B : 68 7 . 6 . 1948 hastalıkları meyanına almak lâzımdır. Sayın Bakan, meslekî hastalıklar hususunda tetkikatta bulunduklarını beyan buyurdular. ben bunu bir teminat olarak kabul ediyorum. İş kazasına uğrıyan l)ir vatandaş nasıl has­ taneye yatırılır? Arkadaşlar, bu, yürekler acı­ sıdır. Bakınız, iş kazasına uğrıyan bir işçi, eli­ mizdeki mevcut İş Kanunu mucibince ve İşçi Sigortaları Kanunu gereğince, iş veren işçiyi hastaneye kadar götürmekle mükelleftir. Hasta­ neye vardıktan sonra onun sahibi tanrıdır. Ever bir içki yüzünden birisini yaralıyan bir adamı eürmü meşhuttur, derler delail kaybolur diye hastaneye yatırırlar. Fakat iş kazasına uğrıyan yavrucak, vatandaş hastaneye gelir yatak yok­ tur, geri döner, kapu, kapu dolaşır, kolu, bacağı kesilir. Bunun mesulü yoktur. Yalnız Devlet idaresinde bulunan, Çalışma Bakanlığına bağlı İşçi Sigortaları Kurumunun tazminat ödemesi­ dir. öyleya ; o Öder, fakat asıl iş ölmüşü öde­ mek değil, ölmemesini temin etmektir. Burada, Çalışma Bakanı derhal kanunlardaki bu irti­ batsızlığı izale ile, bu yerlerde kazaya uğrıyan işçinin oraya gelir gelmez yerleştirilmesinin te­ minidir. Bunları mahallinde gördüm, Sayın Ba­ kan da vâkıf oldukları ve tetkik edilmekte oldu­ ğunu söylediler. İşçi hastaneleri; sanatoryumları: Arkadaşlar, burada demin biraz sebeplerini arzettiğim; hassasiyetle üzerinde durmak millî, iktisadi, sınai, içtimai ve her cepheden borcu­ muz ve Türk tarihine karşı en büyük mesuliyetimizdir. Türk vatandaşını, Türk işçisini hasta etmek değil, hasta olursa tedavi etmek de bize borçtur. Karabük'te Amasra limanı, Zongul­ dak'ta Deniz Kulübünde ve başka yerlerde işçi tesislerini, işçilerin dinlenmesi için yapılan yer­ leri-gördük. Fakat bir günlük mesafe olan Amasra'ya işçinin gidip gelmesi bir meseledir. Orada bir tepecik var. Gayet güzel sanatoryum olabilir. Amasra işçilerinin buradan istifadesi için kamyonla bir günlük yere gidip gelecek­ lerdir. işçiler için bu müşküldür. Memurlar için belki faydabahş olabilir. Fakat biz Türk işçisi için deniz kenarında köşkler değil, sayfiyeler, yalılar değil, kendine yakın olan ve yorgun vü­ cudunu dinlendirecek yerlerde Devlet müesse­ seleri halinde dinlenme yerleri ve sanatoryum­ ların kurulmasını çok yerinde göreceğine inan- 0:1 dığımız Hükümetten rica etmeyi muvafık bul­ duk, Zonguldak'ta Deniz Kulübü var, gittik, gör­ dük. Yalnız orada bir lükslük var. işçi kömür ocağının ağzından çıktığı zamanda maalesef çok müzeyyen, çok müdebdep, müşaşa, mutantan, hep eski kelimeleri kullandım, lüks bir hayatın kurulmuş olduğunu, cennetasa parkların çakıl­ larla döşenmiş bahçelerin, yanından geçer ve mütevazi işçi pavyonuna gider. Bu masraf bira/. işçiye ücret haline intikal ettirilse her halde çok daha iyi olacağı gibi, işçinin maişetine bira/. medar olacağı şüphesizdir. Bu da ayrıca düşünülmelidir. Izmirde Çalışma Bakanlığının bir Çalışma hastanesi var. Biz onları raporlarımızda yazdık. Tevsi edilebilecek bir mahiyettedir. Bunları tevzi edilecek yerlerde tevzi etmek, olmıyan yerlerde, tasarruf gayesi ile elden bırakmamak şartiyle; işçi pavyonları ilâve etmek lâzımdır. Denizli ki; bu mmtakada 16 kooperatif vardır. Sayın Ekonomi Bakanı bunları bilirler. Bu mmtakada 180 bine yakın işçi çalışmaktadır. iş Kanununun mevzuuna dâhil olmamakla be­ raber, geçen roparlarda da vardır, bu ve bu­ nun yanında sathı bahirden üç metre kadar aşağı olan meşhur Nazilli Fabrikasının felâket­ zede, tropika ve sair hastalıklara tutulanları­ nın tedavisi için, Buldan'da bir sanatoryum açılması yerindedir. Burası bölgelere daha ya­ kındır. Burada Bakanlığın tetkikatını haber aldım. Orada işçiler için bir sanatoryum kurul­ ması imkânı vardır. Hasta işçileri korumak için bilhassa çok faydalı olacaktır, .buna ihtiyaç da vardır. Bu husus üzerinde de tetkikat yapmakta olduklarını Sayın Bakan ifade buyurdular, in­ şallah bu kuvveden fiile çıkar. Arkadaşlar; asıl feci bir cihete temas edece­ ğim. Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 180 ne i maddedeki ufacık cümle doktorlarımızın istifadesinedir. Af buyursunlar; ben doktorlarımı­ zı beşeriyet namına daima insani ve ruhi müş­ fik eller olarak kabul etmişimdir. Onlar bu maddenin boşluğundan istifade etmişlerdir, iş Kanuniyle iş yerlerini kontrole salâhiyeti haiz olan Devletin resmî doktorları dahi 15 iş ye­ rine kadar o yerin hususi doktoruyum diye' pa­ ra almışlardır. Bilhassa bunu istanbul'da gör­ mek, bana elem verdi. Raporumuzda da teba- - 115