ĠLĠ TARĠH : BĠNGÖL : 01.09.2017 الرِحي ِم ِب ْس ِم ه الر ْح َم ِن ه َّللاِ ه ِ ض يأْمرو َن ِباْلمعر وف ُ َواْل ُم ْؤ ِمُنو َن َواْل ُم ْؤ ِمَن ُ ات َب ْع ُْ َ ُ ُ َ ٍ ض ُه ْم أ َْولَِياء َب ْع ِ ِ الصالَ َة وُي ْؤتُو َن ه يمو َن ه َ َوَي ْن َه ْو َن َع ِن اْل ُم َ الزَك ّ يعو َن ُ اة َوُيط ََّللا َ ُ نك ِر َوُيق ِ ِ يم ّ َّللاُ ِإ هن ّ ك َسَي ْر َح ُم ُه ُم َ َوَرُسوَل ُه أ ُْوَلئ ٌ َّللاَ َع ِز ٌيز َحك َّللاِ ملسو هيلع هللا ىلص ول ه ُ ال َرُس َ َق وال تُ ْؤ ِمُنوا َحتهى تَ َح ُّابوا، الجهن َة َحتهى تُ ْؤ ِمُنوا َ ال تَ ْد ُخُموا KARDEġLĠK BAĞLARIMIZ Aziz Müminler! Okuduğum ayeti kerimede Yüce Rabbimiz mealen şöyle buyuruyor: “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. Ġyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resulüne itaat ederler. ĠĢte bunlara Allah merhamet edecektir. ġüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”i1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Ġman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek manada) iman etmiĢ olamazsınız.” 2 Değerli kardeĢlerim! Yüce rabbimiz Hucurat süresi 10.ayetinde ِ َ ِإهنما اْلم ْؤ ِمُن ون َخ َوْي ُك ْم َواتهُقوا ه َ َّللاَ َل َعهم ُك ْم تُ ْر َح ُم َ َصمِ ُحوا َب ْي َن أ ْ ون إ ْخ َوةٌ َفأ ُ َ "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin." 3 buyuruyor. Bu Ayeti kerimede iki şey dikkatimizi çekiyor: Bunlardan birincisi mü'minlerin kardeş olduğu hususu, ikincisi de kardeşler arasında dargınlık, kırgınlık meydana gelirse, aralarının bulunup barıştırılmalarıdır. Evet, mü'minler kardeştir, onları birleştiren bağ din bağıdır, iman bağıdır, inanç bağıdır. Onlar aynı Allah'a, aynı peygambere ve aynı kitaba inanırlar, aynı dinî kurallara bağlıdırlar. Kıymetli KardeĢlerim! İnsanları bir arada tutan, birleştiren, kaynaştıran birçok bağ vardır. Bunların en kuvvetlisi hiç şüphesiz din bağıdır, inanç bağıdır. Buna İslam tarihinden bir örnek verirsek, Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret ettiği zaman orada iki büyük Arap kabilesi yaşıyordu. Bunlar Evs ve Hazreç kabileleri idi. ömürleri adeta savaş ve düşmanlıkla geçmiş iki kabile, bu savaşlar Aralıklarla 120 sene devam etmişti. Bu durum Hz. Peygamberin Medine'ye hicret edip bu iki kabilenin İslâm ile müşerref olmalarına kadar devam etmiştir. Allah, İslâm ile bu iki kabilenin arasındaki düşmanlığı giderdi. Kalplerini birleştirdi. Hep beraber Allah'ın ipine sarıldılar. Allah'ın ipinden başka hangi bağ onları birleştirebilirdi? Hangi kuvvet onları kaynaştırabilirdi? Muhterem KardeĢlerim! Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olmaları İslâm düşmanlarını her dönemde rahatsız etmiştir. Büyük müfessir İbn Kesîr Al-i İmran suresi 103. âyetin tefsirinde şöyle bir olay anlatır: Yahudilerden biri, Evs ve Hazreç kabilesinin bir arada bulunduğu bir topluluğa rastlar. Onları birlik ve beraberlik içerisinde görünce rahatsız olur, adamlarından birini onların yanına gönderir. Oraya varıp oturmasını, daha önce aralarında yıllarca devam eden savaşları hatırlatmasını söyler. Adam gider, kendisine verilen talimatı yerine getirir. Bir an cahiliye duyguları kabarır, birbirlerine düşerler, kızarlar, silahlarını isterler, kabilelerini yardıma çağırırlar. Harre denilen yerde karşılaşmak üzere sözleşirler. Durum Allah Resûlüne bildirilince yanlarına gelir, onları teskin etmeye çalışarak: "Ben aranızda iken yine mi cahiliye davası?" der ve Al-i İmran suresi 103.âyeti okur. Onlar da yaptıklarına pişman olurlar, barışırlar, silahlarını atarlar ve birbirlerinin boyunlarına sarılırlar. 4 Değerli kardeĢlerim! Ne yazık ki bugün aynı metotla bizi birbirimize düşürdüklerini müşahede ediyoruz. Müminler olarak aynı Allah’a, aynı peygambere, aynı kitaba inanıp aynı kıbleye yönelip namazda omuz omuza rükû ve secde ettiğimiz halde bunca manevi ve güçlü bağlar vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti gerektirdiği halde ayrılık ve nifaka, kin ve düşmanlığa sebebiyet veren örümcek ağı gibi, ehemmiyetsiz şeyleri tercih edip mümin kardeşine hakiki düşmanlık edip kin bağlamak; o manevi bağlara bir hürmetsizlik olduğu açıktır. KardeĢlerim! Hz. Ömer(r.a) Kudüs'ü fethedince halkına vermiş olduğu eman-nâmenin hutbesinde sözlerine şöyle başlıyor: "Hamdolsun O Allah'a ki bizi İslâm dini ile azîz etti. İman ile şereflendirdi. Resûl-i Ekrem Muhammed (s.a.s.) hürmetine rahmetine nâil kıldı, dalâletten kurtardı. Dağınık iken onun sayesinde bir araya getirdi. Kalplerimizi birbirine ısındırdı. Düşmanlarımıza karşı muzaffer kıldı. Memleketler ihsan etti. Bizi birbirini seven kardeşler haline getirdi. Ey Allah'ın kulları bu nimetlerden dolayı Allah'a hamdü senâ ediniz."5 diyerek iman ve İslam nimetine dikkat çekmiştir. Hutbemi Allah Resulünün şu veciz duasıyla bitirmek istiyorum: ّ ِ اللَّ ُه َّم إنِّى أعُىذ ُ بِكَ ِمنَ ال ق ُ ق َو ِ َسىء اﻻﺧْﻼ ِ ق َوالنِّفَا ِ شقَا “Allah’ım! Ayrılıktan, ikiyüzlülükten ve ahlakın kötüsünden sana sığınırım.” 6 Âmin! 1-Tevbe, 9/71 2-müslüm, iman:93-94 3-Hucurat, 49/10 4- İbn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, I, 389 5-Mahmud Esad, Tarih-i Din-i İslam, İst. 1995, s. 322 6- Buhari, Edeb,38. (VI1,181), Hazırlayan: Tahsin DANIŞ BİNGÖL İL VAİZİ Redaksiyon: İl İrşat Kurulu