MUHİT İ 13 ilk Temaşa Eserleri Şair evlenmesi - Afife Anjelik-Vatan, yahut Silistre Atala - Eyvah.. - Açık baş - Besa - Ecelikaza ■ Hak - İntikam - Operetler. Recai Zade Ekrem, Namık Kemal, Ahmet Mitat, Ebuzziya Tevfik, Şemsettin Sami, Hakkı Hoca, Âli Bey, Ahmet Vefik Paşa. Yazan: REFİK AHMET ahnemizde ilk türkçe piyes, tercemedir. Gedikpaşa tiyatrosu faaliyete geçince orada da ayni şey yapıldı, garp lisanlarından türkçeye çevrilen eserlerin temsili ile işe baş­ S landı. Fakat Gedikpaşa tiyatrosu o zamanın en mühim türk muharrirlerini de etrafına topla­ mış olduğu için kısa bir zaman zarfında sah­ nede telif eserler, türk muharrirler tarafından türk dilinde yazılmış yerli eserler görülmiye başladı. Gerçi türkçe olarak yazılan ilk telif piyes Şinasinin «şair evlenmesi» adlı eseridir, fakat bu piyes sahnej'-e konmadığı için onu zikretmekle iktifa ediyoruz ve türk sahnesine ilk eseri vermek şerefinin Recai zade Mahmut Ekrem Beye ait olduğunu görüyoruz. Gedikpaşa tiyatrosunda temsil edilen ve 1870 de kitap halinde intişar eden ilk türk dramı «Afife Anjelik» dir. Recai zade Ekrem Beyin genç bir kızın hayat ve arzularını, saf, samimî ve namuskâr aşkını tasvir eden bu ilk tecrübe hayli muvaffakiyet gördü. Bilahare sah­ nemize müteaddit eserler vermiş olan Ekrem Bey bu «ilk» eseri yazmış olmak gururunu haklı olarak duymuş ve bunu hissetmiştir. Y i­ ne ayni tiyatroda oynanan ve 1874 de kitap halinde basılan «Atala» piyesinin mukaddime­ sinde diyor k i : «Bu gün dram, yâni facia olarak mevcut olan eserler dört sene evvel bilkülliye mefkut idi. Ben Afife Anjelik namile tertip eylediğim dramı neşreylemiştim. Afife Anjelik zamanı zu­ hurunda emsaline tâkdimen umumun nazarı itibarına mazhar olmuştu. Bugün Atala da nazirlerinin pek çokları derecesinde lâyıkı in’ itafı nazar olur ümidindeyim. Atala da tertip ve intizama ait bir takıiıl usuller vardır ki bu nevi asarın bugünkü günde en güzidelerinden ahzü iktibas olunmuştur.» Atala — yahut Amerika vahşileri— ismini taşıyan bu piyesin mevzuu, ormanlarda Ame­ rika yerlileri arasında geçen bir aşk macerası­ dır ve Fransız muharrirlerinden Şato Briyanın 3 114 m v bir hikâyesinden almmiştir. Ekrem Bey daha evvel bu hikâyeyi de terceme ederek neşretmişti. Bu adaptasyon usulü yalnız Ekrem Bey tarafından tatbik edilmiyordu, düyunu umumî­ ye idaresinde ve Trabzon valiliğinde bulunmuş olan Ali Beyle Ahmet Vefik paşa bu yolu bil­ hassa muvaffakiyetle tâkîp eden iki muharrir­ dir. Bu üstat muharrirlerin Molyerdeıı yaptıkları adaptasyonlar bugün bile sahnemizde tekrarla­ nabiliyor. İlk temaşa eserlerimizden ayakta ka­ lan piyesler de yalnız bunlardır. Türk temaşa edebiyatına ilk eserleri ver­ miş olan müellifler arasında Namık Kemal Beyi hususî bir ehemmiyetle kaydetmek iycap eder. Yazdığı piyeslerin temsili Gedikpaşa ti­ yatrosunun hıncahınç dolmasını, ehaliııin he­ yecandan çatlıyacak derecede sarsılmasını, co­ şup taşmasını mucip olan Namık Kemal Bey, san’ atın İçtimaî bir kıymet olduğunu, İçtimaî bir vazifesi bulunduğunu anlamış ilk büyük muharririmizdir. Bu anlayışından dolayıdır ki Namık Kemal Bey, yazdığı makalelerinde ti­ yatronun büyük vazifesine işaret ediyor, onun milletlerin yalnız fikri seviyesi üzerinde değil, ayni zamanda mukadderatı üzerinde de müessir olabileceğini söylüyor. Namık Kemale göre san’ at ve bu meyanda bittabi tiyatro, düşüncele­ rini halka telkîn etmek için bir vasıta idi. Bu itibarladır ki «Vatan», «Akif Bey», «Zavallı çocuk», «Gülnihal» piyeslerini yazdı. «Vatan» piyesi kadın ve memleket aşkla­ rını karşılaştırır, memleket tehlikede iken ka­ dınların da erkekler gibi her zahmet ve me­ şakkati çekebileceklerini söyler. Gedikpaşa ti­ yatrosunda «Vatan» piyesinin temsili halkın büyük bir heyecana düşmesini mucip olmuştu; istipdat idaresi bu tezahürden korktu ve üçün­ cü temsilinden sonra bu eseri mennettirdi. Bir müddet sonra da Namık Kemal Bey padişah Aptülaziz tarafından Rodos adasına nefyolundu. Namık Kemal Bey tiyatroya eser yazmakla beraber tiyatro hakkında da neşriyat yapmış, tiyatromuzun tâkip etmesi iycap eden yola, ti­ yatronun ihtiva etmesi lâzımgelen vasıflara dair makaleler yazmıştır. Bu arada tiyatro lisanının h ir nasıl vücut bulacağına dair mütalaaları dik­ kate şayandır. Namık Kemalden evelki tiyatro eserlerinin ekserisi adapte idi, Namık Kemel bü yolu tehlikeli görüyordu, kendisi adaptas­ yona rağbet etmediği gibi bu tarzın aleyhin­ de bulundu ve temaşa edebiyatımızın zengin­ leşmesi için telif eserlere ihtiyaç olduğunu yazdı. Namık Kemalden sonra Ahmet Mitat Efen­ di bu yolun çalışkan, velut, feyizli bir muhar­ riridir. Ahmet Mitat ta adaptasiyon aleyhtarı idi; telif eserler vücuda getirdi, 1871 de yazdığı ilk piyesi olan «Eyvah...» temamen yerli ha­ yattan alınmıştı. Ahmet Mitat burada safsata­ dan başka bir şey olmıyan bâzı garip ve batıl âdetlere, an’ anelere târiz ediyordu. Bu eser bir çok eski düşünceli kimselerin genç muharrire düşman olmalarına sebebiyet verdi. Ahmet Mi­ tat bir çok hücumlar karşısında kaldı. Onun bu teceddüt yo1undan döneceğini, hiç değilse susacağını umuyorlardı. Ahmet Mitat Efendi bu sefer «Açık baş» isimli bir piyes yazdı ve bütün târizlere şiddetli bir cevap verdi. Bu pi­ yesin Gedikpaşa tiyatrosunda temsili büyük bir alâkayı dâvet etti, eser yüz defa tekrar edil­ di, bu rağbet yeniliğin zaferi, yeni fikirlerin halk tarafından kolaylıkla kabul edilmesi de­ mekti. Gedikpaşa tiyatrosu 1871den 1873 e ka­ dar iki sene pek heyecanlı bir edebî harekete sahne olmuştur. Bu arada Namık Kemal ve Ahmet Mitat tan başka Ebüzziya Tevfik Bey, Hoca Hakkı Efendi, Şemsettin Sami Bey isim­ leri ihmal edilemiyecek olan piyes muharrirle­ ridir. Ebüzziya Tevfik, tiyatro hayatını devamlı surette tâkip eden, tiyatro hareketleri hakkın­ da makaleler yazan ve fikirlerine ehemmiyet verilen bir tiyatro münakkîdi idi. Ayni za­ manda «Ecelikaza» isimli bir piyes te yazmış, Gedikpaşa tiyatrosunda temsil ettirmişti. Hoca Hakkı, sosyalist fikirleri olan bir adamdı, «Hak» ismiyle yazıp oynattığı piyes müsavat mevzuu etrafında vücuda getirilmişti. Şemsettin Sami Beyin arnavut hayat ve âdetlerini tasvir eden «Besa» isimli eseri de hayli rağbet gören ve bir çok defalar tekrar edilen eserlerdendir. Eserlerinin uyandırdığı heyecan ve eserle- Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi