Kimya -Kimyagerlik, Kimya Öğretmenliği, Kimya Mühendisliği-Biyomühendislik- Lisans Öğrencileri Araştırma Projesi Eğitimi Çalıştayı Temmuz 2013 Laboratuarlarda elde ettikleri sonuçların ne oranda doğru olabileceği bazı yöntemlerle tahmin edilebilir. Analizcinin elde ettiği sonuç rakamla ifade edilmeli, bu sonucun elde edilmesi sırasında mümkün hata kaynakları ve bu hataların sonuç üzerindeki etkisi belirtilmelidir. . Sağlıklı bir analiz sonucu elde edebilmek için analiz en az üç kez farklı örneklerle tekrarlanmalıdır. Bir veya iki analiz ile elde edilen sonucun gerçeği ne derecede yansıttığını tahmin etmek oldukça güç hatta olanaksızdır. Doğruluk: analiz sonucunun gerçek değere ne kadar yakın olduğunun, Duyarlılık: ise yapılan ölçümlerin birbirine ne ölçüde yakın olduğunun ifadesidir. Bir ölçümde, duyarlılığın çok iyi olması onun doğruluğunun da çok iyi olduğunu göstermez, ancak gerçeğe yakınlığı konusunda bir fikir verebilir. Örneğin, içinde tam %20 demir bulunan bir karışımın analizi sonunda bulunan yüzde demir miktarı sonucun doğruluk derecesi hakkında bir fikir verir. Doğruluk,ölçümlerin aritmetik ortalamasının gerçek değere yakınlığı olarak tanımlanır ve hata olarak ifade edilir. Duyarlılık ise ölçümlerin birbirine yakınlığı olarak tanımlanır ve sapma olarak ifade edilir. Duyarlılık, aynı değeri yeniden elde etme becerisi olarak da tanımlanır. Bir kimyasal analizde yapılan ölçümlerin ölçüm sayısına bölünmesi sonunda bulunan sayıya ortalama değer denir; n x X i 1 n i Ortalama değer ile her bir ölçüm arasındaki farka ise mutlak sapma denir. Örneğin ikinci ölçümün mutlak sapması d xi x Ölçümlerde mutlak sapma pek kullanılmaz, bunun yerine daha çok yüzde ve binde göreli sapma kullanılır. Göreli sapma, mutlak sapmanın ortalama değere bölümü ile bulunur. xi x 100 x xi x 1000 x Ortalama Sapma: her bir ölçümün mutlak sapmalarını toplamının ölçüm sayısına bölümüne denir. n OS x x i 1 i x Standart Sapma:duyarlılığın ölçümü için daha geçerli bir birimdir. Her bir ölçümün mutlak sapmalarının kareleri toplamının ölçüm sayısının bir eksiğine bölümünün kareköküne eşittir ve S ile gösterilir. n S x x i 1 i n 1 2 Ölçüm Aralığı-Değişim Aralığı: Bir analizde en büyük ve en küçük değerli ölçümlerin farkına denir ve ω ile gösterilir. Ölçüm sayısı 10’dan fazla ise, ölçüm aralığı hemen hemen bir anlam ifade etmez, standart sapma daha doğru fikir verir. Hata: bir ölçümün sonucunun gerçek değere yakınlığının bir ifadesidir. Sapmada olduğu gibi hatada da mutlak hata, ortalama hata ve göreli ortalama hatao larak ifade edilir. Ortalama Hata: bir dizi ölçümün ortalaması ile gerçek değer arasındaki farka denir. Göreli Ortalama Hata: ortalama hatanın gerçek değere bölümü sonucunda bulunan değerdir. Bu da sapmada olduğu gibi yüzde veya binde göreli hata olarak ifade edilir. Kimyada ölçümlerin anlamlı olabilmesi için ne tür hataların yapılabileceğinin, bunların ne kadarının giderilebileceğinin ve bu hataların sonucu ne ölçüde etkileyebileceğinin bilinmesi gerekir. Hata Bir ölçmede karşılaşılabilen hatalar belirli ve belirsiz hatalar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Belirli hatalar fark edilebilirler ve daha dikkatli çalışma ile giderilebilirler. Belirsiz hatalar ise belirsizliğin neden olduğu düzensiz hatalardır. Belirli Hata – Sabit Hata Birçok kaynaktan gelebilir, nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla giderilebilir. Her analizdeki bu tür hatanın nedeni farklı olmamakla birlikte her hatanın büyüklüğü bütün analizlerde aynıdır. Bu tür hatalar dört grupta incelenebilir. 1.Kullanılan aletten gelen hatalar laboratuvarlar da kullanılan teraziler, gramlar, cam araç ve gereçler belli bir hata olasılığı taşır. 2.Ayıraçtan gelen hatalar Analizlerde kullanılan bütün kimyasal ayıraçlar çok az da olsa safsızlık içerirler. Duyarlı analizler için yalnız Analitik Ayıraç denilen ve ambalaj kabı üzerine o ayıraçtaki safsızlıkları belirtilen ayraçların kullanılması gerekir. 3.Analiz yöntemine bağlı olan hatalar Hata kaynaklarının önemlilerinden biri de her yöntemin kendine özgü hata olasılıklarıdır. Gravimetrik bir analizde çökeleğin az da olsa çözünmesi veya ortamdaki başka maddelerin de çökelti verebilmesi, volumetrik bir analizde ortamda bulunan başka maddelerin de tepkime verebilmesi, veya uygun bir indikatörün bulunamaması, bu tür hataların nedenleridir. 4.Analizcinin neden olduğu hatalar Hatalar içinde belki de en çok rastlanan ve bizzat analizci tarafından yapılan hatalardır. bir bürette değerin yanlış okunması, çözeltiye yabancı bir iyonun karıştırılması, ayıracın biraz fazlaca eklenmesi ortamın pH’ının tam olarak kontrol edilmemesi, çökelti veya çözeltinin bir yerden başka bir yere aktarılması sırasında dökülmesi, baget veya benzeri bir yerde artık kalması gibi birçok nedenlerle yapılan hatalar bizzat analizcinin neden olduğu hatalardır. Hataların Giderilmesi Analitik ölçümlerde hataların giderilebilmesinin en iyi yolu, hataların nereden geldiğinin araştırılmasıv e bu hatayı gidererek yeni bir ölçümün yapılmasıdır. Ancak bu, gerek örneğin azlığı ve gerekse uzun zaman alması nedeniyle çoğu kez kolay olmayabilir. Bu durumda yapılacak iş hataların denetlenebilir şartlarda yapıldığını varsaymak ve buna göre ölçümlerde baz düzeltmeler yapmaktır. ı 1.Ayar düzeltmesi Aletlerin neden olduğu hatalar eğer gözlenebiliyorsa basit matematik işlemlerle giderilebilirler. Örneğin; 50 ml’lik bir büretin 50.2 ml’lik hacmi olduğu biliniyorsa 0.20 ml’lik bir düzeltme ve her ölçüm sonunda yapılarak bunun neden olduğu hata giderilebilir. 2.Kör deneme ile düzeltme Örnekten bağımsız olarak yapılan hatalar, kör denemelerle giderilebilir. Burada yapılacak işlem, bütün işlemleri hiç analiz örneği kullanmadan yapmaktır. Bu şekilde bulunacak değerin örnek ile birlikte bulunacak değerden çıkarılmasıyla bir düzeltme yapılabilir. Örneğin; bir asit tayininde önce saf suyun asitliğinin ölçülmesi ve daha sonra asit miktarının ölçülmesiyle suyun asitliğinin neden olduğu hata giderilebilir. 3. Örnek miktarını değiştirerek yapılan düzeltme Analizi bozan maddelerin neden olduğu hatalar örnek miktarının değiştirilmesiyle gözlenebilir ve düzeltilebilir. Örneğin; örnek miktarı iki katına çıkarıldığında, safsızlık maddeleri de iki katına çıkacağından hata da iki kat olması gerekir. Böylece bu hatanın safsızlıklardan geldiği anlaşılır ve gerekli düzeltme yapılabilir. Bu tür düzeltme için analizi yapılan maddenin gerçek değerinin ve analizi bozan maddenin bütün örnek içinde aynı oranda bulunmasıg erekir. Belirsiz Hatalar Analitik kimya laboratuarlarında yapılan her ölçümün belli bir belirsizliği vardır. Örneğin; her bürette 0.1 ml duyarlılığında okuma rahatlıkla yapılabilir. Ancak 0.01 ml duyarlığında bir okumayı yapmak ise oldukça güçtür. Bu tür hatalara kaçınılmaz veya değişken hatalar denir. Okumayı 0.01 ml duyarlılığında on ayrı öğrenci yapsa her birinin bulacağı değer farklı olabilir. Bu tür hatalar bir dereceye kadar azaltılabilse de tamamen giderilemez. Ortalama değer etrafında düzensiz bir dağılım gösterir. Bu tür hatalar için en iyi fikri normal dağılım eğrisi verir. Bir analizde ölçüm sayısı arttıkça yapılan hatanın yalnız belirsiz hatalardan geldiği kabul edilir. Analiz için sonsuz sayıda ölçüm yapıldığı kabul edilirse buradaki ölçümler; artık örneğin, birer ölçümü olarak değil ölçümler kümesi olarak değerlendirilir. Bu kümenin aritmetik ortalaması μ ile gösterilir. hata dağılımı normal dağılım eğrisi denilen eğrilerle gösterilir Bir analizin doğruluğu; güvenirlik derecesi Standart sapmanın hesaplanması analiz sonucunun doğrululuğu hakkında bir tahmin yapmayı sağlarsa da bulunan ortalama değer gerçek değere ne kadar yakın olduğunu bilinmez. Bu nedenle sonucun doğruluğu hakkında deneysel ve matematiksel olmak üzere iki yolla daha tahminde bulunulabilir. Matematiksel yöntemde ise, gerçek değerin ortalama değere yakın bir aralıkta olduğu kabul edilir. Ortalama değere yakın bu aralığa güven aralığı denir. Bu aralık ne kadar geniş ise, gerçek değerin bu aralığa düşme olasılığı o kadar fazladır. s s X t T X t 1 n n Bir çinko filizin analiz sonuçları yüzde çinko olarak şöyledir. 42.62, 43.12, 42.20, 43.22, 42.56, 42.86. Bu analizin ortalama değerini, standart sapmasını ve %95 ve %99 güven aralığını bulalım… 0.38 0.38 42.76 2.57 42.76 2.57 %95 6 6 0.40 0.38 0.38 42.76 4.03 42.76 4.03 %99 6 6 0.62 Uç Değerlerin Atılması Bir ölçümde ortalama değere uzak olan değerlerin ne yapılacağı, çoğu kez sorun gibi görülür. Uçdeğerleri atarak daha güvenli bir sonucun alınacağı düşünülebilir. Hangi değerlerin hesaplama dışında bırakılacağı konusunda basit birkaç kuralı uygulamak yeterlidir. Uçdeğerlerin atılabilmesi için belli nedenlerin olması gerekir. Örneğin; ölçüm sırasında bürette bulunan kirlilik, büretin akıtması, çözeltinin sıçraması gibi nedenler uçdeğerlerin atılması için yeterli nedenlerdir. Eğer belli bir neden yoksa yeni ölçümlerin yapılması gerekir. Eğer yeni ölçümler için yeterli örnek kalmamış ise, uçdeğerlerin atılıp atılmayacağı konusunda bazı testleri uygulamak gerekir. Q testi Uçdeğerlerin atılıp atılmayacağı konusunda bir çok istatistik testler varsa da özellikle ölçüm sayısı az olan analizlerde en iyi sonucu Q testi verir. Q, uçdeğer ile ona yakın olan değerler arasındaki farkın ölçüm aralığına bölümüdür. Eğer bir ölçümün sonuçları büyüklük sırasına göre dizilir ve son terime n denirse; Q atılmak istenen değer - atılmak istenen değere en yakın değer ölçüm aralığı bulunan değer Q tablo değeri ile karşılaştırılır ve büyükse atılır. Uygulama 1: İnsan sağlığı açısından yorgunluk giderici ve merkezi sinir sistemi için uyarıcı olarak görev yapan kafeinin Türk çayında tayini için, aynı çay numunesi 8 kez analiz edilmiştir. Uygulama 2 Uygulama Belirli bir kimyasal maddenin özgül ısısının sıcaklıkla değişiminin incelenmesi amacıyla bir deney yapılmış, aşağıdaki tabloda verilen sonuçlar elde edilmiş, ve bu verilere göre; Sıcaklık Özgül Isı 50,00 1,60 60,00 1,63 70,00 1,67 80,00 1,70 90,00 1,71 100,00 1,74 Uygulama 2: Bir demir filizinde gerçek demir miktarı%12.72’dir. Yeni bir yöntemle yapılan altı ayrı tayinde sonuçlar 12.62, 12.58, 12.49, 12.65, 12.60 ve 12.56 olarak bulunmuştur. Bu sonuçların ortalamasını ve hatanın ortalamasını hesaplayınız. Bu hatanın nedenini açıklamaya çalışınız. Van güzel…