Salihan Beyza Sütemen 21301547 Mavi Bir Yolculuk Aynı köyde yaşayıp birbirlerinden farklı hayatları olan bir grup insanın, kitabın da adını aldığı Mavi Kuş isimli köy otobüsüne tren garına gitme amacıyla binmeleriyle birlikte, birbirlerine yaklaşıp, geçmişte ve yolculuk boyunca yaşadıkları acı ve mutluluklara ortak oldukları bir yolculuk hikâyesi anlatılıyor. Birlikte geçirdikleri vakit sayesinde birbirlerini ve aynı zamanda da kendilerini dinleme fırsatı buluyorlar. Bindikleri o mavi otobüs onların içsel yolculuğa çıkmalarına sebep veren bir araç haline geliyor. Haliyle, okuyucu da karakterlerin bu içsel yolculuklarına konuk olup, adeta o köyden biriymiş de o otobüsteki bir koltukta da o oturuyormuş gibi hissediyor. Anadolu insanının yaşam mücadelesi, karakterlerin başlarından geçen bireysel olaylar ve toplumsal ve siyasal açılardan yaşadıkları binbir türlü zorluklar okuyucuya o kadar dozunda aktarılmış ki; karakterlerde kendimden ve etrafımdan parçalar gördüm. Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demeyi alışkanlık haline getirmiş halkımızın rastgele seçilmiş bir köyünden bir otobüs dolusu insanın yaşadığı olayları oturup dinleyecek olsak, bu kitapta anlatılanlara benzer hayat hikayeleri göreceğimizi düşünüyorum. Ben de Anadolu’nun küçük bir şehrinde büyüdüğüm için, bu tarz olayları büyüklerimin anlattıklarında hatta bizzat kendi çocukluğumda çevremde gördüğümü söyleyebilirim. Hasta olup ağır acılar çekmesine rağmen çocukları üzülmesin diye susan anneler, ailenin geçimi omuzlarına yüklenmiş ve gece gündüz çalışmasına rağmen yetecek kadar kazanamayan babalar ve daha niceleriyle birlikte büyüdüğüm için, karakterlerin hissettiklerini anlamam zor olmadı. Üstelik bu roller o kadar benimsenmiş ve normalleşmiş ki, hiçbiri aslında bunları birer dert olarak görmüyor, hayat gayelerinin bu olduğuna inanmışlar. Her insan gibi, Mavi Kuş yolcuları da ne yaşarlarsa yaşasınlar, farklı farklı acılardan geçip yine de gülebilecek, mutlu olabilecek bir sebep bulmayı başarıyorlar. Birisinin yaşadıklarını duyunca veya şahit olunca o anlığına üzülüp, üzgünüm desek bile iki dakika geçmeden başka bir şey görüp gülümseyebiliyoruz. Sosyal medyada gördüğümüz, üzücü bir terör haberi üstüne lanetler yağdıktan iki dakika sonra her şeyi unutup diğer sekmedeki komik kedi videoları izleyen bir nesiliz. Öyle ya, insanlar en yakınlarını kaybettikten sonra bile bir yerden sonra hayatına devam ediyor. Haliyle başkalarının yaşadıkları acıları unutmak çok daha kolay geliyor. Hüznü yaşamayı bilmediğimizden kısa süreli üzüntü veya öfke yaşayıp acımızı tüketiyoruz. Oysa bu insanlar, tüm acılarını sindire sindire yaşamışlar ve hepsini de kalplerinin bir köşesinde taşıyorlar, böylece yeri geldiğinde o yaşadıklarına bakıp bugünlerine şükredebiliyorlar. Mavi Kuş yolcuları, yolculuk süresince yalnızca o minik köy otobüsünü değil, yaşadıklarını da paylaşıyorlar. Aynı zamanda birbirlerinin acılarına ortak olup hem kendi acılarını unutuyorlar, hem de karşılarındaki insanların rahatlamalarını sağlıyorlar. Sahi, en son ne zaman birine tüm samimiyetimizle neler hissettiğimizden bahsedebildik? Üstelik bu insanlar, öyle planlı bir şekilde, şikayetlenircesine anlatmıyorlar dertlerini. Kısa bir yolculuk süresince onca samimiyet kurup, kelimelere dökmeden paylaşıyor acılarını. Bazı insanların yıllarca dostluk yaptığı kişilere yakın olduklarından daha yakın bir hale geliyorlar. Tıpkı bizler gibi onlar da bu bastırılmış toplumun parçaları olmalarına rağmen, hislerini kendi içlerinde de olsa, öylesine özgür yaşıyorlar ki; kendime ve çevreme baktığım zaman üzülüyorum. Bizler henüz duygularını kendilerine ifade edemeyen, robotlaşmış bir nesiliz, ne yazık ki. Dolayısıyla henüz kendimize itiraf etmediğimiz şeyleri karşımızdakilere aktaramadığımız gibi, onları bizi anlamamakla suçluyor aynı zamanda onları anlamak için hiçbir şey yapmadığımız gerçeğini de gözden kaçırıyoruz. Mavi Kuş, Anadolu halkının tükenmeye yüz tutmuş samimiyetinin anlatıldığı, okudukça; günümüzü ve hislerimizi sorgulayacağımız aynı zamanda naif insanların hayatlarıyla içimizi ısıtan başarılı bir öykü kitabı; öyle ki, duygularımın içinde sıkıştığımı hissettiğimde açıp bir kısmını okumamın yeterli olacağını düşünüyorum.