13 Kelime ORTAK DERSLER TÜRK DİLİ I Okutman Mediha MANGIR 1 Ünite: 13 KELİME Okutman Mediha MANGIR İçindekiler 13.1. Kelimenin Tanımı.............................................................................................................................................. 3 13.2. KELİME TÜRLERİ.................................................................................................................................................... 3 13.2.1. İSİMLER (ADLAR)................................................................................................................................................................ 3 13.2.2. SIFATLAR (ÖNADLAR)...................................................................................................................................................... 4 13.2.3. ZAMİRLER (ADILLAR)....................................................................................................................................................... 6 13.2.4. ZARFLAR (BELİRTEÇLER)................................................................................................................................................ 8 13.2.5. FİİLLER (EYLEMLER).........................................................................................................................................................10 13.2.6. EDATLAR (İLGEÇLER)......................................................................................................................................................16 13.2.7. BAĞLAÇLAR........................................................................................................................................................................17 13.2.8. ÜNLEMLER...........................................................................................................................................................................17 2 13 Kelime 13.1. Kelimenin Tanımı Anlamı veya görevi bulunan ve tek başına kullanılabilen ses birliğine kelime denir. 13.2. KELİME TÜRLERİ Türkçede işlev açısından sekiz tür kelime vardır. Bunlardan bazıları anlamlı, bazıları da görevli kelimeler olarak karşımıza çıkar. İsim, sıfat, zarf ve fiil anlamlı kelimeler; edat, bağlaç, zamir ve ünlemler de görevli kelimelerdir. Anlamlı ve görevli kelimeler arasındaki farklar şöyle sıralanabilir: 1. Anlamlı kelimeler sayı bakımından görevli kelimelere oranla daha çoktur. Görevli kelimelerinsayısı belirlenebilir ya da tahmin edilebilir, ancak anlamlı kelimeler için bu durum söz konusu değildir. 2. Anlamlı kelimeler, dilin yapısı gereği, türetime, yeni kelime yapımına oldukça elverişlidir. Görevli kelimeler kelime türetimine ve yapımına elverişli değildir. Genellikle yalın halde bulunurlar. (benimse-, bencileyin, onca örnekleri istisnadır.) 3. Görevli kelimelerin zaman içinde değişimi, anlamlı kelimelerle karşılaştırıldığında daha yavaştır. 4. Anlamlı sınıfın kelimeleri daha çok anlamlı kelimeler olarak karşımıza çıkarlar. Görevli kelimeler ise anlamlı kelimeleri birbirine bağlayan, onlarla ilişki kuran kelimelerdir. Şimdi sırasıyla bu kelime türlerini inceleyelim: 13.2.1. İSİMLER (ADLAR) Varlıkları ve kavramları karşılayan kelimelerdir. Dillerin doğuşunun temel özelliklerinden biri, her varlığa her kavrama bir isim verme ilkesidir. Bu yüzden isimler, bütün dillerin temel kelimeleri olarak tanımlanabilir. İsimler: 1. Varlıklara verilişlerine göre, 2. Varlıkların oluşlarına göre, 3. Varlıkların sayılarına göre 4. Yapılarına göre birtakım bölümlere ayrılırlar. 13.2.1.1. Varlıklara Verilişlerine Göre: • Özel İsim: Bir tek varlığa, bir tek kavrama verilmiş olan isimdir. Özel isim, varlıklara çevrelerindekilerce sonradan verilen özel, takma isim olduğu gibi, toplumun bütün bireylerince bilinen ekmek, su, ağaç..gibi ortak kelimelerden değildir. Özel isim, yalnızca, o varlığı tanıyanlarca bilinen bir isimdir. Bu isimlerde, kelime ile karşıladığı nesne arasında herkes tarafından bilinen, herkesin önceden ve ortak olarak kabul ettiği belirli, tabii bir bağ yoktur. Kıtalara, kentlere, köylere, dağlara, denizlere, nehirlere, ülkelere, uluslara, devletlere, gazetelere, kitaplara, kurumlara, dillere, insanlara, hayvanlara tek tek verilmiş olan isimler birer özel isimdirler ve büyük harfle başlarlarSamsun, Türkiye, Türk, Türkçe, Hasan, Ayşe, Asya, Çalıkuşu, Türk Hava Kurumu, Allah… • Cins İsim: Aynı türden olan varlıkların hepsine verilen isimdir. Cins isimlerde kelime ile nesne arasında herkes tarafından bilinen gerçek bir bağlantı vardır. Bunlarda herkes için kelime nesneyi, nesne de kelimeyi hatırlatır. Örneğin, göz, ev, ağaç kelimeleri herkeste hemen bir göz, bir ev, bir ağaç hayali canlandırır. Bu isimler, sayı ve çeşit bakımından tek olmayan nesne cinslerinin isimleridir. kuş, masa, kitap, okul, toprak, gül, dağ… Not 1. Cins isim, bir tek varlığa isim olarak verildiği zaman özel isim olur: Gül (bayan ismi), Ali Dağ (soyadı), Boncuk (kedi ismi)… Not 2. Cins isim, tekil bile olsa, kimi kez çoğul anlamı verir. Kişi, ne ederse kendine eder. At, binicisini tanır. 13.2.1.2. Varlıkların Oluşlarına Göre: Somut İsim: Duyu organlarımızın herhangi biriyle algıladığımız nesnelerin isimleridir. çiçek, çocuk, rüzgâr, hava, Samsun, masa… 3 türk dili ı 13 1 Soyut İsim: Madde halinde bulunmayan, varlıklarını zihinle kavrayabildiğimiz nesnelere, kavramlara verilen isimlerdir. dostluk, sevinç, cesaret, üzüntü, Allah, aşk, çocukluk… 13.2.1.3. Varlıkların Sayılarına Göre: Tekil İsim: İsmin bir tek varlığı ya da kavramı anlatan biçimidir. kalem, öğrenci, masa, insan, duygu… Çoğul İsim: Birden çok varlığı anlatan isimlerdir. Tekil isimlerin –ler/-lar çoğul eki getirilmiş biçimidir. kalemler, öğrenciler, masalar, insanlar, duygular… Topluluk İsmi: Biçimce tekil olduğu halde, bir topluluğa isim olan kelimelerdir. Topluluk isimleri de diğer cins isimler gibi çoğul eki alabilirler. ordu, bölük, takım, dizi, düzine, sürü, heyet, kurul, ulus… ordular, sürüler, kurullar, uluslar… NOT: -ler/-lar çoğul ekleri, eklendiği isimlere çoğul anlamı dışında başka anlamlar da katabilir. Yarın amcamlar bize geliyor. (aile anlamı) Yahya Kemaller, Reşat Nuriler olmasaydı Türk Edebiyatı buralara gelmezdi. (benzerleri, gibi anlamı..) Yavrucak günlerdir ateşler içinde yanıyor. (abartı anlamı) Adam kırk beş elli yaşlarındaydı. (yaklaşık anlamı) Cumaları bana uğrar. (alışkanlık anlamı) 13.2.1.4. Yapısına Göre İsimler: Basit İsimler: Anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanmayan, herhangi bir yapım eki almamış isimlerdir. Basit isimlerde çekim eki olabilir. ağaç, göz, kelebekler, sıraların, masada vb. Türemiş İsimler: İsim ve fiil kök ya da gövdelerine yapım ekleri getirilerek oluşturulan isimlerdir. taş-lık, yol-daş, Türk-çe, kitap-çık, tuz-lu vb. örneklerde kökler isimdir. giy-ecek, kaz-ma, yaz-ı, bağır-tı, üz-üntü, as-kı, dil-im, tara-k, soy-gun, dal-gıç vb. örneklerde kök fiildir. Birleşik İsimler: İki ya da daha çok kelimenin aralarına bir ek ya da bağlaç giremeyecek kadar birleşip kaynaşmasından oluşan yeni anlamdaki isimdir. Sıfat tamlaması şeklinde olanlar: anayurt, Taşköprü, karayel, önsöz vb. Belirtisiz isim tamlaması şeklinde olanlar: hanımeli, aslanağzı, tahtakurusu vb. Bir isimle bir fiilden ya da fiilimsiden oluşanlar: imambayıldı, gecekondu, uçaksavar, ağaçkakan, dalgakıran vb. Fiil ya da fiilimsilerle oluşan bileşikler: biçerdöver, çekyat, uyurgezer, dedikodu vb 13.2.2. SIFATLAR (ÖNADLAR) Varlıkları çeşitli yönlerden niteleyerek ya da belirterek karşılayan sözcüklere sıfat denir. Tabiatta bütün nesnelerin tek tek isimleri vardır. Sıfatlar, nesnelerin özellik isimleridir. Sıfatlar tek başlarına kullanıldıklarında aslında isimdirler. Bir isimle kullanılıp o ismi niteledikleri ya da belirttikleri zaman sıfat olurlar. 4 13 Kelime “ağaç, ev, çiçek” gibi “kırmızı, büyük, güzel” kelimeleri de birer isimdir. Bunlar sıfat olarak kullanılabileceği gibi; güzel ev, büyük masa, kırmızı çiçek; isim olarak da kullanılabilirler: Büyük, büyüklüğünü bilmeli. Şu güzele bir bakın. Kırmızı alıcı bir renktir. NOT: Bütün sıfatlar isim gibi kullanılabilir. Ancak her isim sıfat gibi kullanılmaz. Sadece vasıf (niteleme) ifade eden isimler sıfat olarak kullanılabilir. Özel isimler (Ayşe, Kemal..), fiilden yapılmış isimler (gitmek, okumak, yürüyüş, görgü, biçki…) sıfat olamazlar. Sıfatlar, anlamları bakımından ikiye ayrılırlar: 13.2.2.1. iteleme Sıfatları: Varlıkların nasıllık, nicelik durumlarını gösteren sıfatlardır. Bir başka deyişle varlıkların rengini, durumunu, biçimini ve bunun gibi birçok özelliğini ortaya koyarlar. Niteleme sıfatlarını bulmak için kullanıldıkları isme “nasıl” sorusu sorulur. temiz ev ışıklı oda çalışkan çocuk, sıkıntılı hayat (durum sıfatları) uzun değnek,yuvarlak masa, düz yol, geniş oda (biçim sıfatları) kara toprak, sarı gülkırmızı elbise, doru at, (renk sıfatları) geçen ay gelecek yıl, (hareket sıfatları) 13.2.2.2. Belirtme Sıfatları: Nesnelerin dış vasıflarını belirten sıfatlardır. Bunlar nesnelerin bünyesinde olan bir özelliği değil, onların dışında olan özellikleri gösterirler. Varlıkların dış belirtileri onların yerleri, sayıları, soru durumları ve belirsizlik halleridir. Belirtme sıfatları bu özelliklere göre dörde ayrılırlar. • İşaret Sıfatları: Varlıkları işaret yoluyla belirten sıfatlardır. Tek başlarına işaret zamirleridir. bu kalem şu kalem o kalem (asıl işaret sıfatları) beriki kalem öteki kalem öbür kalem (işaret anlamlı sıfatlar) öyle çocuk böyle iş öte taraf beri yaka İşaret sıfatını bulmak için birlikte kullanıldığı isme hangi sorusu sorulur. • Sayı Sıfatları: Varlıkların sayılarını, sıralarını, eşit bölümlerini, parçalarını belirten sıfatlardır. Bunlar tek başlarına sayı isimleridir. Sayı sıfatları dörde ayrılır. Asıl Sayı Sıfatları: Varlıkların sayılarını bildiren sıfatlardır. bir ekmek yedi defter on iki ay altı bin asker yüz milyon lira otuz öğrenci NOT: Sayı sıfatlarından sonra gelen isimler çoğul eki almazlar. Ancak bazı özel, kalıplaşmış istisnai örnekler de vardır: Üç Silahşorlar Yedi Emirler Kırk Haramiler üç aylar Yedi Cüceler Asıl sayı sıfatlarını bulmak için, isimden önce ‘kaç’ soru sıfatı getirilip sorulur; alınan cevap asıl sayı sıfatını verir. Sıra Sayı Sıfatları: Varlıkların derecelerini, sıralarını bildiren sıfatlardır. Sıra sayı sıfatları, -(i)nci ekiyle türetilir. birinci gün ikinci hafta altıncı ev dördüncü kat yüz kırkıncı sayfa Sıra sayı sıfatını bulmak için isme “kaçıncı” soru sıfatı sorulur; alınan cevap sıra sayı sıfatıdır. NOT: Sıra sayı sıfatlarından sonra gelen isimler, anlam gereğine göre, çoğul eki alabilirler: onuncu sınıflar, ikinci bölükler… • Üleştirme Sayı Sıfatları: Varlıkların sayısını grup grup gösteren sıfatlardır. Bir ayırma, bölme, paylaştırma, dağıtma ifade ederler. Asıl sayı sıfatalrına –er/-ar, -şer/-şar ekleri getirilerek türetilir. birer portakal dokuzar fındık ikişer gün altışar ay 5 türk dili ı 13 1 NOT: İkinci kelimeleri yüz ya da bin olan kelime öbekleri biçimindeki asıl sayı sıfatlarının üleştirme biçimleri iki şekilde karşımıza çıkar: on biner/onar bin beş yüzer/yüzer bin Üleştirme sayı sıfatlarını bulmak için isimden önce “kaçar” soru sıfatı sorulur; alınan cevap üleştirme sayı sıfatıdır. Kesir Sayı Sıfatı: Varlıkların parçalarını belirten sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına –de/-da eki getirilerek elde edilir. yüzde elli hisse onda bir olasılık yarım ekmek çeyrek saat bir buçuk lira Kesir sayı sıfatlarını bulmak için isme “kaçta kaç, ne kadar” soruları yöneltilir; alınan cevap kesir sayı sıfatını verir. NOT: Yukarıdaki sayı sıfatlarının dışında, birlikte oluşu anlatan topluluk sayı sıfatları diyebileceğimiz ikiz, üçüz, beşiz gibi sıfatlar da vardır. Belirttikleri isimler de genellikle çoğul olarak kullanılırlar: ikiz kardeşler, üçüz çocuklar, dördüz kızlar… 13.2.2.3. Belgisiz (Belirsizlik) Sıfatlar: Varlıkları belirsiz bir şekilde bildiren sıfatlardır. Belgisiz sıfatlar varlıkların özellikle sayılarını, miktarlarını belirsiz şekilde ifade ederler. birtakım, bazı, her, birkaç, biraz, çoğu, fazla, tüm, hiçbir, başka, herhangi bir gibi sözcük ler belgisiz sıfat olarak kullanılır. bütün okullar bazı öğrenciler başka ülkeler fazla mesai her ders hiçbir çocuk çok para biraz ilgi NOT: “Bir”, hem sayı sıfatı hem de belgisiz sıfat olur. Bir, sayı sıfatı olduğunda bir tek anlamındadır ve kendinden sonraki isim kesinlikle çoğul eki alamaz. Bir belgisiz sıfat olduğunda herhangi bir anlamındadır. Bunların tespiti, bağlam ve vurguyla yapılabilir. Sınavıma bir gün kaldı. (sayı sıfatı) Elbet bir gün buluşacağız. (belgisiz sıfat) 13.2.2.4. Soru Sıfatları: Varlıkların durumlarını, yerlerini, sayılarını soru yoluyla belirten sıfatlardır. Belli başlı soru sıfatları şunlardır: nasıl, kaç, hangi, neredeki, ne kadar, ne… Nasıl iş? Neredeki ev? Hangi gün? Ne gün? Kaç işçi? Ne kadar zaman? 13.2.3. ZAMİRLER (ADILLAR) Cümlede isimlerin yerini tutan kelimelerdir. İsimler, varlıkları tanıtırken, zamirler geçici olarak onlara elçilik edip onları temsil ederler. Zamirler tek başlarına bir anlam ifade etmezler; varlık adı olmadıkları ya da varlıkları niteleyen ve belirten kelimeler olmadıkları için, cümleler dışında, bize hiçbir kavramı doğrudan doğruya veremezler. Zamir hangi ismin yerini tutuyorsa, anlamı o isimle olan ilgisi sırasında belirir. Toprak kelimesi toprak varlığının; siyah ise bir niteliğin adıdır. Ama o zamiri, hemen hemen bütün varlıkların yerini tutar, onlara elçilik eder. Zamirler isim ve sıfatlar gibi anlamlı değil, görevli kelimelerdir. Zamirler dörde ayrılır: • Kişi Zamirleri • İşaret Zamirleri • Soru Zamirleri • Belgisiz Zamirler 6 13 Kelime 13.2.3.1. Kişi Zamirleri • Konuşan, dinleyen ve adı geçen kişi adlarının yerini tutan zamirlerdir. Bu kişiler çoğul da olabilirler. Konuşan – 1. Şahıs Dinleyen – 2. Şahıs Adı geçen – 3. Şahıs Tekil 1. Şahıs ben 2. Şahıs sen 3. Şahıs o Çoğul 1. Şahıs biz 2. Şahıs siz 3. Şahıs onlar Şahıs zamirleri isimler gibi çekim eki alırlar: seni, benden, onun, sizinle, onlarda, bize vb. NOT: Ben ve sen zamirleri yönelme hal eki (–e/-a) aldıklarında, ünlülerinin değiştikleri görülür. ben-e>bana sen-e>sana NOT: Ben ve biz zamirlerine ilgi eki –ın/-in şekliyle değil de –ım/-im şekliyle eklenir. ben-in>benim biz-in>bizim sen-in>senin siz-in>sizin o-n-un>onun onlar-ın>onların 13.2.3.1.1. Dönüşlülük Zamirleri Yapılan işin etkisinin yapana geri döndüğünü anlatan, bazen öznenin daha vurgulu anlatımı için kullanılan ve anlamı pekiştiren zamirdir. Dönüşlülük zamirleri kendi kelimesinin iyelik şekillerinden ibarettir. Şahıs zamirlerinin ikinci tipi durumundadırlar. Asıl şahıs zamirlerinden daha kuvvetli ifade taşırlar. Tek başlarına veya şahıs zamirleriyle kullanılabilirler. Ben yaptım. Kendim yaptım. Ben kendim yaptım. Sen yaptın. Kendin yaptın. Sen kendin yaptın. 13.2.3.1.2. İşaret Zamirleri: İşaret yoluyla varlıkların yerini tutan kelimelerdir. Tekil: bu Çoğul: şu o bunlar şunlar onlar İsmin çekim eklerini alırlar: bunu, şuna, onda, bunlardan, şunlarla, onların.. NOT: “bu, şu, o” kelimeleri, bir ismi işaret ediyorsa sıfat, ismin yerini tutuyorsa zamir olurlar. Bu masa büyüktür. Şu ağaç çok yaşlıdır. O ev eskiden bizimdi. (İşaret sıfatı) Bu karedir. Şu beyazdır. O düzdür. (İşaret zamiri) Böyle, şöyle, öyle, bura, şura, ora kelimeleri de işaret zamiri olarak düşünülebilir. (bu+o+ile>böyle, bu+ara>bura) Böylesini hiç görmedim. Şurası göz göze geldiğimiz yer. Oraya ne zaman gidecekler? NOT: Böyle, şöyle, öyle kelimeleri cümledeki konum ve işlevlerine göre sıfat, zamir ve zarf olabilirler. Böyle çocuk olur mu? (İşaret sıfatı) Böylesi hiç görülmedi. (İşaret zamiri) Arkadaşına böyle davranma. (zarf) 7 türk dili ı 13 1 13.2.3.1.3. Belgisiz Zamirler: Hangi isimlerin yerlerini tuttukları açıkça belli olmayan zamirlerdir. herkes, kimse, birtakımı, biri, hepsi, başkası, bazısı, her biri, bir çoğu, kimisi, kimileri, birkaçı, falan, filan, falanca, şey… Buraya geldiğimi kimse bilmiyor. Herkes çok sevinecek. Bazısı şaşırır tabii. Kimisi de kızabilir. 13.2.3.1.4. Soru Zamirleri: İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir. İsim çekim eklerini alırlar. Başlıca soru zamirleri şunlardır: ne, neyi, neye, nerede, kim, kimi, kimde, kimden, hangisi, kaçı, kaçınız vb. Pazardan ne aldınız? Orada kimi gördünüz? Hangisi daha ucuzdu? Çantanız nerede kaldı? NOT: “ne” soru kelimesi cümledeki işlevine göre sıfat, zamir ve zarf olabilir. Teyzemler ne gün gelecekler? (Soru sıfatı) Mağazadan ne aldınız? (Soru zamiri) Ne bakıp duruyorsun? (Soru zarfı: niçin ,neden anlamında)) 13.2.3.1.5. İlgi Zamiri: İlgi zamiri “–ki” ekidir. Bu ek herhangi bir varlığın yerini tutarak o varlığın kime ait olduğunu bildirir. Seninki bugün yine gelmedi. Ahmet’in yazısı, Ali’ninkinden daha güzel. 13.2.4. ZARFLAR (BELİRTEÇLER) Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların ve görev bakımından kendine benzeyen kelimelerin anlamlarını zaman, yer ve yön, durum, nicelik, soru kavramlarıyla belirleyen, sınırlandıran ya da kuvvetlendiren kelimelerdir. Türkçede tür olarak zarf özelliği gösteren kelime sayısı azdır. Bu yüzden bazı isim ya da isim soylu kelimeler cümlede zarf görevini üstlenirler. Zarfları beş ayrı başlık altında incelemek mümkündür: • • • • • Zaman Zarfları Durum Zarfları Yer-Yön Zarfları Nicelik (Azlık-Çokluk) Zarfları Soru Zarfları 13.2.4.1. Zaman Zarfları: Fiillerin ya da fiilimsilerin anlamlarını zaman bakımından belirleyip sınırlayan zarflardır. Cümlede zaman zarfını bulmak için fiil ya da fiilimsiye “ne zaman” sorusu sorulur. dün, bugün, yarın, hemen, şimdi, ansızın, biraz önce, sonra, henüz, hâlâ, sabah, akşam, erken, geç… Dün gelip bugün gitti. Henüz yazamadım, şimdi yazıp hemen postaya atacağım. Bugün geçmiş oradan. 13.2.4.2. Durum Zarfları: Fiil ya da fiilimsilerin ne yöntemle, nasıl ya da niçin yapıldığını belirleyen zarflardır. Cümlede durum zarfını tespit etmek için fiil ya da fiilimsiye “nasıl” sorusu yönlendirilir. 8 13 Kelime Doğru söylediğini anladım. Bizimle açık konuştu. Bugün eve ağlayarak gitti. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. Bugün bana iyi davrandı. Oradan hızla uzaklaştı. NOT: Durum zarflarının bazıları cümle içinde isimden önce karşımıza çıkabilirler, bu durumda görevleri değişir ve sıfat olurlar. Ali Bey, iyi adamdı. Doğru söze ne denir? Açık sözlü oldu her zaman. 13.2.4.3. Yer-Yön Zarfları: Fiillerin veya fiilimsilerin yerini ve yönünü belirten zarflardır. Yukarı çıktılar. Geri dönelim diye, bağırdı. Fazla ileri gitme. İçeri girip duruyor. Beri gel biraz. NOT: Yer-yön zarfları ismin hal eklerini aldıklarında zarf özelliğini kaybederler. Cümlenin ögesi olarak zarf tümleci olmaktan çıkıp dolaylı tümleç özelliği kazanırlar. Yukarıya çıktılar. Geriye dönelim. 13.2.4.4. Azlık-Çokluk (Nicelik) Zarfları Bir sıfatın, bir fiilin, fiilimsinin ya da başka bir zarfın anlamını azlık-çokluk bakımından belirleyen zarflardr. 13.2.4.5. Eşitlik zarfı “Kadar ve gibi” edatlarıyla düzenlenen bu zarflar fiillere ve sıfatlara eşitlik ya da kıyaslama anlamı kazandırır. Minare kadar uzun kavak ağacı gördü. Cennet kadar güzel vatanımız var. Sirke gibi ekşi eriği yedi. Taş kadar sert kalplidir. Üstünlük zarfı: “Daha” kelimesiyle oluşturulur. Senden daha sağlam kimse görmedim. Bundan daha güzel bir teklif olabilir mi? NOT: Daha kelimesi henüz anlamı veriyorsa zaman zarfı; başka anlamı veriyorsa nicelik zarfı olur. Daha okuyamadım. (Zaman zarfı) Daha okuyacak bir şey kalmadı. (Nicelik zarfı) En üstünlük zarfı: Sıfatların üstünlük derecesini yükseltir. (en) Ayşe en çalışkan öğrencidir. En temiz giysi onunkiydi. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. Aşırılık zarfı: Çok, pek, gayet, fazla gibi sözcüklerdir. Fazla konuşan kimselerden hoşlanmazdı. Çok büyük bir evde oturuyordu. Pek fazla yemedi. Gayet iyi çalışıyor. 9 türk dili ı 13 1 13.2.4.6. Soru Zarfları: Fiilleri, fiilimsileri, sıfatları ya da zarfları soru ilgisiyle belirleyen zarflardır. Ne konuşuyorsun? Niçin baktın bana öyle? Ona nasıl davrandın? Derslerinize kiminle çalışıyorsunuz? O gün ne kadar beklediniz? 13.2.5. FİİLLER (EYLEMLER) Varlıkların işleri, oluşları, kılışları kısaca bütün faaliyetlerini ve hareketlerini karşılayan kelimelere fiil (eylem) denir. Fiil, hareket demektir. O halde fiil denilen kelimede: • Hareketi gösteren bir ögenin bulunması gerekir: git-, oku-, giyin• Hareketin yapıldığı zamanı ya da yapılma biçimini gösteren bir ögenin bulunması gerekir: geldi, yazacak, koşun, yapmalı.. • Hareketi yapanı gösteren bir ögenin bulunması gerekir: geldim, okuruz, çalışmalısınız… Bu durumda fiili, şöyle de tanımlayabiliriz: Fiil, varlıkların yaptıkları işleri zamana, biçime ve kişiye bağlayarak anlatan kelimedir. Her fiil, bulunduğu cümlenin temelidir. Mastar halindeki fiilin kullanım sahası yoktur. Fiil çekime girdiğinde cümlenin asıl unsuru konumundadır. 13.2.5.1. FİİLLERDE KİŞİ Hareketi, eylemi yapan birisi ya da birileri mutlaka vardır. Eylemin yapılmasından sorumlu altı farklı şahıstan -ben, sen, o, biz, siz, onlar- söz edilebilir. Bunların varlığı fiillere gelen eklerle tespit edilebilir. Türkçede üç tip kişi eki vardır: I.Tip II.Tip III.Tip -im -m _ II.Tekil -sin -n _ III.Tekil _ _ -sin I. Çoğul -iz, -lim -k _ II. Çoğul -siniz -niz -in,-iniz III. Çoğul -ler -ler -sinler I. Tekil • I. tip kişi ekleri, şimdiki zaman (geliyorum), geniş zaman (gelirsin), gelecek zaman (geleceksiniz), öğrenilen geçmiş zaman (gelecekler), istek (gelelim), gereklik (gelmeliyiz) çekimlerinde görülür. • II. tip kişi ekleri, görülen geçmiş zaman (geldin), dilek-şart (koşsak) çekimlerinde kullanılır. • III. tip kişi ekleri, emir çekimine özel eklerdir. Bu ekler, hem şekli (kipi) hem de kişiyi temsil ederler. (gelsin, koşun) 13.2.5.2. FİİLLERDE BİÇİM (KİP) Fiillerde biçim, işin yapılışını gösterir. Bu yapılış bildirme, istek, dilek-şart, gereklik, emir biçimlerinde olabilir. Bildirme şeklinde, fiilin yapıldığı zaman haber verilir. Bu yüzden bu şekil, bildirme ya da haber kipleri olarak adlandırılır. Bir de fiilin zihinde tasarı halinde bulunma şekli söz konusudur ki bu şekil dilek ya da tasarlama kipleri olarak adlandırılır. 10 1.Bildirme (Haber) Kipleri Bir fiilin yapıldığını, yapılmakta olduğunu, yapılacağını bildiren kiplerdir. Bildirme kipleri zaman bildirdikleri için zaman ekleriyle şekil alırlar. İkisi geçmiş zaman üzere fiil çekiminde beş tane zaman vardır. • Görülen Geçmiş Zaman: Eylemin konuşma anından önce yapıldığını; konuşanın, eylemin yapılıp bittiğini kesin olarak bildiğini ifade eder. Görülen geçmiş zaman, fiil kök ya da gövdelerine “ –dı/-di/-du/-dü/-tı/-ti/-tu/-tü” eklerinden -ünlü, ünsüz uyumlarına göre- birinin getirilmesiyle oluşturulur. 13 Kelime Çekimi: Olumlu biçimi: geldim, geldin, geldi, geldik, geldiniz, geldiler Olumsuz biçimi: yazmadım, yazmadın, yazmadı yazmadık, yazmadınız, yazmadılar Olumlu soru biçimi: koştum mu? koştun mu? koştu mu? koştuk mu? koştunuz mu? koştular mı? Olumsuz soru biçimi: okumadım mı? okumadın mı? okumadı mı? okumadık mı? okumadınız mı? okumadılar mı? • Öğrenilen Geçmiş Zaman: Eylemin konuşma anından önce yapıldığını; konuşanın eylemin yapılıp bittiğini kesin olarak bilmediğini, ya başkasından işittiğini, ya da sonradan farkına vardığını haber verir. Öğrenilen geçmiş zaman, fiil kök ve gövdelerine “-mış/-miş/-muş/-müş” eklerinden –ünlü uyumlarına göre- birinin getirilmesiyle oluşturulur. Çekimi: Olumlu biçimi: gelmişim, gelmişsin, gelmiş, gelmişiz, gelmişsiniz, gelmişler Olumsuz biçimi: yazmamışım, yazmamışsın, yazmamış yazmamışız, yazmamışsınız, yazmamışlar Olumlu soru biçimi: okumuş muyum? okumuş musun? okumuş mu? okumuş muyuz? okumuş musunuz? okumuşlar mı? Olumsuz soru biçimi: görmemiş miyim? görmemiş misin? görmemiş mi? görmemiş miyiz? görmemiş misiniz? görmemişler mi? • Şimdiki Zaman: Eylemin konuşma anında yapılmakta olduğunu ya da yapılmaya başlandığını bildirir. Şimdiki zaman fiil kök ya da gövdelerine “–( )yor” ekinin getirilmesiyle oluşur. –( )yor eki tek şekilli bir ek olduğu için bütün fiiller aynı biçimde çekimlenir. Yalnız, bu ek fiil kök ya da gövdelerinin sonundaki geniş-düz ünlüleri daraltır: dinle-yor>dinliyor, ağla-yor>ağlıyor… Çekimi: Olumlu biçimi: geliyorum, geliyorsun, geliyor, geliyoruz, geliyorsunuz, geliyorlar Olumsuz biçimi: uyumuyorum, uyumuyorsun, uyumuyor yumuyoruz, uyumuyorsunuz, uyumuyorlar Olumlu soru biçimi: oynuyor muyum? oynuyor musun? oynuyor mu? oynuyor muyuz? oynuyor musunuz? oynuyorlar mı? Olumsuz soru biçimi: gitmiyor muyum? gitmiyor musun? gitmiyor mu? gitmiyor muyuz? gitmiyor musunuz? gitmiyorlar mı? • Geniş Zaman: Eylemin başlayıp devam ettiğini ve edeceğini gösterir. Geniş zamanda hiçbir sınırlama ve kesinlik yoktur; geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanları içine alır. Fiil kök ve gövdelerine -ünlü uyumlarına göre- “–( )r, -ar/-er” eklerinden biri getirilerek yapılır. Ünsüzle biten tek heceli fiil köklerinin birçoğuna ekin -ar/-er şekli getirilir. Çekimi: Olumlu biçimi: gelirim, gelirsin, gelir, geliriz, gelirsiniz, gelirler Olumsuz biçimi: gelmem, gelmezsin, gelmez, gelmeyiz, gelmezsiniz, gelmezler Olumlu soru: koşar mıyım? koşar mısın? koşar mı? koşar mıyım? koşar mısınız? koşarlar mı? Olumsuz soru: kalmaz mıyım? kalmaz mısın? kalmaz mı? kalmaz mıyız? kalmaz mısınız? kalmazlar mı? • Gelecek Zaman: Eylemin konuşma anından sonra yapılacağını ya da yapmaya niyetli oluşu bildirir. Fiil kök ve gövdelerine –ünlü uyumlarına göre- “–( )ecek/-( )acak” eklerinden biri getirilerek yapılır. Çekimi: Olumlu biçimi: gideceğim, gideceksin, gidecek, gideceğiz, gideceksiniz, gidecekler Olumsuz biçimi: vurmayacağım, vurmayacaksın, vurmayacağız vurmayacağız, vurmayacaksınız, vurmayacaklar Olumlu soru biçimi: gülecek miyim? gülecek misin? gülecek mi? gülecek miyiz? gülecek misiniz? gülecekler mi? Olumsuz soru biçimi: okumayacak mıyım? okumayacak mısın? okumayacak mı? okumayacak mıyız? okumayacak mısınız? okumayacaklar mı? Dilek (Tasarlama) Kipleri Dilek kiplerinde zaman ifadesi yoktur. Kişilerin arzularını, isteklerini, tasarılarını ifade eden kiplerdir. Şart(dilek-şart), istek, gereklilik ve emir olmak üzere dört şekli vardır. 11 türk dili ı 13 1 • Şart (dilek-şart) Kipi: Eylemin şarta bağlanması veya yapılması dileği söz konusudur. Dilek-şart kipi şart bildirdiği zaman dilek anlamı kaybolur. Fiil kök ya da gövdelerine –ünlü uyumlarına göre- “-se/-sa” eki getirilerek yapılır. Çekimi: Olumlu biçimi: gülsem, gülsen, gülse, gülsek, gülseniz, gülseler Olumsuz biçimi: koşmasam, koşmasan, koşmasa koşmasak, koşmasanız, koşmasalar Olumlu soru biçimi: alsam mı? alsan mı? alsa mı? alsak mı? alsanız mı? alsalar mı? Olumsuz soru biçimi: gitmesem mi? gitmesen mi? gitmese mi? gitmesek mi? gitmeseniz mi? gitmeseler mi? • İstek Kipi: Eylemin yapılmasındaki isteği ya da niyeti gösterir. Fiil kök ya da gövdelerine –ünlü uyumlarına göre- “-e/-a” eki getirilerek yapılır. Çekimi: Olumlu biçim: güleyim, gülesin, güle, gülelim, gülesiniz, güleler Olumsuz biçim: koşmayayım, koşmayasın, koşmaya koşmayalım, koşmayasınız, koşmayalar Olumlu soru biçimi: alayım mı? alasın mı? ala mı? alalım mı? alasınız mı? alalar mı? Olumsuz soru biçimi: gitmeyeyim mi? gitmeyesin mi? gitmeye mi? gitmeyelim mi? gitmeyesiniz mi? gitmeyeler mi? NOT: İstek kipinde bir istek bir dilek anlamı da bulunduğu için kalıplaşmış iyi dilek sözleri de bu kiple karşımıza çıkar: Kolay gele! Uğurlar ola! Rasgele! vb. • Gereklik Kipi: Tasarlanan eylemin yapılması gerektiğini bildirir. Fiil kök ya da gövdelerine –ünlü uyumuna göre- “-meli/-malı” eki getirilerek yapılır. Çekimi: Olumlu biçimi: gülmeliyim, gülmelisin, gülmeli gülmeliyiz, gülmelisiniz, gülmeliler Olumsuz biçimi: koşmamalıyım, koşmamalısın, koşmamalı koşmamalıyız, koşmamalısınız, koşmamalılar Olumlu soru: almalı mıyım? almalı mısın? almalı mı? almalı mıyız? almalı mısınız? almalılar mı? Olumsuz soru: gitmemeli miyim? gitmemeli misin? gitmemeli mi? Gitmemeli miyiz? gitmemeli misiniz? gitmemeliler mi? • Emir Kipi: Hareketin, eylemin yapılmasını buyurur. Fiil kök ve gövdelerine kişi ekleri getirilerek oluşturulur. Çekimi: I. tekil ve çoğul çekimleri yoktur. Olumlu biçim: --, düşün, düşünsün, --, düşünün(düşününüz), düşünsünler Olumsuz biçim: --, gitme, gitmesin, --, gitmeyin(gitmeyiniz), gitmesinler Olumlu soru: --, --, gelsin mi? --, --, gelsinler mi? Olumsuz soru: --, --, bilmesin mi? --, --, bilmesinler mi? EKFİİL Ek-fiil, eski Türkçede kullanılan er – yardımcı fiilinin değişime uğramış biçimidir. Dilin tarihî devirlerinde fiilin önce “r” sesi düşmüş, daha sonra “e” sesi “i”ye dönmüş ve i- şeklini almıştır. i- fiilinin kök olarak kesin ve belirli bir anlamı yoktur. Ek-fiilin (i-) iki görevi vardır. Birinci olarak; isimlere eklenerek onları yüklemleştirir, bir başka deyişle isim cümleleri kurar ki bu görevi ve ilgili çekim örnekleri isim çekim ekleri başlığı altında değerlendirilmişti. İkinci olarak basit çekimlenmiş fiillere eklenerek birleşik çekimli fiiller oluşturur. Şimdi bu görevini inceleyelim. BİRLEŞİK ZAMANLI FİİLLER Birleşik zamanlı fiiller, haber ve dilek kipleriyle çekimlenmiş basit çekimli fiillere, ek-fiilin görülen ve öğrenilen geçmiş ekleriyle şart ekinin getirilmesiyle oluşurlar. Birleşik zamanlı fiiller şunlardır: a) Hikâye birleşik zamanı b) Rivayet birleşik zamanı c) Şart birleşik zamanı • Hikâye Birleşik Zamanı Haber ve dilek kipleriyle çekimlenmiş fiillere –ünsüz ve ünlü uyumlarına göre- “-dı/-di/-du/-dü/-tı/- 12 13 Kelime ti/-tu/-tü” eklerinden biri getirilerek yapılır. geliyordu: şimdiki zamanın hikâyesi geldiydi: görülen geçmiş zamanın hikâyesi gelmişti: öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi gelecekti: gelecek zamanın hikâyesi gelirdi: geniş zamanın hikâyesi gelseydi: dilek-şart kipinin hikâyesi geleydi: istek kipinin hikâyesi gelmeliydi: gereklik kipinin hikâyesi • Rivayet Birleşik Zamanı Haber ve dilek kipleriyle çekimlenmiş fiillere –ünlü uyumlarına göre- “-mış/-miş/-muş/-müş” eklerinden biri getirilerek yapılır. okuyormuş: şimdiki zamanın rivayeti okumuşmuş: öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti okuyacakmış: gelecek zamanın rivayeti okurmuş: geniş zamanın rivayeti okuyaymış: istek kipinin rivayeti okumalıymış: gereklik kipinin rivayeti okusaymış: dilek-şart kipinin rivayeti • Şart Birleşik Zamanı Haber ve dilek kipleriyle çekimlenmiş fiillere –ünlü uyumlarına göre- “-sa/-se” eklerinden biri getirilerek yapılır. gidiyorsa: şimdiki zamanın şartı gittinizse: görülen geçmiş zamanın şartı gitmişse: öğrenilen geçmiş zamanın şartı gidecekse: gelecek zamanın şartı giderse: geniş zamanın şartı gitmeliyse: gereklik kipinin şartı (az kullanılır) 13.2.5.3. FİİLLERDE ÇATI Fiil, bir eylem, iş bildirir. İşi yapana özne; öznenin yaptığı işten etkilenen varlığa da nesne denir. Çatı, özne ve nesnenin fiilin etkisiyle gramatik olarak çeşitli nedenlerden dolayı hem anlamsal hem de söz dizimsel olarak biçim değiştirmesidir. Fiile getirilen çatı ekleri (fiilden fiil yapma ekleri) özneyi veya nesneyi etkiler. Çatı konusunu iki başlık altında toplayabiliriz: a) Öznesine göre b) Nesnesine göre • Öznesine Göre Fiiller 1. Etken Fiiller: Bilinen bir özne tarafından yapılan işi, hareketi anlatan fiillerdir. Bütün fiillerin kökleri ve isimden türeyen fiiller genel olarak etkendir. Ayşe kitap okudu. Genç kız hırsızı gördü. 2. Edilgen Fiiller: Cümlede öznesi bilinmeyen, hareketin kendiliğinden oluyormuş gibi ifade edildiği fiillerdir. Etken çatılı fiillere –l- ve –n- fiilden fiil yapan eklerin gelmesiyle oluşturulur. Kitap okundu. Hırsız görüldü. Okulun bütün sınıfları süslendi. 3. Dönüşlü Fiiller: Fiildeki iş ve hareketin yine özne üzerine döndüğü fiillerdir. İşi yapan da işten etkilenen de öznedir. Dönüşlü fiiller çoğunlukla –n- ekiyle yapılır. Az sayıda –l- ve –ş- eklerini alan fiillerin de dönüşlülük anlamı taşıdığı olur. Ayşe çok üzüldü. Genç kız partiye gitmek için süslendi. Şu sıralar yemek yemediği için iyice süzüldü. Ortam yine kızıştı. 4. İşteş Fiiller: Bir işin beraberce, ortaklaşa ya da karşılıklı yapıldığını ifade eden fiillerdir. Bu fiiller –ş- ekiyle yapılır. Bu huyları çok benzeşir. (karşılıklı) Kuşlar uçuştu. (birlikte) 13 türk dili ı 13 1 Çocuklar sokakta dövüşüyor. (karşılıklı) • Nesnesine Göre Fiiller: 1. Geçişli Fiiller: Bir nesneye etki eden, nesne alan fiillerdir. Neyi, kimi, ne sorularına cevap verirler. “Ali aldı.” Cümlesinde görünüşte nesne yoktur, ancak al- fiili nesne alan bir fiildir. Ali ne aldı? sorusuna cevap verebiliriz. Kalem, elma, dondurma vb. cevaplar nesnedir ve bu fiil geçişlidir. yaz-, oku-, sat-, kır-, sev-, bekle-, gör-.. vb. fiiller geçişlidir. 2. Geçişsiz Fiiller: İşten, hareketten herhangi bir nesnenin etkilenmediği yani, nesne almayan fiillerdir. Neyi, kimi, ne sorularına cevap vermezler. “Ayşe bütün gece ağladı.” Cümlesinde Ayşe ne ya da neyi ağladı? sorularına cevap alamayız. Çünkü ağla- fiili nesne almayan geçişsiz bir fiildir. uyu-, koş-, bık-, yat-, kalk-, gez-, din-… vb. fiiller geçişsizdir. 3. Oldurgan Fiiller: Geçişsiz fiillere “-dır-, -r-, -t-“ fiilden fiil yapım ekleri getirilerek elde edilir. Bu ekleri alan geçişsiz fiiller geçişli olurlar. Bu fiillere oldurgan fiiller denir. Ayşe uyudu. Ali gezdi. Ayşe bebeği uyuttu. Ali misafirini gezdirdi. uyu-t, inle-t-, koş-tur-, ağla-t, bık-tır-, yat-ır-, kalk-dır->kaldır-, gez-dir- vb. fiiller oldurgan fiillerdir. 4. Ettirgen Fiiller: Geçişli ya da oldurgan çatılı fiiller “-dır-, -r-, -t-“ eklerini aldığında geçişlilik dereceleri arttırılır. Ayrıca işi bir başkasına yaptırma anlamı kazanırlar. Bu fiillere ettirgen fiiller denir. Arabayı aldırdı. Mektubu arkadaşına yazdırdı. Hikâyeyi okutturdu. 13.2.5.4. YAPISINA GÖRE FİİLLER Fiiller yapılarına göre üçe ayrılırlar: A)Basit (kök) fiiller B)Türemiş fiiller C)Birleşik fiiller A)Basit (kök) Fiiller: Anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanamayan çoğunlukla bir heceli fiillerdir. yaz-, koş, git, oku- çürü- vb. B)Türemiş Fiiller: İsim ya da fiil kök ve gövdelerine yapım eki eklenerek yapılan fiillerdir. İki şekilde yapılır. 1.Yansımalardan ve isim kök ya da gövdelerinden yapılan fiiller: boş-a-, yaş- a-, hav-la-, su-la-, kısa-l-, mor-ar-, çatır-da-, kötü-mse-, ac-ık, bir-ik-, önem-se-, deli-r-… vb. 2.Fiil kök ya da gövdelerinden yapılan fiiller: tık-a-, ov-ala-, gez-in-, bulun-ul-, bak-ış-, düzel-t-, duy-ur-, kaz-ı-, sark-ıt- vb. C)Birleşik Fiiller: Anlam ve biçim olarak kullanım alanına iki unsurla çıkan fiillere birleşik fiil denir. İfade edilmek istenen duygu ve düşünceler tek fiille dile getirilemediği durumlarda kullanılır. Ancak, cümle içinde tek unsur, tek öge olarak kabul edilirler. Birleşik fiiller üç grupta incelenebilir: 1.İsim ve yardımcı fiille oluşan birleşik fiiller: Bir ismin “ol-, yap-, et-, eyle-, kıl-, buyur-..” gibi yardımcı fiillerden biriyle oluşturduğu fiillerdir. hasta ol-, kabul et-, rica et-, yok ol-, spor yap-, sabreyle-, reddet-, namaz kıl- vb. 2.Kurallı birleşik fiiller (fiil+yardımcı fiil): İki fiil görevli kelime, zarf fiil aracılığı ile kaynaşarak yeni anlamlı bir birleşik fiil oluştururlar. a)Yeterlik fiili: Temel fiilin gösterdiği eyleme gücü yetme, başarma, becerme anlamları kazandırır. Fiil kök ve gövdelerine –a-bil- getirilerek oluşturulur. yaz-a-bil-, koş-a-bil-, oku-y-a-bil- vb. Olumsuzu yapılırken bil- fiili ortadan kalkar, -ma/-me olumsuzluk eki gelir. 14 13 Kelime yaz-ama- , koş-ama- , oku-y-ama- vb.. b)Tezlik fiili: Temel fiilin gösterdiği eyleme tezlik, beklenmezlik, kolaylık anlamları kazandırır. Fiil kök ve gövdelerine –i-ver- getirilerek elde edilir. yaz-ı-ver- , koş-u-ver-, oku-y-u-ver- vb. yaz-ı-ver-me-, koş-u-ver-me-, oku-y-u-ver-me- vb. c)Sürerlik Fiili: Fiil kök ve gövdelerine -akal-, -adur-, -agel- fiilleri getirilerek yapılır. Temel fiile devamlılık, beklenmezlik gibi anlamlar kazandırır. bak-a-kal- ,çık-a-gel-, sür-e-gel-, gel-e-dur vb. d)Yaklaşma Fiili: Fiil kök ve gövdelerine –eyaz- fiili getirilerek yapılır. Temel fiilin yapılmasına ramak kalma, az kalma, yaklaşma gibi anlamlar kazandırır. öl-e-yaz-, düş-e-yaz- vb. 3.Anlamca kaynaşmış birleşik fiiller: Bir ya da birden çok isim kök ya da gövdeleri ile bir fiilden oluşurlar. Anlamca kaynaşmış birleşik fiilleri sözvarlığındaki deyimler olarak da kabul edebiliriz. hasta düş-, kafa tut-, boy ölçüş-, iğneyle kuyu kaz-, kulak kesil-, etekleri zil çal- vb. 13.2.5.5. FİİLİMSİLER (Bitimsiz Fiiller) Buraya kadar ele alınan bütün fiiller zaman, kip ve kişi ekleri aldıklarından bağımsız, tek başlarına cümleler kurabilirler, bağımsız bir cümlenin yüklemini oluşturabilirler. Başka bir ifadeyle bağımsız bir cümleyi bitirebilirler. Bunlara bitimli fiiller de denir. Bunların yanında, aldıkları bazı özel eklerle bağımlı birlikler olan; isim, sıfat, zarf olarak görev yapan fiil soylu kelimelere fiilimsi (bitimsiz fiiller) denir. Cümledeki görevlerine göre isim-fiil (mastar), sıfat-fiil (ortaç), zarf-fiil(ulaç) olarak üçe ayrılırlar. a)İsim-fiiller (Mastarlar): Fiil kök ya da gövdelerine –ünlü uyumlarına göre- -mak, -ma, -( )ş eklerinden biri getirilerek yapılır. Bir eylem adı oldukları için isim; özne, nesne, tümleç aldıkları için de fiil olan kelimelerdir. İsimlerin aldığı her türlü çekim ekini alabilirler. Ancak –mak eki ilgi, iyelik ve çoğul eklerini almamasıyla diğerlerinden ayrılır. –mak eki görevini daha yaygın olarak kullanılan –ma ekine yavaş yavaş bırakmış görünmektedir. Okumanın faydası sayılamayacak kadar çoktur. Her sabah yürümek, bana iyi geldi. Sokaktaki çocuğun gülüşünü hâlâ unutamam. NOT: İsim-fiil ekleri eklendiği bazı fiilleri nesne ve kavram ismi yapmıştır. Bu tür kullanımları isim-fiil çekimleriyle karıştırmamak gerekir. İsim-fiiller, normal bir fiilin istediği bütün unsurları rahatlıkla alabilirken nesne ismi konumundaki isim-fiiller bu tür unsurları alamazlar. Çakmak bozulmuş. Çocuklar dondurmaya bayılır. Fırından ekmek al da gel. b)Sıfat-fiiller (Ortaçlar): Fiil kök ya da gövdelerine –ünsüz ve ünlü uyumlarına göre- -an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş eklerinden biri getirilerek yapılırlar. Bir ismi niteledikleri için sıfat; özne, nesne, tümleç aldıkları için de fiil olan kelimelerdir. Tarlayı süren çiftçinin hakkı bu. Onlar, eli öpülesi kadınlardır. Onların çözümlenemez sorunları vardı. Güler yüzlü insanlar herkes tarafından çok sevilir. Tanıdık birini görmek iyi geldi. Yapılacak işler beni bekler. Okumuş insan olduğu belli. NOT: Sıfat-fiiller de isim-fiiller gibi kalıcı anlamı olan kelimeler olarak karşımıza çıkabilirler. Yiyecekleri derhal getirin. Yazar burada yaşanmışlıkları aktarmış. Saatlerdir bir dolmuş geçmedi. c)Zarf-fiiller (Ulaçlar): Fiil kök ya da gövdelerine –ünsüz ve ünlü uyumlarına göre- -( )a, -( )alı, -( ) arak, -( )ıp, -( )ınca, -madan, -dığında, -( )ı vb. eklerinden biri getirilerek oluşturulurlar. Bu ekler, 15 türk dili ı 13 1 sonlarına geldikleri fiilleri başka bir fiile bağlayan, bu arada çeşitli anlam ilgilerini ortaya koyan eklerdir. Güle güle gidin. Gideli beri aramadı. Odadan koşarak çıktı. Ağlayıp durma sen de. Gelince görüşürüz. Soruları çözmeden sınıftan çıkmadılar. 13.2.6. EDATLAR (İLGEÇLER) Tek başlarına anlamları olmayan, anlamlı kelimelere, kelime gruplarına eklendiklerinde veya bir cümleye girdikleri zaman çeşitli anlam ilgileri kuran görevli kelimelere edat (ilgeç) denir. Gibi, kadar, için, göre, beri, ile, dolayı, üzere, başka, önce, evvel, sonra, ötürü…vb. kelimeler edat olarak görev alırlar. Edatlar diğer kelimelerle özellikle isimlerle grup kurarak anlam ilişkisi oluştururlar. Kelimelerin edatlara bağlanması bazen eksiz bazen de eklidir. • Sen bize adam gibi davran. • Kuş kadar aklı var zaten. • O, çocuk için her şeyi yapar. • Yukarıdaki örneklerde edatlar yalın isimlerle gruplaşmıştır. • Eve doğru koşarak gitti. • Rüzgâra karşı yürüdüler. • Dersten sonra doğru sinemaya! • Seninle işten dolayı görüşemedik. • Yukarıdaki örneklerde isimler, hal eki alarak edatla anlam ilgisi kurmuşlardır. • Suyu bu kovayla (ile) taşıyacaksınız. (araç ilgisi) • Buraya babasıyla (ile) gelmiş. (birliktelik ilgisi) NOT: “ile” kelimesi iki kelime ya da kelime grubunu birbirine bağlıyorsa bağlaç görevini üstlenir. • Bugün okula dolmuş ile gidecek. (edat) • Babası ile annesi yarın yola çıkıyor. (bağlaç) NOT: Zamirler de edatlara ilgi durumu ekiyle bağlanır. • Benim gibi davranmaya çalışma. • Her şey senin için. • Bizimle gelmene sevindim. NOT: Edatların bir bölümü sıfat öbekleri, bir bölümü zarf öbekleri oluşturarak cümlenin bir ögesiyle ilgi kurarlar. Ancak bir kısmının da hiçbir ögeyle doğrudan ilgisi yoktur, yalnızca başlarına, ortalarına, sonlarına geldikleri cümlelerin anlamına yardımcı olan ögelerdir. a)O, kuzu gibi bir çocuktur. O: öznedir kuzu gibi bir çocuktur: yüklemdir ve bir sıfat tamlamasıdır; ancak bu tamamlanın sıfat kısmını gibi edatı sıfatlaştırmıştır. b)İzmir’e kadar gidecekler. onlar: öznedir gidecekler: yüklem İzmir’e kadar: yer zarfı grubudur, bu grup İzmir adı ile –e kadar edatından oluşmuştur. c)Oldu olacak oraya da gidelim. biz: özne gidelim: yüklem oraya: dolaylı tümleç oldu olacak: edattır ve cümlede herhangi bir ögeyle ilgisi yoktur; ancak cümlenin başına gelerek, bu cümleye artık bir sakıncası kalmadı; hiç olmazsa gibi anlamlar kazandıran yardımcı bir ögedir. 16 13 Kelime 13.2.7. BAĞLAÇLAR Tek başlarına anlamları olmayan, fakat cümleleri, eş görevli kelimeleri ya da kelime gruplarını hem biçimce hem de anlamca birbirine bağlayan görevli kelimelerdir. ve, ile, ki, ancak, çünkü, de, ama, fakat, yalnız,meselâ, örneğin, meğerse, veya, ya da, hem…hem, ne…ne, ya…ya vb. sıkça kullanılan bağlaçlardır. • Sıralama Bağlaçları Leyla ile Mecnun önemli halk hikâyelerimizden biridir. (isimler) Kırmızı kalem ile mavi kaleme ihtiyacı vardı. (sıfat tamlamaları) Salıncağa oturdu ve yavaş yavaş sallanmaya başladı. (cümleler) • Karşılaştırma Bağlaçları Ne doğan güne hükmüm geçer Ne halden anlayan bulunur. Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. Olmak ya da olmamak… Zeki ama az çalışıyor. Pikniğe gitmek istiyorlar fakat hava yağışlı. Sizinle gelirim ancak çok kalamam. • Pekiştirme Bağlaçları Kardeşini de getirmiş. O kadar çalışmış ki her soruyu biliyor. Ahmet dahi onu engelleyemedi. • Neden-Sonuç Bildiren Bağlaçlar O sabah erkenden kalktılar, çünkü yapılacak çok iş vardı. Çok zengin oldukları belliydi zira hesapsızca para harcıyorlardı. Mademki çok istiyorsun, o halde alırız. Çok daha farklı anlam ilgileri oluşturan bağlaçlar da vardır. Burada sınırlı sayıda örneğe yer verilmiştir. 13.2.8. ÜNLEMLER Seslenmeleri karşılayan; heyecan, korku, sevinç, üzüntü, şaşkınlık gibi duyguları dile getiren kelimelere ünlem denir. Herhangi bir kelimeyle gramatik bir ilgi kurmazlar. Farklı şekillerde karşımıza çıkarlar: • Asıl ünlemler: ah, vah, of, eh, ay, eyvah… • Seslenme ünlemleri: a, e, be, hu, bre, be, hey, ey… • İşaret (gösterme) ünlemleri: işte, ta, daha, te.. • Tabiat seslerini yansıtan ünlemler: tangır tangır, çat, çat, cart, fış fış… • Cevap ünlemleri: evet, hayır, yok, tamam, peki, elbette… NOT: Ünlemler tek başlarına kullanıldıkları gibi, anlam gereğine göre cümle başında ya da sonunda bulunabilir. Ünlem cümlelerinin sonuna her zaman ! (ünlem işareti) konur. İmdat! Can kurtaran yo mu? Eyvah! Ne yer ne yar kaldı. / Eyvah, ne yer ne yar kaldı! Aloo! Haydi toplanın! Paldır küldür! UYGULAMA Hiç hâlim yok, ayakta duramıyorum. Dopdolu bir taşıtta sanki bir kadın Ama çok yaşlı bir kadın Sanki yavaşça böyle demiştir. Ama sağır uğultuda duyulacak gibi değil Ama herkes havasında, hain, bencil! Bir anda her şey bir yana itilir, Önce ölüm! Ölüme yer! Behçet NECATİGİL 17