Atalarımız fazla seçici değillermiş

advertisement
Atalarımız fazla seçici değillermiş
Modern insanlarla Neandertallerin cinsel ilişkileri hayli karışık
Yeni bir dizi genetik çalışma, modern insanların atalarıyla, soyları tükenmiş olan Neandertaller ve yine
eski bir insan türü olan Denisovalıların son 60,000 yıl içinde en az beş ayrı tarihte cinsel birleşme
yoluyla gen alışverişinde bulunduklarını ve günümüz insanlarının değişen ölçülerde bu karışmış gen
mirasını taşıdığını ortaya çıkardı. Bunun tek istisnası, ataları Neandertallerle hiç temas etmemiş olan
Afrikalılar. Başka bir çalışmada bir Neandertal ayak parmak kemiği fosilinde rastlanan modern insana
ait DNA, yaklaşık 100.000 yıl önce de iki insan soyu arasında cinsel birleşmeye işaret ediyor. Ayrı bir
çalışmaysa Denisovalılarla Neandertallerin ataları arasında cinsel birleşmenin işaretlerini ortaya
koyuyor. Ayrıca araştırmalara göre Neandertallerle modern insan ataları, karışım sürecinde
birbirlerinden hastalık alışverişinde de bulunmuşlar. Yine farklı bir çalışmaya göre de Neandertallerin
Y kromozomu, modern insanınkiyle uyumsuz. Bunun anlamı, Neandertallerin modern insandan erkek
çocuk sahibi olamadığı ve bunun da soylarının tükenmesini hızlandırdığı.
Genler Havada Uçuşuyor!
Uluslararası bir araştırmacılar ekibinin
Science dergisinde yayımlanan bulgularına
göre Doğu Asyalıların soy ağacında farklı
tarihlerdeki birleşmelerden kaynaklı üç ayrı
Neandertalin genleri bulunuyor. Avrupalı ve
Güney Asyalılara Neandertal gen aşısı iki kez,
Melanezyalılaraysa (Güney Pasifik’te
Filipinler’in doğusundan başlayıp Fiji Adasına
kadar olan bir bölgenin etnik halkı) bir kez
yapılmış. Bu arada Denisovalılar ile
Melanezyalılar arasında da en az bir
birleşmenin kalıtsal izleri var.
Neandertal genom dizilimini ilk çıkaran ekibi
yönetmiş olan Almanya’daki Max Planck
Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Svante
Pääbo, bu birleşmeler sonucu bugün
ortalama olarak Avrupalı ve Asyalıların
genlerinin yüzde 1.5’ini Neandertallerden
almışlar. Melanezyalılarsa, buna ilave olarak
genomlarının yüzde 2-3’ünü de
Denisovalılara borçlular.
Karışımın bedeli
Çeşitli araştırmalar, bu birleşmeler sonucu özellikle Neandertaller ile modern insanların taşıdıkları ve
birbirleriyle karşılaşmadan önce kendi bölgelerinde tanışıp direnç kazanmış oldukları birtakım
hastalıkları, birbirlerine geçirmiş olabileceklerini gösteriyor.
Cambridge Üniversitesi Biyolojik Antropoloji Bölümü’nden Dr Charlotte Houldcroft ile Oxford
Brookes Üniversitesi’nden Dr Simon Underdown’ın American Journal of Physical Anthropology
dergisinde yayımlanan çalışmalarına göre, modern insanın Afrika’daki anayurdunda edindiği , mide
ülserine yol açan Heliobacter pylori adlı bakteriyi göçettiği Avrupa ve Batı Asya’da 15-30 kişilik
gruplar halinde yaşayan Neandertal avcı-toplayıcılara geçirmesi, Neandertallerin aniden
yokolmalarının nedenlerinden bir olabilir. Modern insana Afrika’da bu bakteriyi aktaran daha ilkel bir
hominin türü de bakteriyi şempanzelerden almış. Mide ülserlerinin dışında modern insanın
Neandertallere aşılayarak sağlıklarının bozulmasına yol açan, yiyecek bulmalarını güçleştirerek türün
yokoluşunu kolaylaştıran öteki hastalıklar ve hastalık etmenleri arasında Afrika kökenli tenya,
tüberküloz ile, cinsel temas ve tükürükle bulaşan virütik herpes türleri de bulunuyor.
Buna karşılık modern insan da Neandertallere Avrupa’daki ortamlarında direnç kazandıran bazı
genetik özellikleri onlardan edinmiş. Örneğin, sepsis denen mikrobik kan zehirlenmesine ve ensefalite
(beyin yangısı) karşı direnç, bunlardan bazıları.
Washington Üniversitesi’nden popülasyon genetikçisi
Joshua Akey ile, Vanderbilt Üniversitesi’nden evrimsel
genomikçi Tony Capra’nın ortak çalışmaları da modern
insanda kimi zararlı kimiyse yararlı bazı kalıtsal
özelliklerin kaynağı olarak Neandertalleri işaret ediyor.
Modern insan atalarımızın Neandertallerden edindikleri
bir gen çeşidi, kanı daha ağdalı yapıyor ve pıhtılaşmayı
kolaylaştırıyor. Bu kalıtsal özelliğin tehlikeli hayvanları
avlarken meydana gelen yaralanmalarda ve büyük başlı
çocukları doğururken meydana gelen kanamalarda
Neandertallere avantaj sağladığı açık. Ama aynı
zamanda kan pıhtıları ve inme tehlikesini de artırıyor.
Modern insanda sirkadyen saatteki (vücut sistemlerini
aydınlık-karanlık döngüsüne göre ayarlayan biyolojik
saat) aksamalardan kaynaklı depresyon ve aktinik
keratoz denen kanser öncesi deri lezyonları da
Neandertallerle karışmanın bir mirası. Neandertallerin
Avrupa’daki ışık koşulları ve yaşam biçimlerine ayarlı
beyin kimyaları ve deri tepkilerini yöneten genler,
yapay ışık ağırlıklı günümüz çalışma ve yaşama
koşullarında modern insanlarda olumsuz sonuçlara yol
açıyor.
Bazı Neandertal gen alellerinden biri de karbonhidratları bağırsak hücrelerinde metabolize eden B 1
vitamininin (tiamin) iletimini yönetiyor. Et ve ceviz gibi yiyeceklerin ağırlıklı olduğu Neandertal
diyetinde bu genler yeterince tiamin üretiyor. Ancak, günümüzün hazır yemek kültüründe vücuda
daha fazla tiamin gerekiyor ve kalıtım şifrelerinde bu genin Neandertallerden kalan alelini taşıyanlar
yeterli beslenemiyorlar (vücut hücrelerimizdeki kalıtım şifrelerimizde aynı genin biri anneden biri de
babadan gelen iki kopyasına genetik dilinde alel deniyor).
Araştırmacılar, idrar tutamama, idrar torbası ağrısı ve bazı idrar yolu bozukluklarını da Neandertal gen
katkısına bağlıyorlar. Tütün bağımlılığıyla ilgili bir alelin de modern insana Neandertalilerin hediyesi
olduğu ortaya çıkmış.
Modern insan atalarımız Avrupa ve Ortadoğu’ya geldiklerinde buralarda 200.000 yıldır yaşamakta
olan ve doğal ortamdaki hastalık yapıcı etmenlere karşı savunma mekanizmaları evrimleştirmiş olan
Neandertallerin karışım ürünü olarak modern insana aktardıkları bir başka özellik de, bakteri, mantar
ve parazitlere karşı vücudu savunan daha güçlü bir bağışıklık sistemi. Neandertal mirası üç genin,
bağışıklık sisteminin temel saavaşçıları olan beyaz kan hücreleri üzzerindeki almaçları kodlayarak
savunma sistemini güçlendirdiği düşünülüyor.
Gelgelelim, bu güçlendirilmiş bağışıklık sistemi, eski çağlarda yaşayan insanlar ve çağımızda yoksul
yörelerde yaşayanlar için yarar sağlarken, parazitlerin görece az olduğu gelişmiş ülkelerde alerjilerin
de kaynağı.
Olan erkek çocuklara olmuş!
Neandertallerin bu birleşmelerde modern insana vermekte cimri davranmış olabileceği bir mirassa
erkek çocukları. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacılarının yönetiminde İspanya’da 49.000
yıl önce yaşamış bir erkek Neandertal fosilden alınan örnekler üzerinde yapılan bir çalışma,
Neandertal Y kromozomundaki genlerin, modern insanın Y kromozomunkilerden farklılıklar
gösterdiğini ortaya koymuş. Y, erkek cinsiyeti belirleyen kromozom. Araştırmacılar, Neandertallerin Y
kromozomlarında öteki insan genleriyle bağdaşamayan genler taşımış olabilecekleri görüşündeler. Bu
farklı genler Neandertallerin sperm üretiminde sorunlar yaşadıklarını, ayrıca modern insan
kadınlarıyla Neandertal erkeklerin cinsel olarak uyumsuz olabileceklerini gösteriyor. Sözkonusu fosilin
Y kromozomundaki bağışıklık genlerinin üçünde mutasyonlar belirlenmiş. Bunlardan biri, hamile
kadınlarda bir bağışıklık tepkisi tetikleyerek, bu genleri taşıyan erkek ceninleri düşürmelerine yol açan
bir antijen kodluyor. Dolayısıyla tarih boyunca aralarında birçok kez cinsel birleşme olmasına karşın,
anlaşılan iki insan türü bu beraberliklerinden çok sayıda erkekevlat edinememişler.
Raşit Gürdilek
KAYNAKLAR:
“Rich sexual past between modern humans and Neandertals revealed” , ScienceOnline, 17 Mart 2016
“Neanderthals may have been infected by diseases carried out of Africa by humans”, University of
Cambridge, 10 Nisan 2016
“Neandertal genes linked to modern diseases”, Science, 12 Şubat 2016
“Modern men lack Y chromosome genes from Neanderthals, Stanford researchers say”, 7 Nisan 2016
“Modern human females and male Neandertals had trouble making babies. Here’s why”,
ScienceOnline, 7 Nisan 2016
Download