DALAK HASTALIKLARI PATOLOJİSİ Dalakta postmortem değişiklikler Dalak, ölüm olayından sonra, diğer organlarda değinildiği gibi bazı değişikliklere uğrar. Bu değişiklikler ölüm sebebine göre bazı farklılıklar gösterir, örneğin Travmaya ilgili olan ve şiddetli kanamalar sonucu ölen hayvanlarda, dalak büzüşmüş ve kapsulası granüllü bir halde görülür. Keza mezbahada kesilen hayvanların dalakları da buna benzer bir durumda bulunur. Bu hal dalakta bulunan depo kanın, kanama dolayısıyla dolaşım kanma aktarılmasına ilgili olur. Bu olay kapsulada ve trabeküllerde bulunan düz kas ipliklerinin kasılması ile gerçekleştirilir. Diğer ölüm hallerinde. dalaktaki ölüm katılığının erkenden çözülmesine ilgili olarak dalak gevşek durumda bulunur. Kesit yüzü düzdür. Septisemiye ilgili hastalıklar sonucu olan ölüm olaylarının çoğunluğunda dalak büyümüş ve şişmiş bulunur. Böyle bir dalağın kesit yüzü dışarı doğru taşkın durumdadır. Bu çeşit ölümlerde dalakta kokuşma olayı da çabuk gelişir. Anaerob enfeksiyonlanna ilgili olan ölümlerde dalakta kokuşma sırasında gaz da oluşur. (Alibaşoğlu) Dalakta görülen anomaliler Dalakta doğuştan olan anomalilere seyrek rastlanır. Bunlar da aşağıdaki gibi sıralanabilir: Dalakta aplasi; Dalağın doğuştan hiç olmayışıdır. Sığır, domuz ve atlarda rastlanmıştır. Dalakta hipoplasi; Dalağın doğuştan küçük oluşudur. Midilli ırkı atlar ile domuz ve tavşanlarda rastlanır. Dalağın kenarlannın çentikli oluşu; Bu duruma köpek, at ve domuzlarda oldukça sık rastlanır. Dalağın üstünün yarık oluşu; Böyle bir duruma domuzlarda rastlanabilir. 1 Dalağın loblu oluşu; Dalak, doğuştan, birkaç loba ayrılmış olabilir. Daha ziyade domuzlarda görülen bir durumdur. Keza dalak kıvrımlı da olabilir. Dalağın çift oluşu; Birbirinden tamamen ayrı iki dalağın aynı hayvanda bulunması halidir. Bazen bu iki dalak, dalak dokusundan yapılmış bir köprücük ile birleşik olabilir. Bu çift dalak olaylanna daha ziyade domuz ve sığırlarda rastlanır. Dalağın çok sayıda oluşu; Bir hayvanda ikiden fazla sayıda dalağın bulunması halidir. Sığırlarda seyrek olarak 3-4 dalağa rastlanabilir. Ek daiak, Dalağa gevşek bağlarla bağlı durumda bulunan ikinci veya üçüncü dalakçıkların bulunması alidir. Bu ek dalaklar ceviz büyüklüğünde olabilir. Hatta bazen bu dalakçıklar hemal lenf düğümleriyle de karıştınlabilir. Bazen de ek dalaklar çok sayıda olabilir. Bunlar ligamentum gastrolienale ile omentum üzerinde serpilmiş olarak yer alır. Ek dalakların yapışı normal dalağın yapışma benzer. Dalakta distopi hali; Dalağın normal yerini değiştirmesi olayıdır. Örneğin; dalağın, diafragmada doğuştan var olan bir delikten geçerek, göğüs boşluğunda yer almaşı. Hatta perikard içinde yer almaşı v.b. Dalakta Edinsel Olan Anormallikler Bu bölümde, dalakta doğumdan sonra ve bazı etkenlere ilgili olarak meydana gelen anormallikler söz konusudur. Bu tür olaylara oldukça sık rastlanır. Dalaktakı bu gibi bozukluklar da aşağıdaki gibi sıralanır. Dalağın dirseklenmesi veya bükülmesi; Dalağın kendi bünyesinde oluşan nedbelerle veya yapışma) peritonitislerde meydana gelenşekil bozukluktandır. Dalağın, kapsulanın dışına doğru, fıtıklanması;Yağlı domuzlarda dalağın parankimi, kapsulanın dışına doğru fıtıklanır. Bu fıtıklar, dalağın üzerinde bezelye büyüklüğüne varan çıkıntılar şeklinde görülür. Dalağın parçalanması ve peritona implantasyonu; Dalağın travmalara ilgili olarak parçalandıktan sonra her bir parçanın periton, omentum ve mezenteriumlara tutunup implante olması halidir. Böylece karın boşluğunda birçok canlı, dalak dokusu artıkları oluşmuş olur. Dalağın bağlarının gevşek oluşu; Ligamentum gastalienale've diğer bağları gevşek olan dalak, karın boşluğunda yer değiştirebilir. Bu gibi olaylar daha ziyade yaşlı ve zayıf köpeklerde görülür. Gene bu gibi köpeklerde midenin torsiyonu halinde, dalak V şeklini alır. Bu durumda dalağın venaları bükülüp tıkandığından dalakta akut pasif hiperemi hali baş gösterir. Torsiyona uğrayan dalakta aşırı büyüme ve siyah mor bir renklenme görülür. (Alibaşoğlu) 2 Dalakta Yırtılma - Ruptura lienis, Dalak Rupturu Dalakta ruptur, dalak kapsülünün çeşitli sebeplere ilgili olarak yırtılması halidir. Bu durumda dalağın içindeki depo kan ile bir kısım dalak parankimi karın boşluğuna dökülür. Dalağın yırtılması olayı bütün hayvan türlerinde görülebilir.Hayvanlarda dalak yırtılması trafik kazalarına bağlı oluşur. Bu tür vakalarda karın boşluğunda kan bulunur. Bu tür olaylar travmaya bağlı olmaksızın dalağın splenomagalisine sebep olan hastalıklara bağlı olarak gergin ve gevrek duruma gelmiş dalağın yırtılması ani hareketlere bağlı olarak gelişebilir. Dalak rupturlarında dalak iki yada üç parçaya ayrılabildiği gibi dalak üzerinde çatlaklar ile sınırlı kalabilir.Dalak kapsülünün yırtılması sonucu sinus hücreleri karın boşluğuna geçerek seröz memranlar üzerinde dalak dokusu yapıları oluşturabilir. Buna Splenozis denir.(Ankara) Sebepleri ve Patogenezisi; Dalağın yırtılması olaylarında iki türlü sebep söz konusudur. a. Travmatik sebepler. b. Spontan dalak yırtılması sebepleri. Travmatik sebepler olarak, sol hipokondrium bölgesine rastlayan, küt travmalar söz konusudur. Bu arada s'plenomegali hali ve dolayısıyla dalak kapsülünün gergin durumda bulunması yırtılma işini kolaylaştırır. Ayrıca bütün vücudu etkileyen, diğer ağır travmatik olaylar da dalağın yırtılmasına sebep olur.Spontan olan dalak yırtılmalarında ise dalağın büyümesine sebep olan antraks.morbus makulozus, atlacin vira! enteksiyöz anemisi pıroplazmozis olav'arı, amyîoidosis, löykoz, tümörler, kankistleri, parazit kistleri v.b. hastalıklar söz konuşu yırtıîma ışınde hazırlayıcı rol oynarlar. Bu hastalık hallennde dalak aşın derecede şişer ve büyür: Kapsulası gerilir. Ayrıca direncim de kaybettiğınden kıvamı gevrekleşir (spienomegali). Bu hale gelen bir dalak, kuvvetlice sarsıntılarda patlayıverir. Atlarda bu gibi sponian dalak yırtılmalarının başlıca sebebi amiloidosis halidır (serum atlarında). Köpeklerde ise piroplazmozistır. Tavuklarda da aşırı yağlanmaya ilgili olarak yumurtlama işinin güçlükle yapılabilmesidir. Dalaktaki yırtılma olayı önce subkapsuler olarak gelişir. Yani Önce hematom niteliğinde, bir kapsula altı kanaması oluşur. Birkaç gün sonra da dalağın kapsulası tam olarak yırtılır. Böylece dalak yırtılması meydana gelir. Makroskopi: 3 Kadavra anemik bir manzaradadır. Karın boşluğunda çok miktarda, pıhtılaşmış bir kan kitlesi bulunur. Dalağın kapsulasında bir veya birkaç yııtık göze çarpar. Bu yırtığın büyüklüğü ve şekli oldukça değişiktir. Ancak olayların çoğunluğunda kapsuladakı yırtık çizgi şeklindedir. Dalak dokuşu yırtık kenarları boyunca dışarı fırlamış ve dışa doğru kıvrılmış durumdadır. Bazen bu yırtıkar köşeli veya yıldız şeklınde de olabilir. Sonu: Dalak yırtılması olaylannın çoğunluğu birkaç dakika veya birkaç saat içinde ölümle sonuçlanır. Ölüm aşırı iç kanamaya ilgili olur. Yırtık küçük ise oluşan ya'a nedbeleşerek iyileşir. Olayların pek çoğunda omentum daha ilk anda yırtık kenanna yapışır ve öylece nedBeleşip iyileşir. Bazende yırtık kenarları pentona yapışır. Dalak Torsiyonu Dalak ve midenin torsiyonu köpeklerde görülür. Dalak dokunun mezenterium ile birlikte 180 derece veya daha ileri derece dönüşlerinde kan damarlarının tıkanması sonucu konjesyon ve hemorajik infarktus şekillenir.Bu durum büyük cüsseli köpeklerde daha sık olur. Palpasyonda karın bölgesinde ağrı ve karnın ön bölgesinde büyüme izlenir. İdrar koyu kahverengidir .(Ankara). Dalağın Dolaşım Bozuklukları Buzağıların klostridial enterotoksmisi, domuzların erisepeli, yeni doğan buzağı ve keçilerin Streptococus pneumonia gibi enfeksyonların intoksşkasyıonlarına bağlı olarak aktif hiperemi tablosu görülür. Pasif konjesyonun en sık rastalanan sebebi barbituratlı ilaçların kullanımıdır.Karaciğerin kronik fibrozisi ve portal tıkanma insanlarda en sık görülen nedenler olmasına karşın hayvanlarda burum nadirdir, Bu dürumdaki dalak dokusu orta dereceli şişkin, mavimsi siyah renklidir.Dalak sinusları eritrositler ile dolu ve genişlemiştir. Dalak venasının trombozisinde sığırlarda travmatik retikuloziste ve portal tromboziste., atlarda ise dalak apselerine bağlı olarak rastlanır.Arter ve venaların trombozisine immun hemalotik anemilerde purpura ve hemorajik panktreatitis gibi hiperkoagulasyonun görülsüğü durumlarda ortaya çıkar. .(Ankara) Dalağın Yangısı Dalak yanılarında germinal merkezlerin kuşak bölgesinde ve sinusların çevresinde nötrofil birikimlarine neden olurç Şiddetli enfeksiyonlarda follikül merkezlerindeki lenfositlerde lenfolizis izlenir. Bu durumda altlarında bulunan dentrik retiküler hücreler açığa çıkar. .(Ankara) 4 Noduler Hiperplazi Yaşlı köpeklerin dalaklarında rastlanır. İki santimetreden 5 santimetreye kadar ulaşabilirler.Nodüllerin kesit yüzü gri, pembe veya beyaz alacalı görülebilir. Histopatolojik olarak germinal merkezlerin bulunmadığı noduler yapılı küçük çekirdeğe sahip orta veya büyük lenfositler izlenir. Mitoz çok sayıda olabilir. .(Ankara) Dalakta Metabolizma Bozuklukları Dalakta Atrofi Tanımı: Dalakta atrofi, dalağın çeşitli sebeplere ilgili olarak küçülmesi ve adeta kuruması halidir. Bütün hayvan türlerinde görülebilir. Yani. hayvanlarda sıkça rastlanır. Sebepleri ve Oluşumu: Yaşlılık - Senil atrofi yapar. Açlık - inanisyon atrofi yapar. Kaşeksi halleri (kronik prazitizm, kronik entehtis • paratüberküloz ilerlemiş tüberküloz v.b. hastalıklara ilgili olan zayıflık halleri). Artecia lienaliste basınca ilgili daralma. Kronik rumen dilatasyonu. Elektromagnetik ışınlar. Yukarıda sıralanan sebeplerin çoğunluğu, vücutta genel bir zayıflık hali yaratır. Buna ilgili olarak kan hacmi azalır. Bu durum birçok organlarla birlikte dalakta da atrofi yapar. Basınç ise dalak dokusunu baskı altına alarak atrofiye yol açar. Elektromagnetik ışınlar da pulpa albayı etkisi altına almak suretiyle atrofiye oluşturur. Makroskopi: Dalak küçülmüş, kapsulası kalınlaşmıştır. Kapsula ayrıca kıvrımlı ve ince granüllü bir manzaradadır. Dalak esneKlığmi kaybetmiş ve adeta kuruyup sertleşmiştir. Basınç atrofisi halinde dalak adeta fibröz 5 bir band halim alır. Atcotiye dalağın kesit yüzünde trabeküter kalınlaşmış otarakgörünür. Pulpa kısımları ise azalmıştır. Sonu: Dalaktaki atrofi hali. olayı meydana getiren sebebin sonucuna bağlı kalır. Dalakta hyalin dejenerasyonu, Dalakta hyalinose Tanımı: Dalakta hyalinoz. Malpighi cisimciklerinde bulunan sentral arterioller ile diğer küçük arterilerde hyalin maddesinin bınkmesine ilgili olan bir bozukluktur. Söz konuşu hyalinoz retikülüm iplikleriyle trabükellerde de oluşur. Dalaktaki hyalinoz hali de diğer kollagen hastalıklar grubuna girer. Söz konuşu hastalık ziyade yaşlı hayvanlarda ve özellikle köpeklerde görülür. Sebepleri: Sistemik enfeksiyöz - toksik hastalıklar ile bazı maddelerin ve vitaminlerin yetersizliği veya yokluğu söz konusudur, örneğin; Köpeklerin gençlik hastalığı Domuz vebası Beslenme yetersizliği Vitamin ve mineral madde yetersizlikleri Parazitizme ilgili kronik hastalıklar. Patogenezisi: Hyalin. esas yapıı bilinmemekle beraber, bir glikoprotein olarak kabul edilir. Sayılanarda ortaya çıkan toksinler île parazitlerin salgıladığı toksinler, keza vücutta oluşan toksik maddeler t arterilerin duvarlarını yaralar. Ayrıca bu dokular gereği gibi beslenemez. Besin maddeleri ve vitamin yetersiziiğinde de bütün dokularda beslenme bozuklukları gösterir. 6 Bütün bu olayların sonucu olarak periarterioler hassas bağ dokunun, interseluler iplikleri gözden silinir.Buralara ayrıca albumin niteliğinde olan bir madde de sızar ve toplanır. Böylece söz konuşu damar duvarları ile retikülüm iplikleri ve Irabekülter hyalinleşmiş olur. Makroskopi: Dalaktaki hyalinoz halinde gözle, genellikle bir bozukluk seçilemez. Ancak çok ilerlemiş olaylarda dalağın pulpa albası boz beyaz, cam gibi parlak bir hal alır. Trabeküller de keza boz beyaz, saydam ve bir örnek, sıkı bir manzaradadır. Dazen bu durum bir tümörü andırır. Mikroskopi: Malpighi cisimcikleri ortasındaki artenoller, homojen, asidofil, birer kitle haline gelmiş olup.koyu pembeye boyanmış görünür. Bu kitlelerde hücre bulunmaz. Malpighi cisimciklerinde lenfositler azalmıştır. Histoşimik yoklamalarda amiloid reaksiyonu görülmez. Hyalin maddesi P.A.S.negatiftir. Trabeküller de asidofilik karakterdeki homojen, koyu pembe, kitlelere dönüşmüş görülür. Retikülüm iplikleri de keza kalınlaşmış ve homojen koyu pembe bir hal almıştır. Sonu: Sebeplerin sonuna bağlı kalır. Dalakta Amyloidose Tanımı: Dalakta amyioidoz, amiloid maddesinin. özellikle Malpighi cisimciklerinde birikmesi halidir. Dalaktaki amyioidoz da vücuttaki genel amyioidozisin bir parçası halinde baş gösterir. Birçok hayvan türünde rastlanabilir. Bu arada özellikle hiperimmun serum elde edilen atlarda % 100 oranında oluşur. Ayrıca köpek ve tavukların tüberküloz olaylarında da sıkça görülür. Sebepleri: Dalaktaki amyioidosis hali primer ve sekunder sebeptere ilgili olur. Primer sebepler; 7 Bu çeşit sebeplerin niteliği kesin olarak bilinmemektedir. Kendiliğinden oluşan bu tür amyioidosis olayları insanlarda yaşlılığa veya kalıtıma ilgili familial hastalıklar halinde görülür. Bu tip dalak amyioidozuna esasen seyrek olarak rastlanır. Sekunder sebepler; Bu çeşit sebepler, genellikle irinli, kronik hastalıklardır, örneğin; 1. Hiperimmun serum (antitoksin) elde etmek üzere atlara tekrar tekrar canlı veya ölü. bakterilerin veya toksinlerinin enjekte edilmesi. 2. Sığırlarda yabancı cisimlere ilgili olan irinli peritonitis halleri. 3. Bütün hayvanlarda irinli peritonitis veya irinli ptöyritis halleri. 4. Sığırlarda aktinomikosis olayları. 5. Köpeklerde kronik tüberküloz, lenfadenoz. irinli gingivitis ve irinli, ülserli stomatitis 6. Kedilerde ülserli, kronik enteritis hali. 7. Tavuklarda kronik tüberküloz olayları. 8. Minklerde tüberküloz olayları. 9. Deneysel olarak, deney hayvanlarına stafilokok kültürleri veya sodyum kazeinat enjekte edilmesi v.b. Patogenezisi: Amyioid maddesi de yapışı henüz gereği gibi bilinmeyen, glikoprotein niteliğindeki, kompleks bir maddedir. Amiloidin protein unsuru immunoglobulin • gammagiobulin özelllğındedir. Amyioid maddesi vücutta, bir antijen - antikor reaksiyonu sonucu olarak meydana gelir ve bir çökelti presipitat halinde ortaya çıkar. Söz konuşu antijen - antikor reaksiyonu, genellikle damarların adventisiya tabakalarında yer alır. Bundan dolayı amyioid maddesi de öncelikle bu da-marlar çevresinde birikir. Dalakta da amyioid maddesi. bu genel kaide uyarınca Malpighicisimcikleri ortasındaki arterioller ile bu cisimcikler çevresinde birikir. Ayrıca kırmızı pulpada ve trabeküllerde bulunan damarlar çevresinde de oluşur. 8 Makroskopi: Dalak amyioidozu gözle iki şekilde görülür ve buna göre de iki ayrı ad ile anılır. a. Sago dalak b. Jambon dalak a. Sago dalak şekli; Bu tür amylioidoz halinde; dalak büyümüştür. Kenarları kütleşmiştir. Kapsulası gergindir. Kesit yüzünde. kahverengi bir zeminde, boz beyaz, cam gibi saydam, düğümcükler görülür. İçyağı manzarasındaki bu lezyonlar yuvarlak veya oval biçimdedir. Bunlar amyioid maddesiyle yüklü olan Malpighi cisimcikleridir. Bu düğümcükler pişmiş sago tanelerim andırdığı için bu çeşit lezyonlann görüldüğü dalağa Sago dalak denmiştir. (Sago, hint irmiği olup, burada pişmiş pirinç tanelerine benzeyen bir manzara söz konusudur.) Hayvanlarda dalak amyioidozunun genellikle bu sago dalak şekli görülür. b. Jambon dalak şekli; Bu çeşit amyioidoz halinde; dalak dumanlanmış domuz etine benzer. Bu durumda da dalak büyümüştür. Kapsulası gergindir. Esnek, gevrek kıvamdadır. Kesit yüzü parlak kırmızı vealacalı manzarada olup düzdür. Bu jambon dalak daha ziyade serum atlarında görülür.Her iki amyioidoz şeklinde de dalağın kesit yüzüne lügol eriyiği döküldüğünde amytoid mad-desi kestane rengine boyanır. Bu sahalarda % 2 sülfirik asit dökülünce de kestane rengi, esmer menekşeye dönüşür. « Mikroskopi: Dalakta amyioid maddesi çeşitli yerlerde toplanır. Buna göre de değişik adlar alır. Örneğin; Korpüsküler dalak amyioidozu Pulper dalak amyioidozu Arterioler dalak amyioidozu Trabeküler dalak amyioidozu 9 Hayvanlarda en çok rastlanan korpüsküler dalak amyioidozudur. Bu durumda amyioid maddesi önce Malpighi cisimcikleri çevresinde toplanmaya başlar. Evvela düzensiz şeritler halinde peydah olur. Sonra Malpighi cisimcikleri çevresinde, giderek bir ağ oluşturur. Bu ağ daha sonraMalpighi cisimcikleri içine kollar salar. Zamanla adı geçen cisimciğin yapışım oluşturan lenfositler, retikülüm hücreleri ve retikülin iplikleri gözden silinir. Sonunda Malpighi cisimcikleri şekilsiz homojen birer kitle halini alır. Söz konuşu amyioid kitleleri H.E. ile koyu pembe veya mavitrak pembe renge boyanır. Bu amyioid kitleleri içinde çekirdek artıkları göze çarpar. Amyioid kitleleri çevresinde ise makrofajlar ve tek tuk dev hücreler toplanır. Makrofajlar çekirdek artıkları ve amyioid maddesi ile yüklü bulunur. Amyioid maddesi, bilindiği gibi, metakromasi özelliği gösterir. Gentiana mavişi ve metil yeşili ile kırmızıya boyanır. Diğer dokular ise boyanın rengini alır. Amyioid maddesi bu metakromasi özelliği ile tanınır ve teşhis edilir. Amiloid eozinofilik homojen ve hyalini bir maddedir.Böbrek glomeruluslarında, karaciğerde, küçük kan damarları duvarlarında ekstrahücresel olarak birikir. İmmunusistik (primer) Reaktif sistem (sekunder) immunglobulin hafif zincirinden olan Amiloid AL üretilir. serum amiloid Amiloid AA Dalakta Hemosiderozis Dalağın kırmızı pulpasında çok sayıda hemosiderin toplanması halidir. Sebepleri: Genel hemosiderosis sebepleri söz konusudur; 1. Protozoon cinsinden kan parazitlerine ilgili olan hastalıklar. Piroplazmosis, theileriosjs. babeziozis v.b. 2. Viral kan hastalıkları. Atların enfeksiyöz vira) anemisi. 3. Hemolitik anemi yapan diğer hastalık halleri. 10 4. Hemolize sebep olan arsenik, fenilhidrazim ile v.b. zehirlenme halleri. 5. Dalağın kronik pasif hiperemisi.. 6. Deneysel olarak. damar içine saf su veya hemolitik antiserum enjeksiyonu. Patogenezisi Yukarıda sayılan sebeplere ilgili olarak yaralanan ve erimeye yüz tutan çok sayıdaki eritrositler dalakta, makrofajlar tarafından fagosite edilip süzülür. Bundan sonra dalakta bu eritrositlerin yıkım işi başlar. Makrofaj halindeki retikülüm hücreleri, histiositler ve endotel hücreleri eritrositlerin hemoglobinim parçalar. Onu bilirubin ve hemoziderine ayırırlar. Bilirubin eridiği için kan ile karaciğere taşınır. Hemoziderin ise makrofajlar içinde, kitleler halinde. tutsak edilir. Böylece basit olarak dalaktaki hemosiderosis hali oluşmuş olur. Aslında hemosiderosisin oluşumu, demir metabolizmasını idare eden ve halen hipotez halindeki mekanizmanın bozulması ile olur. Makrokopi: Dalak az çok büyümüş olup, açık esmer kırmızı veya demir pası rengindedir. Dalakta, şiddetli hiperemi de varsa söz konuşu renk seçilemez. Mikroskopi: Hemoziderin. bilinoiği gibi altın şansı veya çok açık kahve rengindeki granüllerden ibarettir.Hemoziderin kırmızı pulpada. sinuslar ile retikülüm ağı içinde, fagosite edilmiş olarak görülür. Adı geçen pigment yığınlar halinde bulunur., Sonu: Dalakta aşın miktarlarda hemoziderinin bulunuşu sebepler konusunda sıralanan hastalıkları belgelemeye yarar. 1. Akut Hiperemik Dalak Yangısı Tanımı: Spienitis akuta, dalağın aşın derecede büyüyüp şişmesiyle tanınan ve hızla gelişen akut bir yangısıdır. Daha ziyade septisemi ile seyreden, akut enfeksiyon hastalıklannda baş gösterir. Sebepleri: Antraks hastalığı 11 Piroplazmozisin akut şekli Theileriosis Anaplazmozis Akut septik metritis Satmonellosis Morbus maculosus Tripanosormasisin akut şekli Viral enfeksiyöz anemi Erisipelruje Toksoplazmozisin akut şekli Leptospirosis Pasteuretlosis'in akut şekli Streptokokal pnöymoni hali Patogenezisi: Yukarıda sıralanan hastalıklar ile benzerlerinin pek çoğu, septisemi yaptıkları zaman etkenleri dolaşım kanma geçer ve vücuda yayılır. Bu durumda dalağa ulaşan etkenlerin büyük çoğunluğu makrofajlar tarafından fagosite edilir. Yukarıda da değinildiği gibi bunların çoğu imha edildiği halde.bir kısmı da makrofajlar içinde canlı kalabilir. Bu etkenler çoğalmalarım da sürdürürler, işte, enfeksiyöz toksik hastalıların büyük kısmı, böylece dalağa yerleşmiş olur. Dolayısıyla dalak da akut bir şekilde yangılanmış olur. Makroskopi: Dalak, kara kırmızı renkte olup, aşırı derecede büyümüş ve şişmiştir. Kenarları kütleşmiştir. Kapsulası gayet gergin olup incelmiştir, parlaktır. Dalağın kıvamı gayet gevrektir. Kesit yüzünde ırmızı pulpa mor menekşe renginde otup. dışarı doğru taşkındır. Dalağın kesit yüzü bıçağın sırtı ile sıyrıldığında bol miktardaki kırmızı pulpanın bıçağın yüzüne sıvandığı görülür. Bazen dalağın kesit yüzünde çok sayıda 12 siyah renkte, toplu iğne basından, mercimek büyüklüğüne varan düğümcükler görülür. Bunlar hemorajik veya nekrotik odaklar olabilir. Bu lezyonlar intarktuslar ile kanştırılabilir. At ve domuzlardaki antraks olayları, ancak seyrek olarak septisemi yapar. Bu durumda akut bir Spienitis hali görülür. Dalakta ayrıca fındık büyüklüğüne varan, kuru, sert. nekroz odaklarıda bulunur. Koyunlardaki antraks hastalığı da bazen perakut olarak seyreder. Bu durumda dalakta herhangi bir değişiklik görülmez. Kedi ve köpeklerde de akut spienitis haline seyrek olarak rastlanır. Mikroskop: Mikroskop sahaları tamamen kan ile doludur. Kırmızı pulpanın sinuslan ile retikülüm ağı kan ile dolu olup. aşırı derecede genişlemiş bulunur. Ortamda ayrıca, çok sayıda, lökosit, lenfosit ve monositlere de rastlanır. Hastalığın sebebine göre bunlardan biri çoğunlukta olabilir. Atların viral enfeksiyöz anemisinde. tenfoid hücre adı verilen lenforetiküler makrofajlar çoğunluktadır. Hemen bütün akut sptenitisterde retiküloendotelial makrofaj tarda aşırı bir fagositoz hali göze çarpar. Bumakrotajlar içinde eritrositler ve diğer hücre artıkları bulunur. Bunların fagosite ettikleri hastalık etkenleri ise ancak özel boyalarla ortaya konabilir. Bu arada Malpighi cisimciklerinde pek az birdeğişiklik görülebilir. Bazı hastalıklarda ise bu cisimcikler büyür. Bunları oluşturan hücrelerde mitoz hali göze çarpar. Bazen de bu hücrelerde piknoz ve dejenerasyonlar görülür. Atların, viral enfeksiyöz anemisinde, şiddetli derecede, eritrofagositosis ve buna paralel olarak aşırı bir hemosiderosis hali bulunur. Sonu: Bu çeşit hastalıkların çoğunluğu Ölümle son bulur. 2. Akut hiperplastik dalak yangıları Tanımı: Dalağın akut hiperptastik yangısı. dalağın bünyesindeki bütün hücre elemanlarının ve retikülümün hiperplazisi ile tanınır. Bu yangı şeklinde beyaz pulpadaki hücreler ile retikülüm ve endoteli hücrelerdeki çoğalma ön planda gelir. 13 Akut hiperplazik dalak yangıları, daha ziyade subakut ve kronik karakterli olan septisemik hastalıklarda görülür, örneğin subakut baktenyel endokarditısler, protozoon parazitlere ilgili olan kan hastalıkları, atların subakut viral anemi enfeksiyozu gibi.Koyun ve keçilerde bu çeşit dalak yangılarına daha az rastlanır. Sebepleri: 1. Streptokok, pnöymokok. salmonella v.b. bakteriyel etkenlere ilgili olan subakut ve kronik enfeksiyonlar. 2. Domuz erisipelinin subakut şekli. 3. Riketsioz, toksoplazmoz. Leishmaniose, leptospiroz, psittakoz, PPLO gibi hastalıkların subakut seyirli olanları. 4. Çeşitli viral hastalıkların subakut ve kronik seyirli olanları. Atların viral enfeksiyöz anemisi, şap hastalığı, domuz vebası. köpek ve kedi gençlik hastalıkları v.b. 5. Piroplazmozis. tripanosomiazis, malaria (insanlarda) v.b. protozoon hastalıkların subakut ve kronik seyirli olanları. Patogenezisi: Yukarıda sayılan hastalık hallerinde bilindiği gibi septisemi olayı zaman zaman oluşur. Bu septisemiler hastayı öldürecek güçte değildir. Bu durumda dalaktaki R.E.S. elemanları hastalık etkenleriyle. aralıklı olarak karşılaşmış olur. Dolayısıyla R.E.S. elemanları, söz konuşu hastalıkların etkenlerine karşı, bazı reaksiyonlar geliştirme fırsatı bulmuş olur. Bu reaksiyonların da en belirgin olanları, retiküloendotelial ve lenforetiküler hücre elemanlarının proliferasyonudur. Sonuç olarak dalakta akut hiperplastik yangı oluşmuş olur. Makroskopi: Başlangıç döneminde dalakta bir hiperemi görülür. Bu durumda dalak az veya çok büyür. Rengi koyu kırmızıdır. Hiperemi haline rağmen, dalağın kesit yüzünde lenfoid doku ve trabeküller belirgin olarak göze çarpar. Malpighi cisimcikleri çoğunlukla boz beyaz veya sarımtırak boz renkte görülür. Bu merkezler pirinç taneleri gibi olmak üzere belirgin bir hal almıştır. Bazen de dalakta pek fazla bir değişiklik görülmez. Hatta bazı olaylarda Malpighi cisimcikleri güçlükle seçilebilir. Buzağı ve danaların salmonellozunda, dalak aşın derecede büyür. Koyu esmer bir renge bürünür. Kapsulası altında mercimek büyüklüğüne varan, sarımtırak nekroz odakları görülür. Kesit yüzünde 14 kırmızı pulpa çok taşkındır. Nekroz odakları kesit yüzünde aşikar olarak göze batar. Pnöymokok enfeksiyonlarında dalak, kauçuk kıvamında olur (kauçuk dalak). Mikroskopi: Başlangıçta, kırmızı pulpada şiddetli bir hiperemi görülür. Zamanla bu hiperemi azalır. Malpighi cisimcikleri çevresinde sınırlı bir hiperemi arta kalır. R.E.S. de aşın derecede bir hücre proliferasyonu gözlenir. Diğer bir deyişle Malpighi cisimciklerindeki lenfoid doku ile retikülüm hücreleri ve sinüs endotelleri aşın derecede çoğalmıştır. Sentrum germinativumlardaki hücrelerde çok sayıda mitoz hali gözlenir. Kırmızı pulpada, prolifere olan retikülüm hücreleri kordonlar veya kümeler oluşturacak biçimde biraraya toplanırlar. Retikulin iplikleriyle bağ dokunun iplik elemanları artmış ve kabalaşmıştır. Kırmızı pulpada ayrıca spienosit. monosit, plazma hücreleri ve lenfositler ile granulositler de proliferasyona katılır. Bu hücreler kısmen serpilivermiş. kısmen de kümeler halinde bulunur. Bütün bunlar yanında. ortamda oldukça yüksek düzeyde bir eritrofagositoz hali de görülür. Yukarıda bildirilenlerden başka kırmızı pulpada yer yer kanama odaklanna rastlanır. Malpighi cisimciklerinde ise nekrozlar bulunur. Bazı olaylarda epiteloid hücrelerden oluşmuş odaklar göze çarpar. Buzağıların salmonellozunda, yukarıda anlatılanlara ek olarak salmonella düğümcükleri görülür. Bunlara paratifus düğümcükleri de denir. Bu düğümcükler hiperpiaziye olan retikülüm hücrelerinin yaptığı yığınaklardan başka bir şey değildir. Bunların bazıları ortalarından nekroze olmuş bulunur. Ayrıca arterioller ile venulalarda, şiddetli bir endangitis hair göze çarpar (Endangitis pa-ratyphosa). Domuz salmonellozunda da buzağılardakine benzer lezyonlar görülür. Pnöymokok enfeksiyonlarında, retikülüm hücrelerindeki aşın üremeye karşılık Malpighi cisimciklerinde atrofi hali gözlenir.Atların viral enfeksiyöz anemisinde, kırmızı pulpa çok sayıdaki lenfoid hücrelerle dolu bulunur. Hastalığı tanıtıcı nitelikte olan bu hücreler de retikülüm hücrelennden kök alır. Ancak bunlar daha ziyade iri lenfositlere benzediklerinden lenforetiküler hücreler olarak anılır. Dalakta Lenfoid Hiperplazi 15 Malpighi cicimciklerinin büyümesidir.Lenfositlerde hiperplazi vardır. Kronik enfeksiyonlarda ortaya çıkar Düğümcüklerin sınırları da belirgin değildir. Lenfoid hiperplazide oluşan düğümcükler beyaz değil boz beyazdır.alaktakı lenfoid hiperplazı olayına, özellikle nodüler şekline, daha ziyade yaşlı köpeklede ve sık olarak rastlanır. Bazen yaşlı boğalarda ve diğer hayvan türlerinde de görülebilir. Sebepleri: 1. Kronik enfeksiyonlar (bütün hayvan türlerinde). 2. Yaşlılık hali (köpeklerde, boğalarda). Patogenezisi: Kronik enfeksiyonlarda vücut, sürekli olarak, enfeksiyon etkenlerinin toksinleri etkisinde kalır Buna karşı koymak üzere, bir çok reaksiyonlar gösterir. Bu reaksiyonların çoğunluğunu ise R.E.S. ve lenfoid dokular yüklenir. Dolayısıyla bu dokular hiperplaziye uğrar. Dalakta yer alan lenfoid hiperplazinin genişliği kesin olarak bilinemez. Yani ne kadar büyüklükteki bir lenfoid doku hiperplazisinin enfeksiyonun üstesinden gelebileceği kestirilemez. Dolayısıyla ortaya çıkan hiperplazinin yaygınlık derecesi de değişik olur.Yaşlı köpekierdeki lenfoid hiperplazisi olayının ise bir kompenzasyona ilgili olduğu sanılmaktadır. Zira yaşlı köpeklerde, böyle düğüm veya yumru biçimindeki hiperplaziler, karaciğer, pankreas ve adrenlerde de meydana gelir. Makroskopi: Dalağın kapsulası altında, boz beyaz renkte, dışarı doğru fırlak, kubbemsi çıkıntılar görülür. Bu çıkıntılar, mercimekten, fındık ve ceviz büyüklüğüne varan, düğümcük veya yumrulardan ibarettir. Bunlar dalağın kesit yüzünde de, koyu kırmızı veya mor renkteki pulpa içinde serpiiivermiş durumda; pembe boz renkteki fuayeler halinde göze çarpar. Ancak dalaktaki bu lenfoid hiperplazisinin bütün Malpighi cisimciklerim kapsaması gerekmez. Nitekim yaşlı köpeklerde, sadece bir, nadiren de 2 veya 3 Malpighi cisimciğinin fındık, ceviz veya daha büyük bir düğüm halini aldığı görülebilir. Bu gibi tek düğümlerin çapı 5 cm. kadar olabilir. Mikroskop!: Söz konuşu düğümcük ve yumrular, yoğun lenfosit yığınaklarından ibarettir. Bazı olaylarda bu lenfositler arasında sık mitoz haline de rastlanır. Bu lenfositler bazı sahalarda anaforlar yapar. 16 Bu durumları ite Malpighi cisimciklerim taklit etmekte oldukları görülür. Ancak bu anaforların ortalarında sentral arteriler bulunmaz. Kırmızı puipadaki lenfosit sayışı da artabilir. Ancak bu bölgedeki lenfosit yoğunluğu, aşın derecede ise, bu olayın Malign lenfomadan ayırt edilmesi gerekir. Sonu: Olaya sebep olan enfeksiyonun iyileşmesi halinde, büyümüş bulunan Malpighi cisimcikleri de küçülür. Giderek normal hallerim alırlar. Yaşlı köpeklerin dalaklarında oluşan, iri taneli nodüller ise kalıcıdır. Kırmızı pulpada yoğun lenfosit infiltrasyonlarının bulunması ve düğümcüklerdeki lenfosit anaforlarının sıklığı dolayısıyla bazı lenfoid hiperplazisi olayianna, Spienoma adı da verilir. Ancakbu gibi olayların tümör yönünden iyice incelenmesi gerekir. 4. İrinli Dalak Yangıları - Spienitis purulenta Tanım: İrinli dalak yangıları, dalağın apse oluşumu ile karakteristik olan yangı şeklidir. Bu çeşit dalak yangıları daima sekunder nitelikte olur ve daha ziyade sığırlarda görülür. çoğunluğu ise travmatik retikülitisin bir uzantısı niteliğindedir. Travmaya ilgili olan bu dalak yangılarına ayrıca septik spienitis de denir. Koyun ve keçilerde irinli dalak yangılarına seyrek olarak rastlanır. Elçilerde ve kürk hayvanlannda da nadiren görülür. Kanatlılarda ise hemen hemenhiç görülmez. Sebepleri: İrinli dalak yangılannın esas sebebi, irin yapan mikroplardır. Vücutta bulunan irinli enfeksiyonlar ise bu çeşit dalak yangılannın oluşumunda yardımcı rol oynar. Yardımcı, irinli, hastalıklar arasında; 1. Travmatik retikülütis sonucunda yabancı cisimlerin dalağa saplanması. Sığırlarda. 2. İrinli omfaloftebitis ve septisemia neonatorum olayları. Yeni doğan yavrularda; buzağı, tayv.b. 3. Gangrenli mastitisler. İneklerde. 4. Şap hastalığına ilgili olan irinli ayak yaratan - panarisyum. Sığırlarda. 17 5. CIdago fistülleri ve nekrelik pnoymoni olayları. Atlarda. 6. Gourm enfeksiyonları. Atlarda. 7. İrinli kastrasyon yaraları. Domuzlarda. 8. İrinli brusetla enfeksiyonları. Domuzlarda. Yapıcı etkenler; 1. Stafilokok ve streptokok türleri. 2. E.Coli serotipleri. 3. Bact. pyogenes. 4. Corynebacterium ovis. Patogenezisi: İrin etkenleri belli başlı üç yokjan gelerek dalağa ulaşırlar. 1. Kan yolu ile. pyemi ve septisemi hallerinde. 2. Dalak çevresinde bulunan irinli yangıların bölgesel yayılmaları sonucu dalağa aşılanarak. 3. Travmatik retikülitis olaylarında dalağa saplanan kirli yabancı cisimlerin üzerinde. doğrudan dalak dokusuna bulaşarak. Hematogen enfeksiyonlarında. irin etkenleri mikrop embolileri halinde veya septik doku parçacıktan ve enfekte fibrin yumakçıkları ile dalağa gelir. Burada önce endotelial makrofajlar tarafından fagosite edilen bu etkenlerin canlı kalıp üreyebilmeleri septik trombangitise sebep olur. Bu suretle de yangıyı başlatmış olurlar. Söz konuşu yangı, burada sadece apseleşmeye yol açar. Bunun da sebebi irin etkenlerine karşı retikülümde hızlı bir hücre reaksiyonunun gelişmesidir. Böylece irin odağı çevresinde önce bir makrofaj barajı oluşur. Daha sonra bu lezyon hızla kapsüllenir.Dolayısıyla irinli yangının dalak içinde yayılması önlenerek. apse oluşmuş olur. Aşılanma veya travmalara ilgili olan splenitislerde ise olayların yer aldığı bölgelerde İrinli,apseli splenitis oluşur. Makroskopi: Dalağın kapsulası altında ve kesit yüzünde. bezelyeden ceviz büyüklüğüne varan apseler gö18 rülür. Bunların renkleri, etkenin türüne göre değişiklik gösterir. Örneğin stafilokok ve streptokoklara ilgili olan apseler sarımtırak beyaz, klostridyumlara ilgili olanlar boz beyaz, pyojen etkenlere ilgili olanlar yeşilimtırak renkte olur. Taze apselerde irinin çevresinde kırmızı boz renkte pyojen bir bölge seçilir. Bunun dışında ise ince fibröz bir kapsül bulunur. Yangı olaylarına gazlı gangren etkenleri de karışmışsa oluşan irin boz beyaz veya esmer boz 19