Cumhuriyet Halk Partisi

advertisement
1
Cumhuriyet Halk Partisi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan 7 Kasım 2013
tarihli ve 28814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp
yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin
Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in
yürütmesinin durdurulması ve kararla birlikte iptali ilişkin
dava açtı.
Tarih : 08.11.2013
Dava dilekçesinin
bilgileri ve CHP
Genel Başkan
Yardımcısı Bülent
Tezcan’ın yaptığı
yazılı açıklamanın
bilgileri ektedir.
————————————————
DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA
Yürütmenin Durdurulması İstemlidir
DAVACI
: Bülent TEZCAN
CHP Genel Başkan Yardımcısı – Anadolu Bulvarı No:12 Söğütözü ANKARA
DAVALI
: YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI
Bilkent ANKARA
D. KONUSU : 7 Kasım 2013 tarihli ve 28814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp
yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik’in yürütmesinin durdurulması ve kararla birlikte iptali
isteminden ibarettir.
Cumhuriyet Halk Partisi
-1/4-
08.11.2013
2
AÇIKLAMALAR
1-) 7 Kasım 2013 tarihli ve 28814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik ile eski hükümlere ek olarak izinsiz bildiri dağıtmak yasaklandığı gibi disiplin
cezalarına ilişkin soruşturmanın yapılması sırasında öğrencinin ilgili yükseköğretim
kurumu binalarına girişinin yasaklanabileceği hükümleri getirilmektedir.
Dava konusu Yönetmelik hükümleri hukuka açıkça aykırı olup, yükseköğretim
kurumlarında eğitim gören öğrencilerin Anayasal haklarını kullanmalarını engeller
mahiyettedir. Açılacak keyfi soruşturmalar nedeniyle henüz disiplin kurallarına aykırı
hareket ettikleri konusunda kesin bir karar alınmayan öğrenciler hakkında
üniversiteden uzaklaştırma uygulamasının önü açılmıştır. Bu, soruşturmanın kendisini
bir cezalandırma haline getirmek anlamı taşır. Masumiyet karinesinin açıkça ihlalidir.
2-) Devlet, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmekle görevlidir. Kişilerin
eğitim ve öğrenim hakkının kısıtlanmasına ilişkin düzenlemeler yapılması, çağdaş hukuk
devletlerinde görülmeyecek uygulamalardır.
Üniversiteler bilimim ve özgür düşüncenin gelişeceği yerlerdir. Bilim, özgür düşünce
ortamında yeşerir. Düşünce özgürlüğünün temeli düşündüklerini ifade edebilme ve
özgürce tartışabilme ortamına dayanır. Geleceğin özgür bilim insanı olacak üniversite
öğrencilerinin üniversite kampüsünde bildiri dağıtmalarını suç sayan bir düzenleme,
özgür düşünce ve tartışma ortamını yok etmeye dönük bir polis devleti uygulamasıdır.
Bu düzenleme ile iktidar gibi ya da yönetenler gibi düşünen, egemen yönetim
anlayışına kayıtsız şartsız itaatkar bir gençlik yaratılmak istenilmektedir.
Bu nedenle anılan düzenleme demokratik hukuk devletinde olması gereken ve Anayasal
güvence altında bulunan düşünce ve ifade özgürlüğü, akademik ve bilimsel özgürlük
gibi ilkelerinin ortadan kaldırılmasına neden olacaktır.
3-) Anayasa’nın 2. Maddesi devletin demokratik hukuk devleti olduğunu, insan
haklarına saygılı olması gerektiğini, çağdaş devlet anlayışını kabul eder. Yönetmeliğin
düzenlemesi bu esaslara aykırıdır. Anayasa’nın başlangıç hükümlerinde de yerini bulan
hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde
geliştirme ilkesi ile dava konusu düzenleme açıkça çelişmektedir.
Anayasa’nın 25. maddesinde vücut bulan Düşünce ve Kanaat Hürriyeti ve 26.
maddesinde yazılı Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine düzenleme ile sınırlama
getirilmeye çalışılmaktadır. Bir öğrencinin düşünce ve kanaatini bildiri ile yayması,
düşüncesinin yaygınlaşmasına ve öğrenilmesine çalışması her yurttaş gibi Anayasal
hakkıdır. Öğrencilerin kampüs yaşantısı içerisinde dağıtmak isteyecekleri bildiriler için
önceden izin almalarının zorunlu hale gelmesi, özgür düşünceye ket vurma anlamı
taşıdığı gibi kişilerin düşüncelerini yaymalarında ürkek davranmaları sonucunu doğurur.
Öte yandan öğrencinin dağıtacağı bildiri için izin almak zorunda olması fişlenme
uygulaması ve korkusunu da yerleştirecektir. Suç içeren bildirilen dağıtılması
durumunda ilgilisi hakkında cezai hükümlere başvurma imkanı bir yana salt düşünce
yaymak amacıyla dağıtılacak bildirilerin hangilerinin dağıtılmasına izin verileceği,
hangilerinin dağıtılacağının engelleneceği konusunda kamuoyunda ciddi endişeler hasıl
Cumhuriyet Halk Partisi
-2/4-
08.11.2013
3
olacaktır.
Yönetmelikle getirilen uzaklaştırma yetkisi, İktidarın, egemen yönetim anlayışının
formatına uymayan öğrenciler hakkında açılacak soruşturmalarla tehdit altında
tutulmalarına, haksız olarak eğitim hakkından mahrum edilmelerine neden olacaktır. Bu
ise doğrudan iktidar kontrolünde bir gençlik yaratma projesidir.
4-) Öğrencinin hakkında açılacak soruşturma nedeni ile soruşturma müddetince ilgili
yükseköğretim kurumundan uzaklaştırılabilecek olması Anayasa’nın 42. maddesindeki
Eğitim ve Öğretim hakkının kısıtlanması anlamını taşır. Yine Anayasa’nın 38. Maddesinin
4. Fıkrasında vücut bulan Masumiyet Karinesi de Yönetmelik hükümlerince hiçe
sayılmaktadır. Öğrenci hakkında süren soruşturma boyunca öğrencinin yükseköğretim
kurumu binalarına giremeyecek olması, henüz suçluluğu kanıtlanmamış kişinin eğitim
öğretim hakkından mahrum kalmasına neden olur ki, öğrencinin soruşturma sonunda
masumluğunun ortaya çıkması durumunda öğreniminden geri kalması ve ömründen
geçen sürenin tazmini imkanı bulunmamaktadır. Dava konusu düzenleme ile keyfi
soruşturmaların açılması ve soruşturmaların süresinin uzun tutularak soruşturma halinin
kendiliğinden bir ceza halini almasının önü açılmıştır.
Anayasa’nın 130. Maddesine göre kurulan üniversitelerin çağdaş eğitim – öğretim
esaslarına dayanması gerekmektedir. Bunun yanında 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanunu’nun 4. Maddesi Yükseköğretimin amacını öğrencilerin, hür ve bilimsel düşünce
gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı… çağdaş uygarlığın
yapıcı, yaratıcı ve seçkin bir ortağı haline gelmesini sağlamak olarak düzenlemiştir.
Öğrencilerin düşünce ve kanaatlerinin kısıtlanması, hakkında açılacak soruşturmalar ile
yükseköğretim kurumlarından, masumiyet karinesine rağmen uzaklaştırılmasının bahsi
geçen bu kanun hükmü ile uzlaşır bir yanı bulunmamaktadır.
5-) Yukarıda açıklandığı üzere davaya konu yönetmelik açıkça hukuka aykırıdır. Bunun
yanında Yönetmeliğin uygulanması halinde kişilerin temel hak ve hürriyetlerinin
kısıtlanması ve eğitim hakkının engellenmesi sonucu telafisi İMKANSIZ zararlar ortaya
çıkacaktır. Bu durum gözetildiğinde hükme dek Yönetmeliğin YÜRÜTMESİNİN
DURDURULMASI ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
SONUÇ ve İSTEM
: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
7 Kasım 2013 tarihli ve 28814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren
Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik’in yürütmesinin durdurulmasına, Hukuka aykırı Yönetmeliğin iptaline,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini
saygılarımla dilerim.
DAVACI
Bülent TEZCAN
Cumhuriyet Halk Partisi
-3/4-
08.11.2013
4
Cumhuriyet Halk Partisi
-4/4-
08.11.2013
Download