Barış Mutabakatı Sonrası Mali`de İstikrar Arayışı

advertisement
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
Sayfa
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
Hatice EKE
Mali’nin güvenlik dinamikleri, sınırları içerisinde yaşayan insanlar tarafından olduğu kadar bölge ülkelerince de
istikrar açısından dikkate alınmaktadır.
Son beş yılda gerek kuzey Mali’deki
iç savaş gerek komşu ülkeleri de vuran
terör saldırıları güvenlik konusunda
karşılıklı bağımlılığı bir kez daha ispat
etmiştir. Bu bağlamda 2012’de yaşanan iç savaşın ardından uzun soluklu
bir şekilde çözüme kavuşturulmaya çalışılan
anlaşmazlıklar başta Cezayir olmak üzere bölgesel ve bölge dışı ülkelerin desteği ile Haziran
2015’te imzalanan barış mutabakatı ile nihayete
erdirilmeye çalışılmıştır. Ancak mutabakat metninin hazırlanması ve imzalanması sürecinde yerel liderlerin maddeler üzerindeki kuşkuları nedeniyle isteksizliği, mutabakat sonrasında tekrar
baş gösteren çatışmalar ve bu dönemde etkinliğini belirginleştirmeye çalışan terörist örgütlerin
bölgesel düzeydeki eylemleri bölgesel istikrarın
sallantıda kaldığını düşündürmektedir. Bu noktada analiz kapsamında gerek Mali’nin gerek
bölgenin güvenlik denkleminde ehemmiyetli
ve birbiriyle bağlantılı olan iki mesele ele alınacaktır. İlk olarak kuzey Mali’de mutabakatın
uygulanması yolunda yaşanan gelişmeler, yerel
aktörler ile Mali hükümetinin politikası ve zayıf
kalan hususlar ele alınacaktır. Ardından Mali’de
barış süreci merkezinde ülkenin istikrarına ve
bölgesel güvenliğe doğrudan etki eden terörist
örgütlerin stratejileri incelenecektir.
1. Barış Mutabakatı Sonrası Yeni Bir Süreç:
Anefis Görüşmeleri
Cezayir ev sahipliğinde gerçekleşen barış görüşmeleri sonrası Mayıs-Haziran 2015’te taraflarca imza edilen Kuzey Mali Barış Mutabakatı,
Azavad’da uzun ve şiddetli bir çatışma süreci
sonrasında bölgeye görece sükûnet getirmiştir. Ancak henüz mutabakatın üzerinden birkaç
ay geçmişken Kidal’de Koordinasyon (CMACoordination des Mouvements d’Azawad/
Azavad Hareketleri Koordinasyonu) ve GATIA
(Hükümet yanlısı Platform’un çatısı altında bulunur) arasında çıkan çatışmalar, barışın kırılganlığı konusunu tekrar gündeme taşımıştır.1
Bununla birlikte Mali’de Birleşmiş Milletler
Misyonu (MINUSMA) ve Bamako hükümetinin
de baskısıyla kuzey Mali’deki Tevarik liderleri
1 Bakınız: Hatice Eke, “Kuzey Mali Uzlaşma ve Barış
Mutabakatı: Azavad için Çözüm Umudu mu?,” BİLGESAM Analiz, No: 1237, 5 Ağustos 2015, http://www.
bilgesam.org/incele/2145/-kuzey-mali-uzlasma-ve-barismutabakati--azavad-icin-cozum-umudu-mu-/#.VuE4HEKLSM8
www.bilgesam.org
1
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
arasında gerçekleştirilen Anefis görüşmeleri ile
çatışmanın durdurulması ve müzakere yoluyla
çözüm bulunması için girişimler başlatılmıştır.
Çalışmanın bu bölümünde Ağustos’ta yaşanan
çatışmalar ve ertesinde gerçekleştirilen Anefis
görüşmeleri, Mali’de güvenlik ve istikrarın sağlanması bağlamında barış mutabakatı ile karşılaştırılarak ele alınacaktır. Ayrıca Bamako hükümetinin mutabakatın uygulanmasına yönelik
girişimleriyle birlikte sürecin değerlendirmesi
yapılacaktır.
“ Anefis, bölgenin temel geçim kaynak-
larından ticaret ve (meşru ve gayrı meşru)
kaçakçılıkta aktif olarak kullanılan geçiş
yolları üzerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla Anefis’i kontrol etmek temel gelir
kaynaklarını da idare edebilmek anlamına
gelmektedir. ”
Koordinasyon liderlerince Haziran 2015’te imzalanmasının ardından 17-18 Ağustos 2015’te
Kidal’de GATIA ve Koordinasyon milisleri
arasında çatışmalar çıkmıştır. Çatışmaların temel nedeni Koordinasyon’un kontrolünde olan
ve Kidal’in güneydoğusunda yer alan Anefis’in
GATIA tarafından da hâkimiyet altına alınma
çabasıdır. Zira Anefis, bölgenin temel geçim
kaynaklarından ticaret ve (meşru ve gayrı meşru)
kaçakçılıkta aktif olarak kullanılan geçiş yolları
üzerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla Anefis’i
kontrol etmek temel gelir kaynaklarını da idare edebilmek anlamına gelmektedir. Anefis’in
ticari geçiş yolu olmasının yanı sıra Ağustos
ayından itibaren bölgede başlayan yağmurlu
dönem, diğer yolları kullanılamaz hale getirerek
bölgedeki grupların hâkimiyet arzusunu Anefis
üzerinde yoğunlaştırmaktadır.2
2 Le Temps, “Tensions autour de Kidal après des aff-
Sayfa
Mutabakat ile başlayan barış döneminin son bulmasından endişe eden Bamako hükümeti ve MINUSMA çatışmalara hızlı şekilde cevap vermiştir. MINUSMA 18 Ağustos’tan itibaren Kidal’in
çevresinde bir güvenlik bölgesi oluşturmuştur.3 MINUSMA’nın müdahalesinden hoşnut
olmayan İbrahim Ebubekir Keita liderliğindeki
Bamako hükümeti ise Anefis’in derhal GATIA
tarafından boşaltılması çağrısında bulunmuştur.4
MINUSMA ve Bamako hükümetinin baskısıyla GATIA güçleri “isteksizce” Anefis’ten çekilmeye başlamıştır. Ardından Eylül ayı içerisinde
de Anefis çevresinde çatışmaların yaşanması
gerilimin yükselerek barışı bozacağı endişesine
sebep olmuştur. Bu durumda MINUSMA ve Bamako hükümetinin düzenlediği, Fransa ile Cezayir büyükelçilerinin de yer aldığı Bamako’da 21
ve 23 Eylül 2015’te gerçekleştirilen toplantılarda bölgedeki grupların liderleri bir araya gelmiştir.5 Bu sayede yerel liderlerin güdümünde olan
görüşmelere ön ayak olunmuş ve kuzey Mali
kabile temsilcilerinin ve hükümetin desteğini
temsilen üç bakanın katıldığı Anefis görüşmeleri
27 Eylül’de başlamıştır. Görüşmeler yaklaşık üç
hafta sürmüş ve görüşmeler sonucunda 16 Ekim
2015’te ortak bir bildiri yayımlanmıştır.6
rontements”, 19.08.2015, http://www.letemps.ch/monde/2015/08/19/tensions-autour-kidal-apres-affrontements
3 Mali Actu, “Combats dans le nord du Mali: “zone
de sécurité”autour de Kidal à compter de Mardi”,
17.08.2015, http://maliactu.net/combats-dans-le-norddu-mali-zone-de-securite-autour-de-kidal-a-compter-demardi-3/
4 Le Temps, A.g.e.
5 International Crisis Group, “Mali : la paix venue
d’en bas ?”, Crisis Group Briefing Afrique N°115, 14
Décembre 2015, s. 4
6 Jeune Afrique, “Nord du Mali: Paix tribale à Anefis”,
19.10.2015, http://www.jeuneafrique.com/272752/politique/norddumalipaixtribaleaanefis/
www.bilgesam.org
2
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
Anefis görüşmeleri yerel liderlere, ait oldukları toplulukların çıkarlarını temsil etmek üzere
sorunların çözümlerini müzakere edebilecekleri bir ortam sunması açısından barışa katkı
sunmada olumlu bir gelişmedir. Zira Cezayir
desteği ile gerçekleştirilen barış görüşmeleri ve
ardından imzalanan barış mutabakatı, uluslararası aktörlerin istikrarın bir an önce sağlanması
noktasında acele etmelerinin bir sonucu olarak
sorunların temel nedenlerine yönelik yerel aktörlerin görüşlerinin ve onayının alınmasında
tatmin edici olmamıştır. Oysa Anefis görüşmeleri esnasında Cezayir görüşmelerinde derinlemesine ele alınmayan bölgedeki siyasi yetki
alanlarının paylaşımı ve iktisadi alanın idaresi
meseleleri üzerinde tartışılmıştır.7 Üstelik kabileler arasında da ayrı ayrı anlaşmalar yapılması,
Azavad’daki istikrarsızlığın kökenlerinden biri
olan kabileler arası rekabetin barışçıl yollarla
çözümlenmesinde dikkate değer bir ilerlemedir.8
Nihai olarak ortak bildiri ile çatışmanın durmasından yana ortak karar açıklanmıştır. Bu bağlamda Anefis görüşmeleri ardından imza edilen
Onur Paktı, barış mutabakatına nazaran yerel
dinamikleri ön plana çıkarması hasebiyle barışa
ve çözüme daha yaklaştırıcı bir görüntü çizmektedir.
“ Anefis görüşmeleri ardından imza edi-
len Onur Paktı, barış mutabakatına nazaran yerel dinamikleri ön plana çıkarması
hasebiyle barışa ve çözüme daha yaklaştırıcı bir görüntü çizmektedir. ”
Yerel aktörlerin etkinliğinin altını çizen ve böylece barış yolunda ilerlemek için önemli bir
adım olan Onur Paktı’nın zayıf yanlarının ve
7 International Crisis Group, A.g.e., s. 5, 6.
8 Jeune Afrique, A.g.e.
Sayfa
eksiklerinin ortaya konması başta Azavad olmak
üzere Mali’de istikrarı sağlamak üzere kapsayıcı bir yol haritası çıkarmaya yardım edecektir.
Pakt’ın zayıf yanlarından ilki, barış mutabakatından daha iyi bir konumda olsa da çıkar gruplarının taleplerinin yeterince temsil edilmemiş
olmasıdır. Uluslararası Kriz Grubu’nun da tespit
ettiği üzere temsilciler hem şahsi çıkarları hem
grup çıkarlarını hem bölgesel çıkarları temsil
etmek suretiyle üç katmanın Anefis görüşmelerinde var olmasını sağlamışsa da -en azından
gelinen noktada- tabanın eksiklerini gidermeye
ve uzun dönemde istikrarı sağlamada yeterli
olamamıştır. Üstelik Koordinasyon gibi taraflar
içinde göründüğünden sesi yeterince duyulamayan Azavad Halk Kurtuluş Hareketi (AHKH/
MNLA-Mouvement National de Liberation de
l’Azawad) gibi grupların varlığı da gözden kaçırılmamalıdır. Koordinasyon adına anlaşmaları
imzalayan veya sözcülük yapan kişilerin daha
çok Azavad için Yüksek Konsey Birliği liderlerinden olup AHKH liderlerinin, Mali hükümetinin kabileler arası anlaşmazlıkları kullanmasını
ve imzalanan anlaşmaları eleştirdikleri bilinmektedir.9 Bu durum merkezi hükümet ile yerel
aktörler arasında Azavad ve halkın genelinin
çıkarlarından ziyade merkezi hükümet ile işbirliği içerisinde olan yerel aktörlerin çıkarlarının
gözetildiği düşüncesini beslemektedir. Elitlerin çıkarlarının tabanın çıkarlarıyla tamamen
örtüşmediği kuzey Mali’deki karmaşık sosyolojik ve siyasi görüntü ile etnik zenginlik barış ve
istikrarın kısa zamanda inşasında güçleştirici bir
unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat bu,
Kuzey Mali’de barışın imkânsız olduğu şeklin9 Rida Lyammouri, “Ties in Northern Mali are Complex, Murky and Dirty”, Maghrep and Sahel, 16.10.2015,
https://maghrebandsahel.wordpress.com/2015/10/16/tiesin-northern-mali-are-complex-murky-and-dirty/
www.bilgesam.org
3
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
de anlaşılmamalı aksine anlaşmanın uygulanmasında dikkatten kaçmaması gereken bölgesel bir
değişken olarak algılanmalıdır.
Paktın imzalanması ve ardından gelen süreçteki
bir diğer pürüz ise temel sorunların tartışılmasında detaya inilememesi (veya detayların kamuya
açık tartışılmaması) ve uygulama aşamasına
geçmekte çok yavaş hareket edilmesidir. Kuzey
Mali’deki gruplar arasındaki anlaşmazlıkların
kökenini teşkil eden siyasi alanların paylaşımı,
iktisadi akışın düzenlenmesi ve Fransa’nın Serval Operasyonu sırasında In-Halil Araplarının el
konulan malları sebebiyle verilen zararın karşılanması konuları Anefis görüşmelerinde tartışmaya açılmışsa da derinlemesine ele alınmamıştır. Kulislerde üzerinde durulan bu meseleler
anlaşma maddelerine de yansımamıştır. Yalnızca anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözüleceği, Bamako mutabakatına uyulacağı, ateşkesin
sağlandığı, tüm varlıkların serbest dolaşımının
garanti edildiği Onur Paktı’nda belirtilmiştir.10
Dolayısıyla hesapların şeffaflıktan uzak, gizli
yürütüldüğü izlenimi doğmaktadır. Bu durumda
çözüm önerilerinin yine liderlerin ötesinde halkın ne derece faydasına olacağı şüphelidir.
Son olarak terör örgütlerinin yıldırma ve korkutma, destekçi artırma ve itibar kazanma stratejileri ile bu bağlamda gerçekleştirdikleri saldırılar
uzun vadede istikrar yolundaki zorluklardandır. Terör örgütleri bölge sakinlerine kısa mesaj
göndererek, bölgede konuşma yaparak veya muhaliflere saldırılar düzenleyerek yerel halkın devleti desteklemesinin önüne geçmeye çalışmaktadır. Ayrıca Koordinasyon ve Platform gibi barışın
tarafları ile MINUSMA güçlerine saldırılar gerçekleştirmek suretiyle barış sürecini baltalamaya çalışmaktadır. Bir imamın grupların aleyhine
10 International Crisis Group, A.g.e., s. 5-9.
Sayfa
vazetmesi sonucu bu gruplarca öldürülmesi,11
MINUSMA güçlerinin kaldığı otellerin ve
karargâhların bombalanması12 ve barışın tarafları
olan grupların da kaldığı Bamako’daki Radisson
Blu oteline el-Murabitun tarafından saldırı gerçekleştirilmesi13 bölgedeki örgütleri gündeme
getirerek güçlerini kaybetmedikleri mesajını
hem uluslararası hem yerel kamuoyuna taşımıştır. Öte yandan bu sayede görünürlük kazanan
gruplar, halk arasında güç gösterisi yaparak onları korkutmanın ve kendilerine karşı devletle
veya uluslararası güçlerle işbirliğini engellemenin yanı sıra özellikle gençler arasında itibar kazanarak üyelerinin sayısını artırmayı da hedeflemektedirler. Mali’de terörist örgütlerin yerelde
üyeler kazanmak adına belirttiğimiz yöntemlere
ek olarak kabileler arasındaki anlaşmazlıklardan
faydalanarak sorunları çatışma seviyesine çıkardığı durumlar da söz konusudur. Bunlar güvenlik
sorunlarına bir yenisini eklemekte ve toplumsal
güvenin derinden sarsılmasına yol açmaktadır.
Burkina Faso sınırına yakın yerlerde yaşayan
Dogonlar’ın çoğunlukla Peullerin istihdam
edildiği terörist örgütlerce saldırı ve soyguna
uğramaları iki topluluk arasında yaşanan anlaşmazlıklar sonucu silahlı çatışmaları tetiklerken
başvurulan geleneksel barışçıl yöntemleri aşındırmaktadır.14
11 Le Figaro, “Un imam tué par des djihadistes”, 14.08.2015, http://www.lefigaro.fr/flashactu/2015/08/14/97001-20150814FILWWW00290maliun-imam-tue-par-des-djihadistes-presumes.php
12 Saldırılara bir örnek olarak: Lonsani Sanogo, “Mali:
Attentats repetitifs au nord - Tant que Kidal sera hors de
la république...”, All Africa, 14.02.2016, http://fr.allafrica.
com/stories/201602150837.html
13 Jason Hanna, Ed Payne ve Steve Almasy, “Deadly
Mali hotel attack: ‘They were shooting at anything
that moved’, CNN, 21.11.2015, http://edition.cnn.
com/2015/11/20/africa/mali-shooting/
14 Human Rights Watch, “Mali: Abuses Spread South”,
19.01.2016, https://www.hrw.org/news/2016/02/19/mali-
www.bilgesam.org
4
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
Terörist örgütlerle mücadelede Mali hükümeti gerek ulusal olarak gerek bölge ülkeleri ve
uluslararası güçlerle birlikte hareket ederek
önlemler alsa da stratejik hatalar bu alanda başarı elde etmenin önüne taş koymaktadır. İnsan
Hakları İzleme Örgütü’nün Mali üzerine Şubat
2016’da yayımlanan araştırmasında da ifade
ettiği üzere, polisin terör örgütleriyle mücadele bağlamında gerçekleştirdiği operasyonlarda suçlu suçsuz ayrımında yeterince titiz davranmaması ve tutukluluk döneminde işkence
iddiaları devlet ile politikalarına karşı oluşan
nefret nedeniyle terörist örgütlerin elini güçlendirmektedir.15 Ülkede yaşanan güvenlik
boşluğunun ortadan kaldırılması gerektiği
aşikârdır ancak kullanılacak yöntemlerin
korunması gereken halka zarar vermesi güvenlik
meselesini karmaşıklaştırmaktan başka bir etki
yaratmayacaktır.
“ Polisin terör örgütleriyle mücadele
bağlamında gerçekleştirdiği operasyonlarda suçlu suçsuz ayrımında yeterince titiz
davranmaması ve tutukluluk döneminde
işkence iddiaları devlet ile politikalarına
karşı oluşan nefret nedeniyle terörist örgütlerin elini güçlendirmektedir”
Anefis görüşmeleri gibi yerel aktörlerin etkin
olduğu bir sürecin yanı sıra kendilerini yerel
aktörlerin çabası yanında yardımcı olarak konumlandıran uluslararası aktörlerin de bölgesel kalkınmayı teşvik ettiği gözlenmektedir. Bu
bağlamda Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ve Mali’nin birlikte düzenlediği, 63 ülke ile
uluslararası örgütün katılımıyla Ekim 2015’te
abuses-spread-south
15 Human Rights Watch, A.g.e.
Sayfa
gerçekleştirilen Paris Konferansı sonucunda taraflar, Mali’nin yeniden inşası ve kalkınmanın
sağlanması için izlenecek yol üzerine tartışarak
gerekli olan 3,5 milyon avronun 3,2 milyonluk
kısmının sağlanacağını vadetmişlerdir.16 Konferans çerçevesinde yoksulluğun azaltılması,
kalkınma için gerekli adımların atılması, anlaşmanın uygulanması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve sağlanan fonun şeffaf şekilde
kullanılması gibi Mali’nin sorunlarını ortadan
kaldırmaya yönelik temel meseleler hakkında
bir takım kararlar alınması olumlu gelişmelerdir.
Ancak esas olan kararların alınmasından sonra
belirlenen takvimde uygulanabilmesidir. Aksi
takdirde zaten bilinen sorunları tespit etmenin
ötesine geçilemeyecektir.
Son olarak yakın dönemde olmasa da uzun vadede gayrı meşru kaçakçılığın17 ortadan kaldırılması istikrarın sağlanmasında vazgeçilmez
bir unsurdur. Zira kısa yoldan zenginleşme
sağlayan bu gibi yasadışı faaliyetler bölgedeki
geleneksel yapıları bozmakta, ateşli silahlarla
güç kullanmayı yaygınlaştırmakta, yerel halkın
uyuşturucu kullanma oranının artışına neden olmaktadır. Ayrıca devlet memurlarının illegal faaliyet yürütenlerle yasadışı ilişkisi hem ülkedeki
güvenlik zafiyetinin yerleşmesine hem de devlet kurumlarının güvenirlik ve etkinliğinin zarar
görmesine yol açmaktadır.
16 MINUSMA, “Final Communiqué of The HighLevel International Conference for The Economic
Recovery and Development of Mali-Paris 22 October”, 27.10.2015, https://minusma.unmissions.org/en/
final-communiqu%C3%A9-high-level-internationalconference-economic-recovery-and-development-maliparis-22
17 Kaçakçılık başlı başına yasa dışı olmakla birlikte kaçakçılığın konusu olan mamule göre meşru gayrı meşru
ayrımı yapılmaktadır. Uyuşturucu bölgedeki başlıca gayrı
meşru kaçakçılık ürünüdür.
www.bilgesam.org
5
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
2. Terör Örgütlerinin Yayılma ve Birlik
Stratejileri
Kuzey Mali’de 2012’de patlak veren iç savaşın
aktörlerinden olan terörist gruplar Mağrip Kaidesi, ondan ayrılan Batı Afrika Tevhit ve Cihat
Hareketi (BATCH) ile birleşerek oluşturulan elMurabitun ve Ensar ed-Din, 2013’te Fransa’nın
müdahalesinin ardından bölgede etkilerini yitirmiş ve dağılmışlardır. Kasım 2015’de Bamako Radisson Blu Oteli’ne, Ocak 2016’da
Vagadugu’da bir otele son olarak Mart 2016’da
Fildişi Sahili’nde bir otele ve plaja yapılan saldırıların ardından bölgedeki terör tehdidi dünyanın gündemine yeniden girmiştir. Ancak aradaki
dönemde dünyadaki terör örgütlerinin konumu
ve örgütün eylemleri incelendiğinde örgütlerin
ortadan kalkmadığı yalnızca strateji değişikliğine gittiği, gizlendiği ve hedeflerinin yerini de
buna bağlı olarak değiştirdiği anlaşılmaktadır.
“ IŞİD’in Afrika’nın kuzey ve batısında
etkisinin artması karşısında Mağrip Kaidesi ve Batı Afrika’daki ona yakın örgütler
etki alanlarını kaybetmemek için strateji
geliştirmeye yönelmişlerdir. ”
Irak Şam İslam Devleti adıyla el-Kaide’den ayrılarak 2014 yılında yükselişe geçen örgütün etkisi yalnız hâkimiyet kurduğu Irak ve Suriye topraklarıyla sınırlı kalmamıştır. Dünyanın başka
bölgelerinden çeşitli grupların bağlılığını ilan
etmesiyle etkisini ortaya çıktığı bölgenin dışına
da ulaştırmıştır. Libya’daki kimi terörist örgütler
ile Nijerya’nın kuzey bölgesindeki Boko Haram
IŞİD’e bağlılığını duyuran ve böylece IŞİD’in
etkisini Afrika’ya taşıyan unsurlar olmuştur.
Mağrip Kaidesi’nden ayrılan el-Murabitun’un
Sayfa
komutanlarından Adnan Ebu Velid el-Sahravi de
Mayıs 2015’te el-Murabitun adına IŞİD’e biat
ettiğini bildirmiştir.18 Ancak hemen ardından elMurabitun komutanları arasında çatışma çıktığı
iddiası ve Mağrip Kaidesi tarafından yayımlanan
mesajda el-Murabitun’un Mağrip Kaidesi’ne katıldığının belirtilmesi komutanın biatının örgüt
kararı olmadığını göstermektedir.
IŞİD’in Afrika’nın kuzey ve batısında etkisinin
artması karşısında Mağrip Kaidesi ve Batı Afrika’daki ona yakın örgütler etki alanlarını kaybetmemek için strateji geliştirmeye yönelmişlerdir.
Bunlardan bir tanesi ayrı hareket eden ve rekabet içinde olan Ensar ed-Din, el Murabitun ve
Mağrip Kaidesi’nin sonuncusunun çatısı altında
birlikte hareket etme kararıdır. Bu karar ilk olarak yukarıda ifade edildiği üzere el-Sahravi’nin
açıklamasının ardından gelmiştir. Ayrıca Muhtar
Bel Muhtar’ın, Amerikan İHA’ları tarafından,
Libya’daki silahlı grupların IŞİD yerine Mağrip
Kaidesi ve el-Murabitun’u desteklemesi konusunda görüşmeler gerçekleştirdiği esnada vurulduğu düşünülmektedir. Üstelik Radisson ve Vagadugu saldırılarında da hem el-Murabitun’un
hem Mağrip Kaidesi’nin eylemleri üstlenmesi
iki örgütün eş güdüm içinde eylemi gerçekleştirdiğine işaret etmektedir.
IŞİD karşısında geliştirilen stratejinin bir diğer
yansıması da seçilen hedeflerin türünde ve bölgesel yayılmada görülmektedir. Terörist örgütlerin
hedef seçtiği yerler ve etki alanı Mali’nin kuzey
bölgesi ve Sahra alanından güneye doğru değişim göstermektedir. Mali’nin merkezine yönelmenin yanı sıra Burkina Faso’ya ve Fildişi Sahili
18 World Bulletin, “Sahara’s al-Mourabitoun pledges
allegiance to ISIL”, 14.05.2015, http://www.worldbulletin.net/news/159177/saharas-al-mourabitoun-pledgesallegiance-to-isil
www.bilgesam.org
6
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
Cumhuriyeti’ne de saldırı düzenlemeleri, bu örgütlerin yerel değil bölgesel çapta etkin olmaya
çalıştıklarını ispat etmektedir. Ayrıca üyelerinin
etnisiteleri, Moritanya gibi ülkelerle bağlantısı
ve Libya’da müttefik gruplar elde etme girişimleri de örgütün bu doğrultuda bir seyir izlediğini
düşündürmektedir. Öte yandan el-Murabitun ve
diğer aktörlerin önceki hedefleri ile son saldırılar
karşılaştırıldığında doğal gaz üretim merkezi ve
askeri karargâhlar gibi yüksek güvenlikli hedef
tercihlerinin otel ve sahil gibi güvenlik seviyesi
görece düşük hedeflere kaydığı görülmektedir.
Terör örgütlerinin Mağrip Kaidesi altında yeniden işbirliği yapması, hedeflerin niteliği ve yer
seçimindeki değişiklik birlikte okunduğunda örgütlerin IŞİD karşısında yeniden güç kazanma,
yerel ölçekte destekçi elde etme, uluslararası
alanda ses getirerek tesirlerini yitirmediklerini
duyurma amaçlarını güttükleri söylenebilir.
Mali ve Batı Afrika’nın güvenliği açısından ise
terör örgütleri MINUSMA’ya, barışın taraflarına,
halka yaptığı saldırı ve sindirme girişimleriyle
bölgenin ve ülkenin istikrarını tehdit etmektedir.
Gerçekleştirilen saldırıların bir amacı da yerel
halkın korkutularak barış yanlısı otoritelerle işbirliği yapılmasının önüne geçmektir. Dolayısıyla terör örgütlerinin hem bölgede gerçekleştirdikleri silahlı ve bombalı şiddet eylemleri hem
halkın barışa yönelik politikaları desteklemesinin engellenme çabası bölgede güvenlik ve istikrarın yerleşmesini sürüncemede bırakmaktadır.
Sonuç
Kuzey Mali’de yıllardır çatışmalara ve isyanlara
neden olan sorunların barışçıl yollarla çözüme
kavuşturulması ülkede ve dolaylı olarak Sahra
bölgesinde güvenliğin sağlanmasının esas bileşenlerindendir. Azavad’ın yüzyıllardır sakinleri
Sayfa
olan Tevariklerin diğer ülke sınırlarına da yayılmış olmasından ve geçirgen sınırlardan ötürü bir ülkedeki istikrarsızlık kolayca sınır ötesini de etkilemektedir. Son olarak, Azavad’da
2012’de patlak veren isyanın ardından Batı ve
Kuzey Afrika’da faal olan terör örgütlerinin de
yerel örgütlerle işbirliği içerisinde Mali’de etkinlik kazanması ise bölgedeki sorunları daha
da karmaşıklaştırmıştır. Fransa’nın Mali’ye
müdahalesi sonrasında çatışmalar şiddetini
yitirmiş ve terör örgütleri dağılmıştır. İzleyen
süreçte Cezayir arabuluculuğunda gerçekleşen
barış görüşmelerinin ardından Tevarik grupları
ve Mali hükümeti arasında 2015’te imzalanan
mutabakat ile sosyo-politik meselelere yönelik
düzenlemeler öngörülmüştür. Ancak, kısmen
iyileşme gösterse de, hem terörizm hem de Azavad’daki toplumsal ve politik sorunlar sürmektedir. Eylül 2015’te başlayan Anefis görüşmeleri
mutabakatın uygulanması yolunda bölgesel dinamikleri ön plana çıkarması hasebiyle bölgesel
sorunların çözümünde ilerleme olarak kaydedilmelidir. Bununla birlikte hala Azavad halkının
çoğunluğunun maruz kaldığı eğitim, sağlık, istihdam, beslenme güvenliği, kamu hizmetlerine
ulaşım gibi temel ihtiyaçlardaki eksiklerin devam etmesi, anlaşma ile görüşmelerin muhatabı
olan liderlerin temsil ettikleri grupların taleplerini tam olarak yansıtmamaları ve sürece dâhil
edilemeyen tarafların varlığı daha çok mesafenin kat edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Fransa öncülüğündeki askeri müdahale terör
örgütlerinin etkinliğini bir süre dondurmuşsa
da sona erdirememiştir. Terörist örgütler IŞİD
karşısında birleşmiş, hedef değişikliğine giderek faaliyetlerini Sahra bölgesinden ziyade
Mali’nin güneyine ve komşu ülkelere de yönelterek etkinlik alanlarını genişletmişlerdir. Terö-
www.bilgesam.org
7
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
rist örgütler yerel üyeler temin ederek bölgedeki
etnik gruplarla aile bağlarını korumaktadırlar.
Bu yolla hem yerel destek sağlamakta hem de
etnik anlaşmazlıkları körükleyerek silahlı çatışmaya dönüşmesine neden olmaktadırlar. Dolayısıyla Mağrip Kaidesi çatısı altındaki örgütler
başlı başına bir güvenlik tehdidi olmanın yanı
sıra barış sürecini sabote ederek ve etnik sorunları kaşıyarak istikrasızlığı tetiklemektedir.
Mali’de ve Batı Afrika’da terörle mücadelede
bölgedeki etnik zenginlik ve buna bağlı olarak
çıkar gruplarının çeşitliliği dikkate alınması gereken temel parametrelerdendir. Zira etnik sorunlar ve terör iç içe geçmiş şekilde birbirlerini
beslemektedirler. Bu yüzden etnik sorunların
çözülmesi ve halkın desteğinin alınması terörle
Sayfa
mücadelenin başarıya ulaşmasında önem arz etmektedir. Ayrıca terörün bölgesel bir tehdide dönüşmesi karşısında, bölge ülkelerinin eş güdüm
içerisinde olmaları, terörle mücadelede istihbarat paylaşımı ve sınırların kontrolünde ortak hareket edilmesi başarıyı artırabilecektir.
Terörle mücadelenin ve etnik uyuşmazlıkların
barışçıl şekilde sonlandırılmasının uzun vadeli bir strateji gerektirdiği açıktır. Fakat çözüm
takviminin belirlenmesi ve takvime bağlı olarak
gerekli adımların somut olarak atılması, bu
süreçte başta can güvenliği olmak üzere halkın
temel taleplerinin karşılanması konusuna öncelik verilmesi problemlerin bitirilmesini kolaylaştıracak ve sonraki aşamaların daha sağlıklı
gerçekleştirilmesini sağlayacaktır.
www.bilgesam.org
8
Barış Mutabakatı Sonrası Mali’de İstikrar Arayışı
Sayfa
BİLGESAM Hakkında
BİLGESAM, Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olarak 2008 yılında kurulmuştur.
Kar amacı gütmeyen bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak BİLGESAM; Türkiye’deki saygın
akademisyenler, emekli generaller ve diplomatların katkıları ile çalışmalarını yürütmektedir. Ulusal
ve uluslararası gündemi yakından takip eden BİLGESAM, araştırmalarını Türkiye’nin milli problemleri, dış politika ve güvenlik stratejileri, komşu ülkelerle ilişkiler ve gelişmeler üzerine yoğunlaştırmaktadır. BİLGESAM, Türkiye’de kamuoyuna ve karar alıcılara yerel, bölgesel ve küresel düzeydeki
gelişmelere ilişkin siyasal seçenek ve tavsiyeler sunmaktadır.
Yazar Hakkında
Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden 2013 yılında mezun olmuştur. Sabancı
Üniversitesi Siyaset Bilimi programında yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. BİLGESAM’da
araştırma asistanı olarak çalışan Hatice EKE batı Afrika ve güvenlik konularında uzmanlaşmaktadır.
İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
www.bilgesam.org
9
Download