Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa Dünya Diyabet Ýçin Yürüdü pan diyabet hastalýðýna karþý kamuoyunun ilgisi çekilmeye çalýþýldý. Yürüyüþ sonrasýnda Taksim Meydaný'nda düzenlenen ve sunuculuðunu Ceyhun Yýlmaz'ýn yaptýðý etkinliklerde, diyabet hastalarý ilgililere seslerini duyurmak için mesajlar verdi. Dünya Diyabet Günü nedeniyle 14 Kasým 2005 Pazartesi Günü, dünyada 55 ülkede ayný anda yapýlan 2. Global Diyabet Yürüyüþü’ne 78 bin kiþi katýldý. Türkiye'de de ayný saatte farklý illerde yapýlan yürüyüþe; sivil toplum örgütleri, saðlýk çalýþanlarý, diyabetliler ve aileleri, öðrenciler ve halk katýldý. Ýstanbul'da Tünel-Taksim arasýnda yapýlan yürüyüþe Ýstanbul Vali Yardýmcýsý Necati Þentürk, diyabetli tiyatro sanatçýsý Üstün Asutay, Türk Diyabet Cemiyeti Baþkaný Prof. Dr. Nazif Baðrýaçýk ve Türkiye Diyabet Vakfý Baþkaný Prof. Dr. Temel Yýlmaz katýldý. Çocuklar, yürüyüþe "Her þey diyabet için" sloganlarý ile eþlik etti. Türk Diyabet Cemiyeti, Türkiye Diyabet Vakfý, Türk Diyabet ve Obezite Vakfý, Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneði, Diyabetle Yaþam Derneði tarafýndan organize edilen"2. Global Diyabet Yürüyüþü " ile sinsi olarak geliþen, ortaya çýkmasý 15-20 yýl alan ancak ciddi organ hasarlarý ya- Yürüyüþ sonrasýnda konuþma yapan Türkiye Diyabet Vakfý Baþkaný Prof. Dr. Temel Yýlmaz; Türkiye'de 5 milyonun üzerinde diyabetli olduðunu bunlarýn ise yaklaþýk 2.5 milyonunun diyabetli olduðunu bilmediðini belirterek, çok ciddi komplikasyonlar doðurabilen diyabet konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amacý ile yapýlan bu yürüyüþün Türkiye'nin birçok bölgesinde çok zor þartlar altýnda diyabetle mücadele etmeye çalýþan hastalar için pozitif sonuçlar doðuracaðýný söyledi. Ülkemizde 18 yaþ altýndaki sosyal güvencesi olmayan çocuklara devlet tarafýndan insülin verilmediðini söyleyen Temel Yýlmaz, "Amacýmýz diyabetle ömür boyu yaþamak zorunda olan hastalarýmýz için daha az organ hasarý ve daha güzel bir hayat" diye konuþtu. Türk Diyabet Cemiyeti Baþkaný Nazif Baðrýaçýk ise, yürüyüþe katýlan hastalara seslenerek "Birlik ve beraberlik ses getirir, sesinizi ilgililere duyurun, yaþadýðýnýz sýkýntýlarý dile getirin" çaðrýsýnda bulundu. 2. Global Diyabet yürürüþü çerçevesinde gerçekleþtirilen etkinlik Ahmet Dündar'ýn tango gösterisi ve Sefarad konseri ile devam etti. Etkinlik kapsamýnda Taksim Meydaný'nda gün boyunca ücretsiz þeker ölçümü gerçekleþtirildi Temmuz - Aðustos 2005’te Tamamlanan SHARED Araþtýrmasý Sonuçlarý Açýklandý SHARED Araþtýrmasý (Survey comparing Healthcare professionals and patients to Assess REal perceptions on Diabetes issues: Diyabet ile ilgili gerçek düþüncelerin deðerlendirilmesi amacýyla saðlýk çalýþanlarý ve hastalarýn görüþlerinin karþýlaþtýrýldýðý araþtýrma) çerçevesinde 12 000'den fazla kiþiyle görüþme yapýldý. Araþtýrma örneklemine, diyabet/endokrinoloji uzmanlarý ile pratisyen hekimler (n=1 515), 82 ACTUAL hemþireler (n=814), diyabet hastalarý (tip 1: n=404; tip 2: n=1 609) ve halk arasýndan seçilmiþ kiþiler (n=8 024) dahil edildi. Diyabet hastalarýnda, diyabet tanýsý konulmasýndan bu yana geçen ortalama süre, tip 1 diyabet hastalarýnda 14 yýl, tip 2 diyabet hastalarýnda ise 7 yýldý. Araþtýrma örneklemi, araþtýrmaya dahil olan sekiz ülkenin (Fransa, Almanya, Ýtalya, Hollanda, Ýspanya, Ýsveç, Birleþik MEDICINE ARALIK 2005 Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa Krallýk ve ABD) her birinden eþit sayýda kiþi alýnacak þekilde belirlendi. Görüþmeler telefon veya Ýnternet aracýlýðýyla gerçekleþtirildi. Temmuz-Aðustos 2005'te tamamlanan araþtýrma çerçevesinde, Avrupa ve ABD'de, diyabet hastalarý, saðlýk çalýþanlarý ve halk arasýndan seçilen 12 binden fazla kiþiyle görüþüldü. Araþtýrma verileri, doktorlar ve diyabet hastalarý arasýnda yorum farklýlýklarý olduðunu açýða çýkardý. Diyabet hastalarý genel olarak, tedavileri konusunda doktorlarýn düþündüðünden daha iyimser. Araþtýrmanýn sonuçlarý þöyle: • Diyabet hastalarýnýn yüzde 90'ýndan fazlasý, tedavi leri ile ilgili kararlarda daha fazla söz hakkýna sahip olmak istiyor. • Ýnsülin kullanan hastalardan yüzde 62'si, insülin kullanmaya baþladýktan sonra durumlarýnda iyileþme olduðunu düþünüyor. • Ýnsülin kullanan hastalarýn yüzde 90'ý, insülin dozlarýný kendi kendilerine belirleyerek daha iyi bir kan þeker düzeyi saðlamak ve uzun vadedeki komplikasyonlarý önlemek isterken, doktorlar hastalarýnýn yalnýzca yüzde 42'sinin insülin doz ayarlamasýný kendilerinin yapmak isteyebileceðini düþünüyor. • Ýnsülin kullanmayan diyabet hastalarýnýn yüzde 47'si, doktorlarý önerdiði takdirde insülin kullanmak isteyebileceklerini belirtiyor. • Doktorlar, tip 2 diyabet tanýsý konan hastalarda insülin kullanmaya baþlamak için ortalama 8.1 yýl bekliyor. • Hem doktorlar, hem de diyabet hastalarý, tedavi alternatifleri konusunda tartýþmaya açýk • Diyabet hastalarý, amputasyondan çok kardiyovasküler komplikasyonlarýn ortaya çýkmasýndan endiþe duyuyor, oysa doktorlar bunun tam tersinin doðru olduðunu düþünüyor. • Kontrol altýna alýnmamýþ diyabetin uzun vadedeki komplikasyonlarýnýn en önemli göstergelerinden biri olan HbA1c testinden, diyabet hastalarýnýn yüzde 50'sinden çoðu habersiz. "Novartis Saðlýk Vagonu" Ankara'dan Yola Çýktý Saðlýk alanýndaki çalýþmalarýný "Önce Ýnsan, Önce Saðlýk" ilkesiyle birleþtiren Novartis, Türkiye genelinde yeni bir sosyal sorumluluk projesi baþlattý. Saðlýklý yaþam konusunda halka bilgi vermek amacýyla oluþturulan "Novartis Saðlýk Vagonu" düzenlenen bir törenle 14 Kasým 2005 tarihinde Ankara Garý'ndan Erzurum'a hareket etti. Saðlýk Bakanlýðý ve Novartis yetkililerinin katýldýðý törende ARALIK 2005 ACTUAL bir konuþma yapan Novartis Türkiye Baþkaný Dr. Altan Demirdere, Vagon Projesi'nin Novartis'in sosyal ve medikal içerikli projelerinden bir tanesi olduðunu belirterek "Yolun yeteri derecede olmadýðý ülkemizde gerek tren yolu, gerekse deniz yolunun bir þekilde kullanýmýnýn daha da artmasý, bugün dünyada nereye giderseniz gidin son derece aktif þekilde kullanýlan trenlerin yurdumuzda da tekrar eski önemini kazanmasý ve daha sýklýkla kullanýlmasý için biraz da olsa katkýda bulunabildiysek ne mutlu bize. Dolayýsýyla Novartis olarak týr veya saðlýk otobüsü deðil, Novartis Vagonu yapmayý planladýk ve bugün bu vagonun açýlýþýný yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Novartis Saðlýk Vagonu, bir sene boyunca Türkiye'deki hemen hemen bütün garlarý gezecek, her garda bir hafta kalacak ve bir hafta boyunca yerel basýnda yapýlacak tanýtýmlarla, davetlerle isteyen bütün halk gelebilecek. Burada hipertansiyon, þeker gibi çeþitli hastalýklar konusunda halký bilinçlendirici seminerler verilecek, taramalar yapýlacak" dedi. Hasta ve hasta yakýnlarýnýn yaþam kalitesini yükseltmeye ve saðlýk konusunda halký bilgilendirmeye yönelik eðitim MEDICINE 83 Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa toplantýlarýnýn yapýlacaðý "Novartis Saðlýk Vagonu"nun ilk duraðý Erzurum oldu. Erzurum'da saðlýk konusunda eðitim çalýþmalarý gerçekleþtiren Saðlýk Vagonu daha sonra Amasya ve Samsun'u geçtikten sonra Kütahya'ya hareket etti. Saðlýk Vagonu 2006 yýlýnda da tüm Türkiye'yi dolaþmaya devam edecek. Ziyaret ettiði her þehirde yaklaþýk bir hafta süresince hizmet verecek olan Saðlýk Vagonu'nda eðitim toplantýlarý yanýnda, Metabolik Sendrom Derneði (METSEND) tarafýndan da "Türkiye Kardiyo-Metabolik Risk Faktörleri Çalýþmasý" gerçekleþtirilecek. 14 ilde gerçekleþtirilecek bu çalýþmada 1300 kiþinin taranmasý planlanýyor. 2.Hipofiz Sempozyumu Gerçekleþtirildi BAÞ, toplantýyla ilgili izlenimlerini ACTUAL MEDICINE'a deðerlendirerek þu bilgileri verdi: "Hipofiz hastalýklarý ile ilgilenen endokrinologlar, beyin cerrahlarý ve radyasyon onkologlarýnýn, hastalarýna en kaliteli yaþamý saðlayabilmeleri için hipofiz alanýndaki en son geliþmeleri yakýndan takip etmek sorumluluklarý bulunmaktadýr. Bu sempozyum; her üç disiplinde yer alan hekimlerin kendi bilgi ve deneyimlerini aktarabilmeleri ve hipofiz alanýndaki en son bilgileri paylaþabilmeleri için düzenlenmiþtir. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneði çatýsý altýnda Hacettepe Týp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Ünitesi tarafýndan düzenlenen "2. Hipofiz Sempozyumu" 26 Kasým 2005 tarihinde Ankara'da gerçekleþtirildi. Novartis tarafýndan desteklenen ve güncel hipofiz konularýna yer verilen sempozyuma, büyük çoðunluðu endokrinolog, beyin cerrahi ve radyasyon onkologlarýndan oluþan toplam 183 hekim katýldý. Sempozyum çerçevesinde; 4 konferans, 3 panel ve bir yuvarlak masa tartýþmasý gerçekleþtirilirken, "Akromegali", "Cushing Hastalýðý", "Hipofiz Tümörlerinde Kritik Olgularýn Tedavisi", "Hipofiz Cerrahisi Uygulanan Hastalarda Perioperatif ve Postoperatif Takip ve Tedavi Prensipleri" gibi bir çok konu ele alýndý. Sempozyum Düzenleme Kurulu'ndan Prof.Dr. Tomris ER- Sempozyumdaki ilk konferans çok güncel ve yeni bir konu olan "Cannabinoid reseptörler ve nöroendokrin regülasyon" ile ilgiliydi. Akromegali'nin kalp hastalýklarý ve kanser ile olan iliþkisi ve akromegali tedavisindeki yenilikler ayrýntýlý olarak bir panelde tartýþýldý. Dört ayrý üniversitenin akromegalik hasta takip sonuçlarý bildirildi. Sempozyumda ayrýca "Cushing Hastalýðý" ile ilgili bir panel yer aldý. Çok ilgi çeken yuvarlak masa toplantýsýnda ise tedaviye dirençli makroprolaktinomasý olan bir hasta ile remisyona girmeyen bir Cushing hastasýnýn tedavi planlarý çizildi. Hipofiz adenomlarýnda stereotaktik radyocerrahi, makroprolaktin ile hipofiz cerrahisi uygulanan hastalardaki preoperatif ve postoperatif tedavi prensipleri diðer üç konferansta tartýþýlan konulardý. Sempozyum gerek katýlýmcý sayýsýnýn çokluðu ve gerekse sunumlarýn güncelliði ve içeriði ile oldukça dikkat çekti. Toplantý sonlarýndaki tartýþma ve sorular pek çok aydýnlatýlmamýþ noktaya ýþýk tuttu. Tüm bunlarýn doðrultusunda sempozyumun amacýna ulaþtýðýný söyleyebiliriz". Akneye Son ! Gençlerin kabusu akne, artýk kabus olmaktan çýkýyor. Embil Ýlaç Sanayii tarafýndan üretilen topikal retinoid ve antibiyotik kombinasyonu Ýsotrexin ile akneden kurtulmak mümkün. 84 ACTUAL Ciltteki yað bezlerinin açýldýðý kýl foliküllerinin iltihaplý bir hastalýðý olan ve genellikle pubertenin bir göstergesi olarak ergenlik döneminde baþlayan akne, dünyada 17 milyondan MEDICINE ARALIK 2005 Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa fazla kiþide görülüyor. Bir saðlýk problemi olmanýn ötesinde hastanýn sosyal yaþamýný da olumsuz etkileyen, kiþide güven duygusu azalmasý, depresyon ve anksiyete bozukluðu gibi sonuçlar doðurabilen akne, yeni yöntemlerle kolaylýkla tedavi edilebiliyor. Akne tedavisinde çýðýr açacak olan ve Türkiye'de piyasaya yeni sürülen topikal retinoid ve antibiyotik kombinasyonlu bir ilacýn tanýtýmý için düzenlenen basýn toplantýsýna Avrupa Akademi Dermatoloji Birliði Üyesi Dermatoloji Uzmaný Dr. Ahmet GÜNAY konuþmacý olarak katýldý. Dr. Ahmet GÜNAY, akne hastalýðýnýn dünyada 17 milyon kiþide görülen ve en sýk rastlanan deri hastalýklarý arasýnda yer aldýðýný belirterek, akne tedavisindeki yeni yaklaþýmlarý anlattý. Aknenin 11-30 yaþ grubundakilerin yüzde 80'inde 12-24 yaþ grubundakilerin yüzde 85'inde, 25- 34 yaþ grubundakilerin yüzde 8'inde, 35- 44 yaþ grubundakilerin de yüzde 3'ünde deðiþik þiddetlerde görüldüðünü belirten Dr. GÜNAY, kadýnlarda 14-17, erkeklerde de 16-19 aknenin en çok görüldüðü yaþ aralýðý olduðunu söyledi. Tedavideki baþarý faktörlerinden birinin, tedaviye erken baþlamak olduðunu vurgulayan GÜNAY, jel formundaki eritromisin ve isotretinoin kombinasyon tedavisinde hasta uyumunun yüksek olduðunu sözlerine ekledi. Akne tedavisi gören hastalarýn yüzde 10'unun aðýr, yüzde 90'ýnýn ise orta ve hafif þiddette akne hastalarý olduðunu belirten Dr. Ahmet GÜNAY, topikal kombinasyon tedavisinin özellikle hafif ve orta þiddette akne hastalarý için kullanýlabileceðini söyledi. AIDS ile Savaþa Devam Pfizer, Uganda'da HIV/AIDS ile mücadele eden binlerce kiþiye eðitim, danýþma, tedavi ve bakým desteði saðlamayý sürdürüyor. Pfizer, AIDS Destek Organizasyonu TASO ile iþbirliði içerisinde, yeni bir danýþma ve eðitim merkezini Uganda'da hizmete açtý. Uganda, Mbarara'daki terapi merkezinin kapasitesini 1.000 hastaya çýkaracak olan bu tesis, ayný zamanda bölgede bulunan diðer iki merkezdeki hastalara destek veren bir taný laboratuvarýný da bünyesinde barýndýrýyor. Açýlýþ töreninde konuþan Pfizer CEO'su Hank McKinnell, "TASO ile iþbirliði yapmak Pfizer için bir onur ve bir ayrýcalýktýr. Ýlk ortak çalýþmamýz, Kampala'da yeni bir danýþmanlýk ve eðitim tesisi kurulmasý projesiydi ve bu proje çok ARALIK 2005 ACTUAL baþarýlý olmuþtu. TASO, Mbarara projesini bize getirdiðinde, bu deðerli ortaklýðýmýzý bir adým ileri götürmek konusunda bir an bile tereddüt etmedik. Ýleride, geçmiþte yaþanan bu yýkýcý hastalýða dönüp bakýldýðýnda, sorunun çözümüne ciddi katkýda bulunmuþ insanlarýn arasýnda olmak istiyoruz" dedi. Pfizer ve Pfizer Vakfý'nýn 2001 yýlýndan beri Uganda'da HIV /AIDS ile yaþayan ve bu hastalýktan etkilenen insanlarýn ihtiyaçlarýna daha iyi cevap vermek amacýyla, bölgede faaliyet gösteren kuruluþlara yaptýðý katký 40 milyon dolara yaklaþýyor. TASO, Uganda'da ve bölgenin diðer kýsýmlarýnda HIV/ AIDS ile mücadele eden insanlara hizmet veren en büyük yerel sivil toplum örgütü olma özelliðini de taþýyor. TASO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Alex MEDICINE 85 Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa kýsa... Kýsa Coutinho, "Pfizer ile olan ortaklýðýmýz sayesinde kurulan Mbarara'daki bu yeni tesis, 2006 yýlýnda týbbi vizite sayýsýný 50 bine, danýþmanlýk amaçlý vizitelerin sayýsýný ise yüzde 60 artýþla 15 bine çýkaracak. Mbarara'daki merkez, sadece TASO bünyesindeki hastalara faydalý olmakla kalmayacak, ayný zamanda Uganda' nýn ve bölgenin alt yapýsýný da güçlendirecek ve burada yaþayan insanlara yardým etme kapasitemizi arttýracak" diye konuþtu. Yeni Nesil Doðum Kontrol Haplarý ile Güvenli ve Zevkli Cinsel Yaþam Ýtalyan Catania Üniversitesi'nde gerçekleþtirilen bir araþtýrmaya göre; yeni nesil doðum kontrol haplarý, kadýnlarýn cinsel hayatlarýný olumlu yönde etkiliyor. Yaþlarý 19 - 31 arasýnda deðiþen saðlýklý, uzun süreli iliþkileri olan ve yeni nesil doðum kontrol haplarýný kullanan kadýnlarýn cinsel hayatlarýnýn incelendiði araþtýrma sonuçlarýna göre; kadýnlar hap kullandýklarý dönemde cinsel yaþamdan daha fazla zevk alýyor, ayrýca hapý almaya baþladýktan altý ay sonraki dönem içerisinde daha yoðun orgazm yaþýyorlar. Yeni nesil doðum kontrol haplarýnýn dünya çapýndaki baþarýsý güvenli korunmanýn yaný sýra kadýnlara sunduðu ekstra yararlardan kaynaklanýyor. Yeni nesil haplar daha önceki dönemlerdeki haplarýn aksine östrojenden kaynaklanan ödemleri önlüyor, bu haplarý kullanan kadýnlarda kilo artýþý gözlenmiyor. Ayrýca yeni nesil doðum kontrol haplarý cilt yaðlanmasýný engelleyerek cildi güzelleþtiriyor. Almanya'da 1500 kadýn üzerinde gerçekleþtirilen altý aylýk bir diðer araþtýrmanýn sonucuna göre ise; yeni nesil doðum kontrol haplarý kadýnlarýn adet dönemlerinden önce, adet dönemleri esnasýnda ve sonrasýndaki görülen þikayetleri de azaltýyor. Sonuç olarak yeni nesil doðum kontrol haplarýný tercih eden kadýnlar; kilo artýþý, cilt sorunlarý ya da PMS sýkýntýlarý gibi problemler yaþamadýklarý için kendilerini daha iyi ve daha mutlu hissediyorlar ve cinsel hayattan daha büyük keyif alýyorlar. 75 ülkede yaklaþýk 3 milyona yakýn kadýn yeni nesil doðum kontrol haplarý kullanýyor. 2005 yýlýna kadar bu sayýnýn 92 ülkeye çýkmasý bekleniyor. Zatürrenin de Aþýsý Var! En çok rastlanan ölüm nedenleri arasýnda ilk sýralarda yer alan ve bulaþýcý bir hastalýk olan zatürreden aþýyla korunmak mümkün. Zatürre, Türkiye'de en çok ölüme yol açan hastalýklar sýralamasýnda beþinci sýrada yer alan ve solunum yolu ile bulaþan bir hastalýk. Zatürre, grip gibi viral enfeksiyona baðlý hastalýk geçirenler ile yaþlýlar, kalp ve diyabet hastalarý baþta olmak üzere herkes için tehdit oluþturuyor. Uzmanlara göre herkes zatürre olabilir. Yine uzmanlara göre yaygýn inanýþýn aksine kötü beslenme ve aðýr soðuk algýnlýklarýnýn bu hastalýða yol açacaðý inancý doðru deðil. Halk arasýnda zatürre olarak bilinen pnömoni, özellikle pnömokok adý verilen bir mikrobun neden olduðu ciddi seyreden, bulaþýcý bir akciðer hastalýðý. Zatürrenin belirtileri, genellikle 39 dereceyi geçen ateþ, öksürük ve pas renginde 86 ACTUAL olan koyu kývamlý balgam. Bu belirtilerin yanýnda zatürrenin en önemli özelliði aþýrý halsizliðe neden olmasý ve genellikle tedavi için hastaneye yatýþ gerektirmesi. Akciðer iltihaplanmasý, küçük çocuklarda, ileri yaþtakilerde ve halihazýrda kronik bir hastalýðý bulunan kiþilerde çok daha aðýr seyrederek ölümle bile sonuçlanabiliyor. Zatürre aþýsý, pnömokok bakterilerine karþý kan savunma hücrelerinin yapýmýný saðlayarak organizmayý bunlara karþý kuvvetli hale getiriyor. 90 tipi olan pnömokoklarýn içinde en fazla hastalýða neden olan 23 pnömokok bakterisi var. Aþý içinde de en çok hastalýk yapabilme özelliði olan bu 23 tip bulunuyor. Zatürre'ye karþý, tek bir doz aþý ile yýllar süren bir baðýþýklýk elde ediliyor ve bazý durumlarda aþýnýn 5 yýl sonra tekrarlanmasý gerekiyor. MEDICINE ARALIK 2005