5. Ünite 5. ÜNİTE: TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ (10-13. YÜZYILLAR) KONULAR A. B. C. Ç. D. E. TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ KARAHANLILAR (840-1212) GAZNELİLER (963-1183) BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1040-1157) MALAZGİRT SAVAŞI (1071) MALAZGİRT SAVAŞI SONRASI BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1072-1157) F. BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ’NİN KÜLTÜR VE UYGARLIĞI 153 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Temel Kavramlar A. TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ l Gök Tanrı l Gaza l Cihat l İhşid l Fütuhat l İlteber Hazırlık Çalışmaları 1. Farklı kültür ve medeniyetlerin birbiriyle ilişki kurmasında etkili olan faktörler neler olabilir? 2. İslamiyet öncesi Türklerin sosyal ve kültürel hayatı hakkında neler söyleyebilirsiniz? 3. Yanda verilen kavramlar size neleri çağrıştırmaktadır? Mustafa Kemal Atatürk’ün aşağıdaki sözünü okuyarak altında verilen soruyu cevaplayınız. “Bizim dinimiz için herkesin elinde bir değer ölçüsü vardır. Bu değer ölçüsü ile herhangi bir şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, toplum çıkarına uygundur; biliniz ki o, bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin çıkarına, İslam’ın çıkarına uygunsa kimseye sormayın, o şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz akıl ve mantıkla uyuşan bir din olmasaydı en mükemmel din olmazdı. En son din olmazdı.” (1) Mustafa Kemal Atatürk bu sözleriyle İslam dininin hangi özelliklerini vurgulamaktadır? 1. TÜRKLER NEDEN MÜSLÜMAN OLDU? Türkler ve Müslümanlar, Hz. Ömer döneminde kazanılan Nihavend Savaşı’ndan sonra ilk kez sınır komşusu olmuştu (642). Bu yıllarda Orta Asya’da Doğu Kök Türk Devleti yıkılmış (630), Batı Kök Türk Devleti ise karışıklıklar içinde bulunuyordu. Hz. Osman zamanında İslam Devleti’nin sınırları Ceyhun Nehri’ne kadar genişlemiş, bu dönemde Türkler ile Müslüman Araplar arasında ilk mücadeleler yaşanmıştı. Emeviler döneminde ise uzun süren savaşlar sonucunda, Maveraünnehir bölgesi Müslüman Arapların eline geçmişti. Emevilerin katı ve sert bir politika izlemeleri, Arap milliyetçiliğine dayalı yaklaşımları Türklerin İslamiyeti kabul etmelerini bir süre engellemişti. Abbasiler döneminde ise bu anlayış değişerek Türkler ve Araplar arasında olumlu ilişkiler yaşanmaya başlamıştı. Çinliler ile Araplar arasında Batı Türkistan’ın hâkimiyeti için yapılan Talas Savaşı’nda Karluk ordusunun Müslümanları desteklemesi üzerine savaşı Müslümanlar kazanmıştı. Bu gelişme üzerine Çin, Orta Asya’daki hâkimiyet mücadelesinden vazgeçmek zorunda kalmıştı. Talas Savaşı sonucunda Türklerle Müslümanlar arasında bir yakınlaşma olmuş ve ticari ilişkiler gelişmeye başlamıştı. Müslüman tüccarlar, Türk illerinde ticaret yaparken aynı zamanda Türklere İslam dinini de anlatıyorlardı. Yaşanan bu gelişmelerden sonra Türkler, kitleler hâlinde İslam dinini kabul etmeye başlamışlardı. Karluk, Yağma ve Çiğiller İslamiyeti kabul eden ilk Türk boyları arasında yer almıştı. Bilgi Hazinesi Bugün kullandığımız kâğıt MS. II. yüzyılda Çin’de icat edildi. Talas Savaşı’ndan sonra Türkler kâğıt yapma tekniğini Çinlilerden öğrenmiş, Semerkant’ta ilk kâğıt fabrikasını kurmuşlardır. Daha sonra kâğıdın Batı’ya taşınması dünya kültürünü olumlu yönde etkilemiştir. _______________________ (1) Atatürkçülük, Atatürkçü Düşünce Sistemi, C 3, s. 227. 154 5. Ünite Talas Savaşı’ndan sonra Abbasilerin dostça yaklaşımları ve Gök Tanrı inancı ile İslam dini arasındaki benzerlikler Türklerin topluluklar hâlinde Müslüman olmalarını sağladı. Aşağıdaki tabloyu inceleyerek bu benzerlikleri görelim. İslam Öncesi Gök Tanrı İnancının Özellikleri İslam Dininin Özellikleri t(ÚL5BOSZBJOBOMNBT t5FL"MMBIJOBODOOPMNBT t"IJSFUJOBODOOPMNBT t"IJSFUBOMBZǦOOPMNBT t ½MàNEFO TPOSB JZJ JOTBOMBSO DFOOFU VÎNBNJ F kötü insanların cehennem (tamu)e gideceğine inanılması t5FNJ[MJLBOMBZǦOBÚOFNWFSNFOJOZBOTSBLVSban kesme anlayışının bulunması t½MàNEFOTPOSBJZJMJLZBQBOWFTFWBQJǦMFZFOMFSJODFOnete, kötü işler yapan ve günah işleyenlerin cehenneme gideceğine inanılması t 5FNJ[MJNJJO JNBOEBO HFMEJNJJOF JOBOMNBT WF LVSCBO kesmeye önem verilmesi tƹTMBNEJOJOJOIPǦHÚSàZFCàZàLÚOFNWFSNFTJ t )ST[ML ZBMBODML BEBMFUTJ[MJL WF [JOBOO TVÎ t)BLT[LB[BODOZBMBOTÚZMFNFOJOBEBMFUTJ[MJLWF[Jsayılması nanın günah ve suç sayılması t'BSLMJOBOǦMBSBIPǦHÚSàHÚTUFSJMNFTJ tƹTMBNJZFUUFSVICBOTOGOOCVMVONBNBT t %JO BEBNMBSOO IFSIBOHJ CJS àTUàOMàNJàOàO PM- tƹTMBNEJOJOEFHB[BWFDJIBUBOMBZǦOOPMNBT maması t5àSLMFSEFDJIBOBEBMFUJOJTBNJMBNBZBOJZFOJZFS- Türkler Ansiklopedisi, C 4, s. 258. (Düzenlenmiştir.) leri fethetme anlayışının bulunması Yukarıda verilen bilgilere göre Türklerin İslam dinini benimsemesinde sizce hangi neden daha önemli rol oynamış olabilir? Türkler ile Müslüman Araplar arasındaki yakınlaşma sonucunda Maveaünnehir bölgesindeki Türkler de Müslümanlığı kabul etmeye başladılar. İslamiyeti ilk kez devlet dini olarak kabul edenler İtil (Volga) Bulgarları oldu. X. yüzyıl başında İtil Bulgarları ile Abbasiler arasında diplomatik ilişkiler kuruldu. İtil Bulgarları ilteber (hükümdar)i Almış Han’ın isteği üzerine Bağdat’taki Abbasi halifesi kendisine din adamı ve askerî uzmanlardan oluşan bir heyet gönderdi. Müslüman heyetin İtil’e ulaşmasının ardından İtil Bulgarları 922 yılında topluca Müslüman oldular.(1) Tarihî bir anekdotta geçen bilgilere göre Cuma hutbelerinde “Allah’ım Bulgar ilteberini doğru yola götür.” deniliyordu. Hükümdar, babası Müslüman olmadığı için onun adının yerine Abdullah adını kullandı. “Bulgar Türkleri o sırada eski örf ve adetlerini, bazıları İslam’a uymasa da devam ettiriyorlardı. Diğer taraftan Müslümanlığın şartlarını yerine getirme konusunda da çok kararlı idiler. Nitekim Başkurt Türkleri o sırada Hristiyan olacakken Bulgarlar bunu engellediler.”(2) İtil Bulgarları ilteberi Almış Han’ın, Abbasi halifesinden din adamı istemesinin nedenleri neler olabilir? _______________________ (1) Osman Turan, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkuresi, s. 168. (2) Erol Güngör, Tarihte Türkler, s. 63, 64. Düzenlenmiştir. 155 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Aşağıda verilen “İslamiyet ve Türkler” adlı metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. 1. Etkinlik: İSLAMİYET VE TÜRKLER İslamiyetin kabulü Türklere yeni bir ruh ve kuvvet vermiş, Asya steplerinden Avrupa içlerine kadar uzanan sahalarda büyük ve uzun ömürlü devletlerin kurulmasında başlıca etken olmuştur. Müslüman Oğuzların Hz. Muhammed zamanından beri asırlarca gerçekleştiremedikleri Anadolu’nun fethi ve buranın ikinci bir Türk vatanı olması ile Osmanlı Devleti’nin dünya tarihinin en büyük ve en uzun ömürlü devletlerden biri olmasında İslam dininin oynadığı rol son derece önemlidir. Daha da önemlisi, İslam dininin ortaya koyduğu nizam ile Türk töre ve yaşayışı birbirine uyduğu, birbirini tamamladığı için Türkler millî varlıklarını devam ettirmişlerdir. İslam dinini kabul eden Türk boylarından hiçbiri diğer dinleri kabul edenler gibi varlıklarını kaybetmemişlerdir. Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi C 6, s. 54. (Özetlenmiştir.) Türklerin Müslüman olması İslam dünyasını nasıl ve ne şekilde etkilemiştir? Türkler, İslam dinini kabul edince kültürel alanda önemli gelişmeler göstermişlerdir. Bu geçiş döneminde Divan-ı Lügati’t Türk, Kutadgu Bilig, Divan-ı Hikmet ve Atabetül Hakayık gibi Türk-İslam eserleri yazılmıştır. Türkler, İslamiyeti benimsedikten sonra bir yandan ulusal benliklerini, gelenek görenek ve törelerini korumaya çalışırlarken bir yandan da sosyal yaşamlarını İslamiyetle uyumlu duruma getirmişlerdir. Bu bağlamda Türklerin sosyal yaşamlarında bazı değişiklikler görülmüştür. Bu değişikliklerin yaşanmasında İslam dininin kurallarının etkisi olduğu gibi karışıp kaynaştıkları diğer Müslüman halkların kültürlerinin de önemli etkisi olmuştur. Aşağıda verilen “İslam Dini ve Türk Toplum Yapısı” adlı metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. 2. Etkinlik: İSLAM DİNİ VE TÜRK TOPLUM YAPISI Türk-İslam devletlerinde halkın belli bir bölümü göçebe idi. Çadırlarda yaşar, sürülerinin peşinde yazın yaylalara, kışın da kışlaklara göç ederlerdi. Köy, kasaba ve kentlerde oturanlar da çiftçilik ve zanaatla uğraşırlardı. İslamiyeti benimsedikten sonra Türklerin yerleşik yaşama geçişleri hızlandı. Kent, köy ve kasabalarda oturanların oranı arttı. Çeşitli dillerin konuşulduğu Türk toplumunda İslam hukuku belirleyici oldu. Türk toplumu eski inançların etkisiyle farklı din ve mezheplere karşı hoşgörülerini kaybetmedi. Türkler Müslüman olduktan sonra da giyim, yemek kültürü, örf ve âdetlerini sürdürdüler, kendilerine has kıyafetleriyle Arap ve İranlılardan kolaylıkla ayrıt edilebilme özelliğini bu dönemde de korudular. Türklerdeki vergi sistemi ziraat ve ticaretten alınan vergilere dayanıyordu. Müslümanlardan zekât ve öşür, gayrimüslümlerden ise cizye ve haraç vergisi alınıyordu. İslamlaşma ile birlikte Türk toplumunda daha önce de olduğu gibi sınıflı bir toplum yapısı hiçbir zaman yaşanmadı. Adalet önünde herkes eşit haklara sahipti. İslam dini, Türk toplum yapısında ne gibi değişiklikler meydana getirmiştir? 2. TÜRKLERİN İSLAM DİNİNE OLAN HİZMETLERİ Müslüman olduktan sonra Türklerin İslam dinine hangi hizmetleri yaptıklarını zihnimizde canlandırmaya çalışalım. Pek çok bilim insanı, Türklerin Müslümanlığı kabul ettikten sonra bütün varlıkları ile İslam dinine hizmet ettiklerini söylemektedir. İslam dinine hizmet konusunda hiçbir fedâkârlıktan kaçınmayan Türkler, Abbasi Devleti’nin hizmetine girerek siyasi alanda görev yapmışlardır. Halife Memun ve Mutasım Türklerin İslam ülkesine yerleşmeleri yönünde çaba gösterdiler. İçte mezhep kavgalarını, dışta Bizans ile olan sorunlarını Türklerin askeri gücü ile aşmaya çalıştılar. Türkler için özel şehirler kurdular. Abbasilerin Bizans sınırı boyunca Avasım şehirlerine Türkleri yerleştirmesiyle Bizans’a karşı İslam dünyasının savunuculuğunu yaptılar. XI. yüzyıl sonlarına doğru başlayan Haçlı Seferlerine karşı İslam dünyasını savundular. 156 5. Ünite Türklerin Anadolu’da egemenlik kurmasından sonra başlayan ve İslam dünyasını hedef alan Haçlı Seferleri’ne karşı Türkler, Anadolu’yu ve İslam dünyasını başarıyla savundular. Türkler İslamiyeti Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Avrupa’ya kadar yaydılar. Türkistan ve Ön Asya’daki Türk kentleri eğitim ve bilim kurumlarıyla donatıldı. Bu eğitim kurumları içinde Büyük Selçuklu hükümdarı Sultan Alp Arslan’ın isteği ile Bağdat’ta Vezir olan Nizamülmülk tarafından kurulan Nizamiye Medreseleri önemlidir. Açılan medreselerde pek çok Müslüman Türk bilgini ve mutasavvıfı yetişti. Bu medreselerde dinî konulara ağırlık verilmekle beraber, edebiyat, dil, aritmetik gibi konularda da eğitim verilmekteydi. İslam sanatının oluşumunda Türklerin önemli etkileri oldu. Türkler başta mimarlık olmak üzere hat, süsleme, ağaç işleri, seramik, çinicilik, maden işlemeciliği ve minyatür sanatında İslam uygarlığına önemli katkılarda bulundular. Mısır’da Tolunoğlu Ahmet Camisi, İsfahan’da Mescid-i Cuma (Ulu Cami), Merv’de Sultan Sencer Camisi, Rey’de Tuğrul Bey ve Nahcivan’da Mümine Hatun Kümbetleri günümüze ulaşan önemli mimari yapıtlardır. 3. MISIR’DA KURULAN İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ IX. yüzyılda Abbasiler zamanında Türklerin orduda ve yönetimde etkileri artmış, birçok önemli görevlere, valiliklere ve komutanlıklara getirilmişlerdi. Göreve getirilen bu komutan ve valiler arasında Tolunoğlu Ahmet ile Muhammed de bulunmaktaydı. Abbasi Devleti’nin merkezî otoritesi bozulunca Mısır’a gönderilen bu iki Türk valisi daha sonra aşağıdaki haritada gördüğünüz topraklarda bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. a. Tolunoğulları (868-905) Abbasi halifeliğinden ayrılarak Mısır’da ilk Türk devletini kuran 5PMVOPNJMV"INFU,BIJSF'VTUBU ZJ başkent yapmıştır. Tolunoğulları Mısır’da kurulan İlk Türk-İslam Devleti olmuştur. Bu dönemde Mısır ekonomik, kültürel ve sosyal alanda büyük gelişme göstermiştir. Tolunoğlu Devleti’nde yöneticiler Türk, halk ise çoğunlukla Arap’tı. Tolunoğulları, Mısır’ın bayındırlığı için çok çalışarak bölgeyi cami, han, hamam gibi sosyal ve dinsel yapılarla donatmışlardır. Nil Nehri’nin akışını düzenlemek için 5.1. Harita: Tolunoğulları ve Ihşidîler (Tarih Atlası 1, s. 27.) su kanalları yaparak tarımın gelişmesini sağlamışlardır. Tolunoğullarından kalan en önemli yapıt Tolunoğlu Ahmet Camisi’dir. Tolunoğulları döneminde Mısır, mimaride de altın çağını yaşamıştır. Tolunoğlu Ahmet kurduğu eczanede yoksul ve kimsesiz halka ücretsiz ilaç verip onları tedavi ettirmiştir. Tolunoğulları, kendilerinden sonra Mısır’da kurulan devletlere örnek olmuşlardır. Mısır’da bin yıl sürecek olan Müslüman Türk egemenliğinin temellerini atmışlardır. Tolunoğlu Ahmet’in ölümünden sonra başa geçen hükümdarlar döneminde iç karışıklıklar yaşanmıştır. Yeniden gücünü artıran Abbasiler 905 yılında Tolunoğulları devletinin varlığına son vermiştir. Tolunoğulları zamanında yapılan çalışmaların Türk-İslam tarihindeki yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz? 157 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) b. İhşidiler (Akşitler) (935-969) Mısır’da kurulan ikinci Türk-İslam Devleti’dir. Kurucusu olan Muhammed halife tarafından prens, hükümdar anlamına gelen “İhşid” unvanı verildi. Bu unvan aynı zamanda devletin de adı oldu. Tolunoğulları Devleti’nde olduğu gibi devlet yönetiminde Türkler bulunurken halkın CàZàLÎPNJVOMVNJV"SBQUƹIǦJEJMFS4VSJZF)JDB[.FLLF.FEJOF WF'JMJTUJO gibi önemli yerleri egemenlikleri altına aldılar. Kutsal yerler böylece ilk kez 5.1. Fotoğraf: İhşidoğulları AhTürklerin eline geçmiş oldu. İhşidiler, Mısır’daki üretimi artırmak için sulamaya büyük önem vererek kanallar ve setler yaptılar. Ekonomileri çok güçlü met dönemine ait altın para (Türk olan İhşidoğulları yandaki fotoğrafta görülen altın para bastırdılar. Ülkenin Dünyası Kültür Atlası, s. 120.) sınırlarını Anadolu’ya kadar genişlettiler. Bu İslam devletine 969 yılında ,V[FZ"GSJLBEBIàLàNTàSFO'BUJNJMFSTPOWFSEJ Mısır’a vali olarak gönderilen Türk komutanların kısa sürede başarılı olmalarının ve devlet kurmalarının Türk tarihindeki önemi nedir? Bilgi Hazinesi Mısır’da kurulan Tolunoğulları ile İhşidilerin ekonomisi büyük ölçüde ticarete dayalıydı. Uzak Doğu ticari malları, Mısır limanlarında Batı mallarıyla değiş tokuş edilir ya da Mısır üzerinden Akdeniz limanlarına ulaştırılırdı. Bu durum Mısır’da canlı bir ticaretin yaşanmasında etkili oldu. Mısır’ın coğrafi konumu ve önemi, coğrafi keşiflerin sonuna yani yeni ticaret yollarının bulunmasına kadar devam etti. Mısır’da kurulan Türk-İslam Devletlerinin kısa sürede yıkılmasının sebepleri olarak neler söyleyebilirsiniz? Aşağıda “Müslüman Türkler Mısır’da” adlı etkinlikte verilen Mısır’da kurulan Türk Devletlerine ait bilgileri tablodaki ilgili bölümlere yazınız. 3. Etkinlik: MÜSLÜMAN TÜRKLER MISIR’DA Mısır’da Kurulan Türk Devletleri Tolunoğulları Mısır ekonomisine katkıları İhşidilerin Mısır’da kurulan diğer Türk Devletlerinden farkı Yıkılmalarındaki ortak özellikler 158 İhşidiler ................................................................ ..................................................................... ................................................................ ..................................................................... ................................................................. ..................................................................... ................................................................ ................................................................ ................................................................ ................................................................. ..................................................................... ..................................................................... ..................................................................... ..................................................................... ......................................................................................................................................... ......................................................................................................................................... ......................................................................................................................................... ......................................................................................................................................... ......................................................................................................................................... ......................................................................................................................................... ......................................................................................................................................... 5. Ünite B. KARAHANLILAR (840-1212) TEMEL KAVRAMLAR l Siyasetname l Hacib Hazırlık Çalışmaları l Menkıbe 1. Karahanlılar Devleti’nin Türk kültürü ve diline önem vermesinin nedenleri nelerdir? Araştırınız. 2. Yanda verilen kavramlar size neleri çağrıştırmaktadır? Arkadaşlarınızla paylaşınız. l Lügat l Ribat Aşağıdaki haritayı inceleyerek altındaki soruyu cevaplayınız. 5.2. Harita: Karahanlılar (Tarih Atlası 1, s. 29.) Karahanlılar Devleti’nin kurulduğu yeri ve komşu olduğu ülkeleri söyleyiniz. 1. KARAHANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU Karahanlılar, Orta Asya’da kurulan ilk Türk-İslam Devleti’dir. Bu özelliği ile Karahanlı Devleti’nin Türk tarihinde özel bir yeri ve önemi vardır. Kuruluş dönemi ile ilgili fazla bilgi olmayan Karahanlı Devleti’nin temelleri ilk Türk-Müslüman boylarından olan Karluk, Yağma ve Çiğil boyları tarafından atılmıştır. Orta Asya’da Uygur Devleti’nin yıkılması (840) ile bölgedeki Türk varlığını Karahanlılar devam ettirmişlerdir. Karahanlı Devleti’nin bilinen ilk hükümdarı Bilge Kül Kadır Han’dır. Karahanlılar güneydeki komşuları olan Gaznelilerle sık sık savaşmışlardır. Kaşgar, Balasagun, Buhara ve Semerkant Karahanlıların önemli merkezleri arasındadır. Karahanlılara bu adın verilme nedeni, bu aileye mensup hükümdarların unvanları arasında “Kara (kuvvetli, güçlü)” sıfatına sıkça rastlanmasındandır. X. yüzyıl başlarında hükümdar olan Satuk Buğra Han, hükümdar olmadan önce Müslümanlarla yakın ilişkiye girmiş ve İslamiyeti kabul etmişti. Müslüman olduktan sonra Abdülkerim adını alan Satuk Buğra Han tahta geçince İslamiyeti devletin resmi dini olarak kabul etmiştir (920). Satuk Buğra Han’ın hayatını savaşlarını ve İslamiyete girişini anlatan “Satuk Buğra Han Menkıbesi”nin Karahanlılar tarihindeki yeri önemlidir. 850 Volga Bulgar Krallığı kuruldu. 860 Doğu Avrupa’da Kiril Alfabesi oluşturuldu. 865 Bulgarlar ve Sırplar Hristiyanlığı kabul etti. 159 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) 2. KARAHANLI DEVLETİ’NİN YIKILMASI Karahanlıların hüküm sürdüğü bölgeler canlı birer ticaret merkezi konumdaydı. Özellikle Kaşgar şehri ipek ve baharat yüklü kervanların yolunu aydınlatan bir fener, kervancıların soluk aldığı bir vaha gibiydi. Buraya Tibetli tuz tüccarları, Mançuryalı ipek tüccarları, Pakistan ve Hindistanlı tüccarlar sık sık alışverişe gelirlerdi. Buhara ve Semerkant şehirleri Karahanlıların önemli dokuma merkezleri arasında yer alırdı. Buhara, Karahanlı hükümdarı Nasr Bin Ali döneminde alınarak Samanoğullarına son verildi. Maveraünnehir bölgesi Karahanlıların eline geçti. Güneyde bulunan Gaznelilerle sık sık savaşlar yapıldı. Devlet içinde yaşanan karışıklıklardan dolayı ülke ilk Türk devletlerinde olduğu gibi doğu ve batı olarak ikiye ayrıldı. Doğu Karahanlılara Karahıtaylılar (1211), Batı Karahanlılara ise Harzemşahlar (1212) son verdi. 3. KARAHANLI DEVLETİ’NİN KÜLTÜR VE UYGARLIĞI Karahanlılar yönetimde büyük oranda eski devlet anlayışını sürdürdüler. Türk töresini ve geleneklerini devam ettirdiler. Hükümdarlar tanrı tarafından bağışlanan bazı özelliklere sahiptiler. Hâkimiyetlerinin kaynağı ilâhidir. Karahanlı Devleti’nin güçlü bir ekonomisi vardı. Karahanlılar hayvancılık yaptılar ve verimli topraklara sahip olan Maveraünnehir’de çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirdiler. İpek Yolu üzerindeki ker van ticaretiyle de devlete önemli gelir sağladılar. Karahanlıların, Müslüman olmalarına rağmen İslamiyet öncesi Türk devlet yönetiminin bazı özeliklerini devam ettirmelerinin nedenleri neler olabilir? Aşağıda verilen “Türk Şehirleri” adlı metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. 4. Etkinlik: TÜRK ŞEHİRLERİ Müslüman coğrafyacı İstihari “İslam ülkelerinde genel manzarası Buhara kadar güzel olan bir başka şehir ne gördüm ne de işittim.” demiştir. Semerkant, kelime anlamı bakımından “Semiz” ve “Kent” kelimelerinden meydana gelmiştir. Tarihçiler buraya zengin şehir adını vermişlerdir. Gökyüzünün engin maviliği kadar Semerkant’ın da zengin yeşilliği vardır. Buranın evleri ay ışığında yıldızlar gibi parlar, nehirleri ise gökyüzündeki kehkeşan 5.2. Fotoğraf: Semerkant’taki Registan (samanyolu)ı andırır. İnsanların öbür dünyalarında cenneti Meydanından bir görünüm (Özbekistan) vardır, bu dünyanın cenneti ise Semerkant’tır. Kaşgar ismi Çince “Kaşi” yani ışıldayan inci anlamına gelir. Orta Asya’nın önemli merkezlerinden biri olan bu şehir ipek ve baharat ticareti yapanların uğrak yerleri arasındadır. Kaşgar şehrinde kurulan pazarda Tibetli tuz tüccarları, Mançuryalı ipek tüccarları ile Pakistan ve Hindistan’dan gelen baharatçılar alışverişte bulunurlardı. Zekeriya Kitapçı, Yeni İslam Tarihi ve Türkistan, s. 246-253. (Düzenlenmiştir.) Coğrafyacı İstihari’nin verdiği bilgilerden hareketle Türk-İslam şehirleri için neler söylenebilir? Doğu Türkistan ile Maveraünnehir arasındaki bölgede kurulan Karahanlı Devleti’nin kullandığı yazı diline Karahanlı Türkçesi veya Hakaniye Türkçesi denilmiştir. Devlet, kuruluşundan yıkılışına kadar Türk kültürüne önem vermiş, Türkçe edebi bir dil olmuş ve ilk defa Türk-İslam eserleri ortaya çıkmıştır. Karahanlılar bilime ve bilim insanlarına önem vermiş, bilim insanlarına rahat çalışabilecekleri ortam sağlamışlardır. 870 Türk İslam düşünürü WFCJMJNJOTBO'BSBCJ doğdu. 160 904 Ruslar İstanbul’u kuşattı. 911 Turfan Uygur Devleti kuruldu. 916 Moğolistan’da Hitan Krallığı kuruldu. 960 Büyük Selçuklu Devleti Selçuk Bey’in önderliğinde Cent Kenti’ne girdi. 5. Ünite Aşağıda verilen “Karahanlıların Değerli Mirası” adlı metni okuyarak altındaki soruları cevaplayınız. 5. Etkinlik: KARAHANLILARIN DEĞERLİ MİRASI Yanda temsilî resmi verilen Kaşgarlı Mahmut, Karahanlı Devleti’nde yetişen en önemli bilim insanlarından biridir. Yazdığı en büyük eser “Divan-ı Lügati’t Türk’tür. Bu eser İlk Türkçe sözlük olması bakımından önemlidir. Bu eseri nasıl yazdığını kendisinden dinleyelim: Türklerin yaşadığı şehirleri, bozkırları dolaştım ve Türk, Türkmen, Oğuz, Çiğil, Yağma, Kırgız lehçelerini öğrendim. Ayrıca bu dili en iyi ve en etkili şekilde konuşanlardan, en eğitimlilerden, soyu en köklü kişilerden öğrendim. Mızrak kullanmakta en beceriklilerden birisiyim. Türk kavimlerinden her birinin lehçesini mükemmel öğrendim ve güzelce sıralanmış bir düzen içinde kapsamlı bir kitapta topladım. Arayan kelimeyi doğru yerde bulsun ve dileyen onu bir düzen içinde göre5.1. Resim: Kaşgarlı bilsin diye kitabı alfabetik sıraya göre düzenledim. Düz yazı ve dizelerle, atasözleMahmut’un temsilî resriyle, hikmetli sözlerle ve zarif bir dille donattım. Pürüzlü yerlerini düzelttim, mi (Mehmet Özel, Vatan çukurlarını ve kuyularını doldurdum, tek tek her kelimeyi uygun olduğu yere koyaMillet ve Bayrak Sevgisi, rak ve onları belirsizlikten kurtararak kitabın üzerinde yıllarca çalıştım. s. 460. ) Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, C 2, s.124. (Düzenlenmiştir.) 1. Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügati’t Türk’ü yazarken sizce nelere dikkat etmiş ve nelere önem vermiştir? 2. Bize miras olarak bırakılan Divan-ı Lügati’t Türk gibi eserler neden önemlidir? Bilgi Hazinesi Filolog, etnograf ve ilk Türk haritacısı olan Kaşgarlı Mahmut XI. yüzyılda yaşamıştır. İlk Türkçe sözlük özelliği taşıyan Divan-ı Lügati’t Türk en önemli eseridir. 1072 yılında yazmaya başladığı bu ölümsüz eseri 1074 yılında tamamlamış ve Bağdat’taki Abbasi Halifesi El-Muktedi Billah’a sunmuştur. Kaşgarlı Mahmut Türk kültürünü ve dilini Araplara öğretip tanıtmak gibi büyük bir görev üstlenmiştir. Bu değerli eser 1908 yılında İstanbul’da bulunmuş, 1915 ve 1917’de ilk baskısı yapılmıştır. UNESCO 2008 yılını Kaşgarlı Mahmut yılı olarak ilan etmiştir. Mehmet Özel, Vatan Millet ve Bayrak Sevgisi, s. 460. (Düzenlenmiştir.) Yanda temsilî resmi verilen Yusuf Has Hacib, Kaşgarlı Mahmut ile aynı dönemde Karahanlı Devleti sınırları içinde yaşamıştır. Bir siyasetname özelliği taşıyan, insanın yaşamında ihtiyaç duyacağı tüm bilgileri içeren ve “Mutluluk Veren Erdem” anlamına gelen “Kutadgu Bilig” adlı eseri yazmıştır. Bu eser her iki dünyada mutlu olmak isteyenlere bir rehberdir. Yusuf Has Hacib eserinde devleti yöneten kişilere de seslenir ve nasıl bir idare izlemeleri gerektiğini anlatır. Kutadgu Bilig’de dört şahıs ile onların taşıdığı fikirlerden söz eder. Gündoğdu adlı hükümdar kanun ve adaleti, Aydoldu 5.2. Resim: Yusuf Has Hacib’in adlı vezir mutluluğu, Aydoldu’nun oğlu Öğdülmüş aklı ve ilmi, Odgurmuş temsilî resmi (Mehmet Özel, Vatan adlı zahid ise akıbeti (hayatın sonu) temsil eder. Millet ve Bayrak Sevgisi, s. 460.) 161 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Aşağıda verilen “Hükümdarın Özellikleri” adlı metni okuyarak altındaki soruları cevaplayınız. 6. Etkinlik: HÜKÜMDARIN ÖZELLİKLERİ Zalim adam uzun süre beyliğe sahip olamaz, zalimin zulmüne halk uzun zaman dayanamaz. Ey bey! Ülkende uzun süre hüküm sürmek istersen kanunu doğru uygulatmalı ve halkı korumalısın. Devlet için asker ve ordu lazımdır. Askeri beslemek için de çok mala ihtiyaç vardır. Bunu elde etmek için halkın zengin olması gerekir. Halkın zengin olması için de doğru kanunlar konulmalıdır. Bey, güler yüzlü, tatlı sözlü, yumuşak huylu olmalıdır. Bey, gönlünü alçak tutmalı, eli açık ve merhametli olmalıdır. Asık suratlı, kibirli ve mağrur insan herkesi kendisinden nefret ettirir. Ey Devletli Hükümdar! Eğer halkından fakirlik adını kaldıramazsa bir kimse nasıl hükümdar olur? Giderini gelirine göre ayarla, sana yakışacak sözleri sarf et. Ağzından yalan söz çıkarma, yalan söz ile insan kendi itibarını düşürür. Kardeş ve akrabaya yakınlık göster, güler yüzle büyüğün ve küçüğün gönlünü al. Tuzu, ekmeği bol tut, başkalarına ikram et, bir kimsenin ayıbını görürsen açma, üstünü ört. Hükümdarlığın temeli doğruluktur. Hükümdarlar doğru olursa dünya huzura kavuşur. Güneşe bak! Küçülmez, bütünlüğünü daima muhafaza eder, parlaklığı hep aynı şekilde kuvvetlidir. Hükümdarın ahlakı da ona benzer, doğruluk ile doludur ve hiçbir vakit eksilmez. Saadetle yükselmek için insana doğruluk lazımdır. İnsanlık doğruluğun adıdır. Hükümdarın sözü doğru olmalı, tavır ve hareketi güven vermelidir ki halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın. Ey Hükümdar! Tanrı seni doğruluk için bu göreve getirdi, doğru ol ve doğruluk ile yaşa. Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, C 2, s. 9. (Düzenlenmiştir.) 1. Yusuf Has Hacib’in hükümdara yönelik olan öğütlerine katılıyor musunuz? Niçin? 2.“Devlet için askere ve orduya, asker için mala, mal için zenginliğe, halk için doğru kanunlara ihtiyaç vardır.” görüşüne katılıyor musunuz? Niçin? 3. Halkın huzur ve güven içinde yaşaması için hükümdar hangi özelliklere sahip olmalıdır? Bilgi Hazinesi Yusuf Has Hacib, Balasagun şehrinde doğmuş, XI. yüzyılda yaşamış bir şairdir. Yazdığı en önemli eser olan Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Erdem)’i Karahanlı hükümdarı Ebu Ali Hasan’a sunmuştur. Kutadgu Bilig, Türk-İslam Edebiyatının ilk eseridir. Yaklaşık 6500 beyitten oluşmaktadır. Fergana, Mısır ve Viyana’da birer kopyası bulunmaktadır. 1077 yılında vefat eden Yusuf Has Hacib’in mezarı Doğu Türkistan’ın en önemli şehirlerinden biri olan Kaşgar’dadır. Mehmet Özel, Vatan Millet ve Bayrak Sevgisi, s. 460. (Özetlenmiştir.) Karahanlılar ticareti geliştirmek amacıyla “ribat” denilen ker vansaraylar yapmışlardır. Düzenli bir posta teşkilatı kuran Karahanlılar, hastaneler yaparak sağlığa önem vermişlerdir. Karahanlılarda resmî dil Türkçedir. Resmî yazışmalarda Uygur yazısını kullanmışlardır. Türk ve İslam kültürünün kaynaştırılarak verildiği sözlü eserler arasında “Satuk Buğra Han Destanı” ve “Cengiz Name” bulunmaktadır. Karahanlılar çok sayıda cami, medrese ve sosyal kurum yapmışlardır. Karahanlılar döneminde Kaşgar, Balasagun, Semerkant ve Buhara yüksek bir ilim ve kültür merkezi hâline gelmiştir. 162 5. Ünite Temel Kavramlar C. GAZNELİLER (963-1183) l Sultan l Gulam Hazırlık Çalışmaları l İmparatorluk 1. Gaznelilerin Türk-İslam tarihindeki yeri hakkında araştırma yapınız. 2. Yanda verilen kavramlar size neleri çağrıştırmaktadır? Aşağıdaki haritayı inceleyerek altındaki soruları cevaplayınız. 5.3. Harita: Gazneliler (Tarih Atlası 1, s. 30.) 1. Gaznelilerin kurulduğu bölgenin coğrafi konumu ile ilgili olarak neler söylenebilir? 2. Gaznelilerin kurulduğu bölgede günümüzde hangi devletler varlıklarını sürdürmektedir? 1. GAZNELİLER DEVLETİ’NİN KURULUŞU Gazneliler bugünkü Afganistan ve Pakistan dolaylarında hüküm sürmüş Türk-İslam devletidir. 963 yılında Alp Tiğin zamanında temeli atılan ve ilk dönemleri karışıklık içinde geçen Gazneliler, Sebük Tegin zamanında bağımsız devlet hâline gelmiştir. Bu nedenle Sebük Tegin devletin asıl kurucusu sayılmıştır. Başkenti Gazne olan Gazneliler Devleti’ni her bakımdan zirveye ulaştıran Sultan Mahmut’tur (998-1030). Güçlü ve düzenli bir ordu kuran Sultan Mahmut döneminde Gaznelilerin sınırları genişlemiştir. Gazneli Mahmut, Büveyhoğullarına karşı yaptığı mücadelelerle Abbasi halifesini Şii tehlikesine karşı korumuştur. Abbasi halifesi de bu başarısından dolayı ona “Sultan” unvanını vermiştir. Sultan Mahmut daha sonra Karahanlılara üstünlüğünü kabul ettirerek Buhara, Horasan ve Herat bölgelerini ele geçirmiştir. Gazneli Mahmut’a Abbasi halifesinin “Sultan” unvanını vermesi Gazneliler için neden önemlidir? 965 Matematik ve fizik alanında çalışmalar yapan İbn’ül Heysem doğdu. 969 'BUJNJMFS.TSBMEWF Kahire Şehri’ni kurdu. 970 Abbasiler İstanbul’u kuşattı. 163 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Yanda temsilî resmi verilen Gazneli Mahmut Hindistan’a on yedi sefer düzenledi. Sistan, Pencap ve Multan bölgelerini ele geçirerek ülkesinin sınırlarını Ganj Irmağı’na kadar genişletti. Bu seferlerde sağladığı başarılar ona İslam dünyasında saygınlık kazandırdı. Hindistan’a yapılan seferler sonucunda İslamiyet geniş bir alana yayıldı. Ele geçirilen bölgelerin yer altı ve yer üstü zenginlikleri de Gaznelilerin denetimine girdi. Bilime ve bilim insanlarına önem veren Gazneli Mahmut, devrin en büyük bilim insanlarını ve sanatçılarını sarayına topladı. Sultan Mahmut’un 400’e yakın şair ve bilim insanını sarayında topladığı söylenmektedir. Bu dönemin en önemli bilim insanı, Gazneli Mahmut’un “sarayımın en değerli hazinesi” dediği ünlü Türk bilgini “Biruni’dir.” 5.3. Resim: Gazneli Mahmut’un temsilî resmi (Türkler Ansiklopedisi, C 5, s. 288.) Aşağıda verilen “Bir Hikâye” adlı metni okuyarak altındaki soruları cevaplayınız. 7. Etkinlik: BİR HİKÂYE Bir tüccar, Sultan Mahmut’un zulme uğrayanlara adalet dağıttığı yere geldi. Sultan’ın oğlu Mesut’tan şikâyet etti ve yakındı. “Ey efendimiz, ben tüccarım. Bir süredir burada kalmışım, istiyorum ki kendi şehrime döneyim. Dönemiyorum zira senin oğlun Mesut benden altmış bin dinarlık eşya ve kumaş satın aldı. Bu eşyanın parasını bana vermiyor. Emir Mesut’u benimle birlikte kadıya göndermeni isterim.” dedi. Sultan Mahmut bu sözden dolayı kızdı ve üzüldü. Oğlu Mesut’a sert bir haber gönderdi ve “Tüccarın hakkını kendisine derhal ver. Eğer bir sebep göstereceksen onunla Karar Meclisinde hazır ol ki adaletin icap ettiğini yerine getirsinler.” diye emretti. Tüccar kendi sarayına gitti. Elçi, Mesut’un nezdine geldi, babasının mesajını verdi. Mesut aciz kaldı. Hazinedarına “Bak bakalım, hazinede nakit altın ne kadar toplanmıştır?” dedi. Hazinedar gitti ve geri geldi. “Yirmi bin dinardan fazla param yok.” dedi. O parayı alınız, tüccara götürünüz, geri kalan kırk bin dinar için üç gün mühlet isteyiniz ki ödeyeyim.” dedi. Yine Mesut, elçiye “Sultanın katına arz et ki yirmi bin nakit dinarı bu saat ödedim, geri kalanı için üç güne kadar tüccardan aman diledim. Ben kaftanımın belini bağlamış ve çizmemi giymiş olarak Sultan ne emreder diye ayakta bekliyorum.” dedi. Elçi gidip geldi ve sultan “Yargı Meclisinde hazır ol veya geri kalan parayı teslim et. Şunu gerçekten bil ki bu parayı tamamıyla ve kemaliyle tüccara ödemediğin ve onun ağzından ‘Mesut hakkımı bana ödedi.’ sözünü işitmediğim müddetçe benim yüzümü bir daha göremezsin!” diyor, dedi. Mesut’un söz söyleme gücü kalmadı. Her tarafa adam gönderdi, borç istedi. İkindi namazı vaktinde altmış bini tüccara verdi. Mesut ve tüccar sultanın katına gittiler. O zaman Sultan Mahmut razı oldu. Bu haber dünyanın her tarafına yayılınca tüccarlar Kıtay’dan, Çin’den ve Mısır’dan Gazne’ye doğru yola koyuldular ve bütün dünyada ne kadar zarif şeyler varsa Gazne’ye getirmeye başladılar. Nizamülmülk, Siyasetname, s. 228-229. (Özetlenmiştir.) 1. Sultan Mahmut’un devlet adamlığı ile ilgili neler söylenebilir? 2. Sultan Mahmut’un adalet ve hak anlayışına önem vermesinin nedenleri nelerdir? 3. Siz olsaydınız bu etkinliğe nasıl bir başlık verirdiniz? 985 Oğuzların Kınık Boyu, Samaniler tarafından Buhara yakınlarındaki Nur kenti’ne yerleştirildi. 164 988 Ruslar Hristiyan Ortodoks mezhebini benimsedi. 999 Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucusu olan Kınık Boyu Gazneliler ile savaşa başladı. 1000 Macarlar, Hristiyanlığın Katolik mezhebini benimsedi. Çinliler barutu ilk kez kullandı. 5. Ünite 2. GAZNELİLER DEVLETİ’NİN YIKILMASI, KÜLTÜR VE UYGARLIĞI Gazneli Mahmut’un ölümü ile yerine geçen oğlu Mesut, babasının başarılarını devam ettiremedi. Bu yıllarda Gazneliler, Selçukluların baskılarına karşı koyamadılar. Selçuklu komutanlarından Tuğrul ve Çağrı Bey, Nesa ve Serahs Savaşlarında Gaznelileri yendiler. Selçukluların Horasan bölgesine yerleşmesi ve ardından Tuğrul Bey’in bağımsızlığını ilan etmesi üzerine 1040 yılında Selçuklular ve Gazneliler Dandanakan denilen yerde karşı karşıya geldiler. Savaşı kaybeden ve Hindistan’a çekilen Sultan Mesut daha sonra çıkan karışıklıklar sonucunda öldürüldü. Bu savaşla birlikte Selçuklular kuruluşunu tamamlarken Gazneliler zayıflayarak yıkılış dönemine girdiler. Giderek güçten düşen Gaznelilere Afganistan’ın yerli halkı olan Gurlular son verdi (1187). Gaznelilerin yıkılış sürecini oluşturan faktörlerden biri de farklı uluslardan oluşmasıydı. Gazneliler ordusunda birçok milletten asker bulunurdu. Ordunun çoğunluğunu savaşta esir edilen kölelerden seçilip yetiştirilen askerler meydana getirirdi. Aşağıdaki minyatürde görülen Gazneliler ordusu gulam, düzenli birlikler, eyalet askerleri ve ücretli askerlerden oluşurdu. Gazneliler ekonomik hayatın gelişmesi için ticarete büyük önem verirlerdi. İpek ve Baharat yollarının topraklarından geçmesi ticari hayatlarına canlılık getirmişti. Tarımda üretimi artırmak için su bendleri yapan Gazneliler ayrıca altın ve gümüş madenleri işletmekteydiler. Gazneliler bilim dili olarak Arapçayı, FEFCJZBU EJMJ PMBSBL 'BSTÎBZ LVMMBONǦlardır. Bu durum Türk dilinin gelişimini olumsuz yönde etkilemiştir. Türk edebiyatının Gazneliler dönemine ait yapıtlaSOOCBǦOEBƹSBOMǦBJS'JSEFWTJUBSBGO- 5.4. Resim: Gazneli Mahmut’un ordusunda yer alan filleri gösteren minyatür (Reşieddin, Camiut Tevarih Edinburg Üniversitesi Kütüphanesi) dan yazılan Şehname gelmektedir. İran TÚZMFODFFGTBOF MFSJOFEBZBOBOWF'BSTÎB yazılan bu eser, Gazne Hükümdarı Sultan Mahmut’a sunulmuştur. Sultan Mahmut, Harezm’i aldığında burada yaşayan ve devrinin en büyük alimi olan Ebu Reyhan El Biruni’yi ülkesine davet etmiş ve ona uygun bir çalışma ortamı sağlamıştır. Sultan Mahmut’un desteğini alan Biruni tarafından Arapça yazılan Tahkik-i Mâli’l-Hind adlı eser özellikle kültür tarihi açısından önemlidir. Bu yapıtta Hindistan’ın tarihi, coğrafyası, gelenek ve görenekleri konu edilmektedir. Gazneliler, Türk-İslam kültürünü geniş bir coğrafyaya yaymışlardır. Saray, medrese, yol, çeşme ve camiler yaparak imar faaliyetlerine önem vermişlerdir. Gazne’nin kuzeyinde yaptırılan Bend-i Mahmudi zamanımıza kadar gelmiştir ve hâlâ kullanılmaktadır. Sultan Mahmut halkın yararına çarşı, köprü, su yolu ve kemerler de yaptırmıştır. 1008 Kuzey Hindistan’a Gazneli Mahmut komutasında ilk Müslüman akını yapıldı. 1013 İbn’i Sina El-Kanun fı’t-tıp adlı eseri yazmaya başladı. 1018 Bizans, Bulgaristan’ı egemenliği altına aldı. 1031 Endülüs Emevi Devleti İspanyol-Katolik birleşik güçleri tarafından yıkıldı. 165 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Temel Kavramlar Ç. BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1040-1157) l Akın l Fetih l Hanedan Hazırlık Çalışmaları l Hutbe 1. Büyük Selçukluların Anadolu’ya akınlar yapmasının nedeni ne olabilir? Araştırınız. 2. Oğuzların birçok Türk devletinin kuruluşunda etkili olması nasıl açıklanabilir? 3. Yanda verilen kavramlar size neleri çağrıştırmaktadır? l Melik l Subaşı 24 Oğuz boyunun yer aldığı aşağıdaki şemayı inceleyiniz. Bu şemada yer alan boyların adları günümüzde birçok yerleşim yerinin adı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu boyların adlarının yerleşim yeri adı olarak verilmesinin nedeni sizce ne olabilir? Oğuzlar Üçoklar (sol kol) Bozoklar (sağ kol) Gün Han Kayı Bayat Alka Evli Kara Evli Ay Han Yazır Dodurga Döğer Yaparlı Yıldız Han Avşar Beğ Dili Karkın Kızık Deniz Han Iğdır Büğdüz Yıva Kınık Dağ Han Salur Alayuntlu Eymür Yüreğir Gök Han Bayındır Çavuldur Çepni Beçene OĞUZLAR Oğuzlar, günümüzde Türkiye, Balkanlar, Azerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan’da yaşayan Türklerin mensup olduğu Türk boyuna verilen genel isimdir. Oğuzlar şimdiki yaşadıkları bölgelere 10. Yüzyıldan itibaren yerleşmişlerdir. Oğuzların ataları 7. yüzyıl civarında konar-göçer bir yapıyla yer değiştirmeye başlamıştır. Oğuzlar için Araplar Guz, Bizanslılar Uz, Ruslar Torki isimlerini kullanmışlardır. Oğuz adının ok-uz kelimesinden geldiği şeklindeki görüş kabul görmektedir. “Ok” eski Türkçede boy anlamında ve “uz” çoğul anlamındadır. Oğuz Kağan Destanı’na göre Oğuzlar 24 boya ayrılır. 14. yüzyılda yaşayan Reşideddin’e göre Oğuzlar, yukarıdaki şemada görüldüğü gibi Bozoklar ve Üçoklar diye iki kola ayrılır. Bu iki kol, önce Oğuz Kağan’ın oğullarının adı verilen üçer kola, sonra da her biri dörder kola ayrılır. Her kolun ayrı bir ongunu vardır. I ve II. Kök Türk Devleti’nin egemenliği altında yaşayan Oğuzlar 744 yılında İkinci Doğu Kök Türk Devleti de yıkılınca Oğuz Boyları Kutluk Bilge Kağan’ın kurduğu Uygur Devleti çatısı altında birleşti. 840 yılında Uygur Devleti Kırgızlar tarafından yıkılınca Oğuzların asıl büyük göçü başladı ve Asya’nın dört bir tarafına, kitleler hâlinde de batıya göçtüler. 10. yüzyılda Hazar Denizi’nin doğusunda Oğuz Yabgu önderliğinde ilk devletlerini kurdular. 1000 yılında Kıpçaklar tarafından yıkılan bu devletten sonra Oğuzlar ikiye bölündü, bir kısmı kuzeye giderek bugünkü Kırım, Kazak, Bulgar ve Tatarların atası oldular; bir kısmı da Selçuk bey önderliğinde güneye indiler, İslam dinini kabul edip İslâm orduları hizmetine girdiler. Müslümanlığı kabul eden Oğuzlara Türkmen denildi. Bunlar Selçuklu devletinin kurulmasında önemli rol oynadılar. 166 5. Ünite Bilgi Hazinesi Büyük Selçuklular tarih sahnesine çıktıkları sırada Orta Asya’da Karahanlılar ve Gazneliler, İran’da Samanoğulları, Anadolu’da ise Bizans İmparatorluğu vardı. Karahanlılar ve Samanoğulları birbirleriyle savaş hâlinde idiler. Karahanlılar daha güçlüydü ve Selçuklular için tehlike oluşturuyordu. Selçuklular, Karahanlılar ile Samanoğulları arasında yapılan savaşlarda Samanoğullarının yanında yer aldılar ama Samanoğullarının yıkılışını önleyemediler. Bu gelişme Selçukluları zor duruma düşürdü. Çünkü ittifak kurdukları Samanoğulları yıkılmıştı. Selçuk Bey’in ölümünden sonra yerine geçen Arslan Yabgu döneminde Selçuklular Maveraünehir bölgesinde güçlenmeye başlayınca Gazneli-Karahanlı ittifakı yeniden kuruldu. Arslan Yabgu, Sultan Mahmut tarafından bir hile ile yakalanarak ölünceye kadar Hindistan’daki Kalincar Kalesi’nde esir tutuldu. Bunun üzerine Selçukluların başına Tuğrul ve Çağrı Beyler geçti. Selçuklular bulundukları Maveraünnehir bölgesindeki yoğun baskı karşısında Gaznelilerden izin almadan Ceyhun Nehri’ni geçerek Horasan’a geldiler. Gaznelilerden yer ve otlak isteğinde bulundular. Teklifleri kabul edilmediği için Gaznelilerle savaştılar. Bu yıllarda Selçuklular Gaznelileri Nesa ve Serahs savaşlarında yenmeyi başardılar. Horasan, Merv, Serahs ve Nişabur gibi önemli yerler Selçukluların eline geçti. Daha sonra 1040 yılında Gaznelilere karşı kazanılan Dandanakan Savaşı sonucunda Büyük Selçuklu Devleti resmen kurulmuş oldu. Tuğrul Bey, Nişabur’u devletin merkezi hâline getirdi. a. Tuğrul Bey Dönemi (1040-1063) 1040 yılında toplanan kurultay kararlarına göre yanda temsilî resmi verilen Tuğrul Bey devletin başına geçti. Yönetimi ele alan Tuğrul Bey, adına hutbe okutup para bastırdı. Başkenti Nişabur’dan Rey’e taşıdı (1043). Tuğrul Bey’in kendi adına para bastırıp hutbe okutması sizce hangi anlama gelmektedir? İlk Türk devletlerinde uygulanan devlet yönetme geleneğinde olduğu gibi Selçuklu Devleti’nde de ülke toprakları hanedan ailesinin ortak malı olarak kabul edilmişti. Buna göre Çağrı Bey’e melik ve ordu komutanı unvanıyla Ceyhun ve Gazne arasındaki bölgeler, Tuğrul Bey’e sultan unva5.5. Resim: Tuğrul Bey’in temsilî nıyla Nişabur’dan itibaren bütün batı bölgeleri, Musa Yabgu’ya Herat, resmi (Mehmet Özel, Vatan Millet ve Arslan Yabgu’nun oğlu Kutalmış’a Gürcan, Çağrı Bey’in oğlu Kavurd’a ise Bayrak Sevgisi, s. 435.) Kirman bölgeleri verilmişti. Bilgi Hazinesi Büyük Selçuklularda hanedan üyelerinin her biri bulunduğu bölgelerde kendi adına para bastırmak, hutbe okutmak, nevbet çaldırmak hakkına sahipti. Fakat Sultan olarak Nişabur’daki Tuğrul Bey’e bağlı idiler. Hutbede ilk defa Tuğrul Bey’in adı anılırdı. Belli bir başa geçme sistemi olmadığından bu üyelerin hepsi tahta geçme hakkına sahipti. 1043 Tuğrul ve Çağrı Bey komutasındaki Selçuklu Ordusu Harezm’i ele geçirdi. 1045 Çin’de tahtadan oyulmuş portatif matbaa harfleri icat edildi. 1048 İslam Dünyası’nın en büyük matematikçi, şair, düşünür ve astronomu Ömer Hayyam doğdu. 167 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) 1. Aşağıdaki haritayı inceleyerek Büyük Selçuklu Devleti’nin sınırlarının nerelere kadar genişlediğini söyleyiniz. 2. Büyük Selçukluların kurulduğu bölgede bugün hangi devletler hüküm sürmektedir? 5.4. Harita: Büyük Selçuklu Devleti (Tarih Atlası 1, s. 31) 5.4. Harita: Büyük Selçuklu Devleti (Tarih Atlası 1, s. 41.) b. Anadolu’daki Fetih Hareketleri Tuğrul ve yanda temsilî resmi verilen Çağrı Bey bir yandan Gazneliler ve Karahanlılarla mücadele ediyor bir yandan da Anadolu’ya keşif amaçlı akınlarda bulunuyorlardı (1015-1021). Bu akınların amacı Anadolu’yu yakından tanımak, güçlü ve alınması zor olan kaleleri yıpratmak, gelecekte yapılacak kesin yerleşmenin nasıl olacağını kararlaştırmaktı. Çağrı Bey, komutasındaki üç bin kişilik bir ordu ile Doğu Anadolu sınırlarına kadar ilk keşif hareketini yaptı. Burada bulunan Ermeni ve Gürcü kuvvetlerini yenerek otlak ve meraları ele geçirdi. Bölgenin siyasi, etnik ve askerî yapısı hakkında bilgiler topladı. O yıllarda Anadolu’nun büyük bir kısmını elinde bulunduran Bizans şehirlerine girdi. Çağrı Bey, keşif hareketleri sonucunda bölgenin Selçukluların yerleşmesine uygun olduğunu hükümdar olan Tuğrul Bey’e iletti. Anadolu’ya düzenli aralıklarla yeni 5.6. Resim: Çağrı Bey’in temsilî resmi (Türkler Ansiklopedisi, C 5, s. 870.) akınlar yapıldı. Tuğrul ve Çağrı Beylerin fetih politikalarını Anadolu toprakları üzerine yoğunlaştırmalarının sebepleri sizce neler olabilir? 168 5. Ünite Anadolu’ya yapılan akınlar sırasında şehit düşen Musa Yabgu’nun oğlu Hasan’ın öcünü almak için İbrahim Yınal komutasındaki bir Selçuklu ordusu Erzurum’a kadar ilerledi ve Pasinler Savaşı’nda Bizans Gürcü kuvvetlerini yenilgiye uğrattı (1048). Bu savaş Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Anadolu’da yapılan ilk savaş olması bakımından önemlidir. Pasinler Savaşı ile Van ve Erciş tarafları Selçukluların hâkimiyeti altına girdi. Bu savaş sonunda yapılan antlaşmaya göre Bizans İmparatoru İstanbul’daki bir camiyi onartıp burada Tuğrul Bey adına hutbe okuttu. Böylece Selçuklular Bizans’a karşı ilk zaferlerini kazanmış oldular. Bilgi Hazinesi Tuğrul Bey, 1055 yılında, Abbasi halifesinin çağrısı ile Bağdat’a girerek Şii Büveyhoğullarını Bağdat’tan uzaklaştırdı. Fakat geri dönünce Büveyhoğulları tekrar Bağdat’ı işgal etti. 1057 yılında Tuğrul Bey yeniden Bağdat’a gelerek halifeyi Büveyhoğullarının baskısından kurtarıp Şii Büveyhoğullarına son verdi. Abbasi halifesi Kaim Bi Emrillah bu hizmeti karşılığında Tuğrul Bey’e “Doğu’nun ve Batı’nın Sultanı” unvanını verdi. Halife daha sonra siyasi yetkilerini Tuğrul Bey’e vererek kızını da onunla evlendirdi. M. Fuad Köprülü, Türkiye Tarihi Anadolu İstilasına Kadar Türkler, s. 183, 184. (Özetlenmiştir.) Halifenin siyasi yetkilerini Tuğrul Bey’e vermesinin önemi ne olabilir? Selçuklu Devleti’ni kuran ve bir imparatorluk hâline getiren Tuğrul Bey, 1063 yılında vefat etti. Cesur, cömert ve adil bir hükümdar olan Tuğrul Bey, İslam dünyasında huzur ve güven ortamı sağlamıştı. Tuğrul Bey’den önce ölen Çağrı Bey ise askerî dehası, cesareti, adaleti ve fedakârlığı ile tanınmıştı. Küçük kardeşi Tuğrul Bey’in devletin başına geçmesine onay veren Çağrı Bey böylece hem fedakârlığını hem de büyük bir devlet adamı olduğunu kanıtlamıştı. 5VNJSVM#FZÚMEàNJàOEF4FMÎVLMVMBS$FZIVOJMF'SBUOFIJSMFSJBSBTOEBLJUPQSBLMBSEBCàZàLCJSJNQBSBUPSluk hâline gelmişlerdi. Aşağıda yer alan “Tarih Şeridi Okuyalım” başlıklı etkinliği yapınız. 8. Etkinlik: TARİH ŞERİDİ OKUYALIM İhşidiler Karahanlılar Tolunoğulları Bizans İmparatorluğu Gazneliler Memlukler Yukarıda verilen devletlerden hangileri Büyük Selçuklularla aynı dönemde varlığını sürdürmüştür? Bu devletlerin kuruluş ve yıkılışlarını tarih şeridi üzerinde gösteriniz. 169 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Temel Kavramlar D. MALAZGİRT SAVAŞI (1071) l Barış l Ebu’l Feth l Turan Taktiği Hazırlık Çalışmaları 1. Malazgirt Savaşı Türklere Anadolu’nun kapılarını açmıştır, diyen bir tarihçi bu sözleri ile neyi ifade etmektedir? 2. Malazgirt Savaşı’nın kazanılması Avrupalıları telaşlandırmıştır. Sizce bu telaşın nedenleri nelerdir? 3. Yanda verilen kavramlar size neleri çağrıştırmaktadır? Aşağıdaki metni okuyarak altındaki soruları cevaplayınız. Alp Arslan, Malazgirt Savaşı öncesi Bizans İmparatoru Diyojen’e elçi göndererek barış teklifinde bulundu. Selçukluların savaşmaktan çekindiklerini sanan Diyojen şu cevabı verdi: “Ben bu üstün ve kudretli duruma pek çok para ve çaba harcayarak eriştim. Barış ancak Selçuklu başkenti Rey’de olur. Ben İslam ülkelerine kendi ülkem gibi sahip olmadıkça geri dönmeyeceğim. Biz İsfahan’da kışlayacağız, atlarımız ise Hemedan’da. #VOB LBSǦML 5àSL FMÎJTJ i)BZWBOMBSO[ )FNFEBOEB LǦMBZBCJMJS 'BLBU TJ[JO OFSFEF LǦMBZBDBNJO[ bilmem.” şeklinde cevap verdi. Mehmet Şeker, Fetihlerle Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, s. 42. (Düzenlenmiştir.) Bizans İmparatoru Diyojen’in Alp Arslan’ın barış teklifini kabul etmemesinin nedeni ne olabilir? Diyojen neden İslam ülkelerine sahip olmak istediğini ifade etmiştir? ALP ARSLAN DÖNEMİ (1063-1072) Tuğrul Bey ölünce Çağrı Bey’in oğlu Süleyman tahta geçti. Ancak Çağrı Bey’in öteki oğlu Alp Arslan, Süleyman’ın hükümdarlığını tanımadı. Rey’den gelen Alp Arslan tahta çıkmayı başardı. İlk olarak Azerbaycan üzerine sefere çıkan Alp Arslan Revan bölgesini fethetti. Daha sonra kaynaklarda “Asla zapt edilemez.” diye bahsedilen Ani Kalesi’ni Bizans ve Gürcü ittifakının elinden almayı başardı. Bu zafer İslam dünyasında büyük sevinçle karşılandı. "CCBTJIBMJGFTJZBOEBUFNTJMÔSFTNJWFSJMFO"MQ"STMBOB&CàM'FUI'FUJIMFS Babası) unvanını verdi. Daha sonra doğuya yönelen Alp Arslan Türkistan’a girdi ve Cend ile Harezm bölgesini ele geçirdi. Kardeşi Kavurd’un isyanını bastıran Alp Arslan Kafkasya seferinde Gürcistan’ı ülkesine bağladı (1064). 4VSJZF WF .TS ƥJJ 'BUJNJMFSEFO LVSUBSNBL BNBDZMB TFGFSF ÎLBO "MQ 5.7. Resim: Alp Arslan’ın temsilî Arslan, Bizans imparatorunun büyük bir orduyla Erzurum’a doğru yürüdü- resmi (Mehmet Özel, Vatan Millet ve Bayrak Sevgisi, s. 434.) ğünü haber alınca bu seferini yarıda bırakarak geri döndü. 1067 Büyük Selçuklu veziri Nizam’ül Mülk tarafından ilk Nizamiye Medresesi Bağdat’ta kuruldu. 170 1070 Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig adlı eseri yazdı. 1074 Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lügat-it Türk adlı eseri yazdı. Büyük Selçuklu sultanı Melikşah, Ömer Hayyam’ı takvim hazırlamakla görevlendirdi. 5. Ünite Savaşa Doğru Anadolu’ya Selçuklu akınları başladığında Bizans’ta daha önceden de var olan iç karışıklıklar artarak devam etmekteydi. Merkezdeki taht kavgaları yüzünden eyaletler ihmale uğramıştı. Bizans kuvvetleri çoğu zaman ihtiyaçlarını karşılamak için şehir ve köyleri yağmalıyordu. Bu kargaşadan kurtulmak ümidiyle Bizans İmparatorluğu’na “Romanos Diyojen” (Romen Diyojen) getirilmişti. İmparator olan Diyojen Türk akınlarını durdurmak için hazırlıklara başladı. Amacı sadece Türk akınlarını önlemek değil bütün İslam ülkelerini ele geçirip Bizans’ı Türk tehlikesinden kurtarmaktı. 200 bin kişilik bir ordu ile Türklere karşı sefere çıkan Bizans ordusunun içinde çeşitli milletlerden oluşan ve kiminle savaşacaklarını bilmeyen paralı askerler de bulunuyordu. Bizans’ın güçlü bir ordu ile Anadolu’ya yönelik sefer başlattığı haberi üzerine Alp Arslan, süratle Doğu Anadolu’ya yöneldi ve birtakım hazırlıklar yaptı. Alp Arslan, bu sırada Bizans imparatoruna elçi göndererek barış teklifinde bulundu. Bu teklif imparator tarafından reddedildi. Diyojen’in red cevabı Selçuklu ordusunun savaş azmini 5.3. Fotoğraf: Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı büsbütün artırdı ve neticede iki ordu 26 Ağustos 1071 tarihinMalazgirt Ovası’ndan bir görünüm (Muş) de yanda resmi gösterilen Muş’un Malazgirt Ovası’nda karşı karşıya geldiler. Aşağıda verilen “Alp Arslan Malazgirt Ovası’nda” adlı metni okuyarak altındaki soruları cevaplayınız. 9. Etkinlik: ALP ARSLAN MALAZGİRT OVASI’NDA 26 Ağustos 1071 cuma günü Malazgirt Ovası’nda cuma namazını askerleri ile birlikte kılan Alp Arslan, namazdan sonra askerleriyle helalleşti. Ellibin kişilik ordu Alp Arslan’ın neler söyleyeceğine kulak kesilmişti. Alp Arslan şunları söyledi: “Askerlerim! Yiğitlerim! Bugün burada ne emreden bir sultan, ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben sizlerden biriyim ve sizlerle birlikte savaşacağım. Bugün burada Allah’tan başka bir sultan yoktur. Biz ne kadar az olursak olalım, düşman ne kadar çok olursa olsun, bütün Müslümanların, zaferimiz için dua ettikleri şu anda, kendimi düşman üzerine atacağım. Ya zafer kazanırız ya şehit olarak cennete gideriz. İsteyen benimle gelsin, isteyen geri dönsün. Ben memleket için, İslâm için ölüme koşuyorum. Beni takip edenler ve kendilerini Yüce Allah’a adayanlardan şehit olanlar Cennet’e, sağ kalanlar ise ganimete kavuşacaklardır. Ayrılanları ahirette ateş, dünyada da alçaklık beklemektedir. Ey askerlerim! Eğer şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere yükselecektir. Benden sonra oğlum Melikşah’ı tahta çıkartınız ve ona itaat ediniz. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir.” Daha sonra atından inerek secdeye kapandı ve şöyle dua etti: “Yâ Rabb! Seni kendime vekil yapıyorum. Azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. Ey Allah’ım! Niyetim halistir, bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret.” diyerek gözleri dolu dolu, secdeden başını kaldırdı. Salim Koca, Türkiye Selçukluları Tarihi, C 2, Malazgirt’ten Miryokefalon’a (1071-1176), s. 21, 23 (Düzenlenmiştir.) 1. Savaş öncesinde Sultan Alp Arslan’ın yaptığı konuşmanın Malazgirt Savaşı’nın kazanılmasında etkisine yönelik neler söylenebilir? 2. Alp Arslan’ın konuşmasından onun liderlik özelliği hakkında hangi çıkarımlarda bulunabilirsiniz? 171 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Savaş başladığında Alp Arslan az bir kuvvetle düşmana karşı saldırıya geçti. Diyojen olanca kuvvetiyle Selçuklu ordusunun merkez kısmına yüklendi. Alp Arslan, ordusunu Turan Taktiği gereğince geriye çekti. Bu sahte geri çekilişi bir bozgun zanneden imparator, Selçuklu ordusunu takip ederek Alp Arslan tarafından önceden hazırlatılan pusulara kadar geldi. Türklerin sağdan ve soldan bir hilal şeklinde kendisini çember içerisine aldığının farkına bile varmamıştı. Selçuklu ordusu, bu kıskaç harekâtı ile daha sonra Bizans ordusunu arkadan çevirmeye yöneldi. Selçuklu komutanlarının Türkçe olarak verdikleri komutlardan etkilenen Bizans ordusundaki Peçenek ve Uz Türklerinin at sürerek Selçuklu ordusu tarafına geçmesi üzerine durum Bizanslılar için daha da kötü bir boyuta ulaştı. Yapılan savaşı Büyük Selçuklu Devleti kazandı. Malazgirt Zaferi, Avrupa’da derin yankılar uyandırırken İslam dünyasında sevinçle karşılandı. Bu zafer Türk tarihinin en önemli olaylarından biriydi. Her şeyden önce bu zaferle Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı ve Anadolu’nun Türk toprağı olmasında önemli bir adım atıldı. Malazgirt Savaşı’ndan sonra İslam ülkeleri üzerindeki Bizans baskısı azaldı. Türklerin batıya olan ilerleyişi hızlandı. Müslüman Türklerin batıya ilerleyişini durdurmak için Bizans’ın yardım isteği karşısında Papalık ortak hareket etme kararı aldı. Bu durum İslam dünyasına karşı Haçlı Seferlerinin yapılmasına yol açtı. Bu süreçte Anadolu’da ilk Türk beylikleri kuruldu ve Anadolu Türkleşmeye ve İslamlaşmaya başladı. Bilgi Hazinesi Türk tarihinde Anadolu’nun Türk yurdu olmasında dönüm noktasını oluşturan üç önemli savaş vardır: “Yurt açan” Malazgirt Savaşı, “Yurt tutan” Mir yokefalon Savaşı, “Yurt kurtaran” Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı’dır. “Malazgirt Zaferi başka hiçbir başarı ile kıyaslanamayacak kadar önemlidir. Malazgirt Savaşı aynı zamanda Türk millî bünyesinde köklü değişikliklere yol açmış, zaferi takip eden yıllarda Anadolu’yu vatan edinen Türk boyları, İslami akideler ile birlikte eski bozkır yaşayış ve anlayışlarından farklı bir düşünce ve dünya görüşü ile toprağa bağlı taze bir cemiyet hâline gelmiştir.” Aşağıda verilen “Alp Arslan Kimdir?” adlı metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. 10. Etkinlik: ALP ARSLAN KİMDİR? Sultan Alp Arslan, Malazgirt zaferinden sonra 1072 senesinde Maveraünnehr’e doğru sefere çıktı. Türkleri bir bayrak altında toplamak istiyordu. Ordunun başında Buhara’ya yaklaştı. Amuderya nehri üzerinde bulunan Hana kalesini muhasara etti. Kale komutanı Yusuf, kalenin fazla dayanamayacağını anladı ve teslim olacağını bildirdi. Hain Yusuf, Alp Arslan ’ın huzuruna çıkarıldığı sırada Sultan’a hücum edip, hançer ile yaraladı. Yusuf ’u derhal öldürdüler. Fakat Sultan Alp Arslan da aldığı yaralardan kurtulamadı. 25 Ekim 1072 tarihinde şehit oldu. Tahran yakınlarındaki Rey şehrine defnedildi. Yerine oğlu Melikşah geçti. Sultan Alp Arslan saltanatı müddetince İslam dinine hizmet etti. İslamiyet’i içten yıkmaya çalışan gizli düşmanlara ve Batıni, Şii hareketlerine karşı çok hassastı. Hatta bir defasında; “Kaç defa söyledim. Biz, bu ülkeleri Allahuteala’nın izniyle silah kuvveti ile aldık. Temiz Müslümanlarız, bidat nedir bilmeyiz. Bu sebepledir ki Allahuteala, halis Türkleri aziz kıldı.” demişti. Alp Arslan, büyük tarihi zaferlerinin yanı sıra, medreseler kurmak, ilim adamlarına ve talebeye vakıf geliri ile maaşlar tahsis etmek, imar ve sulama tesisleri vücuda getirmek suretiyle de hizmetler yaptı. İmam-ı azam’ın türbesi, Harezm Camisi’ni ve Şadyah kalesi gibi pek çok eser inşa ettirdi. Zamanında; İmam-ı Gazali, İmam-ül-Haremeyn Cüveyni, Ebu İshak eş-Şirazi, Abdülkerim Kuşeyri, İmam-ı Serahsi gibi büyük alimler yetişmişti. www.okulweb.meb.gov.tr (Özetlenmiştir.) 1. Sultan Alp Arslan’ın, kale komutanı Yusuf’a karşı davranışına yönelik neler söylenebilir? Size göre Sultan Alp Arslan nasıl davranmalıydı? 2. Sultan Alp Arslan’ın eğitim ve bilim alanına önem vermesinin nedenleri sizce neler olabilir? 172 5. Ünite Aşağıda verilen “Manşetlerde Malazgirt Zaferi” adlı etkinliği yapınız. 11. Etkinlik: MANŞETLERDE MALAZGİRT ZAFERİ Malazgirt Zaferi’nin 942’nci yıldönümü ile ilgili aşağıdaki gazete haberini okuyunuz. Haberin altındaki soruları cevaplayınız. 26.08.2013 tarihli gazete haberi 1. Siz olsaydınız bu zaferin yıldönümü ile ilgili nasıl bir kutlama programı hazırlardınız? 1. Hazırlamış olduğunuz kutlama programıyla ilgili haberinizi aşağıdaki bölüme yazınız. .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... .................................................................................................................................................................................... 173 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Temel Kavramlar l Atabeylik E. MALAZGİRT SAVAŞI SONRASI BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1072-1157) l Batinilik l Fetret l Haşhaşiler Hazırlık Çalışmaları 1. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın güçlü bir devlet kurmak istemesinin nedenleri nelerdir? 2. Yanda verilen kavramlar size neleri çağrıştırmaktadır? Aşağıdaki metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. Melikşah, Halep’ten Antakya’ya oradan da Akdeniz kıyısındaki Suriye’ye vardı. Akdeniz’i gururla seyretti. Devletin sınırlarını babasından daha ileri götürdüğü için Allah’a şükretti. Atıyla denizin dalgalarına girerek kılıcını suya çarptı ve şükürlerini tekrarladı. Denizden getirdiği kumları Merv’deki babasının türbesine serperken de “Ey babam, sana müjdeler olsun küçük yaşta bıraktığın oğlun devletin sınırlarını karaların sonuna kadar götürdü.” sözleriyle Alp Arslan’ın ruhunu şad etti. Melikşah’ın devletin sınırlarını genişletmek istemesinin amacı nedir? 1. MELİKŞAH DÖNEMİ (1072-1092) Alp Arslan’ın ölümünden sonra yerine yanda temsilî resmi verilen oğlu Melikşah geçti (1072-1092). Vezir Nizamülmülk genç hükümdarın en büyük destekçisi ve yardıcımcısıydı. Sultan Melikşah ilk önce amcası Kirman Meliki Kavurd’un ayaklanmasını bastırdı. Taht değişikliğinden yararlanarak Selçuklu topraklarına saldıran Karahanlılar ve Gazneliler üzerine sefere çıkarak onlara üstünlüğünü kabul ettirdi. Melikşah bu seferden dönüşte daha önce merkez olan Rey şehrini bırakıp kendisi için daha güvenli gördüğü İsfahan’ı devlet merkezi yaptı. Bu dönemde birçok fetih hareketini gerçekleştirmek amacıyla kardeşi Tutuş’u Suriye’ye, Atsız Bey’i Kudüs ve Şam’a, Artuk ve Kutalmış Beyleri de Anadolu’ya gönderdi. 5.9. Resim: Melikşah’ın temsilî resmi (Mehmet Özel, Vatan, Bayrak ve Millet Sevgisi, s. 436.) Melikşah tarafından görevlendirilen diğer komutanlar da Diyarbakır, Meyyafarikin (Silvan), Halep ve Urfa gibi şehirleri fethettiler. Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak döneminin yaşandığı bu devirde ülkenin sınırları Orta Asya’dan İstanbul Boğazı’na, Umman Denizi’nden Aral Gölü’nün kuzeyine kadar genişledi. Melikşah’ın, komutanları çeşitli bölgelere göndermesinin nedeni nedir? Büyük Selçuklu Devleti’nin bu gücü ve sürekli gelişme HÚTUFSFOCBǦBSMBSLBSǦTOEBIBSFLFUFHFÎFOƥJJ'BUJNJ%FWMFUJ Selçukluları içten çökertme politikasını uygulamaya başladı. Şiilik propagandası ile devleti zayıflatmayı başardı. Hazar Denizi’nin güneyinde sarp, ele geçirilmesi zor bir kale olan Alamut’a yerleşen Hasan Sabbah adlı bir Şii propagandacısı Batinilik’e dayalı İsmailiye tarikatını yaymaya başladı.Yanda görseli verilen Alamut Kalesi’nde üslenen ve Büyük Selçuklu Devleti’nin yöneticilerine suikastlar düzenleyen Batinilerin 174 5.3. Fotoğraf: Alamut Kalesi’nden bir görünüm 5. Ünite faaliyetleri sonucunda Selçuklu ülkesinde huzur ve güven ortamı iyice bozuldu. Bu karışıklıktan faydalanan Batiniler Selçuklu Veziri Nizamülmülk’ü öldürdüler. Melikşah’ın eşi Terken Sultan dört yaşındaki oğlu Mahmut’u veliaht gösterince iç karışıklıklar daha da arttı. Melikşah, Batinilerin faaliyetlerine son vermek için “Alamut Kalesi”ni kuşattığı sırada 38 yaşında iken öldü (1092). Büyük Selçuklu Devleti’ni bir cihan devleti hâline getiren Melikşah, sınırları içinde Müslüman olsun olmasın herkese karşı eşit ve adil bir yönetim uyguladı. Bu bakımdan Ermeni, Süryani ve Hristiyanlar arasında ölümü üzüntüye sebep oldu. Sultan Melikşah adil, şefkatli, ilim insanlarına saygı gösteren bir hükümdardı. Sizce Alp Arslan ve Melikşah’ın genç yaşlarda ölmeleri Büyük Selçuklu Devleti’nde ne gibi olumsuzlukların yaşanmasına yol açmış olabilir? Aşağıdaki “Melikşah ve Sonrasında Selçuklular” adlı etkinlikte istenilen konulara yönelik araştırma yaparak tablodaki ilgili bölümlere yazınız. 12. Etkinlik: MELİKŞAH VE SONRASINDA SELÇUKLULAR Berkyaruk döneminin siyasi gelişmeleri Mehmet Tapar döneminin siyasi gelişmeleri Sultan Sencer döneminin siyasi gelişmeleri Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılmasına neden olan olaylar ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ................................... ...................................... ...................................... ...................................... ...................................... ...................................... ...................................... ...................................... ..................................... ...................................... ...................................... ...................................... .......................... .......................... .......................... .......................... .......................... .......................... .......................... ......................... ......................... ......................... ......................... Melikşah’tan sonra Selçuklu sultanları dönemi siyasi gelişmeleri ......................................................................................................... ......................................................................................................... ......................................................................................................... Melikşah’tan sonra dev......................................................................................................... letin genel durumu ......................................................................................................... ......................................................................................................... ......................................................................................................... Batini faaliyetlerinin Selçuklu Devleti’ne etkileri ......................................................................................................... ......................................................................................................... ......................................................................................................... ......................................................................................................... ......................................................................................................... ......................................................................................................... 175 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Bilgi Hazinesi Batiniler kimdir, düşünceleri nelerdir? Batinilik önce bir düşünce olarak ortaya çıkmış daha sonra bir mezhebe dönüşmüştür. Bu düşünce Hasan Sabbah tarafından ortaya atılmıştır. Hasan Sabbah Kur’an-ı Kerim’e değişik anlamlar yüklemiş ve batın (görünmeyen) yönleri olduğunu ileri sürmüştür. Yandaşlarına af yon, haşhaş gibi zararlı maddeler içirtmiştir. Bu yüzden bunlara Haşhaşiler de denilmiştir. Hasan Sabbah ve arkadaşları daha sonra Selçukluları içten yıkmak amacıyla birtakım faaliyetlere girmiş, bu girişimlerde başarılı olmuş ve ünlü Vezir Nizamülmülk’ü öldürmüşlerdir. M. Fuat Köprülü, Türkiye Tarihi Anadolu İstilasına Kadar Türkler s. 208, 209. (Düzenlenmiştir.) 2. FETRET DEVRİ VE BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ’NİN YIKILMASI Nizamülmülk’ün ardından Melikşah’ın ölmesi Selçuklularda bir fetret (kargaşa, bunalım) döneminin yaşanmasına yol açtı (1092-1118). Bunun sonucunda kardeşler (Berkyaruk, Muhammed Tapar, Mahmut, Sencer) arasında taht kavgaları başladı. Yaşanan taht kavgaları Selçukluların zayıflamasına yol açtı. Yanda temsilî resmini gördüğünüz Sultan Sencer taht kavgasına karışan kardeşlerini yenerek fetret devrine son verdi ve ülkede siyasi birliği sağlamaya çalıştı. Karahanlıları yendikten sonra Gaznelilerle önemli savaşlar yaptı. Bu yıllarda Haçlılar Anadolu’ya ve Suriye’ye saldırır5.10. Resim: Sultan Sencer’in ken doğudan gelen Karahıtaylılar da Selçukluları zor durumda bıraktı. temsilî resmi (Kemal Arkun, Büyük Sultan Sencer Karahıtaylarla 1141 yılında yaptığı Katvan Savaşı’nı kaybet- Selçuklu’nun Son Hakan’ı, s. 1) ti. Selçuklu şehirlerinin büyük bir kısmı yakılıp tahrip edildi. Seyhun Nehri’ne kadar olan topraklar Karahıtaylıların eline geçti. Bu sırada Oğuzlar arasında sosyal nedenlerden dolayı çıkan isyanı bastırmak isteyen Sultan Sencer Oğuzlara esir düştükten sonra öldü. Sultan Sencer’in ölümü ile Büyük Selçuklu Devleti de yıkılmış oldu (1157). Katvan Savaşı ve Oğuz isyanı dışında Selçukluların yıkılmasında etkili olan diğer nedenler şunlardır: t%FWMFUZÚOFUJNJOF5àSLNFOMFSJOZFSJOFƹSBOLÚLFOMJLJǦJMFSJOHFUJSJMNFTJ t#BUJOJMFSJO[BSBSMÎBMǦNBMBS t)BÎM4FGFSMFSJOJOCBǦMBNBT t'BUJNJMFSJO#BUJOJMFSFEFTUFLWFSNFTJ tƹÎBZBLMBONBMBSOCBǦMBNBT t"UBCFZMJLMFSJOCBNJNT[MLMBSOLB[BONBJTUFNJJ Bütün bu gelişmeler sonucunda ülke toprakları paylaşıldı ve bu topraklar üzerinde birçok devlet ve atabeylik kuruldu. Sultan Sencer’in ölümü ile Büyük Selçuklu Devleti ortadan kalktı. Horasan’ın bir kısmı Harzemşahların eline geçti. Türkiye, Suriye, Irak, Horasan ve Kirman’da merkeze bağlı olarak hüküm süren hanedan üyeleri bağımsızlıklarını ilan ettiler. Şehzadelerin eğitimi ve yetiştirilmesinde görevli olan, atabey unvanını alan bazı komutan ve devlet adamları bulundukları bölgelerde atabeylik adı verilen kendi devletlerini kurdular. 176 5. Ünite Aşağıdaki haritada Büyük Selçuklu Devleti’nin ulaştığı en geniş sınırlar gösterilmiştir. Bu sınırlar içerisindeki atabeyler, görevli oldukları bölgelerde Selçuklu otoritesinin zayıflamasından faydalanarak kendi adları veya bulundukları yerin adı verilen atabeylikler ve devletler kurdular. Bu atabeyliklerden ve devletlerden sadece Türkiye Selçukluları uzun süre varlıklarını sürdürmüştür. 5.5. Harita: Büyük Selçuklu Devleti (Tarih Atlası 1, s. 48.) BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ TOPRAKLARI ÜZERİNDE KURULAN DEVLETLER VE ATABEYLİKLER Kurulan Devletler Atabeylikler t*SBLWF)PSBTBO4FMÎVLMVMBS t4BMHVSMVMBS'BST"UBCFZMJNJJ t,JSNBO4FMÎVLMVMBS tƹMEFOJ[PNJVMMBS"[FSCBZDBO"UBCFZMJNJJ t4VSJZF4FMÎVLMVMBS t#FH5FHJOPNJVMMBS&SCJM"UBCFZMJNJJ t5àSLJZF4FMÎVLMVMBS t#ÚSJMJMFSƥBN"UBCFZMJNJJ t;FOHJMFS.VTVM)BMFQ"UBCFZMJNJJ Yukarıdaki tablodan yararlanarak Büyük Selçuklu Devleti’nin toprakları üzerinde kurulan devletlerin ve atabeyliklerin bulundukları bölgeleri üstte verilen haritada inceleyerek bugün bu bölgelerde hangi şehir ve devletlerin olduğunu tespit ediniz. 177 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) Temel Kavramlar l Divan F. BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ’NİN KÜLTÜR VE UYGARLIĞI l Hoşgörü l Lonca l Medrese l Örfi Hukuk l Şeri Hukuk Hazırlık Çalışmaları 1. Büyük Selçuklu Devleti’nin eğitim, bilim, kültürel alanda yapmış olduğu faaliyetlere yönelik araştırma yapınız. 2. Yanda verilen kavramlar size neleri çağrıştırmaktadır? Aşağıdaki metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. “Bilim insanlarına saygı, farklı dinlere mensup olanlara hoşgörü, fakirlere şefkat ve yardım ile halka adaletli davranmak gibi dünyada kimseye nasip olmayan bu vasıflar Selçuklu hükümdarlarına nasip olmuştur. İslam dünyasında bugün dahi görülmeyen cami, medrese, hastahane, kervansaray, türbe gibi o dönem yapılan eserler Selçuklulardaki iktisadi ve kültürel yükselişin delilleridir.” Osman Turan, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkuresi, s. 127. (Düzenlenmiştir.) Metne göre Büyük Selçuklu Devleti’nin hükümdarları ile ilgili olarak neler söylenebilir? DEVLET TEŞKİLATI Türk devlet geleneğinin önemli bir bölümünü oluşturan Selçuklular birçok alanda Karahanlılar, Samanoğulları ve Gaznelilerden etkilenmiş, bu devletlerden aldığı kurum ve kuruluşları geliştirerek özgün bir hâle getirmişlerdi. a. Hükümdar ve Görevleri Karahanlılarda hükümdar han, hakan unvanlarıyla anılırken Gaznelilerde hükümdarlara sultan denilirdi. Büyük Selçuklu Devleti’nde ise sultan unvanı ilk kez Tuğrul Bey tarafından kullanıldı. Selçuklu hükümdarı, devlet yönetiminde bütün yetkileri elinde bulunduran ve ülkeye mutlak egemen olan kişiydi. Devlet işlerinin görüşüldüğü divanda son karar kendisine aitti. Buna karşılık hükümdar verdiği kararları örf, töre ve İslam hukukuna dayandırmak zorundaydı. Adaleti sağlamak, halkı refah ve huzur içinde yaşatmak, ülke topraklarını korumak ve genişletmek hükümdarın temel görevleriydi. Ünlü Türk bilgini Yusuf Has Hacib’e göre cesaret, kahramanlık, akıllılık, bilgelik, fazilet, şöhret, cömertlik, töre sahibi ve adil olmak hükümdarda bulunması gereken özelliklerdi. Türk-İslam devletlerinde bağımsızlığı; hutbe okutmak, para bastırmak, çert denilen hükümdar şemsiyesi, tuğ, sancak, otağ (büyük süslü çadır), nevbet ve mühür temsil ederdi. b. Melikler ve Atabeylik Selçuklularda hükümdarın erkek çocuklarına melik denilirdi. Devlet, hanedan ailesinin ortak malı sayıldığından melikler daha küçük yaşlarda devlet yönetimini öğrenmeleri ve tecrübelerinin artması için eyaletlere yönetici olarak gönderilirdi. Yanlarına da devlet yönetimi konusunda tecrübeli, atabey denilen kişiler verilirdi. Melikler iç işlerinde serbest hareket etmekle beraber merkezdeki büyük hükümdarların yüksek hâkimiyetini tanırlardı. Atabeyler melikleri birer devlet adamı olarak yetiştirirlerdi. Ancak merkezî yönetimin zayıflamaya başlamasını fırsat bilen bazı atabeyler hâkimiyet alanlarını genişleterek bağımsızlıklarını ilan ettiler. Atabeylerin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında neler söyleyebilirsiniz? 178 5. Ünite Aşağıda verilen “Siyasetname’den Seçmeler” adlı metni okuyarak altındaki soruları cevaplayınız. 13. Etkinlik: SİYASETNAME’DEN SEÇMELER Hükümdarın haftada iki gün Divan-ı Mezalimi toplayarak haklıyı haksızdan ayırmaktan, adalet dağıtmaktan, halkın sözünü vasıtasız, kendi kulağı ile işitmekten başka çare yoktur. Çünkü dünya hâkiminin zulmüne uğrayanları ve adalet isteyenleri haftada iki gün huzuruna davet ettiği ve sözlerini dinlediği haberi memlekette yayılınca bütün zalimler korkar, ellerini çeker, cezalandırılma korkusu ile zulüm ve yağmaya kimse cesaret edemezdi. Hükümdarlardan biri ağır işitiyordu. Şöyle düşündü: “Tercümanlık ediyorlardı. Hacib de söz sırasında ona doğruyu söylemiyordu. O hadiseyi bilmeyince işe uygun olmayan bir şey emrediyordu.” Buyurdu: “Zulme uğrayanların kırmızı elbise giymeleri gerekir, başka hiç kimse kırmızı elbise giymesin. Öyle ki onları tanıyayım.” Bu hükümdar bir file binerdi ve ovada dururdu. Kırmızı elbiseli herkesin toplanmasını emrederdi. Sonra kimsenin bulunmadığı bir yerde otururdu. Onları huzuruna getirirdi. Onlar durumlarını yüksek sesle söylerdi. O da onların hakkını verirdi. Bütün bu ihtiyat tedbirleri öteki dünyaya cevap için yapılırdı. Öyle ki hiçbir şey onlara gizli kalmazdı. Nizamülmülk, Siyasetname, s. 24, 25. (Özetlenmiştir.) 1. “Hükümdar, halkın sözünü kendi kulağı ile işitmelidir.” düşüncesinden neler anlıyorsunuz? 2. Adaleti sağlamak için hükümdarların neler yapması gerekir? c. Hükûmet Selçuklularda devlet işleri (mali, siyasi, askerî vb.)nin görüşülüp karara bağlandığı yere büyük divan denilirdi ve başkanı vezirdi. Devletin mali işlerine istifa divanı, iç ve dış yazışmalara tuğra (inşa) divanı, askerlik ile ilgili işlere arz divanı, adli ve idari işlerin yapılıp yapılmadığının denetimine de işraf divanı bakardı. Niyabet-i saltanat divanı, hükümdar merkez (başkent)de olmadığı zamanlarda devlet işlerine bakan divandı. Selçuklularda görülen büyük divan, bugünkü yönetim sistemimizde hangi kurumun yaptığı görevi yerine getirmekteydi? Açıklayınız. ç. Saray Teşkilatı Selçuklularda hükümdar, ailesi ve hükümdarın emrinde olan kişilerin yaşadığı yere saray denirdi. Saray teşkilatında hükümdarın şahsi işlerine bakan görevliler vardı. Bunlar arasında en büyük mertebe haciplikti. Hacip, vezirden sonra gelen kişiydi ve sarayın bütün işlerinden sorumluydu. Sarayda bulunan görevlilerden bazıları ve sorumlu oldukları işler şunlardır: Emir-i ahur: Sultanın atlarının ve saraydaki diğer hayvanların bakımını yaptırırdı. Emir-i candar: Hükümdarın elbiseleriyle ilgilenirdi. Serhenk: Törenlerde ve hükümdarın seyahatlerinde yol düzenini sağlardı. Emir-i silahtar: Törenlerde sultanın silahlarını taşırdı ve silahhanedeki muhafızların amiriydi. 179 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) d. Hukuk ve Toprak Sistemi Selçuklularda hukuk, şeri ve örfi hukuk olmak üzere ikiye ayrılırdı. Şeri hukuk: Bu hukukun temelini İslam dininin kuralları oluştururdu. Şeri hukukla ilgili davalara kadılar bakardı. Başkadıya “Kadi’l Kudat” denilirdi. Evlenme, boşanma, miras, nafaka ve ticari anlaşmazlıklar şeri mahkemelerde sonuca bağlanırdı. Örfi hukuk: Devlet kurumlarının çalışmasını düzenleyen ve temelini eski Türk geleneğinden alan hukuk kurallarıdır. Selçuklularda örfi hukuk konularına bakan yüksek bir mahkeme vardı. Bu mahkemenin başkanına “Emir-i Dad” denirdi. Ordu içindeki anlaşmazlıklara “kadıasker (kazasker)” bakardı. Bunun dışında sultanın başkanlık ettiği “Divan-ı Mezalim” denilen bir yüksek mahkeme vardı. Sultan haftanın belli günlerinde halkın şikâyetlerini dinler ve karar verirdi. Selçuklularda ülke toprakları dört bölüme ayrılırdı: Has arazi: Bu topraklar ve bunlardan elde edilen vergiler sultana, ailesine ve yakınlarına verilirdi. İkta arazi: Bu topraklar devlete yaptıkları belli bir hizmet ve görev karşılığında meliklere, emirlere, valilere, komutanlara ve sipahilere verilirdi. İkta sahipleri devletten maaş almaz, kendilerine verilen topraklardan topladıkları vergilerle geçinirlerdi. İkta sahipleri elde ettikleri gelirlerin belli bir kısmıyla asker yetiştirirlerdi. Mülk arazi: Kişilere ait topraklardır. Bu topraklar sahibi tarafından satılabilir, çocuklarına miras olarak bırakılabilirdi. Vakıf arazi: Bu arazilerin gelirleri dinî ve sosyal kurumların yapılması, masraflarının karşılanması için ayrılırdı. Selçuklular egemen oldukları bölgelerin güvenliğini sağlayıp ekonomik ve ticari hayatın hızla gelişmesine olumlu yönde etkide bulundular. Ticaretin gelişmesi için birçok yeni yollar ve kervansaraylar yaptılar. Büyük şehirlerde pazar yerleri ve çarşılar kurdular. Selçuklularda esnafın kendi aralarında birleşerek kurdukları dinîJLUJTBEJUFǦLJMBUBi'àUàWWFUwEFOJMNFLUFZEJ"ZOJǦJZBQBOFTOBGMPODBEFOJMFOUFǦLJMBUMBSLVSNVǦUV-PODBMBS iş ve üretim faaliyetlerini dinî esaslar içinde düzenleyerek ekonomik hayatın gelişmesinde etkili oldular. Büyük şehirlerde yün, pamuk, ipek dokumacılığı ve maden işçiliğinde büyük gelişmeler sağladılar. Loncaların görevini günümüzde hangi kurumlar yerine getirmektedir? e. Sosyal ve Ekonomik Hayat Selçuklularda toplum genel olarak yönetenler ve yönetilenler olmak üzere ikiye ayrılırdı. Yönetenlerin başında Selçuklu hanedanı ve mensupları başta olmak üzere askerî ve yüksek dereceli sivil memurlar gelirdi. Halk ise yönetilen sınıfı oluştururdu. Orta Çağ Avrupa’sındaki sınıflar ile Hindistan’daki kast sistemi gibi ayrıcalıklı bir kesimden söz edilemezdi. Herkesin belli bir hakkı ve görevi vardı. Selçuklularda adalet, hürriyet ve eşitlik temel ilkeler arasında yer alırdı. Köylü hür olup toprağın has ve ikta oluşuna göre devletin himayesi altında çalışırdı. Vergisini öder, sahip olduğu mülk ve toprakları çocuklarına miras olarak bırakabilirdi. Göçebeler hayvancılıkla, köylüler çiftçilikle, şehirliler ise ticaret ve çeşitli zanaatlarla uğraşarak geçimlerini sağlardı. Türk-İslam devletleri ve Selçukluların toplum yapısında Orta Çağ Avrupa’sındaki sınıflar ile Hindistan’daki kast sistemi gibi ayrıcalıkların görülmemesinin nedenleri sizce nelerdir? 180 5. Ünite Aşağıda verilen “Büyük Selçuklularda Hoşgörü” adlı metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. 14. Etkinlik: BÜYÜK SELÇUKLULARDA HOŞGÖRÜ Selçuklularda adalet, eşitlik ve hürriyet gibi temel haklardan din, dil ve ırk ayrımı yapılmaksızın herkes faydalanırdı. Selçuklular dinî inanç konusunda hoşgörülü davranır, farklı dinden olanları da korurlardı. Sultan Melikşah, sadece Müslümanlara değil Hristiyan ve Musevilere de çok iyi davranırdı. Nitekim Ani Aşağıdaki etkinlikte verilen “Büyükşikayet Selçuklularda Hoşgörü” adlı metni okuyarak Ermeni Başpiskoposu Barseg bir heyetle ve durumlarını iletmek maksadıyla Isfahan’aaltındaki gittiğindesoruyu Mecevaplayınız. likşah heyeti çok iyi karşılayarak “Bütün kilise, manastır ve rahiplerin vergi dışı tutulmaları” hakkında bir ferman verdi. Bu sırada Azerbeycan valisi olan Kutbeddîn İsmail b. Yakutî fermana uyarak derhal vergileri kaldırmış ve Ermenilerin oturdukları bölgeleri imar etmiştir. Onun bu davranışı kaynaklara da yansıdı. Sonraları Ermeni müellif Urfalı Mateos, Sultan’ın ölümü üzerine şunları yazacaktı: “1092 yılında herkesin babası ve bütün insanlara karşı merhametli ve hüsnüniyet (iyi niyet) sahibi bir zat olan büyük Sultan Melikşah öldü. Melikşah’ın ölümü, bütün dünyayı büyük bir matem içine düşürdü.” Bir dergi haberi, Ağustos, 2013 Büyük Selçukluların hoşgörüye dayalı bir yönetim uygulamasının amaçları neler olabilir? f. Ordu Güçlü bir orduyu devletin temeli olarak gören Selçuklular çağın şartlarına uygun düzenli bir ordu kurdular. Bu orduda diğer Türk-İslam devletlerinin de kullandığı ok, yay, gürz, kılıç, kalkan, nacak gibi hafif silahlar kullandılar. Ayrıca ordu içerisinde okçular, gürzcüler, neftçiler ve mancınıkçılar gibi eğitimli birlikler de bulundurdular. Selçuklu ordusu aşağıda verilen sınıflardan oluşurdu. g. Bilim ve Eğitim Selçuklular diğer Türk-İslam devletlerinde olduğu gibi hem yetiştirdikleri bilim insanları hem de açmış oldukları kültür, bilim, eğitim kurumları ile insanlığa büyük hizmetlerde bulundular. Selçuklular, Karahanlılar döneminde açılan medreseleri geliştirerek dönemin üniversiteleri hâline getirdiler. İlk medrese Tuğrul Bey zamanında Nişabur’da açıldı. Alp Arslan döneminde vakıf özelliği taşıyan Nizamiye Medresesi 1067 yılında Bağdat’ta açıldı. Dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Nizamiye Medresesi; kütüphanesi, müstakil eğitim öğretim binaları, öğrenci yatakhane ve yemekhaneleri, mescitleri, 181 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) hamamları ile bir bütün teşkil eden külliye şeklindeydi. Isfahan, Merv, Basra gibi şehirlerde de medreseler açıldı ve ülkenin her tarafında giderek yaygınlaştı. Medreselerde tefsir, hadis, fıkıh, kelam gibi dinî bilimlerin yanı sıra matematik, tıp, astronomi, tarih, felsefe ve coğrafya gibi pozitif bilimler de okutulurdu. Selçukluların medreseler açmak istemesinin nedenleri nelerdir? Selçuklularda bilim insanları arasında matematik ve geometri alanında Ömer Hayyam, Muhammed Bey, Sad-i Şirazi, Enveri, Lam-i Cürcani gibi ünlü kişiler bulunmaktaydı. Yanda temsilî resmi verilen Ömer Hayyam başkanlığında kurulan bilim kurulu Melikşah adına Celali takvimini düzenledi. Yine bu dönemde rasathane (gözlemevi)ler kurularak gök cisimlerinin hareketleri incelendi. 4FMÎVLMVMBSEBSFTNÔEJMJMFFEFCJZBUEJMJ'BSTÎBFNJJUJNWFCJMJNEJMJ"SBQÎB 5.11. Resim: Ömer Hayyam’ın temsilî resmi (Türkler Ansiklohalkın, saraydakilerin ve ordunun dili ise Türkçeydi. pedisi, C 5, s. 893.) Aşağıda verilen “Büyük Selçuklu Devlet Adamlarının Bilimseverliği” adlı metni okuyarak altındaki soruyu cevaplayınız. 15. Etkinlik: BÜYÜK SELÇUKLU DEVLET ADAMLARININ BİLİMSEVERLİĞİ Selçuklu devlet adamları başta Tuğrul Bey, Alp Arslan, Melikşah, Nizamülmülk olmak üzere bilginlere, sanatakârlara, büyük saygı göstermişlerdir. Örneğin Alp Arslan, medreseleri ülkenin her tarafında yaygınlaştırmış, öğretimi ücretsiz hâle getirmiş ve öğrencilere maaş bağlamıştır. Yine ünlü vezir Nizamülmülk kendi adıyla Nizamiye Medreselerini kurmuş, ünlü bilim insanlarını buraya toplamış, çok geniş bir kütüphane kurdurmuş, öğrencilerin burslu olarak öğrenim görmesini sağlamıştır. Eğitim bir devlet görevi olarak anlaşılmış, bu alana oldukça geniş bir yatırım yapılmış, öğrencilere ve bilim insanlarına geniş destek sağlanmıştır. Bu, o günün koşulları için oldukça ileri düzeyde bir eğitim politikasıdır. 5.12. Resim: Nizamülmülk’ün Bir devlette bir eğitim kurumunun ya da bir eğitim faaliyetinin başarıya ulaşması hatta başlayabilmesi için en önemli koşul, o devlette yönetimi temsilî resmi (Türkler Ansikloelinde bulunduran kişilerin bunu benimsemesidir. Eğer yöneticiler bunu be- pedisi, C 5, s. 895.) nimsemiş ve kabul etmişlerse kurumlar daha kolay ve daha çabuk ilerleyebilir. Selçuklularda da devlet adamları, yöneticiler bunun gerekliliğini anlayıp destek verdikleri için eğitim kısa sürede gelişmiş, günümüzdeki bazı bilimlerin temeli atılmıştır. Devlet adamları eğitim kurumu açarak ya da açtırarak, bunları vakfederek eğitim-öğretim hayatına destek olmuş, bilim adamlarını koruyarak onların medreselerde ders vermelerini sağlamış, bu durum devletin ekonomik, kültürel ve sosyal hayat seviyesinin oldukça iyi bir duruma gelmesini sağlamıştır. Bu eğitimin doğal bir sonucudur. Özellikle 1067 yılında, zamanına göre çok önemli bir kurum olan Nizamiye Medreselerinin vezir Nizamülmülk tarafından açılması devlet adamlarının bu konuya ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Çünkü o zamana kadar bu nitelikte bir kurum dünyanın hiçbir yerinde mevcut değildir. Nizamiye Medreseleri birçok bilimin, yetişmiş kişilerce bir arada bulunan çok sayıda öğrenciye öğretildiği bir kurumdur. Bunun yanısıra devlet adamlarının eşleri ya da kardeşleri de eğitim-öğretim kurumları yaptırmış ve vakfetmişlerdir. Böylece bu kurumlar aracılığıyla bilim ülkenin her yanına dağılmış ve ülkenin birçok yerinden çok sayıda öğrenci de okumak için buralara gelmiştir. 182 5. Ünite Özellikle Alp Arslan zamanının Türk eğitim-öğretim tarihinde bir dönüm noktası olduğunu bütün tarihçiler kabul etmektedir. Çünkü onun zamanında çok sayıda eğitim ve öğretim kurumu açılmıştır. Bu kurumlar uzun yıllar yüksek öğretim vererek toplumun gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Bütün bunlara ek olarak Selçuklu sultan ve devlet adamlarının, yöneticilik yanında kültürlü, eğitimli ve edebi kişiliğe sahip olduklarını, Türk eğitimine önemli katkılarda bulunduklarını söyleyebiliriz. www.dergiler.ankara.edu.tr (Özetlenmiştir.) Selçuklular döneminde yöneticilerin eğitime önem vermesinin sonuçları neler olmuştur? ğ. Mimarlık ve Sanat Selçuklular zamanında yapılan sanat eserlerinde hem Orta Asya Türk kültürünün hem de İslamiyetin etkileri görülmektedir. Bu sanat eserleri birer şaheserdir. Moğol istilası sırasında tahrip edilen bu şaheserlerin görkemlerinden yine de fazla bir şey kaybetmedikleri sanatla uğraşan uzmanlar tarafından ifade edilmektedir. Bu eserler arasında cami, medrese, mescit, türbe, kümbet, kervansaray, han, çarşı vb. bulunmaktadır. Selçuklu kervansaraylarından dil, din ve renk farkı gözetmeksizin herkes eşit şekilde faydalanmaktaydı. Kurulan bu kervansaraylar aynı zamanda tüccarların can ve mal güvenliğini sağlayan birer karakol konumundaydı. Kitabe, hat (güzel yazı), tezhip (süsleme), minyatür, çini gibi alanlarda ileri bir seviyede olan Selçuklular, halıcılık, kilimcilik gibi dokumacılık alanında da gelişme göstermişlerdir. 5.4. Fotoğraf: Sultan Sencer Türbesi Selçuklu mimarisinin en belirgin özelliklerinden biri de kubbe yapma anlayışıdır. Çadır şeklinde olan bu kubbeler genellikle hükümdar, evliya, âlim ve devlet büyükleri adına yapılan türbelerde kullanılmıştır. Tuğrul Bey adına Rey’de yaptırılan Künbed-i Tuğrul ile İsfahan, Hemedan ve Merv’de diğer hükümdarlar adına yapılan türbeler Selçuklulardaki türbe mimarisinin önemli örnekleridir. Yukarıda görseli verilen Merv’deki Sultan Sencer Türbesi (1157) Selçuklu türbe mimarlığının şaheseridir. Sekiz köşeli piramit çatıyla örtülü yapı geometrik düzenli ince tuğla örgüler arasına yerleştirilmiş ve firûze çinilerle bezenmiştir. Selçuklu hükümdarları İslam âlim ve bilginlerine gereken saygıyı göstererek onlar adına türbeler de yapmışlardır. Selçuklular ayrıca ülkenin dört tarafını camilerle süslemişlerdir. Bugün bile bu camiler güzelliklerini korumakta ve Müslümanların ibadetlerine açık hâlde bulunmaktadır. 183 Türk-İslam Devletleri (10-13. Yüzyıllar) ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME A. Aşağıdaki cümlelerde noktalı yerlere tabloda verilen kelime ve kelime gruplarından uygun olanı yazarak cümleleri tamamlayınız. Karahanlılar Atabey Talas Dandanakan Gazneniler Divan Kurultay Pasinler Malazgirt 1. Türkler .......................................... Savaşı’nda Çinliler’e karşı Müslüman Araplara yardım etmişlerdir. 2. İlk Türk-İslam eserleri ................................................................. Devleti döneminde yazılmıştır. 3. Afganistan, Pakistan ve Hindistan bölgelerine İslamiyeti yayan Türk-İslam Devleti .................................. 4. ............................................................. Savaşı’ndan sonra Büyük Selçuklular kuruluşunu tamamlamıştır. 5. Anadolu’nun kapıları ............................................. Savaşı’ndan sonra büyük ölçüde Türklere açılmıştır. 6. Büyük Selçuklularda önemli devlet işlerinin görüşüldüğü yere ................................................ denir. 7. Büyük Selçuklularda melikleri yetiştiren kişilere ................................................. denir. B. Aşağıdaki cümlelerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” harfi yazınız. (....) Gazneliler, Orta Asya’da kurulan ilk Türk-İslam Devleti’dir. (....) Tolunoğulları ve Îhşidiler, Mısır’da kurulan ilk Türk-İslam devletleridir. (....) Türkler, Talas Savaşı’ndan sonra kitleler hâlinde İslam dinine girmişlerdir. (....) Dandanakan Savaşı, Karahanlılar ve Gazneliler arasında yapılmıştır. (....) Büyük Selçuklular, Abbasi halifesini Şii Büveyhlilere karşı korumuştur. (....) Yusuf Has Hacib yazdığı Divan-ı Lügati’t Türk adlı eseri Gazneli Mahmut’a sunmuştur. (....) Nizamiye Medreseleri, Sultan Alp Arslan’ın isteği ile Nizamülmülk tarafından kurulmuştur. (....) Anadolu’da ilk Türk Beylikleri, Pasinler Savaşı’ndan sonra kurulmuştur. C. Aşağıdaki eserlerin numaralarını ait olduğu yazarların adının yanındaki parantezin içine yazarak eserler ile yazarları eşleştiriniz. 1. Divan-ı Lügati’t Türk ( ) Yusuf Has Hacib 2. Kutadgu Bilig ( ) Hoca Ahmet Yesevi 3. Atabetül Hakayık ( ) Edip Ahmet Yükneki 4. Şehname ( ) Nizamülmülk 5. 4JZBTFUOBNF 6. Divan-ı Hikmet 'JSEFWTJ ( ) Kaşgarlı Mahmut ( ) Ömer Hayyam 184 5. Ünite Ç. Aşağıda çoktan seçmeli soruları cevaplayınız. 1. Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılmasında etkili olan nedenler arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz? A) Merkezî otoritenin bozulması B) Batinilerin yıkıcı çalışmaları C)'FUSFU%FWSJOJOTPOBFSNFTJ D) Oğuz isyanının başlaması E) Katvan Savaşı’nın kaybedilmesi 2. I. Anadolu’da ilk Türk beyliklerinin kurulması II. Bizansın İslam dünyası üzerindeki baskısının sona ermesi III. Haçlı Seferlerinin başlamasına yol açması Yukarıdakilerden hangisi ya da hangilerinin 26 Ağustos 1071 tarihinde yapılan Malazgirt Savaşı’nın sonuçları arasında yer aldığı söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III 3. Karahanlılar Devleti, aşağıdaki özelliklerinden hangisiyle İslamiyet öncesi Türk devletlerinden ayrılmaktadır? A) Türkler tarafından kurulmuş olması B) İslam dinini kabul etmesi C) Doğu ve batı diye ikiye ayrılması D) Asya’da kurulmuş olması E) Türk kültürünü anlatan yapıtlara sahip olması 4. I. İslamiyetin yayılmasını sağlamak II. Ekonomik kazançlar elde etmek III. Halifeliği ele geçirmek Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Sultan Mahmut’un Hindistan’a seferler düzenlemek istemesinin nedenleri arasında yer alır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III 5. Selçuklu Devleti kültür ve uygarlığı ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi doğru bilgiler içermemektedir? A) Selçuklularda ilk medrese Tuğrul Bey döneminde Nişabur’da açılmıştır. B) Selçuklular döneminde rasathaneler kurularak gök cisimleri incelenmiştir. C) Selçuklularda hukuk, şer’i ve örfi olmak üzere ikiye ayrılmıştır. D) Selçuklularda Hassa ve Guleman-ı Saray dışında askerî birlikler yer almamıştır. E) Selçuklularda önemli devlet işleri Divan-ı Saltanat’ta görüşülür ve karara bağlanırdı. D. Aşağıdaki çalışmaları defterinize yapınız. 1. Büyük Selçuklu Devleti’nde bulunan “Divan-ı Mezalim”, “Melik”, “Atabeylik” kavramlarını açıklayınız. 2. Melikşah döneminde fethedilen bölgeler nerelerdir? 3. Mısır’da hüküm süren Türk-İslam Devletleri hangileridir? Bu devletlerin faaliyetleri hakkında bilgiler veriniz. 4. Karahanlılar Devleti’nin Türk-İslam medeniyetine olan katkılarını açıklayınız. 5. Gazneli Mahmut’un Hindistan’a seferler yapmasının nedenlerini ve sonuçlarını açıklayınız. 6. Malazgirt Savaşı’nın Türk tarihi açısından önemini açıklayınız. 185