T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK 1.ÜNİTE BİR KAHRAMAN DOĞUYOR • • • • • • KAZANIMLAR Atatürk’ün çocukluk dönemini ve bu dönemde içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel yapısını analiz eder. Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili olay ve olguları kavrar. Atatürk’ün askerlik hayatı ile ilgili olay ve olguları kavrar. Örnek olaylardan yola çıkarak Atatürk’ün çeşitli cephelerdeki başarıyla askeri yeteneklerini geliştirir. Atatürk’ün fikir hayatının oluşumuna ve gelişimine etki eden Selanik, Manastır, Sofya ve İstanbul şehirlerindeki ortamın rolünü fark eder. Atatürk’ün 1919’a kadar bulunduğu görevler ve yaptıkları Milli mücdele liderliği açısından yorumlar. dersyüz.wordpress.com Ali ELHAN-Cevdet ÇALIŞKAN Sosyal Bilgiler Öğretmeni BATIYA ERKEN AÇILAN KENT: SELANİK - FİKİR AKIMLARI SELANİK Yunanistan topraklarında yer almaktadır. Rumeli’de (Balkanlar) Ege denizi kıyısında yer alan ve Osmanlı-Avrupa ticaretinin önemli noktalarından biri olan, önemli bir LİMAN şehridir. Kara, deniz ve demiryolu ulaşımı gelişmişti. Üsküp, Belgrat, Manastır ve İstanbul’a demir yolu ile bağlıydı. Selanik’te, çoğunluğu Türkler olmak üzere Rum, Bulgar, Ermeni, Yahudi ve Sırplar yaşamaktaydı. Farklı milletlerin bulunduğu bu şehirde, çeşitli dillerde gazete ve dergiler yayınlanırdı. Bu çok uluslu yapı, konuşulan diller, inançlar, gelenek ve görenekler ülkede çok zengin bir sosyal ve kültürel yapının oluşmasını sağlamıştı. Gelişmiş bir kent olan Selanik'te çocukluğunu geçiren Atatürk'ün fikri zenginliğinin ve ufkunun gelişmesinde bu şehrin olumlu katkıları olmuştur. Ticaret Para Nüfus Millet çeşitliliği Kültür Coğrafi konumu Ulaşımı gelişmiş Ekonomik ve ticari açıdan gelişmiş • Çok uluslu yapı • • • • İlk ayaklanan Sırplar İlk bağımsız olan Yunanlılar En son ayrılan ise Arnavutluk’tur. Kültürel zenginlik Sosyal çeşitlilik Basın ve fikir hayatı Fikir ve düşünce hayatını şekillendirmiştir Notlar: Fransız İhtilalinin yaydığı Milliyetçilik akımı sonucunda Osmanlı Devleti’ne karşı Farklı milletler Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyıla kadar huzur ve güven içerisinde yaşayan milletler, Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik düşüncesinden etkilenerek çatışma ortamına sürüklenmişlerdir. Emperyalist devletlerinde kışkırtmasıyla bağımsızlık için isyan etmişlerdir. Bu çatışma ortamında devleti parçalanmaktan kurtarmak amacıyla Osmanlı aydınları bazı çareler aramış bunun sonucunda yeni fikir akımları ortaya çıkmıştır. OSMANLIYI DAĞILMAKTAN KURTARMAK İÇİN ORTAYA ATILAN FİKİR AKIMLARI BATICILIK: Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun tek yolunun batıya ayak uydurarak çağın fikir ve ihtiyaçlarına uygun medeni bir millet ve devlet haline gelmekten geçtiğini savunan fikir akımıdır. Cumhuriyetin ilanından sonra inkılapların yapılmasında etkili olmuştur. OSMANLICILIK: Bu akıma göre Osmanlı Devleti içindeki tüm milletler ‘Osmanlılık’ duygusu ile Osmanlı milleti haline getirilirse, devlet içindeki değişik milletlerin ayaklanmaları önlenmiş olacaktır. ( I. Meşrutiyet ) Bu fikir Balkan uluslarının Osmanlı Devletine isyan edip bağımsızlıklarını ilan etmeleriyle uygulanamamıştır. İSLAMCILIK: Bu akıma göre, devletin parçalanmasını engellemek için Müslüman milletler Osmanlı halifesinin liderliğinde tek bir çatı altında birleşmelidir. Bu düşünce I. Dünya savaşı yıllarında Arapların Osmanlı Devletine karşı isyanı ile iflas etmiştir. (Ümmetçilik-Panislamizm) TÜRKÇÜLÜK: Tüm Türkleri milli bir duygu ile bilinçlendirmeyi ve bir bayrak altında toplamayı amaçlamıştır. Balkan Savaşlarından sonra Osmanlı yönetimine hâkim olan düşünce akımıdır. Kurtuluş Savaşının kazanılmasında etkili olmuştur. (Turancılık-PanTürkizm) Osmanlı devleti Fransız ihtilalinin yaydığı milliyetçilik fikir akımının etkisinden kurtulmak için yaptığı faliyetler hep sonuçsuz kalmış ve ortaya atılan fikir akımlarından hiçbiri Osmanlıyı dağılmaktan kurtaramamıştır. Mustafa Kemal, bu fikir akımlarından Türkçülük ve Batıcılık akımlarından etkilendi. 20. Yüzyıl başlarında Osmanlı aydınlarının birçoğu devletin kurtuluşunu meşrutiyet yönetimine geçmekte buluyorlardı. Osmanlıcılık fikrini savunan bu aydınlar daha çok Selanik’te örgütlenmişler, gazeteler ve dergiler çıkararak düşüncelerini yaymaya çalışmışlardır. Sonunda II. Abdülhamit’e Meşrutiyeti ilan ettirmeyi başarmışlardır. MUSTAFA KEMAL’İN EĞİTİM HAYATI MUSTAFA’DA ÇOCUKTU Mustafa Kemal, 1881‟de Selanik’te doğmuştur. Mustafa Kemal ‟in ailesi Rumeli’nin fethi sonrasında Selanik’e yerleşen Türk boylarına mensuptur. Babası Ali Rıza Efendi’nin ailesi Söke (Aydın) annesi Zübeyde hanımın ailesi de Konya’dan Rumeli ‟ye göç eden bir aileye mensuptur. Babası önce gümrük memurluğu sonrada tüccarlık yapmıştır. Zübeyde Hanım ev hanımıydı. Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Bey ‟in 6 çocuğu vardır. Bunlardan Mustafa ve Makbule dışında Fatma, Ahmet, Ömer, Naciye küçük yaşlarda vefat etmişlerdir. Öğrenim çağına gelen Mustafa'nın hangi okula gideceği konusunda annesi ile babası arasında anlaşmazlık çıkmıştı.Annesi Mustafa'nın Hafız Mehmet MAHALLE M Efendi'nin Mahalle Mektebine gitmesini istiyor,babası ise o dönemki yeni yöntemlerle eğitim yapan Şemsi Efendi Mektebinde okumasını istiyordu.Zübeyde Hanımı üzmek istemeyen Ali Rıza Efendi oğlunu önce Mahalle Mektebine gönderdi. Fakat birkaç gün sonra Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. MAHALLE MEKTEBİ Geleneksel eğitim veren bir okuldur. Annesinin isteği üzerine ilk olarak bu okula gitmiştir. Bu okulu bitirmemiştir. ŞEMSİ EFENDİ OKULU Modern eğitim veren, Selanik’in ilk özel Müslüman okuludur. Babasının isteği üzerine bu okula gitmiştir. (1887) Bu okulda okurken babası ölmüş eğitimine bir süre ara SELANĠK EKTEBİ ŞEMSİ EFENDİ OKULU SELANĠK MÜLKĠYE vermiştir. MANASTIR ASKERİ İDADİSİ MANASTIR ASKERĠ ĠDADĠSĠ Selanik Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra, 1896 yılında Manastır Askeri İdadisine (lise) başladı. Derslerde gösterdiği başarıyla hem öğretmenlerinin hem de arkadaşlarının takdirini kazandı. Bu okulda sınıf arkadaşı Ömer Naci sayesinde edebiyata ve hitabete ilgi duydu. Fransızca özel dersleri aldı. Tarih öğretmeni Kolağası Tevfik Bey’in tarih bilgisi onda tarih bilinci uyandırmıştır. Askeri İdadi’de okurken Fransız yazarlar ile Türk Milliyetçiliği üzerine de Namık Kemal ve Mehmet Emin Yurdakul gibi yazarları okumuş ve etkilenmiştir SELANİK MÜLKİYE RÜŞTİYESİ İlkokuldan sonra bu okula devam etmiştir. (Rüştiye: Ortaokul) Bu okulda okurken gizlice askeri okulun sınavlarına girmiş ve kazanmıştır. Bu okulu da bitirmemiştir. İSTANBUL HARP OKULU ĠSTANBUL HARP OKULU Manastır Askeri İdadisini bitirdikten sonra 1899 yılında Harp Okulu’na girdi. Harp Okulunda okurken arkadaşları ile birlikte bir dergi çıkardı. 1902 ‘de Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Atatürk’ün yetiştiği dönemde Osmanlı Devleti sınırları içinde farklı özelliklerdeki okullar mevcuttu. Bir tarafta dini derslerin ağırlıkta olduğu mektep ve medreseler; diğer tarafta Batı tarzı okullar, askeri okullar ve çeşitli meslek okulları vardı. Bunun yanında azınlık okulları ile yabancı okullar da faaliyetteydi. Bu okulların her biri kendi amaçları doğrultusunda eğitim yapıyordu. SELANİK ASKERİ RÜŞTİYESİ Sınavlarına girerek kazandığı bu okulda, zekâsı ve üstün yetenekleriyle öğretmenlerinin sevgisini kazandı. Kemal adını bu okuldaki matematik öğretmeninden almıştır. (1893) İSTANBUL HARP AKADEMİSİ ĠSTANBUL HARP AKADEMĠ Harp Akademisinde okurken derslerinin yanı sıra, ülkenin içinde bulunduğu siyası durum ve sorunları ile yakından ilgilendi. Mustafa Kemal, Harp Akademisini kurmay yüzbaşı olarak bitirdi (11 Ocak 1905). Böylece orduda görev almaya hazır bir kurmay subay oldu. Bu durum, Atatürk'ün yetiştiği dönemde Osmanlı Devleti’nde eğitim birliği olmadığını gösterir. MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLİK HAYATI ŞAM’A ATANMASI (1905) İlk görev yeri olan Şam’daki 5. Ordu’ya Kurmay Yüzbaşı olarak atandı. Suriye'de bulunduğu sırada yakın arkadaşlarıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurdu (Ekim 1906). Selanik başta olmak üzere birçok şehirde cemiyetin şubesini açtı. Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurması, liderlik özelliğini, yöneticiliğini ve vatanseverliğini göstermektedir. 31 MART OLAYI (1909) TRABLUSGARP SAVAŞI (1911) İtalya'nın Trablusgarp'a saldırması üzerine gönüllü subay arkadaşları ile birlikte gizlice Trablusgarp'a gitti. Halkı örgütleyerek Derne ve Tobruk'ta İtalyanlara karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Başarılarından dolayı Mustafa Kemal binbaşılığa terfi ettirildi. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal’in ilk askeri başarısıdır. Mustafa Kemal'in Trablusgarp'ta yerli halkı İtalyanlara karşı örgütleyerek direnişe geçirmesi onun teşkilatçılığı ile ilgilidir. • • • SURİYE CEPHESİ (1917) • Suriye’deki 7. Ordu Komutanlığına atandı. Alman komutan ile düştüğü anlaşmazlık sebebiyle istifa etmiş İstanbul’a döndü. 1918 yılında 7.Ordunun da bağlı olduğu Yıldırım Orduları Grup Komutanı olarak atanmış ve Halep’in kuzeyinde bir savunma hattı kurarak İngiliz kuvvetlerini durdurmayı başarmıştır. İstanbul'da meşrutiyet karşıtlarının çıkardığı 31 Mart Ayaklanmasını bastırmak ve düzeni sağlamak amacıyla Hareket Ordusu’nda kurmay yüzbaşı olarak başarıyla görev yaptı. 31 Mart Olayı mevcut düzene karşı girişilen ilk isyan hareketidir. Mustafa Kemal’in 31 Mart isyanını bastırmada önemli rol oynaması, meşrutiyet taraftarı yani yenilik yanlısı olduğunu gösterir. ÇANAKKALE CEPHESİ (1915) • • PİKARDİ MANEVRALARI (1910) • 19.Tümen Komutanı olarak Arıburnu, Conkbayırı, Anafartalar'da düşmana karşı büyük başarılar elde eden Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti'nin bu cephedeki savaşı kazanmasında önemli rol oynadı. Mustafa Kemal, meşhur “Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum.” sözünü burada söylemiştir. Bu söz onun vatanseverliği ve liderliği ile ilgilidir. Çanakkale savaşlarında düşmanın nereden çıkarma yapacağını bilmesi ileri görüşlülüğü ile ilgilidir. Çanakkale Savaşlarında kazandığı başarılar onun askeri dehasının tüm yurtta ve dünyada tanınmasını sağlamıştır. Bu cephedeki başarılarından sonra Albaylığa yükselmiştir. I. Dünya Savaşında sırasıyla Çanakkale, Kafkas ve Suriye cephelerinde görev yaptı. Ali ELHAN-Cevdet ÇALIŞKAN Fransız ve İngiliz birliklerinin ortaklaşa düzenlediği askeri tatbikatlara Fethi Okyar ile birlikte gözlemci olarak katılmış, gelecekte hava kuvvetlerinin önemine vurgu yapmıştır. Yenilikçi kişiliğini, kendisini geliştirdiğini ve ileri görüşlülüğünü gösterir. KAFKASYA CEPHESİ (1916) • • • • Ruslara karşı mücadele verilen Kafkasya cephesinde 16.Kolordu Komutanı olarak görevini sürdürdü. Burada Ruslar karşısında dağınık halde olan birlikleri bir araya getirerek eksiklikleri tamamlayan Mustafa Kemal, Rusların elinden Muş ve Bitlis’i geri almayı başardı. Bu başarı, Mustafa Kemal’in kişisel özelliklerinden sabır ve disiplin anlayışını göstermektedir. Tuğgeneralliğe yükselmiştir. KURTULUŞ SAVAŞI (1921-1922) • • • • Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış ve zafere ulaştırmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın her aşamasında Türk Milletine liderlik etmiş, Türk halkını düşmana karşı birleştirmiştir. (birleştirici ve bütünleştirici oluşu) Başkomutan olarak orduyu yönettiği Sakarya Meydan Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni kazanmıştır. Türk milletinin her alanda çağdaşlaşmasını hedef alan inkılapları gerçekleştirmiştir. • • • • Şam= M.Kemal’in ilk görev yeridir. (5.Ordu komutanlığı) M.Kemal Şam’dayken Arapların Osmanlıya karşı ayaklandığını ve Osmanlıdan ayrılmak istediklerini görmüş; bunun üzerine Namık Kemal’den esinlenerek gizli bir cemiyet olan Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurmuştur. Trablusgarp= ilk askeri başarısıdır. Çanakkale Cephesi= Tüm dünya tarafından tanındı ve Kurtuluş Savaşının lideri oldu. Kafkas Cephesi= 1.Dünya Savaşı sırasında Muş ve Bitlis’i geri aldı. Notlar: ATATÜRK’ÜN ESERLERİ VATANDAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER NUTUK GEOMETRİ ZABİT VE KUMANDAN İLE HASBİHAL CUMALI ORDUGAHI TABİYE VE TATBİKAT SEYAHATİ M.Kemal’e göre “benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti’dir.” Trablusgarp savaşı Uşi Antlaşması ile sona erdi. Trablusgarp savaşı M.Kemal’in ilk askeri başarısıdır. Trablusgarp İtalyanlara bırakıldı ve böylece Osmanlının Kuzey Afrika’daki son toprağı da elinden çıktı. Bu şehirler günümüzde Selanik: Yunanistan Manastır: Makedonya İstanbul: Türkiye Sofya: Bulgaristan sınırları içerisinde yer almaktadır MUSTAFA KEMAL VE DÖRT ŞEHİR Selanik, Manastır, İstanbul ve Sofya şehirleri Mustafa Kemal'in fikir hayatının oluşmasında büyük etkiye sahiptir. Selanik günümüzde Yunanistan; Manastır Makedonya; İstanbul Türkiye; Sofya ise Bulgaristan sınırları İçinde yer almaktadır. SELANİK Mustafa Kemal’in doğup büyüdüğü, çocukluğunun ve eğitim hayatının geçtiği şehir olan Selanik, Osmanlı’nın önemli bir Balkan kentiydi. Ege kıyısında bulunan Selanik’te deniz ticareti oldukça gelişmişti. Farklı milletlerin bulunduğu bu şehirde, çeşitli dillerde gazete ve dergiler yayınlanırdı. Mustafa Kemal, 1907’de askeri görevle geldiği Selanik’te İttihat ve Terakki Cemiyetine katıldı. Mustafa Kemal ordunun siyasetten ayrılması gerektiğini düşündüğünden ve İttihat ve Terakki Cemiyeti ile olan fikir uyuşmazlıkları sebebiyle cemiyetten ayrılarak kendini tamamen askerlik mesleğine verdi. İSTANBUL İstanbul, Osmanlı’nın başkentiydi ve en gelişmiş şehriydi. Mustafa Kemal, İstanbul’da hem asker hem öğrenci olarak bulunmuştur. Mustafa Kemal'in İstanbul’da bulunduğu Beyoğlu (Pera) ve Galata civarı şehrin Batı’ya açılan yüzüydü. Avrupa elçiliklerinin yoğun olduğu, sosyal ve kültürel yönden hareketli bir semtti. Mustafa Kemal, okul yıllarında, arkadaşlarına konferans niteliğinde konuşmalar yaparken sonraki yıllarda da İstanbul’da evinde arkadaşlarıyla toplantılar düzenlemiş, ülke sorunlarını tartışmıştır. Osmanlı’nın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik sorunları yakından görmüştür. Arkadaşlarıyla gazete ve dergi hazırlamıştır. Ali ELHAN-Cevdet ÇALIŞKAN Sosyal Bilgiler Öğretmeni MANASTIR • • • • • Konsolosluklar ve ticaret şehri Manastır, aralarında çekişme olan çeşitli din ve milliyetten insanları barındırıyordu. Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan, kiliseler aracılığıyla bölgeye hâkim olmak istiyordu. Mustafa Kemal Askeri İdadide (lise) öğrenim görmek üzere geldiği Manastır’da vatan ve hürriyet şiirleri yazan Namık Kemal’den, milliyetçilik alanında Ziya Gökalp’ten ve Türkçülüğü savunan Mehmet Emin Yurdakul’dan etkilenmiştir. Mustafa Kemal’in tarih bilincinin gelişmesinde öğretmeni Mehmet Tevfik Bey’in rolü büyüktür. Bu dönemde Türk kültür ve tarihi ile ilgili okuduğu eserler sayesinde Mustafa Kemal'in fikir hayati şekillendi. Burada bazı Fransız düşünürlerinin eserleriyle tanıştı. 1897 Türk-Yunan Savaşında savaşta başarılı olunmasına rağmen barış masasında istenilenin alınamaması Mustafa Kemal’i derinden etkiledi. SOFYA Mustafa Kemal, Balkan Savaşları sonrasında 1913'te Sofya Askeri Ataşeliği’ne atanmıştır. Sofya'da sosyal hayat çok canlıydı. Üst düzey yetkililerin katıldığı danslı, yemekli toplantılarda Mustafa Kemal, Avrupa devletlerinin temsilcileriyle doğrudan görüşme ve fikirlerini paylaşma imkânı buldu. Bulgaristan'da kalan Türklerle yakın ilişki kurdu ve Türklerin yaşadıkları yerleri ziyaret etti. Bulgaristan'da Türkçe olarak yayımlanan gazetelerle irtibat kurarak bölgedeki Türklerin sosyal ve siyasi haklarının yükseltilmesi çalışmalarına katıldı. Bulgar Meclisinin toplantılarını (parlamento işleyişi) takip etti. Mustafa Kemal, gözlemlerinin yer aldığı raporlarına kendi analizlerini de ekleyerek bunları Osmanlı Hükümeti yetkilileriyle paylaştı. MUSTAFA KEMAL LİDERLİK YOLUNDA ATATÜRK’ÜN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ Vatan ve millet sevgisi İdealistliği Mantıklı ve gerçekçi oluşu Sabır ve disiplin anlayışı İleri görüşlülüğü Açık sözlülüğü Gerçekçiliği Çok yönlülüğü Öğreticilik yönü Yöneticiliği İnsan sevgisi Yaratıcı düşüncesi Önder oluşu Kararlı ve mücadeleci Planlı çalışması İnkılâpçılığı Sanatseverliği Birleştirici ve bütünleştirici oluşu oluşu ÜSTLENDİĞİ BAZI GÖREVLER Harp Akademisi’nden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olması Şam’daki 5. Orduya atanması (1905) Manastırdaki 3.Ordu’da görevlendirilmesi (1907) Hareket Ordusu Kurmay Başkanı (1909) Trablusgarp’ta görev alması (1911) Derne Komutanlığına getirilmesi (1912) Sofya’da askeri ataşe olarak atanması (1913) Çanakkale Cephesi’nde 19.Tümen Komutanlığı (1915) Kafkas Cephesinde 16.Kolordu Komutanlığı (1917) Suriye Cephesinde 7.Ordu Komutanlığı (1917) ve Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı (1918) Vatanseverliği: ,”Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere,Türk milletine canımı vereceğim “ İdealistliği: “Benim yaptığım işler, biri diğerine bağlı ve gerekli olan şeylerdir. Fakat bana yaptıklarımdan değil, yapacaklarımdan bahsediniz.” Hakikati Arama Gücü: “Bizim akıl, zekâ ile hareket etmek şiarımızdır.” Yaratıcılığı: Atatürk, en zor anlarda dahi üstün yaratıcı düşünceleriyle, sorunlara çözümler bulan ve bunları başarıyla uygulayabilen bir önderdi. Yaratıcı düşünceleriyle kimsenin hayal dahi edemediği işleri başarabilmiştir. Sabırlı ve Disiplinli Oluşu: 16 Mayıs 1919’da Samsun yolculuğuna çıktığında, gelecekte neler yapacağını milli bir sır olarak saklamış ve günü geldiğinde her birini gerçekleştirmiştir. Sakarya ve Büyük Taarruz öncesi TBMM’de karşılaştığı tüm eleştirileri, büyük bir sabır örneği göstererek anlayışla karşılamıştır. İleri Görüşlülüğü: 1932’de Amerikalı General Mac Arthur’la yaptığı görüşmede, 1939’da çıkacak ve 1945 yılına kadar devam edecek olan İkinci Dünya Savaşı’nı ve sonuçlarının nasıl olacağını ifade etmesi. İyi Kalpliliği: -“Ben onları affederim, çünkü kalbim vardır; onlar beni affetmezler, çünkü kalpsizdirler.” demişti. Açık Sözlülüğü:”Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda gereği olmayan bir sırrı kalbinde taşıyacak güçte olmayan bir adamım. Çünkü ben, bir halk adamıyım. Ben, düşündüklerimi daima halkın önünde söylemeliyim. Yanlışım varsa halk beni uyarır.” Çok Cepheliliği:Atatürk’ün değişik alanlarda gerçekleştirdiği inkılâplar, Onun çok cepheli bir önder olduğunun en açık kanıtıdır. Atatürk, vatan kurtarıcı,teşkilâtçı insan ve büyük bir komutandı.Usta siyasetçi,örnek inkılâpçı idi.Hem düşünce adamı,hem hareket adamı idi .Milletine yepyeni ufuklar açan insandı.Bu özelliklerin hepsi Atatürk’te toplanıyordu. Atatürk,askerlikten sanata,hukuktan eğitime,tarihten dil konusuna kadar her alanda düşünmüş,yeni fikirler üretmiş ve topluma yeni hedefler göstermiştir Yöneticiliği / ( Teşkilatçılığı ) Atatürk’ün önemli kişisel özelliklerinden biri de üstün bir yönetici olmasıdır.Atatürk bu konuda”Verdiğiniz emrin yapılmasından emin olmak istiyorsanız,ta en son gerçekleşme ucuna kadar kendiniz onun başında bulunmalısınız.” diyerek, yöneticilik konusundaki başarısının sırrını açıklamıştır. Askerlik hayatında üstün bir komutan olan Atatürk,devlet kuruculuğu ve yöneticiliğinde de üstünlüğünü sürdürüp,örnek bir devlet adamı olmuştur. Gerçekleştirdiği işlere ve inkılâplara baktığımızda,onun üstün bir örgütleyici ve yönetici olduğunu görmekteyiz. MİLLİ MÜCADELEDE MUSTAFA KEMAL Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İstanbul’a geldi (13 Kasım 1918) (Geldikleri gibi giderler.) İstanbul’da bulunduğu zaman içerisinde memleketin kurtuluşu ile ilgili olarak güvendiği arkadaşlarına Ali Fuat (Cebesoy), Rauf (Orbay) ve İsmet (İnönü)] kendi fikirlerini anlattı. Şişli’deki evinde arkadaşlarıyla çeşitli toplantılar düzenledi. Bu görüşmeler sonunda ülkenin kurtuluşunun milletin desteğine dayanan bir mücadele ile sağlanabileceği kanaatine vardı. İstanbul İtilaf devletlerinin sıkı bir denetimi altında bulunduğundan burada bir şey yapmak mümkün değildi. Bu sebeple Mustafa Kemal Paşa, düşündüklerini uygulamak için Anadolu’ya geçmeye karar verdi. Samsun’a çıktıktan(1919) sonra da Anadolu’nun birçok yöresinde Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için hazırlıklarını devam ettirdi. Kurtuluş Savaşı’nı Başkumandan olarak yöneten Mustafa Kemal Paşa Sakarya, Büyük Taarruz ve Başkumandanlık Meydan Savaşı’nı kazanarak yurdumuzu işgalden kurtarmıştır. Sakarya Meydan Savaşı’ndaki başarılarından dolayı TBMM, Mustafa Kemal’e “mareşal” rütbesi ile “gazilik” unvanını vermiştir. Atatürk, hayatının bütün aşamalarında lider kişiliğiyle ön plana çıkmasını bilmiştir. Çanakkale, Filistin ve Suriye cephelerinde dağınık ve moral olarak çökmüş birlikleri yeniden düzenleyerek düşmanın ilerleyişini durdurmasını bilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda askerî liderliğinin yanında siyasal liderlik görevini de yürütmüştür. Samsun’a ulaştıktan sonra Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas kongrelerini düzenleyerek Millî Mücadele’nin önderi olmuştur. Kurtuluş Savaşını kazanarak Türk milletini bağımsızlığına kavuşturmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına ve inkılapların gerçekleşmesine önderlik etmiştir Notlar: Ali ELHAN-Cevdet ÇALIŞKAN Sosyal Bilgiler Öğretmeni