M. Meclisi B : 41 her vatandaşın sandığa oyunu atarken Sayın Demirel kadar, benim kadar, Yüce Meclis üyelerin­ den her hangi biri kadar hür olmaları gerekli­ dir. (C. H. P. sıralarından alkışlar). Oysa pekçok vatandaşın hiç de o şekilde hür olmadığını... (A. P. sıralarından, gürültüler.) Resmî rapor­ dan okudum, anlıyamadmız fazla bilimsel oldu­ ğu için ifade. (C. H. P. sıralarından alkışlar.) Pekçok vatandaşın hiç de o şekilde hür olma­ dığını, sandıktan çıkmakla öğünebilen ve bu dü­ zenin değişmesini önlemek istiyen iktidarın res­ mî raporları söylemektedir. Böylesine açık bir sömürü düzeninin değişmemesini istiyenler, hal­ kı sömürenlerden aldıkları maddi güçle şimdiye kadar halkı aldatabilmiş, halkın sömür ülmesini devam ettirebilmiş olanlardır. Onlar 1945 tc ilk toprak reformu denemesi yapılırken, Cum­ huriyet Halk Partisi içinde muhalefet bayrağın? açmış ve bu partiden kopup örgütlenerek halk? aldatmış, halkın oyları ile topraksız halkın toprağa kavuşmasını önlemiş olanlardır. Onlar 20 yıl sonra 1965 te, yine Cumhuriyet Halk Par­ tisinin hazırladığı daha yeterli bir toprak refor­ mu tasarısı Meclise geldiğinde Cumhuriyet Halk Partisini iktidardan düşürmüş ve bir avuç topra­ ğı olan köylülere giderek, onları «Cumhuriyet Halk Partisi iktidara gelirse, sizin de toprakla­ rınızı alacak, toprağınız da, dininiz de elden gi­ decek, memlekete komünizm gelecek.» yalanları ile aldatmış ve öylece topraksız köylülerin top­ rağa kavuşmasını bir kez daha önlemiş olanlar­ dır. (C. H. P. sıralarından, alkışlar.) Gazetelerin yazdığına göre geçen gün Tarım Bakanı büyük çiftçilerin bir toplantısında konu­ şurken, toprak reformu istiyenlerden «satılmış­ lar» diye söz etmiş. Toprak reformu istemiyenlerin, Anayasa emrettiği halde toprak reformu­ na «hayır» diyenlerin satılmış olabileceklerinden şüphe edilebilir. Çünkü onları satınalabilecek ka­ dar güçlü ve zengin kişiler vardır, ama toprak reformu istiyenleri kimler satınalmış olabilir? Çocuğuna ilâç bile satınalabilecek gücden yok­ sun topraksız köylüler mi? (C. H. P. sıralarından alkışlar.) Tarım Bakanının bu çirkin sözü gazetelerde çıktığı gün, gazeteler bir başka haber daha ya­ yınlıyordu: Elmalı Kaymakamının istifası habe­ ri. Bu istifasında Elmalı Kaymakamı Mehmet Tuncer aynen şöyle diyordu : 15 . 2 . 1968 O :2 «Elmalı ve Finike toprak ağaları Subaşı'ların ve Baysarı'ların ağır baskı ve tazyiklerine mukavemet edemiyerek tamamen partizan bir tutum ve davranış içerisinde birkaç toprak ağa­ sının şahsi ve keyfî istek ve arzularını yerine getirmek maksadı ile Sandıklı Kaymakamlığına naklen tâyinim yapılmış bulunmaktadır. Ağala­ rın vâki şikâyetleri üzerine Elmalı'ya tetkik ve iahkikata gelen mülkiye müfettişlerinin lehimde /ermiş oldukları rapora rağmen Antalya Vali Vekili Ömer Naci Bozkurt'un indî ve keyfî mü­ talâası üzerine kışın ortasında yapılan bu tâyin Kaymakamların Nakil Yönetmeliğine tamamen aykırı bulunmaktadır.» ZEKİ EFEOĞLU (İzmir) — Aynı sözleri si­ nin komünist radyosu da söyledi. CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUPU 1DINA BÜLENT ECEVİT (Devamla) — Siz, hakikat mi değil mi ona bakın... Elbette Türki­ ye'de böyle şeyler olursa komünistler de onları istismar eder... «Son zamanlarda gerek Başbakanlık, gerek­ le içişleri Bakanlığından gelen ve idareciler ile bilûmum Devlet memurlarının prensiplerine uy­ gun hareket etmelerini istiyen tamimlerini se­ vinçle karşılamıştım. Zira tamimde riayet olun­ ması istenen hususlar, benim öteden beri tatbik etmeye çalıştığım şeylerdi. Fakat iktidar sahip­ lerinin özü ile sözünün birbirine uymadığını esefle müşahade etmiş bulunuyorum.» diyor bir kaymakam. «Antalya'ya tâyin edildiğimin ilk günlerinde Elmalı'ya gelerek, bütün kaymakamlık işlerini bir tarafa bırakın, sizden yalnız ağaların toprak dâvasını halletmenizi istiyorum, diyen Antalya Vali Vekili Ömer Naci Bozkurt...» İHSAN ATAÖV (Antalya) — Yalandır, ya­ landır... C. H. P. GRUPU ADINA BÜLENT ECEVİT (Devamla) — «ve İçişleri Bakanı Sayın Faruk Sükan'dan soruyorum.» diyor eski Elmalı Kay­ makamı : «Kış kıyamette naklimi gerektiren se­ bepler ve suçum nedir? Sayın Sükan ve Boz­ kurt her hangi bir suç bulamıyacaklar ve gö­ rülen lüzumdan başka bir cevap veremiyeceklerdir.» Devam ediyor eski Elmalı Kaymakamı: «Ben ise suçumu biliyorum,» diyor. «Elmalı'dan nak­ limi icabettirecek başlıca iki önemli suç işlemiş bulunuyorum :