HABER BÜLTENİ 10 Ocak 2008 Haber Özetleri Irak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terör örgütü PKK'nın, Türkiye'nin Irak ile ilişkilerini zehirlediğini ve Irak'ın tamamına yapacağı katkıyı etkilediğini söyledi. Gül, Amerikan-Türk Konseyi (ATC) üyeleriyle Washington'da öğle yemeğinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Gül, bir katılımcının Türkiye'nin Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarına ilişkin sorusu üzerine, ''Türkiye'nin hedefi sadece terör örgütüdür. Türkiye, çok şeffaf hareket ediyor. Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasi birliği, istikrarı bizim için önemlidir. Bizim, Irak'ın istikrarını bozmaya yönelik bir tavır almamız zaten söz konusu olamaz'', dedi. Türkiye'nin zor şartlarda Irak'a her zaman kapısını açmış komşu bir ülke olduğunu belirten Gül, Irak halkının ve koalisyon güçlerinin ihtiyaçlarının karşılanmasında da Türkiye'nin halen önemli katkıda bulunduğuna işaret etti. Gül, ''Irak'taki otorite noksanlığından dolayı Irak'ın kuzeyindeki bazı bölgeler terör örgütü tarafından rahat kullanılmaya başlandı. Terör örgütü için güvenli bir bölge haline geldi. Ve bu bölgede terör örgütü, Irak ordusundan kalan bazı silahları kullanmaya başladı. Sınırdan Türkiye'ye eylemler yapmaya başladı, bize zarar vermeye başladı. Bunun ortaya çıkması şunu gösteriyor. Irak hükümeti, kendi topraklarını güvenlik altına alamıyor, egemenlik haklarını en iyi şekilde kullanıp, illegal bir güce (buradan git) diyemiyor'', diye konuştu. Konuşmasını, ''Bizim şimdi yaptığımız şey Irak halkını da bu illegal örgütten kurtarmak. Operasyonun hedefi açıktır. Terörizme, terör örgütüne kesinlikle müsaade etmeyeceğiz'' diye sürdüren Gül, ABD Başkanı George W. Bush'un önceki gün Beyaz Saray'daki görüşmede terörle mücadelede kararlılığını bir kez daha teyit ettiğine işaret etti. Bush'a teşekkür eden Gül, kısa sürede terör örgütünün problem olmaktan çıkacağına inandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, ''terör örgütü, bizim Irak'a, Irak'ın tamamına yapacağımız katkımızı da etkiliyor. Bizim ilişkilerimizi adeta zehirliyor. Irak dediğimde Arap, Türkmen, Kürt hiç ayrım yapmadan söylüyorum'', dedi. (AA) Irak Parlamentosu ve Irak Ulusal Listesi üyesi İyad Cemalettin dün yaptığı açıklamada, Irak Ulusal Listesi, El-Sadr Grubu, Fazilet Partisi, Irak Ulusal Diyalog Cephesi, Irak eski Başbakanı İbrahim El-Caferi’nin Dava Partisindeki grubu, Bağımsız Arap Kitlesi, Irak Türkmen Cephesi, Dava Partisi–Irak Teşkilatı, Yezidiler Hareketi ve Irak Uzlaşma Cephesinin bazı üyelerinin 1 önümüzdeki iki gün içerisinde bir anlaşma ilan edeceklerini belirterek, bu anlaşmanın genel prensiplerini şu şekilde ifade etti: - - Irak’ın birliği muhafaza edilmelidir. 140. madde süreci bitmiştir. BM’nin Kerkük’le ilgili önerdiği proje (referandumun 6 ay ertelenmesi) kabul edilmeyecektir ve Kerkük’le ilgili tek karar sahibi Irak Parlamentosu’dur. Irak’ta siyasi süreç geliştirilmelidir. Petrol ve doğal kaynaklar tüm Irak halkınındır ve merkezi hükümet tarafından kontrol edilecektir. Koalisyon güçlerinin Irak’tan çekilmesi için süreç belirlenmeli ve ABD hükümetiyle bu dönemde hiçbir güvenlik anlaşması imzalanmamalıdır. (EL-HAYAT GAZETESİ) Irak Parlamentosu ve Irak Ulusal Listesi üyesi Usame El-Necefi dün yaptığı açıklamada, BM’nin 140. madde ile ilgili önerdiği projeyle ilgili son kararı vermek amacıyla Irak Parlamentosu Başkanlığı, siyasi grup başkanları ve Anayasa Düzeltmeleri Komisyonu üyelerinin bugün bir toplantı yapacağını bildirdi. (EL-SABAH GAZETESİ) Irak Parlamentosunun Türkmen üyesi Muhammet El-Beyati dün yaptığı açıklamada, Kerkük’ün özel bir bölgeye dönüştürülmesi için bazı Türkmenlerin üst düzeyde olmayan Kürt milletvekilleriyle gizli müzakereler başlattığını belirterek, müzakere yapılan Kürtlerin, Kerkük’ün özel bir bölgeye dönüştürülmesi konusunda Kürt kamuoyunu ikna etmeye söz verdiklerini söyledi. (www.radiosawa.com) Irak hükümetinin bir yetkilisi dün yaptığı açıklamada, Kerkük-Ceyhan boru hattında petrol akışının durdurduğunu ifade etti. Yetkili petrol akışının durma nedeni ve ne zaman tekrar başlayacağıyla ilgili hiçbir bilgi vermedi. (www.radiodijla.com) Irak Parlamentosu Enerji Komisyonu Başkanı ve Birleşik Irak İttifakı üyesi Abdulhadi El-Hassani petrol yasasının çıkarılamamasından Kürt grupları ve hükümeti sorumlu tuttu. Hassani yaptığı açıklamada, hükümetin üzerinde anlaşmadığı 4 yasa taslağının bulunduğunu ifade ederek, bu gecikmeye siyasi gruplar arasındaki ihtilafların sebep olduğunu ve bu ihtilafların teknik nedenlerden dolayı değil, politik nedenlerden kaynaklandığını söyledi. Kürtlerin yabancı şirketlerle yapmış oldukları anlaşmalarda %12 gibi bir oranın yabancı şirketlere verilmesini eleştiren Hassani, bu oranın çok yüksek olduğunu ve bu anlaşmaların Irak Anayasası’nın 112. maddesine aykırı olduğunu dile getirdi. (www.aswataliraq.info) Kerkük’e bağlı Dakuk İlçesi Meclis Başkanı Emir Huva Karam (Kürt), Dakuk’ta “Uyanış Konseyleri” kurulmasını yasakladı. Karam’ın yasaklama gerekçesi, Dakuk’taki aşiretlerden “Uyanış Konseyi” kurulmaması yönünde Kerkük İl Meclisi Başkanı Rizgar Ali’den 13/12/2007 tarihinde aldığı resmi yazı olarak gösterildi. (www.akhbaar.com) 2 Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi, ülkesinin Kuveyt ile Irak'ın on milyarlarca doları bulan borçları konusunda bir uzlaşma arayışında olduğunu söyledi. Kuveyt'te bulunan Haşimi, düzenlediği basın toplantısında, Irak'ın borçları konusundaki her türlü uzlaşmanın çok iyi olacağını belirterek, "Emir'e bu konuyu gözden geçirmesi ricasında bulundum. Yanıtı olumluydu ama Kuveyt'te bu konuda anayasal mülahazalar mevcut", dedi. Irak, Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgal etmiş, 7 aylık işgalden sonra ABD önderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından Kuveyt'ten çıkarılmıştı. Kuveyt, Irak işgali yüzünden uğradığı zararların tutarı olan 178 milyar doları savaş tazminatı olarak Irak'tan istiyor. Kuveytli milletvekilleri, dış baskılarla Bağdat'a bu konuda tavizler verilmesi konusunda hükümeti uyarırken, Kuveyt, 2004'te Amerikan talebi üzerine borçların hafifletilmesini kabul etmişti. Haşimi, Kuveytli yetkililerden Irak petrol gelirlerinden düşülen miktarların azaltılmasına yardım etmesi talebinde de bulunduğunu açıkladı. Mevcut durumda Irak'ın petrol gelirlerinin yüzde 5'i BM Tazminatlar Komisyonu (UNCC) yararına kesiliyor. Haşimi, petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi yüzünden yüzde 5'lik oranın çok yüksek olduğunu, Irak'ın büyük altyapı ve hizmet sektörü projelerine giriştiğini ve bütçesinin bunların finansmanı için yeterli olmadığını da ifade etti. Haşimi, iki ülkenin bütün bu konuları ele almak üzere karma teknik komisyon kurulması konusunda anlaştığını ve Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin Pazar günü Kuveyt'e yapacağı ziyarette bunun da ele alınacağını duyurdu. (AA)(AFP) Irak İçişleri Bakanı Cevad El-Bolani, El Kaide terör örgütüyle mücadele ve ülkede güvenliğin yeniden sağlanması için seferber olan Sünni milislerin bu olumlu rolünden memnun olduğunu açıkladı. Bolani, Irak polis günü dolayısıyla düzenlenen resmi törendeki konuşmasında, Sünni milislerin bulundukları her yerde güvenlik durumunun iyileşmesine doğrudan katkılarından dolayı teşekkür etti ve "El Kaide ideolojisini reddeden ve dar kafalılıkla mücadele eden bu adamlar gerçek vatansever", ifadesini kullandı. Irak'ta onlarca Sünni grup, başta mali yönden olmak üzere Amerikan ordusunun desteğini de alarak El Kaide yandaşlarına karşı mücadele başlatmıştı. Çoğu eski direnişçilerden oluşan bu gruplar, başkent Bağdat ve ülkenin batısındaki şiddet olaylarının azalmasına önemli katkı sağladı. Bazı Şii çevreler tarafından eleştiriler de alan bu gruplar, El Kaide'nin kollarına mensup grupların da hedefi haline gelmiş bulunuyor. (AA)(AFP) Iraklı Şii lider Mukteda El-Sadr, ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu gezisini eleştirdi ve "Bölge, Bush uzak durursa daha iyi olur", dedi. Sadr, yazılı açıklamasında, Bush'un Ortadoğu ziyaretinin, ABD'nin Arap dünyasına hâkim olma niyetinin bir göstergesi olduğunu ileri sürdü. Sadr açıklamasında Bush'a "Bize savaşı getirdin. Savaşı getiren biri olarak barışı sağlayamazsın ve yolsuzluğu getiren biri olarak iyilik yayamazsın. Topraklarımızı terk edersen güven altında olacağız", ifadesini yöneltti. Sadr, ABD'nin Ortadoğu'ya dâhil olmasıyla birlikte, bölgede Müslüman olan ve olmayan ulusların durumunun kötüden, felakete sürüklendiğini savundu. Sadr'ın, 275 sandalyeli Irak parlamentosunda 30 yandaşı bulunuyor. (AA)(AP) ABD, İranlı bir general ve sürgünde yaşayan 3 Iraklı ile Suriye'nin El Zavra televizyonuna yaptırım uygulama kararı aldı. ABD Hazine Bakanlığından yapılan açıklamada, İran Devrim Muhafızları bünyesindeki özel El Kudüs Gücü 3 adlı birimde görevli Tuğgeneral Ahmed Foruzande, İran ve Suriye'de sürgün hayatı yaşayan 3 Iraklı ve Suriye'nin El Zavra televizyonuna yaptırım uygulama kararı alındığı bildirildi. Açıklamada, Foruzande'nin, Irak'taki Amerikan kuvvetleriyle bazı Iraklıların hedef alındığı "terör saldırılarına" liderlik yaptığı, El Zavra televizyonunun, direniş yanlısı yayın yaparak şiddetin avukatlığını üstlendiği belirtildi. Ekonomik yaptırım kararı alınan sürgündeki Iraklıların kimlikleri ise Mishan El Caburi, İsmail Hafız El Lami ve Ebu Mustafa El Şeyhbani olarak açıklandı. Bakanlık yetkilisi Stuart Levey, İran ile Suriye'yi, Irak'taki şiddete destek vermekle suçladı. Levey, "İran, Şii gruplara eğitim veriyor, mali destek ve silah sağlıyor. Suriye de Sünni direnişçilere yataklık yapıyor", diye konuştu ve uluslararası toplumdan yaptırım kararına destek vermesini istedi. (AA)(REUTERS) Irak'taki El Kaide örgütünün Bağdat'ın kuzeyindeki Diyala bölgesinde "büyük çaplı saldırılarının" arttığı bildirildi. Irak'ın kuzeyinden sorumlu Amerikalı General Michael Hertling, düzenlediği basın toplantısında, hazirandan bu yana Irak'taki saldırılarda azalma görülse de El Kaide'nin Diyala'da, özellikle kadın intihar eylemciler tarafından düzenlenen büyük çaplı saldırılarında artış olduğunu ancak bu tür saldırılardaki artışın ülkede daha fazla saldırı düzenlendiği anlamına gelmediğini belirtti. Hertling, bölgede bu hafta başlatılan operasyonda 20-30 militanın öldürüldüğüyle ilgili haberlere ilişkinse öldürülen militan sayısı konusunda kesin sayı vermek istemediğini söyledi. Geçen ay 20'den fazla El Kaide yetkilisinin öldürüldüğünü ya da yakalandığını belirten Hertling, bunlardan 5'inin örgütün önemli liderlerinden olduğunu ifade etti. (AA)(AFP) Irak'ta, Bağdat ve Musul'dan sonra Kerkük'te de kiliselere saldırılar düzenlendi. Polis, ülkenin kuzeyindeki Kerkük kentinde iki kiliseye bomba yüklü araçlarla düzenlenen saldırıda üç kişinin yaralandığını bildirdi. Kerkük'ün kuzeyi ve orta kesimindeki kiliselere düzenlenen saldırıda hafif maddi hasar meydana geldiği açıklandı. (AA)(REUTERS) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Irak savaşının başladığı Mart 2003'ten Haziran 2006'ya kadar geçen sürede Irak'ta günde ortalama 120 kişinin şiddet sonucu öldüğünü bildirdi. DSÖ'nün bu alanda ilk olduğu belirtilen araştırmasında, söz konusu tarihler arasında 104 bin ila 223 bin Iraklının şiddet sonucu öldüğü kaydedildi. Bu ölümlerin yarısından fazlasının Bağdat'ta olduğu ifade edilen araştırmada, Mart 2003'den bu yana şiddetin 15-59 yaş arasındaki insanların başlıca ölüm nedeni olduğu ortaya kondu. Örgütün bu istatistiği, Irak'ın tümündeki binlerce köy ve mahallede oturan 10 bine yakın aileden elde edilen verilere dayandırdığı belirtildi. (AA)(AFP) Irak'ta dün 6 Amerikan askerinin öldüğü bildirildi. Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, askerlerin Diyala vilayetinde düzenlenen operasyon sırada bir evde el bombasının patlaması sonucu öldüğü belirtildi. Açıklamada 4 askerin de yaralandığı kaydedildi. Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, Amerikan ve Irak birlikleri önceki gün Irak'taki El Kaide ve diğer militanlara karşı Diyala ve Bağdat'ın kuzeyindeki 3 bölgede ortak operasyon başlatmış ve Selahaddin vilayetinde El Kaide'nin Irak koluna yönelik bir 4 operasyona katılan 3 askerin öldüğü, 2 askerin de yaralandığı belirtilmişti. (AA)(AFP) Irak'ın başkenti Bağdat'ın merkezinde bu sabah erken saatlerde düzenlenen 2 saldırıda 3 kişi öldü. Iraklı güvenlik kaynakları, El Sadun caddesine park edilmiş bomba yüklü bir aracın havaya uçurulduğunu ve bu saldırıda ölen ya da yaralanan olmadığını belirtti. Aynı kaynaklar, bu saldırıdan birkaç dakika sonra, polis ve askerlerin olay yerine gelmeye başladığı sırada, bir başka bombanın patladığını ve 2 askerle 1 polisin öldüğünü kaydetti. İkinci saldırıda tamamı polis ve asker 11 kişinin yaralandığı da belirtildi. (AA)(AFP) Ortadoğu ABD Başkanı George W. Bush, Batı Şeria'da yasa dışı kurulan Yahudi yerleşimlerinin kaldırılmak zorunda olduğunu söyledi. Bush, Ortadoğu gezisi çerçevesinde gittiği İsrail'de önce İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le görüştü. Peres, Bush'a, "ABD'yi derinden seven bir halkın ülkesine geldiniz" dedi. Peres, "İnanıyorum ki, 2008 son değil, ama barış için belki en iyi yıl olacak" derken, barış sürecinin ağır olabileceğine, ancak sağlanan gelişmelerin hızlı olacağına inandığını, zamanın çok değerli olduğunu ifade etti. Bush ise dünya ülkelerinin teröristlerle mücadele etmesinin "hayati önemine" vurgu yaptı. Bush, "umut ideolojisinin nefret ideolojine üstün gelmesi" gerektiğini belirterek, "Ülkenizi, iyimser ve gerçekçi bir kişi olarak ziyaret ediyorum. Şu anlamda gerçekçiyim ki, teröristlerle savaşmanın, siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için masum insanları katledenlere karşı çıkmanın dünya için yaşamsal önemde olduğunu düşünüyorum", diye konuştu. Peres'e, "Ortak bir barış vizyonuna sahibiz" diyen Bush, Ortadoğu’ya büyük umutlarla gittiğini söyledi. Öte yandan Bush İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile resmi ikametgâhında 2 saate yakın süreyle görüştü. Bush ve Olmert, görüşmenin ardından ortaklaşa basın toplantısı düzenledi. Bush, İsrail ile Filistinliler arasındaki barış süreciyle ilgili olarak ülkesinin iki tarafın anlaşmaya varması için yardımcı olmaya çalıştığını, ama barış için her iki tarafın tavizler vermesi gerektiğini belirtti. Bush bir anlaşma sağlayabileceği hususunda "çok umutlu" olduğunu belirterek, mevcut durumun barış için "tarihi bir an ve fırsat" olduğunu söyledi. "Hayale kapılmıyorum, bu zor bir iş olacak" diyen Bush, her iki tarafın da bir Filistin devleti kurulması için hazır ve istekli olduğunu ifade etti. Arap ülkelerine zor seçimler yapmak durumunda olan Filistinlilere yardımcı olmaları çağrısında bulunan Bush, kendisinin de taraflar arasında bir anlaşma sağlayabileceği konusunda son derece umutlu olduğunu söyledi. İran konusuna da değinen Bush, kısa süre önce bir Amerikan istihbarat raporunda İran'ın nükleer silah programını askıya aldığının belirtilmesine karşın, bu ülkenin "dünya barışı için, uluslararası toplum için bir tehdit olmayı sürdürdüğünü" ifade etti. Bush, yaptırımların İran halkını nükleer programı destekleyip desteklememek konusunda bir seçime zorlayacağını söyledi. Hafta sonunda İran kıyıları açıklarında İran ve ABD savaş gemileri arasındaki karşılaşmaya da değinen Bush, "Güçlerimizin güvenliğini sağlamak için her seçenek masanın üzerinde duruyor", dedi. Bush, İran'ın ABD gemilerine karşı yeni bir tahrike girişmesi halinde bunun ciddi sonuçları olacağı uyarısında bulundu. Olmert de açıklamasında Bush ile hem ikili, hem bölgesel konuları ele aldıklarını dile getirerek, İsrail'e komşu bir Filistin devleti kurulmasını 5 öngören Yol Haritası barış planını uygulama konusunda ciddi olduğunu vurguladı. Hem İsraillilerin, hem de Filistinlilerin iki devletli bir çözüm vizyonunu ilerletmek için ciddi çaba harcadıklarını belirten Olmert, "İnanıyorum ki, her iki taraf da barış içinde yan yana yaşayan iki devlet vizyonunun yaşama geçirilmesi yolunda ilerleme kaydedilmesi için çok ciddi biçimde çalışıyorlar", dedi. Yol Haritası planı çerçevesinde İsrail'in üstlendiği yükümlülüklerin tümünü yerine getireceğini taahhüt eden Olmert, Batı Şeria'daki topraklarda yeni yerleşim inşa etmeyecekleri sözünü vererek, "Filistin yönetimi, Kudüs'ün Batı Şeria ile aynı konumda olmadığını biliyor", diye konuştu. Gün içinde İsrail'in güneyine yapılan Kassam roketi saldırılarına da değinen Olmert, teröre son verilmedikçe barış olmayacağını söyledi. "Gazze, paketin bir parçasıdır" diyen Olmert, "Terör durdurulmadıkça, her tarafta durdurulmadıkça barış olmayacaktır", dedi. Bush da aynı konudaki bir soruya karşılık, Gazze Şeridi'nden atılan roketlerin Filistin yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın çıkarına olmadığını belirtti. (AA) ABD Başkanı George W. Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley, Hürmüz Boğazı'nda hafta sonunda yaşanan gerginliğin yinelenmesi halinde Tahran'ın "sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağını" söyledi. Bush'un Ortadoğu ziyaretine eşlik eden Hadley, İranlıların bu olaydaki eylemlerinin çok provokatif olduğunu ifade ederek, "iki ülke arasındaki güçlerin atışmasına neden olabilir ya da atışma noktasına getirebilirdi", dedi. Hadley, "İran'ın bu tür bir olayın yinelenmemesi için çok dikkatli olması gerektiği, aksi durumda sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağı", ifadesini kullandı. (AA)(REUTERS) Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu ziyaretinin Araplar ve Müslümanların tarihinde "kara bir gün" olduğunu söyledi. Nasrallah, "Amerika’ya ölüm", "İsrail'e ölüm" sloganları atan taraftarlarına yaptığı konuşmada, Bush'un Ortadoğu ziyaretinin başladığı günü Arap bölgesi tarihi ve Araplarla Müslümanların tarihi için kara bir gün olarak kaydetmeleri gerektiğini ifade ederek, Bush'un İsrail'i değil, İran'ı düşman olarak gösterdiğini ve Arapları yanılttığını ileri sürdü. İran ve Suriye tarafından desteklenen ve İsrail'i düşman olarak gören Hizbullah, Washington'un terörist örgütler listesinde bulunuyor. (AA)(REUTERS) İran'ın terör örgütü PKK'nın uzantısı olan PEJAK'a karşı sınıra duvar ördüğü bildirildi. İran, PEJAK'lı teröristlerin geçişlerini engellemek amacıyla örmeye başladığı duvarın, Irak'ın Erbil kentine bağlı Hacı Ümran sınır kapısı boyunca uzanacağı kaydedildi. İran'ın, örmeye başladığı 5 metre yüksekliğindeki duvarın uzunluğunun ilk etapta 4 kilometre olacağı belirtildi. (AA) İsrail'in Gazze'nin kuzeyine saldırı düzenlediği, biri kadın 2 Filistinlinin öldüğü bildirildi. Görgü tanıkları, ölenlerin Filistinli siviller olduğunu belirtti. Beyt Hanun yakınında düzenlenen saldırıda 4 kişinin de yaralandığı kaydedildi. Bu arada Gazze'ye geçişlerine yaklaşık 1,5 yıldır güvenlik gerekçesiyle izin verilmeyen İsrail'deki "İnsan Hakları İçin Doktorlar" adlı kuruluşun elemanları ilk kez Gazze'ye girdi. İnsan hakları kuruluşu adına çalışan doktorlar, acil yardım bekleyen Filistinli hastaları tedavi etmek amacıyla beraberinde tıbbi malzeme götürdü. Gazze'ye giren doktorların hepsi İsrailli Araplardan oluşuyor. Yahudi 6 doktorların Gazze'ye gitme talepleri güvenlik gerekçesiyle kabul edilmedi. Kuruluş yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bu sabah üç doktor Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki kontrol noktası Erez'den geçerek Gazze'nin merkezindeki Şifa Hastanesine gitti. Doktorların akşam İsrail'e dönmeleri bekleniyor. "İnsan Hakları İçin Doktorlar" kuruluşunun yetkililerinden Salah Hacı Yahya, ABD Başkanı George Bush'un bölgeye yaptığı ziyaretin Gazze'ye uygulanan ablukanın kaldırılmasını sağlayacağı beklentisinde olduklarını ifade etti. Hacı Yahya, Gazze Şeridi'nde abluka altındaki iki milyona yakın insanın dünyadan kopuk, ihtiyaçları karşılanmadan hayatlarını sürdürmelerinin "kabul edilemez bir durum" olduğunu, devam eden ablukanın bölgede bir insani felakete yol açacağını ifade etti. (AA)(AP)(REUTERS) Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Lübnan'da bir türlü aşılamayan cumhurbaşkanlığı krizini çözmek için hazırlanan Arap planının ayrıntılarını görüşmek üzere Beyrut'a gitti. Musa, Beyrut havaalanında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Lübnan tehlikede. Lübnan'daki durumu kurtarmak istiyoruz", dedi. Arap girişiminin çok açık olduğunu ve süre iyice daraldığı için çalışmalara hemen başlayacaklarını söyleyen Musa, krizin aşılacağına dair iyimser ve umutlu olduklarını ifade etti. Musa üç gün sürecek temaslarına Meclis Başkanı Nebi Berri'yle görüşmekle başlayacak. Arap Birliği Genel Sekreteri, daha sonra çeşitli siyasi ve dini liderlerle bir araya gelecek. Öte yandan Suriye Enformasyon Bakanı Muhsin Bilal yaptığı açıklamada, Suriye’nin Lübnan’da yaşanan krizi sonlandırmak için çalışacağını söyledi. Lübnan'da Emil Lahud'un görev süresinin dolduğu 23 Kasımdan bu yana cumhurbaşkanlığı makamı boş bulunuyor. Suriye yanlısı muhalefet ve Batının desteklediği çoğunluk, cumhurbaşkanlığına Genelkurmay Başkanı Mişel Süleyman'ın getirilmesini desteklemesine rağmen, taraflar yeni hükümetin listesi ve Süleyman'ın bu göreve getirilmesi için anayasa değişikliği yapılıp yapılmamasına ilişkin görüş ayrılıkları yüzünden nihai anlaşmaya varamıyor. Anayasanın 49. maddesi, üst düzey devlet memurlarının, görevi bırakmasından sonra en az 2 yıl cumhurbaşkanı olmasını yasaklıyor. (AA)(XINHUA)(REUTERS) Lübnan hükümeti, 2005 yılında bombalı saldırıda öldürülen eski Başbakan Refik Hariri ve onunla bağlantılı diğer bombalama eylemlerinin faillerinin yargılanacağı mahkemenin oluşturulması için Hollanda'ya 12 milyon dolar gönderdi. Lübnan'da yayımlanan El Hayat gazetesi, diplomatik kaynaklara dayanarak, Lübnan hükümetinin parayı dün Hollanda'ya gönderdiğini yazdı. Hariri suikastı zanlılarını yargılayacak özel nitelikteki mahkemenin Hollanda'da kurulmasından sonra, yargılama aşamasının gerekli fonun toplanmasından bir yıl sonra başlayacağı belirtiliyor. Diplomatik kaynaklar, Hariri suikastı ve Lübnan'daki diğer suikastların sanıklarının yargılanması için kurulacak mahkemenin sadece bir yıl için masraflarının 30 milyon dolar tuttuğunu, mahkeme binasının yeniden yapılması ya da düzenlenmesi halinde, bu miktarın daha da artacağını dile getiriyor. (AA) Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, İsrail ile "askeri çözüm" peşinde olmadıklarını söyledi. ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu ziyaretine başladığı sırada El Arabiya televizyon kanalına açıklamalarda bulunan Muallim, ülkesinin İsrail ile barış müzakerelerine yeniden başlamaya hazır olduğunu da belirtti. Muallim, "İsrail ile askeri çözüm istemiyoruz. İşte bu 7 yüzden 1991'de Madrid'deki konferansa katıldık ve İsraillilerle 10 yıl süren barış müzakereleri yaptık ve 27 Kasımda ABD'nin Annapolis kentindeki geniş katılımlı konferansa da katıldık", ifadesini kullandı. Bush'un Ortadoğu ziyaretine başladığı sıralarda başkent Şam'da basın toplantısı düzenleyen Suriye Enformasyon Bakanı Muhsin Bilal, "Bush'un İran'ı Araplara düşman gibi tanıtma planı, İsrail'e Amerikan desteğini maskelemek içindir, ama plan başarılı olamayacak", ifadesini kullandı. Bush'un bu girişimiyle İran tehlikesinin gerçek ve somut olan İsrail tehdidinin yerine geçemeyeceğini de belirten Bilal, "Suriye her zaman Araplara, İran ile ayrıcalıklı ilişkilerin Arap davaları için bir koz olduğunu söylemek istemiştir", dedi. (AA)(AFP) Diğer Haberler Kosova Meclisi, oy çokluğuyla Kosova Demokratik Partisi (PDK) lideri Haşim Taçi'yi Başbakan seçti. Taçi hükümetinde Kosova Türk Demokratik Partisi (KDTP) Genel Başkanı Milletvekili Mahir Yağcılar ise Çevre ve Planlama Bakanı oldu. 120 üyeli Kosova Meclisinde açık oylamaya katılan 112 milletvekilinden 85'i Taçi hükümetine güven oyu verdi. Meclisteki Dardania Demokratik Partisi (LDD) ile Kosova Refah İttifakı (AAK) milletvekilleri ise Taçi'ye karşı oy kullandı. (AA) Kosova Meclisi tarafından yeniden Kosova Başkanı seçilen Fatmir Seydiu halkın iradesi doğrultusunda Kosova'nın bağımsızlık sürecini başarıyla tamamlayacaklarını ve gelecekteki Kosova devletinin anayasasını kabul edeceklerini söyledi. Yaptığı konuşmada, bütün yurttaşların refahı için çalışacaklarını, Kosova'nın batılı kurumlarla bütünleşmesinin hızlandırılması yönünde çaba harcayacaklarını belirten Seydiu, "Uluslararası topluluğun da onayını alacak olan bağımsız bir Kosova, komşularıyla iyi ilişkiler ve işbirliği içinde olacaktır. Aynı zamanda, Avrupa'nın bu bölgesinde istikrar faktörünü teşkil edecektir", dedi. Kosova Başbakanı seçilen Haşim Taçi de teşekkür konuşmasında, ayrım yapmadan bütün yurttaşların başbakanı olacağını belirterek, hükümetin de partilerin, koalisyonun değil, bütün yurttaşların hükümeti olarak, güç birliğiyle bütün engelleri aşabileceklerini vurguladı. Taçi, mucizeler yaratmasının beklenmemesi gerektiğini ifade ederek, hükümet olarak ABD, Avrupa Birliği, NATO ve uluslararası kurumlarla işbirliği içinde iyi işler yapacakları sözünü verdi. Hükümet üyeleri de meclis tarafından verilen görevleri sorumluluk içinde yerine getirecekleri, kanunlara, özgürlük, eşitlik ve demokrasiyle ilgili uluslararası normlara ve ilkelere saygılı davranacakları, başta Sırplar olmak üzere mültecilerin yurtlarına geri dönüşü için çaba harcayacakları, bütün yurttaşların refahı için ekonomi, eğitim ve diğer alanlarda gelişme kaydedilmesi için çaba göstereceklerine ilişkin yemin etti. Ayrıca Haşim Taçi, birkaç hafta içinde bağımsızlıklarını ilan edeceklerini de söyledi. Taçi Hükümetinin programı, Kosova Meclisinin gelecek toplantısında sunulacak. (AA)(REUTERS) Pakistan'ın doğusundaki Lahor'da, Yüksek Mahkeme önünde düzenlenen intihar saldırısında 20 kişinin öldüğü bildirildi. Bir hükümet yetkilisi, ölenlerden çoğunun polis olduğunu belirtti. Polis kaynakları, saldırının hedefinin polisler olduğunu söyledi. (AA)(REUTERS) 8 Dünya Basını Financial Times, üç Amerikan savaş gemisiyle beş İran teknesinin Pazar günü Hürmüz Boğazı'nda karşı karşıya gelmesi sonrası, ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu turuna İsrail'de İran'ı uyararak başladığını belirtiyor. George Bush, İran'ın Amerikan gemilerine saldırmalarının ciddi sonuçları olacağı uyarısında bulunmuştu. Financial Times'a göre, İran, Bush'un Ortadoğu turunu gölgelemiş durumda. Times yazarı Richard Beeston ise Hürmüz Boğazı'nda yaşananları farklı bir açıdan yorumluyor. "Orta Doğu liderleri yıllardır, topraklarını ziyaret edenlerin güçlerini ve zayıflıklarını sezmekte ustadır" diyor Beeston ve ekliyor: "İran teknelerinin Pazar günü Amerikan gemilerini taciz etmesi gibi bir provokasyon, bir yıl önce düşünülemezdi bile. O nedenle de birçok Orta Doğu lideri yaşanandan, Amerika yeni liderini seçmeye odaklanmışken, Bush'un güç kaybettiği sonucunu çıkaracaktır. Guardian ise İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in, Bush'un turu sırasında, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'nın diğer bazı bölümlerinde yeni Yahudi yerleşim birimleri inşa edilmesi ihtimalini dışlamadığına dikkat çekiyor. Gazeteye göre bu tavır da, İsrail ve Filistin Yönetimi arasındaki derin görüş ayrılıklarının sürdüğünü gösteriyor. Independent'a göre de Ehud Olmert'in, yerleşim birimlerini genişletme hakkını saklı tuttuğunu söylemesi, İsrail'in bu konuda şu ana kadar kullandığı en sert dili yansıtıyor. Gazete bu birimlerin inşasının ülke yasalarını dahi ihlal ettiğini, İsrail'in Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın eleştirilerini dikkate almadığını belirtiyor. İngiliz gazeteleri dünkü ilk baskılarında, Amerika Birleşik Devletleri'nin New Hampshire eyaletindeki ön seçimleri Demokrat Parti'de sanki Barack Obama kazanmış gibi manşetler atmıştı. Oysa kamuoyu yoklamalarındaki sonuçların aksine, ön seçimin galibi Hillary Clinton olmuştu. Independent bugün bir öz eleştiri yaparak, basının Hillary Clinton'ı çok çabuk başarısız ilan ettiğini söylemiş. Bu noktada gazetede dünün örnek verilen manşetleri arasında, Independent'ın manşeti "Obama'nın inanılmaz yolculuğu" da var. Daily Telegraph'a konuşan Amerika Birleşik Devletleri'nin eski başkanlarından Bill Clinton, eşinin ön seçimi kazanmasında, seçimden bir gün önce seçmenlerle konuşurken duygulanmasının rol oynadığını söylemiş. Bill Clinton'a göre bu sohbet sırasında halk, "Hillary Clinton'ın kim olduğunu gördü". Sohbet sırasında sorduğu soruyla Clinton'ı neredeyse ağlama noktasına getiren Demokrat seçmen Marianne Pernold Young ise Guardian'a, oyunu Barack Obama'ya verdiğini söylemiş. Times'ın Amerika editörü Gerard Baker'a göre, Hillary Clinton'ın New Hampshire'daki zaferi, belki de tarihte bir ön seçimde görülen en şaşırtıcı değişimi yansıtıyor. Siyaset bilimcilerin, Barack Obama'yı eyalette açık farkla önde gösteren kamuoyu araştırmalarıyla ilgili bir tespitine dikkat çekiyor Baker... Bu araştırmalarda siyah bir adaya oy verme niyetinde olduklarını 9 söyleyen bazı seçmenlerin, sandık başında farklı tercih yaptıklarını vurguluyor. Gerard Baker'a göre eğer bu tespit doğruysa, Barack Obama'yı önümüzdeki haftalarda tatsız yeni sürprizler bekleyebilir. Times, New Hampshire'daki ön seçimde sonucu kadın seçmenlerin Hillary Clinton'a desteğinin belirlediğini vurguluyor. Demokrat Parti'nin ön seçiminde oy kullananların yüzde 57'sinin kadın olduğunu vurguluyor gazete... Times’ın dikkat çektiği nokta, Iowa'daki ön seçimin aksine, kadın seçmenlerin yüzde 47'sinin Clinton'a oy verdiği, Barack Obama'nınsa onların yüzde 34'ünün oyunu alabildiği. Guardian yazarı Timothy Garton Ash'e göre, 2008'de Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanlık seçimlerine odaklanacağı kesin. "Avrupa ise üç konuya odaklanmalı" diyor Ash. Yazar bu konuları; daha fazla kişiye iş imkanı sağlanması, Müslümanlar ve komşular olarak sıralıyor. Timothy Garton Ash'in Müslümanlarla ilgili olarak dikkat çektiği nokta, Avrupa ülkelerinde Müslümanlarla bir gerginliğin yaşandığı; her Avrupa ülkesinin bütünleşme, vatandaşlık ve ulusal kimlik açısından farklı özelliklere sahip olması. Ash Almanya'yı; İngiltere, Fransa ve İspanya'dan daha şanslı bir ülke olarak görüyor. Yazar bu duruma gerekçe olarak, Almanya'daki Müslümanların çoğunun kökenlerinin, "belki bir Avrupa ülkesi" olarak nitelendirdiği Türkiye'ye dayanmasını gösteriyor. Avrupa'nın komşularıyla ilgili olaraksa, sözü Avrupa Birliği'nin genişleme sürecine getiriyor Timothy Garton Ash... Yazar, birliğin Sırbistan'la Ortaklık Anlaşması imzalamasının desteklenmesi; diğer Balkan ülkeleri, Türkiye ve Ukrayna'nın üyelikleri yolunda da ilerleme sağlanması gerektiğini vurguluyor. Timothy Garton Ash'e göre, 2009 yılı Ocak ayında Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni başkanı göreve başlayana dek Avrupalı liderler saydığı üç alanda, yani daha fazla kişiye iş imkânı sağlanması, Müslümanlarla sorunların çözümü ve komşularla ilişkilerde ilerleme sağlamalı. Ash Avrupalıların ancak bu şekilde, yeni başkanın karşısına çıkıp, iklim değişimiyle mücadele ve kalkınma gibi alanlarda, masaya yeni öneriler getirebilecekleri kanısında. 10