Pınar Türkmen Mübarek Olmaya İhtiyacı Olmayan Kadın Bu renkli dünyada mutsuz olmak çok basittir. Nefes almak kadar basit ve hızlıdır mutsuzluk. Uzun da sürebilir ama çoğunlukla anidir, istemsizdir ve mutluluk hissinden daha kalıcıdır. Paraya fazlasıyla önem veren ve onsuz kahrolan insanlar için, fakirseniz mutsuzluk hakkınızdır. Onlar için az para kazanmak veya istediği son model arabayı alamamak hayatlarıdaki en büyük sorundur. Zengin birinin fakiri hor gördüğü durum haricinde bir de kadın olarak dünyaya gelmek vardır. Normalde fakir olmak gibi sizi mutsuz eden şeyler, eğer ki kadınsanız iki misli mutsuz edebilir sizi. Fakirsinizdir mesela, çünkü çalışıp para kazanmanıza izin verilmiyordur. Başka bir insan tarafından rahatça kısıtlanabilirsiniz. Erkeklerin dünyasında kadın küçüktür ve yararlı olduğu işler aşağı yukarı bellidir. Erkek bir kadına baktığında belirli şeyler görmek ister. Bunlar çoğu toplumda kemikleşmiş ve genelde kadından beklenen özelliklerdir, istese de istemese de emir verildiğinde seks yapabilmek, erkeğine dudak uçuklatacak lezzette yemekler sunmak, bütün gün köle gibi evi temizleyebilmek, çocuk doğurmak sonra bir de onun kölesi olmak gibi basit, erkeklere ve çoğu kadına göre de kadında olması gereken davranışlardır. Bu durumlarda kadının mutsuz olması erkekten daha olasıdır veyahutda daha kolaydır. İşin ilginç tarafı bu kemikleşmiş yapıyı diğer kadınların da desteklemesidir. Bana göre bu kadın kadın düşmanlığıdır. Mübarek kelimesi bolluk getiren, bereketli, verimli anlamına gelir. Mübarek kadın da, kutsal anlamından çok doğurganlık özelliğinden verilmiştir. Yani bu doğurganlık yetisi olmayan kadınların mübarek olmaması sonucunu doğurur. Aynı zamanda kadının her daim sevgi dolu olması beklenir. Bu da mübarek ünvanını alabilmesi için bir diğer özelliktir. Kadın eşinden dayak bile yese boynunu eğmeli ve sevgisini eksik etmeyerek kocası istediği zaman sevişebilecek durumda, yemeğini önüne sunacak kadar sevgi dolu ve affedici olmalıdır. Bir de üstüne çocuk da yaparsa o kadın kelimenin tam anlamıyla mübarek kadındır. Gaye Boraoğlu’nun yazdığı Mübarek Kadınlar, oldukça başarılı olduğunu düşündüğüm bir deneme yazısıydı. Kadınların görünmeyen acılarını tek tek hikaye şeklinde anlatması ve toplum olarak farkında olmadığımız veya farkında olup da bu kemikleşmiş düzeni değiştiremememizin canlı örneklerini kağıda aktarmıştır. Kadınların mutsuzluğunun erkeklerin ruh hallerine göre şekillenebilmesi, hatta ve hatta bu erkeklere değer vermese bile kadının her an her olay içinde bir erkek tarafında kolaylıkla ezilebilmesi ve susturulması oldukça ciddi ve önemli bi konuydu benim için. Ayrıca bu yaşamların bu kadar ilgisizce görünmez olmasına çalışılması da aynı durum için oldukça gerici ve ilkel bir durumdur. Bu durumu çözmekte çoğunlukla kadının elindedir bana göre. Bu denemeyi okuduktan sonra aklımdan istemsizce “Acaba kadınların kadınlara karşı düşmanlığı var mı?” tarzında sorular geçti. Aynı zamanda kadınların kadınlara olan düşmanlığının toplum olarak farkında olunup olunmadığı da aklımı ısrarcı ve aç bir fare gibi kemirip durdu. Toplumlarda kadınların bu şekilde bastırılması kadınların sözlü ve fiziksel tacize uğramasına da neden olur. Bu olayın derinine inecek olursak din baskısıyla yönetilen ülkelerin kadın hakları ve kadınların topluma kazandırılmasında daha geri kaldığını görebiliriz. Bizden daha ileri olan toplumlarda kadının önemi anlaşılmıştır. İleri olmalarının asıl sebebi de budur bana göre. Kadın geleceğin ve medeniyetin anahtarıdır ve susturulup bastırılması bizi medeniyetten uzak karanlık bir köşeye sürüklemektedir. Gelenekler, kemikleşmiş düşünceler eğer ki anlamsız ve gerici ise devam ettirilmemelidir. Anlamsız kalıplar kaldırılmalı, erkek ve kadının birbirinden üstün olunmadığı, işlerin yaşam tarzının ve düşüncelerin cinsiyeti olmadığı toplumca benimsenmelidir.