peekay-‐ dinler, inançlar ve dünya düzenimiz

advertisement
Simge Kirogullari Turkish 102-­‐70 PEEKAY-­‐ DİNLER, İNANÇLAR VE DÜNYA DÜZENİMİZ 2014’ün en iyi filmlerinden, IMDB en iyi 250 film listesine girmeyi başaran, fazlasıyla sorgulayan, senaryo ve yönetmenliğinin Rajkumar Hirani’ ye ait olduğu, çok başarılı bulduğum Hint yapımı film Peekay. Amir Khan filmde uzaylı olarak dünyaya inen, dünya düzenini ve insanların körü körüne inandıkları şeyleri biraz komik biraz derin sorularla sorgulayan bir rolde. Ama onu kendinden farklı olarak gören herkes aynı soruyu sorar: “Sarhoş musun sen?” Yani peekay kendi dillerinde sarhoş anlamına geliyor. Peekay şu anki dünya düzenini bize çok yalın ve sevimli şekilde sunuyor. Şu anki dünya düzeni derken; insanların inançlarına ve görünüşlerine göre gruplandırıldığı, başkasının düşüncesine tahammül edemediği, birbirlerinin fikrine saygı duymadığı, dinlemediği veya katılmadığında tahammülsüzlükten şiddete başvurduğu bu yüzden de herkesin fikrini özgürce sunamadığı, çekindiği ve korktuğu bir düzeni kast ediyorum. Ülkemize hiç de uzak olmayan bir düzen. Çevreme baktığımda insanların aynı sosyal sınıftan, aynı politik görüşten veya aynı dinden kişilerle arkadaş olmaya meyilli olduklarını görüyorum; herkes eşitken bazılarının kendini daha yüksekte gördüğünü, aynı politik görüşte olmadığı için birbirlerini öldürmeye kadar gittiklerini, korkularından sustuklarını ve çoğunluğun sözünün geçtiğini görüyorum. Öte yandan doğru herkese göre değişirken, doğruya artık üç dört kişi karar veriyor. Kim neye göre üstün oluyor, doğruyu belirleme hakkını nereden buluyor? Beni en çok üzense bu doğruları sorgulamadan, körü körüne inananlar. Peekay bu kişilerin tabularını yıkmaya yardımcı olacağına inandığım bir film. Araştıran, sorgulayan, her söylenene körü körüne inanmayan hatta korkanların bir araya geldiğinde ne kadar da güçlü olabileceğini gösteren bir yapıt. Her ne kadar din eleştirisi yapılıyor gibi görünse de Hindistan’daki din tacirleri üzerinden, aşırılık ve dünya düzenimiz eleştirilmiş. Hepimizin aynı yerden ve aynı şekilde gelmemize rağmen, herkesin farklı bir insancının olması, din tacirlerinin, insanların bu inançlarını kullanarak onları sömürmesi; paralarını alması ama istediklerini vermemesi, bu inanç farklılığının insanları katı bir şekilde bölmesi, farklı inançlardan olan insanların birbirlerine tahammül edememesi; Peekay’in hangisinin doğru olduğuna karar vermek için her inancı denemesi ve bunun sonucunda karşıt inançtakilerden şiddet görmesi şu sözlerle çok güzel eleştirilmiş: “Bir sürü tekme tokattan sonra insanların tek tanrısının değil birçok tanrısının olduğunu fark etmiştim. Her tanrının kendi kuralları vardı. Her tanrı kendi topluluğunu oluşturmuştu.” Acaba bu toplulukları ve kuralları gerçekten tanrılar mı yoksa insanlar mı oluşturdu? İnsanlar kendi yöneticilerini neye göre seçiyorlar? Kurallara uymadan önce düşünüyorlar mı yoksa körü körüne mi itaat ediyorlar? Din neden hep insanları sömürmek için bir numaralı neden? Din nasıl oluyor da para kazanmak için bir yöntem olarak kullanılıyor? Küçücük gezegenimizde evreni yaratan Tanrı’yı koruduğumuza inandırılıyoruz , onun bizim korumamıza ihtiyacı var mı? Tanrı bütün evreni yaratabilecek güçte iken bizim bağışlarımızı neden topluyor? Hiçbirimizin üzerinde hangi inanca dahil olduğumuza dair bir işaret yokken şapka, takı gibi aksesuarlarla, giyinme şeklimiz veya saç, sakal şeklimizle kendimizi başka bir inanca dahil edip bu kalıplara uymayanlara karşı tahammülsüzleşiyoruz . Bunlar aslında insanların sonradan, kendilerince oluşturdukları şeyler değil mi? Her din barışı, dürüstlüğü, yardımlaşmayı ve hoşgörüyü temel almışken neden inananların inançlarını yerine getirmesi olumlu şekilde değil de tam tersi şekilde sonuçlanıyor? Bu insanların dini yanlış yorumlaması veya aşırılıkları sonucunda meydana gelmiş olabilir mi? İşte Peekay, herkesin sorması gereken bu soruları soruyor. “ İki Tanrı var; biri bizi yaratan, biri de sizlerin yarattığı. Bizi yaratan hakkında bir şey bilmiyorum ama sizlerin yarattığı tıpkı sizin gibi; küçük, yalancı, hastalıklı, boş vaatler veren, zenginlere öncelik tanıyan, fakirleri sırada bekleten, küçük şeylerle insanları korkutan.” Filmin sonunda Peekay sorularıyla insanları da sorgulatmayı başarıyor ve din tacirlerinin onları şimdiye kadar nasıl sömürdüğünü anlamalarını sağlıyor. Birbirimizi koyduğumuz kalıpları ve aramızdaki duvarları yıkıp barışa ve hoşgörüye bir kapı açıyor. 
Download