Kilise Savafllar›: Moskova - Kiev - ‹stanbul Dr. Ali ASKER* “Yunanları ve Konstantinopol’dan olan kişileri Moskova Kilisesine, her hangi bir başka kiliseye almayacağız.” 15. yüzyıl Rus rahiplerinin görev yemininden Son dönemde Rusya-Ukrayna cephesinde ilginç gelişmeler yaşanmaktadır. Ukrayna-Rusya yakınlaşması iki ülke arasındaki dini konuları da etkilemektedir. Ukrayna’daki Batı-Doğu ayrışması toplumun her safhasında olduğu gibi dini alanında da belirgindir. Bu yüzden Moskova-Kiev hattında bir gerginlik yaşanmaktadır. Bu gerginlik okunun başka bir noktası da İstanbul’dur. Moskova-Kiev-İstanbul Kilisleri arasındaki ilişkiler Soğuk Savaş dönemini hatırlatmaktadır Tarihsel Gelişim Bağımsızlıktan sonra Kiev Patrikliği’nin Ukrayna Ortodoks Kilisesi, kendini yerel ve otosefal (özerk) bir kilise olarak tanımlamıştır. Fakat bu kilise diğer Ortodoks kiliseleri tarafından tanınmamaktadır. Buna karşılık 1990 yılında yönetim özerkliği elde etmiş Moskova Patrikliği’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi diğer Ortodoks kiliseleri tarafından tanınan yegane bir dini kuruluştur. Ukrayna’nın bağımsızlığını elde ettikten sonra otosefal kilise kurma girişimlerine İstanbul Patrikliği’nin geçit vermemesi İstanbul-Moskova arasında ortak bir çıkarın söz konusu olup olmadığını akıllara getirmektedir. Fakat olayların gelişim süreci dikkatle takip edildiğinde Moskova’nın ve İstanbul’un her birinin “kendi oyununu oynadığını” görmek mümkündür. Ukrayna’daki toplumsal ayrışma, kilise yapısına birebir yansımaktadır. Bugünkü durumun sağlıklı bir şekilde anlaşılması için Ortodoksluğun gelişim tarihine kısaca göz atmakta yarar vardır. Rusya topraklarında 988 yılında Hıristiyanlığın yayıldığı belirtilmektedir. O tarihte Knez Vladimir, Bizanslı din adamlarını davet ederek Rusları vaftiz etmesini istemiştir. Hıristiyanlıktan önce Ruslar putlara inanmış ve eskiden süregelen kültürel bir altyapıdan yoksun olmuşlardır. Bununla birlikte putlara da sıkı bir bağlılıkları söz konusu olmamıştır. Bu yüzden Hıristiyanlık Ruslar arasında kolay şekilde yayılmıştır. Rus kültürü ve Rus halkının tarihi adeta Hıristiyanlıkla özdeştir. Hıristiyanlık Ruslara inancın yanı sıra bir dünya bakışı, yazı, edebiyat, devlet, hukuk vs. gibi değerleri de kazandırmıştır. Rus kilise tarihi geleneksel olarak beş döneme ayrılmaktadır.1 * 1 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Rusya-Avrasya Araştırmaları Merkezi Başkanı Bkz:>?;=5J =@>>7;6 C2=7/5. =-?752 ;.4;=G, http://www.dorogadomoj.com/d141vve.html Eylül ’10 • Sayı: 21 21. YÜZYIL [31] Dr. Ali Asker 1. Kiev dönemi (862-1240 yy.). 862 öncesine kadarki döneme ilişkin Hıristiyanlığı içeren yazılı kaynaklara rastlanmamaktadır. Bazı araştırmacılara göre Rusya’da Hıristiyanlık davetini ilk kez Havari Andrey Kiev dağlarında başlatmıştır. Rus Ortodoks tarihçilerine göre Havari Andrey halkın Hıristiyanlığı kabul etmesi için henüz olgunlaşmadığını görmüş ve “daveti durdurarak sadece Rus toprakları için dua etmiştir.”2 İlk kez Bizanslı misyonerler Suroj şehrinde davete başlamış ve burada misyoner Stefan Surojskiy (Surojlu Stefan) tarafından Bizans’a bağlı piskopos bölgesi oluşturmuştur. Bizans Kilisesi Hıristiyanlaşma sürecini tam kontrolü altında tutarken yeni kurulmuş Rus kilisesi bazı otonom haklara sahip olmuştur. Rus Kilisesi Bizans için bir Piskopos Bölgesi niteliği taşımıştır.” 988 yılında Rusya’da Hıristiyanlık resmen kabul edilmiştir. Rus Kilisesinin ilk Mitropoliti Mihail olmuş ve katedral kilise Kiev’de bulunuyordu. Mihail ve sonraki mitropolitler Konistantinopol Patriği tarafından göreve atanmıştır. Rus Ortodoks Kilisesinin Kiev dönemi Moğolların Kiev’i işgali ile son bulmuştur. 2. Moskova dönemi (1240-1700 yy.). Kiev’in işgalinden sonra kilise katedralı Moskova’ya taşınmıştır. Bu dönemde ilk kez mitropolitler Ruslar arasından seçilmeye başlamıştır. 1589 yılında seçilmiş Mitropolit İoann bir Rus rahibi idi. Yeni Mitropolit Rus Kilisesi Piskoposlar Konseyi tarafından belirlenerek Konistantinopol tarafından onaylanmıştır. Böylece Rus Ortodoks Kilisesi otosefal statüye kavuşmuştur. Sonraki patrikler ise Konstantinopol Patriğinin müdahalesi olmadan doğrudan Rus Kilisesi piskoposları tarafından seçilmiştir. 1700 yılında Patrik Adrian’ın ölümü ve İmparator Birinci Petro tarafından Kutsal Sinod’un kurulmasıyla Moskova dönemi de sona ermiştir. [32] 21. YÜZYIL Eylül ’10 • Sayı: 21 Kilise Savafllar›: Moskova - Kiev - ‹stanbul 3. Petersburg dönemi (1700-1917 yy.). Bu dönem, Patrik Adrian öldükten sonra 1721’de Kutsal Sinod’un tesisiyle başlamıştır. Birinci Petro Rus Ortodoks Kilisesinin devlet iktidarına muhalif olduğunu hissedince Ortodoks kilisesini bir devlet kurumu haline getirmiş, 1721’de patrikliği kaldırarak onun yerine Sinod’u kurmuştur. Sinod’un başında Birinci Petro'nun fermanıyla atanan bir devlet yetkilisi bulunmuştur. 4. Tanrısızlar dönemi (1917-1991yy.). Sovyet hâkimiyetinin kurulmasıyla başlayan bu dönemde kilise üzerinde şiddet ve tasfiye politikaları uygulanmıştır. Kiliseler kapatılmış, din görevlileri öldürülmüş veya sürgün edilmişlerdir. 23 Ocak 1918’de devletten ayrılan kilisenin tüm malvarlığına el konulmuştur. O dönemden yurt dışına iltica ediEkim ‹htilal› sonras› len birçok rahip ve din görevlisi yurt dışında yaşayan Ruslar, kiliseler kapat›lm›fl, din tarihi Rus Ortodoks Kilisesi’nin geliştirilmesine karar vergörevlileri öldürülmüfl miştir. Fakat İkinci Dünya Savaşı döneminde Rus Kilisesi’nin rolü artmıştır. 1943’den itibaren Kilise 10 sene boyunca veya sürgün devletten bazı yardımlar almış, 1945’de ise kilisenin bazı edilmifllerdir. 23 Ocak mülkiyet hakları iade edilmiştir, 1958’de devletin başına ge1918’de kilise devletten çen Hruşev’in iktidara gelmesinden sonra kiliseler üzerinde ayr›lm›fl, kilisenin tüm şiddet yeniden artırılmıştır. malvarl›¤›na el Gorbaçev’in iktidara gelmesiyle Rus Ortodoks Kilisesi konulmufltur. O tarihinde yeni safha açılmıştır. 1988’de Rusya’da Hıristiyandönemden yurt d›fl›na lığın kabul edilmesinin 1000. yıldönümünü kutlanmıştır. iltica eden birçok rahip 5. Yeni dönem (1991’den başlar). ve din görevlisi yurt Sovyetler Birliği dağılmaya başlarken resmi ateist ided›fl›nda yaflayan Ruslar, oloji de ortadan kalkmıştır. Rus Ortodoks Kilisesi eski ihtitarihi Rus Ortodoks şamını yeniden canlandırma yoluna gitmiştir. Kilisesinin gelifltirilmesine karar vermifltir. Kesintisiz Rekabet: İstanbul-Moskova 1054 yılında Hıristiyan Kilisesinde Katolik-Ortodoks parçalanması yaşanmıştır. Parçalanmanın birçok nedeni bulunmuştur: gelenekler, dogmalar, Doğu ve Batı kiliseleri arasındaki etik farklar, mülkiyet sorunları vs. Fakat en önemli neden Roma Papası ve Konstantinopol Patriği arasındaki siyasi etkinlik mücadelesi olmuştur. Rus kilisesi her ne kadar Ortodoks olarak kalmışsa da çatışan tarafların herhangi birini tam anlamıyla desteklememiştir. Aynı mezhepten olmalarına rağmen Rum ve Rus Ortodoks Kilisleri arasında her zaman rekabet olmuştur. Bu rekabetin ana nedenleri siyasi çıkarlar ve dönemlerin konjonktürüne bağlı gelişmeler olmuştur. Günümüzde yaşanan tartışmalardan biri de “ekümenik” (ökümenik) tartışmalarıdır. “Ekümenik” deyimi, kısaca, hem idari hem dinî bakımdan evrensel tam ve mutlak yetki olarak tanımlanabilir. Ekümenik Patrik de, evrensel, yani “Cihan Patriği” anlamına gelmektedir.3 3 Uur Yıldırım, Bartholomeos Yıllardır ini Yapıyor, Sorun Ankara’da, http://www.buyukasya.net/Haberler.aspx?haberID=389&B=bartholomeos-yillardir-isini-yapiyor-sorun-ankarada,18.08.2010 Eylül ’10 • Sayı: 21 21. YÜZYIL [33] Dr. Ali Asker İstanbul’un fethinden sonra Rum Ortodoks Kilisesinin etkinliği hızla azalmıştır. İstanbul Patriği 16. yüzyılda Rus Kilisesinin özerkliğini tanımak zorunda kalmış ve 1589 yılında kilisenin başında duran yetkiliye patrik unvanı vermiştir. Bu dönemde birçok Ortodoks kilisesi Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içinde yer almış dolayısıyla Moskova Patriğinin maddi desteğine ihtiyacı duymuştur. Moskova ise bu durumu kendi lehine kullanmıştır. Bu dönemde Kiev Mitropolyası, görece özerklik derecesinde İstanbul Patriğine bağlı bulunmuştur. 1453’den sonra Kiev’in İstanbul’dan bağımlılığı önemli ölçüde azalmıştır. Ukrayna Kilisesi bu dönemde “nominal olarak Tsargrad (İstanbul) Kilisesine bağlı, fiilen bağımsız konumda olmuştur.” 4 Ruslar ayrıca Bulgar Ortodoks Kilisesinin de İstanbul’a bağımlılığını kırmışlardır. 1870’de Bulgar Kilisesi tek taraflı olarak kendinin otosefal statüsünü onaylamıştır. Moskova Bulgarları Balkanlarda kendi müttefiki olarak görmüşlerdir.5 1920’lerde İstanbul Patriği Rus Ortodoks Kilisesi’nden kısas alma fırsatını yakalamıştır. Bağımsızlıklarını yeni elde etmiş Finlandiya, Estonya ve Letonya’da İstanbul Patriğine bağlı özerk kiliseler oluşturulmuştur. İstanbul Patriği ayrıca Batı Ukrayna ve Belarus piskoposluğunu da içine alan Polonya Kilisesine özerklik vermiştir. 1940-1948’li yıllarda Moskova Kilisesi İstanbul Kilisesi üzerine tekrar “taarruzda bulunmuştur. Stalin’in Batıya doğru genişlemesiyle Moskova Patriği Batı Ukrayna ve Belorus’u tekrar kendi etki alanına almıştır. Estonya ve Letonya kiliselerinin İstanbul’a bağımlı‹kinci Dünya Savafl› lıkları sona erdirilmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası Mosdöneminde Rus kova Patriğinin konumu daha da güçlenmiştir. 1948’de Moskova Patriği Polonya Kilisesi’ne özerklik vermiştir. Bu Kilisesinin rolü artm›flt›r. karar İstanbul Patriğinin benzeri kararının tanınmaması anla1943’den itibaren mına gelmiştir. Çek Cumhuriyeti’nde İstanbul Kilise yapıKilise 10 sene boyunca lanmaları ortadan kaldırılmıştır. 1945’de İstanbul Patriği devletten baz› yard›mlar Bulgar Kilisesinin özerkliğini tanımıştır. 1951’de Moskova Çekoslovakya Kilisesi’ne özerklik tanırken kilisenin başı da alm›fl, 1945’de ise Rus Ortodoks Kilisesi tarafından atanmıştır. Aynı durum Pokilisenin baz› mülkiyet lonya kilisesi için de geçerli olmuştur. 1970 yılında Moskohaklar› iade edilmifltir. va Amerika’daki Ortodoks kilisesine (eski Rus Mitropolyası) özerklik vermiştir. İstanbul Patriği bu kilisenin Amerika’da yaşayan Yunan Ortodoks cemaatleri üzerinde hak iddia edeceğinden korkmuştur. Moskova’nın bu adımına karşılık olarak İstanbul Patriği 1971 yılında Batı Avrupa’da Rus Archipiskoposluğunu ihya etmiştir.6 Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra İstanbul Patriği tekrar aktifleşmeye başlamış ve Rus Ortodoks Kilisesinin etki alanını daraltmaya çalışmıştır. 1990’da Kanada’da ve 1995’de ABD’de Ukrayna kiliselerini kendi yetki alanına dahil etmiştir. 1999 da Patrik Bartholomeos Batı Avrupa’daki Archipiskoposluğun statüsünü yükseltmiştir. 2006’da Moskova Patrikliğine bağlı Sourozh Piskopos Bölgesinin bazı cemaatleri da bu kuruma katılmıştır. Yeni Çatışma Noktası: Ukrayna İstanbul-Moskova eksenindeki kilise tartışmaları Ukrayna konusundaki tartışmalarla yeniden alevlenmiştir. Nüfusunun çoğunluğu Ortodokslardan ibaret olan Ukrayna’nın dini yapısı parçalanmış ve karmaşık bir haldedir. Önemli ayrışma Moskova Patrikliğine bağlı Ortodoks Kilisesi ve otosefal Ukrayna Ortodoks Kilisesi arasındaki münakaşaların sonuca bağlanmamasından kaynaklanmaktadır. Ukrayna’nın önde gelen kiliseleri aşağıdakilerdir:7 [34] 4 I. I. !-iF748, &4:*G7;C4* @/:4,*: *:2;2 1 i;<8:iG &4:*G7;C48G 9:*,8;5*,78G @/:4,2: & 2 <.: %. 1-2. 2G,, 1993. $. 198. 5 . *4*:427, 8;4,* 2 87;<*7<278985C: 4874=:/7@2E @/:4,/3, http://www.politcom.ru/article.php?id=6600 6 . *4*:427, a.g.e., http://www.politcom.ru/article.php?id=6600 7 http://www.vz.ru/infographics/2009/9/16/321836.html 21. YÜZYIL Eylül ’10 • Sayı: 21 Kilise Savafllar›: Moskova - Kiev - ‹stanbul 1) Moskova Patrikliğine bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi Burası diğer Ortodoks kiliseleri tarafından tanınan Ukrayna’daki yegane kilisedir. 1990 yılında yönetimde özerklik elde etmiştir. Değişik kaynaklara göre bu kiliseye bağlı olan dindarların sayısı 7.2 milyondan 9.5 milyona dek değişmektedir. Kilisenin başpapazı Kiev ve Tüm-Ukrayna Mitropoliti Vladimir (Sabodan)’dir. Kilisenin yetki alanında 44 Piskopos Bölgesi, 11444 cemaat bulunmakta olup kilise, 177 manastırı yönetmektedir. 2) Kiev Patrikliği Ukrayna Ortodoks Kilisesi Bu kilise kendini yerel ve otosefal olarak tanımlamaktadır. Fakat diğer Ortodoks kiliseleri tarafından tanınmamaktadır. Patriği Filaret (Denisenko) olan kiliseye bağlı dindar sayısının 5.5-14 milyon arasında değiştiği tahmin edilmektedir. Merkezi ve Doğu Ukrayna ile Kırım’da etkin olan bu kilisenin yetki alanında 31 Piskopos Bölgesi, 4093 cemaat, 2993 rahip bulunurken manastır sayısı 45’tir. 3) Ukrayna Rum-Katolik Kilisesi Bu kilise Bretsk Uniası sonucunda 1596’da Ukrayna’nın bazı Ortodoks piskoposları tarafından oluşturulmuştur. Rum-Katolik Kilisesinde Katolik dogmalara uyarken Ortodoks benzeri ayinler de icra edilmektedir. Kilisenin denetiminde 20 Piskopos Bölgesi, 901 cemaat varken manastır sayısı 106’dır. Bu kilise Batı Ukrayna’da etkindir. Kilisenin başında Kiev-Galiçya Archiepiskopu Kardinal Lyubimor (Guzar) duruyor. Ukrayna’da Katolikler (aynı zamanda Doğu Katolikler, yani Uniatlar) ve Ortodokslar arasındaki çekişmeler daha keskindir ve dini inanç, dil ve siyasi mensubiyet gibi unsurları da bünyesinde barındırmaktadır. Ukrayna Katolikleri kendilerini Ukraynalı olarak algılamaktadırlar. Bu akım Rusça kullanım alanının daraltılması ve Ukrayna’nın Avrupa’ya yakınlaşmasından yanadır. Katolikler Ukrayna’nın Batı yanlısı ve Rusya karşıtı kesimini oluşturmaktadırlar.8 8 . 2<:8>*78,*, *<852A/;4*E @/:48,C 7* 98;<;8,/<;486 9:8;<:*7;<,/, http://www.ruskline.ru/analitika/2010/02/22/katolicheskaya_cerkov_na_postsovetskom_prostranstve/ Eylül ’10 • Sayı: 21 21. YÜZYIL [35] Dr. Ali Asker 4) Ukrayna Otosefal Ortodoks Kilisesi Bu kilise 1917 yılında Şubat Devriminden sonra meydana gelmiştir. Sovyet döneminde idari merkezi Kanada’da yerleşmiştir. Kilisenin başında Ternopol ve Podolsk Mitropoliti Mefodiy (Kudryakov) durmaktadır. Bu kilisenin yetki alanında 12 Piskopos bölgesi, 1183 cemaat, 683 rahip varken manastır sayısı 8’dir.9 Kiev Patrikliği Ukrayna Ortodoks Kilisesi Yuşenko döneminde rağbet gören ve bağımsızlık mücadelesi veren bir kilisedir. Bu kilise bağımsızlığının tanınması için İstanbul’a müracaatta bulunmuştur. Bu müracaatın hemen ardından İstanbul’un bu yönde olumlu karar alacağı söylentileri dolaşmağa başlamıştır. Moskova basınında Patrik Parthalemeos’a karşı ABD’nin ve dünya emperyalizminin ajanı suçlamaları yer almıştır. Moskova Patriği ve İstanbul Patriği bir araya gelerek görüşmüş ve son anda “dünya Ortodoksluğu çatışmadan kurtulmuştur.” Moskova ve İstanbul patriklerinin bu aşamada geliştirdikleri söylemler onların tutum ve niyetlerini ortaya koymaları açısından ilginç olmuştur. Patrik Bartholomeos parçalanmanın sadece manevi bütünlüğü bozamayacağını, aynı zamanda Ukrayna halkının birlikteliğini bozacağını ve böylece Ukrayna’nın istikbali için kötü sonuçlar doğuracağını açıklamıştır. Sorunun çözümünde patriklerin hoşgörü ve barış yanlısı tutumlarıyla açıklamak yetersiz olacaktır. O dönemde Rusya-TürkiyeYunanistan yönetimleri arasında kilise diplomasisinin yaşandığı da söylenmektedir. Böylece İstanbul-Moskova patrikleri gerekse Ukrayna sorunuyla ilgili, gerekse genel anlamda gergin bir iletişim içinde olmuştur. Fakat bu kiliselerden hiçbirisi olayın dramatik kırılma noktasına dek gerilmesinden yana değildir. Bu yüzden çatışma “ateşleri” zaman zaman yerini “soğuk barışa” bırakacak ve hatta Kiev’de olduğu gibi birlik görüntüleri de sergileyebilecektir.10 Nitekim benzeri bir “barış” görüntüsü 2008 Rusya-Gürcistan savaşından sonra da yaşanmıştır. Moskova Patrikliği Ağustos 2008 yılında Gürcü-Rus savaşı sırasında Abhazları kendi yetki alanına almaktan kaçınarak Abhaz yerli kilisesinin Gürcü Katolikosuna tabi olduğunu açıklamıştır. Patrik Kirill’in Yeni Konsepti “Rus Dünyası” mı “Rusya Dünyası” mı? Moskova ve Tüm-Rusya Patriği son bir yıl içinde Ukrayna’yı üç kez ziyaret etmiştir. Patrik Kirill’in yeni konsepti Rus Ortodoks Kilisesinin etkisini en azından yakın coğrafyada yaymaktır. Kirill’in “Rus Dünyası” olarak adlandırdığı yeni konsept sadece Rusya’yı değil, Ukrayna, Belorus ve Moldova’yı da kapsamaktadır. Patrik Kirill ilk kez Rus Dünyası konseptini “Rus Dünyası III Asambelisi”nde gündeme getirmiştir. 3 Kasım 2009’da sıradan bir selamlama konuşması yapması beklenirken Kirill yeni konseptini açıklamıştır. 11 Patrik Kirill’in son ziyareti sadece dini liderin ziyareti olarak değil, aynı zamanda siyasi bir ziyaret olarak da değerlendirilip Merkezci görüşler tarafından doğal karşılanırken, Krill’in bugünkü realiteleri dikkate almadığı yönünde de eleştiriler yapılmaktadır. Nitekim Sovyetler Birliğinin dağılması sadece ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerin kopmasıyla sonuçlanmamıştır. Halklar arasındaki dinsel ve inanç bütünlüğünün de bozulmasına neden olmuştur. En hafif şekilde ifade etmek gerekiyorsa bugün Moskova Patriği Ukrayna toplumunun önemli bir kesiminin çıkar ve istekleri dikkate alınmamaktadır.12 Ukrayna’nın bağımsızlık ve egemenliği için mücadele etmiş önemli bir kesimin Moskova Patriğinin yeni konseptinden rahatsız olduğu dikkate alınmalıdır. Ukrayna muhalefeti de Rus Pat- [36] 9 http://www.vz.ru/infographics/2009/9/16/321836.html 10 . *4*:427, a.g.e., http://www.politcom.ru/article.php?id=6600 11 7*<8523 $</9*78, , "*<:2*:? 2:255: «=?8,78 6B 8.27 7*:8.», http://rusk.ru/st.php?idar=185731 12 . ,*?7/748, #85C :/52-22 , 9852<24/ &4:*27B, http://www.svobodanews.ru/content/transcript/2116025.html, 30.07.2010. 21. YÜZYIL Eylül ’10 • Sayı: 21 Kilise Savafllar›: Moskova - Kiev - ‹stanbul riğinin yeni açılımlarını sert bir dille eleştirmektedir. Yuliya Timoşenko’ya göre Rus Kilisesi’nin görevi eski Sovyetler Birliğinin milyonlarca inançlı insanın dini duygularını istismar ederek bu halkları Rusya’nın emperial etki alanı kapsamına almaktır.13 Temmuz 2010’da Patrik Kirill’in Ukrayna ziyareti Ukrayna’da milliyetçi kesimlerin keskin itirazına neden olmuştur. Patrik Kirill ise ziyaretin iyi niyetle yapıldığını açıklayarak “Rus Ortodoks Kilisesinin Ukrayna’nın bağımsızlığı ve kendi kaderini belirleme hakkını ihlal etmediğini, sadece eski zamanlardan bugün dek kardeş halkları bir araya getiren Ortodoks inancını korumak için geldiğini” ifade etmiştir. Kiev Patrikliği Ukrayna Ortodoks Kilisesi Patriği Filaret ise Moskova Patriğinin geliş amacının Ukrayna üzerinde Rusya’nın etkinliğinin artırmak olduğunu söylemiştir. Filaret’e göre “Kirill’in projesi, Moskova Patrikliğinin egemen olduğu, devletlerin ve cumhurbaşkanlarının üzerinde duracak yeni imparatorluğunu tesis etmekten ibarettir.”14 Ukrayna Ortodoksluğu İstikrara Kavuşacak mı? Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra meydana gelmiş bağımsız cumhuriyetler kendi egemenliklerini korumaya yönelik politikalar izlemektedirler. Günümüzde bu ülkelerdeki ulusal devlet ilkesi sadece toplumsal rağbet gören bir olgu değil, aynı zamanda siyasal iktidarların dış etkenlerden korunduğu sağlam bir zırhtır. Rus Patriğinin yeni konsepti kendisince Rusya açısından “hayırlı bir iş” olarak görülse bunun arkasında saklı niyetin yayılmacılık olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca “Rus dünyası” konseptinin bugünkü durumda sonuç itibariyle Rusya’nın aleyhine çalışacağı söylenebilmektedir. Rus Ortodoks Kilisesinin izlediği politika sadece emperyal nedenlerle açıklanamaz. Bugün Rus Ortodoks Kilisesinin karşılaştığı iç sorunlar, Moskova Patriğinin böyle bir süreci başlatmasında etkili olmuştur. Rus Ortodoks Kilisesi dış faktörleri dile getirerek iç sorunları gündemden çıkarmak istemektedir.15 ‹stanbul’un fethinden sonra Ortodoks Kilisesinin etkinli¤i h›zla azalm›flt›r. 1589 y›l›nda kilisenin bafl›nda duran yetkiliye patrik unvan› vermifltir. Bu dönemde birçok Ortodoks kilisesi Osmanl› ‹mparatorlu¤unun s›n›rlar› içinde yer alm›fl dolay›s›yla Moskova Patri¤inin maddi deste¤ine ihtiyac› duymufltur. Filaret’e göre Patrik Kirill Ukrayna Ortodoks Kilisesi (Moskova Patrikliğine bağlı) Patriği Vladimir’den ve diğer bazı piskoposların bağımsızlık eğilimlerinden endişelenmektedir. O yüzden “Rus dünyası” konseptini ileri sürerek Ukrayna Ortodoks Kilisesinin Moskova’nın denetiminden çıkmasını önlemektedir. 16 Patrik Kirill Ukrayna Kilisesinin bütünlüğünden yanadır. Fakat bu bütünlüğü Moskova’ya bağlı olarak sağlamak istemektedir. Yani Moskova Kilisesi Ukrayna’nın bir kısmını değil, tümünü kontrol altına almak istemektedir. Bu konsept Ukrayna’nın ulusal bağımsızlığını ve egemenliğini zedeler niteliktedir. 17 Moskova yönetimi bu projenin gerçekleşmesi için en uygun zamanlamanın bugün olduğu düşüncesindedir. Yakın ve orta vadede Rus Ortodoks Kilisesinin Ukrayna’daki etkinliği daha da artabilir. Bu etki sadece Ukrayna yönetimi üzerinde değil, aynı zamanda politik yaşam ve seçimler üzerinde de etkin olacaktır. İktidar kilise ile sıkı işbirliğinden yanadır. Bu yakınlaşma son dönemde gittik13 . ,*?7/748, a.g.e., http://www.svobodanews.ru/content/transcript/2116025.html, 30.07.2010 14 &"( " 9:8<2, &"( ": 9:8<2,8;<8E72/ 9*<:2*:?8,, http://www.aif.ua/culture/article/20541, 26.08.2010 15 . ,*?7/748, a.g.e., http://www.svobodanews.ru/content/transcript/2116025.html, 30.07.2010 16 &"( " 9:8<2, &"( ": 9:8<2,8;<8E72/ 9*<:2*:?8,, http://www.aif.ua/culture/article/20541, 26.08.2010 17 2/,;486 9*<:2*:?*</ 8+ 2;<27783 @/52 ,212<* 2:255*: "-8 9:8/4< "#=;;423 62:" – D<8 9:8/4< #8;;23;483 269/:22, 8;4,B, 4*4 %:/<C/-8 #26*…", http://censor.net.ua/go/offer/ResourceID/165745.html, 21.07.2010. Eylül ’10 • Sayı: 21 21. YÜZYIL [37] Dr. Ali Asker çe daha açık bir şekilde hissedilmektedir. 2009 yılında Ternopol İl Meclisine yapılan seçimleri ilk kez Yanukoviç’in Bölgeler Partisi kazanmıştır. Ternopol Batı Ukrayna’da yer alan illerden biridir ve bundan önceki dönemde böyle bir sonucu düşünmek imkansız olmuştur. Ternopol’da Moskova Patrikliğine bağlı önemli ibadet yerlerinden birisi Poçaevskiy Lavra 18 ve onlarca kilise bulunmaktadır. Kilise cemaati arasında Bölgeler Partisi lehine propaganda yapılmıştır. Bu yüzden Moskova Kilisesi Ukrayna’nın siyasi yaşamında aktif rol oynamaktadır. Harkov ve Poltava Archipiskoposu İgor İsiçenko’ya göre seçimlere 8 ay kala seçim büroları kiliseden destek istemişlerdir. Seçim propagandası yapan partililer kilisedeki din görevlilerini, rahipleri bir şekilde memnun ederek karşılığında oy talebinde bulunmuşlardır. İlginç olan hususlardan biri de seçmenlerin kendilerine sağlanan desteğe rağmen istedikleri adaylara oy vermesi olmuştur. Ukrayna’nın sağ radikal “Özgürlük” Birliğinin lideri Oleg Tyagnibok’a göre bugün din, Ukrayna’da önemli etkenlerden biri olup Kilise toplumda saygın kurumlardan arasındadır. Bu yüzden milleyetçi kesimler Ukrayna’da yerli bağımsız kilisenin oluşmasını istemektedirler. Bu kilise her hangi başka bir kiliseye, aynı zamanda Moskova Ortodoks Kilisesine bağlı olmayacaktır. Rus Kilisesinin Ukrayna’daki dindaşları üzerinde etkili olma yönündeki ısrarlarının bir nedeni de maddi kazanımlar olabilir. Nitekim Ukrayna’da kilise cemaatinin yaptıkları bağışlar Moskova Patrikliğinin hazinesi için iyi bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.19 Bundan sonraki süreçte Yanukoviç yönetiminin nasıl bir tutum sergileyeceği tartışılan konular arasındadır. Bazı araştırmacılara göre Yanukoviç Kiev Patrikliğinin gücünü sıfıra indirerek Ukrayna Ortodoksluğunu Moskova Patriğine bağlı hale getirilmesinden yanadır. Kiril’in Ukrayna’nın her yerinde görüşmeler yaptığı ve serbest şekilde “Rus dünyası” konseptini yayması bunu doğrular niteliktedir. Böyle bir adımın atılması Ukrayna’da toplumsal ayrışmayı daha da derinleştirebilir. 20 Yanukoviç yönetimi de bunun farkındadır. İlerleyen süreçte böyle bir riskin ortaya çıkmamasına çalışacaktır. Yanukoviç yönetiminin böyle bir adım atması Ukrayna dahilinde ciddi siyasi ve sosyal çatışmanın meydana gelmesine neden olabilir. O yüzden Yanukovişç’in radikal adım atarak kiliseler arası çatışmada taraf olacağı söylenemez. Kendisinin Moskova Patriğine bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesine mensup olmasına rağmen Yanukoviç, mümkün olduğu kadar statükonun devamı ettirilmesine çalışacaktır. 21 Aksi bir durum sadece Ukrayna toplumunu değil Yanukoviç iktidarını da çok zor durumda bırakabilecektir. Ayrıca “kilise savaşlarının” yakın ve orta dönemde bir siyaset ve seçim manipülasyonu aracına dönüşeceği de istisna edilmemektedir. 21. YÜZYIL [38] 18 Rivayete göre bu kilise 1240 yılında Tatarların saldırılarından kaçan rahipler tarafından ina edilmitir. Kilise 1675’de Türkler tarafından kuatmaya alınmı, fakat Türkler beklenemedik bir ekilde geri çekilmiler. Bu olay kilisenin kutsallıı yönündeki inançları kuvvetlendirmitir. 19 . ,*?7/748, a.g.e., http://www.svobodanews.ru/content/transcript/2116025.html, 30.07.2010 20 "852<858-: )7=48,2A +=./< 8<+2:*<C = :*;485C7248, @/:4,2, http://www.rosbalt.ru/2010/07/28/757574.html 21 !< )7=48,2A* 7/ 0.=< A/<48-8 ,B9857/72E 1*.*723 #"(, http://www.rosbalt.ru/2010/07/28/757578.html 21. YÜZYIL Eylül ’10 • Sayı: 21