939 Bölüm 26 AKC‹⁄ER HASTALIKLARINDA KARD‹YOVASKÜLER BULGULAR Pr o f. D r. Sabr iye DEMİR Cİ AKC‹⁄ER HASTALIKLARINDA KALP I. Kalp-Akci¤er etkileflimi II. Pulmoner Hipertansiyon III. Primer Pulmoner Hipertansiyon IV. Kalp Yetersizli¤i V. Kronik Obstrüktif Akci¤er Hastal›klar› VI. Pulmoner Tromboembolik Hastal›k I. F‹ZYOLOJ‹; KALP-AKC‹⁄ER ETK‹LEfi‹M‹: Kalp ve akci¤erler birarada eflzamanl› ve tam bir uyum içinde ifllev görmektedirler. Birinde oluflan herhangi bir fonksiyon bozulmas› di¤erinde önemli sorunlara yol açabilmektedir. Bu sorunlar bazan o kadar karmafl›k olabilmektedir ki öncelikli sorunun nereden kaynakland›¤›n› ay›rdetmek kolay de¤il hatta olanaks›zd›r. Fonksiyonel fizyolojide, patolojide ve görüntüleme yöntemlerindeki geliflmelere ra¤men sorunun kayna¤› aç›klanamayabilir. Bu güçlü¤ün afl›lmas› kalp ve akci¤er fonksiyonlar›n›n bir bütün olarak de¤erlendirilmesini gerektirmektedir. Kalp hastal›klar›n›n da akci¤er hastal›klar›n›n da büyük bafll›klar alt›nda ayr›larak de¤erlendirildi¤i günümüzde bir klinik sorunun bu sistemlerden hangisinden kaynakland›¤›n› ay›rdetmedeki güçlük flafl›rt›c›d›r, ancak do¤rudur. Bu durumda kalp akci¤eri veya akci¤er hastal›klar›nda kalbe ait semptom ve bulgular›n de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Klinik tablonun akci¤er hastal›¤› düflündürdü¤ü mitral stenozu, bir kalp hastal›¤›d›r. Bu nedenle kalp ve akci¤er etkilefliminin önemli ölçüde girift oldu¤u kabul edilebilir ve konunun bu yönden de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Ortalama pulmoner kapiller bas›nc›n 25-30 mmHg’nin üzerinde olmas› pulmoner venöz hipertansiyona yol açmaktad›r. Pulmoner venöz hipertansiyon eforda önemli ölçüde nefes darl›¤›na ve hareket k›s›tlamas› ile akci¤erde yap› bozulmalar›na neden olmaktad›r. Akut ve kronik sol kalp yetersizli¤i pulmoner fonksiyonlarda kay›plarla sonuçlanmaktad›r. 940 Temel Kardiyoloji Bu nedenle ortaya ç›kan nefes darl›¤› ve hareket k›s›tlanmas› akci¤er kaynakl› olabildi¤i kadar kalp kaynakl› da olabilmektedir. II. PULMONER H‹PERTANS‹YON Pulmoner hipertansiyon ortalama pulmoner arter bas›nc›n›n istirahat ve hareket halinde artmas› olarak tan›mlanabilir. Normal flartlarda pulmoner arterlerde ak›m› yüksek, bas›nc› ve direnci düflük bir dolafl›m vard›r. Pulmoner hipertansiyon pulmoner arter kateterizasyonu ile ortalama pulmoner arter bas›nc›n›n istirahatte 25mmHg’yi ve hareket halinde 30mmHg’yi aflmas› durumudur. Hareket halinde;daha önce kapal› durumda olan pulmoner kapillerlerin yeniden dolmas› ve gerilmesi ile kalp debisinde k›smi bir art›fla neden olabilir. Pulmoner arter bas›nc›ndaki bu hafif art›fl klinik, radyolojik ve elektrokardiyografik olarak bir de¤ifliklik göstermez. Hatta pulmoner arterlerin elastik yap›s› nedeni ile kan ak›m› art›fllar›nda pulmoner arterler geniflleyebilir ve damar direnci de bir miktar azalabilir. Bu direnç azalmas›na yedekte duran, kullan›lmayan kapillerlerin kullan›lmaya bafllamas› ve yeniden dolmas› da yard›m etmektedir. Ak›m›n artt›¤› durumlarda bu yedekteki damarlar özellikle üst akci¤er loblar›nda aç›l›r ve damar direncinin düflmesine yard›mc› olur. Pulmoner hipertansiyonda ise ya pulmoner arter direncinin artmas› veya sadece pulmoner kan ak›m›n›n artmas› söz konusudur. Di¤er bir ifade ile pulmoner vasküler a¤ac›n enine kesit alan›nda azalma bulunmaktad›r. Pulmoner hipertansiyon genel olarak ya prekapiller damar direncinin art›fl› veya pulmoner venöz kan ak›m›na karfl› bir engelin bulunmas› ile ortaya ç›kmaktad›r. Pulmoner vasküler enine kesit alan›ndaki darl›k vazokonstriksiyon, obstrüksiyon veya obliteras- yon gibi patolojik olaylar sonucu görülmektedir. Birçok pulmoner hipertansiyon olgusunda bu oluflumlar›n birkaç› bir arada bulunabilir. Vazokonstriksiyonun oluflturdu¤u pulmoner hipertansiyon;primer pulmoner hipertansiyonda, kronik hipoksemi durumlar›nda ve akci¤er parenkim hastal›klar›nda görülebilir. Pulmoner tromboembolik hastal›klar ve kronik obstrüktif akci¤er hastal›klar› ise daha çok obstrüktif ve obliteratif olaylar sonucu oluflan pulmoner hipertansiyon nedenidir. Patoloji: Pulmoner hipertansiyonun nedenine ve k›smen de yüksek bas›nca maruz kalman›n süresine ba¤l› olarak pulmoner damarlarda çeflitli patolojik de¤ifliklikler görülebilir. Hem elastik ve hem de muskuler pulmoner arterler tutulabilir. Pulmoner arterlerin media tabakas› hipertrofiye u¤ram›fl, kal›nlaflm›flt›r. Mediadaki hipertrofi damar lümeninde ilerleyen yap›sal de¤ifliklere yol açabilir ve sonuçda intimada proliferasyon ve nedbeleflme ile damar duvar›n›n yap›s› bozulabilir ve periferik damarlarda obliterasyon oluflturabilir. Bu durum pulmoner hipertansiyonun devaml› olmas›na yol açmaktad›r. Asl›nda uzun süreli pulmoner hipertansiyonun bulundu¤u bütün hastalarda küçük çaptaki damarlarda muskuler tabakada hipertrofi, intima proliferasyonu ve fibrozis gibi yap›sal de¤ifliklikler görülebilir. ‹ntimadaki proliferasyon bafllang›çta hücreseldir. Zamanla fibrozis geliflir ve arter lümeni t›kan›r. Pulmoner ana damarlar›n intima tabakas›nda ve büyük elastik damarlarda ateroskleroz oluflmas› ve muskuler hiperplazi de media tabas›nda kal›nlaflma yapabilir. Patogenez: Pulmoner hipertansiyonun pek çok nedeni vard›r ve oluflumundan birçok faktör so- Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular rumludur. Pulmoner arter bas›nc›n›n art›fl› vazokonstriksiyon sonucu ise reversibldir. Pulmoner vasküler dallar›n t›kand›¤› hastal›klarda ise olay tümüyle veya k›smen organiktir ve geri dönüflü güçtür. Pulmoner hipertansiyonun nedenleri klinik, fizyolojik ve radyolojik özelliklerine göre üç esas grupta genellefltirilebilir. 1. Prekapiller pulmoner hipertansiyon 2. Postkapiller pulmoner hipertansiyon 3. Prekapiller ve postkapiller pulmoner hipertansiyon birarada. Prekapiller pulmoner hipertansiyon primer pulmoner hipertansiyon veya pulmoner tromboembolik hastal›k gibi primer olarak vasküler bir hastal›¤a ba¤l› veya akci¤er amfizemi gibi primer plöropulmoner bir hastal›¤a ba¤l› olarak geliflebilir. Böyle durumlarda pulmoner hipertansiyon hem pulmoner vasküler alandaki obliterasyon ve hem de hipoksik vazokonstriksiyonun bir arada bulunmas› sonucu meydana gelmektedir. Postkapiller pulmoner hipertansiyon ise bir kalp hastal›¤› veya pulmoner venöz hastal›k sonucudur. Bu durumda ya pulmoner venöz kan ak›m› bozulmufltur veya pulmoner kan ak›m› artm›flt›r. Sol ventrikül disfonksiyonu ve mitral darl›¤› gibi durumlarda pulmoner venöz bas›nç art›fl› vard›r. Atrial ve ventriküler septal defekt durumunda ise kronik intrapulmoner ak›m artmas› pulmoner hipertansiyona yol açmaktad›r. Klinik Bulgular: Kronik progresif gidiflli bir hastal›k olan pulmoner hipertansiyonda klinik olarak yorgunluk, giderek artan efor dispnesi, bayg›nl›k hissi, anginal a¤r› ve ses k›s›kl›¤› belirtileri bulunabilir. Semtomlar› genel olarak altta yatan pulmoner veya kalp hastal›¤› semtomlar›ndan ay›rdetmek güçlük yaratabilir. Pul- 941 moner hipertansiyon fliddetli olmad›kça semptomsuz seyredebilir. S›k olmamakla birlikte semptomlar bilinen bir sebep oldu¤unda (mitral stenozu gibi) veya ancak sa¤ ventrikül büyümesi geliflti¤inde ortaya ç›kabilir. Ancak sa¤ ventrikül yetersizli¤i ile sistemik venöz konjesyon, hassas hepatomegali, ödem ve asit bulunabilir. Fizik Muayene: Pulmoner hipertansiyonda önce juguler ven nabz›nda büyük “a” dalgalar› tespit edilebilir. Oskültasyonda pulmoner odakta ikinci kalp sesinin pulmoner komponenti belirginleflmifltir ve çift duyulur. Pulmoner arter bölgesi üzerinde keskin bir sistolik ejeksiyon click genellikle duyulabilir. Kor pulmonale’de önemli bir bulgu sa¤ taraf (sa¤ ventrikül) diastolik (S3) gallop’dur. Bu zaman bak›m›ndan üçüncü kalp sesine rastlar ve inspirasyonda belirginleflir. Daha az yard›mc› olabilecek bulgu ise sa¤ atrial gallop’dur. Birinci kalp sesinden hemen önce oluflur ve normal atrial sesin belirginleflmesidir. Bu sesin duyulmas› kalbin sa¤ taraf›nda dolum bas›nc›n›n artt›¤›n› düflündürür. Pulmoner hipertansiyon devam ederse sa¤ ventrikül büyür, sternumun sol s›n›r›nda ve hipogastriumda kalp impulsu (vurusu) palpe edilebilir. Sa¤ ventrikül yetersizli¤inin (kor pulmonale) bafllamas› ile hastada ifltahs›zl›k ve karaci¤er büyümesi ile sa¤ hipokondriumda a¤r› vard›r. Zamanla triküspid yetersizli¤i geliflir. Sternumun sol taraf›nda dördüncü aral›kta en iyi duyulan holosistolik bir üfürüm bulunur ve inspirasyon esnas›nda üfürümün yo¤unlu¤unun artmas› özelli¤idir (üçüncü ve dördüncü kalp seslerinde de oldu¤u gibi). Juguler nab›zda belirgin “v” dalgas› görülür ve herbir kalp vurusu ile gergin boyun venlerinde nab›z al›n›r, karaci¤erde kalp at›m› ile eflzamanl› afl›r› nab›z vurusu 942 Temel Kardiyoloji gösterir. Hidrotoraks ve asit görülmesi s›k de¤ildir, oldu¤unda da hepatomegali ve ödemle ayn› dönemdedir. Kor pulmonalede aritmiler nadir de¤ildir. S›kl›kla presipite eden faktör anksiyete ve bronkodilatör kullan›lmas›d›r. Daha çok atrial taflikardi, nodal ritim ve wandering pacemakerdir. Atrial flutter ve fibrillasyon nadirdir. Akci¤er Radyografisi: Akci¤er grafisinde pulmoner arterin nedensiz belirginleflmesi ile pulmoner hipertansiyon varl›¤›ndan söz edilebilir. Pulmoner arteryel hipertansiyonun karakteristik radyolojik bulgusu büyük pulmoner arterlerin genifllemesi ve perifere giden bu damarlar›n süratle incelmesidir. Bu merkezi ve periferik arterler aras›ndaki çap uyumsuzlu¤u (diskordans) pulmoner arteryel hipertansiyonun nedenine bak›lmaks›z›n ay›rdedici özelli¤idir. Elektrokardiyografi: Sa¤ ventrikül büyümesi ve zamanla sa¤ kalp yetersizli¤ine ait bulgular görülebilir. Hem akci¤er grafisi ve hem de EKG’de pulmoner hipertansiyona neden oluflturacak as›l hastal›¤a ait bulgular tespit edilebilir. Bu durum hastal›¤›n ay›r›c› tan›s›nda önemlidir ve kalp kateterizasyonu ile pulmoner anjiografi yap›lmas›n› gerektirir. Bilgisayarl› Akci¤er Tomografisi: Ana pulmoner arter perikard›n içinde oldu¤u için görülebilmesi ancak bilgisayarl› tomografi ve manyetik rezonans ile mümkündür. Ana pulmoner arterin çap› normalde 28.6mm’dir ve 29mm çap›ndan büyük bulundu¤unda pulmoner arteryel hipertansiyon vard›r. Manyetik Rezonans: Manyetik rezonans ile kalp odac›klar›nda ve büyük damarlardaki kan ak›m›n›n h›z› ve do¤rultusu ay›rdedilebilir. Ekokardiyografi: Ekokardiyografi, pulmoner arteryel hipertansiyonun varl›¤›n› noninvasive olarak ve büyük bir do¤rulukla gösterebilir. Devaml› dalgal› (continuous wave) veya pulsed doppler ekokardiyografi sa¤ ventrikül zirve sistolik bas›nc›n› tahmin etmekte kullan›lmaktad›r. KAYNAKLAR: 1. Rich S, Mc laughin V. Pulmonary Hypertension Clin Chest Med 2001;22:3 2. Robyn J. Barst. Pulmonary Hypertension Cecil Texbook of Medicine 22 nd. Ed. 2004:363-370 3. Richard N. Channick and. Lewis J Rubin. Pulmonary Hypertension. Manual of Clinical Problems in. Pulmonary Medicine Fifth Ed 2001:354-364 4. Alfred P. Fishman. Pulmonary Hypertension and Cor Pulmonale. Fishman’s Pulmonary Diseases and Disorders Third Ed. 1998:12621296 5. Zimmerman D. Parker B:The pain of pulmonary hypertension. Fact or fancy? JAMA 1981; 246:2345-2349 6. Weitzenblum E. Apprill M. Oswald Met al;Pulmonary Hemodinamics in Patient with Chronic Obstructive Pulmonary Disease Before and During an Episode of Peripheral Edema CHEST 1994;105:1377-1382 Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular III. PR‹MER PULMONER H‹PERTANS‹YON Primer pulmoner hipertansiyon (PPH) pulmoner hipertansiyonun di¤er bütün sebeplerinin bulunmad›¤› ve küçük pulmoner arterlerin hastal›¤› ile karakterize idyopatik bir hastal›kt›r. Nedeni bilinmemekte ve nadir görülmektedir. PPH s›kl›¤› genel nüfusda bir milyonda her y›l 1 ile 2 yeni hastad›r. Bunlardan genetik veya ailevi olanlar›n s›kl›¤› bilinmiyor. Ancak bütün hastalar›n en az %6’s›n›n veya biraz fazlas›n›n ailevi olmas› muhtemeldir. Ailevi PPH bulunan hastalarda kemik morfojenik protein reseptör 2 mutasyonunun ay›rdedilmesi; vasküler homeostasisdeki ve embriyojenik geliflmedeki transform›ng growth faktör -b süperfamily ligand- reseptör etkilefliminin çok önemli oldu¤unu göstermektedir. Hastal›k daha çok üçüncü ve dördüncü dekadlarda görülmektedir. Patolojik olarak hastalarda küçük çaptaki pulmoner arterlerde intima hiperplazisi ve müsküler hipertrofi ile damar içlerinde trombüsler bulunabilir. Damarlar›n vazomotor tonuslar›n›n damar endotelinden salg›lanan mediatörlerle kontrol edildi¤i ve bu mediatör dengesinin bozulmas›n›n pulmoner hipertansiyondan sorumlu olabilece¤i kabul edilmektedir. Hastalarda pulmoner wedge (t›kanma) bas›nc› normaldir ve pulmoner hipertansiyon prekapillerdir. PPH’da klinik bulgular di¤er pulmoner hipertansiyonlarda da görüldü¤ü gibi sa¤ ventrikül yüklenmesi sonucu olan bulgulard›r. Siyanoz, eforda nefes darl›¤›, kalp yetersizli¤i, atipik gö¤üs a¤r›lar› veya angina pektorisdir. Nefes darl›¤› PPH’nun en s›k görülen semptomdur. Angina sa¤ ventrikül iskemisi sonucu olan bir bulgudur, fakat fazla önemli de¤ildir. Ödem genel olarak sa¤ ventrikül yetersizli¤i sonucudur ve ilerlemifl pulmoner vasküler hastal›k bulgusudur. 943 Hastan›n fizik muayenesinde de pulmoner hipertansiyonun her fleklinde görüldü¤ü gibi pulmoner sesin ikinci komponenti (P2) hem palpasyonda ve hem de oskültasyonda kuvvetlenmifltir. Sa¤ kalbe ait üçüncü ses duyulabilir. Hastal›k ilerledikçe pulmoner ve triküspid yetersizli¤i üfürümleri duyulabilir. Boyun venleri dolgun ve karaci¤er pulsatildir. PPH yavafl ilerleyen sinsi bir hastal›kt›r. Tarihsel geliflimi içinde hep aral›ks›z giden ve ölümle sonlanan bir hastal›k olarak bilinmektedir. Yeni farmakolojik ve cerrahi tedavi yöntemleri ile sadece hastal›k semptomlar›n›n iyileflmesi de¤il, ayn› zamanda hastal›¤›n ilerlemesi ve sa¤ kal›m süresi de de¤iflmifltir. 1980 y›l›ndan beri kalp-akci¤er veya akci¤er transplantasyonu yap›lmam›fl PPH’l› hastalar izlendi¤inde sa¤ kal›m süresi %68-77’sinde 1 y›l, %40-56’s›nda 3 y›l, %22-38’inde 5 y›ld›r. Hastal›¤›n a¤›rl›¤›, semptomlar›n›n a¤›rl›¤› ve sa¤ kal›m süresinin k›sal›¤›; New York Kalp Birli¤i s›n›flamas›nda ortalama sa¤ kal›m süresi 59 ay olan hastalar I veya II s›n›f, 32 ay olan hastalar III s›n›f ve 6 ay olan hastalar ise IV s›n›f olarak ayr›lm›flt›r. Y›llarca yaflayan hastalar da bildirilmifltir. Bunlar nadir olmakla beraber hastal›¤›n gerilemesi aflikard›r. PPH bulunan hastada EKG’de spesifik bir bulgu yoktur. Genellikle EKG sa¤ eksen sapmas› sa¤ ventrikül hipertrofisi ve sekonder T dalgas› de¤ifliklikleri gösterebilir. Ancak EKG de¤ifliklikleri hastal›¤›n fliddeti ile paralellik göstermez. Akci¤er grafisinde PPH’da sa¤ ventrikül genifllemesi, hiler pulmoner arterlerde dilatasyon ve pulmoner kan ak›m›n›n miktar›na ba¤l› olarak periferik akci¤er alanlar›nda de¤iflik ölçüde oligemi bulunur. PPH’daki tipik ekokardiyografik görünüm sa¤ ventrikül ve sa¤ atrium genifllemesi ile birlikte sol ventrikül büyüklü¤ü normal veya azalm›flt›r. Pulmoner yetersizlik ve triküspid 944 Temel Kardiyoloji yetersizli¤i doppler inceleme ile kolayca tespit edilebilir. Sol ventrikülün dolum azl›¤› boyutlar›n›n küçülmesi ile gösterilebilir ve pulmoner vasküler hastal›¤›n boyutlar›n› gösterir. Doppler ultrasound ile pulmoner arter sistolik bas›nc›n› noninvasive yöntemle ve do¤ru olarak göstermek mümkündür. lik bulundu¤u ve prostasiklin sentetaz›n azald›¤›n›n gösterildi¤i durumlarda prostasiklin veya prostasiklin analoglar› verilebilir. III’üncü veya IV s›n›f PPH’daki hastalar›n semptomlar›n›, hemodinamilerini ve sa¤ kal›mlar›n› iyilefltirmek için bu grup ilaçlar kullan›lmal›d›r. Endotelin reseptör antagonistleri de fonksiyonel III ve IV s›n›f PPH’da yararl›d›r. Tedavi: Histolojik çal›flmalar PPH hastalar›n›n önemli bir k›sm›nda küçük pulmoner arterlerde trombotik lezyonlar gösterdi¤i için uzun süreli antikoagülan kullan›lmas›n› destekleyen çal›flmalar›n say›s› fazla de¤ildir. Warfarin ile antikoagulan tedavi INR 1.5-2’de tutulacak flekilde verilmelidir. Hastada kanama riskine göre INR klinik durumla uygun olarak art›r›l›p azalt›labilir. Pulmoner arteryel hipertansiyonun nedeni bilinmedi¤inde hastalarda uzun süreli antikoagulan verilmesinin yararl› olup olmad›¤› bilinmemektedir. PPH hastalar› oksijen tedavisinden hemen daima yararlanmaktad›r. PPH tan›s› konulan hastalar›n %20’si vazodilatör testine iyi yan›t verdi¤i için uzun süreli oral kalsiyum kanal blokeri kullan›labilir. Bu tedavi semptomlar›, egzersiz tolerans›n›, hemodinamiyi ve sa¤ kal›m› iyilefltirmektedir. Pek çok çal›flmada kalsiyum kanal blokerleri nisbeten yüksek dozlarda (ör:uzun etkili nifedipin 120 ile 240 mg/gün veya amlodipin 20 ile 40 mg/gün) kullan›lmakla beraber PPH’da hastalar için optimun doz bilinmemektedir. Bu ilaçlardan akut bir himodinamik yan›t al›nmad›¤›nda uzun süreli kullan›lmalar›n›n yarar› yoktur. Kalsiyum kanal blokerlerinde görülebilecek yan etkilerden (sistemik hipotansiyon, pulmoner ödem, sa¤ ventrikül yetersizli¤i ve ölüm gibi) korunmak için tedavi ancak akut etkinin görüldü¤ü hastalarda sürdürülmelidir. PPH’de hastalar›n pulmoner arterlerinde tromboxane ve prostasiklin aras›nda dengesiz- KAYNAKLAR: 1. Barst Robyn J. Pulmonary Hypertension. Cacil Textbook of Medicine 22 nd. Edition. 2004: 363-370 2. Barst R.J. Rubin LJ. Long WA, et al. For the Primary Pulmonary Hypertension Study group. A comparison of continuous ›ntravenous epoprostenol (prostacyclin) with conventional therapy in primary pulmonary hypertension. N. Engl. J. Med. 1996;334:296-302 3. Christman BW, et al. An imbalance between the concretion of thromboxane an prostacycline metabolites in pulmonary hypertension N.Eng J Med 1992;327:70 4. Morse JH et al. Familial primary pulmonary hypertension locus mapped to chromosome 2931-932 chest 1998;114:575 5. Pietra GG et al. Histopathology of primary pulmonary hypertension a qualitative and quantitative study of pulmonary blood vessels from 58 patient in the National Heart, Lung and Blood Institate primary pulmonary hypertension registry. Circulation 1989;80:1198 6. Proceed›ngs of Brenot Memorial Symposium on the pathogenesis of primary pulmonary Hypertension cerisco July 29-31, 1997 Chest 1998;11:1835 7. Rubin LJ. Primary Pulmonary hypertension N. Eng J. Med 1997;336:111 8. Fishman A.P. Pulmonary hypertension and cor Pulmonale Fishman’s Pulmonary Diseases and Disorders. Third Ed 1998:1261-1296 9. Richard N. Channick and Lewis J. Rubin Pulmonary hypertension. Manual of clinical Problems in Pulmonary Medicine Fifth Ed 2001: 354-364 10.Elliott G, Alexander G, Leppert et al:Coancestry in apparently sporadie primary pulmonary hypertension. Chest 1995:108;973-977 Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular IV. KALP YETERS‹ZL‹⁄‹ Etyoloji: Kalp hastal›klar› sonucunda akci¤erlerin as›l etkilenen bölümü pulmoner venöz bas›nç seviyesindedir. Genel olarak pulmoner venöz bas›nç art›fl› sol ventriküle, mitral kapa¤a ve sol atriuma ait nedenlerle ortaya ç›kabilmektedir. Pulmoner venöz bas›nç akut veya kronik olarak artabilir. Sol ventrikül kas›n›n akut olarak yeterli kas›lamamas› miyokard infarktüsünde, paroksismal taflikardiler esnas›nda ve perikard tamponad›nda görülebilir. Kronik sol ventrikül fonksiyonlar› bozulmalar› ise konjestif kalp yetersizli¤inde kardiyomiyopatilerde ve konstriktif perikarditte ortaya ç›kabilir. Mitral stenozu mitral yetersizli¤i gibi kronik kapak sorunlar› ve mitral kapa¤›n akut olarak papiller adale veya korda tendinea rüptürü de pulmoner venöz bas›nç art›fl›na neden olabilir. Sol atrium miksomas› pulmoner venöz bas›nç art›fl› oluflturabilir ve sol atriuma ait bir nedendir. Pulmoner Ödem: Birçok kalp ve akci¤er hastal›¤›nda görülebilen pulmoner ödem fazla miktarda s›v›n›n ekstra-vasküler alanlarda ve akci¤er dokular›nda birikmesi ile ortaya ç›kan bir klinik tablodur. Akci¤er dokusundaki s›v› dengesinin sa¤lanmas›nda kapillerlerin, alveol epitelinin ve akci¤er interstisyumunun etkileri vard›r. Birçok çözünmüfl küçük moleküller ve iyonlar için çok geçirgen olan kapiller endoteline karfl›n alveol epiteli passif diffüzyonun bile önlendi¤i geçirgenli¤in en az oldu¤u bir engeli teflkil etmektedir. Proteinlerin hücreler aras›nda geçifli daha azd›r. Akci¤er kapillerinin çevresinde akci¤er interstisyumu bulunur. Alveolun hava kapsayan yap›lar› ile interstisyum aras›nda ise alveol epiteli vard›r. Hidrostatik kuvvetler s›v›y› interstisyel alana 945 do¤ru çekmeye çal›fl›rken, osmotik kuvvetler damar içinde tutma¤a e¤ilimlidir. Akci¤erlerdeki kapiller kan›n› alveolun haval› yap›lar›ndan ay›ran doku çok ince oldu¤u için alveollere s›v› s›zmas›n› önlemek kolay de¤ildir. Kapillerlerdeki hidrostatik bas›nç yaklafl›k arter bas›nc› ile ven bas›nc› aras›ndaki bir de¤erdedir ve kapiller hidrostatik bas›nç akci¤er taban›nda tepesinden çok daha yüksektir. Interstisyel s›v›n›n kolloid osmotik bas›nc›n› tespit etmek güçtür. ‹nterstiyel hidrostatik bas›nç da bilinmemektedir. Akci¤erin bütün transvasküler s›v› de¤iflimine kapiller ve non-kapiller damarlar›n kat›l›m›nda belirsizlikler oldu¤u için akci¤erde s›v› dengesi tart›fl›l›rken kapiller dolafl›m yerine bazan mikrovasküler dolafl›m terimi kullan›lmaktad›r. Kapiller hidrostatik bas›nç artt›¤›nda mikrovasküler filtrasyon ve lenf ak›m› da artmaktad›r. Kapillerden ayr›lan s›v› alveol duvar›n›n interstisyumunu geçip akci¤er içindeki gevflek perivasküler ve peribronfliyal dolafl›ma geçer. Bu interstiyel doku pulmoner arterler pulmoner venler ve bronfllar çevresinde ince bir k›l›f oluflturmaktad›r ve içlerinde lenf yollar› bulunur. Alveollerin kendilerine ait lenf yollar› yoktur. S›v› perivasküler ve peribronfliyal interstisyuma ulaflt›ktan sonra bir k›sm› lenf yollar› ile bronfl ve hiler lenf bezlerine ulaflabilir. S›v›n›n bir k›sm› ise gevflek interstisyel doku boyunca süzülmektedir. S›v›n›n bir bölümü de plevra bofllu¤unda birikir. Lenfatiklerde ve plevrada biriken s›v›, gaz de¤iflikli¤inde güçlü¤e yol açacak ödem s›v›s›n›n alveollerde art›fl›n› önleyerek interstisyel bas›nc› azaltan bir güvenlik sistemi gibi çal›flmaktad›r. Starling kanununa göre; mikrovasküler dolafl›mda hidrostatik bas›nç artt›¤›nda damardan s›v›n›n d›flar›ya süzülme h›z› da artmaktad›r. Bu fizyolojik kanunun klinik olarak karfl›l›¤› genellikle sol ventrikül yetersizli¤i 946 Temel Kardiyoloji sonucu oluflan sol atrium bas›nc›ndaki art›flt›r. Sol atrium bas›nc› art›fl› ise akci¤erin mikrovasküler dolafl›m›na yans›r ve akci¤er interstisyununda damar d›fl›na s›v› ak›m› artar. Pulmoner ödemin bafllang›c›nda önce peribronfliyal ve perivasküler alanlarda s›v› birikti¤i görülür. Pulmoner ödem ilerledikçe s›v› alveol epitelini geçerek alveol bofllu¤unu s›zmaktad›r. Alveoller birbiri ard›na s›v› dolar ve kan›n oksijenlenmesini güçlefltirebilir. Akci¤erde gaz al›fl veriflini önledi¤i için alveol ödemi interstisyel ödemden daha önemlidir. Konjestif kalp yetersizli¤i olan hastada sistemik venöz bas›nçtaki art›fl lenf ak›m›n› da yavafllat›r. Lenf damarlar›nda valvlerin bulunmas›na ve aktif olarak kas›labilmerine ra¤men lenf içi bas›nç art›fl› 30 mmHg’yi bulabilir. Ödem s›v›s› küçük ve büyük çapl› havayollar›na geçebilir ve hastalar öksürükle, köpüklü balgam ç›karabilir. Hemodinamik de¤ifliklikler: Akci¤er dolafl›m›n›n bafll›ca görevi yeterli ve etkili miktarda gaz al›fl veriflini sa¤lamakt›r ve akci¤er ödemi bu fonksiyonu engellemektedir. Akci¤er ödeminin iki önemli nedeni vard›r. Akci¤er kapillerindeki hidrostatik bas›nç art›fl› sonucu yüksek bas›nç ödemi (kardiyojenik) veya akci¤er mikrovasküler dolafl›m›nda permeabilite art›fl›na ba¤l› (akci¤er hasar› ve ARDS) akci¤er ödemidir. Konumuz kalp hastal›¤› sonucu geliflen kardiyojenik akci¤er ödemidir. Kalp kateterizasyonu ile ölçülen “wedge” bas›nç pulmoner ven bas›nc›na eflit de¤erde kabul edilmektedir. Pulmoner ödemin ortaya ç›kmas› pulmoner ven bas›nc›nda art›fl›n oluflma h›z›na ba¤l›d›r. Venöz bas›nc›n h›zla artt›¤› durumlarda pulmoner kan hacmi artar, akci¤er komplians› azal›r ve havayollar›nda hava ak›m›na karfl› direnç art›fl› vard›r. Mikrovasküler filtrasyon ve lenf ak›m› da artm›flt›r. Bas›nç art›fl› filtras- yonla temizleme h›z›n› aflt›¤›nda alveol ödeminin oluflu h›zl›d›r. Venöz bas›nc›n uzun sürede yavafl yavafl artmas› durumunda ise ödemle ilgili semptom ve bulgular görülmeden önce bas›nç çok yüksek de¤erlere ç›kabilir. Pulmoner venöz bas›nc›n kronik olarak artt›¤› bu durumlarda akci¤erlerde volüm kayb› ile alveoler ve vasküler hasarlarla akci¤er diffüzyon kapasitesinde azalma ve pulmoner hipertansiyona yol açmaktad›r. Alveol ödemi oluflmad›kça gaz de¤ifliminde sorun yaflanmaz. Pulmoner arter ve venlerde bas›nç yükseldi¤inde pulmoner damar direnci düflmektedir. Bu durum önceden kapal› olan akci¤er dolafl›m alanlar›ndaki damarlar›n aç›lmas› ve damar çaplar›n›n artmas› sonucunda oluflmaktad›r. Yani zaten düflük olan pulmoner damar direnci bas›nç yükseldi¤inde daha da düflmektedir. Histopatolojik de¤ifliklikler: Kronik pulmoner venöz bas›nç art›fl›nda mikrovasküler dolafl›mda permeabilite artmaktad›r. Sonuçda interstisyel ve alveoler alanlara protein ve eritrositler s›zabilir. Pulmoner arter ve venlerde hipertrofi ve fibroz de¤ifliklikler görülebilir. Ekstrasellüler makriks oluflumu ve hücre hipertrofisi vasküler yeniden flekillenmeye yol açabilir. Kronik pulmoner venöz hipertansiyon sonucu kapiller endoteli ve alveol epitelinin bazal membran›nda belirgin kal›nlaflma bulunabilir, bu da kan ile gaz aras›nda bir bariyer oluflturmaktad›r. Klinik bulgular: Ayr›nt›lar› ile al›nm›fl hastal›k hikayesi ve fizik muayene sadece kardiyojenik pulmoner ödemi di¤er akci¤er hastal›klar›ndan ay›rt edilmekle kalmaz, kalp d›fl› nedenlerle oluflan akci¤er ödemini de ay›rdetmeyi sa¤laya- Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular bilir. Akci¤er mikrovasküler dolafl›m›nda permeabilite art›fl› nedeni ile oluflan akci¤er ödeminde kalp hastal›¤›na ait semptom ve bulgular yoktur. Akci¤er ödeminde semptom ve bulgular akci¤erdeki afl›r› s›v› birikiminin oluflma fliddetine ve altta bulunan fizyopatolojik olaya ba¤l›d›r. Hastalarda genellikle daha önceden olan bir kalp hastal›¤› hikayesi vard›r. Koroner kalp hastal›¤›, hipertansiyon, kalp kapak hastal›¤›, kardiyomiyopati ve afl›r› s›v› yüklenmesi gibi akut veya kronik kalp yetersizli¤ine neden olabilecek bir hastal›¤›n semptom ve bulgular› bulunabilir. Kalp büyüktür, juguler venöz bas›nç art›fl›, gallopritmi, kalpte üfürüm duyulmas›, aritmiler, büyük ve hassas karaci¤er ve periferik ödem bulunmas› kalp fonksiyonundaki bozulmaya iflaret etmektedir. Akci¤er ödemi sessiz bir miyokard infarktüsünün tek bulgusu olabilir. Nefes darl›¤› öksürük ve takipne erken bulgulard›r. Wheezing duyulabilir ve bu ast›mdan ay›rdedilmesini gerektirir. Ancak ast›ml› hastalarda konjestif kalp yetersizli¤inin ve akci¤er ödeminin di¤er bulgular› bulunmaz. Kalp hastal›¤›ndaki paroksismal nokturnal dispne ast›m ile kar›flabilir. Akci¤er ödemi olan hasta gündüzleri afl›r› yorgunluktan ve hareket halinde iken ve geceleri nefes darl›¤›ndan yak›nmaktad›r. Nefes darl›¤›, öksürük ve takipne süratle artar. Öksürükle birlikte balgam ç›kart›l›r ve balgam bazen hafif kanla bulaflt›¤› için pembe renkli ve köpüklüdür. Akci¤er ödeminin h›zla geliflti¤i durumlarda hastalar takipneik, siyanoze ve ortopneiktirler. Cheyne-Stokes solunumu görülebilir. H›zl› yüzeysel bir solunum vard›r. Bas›nç art›fl› sonucu oluflan pulmoner ödemde permeabilite art›fl›nda olandan farkl› olarak semptom ve bulgular erken dönemde ve h›zla ortaya ç›kmaktad›r. Akci¤er ödemi 947 aniden oluflur ve semptomlar çok dramatiktir. Hastada takipne ve solunum s›k›nt›s› bafllad›¤›nda oskültasyonda akci¤erlerde yayg›n krepitan rallerin duyulmas› akci¤er ödemi düflündürmelidir. Krepitan raller daima akci¤er tabanlar›nda duyulur. Hastal›¤›n fliddetine ba¤l› olarak di¤er bölgelere yay›l›r. Krepitasyon, ödem ve sekresyonla kapanan küçük havayollar›ndaki s›v›n›n her soluk al›nd›¤›nda aç›l›rken havan›n aniden kabarc›klar oluflturmas› ile ortaya ç›kmaktad›r. Akci¤er ödemi daha a¤›rlaflt›¤›nda s›v› daha büyük bronfllara geçerek kaba bronfliyal raller (ronkus) oluflturabilir. Akci¤er ödemi bronflial ödemle birlikte oldu¤unda wheezing duyulabilir ve tan›n›n bronfliyal ast›mla kar›flmas›na neden olabilir. Kan gazlar›ndaki de¤iflim pulmoner ödemin miktar›na, bronkospazm olup olmad›¤›na baflka bir akci¤er hastal›¤›n›n varl›¤›na ba¤l›d›r. Akci¤er ödemi fliddetli oldu¤unda hipoksemi ve hipokapni bulunabilir. Kronik bir akci¤er hastal›¤› olmad›¤›nda akci¤er ödeminde hiperkapni olmas› hayat tehdit edici solunum kaslar›n›n yorgunlu¤unu göstermektedir. Akci¤er Radyografisi: Akci¤er radyografisi, akci¤er ödeminin fliddeti ve neden olan hastal›k hakk›nda bilgi edinmek için ola¤anüstü önemlidir. Akci¤er ödemi hafif oldu¤unda akci¤er grafisinde sadece iki taraf akci¤er hilusunda puslanma ile lineer (çizgisel) ve iyi tan›mlanamayan dansitelerin birarada oldu¤u görülür. Alveoller dolmaya bafllad›¤›nda radyolojik olarak lineer opasitelerde birleflme bafllar. Hastal›k daha da ilerledi¤inde akci¤er parenkiminin önemli bir bölümü radyografik olarak tutulmufltur. Bazan her iki akci¤er alan› tamamen opaklaflma gösterebilir. Ayr›ca kardiyomegali, akci¤er venalar›n›n geniflle- 948 Temel Kardiyoloji mesi, peribronfliyal kal›nlaflma, periferik septal çizgiler gibi kalp yetersizli¤ine ait di¤er bulgular bulunabilir. KAYNAKLAR: 1. Schuster DP:What is acute lung injury. What is ARDS chest 1995;107:1721-1726 2. West JB, Mathieu-Castello O:Vulnerability of capilleries in heart disease. Cisculation 1995: 92;622-631 3. Gropner MA, Wiener, Kronish JP, Hoshimoto S:Acute cardiogenic pulmonary edema. Clin Chest Med. 1994;15:501-515 4. Abernathy VJ, Pou NA, Wilson TL, Roselli RJ:Noninvasive measurements of albumin flux into lung interstitium with increased microvascular pressure. Am J Physiol 1995;38: H288H296 5. Gilbert E, Hakim T.S:Derivation of pulmonary capillary pressure from arterial occlusion in intact condition. Crit Care Med 1994;22:986-993 6. Daniel P. Schuster. Pulmonary Edema. Fishman’s Pulmonary Diseases and Disorders. Third Ed 1998:1331-1355 7. Drazner MH, Rame JE, Stevenson LW, Drie DL, Prognostic importance of elevated. Juguler venous pressure and a third heart sound in patients with heart failure. New. Engl. J Med 2001; 345:574-581 8. Jessup M, Brozena S, Heart Failure New. Engl. J Med 2003;348:2007-2018 9. Barry M, Massie:Heart Failure Cecil. Texbook of Medicine. 22 nd. Ed 2004;291:299 10.Manning HL, Schwartzstein RM:Pathophysiology of dyspnea. New Eng J Med. 1995;333: 1547-1553 V. KRON‹K OBSTRÜKT‹F AKC‹⁄ER HASTALI⁄I Kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› (KOAH) önemli bir halk sa¤l›¤› sorunudur ve bütün dünyada yayg›n oldu¤u kabul edilen önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Halen dünyada dördüncü s›kl›kta ölüm nedenidir ve bunun giderek artaca¤›ndan endifle edilmektedir ve pek çok merkezde hastal›¤›n epidemiyolojisi ve klinik gidifli incelenmektedir. KOAH tam gerileme göstermeyen bir havaak›m› s›n›rlanmas›d›r. Bu havaak›m› s›n›rlanmas› hem ilerleyicidir ve hemde akci¤erlerin yabanc› toz ve gazlara karfl› anormal bir inflamatuar yan›t vermesi ile birliktedir. Hastal›¤›n tan›s›nda sigara içmek en önemli nedendir. Öksürük, balgam ç›karma ve nefes darl›¤› semptomlar› olan bir hastada KOAH tan›s› dikkate al›nmal›d›r. Tan› spirometre ile konur. Bronkodilatör verildikten sonra FEV1’in ön say›m de¤erinin %80’nin alt›nda olmas› ile birlikte FEV1/FVC oran›n›n %70’in alt›nda bulunmas› havaak›m› s›n›rlamas›n›n geri dönüflümsüz oldu¤unu gösterir. Bafll›ca kronik bronflit ve amfizem olarak ay›rd›¤›m›z kronik obstrüktif akci¤er hastal›klar›n›n farkl› çal›flma gruplar›nda de¤iflik tan›mlamalar› bulunmaktad›r. KOAH tan›m›nda patolojik, klinik ve fizyolojik de¤erlendirmelere göre üç farkl› tan›mlama yap›labilir. Gerçekte her üçü de kullan›lmaktad›r. Yaflayan bireyde patolojik bulgular›n tespiti kolay de¤ildir. Fizyolojik de¤ifliklikler için genel olarak kabul gören bir tan›mlama yap›lamam›flt›r. Bu durumda ne patolojik ve ne de fizyolojik kriterlerin bulunmad›¤› bir klinik tan›mlama yap›lmas› kaç›n›lmazd›r. Patolojik anatomik olarak kronik bronflit ve amfizem farkl›l›klar gösterir. Kronik bronflitte patoloji hava yollar› ile s›n›rl› iken amfizemde akci¤er parenkimini ilgilendirmektedir. Klinik olarak ayn› hastada saf kronik bronflit veya amfizemin bulundu¤unu söylemek kolay de¤ildir ve istisnai bir durumdur. Her iki durumda da spirometrik ölçümlerle havaak›m›n›n ekspiratuar s›n›rlanmas› vard›r. semptomlar benzerdir, her ikisi de hastal›¤›n alevlenme dönemlerinde bronkospazm gelifl- Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular mesi ile (akut reversibl havayolu hastal›¤›) komplikedirler. Bu tan› karmaflas›nda;kronik geri dönmeyen havaak›m› s›n›rlanmas›n›n bulundu¤u bütün hastalarda kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤›ndan söz edilebilir. Bütün bu tan›mlama çabalar› hastal›¤›n bak›m ve tedavisi için fliddetini s›n›fland›rmak gereksiniminden ortaya ç›kmaktad›r. Hastal›k, tan›m› büyük ölçüde semptomlara ba¤l›d›r. Ancak havaak›m› s›n›rlamas›n›n derecesi ile semptomlar›n fliddeti aras›nda tam bir iliflki bulunamamaktad›r. Bu durumda hastal›¤›n evrelenmesine e¤itim amac›yla bak›lmal› ve hasta bak›m› ile ilgili olarak genel bir de¤erlendirme yap›lmal›d›r. Basit bir s›n›fland›rma ile KOAH’›n fliddeti dört evreye ayr›labilir. Evre 0: Kronik öksürük ve balgam ç›karma var. akci¤er fonksiyonu normal (spirometri ile). Evre 1: (Hafif KOAH) Havaak›m› hafif s›n›rlanm›fl. (FEV1/FVC <70 fakat FEV1 <80) ve s›kl›kla kronik öksürük ve balgam ç›karma var, hasta hastal›¤›n›n fark›nda olmayabilir. Evre 2: (Orta KOAH) Havaak›m› s›n›rlanmas› daha kötüleflmifl (%30<FEV1 >%80) ve semptomlar daha ilerlemifltir. Efor esnas›nda nefes darl›¤› geliflir. Bu esnada hastal›klar›n›n alevlenmesi veya nefes darl›¤› nedeni ile hastalar t›bbi yard›m isterler. Evre 3: (fiiddetli KOAH) fiiddetli havaak›m› s›n›rlanmas› vard›r. (FEV1<%30) veya solunum yetersizli¤i veya sa¤ kalp yetersizli¤i klinik bulgular› vard›r. Yaflam kalitesi bu evrede önemli ölçüde bozulmufltur ve alevlenmeler yaflam› tehdit edebilir. Patoloji: KOAH havayollar›nda akci¤er parenkiminde ve akci¤er damarlar›ndaki kronik inflamasyonla karakterizedir. Akci¤erin birçok bölümünde makrofajlar, lenfositler (CD8+ üs- 949 tünlükte) ve nötrofiller artm›flt›r. Aktif inflamatuar hücreler akci¤erin yap›s›nda hasar oluflturacak birçok mediatörler [lökotriene B4 (LTB4) interlökin-8 (Il-8), tümör nekroze eden faktör -µ (TNF-µ) ve di¤erleri] salg›larlar. Ayr›ca akci¤erdeki proteinazlarla, anti proteinazlar aras›ndaki dengenin bozulmas› da KOAH patolojisinde önemlidir. Mukus salg›layan bezler büyümüfltür ve goblet hücrelerinin say›s›n›n artmas› da sekresresyonu art›r›r. 2mm çap›ndan küçük bronfl ve bronfliyollarda ise havayollar›n›n kronik inflamasyonunun hasar ve tamir ifllevleri görülebilir ve bu bronfl lümenini daraltt›¤› gibi havayolu obstrüksiyonunu da sabitlefltirir. KOAH’l› hastada akci¤er parenkiminin bozulmas› sentrilobuler amfizeme yol açabilir. Respiratuar bronfliyollerde dilatasyon ve destrüksiyon oluflur. Akci¤erdeki patolojik de¤ifliklikler mukus sekresyonunda afl›r› art›fl, silialarda fonksiyon bozuklu¤u, havaak›m› s›n›rlanmas›, pulmoner hiperenflasyon, gaz de¤ifliminin bozulmas›, pulmoner hipertansiyon ve kor pulmonale’ye yol açmaktad›r. Her pulmoner hipertansiyon sonuçta mutlaka sa¤ kalp yetmezli¤i yapmayabilir. Ancak s›kl›kla ilerleyen pulmoner hipertansiyon sa¤ kalp yetmezli¤i ile sonuçlan›r ve buna cor pulmonale denir. Her sa¤ kalp yetmezli¤inin öncesinde de pulmoner hipertansiyon olmas› gerekli de¤ildir. Sa¤ ventrikül yetersizli¤i, ifltahs›zl›k ve karaci¤er büyümesi yapt›¤› gibi kar›n sa¤ üst bölgesinde (sa¤ hipokondriumda) a¤r› ve hassasiyet de yaratabilir. Klinik bulgular: KOAH’da klinik tablo olarak esas itibar›yla amfizemin üstünlükte oldu¤u amfizematö tip (pink puffer-tip A) veya bronflitin üstünlükte oldu¤u (blue bloater-tip B) tip olarak ayr›lmaktad›r. Amfizemin üstünlükte oldu¤u hastalarda nefes darl›¤› as›l semptom oldu¤u halde kronik bronflitte öksürük ve balgam daha fazlad›r. 950 Temel Kardiyoloji Amfizem terminal bronfliallerin distalinde bulunan haval› yap›lar›n anormal genifllemesi, alveol duvarlar›n›n destrüksiyonu ile anatomopatolojik olarak tan›mlanmaktad›r. Kronik bronflit ise bir klinik tan›mlama ile bir y›l›n en az üç ay›nda ve birbirini izleyen iki y›ldan az olmamak üzere kronik öksürük ve balgam ç›karmakla afl›r› mukus seksesyonu gösteren bir klinik tablodur. Ancak bu klinik tablo ast›m ve amfizemde de görülebilir ve bronflektazi ve akci¤er tuberkülozu ile de kar›flabilir. Hem kronik bronflit ve hem de amfizemde bronkodilatör verilmesi ile havaak›m› k›s›tlanmas› düzelmez. Gaz de¤ifliminde kronik bronflitte hiperkapninin bulunmad›¤› hipoksi görülebilir. Amfizemde ise hastal›¤›n ileri dönemlerine kadar gaz de¤ifliminde önemli bir de¤ifliklik görülmeyebilir. Karbon monoksid diffüzyon testi kronik bronflitte normal amfizemde ise azalm›flt›r. Fizik muayene: Amfizematöz tipte:gö¤sün ön-arka çap› artm›flt›r. Diafragmalar afla¤› inmifltir ve düzleflmifltir ve hareketleri azalm›flt›r. Akci¤erin interstisyel dokusunun elastisitesi azald›¤› için havalanmas› artm›flt›r, bu nedenle akci¤er hacimleri artm›flt›r. Hacim art›fl› gö¤üs duvar›n› devaml› inspirasyonda tutar. Akci¤er rezonans› artm›flt›r. Perküsyonda hipersonorite al›n›r. Vokal tremitus soluma sesleri ile f›s›lt›l› soluma ve konuflma sesleri bozulmufl veya kaybolmufltur. Oskültasyonda veziküler ses duyulmaz, ilave ses bulunmaz. Ekspirasyon uzam›flt›r. Kalp seslerinin derinden ve zay›f duyulmas› d›fl›nda kalp muayene bulgusu yoktur. Bronflitik tipte ise: gö¤sün ön-arka çap› artmam›flt›r. Diafragmalar›n fleklinde ve hareketinde önemli bir de¤ifliklik yoktur. Ekspirasyon uzam›flt›r. Akci¤er perküsyonunda özellik yoktur. Okültasyonda ekspirasyonda- ki her iki akci¤erde de¤iflik fliddet ve vurulu kesintisiz ek sesler (ronkus) inspirasyonda da devam edebilir. Kalp seslerinde özellik yoktur. Kronik bronflit ve amfizeminde ileri hastal›k dönemlerinde dakika solunum say›s› artm›flt›r. Sekonder pulmoner hipertansiyon geliflmesi ile hastalar hipoksemik ve siyanotiktirler. Pulmoner ikinci kalp sesi palpabld›r ve oskültasyonda kuvvetli duyulur. Hastal›k ilerledikçe pulmoner ve triküspid yetersizli¤i üfürümleri duyulabilir. Juguler venler dolmufltur, karaci¤er büyüktür ve pulsatildir. Ayak bileklerinde ödem vard›r. Ödem geliflimini, asit ve plevra s›v›s› izleyebilir. Solunum Fonksiyon Testi: Spirometri KOAH tan›s›n›n tespitinde hastal›¤›n prognozunun belirlenmesinde ve tedaviye karar vermede yard›mc› olur ve spirometri genellikle tan› için yeterlidir. Spirometride bronkodilatatör uygulamas›ndan sonra FEV1’in 3L (bulunmas› gereken de¤erin %87’si) FVC’nin 4.41 litre (bulunmas› gereken de¤eri %94’ü), FEV1/FVC oran› ise 0.68 (bulunmas› gereken de¤eri %75’i) olmal›d›r. Bu de¤erlerin birinin bile normalin alt›nda olmas› sigara içmifl bir hastada KOAH tan›s›n› do¤rulamaktad›r. Gö¤üs radyografisi: Bronflitik tipte ve amfizematöz tipte hafif ve orta fliddetteki hastal›kta PA akci¤er grafisi normal görünümdedir. ‹lerlemifl amfizem hastalar›nda periferdeki damar gölgeleri azalm›flt›r. Akci¤erin belirleyici hatlar› silinmifl olabilir. Diafragmalar düzleflmifltir ve afla¤›ya do¤ru inmifltir. Kalp vertikal durumda ve küçülmüfl görülebilir. Lateral grafide gö¤üs önarka çap› artm›fl ve retrosternal haval› alan artm›flt›r. Bronflitik tipte akci¤erin belirleyici hatlar› artm›flt›r ve ana pulmoner arter gölge- Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular sinin çap› artm›fl olabilir. Kor pulmonale KOAH’la beraber oldu¤unda PA grafide pulmoner arterlerde geniflleme, ana pulmoner arter konus’unda belirginleflme vard›r. akci¤er tabanlar›n›nda damar gölgelerinde artma bulunur. Lateral grafide kalbin ön s›n›r›n›n retrosternal aral›¤a taflt›¤› görülebilir. Akci¤er grafisi ile tan› konulamad›¤› zaman gerekli oldu¤u durumlarda bilgisayarl› akci¤er tomografisi tan›ya yard›mc› olabilir. Elektrokardiyografi: Amfizematöz tipte genellikle normal görünümdedir. Ancak voltaj düflüklü¤ü ve vertikal QRS ekseni bulunabilir. Bronflitik tipte EKG’de pulmoner sa¤ eksen sapmas› ve sa¤ ventrikül hipertrofisi bulgular› görülebilir. Ekokardiyografi: Sa¤ ventrikül ve sa¤ atrium genifllemesi ile normal veya azalm›fl sol ventrikül büyüklü¤ü bulunabilir. Doppler incelemede pulmoner yetersizlik ve trisküspid yetersizli¤i bulgular› vard›r. Pulmoner arter sistolik bas›nc›n›n noninvasive olarak ölçülmesinin tek yoludur. Arter kan gazlar›: ‹lerlemifl KOAH hastalar›nda (FEV1’in <%40 oldu¤u hastalarda) veya solunum yetersizli¤i ve kalp yetersizli¤i olan hastalarda ölçülmelidir. Pa02<60mmHg ve/veya PaCO2 >45mmHg bulundu¤unda solunum yetersizli¤i düflünülmelidir. Tedavi: KOAH tedavisinin dört temel prensibi: 1. Hastal›¤›n tespiti ve izlenmesi 2. Risk faktörlerin azalt›lmas› 3. Stabil KOAH bak›m› 4. Alevlenmelerin bak›m›. 951 KOAH Tedavisinin Amaçlar›: - Hastal›¤›n ilerlemesinin önlenmesi - Semptomlar›n giderilmesi - Hastan›n hareketinin sa¤lanmas› - Sa¤l›k durumunun düzeltilmesi - Komplikasyonlar›n önlenmesi ve tedavisi - Alevlenmelerin önlenmesi ve tedavisi - Mortalitenin azalt›lmas› Tedavi amaçlar›na en düflük yan etkilerle ulafl›lmal›d›r. KOAH’›n tek nedeni sigara içilmesidir ve tedavinin birinci ve esas basama¤› sigaran›n kesilmesidir. Bazen nefes darl›¤› nedeni ile hastalar zaten sigara içememektedirler. ‹nfluenza afl›s› koruyucu tedavide yararl›d›r. Alevlenmeleri önleyebilir veya azaltabilir. Bronkodilatasyon için sempatominetikler ve antikolinerjik ilaçlar kombine kullan›labilirler. ‹nhale kortikosteroidler uzun etkili bronkodilatörlerle alevlenmeleri azaltabilece¤i gibi semptomlar› da iyilefltirebilir. Fonksiyonel yetersizli¤i olan a¤›r KOAH hastalar› için özel rehabilitasyon programlar› uygulanabilir. Bütün bu tedavilere ra¤men istirahatte bile nefes darl›¤› olan hastalarda uzun süreli oksijen tedavisi gereklidir. Uzun süreli oksijen tedavisi; arteryel hipoksemisi (P02< 55-60mmHg) olan pulmoner hipertansiyon, kor pulmonale ve sekonder polisiteminin bulundu¤u hastalarda bafllanmal›d›r. Oksijen tedavisinin hastalarda iyileflme sa¤lad›¤› gibi sa¤ kal›m sürelerini de uzatt›¤› tespit edilmifltir. KAYNAKLAR: 1. American Thoracic Society. Standarts for the diagnosis and care of patients with chronic obstructive pulmonary disease. Am J Respir Crit Care Med 1995;152-S77 2. Pauwels RA. Buist AS. Calverley PM. Jenkins CR. Hurd SS and the GOLD. Scientific. Committee. Global strategy for the diagnosis, management and prevention of chronic obstruc- 952 3. 4. 5. 6. 7. Temel Kardiyoloji tive pulmonary disease NHLBI/WHO Global initiative for chronic obstructive lung disease (GOLD) Workshop summary. Am. J. Respir Crit Care Med. 2001;163:1256-1276 Fabbri LM, Hurd SS and the GOLD. Scientific Committee. Global strategy for diagnosis, management and prevention of COPD:2003 update. Eur Respir J. 2003;22:1-2 Siafakas NM. Et al. Optimal assesment and management of chronic obstructive pulmonary disease (COPD), Eur Respir. J. 1995;8: 1938 Barnes P.J.Chronic obstructive pulmonary disease. N. Eng. J. Med 2000;348:269 Andrew L. Ries Chronic Obstructive Pulmonary Disease. Manual of Clinical Problems in Pulmonaray Medicine Fifth Edition. 2001;250: 259 Joseph R. Rodarte Chronic Bronchitis and Emphysema. Cecil. Texbook of Medicine 22 st Edition 2004;393:401 VI. PULMONER TROMBOEMBOL‹K HASTALIK Pulmoner tromboemboli pulmoner damarlar›n bir emboli ile k›smen veya tamamen t›kanmas› sonucu kan ak›m›n›n engellenmesi ile erken dönemde ortaya ç›kan bir klinik tablodur. Tedavisi ve korunmas› mümkün olan bir hastal›kt›r. Ancak tan› ve tedavi çal›flmalar› aral›ks›z sürdürülmekle beraber hastal›¤›n morbidite ve mortalitesinde önemli bir geliflme sa¤lanamam›flt›r. Ölümlerinden önce pulmoner emboli tan›s› düflünülmemifl hastalar›nda, tan›s›nda pulmoner emboli olan hastalar›nda otopsilerinde önemli ölçüde yan›lg›lar tespit edilmektedir. Gelifltirilen yeni tan› yöntemleri ümit vericidir, ancak hastalar›n büyük bir k›sm› hala tan› konulmadan kaybedilmektedir. Pulmoner emboli (PE) olgular›n›n hemen tamam›nda (%95) emboli alt ekstremitelerin derin ven sistemindeki trombüslerden kay- naklanmaktad›r. Genellikle popliteal ven ve üzerindeki venalar›n derin ven trombozu (DVT) pulmoner embolinin kayna¤›n› oluflturmaktad›r. Yani pulmoner tromboemboli alt ekstremite venlerinin derin ven trombozunun bir komplikasyonu olarak kabul edilebilir. Do¤al olarak hayat tehdit eden tehlikeli bir komplikasyondur. Virchow’un yüz y›l› aflk›n bir süre önce DVT oluflumu için tan›mlad›¤› üç faktör genel kabul görmüfltür, bunlar: 1. Venöz Staz 2. Venöz intima hasar› ve 3. Koagulasyon-fibrinolitik sistemdeki de¤iflikliklerdir. Araflt›rmalar bunlar›n birinin bulunmas›n›n venöz tromboemboli oluflturmak için yeterli oldu¤unu ancak birarada bulunmalar›n›n da olas› oldu¤unu göstermektedir. Tromboemboli bulunan hastalardan üçte birinde hastal›¤›n nedeni bulunamamaktad›r. Venöz staz genellikle uzun süreli yatak istirahatlerinde ve uzun seyahatlerde oluflabilmektedir. Hareketsizlik venöz dönüflü azalt›r ve staza neden olur. Alt ektremite venlerinin duvarlar›nda meydana gelecek bir travma veya ortopedik cerrahi, venalar›n intima hasar›na yol açabilir. Koagulasyon bozulmalar›ndan faktör V mutasyonu ile birlikte veya protrombin gen kodlamas›ndaki bölgesel de¤iflikliklerin art›fl› sonucu venöz tromboz oluflumu artabilir. Ayr›ca antitrombin III, protein C ve protein S eksikli¤i bulunan trombofililer, trombolitik sistemde aberasyon ve lupus antikoagülanlar›n›n bulunmas› da venöz trombozun s›k görülmeyen ancak etkili risk faktörleridir. Alt ekstremitelerde DVT oluflumu için di¤er risk faktörler aras›nda genel aneztezi ile ameliyat›n 30 dakikadan daha uzun sürmesi, alt ekstremite veya pelvis ame- Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular liyat veya yaralanmalar›, konjestif kalp yetmezli¤i, herhangi bir nedenle uzun süre hareketsiz kalmak ve gebelik say›labilir. Klinik olarak önemli pulmoner embolinin bafll›ca kayna¤›n›n alt ekstremitelerin derin venalar›n›n oldu¤u önemli epidemiyolojik, tan› ve tedavi çal›flmalar› ile aç›kça gösterilmifltir. Derin ven trombozunun klinik tan›s› güçtür ve trombus oluflumu ile ortaya ç›kan iki olay aç›klay›c›d›r. Vena duvar›nda inflamasyon ve venöz obstrüksiyon. Vena duvar›ndaki inflamasyon lokal a¤r›, duyarl›k, k›zar›kl›k ve ›s› art›fl›na yol açabilir. Venöz obstrüksiyon sonucunda ise tutulan venalar›n bulundu¤u bölgelerde ödem oluflabilir. Semptom ve Bulgular: Derin ven trombozunun bacaktaki semptom ve bulgular› ile tan›s›n› koymak genellikle güçtür veya yeterli de¤ildir. Bacakta dolgunluk hissi ve a¤r› bulunabilir veya bunlar aya¤a kalmak ve yürümekle artabilir. Her iki bacak k›yaslanarak bak›ld›¤›nda baca¤›n alt üçte birinde ve ayak derisinde ›s› art›fl›, siyanoz ve ayakta, bilekte ve bacakta ödem bulunabilir. Ayak s›rt›nda venalar›n dolgunlu¤u bacak 45 dereceye kald›r›ld›¤›nda bile devam etmektedir. Öksürme ve hapfl›rma esnas›nda bacakta a¤r› tespit edilebilir. Baca¤›n palpasyonu ile lokal hassasiyet al›narak trombotik bölge bulunabilir. Palpasyon esnas›nda parmaklar›n bast›¤› yerde lokal hassasiyet al›nabilir. Homan’s belirtisi; (bald›r spazm›) hastan›n dizi fleksiyonda iken ayak bile¤inin ani ve fliddetli bir flekilde dorsifleksiyona getirilmesi DVT olan hastalar›n %35’inde bald›r ve popliteal bölgede a¤r› oluflturabilir. Ancak bu bulgu alt intervertebral disk hernilerinde ve di¤er lumbosakral tutulumlarda da al›nabilir. 953 Tan›: DVT’nin tan›s›nda ve izlenmesinde üç önemli teknik ifllem; kompresyon ultrasonografisi, impedance plethysmography (IPG) ve kontras venografidir. Kompresyon ultrasonografisi, ultrason görüntülemeyi ve Doppler incelemeyi sa¤lamaktad›r. Görülen venlerde kompresyonun sa¤lanamamas› damar lümeninin solid bir materyalle dolu oldu¤unu gösterir ve DVT tan›s›n›n güvenilir bir ölçütüdür. IPG bacaktaki venöz drenaj›n h›z›n› ölçülebilir ve venöz kan ak›m›nda önemli bir t›kanman›n oldu¤u gösterebilir. Kontras venografi ise daha invasive bir metoddur ve bacak venlerine kontras madde verilerek DVT’nin radyolojik tan›s›n› verebilir. Her üç metodun do¤rulu¤unu ve üstünlü¤ünü tart›flan bir çok çal›flma olmakla beraber günlük kullan›mda kompresyon ultrasound ve doppler ihtiyac› karfl›layabilmektedir ve uygulamas› kolayd›r. Pulmoner Emboli: Bir veya birkaç pulmoner arterin bir p›ht› ile t›kanmas› akci¤erlerde baz› solunumsal ve hemodinamik sonuçlara yol açabilir. Emboli ile dolafl›m›n güçleflmesi akci¤erlerde havalanman›n iyi oldu¤u ancak dolafl›m bulunmad›¤› gaz de¤iflimi oluflturamayan bir bölge meydana getirir. Bu ventilasyon-perfüzyon iliflkisindeki de¤ifliklik arteryel hipoksemiye yol açabilir. Kan dolafl›m›n›n kayboldu¤u bölgelerde intrapulmoner ölü mesafe oluflmaktad›r. Buralarda oluflacak bofluna ventilasyonu önlemek için homeostatik bir mekanizma ile havayollar›nda daralma da görülebilir. Hastalarda hiperventilasyon vard›r ve dolafl›m yolu ile akci¤erlere gelen yüzey aktif lipoproteinler gelemedi¤i için surfaktan yap›lamaz. Emboli oluflumundan sonraki 24 ile 48 saat sonra ortaya ç›kan bu surfaktan eksikli¤i ile atelektaziler geliflir. Alveoler kollaps oluflabilir. 954 Temel Kardiyoloji Tromboembolik t›kanman›n primer hemodinamik sonucu pulmoner arterlerin enine kesit alanlar›n›n azalmas›d›r. Vasküler kapasitenin kayb› ile pulmoner kan ak›m›na direnç art›fl› pulmoner hipertansiyon ve sa¤ ventrikülün akut yetersizli¤ine yol açabilir. Ayr›ca damar içindeki trombüsten baz› vazokonstriktif metabolitlerin damara sal›nmas› da bunlara kat›lmaktad›rlar. Pulmoner vasküler direnç artar pulmoner hipertansiyon ile sa¤ kalp yetersizli¤i geliflir ve kalp debisi düflebilir. Hemodinamik de¤iflikliklerin fliddeti önemli ölçüde embolik t›kanman›n boyutlar›na ba¤l›d›r. Pulmoner arterio-kapiller yata¤›n yedek kapasitesi çok yüksek oldu¤u için pulmoner arter bas›nc› belirgin yükselmeden önce vasküler alan›n %50’sinden fazlas›n›n t›kanmas› gereklidir. Klinik Bulgular: Uzun süreli hareketsiz kalmak veya postoperatif dönemde bulunan hastalarda oldu¤u gibi aniden ortaya ç›kan ve akci¤er ve kalbe ait her türlü semptom ve bulguda pulmoner emboli düflünülebilir. Pulmoner emboli bulunan hastalarda bir malinite olmas› olas›l›¤› göz ard› edilmemelidir. Pulmoner embolide en s›k görülen semptom ani bafllayan nefes darl›¤›d›r. Hastalarda çarp›nt›, öksürük ve bafl dönmesi bulunabilir. Masif pulmoner embolide senkop ve ani ölüm olas›d›r. Aniden bafllayan nefes darl›¤›, plevra tipi gö¤üs a¤r›s› ve hemoptizi, pulmoner infarktüs belirtisidir. Ancak pulmoner embolide, pulmoner infarktüs olas›l›¤› s›k de¤ildir. Birdenbire bafllayan ve önemli bir bulgu olan takipne, dakika ventilasyonunun artmas› sonucudur. Pulmoner kan ak›m›n›n güçleflmesi ventilasyon-perfüzyon oran›n› art›rarak ve atelektazi bölgesindeki perfüzyonun flant oluflturmas› ile alveolar ölü boflluk artt›¤› için hipoksemi oluflmas› da takipneye yol açmaktad›r. Takikardi ve atefl yükselmesi bulunabilir. Akci¤erde kesintili ek sesler plevra frotman›, ikinci kalp sesinde çiftleflme, sa¤ tarafta üçüncü ve dördüncü kalp seslerinin duyulmas› ve sa¤ ventrikül aktivitesinin artmas› pulmoner emboli bulgusu olabilir. Semptom ve bulgular ani bafllang›çl› olmakla birlikte öncesinde bir kardiyopulmoner hastal›¤›n olmas› ay›rtedilmelerini güçlefltirir. Hastal›¤›n fliddeti bu beraberinde bulundu¤u hastal›klarla a¤›rlaflabilir. Pulmoner embolideki semptom ve bulgular nonspesifik oldu¤u için kalp yetersizli¤i, pnömoni, kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤›, ast›m, pnömotoraks ve miyokard infarktüsü ay›rdedilmelidir. Laboratuvar ‹ncelemeleri: 1. D-Dimer; H›zla yap›labilen D-Dimer incelemelerinin hemen her yerde uygulanabiliyor olmas› DVT ve pulmoner emboli tan›s›ndaki en önemli geliflmedir. Trombozun baz› bölgeleri büyürken di¤er k›s›mlar›nda fibrinoliz vard›r ve D-Dimer bunu göstermektedir. Klinik önemi olan trombozisde D-Dimer 500ng/ml seviyelerindedir. 2 farkl› tipte D-Dimer bak›lmas› kar›fl›kl›klara neden olmaktad›r. Birincisi latex agglutinasyon testi olup dissemine intravasküler koagulasyon tan›s›nda kullan›lmaktad›r ve bu testin DVT tan›s›nda duyarl›¤› azd›r. H›zl› EL‹SA veya duyarl›¤› yüksek olan D-Dimer incelemesi DVT için %100 duyarl›d›r ve EL‹SA D-Dimer testi negatif olanlarda venöz trombüsü araflt›rmak için daha ileri çal›flmalara gerek yoktur. Ancak duyarl›¤› yüksek olan D-Dimer testinin özgüllü¤ü yoktur. Bu nedenle D-Dimer’in pozitif oldu¤u hastalarda trombozun bulundu¤unu gösteren di¤er incelemelere gerek vard›r. Pulmoner emboli olan hastalarda hipoksemi bulunabilir. Baflka bir hastal›¤› olmayan Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular özellikle genç hastalarda arteryel oksijen bas›nc› normaldir. Ancak arter oksijeni parsiyel bas›nc›n›n aniden düfltü¤ü tespit edilen hastalarda pulmoner emboli düflünülmelidir. Arteryel PO2’nin azalmas›, dolafl›mda D-Dimer ve Troponin seviyelerinin hiçbiri özgün de¤ildir. Pulmoner emboli için özgün bir kan testi bulunmamaktad›r. 2. Elektrokardiyografi; ST segment bozulmalar› T dalgas›ndaki de¤iflmeler ve sa¤ eksen sapmas› pulmoner embolide görülebilir. Hastalar›n sadece üçte birinde S1-Q3-T3 fleklindeki akut kor pulmonale görünümü vard›r. Bu bulgu da nonspesifiktir. 3. Akci¤er Radyografisi; Akut pulmoner embolide akci¤er radyografisi hemen daima normal de¤ildir, ancak bulgular ço¤unlukla nonspesifiktir. Plevrada s›v›, atelektazi, pulmoner infiltrasyonlar ve hemidiafragmada hafif yükselme görülebilir. Pulmoner infarktüsün klasik belirtisi olan Humpton’s hump ve westermark’s sign bulgular› tan›y› düflündürür ancak s›k görülmezler. Hilusa do¤ru konveks bir flekil gösteren kama fleklinde homojen bir opasite olan Humpton’s hump (Hampton’un hörgücü) plevrada kosta frenik aç›ya ait periferik bir görüntüdür ve pulmoner infarktüs bulgusudur. Westermark’s sing (Westermark iflareti) ise periferdeki damarlarda kanlanma azl›¤›n›n (oligemi) bulgusudur ve lober ve segmanter küçük ve nisbeten orta büyüklükteki damarlarda yayg›n pulmoner arter t›kan›kl›¤›n› gösterir. Büyük pulmoner arterlerin genifllemesi ise Fleischner’s sign (Fleischner iflareti) olarak bilinmektedir. Semptomatolojide oldu¤u gibi akci¤erin radyografik bulgular› da ço¤u zaman bulunmaz ve hastal›¤›n tan›s› di¤er ileri tan› yöntemlerini kullanmay› gerektirmektedir. 955 4. Ventilasyon-Perfüzyon Sintigrafisi; Perfüzyon sintigrafisi gamma ›fl›n› yayan radyonüklidlerin intravenöz yolla verildikten sonra gamma kamera ile akci¤erdeki da¤›l›mlar›n›n gösterilmesidir. Akci¤erlerin perfüzyon fotosintigrafisi emboli tan›s›nda özgüllü¤ü yüksek olmakla beraber duyarl›¤› azd›r. Pulmoner embolinin oldu¤u radyoaktivitenin tutulmad›¤› bölgeler veya keskin bir s›n›rla radyoaktivitenin azald›¤› bölgelerin görülmesi emboli olas›l›¤›n› art›r›r. Sintigrafi basit güvenli ve h›zl› bir tan› yöntemidir. Sintigrafik yöntem uzun y›llardan beri pulmoner emboli tan›s›nda ve tedavinin izlenmesinde kullan›lmakla beraber spiral (helikal) bilgisayarl› tomografi son y›llarda onun yerini alm›flt›r. Sintigrafi, pulmoner arteriografi ile k›yasland›¤›nda tan› oran›n›n çok düflük oldu¤u görülmektedir. Çünkü pnömoni atelektazi ve pnömotoraks gibi ventilasyonun azald›¤› bölgelerde perfüzyonun da azalm›fl sonuçlar vermesi metodun tan› olas›l›¤›n› azaltmaktad›r. 4. Spiral (Helikal) Bilgisayarl› Tomografi; Pulmoner emboli tan›s›nda duyarl›l›¤› ve özgüllü¤ü oldukça yüksektir. Spiral tomografi ile ana, lober ve segmantal pulmoner arterlerdeki p›ht› kolayca görüntülenebilir, ancak küçük pulmoner arterlerdekiler görülmeyebilir. Spiral bilgisayarl› tomografi 10-15 dakika içinde h›zla ve kolayl›kla uygulanabilmektedir. Ayr›ca bu metodla proksimal bacak venlerindeki venöz trombozu görmek de mümkündür. 5. Pulmoner Arteriyografi; Pulmoner embolinin en duyarl› en özgün ve en güvenli tan›s› pulmoner arteriografidir. Pulmoner arter kateterizasyonu ve bunun fluoroskopik olarak gösterilmesi uygulanmas› kolay bir tekniktir. 956 Temel Kardiyoloji 6. Ekokardiyografi; Hemodinamik olarak önemli olan pulmoner embolinin tan›s›nda ekokardiyografi sa¤ ventrikül büyüklü¤ü veya fonksiyonunu inceleyerek pulmoner emboli tan›s›nda sintigrafi ve arteriografiden daha h›zl› tan›ya götürür. Trombolitik tedavinin izlenmesinde de sa¤ ventrikül fonksiyon de¤iflikliklerini görmek yararl›d›r. Tedavi: Pulmoner emboli ve derin ven trombozunun tedavisi birlikte düflünülmelidir. Çünkü hemen hemen ayn›d›r. Tedavi prensipleri: 1. Antikoagülan tedavi-heparin veya düflük molekül a¤›rl›kl› heparin 2. Trombolitik tedavi 3. Cerrahi tedavi-vena kava filtrasyonu Standart heparin kullan›lmas›na göre daha etkili ve daha güvenli oldu¤u için DVT ve pulmoner emboli tedavisinde düflük molekül a¤›rl›kl› heparin (fraksiyone olmayan heparin) kullan›lmaktad›r. Heparin ve düflük molekül a¤›rl›kl› heparin emboli riskini azaltmaz veya trombusun çözülmesini art›rmaz, ancak trombüsün büyümesini durdurabilir. Düflük molekül a¤›rl›kl› heparin preparat› Enoxaparin sodium 1 mg/kg/gün dozda deri alt›ndan kullan›l›r. K›sa süreli kullan›l›mlarda kan seviyesine bakmay› gerektirmez. fiiflmanlarda, hamilelerde ciddi karaci¤er ve kalp yetersizli¤inde ilac›n kan seviyeleri ölçülmelidir. ‹laç deri alt›na verildikten 4 saat sonra kan seviyelerine bak›l›r ve 0.7-1.2 anti xa ünitesi olmal›d›r. Warfarin (coumadin) K vitaminine ba¤l› proteinleri etkilemektedir. Tromboembolik hastal›¤›n proflaksi ve tedavisinde kullan›l›r. INR 2-3 aras›nda olacak dozda verilmelidir ve hastalarda protrombin zaman› kontrol edilmelidir. Hastalar›n ço¤unda 5mg/gün dozunda tabletler kullan›labilir. Yafll›larda 2.5mg/gün yeterlidir. Warfarin ile tedavi süresi tromboz ve emboli oluflumunun ortadan kalkmas›na ba¤l›d›r. Trombolitik tedavi: Antikoagulan tedaviden daha k›sa sürede p›ht›y› eritir. Ürokinase’in 24 saatlik akci¤er perfüzyonu p›ht›n›n eritilmesinde yard›mc› olabilirse de pulmoner embolide kullan›lmas› s›n›rl› kalm›flt›r. Cerrahi Tedavi: DVT’nin tedavisinde cerrahi giriflim (trombektomi) sonuçlar› fazla ümit verici olmad›¤› için nadiren uygulanmaktad›r. Pulmoner embolide ise cerrahi tedavi antikoagülanlar›n yeterli olmad›¤› veya kullan›lamayaca¤› durumlarda düflünülmelidir. Antikoagülan tedavi kanama diatezi olan veya t›bbi tedaviye cevab›n beklenemeyece¤i kritik durumlardaki hastalarda kontrendikedir. Bu durumlarda venöz durdurma ve pulmoner embolektomi düflünülebilir. Venöz durdurman›n amac› alt ekstremitelerin venöz trombuslerinden hemen oluflabilecek bir embolinin engellenmesidir. Birçok ba¤lama ve kapama ifllemleri uygulanm›fl olmakla beraber transvenöz yöntemle vena kava inferiora filtreler yerlefltirmek baflar›l› olmufltur. Vena kava inferiorun ba¤lanmas›, cerrahi giriflimi gerektirdi¤i, venöz dönüflü akut bir flekilde t›kad›¤› ve ba¤lanan yerde k›sa sürede kollateraller geliflti¤i için kullan›lmas› terkedilmifltir. Vena kava filtresinin yerlefltirilmesi iki önemli nedenle gereklidir; 1. Tahammül edilemeyen, tekrarlayan embolinin ve massif embolinin bulundu¤u hastalarda hayat kurtar›c›d›r. Akciğer Hastalıklarında Kardiyovasküler Bulgular 2. Antikoagülan tedavinin kontrendike oldu¤u venöz trombuslu hastalar› emboliden korumak için kullan›lmal›d›r. Acil olarak pulmoner embolektomi yap›lmas› içinde 2 kriter vard›r; 1. Yap›lan bütün destekleyici tedavilere cevap vermeyen ve direnen sistemik hipotansiyonun bulundu¤u emboli nedeniyle ciddi hemodinamik bozulman›n belirtilerinin bulunmas›. 2. Kardiyopulmoner destek ile embolektomi için gerekli cihaz ve ekibin temin edilmesi. Bütün bu kriterler sa¤land›¤› halde e¤er hastalarda antikoagülan tedavi, vena kava filtresi gibi uygulamalara cevap al›namaz ise embolektomi uygulanmal›d›r. Tedavilere ra¤men embolinin çözülmesinin baz› hastalarda kal›c› damar t›kan›kl›¤› devam edebilir. Sebebi aç›klanamayan nefes darl›¤› ve pulmoner hipertansiyon baflka bir çok hastal›kla kar›flabilir. Ay›r›c› tan› dikkatle uygulanmal›d›r. 957 KAYNAKLAR: 1. Musset D, Perent F, Meyer G, et al:Diagnostic strategy for patient with suspected pulmonary embolism:A prospective multientre outcome study. Lancet 2002;360:1914-1920 2. British Thoracic Society Standarts of care committee Pulmonary Embolism Guidcline Development Group. British Thoracic Society guidelines for management of suspected acute pulmonary embolism. Thorax 2003;58:470-483 3. Timothy A, Morris. Thromboembolic Disease Manual of Clinical Problems in Pulmonary Medicine Fifth Edition 2001:321-353 4. Victor Tapson. Pulmonary Embolism. Cecil Textbook of Medicine 22 nd. Edition 2004: 560-568 5. Palensky HI, Kelley MA, Fishman AP. Pulmonary thromboembolic. Disease. Fishman’s Pulmonary Diseases and Disorders. Third Edition 1998:1297-1329 6. Dalen J.E, Hirsh J, Guyatt G.N(eds):Sixth. American College of Chest. Physicians Consensus Conference on Antithrombotic Therapy:Chest. 2001;119:19-3705 7. Kearon C, Ginsberg J.S, Kovacs MJ et al. Comparison of low-intensity warfarin therapy with conventional-intensity. Warfarin therapy for long term prevention of recurrent venous thromboembolism. N.Engl J. Med. 2003;349: 631-639