Namık KEMAL

advertisement
Namık KEMAL
Önemli devlet
görevlerinde bulunan bir
aileden 1840'da
Tekirdağ'da doğar.
Namık KEMAL
Dedesi Abdüllâtif Paşa’nın
yanında özel öğrenimle
yetişir; ömrü boyunca
eksilmeyen bir okuma merakı
ile kendini yetiştirmeye
devam eder.
Namık KEMAL
1858'de İstanbul'da, sonra
Tercüme Odası'nda memurdur;
çeşitli merak ve ilgi
istikametlerinde çalışarak, bu
arada 18. yy. Fransız yazarlarını
okuyup çevirerek nihayet Şinasi
ile tanışır.
Namık KEMAL
Tasvir-i Efkâr'da yazarak,
Şinasi'nin Fransa'ya
gidişinde (1865) gazeteyi
yöneterek, Yeni
Osmanlılar grubuna girer;
Namık KEMAL
Erzurum vali muavinliğine
gitmeyip Paris'e kaçışı (1867),
ömrünün kesin
dönemeçlerinden biridir:
«Görüp ah-kâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükümetten».
Namık KEMAL
«Hürriyet» gazetesindeki
işbirliği bozulunca
İstanbul'a döner.
1872'de İbret gazetesi
çevresinde toplanılınca
gazeteciliğini sürdürür.
Namık KEMAL
l nisan 1873'deki
«Vatan yahut Silistre» oyununun
yarattığı yankı
bahane edilerek İbret kapatılır
ve Namık Kemal Kıbrıs'ta
Magosa'ya sürülür. 38 ay kaldığı
Magosa'da ömrünün en verimli
çağını yaşar.
Namık KEMAL
Abdülaziz'in tahttan indirilişini
izleyen günlerde büyük
bir sevgi ile karşılanarak
yurda döner; o zamandan
kamuoyuna kendini
onaylatmış bir ün ve değerin
sahibidir.
Namık KEMAL
II. Abdülhamit'in saltanat
başlangıcında Şurâ-yı Devlet
üyesi ve Kanun-i Esasi
hazırlıkları içindedir. Yeni
padişahla sık görüşmeler yapar.
I. Meşrutiyet ve Kanun-i Esâsî
23 aralık 1876'da ilân edilir
Namık KEMAL
113. maddeye dayanan padişah,
Mithat Paşa'yı azlederek yurt
dışına sürer ( 5 şubat 1877),
Osmanlı saltanatının en köklü
geleneği, her yeni padişahın
kendisinden öncekini deviren
güçleri ezme dikkati olmuştur.
Namık KEMAL
Meclis-i Mebusan
19 mart 1877'de açılır,
24 nisan 1877'de
Rus-Osmanlı savaşı
başlayınca(93 harbi),
meclis 31 Ocak 1878’ de
süresiz tatil edilir;
Namık KEMAL
«iki padişah hal'olduğu gibi
üçüncüsü de hal'edilir»
anlamına gelebilecek bir söz
söylemekle jurnal edilen Namık
Kemal, suçsuz bulunduğu bir
mahkemeden sonra Midilli'ye
gönderilir, padişah kendisine
maaş bağlar (1878).
Namık KEMAL
İki buçuk yıl sonra adanın
mutasarrıflığına tayin edilir ama
yayın hayatına izin verilmez.
Bu dönemi kırgın, durgun ve
yorgundur; siyaseti bırakır,
edebiyat ve tarihle uğraşır.
Namık KEMAL
Sonra Rodos (1884-1887)
ve Sakız
mutasarrıflıklarına
gönderilir, 2 aralık 1888'de
Sakız'da ölür.
Namık KEMAL
Vasiyetini padişaha ileten
Ebüzziya Tevfik'in ricası
üzerine Bolayır'daki türbesine
gömülür; gerekli masraf
padişahça karşılanmış,
türbenin planını
Tevfik Fikret yapmıştır.
Namık KEMAL
«Edebiyat-ı sahiha» sözünü
kullanmayı seven
Namık Kemal , romantizmin
etkisinde ve divan
edebiyatının karşısındadır.
Namık KEMAL
Topluma ve gerçeğe dönük olmayı
sanat görevlerinden sayan Kemal,
romanı «olmamışsa bile olması
mümkün bir olayı ahlâka,
âdetlere, duygulara ve ihtimallere
uygun ayrıntılarla anlatmak»
diye tanımlar;
Namık KEMAL
Tiyatroyu, insanlığın
durumunu anlatan
"eğlencelerin en
faydalısı" diye niteler.
Namık KEMAL
Divan şiirlerini "parça bohçası"
diye küçümser; bütünlükten
yoksun oluşunu, parça
güzelliğine
önem verişini, abartmalı ve
gerçeksiz hayallerle yetinişini...
eleştirir.
Namık KEMAL
Aruzun dilimize uymayışının
farkındadır ama
alışkanlıklarını bırakamaz;
manzum diye tasarladığı
çerçevelerden nesre kaçarak
kurtulur.
Namık KEMAL
Tahrip ve Takib-i Harâbat'ta
aldığı her tavır divan edebiyatına
ve geçmişe karşıdır. Toplumsal
amaçlara hizmet eden halka
dönük bir edebiyat yapamadığı
halde - temelli özlemidir.
Namık KEMAL
Ona göre sanat,
sanat için değil, bir
takım fikirlerin
ifadesidir.
Download