Ekonomik Durum

advertisement
Ekonomik Durum
Son bültenimizden bugüne küresel ekonomik ajanda oldukça yoğundu. En önemli gelişmelerden biri
petrol fiyatlarındaki düşüş olmasına rağmen, küresel çapta Merkez Bankaları’nın eylemleri
piyasalarda büyük bir volatilite yarattı.
Petrol fiyatlarındaki düşüş son 3 ayda hızlandı; Brent petrol fiyatı yaklaşık %30 düştü. Gelinen fiyatı
2014 Hazirandaki zirve fiyatlarla karşılaştırınca, senelik düşüş yaklaşık %50 seviyesine geldi. Bu durum
Venezüella, Rusya ve İran gibi ülkelerdeki problemleri arttırırken, OPEC petrol arzında kesintiye gitme
çağrılarını görmemezlikten geldi. Diğer taraftan, Türkiye ve Hindistan gibi net petrol ihracatçısı ülkeler
petrol fiyatlarındaki düşüşten beklenmedik karlar çıkardılar.
Fed’in önümüzdeki dönemdeki faiz kararı ile ilgili spekülasyonlar finansal piyasaları domine etti. Ocak
ayındaki toplantıda Fed yetkilileri, iş piyasasındaki iyileşme ve güçlü büyüme oranları sonucunda ABD
ekonomisini "sağlam bir şekilde" ilerlediğini onayladılar. Böylece önceki "ılımlı bir şekilde büyüme"
değerlendirmesi bir üst seviye çıktı ve Fed’in faiz artırımlarına 2015 yazında başlayabileceği
beklentisini doğurdu. Bu arada Ocak ayında Avrupa Merkez Bankası olarak yeni bir genişletici para
politikası uygulaması ile Eylül 2016'ya kadar aylık 60 milyar Avro'luk yeni bir tahvil alım programı
başlatacağını ilan etti.
Türkiye son aylarda düşen emtia fiyatlarından en çok yararlanan ülkelerden biri oldu. Düşük
enflasyon ve cari açık beklentisi ile hem yerli hem yabancı yatırımcılar TL bazlı varlıklarda pozisyonları
arttırarak, Ocak ayının dördüncü haftasına kadar hisse senedi piyasasının yükselmesine ve bono
faizlerinin düşmesine sebep oldular. Türkiye Merkez Bankası’nın Ocak ayında faizleri düşürmesi ve
ileride de düşüşün olabileceğinin sinyallerini vermesi, hisse senedi piyasasındaki yükselişe destek
oldu. Ancak Ocak ayındaki zayıf enflasyon verileri, petrol fiyatlarındaki ılımlı artış ve politika faizi
üzerindeki münakaşa Türkiye finansal piyasalarını baskı altında bıraktı. Bunun sonucunda TL Dolar’a
karşı en düşük seviyesine inerken; gösterge faiz Ocak ayındaki %6,6 gibi düşük seviyelerden %8,5
seviyesine çıktı.
2014’ün üçüncü çeyreğinde ekonomik büyüme ilk yarıdaki %3,4 seviyesinden %1,7 seviyesine düştü.
Böylece Türkiye ekonomisi yılın ilk dokuz ayında %2,8 seviyesinde büyüdü. Her ne kadar resmi GSYH
tutarı dördüncü çeyrek için açıklanmamış olsa da, piyasadan bazı veriler göreceli iyi iç talebe işaret
etti. Ancak ekonomik güven hem tüketici hem de üretici açısından düşük seviyelerde. PMI verileri
imalat sanayide zayıflığa dikkat çekiyor. Bu nedenle son çeyrekte ılımlı bir iyileşme olsa da, biz 2014
yılı GSYH büyüme oranının %3 seviyelerinde olacağını tahmin ediyoruz. Bu arada, 2015 yılında iç
talebin güçlenmesini ve 2015 GSYH büyüme oranını %3,5 seviyesine çıkarmasını bekliyoruz.
Düşen emtia ve özellikle petrol fiyatları ile zayıf iç talep nedeniyle, 2014 yılı cari işlemler dengesi %29
seviyesinde daraldı. Yıllık cari işlemler açığı 2013 sonundaki 64,7 milyar dolar seviyesinden 45,8
milyar dolar seviyesine geriledi. Bu arada, ihracat senelik %3,9 seviyesinde büyürken, ithalat %3,7
azaldı. Biz önümüzdeki dönemde düşük emtia fiyatları ve ithalattaki limitli büyüme beklentisiyle,
2015 cari işlemler açığı/GSYH oranını %5,5 olarak tahmin ediyoruz.
2014 yılı boyunca iki haneli seyreden enflasyon rakamı, Aralık ayında düşen petrol fiyatları ve gıda ve
konut enflasyonu ile önemli ölçüde geriledi; 2014 yılsonu enflasyonu Merkez Bankası ve bizim
tahminlerimizin altına gelerek %8,2 seviyesine ulaştı. Ancak Ocak ayından itibaren gerçekleşen petrol
fiyatlarındaki hafif yükseliş ve Türk Lirası’nın değer kaybı, enflasyon rakamını Merkez Bankası
hedefine erişmekten alıkoyuyor. Bu nedenle biz enflasyonun 2015 sonunda %7-7,5 seviyesine
ulaşmasını tahmin ediyoruz.
Download