Okulumuz Felsefe kulübü öğrencileri olarak, 2011- 2012 eğitim öğretim yılının ilk etkinliği ile karşınızdayız. Kulübümüz; 1. Öğrencilerimizi okuma ve araştırmaya teşvik ederek, yaratıcı ve eleştirel düşünebilme alışkanlığı kazandırmak, öğrencilerimizin düşünsel gelişimlerine yardımcı olmak, 2. Gerek Türk İslam kültür ve medeniyetinde ve gerekse evrensel kültür ve medeniyete önemli katkılarda bulunmuş olan Türk düşünür ve bilim adamlarıyla, kültür ve medeniyetimizin özgün kurumlarını, tanımak ve tanıtmak, bu yolla milli kültür ve medeniyetimize sevgi ve saygı hisleri içinde bağlılık taşıyan fertlerin yetişmesine katkı sağlamak 3. Evrensel bilim ve felsefe hareketleri içinde önemli yerleri bulunan yabancı düşünür ve bilim adamlarını tanımak ve tanıtmak, toplumumuzda felsefe, psikoloji ve sosyolojiye ilgi çekmek hedefine odaklanmıştır. Ahilik kültürü haftası nedeni ile düzenlediğimiz bu etkinliğimize, Ahiliğin ne olduğunu anlatan yaşanmış bir hikaye ile başlayalım istiyoruz. Hikayemizi kulüp rehber öğretmenimiz Feridun Eser’den dinleyeceğiz. Fatih Sultan Mehmed’in Esnafı İmtihanı Ahilik mensubu olan Edirne esnafının birbirine bağlılığını, yakınlığını anlatmak istiyoruz. Bu hikayede anlatılan güzel hasletlere, keşke günümüz insanları da sahip olsalar diye geçiyor içimizde! Ve bunu bir dua gibi, bir dilek gibi istiyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul' u fethetme plânları yapıyordu. Henüz 21 yaşında bulunan hükümdar, İstanbul'un fethine girişmeden önce, halkını imtihan etmek istemişti. Sabahın erken saatlerinde tebdili kıyafet ederek, Osmanlı'nın başşehri olan Edirne'de çarşıya çıktı. Çarşının bir tarafından girip, alış veriş yapmaya başladı. Birinci dükkâna varıp bir şey aldı. İkinci bir şey istediğinde dükkân sahibi vermedi. Fatih Sultan Mehmet, esnafa elinde mal olduğu halde neden vermediğini sordu. Adam: -Ben sana bir şey satmakla sabah siftahımı yapmış oldum, ikinci alacağını da karşıdaki komşu dükkândan al. Çünkü o henüz siftah etmemiştir, dedi. Fatih Sultan Mehmet memnun olmuştu. Siftah etmemiş komşu dükkana selam vererek girdi, kendisine lazım olan maldan bir miktar aldı... Başka bir istekte daha bulundu… ancak dükkan sahibi, önceki dükkan sahibi gibi, sultanın ikinci istediğini vermeyip diğer komşu dükkâna gönderdi. Böylece Fatih Sultan Mehmed, koca çarşıyı baştan sona kadar dolaştı... bütün dükkanlarda aynı muamele ile karşılaşmıştı. Dükkanlardan aldığı erzakı, medresede ilim tahsil eden talebelere gönderdi, kendisi de saraya gelip Allah'a şükretti ve şöyle dedi: — Ya Rabbi sana hamdolsun... Bana böyle birbirine düşkün, birbirine tutkun millet ihsan ettin ki ben bu milletimle değil Bizans'ı, dünyayı bile fethederim, dedi ve İstanbul' un fetih planlarını hızlandırdı. “Ahilik Kültürü Haftası” nedeni ile hazırlamış olduğumuz bu ilk etkinliğimizde, sınıfı öğrencilerinden Ahilik üzerine genel bilgiler verecek, sınıfı öğrencilerinden, Ahilikle ilgili bir şiir okuyacak ve sonra da sınıfı öğrencilerinden bize Ahi Evran, Ahilik Felsefesi ve Bacıyan-ı Rum’la ilgili kısa bilgiler verecektir. Ardından Ahilikle ilgili bir video izleyecek ve programımızı sonlandıracağız. Mustafa Kemal Atatürk, “Türk çocuğu atalarını tanıdıkça kendinde büyük işler yapma kudreti bulacaktır” demektedir. Hazırlamış olduğumuz programı, bu çerçevede ilgiyle izlemenizi umar, teşekkür ederiz. (Program sona erdikten sonra): Bizleri sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederiz; hoşça kalınız! Ahi kardeş demektir Helâl lokma yemektir Demiş servet emektir Ahi Evran-ı Veli. "Şemsi Yastıman" OLALIM AHİ EVRAN Kardeşliktir Ahilik, İyiyi güzeli aramak. Düşünmektir kendinden önce başkasını, Muhtaca sıcacık dost elini uzatmaktır Adalettir Ahilik, fazilettir, Öfkeye sabretmek, güçlüyken affetmektir. Baharın verdiği ilk cemre gibi, Ilık ılık gönüllere gitmektir Saygı vardır alın terine, Hürmet duyulur emeğin kendisine. Yaratan aşkına sevilir her canlı, Yoktur sınır paylaşımda, hoşgörüde Olamaz hiç din, dil, ırk ayrımı, İlkesidir savunmak, korumak vatanı. Atalarım kenetlenip ant içmiş, İndirmemek için semalardan bayrağı Olalım hepimiz Ahi Evran, Uzak dursun bizden hile ve yalan. Nefret edip boynunu büksün, Sevgimiz Yunus olsun, Hoşgörümüz Mevlana’dan Fatma Gül Yörük