ÇOCUĞUM ALTINI ISLATIYOR KAYNAK: www.cocukuroloji.com • Çocukluk döneminde en sık karşılaşılan sorunlardan biri idrar kaçırma problemidir. • Yapısal ve nörolojik bozukluğu olmayan bir çocuk idrar kontrolünü yaşamının ilk beş yılında tamamlar. Beş yaşından sonra idrar kaçırma normal olarak kabul edilmez. • Burada nörolojik ve yapısal problemden kaynaklanmayan idrar kaçırma hakkında bilgi vereceğiz. • Çocuklarda idrar kaçırma; gece yatak ıslatma ve gündüz kaçırma olarak kabaca iki grupta incelenebilir. • İdrar kaçırma gece ve/veya gündüz şeklinde farklılık gösterdiği gibi, miktar ve sıklığına göre de farklılık gösterir. • Gece yatak ıslatmanın başlıca nedenleri; genetik yatkınlık, gece idrar üretiminde artma(hormonal), mesane kapasitesinin küçük olması ve bu nedenlerin biri ya da birkaçıyla birlikte seyreden, çocuğun mesanenin doluluğunu algılayamayıp yatağa işemesine neden olan uyanma güçlüğünün olmasıdır. Gece yatak ıslatmada psikolojik faktörler neden değil daha çok sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. • Çocuğunuzun yatak ıslatması onun kontrol edemediği bir durumdur. • Gündüz kaçırması olmadan sadece gece yatak ıslatan çocukların işemelerinde herhangi bir fonksiyonel bozukluk söz konusu değildir. • Normal bir işeme fonksiyonu için düzgün bir pelvik taban kas aktivitesi olması gerekir. Pelvik taban kaslar erkek çocuklarda yumurtalıklardan anüse, kız çocuklarda ise vagenden anüse kadar uzanan hamak şeklinde bir kastır. Bu kas işeme esnasında gevşek olmalıdır ki mesane tam boşalabilsin. • Günümüzde bilgisayar, tablet, televizyon karşısında fazla zaman geçiren ve oyuna dalan çocuklar işemelerini değişik manevraları kullanarak erteliyor. Okul çağındaki çocuklar ise gerek tuvalet kirliliğinden gerekse tenefüste daha fazla oynamak için tuvalete gitmiyor ve çişini tutuyor. • Bunun sonucu olarak da pelvik taban kas aktivitesi artıyor, işeme esnasında gerekli gevşeme sağlanamadığından işeme fonksiyonu bozuluyor. Akabinde çocuk idrar kaçırıyor. • Gündüz kaçırmanın birçok nedeni vardır ancak en sık karşılaşılan neden budur. ALTINI ISLATAN ÇOCUKLAR NE DÜŞÜNÜYOR? • Diğer çocuklardan farklı olduğunu düşünüyor. • Bu şikayetlerin bitmemesinden korkuyor. • Bu durumun arkadaşları tarafından anlaşılmasından korkuyor. • Gece bez takmak istemiyor. • Okul gezilerine katılamıyor. • Ev dışında kimsede kalamıyor. • Bütün bu düşüncelerinden dolayı kendini mahçup, suçlu, karamsar,güvensiz ve üzgün hissediyor. AİLELER NE DÜŞÜNÜYOR? • Çocuğun tembel olduğunu düşünüyor. • İdrar kaçırmanın çocuğun kontrolünde Cezalandırma yolunu deneyebiliyor. • Çocuk büyüdükçe kendi kendine geçmesini bekliyor. • Damla damla olan idrar kaçırma problemini önemsemiyor. • Çamaşır yıkamaktan bıkıyor. • İdrar kaçırmanın ilaçsız tedavi edilebildiğini bilmiyor. • Bütün bu düşündükleri sebebiyle kendini; bıkkın, mahçup, suçlu, çaresiz, endişeli ve öfkeli hissediyor. Gündüz kaçırma gece yatak ıslatmaya göre daha ciddi bir durumdur. Miktarı ister damla damla olsun, ister çişinin tamamını boşaltmak şeklinde olsun, altında yatan sebep belirlenmeli ve muhakkak tedavi edilmelidir. olduğunu düşünüyor. Çocuğun büyümesiyle birlikte şikâyetlerin kendi kendine geçmesini beklemek ve onu bu problemle baş başa bırakmak çocuğun ve ailenin yaşam kalitesini bozacağı gibi çocukta özgüven eksikliği, suçluluk gibi birçok psikolojik problemlere neden olacaktır. Çocuğun uyku kalitesinin bozulması okul başarısını da olumsuz etkileyebilir. Ayrıca çok daha da önemlisi damla damla bile olsa idrar kaçırma tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine varacak kadar ciddi üst üriner sistem bozukluklarına neden olabilir. Gece ve/veya gündüz idrar kaçırma «İŞEME GELİŞTİRME PROGRAMI» ile tedavi edilmelidir. Bu kombine uygulanması gereken ve bir çok tedavi şeklini içeren bir programdır.Bu programın içinde; bilgisayar yardımlı animasyon oyunlu biofeedback yöntemi , elektroterapi ,mesane eğitimi v.b...bir çok teknik ve tedavi şekli bulunmaktadır. Uzman bir ekip tarafından gerekli değerlendirmeler doğrultusunda planlanıp,uygulanarak idrar kaçırma %80 -90 ların üzerinde bir başarı yüzdesiyle tedavi edilmektedir. Tedavinin başarısı için hekim, aile ve çocuğun birbiriyle uyum halinde çalışması gerekmektedir.