımızın gelip göreceği bir hareketi başlatmamız lazım. Bu hareketin akabinde de ben çok inanıyorum su mecrana hemen giriyor ve bu alternatif turizmden tutun hobi turizmine kadar bütün turizm türleri bundan payını alıyorlar.
PROF. DR. ADEM ŞAHİN: Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Rektörüm, Ticaret ve Sanayi Odamızın değerli Meclis Başkanı, Yönetim
Kurulu Başkanı, İktisadi Araştırmalar Vakfımızın değerli Başkanı, değerli konuklar sizlerin yönettiğiniz ve gelişmesini arzu ettiğiniz, bizim de kalben desteklediğimiz Elazığ ilimizin kalkınmasına bir nebze katkı olduğu düşüncesi
ile bir günü icra ettik, düşüncelerimizi sizlerle paylaşmaya çalıştık. Umarım
bu konudaki mücadele, bu konudaki çaba çok ısa süre içerisinde meyvelerini vermeye başlar. Türkiye sizlerde farkındasınız çok hızlı bir dönüşümü
zaten başlattı. Yani Türkiye’de tekerlek birazcık daha hızlı dönmeye başladı. Bunun önünde şu anda bir tek engel kaldı. Ben bunu masanın değişik
taraflarında, değişik işler yapmış bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Bunun
önünde bir tek engel kaldı. O da, biz, gücünü, bilgisinden ve özünden alan
yapılara biz tahammül edemiyoruz. Yani bizim bu sayın hocamın da önceki
oturumda ifade ettiği bu düşüncenin fikrin demokratik yaşama biçiminin getirdiği bir alt yapıyı hazırlama noktasında biraz sıkıntılarımız var. Bu bizim
öznesini insan kabul ettiğimiz sistemin insan yetiştirme sistemini çok yakından ilgilendiriyor. Umarız bu dünyadaki rüzgar, ülkemizdeki rüzgar, bu başladığımız hamleler kısa zamanda toplumsal motivasyonumuzu, toplumsal
inancımızı, beklentimizi, başarmaya dair kanaatimizi bizi bir miktar daha
öne getirecek seviyeye getirir ve beklediğimiz her yapı gerçekten hak ettiği
yeri bulur. Biz de hak olan için o mücadeleyi veren ve hakkın kabul ettiği şekilde paylaşanlar oluruz.
Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
221
MUAMMER EROL Elazığ Valisi
Çok değerli misafirlerimizi emeklerinden ve faaliyetlerinden dolayı, bizlerle bilgilerini paylaşmış olduklarından dolayı, Elazığ’a bizimle birlikte kafa
yormuş olduklarından dolayı Elazığlılar adına samimi teşekkürlerimi ifade
ediyorum. Bir samimi ifade de şu, sabah ben şu an Elazığ’a bakışım açısında sizin pencerenizden bakıp gördüklerimden sonra farklıklılar olmadı desem çok büyük haksızlık ederim. Benim adıma şahsen çok büyük kazanımlar oldu. Onun için bu kazanımlar için de samimi teşekkürlerimi kabul ederseniz sevinirim. Sağ olun var olun.
İnsanlar konuşa konuşa diyorlar ya biz de eksiğimizi,hatamızı ve yapacağımız işleri konuşa konuşa bilgilerimizi, deneyimlerimizi paylaşa paylaşa
ve sadece işte Elazığ’da oturarak, Elazığ’ın problemlerine Elazığ içerisinden bakarak bir çözüm olmadığını, çok da doğru olmayacağını, yetmeyeceğini de gördük. İlk tespitim bu. Mutlaka dışarıdan bir gözün, işi bilen uzman
bir gözün, Elazığ’a bizimle birlikte, Elazığ’ın dertlerini dert edinerek bakması halinde elde edeceğimiz kazanımların boyutu tahmin edemeyeceğimiz
kadar büyük olur diye düşünüyorum. Bu toplantının, bu tarz çalışmaların da
temelindeki düşüncemiz bu. Biz, Elazığ ile ilgili olarak yapılacak her şey bizim bildiğimizle sınırlıdır ve en doğruyu biz biliyoruz demiyoruz. En doğru
bilenlerin ve en güzel çalışmayı, gayreti gösterecek olanları Elazığ’a davet
etme konusunda bir emeğimiz gayretimiz olsun için bu tür girişimleri toplantıları da yapacağız bundan sonra da inşallah. O tayin edilen işte değişik hedeflerle de ilgili olarak hakikatten yapacağımız çok şey olduğunu gördük.
Ama, şunu da söyleyeyim. Çok şey söylediniz bu burada kalmamalı bunu
biz sanal dua olarak kabul ediyoruz, fiili dua ve destekler için de buradan
sizlerden açık taahhüt istiyoruz. Yani şudur mutlaka sizi rahatsız edeceğiz
herhangi bir iş için geldiğimizde biliyorum mutlaka büyük hüsnü kabul göreceğiz. Onun içinde şimdiden teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun. Bizim
Elazığ insanımızla ilgili bir tespitim de şu olmuştur. Tepkilerini saklamazlar,
çok sabırsızdır. Eksi de olsa artı da olsa tak hemen söylerler. Bu idareci tarafında çok büyük avantaj aslında. Yanlış yapmanıza izin vermez Elazığlılar. Bir yanlış yaparsızınız ikinciyi yapmadan uyarırlar. Kanaatkardır Elazığlılar ama sebat konusunda biraz planlı ve programlı işi götürme maalesef olmuyor. Biz, sabah söyledim önderlik görev ve sorumluluğunu atanarak veya siyaseten seçilmişler olarak bundan yılmayacağız, yılmamamız gerekir.
Tam tersine bunlar kendi kendimizi motive ederek ve bu Elazığ önüne bütün bu bilgi ve tecrübeleri harman ederek, nasıl doğru hedefler koyabiliriz.
Elazığ için doğru hedef nedir bir de hep kalkınma ile büyümeyi karıştırıyoruz. Yani büyümek eğer huzur getirseydi İstanbul’da herkes huzur ve saadet içerinde olurdu. Biz Elazığ’da büyümemiş olmayı aslında Elazığ’ın
avantajı olarak görüyorum. Niye? Geçtiğimiz yıl Elazığ büyüseydi mutlaka
222
hormonu büyüyecekti, mutlaka yanlış büyüyecekti, iyi ki büyümemiş hele
hele böyle İstanbul’un büyümesi gibi, nasıl olmuş İstanbul’un büyümesi getirmişiz Haliç’in etrafını saray bölgesi ilan etmişiz. İyice kirlettikten sonra ya
bunu kapatalım mı artık dediğimizde de temizlemeye kalkmışız. Yani, bu tür
yanlışları gördükten sonra iyi ki Elazığ büyümemiş, sanayi kuruluşları bu kadar kalmış. Yatırım stratejisi olarak da biraz Kayserililik yapmış olmayarak
da kendimden örnek vereyim fakülteye giderken baktım listede o zaman tek
sınav tabii en az öğrenci alan yer neresi Bursa’da tekstil mühendisliği birinci sıraya onu yazdım yani şimdi de biz bugünün imkanlarına bakarak bugün
hemen kazanılacak bir para var bugün hemen onu nasıl kazanalıma dönük
bir strateji ile yatırım yapmaya kalkarsak Elazığ daha sonra yerine koyamayacağımız bir sürü değeri de, ki en başta insan değeri tahrip ederiz diye korkuyorum. Onun için yatırım potansiyel ve imkanlarımızı taş, toprak, hava,
su, insan çok akılcı kullanmalıyız. Geçmişimize yazık ederek bugün hemen
kısa vadede paraya çevirerek imkana fırsata çevirerek bir yatırım stratejisi
içinde olmamalıyız diye düşünüyorum. Nacizane Elazığ için öngörüm bu.
Elazığ bir yatırım için imkan sağlayacaksa o yatırımda kimler görev almalı
sorusuyla başlarsak, bir, o yatırımda mutlaka gelirinin pazarlığını hem de
1000 dolarlarla çatır çatır iş verenle kamuyla yapacak elemanların çalıştığı
sektörlere yatırım yapmalı dersem herhalde Elazığ için yapılabilecek en iyi
şeylerden birini yapmış okurum. Bunun yerine ama bak bir sürü işsiz var aç
geziyor işte caddede sokakta işportacı, boyacı hemen bunlara iş bulmamız
lazıma yatarsak ne olur? Açarız hemen bir tekstil atölyesi binlerce insan girer ondan sonra bir kriz girer, binlerce insan yine aç kalır. Bir de şunu da
söyleyeyim Elazığlılarla ilgili olarak, Elazığlılar emredilecek işte çalışmazlar.
Emredecek işte çalışırlar. Dolayısıyla emredilecek iş için istihdam alanları
açtığımızda Elazığlı abilerden çalışacak adam bulmamız zor. Nerden gelecek, dışarıdan gelecek ve hormonlu ve kontrolsüz bir büyümeyi , bir sürü
derdi, belayı bu şehrin başına açan bir büyümeyi getirecek. Arkadaşlar yerine koyamayacağımız temiz hava, temiz toprak, su gibi değerler 10 yılı, 20
yılı, 30 yılı, 50 yılı düşündüğümüzde üzerinde titizlenmemiz gereken ve bunu paylaşırken yatırıma dönüştürürken 1 kere 5 kere düşünmemiz gereken
değerlerdir. Onun için bunları koruyarak yatırım stratejileri planlanacaksa o
zaman eyvallah. Elazığ’da şimdi mesela sayın başkanım Elazığ’da yeni
imar alanları açarken işte ne yapılır. Şuraya 10 kat ver 20 kat ver gökdelen
yapalım şehir kalkınsın falan unun yerine 2000 metrekareden aşağı parsel
vermem%10’dan 20’den fazla inşaat izni vermem dese 10 sene sonra Elazığ, insanların gelip yaşamak isteyecekleri yer olur.
Tekrar teşekkür ediyorum. İyi ki geldiniz ama bizi unutmayın bizde sizi bizi unutturmamak adına meşgul edeceğiz. Lütfen onu da şimdiden bir söz
olarak kabul edin. Hepinize saygılar sunuyorum.
223
Download