Akciğer Kanseri Akın Yıldızhan, Fatih Hikmet Candaş Giriş Uluslararası kanser araştırma kurumunun (IARC) 2010 yılı raporlarına göre, akciğer kanseri dünya genelinde en sık tanı alan ve en sık ölüme neden kanser türüdür. Her iki cinste mortalite rakamları bakımından birinci sırada yer alırken, insidansda kadınlarda meme kanserinden sonra erkeklerde prostat kanserinden sonra ikinci sıradadır. Akciğer kanserinin görülme sıklığı erkeklerde kadınlardan daha fazladır. Erkeklerde azalma eğiliminde iken, kadınlarda sigara kullanımı alışkanlığındaki artış nedeniyle artmaktadır. Akciğer kanseri, tüm kanserlerin % 12-16’sını oluşturur. Sigara kullanım alışkanlığının ve içilen sigara miktarının artışı, sanayileşme ile artan çevre kirliliği, göçler ve kentleşme akciğer kanserinin insidans ve mortalitesindeki dramatik artışın sorumlusudur. Akciğer kanseri insidansı yaşla artmakta, 60 ve 70’li yaşlarda pik yapmaktadır. 25 yaş altındaki yaş gruplarında kanser insidansı düşük iken 45 yaşından sonra yükselmektedir. Dünya genelinde akciğer kanseri insidansı her yıl %0.5 artmaktadır. Mortalite oranlarına baktığımız zaman uluslararası kanser araştırma kurumunun (IARC) raporunda; Dünyadaki 7.6 milyon kanser ölümünün %18.2’si, yani 1.4 milyon kanser ölümünden akciğer kanseri sorumludur. Aynı raporda Türkiye için mortalite oranları erkeklerde 141.1/100.000, kadınlarda 71.1/100.000 olduğu belirtilmektedir. Hastaların çoğunda eşlik eden başka bir hastalık vardır. (KOAH, HT, KVH, DM, başka bir kanser v.b.). Histolojik tiplendirme ve evre gözetilmeden 5 yıllık sağkalım oranlarına bakıldığında yıllar içinde giderek artsa da hala çok düşük görülmektedir. 5 yıllık sağkalım; 1974-1976 %12.5 1996-2000 %15.0 2001-2007 %16.3 20 1 Akciğer Kanseri Akciğer Kanseri Risk Faktörleri Sigara içimi ve pasif sigara maruziyeti, hava kirliliği, genetik faktörler, mesleki nedenler, cinsiyet, diyet, kronik akciğer hastalıkları ve radyoterapi başlıca risk faktörleridir. Sigara; Akciğer kanserlerinin büyük bölümünden sigara içimi sorumludur. Sigara dumanında; 4000’den fazla kimyasal, 50’den fazla karsinojen madde vardır. Sigaraya başlama yaşı, içme süresi, sayısı, sigara tipi akciğer kanseri gelişme riskini belirler. Sigara içenlerde risk içmeyenlere göre 25-36 kattır. Pasif sigara maruziyetinde risk 3.5 kattır. Diğer risk faktörlerinden; Asbest ile çalışanlarda normal popülasyona göre 7 misli akciğer kanseri riski artmaktadır. Uranyum parçalanırken oluşan Radon (bazı madenler ve evlerde kullanılan yapı malzemeleri) önemli risk faktörlerindendir. Çalışma ortamındaki diğer kanserojen maddeler; uranyum, inhale edilen arsenik, berilyum, vinil klorid, nikel krom, kömür, mustard gazı, klorometil eter, gazlar, dizel ürünlerdir. Sebze ve meyvelerden eksik diyetler ve hava kirliliği riski arttırabilmektedir. Histopatoloji Akciğer karsinomlarının gelişiminde önemli rol oynadığı düşünülen üç tür preinvaziv epitelyal lezyon tanımlanmıştır; 1. Skuamöz displazi ve karsinoma in situ, 2. Atipik adenomatöz hiperplazi, 3. Difüz idyopatik pulmoner nöroendokrin hücre hiperplazisi. Dünya Sağlık Örgütü 2004 klasifikasyonunda; “malign epitelyal tümörler” başlığı altında sekiz ayrı tümör kategorisi ve bu tümörlere ait çok sayıda varyant bulunmaktadır. 1. Yassı hücreli karsinom 2. Küçük hücreli karsinom 3. Adenokarsinom 4. Büyük hücreli karsinom 5. Adenoskuamöz karsinom 6. Sarkomatoid karsinom 7. Karsinoid tümör 8. Tükrük bezi tipi karsinomlar Yassı hücreli karsinoma Akciğer karsinomları arasında % 25-40 oranında görülür. Genellikle santral yerleşmekle birlikte periferik de olabilirler. En sık kavitasyon gösteren tümördür. Sigara kullanımı ile en fazla ilişki gösteren (%90) ve erkeklerde daha sık görülen bir tümördür. Yassı hücreli karsinom preoperatif biopsi materyallerinde doğru tanı oranı en yüksek olan (%79) tümör tipidir. Diğer tiplere göre daha geç metastaz yapar, genellikle lokal yayılma eğilimindedir. Akciğer kanserleri içerisinde p53 mutasyonlarını en sık gösteren karsinomlardır. Tipleri: Papiller, Berrak hücreli, Küçük hücreli, Bazaloid. 21 2 Akciğer Kanseri Akciğer Kanseri Küçük Hücreli Karsinom Nöroendokrin hücrelerden orijin alırlar. Kultchitsky tip III olarak da adlandırılırlar. Santral hava yollarında oluşma eğilimindedirler. Tüm akciğer kanserlerinin %20 -25’ini oluştururlar. Akciğer kanserlerinin en hızlı seyreden tipidir. Oldukça agresif seyirli bir tümördür. Erkeklerde ve sigara içenlerde daha sık gözlenen bu tümörlerin ortalama görülme yaşı 60’dır. Hızlı büyüme fraksiyonu, erken sistemik yayılım gösterme ve ileri evrelerde bile kemoterapiye iyi yanıt vermesi gibi klinik, biyolojik ve genetik özellikleri ile diğer akciğer kanserlerinden ayrılırlar. Küçük hücreli karsinomlarda p53 ve retinoblastoma (rb) genleri sıklıkla mutasyona uğramıştır. Tek varyantı Kombine Küçük Hücreli Karsinomdur. Adenokarsinom Adenokarsinomlar %25-40 oranında görülür. Son yıllarda adenokarsinom oranı yükselmiş olup, skuamöz hücreli karsinoma yaklaşmıştır. Sigara içiminin tümörle ilişkisi diğer tiplere göre daha az olmakla birlikte, son yıllarda düşük katranlı sigaraların daha derin aspirasyonu ile oluşan etkinin bu tip tümörlerin artmasına yol açtığı düşünülmektedir. Sigara içmeyen kadınlarda daha sık görülür. Tümör genellikle periferik yerleşir ve mezotelyoma ile karışabilir. Plevra ve göğüs duvarı invazyonu diğer tiplere göre daha sık görülür. Clara hücrelerinden veya tip 2 pnömositlerden köken alırlar. K-ras mutasyonları akciğer kanserleri arasında en çok adenokarsinomlarda tesbit edilir. Subtipleri; Asiner, Papiller, Bronkioloalveoler karsinom (Non-müsinöz, Müsinöz, Mikst), Müsin içeren solid adenokarsinom, Mikst subtipler içeren adenokarsinom. Tipleri; İyi diferansiye fötal adenokarsinom, Müsinöz adenokarsinom, Müsinöz kistadenokarsinom, Taşlı yüzük hücreli karsinom, Berrak hücreli karsinom. Bronkioloalveoler karsinom; Atipik adenomatöz hiperplazinin bu tipin öncüsü olduğu üzerinde kuvvetli deliller vardır. İn situ karsinom olarak kabul edilmektedir. Stromal, plevral ve vasküler invazyon görülmez. İnvazyon olmadığının gösterilmesi küçük biyopsilerde mümkün olmadığı için, tanı rezeksiyon materyalinde konulabilir. Bronkioloalveoler karsinomda EGFR mutasyonun daha sık olduğunu bildiren birçok çalışma vardır. Büyük hücreli karsinom; Kötü diferansiye hücrelerden meydana gelmiştir. Büyük hücreli karsinom terimi herhangi bir kategoriye sokulamayan tümörleri tanımlamak için kullanılmıştır. Akciğer karsinomlarının %9’unu oluşturur. Tipleri; Büyük hücreli nöroendokrin karsinom, Bazaloid karsinom, Lenfoepitelyoma benzeri karsinom, Berrak hücreli karsinom, Rabdoid fenotipli büyük hücreli karsinom. Adenoskuamöz Karsinom; Adeno ve skuamöz karsinomun birlikte yer aldığı tümörlerdir. Komponentlerden birisi baskın olabilir, ancak diğerinin oranı %10’dan az olmamalıdır. Sarkomatoid Karsinom; Sarkom veya sarkoma benzer diferansiyasyon gösteren az diferansiye küçük hücreli dışı karsinomlardır. Bu grup tümörler, akciğer tümörleri arasında % 0.3-1.3 oranında görülürler. 22 3 Akciğer Kanseri Akciğer Kanseri Tipleri; Pleomorfik karsinom, İğsi hücreli karsinom, Dev hücreli karsinom, Karsinosarkom, Pulmoner blastom. Karsinoid Tümörler Tipik karsinoid ve atipik karsinoidlerden oluşan karsinoid tümörler tüm akciğer tümörlerinin %1- 2’sini oluştururlar. Normal hava yollarında bulunan nöroendokrin hücrelerden köken alan düşük ve intermediate gradeli nöroendokrin tümörlerdir. Karsinoid tümörler genellikle 45-55 yaş grubu arasında görülmektedir. Tipik karsinoidler, atipik olanlara göre daha erken yaş grubunda görülme eğilimi gösterirler. Genel olarak erkek ve kadın cinsiyet için eşit dağılım izlenmektedir. Pulmoner karsinoid olgularında tanı anında Karsinoid sendrom görülmesi oldukça nadirdir. Tüm karsinoidlerin yaklaşık %75’i bronkoskopik olarak görülebilir durumdadır. Tipik Karsinoid; Low-Grade Nöroendokrin Tümör veya Kultchitsky Tip I Hücreli Tümör olarak da adlandırılır. Genellikle santral lokalizasyon gösterirler. Yaklaşık olarak %20 ana bronş, %60 lober veya segmental bronş, %20 periferal lokalizasyon izlenirler. Ana karina veya trakea invazyonu sık değildir. Lenf nodu tutulumu, vasküler invazyon ve uzak metastaz oldukça nadirdir. 5 yıllık sağkalım % 87-100, 10 yıllık sağkalım % 82-87 arasındadır. Atipik Karsinoid; Intermediate-Grade Nöroendokrin Tümör veya Kultchitsky Tip II Hücreli Tümör olarak da adlandırılır. Malign histolojik özellikler ve agresif tavır gösteren tümörlerdir. Sıklıkla periferal yerleşimli olup daha ileri yaş grubunda görülür. Atipik karsinoidli hastalarda yüksek oranda metastaz gelişme riski vardır. 5 yıllık sağkalım % 56-77, 10 yıllık sağkalım % 35-56 arasındadır. Tükrük Bezi Tipi Karsinom; Akcigerde görülen tükrük bezi tipi karsinomlar olarak bilinen; Mukoepidermoid karsinom, Adenoid kistik karsinom ve Epitelyal-myoepitelyal karsinom oldukça nadir görülen tümörlerdir. Akciğer Kanserinde Tanı 1. Anamnez ve Fizik muayene 2. Radyolojik görüntüleme; Posteroanterior Akciğer Grafisi, Bilgisayarlı Tomografi, Magnetik Rezonans Görüntüleme, PET 3. Doku ve Hücre Örneklemesi; Balgam sitolojisi, Bronkoskopi, Torasentez ve plevral biyopsiler, Transtorakal biyopsiler, Cerrahi işlemler (Torakoskopi, Mediastinoskopi, Torakotomi ) Anamnez ve Fizik Muayene; Akciğer kanserinde semptom ve bulgular; primer tümörün büyümesi, tümörün mediastene bölgesel yayılımı, tümörün sistemik yayılımı ve paraneoplastik sendromların oluşumuna bağlı oluşurlar. Lokal yayılıma bağlı semptomlar; Vena kava süperior sendromu, disfaji, ses kısıklığı, horner sendromu ve wheezing, stridor görülebilir. Tümörün sistemik etkileri sonucu; Ateş, kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik, kemik ağrıları, metastaza bağlı semptom ve bulgular oluşur. 23 4 Akciğer Kanseri Akciğer Kanseri Paraneoplastik sendromlar; Tanı sırasında hastaların yaklaşık %15’inde görülürler ve hastalığın seyri boyunca neredeyse %50’sinde izlenebilirler. Tümörler tarafından salınan (hormonlar, proteinler, growth faktörler, sitokinler ve antikorlar) tarafından meydana gelen bozukluklardır. En sık görülenler; Çomak parmak, Hipertrofik Osteoartropati, Uygunsuz ADH salınımı, Cushing sendromu, Hiperkalsemi, Eaton Lambert myastenik sendromu, Akantozis nigrikans, Anemi ve Polisitemi’dir. Fizik Muayene Vena kava süperior sendromu gelişebilir; dilate boyun venleri, yüzde ve kolda ödem, yüzeyel göğüs venlerinde belirginleşme ve siyanoz, Göğüs duvarında şişlik; ğöğüs duvarına invaze tümör varlığında, Düşük omuz, düşük kol; Pancoast tümörlerde brakial pleksus tutulumu varlığında, Çomak parmak ve Horner sendromuna ait bulguları saptanabilir. Radyolojik görüntüleme; Postero-anterior Akciğer Grafisi, Bilgisayarlı Tomografi, Magnetik Rezonans Görüntüleme, PET, PET-BT. Akciğer Grafisi; İlk seçilecek radyolojik yöntem iki yönlü akciğer grafisidir. Tek taraflı hiler büyüme veya mediastinal genişleme santral bronş kanserinin önde gelen bulgusudur. Direkt bulguları; Kenarları belirsiz, anatomik yapılarla süperpoze lezyon, hiler büyüme yapan infiltratif lezyonlar, İndirekt bulgular; Tedaviye cevap vermeyen pnömoni veya atelektazi, tek taraflı hava hapsi, plevral efüzyon ve diyafram felci gibi bulgulardır. Bilgisayarlı Tomografi; Akciğer kanseri düşünülen her hastanın hem tanısı hem de evrelendirilmesinde toraks BT önemli bir yöntemdir. Bilinen ya da şüpheli akciğer kanseri olan hastalarda spiral BT çekilmelidir. Kontrastlı çekilmesi önerilir. Rutin olarak birlikte üst abdomende görüntülenmelidir. Primer tümörün boyutu ve yayılımı, mediastinal ve üst abdomene (karaciğer ve sürrenal) metastazını gösterir. Hastaya yapılacak olan girişimler için rehberlik sağlar ve ileri tetkikler için yol gösterici olabilir. Akciğer kanserini saptamak için duyarlılığı %50-80 arasındadır. Manyetik Rezonans Görüntüleme; Rutin çekilmesi önerilmez. Süperior sulkus tümörlerinde brakial pleksus ve vertebra invazyonunun değerlendirilmesi dışındaki akciger kanseri evrelemesinde, toraks MRG’nin toraks BT’ye üstünlüğü bulunmamaktadır. Beyinde metastaz araştırmasında MRG, BT’ye göre daha duyarlıdır, MRG daha küçük ve daha çok lezyon yakalar. FDG-PET; Tümörün anatomik değerlendirmesinden ziyade biyolojik değerlendirmeyi esas alan bir yöntemdir. Radyoaktif 18F işaretli fluoro-deoksi-D-glukoz (FDG) kullanılarak uygulanan bu yöntemde tümör hücreleri gibi yüksek glukoz tüketimi olan hücrelerin bu maddeyi tutmaları esasına dayanmaktadır. Standart uptake degeri olarak 2.5’in üzeri patolojik olarak kabul edilmektedir. Tanı, evreleme ve tedavi yanıtını değerlendirmede kullanılabilir. Akciğer kanserini saptama ve özellikle uzak metastaz odaklarında yüksek duyarlılığa %79-95 sahiptir. Entegre BT/PET histopatplojik evreleme ile karşılaştırıldığında %98 oranında doğru 24 5 Akciğer Kanseri Akciğer Kanseri tümör evrelemesi sağlar. Doku ve Hücre Örneklemesi Balgam sitolojisi; En az invaziv tetkiktir. İlk adım 3 kez balgam sitolojisi olabilir. İnvaziv işlem yapılamayan, santral tümörü olan olgularda tercih edilmelidir. Bronkoskopi; Bronşiyal ağacın endokamera yardımıyla görüntülenmesine denir. Radyolojik olarak operabl santral lezyonlarda; tanı, evreleme ve operabilite amacıyla bronkoskopi yapılmalıdır. İnvaziv bronkoskopik prosedürler; Transbronşiyal, transözofajiyal iğne biyopsileri, Endobronşiyal ultrasonografi ile ince iğne aspirasyonu (EBUS/FNA), Endoözofajiyal ultrasonografi ile ince iğne aspirasyonu (EUS/FNA) Mediastinoskopi; Genel anestezi altında yapılan ve mediastinoskop adı verilen endoskop yardımıyla direkt veya video yardımlı görüntü alınarak mediastinal lenf bezleri ve kitlelerden biyopsi alma işlemidir. Günümüzde daha sık olarak akciğer kanseri evrelemesinde, lenf nodu tutulumunu tespitinde kullanılmaktadır. Ayrıca santral akciğer kanserleri ve mediastinal kitlelerin trakea ve mediasten invazyonlarının değerlendirilmesinde yardımcı olur. Plevral Efüzyon; Plevral effüzyonu olan olgularda ilk tanı girişimi plevral ponksiyon olmalıdır. Eksuda vasfında sıvılarda sitoloji negatif ise 2. girişimde ponksiyon ile birlikte kapalı plevra biyopsisi uygulanabilir. Sitoloji 2 kez tekrarlanmalı, ikisinde de sitoloji negatif gelirse ve operasyona engel başka bir neden yoksa video torakoskopi yardımıyla biyopsi yapılmalıdır. Evreleme Son yıllarda akciğer kanseri evrelemesinde önemli gelişmeler olmuştur. Evreleme TNM sistemine göre yapılır. Yeni evreleme (IASLC) uluslararası evreleme komitesi çalışması sonrasında, malign tümörlerin yedinci TNM sınıflandırmasında önerilen değişiklikler, Journal of Thoracic Oncology dergisinde 2007 yılında yayınlandı. Eylül 2007’de Güney Kore’de gerçekleştirilen 12. dünya akciğer kanseri konferansında tartışıldı ve temmuz 2009’da San Francisco’da kabul edildi. T (Primer tümör) Tx: Primer tümörün belirlenememesi, balgam ve bronş lavajında malign hücrelerin tespit edilip görüntüleme teknikleri ya da bronkoskopi ile gösterilememesi. T0 : Primer tümör kanıtı yok. Tis: Karsinoma in situ. T1: En büyük çapı 3 cm ya da daha küçük olan, akciğer veya visseral plevra ile çevrili, bronkoskopik olarak lob bronşundan daha proksimale invazyon kanıtı olmayan tümör (ana bronşda invazyon yok). T1a: En büyük tümör çapı ≤ 2 cm, T1b: 2 cm < En büyük tümör çapı ≤ 3 cm. T2: En büyük çapı >3 cm ancak ≤7 cm olan veya aşağıdaki özelliklerden en az birine sahip olan tümör; Ana bronş tutulmuş, ancak karinaya uzaklık 2 cm veya daha distal6 25 Akciğer Kanseri de, Visseral plevra invazyonu, Tümörün, hiler bölgeye yayılarak tüm akciğeri kaplamayan atelektazi ya da obstrüktif pnömoniye neden olması. T2a: 3 cm < En büyük tümör çapı ≤ 5 cm, T2b: 5 cm< En büyük tümör çapı ≤ 7 cm. T3: En büyük çapı 7 cm’den büyük olan tümör, Göğüs duvarı (superior sulkus tümörleri dahil), diyafragma, frenik sinir, mediastinal plevra, pariyetal perikard gibi yapılardan herhangi birine direk invazyon gösteren tümör, Karinaya 2 cm’den daha yakın ancak karinayı tutmayan tümör, bütün akciğeri kaplayan atelektazi veya obstrüktif pnömoni ile birlikte olan tümör, tümörle aynı lobda farklı tümöral nodül(ler). T4: Tümör herhangi bir büyüklükte olup; Mediasten, kalp, büyük damarlar, trakea, rekürran larengeal sinir, özofagus, vertebra korpusu ve karinadan herhangi birini invaze eden tümör, tümörle aynı akciğerde farklı bir lob içinde farklı tümöral nodül(ler) bulunması. M (Uzak metastaz) Mx: uzak metastaz varlığının değerlendirilememesi. M0: uzak metastaz yok. M1; -M1a: Karşı taraf akciğerde farklı tümöral nodül(ler); plevral nodüller veya malign plevral veya perikardiyal efüzyon ile birlikte olan tümör. -M1b: Uzak metastaz. N (Bölgesel lenf bezleri) Nx: Bölgesel lenf bezlerinin değerlendirilememesi. N0: Bölgesel lenf bezi metastazı yok. N1: Aynı taraf peribronşiyal ve/veya aynı taraf hiler lenf bezlerine metastaz ve primer tümörün direkt yayılması ile intrapulmoner bezlerin tutulması. N2: Aynı taraf mediastinal ve/veya subkarinal lenf bezlerine metastaz. N3: Karşı taraf mediastinal, hiler; aynı veya karşı taraf supraklavikuler veya skalen lenf bezi metastazı. TNM EVRELEMESİ Gizli karsinom Tx N0 M0 Evre 0 = Tis N0 M0 Evre IA = T1a N0 M0 T1b N0 M0 Evre IB = T2a N0 M0 Evre IIA = T1a N1 M0 T1b N1 M0 T2a N1 M0 T2b N0 M0 EvreIIB = T2b N1 M0 T3 N0 M0 26 7 Akciğer Kanseri Akciğer Kanseri Evre IIIA = T1 N2 M0 T2 N2 M0 T3 N1 M0 T3 N2 M0 T4 N0 M0 T4 N1 M0 EvreIIIB = T4 N2 M0 T (herhangi) N3 M0 Evre IV = T (herhangi) N (herhangi) M1a T (herhangi) N (herhangi) M1b Tedavide en önemli faktörler; Tümörün histopatolojisi, Hastalığın evresi, Hastanın performans durumu. Performans Durumu; ECOG 0 ve 1 iyi performans; Normal günlük aktivitelerde azalma olmaksızın hafif halsizlik, ECOG 2; Uyanık kaldığı saatlerin %50’den daha fazlasında yatak dışında olmak, ECOG 3 ve 4 kötü performans; Uyanık kaldığı saatlerin %50 den fazlasını yatakta geçirmek, kendi işini yapamamak. Akciğer kanserinin doğal seyri; Tedavi edilmediği takdirde hastaların çoğu 3 yıl içinde kaybedilir. Küçük hücreli akciğer kanserinde sınırlı hastalıkta ortalama yaşam 12 hafta, yaygın hastalıkta 5 haftadır. Preoperatif değerlendirme; FEV1 < 800 ml ise morbidite ve mortalite artmaktadır. Operasyon öncesi belirlenen FEV1 değerleri, tahmini postoperatif FEV1 değerleri ile karşılaştırılmalıdır. PaCO2> 45 mmHg ise postoperatif risk artmaktadır. 300 metreyi 6 dakikada yürüyemeyen, veya 3 kat merdiven çıkamayan kişide, operatif mortalite yüksektir. SaO2 ‘nin egzersiz sonrasi > % 4 azalması da yüksek risk göstergesidir. Postbronkodilatatör - FEV1 > 1.5 litre ise lobektomi, FEV1> 2 L ise pnömonektomi yapılabilir. Erken Evre KHDAK Tedavi Akciğer kanseri olgularının ancak %15-25’i operabıldır. Tanı sırasında Evre I-II hastaların oranı %25-30’dur. Yeterli pulmoner fonksiyonu olan ve ciddi bir medikal komobiditesi olmayan klinik evre I-II olgular için başlangıç tedavisi cerrahi rezeksiyondur. Cerrahi sonrası kemoterapi standart olarak uygulanmaz. Cerrahi sonrası radyoterapi lokal nüksü önlese de sağkalımı uzatmaz. Bu nedenle önerilmez. 8 27 Akciğer Kanseri Medikal olarak cerrahi rezeksiyona uygun evre I-II olgularda, segment düzeyinde (sublobar) rezeksiyonların yapılması tercih edilmez. Daha büyük rezeksiyonlar (lobektomi, pnömonektomi) önerilir. Cerrahi sonrası kemoterapi standart olarak uygulanmaz. Cerrahi sonrası radyoterapi lokal nüksü önlese de sağkalımı uzatmaz. Bu nedenle önerilmez. Cerrahi uygulanamayan hastalarda; Küratif fraksiyone radyoterapi önerilir. Fotodinamik tedavi yapılabilir. Elektrokoter, kriyoterapi ve brakiterapi fotodinamik tedaviye alternatif olabilir. Yüzeyel lezyonlarda Nd-YAG lazer tedavisi perforasyon riski nedeniyle önerilmemektedir. İleri Evre KHDAK Tedavisi; Cerrahi tedavi seçilmiş hastalara bu konuda özelleşmiş merkezlerde yapılmalıdır. Mediastinal lenfbezi tutulumu (N2) pozitifliği durumlarında bazı istisnai haller dışında cerrahi tedavi tavsiye edilmez. Prognoz İyi prognostik kriterler; Erken evre tümörler, İyi performans, Kadın olmak, Tek bir metastatik bölge olması, Normal Ca++ ve LDH, Hemoglobinin 11 g/dL üzerinde olması. Yıllardır yapılan araştırmalara rağmen akciğer kanserli olguların 5 yıllık sağkalım oranlarının %14 düzeyinde kalması üzüntü verici bir durumdur. Bununla birlikte akciğer kanseri erken evrelerde tam tedavi edilebilir ya da pek çok hastada uzun süreli sağkalım ve semptomlarda iyileşme sağlanabilir. Buna rağmen gerçek endikasyonları içeren hastalar % 34 oranla evre I ve II’yi oluştururken, geri kalan % 66 olgu evre III ve IV’tür. Hastalarda İzlem Rezeksiyon yapılmış akciğer kanserinde lokal ve uzak nüksler; Tümörün evresine göre değişmekle birlikte; -İlk 2 yılda % 50, -5 yılda % 90 oranında ortaya çıkmakta, -% 2-15 oranında ikinci primer tümörler gelişmektedir Kontroller; İlk yıl 3 ayda bir, İkinci yıl 4 ayda bir, 3. ve 4. yıl 6 ayda bir Sonra yılda bir kontrol önermektedir. Her kontrolde; Fizik muayene/ PA ve yan grafiler, 6 ay arayla BT yapılması bugün kabul gören yaklaşımdır. Kaynaklar 1. Han S. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde cerrahi sonuçlar. In: Ökten İ, Güngör A, editörler. Göğüs Cerrahisi Cilt II. Ankara: Sim Matbaacılık; 2003. s.1099-1109. 2. Kaya Ö. Ş, Çırak K. A. çeviri editörleri, Gebitekin C. IASLC editörü. Goldstraw P. FRCS, Executive editor. Staging Manuel in Thoracic Oncoloy. 2. Baskı. Meta Basım; 2012. 3. LaPar DJ, Bhamidipati CM, Lau CL, Jones DR, Kozower BD.The Society of Thoracic Surgeons General Thoracic Surgery Database: establishing generalizability to national lung cancer resection outcomes. Ann Thorac Surg. 2012;94(1):216-21. 4. Fernandez FG, Crabtree TD, Liu J, Meyers BF.Sublobar resection versus definitive radiation in patients with stage IA non-small cell lung cancer. Ann Thorac Surg. 2012;94(2):354-60. 5. Endo C, Sakurada A, Notsuda H, Noda M, Hoshikawa Y, Okada Y. et al. Results of long-term follow-up of patients with completely resected non-small cell lung cancer. 6. Gilbert S, Reid KR, Lam MY, Petsikas D. Who should follow up lung cancer patients after operation? Ann Thorac Surg. 2000;69(6):1696-700. 28 9