mardın

advertisement
MAKALELERLE
•
•
MARDIN
III
EGiTiM -KÜLTÜR
EDEBiYAT
Hazırlayan
İbrahim ÖZCOŞAR
İstanbul-2007
TARiHi SÜREÇ iÇERiSiNDE NUSAYBiN MEDRESESiNiN BÖLGE
KÜLTÜRÜNE KATKILARI
Şuayip ÖZDEMiR*
Nusaybin tarihi süreç içerisinde uzun geçm işe sahip bir
merkezidir. Milattan sonra 400' lü yıllardan itibaren önemli
bir eğitim ve kültür merkezi ol muştur. Bınanın önemi o devirde yunan
felsefesi ve Wihiyatının tetkik edi ldiği bir yer olmasından
yerleşi m
kaynaklanmaktadır. 1
Teb l iğ imizde
M. S. 400'1!1 yıll ardan itibaren N usaybin' in bir
ve ki.iltür merkezi o l uşuna açıkl ık kazandıracağız. Nusaybin'de
kurulan medresesinin bölge kültürünün şekillenmesindeki rolü
üzerinde duracağız. Ancak öncelikle o dönemde revaçta olan
"Helenistik Felsefe" üzerinde durmamız konunun an l aşl'l m asına katkı
eğitim
sağlayacaktır.
·*Dr. Şuayip ÖZDEMİR; İnönü Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi, Malatya.
"Geçmişten Günümüze Nusaybin Sempozyumu" 27- 28 Mayıs 2004
Nusaybin, sunulan bildiri.
1
Macit Fahri; İslam Felsefesi Tarihi, Çev. Kasım Turhan, İstanbul
1987, s. ll.
Makalelerle Mardin
1- Helenistİk Felsefe ve Temsil Edildiği Merkezler
İslam
Felsefesi ve düşüncesine kaynakttk eden ve
ilk karşılaştıkları en önemli yabancı felsefe "Helenistik
Felsefe"dir. Aristo'dan sonra, Klasik Yunan düşüncesiyle Anadolu,
Suriye, Mezopotoınya ve Mısır'daki çeşitli yerel inanç ve
düşüncelerin karışarak ortak bilim dili yunanca ile ifade edilen ve M.
Ö. 146 yılında Roma İmparatorluğunun hakimiyetine geçineeye
kadarki devrede oluşan felsefeye. "Helenistik Felsefe" denir. Daha
sonra Roma ve Bizans devrinde de bu felsefe M. S. VIII. Yüzyılın
başlarında Ortaçağ Skolastik Felsefenin doğuşuna kadar varlığını
korudu.
müslümanların
"Helenistik Felsefe" Atina'dan sonra İskenderiye, Suriye:·-.........,
Antakya, Urfa, Nusaybin, Harran ve Cundişapur gibi merkezlerde ve
bu şehirlerde açılan medreselerde temsil edilmeye başlandı. 2
Felsefe"nin Süıyani ve orta İran dillerinin
konuşulduğu doğu bölgelerinde yayı lmasında ve özellikle Urfa,
Nusaybin, Harran ve Cundişapur medreselerine getirilmesinde Nesturi
Hıristiyanlar önemli bir rol oynadı. 3
"Helenistik
Şimdi "Helenistik Felsefe" nin temsil edildiği merkezlerle ilgili
ayrıntılara geçebiliriz:
a- İskenderiye
İskenderiye Helenistİk devrin en önemli kültür merkezi oldu.
M. Ö. 331 senesinde Makedonyalı İskender tarafından kuruldu. Kısa
zamanda Yunanca'yı ilim dili kullanarak gelişen bu kültür merkezi,
Eflatuncu, Aristocu, Epikürcü, Stoacı ve hatta Fisagorcu kimselerin
akımına uğradı.4
Mehmet Bayrakdar, İslôm Felsefesine Giriş, Ankara Ün. ilahiyat
Fak. Yayınları, Ankara 1988, s. 35-36.
3
T. J. De Boer, İslam'da Felsefe Tarihi, Çev. Yaşar Kutllıay, Anka
Yayınları, Ankara 200 ı, s. 32, Hilm i Ziya Ülken, Uyanış Devirlerinde
Tercüme, İstanbul 1935, s. 65.
4
Bayrakdar, age, s. 37.
2
76
Eğitim-Kültür-Edebiyat
b- Urfa
Urfa Medresesi "İran Medresesi" olarak da bilinirdi. Çünkü bu
medrese 363 yılında Hıristiyanlaşmış İranlılara yunanca öğretmek
isteğiyle İranlı (Sasanl) idareciler tarafından açıldı. Aslında daha
önceleti Yahudiliğe ait dini bir medrese_dir. Bir yüzyıl sonr<4 YeniEflatunculuk, özellikle Porfirius'un İsagojisi ve Aristo'nun mantık
yazılarından ibare, Kategoriler ve Kıyasla ilgili kısımlar okututmaya
başlandı. V. yüzyılın sonunda eğitim dili Yunanca'dan Süryanca'ya
çevrildi. Zamanla medreseye Nesturi hocalar ve talebeler sızdı.
Yakubiler ile Nesiuriler arasında anlaşınai:lıklar yaşandı. Muallimlerin
Nesturi fikirleri benimsetneleri sebebiyle bu medrese M. S. 489'da
kapatıldı. 5
c- Nusaybin
489 yılında Urfa medresesinin kapatılmasıyla burada görev
yapan Nesturi hocalar ve talebeler kovuldu. O zaman medresenin
başkanı Nersi, Nusaybin'in Nesturi Piskoposu Barsuma tarafından
Nusaybin'e davet edildi ve kendisine Urfa medresesinin devamı olan
yeni bir medrese açtırıldı. Bu medrese açıldığı andan itibaren
Nusaybin asırlar boyu Nesturilerin manevi merkezi rolünü oynadı. 6
VII. yüzyıla kadar parlak bir devre geçiren bu medrese, IX.
yüzyılda çöktü. Bu medresenin devamı olarak Bağdat'ta yeni bir
Nesturi medresesi açıldı. Nusaybin medresesinde din ilimlerinin
yanında Hipokrat ve Galen'in tıp kitaplarıyla, Aristo'mın mantığının
bazı bölümleri de okutuldu.7
d-Antakya
Antakya'da iki medrese teşekkül etti. Bunlardan birincisi, M. S.
olan aslında bir Yakub'i dini
ceıniyetidir. Çünkü burada ders okutulmuyor, sadece din ve ilim
adamları kendi aralarında toplanıyor ve dini konuları tartışıyorlardı. ·
III.
Yüzyılın sonlarına doğru doğmuş
Boer, age, s. 33; Bayrakdar, age, s. 38.
6
E. Honigmann, "Nasibin",İA, C. 9, s. 101.
7 -~•.
Bayrakdar?age, s. 39.
77
Makalelerle Mardin
Yunanca'dan Süryani diline tercüme yapıyorlardı. V. yüzyılda yetişen
Süryani alim Probus, Aristo mantığından ibare ve Kıyas kitaplarını
burada Süryanice'ye aktardı. Bu çalışma Sütyani diline yapılan ilk
mantık tercümesidir.
Farabi ve Mes'fıdi Antakya'da başka bir medresenin var
bildirmektedir. Hıristiyan Araplar bu medreseye "Eskul"
adını veriyorlardı. Bu medrese VIII. yüzyılıı:ı ortalarına kadar, yani
8
Abbasi Halifesi Mütevekkil zamanına kadar, varlığını devam ettirdi.
olduğunu
e- Cundişapôr
Hozistan'da, Rum esirlerini yerleştinnek için Sasanl hükümdar~
I. ŞapCır tarafından kurulan bu şehir, felsefi ve tıbbi Yunan ilimlerinin
bu bölgeye geçişine öncülük etti ve kısa zamanda gelişti. Daha sonra
Hüsrev Anuşirvan'ın burada bir hastahane yaptırmasıyla, bir tıp
merkezi haline geldi. Sonra Hind tabipleri de davet edildi. Böylece
orada yunan ve hind tıp gelenekleri beraberce okutulmaya başlandı.
Burada kurulan medresenin öğretim dili Sütyanice idi ve hocaları
genel olarak Nesturi Hıristiyanlardı. Bu hocalar özel bir itibar
görüyordu. Öğretim dili SUryanice olmasına rağmen Hindli tabipler
veya Hind tıbbını anlatanlar Pehlevi dilini kullanıyorlardı.
Cundişapur'daki medresede tıp ilminin lanında Eflatunculuk ve
Aristo mantığı üzerine çalışmalar yapılıyordu.
f- Harran
Harran Sabii dinine mensup kimselerin kültür merkezi olarak
uzun bir tarihe sahiptir. Makedonyalı İskender'in fethi üzerine birçok
yunanlı buraya yerleşti·. Fisagorculuk ve Yeni-Eflatunculuk oradaki en
çok yaygın felsefi düşünceydi. M. Ö. lll. Yüzyıldan itibaren bu felsefi .
düşüncelerle ·yerel inanç olan Sılbiilik karıştı. Böylece bir çeşit Sabii
Helenistİk
düşünce
oluştu.
Antakya , "Eskul" medresesinin
kapanmasıyla buradaki bazı .din ve ilim· adamları Harran'daki
medreseye göç etti. Harran medresesi, özellikle Yeni-Eflatunculuk ve
\
8
9
Bayrakdar, age, s. 39.
Boer, age, s. 35; Bayrakdar, age, s. 39-40.
78
Eğitim-Kültür-Edebiyat
Fisagorculuğun İslam'a geçişinde büyük
temsilcilerinden biri Sabit b. KuıTa'dıı·. 10
rol
oynadı.
Önemli
g- Bağdat
Bağdat şehri
762 yılında Mansur tarafından inşa ettididikten
sonra, daha önce Antakya ve Hanan medreselerinde Helenistİk
kültürle yetişmiş Hıristiyanlığın çeşitli mezhepleri ve Sabiiliğe
mensup bir çok din ve ilim adamı, özellikle Süryaniler Bağdat'a göç
etti, orada belli bir mektebe sahip olmasalar da ilim halkaları ve
meclisler yaparak geleneksel eğitim ve öğretimlerini sürdürdü.
Si.iıyanice'den, Farsça'dan ve Yunanca'dan Arapça'ya çeşitli felsefi
eserleri tercüme edecek olan tercümanlar Bağdat'ta bulunuyor veya
orada yetişiyordu. Önceleri yabancılar arasında eğitim dili Yunanca,
Süıyanice ve Farsça idi. Fakat sonraları özellikle el-Mansur'un bilafeti
zamanında Arapça müslüman olmayan bu kimselerin de ilim dili
haline dönüştü. Farabi de Bağdat mektebine mensuptıı. 11
İşte bütün bu medreseler vasıtasıyla, "Helenistik Felsefe" İslam
dünyasına
geçti. Nusaybin'de kurulan medrese de "Helenistik
Felsefe"nin İslam dünyasına taşınmasında önemli bir rol oynadı.
2- Nusaybin Medresesinin Bölge Kültürüne Katkılan
Milattan sonra 400'li.i yıllarda Hıristiyanlık akidesinde yaşanan
sonucu Nestorius öncülüğünde Nesturi hareketi ortaya
çıktı. Bu hareket Hıristiyanlar arasında şiddetli kavgaların ortaya
çıkmasına neden oldu. Nestorius'un başlattığı ayrılık hareketine son
vermek ve Hıristiyan birliğini korumak amacıyla İskenderiye ve Roma
psikoposlarının önderliğinde M. S. 431 'de Efes'te "Üçüncü Genel
Konsil" toplandı. Toplanan konsilde nestıırilik mahkum edildi. Aforoz
edilen Nestorius bizzat Mısır'a çekilmek mecburiyetinde kaldı ve
orada öldü. 12
tartışmalar
lO
11
12
-~ansel,
Boer, age, s. 34; Bayrakdar, age, s. 40.
Bayrakdar, age, s. 41.
Bkz. A. A. Vasilev, Bizans İmparatorluğu Tarihi, Çev. Arif Müfıd
Aydın, "Hıristiyanlıkta Teslis
C. 1, Ankara 1943, s. 122, Melunet
79
Makalelerle Mardin
Nestorius' un aforoz edilmesinden sonra Uıfa'ya sığınan
Nestorius taraftarlan burada uzun müddet doktrinlerini öğrettikleri bir
medrese açtı. Uıfa, Efes kararlarını kabul etmeyenlerin topland ığı bir
yer oldu. Ancak burası kudretli Nesturi karakteri dolayı sıy la M. S.
489'da İmparator Zenon tarafından kapatıldı.ı 3
Bundan sonra Nesturi hareketi durmadı ve Nusaybin'de yeni bir
medrese açtılar.ı 4 Nesturilerin Nusaybin medresesini açmasıyl a burada ..
Hıri stiyanlığın şarklı laşmı ş kolu ortaya ç ıktı . Yavaş yavaş, Nesturi
misyonerleri bütün Oıta Asya'ya dağıldılar, Arabistan'a indiler ve
Yunan İmparatorluğu dışındaki ırklar, Hıristiyanhğı ilk defa Nesturi
fonnuyla tanımaya başladılar. 15
Böylece Nusaybin; İskenderiye, Uıfa, Cundişapur ve AntakYa...._
gibi İslamiyetten önce Doğu Hıristiyan dünyasında ·belli başlı ilim
merkezlerinden biri oldu.ı 6
Nusaybin medresesindeki öğretim her şeyden önce dini idi,
tamamen Kitab-ı Mukaddes'e dayandınlıyor ve öğreti m, kilisenin
ihtiyacını karşılayacak şekilde düzenleniyordu. Bununla beraber
tabipler veya tıp tahsiline gelenler de burada yer bulabildi. Bu ilahi
düzene bağlı olan çevre, teoloj ik çalışmalarla di.inyevi bilgiler arasında
herhangi bir fark gözetınedi. Tıp daima dünyevi bir konu olarak kaldı
ve Nusaybin Okulu'nun tanıim i ile (M. S. 590'dan itibaren)
mukaddes kitaplar dünya işlerinden bahseden kitapların bulundukları
odalarda okunınaz oldu.
Tıpla
uğraşan
çevrelerde Hipokrates, Galen ve Aristo'nun
eserlerine çok itibar ediliyordu. Fakat manastırlarda, felsefe her
Doktrini ve Hıristiyan İ'tizalleri", İsldmi İlimler Enstitüsü Dergisi, Ankara,
1982, s. 149-153, C. A. Kadir, "İskenderiye ve Süryani Düşüncesi", Çev.
Kasıın Turhan, (M. M. Şerif, İslam Düşüncesi Tarihi, C. !) İnsan Yayınları,
İstanbull990, s. 149.
ıl
De Lacy O'leay, İslam Düşüncesi ve Tar~hteki Yeri, Çev. Hüseyin
Yurdaydın, Yaşar Kutluay, Ankara Ün. ilahiyat Fak: Yayınları, Ankara 1971,
s. 29, Vasilev, age, s. 123.
ı4
Vasilev, age, s. 123.
ıs
Vasilev, age, s. 123, O'leay, age, s. 30.
ı6
Levent Öztürk, Asr-ı Saadet'ten Haçlı Seferlerine Kadar İslam
Toplumunda Hıristiyan/ar, İz Yayıncılık, İstanbul1998, s. 445.
80
Eğitim-Kültür-Edebiyat
.
şeyden önce ruhbanlann pratik hayatı olarak anlaşılıyor, «lüzumlu
olan tek şey" ve "hoşlanılan tek şey" sayılıyordu. 17
Müslümanların fetih hareketleri Nusaybin, İskenderiye, Urfa,
Cundişapur
ve Antakya medreselerindeki öğretim faaliyetlerini
sekteye uğratmadı. Bu medreseler varlıklarını ayn ı şekilde korudu ve
buralarda pozitif bilimler eski yöntemlere dayalı olarak öğretildi. 18
Müslümanlar bu bölgeyi fethettiklerinde daha önce burada var
olan yerel kültür, düşünce ve dinlerle karşılaştılar. Karş ı lıklı
etkileşimler meydana geldi. Nesturilerin -hakim olduğu medreselerdeki
Hıristiyan teolojisi ile ilgili taıtışmalar, · müslümanlar arasındaki
teolojik taıtışmalara zemin oluşturdu.
O dönemde medreseler tercüme faaliyetleriyle ön plana çıktı.
Bu süreç içerisinde Yunanca'dan Süryanice'ye Aristo'nun eserleri ve
şerhleri çevrildi. 19 Arapça resmi kültür dili haline geldi. T imothee
Hıristiyanlığın mahiyeti hakkındaki bir risalesini Müslümanlar için
Arapça olarak kaleme aldı. Huneyn b. İshak Arapça tıp kitapları ve
ayrıca "Filozofların Toplantıları" adlı bir eser yazdı. Kosta b. Luka
Yeni Efiatuncu geleneğe sadık eserler yazdı. 20
Nusaybin ve diğer medreselerdeki tercüme faaliyetleri sonucu
felsefe İslam dünyasında kendisine yer buldu. Müslümanların
felsefeye fiilen merak sarrnaları, İslam dünyasında tercüme
hareketlerinin hızlanmasına sebep oldu. 21
Abbasi halifeleri, Süryanice, Yunanca ve Farsça eserlerin
Arapça'ya tercümesini teşvik etti. Özellikle Halife Mansur, Harun er17
Boer, age, s. 34-35.
Bkz. Ali Sami en-Neşşar, İslam 'da Felsefi Düşüncenin Doğuşu - I,
Çev. Osman Tunç, İnsan Yayınları, İstanbul 1999, s. 145, Ahmed Emin,
Fecrü'l İslam (İslam 'ın Doğuşu), Çev. Ahmet Serdaroğlu, Kıbç Kitapevi,
Ankara 1976, s. 208, Mahfuz Söylemez, "Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri",
(Komisyon, Emeviler Dönemi Bilim, Kültür ve Sanat Hayati), Pozitif
Matbaacılık, Ankara 2003, s. 72, Fahri, age, s. 12.
19
Ülken, Eski Yunandan Çağdaş DüŞüneeye Doğru İslam Felsefesi
Kaynaklan ve Etkileri, Ülken Yayınları, İstanbul 1998, s. 22.
20
Ülken, Eski Yunandan Çağdaş Düşüneeye Doğru İslam Felsefesi
Kaynaklan ve Etkileri, s. 23.
ll.,
Bayrakdar, age, s. 42.
18
81
Makalelerle Mardin
Reşid ve Me'ınun devirlerinde tercüme çalışınaları sistemli bir faaliyet
halini aldı. Me'ınun, Bağdat'ta Beytü'l-Hikıne (Hikmet Evi) adında
bir okul kurdu ve başına Yunanca ve Süryanice'ye vakıf bir kişi olaı:ı
Yahya b. Maseveyh'i getirdi. Yine Huneyn b. İshak'ın başkanlığında
bir tercüme heyeti kuruldu. Böylece pek çok eser Arapça'ya
kazandırıldı. Bu dönemde yetişen önemli mütercimlerden biri olan
Yahya b. Adiy Aristo'nun Kategorileri, Poetika ve Metafızik'ini;- ·
Platon'un Devlet. ve Timaeus'unu Arapça'ya çevirdi.22
·i
İslam dünyasında felsefeye duyulan ilgi sonraki dqneml~rd~
sadece özgün felsefe akımlarının dağınasına değil, aynı zamançla
İslam'da kelam, fıkıh ve tasavvuf hareketlerinin gelişmesine d,e
yaradı. 23
Sonuç
yıllarda Hıristiyan dünyasında büyük teolojik
Bu tartışmalar sonucunda Nestıırilik diye bir
Hıristiyan mezhebi ortaya çıktı. Başlatılan bu ayrılık hareketine son
vermek ve Hıristiyan birliğini korumak amacıyla İskenderiye ve Roma
psikoposlarının önderliğinde M. S. 431 'de Efes'te "Üçüncü Genel
Konsil" toplandı. Bu konsil Nesturiliği aforoz etti.
Miladi 400'lü
tartışınalar yaşandı.
Bizans İmparatorluğu tarafından büyük bir şiddete maruz kalan
Nesturiler önce Urfa'ya sığındı. Nesturiler burada doktrinlerini
öğrettikleri bir medrese açtı. Bu medrese aykırı düşüncelerin yeşerdiği
bir merkez olma özelliği . dolayısıyla M. S. 489'da İınparator Zenon
tarafından-kapatı Id ı.
Urfa'nın kapatılmasıyla
burada görev yapan Nestuı:i hocalar
Nesturiler NtLisaybin'de yeni bir medrese açtılar.
Görüşlerini bu medrese vasıtasıyla yaydılar. Nesturilerin etkili olduğu
Nusaybin, Urfa ve Cundişapur gibi medreselerde öğrenimi yapılan .
felsefe, teoloji, matematik, tıp ve astronomi gibi ilimler o dönemde
entelektüel bir birikim oluşturdu. Bu biriklın Ön Asya'da bulunan
Nusaybin'e
sığındı.
Doğuşlan Giiniimiize Büyük İslam Tarihi, Redaktör: Hakkı Dursun
480.
23
Ülken, . Eski Yunandan Çağdaş Düşüneeye Doğru İslam Felsefesi
Kaynaklan ve Etkileri, s. 24.
22
Yıldız, C. 3, Çağ Yayınları, İstanbull986, s.
82
Eğitim-Kültür-Edebiyat
kültürlere, Mezopotomya, Fars ve Anadolu'da ortaya
kültür ve medeniyetlere etkide bulundu.
çıkan
kadim
Başlangıçta bir ayrılık hareketi olarak ortaya çıkan Nestı.ıriler
zamanla ilim ve kUltür faaliyetlerinde ön planda yer aldılar. Böylece o
dönemde Nesturilerin merkezi konumunda bulunan Nusaybin bir ilim
ve külti.ir merkezi haline geldi.
Nusaybin'de açılan medresede Yunan felsefesi okutuldu.
Yunanca'dan Süryanice'ye Aristo' nun eserleri ve şerhleri çevrildi.
Nusaybin 'de kurulan medrese " Helenistik Felsefe"nin İslam
dünyasına taşınmasında etkin bir rol oynadı. Bu medresede görev
yapan Nesturi mütercimler Aristo ve Efiattın'un eserlerini önce
Süryan ice' ye çevirdiler. Daha sonra bu eserler yine Nesturi
miitercimler tarafından Arapça'ya çevrildi.
Nesturiler Yunanca eserleri Süıyanice'den Arapça'ya çevirerek
"Helenistik Felsefe"nin İslam dünyasına taşınmasına büyUk katkı
sağladılar. Yapılan çeviriler daha sonraki dönemde İslam dünyasında
yapılacak olan bilimsel çalışmalara zemin oluşturdu. Artık felsefe
İslam dünyasında ön plana çıkmaya başladı.
Nusaybin İslam döneminde de ilim ve kültür merkezi olma
sürdürdü . Daha önce olduğu gibi buradaki medresede
öğretim çalışmalan devam etti.
özelliğini
83
Download