Prof. Dr. Tuğba YAVUZŞEN Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğrenme Hedefleri Bulantı ve Kusma Diyare ve Konstipasyon Anoreksi Kaşeksi Sendromu Semptom Kümeleri Kanser hastaları sıklıkla semptomatik ve hastalıkları boyunca farklı derecelerde semptom yükünü taşırlar Fiziksel, psikososyal ve emosyonel bir çok semptomu yaşarlar Bu semptomlar sıklıkla aynı anda ortaya çıkar ve belli hastalıklarda bazı gruplar, kümeler şeklinde görülür 1000 ileri evre kanser hastası, 38 semptom değerlendirildi. Semptom kümeleri için analizler yapıldı ve 7 ana küme saptandı. Her bir küme içinde bir sentinal semptom bulunmaktadır. Primer hekim Radyasyon Onkolog Algolog MEDİKAL Tibbi Onkolog Cerrah Diğer uzmanlar İnfüzyon ekibi Radyasyon hemşiresi Diğer HEMŞİRELİK HASTA EV BAKIMI Onkoloji hemşiresi Bakıcı Klinik psikolog Fizyoterapist PSİKOSOSYAL REHABİLİTASYON Meşguliyet terapisti Hemşire ECZANE Multidisipliner Yaklaşım Sosyal hizmet uzmanı Bulantı ve Kusma Bulantı, boğazın arka tarafında ve midede hissedilen rahatsız edici ve hoşa gitmeyen bir duygudur. Bazı zamanlarda tükürük salgısında artış, baş dönmesi, yutma güçlüğü, vücut sıvısında değişiklikler ve çarpıntı eşlik edebilir. Kusma ise, mide kaslarının güçlü kasılması ile içeriğin ağıza gelmesiyle sonuçlanan bir olaydır. Bulantı eşlik edebilir veya etmeyebilir. 8 Bulantı ve Kusma Kanser tedavisi sırasında hastaların en fazla korktuğu yan etkilerdendir. Cerrahi, opioidler, radyoterapi (RT) neden olsa da en ciddi bulantı kusma genellikle kemoterapi (KT) ile ilişkilidir HarrisDG. British Medical Bull 2010, Hesketh PJ. Support Care in Cancer 2011 9 Bulantı ve Kusma KT alan ve uygun antiemetik tedavi almayan hastalarda %70-80 ve beklenti bulantı kusması ise %10-44 oranındadır. İleri evre ve son dönem kanser hastalarında %30-40 oranındadır. HarrisDG. British Medical Bull 2010, Hesketh PJ. Support Care in Cancer 2011 Etyoloji Metabolik hiperkalsemi, hiperglisemi, hiponatremi, üremi Gastrointestinal hastalıklar benign hastalıklar, gastroparezi, konstipasyon peritonit, metastazlar, pankreatit, ileus Nörolojik nedenler metastaza bağlı KİBAS, menenjit Etyoloji Vestibüler bozukluklar Psiko fizyolojik nedenler KEMOTERAPİ sonrası % 70-80 Radyoterapi sonrası İlaçlar; opioid, digoksin Fizyopatolojisi Bulantı ve Kusma için Risk Faktörleri Kadın cinsiyet, genç yaş Bulantı ve kusma öyküsü, hareket hastalığı Alkol tüketimi Anksiyete ve tedaviler sonrası bulantı ve kusma için büyük beklenti içinde olma Emetojenik tedaviler (KT, RT, diğer ilaçlar vb.) Booth JM. J Support Oncol 2007, Osoba D. J Clin Oncol 1997, Molassiotis A. Support Care Camcer 2002, Rolia F. Ann Oncol 2010 14 Bulantı ve Kusma Tedavisi AMAÇ semptomları TAMAMEN ortadan kaldırmak olmalıdır Tedavide başarısız olunursa Fiziksel-kognitif fonksiyonlar bozulabilir Yaşam kalitesi azalabilir Hasta tedaviyi reddedebilir Sıvı elektrolit bozuklukları, aspirasyon pnomönisi Malnutrisyon,dehidratasyon ortaya çıkabilir Bulantı ve Kusma Tedaviler ile ilişkili Tedaviler ile ilişkisiz Visseral (bağırsak obstrüksiyonu- Akut emezis: KT sonrası ilk 24 saat Gecikmiş emezis: 24 saat sonra ve 7 güne dek uzayabilir Beklenti emezisi : Risk faktörleri ileus, asit, hepatomegali, splenomegali vb.) Kimyasal / metabolik anormallikler olan hastalarda tedavi başlamadan Konstipasyon önce bazı şeylerle tetiklenir ve başlar Gastrik staz (erken doyma) İlaç kullanımı Santral sinir sistem (metastazlar) Vestibüler sistem (hareket hastalığı) 16 Bulantı-Kusma Tedavisi Yüksek terapötik indeks (etkinlik fazla, yan etki daha az) 5-HT3 reseptör antagonistleri (Setronlar) Kortikosteroidler Nörokinin-1 (NK-1) reseptör antagonistleri Bulantı-Kusma Tedavisi Düşük terapötik indeks (etkinlik az, yan etki daha fazla) Dopamin antagonistleri (en çok tercih edileni metpamid, doz aralığı 10-15 mg/4- 6 saatte bir verilebilir, normal max doz 30 mg veya kiloya 0.5 mg/kg) Atipik antipsikotikler; olanzapin Benzodiyazepinler Kannabinoidler (nabilon, dronabinol) Etken Madde Granisetron Ondansetron Tropisetron Dolasetron Palonosetron Uygulama Biçimi Uygulama Dozu İntravenöz 1 mg ya da 0.01 mg/kg Oral 2 mg (ya da 1 mg**) İntravenöz 8 mg ya da 0.15 mg/kg Oral İntravenöz Oral İntravenöz Oral İntravenöz Oral 16 mg* 5 mg 5 mg 100 mg *** 5 mg 0.25 mg**** 0.5 mg * Randomize çalışmalarda günde 2 defa 8 mg doz şeması test edilmiştir. ** Bazı panelistler 1 mg dozu tercih etmiştir. *** Potansiyel QT intervali uzaması nedeniyle İV yoldan ziyade oral yol önerilir. Ülkemizde bulunmayan ilaçtır. ****Uzun yarı ömre sahip ve ülkemizde sadece IV formu bulunmaktadır. 19 5-HT3 reseptör antagonistleri Kemoterapi ilişkili emezisi önlemede eşit anti-emetik etki Belirli bir dozda plato etkisi, doz arttırmakla etkinlik artmaz Kemoterapi öncesi tek doz ile çoklu dozları eşit etkinlikte Glukokortikoidler ile etkileri belirgin artmaktadır Oral = İV EKG değişiklikleri ve kardik aritmilere neden olur 5-HT3 reseptör antagonistleri Dolasetron; uzun QT sendromu nedeniyle kullanımı önerilmez Ondansetron; Uzun QT sendromu riskini azaltmak için; 75 yaş üstü hastalarda , başlangıç IV doz 8 mg aşmamalıdır 75 yaş altı hastalarda , başlangıç IV doz 16 mg aşmamalıdır Ardışık IV dozlar ise 8 mg’ı aşmamalıdır ve 4-8 saatte bir verilebilir Bütün IV dozlar 50-100 ml SF içinde verilmeli ve 15 dak. az sürede verilmemelidir. 5-HT3 reseptör antagonistleri 2. KUŞAK: Palonosetron 5HT3 reseptörüne afinitesi 30-100 kat daha fazladır. YÖ 40 saat QT uzaması yok Akut emeziste 1. kuşak ile eşit Özellikle glukokortikoidlerle kombine kullanıldığında gecikmiş emeziste üstün NK1 Antagonistleri Aprepitant (ülkemizde olan tek form PO olanı -Emend- KT ilişkili bulantı kusmada onkoloji heyet raporu ile kullanımı gerekmektedir) Fosaprepitant Casopitant Netupitant Rolapitant NK1 Antagonistleri Aprepitant ve fosaprepitant ilaç metabolizmasında önemli rol alan sitokrom p450 enzimi olan CYP3A4’ün orta düzeyde inhibitörüdür. Aprepitant CYP3A4 ile metabolize edilen kemoterapi ilaçlarının klirensini azaltabilir (siklofosfamid, dosetaksel, etoposid, irinotekan, vinka alkaloidleri) Bu nedenle bu ilaçların toksisiteleri artabilir, ama bu konuda henüz elimizde kanıt yoktur. Fosaprepitant, aprepitantın İV uygulanan ön ilaç formudur. Fosaprepitantın kullanılabildiği ülkelerde sadece 1. gün aprepitant 125 mg formu yerine endikasyonu vardır. Aprepitant kemoterapinin 1. gününde 125 mg takip eden 2 ve 3. günlerde 80 mg dozunda kullanılır. Beklenti Emezisi Önceki kemoterapi siklüslerinde ciddi bulantı-kusma yaşayan hastalarda görülür Beklenti emezisi için en iyi yaklaşım, akut ve gecikmiş bulantı-kusmanın en iyi şekilde kontrol edilmesidir. Nonfarmakolojik metodlar ( ör:hipnoz, davranışsal tedaviler) etkin olabilir. Dirençli Emezis Uygun anti-emetik profilaksiye rağmen bulantı-kusma devam ediyorsa; Opioid analjeziklerin kullanımı Bazı antibiyotikler (klaritromisin, metronidazol) SSS metastazı Gastrointestinal obstruksiyon, ileus Hiperkalsemi Abdomino-pelvik radyoterapi Dirençli Emezis Kurtarma tedavisi (anti-emetik) eklenmesi Deksametazon Metoklopramid Lorazepam Olanzapin Dopamin antagonistleri (haloperidol) Proklorperazine Prometazine 5 HT3 reseptör antagonistleri değiştirilebilir (inkomplet çapraz R) Bulantı-Kusma İlişkili Komplikasyonlar 1. Ciddi komplikasyonlar Dehidratasyon Asid baz ve elektrolit bozukluğu Özofagial mukoza yırtıkları (Mallory-Weiss) Malnütrisyon Aspirasyon pnömonisi 2. Yaşam kalitesinin bozulması 3. Antitümör tedavinin tamamlanamaması Bulantı/Kusma Tedavisi Tedavilerle (KT, RT) ilişkisiz bulantı kusma tedavisinde etyolojiye bağlı olarak tedavi verilmesi uygundur. 30 Diyare (İshal) İnce veya kalın bağırsaklardaki fonksiyon bozukluğu sonucu, besin maddelerinin emiliminin azalması, başta enfeksiyon hastalıkları olmak üzere farklı nedenlerle günde 3-4 den fazla normalden sulu şekilde dışkılamadır. Etyolojisi multifaktöriyeldir İshalin infeksiyöz nedenlerine karşı uyanık olunmalıdır C.difficile Bakteriyal enterokolit 31 Diyare için Risk Faktörleri İleri yaş, DM, Kadın cinsiyet, İnflamatuar bağırsak İlaçlar (KT, RT, uygunsuz hastalıkları (Crohn, ÜC), laksatif kullanımı, antibiyotik), AİDS Bağırsak enfeksiyonları, Kanser tipleri (kolon-rektum Fekal impaksiyon kanseri ve daha nadir olarak Malabsorbsiyon, endokrin kanserler), Diyet alışkanlıkları, Psikolojik faktörler 32 İshal için ABD. Ulusal Kanser Enstitüsünün Ortak Terminoloji Kriterleri Derece 1 - Normale göre dışkılamada günde 4 ten az artış Derece 2 - Normale göre dışkılamada günde 4-6 arası artış Derece 3 - Normale göre dışkılamada günde 7 den fazla artış, inkontinans, hastaneye yatış gerekliliği Derece 4 - Ciddi sıvı kaybına bağlı düşük kan basıncını da içeren yaşamı tehdit eden sonuçlar, acil müdahale gerekiyor Derece 5 - Ölüm Hastalar Bu Risk Faktörleri Açısından Değerlendirilmelidir Baş dönmesi ve sersemlik Bilinç bulanıklığı Uyuklama hali Ateş Bulantı ve kusma Karın ağrısı ve kramp Düşük tansiyon 1) Komplike olmayan ishal * Yukarıda söz edilen bulgular olmadan derece 1 veya 2 ishal olmasıdır. *Belirtilere yönelik tedavi uygulanır. 2)Komplike ishal * Derece 3 veya 4 ishal olması ya da * Derece 1 veya 2 ishali olup aşağıda sayılan bulguların eşlik etmesi; Bulantı, kusma, nötrofil sayısında düşme, ateş, bakteriyemi , kramp, ciddi sıvı kaybı, gaytada kan olması, hastaların genel iyilik halinde azalma olması halinde kapsamlı değerlendirme ve yakın takip yapılmalıdır. Diyare Tedavisi Etyolojisine yönelik tedavi verilmelidir. Ağızdan sıvı alımı ve ishale uygun diyet önerilmelidir. Ağızdan alamıyor ise mutlaka İV olarak sıvı kaybı yerine konmalıdır. Uzun süreli ishalde ciddi elektrolit bozuklukları ve sıvı kaybı (dehidratasyon) ölüme götürebilir. 36 Diyare Tedavisi Farmakolojik tedavi - Enfeksiyöz patolojilerde antibiyotikler - Kemoterapilere bağlı diyarede loperamid (4 mg ile başlanıp günde en fazla 16 mg kadar çıkılır. 48 h içinde geçmez ise kesilmesi ve neden araştırılması gerekir) ilk reçete edilen ilaçtır. Loperamid bağırsak hareketlerini ve dışkıda kaybedilen sıvı miktarını azaltır. Hafif ve orta şiddetteki ishal için etkili iken ağır ishallerde yeterli değildir. Konstipasyon (Kabızlık) Gaitanın sert ve pasajdan zor geçişi ile karakterize olan ve geçişte azalma olarak tanımlanmaktadır. Subjektif bir semptom olması nedeniyle her birey için tanımlanması farklıdır. Konstipasyona karın ağrısı, bulantı, kusma, şişkinlik, baş ağrısı gibi semptomlar da eşlik edebilir. 38 Konstipasyon (Kabızlık) Konstipasyon, ABD ve Birleşik Krallık’ta yapılan epidemiyolojik çalışmalar baz alınarak; haftada 3 ya da daha az dışkılama sıklığı olarak tanımlanabilir. Genel olarak haftada 2 veya daha az sayıda dışkılama alışkanlığı konstipasyon olarak tarif edilmekle birlikte, sayı tek başına yeterli bir kriter değildir. Konstipasyon Prevelansı Kuzey Amerika’da kr. kabızlık prevalansı %1,9-27,2 arasında değişmekle birlikte gelişmiş ülkelerde yaşlılarda günlük laksatif kullanımı %50-74 olarak bildirilmiştir . Birçok çalışmada kr. konstipasyon prevalansı %12-19 Yaşlı popülasyonda ise %24-50 Ülkemizde Kasap ve Bor tarafından 20 ilde ve ülke nüfusunun %52’sini kapsayan bir örneklemde gerçekleştirilen (n: 3214) ilk geniş kapsamlı çalışmada ise oran %8.3 bulunmuştur. Etyoloji ve Patofizyoloji Primer konstipasyon; dışkının kalın barsak ve anorektal bölgede ilerlemesiyle ilgili bozukluktan kaynaklanır; beraberinde çoğunlukla proksimal gastrointestinal sistemdeki geçiş olağandır. Kolonik geçişteki yavaşlama idiyopatik olabileceği gibi ikincil nedenlere de bağlı olabilir. Sekonder konstipasyon Konstipasyon İleri evre kanser hastalarında %45-60 oranındadır, en önemli neden de opioid kullanımı ile ilişkilidir 1 Opioid alanlarda oran % 83-87 arasında değişir. Etyolojisi önemlidir, tümöre, tedavilere veya hastaya bağlı olabilir. Birçok ilaç konstipasyon nedenidir (antiasitler, antikolinerjikler - antidepressan, fenotiazin, haloperidol -ve antiemetikler vb.) 2, 3 1. Becker G. J Pain Symp Manage 2007, 2. Mancini I. Support Care Cancer 1998, 3. Dhingra L. Palliat Med 2013 44 Konstipasyon Tedavisi Opioidlere bağlı konstipasyon için profilaktik tedavi mutlaka önermeliyiz, tedavisinde bağırsak motilitesini stimüle eden laksatifler kullanabiliriz. Kategori Mekanizma Örnek Kütle yaratıcı Su çekme ile fekal kütle oluşturma Lif, kepek Osmotik etkili ajanlar Su çekme ile peristaltizm uyarıcı, mekanik germe Laktuloz, Mg hidroksit, sorbitol, epsom tuzları, polietilen glikoller Kontakt irritanlar, stimülanlar Su-elektrolit değişimi, sekresyon ve motilite uyarır Bisakodil , senna Yumuşatıcılar Yağın dışkıya karışmasını sağlar. Dokusat sodyum Lubrikanlar Kaydırıcı Gliserin supozituar Enema/ supozituarlar Bağırsağı genişleterek refleks boşalma 45 Nütrisyonel Problemler Onkoloji hastalarında iştahsızlık ve kilo kaybı %40-50 tanı anında, %80’i ileri evre hastalıkta görülür. Morbidite ve mortalite oranları, ölüm nedenlerinin %20 Tedavi başarısı ve toleransa olumsuz etki Uzayan hastanede kalma süresi, bozulan yaşam kalitesi CA Cancer Journal for Clinicians 53(5); 2003, F.Ottery 1994, Bauer et al. 2002, Larsson 2007, Ravasco et al. 2007 Türkiye’de Malnütrisyon Prevalansı 50 43,4 40 30 24 20 19,5 18,3 17,8 18,2 10 8,6 0 Radyasyon onkolojisi Göğüs hastalıkları Medikal onkoloji Hematoloji GI Cerrahi Göğüs cerrahisi Genel cerrahi 19 şehir – 34 hastaneden veriler toplam 29,139 hasta verisi Korfalı G, et al. Clin Nutr 2009;28: 533-537 Türkiye’de Malnütrisyon Prevalansı Anoreksi ve Kaşeksi Kanser hastalarında iştahsızlık (anoreksi) gastrointestinal semptomlar arasında en sık görülenidir. Önlem alınmadığı zaman besin alımında azalma, istemsiz kilo kaybına (kaşeksi) yol açar. 50 Dewys WD (Eastern Cooperative Oncology Group), Am J Med 1980 Anoreksi Kaşeksi Sendromu Görülme sıklığı fazla olması Yaşam kalitesini bozan sendrom olması Prognostik önemi olan bir sendrom olması Klinik pratikte göz ardı etmememiz gerekiyor! Nütrisyonun genomik etkileri Epigenetik regülasyonlar (BRCA1--- hipermetilasyon resveratrol ile azaltılabiliyor, HPV+ hasta lökositlerinde DNA metilasyonları fazla bu da plazma folat ve kobalamin konsantrasyonları ile orantılı) Anoreksi-Kaşeksi Sendromu tanımı: www.cancer.gov /NCI Kanser, AİDS ve diğer kronik hastalıklarla ilişkili olarak kilo kaybı, yağsız vücut kitlesinin (kas kitlesinin) kaybı, güçsüzlük ve daha az oranda yağ dokusu kaybı ile seyreden bir sendromdur. Kaşeksi Tanımı İstemsiz gelişen 6 ay veya daha uzun sürede olan %5’den fazla kilo kaybı %2’den fazla kilo kaybı ve BMI 20 kg/m2 den az %2’den fazla kilo kaybı ve eşlik eden sarkopeni varlığı Fearon K. Lancet Oncol 2011, Vigano A. Crit Review Oncog 2012 Fearon K, et al. Definition and classification of cancer cachexia: an international consensus. Lancet Oncol 2011 Eşlik eden hastalıklarla ilişkili Tedavilerle ilişkili KT,RT,cerrahi Kanserle ile ilişkili Psikolojik ve emosyonel durum Kanser kaşeksisinin evreleri Prekaşeksi Kilo kaybı <%5 Anoreksi ve metabolik değişiklik Kaşeksi Kilo kaybı >%5 veya BMI<20 + kilo kaybı >%2 veya sarkopeni + kilo kaybı >%2 Fearon K, et al. Lancet Oncology 2011 Refrakter Kaşeksi Farklı derecelerde kaşeksi tablosu kanser hem prokatobolik hem de progresif süreçte düşük performans yaşam beklentisi <3 ay Tarama Kilo kaybı, BMI veya kasın direk ölçümü Prekaşeksi Kaşeksi Refrakter kaşeksi Değerlendirme Tedavi Prekaşeksi İzlem Koruyucu önlemler Kaşeksi Farmakolojik ve nonfarmakolojik tedaviler Refrakter kaşeksi Semptom palyasyonu, psikososyal destek, etik sorunlar – nutrisyonel beslenme Anoreksi Kaşeksi Tedavisi Progestinler (medroksi progesteron asetat veya megestrol asetat - Megace) Kortikosteroidler Balık yağı ve EPA Talidomid Anoreksi Kaşeksi Tedavisi Kannobinoidler (ülkemizde kullanımı yok) Anabolizan hormonlar (henüz araştırma aşamasında) Ghrelin (henüz araştırma aşamasında) Hedefe yönelik tedavilerle ilgili çalışmalar devam etmektedir. Systematic Review *, Cochrane Database of Systematic Reviews ** Yazar (yıl) RCT Tedavi Sonuçlar Maltoni M (2001)* 15 Yüksek doz MA/MPA İştah artışı ve kilo alımı Lopez P (2004)* 26 MA İştah artışı ve kilo alımı Yavuzşen T (2005)* 55 Tüm ilaçlar Progestin ve c/s kanıt yüksek Berenstein EG (2007)** 30 MA MA plaseboya göre üstün Dewey A (2007)** 5 EPA EPA plaseboya göre kanıt az Lesniak W (2008)** 30 MA (tüm dozlar) Plaseboya göre katkı var Mazzotta P (2009)* 10 EPA, DHA Tek başına kanıt derecesi az Ries A (2012)* 38 Fish oil Kanıt derecesi az Garcia RV (2013)** 35 MA Plaseboya göre katkı var Hafif kilo alımı ve QoL düzeltir. Sağkalıma katkı yok Kortikosteroid ve progestinler kanıt düzeyi iyidir. Fearon KC. Clin Nutr 2012; 31:577-582 Kanser Kaşeksisi Multifaktöryel bir sendrom Kas-yağ fizyolojisi Heterojenite Genetik katkı İskelet kası fonksiyonları ve kaybı Fiziksel aktivite Psikoonkolojik yaklaşım Fearon K.C.H. The 2011 ESPEN Prof. Dr. Tuğba YAVUZŞEN Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Epidemiyoloji Malign hastaların %3-42’sinde gözlenir %60-70 tümöre bağlı %20-30 benign nedenler (en sık adezyon) En sık over ve KRK’de Melanom ve meme en çok non-GİS nedenler Abdominal kitle varlığında her kanserde gözlenebilir (Genelde ileri evre) İnce barsak daha sık (%61 vs. %39) Epidemiyoloji Parsiyel/Komplet Akut/Kronik Reversible/İrreversible Semptom Gastrik veya proksimal ince bağırsak Distal ince bağırsak veya kalın bağırsak Kusma Safralı sulu ve büyük Partiküllü ve küçük miktarda volümde, kokulu Ağrı Umlikal bölgede kısa Lokalize derin visseral ağrılı kramplar erken ağrı, aralıkları uzun ve semptomdur. kramp olarak tarif eder. Geç semptomdur Abdominal şişlik Olmayabilir Vardır Anoreksiya Var olmayabilir Her zaman Tanı ve ilk değerlendirme Tanı; Klinik Radyolojik (X-ray genelde tanısal) Yerleşim ve altta yatan neden tespitinde BT, USG ve x-ray dan üstün (%21 tedavi yaklaşımını değiştirir) En önemli nokta; Akut nedenlerin ekarte edilmesi (akut cerrahi gerektiren) Acil cerrahi gerektiren durumların varlığının tespiti Parsiyel/komplet ayrımı zordur Cerrahi/medikal yaklaşımı belirlemek Cerrahi risk muhakkak hasta ve yakınları ile tartışılmalı Cerrahi primer tedavi olsa da bazı hastalarda geri planda olmalı; Cerrahi için kötü prognoz göstergeleri 1.Asit 2.Peritonitis karsinomatoza 3.Palpabl abdominal kitle (bulky) 4.Multipl obstrüksiyon 5.Abdominal radyoterapi hikayesi 6.Düşük yaşam beklentisi (<2 ay) 7.Yaygın hastalık 8.Kötü performans 9.İleri yaş 10.Kötü beslenme göstergeleri (keşeksi, hipoalb) Cerrahi dışı tedaviler Farmakolojik Yaklaşımlar Sıvı tedavisi Endoskopik yaklaşım Endoskopik tüp drenaj Farmakolojik yaklaşım Bağırsak fonksiyonlarını koruma hedeflenen Opioid (ağrı) Antiemetik* (bulantı) Kortikosteroid (motilite-ödemi azaltarak) Bağırsak fonksiyonları uzun süre mümkün olmayan hastalar Somatostatin analogları (octreotid) Anti-kolinerjikler (motilite) * Metoklopromid gibi prokinetik antiemetikler komplet obstrüksiyonda kullanılmamalı, parsiyel obstrüksiyonda faydalı olabilir **Octreotidin faydasız olduğuna dair çalışmalar da mevcut Octreotid GI hormonların aktivite ve salınımını inh eder Gastrik sekresyonları azaltır İntestinal motiliteyi azaltır Splenik kan akışını azaltır GI içeriği azaltır Su ve elektrolit emilimini artırır Total Parenteral Nütrisyon (TPN) Sağkalıma küçük katkısı var QOL üzerine önemli katkısı var Diver E, et al. Gynecol oncol 2013; 129:332-335 Richards DM, et al. Dig Dis Sci 2013; 58:768-776 Gastrointestinal Obstrüksiyon Genelde ileri evre KRK, over ve peritoneal kanserlerde sık Yaşam kalitesini kötü, sağkalımı kötü etkileyen bir tablo Tedavisi cerrahi primer olabilirse, çoğu zaman palyatif - Endoskopik palyasyon (stent vb.) - PEG veya NG ile aspirasyon - TPN - Palyatif farmakolojik tedaviler (antiemetik, antisekratuvar ve ağrı-opioidler) Teşekkür ederim…………. e-mail: tugba.yavuzsen@deu.edu.tr