2014/1.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI HUKUK 15 Mart 2014-Cumartesi 17:00-18:30 SORULAR SORU 1: Hukukta boşluk kavramı ile hâkimin takdir yetkisini açıklayınız. SORU 2: İkametgâhı tanımlayarak türleri ve önemi hakkında bilgi veriniz. SORU 3: Anonim şirketlerin kuruluşu, sermayesi ve yönetim kurulunun yapısı hakkında bilgi veriniz. SORU 4: Kıdem tazminatının koşulları ile hesaplanmasını açıklayınız. Gençlik Caddesi No : 107 http://www.turmob.oeg.tr 06570 Anıttepe – ANKARA / TURKEY Tel : 0 (90) (312) 232 50 60 (10 Hat) Fax: 0 (90) (312) 232 50 73 – 74 CEVAPLAR CEVAP 1: Hukukî meseleye ilişkin olarak yürürlükteki hukuk kurallarının hiç ya da yeterli hüküm ihtiva etmediği durumlarda hukuk boşluğundan söz edilir. Hukuk uygulayıcılarının karşılaşacağı boşluklar çeşitli açılardan tasnife tabi tutulmuştur. Eğer yürürlükteki hukuk kuralları içinde bir konu ile ilgili hiçbir hüküm bulunmuyorsa açık boşluk veya gerçek boşluk söz konusudur. Buna mukabil, bir mesele hakkında hüküm bulunmakla birlikte, bu düzenleme sorunu çözmekte yetersiz kalıyorsa, tatmin edici değilse, ihtiyaca cevap veremiyorsa, kanunun maksadıyla bağdaşmıyorsa ve tutarsızsa örtülü boşluktan söz edilir. Türk Medenî Kanununda “kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir” denilerek yasal boşluk bulunabileceğini kabul edilmiştir. Şayet somut olayda hâkimin uygulayacağı bir kanun hükmü yoksa bu konuda bir örf ve âdet kuralının bulunup bulunmadığını araştıracak, varsa onu uygulayacak yoksa kendisi yalnız o meseleyi çözmek üzere kural koyacaktır. Buna hâkimin kural koyma yetkisi ya da hâkimin hukuk yaratması denir. Ancak ceza ve vergi hukuku gibi “kanunilik” ilkesinin katı uygulandığı alanlarda hâkimin hukuk oluşturma ve boşluk doldurma yetkisi bulunmamaktadır. Hâkimin takdir yetkisi ise hâkimin kural koymasından farklıdır. Gerçekten hâkimin kural koyması, somut olaya ilişkin uygulanacak bir kanun hükmü yahut örf ve âdet kuralının bulunmadığı durumda başvurulabilecek bir yoldur. Takdir yetkisinde ise hâkimin elinde uygulanabilecek bir kural bulunmakla birlikte, bu kuralın uygulanma şekli ve kapsamının tespiti hususunda kanunun öngördüğü sınırlar içinde kendisine bir değerlendirme ve tercih yapma yetkisinin verilmesi söz konusudur. Ancak bu takdir yetkisi sınırsız değildir ve hiçbir şekilde hâkimin keyfî hareket edebileceği anlamına gelmez. Takdir yetkisinin hakkaniyet sınırları içinde kullanılıp kullanılmadığı hususu, üst yargı denetimine tabidir. Hâkimin takdir yetkisine sadece özel hukuk alanında değil, hukukun her alanında rastlamak mümkündür. CEVAP 2: Kişinin yerleşim yeri yani ikametgâhı hukuk açısından son derece önemlidir. Bir kişiye dava açılabilmesi veya dava ile ilgili bildirimlerin yapılabilmesi için kişinin adresinin olması gerekir. Kişinin ev veya işinin değişik yerlerde bulunması durumunda ilişkilerinin merkezileştiği veya süreklilik arz ettiği yerler kişinin ikametgâhı olarak kabul edilir zira bir kişinin birden fazla yerleşim yeri olamaz. Buna ikametgâhın tekliği ilkesi denir. Diğer bir ilke ise ikametgâhın zorunluluğudur. Kişinin mutlaka ikametgâhının olması gerekir. Kişi ya bir yeri kendisine ikametgah olarak seçer yada yasa bir yeri onun ikametgahı olarak varsayar. Başlıca ikametgâh türleri isteğe bağlı ve kanuni ikametgâh olmak üzere iki türlüdür. İsteğe bağlı ikametgâhın sübjektif ve objektif olmak üzere iki unsur taşıması gerekmektedir. Sübjektif unsur (sürekli kalma niyeti) yerleşmek maksadı iş ve aile ilişkilerin merkezini orada toplamasından anlaşılır. Kişinin iş ve aile ilişkileri farklı yerlerdeyse aile ilişkilerine öncelik tanınır. Objektif unsur ise (sürekli kalma), kişinin bir yerde sürekli kalmasını ifade eder ki yurt, hastane gibi geçici olarak bir yerde kalınması o yerin ikametgâh olarak kabulünü gerektirmez. Kanuni ikametgâh ise kişinin sürekli kalma niyeti göz önüne alınmaksızın belirli bir yerin yasa tarafından yerleşim yeri sayılmasıdır. Örneğin, velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve/veya babasının ikametgâhıdır. İkametgâh, genel kural olarak davanın davalının ikametgâhının bulunduğu yerde açılması gerektiğinden yetkili mahkemeyi belirleme (usul hukuku) açısından önem taşır. Borçlunun ve alacaklının ikametgâhı ise ifa yeri açısından (borçlar hukuku) önemlidir. Yetkili icra ve iflas dairelerin belirlenmesi açısından (icra iflas hukuku) ikametgâhın önemi büyüktür. Ayrıca tebligat, tebliğ yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapıldığından (tebligat hukuku) ve vergi mükellefine veya ceza sorumlusuna yapılacak tebligatlar (vergi usul kanunu) açısından ikametgâhın önemi büyüktür. Gençlik Caddesi No : 107 http://www.turmob.oeg.tr 06570 Anıttepe – ANKARA / TURKEY Tel : 0 (90) (312) 232 50 60 (10 Hat) Fax: 0 (90) (312) 232 50 73 – 74 CEVAP 3: Anonim şirketlerde kuruluş tedrici ve ani olmak üzere iki çeşittir. Payların tamamı kurucular tarafından taahhüt edilmişse Ani Kuruluş, kurucular payların ancak bir kısmı için taahhütte bulunmuşlar ve geri kalan paylar için "halka başvuru" amaçlanmışsa o zaman pay taahhütlerinin aşamalı biçimde tamamlanacak olursa buna da Tedrici kuruluş denir. Şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Ortakların sorumluluğu, taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır. Eski TTK anonim şirket kuruluşu için pay sahibi olan en az beş kurucunun bulunmasını şart koşmakta iken Yeni TTK ise, kurucular için asgari bir sayı öngörmemektedir. Ancak, şirketin tek kişi tarafından kurulması halinde, pay sahibinin adının, yerleşim yerinin ve vatandaşlığının da şirket ile birlikte tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. ETTK esas sermaye sistemini kabul etmişken YTTK’da ise, esas sermaye sistemi ile birlikte kayıtlı sermaye sistemine de yer verilmektedir. Dolayısıyla, halka açık olmayan anonim şirketlerin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin alarak kayıtlı sermaye sistemine geçmeleri mümkün olabilecektir. Hisse senetlerini halka arz etmek üzere kurulan anonim şirketler ile kurulmuş olup da sermaye artırmak suretiyle hisse senetlerini halka arz edecek olan anonim şirketler ise, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izin almak sureti ile kayıtlı sermaye sistemini kabul edebileceklerdir. Bu itibarla; esas sermaye sistemini kabul eden anonim şirket lerin kuruluştaki esas sermayelerinin 50.000 TL’den, kayıtlı sermaye sistemi ni kabul eden ancak halka açık olmayan anonim şirketlerin “başlangıç sermayesi ”nin ise 100.000 TL’den az olmaması gerekecektir. Buna karşılık, YTTK, asgarî sermaye tutarlarının, Bakanlar Kurulu tarafından artırılabileceğini öngörmektedir. Anonim şirket sermayesinin tamamının yahut bir kısmının nakden taahhüt edilmesi halinde, nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az %25’inin tescilden önce, kalan %75’inin de şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödenmesini zorunlu hale getirmektedir. YTTK’ya göre de, anonim şirketlerin organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur. Yönetim Kurulu, anonim şirketlerinin yürütme ve temsil organı olup, pay sahibi olan veya olmayan gerçek veya tüzel kişi ve kişilerden oluşur. CEVAP 4: Kıdem tazminatı, kanunda belirtilen asgari bir çalışma süresini dolduran işçinin hizmet sözleşmesinin kanunda sayılan nedenlerden biriyle son bulması halinde, işveren tarafından işçiye ya da mirasçılarına ödenen paradır. İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için; hizmet akdinin kanunda belirtilen haller nedeniyle feshedilmiş veya sona ermiş olması ve işçinin (işe başladığı tarihten itibaren) en az bir yıl çalışması koşullarına bağlanmıştır. Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye son 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır. Son ücret öğretide ve uygulamada öteden beri kabul edildiği gibi brüt ücrettir ve asıl ücret ile ücret eklerinden hesaplanır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret tazminatın hesabına esas tutulur. Gençlik Caddesi No : 107 http://www.turmob.oeg.tr 06570 Anıttepe – ANKARA / TURKEY Tel : 0 (90) (312) 232 50 60 (10 Hat) Fax: 0 (90) (312) 232 50 73 – 74