STRES VE ADAPTASYON HEDEFLER Bu üniteyi çalıĢtıktan sonra; Stres ve adaptasyon kavramını açıklayabilecek, Stres çeĢitlerini açıklayabilecek, Stres nedenlerini açıklayabilecek, Organizmanın strese verdiği fizyolojik ve psikolojik yanıtları açıklayabilecek, Stresin vücutta meydana getirdiği değiĢiklikleri açıklayabilecek, HEMġĠRELĠK BAKIM YÖNETĠMĠ Stres belirtilerini sayabilecek, Strese uyum sürecini ve uyumu etkileyen faktörleri açıklayabilecek, BaĢ etme kavramını ve baĢ etme tarzlarını açıklayabilecek, Hastanın stresini azaltmaya yönelik hemĢirelik giriĢimlerini açıklayabilecek, Stres ve stresle baĢ etmeye iliĢkin hemĢirelik tanılarını bileceksiniz. Cerrahi stresin organizma üzerindeki olumsuz etkilerini bilmek Cerrahi stresin organizma üzerindeki olumlu etkilerini bilmek Cerrahi stres tepkisinde rol alan hormonların iĢlevlerini bilmek ĠÇĠNDEKĠLER Stres Stres çeĢitleri Stresörler Strese yanıt Strese fizyolojik yanıt Strese psikolojik yanıt Stres belirtileri Strese uyum süreci – adaptasyon Stresli durumla baĢ etme Stresle baĢetme ve hemĢirelik giriĢimleri HAFTA Stres ve stresle baĢ etmeye iliĢkin hemĢirelik tanıları Özet Değerlendirme Soruları Yararlanılan ve BaĢvurulabilecek Kaynaklar 2 KONU BAġLIĞI STRES VE ADAPTASYON GĠRĠġ Modern toplumun hastalığı olarak ifade edilen stres, aslında günlük yaĢamın bir parçasıdır. Dilimize yerleĢmiĢ ve çok sık kullandığımız bir sözcüktür. Günlük kullanımda sıkıntı, endiĢe, gerginlik, dert gibi durumları ifade etmekte kullandığımız stres sözcüğü tüm bu ifadelerden çok farklı anlamlara gelmektedir. Günümüzde çoğu insan, farkına varmasa bile yoğun bir stres yüküne sahiptir. Günlük yaĢamımızda değiĢikliğe neden olan herhangi bir Ģey stres vericidir. Yoğun stresler sağlığımızı olumsuz etkileyebildiği gibi sağlığımızda meydana gelecek bir değiĢiklik de strese yol açabilmektedir. STRES Stres evrensel bir insan deneyimidir ve yaĢayan herhangi bir organizmanın biyolojik yapısının ayrılmaz bir parçasıdır. Yüzyılımızda çok sık kullanılan stres terimi sıklıkla olumsuz anlam ifade eden bir kavramdır Ancak yaĢam için kaçınılmazdır ve sağlığın korunması, ilerleme yapılması için belirli düzeyi aĢmayan stres gereklidir. Stres organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanması ile ortaya çıkan ve bireyin fizyolojik ve psikolojik dengesini tehdit eden bir durumdur. Claude Bernard stresi “ organizmanın dengesini bozan uyaranlar” olarak Hans Selye ise stresi “ organizmanın her türlü uyarana verdiği cevap olarak tanımlamıĢtır. Cüceloğlu’na göre ise stres, "bireyin fizik ve sosyal çevredeki uyumsuz koĢullar nedeniyle, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayrettir" (1,2,3,4) STRES ÇEġĠTLERĠ Stres; yapıcı stres “eustress” ve yıkıcı stres “distress” olarak ikiye ayrılmaktadır. Yapıcı stres, hoĢa giden aktivitelerin getirdiği yaĢamsal zorluklardan kaynaklanabilir. Buna üniversiteyi kazanmak, duygusal bir iliĢkiye baĢlamak, yaĢanılan çevreyi değiĢtirmek örnek verilebilir. Bu olumlu durumların yarattığı stresle baĢa çıkıldığı zaman kiĢi olgunlaĢır, kendine güveni artar. Olumsuz stres ise uyum sağlanması gereken hoĢ olmayan durumlar olduğunda yaĢanılan strestir. Buna örnek olarak hastalık, ölüm ve çok fazla iĢ yükü verilebilir (5,6) Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI Stres; rahatsızlık, mutsuzluk ve sıkıntı gibi duyguların yaĢanmasına ortam hazırlayarak kiĢi üzerinde olumsuz etkiler yaratabildiği gibi, bireyin yeniyi arama, çalıĢma ve yaratıcılık konusunda harekete geçirilmesi ve yüksek kalitede performans sergilemesine aracı olarak olumlu etkiler yapar. (7) STRESÖRLER Organizmaya içerden yada dıĢarıdan gelen, onu tehdit ede ve organizmada bir seri reaksiyon baĢlatan uyaranlara denir. BaĢka bir ifadeyle bireyde fizyolojik, psikolojik, biliĢsel ve davranıĢsal değiĢiklikler yapan internal veya eksternal bir olay yada durumdur. STRESÖRLERĠN TĠPĠ 1- Genetik faktörler 2- Fiziksel, biyolojik ve kimyasal faktörler - Bakteri, virüs, parazitler gibi mikroorganizmalar - Yanıklar, elektrik Ģoku, kırık, doku ezilmesi gibi travmalar - Radyasyon, X- ıĢınları - Sıcak, soğuk - Cerrahi giriĢimler, elektro Ģok - Ġlaçlar - Organ kayıpları - Vitamin ve demir eksikliği - Hormonlar - Ağrı 3- Psikolojik faktörler - Bozuk sosyal iliĢkiler - Sosyal baskılar - Mahrum edilme, hapis - Korku, endiĢe, izolasyon, - Aile iliĢkilerinde bozulma - ĠĢ ile ilgili sorunlar - Hastaneye yatma - Beden imajında bozulma 4- Kültürel faktörler Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI - Kültür çatıĢmaları - Kültür Ģoku 5- Ekolojik faktörler 6- GeliĢim dönemleri ve fizyolojik değiĢiklikler - Puberte - Menapoz - Gebelik 7- Modern yaĢamın getirdiği faktörler - Trafik - Kalabalık - Teknolojik araçların kullanıma girmesi 8- Coğrafi değiĢiklikler - Göçe zorlanma - Ev değiĢtirme - Yolcu 9- Hastalıklar 10- Planlı aktiviteler - Rekabet sporları - Sınavlar - Askerlik 11- Bazı pozitif durumlar - Evlilik - Bebek sahibi olma - Yüklü bir miras kalması - Terfi - Mezuniyet (1,2,3,8) STRESE YANIT Tehdit ve zorlanmalar karĢısında canlı, kendini korumaya yönelik bir tepki zincirini harekete geçirme özelliğine sahiptir. Bu özellik tehlike ile karĢılaĢınca “savaĢ veya kaç” diye adlandırılan yanıtın ortaya çıkmasıdır. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI Organizmada stres durumunda hem fizyolojik hem de psikolojik düzeyde bir dizi olay meydana gelir. Fizyolojik düzeydeki yanıtlar bütün insanlarda aynı basamaklardan geçmesine karĢın, psikolojik düzeydeki yanıtlar bireysel Ģartlara bağlı olarak bir çok değiĢiklikler göstermektedir. A-STRESE FĠZYOLOJĠK YANIT Strese fizyolojik yanıt vücudun homeostatik dengesini sürdürmek için koruyucu ve uyum sağlayıcı mekanizmadır. Selye strese yanıtı LAS ve GAS ile ifade etmiĢtir. LAS (Lokal Adaptasyon Sendromu): Selye’nin teorisine göre; yaralı bölgede inflamatuar yanıt ve doku onarım sürecinden oluĢur. Lokal adaptasyon sendromu kontakt dermatit gibi küçük lokal yaralanmalarda meydana gelir. Eğer lokal yaralanma ciddi ise genel adaptasyon sendromunu uyarır. GAS (Genel Adaptasyon Sendromu): Selye, bedenin stresli durumlarda verdiği üç aĢamalı tepkiyi "Genel Uyum Sendromu"olarak adlandırmıĢtır. Bu kurama göre, organizmanın strese tepkisi üç aĢamada geliĢir. 1- Alarm reaksiyonu 2- Direnç evresi 3- Tükenme evresi Alarm Reaksiyonu: Kısa sürelidir. Alarm reaksiyonu ile vücut kendini savunur ve antiinflamatuar etki ortaya çıkar. Bedenin stres etmeni ile karĢılaĢması ile hipotalamohipofizer sistem ve otonom sempatik sistem uyarılır. - Kan basıncı yükselir - Doku kanlanması artar. - Kan Ģekeri yükselir. - Koagülasyon hızı artar. - BiliĢsel aktivite artar. Direnç evresi: Alarm dönemi sırasında artmıĢ olan doku katabolizmasına karĢı direnç dönemi anaboliktir. Stres etmeni varlığını sürdürmesine karĢı, beden normalin üstünde dirençli durumdadır. Direnç dönemi etmenin gücüne, bedenin adaptasyon yeteneğine ve enerjisine bağlıdır. Otonom sinir sistemi alarm verdikten sonra, organizma kaçma yada Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI savaĢma tepkisi verir. Organizma durumdan kaçmak veya ona uyum sağlamak zorunda olduğundan baĢka stres vericilere direnci düĢer. Örneğin AĠDS’ li bir hastanın basit bir soğuk algınlığından ölmesi….. Organizmanın strese karĢı gösterdiği tepkilerin tümü organizmayı dengede tutmaya, korumaya ve enerji gereksinimlerini karĢılamaya yöneliktir. Eğer direnç evresi baĢarı ile aĢılırsa beden normal koĢullarına döner, baĢarısız olursa beden çöker. Tükenme evresi: Bu evrede birey uyum sürecinde yetersiz kalır, savunma iyice zayıfladığında bitkinlik/tükenme baĢlar. Adaptasyon enerjisi tamamen tükenmiĢ ise ölüm, değilse stres hastalıkları oluĢur. Bu evrede zamanla fiziksel ve duygusal sorunlar görülmeye baĢlar. Tükenme evresinde, parasempatik sinir sistemi etkindir. KiĢi tükenmiĢtir ve stres kaynağı hala mevcuttur. Bu aĢamada uzun süreli stres kaynakları ile mücadele edilemez ve kiĢi baĢka stres kaynaklarının etkilerine de açık hale gelir. BaĢlangıçta baĢ ağrısı, uyku sorunları, bulantı, halsizlik, hazımsızlık gibi sorunlar görülebilir. Uzun dönemde kalp hastalıkları, ülser, genel sağlığın bozulması gibi sorunlar ortaya çıkar. (1,2,3,9,10,11,12) Stres cevabının düzenlenmesi Organizma strese iki temel mekanizma ile cevap verir: - Biyolojik savunma mekanizmaları - Nöroendokrin mekanizmalar Biyolojik savunma mekanizmaları: Cilt, mukozalar, vücut sekresyonları, retiküloendotelyal sistem, kan, enflamasyon reaksiyonları, interferon, lizozimler, immunglobulinler gibi akut durum proteinleri Nöroendokrin mekanizmalar: a- Sempatik sinir sisteminin yanıtı: - Sempatik sinir hücrelerinin terminal uçlarından “norepinefrin” salgılanır. - Kalp hızı artar ve periferik damarlarda vazokonstrüksiyon oluĢur. - Kan basıncı yükselir. - Kan karın organlarından çekilir ve beyin, kalp, iskelet organlarının perfüzyonu sağlanır. - Kan glikozu artar, pupiller dilate olur, mental aktivite artar. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI - Cilt soğuk, solu ve nemli olur. b- Sempatik-Adrenal-Medullar yanıt: - Sempatik sinir sistemi böbrek üstü bezinin medulla bölümünü de uyarır. - Adrenalin ve noradrenalin salgılanır. - Kalp hızı ve miyokart kontraktilitisendeki artmaya bağlı kardiyak out put artar. - Periferik vazokonstrüksiyona bağlı olarak venöz geri dönüĢ artar. - Karaciğer ve kaslardaki glikojenden glikoz üretimi artar. - Yağ dokusundan trigliseritten glikoz üretimi artar. - Beyne giden kan miktarında artma olur. - Karın organlarından kaslara giden kan miktarının artıĢına bağlı olarak kaslar uyarılır. - Solunum merkezi uyarılır, bronkodilatasyon olur. - Yüzeyel damarlarda vazokonstrüksiyon olur. c- Hipotalamus-Hipofiz yanıtı: - En uzun fazdır. - Hipotalamus CRF ( kortikotropin serbestleĢtirici faktörü) salgılar. - CRF hipofiz ön lobu uyarark ACTH salgılattırır. - ACTH böbrek üstü bezinin korteksini uyarır ve buradan glukokortikoidler ve özellikle kortizol salgılanır. - Hipofiz arka lobundan ADH ( antidiüretik hormon) ve böbrek üstü bezden aldestreron salgılanır. (2,3,9,11) B- STRESE PSĠKOLOJĠK YANIT Stres verici olaylara karĢı psikolojik yanıtlar üç farklı tipte reaksiyon ile kendini gösterebilmektedir; 1. Strese akut reaksiyonlar: Kısa süren stresli olaylara karĢı emosyonel cevaplardır. Anksiyete, depresyon, irritabilite, konsantrasyon güçlüğü, sempatik sinir sistemi aktivasyonu ile palpitasyon ve tremor ortaya çıkar. Genellikle birkaç günde düzelir. 2. Ġntibak bozuklukları: Ciddi hastalık durumları ve uzamıĢ stres verici olayların sonunda gerçekleĢir. Depresyon, irritabilite, az uyku ve otonom belirtiler mevcuttur. Hasta hastalığın ciddiyetini bildiği halde durumu reddedebilir. Bu cevaplar hastayı Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI yüksek derecede anksiyete veya depresyondan koruyabilir ve erken dönemde olaylara adaptasyonunu kolaylaĢtırabilir, ancak uzun sürmesi durumunda hastanın problemini çözmesini zorlaĢtırır 3. Post-travmatik stres: Yoğun, uzamıĢ ve bazen gecikmiĢ bir cevap olarak karĢımıza çıkar. Büyük bir trafik kazasından veya diğer ciddi fiziksel travmalardan sonra görülür. Bu tür reaksiyonlar herkesi etkileyebilir, ancak kiĢi çocuk veya yaĢlı ise, ya da geçmiĢte bir psikiyatrik bozukluk yaĢamıĢsa olay daha ciddiyet kazanır. (10) STRES BELĠRTĠLERĠ Stres belirtileri 3 ana başlık altında toplanabilir: Fiziksel Belirtiler: Kalp çarpıntısı, göğüste sıkıĢma hissi, kan basıncında yükselme, baĢ ağrısı, soğuk yada sıcak basması, mide, bağırsak bozukluğu, sindirim zorluğu, mide krampları, iĢtahsızlık, bulantı-kusma, gastrointestinal sistem kanamaları, ağız kuruluğu, nefes darlığı, ellerde titreme, gürültüye, sese karĢı duyarlılık, uykusuzluk, aĢırı ya da düzensiz uyku, bitkinlik, boyunda, ense ve sırt ağrıları, gerginlik, kasılma ve eklem ağrıları, kolay yorulma. Duygusal Belirtiler: Huzursuzluk, sıkıntı, gerginlik, anksiyete, durgunlaĢma, çökkünlük hali, sinirlilik, saldırganlık veya kayıtsızlık, duygusal olma, depresyon, karar vermede güçlük, güvensizlik duyguları, sık hayal kurma, alkol alımında artma. Zihinsel Belirtiler: Unutkanlık, konsantrasyonda azalma, kararsızlık, zihin karıĢıklığı, organize olamamak, ilgi azalması, karar vermede güçlük, cevap zamanında gecikme, hesap hatalarının artması, zihinsel durgunluk, öğrenme güçlüğü, sosyal hayatın azalması, karamsar olma. (1,2,3,8,9) STRESE UYUM SÜRECĠ - ADAPTASYON Adaptasyon: Stresle bozulan iç dengenin yeniden düzeltilmesi ve uyum sağlanmasıdır. BaĢka bir tanıma göre; insanın kendisinden, baĢkalarından veya çevresinden kaynaklanan talepler karĢısında verdiği reaksiyona uyum (adaptasyon) denmektedir. Vücudun stressörler karĢısında stabilitesini koruma yeteneğine (adaptasyon yeteneğine) "Allostaz" adı verilmektedir. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI Stres faktörü vücudun denge durumunu bozmaya yöneliktir. Ancak vücut buna karĢılık farklı sistemleri harekete geçirerek denge durumunu korumayı amaçlar. Strese uyum üç düzeyde gerçekleĢir. Uyum düzeyleri; - Fizyolojik-biyolojik uyum; mikroorganizmalara organizmanın verdiği immun yanıt, ısıya karĢı gösterilen uyum fizyolojik uyuma örnek olabilir. - Psikolojik uyum; psikolojik sorun olduğunda savunma mekanizmaları ile organizma kendini korur ve uyum sağlar. - Sosyo-kültürel uyum; toplum yada kültür değiĢikliği olduğunda; yeni davranıĢ örüntüleri, değer yargıları ve fizyolojik, psikolojik uyum mekanizmaları ile birlikte yeni duruma adapte olunur. Uyum sürecini bazı faktörler etkiler. Bu faktörler nedeniyle uyum süreci bireyden bireye çeĢitlilik gösterir. Bu faktörler: - YaĢ, fiziksel kondüsyon - Zeka - Genetik yapı - Stresörlerin birey tarafından nasıl algılandığı - Akıl ve emosyonel denge - GeliĢim düzeyi - Bireyin önceki baĢ etme deneyimleri - Kültürel ve etnik farklılıklar - Bireyin acil gereksinimleridir. (3,10,13) STRESLĠ DURUMLA BAġ ETME Lazarus’ a göre baĢ etme stresli durumların içsel ve dıĢsal gerekliliklerin üstesinden gelebilmek için kiĢinin biliĢsel ve davranıĢsal çabalardır. BaĢ etme tarzları, problem odaklı ve duygu odaklı olmak üzere iki grup altında toplanmıĢtır. Folkman ve Lazarus, genelde problem odaklı baĢa çıkmanın değiĢebilir olarak değerlendirilen durumlarda, duygu odaklı baĢa çıkmanın ise durumların değiĢemez olarak değerlendirilmesi halinde daha sıklıkla kullanıldığını belirtmiĢlerdir. (7) Problem Odaklı BaĢa Çıkma: Tehdit edici olayı ortadan kaldırma veya onun etkisini azaltma biçiminde problem çözme ve iĢlem yolları üzerinde odaklaĢma gibi Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI stresli durumun unsurlarını doğrudan değiĢtirmeye yönelik etkinlikleri içerir. Probleme yönelim, kiĢinin kendi problemlerini çözme becerisi kadar, yaĢanan problemlere iliĢkin genellikle neler düĢündüğü ve neler hissettiğini tanımlayan, sürekli bir seri biliĢselduygusal Ģemaların iĢlenmesini içeren güdüsel bir süreç olarak açıklanmaktadır. Problem odaklı baĢa çıkma baĢlığı altında, kendini kontrol altında tutma, sorumluluğunu kabul etme, planlı bir biçimde problem çözme, sorun üzerinde olumlu olarak durma gibi eğilimler yer almaktadır. Problem odaklı baĢa çıkma; kiĢiler arası çatıĢmaları çözmek amacıyla görüĢme yapmak, bir ağrı kesici almak, yardım istemek gibi davranıĢsal baĢa çıkma eylemi olabildiği gibi; içsel olarak biliĢsel yeniden yapılandırmayı ve mantıksız inançları zihinsel olarak kabul etme ile de ilgili olabilmektedir. (1,7,14,15) Duygusal Odaklı BaĢa Çıkma: Sıkıntıya neden olan durumu değiĢtirmeyen fakat kiĢinin kendisini iyi hissetmesini sağlayan düĢünce ve hareketler olarak tanımlanır. BaĢarılı biçimde düĢünmekten kaçınılan tehdit geçici bir süreyle de olsa kiĢiyi bunaltmaz. Ġnkar ve sorundan uzak durma kiĢiye daha sakin bir biçimde soruna yaklaĢma fırsatı verdiği için psikolojik stresi kontrol etmede güçlü tekniklerdir. Duygu odaklı baĢa çıkma baĢlığı altında, kaçma-kaçınma, sosyal destek arama, inkar, sorundan uzak durma ve zihinsel anlamda sorunla meĢgul olmama gibi eğilimler bulunmaktadır. Bunlardan kaçma-kaçınma, aĢırı yemek yiyerek, içki-sigara içerek, ilaç kullanarak kendini daha iyi hissetme çabalarını içerir. Sosyal destek arama; kiĢinin hissettiği duygular hakkında birisiyle konuĢması, deyim yerindeyse “ içini boĢaltması”dır. (7,14) STRESLE BAġETME VE HEMġĠRELĠK GĠRĠġĠMLERĠ HemĢireler stresle baĢ etme yöntemlerini sadece hastaları için değil kendi yaĢamlarında da kullanabilirler. Stresle baĢ etme hastalıkları önleme, yaĢam kalitesini arttırma, sağlık bakım harcamalarını azaltma ve sağlığı yükseltme çabalarını desteklemektedir. Stres ile baĢa çıkma konusunda hemĢirelik bakım planının temel amacı; - Hastanın enerjisini en iyi Ģekilde kullanmasına, - Stresin zararlı etkilerinden korunmasına, - Stres ile baĢa çıkmasına yardımcı olmaktır. Bu konuda öncelikle hemĢirelik giriĢimleri; Sağlık eğitimi Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI Stres ile baĢ etme ve stres yönetimi yöntemlerini öğretmek Bireyin direnme gücünü arttırmak BaĢka stres kaynaklarını sınırlamaya yönelik aktiviteleri planlamak ve uygulamaktır. Hastanın stresini azaltmaya yönelik hemĢirelik giriĢimleri: - Hastanın stresörünü tanımlamak, yaĢamı ve rollerini etkileyen yönleri değiĢiklik ve baĢ etme için toplanır yapmak, beden bilincindeki değiĢikliğe uyumunu taktir etmek, - Hastanın yaĢamındaki değiĢiklikleri anlama, -Hastanın rol değiĢikliklerini gerçekçi olarak benimsemesi için cesaretlendirme, - Hastanın hastalık tepkilerini anlamasına yardımcı olma, - Olası durumlara tepkilerini tartıĢma, - Davetkar bir ortam yaratma, - Gereksinim duyabileceği bilgileri benimsemesine yardımcı olma, - Tanı, tedavi ve prognoz ile ilgili bilgiler verme, - Bakımın sonuçlarına iliĢkin gerçekçi bilgi verme, - Duyguları ile ilgili gerçekçi ümit verici davranıĢ sergileme, - Hastanın karar verme yeteneğini değerlendirme, - Hasta olmanın stres yaratıcı bir durum olduğunu anlayabilme, - Zaman içinde durum ile baĢ edebileceği konusunda cesaretlendirme, - ĠliĢkilerini geliĢtirmeye cesaretlendirme, - Sosyal aktiviteler için cesaretlendirme, - Hastalığın getirdiği sınırlılıkları ve yapılan uygulamaları kabul etmesi için cesaretlendirme, - Hastanın kültürel ve dini değerlerini tanıyarak, bu kaynakları kullanmaya yönlendirme, - Öfke, depresyon, düĢmanlık gibi duyguları anlama, - Hastanın otonomisi için cesaretlendirme, - Uygun savunma mekanizmaları kullanması için destekleme, - Hastanın algıları, duyguları ve korkularını ifade etmesi için cesaretlendirme, - Kendi güç ve yeteneklerini fark etmesi için cesaretlendirme, Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI - Kısa ve uzun süreli hedeflerin belirlenmesinde hastaya yardımcı olma, - Olumsuz çevresel uyaranları azaltma, - Sosyal destek gereksinimlerini belirleme, - Geçerli destek sistemlerini benimsemesi için hastaya yardımcı olma, - Aileyi katılım için olabildiğince cesaretlendirme, - Hastanın yaĢam biçimi ile ilgili olarak pozitif stratejiler geliĢtirmesinde yardımcı olma, - Hastanın reaksiyon tekniklerini kullanmasında danıĢmanlık yapmaktır. Bu uygulamalar sonunda stres ile baĢ etmeye yönelik amaçlara ulaĢılıp ulaĢılamadığı değerlendirilir. (2,3) Stres ve stresle baĢ etme iliĢkin hemĢirelik tanıları: - Yetersiz baĢ etme - Uyumda yetersizlik - Sosyal izolasyon - Ebeveynlikte yetersizlik - Spiritüel distres - Kara vermede çatıĢma - Aile baĢ etmesine hazır oluĢ - Durumsal düĢük benlik saygısı - Güçsüzlük (2,3) Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI BEDENİN CERRAHİ TARVMAYA KARŞI STRES TEPKİSİ Strese yanıt, hipotalamusta entegre edilir. Yanıtın derecesi ve süresi değiĢir. Majör bir stres hem sempatik hem de hipofiz adrenal yanıtı harekete geçirir. Hipotalamusun kontrolü altındaki nöral ve nöroendokrin yol strese yanıtta aynı zamanda aktive olur. Ġlk Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI olarak sempatik sinir sistemi uyarılır, bunu takiben sempatik-adrenal medullar aktivasyon baĢlar. Eğer stres uzarsa, hipotalamus-hipofiz sistemi uyarılır. Bedenin cerrahi travmaya karĢı oluĢturacağı stres tepkisi (nöroendokrin tepki) genellikle ameliyattan sonraki ilk 2 ile 5 gündür. Beden bu tepkiyle yaĢam fonksiyonlarını korumaya çalıĢır. Beden stresörlerle karĢılaĢtığında hi¬potalamus uyarılır. Hipotalamus sempatik sinir sistemini ve hipofiz bezini etkileyerek çeĢitli hormonların salgılanmasına neden olur. Sempatik sinir sisteminin uyarılmasıyla sempatik sinir liflerinden "norepinefrin", ad¬renal bezin medullasından "epinefrin ' ve "norepinefrin" salgılanır. Hipotalamusun hipofiz bezi üzerine et¬kisiyle, ön hipofizden ACTH (adrenokortikotropik hormon) ve arka hi¬pofizden ADH (antidiüretik hormon) salgılanır. Stres karĢısında sempatik sinir sisteminin yanıtı hızlı ve kısa sürelidir. Norepinefrinin etkisiyle kalp hızı artar ve periferik damarlarda vazokonstrüksiyon oluĢur. Buna bağlı olarak kan basıncı yükselir. Kan karın organlarından çekilir böylece beyin, kalp, iskelet kası gibi yaĢamsal önemi olan organların perfüzyonu sağlanır. Derideki damarların vazokonstrüksiyonu yüzeysel kanlanmayı durdurur bu nedenle cilt soğuk, soluk ve nemlidir. Periferik damar konstriksiyonu nedeniyle böbreklere giden kan azaldığından, böbreklerden "renin" salgılanır. Renin, plazmada anjiotensinojen üzerine etki ederek anjotensin I ve anjiotensin II oluĢur. Anjiotensin II, hem damarlarda konstriksiyona hem de aldosteron ve ADH salgı¬lanmasına neden olur. Sempatik-Adrenal- Medullar yanıtta, sempatik sinir sistemi, organlara olan majör etkilerinin yanında, aynı zamanda böbrek üstü bezinin medulla bölümünü de uyarır. Buradan Epinefrin (Adrenalin) ve Norepinefrin (noradrenalin) salgılanarak kana verilir. Epinefrin-norepinefrin, santral sinir sistemini uyaran, kan glikoz düzeyini arttıran ve metabolizmayı hızlandıran katekolaminlerdir. Epinefrinin etkisiyle kalp atım hızı ve kasılma gücü artar. Epinefrin karaciğerdeki glikojenin, glikoza dönüĢmesini sağlayarak kan glikoz düzeyini de yükseltir. Strese karĢı geliĢen fizyolojik yanıtın en uzun fazı; hipotalamus-hipofiz yoludur. Bu yol uzamıĢ streslerde devreye girer. Hipotalamus, kortikotropin serbestleĢtirici faktörü (corticotropin-relasing factor= CRF) salgılar. Bu faktör ise hipofiz ön lobunu uyararak, Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI ön hipofizden adrenokortikotropik hormon (ACTH) salgılatır. Hipotalamusun etkisiyle arka hi¬pofizden de antidiüretik hormon ( ADH) salgılanır. Adrenokortikotropik hormon (stres hormonu), adrenal bezlerin korteksini etkileyerek aldosteron ve glikokortikoidlerin (özellikle de kortizolün) salgılanmasına neden olur. Aldosteron böbreklerden sod¬yumun ve buna bağlı olarak da suyun geri emilmesine yol açtığından kan hacmi artar, idrar miktarı azalır (oligüri). Sodyum miktarının artmasıyla plazma ozmolaritesi yükseleceğinden hipotalamus etkilenerek, arka hipofizden ADH salgılanır. Antidiüretik hormon, böbrek-lerden suyun geri emilimini artırarak, kan hacmini artırır. Bu, aĢırı terleme ile sıvı kaybında veya kanama durumundaki adaptasyon mekanizmasıdır. Adrenal bezlerden salgılanan aldosteronun etkisiyle böbreklerden sodyumun geri emilimi ve buna bağlı olarak da suyun geri emilimi artar ve potasyum kaybı olur. Glikokortikoidler; proteinler ve yağlar üzerine etki ederek bunların glikoza dö¬nüĢmesine (glikoneogenezise) yol açarak kan glikoz düzeyini yükseltir. Kortizol; protein katabolizmasını (yıkımını) uyarır kandaki serbest amino asit miktarını artırır Amino asitlerin karaciğere geçiĢini ve bunların glikoza çevrilmesini (glikoneogenezis) uyarır Kalp ve beyin hücrelerinin dıĢında kalan bir çok hücrenin glikoz alımını baskılar (antiinsülin etki) Kortizolün uyardığı bu metabolik etkiler ile, stres durumunda vücudun gereksinim duyduğu “hazır enerji” sağlanmıĢ olur. Bu etki bazı önemli karıĢıklıklar yaratır. Örneğin enfeksiyon gibi bir nedenle stres altındaki diyabetik hasta, genelde kullandığı dozdan daha fazla insüline gereksinim duyar. Yine hastalık, cerrahi giriĢim, travma gibi nedenlerle stres altında olan her hangi bir hastanın, vücut proteinlerinin yıkılması nedeniyle dıĢarıdan protein desteğine gereksinim vardır. Ciddi strese maruz kalan çocuklarda büyüme geriliği olur. Normalde adrenal bezlerden günde yaklaĢık 25 mg streoid hormon salgılanır. Cerrahi gibi stres durumlarında bu bezlerden salgılanan hormon miktarı 10 kat artabilir. Hastaların Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI cerrahi travmayla baĢ edebilmeleri, adrenal bezlerden salgılanan hormon miktarını yeterince artırabilmelerine bağlıdır. Glukokortikoidler aynı zamanda büyümeyi, üreme fonksiyonlarını ve akut stres sırasında tiroid bezini de etkilerler. Glukokortikoidler, baĢlangıçta büyüme hormonu salgılanmasını artırır, hipotalamustan gonadotropin “releasing” hormon (GnRH) salgılanmasını baskılar ve gonadal dokuları inhibisyona uğratırlar. Stresin baĢlattığı metabolik dengesizliği düzeltebilmek için, yedek depolardan yakıtlar ani kullanım için harekete geçirilirler. Yedeklerin hızla lipoliz, glikojenoliz, glikoneogenez yolu ile mobil duruma geçirilmesi pankreatik A hücrelerinden glukagon salınımının sonucudur. Büyüme hormonu ve glukagonun salgılanması, amino asitlerin hücreler tarafından alınmasıyla uyarılır. Bunlar enerji kaynaklarını harekete geçirmeye yardım ederler. Akut stres oluĢmasının ilk birkaç saati içinde tiroid hormonunun aktif formu olan triiodotironin düzeyleri azalır. Troid Stimüle Edici Hormon (TSH), troid bezinden T4 (tiroksin) salınımını idame ettirir. Endorfin, stres süresince artar ve ağrılı uyarana karĢı vücudun toleransını artırır. Özetle Bedenin cerrahi travmaya karĢı oluĢturacağı stres tepkisine (nöroendokrin tepki) bağlı olarak ameliyattan sonraki 2 ile 5 günde: Aldosteron ve ADH salınmasına bağlı bedende Na+ ve Su tutulumu, K+ kaybı vardır. Ekstraselüler sıvı hacmi artmıĢtır. Epinefrin salınımıyla kardiyak debi artmıĢ ve kan glikoz düzeyi yükselmiĢtir. BronĢlarda dilatasyon vardır. Norepinefrinin etkisiyle periferik damarların konstriksiyonuna bağlı, kan basıncı yükselmiĢtir. Cilt soluk ve soğuktur. Ġdrar miktarı azalmıĢtır. Fazla miktarda salınan glikokotikoid hormonların etkisiyle negatif nitrojen dengesi (bedende protein yıkımının artması) vardır. Stres tepkisinin olumlu etkileri: Bedeni ameliyat travmasından korur ve homeostatik dengenin sürdürülmesi, geniĢ ölçüde stres tepkisinin etkinliğine bağlıdır. Bedende sodyum ve su tutulmasına bağlı kan Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI hacminin artması, kalbin kasılma gücü ve atım sayısının artmasıyla doku perfüzyonu sağlanır. Kan glikoz düzeyinin yükselmesiyle, bedenin yaĢamsal fonksiyonlarını düzenlemede rol oynayan kontrol sistemlerinin ihtiyacı için enerji sağlanır. Ameliyattan sonraki 5 ve 7. Günlerde bedenin ameliyata karĢı oluĢturduğu stres tepkisinin etkisi geçer. Sodyum ve potasyum değerleri normale döner, idrar miktarı artar ve ekstraselüler sıvı hacmi normale döner. ÖZET Yüzyılımızda çok sık kullanılan stres terimi sıklıkla olumsuz anlam ifade eden bir kavramdır. Ancak yaşam için kaçınılmazdır ve sağlığın korunması, ilerleme yapılması için belirli düzeyi aşmayan stres gereklidir. Stres rahatsızlık, mutsuzluk ve sıkıntı gibi duyguların yaşanmasına ortam hazırlayarak kişi üzerinde olumsuz etkiler yaratabildiği gibi, bireyin yeniyi arama, çalışma ve yaratıcılık konusunda harekete geçirilmesi ve yüksek kalitede performans sergilemesine aracı olarak olumlu etkiler yapar. Vücut stresli durumlarda homeostatik dengesini sürdürmek, kendini korumak ve uyum sağlamak için çeşitli tepkiler vermektedir. Stres bir takım fizyolojik, psikolojik ve zihinsel belirtiler ortaya çıkarabilmektedir. Stres faktörü vücudun denge durumunu bozmaya yöneliktir. Ancak vücut buna karşılık farklı sistemleri harekete geçirerek denge durumunu korumayı amaçlar. Kısacası uyum sağlamaya çalışır. Stresin zararlı etkilerinden korunmak için stresle baş etme teknikleri bilmek ve uygulayabilmek gereklidir. Hemşireler stresle baş etme yöntemlerini sadece hastaları için değil kendi yaşamlarında da kullanabilirler. Stresle baş etme hastalıkları önleme, yaşam kalitesini arttırma, sağlık bakım harcamalarını azaltma ve sağlığı yükseltme çabalarını desteklemektedir. DEĞERLENDĠRME SORULARI 1- AĢağıdakilerden hangisi stres durumunda ortaya çıkan sempatik sinir sistemi aktivitelerinden değildir? a)Sempatik sinir hücrelerinin terminal uçlarından norepinefrin salgılanır. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI b) Kalp hızı yavaĢlar ve periferik damarlarda vazodilatasyon oluĢur. c) Pupiller dilate olur. d) Kan glikozu artar. e) Cilt soğuk, solu ve nemli olur. 2- AĢağıdakilerden hangisi depresyon, irritabilite, az uyku ve otonom belirtilerin mevcut olduğu strese psikolojik yanıt dönemidir? a) Strese akut reaksiyonlar b) Ġntibak bozuklukları c) Post-travmatik stres d) Psikoz e) Hiçbiri 3- AĢağıdakilerden hangisi hastanın stresini azaltmaya yönelik hemĢirelik giriĢimlerindendir? a) Hastanın stresörünü tanımlamak b) Hastanın hastalık tepkilerini anlamasına yardımcı olmak c) Tanı, tedavi ve prognoz ile ilgili bilgiler vermek d) Duyguları ile ilgili gerçekçi ümit verici davranıĢ sergilemek e) Hepsi 4- AĢağıdakilerden hangisi hoĢa giden aktivitelerin getirdiği yaĢamsal zorluklardan kaynaklanan stres çeĢitidir? a) Eustress b) Distress c) Fitstress d) Nonstress e) Hiçbiri CEVAP ANAHTARI 1. B Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI 2. B 3. E 4. A YARARLANILAN KAYNAKLAR 1- BaltaĢ A, BaltaĢ Z. Stres ve baĢa çıkma yolları. Remzi kitabevi, 22. Basım Ġstanbul 2004 2- Karadakovan A, Eti Aslan F. Denge stres ve adaptasyon. Ġn: Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım. Adana 2010 3- Akdemir N, Birol L. Stres adaptasyon ve Anksiyete. Ġn: Ġç hastalıkları ve hemĢirelik ve bakımı. Ankara 2005 4- Cüceloğlu, Doğan. Ġnsan ve DavranıĢı. Psikolojinin Temel Kavramları. Remzi Kitabevi, Ġstanbul, 1994. 5- Burton FR, HintonWJ. Defining stress. Medical education, 2004;38:10131016. 6- Pehlivan Ġ. ĠĢ yaĢamında stres. Ankara: Erek Ofset, 2000. 7- Türküm SA. Stresle BaĢaçıkma ve Ġyimserlik. EskiĢehir: T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları; No:1098, 1999. 8- Arthur Rowshan. Stres yönetimi. Çeviren: Doğan Cüceloğlu. Sistem yayıncılık Ġstanbul 2003 9- Güçlü N. (2001) Stres yönetimi. G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 21;1: 91109 10- Arıbal Kocatürk P. (2000) Strese cevap. Ankara üniversitesi tıp fakültesi mecmuası 53;l:49-56 11- YurdakoĢ E. Stres fizyolojisi. http://www.ctf.edu.tr/stek/pdfs/47/4711.pdf 12- AltuntaĢ E. Stres yönetimi. Alfa basım yayım dağıtım ltd Ģti. Ġstanbul 2003. 13- Gençöz F. Uyum psikolojisi. Kriz Dergisi 6 (2): 1-7 Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi KONU BAġLIĞI 14- Gökalp GP. “Stres, anksiyete ve kadın”, (Çevrimiçi), http://www.huksam.hacettepe.edu.tr/stres.htm, 15 Nisan 2005. 15- ġahin H N. Stresle baĢa çıkma. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları, 1998. 16- Erdil F. Cerrahi Hastalıkları HemĢireliği, 4. Baskı,Tasarım Ofset, Ankara,2001; 9-12 17- Karadakovan, A, Eti Aslan F. Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım, 1.Baskı, Nobel Kitap Evi, Adana 2010 57-73 18- Akpir K, Tuğrul S (2009) Klinik Yoğun Bakım, 1 Baskı, Ġstanbul Medikal Yayıncılık Ltd. ġti. ÖNERĠLEN KAYNAKLAR Özmen i. Hayatın baskısına karĢı sağlıksız tepki stres. Lamia yayınları Ġstanbul 2008 BaltaĢ Z, BaltaĢ A. Stres ve BaĢa çıkma yolları. Remzi kitabevi 2008 Stres ve stresle baĢetme yolları. http://www.nccogpdm.metu.edu.tr/Brosur-05.pdf Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve AraĢtırma Merkezi