sağlığımıziçin Epilepsi Tedavi Edilebilir Epilepsi, esas olarak ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavide etkili ilaçlar yaklaşık 100 yıldır bilinmekle birlikte son 20 yılda çok önemli, etkili ve yan etkileri az olan ilaçlar keşfedilmiştir. Günümüzde, genel olarak epilepsili çocukların %70-80’i, bazı epilepsi türlerinin ise %100’ü bu ilaçlarla tam olarak iyileşmektedir. Bazı hastalarda da ilaç dışı tedavi seçenekleri daha ön planda olabilir. Epilepsi Ameliyatı Özellikle ilaç tedavisine cevap vermeyen ve ameliyat edilmeye uygun, ameliyat sonrası kalıcı özür olmayacak hastalara, epilepsi konusunda deneyimli ileri merkezlerde oldukça başarı ile uygulanmaktadır. Epilepsi Pili Göğüs duvarında cilt altına yerleştirilen uyarıcı bir pil ile boyundan beyine uzanan vagus sinirine aralıklı uyarı verilerek nöbet tedavisi sağlanabilmektedir. Özellikle ilaç tedavisine cevap alınamayan ve ameliyata uygun olmayan hastalarda tercih edilmektedir. ÇOCUKLARDA EPİLEPSİ: TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK Prof. Dr. Kürşad AYDIN Epilepsi Ne Değildir? çocukta ateşli havale görülmektedir. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Başkanı Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği Başkanı Bir ruh hastalığı veya delilik değildir, gizemli bir yanı olmadığı gibi cinlerle de ilişkisi yoktur. Bulaşıcı olmadığı gibi epilepsili çocuklar başkaları için de tehlikeli ve zararlı değildir. Toplumumuzdaki bu yanlış algılar nedeniyle, aileler çocuklarının epilepsi olduğunu gizlemekteler. Hatta günlerinin önemli bir kısmını geçirdikleri okulda, öğretmenlerinden bile sakladıkları görülmektedir. Yüksek ateş, kafa travması, zehirlenme, kist, tümör, kanama ve beyinin gelişim kusurları gibi pek çok olay epilepsiye neden olsa da hastaların %50-60’ında epilepsinin nedeni genetiktir. Sadece ateşli hastalık sırasında görülen nöbetler epilepsi olarak kabul edilmez ve çoğu kere tedavi dahi gerekmez. Yine ateşli havalelerin de çoğu genetik yatkınlık ile ilişkilidir. Epilepsi Nedir? Beyindeki elektriksel boşalımlar sonucu, nöbetler halinde gelen bilinç değişikliği, kısa süreli dalma, boş bakma, bayılma, yüzde, kollarda veya bacaklarda kasılma, dişlerde kilitlenme, gözlerde kayma, ağızda köpürme ve idrar kaçırma gibi bulgularla kendini gösteren bir hastalıktır. Halk arasında “Sara” olarak bilinmekte ve çoğu kez tedavisinin olmadığı düşünülmektedir. Ancak çocuklarda büyük oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. 40 SAĞLIK ve İNSAN / ŞUBAT 2016 Epilepsi Sık Görülür Hayatın ilk 1 yılında en sık olup, yaklaşık olarak her 100 çocuktan 1’inde epilepsi görülmektedir. Buna göre ülkemizde yaklaşık 200 bin epilepsili çocuk, dünya genelinde de 40 milyondan fazla epilepsi hastası bulunmaktadır. Ateşli havaleler ise daha sık olup ülkemizde 500 binden fazla Yüzden fazla türü olup epilepsi nöbetini tanımak uzmanlar için bile her zaman kolay değildir. Kısa süreli 5-10 saniye dalma ve boş bakma bir epilepsi nöbeti olabilir, kol veya bacaklardaki sıçrama bir epilepsi nöbeti olabilir. Bayılma, bilinç kaybı, kasılma, dişlerde kilitlenme, ağızda köpürme ve idrar kaçırma gibi belirtiler sadece büyük nöbetlerde görülür. Ketojenik Diyet Uzun süre aç kalmak, stres, uykusuz kalmak, alkol, kahve ve kola gibi içecekler epilepsiye yatkınlığı olan çocukların nöbet geçirmesini kolaylaştırabilir. Bilgisayar ve televizyon gibi parlak ışık saçan cihazlar sadece ışığa duyarlı epilepsisi olan çocuklarda nöbete sebep olacağından tüm epilepsili çocuklara yasaklamak doğru ve gerekli değildir. EEG ve MRG Her Hastaya Çekilmeli Mi? Epilepsi teşhisi için EEG; epilepsinin nedenini bulmak için de MRG çekmek oldukça yararlıdır. Ancak EEG ve MRG çekmeden de epilepsi teşhisi konulabileceği gibi epilepsi hastalarında EEG ve MRG’ nin normal olabileceği unutulmamalıdır. Yüksek oranda yağ, çok düşük oranda karbonhidrat içeriğine sahip olan ketojenik diyet, seçilmiş bazı epilepsi hastaları için umut verici olabilmektedir. Uygulaması biraz zahmetli olan bu tedavi yöntemi her hasta için uygun ve gerekli değildir. Ketojenik diyet öncesinde diğer tedavi yöntemlerinin uygun şekilde değerlendirilmiş olması gerekir. Ancak bazı metabolik hastalıklarda, ketojenik diyet öncelikle ve bazen tek tedavi olarak dahi kullanılabilmektedir. Nöbet anında yan yatırın! Nöbetler, genellikle birkaç dakika içerisinde kendiliğinden durmaktadır. Dolayısıyla nöbet geçiren birini gördüğümüzde panik yapmadan nöbet esnasında kafasını sert yerlere çarparak kendine zarar vermesi, dilini ısırması engellenir, sert olmayan düz bir zemine yan yatırılarak solunum yolu açık tutulmaya çalışılır, ağızda köpürme ve kusma varsa temizlenir. Nöbet 2-4 dk içinde sonlanmadıysa 112 aranarak, en uygun sağlık merkezine ulaştırılmaya çalışılır. Halk arasında yaygın olarak uygulanan kasılmayı engellemek için sıkıca tutmanın, yüze su veya kolonya dökmenin, alkol veya soğan koklatmanın hiçbir yararı yoktur. Bir şey içirmeye çalışmak ise çok tehlikeli olup akciğerlere kaçmasına ve ölüme dahi sebep olabilir. Nöbet sırasında çocuğu musluğun altına tutmak veya soğuk duş aldırmanın faydası yoktur. Özellikle ateşli nöbet geçiren çocuklarda, soğuk duş vücudun dış kısımlarını hızla soğutmakta, beyine daha fazla kan gitmesine ve beyindeki ateşin daha da yükselmesine neden olarak nöbet için daha zararlı olabilmektedir. Buna karşılık nöbet yokken ateşli çocuğa ılık duş aldırmak yararlı olabilir. Tedavi Süresi En Az 2-4 Yıl İlaç veya diğer tedavi yöntemleri ile nöbetler tam olarak kontrol altına alınsa dahi tedavi süresi en az 2-4 yıl olmalıdır. İlaçlar aniden kesilmemeli; ilaç kesilmesine mutlaka doktor karar vermeli ve kesim süresi en az 6 ay-1 yıl olmalıdır. Bu süre boyunca en geç 6 ayda bir Çocuk Nörolojisi Kliniklerinde kontrollerin yapılması gereklidir. Okula ve Spora Devam İlaç tedavisi ile nöbetleri kontrol altına alınan çocukların günlük aktivitelerine devam etmelerinde, kreşanaokulu veya okula gitmelerinde, okul spor faaliyetlerine ve laboratuvar çalışmalarına katılmalarında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak yüzme ve bisiklet gibi tehlikeli olabilecek sporlar nöbet kontrolü sağlandıktan sonra ve gözetim altında yapılmalıdır. Epilepsili çocukların diğer çocuklarla arkadaşlık etmesinde, oyun oynamasında her iki taraf açısından da bir sakınca yoktur. Dolayısıyla bu çocukların okul dönemlerinde hem öğretmenleri hem de arkadaşları tarafından dışlanmaları son derece yanlıştır. SAĞLIK ve İNSAN / ŞUBAT 2016 41