[EP-015] AKCİĞERİN DEV HÜCRELİ KARSİNOMU: N2 HASTALIKTA GENİŞLETİLMİŞ AKCİĞER REZEKSİYONU UYGULANAN OLGU Hasan Türüt1, Aysel Kurt1, Aziz Gümüş2, Halit Çınarka2, Songul Özyurt3, Recep Bedir4 1 Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Kliniği 2 Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği 3 Rize 82. Yıl Devlet Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği 4 Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği GİRİŞ: Akciğerin dev hücreli karsinomu oldukça malign potansiyele sahip, agresif seyirli ve nadir görülen bir tümördür. Bu tümörlerde oldukça hızlı büyüme ve erken hematojen yayılım sözkonusudur. Ortalama belirtilen yaşam süresinin semptomların başlangıcından itibaren 7.4 ay ve tanıdan sonra ise sadece 4.2 ay olduğu rapor edilmiştir. Geniş serilerin olmaması nedeni ile standardize edilmiş efektif bir tedavi şekli mevcut olmamakla birlikte, rezeksiyon ve sonrasında eklenen radyoterapi ile daha iyi sağkalım oranlarının elde edilebileceği bildirilmektedir. Bu yazıda, dev hücreli karsinom tanısı ile genişletilmiş sağ pnömonektomi uygulanan olgu sunuldu. OLGU: Altmış dokuz yaşında erkek hasta, öksürük, hemoptizi ve göğüs ağrısı şikayetleri ile başvurdu. Akciğer grafisinde sağ hiler düzensiz, opasiter lezyon mevcuttu. Toraks BTʼde sağ hilusta, üst lob ve sağ ana bronş ile pulmoner arteri invaze eden, yaklaşık 6x8 cm boyutlarında düzensiz kitle ile, mediastinal 1-1,5 cm çaplı lenfadenomegali tepit edildi. Bronkoskopide karinadan yaklaşık 1-1.5 cm sonra başlayan, üst lob bronşunu tamamen oblitere eden vejetan kitle tespit edildi. Yapılan biyopsi sonucunun sarkom/sarkomatoid tümör olarak yorumlanması üzerine hastaya evreleme amaçlı kranial MRG ve PET/CT çekildi. Uzak metastaz tespit edilmeyen olguda, PETʼde hiler kitlede ve sağ alt paratrakeal istasyonda artmış FDG tutulumu izlendi. Konseye sunulan hastaya, indüksiyon tedavisi uygulamaktansa direkt cerrahi girişim düşünüldü. Operasyon sırasında tümörün sağ ana pulmoner arteri trunkusun hemen distalinden invaze ettiği ve tümörün ana bronşa teknik olarak sleeve rezeksiyon uygulanamayacak kadar yayılmış olduğu tespit edildi. Bu hali ile olguya intraperikardiyal sağ pnömonektomi ve sistemik mediastinal lenf nodu diseksiyonu uygulandı. Postoperatif histopatolojisi dev hücreli karsinom, negatif cerrahi sınır ve 4 noʼlu istasyon (+) olarak raporlandı. Hastaya postoperatif küratif RT uygulandı. Yedinci ay kontrolünde çekilen PET/CTʼde hastalıksız ve sorunsuz olan hastanın takibi sürmektedir. SONUÇ: Bronkojenik karsinomlu olgularda N2 konusu tartışmalı olmakla birlikte, genel kabul edilen görüş preoperatif N2 mevcudiyetinin direkt cerrahiyi dışlayacak bir kriter olduğu yönündedir. Sarkomatoid tümör sınıfından olduğu bilinen dev hücreli karsinom olgularında, preoperatif N2 durumunda bile, herhangi bir indüksiyon rejimi uygulamaksızın sistemik mediastinal lenf nodu diseksiyonu eşliğinde uygulanan direkt agresif cerrahi yaklaşım ve eklenen küratif RTʼnin, sağkalım oranları oldukça düşük ve çok agresif seyirli bu tip tümörlerde sağkalıma katkısının olabileceğini düşünmekteyiz. 69 Postopratif Akciğer grafi Resim 1: Postoperatif 1. ayda çekilen akciğer grafisi 70 Preoperatif Toraks BT Resim 2: Olgunun preoperatif çekilen kontrastlı toraks BTʼde hiler düzeyde, pulmoner arteri ve ana bronşu saran kitle görüntüsü mevcut