global strateji enstitüsü

advertisement
HABER BÜLTENİ
10 Ocak 2008
Haber Özetleri
Irak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terör örgütü PKK'nın, Türkiye'nin Irak ile
ilişkilerini zehirlediğini ve Irak'ın tamamına yapacağı katkıyı etkilediğini söyledi.
Gül, Amerikan-Türk Konseyi (ATC) üyeleriyle Washington'da öğle yemeğinde
bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Gül, bir katılımcının Türkiye'nin Irak’ın
kuzeyindeki terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarına ilişkin sorusu
üzerine, ''Türkiye'nin hedefi sadece terör örgütüdür. Türkiye, çok şeffaf hareket
ediyor. Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasi birliği, istikrarı bizim için önemlidir.
Bizim, Irak'ın istikrarını bozmaya yönelik bir tavır almamız zaten söz konusu
olamaz'', dedi. Türkiye'nin zor şartlarda Irak'a her zaman kapısını açmış
komşu bir ülke olduğunu belirten Gül, Irak halkının ve koalisyon güçlerinin
ihtiyaçlarının karşılanmasında da Türkiye'nin halen önemli katkıda
bulunduğuna işaret etti. Gül, ''Irak'taki otorite noksanlığından dolayı Irak'ın
kuzeyindeki bazı bölgeler terör örgütü tarafından rahat kullanılmaya başlandı.
Terör örgütü için güvenli bir bölge haline geldi. Ve bu bölgede terör örgütü,
Irak ordusundan kalan bazı silahları kullanmaya başladı. Sınırdan Türkiye'ye
eylemler yapmaya başladı, bize zarar vermeye başladı. Bunun ortaya çıkması
şunu gösteriyor. Irak hükümeti, kendi topraklarını güvenlik altına alamıyor,
egemenlik haklarını en iyi şekilde kullanıp, illegal bir güce (buradan git)
diyemiyor'', diye konuştu. Konuşmasını, ''Bizim şimdi yaptığımız şey Irak
halkını da bu illegal örgütten kurtarmak. Operasyonun hedefi açıktır.
Terörizme, terör örgütüne kesinlikle müsaade etmeyeceğiz'' diye sürdüren Gül,
ABD Başkanı George W. Bush'un önceki gün Beyaz Saray'daki görüşmede
terörle mücadelede kararlılığını bir kez daha teyit ettiğine işaret etti. Bush'a
teşekkür eden Gül, kısa sürede terör örgütünün problem olmaktan çıkacağına
inandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, ''terör örgütü, bizim Irak'a, Irak'ın
tamamına yapacağımız katkımızı da etkiliyor. Bizim ilişkilerimizi adeta
zehirliyor. Irak dediğimde Arap, Türkmen, Kürt hiç ayrım yapmadan
söylüyorum'', dedi. (AA)

Irak Parlamentosu ve Irak Ulusal Listesi üyesi İyad Cemalettin dün yaptığı
açıklamada, Irak Ulusal Listesi, El-Sadr Grubu, Fazilet Partisi, Irak Ulusal
Diyalog Cephesi, Irak eski Başbakanı İbrahim El-Caferi’nin Dava Partisindeki
grubu, Bağımsız Arap Kitlesi, Irak Türkmen Cephesi, Dava Partisi–Irak
Teşkilatı, Yezidiler Hareketi ve Irak Uzlaşma Cephesinin bazı üyelerinin
1
önümüzdeki iki gün içerisinde bir anlaşma ilan edeceklerini belirterek, bu
anlaşmanın genel prensiplerini şu şekilde ifade etti:
-
-
Irak’ın birliği muhafaza edilmelidir.
140. madde süreci bitmiştir. BM’nin Kerkük’le ilgili önerdiği proje
(referandumun 6 ay ertelenmesi) kabul edilmeyecektir ve
Kerkük’le ilgili tek karar sahibi Irak Parlamentosu’dur.
Irak’ta siyasi süreç geliştirilmelidir.
Petrol ve doğal kaynaklar tüm Irak halkınındır ve merkezi
hükümet tarafından kontrol edilecektir.
Koalisyon güçlerinin Irak’tan çekilmesi için süreç belirlenmeli ve
ABD hükümetiyle bu dönemde hiçbir güvenlik anlaşması
imzalanmamalıdır. (EL-HAYAT GAZETESİ)

Irak Parlamentosu ve Irak Ulusal Listesi üyesi Usame El-Necefi dün yaptığı
açıklamada, BM’nin 140. madde ile ilgili önerdiği projeyle ilgili son kararı
vermek amacıyla Irak Parlamentosu Başkanlığı, siyasi grup başkanları ve
Anayasa Düzeltmeleri Komisyonu üyelerinin bugün bir toplantı yapacağını
bildirdi. (EL-SABAH GAZETESİ)

Irak Parlamentosunun Türkmen üyesi Muhammet El-Beyati dün yaptığı
açıklamada, Kerkük’ün özel bir bölgeye dönüştürülmesi için bazı Türkmenlerin
üst düzeyde olmayan Kürt milletvekilleriyle gizli müzakereler başlattığını
belirterek, müzakere yapılan Kürtlerin, Kerkük’ün özel bir bölgeye
dönüştürülmesi konusunda Kürt kamuoyunu ikna etmeye söz verdiklerini
söyledi. (www.radiosawa.com)

Irak hükümetinin bir yetkilisi dün yaptığı açıklamada, Kerkük-Ceyhan boru
hattında petrol akışının durdurduğunu ifade etti. Yetkili petrol akışının durma
nedeni ve ne zaman tekrar başlayacağıyla ilgili hiçbir bilgi vermedi.
(www.radiodijla.com)

Irak Parlamentosu Enerji Komisyonu Başkanı ve Birleşik Irak İttifakı üyesi
Abdulhadi El-Hassani petrol yasasının çıkarılamamasından Kürt grupları ve
hükümeti sorumlu tuttu. Hassani yaptığı açıklamada, hükümetin üzerinde
anlaşmadığı 4 yasa taslağının bulunduğunu ifade ederek, bu gecikmeye siyasi
gruplar arasındaki ihtilafların sebep olduğunu ve bu ihtilafların teknik
nedenlerden dolayı değil, politik nedenlerden kaynaklandığını söyledi.
Kürtlerin yabancı şirketlerle yapmış oldukları anlaşmalarda %12 gibi bir oranın
yabancı şirketlere verilmesini eleştiren Hassani, bu oranın çok yüksek
olduğunu ve bu anlaşmaların Irak Anayasası’nın 112. maddesine aykırı
olduğunu dile getirdi. (www.aswataliraq.info)

Kerkük’e bağlı Dakuk İlçesi Meclis Başkanı Emir Huva Karam (Kürt), Dakuk’ta
“Uyanış Konseyleri” kurulmasını yasakladı. Karam’ın yasaklama gerekçesi,
Dakuk’taki aşiretlerden “Uyanış Konseyi” kurulmaması yönünde Kerkük İl
Meclisi Başkanı Rizgar Ali’den 13/12/2007 tarihinde aldığı resmi yazı olarak
gösterildi. (www.akhbaar.com)
2

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi, ülkesinin Kuveyt ile Irak'ın on
milyarlarca doları bulan borçları konusunda bir uzlaşma arayışında olduğunu
söyledi. Kuveyt'te bulunan Haşimi, düzenlediği basın toplantısında, Irak'ın
borçları konusundaki her türlü uzlaşmanın çok iyi olacağını belirterek, "Emir'e
bu konuyu gözden geçirmesi ricasında bulundum. Yanıtı olumluydu ama
Kuveyt'te bu konuda anayasal mülahazalar mevcut", dedi. Irak, Ağustos
1990'da Kuveyt'i işgal etmiş, 7 aylık işgalden sonra ABD önderliğindeki
uluslararası koalisyon tarafından Kuveyt'ten çıkarılmıştı. Kuveyt, Irak işgali
yüzünden uğradığı zararların tutarı olan 178 milyar doları savaş tazminatı
olarak Irak'tan istiyor. Kuveytli milletvekilleri, dış baskılarla Bağdat'a bu konuda
tavizler verilmesi konusunda hükümeti uyarırken, Kuveyt, 2004'te Amerikan
talebi üzerine borçların hafifletilmesini kabul etmişti. Haşimi, Kuveytli
yetkililerden Irak petrol gelirlerinden düşülen miktarların azaltılmasına yardım
etmesi talebinde de bulunduğunu açıkladı. Mevcut durumda Irak'ın petrol
gelirlerinin yüzde 5'i BM Tazminatlar Komisyonu (UNCC) yararına kesiliyor.
Haşimi, petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi yüzünden yüzde 5'lik oranın çok
yüksek olduğunu, Irak'ın büyük altyapı ve hizmet sektörü projelerine giriştiğini
ve bütçesinin bunların finansmanı için yeterli olmadığını da ifade etti. Haşimi,
iki ülkenin bütün bu konuları ele almak üzere karma teknik komisyon kurulması
konusunda anlaştığını ve Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin Pazar günü
Kuveyt'e yapacağı ziyarette bunun da ele alınacağını duyurdu. (AA)(AFP)

Irak İçişleri Bakanı Cevad El-Bolani, El Kaide terör örgütüyle mücadele ve
ülkede güvenliğin yeniden sağlanması için seferber olan Sünni milislerin bu
olumlu rolünden memnun olduğunu açıkladı. Bolani, Irak polis günü dolayısıyla
düzenlenen resmi törendeki konuşmasında, Sünni milislerin bulundukları her
yerde güvenlik durumunun iyileşmesine doğrudan katkılarından dolayı
teşekkür etti ve "El Kaide ideolojisini reddeden ve dar kafalılıkla mücadele
eden bu adamlar gerçek vatansever", ifadesini kullandı. Irak'ta onlarca Sünni
grup, başta mali yönden olmak üzere Amerikan ordusunun desteğini de alarak
El Kaide yandaşlarına karşı mücadele başlatmıştı. Çoğu eski direnişçilerden
oluşan bu gruplar, başkent Bağdat ve ülkenin batısındaki şiddet olaylarının
azalmasına önemli katkı sağladı. Bazı Şii çevreler tarafından eleştiriler de alan
bu gruplar, El Kaide'nin kollarına mensup grupların da hedefi haline gelmiş
bulunuyor. (AA)(AFP)

Iraklı Şii lider Mukteda El-Sadr, ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu
gezisini eleştirdi ve "Bölge, Bush uzak durursa daha iyi olur", dedi. Sadr, yazılı
açıklamasında, Bush'un Ortadoğu ziyaretinin, ABD'nin Arap dünyasına hâkim
olma niyetinin bir göstergesi olduğunu ileri sürdü. Sadr açıklamasında Bush'a
"Bize savaşı getirdin. Savaşı getiren biri olarak barışı sağlayamazsın ve
yolsuzluğu getiren biri olarak iyilik yayamazsın. Topraklarımızı terk edersen
güven altında olacağız", ifadesini yöneltti. Sadr, ABD'nin Ortadoğu'ya dâhil
olmasıyla birlikte, bölgede Müslüman olan ve olmayan ulusların durumunun
kötüden, felakete sürüklendiğini savundu. Sadr'ın, 275 sandalyeli Irak
parlamentosunda 30 yandaşı bulunuyor. (AA)(AP)

ABD, İranlı bir general ve sürgünde yaşayan 3 Iraklı ile Suriye'nin El Zavra
televizyonuna yaptırım uygulama kararı aldı. ABD Hazine Bakanlığından
yapılan açıklamada, İran Devrim Muhafızları bünyesindeki özel El Kudüs Gücü
3
adlı birimde görevli Tuğgeneral Ahmed Foruzande, İran ve Suriye'de sürgün
hayatı yaşayan 3 Iraklı ve Suriye'nin El Zavra televizyonuna yaptırım
uygulama kararı alındığı bildirildi. Açıklamada, Foruzande'nin, Irak'taki
Amerikan kuvvetleriyle bazı Iraklıların hedef alındığı "terör saldırılarına" liderlik
yaptığı, El Zavra televizyonunun, direniş yanlısı yayın yaparak şiddetin
avukatlığını üstlendiği belirtildi. Ekonomik yaptırım kararı alınan sürgündeki
Iraklıların kimlikleri ise Mishan El Caburi, İsmail Hafız El Lami ve Ebu Mustafa
El Şeyhbani olarak açıklandı. Bakanlık yetkilisi Stuart Levey, İran ile Suriye'yi,
Irak'taki şiddete destek vermekle suçladı. Levey, "İran, Şii gruplara eğitim
veriyor, mali destek ve silah sağlıyor. Suriye de Sünni direnişçilere yataklık
yapıyor", diye konuştu ve uluslararası toplumdan yaptırım kararına destek
vermesini istedi. (AA)(REUTERS)

Irak'taki El Kaide örgütünün Bağdat'ın kuzeyindeki Diyala bölgesinde "büyük
çaplı saldırılarının" arttığı bildirildi. Irak'ın kuzeyinden sorumlu Amerikalı
General Michael Hertling, düzenlediği basın toplantısında, hazirandan bu yana
Irak'taki saldırılarda azalma görülse de El Kaide'nin Diyala'da, özellikle kadın
intihar eylemciler tarafından düzenlenen büyük çaplı saldırılarında artış
olduğunu ancak bu tür saldırılardaki artışın ülkede daha fazla saldırı
düzenlendiği anlamına gelmediğini belirtti. Hertling, bölgede bu hafta
başlatılan operasyonda 20-30 militanın öldürüldüğüyle ilgili haberlere ilişkinse
öldürülen militan sayısı konusunda kesin sayı vermek istemediğini söyledi.
Geçen ay 20'den fazla El Kaide yetkilisinin öldürüldüğünü ya da yakalandığını
belirten Hertling, bunlardan 5'inin örgütün önemli liderlerinden olduğunu ifade
etti. (AA)(AFP)

Irak'ta, Bağdat ve Musul'dan sonra Kerkük'te de kiliselere saldırılar
düzenlendi. Polis, ülkenin kuzeyindeki Kerkük kentinde iki kiliseye bomba
yüklü araçlarla düzenlenen saldırıda üç kişinin yaralandığını bildirdi. Kerkük'ün
kuzeyi ve orta kesimindeki kiliselere düzenlenen saldırıda hafif maddi hasar
meydana geldiği açıklandı. (AA)(REUTERS)

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Irak savaşının başladığı Mart 2003'ten Haziran
2006'ya kadar geçen sürede Irak'ta günde ortalama 120 kişinin şiddet sonucu
öldüğünü bildirdi. DSÖ'nün bu alanda ilk olduğu belirtilen araştırmasında, söz
konusu tarihler arasında 104 bin ila 223 bin Iraklının şiddet sonucu öldüğü
kaydedildi. Bu ölümlerin yarısından fazlasının Bağdat'ta olduğu ifade edilen
araştırmada, Mart 2003'den bu yana şiddetin 15-59 yaş arasındaki insanların
başlıca ölüm nedeni olduğu ortaya kondu. Örgütün bu istatistiği, Irak'ın
tümündeki binlerce köy ve mahallede oturan 10 bine yakın aileden elde edilen
verilere dayandırdığı belirtildi. (AA)(AFP)

Irak'ta dün 6 Amerikan askerinin öldüğü bildirildi. Amerikan ordusundan
yapılan açıklamada, askerlerin Diyala vilayetinde düzenlenen operasyon
sırada bir evde el bombasının patlaması sonucu öldüğü belirtildi. Açıklamada
4 askerin de yaralandığı kaydedildi. Amerikan ordusundan yapılan
açıklamada, Amerikan ve Irak birlikleri önceki gün Irak'taki El Kaide ve diğer
militanlara karşı Diyala ve Bağdat'ın kuzeyindeki 3 bölgede ortak operasyon
başlatmış ve Selahaddin vilayetinde El Kaide'nin Irak koluna yönelik bir
4
operasyona katılan 3 askerin öldüğü, 2 askerin de yaralandığı belirtilmişti.
(AA)(AFP)

Irak'ın başkenti Bağdat'ın merkezinde bu sabah erken saatlerde düzenlenen 2
saldırıda 3 kişi öldü. Iraklı güvenlik kaynakları, El Sadun caddesine park
edilmiş bomba yüklü bir aracın havaya uçurulduğunu ve bu saldırıda ölen ya
da yaralanan olmadığını belirtti. Aynı kaynaklar, bu saldırıdan birkaç dakika
sonra, polis ve askerlerin olay yerine gelmeye başladığı sırada, bir başka
bombanın patladığını ve 2 askerle 1 polisin öldüğünü kaydetti. İkinci saldırıda
tamamı polis ve asker 11 kişinin yaralandığı da belirtildi. (AA)(AFP)
Ortadoğu

ABD Başkanı George W. Bush, Batı Şeria'da yasa dışı kurulan Yahudi
yerleşimlerinin kaldırılmak zorunda olduğunu söyledi. Bush, Ortadoğu gezisi
çerçevesinde gittiği İsrail'de önce İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le
görüştü. Peres, Bush'a, "ABD'yi derinden seven bir halkın ülkesine geldiniz"
dedi. Peres, "İnanıyorum ki, 2008 son değil, ama barış için belki en iyi yıl
olacak" derken, barış sürecinin ağır olabileceğine, ancak sağlanan
gelişmelerin hızlı olacağına inandığını, zamanın çok değerli olduğunu ifade
etti. Bush ise dünya ülkelerinin teröristlerle mücadele etmesinin "hayati
önemine" vurgu yaptı. Bush, "umut ideolojisinin nefret ideolojine üstün
gelmesi" gerektiğini belirterek, "Ülkenizi, iyimser ve gerçekçi bir kişi olarak
ziyaret ediyorum. Şu anlamda gerçekçiyim ki, teröristlerle savaşmanın, siyasi
amaçlarını gerçekleştirmek için masum insanları katledenlere karşı çıkmanın
dünya için yaşamsal önemde olduğunu düşünüyorum", diye konuştu. Peres'e,
"Ortak bir barış vizyonuna sahibiz" diyen Bush, Ortadoğu’ya büyük umutlarla
gittiğini söyledi. Öte yandan Bush İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile resmi
ikametgâhında 2 saate yakın süreyle görüştü. Bush ve Olmert, görüşmenin
ardından ortaklaşa basın toplantısı düzenledi. Bush, İsrail ile Filistinliler
arasındaki barış süreciyle ilgili olarak ülkesinin iki tarafın anlaşmaya varması
için yardımcı olmaya çalıştığını, ama barış için her iki tarafın tavizler vermesi
gerektiğini belirtti. Bush bir anlaşma sağlayabileceği hususunda "çok umutlu"
olduğunu belirterek, mevcut durumun barış için "tarihi bir an ve fırsat"
olduğunu söyledi. "Hayale kapılmıyorum, bu zor bir iş olacak" diyen Bush, her
iki tarafın da bir Filistin devleti kurulması için hazır ve istekli olduğunu ifade
etti. Arap ülkelerine zor seçimler yapmak durumunda olan Filistinlilere
yardımcı olmaları çağrısında bulunan Bush, kendisinin de taraflar arasında bir
anlaşma sağlayabileceği konusunda son derece umutlu olduğunu söyledi. İran
konusuna da değinen Bush, kısa süre önce bir Amerikan istihbarat raporunda
İran'ın nükleer silah programını askıya aldığının belirtilmesine karşın, bu
ülkenin "dünya barışı için, uluslararası toplum için bir tehdit olmayı
sürdürdüğünü" ifade etti. Bush, yaptırımların İran halkını nükleer programı
destekleyip desteklememek konusunda bir seçime zorlayacağını söyledi.
Hafta sonunda İran kıyıları açıklarında İran ve ABD savaş gemileri arasındaki
karşılaşmaya da değinen Bush, "Güçlerimizin güvenliğini sağlamak için her
seçenek masanın üzerinde duruyor", dedi. Bush, İran'ın ABD gemilerine karşı
yeni bir tahrike girişmesi halinde bunun ciddi sonuçları olacağı uyarısında
bulundu. Olmert de açıklamasında Bush ile hem ikili, hem bölgesel konuları
ele aldıklarını dile getirerek, İsrail'e komşu bir Filistin devleti kurulmasını
5
öngören Yol Haritası barış planını uygulama konusunda ciddi olduğunu
vurguladı. Hem İsraillilerin, hem de Filistinlilerin iki devletli bir çözüm
vizyonunu ilerletmek için ciddi çaba harcadıklarını belirten Olmert, "İnanıyorum
ki, her iki taraf da barış içinde yan yana yaşayan iki devlet vizyonunun yaşama
geçirilmesi yolunda ilerleme kaydedilmesi için çok ciddi biçimde çalışıyorlar",
dedi. Yol Haritası planı çerçevesinde İsrail'in üstlendiği yükümlülüklerin
tümünü yerine getireceğini taahhüt eden Olmert, Batı Şeria'daki topraklarda
yeni yerleşim inşa etmeyecekleri sözünü vererek, "Filistin yönetimi, Kudüs'ün
Batı Şeria ile aynı konumda olmadığını biliyor", diye konuştu. Gün içinde
İsrail'in güneyine yapılan Kassam roketi saldırılarına da değinen Olmert, teröre
son verilmedikçe barış olmayacağını söyledi. "Gazze, paketin bir parçasıdır"
diyen Olmert, "Terör durdurulmadıkça, her tarafta durdurulmadıkça barış
olmayacaktır", dedi. Bush da aynı konudaki bir soruya karşılık, Gazze
Şeridi'nden atılan roketlerin Filistin yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın
çıkarına olmadığını belirtti. (AA)

ABD Başkanı George W. Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen
Hadley, Hürmüz Boğazı'nda hafta sonunda yaşanan gerginliğin yinelenmesi
halinde Tahran'ın "sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağını" söyledi.
Bush'un Ortadoğu ziyaretine eşlik eden Hadley, İranlıların bu olaydaki
eylemlerinin çok provokatif olduğunu ifade ederek, "iki ülke arasındaki güçlerin
atışmasına neden olabilir ya da atışma noktasına getirebilirdi", dedi. Hadley,
"İran'ın bu tür bir olayın yinelenmemesi için çok dikkatli olması gerektiği, aksi
durumda sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağı", ifadesini kullandı.
(AA)(REUTERS)

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu
ziyaretinin Araplar ve Müslümanların tarihinde "kara bir gün" olduğunu söyledi.
Nasrallah, "Amerika’ya ölüm", "İsrail'e ölüm" sloganları atan taraftarlarına
yaptığı konuşmada, Bush'un Ortadoğu ziyaretinin başladığı günü Arap bölgesi
tarihi ve Araplarla Müslümanların tarihi için kara bir gün olarak kaydetmeleri
gerektiğini ifade ederek, Bush'un İsrail'i değil, İran'ı düşman olarak gösterdiğini
ve Arapları yanılttığını ileri sürdü. İran ve Suriye tarafından desteklenen ve
İsrail'i düşman olarak gören Hizbullah, Washington'un terörist örgütler
listesinde bulunuyor. (AA)(REUTERS)

İran'ın terör örgütü PKK'nın uzantısı olan PEJAK'a karşı sınıra duvar ördüğü
bildirildi. İran, PEJAK'lı teröristlerin geçişlerini engellemek amacıyla örmeye
başladığı duvarın, Irak'ın Erbil kentine bağlı Hacı Ümran sınır kapısı boyunca
uzanacağı kaydedildi. İran'ın, örmeye başladığı 5 metre yüksekliğindeki
duvarın uzunluğunun ilk etapta 4 kilometre olacağı belirtildi. (AA)

İsrail'in Gazze'nin kuzeyine saldırı düzenlediği, biri kadın 2 Filistinlinin öldüğü
bildirildi. Görgü tanıkları, ölenlerin Filistinli siviller olduğunu belirtti. Beyt Hanun
yakınında düzenlenen saldırıda 4 kişinin de yaralandığı kaydedildi. Bu arada
Gazze'ye geçişlerine yaklaşık 1,5 yıldır güvenlik gerekçesiyle izin verilmeyen
İsrail'deki "İnsan Hakları İçin Doktorlar" adlı kuruluşun elemanları ilk kez
Gazze'ye girdi. İnsan hakları kuruluşu adına çalışan doktorlar, acil yardım
bekleyen Filistinli hastaları tedavi etmek amacıyla beraberinde tıbbi malzeme
götürdü. Gazze'ye giren doktorların hepsi İsrailli Araplardan oluşuyor. Yahudi
6
doktorların Gazze'ye gitme talepleri güvenlik gerekçesiyle kabul edilmedi.
Kuruluş yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bu sabah üç doktor Gazze Şeridi ile
İsrail arasındaki kontrol noktası Erez'den geçerek Gazze'nin merkezindeki Şifa
Hastanesine gitti. Doktorların akşam İsrail'e dönmeleri bekleniyor. "İnsan
Hakları İçin Doktorlar" kuruluşunun yetkililerinden Salah Hacı Yahya, ABD
Başkanı George Bush'un bölgeye yaptığı ziyaretin Gazze'ye uygulanan
ablukanın kaldırılmasını sağlayacağı beklentisinde olduklarını ifade etti. Hacı
Yahya, Gazze Şeridi'nde abluka altındaki iki milyona yakın insanın dünyadan
kopuk, ihtiyaçları karşılanmadan hayatlarını sürdürmelerinin "kabul edilemez
bir durum" olduğunu, devam eden ablukanın bölgede bir insani felakete yol
açacağını ifade etti. (AA)(AP)(REUTERS)

Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Lübnan'da bir türlü aşılamayan
cumhurbaşkanlığı krizini çözmek için hazırlanan Arap planının ayrıntılarını
görüşmek üzere Beyrut'a gitti. Musa, Beyrut havaalanında gazetecilere yaptığı
açıklamada, "Lübnan tehlikede. Lübnan'daki durumu kurtarmak istiyoruz",
dedi. Arap girişiminin çok açık olduğunu ve süre iyice daraldığı için çalışmalara
hemen başlayacaklarını söyleyen Musa, krizin aşılacağına dair iyimser ve
umutlu olduklarını ifade etti. Musa üç gün sürecek temaslarına Meclis Başkanı
Nebi Berri'yle görüşmekle başlayacak. Arap Birliği Genel Sekreteri, daha
sonra çeşitli siyasi ve dini liderlerle bir araya gelecek. Öte yandan Suriye
Enformasyon Bakanı Muhsin Bilal yaptığı açıklamada, Suriye’nin Lübnan’da
yaşanan krizi sonlandırmak için çalışacağını söyledi. Lübnan'da Emil Lahud'un
görev süresinin dolduğu 23 Kasımdan bu yana cumhurbaşkanlığı makamı boş
bulunuyor. Suriye yanlısı muhalefet ve Batının desteklediği çoğunluk,
cumhurbaşkanlığına Genelkurmay Başkanı Mişel Süleyman'ın getirilmesini
desteklemesine rağmen, taraflar yeni hükümetin listesi ve Süleyman'ın bu
göreve getirilmesi için anayasa değişikliği yapılıp yapılmamasına ilişkin görüş
ayrılıkları yüzünden nihai anlaşmaya varamıyor. Anayasanın 49. maddesi, üst
düzey devlet memurlarının, görevi bırakmasından sonra en az 2 yıl
cumhurbaşkanı olmasını yasaklıyor. (AA)(XINHUA)(REUTERS)

Lübnan hükümeti, 2005 yılında bombalı saldırıda öldürülen eski Başbakan
Refik Hariri ve onunla bağlantılı diğer bombalama eylemlerinin faillerinin
yargılanacağı mahkemenin oluşturulması için Hollanda'ya 12 milyon dolar
gönderdi. Lübnan'da yayımlanan El Hayat gazetesi, diplomatik kaynaklara
dayanarak, Lübnan hükümetinin parayı dün Hollanda'ya gönderdiğini yazdı.
Hariri suikastı zanlılarını yargılayacak özel nitelikteki mahkemenin Hollanda'da
kurulmasından sonra, yargılama aşamasının gerekli fonun toplanmasından bir
yıl sonra başlayacağı belirtiliyor. Diplomatik kaynaklar, Hariri suikastı ve
Lübnan'daki diğer suikastların sanıklarının yargılanması için kurulacak
mahkemenin sadece bir yıl için masraflarının 30 milyon dolar tuttuğunu,
mahkeme binasının yeniden yapılması ya da düzenlenmesi halinde, bu
miktarın daha da artacağını dile getiriyor. (AA)

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, İsrail ile "askeri çözüm" peşinde
olmadıklarını söyledi. ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu ziyaretine
başladığı sırada El Arabiya televizyon kanalına açıklamalarda bulunan
Muallim, ülkesinin İsrail ile barış müzakerelerine yeniden başlamaya hazır
olduğunu da belirtti. Muallim, "İsrail ile askeri çözüm istemiyoruz. İşte bu
7
yüzden 1991'de Madrid'deki konferansa katıldık ve İsraillilerle 10 yıl süren
barış müzakereleri yaptık ve 27 Kasımda ABD'nin Annapolis kentindeki geniş
katılımlı konferansa da katıldık", ifadesini kullandı. Bush'un Ortadoğu
ziyaretine başladığı sıralarda başkent Şam'da basın toplantısı düzenleyen
Suriye Enformasyon Bakanı Muhsin Bilal, "Bush'un İran'ı Araplara düşman gibi
tanıtma planı, İsrail'e Amerikan desteğini maskelemek içindir, ama plan
başarılı olamayacak", ifadesini kullandı. Bush'un bu girişimiyle İran tehlikesinin
gerçek ve somut olan İsrail tehdidinin yerine geçemeyeceğini de belirten Bilal,
"Suriye her zaman Araplara, İran ile ayrıcalıklı ilişkilerin Arap davaları için bir
koz olduğunu söylemek istemiştir", dedi. (AA)(AFP)
Diğer Haberler

Kosova Meclisi, oy çokluğuyla Kosova Demokratik Partisi (PDK) lideri Haşim
Taçi'yi Başbakan seçti. Taçi hükümetinde Kosova Türk Demokratik Partisi
(KDTP) Genel Başkanı Milletvekili Mahir Yağcılar ise Çevre ve Planlama
Bakanı oldu. 120 üyeli Kosova Meclisinde açık oylamaya katılan 112
milletvekilinden 85'i Taçi hükümetine güven oyu verdi. Meclisteki Dardania
Demokratik Partisi (LDD) ile Kosova Refah İttifakı (AAK) milletvekilleri ise
Taçi'ye karşı oy kullandı. (AA)

Kosova Meclisi tarafından yeniden Kosova Başkanı seçilen Fatmir Seydiu
halkın iradesi doğrultusunda Kosova'nın bağımsızlık sürecini başarıyla
tamamlayacaklarını ve gelecekteki Kosova devletinin anayasasını kabul
edeceklerini söyledi. Yaptığı konuşmada, bütün yurttaşların refahı için
çalışacaklarını, Kosova'nın batılı kurumlarla bütünleşmesinin hızlandırılması
yönünde çaba harcayacaklarını belirten Seydiu, "Uluslararası topluluğun da
onayını alacak olan bağımsız bir Kosova, komşularıyla iyi ilişkiler ve işbirliği
içinde olacaktır. Aynı zamanda, Avrupa'nın bu bölgesinde istikrar faktörünü
teşkil edecektir", dedi. Kosova Başbakanı seçilen Haşim Taçi de teşekkür
konuşmasında, ayrım yapmadan bütün yurttaşların başbakanı olacağını
belirterek, hükümetin de partilerin, koalisyonun değil, bütün yurttaşların
hükümeti olarak, güç birliğiyle bütün engelleri aşabileceklerini vurguladı. Taçi,
mucizeler yaratmasının beklenmemesi gerektiğini ifade ederek, hükümet
olarak ABD, Avrupa Birliği, NATO ve uluslararası kurumlarla işbirliği içinde iyi
işler yapacakları sözünü verdi. Hükümet üyeleri de meclis tarafından verilen
görevleri sorumluluk içinde yerine getirecekleri, kanunlara, özgürlük, eşitlik ve
demokrasiyle ilgili uluslararası normlara ve ilkelere saygılı davranacakları,
başta Sırplar olmak üzere mültecilerin yurtlarına geri dönüşü için çaba
harcayacakları, bütün yurttaşların refahı için ekonomi, eğitim ve diğer
alanlarda gelişme kaydedilmesi için çaba göstereceklerine ilişkin yemin
etti. Ayrıca Haşim Taçi, birkaç hafta içinde bağımsızlıklarını ilan edeceklerini
de söyledi. Taçi Hükümetinin programı, Kosova Meclisinin gelecek
toplantısında sunulacak. (AA)(REUTERS)

Pakistan'ın doğusundaki Lahor'da, Yüksek Mahkeme önünde düzenlenen
intihar saldırısında 20 kişinin öldüğü bildirildi. Bir hükümet yetkilisi, ölenlerden
çoğunun polis olduğunu belirtti. Polis kaynakları, saldırının hedefinin polisler
olduğunu söyledi. (AA)(REUTERS)
8
Dünya Basını
Financial Times, üç Amerikan savaş gemisiyle beş İran teknesinin Pazar
günü Hürmüz Boğazı'nda karşı karşıya gelmesi sonrası, ABD Başkanı George
W. Bush'un Ortadoğu turuna İsrail'de İran'ı uyararak başladığını belirtiyor.
George Bush, İran'ın Amerikan gemilerine saldırmalarının ciddi sonuçları
olacağı uyarısında bulunmuştu. Financial Times'a göre, İran, Bush'un
Ortadoğu turunu gölgelemiş durumda.
Times yazarı Richard Beeston ise Hürmüz Boğazı'nda yaşananları farklı bir
açıdan yorumluyor. "Orta Doğu liderleri yıllardır, topraklarını ziyaret edenlerin
güçlerini ve zayıflıklarını sezmekte ustadır" diyor Beeston ve ekliyor: "İran
teknelerinin Pazar günü Amerikan gemilerini taciz etmesi gibi bir provokasyon,
bir yıl önce düşünülemezdi bile. O nedenle de birçok Orta Doğu lideri
yaşanandan, Amerika yeni liderini seçmeye odaklanmışken, Bush'un güç
kaybettiği sonucunu çıkaracaktır.
Guardian ise İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in, Bush'un turu sırasında, Doğu
Kudüs ve Batı Şeria'nın diğer bazı bölümlerinde yeni Yahudi yerleşim birimleri
inşa edilmesi ihtimalini dışlamadığına dikkat çekiyor. Gazeteye göre bu tavır
da, İsrail ve Filistin Yönetimi arasındaki derin görüş ayrılıklarının sürdüğünü
gösteriyor.
Independent'a göre de Ehud Olmert'in, yerleşim birimlerini genişletme hakkını
saklı tuttuğunu söylemesi, İsrail'in bu konuda şu ana kadar kullandığı en sert
dili yansıtıyor. Gazete bu birimlerin inşasının ülke yasalarını dahi ihlal ettiğini,
İsrail'in Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın
eleştirilerini dikkate almadığını belirtiyor.
İngiliz gazeteleri dünkü ilk baskılarında, Amerika Birleşik Devletleri'nin New
Hampshire eyaletindeki ön seçimleri Demokrat Parti'de sanki Barack Obama
kazanmış gibi manşetler atmıştı. Oysa kamuoyu yoklamalarındaki sonuçların
aksine, ön seçimin galibi Hillary Clinton olmuştu. Independent bugün bir öz
eleştiri yaparak, basının Hillary Clinton'ı çok çabuk başarısız ilan ettiğini
söylemiş. Bu noktada gazetede dünün örnek verilen manşetleri arasında,
Independent'ın manşeti "Obama'nın inanılmaz yolculuğu" da var.
Daily Telegraph'a konuşan Amerika Birleşik Devletleri'nin eski
başkanlarından Bill Clinton, eşinin ön seçimi kazanmasında, seçimden bir gün
önce seçmenlerle konuşurken duygulanmasının rol oynadığını söylemiş. Bill
Clinton'a göre bu sohbet sırasında halk, "Hillary Clinton'ın kim olduğunu
gördü". Sohbet sırasında sorduğu soruyla Clinton'ı neredeyse ağlama
noktasına getiren Demokrat seçmen Marianne Pernold Young ise Guardian'a,
oyunu Barack Obama'ya verdiğini söylemiş.
Times'ın Amerika editörü Gerard Baker'a göre, Hillary Clinton'ın New
Hampshire'daki zaferi, belki de tarihte bir ön seçimde görülen en şaşırtıcı
değişimi yansıtıyor. Siyaset bilimcilerin, Barack Obama'yı eyalette açık farkla
önde gösteren kamuoyu araştırmalarıyla ilgili bir tespitine dikkat çekiyor
Baker... Bu araştırmalarda siyah bir adaya oy verme niyetinde olduklarını
9
söyleyen bazı seçmenlerin, sandık başında farklı tercih yaptıklarını vurguluyor.
Gerard Baker'a göre eğer bu tespit doğruysa, Barack Obama'yı önümüzdeki
haftalarda tatsız yeni sürprizler bekleyebilir. Times, New Hampshire'daki ön
seçimde sonucu kadın seçmenlerin Hillary Clinton'a desteğinin belirlediğini
vurguluyor. Demokrat Parti'nin ön seçiminde oy kullananların yüzde 57'sinin
kadın olduğunu vurguluyor gazete... Times’ın dikkat çektiği nokta, Iowa'daki ön
seçimin aksine, kadın seçmenlerin yüzde 47'sinin Clinton'a oy verdiği, Barack
Obama'nınsa onların yüzde 34'ünün oyunu alabildiği.
Guardian yazarı Timothy Garton Ash'e göre, 2008'de Amerika Birleşik
Devletleri'nin başkanlık seçimlerine odaklanacağı kesin. "Avrupa ise üç
konuya odaklanmalı" diyor Ash. Yazar bu konuları; daha fazla kişiye iş imkanı
sağlanması, Müslümanlar ve komşular olarak sıralıyor. Timothy Garton Ash'in
Müslümanlarla ilgili olarak dikkat çektiği nokta, Avrupa ülkelerinde
Müslümanlarla bir gerginliğin yaşandığı; her Avrupa ülkesinin bütünleşme,
vatandaşlık ve ulusal kimlik açısından farklı özelliklere sahip olması. Ash
Almanya'yı; İngiltere, Fransa ve İspanya'dan daha şanslı bir ülke olarak
görüyor. Yazar bu duruma gerekçe olarak, Almanya'daki Müslümanların
çoğunun kökenlerinin, "belki bir Avrupa ülkesi" olarak nitelendirdiği Türkiye'ye
dayanmasını gösteriyor. Avrupa'nın komşularıyla ilgili olaraksa, sözü Avrupa
Birliği'nin genişleme sürecine getiriyor Timothy Garton Ash... Yazar, birliğin
Sırbistan'la Ortaklık Anlaşması imzalamasının desteklenmesi; diğer Balkan
ülkeleri, Türkiye ve Ukrayna'nın üyelikleri yolunda da ilerleme sağlanması
gerektiğini vurguluyor. Timothy Garton Ash'e göre, 2009 yılı Ocak ayında
Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni başkanı göreve başlayana dek Avrupalı
liderler saydığı üç alanda, yani daha fazla kişiye iş imkânı sağlanması,
Müslümanlarla sorunların çözümü ve komşularla ilişkilerde ilerleme sağlamalı.
Ash Avrupalıların ancak bu şekilde, yeni başkanın karşısına çıkıp, iklim
değişimiyle mücadele ve kalkınma gibi alanlarda, masaya yeni öneriler
getirebilecekleri kanısında.
10
Download