Kimyanın İlk Dönemleri | 1 Kimyanın İlk Dönemleri Eski dönemlerde yaşayan insanlar maden filizini metale çevirdiklerinde veya cam im ettiklerinde farkında olmadan “kimya” olarak nitelendirebileceğimiz işlemlerle uğraşıyorlardı. Ortaçağ’da büyü ve gizli deneyleri bir araya katan simyacılar, bir bilim dalı kurmaksızın birkaç maddeyi değiştirme işlemini gerçekleştirdiler. 700’e doğru, bir Alman hekim, George Ernst Stahl, ateşe tutulan maddelerdeki özellik değişikliklerim açıklamaya olanak veren, görünüşte tutarlı ilk kuramı ortaya koydu. Alevin, yanıcı maddelerde bulunan ve onlara kimyasal ve fiziksel özelliklerini veren flojiston adında fark edilemeyen bir akışkan açığa çıkardığını düşünüyordu. Gazların varolabileceğini tasarlayamayan dönemin kimyagerleri, Stahl’in kuramım hayranlıkla karşıladılar. Deneyler, yüksek sıcaklığa tutulan metallerin ağırlıklarının arttığım gösteriyor. Bu durum flojistik kuramı ile kesinlikle uyuşmuyor. Antoine Laurent de Lavoisier modern kimyanın temellerini bu olayın açıklamasını ararken attı. Oksijenin yanma olayındaki rolünü İngiliz Joseph Priestley ile aynı zamanda keşfetti. Şubat 1785’te, suyun “basit bir madde değil”, “yanıcı hava (hidrojen) ve yaşamsal havadan (oksijen) meydana geldiğini” ispatlamak için halk önünde gerçekleştirilen deneyde suyu bileşenlerine ayırmayı (ayrıştırmayı) sonra da yeniden oluşturmayı başardı. Nihayet, Louis Guyton de Morveau ile birlikte farklı maddelerin nasıl basit maddelere ayrıştığını açıklayarak ilk kimyasal isimlendirmeyi gerçekleştirdi. Bu içerik Turkceci.Net tarafından oluşturulmuştur.