MÜKELLEFLERİN YARGILAMA SIRASINDAKİ HAKLARI PROF. DR. MEHMET YÜCE ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İİBF MALİYE BÖLÜMÜ VERGİ YARGISI Vergi uyuşmazlıkları idari yolla çözümlenebileceği gibi, yargı aşamasında da çözümlenebilmektedir. Genellikle ülkelerde uyuşmazlıkların idari aşamada çözümü ön planda olup, kişiler bu yolla sorunlarını halletmeye çalışmaktadırlar. Yargı yolu ise, üslendiği işlevler gereği bir yandan uyuşmazlıkları ortadan kaldırırken diğer taraftan da idarenin yargısal denetimini gerçekleştirerek sübjektif işlemlerde «verginin yasallığı» ilkesini geçerli kılmaktadır. Vergi yargısı, mükellef veya vergi sorumlusu ile vergi idaresi arasında kanunların uygulanması sürecinde ortaya çıkan sorunların giderilmesi için tarafsız ve bağımsız yargı yollarına başvurarak hak arama sürecine ya da vergi uyuşmazlıkları konusunda başvurulan yargı yoluna verilen isimdir. VERGİ YARGILAMA SÜRECİ 6545 Sayılı Kanun Sonrası Vergi Yargısı VERGİ YARGISININ İŞLEVLERİ Yargılama hukukunun üstlenmiş olduğu ortak genel işlevler yanında, vergi hukukunun kendine özgü yapısı dolayısıyla vergi yargısının da kendine has bazı özel işlevleri bulunmaktadır. Vergi yargısının temel olan uyuşmazlığı sona erdirme işlevi dışında mükellef haklarını doğrudan etkileyen başka tali fonksiyonları vardır. Bu işlevler vergi yargılaması sırasında mükelleflerin hakları üzerinde etkili olarak, mükelleflerin korunmasına katkı sağlamaktadır. Söz konusu işlevler şu şekilde özetlenebilir: UYUŞMAZLIKLARI SONA ERDİRMEK, ÇIKAR DENGESİNİ KORUMAK, İÇTİHAT YARATMAK, HUKUKİ GÜVENLİĞİ SAĞLAMAK, YARGISAL DENETİMİ SAĞLAMAK, VERGİ ADALETİNİ SAĞLAMAK, VERGİ UYUŞMAZLIKLARINI SONA ERDİRMEK Vergi uyuşmazlıkları yargı aşamasında da çözüme kavuşmaktadır. Any md. 36 «Hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içinde davaya bakmaktan kaçınamaz.» Bu sebeple mahkemeler usulüne uygun olarak açılan davaları karara bağlamak, uyuşmazlık konusunda hüküm vermek zorundadır. ÇIKAR DENGESİNİ KORUMAK Vergiler sebebiyle bireyin mali gücüne ortak olan devlet karşısında, bireylerin korunması zorunludur. Vergileme sürecinde devletin kamu hizmetlerinin finansmanını karşılamak olan üstün amacıyla, bireylerin maddi çıkarları çatışmaktadır. Vergi hukuku birey ile devlet arasındaki çıkar dengesini korumayı amaçlar. Bu sebeple vergi yargısında işlemlerin hukuka uygunluk denetimi sağlanmakta «birey devlet karşısında korunmakta» ve «devletin kanundan doğan alacaklarına tam anlamıyla kavuşması sağlanmakta» dır. İÇTİHAT YARATMAK Vergi yargısı organlarının uyuşmazlıkları çözümlemek için vermiş oldukları kararlar sonucu içtihatlar oluşur ve bu içtihatlar vergi hukuku alanında ortaya çıkan sorunların çözümlenmesinde rol oynarlar. Verginin kanuniliği ilkesi gereği vergi hukukunda kıyas yoluna gitmek mümkün değildir. Vergi yargısı organları, yargısal kararları çoğu zaman karmaşık ve ayrıntılı nitelik taşıyan vergi kanunlarının boşluklarını doldurmakta, soyut hükümleri somutlaştırarak açıklığa kavuşturmakta ve kanunların hukuki ve bilimsel anlayışa göre yorumlanmasını sağlayarak vergi idaresi ile mükelleflere yön vermektedir. Vergi yargısının içtihat yaratma işlevi, vergi kanunlarının doğru ve tutarlı yorumlamak ve dolayısıyla vergi uygulamasına yöne vermek suretiyle gerçekleşir. HUKUKİ GÜVENLİĞİ SAĞLAMAK Hukuki güvenlik ilkesi, herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesini, tutumunu ve davranışlarını buna göre güvenle planlamasını sağlamaktadır. Vergi hukukunda da önemli bir konumda olan bu ilke gereği, mükelleflerin hak ve özgürlüklerinin alanına vergilendirmeyle yapılacak devlet müdahalelerinin önceden belirli olması gerekmektedir. Hukuku güvenlik ilkesi «belirlilik», «kıyas yasağı» ve «geriye yürümezlik» alt ilkeleri içermektedir. Vergi yargısı gerçekleştirdiği hukuki denetim sonucunda işlemlerin yasalara uygunluğunu sağlayarak, vergilerin doğru bir şekilde belirlenmesini sağlar. Aynı zamanda geliştirdiği içtihatlarla değişen ekonomik koşullara cevap verebilen hukuki normları oluşturarak hukuka güveni artırır. YARGISAL DENETİMİ SAĞLAMAK Yasal idare ilkesi, hukuk devletinin bir unsuru olmakla birlikte, idare hukukunun da temel taşlarından biridir. Verginin kanuniliği ilkesiyle yasal idare ilkesi birbirine sıkı biçimde bağlıdır. Bu ilke idarenin; anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici idari işlemlere uygun davranması anlamına gelir. Yasal idare ilkesi özel, bireysel ve sübjektif nitelikteki tarh ve tahsil işlemlerinin genel ve objektif nitelikteki vergi yasalarına uygun olarak yapılmasını gerekli kılar. Bunun doğru bir şekilde sağlanması ise yargısal denetimle mümkün olur. VERGİ ADALETİNİ SAĞLAMAK Vergilendirme işlemlerinin yargısal denetime tabi tutulması vergi kanunlarının doğru ve noksansız uygulanmasını sağlar. Vergi adaleti sağlanması, yasama organı tarafından kanunların çıkarılması sırasında dikkate alınmalıdır. Fakat bazen kanunların çıkarılması ve uygulanması sırasında aksaklıklar olabilir. Bu aksaklıkların giderilmesi ya da en aza indirilmesi yargısal denetimle mümkün olabilir. Yargı sistemi diğer fonksiyonlarını yerine getirirken, vergi adaletine de katkı sağlar. VERGİ YARGISINA HAKİM OLAN İLKELER Yargı aşamasında mükelleflerin hakları ülkelerin yargı sistemlerine hakim olan genel ilkelerden ve vergi yargılaması usulüne hakim olan ilkelerinden kaynaklanmaktadır. Bu ilkeler yargılamaya yön verirken, mükelleflerin haklarını kullanmalarına zemin hazırlamaktadır. Yargılamaya ilişkin; - Kanun önünde eşitlik ilkesi, - Tarafların eşitliği ilkesi (silahların eşitliği), - Çelişmeli yargılama ilkesi , VERGİ YARGISINA HAKİM OLAN İLKELER - Yargı bağımsızlığı ilkesi, - Hakimlik teminatı ilkesi , - Doğal hakim ilkesi, - Hakimin tarafsızlığı ilkesi, - Duruşmaların açık olması, - Adil yargılanma ilkesi, - Usul ekonomisi ilkesi, - Ölçülülük denetimi ilkesi, - Kararların gerekçeli olması ilkesi, mükellef haklarını koruyan alanlar yaratır. TÜRKİYE’DE VERGİ YARGISINA HAKİM OLAN İLKELER Türkiye’de idari yargıya ve dolayısıyla vergi yargısına hakim olan, mükellef haklarıyla doğrudan ilgili ilkeler şunlardır: Yazılılık Re’sen Araştırma Toplu Yargılama Usulü Delil Serbestisi Kıyas Yasağı Ekonomik Yaklaşım YAZILILIK İLKESİ İdari yargı organları kural olarak dosya üzerinden yargılama yaparak, karar verirler (İYUK md 1). Bu ilke davayı hızlandırarak, uyuşmazlığın mümkün olan en kısa zamanda yargısal kararla çözülmesini sağlamaya yöneliktir. Bunun yanında İYUK md. 17’ye göre duruşma yapılması ve VUK md. 378’e göre inceleme elemanları ve mali müşavirlerin mahkemede dinlenmesi mümkündür. RE’SEN ARAŞTIRMA İLKESİ Bu ilkenin amacı, kamu yararı ve düzenine hizmet etmektir. Re’sen araştırma ilkesi idari yargının, idare üzerindeki denetleme yetkisini gerçekleşirken, idare ve birey arasındaki güç dengesizliğini gidermek için bir araçtır. Vergi yargılamasında amaç, maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bunun sonucu olarak hakim tarafların ileri sürdüğü delillerle bağlı değildir. Davayla ilgili bilgi ve belgeleri çoğunlukla elinde tutan idareye rağmen; hakime, olayın çözümlenebilmesi için bireyin ulaşamadığı bilgi ve belgeleri kendiliğinden araştırma ve ilgili kişi ve kurumlardan isteyebilme görev ve yetkisi verilmiştir. TOPLU YARGILAMA Türk idari yargı sisteminde tek hakimle bakılması gereken davalar dışında toplu yargılama usulü benimsenmiştir. Vergi Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay kurul halinde yargılama faaliyeti yapar. Toplu yargılama usulü adaleti daha iyi dağıtacağı, karşılıklı denetimi sağlayacağı, hakimlerin bilgi ve tecrübelerini bir araya getirmeleriyle tek hakimin vereceği kararlara nazaran daha iyi kararlar alınabilmesi sebebiyle önem taşımaktadır. DELİL SERBESTİSİ Vergi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin ve kapsamının ispatı konusunda her türlü delilin geçerli olmasına delil serbestisi ilkesi denir. Bu ilke uyarınca bir uyuşmazlıkta kullanılacak olan delillerin önceden kanunla belirlenmiş olması şart değildir Bu ilkenin «yemin» ve vergi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan «şahit» ifadesi olmak üzere iki istisnası vardır. KIYAS YASAĞI Kıyas, bir olay hakkındaki kuralın, nitelikleri ve şartları ona benzeyen fakat kanunda düzenlenmemiş diğer bir olaya uygulanmasıdır. Vergi hukukunda Any md. 73. «vergilemede kanunilik» ilkesi gereği kıyas yasağı bulunmaktadır. Vergi yargılamasında hakim bakmakta olduğu davada kanun hükümlerini uygulamak, kanunları yorumlarken de kıyas yasağını dikkate almak ve kıyasa yol açacak biçimde yorum yapmaktan kaçınmak zorundadır. Maddi vergi hukuku bakımından mümkün olmamakla birlikte, usul kuralları içeren VUK’ta yer alan boşlukların doldurulmasında yorum ve kıyasa başvurulabilir. EKONOMİK YAKLAŞIM VUK md. 3/B «Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır» Bu ilke, vergi doğuran olayın belirlenmesinde ve vergi kanunu hükümlerinin yorumlanmasında, hukuki biçimlerin yanında gerçek ekonomik nitelik ve içeriklerin esas alınmasını gerektirir. YARGILAMA SIRASINDA MÜKELLEF HAKLARI Vergi yargısının işlevleri ve vergi yargısına hakim olan ilkelerle yaratılan mükellef haklarının yargısal koruma alanı yargılama sırasında bir dizi hak bloğuyla genişlemektedir. Bu hakları şu şekilde özetleyebiliriz: Yargısal başvuru, Avukat ve/veya temsilcisini bulundurma veya gerektiğinde bunlardan yardım alma, Adil yargılanma hakkı (başvurma hakkı, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yargılanma hakkı, makul sürede ve hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, kamuya açık yargılanma hakkı, susma hakkı, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma hakkı, gerekçeli karar hakkı ve adli yardım hakkı), Gizlilik talep etme, Yürütmeyi durdurma talep etme (İYUK md. 27), Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru (Any md. 148). Başvuru Hakkı ve Dava Hakkı Any md. 36 «Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.» Any md. 125 «İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.» VUK md. 377 «Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.» Temsilci ve Avukat Bulundurma Hakkı Mükellefler vergi yargılamasında bu savunma ve taleplerini kendileri ileri sürebilecekleri gibi bu hususta kendilerini avukatla temsil ettirebilirler. Avukat, Avukatlık Kanunu md.1 ve 2’ye göre her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlayan, hukuki bilgi ve tecrübelerini, adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis ederek kamu hizmeti gören serbest meslek mensubu kimsedir. Vergi yargılamasında bir dava açabilmek veya açılmış olan davayı takip edebilmek için avukat tutma zorunluluğu yoktur. Ancak vergi mevzuatının karışıklığı ve sürekli değişmesi göz önüne alındığında mükellef, hak kaybına uğramamak ve/veya daha büyük zararlarla karşılaşmamak açısından kendisini avukatla temsil ettirmeyi tercih edebilir. Adil Yargılanma Hakkı Adil yargılanma hakkı, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik hukuk devletinde bireyin kendisi ile ilgili yargılama süreçlerinde adil bir karar verilebilmesi için gereken ön koşulların sağlanmasını talep hakkıdır. Bu durum aynı zamanda devlete yargılamanın hakkaniyete uygun ve adil bir biçimde yerine getirilmesi ödevini yükler. Any md. 36’nın yanı sıra, Any md. 90/5’de düzenlenen uluslararası anlaşmaların konumu gereğince İHAS md. 6 adil yargılama hakkının hukuki dayanaklarıdır. Adil yargılanma hakkı, İHAS madde 6/1’den açıkça çıkarılabilecek yargı yerinin tarafsızlığı ve bağımsızlığı, yargılamanın adil ve aleni olması, yargılamanın makul sürede yapılması, md. 6/2 kapsamındaki masumiyet karinesi ve md. 6/3 kapsamında adli yardım alma, tercüman hizmeti alma gibi sanık haklarının yanında, İHAM kararlarıyla somutlaşan bazı hak ve ilkelerle genişlemiştir. Adil yargılanma hakkı; mahkemeye başvurma hakkı, çelişmeli yargılama ilkesi, silahların eşitliği ilkesi ve susma hakkını kapsar niteliktedir. Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye başvurma hakkı gereği, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ve haklarındaki suç isnatları ile ilgili bir mahkeme ya da yargı yeri önüne çıkması güvence altına alınmıştır. Mahkemeye ulaşma bakımından sınırlamalar getirilmesi adil yargılama hakkının ihlali anlamına gelir. Çelişmeli yargı ilkesi gereği taraflar birbirlerinin iddia ve savunmalarını önceden bilmeli ve buna karşı bir sav oluşturma imkanına sahip olmalıdır. Silahların eşitliği ilkesi tarafların eşitliği anlamına gelir. Bu çerçevede mahkemede bir taraf diğerine nazaran olumsuz koşullar altında olmamalıdır. İddia ile müdafaa arasında haklar bakımından eşitlik gözetilmeli, şüpheli aleyhine bir tutum sergilenmemelidir. Susma hakkı, bir suç isnadı altında bulunan kişinin kendi aleyhine delil vermeme hakkının sonucu olarak bir savunma aracıdır. Bu hak, kişinin kendini suçlayıcı bir duruma düşmesine yol açacak şekilde zorlanmama hakkının bulunduğunu ifade eder. Gizlilik Talep Etme Yargılamanın gizliliği davanın seyri hakkında ancak tarafların bilgi edinebildikleri ve bazı belgeleri ancak bazı kişilerin görebildiği yargılama şeklidir. Any md. 141 gereği mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. İYUK md. 18’de de duruşmaların açık yapılacağı kabul edilmiştir. Ayrıca genel ahlakın veya kamu güvenliğinin gerekli kıldığı hallerde, görevli daire veya mahkemenin kararı ile, duruşmanın bir kısmı veya tamamı gizli olarak yapılacağı kabul edilmiştir. Gizliliğin ilkesi yalnızca duruşmaları değil, mahkeme dosyasında mevcut belgelere dosyanın tarafı olmayan kişilerce ulaşımın engellenmesini, kanunlarda belirtilen durumlar dışında başka kişi ve kurumlara verilmesinin önüne geçer. Ayrıca vergi mahremiyeti gereği VUK md. 5 kapsamında görevleri dolayısıyla mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer huşuları ifşa edemeyecek ve kendi veya üçüncü şahıslar nef’ine kullanamayacak kişiler arasında vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar da sayılmıştır. Yürütmeyi durdurma talep etme Aksi yasada öngörülmedikçe, idari yargı yerlerinde dava açılması ya da temyiz yoluna başvurulması kural olarak, dava konusu idari işlemlerin yürütülmesini durdurmaz. Tarafların birinin talebi üzerine, gerekli şartlar da oluşmuşsa Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. Yürütmenin durdurulması dava konusu idari işlemin uygulanmasını dava sonuna kadar erteler. Any md. 125 ve İYUK md. 27’de kabul edilen yürütmeyi durdurma şartları; - İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar doğması, - İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması durumunda gerekçe gösterilerek ve teminat karşılığında yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir. Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Any md. 148 «Herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.» 23 Eylül 2012 – 23 Eylül 2014 arasından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluyla başvuranların sayısı 26.641’e ulaşmıştır. Bunların 11.146’sı sonuçlandırılmıştır. Mükellef haklarıyla ilgili sadece 10 karara rastlanmıştır. Bunların genellikle usul hataları sebebiyle kabul edilemez olduğu görülmüştür. DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER