BEDEN DİLİNİN ÖNEMİ İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun . Çok uzaklaşma donarsın , çok yaklaşma yanarsın .( SADİ ŞİRAZİ) Hiç düşündünüz mü ? Bir insana merhaba demeden önce ne söylediniz ? Evet , sürekli iletişim içindeyiz ve bakışımızla , yüz ifademizle , giyiniş tarzımızla , el kol hareketlerimizle , oturuşumuz ve kalkışımızla karşımızdakilere ve çevremizdekilere sürekli mesajlar veririz . ( 1) Birisi ile karşılaştığımızda onun hakkındaki fikrimizi ilk üç saniyede oluşturduğumuz iddia ediliyor . Oldukça ilginç değil mi ? Bu nedenle ilk izlenimleri önemsiyoruz , görünüşümüze önem veriyoruz . Ama ya vücut dilimiz , onun ne söylediğini biliyor muyuz acaba ? Ya da bir insanın söylediklerini değerlendirirken davranışlarına ne kadar değer atfediyoruz ? Sözleri ile davranışları arasında çelişki yakaladığımız zaman neyi doğru kabul ediyoruz ? Bilindiği üzere , ilk çağlarda insanlar konuşmayı öğrenmeden önce işaretleşerek yani beden dillerini kullanarak anlaşıyorlardı . Bu nedenle aslında , ilk dilimiz beden dilimiz . Daha sonra sözcüklerle anlaşmaya başlayınca beden dili daha az kullanılır hale gelmişse de önemini hiç yitirmemiştir . Halen daha aynı dili konuşmadığımız insanlarla beden dili aracılığı ile iletişim kurabiliyoruz . Kelimelerin çoğunlukla gerçek duygu ve düşünceleri örtmek için kullanıldığı iddia edilmektedir . Ancak bedenin , kelimelerin kontrol edilmesi kadar kolay kontrol edilemediği kabul ediliyor . Zira beden , olaylara veya durumlara karşı daha fazla kendiliğinden tepkiler verir deniyor . Psikolog Dr. Zuhal Baltaş ve Psikolog Dr. Acar Baltaş “Bedenin Dili” adlı kitaplarında demektedirler ki ; Karşı karşıya gelen iki kişi arasındaki ilk etkileşim , iletişim sürecinin önemli bir belirleyecisi olmaktadır . Bu etkiyi yaratan faktörler , karşılaşılan kişinin beden dilinden , kullandığı kelimelere ve kişinin taşıdığı bütün aksesuarlardan içinde bulunduğu fizik ortam nesnelerine kadar geniş bir dağılım gösterir . Bütün bu faktörlerin bileşkesi “ algılayan kişinin “ değerlerinde bir yer bulur ve o çerçeve içinde yorumlanır . Algılayanın kişisel özellikleri ve toplumsal normları ile kalıplaşmış olan yargılar , etkileşim verilerine bağlı olarak iletişimin ilk anında bir “ karar “ verdirir ve insan karşıdaki kişiye bir etiket yapıştırır . Bu karar olumlu veya olumsuz olabilir. Mesleğimin ilk yıllarında bir boşanma davasında davalı kadının durumunu yargıca dilimin döndüğünce ve biraz da ısrarla anlatmaya çalıştığım bir sırada muhafazakar yapısı ile tanınan yargıç , davacı kocaya dönerek “ Avukat hanım bir feminist olarak bize durumu izah etti, sen ne diyorsun “ dedi . Çok şaşırmıştım , sonradan acaba beni niye feminist olarak etiketledi diye üzerinde düşündüm . Anladım ki giyim tarzım , bolca gümüş aksesuarım , saç modelim söylediklerimle birleşince beni kolayca feminist olarak etiketledi . ( Feminizme bir ideoloji olarak saygı duymakla ve kadın hakları konusundaki kazanımlara katkısını kabul etmekle beraber kendimi hiçbir zaman bir feminist olarak görmediğim için etiketledi diyorum ) . Bir önceki sayıda Aktif dinlemeyi anlatırken ; Müvekkili dinlerken sadece ne söylediklerini değil neyi söylemediğini de anlamaya çalışmak gerekir . Burada imdadımıza beden dili yetişecektir demiştik . Bu nedenle ben burada daha çok aktif dinlemeye yardımcı olacak , hem kendi beden dilimizde nelere dikkat etmemiz gerektiği ve hem de anlatıcının – müvekkilin beden dilinden çıkaracağımız sonuçlara yönelik bir çerçeve içinde beden dilini yazmayı uygun buldum .Yoksa bu konu başlı başına dev gibi bir alan . İnsanı tanımak , duygu durumunu , doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak komplike bir süreç gibi görünüyor . Sadece söylenenlere değil davranışlara bedenin duruşuna vb . bakmak ve tüm bunlardan bir sonuç çıkarabilmek için hem empati kurmayı bilebilmek ve hem de duygusal zekaya sahip olmak önemli . Bu nedenle duyguları yansıtan beden dilini anlamak aynı zamanda empati kurabilmek için gerekli olduğu gibi , olumsuz duyguları denetleyebilmek de kişinin beden dilini denetleyebilmesini gerektirmektedir . Empati ve olumsuz duyguların denetlenmesi duygusal zekanın en önemli belirtileri sayıldığından beden dili ve duygusal zeka birbirini tamamlayan iki kavram olarak kabul edilmektedir . ( 2) Dolayısıyla beden dili yanında , empati yeteneği ve duygusal zeka konusundaki bilimsel yaklaşımlara da bakmak gerek . Ancak bu yazımda yukarıda da belirttiğim gibi daha ziyade aktif dinlemeyi tamamlayıcı unsur olarak ve bu çerçevede anlatan-dinleyen konumundaki iletişimde her iki tarafın beden dilinin verdiği sinyallerin bazılarına yer vermeyi uygun buluyorum . Konu o kadar geniş bir alana yaygın ki bir makalenin sınırları içinde enine boyuna yer vermek zor bu nedenle belli bir çerçeve çizmek gerekli oldu . Beden dilini anlamak hem karşımızdaki kişinin duygu durumunu ve sözlerinin içeriğinin yorumunda bize yardımcı olacak ve hem de dikkatimizi kendi beden dilimize vererek sözlerimizin etkinliğini arttırmamız mümkün olacaktır . Sözlerimizden çok beden dilimizle değerlendirildiğimizi öğrenmenin getirdiği bilinçle davranışlarımızı daha çok gözlemlediğimizde duygularımızı da daha yakından tanıma fırsatına sahip olacağız . Dikkat edilmesi gereken bir husus ; Beden dilinin verdiği sinyallerin kültürden kültüre hatta aynı kültür içinde farklı sosyal gruplar arasında değişebileceği gibi , kişiden kişiye de değişebileceğini , kadın ve erkek arasında farklılıklar gösterebileceğini göz önünde bulundurmaktır . (3) Bunun yanında beden dilinin evrensel bir yönü de bulunmaktadır . Kültürden kültüre değişiklik göstermeyen ortak yüz anlatımları olduğu tespit edilmiştir . Bunlar mutluluk , korku , öfke , hayret , üzüntü ve tiksinti olarak sıralanmaktadır . (4) Müvekkili dinlerken kendi beden dilimizin verdiği sinyalleri bilmek önemli . Bu konuda şunlar söylenmektedir ; Başın durumu iletişim süresince içeriği etkin olarak belirlemektedir . İnsan kendine yakın bulduğu kişi veya görüşlere başıyla hafif yakınlaşır , uzak bulduğu kişi veya görüşlerden de başıyla hafifçe uzaklaşır . Başın hareketleri ile karşımızdaki insanları cesaretlendirici , destekleyici veya reddedici mesajlar verebiliriz . Örneğin ; Karşımızdaki kişinin söylediklerini dinlerken başımızı hafifçe yukarı kaldırmamız , konuşan kişide büyük rahatsızlık yaratır . Buna karşılık başımızı hafifçe sallamamız karşımızdaki kişide anlaşıldım duygusu yaratır , rahatlık verir ve iletişimi kolaylaştırır .(4) Bir dinleyicinin konuya duyduğu ilgiyi bedenin üst bölümünün , kolların , elin ve başın kullanılışı ortaya koyuyor . Başın hafif yana yatması dinleyicinin konuya ilgi duyduğunun işareti olarak kabul ediliyor . Konuşan birini dinleme durumundaysanız bu jeste ilave olarak arada başın hafifçe öne eğilmesi konuşmacının kendini daha rahat hissetmesini sağlamış olursunuz . (5) Kolların kavuşturulması , üzerinde en fazla tartışılan jest . Kolların kavuşturulmasını yorumlarken buna eşlik eden diğer işaretlere de dikkat etmek gerekiyor . Kolların kavuşturulması genellikle bir savunma ve müdafaa hareketi olarak yorumlanıyor . ( 6) Ayrıca kolları kavuşturarak dinlemenin algıyı olumsuz yönde etkilediği kabul edilmektedir(7) Demek ki , dinlerken kollarımızı kavuşturmamaya özen göstereceğiz Kısaca , karşımızdaki kişiyi anlamak üzere bir iletişime geçtiğimizde baş , eller ve kollar bir uyum içinde olmalıdır . Sağlıklı bir iletişim söz konusu olduğunda ; Baş , dinlediğimiz kişiye döner , göz göze bakılır , vücudun üst kısmı öne doğru meyillenir ve bacaklar ve ayaklar dinlediğimiz kişiye yönelir veya en azından birbirine dolanarak engel oluşturmayacak şekildedir veya herhangi bir huzursuzluk veya kaçma hali yansıtmamalıdır .(8) Bunlar sağlıklı bir iletişimi başlatmak ve sürdürmek için bizim dikkat etmemiz gereken temel beden hareketleri . Bir de problemini bize aktaran müvekkilimizin beden dili ile verdiği sinyaller var . Bunlara da kısaca değinecek olursak ; Bu alandaki kaynaklardan anlaşıldığına göre ; Sanılanın aksine yüz yalanı en fazla söyleyebilen vücut parçası , bedenin diğer kısımları onun kadar becerikli olamıyor . Bu nedenle yüz de daha az sızıntı olabilir ama beden daha fazla sızıntıya izin verir . Bundan dolayı ki beden diline bakmak önemli . Denilmektedir ki ; İnsan ağzıyla yalan söyleyebilir ancak bedeniyle asla . Yalan söyleyen kişilerin elleriyle yaptıkları jestlerin azaldığı , elini yüze götürme ve yüz çevresine değdirme sayısının arttığı gözlenmiştir . Elin yüze gitmesi sırasında yapılan hareketler ; Çeneyi tutmak , dudaklara bastırmak , yanağı ovuşturmak , gözün altını kaşımak , kulak memesini çekmek ve saçla oynamaktır . Bir yalan sırasında bütün bu jestlerin sayısında artış olduğu ve ağzı örtmek ve burna değmek jestlerinde adeta patlama yaşandığı belirtilmektedir . Ancak kişi söylediği konusunda tereddütlü ise, hata yapmaktan korkuyorsa , zaman kazanmak istiyorsa o zamanda eli ağız çevresinde olabilmektedir . Bu nedenle elin burna gitmesi , ağzı örtmesine kıyasla daha anlamlı bulunmaktadır . Zira bunun aynı zamanda fizyolojik bir temeli olduğu bulgulanmıştır . Yalan söylerken vücuttaki diğer fizyolojik değişiklikler yanında burunda da bir kaşınma duygusu yaşandığı tespit edilmiştir . Ayrıca yalan söyleyen insanın konuşma sırasında beden hareketlerinde de bir artış olduğu gözlenmiştir. Duyulan rahatsızlık ve huzursuzluk özellikle otururken kişinin değişiklik yapmasında , oturduğu koltukta öne arkaya , sağa sola hareketle pozisyon değiştirmesine neden olur . Ancak bunların varlığı mutlak surette kişinin yalan söylediğini de göstermez , yalan söyleme ihtimalinin varlığına işaret eder denmektedir . Bu nedenle bu işaretleri yalan söylemenin aşikar delilleri olarak değerlendirmek yerine , gerçek düşünce ve duygularla , dış dünyaya yansıyan ifadeler arasında bir çelişki olduğunun işareti olarak kabul etmek daha uygun olacaktır . (9) Sonuç olarak ; Mesleki yaşantımızda sözsüz işaretlere dikkat etmenin yararlı ve hatta zorunlu olduğunu kabul etmemiz gerekir . Beden dilinin mesleki hayattaki önemli rolü nedeni ile , uzman kişilerden eğitim alma taleplerinde artış görüldüğü gözlenmektedir . Ancak son söz olarak dikkat çekmek istediğim husus ; Ben beden dilini öğrenen hatta beden dili antremanları ile kendi beden dilini varmak istediği sonuç için bilinçli kullanan ve çeşitli iletişim tekniklerini öğrenerek uygulayan kişinin mesleki hayattaki şansını artırıp artıramayacağı sorusunu kendi kendime sorduğumda vardığım sonuç Stephen R . Covey „in Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabında öyle güzel açıklanmış ki onu burada aynen sizlerle paylaşmak istiyorum ; Başkalarına istediklerimizi yaptırmak , daha etkin olmak , beni ve birbirlerini sevmelerini sağlamak için insanları etkileme strateji ve taktiklerinden yararlanıyorsam ve aslında karakterim temelde bozuksa , iki yüzlülük ve düzenbazlığa yatkınsa , uzun vadede başarıya da erişemem . Zira düzenbazlık güvensizliğe yol açar . Üstelik yaptığım her şey – şu insanlar arası iyi ilişki teknikleri denilen şeylerden yararlansam bile – bir manevra ve hile olarak algılanır . Güzel konuşmak ve hatta gerçekten iyi niyetle davranmak hiç fark etmez . Güven yoksa ya da pek azsa , o zaman sürekli başarı için temel de yok demektir . Ancak temeldeki iyilik tekniğe hayat verir . Köklü bir dürüstlük ve temelde güçlü bir karakter yoksa , yaşamın çetin sınavları er ya da geç amaçların yüzeye çıkmasına neden olur ve insanlarla ilişki konusundaki başarısızlık kısa süreli başarının yerini alır . En güzel iletişimi karakter sağlar . Sonuçta ne olduğumuz , söylediklerimiz ya da yaptıklarımızdan çok daha güzel bir iletişim kurar .(10) Dolayısıyla karakter gücüne sahip olup iletişim becerilerinden yoksun olan kişinin bu teknikleri öğrenip uygulaması ilişkilerinin niteliğini etkileyeceği için yararlı olacaktır . 1234567- Doğan Cüceloğlu , Keşkesiz Bir Yaşam İçin İletişim Donanımları , 1. Basım , Sf. 59 Psikolog Dr . Zuhal Baltaş – Acar Baltaş ; Bedenin Dili , 33. Basım , sf.7 Ercan Kaşıkçı , Doğrucu Beden Dili , Beşinci Baskı , Sf.27 Psikolog Dr . Zuhal Baltaş – Acar Baltaş , Age , sf.52 Psikolog Dr. Zuhal Baltaş – Acar Baltaş , Age , Sf. 80 Prof.Dr.Otto Schober , Beden dili , 1. Basım , Sf.77 Psikolog Dr. Zuhal Baltaş – Acar Baltaş , Age , Sf. 87 8- Prof.Dr.Otto Schober , Age , Sf. 79 9- Psikolog Dr. Zuhal Baltaş – Acar Baltaş , Age , Sf. 141-146 10- Stephen R . Covey , Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı , 5. Basım , Sf.16-17