T.B.M.M. B:142 18.7.1995 O:! ABDULLAH GÜL (Kayseri) - Sayın Başkan, benim söz talebim gelmedi mi; yazılı olarak göndermiştim efendim; MEHMET SEVEN (Bilecik) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bosna-Hersek'te, insan­ lık adına, Müslümanlık adına yaşanan utanç için, gündemdışı söz almış bulunmaktayım. Bakınız, gününıüzde ve gözümüzün önünde, hatta ve hatta Birleşmiş Milletlerin gözü önünde, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden... ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Gündemdışı konuşuyor!.. ABDULLAH GÜL (Kayseri) - Gündemdışı konuşuyor Sayın Başkan!., BAŞKAN - Efendim, lütfen... MEHMET SEVEN (Devamla) - ...insanlıktan zerre kadar nasibini almamış şerefsiz Sırplar ta­ rafından Müslüman kardeşlerimiz katledilmektedir. BAŞKAN - Sayın Seven, galiba ana konuya girdiniz; size, önerge üzerinde söz verdim. Buyurun. MEHMET SEVEN (Devamla) - Bu katliama seyirci kalındıkça, Müslümanım demekten, Tür­ küm demekten utanır hale. geldim. Kardeşlerimiz bu kadar yalnız bırakılmamalıydı, bu kadar sa­ hipsiz kalmamalıydı. Bu şerefsiz Sırplara ve burilann işlemekte olduğu mezalime dur demek için hâlâ beklenilmektedir; bunu bir tarafa bırakalım, bunların tutumlarını da anlamış değiliz. Bu meza­ lime göz yummayı ve seyirci kalmayı da bir şerefsizlik, bir korkaklık olarak addediyorum. Arkadaşlar, en az Sırplar kadar suçlu ve şerefsiz olan Gali yönetimindeki Birleşmiş Milletle­ rin amacı, Bosna'da yaşanan katliamı önlemek değil, Müslüman birliklere gitmesi muhtemel ve ambargoyla engellenmiş silah yardımını önlemektir. Düşünebiliyor musunuz;1 bu, sözde Birleşmiş Milletlerin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenica, şerefsiz Sırplar tarafından işgal edilmiştir. Bu kat­ liama göz yumanlar, insanlıktan nasibini almayanlardır; fakat, beni asıl üzen şey, Türkiye'nin her konuda lider ülke olduğunu ve olacağını savunan Hükümetin, bu konuda, sadece ve sadece sözde * kalan göstermelik çabalarının fiiliyata dönüştürülmesidir. Bosnalı Müslüman kardeşlerimize de za­ ten en fazla dokunan şey, Türkiye'nin, hâlâ insanlıktan nasibini almamış Gali yönetimindeki Bir­ leşmiş Milletlere güvenmesidir. Türkiye'nin, elbette ki, tek taraflı olarak, Sırplara karşı bir askerî müdahalede bulunması müm­ kün değildir; ancak, sınırlı bir askerî operasyon için kararlı bir tutum sergileyen Fransa ve benzeri ülkelerle ortak bir organizasyon için çaba harcanması doğru olacaktır kanaatindeyim. Aslında, bu ayıp, en fazla İslam ülkelerinindir. Nerede kaldı onların Müslümanlıkları; İslamiyette korkaklık yoktur; İslamiyette, mezalime maruz kalan din kardeşleri için, maddî, manevî, bedenen destek var­ dır. Bu mezalime seyirci kalmak, tüm İslam devletleri için bir korkaklıktır. Yıllardır seyirci kalı­ nan bu vahşet karşısında, Türkiye'ye her seferinde insan hakları ve ihlallerinden söz eden Batılıla­ rın sergilediği bu çifte standardı kınıyoruz. Öncelikle, Yüce Meclisin huzurunda, Türkiye Cumhu­ riyeti Hükümetini, ciddî, kararlı ve ödün vermez bir dış politika izlemeye davet ediyorum. Bizim, burada, tartışmakla geçirdiğimiz her dakika, her saniye, Bosnalı Müslüman kardeşlerimiz için bir zaman kaybıdır, bir ihanettir. Bu katliama daha fazla duyarsız kalmak, Müslüman kardeşlerimizi arkadan vurmaktır. « Gali'den ve yönetimindeki Birleşmiş Milletlerden -aslında, bunlar millet değil illettir- daha fazla yardım beklemekle, kendimizi avutuyoruz; biz uyuyoruz. Bu Gali ve yandaşlarına artık ne şe­ kilde ve nasıl bir cevap verilecekse verilsin! Yeter artık!.. Yeter artık, sabrımız kalmamıştır! Bu Yüce Meclisin de sabrının kalmadığına inanıyorum; ancak, aynı duyarlılığı bu Koalisyon Hüküme­ tinden de beklemek en doğal hakkımızdır. -262-