Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Yakın Tarihimizden Alınacak Çok Ders Var Mehmet Arslan bizi unuttu mu diye düşünürken yakın tarih bilgilerimizi tazeleyecek uzunca bir yazıyla yeniden ortaya çıktı. 10 Kasım için hazırladığı yazıyı işlerin yoğunluğu nedeniyle ancak bugüne yetiştirebilmiş. Tarihimizi elbette unutmayacağız. Yeni şeyler öğrenmek ya da öğrendiklerimizi geliştirmek için büyük bir emekle hazırlanan bu yazıları severek okuyacağınızı umuyoruz. 9 GÜN 9 AY, TEK BAŞINA GİRDİK BİR YAŞINA Yazan: Mehmet Arslan 28 Temmuz 1914 ‘de başlayan ve 4 yıl süren birinci paylaşım savaşı İttifak ve İtilaf Devletleri arasında geçti. Almanların başı çektikleri İttifak (bağlaşık) devletlerin yanında yer alan ve 3 0 Ekim 1918'de 1 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 imzalanan Mondros Mütarekesi ile savaştan çekilen Osmanlı, Fransa’nın banliyösünde 10 Ağustos 1920 tarihinde imzaladığı Sevr Antlaşması ile topraklarını ve egemenliğini emperyalistlere bıraktı. Avrupa Devletleri 1919’da; Kendi aralarında sınırlarını çizmiş, sömürgelerini paylaşmış ve barışı sağlamışlardı. Avrupalı taraflar için savaş bitmişti; ama Türkler, bir 4 yıl daha kan revan, ateş denizinde yanacaklar, ihaneti, cehaleti ve felaketi yaşayacaklar. Yıl 1919. Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa KEMAL ve yaver Cevat Abbas GÜLER kırık dökük bir motorla İstanbul boğazı sularında demirleyen işgal kuvvetlerinin çelik tarlasını andıran zırhlılarının arasından geçerken Cevat ABBAS’ın içindeki hüznü fark eden Gazi; “Geldikleri gibi giderler.” der. Emperyalist blok’un amacı; Anadolu, Trakya, Musul-Kerkük, İstanbul, Çanakkale ve boğazları halledecekler, Türkleri Asya’nın içlerine sürecekler. Bu işi de kışkırttıkları; Batıda Yunanlılar, Doğuda Ermeniler, Kürtler, Kuzeyde Pontus çeteleri, İstanbul dada Halifenin sığınağı İngiliz işgal kuvvetleri ve hain işbirlikçilerle kotarmayı düşünecekler. 2 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 1922’de İzmir’den İngiliz zırhlısıyla Anayurdunu terk eden Aydın doğumlu Yunan yazar Dido Sotiriyu 1962’de yazdığı “Benden Selam Söyle Anadolu’ya” kitabında ne diyordu? Okuyalım: “Ve sen Kör Mehmet'in damadı! Hele sen! Niye öyle tiksi­nerek bakıyorsun yüzüme? ’Öldürdüm evet seni, ne olmuş! Ve işle ağlıyorum. Sen de öldürdün! Kardeşler, dostlar, hemşeriler! Koskoca bir kuşak, durup dururken katletti kendini! Anayurduma selam söyle benden Kör Mehmet'in damadı! Benden Selam Söyle Anadolu'ya! Toprağını kanla suladık diye bize garezlenmesin! Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların Allah bin helasını versin!” Son 150 yıldır savaşan ve Çanakkale’den başka esaslı başarısı olmayan Anadolu’nun, Trakya’nın çocukları herkesten daha iyi bilirdi savaşın çirkin yüzünü. Ama para, kibir ve hırs bürümüştü emperyalistlerin gözünü. Adeta yalvardılar 4 yıl boyunca; Biz bu savaşı kazanacağız, gençler ölmesin, çocuklarda yaşayabilsinler, yüzyıllardır birlikte yaşadık, lokmamızı bölüştük, birlikte ağladık, beraber coştuk, bırakın da aralarında anlaşabilsinler dediler ama azmıştı karşıdakiler Nuh dediler Peygamber demediler, Anadolu’yu parçaladılar, böldüler, dağıtıp lokma lokma yediler. 15 Mayıs 1919 'da İzmir’i Yunan ’a işgal ettirdiler, Anadolu ve Trakya’ya 4 yıl saldırdılar, kan emdirdiler. 3 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Kemal’in askerleri saldırmadan, Tamı tamına 4 yıl barışı beklediler. Dört yılın sonunda Gazi Afyon’da, 26 Ağustos 1922 saat 04.30 da, “İlk Hedefiniz Akdeniz İleri” komutu verip, 9 Eylül 1922 'de düşmanı İzmir’de denize döktüler. İngiliz ve Amerikan zırhlılarıyla kaçan, Ermeniler, İzmir’i, Yunalılar, Afyon’dan İzmir’e kadar her yeri, 4 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Yakıp’da gittiler. Türkler bu savaş’a Büyük TAARRUZ, Yunanlılar Büyük FELAKET adını verdiler. Kocatepe’de GAZİ; 15 gün sonra İzmir’deyiz demiş, Paşalar hatırlatırlar; 14 gün. Gazi; Karşımızdakiler beni yanılttılar. “Tarihini Bilmeyen Bir Millet Geleceğini Kuramaz” Hocaların Hocası Halil İNALCIK 14.1 1.2009 Gazi, savaşta ve barışta hep okudu. Gençlik yılları hariç tamı tamına 3.997 kitap. Tarihini de biliyordu milletinin geleceğini de kurgulamıştı. Anadolu tamamdı. İstanbul, Boğazlar, Trakya işgal altında kalmıştı; Musul İngiliz, Antakya Fransız kucağında... Kuvacı’lar işgalcilere; Bakın sizi istemeden dövdük gelin artık barışalım 1922 Ekim’de yada Kasım’da. 3 Ekim 1922 Mudanya saat 15.00 5 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 İsmet PAŞA ekibiyle Mütareke binasında. Türklerin karşısında İngiliz, Fransız ve İtalyan generaller var. İsmet PAŞA toplantı başkanlığına konar. Asıl taraf olan Yunan delegesi General MAZARAKİS ile ünlü Albay SARIYANİS toplantıya katılmayarak MUDANYA açıklarında şilepte bekler. İsmet PAŞA “kendileri bilir” der ve “ dublörlerin yerine asıl rol sahipleri “ ni oturtur. Karşı grubun başkanı İstanbul İşgal Kuvvetlerinin Komutanı ve Halife VAHDETTİN’i Kabataş İskelesinden MALTA’ya kaçıran İngiliz General HARRİNGTON’dur. Görüşülecek konu; Trakya’nın Yunan işgalinden arındırılması, rehineler, esirlerin değişimi ve ATEŞKES. İsmet PAŞA’nın oturum başkanlığı İngiliz Harrington’u gerer. O, klasik İngiliz yöntemiyle bir-iki günde bitecek görüşmeyi uzatıp ipe un serer. Turgut ÖZAKMAN “Cumhuriyet” sayfa 47’de “İngiliz'in bir hakkı, bekletmeden, yozlaştırmadan, sulandırmadan, zorluk çıkarmadan, haracını almadan verdiği görülmemiştir.”d er. Görüşmeler uzarda uzar, İsmet Paşa zorda kaldıkça; Gazi komut verdi, ordu cephede silah elde bekler der, rest çeker ve 11 Ekim 1922 saat 06.00'da üçlü çete imzayı atar, İstanbul’a Halifenin yanına çeker gider. Mudanya Ateşkes Anlaşmasına göre Doğu Trakya’dan işgal kuvvetleri çekilerek 30 gün içinde Türklere devredilecektir. 2. Bölüm: 6 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Pamuk devrim. OSMANOĞULLARI’nın çağdaşı tüm hanedanlıklar, krallıklar çağlarını tamamladıkları için yıkılıp gittiler. Osmanoğulları hanedanlığı hariç neredeyse tümü idam sehpalarında yada hapisanelerde hayatlarını kaybederek bedel ödediler. Denilebilir ki, Milliciler Birinci Meclis’te aldıkları kararlarla Pamuk Devrim yaptılar. Dünyanın yıkılan diğer Hanedanlık kalanları kendi ülkelerinin üzerinden iyi yada kötülükleriyle ellerini çekmediler. Osmanoğulları kalanları ise genellikle Cumhuriyet’e sıcak batılar, Atatürk ve Silah arkadaşları hakkında kötü söz etmediler. Birinci Meclis 308 numaralı kararname ile 1 Kasım 1922 'de Padişahlığı kaldırır. Haberi duyan Halife Padişah VAHDETTİN’i bir telaştır alır ve; 16 Kasım 1922 iSTANBUL İşgal Kuvvetleri Komutanı Harrington’a emir subayı; Saraydan Mızıka Komutanı Yarbay Zeki Bey’in geldiğini söyler, "acilmiş" der. Zeki Bey elindeki gi zli mektubu HARRİNGTON’un önüne koyar, o da okur ve İngiliz arşivine yollar. Neymiş bakalım, biz de okuyalım: 7 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 "İstanbul İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington Cenaplarına, İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere let-i fahimanesine iltica (sığınır) ve biran evvel İstanbul'a hail-i ahara naklimi (başka yere götürülmemi) talep eder im. 16 Kasım 1922 Müslümanların Halifesi Mehmet Vahideddin “ (1- Sy 152) 17 Kasım 1922 İstanbul Kabataş İskelesi. Vahdettin 10 yaşındaki oğlu ERTUĞRUL, Başmabeyinci Ömer Yaver PAŞA, özel doktoru Reşat PAŞA, Hademe ve Mızıka Komutanı Yarbay ZEKİ, Seccadecib aşı İbrahim BEY, Esvapçıbaşı Küçük İbrahim BEY, Tütüncübaşı Şükrü BEY, Berberbaşı Mahmut BEY, 2. Muhasip Mazhar AĞA, 3. Musahip Hayrettin AĞA (10 kişi) HARRİNGTON tarafından Kabataş iskelesinde İngiliz MALAYA zırhlısına bindirilerek MALTA adasına yollanır . Kaderin cilvesine bak, VAHDETTİN 8 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 işgalcilerle işbirliği yaparak 2 yıl önce MALTA’ya sürgüne gönderilen TÜRKLER’in kader arkadaşı olur. Sonra Hicaz’a geçer, dayanamaz İtalya San REMO’ya gelir ve 15.05.1926 da ölür. Tabutu’na esnaf alacak haczi koyar, Osmanlı Hanedanı arasında para toplanır ve Fenerbahçe nin ilk başkanı damadı Şehzade FARUK Şam’a götürür ULUCAMİ’nin avlusuna gömer. Şimdi orda yatar. Hainler, İşbirlikçiler, Mandacılar Kaçan Kaçana Tepe Başında İngiliz Elçiliği Önüne Sıra Yarışında. “İngiliz Muhipleri (severleri) Derneğinin kurucusu, İngiliz ajanı bir ara Adalet Nazırlığı Müsteşarı olan Sait MOLLA İstanbul’dan ilk kaçan haindir. Romanya'dan sonra Mısır'a geçer. İkinci kaçan millicilerin öldürülmesinin din gereği olduğu hakkında fetva veren Şeyhülislam Dürrizade ABDULLAH haini olduğunu sanıyorum Hicaz'a gider.” (Sy.350) İşgalci İngiliz Elçiliği o tarihte İstanbul-Tepebaşı’ndadır. Okuyalım; “TEPEBAŞI’ndaki İngiliz Elçiliğinin bahçe kapısının ön bavullu, torbalı, çantalı, sarıklı, fesli yüzden fazla Osmanlı toplanmıştı. Birbirleriyle itişerek, kakışarak, panik halinde, içeri ye, kapıdaki görevliler de düzeni korumaya, 9 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 sığınmacıların birer içeri girmesini sağlamaya çalışıyorlardı. Bir İngiliz askeri içeri girmek için açıkgözlük eden iriyarı sarıklının göğsüne dipçik vurdu. Sarıklı yere düştü ve derin bir yal kırıklığı ile baktı. Asker İngilizlere olan hizmetlerini bilse halde böyle davranmazdı. Göğsünü tutarak kalktı, uslu uslu sıraya girdi. Kavaslar bahçeye girenleri sıraya diziyor, bir kâtip isimle bir deftere kaydediyordu. Aralarında eski ŞEYHÜLİSLAM, işbirlikçi Mustafa SABRİ, Nazırlar, 'Yunan ordusunun başarısı için dua edilmesini isteyen eski Adliye Nazırı Ali Rüştü EFENDİ, okul kitaplarında Türk sözcüğünün kullanılmasını yasaklayan Maarif Nazırı Fahrettin BEY, Sevr'i imzalayan Filozof Rıza TEVFİK, her karanlık işte parmağı bulunan Ayan'dan (Senatör) Vasfi HOCA ile Ayan'dan Konyalı Zeynel Abidin EFENDİ, İngilizci Hürriyet ve İtilaf Partisi Başkanı Sadık BEY, bu partinin bütün yöneticileri, İzmir'i Yunanlılara teslim eden Kolordu Komutanı Ali Nadir PAŞA, eski İstanbul Emniyet Müdürü Arnavut TAHSİN, Refik Halit KARAY, Refi Cevat ULUNAY, Mevlanzade RIFAT gibi yazarlar vardı.” (S.134-135) Peki peki hepsini anladıkta, haremini/na mahremini arkada bırakmak, hangi ahlaka sığar. Vahdettin’in biri Türk (Nevzat Hanım) dört eşi vardır. Vahdettin Harrington’a 10 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 “her şey için teşekkür” ettikten sonra “Eşlerimi size emanet ediyorum General” deyip MALTA’ya doğru yol alır, eşlerini İstanbul’da bırakır. ( Sy.155, 350) Tütününü yakıp, anılarını yazacak Tütüncübaşı ŞÜKRÜ’yü, Donunu giydirecek Esvapçıbaşı Küçük İBRAHİM’i, Kulak-Burun kıllarını yolacak Berberbaşı Mahmut BEY’i, Sazende Hademe Mızıka Komutanı Yarbay ZEKİ’yi, Yanına al, vazgeçilmez tut, Ayağını yıkayacak İbrikçibaşı’nı unut, Hanımları elin gavurunun eline at, 11 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Anlamadım ben bunu ey Şahbaba, NEMRUT. Kaçısı, Millicilerin İstanbul sorumlusu Refet PAŞA’ya duyururlar. O da “..İyi oldu; kaçtı, bizi bir yükten kurtardı” der geçer. Anadolu’ya saldıranlar, hainler, işbirlikçiler teker teker tarihin çöplüğüne giderler. Yunanlılar, “Büyük FELAKET”in sorumluları Başbakan Dimitri GUNARİS, General Yorgo Hatzanestis /HACİANESTİ ve altı bakanı Stratigos, Protopapadakis, Baltacis, Teotokis, Gudas ve Stratos' u 28 Kasım 1922’de açılan mezarların başında kurşuna dizer ve cesetler çukurlara düşer. İngiliz Başbakanı Türk düşmanı büyük emperyalist Lloyd GEORGEU, savaşçı Çöl Tilkisi ÇÖRÇİL ilk seçimde ka ybederler, iktidar dışı kalırlar. Deli Nurettin PAŞA gazeteci Ali (Artin/İngiliz) KEMAL’i İstanbul’da berber koltuğunda traştayken paketletip İzmit’te, Irz ve Türk düşmanı katliamcı Rum Papaz HRİSOSTOMOS’u 12 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 İzmir’de halka linç ettirir. Mustafa KEMAL ve İsmet PAŞA’dan zılgıt yer. Sakarya savaşında esir düşen Yunan Başkomutanı TRİKOPOLİS’i; Gazi fırtına dininceye kadar Yunanlılara vermez, hayatını kurtarır. O da her yıl Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümlerinde Türk Büyükelçiliğini ziyaret eder, anılarını yazar, dünyamızdan göçer. VENİZELOS, Atatürk’ü Nobel Barış ödülüne aday gösterir. 3. Bölüm Lozan 20 Kasım 1922 iSVİÇRE “Ayının 40 Türküsü varmış, Kırkını da Ahlat üzerinden yaparmış.” İngilizlerin bildik dalavereleriyle bir hafta gecikmeyle 20 Kasım 1922’de LOZ AN Barış görüşmeleri başladı, 13 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 24 Temmuz 1923’de bitti, 246+7 gün . Dolu dolu 7 ay 7 dakika, doldur boşalt 9 ay. Avrupa, Balkanlar, Ve hatta Amerikalılar, Bulgaristan, Ve de Yunanlılar. 72 Kısım tekmili birden, Karşıdalar. Arada Rusya’da var. 14 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Çanakkale’nin, Sakarya’nın, Ateş çocukları, Tek başınalar. Mudanya’da söz, İşgal Kuvvetleri Komutanı General HARRİNGTON’da, Lozanda’ysa Diplomasi canavarı İngiliz Lord CURZON’da. Kimler yokki Arena da, Çörçil, Çiçerin, Mussolini, Venizelos, 15 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Osmanlıyı yüzyıllarca Kapitülasyonla soyan Fransız, Allah çarpar, bir dost Ruslar, Bizimkiler tek başına ve yalnızlar. Birici savaşı bitirdiler 4 yıl önce, Dört yıl daha saldırdılar, Anadolu’yu, Trakya’yı işgal ettiler 4 yıl boyunca, İlk kez, 26 Ağustos 1922’de, Saat 04.30’da, Büyük Taarruz’la, 16 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Saldırı sırası bizde, Fahrettin ALTAY Paşa’nın yıldırım süvarileri, 9 Eylül 1922’de İzmir’de. Sonuç; Komşu’da “Büyük Felaket” “Büyük Taarruz“ bizde. Suç? Ne Anadolu’da, ne de komşu’da, Aç gözlü İngiliz’de, Fransız’da, İtalyan’da, Bayram var Anadolu’da, 17 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Matem Ege’de komşu’da. Dört yıl dil döktük, Savaşmayalım yazıktır insanlara, gençlerimize dedik, Esasen biz bu savaşta, Avrupa Emperyalizmini yendik. O yokluk, yoksunluk’ta, Dolu dolu 7 ay, Doldur boşalt 9 Ay direndik, Emperyalistleri önümüze kattık, 18 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Mazlum Milletleri ardımıza taktık, Misak-ı Milli’yi imza altına aldık, Sevr’i yırtıp attık, Lozan’da. İsmet PAŞA; “Nasılsın, sıhhatinden, neşenden bize kuvvet ver şanlı Gazi. Görüştüğümüz zaman saçlarımı bembeyaz, Yaşımı on sene ileri bulacaksın.” Diye yazacaktı mektubunda. Gün oldu; "Biz 72 siz iki bile değilsiniz, üstelik yoksul, aç-susuz, 19 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 parasız-pulsuz cahil-cühela, çulsuzsunuz" diye arsızlaştılar, kaşıdılar. Osmanlının 100 yıllık ne kadar sorunu varsa masaya taşıdılar. Azınlıklar-Patrikhane, Tazminatlar-Eski Eserler-Anıtlar, İmtiyazlar-Boğazlar, Ermeniler-Pontus’lar, Esirler-Rehineler, Hainler-İşbirlikçiler, Musul-Kerkük-Petroller, Adalar-Kapitülasyonlar, Osmanlı Borçları-Hainlerin suçları, Nüfus Mübadelesi, siyasi-iktisadi, ekonomik-stratejik ne varsa masaya koydular. Hatta öyle ileri gittiler ki ANADOLU’yu işgal masraflarını bile bizden istediler utanmadılar. 20 Kasım 1922 Lozan ilk gün. Aralarında anlaştıkları gibi CURZON başkanlığa oturdu, görüşmelerin adını “ Doğu Sorunu” koydu. Bizimkiler itiraz ettiler, “Lozan Antlaşması” olsun dediler, öylede oldu. Baktılar, bu heyet Osmanlı gibi ezik-büzük, süklüm-püklüm değildir, dik başlı efe duruşlu uzaylımıdır nedir. Akşam oldu, Gazi’ye telgrafla bilgi verdiler, taktik aldılar. Ertesi gün CURZON’un konuşmalarından (Akdeniz’deki tek telgraf hattı İngiliz’lerindi) Telgraf çözümlerinin çalındığını anladılar. Bundan böyle kritik noktalardaki iletişimde zor da olsa özel ulak kullandılar. Artık Mustafa KEMAL’in çocukluk aşkı Manastır’lı Makedon Güzeli Eleni KRİNTTE hatıra defterinin sayfalarında kalır. 191 3’de Sofya’da Askeri Ateşe iken sevdiği Savunma Bakanı General Stilyan KOVAÇEV’in kızı Dimitrina KOVAÇEVA’yı bırakarak bir Türk kızıyla evleneceğini belli eden aşk şiirini, bu günlerde anı defterine not alır. Dostları, Pierre LOTİ, Fransız Gazeteci Madam GANLİS, Bulgar General Kleman BOYACİYEF, Avusturyalı Bayan Leopoldine KÖNİG ve Çanakkale Savaşından eski arkadaşı Alman 20 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 General Edvard de BOURBON ile mektuplaşır. 4 Aralık 1922. Arazi, Boğazlar ve Azınlıklar sorunu konuşulmaya başlandı. Bu güne kadar hiçbir ilerleme yok. Adamlar yukardan bakıyorlar tok. Birkaç gün sonra CURZON ve ABD Temsilci Mr.CHİLD İsmet PAŞA’yı ziyaret ettiler, viski içtiler ve emperyalistler aşağıdaki tehditleri savurdular. Lord CURZON; “…En nihayet şu kanaata vardık ki ne derseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır. İmar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya ihtiyacınız olacaktır. Parayı nereden bulacaksınız? Para bugün dünyada bir bende var, birde yanımdakinde. Unutmayın, ne reddederseniz hepsi cebimdedir. Nereden para bulacaksınız? Fransızlardan mı? Para kimsede yok. Ancak biz verebiliriz. Memnun olmazsak kimden para alacaksınız? Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız? İhtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz." İsmet Paşa bu dehşet verici sözleri hiçbir zaman unutmayacak ve gece raporuna “ Ya bizi yıkacaklar, eski usulde değişik bir SEVR Anlaşması yapacaklar, ya biz onları yıkacağız, her uygar ve bağımsız millet gibi bir barış yapacağız.” Notunu düşecekti. (S.200-201) 2, 5 ay sonra 31 Ocak 1923’de Türk Heyeti’nin önüne 150 sayfa, 160 madde ve 9 ekten oluşan bir proje koydular ve biz aramızda anlaştık, işgal masraflarından da vazgeçtik, imzalayın iş bitsin dediler. Türk Heyeti 21 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 incelemek için 7 gün süre istedi, bunu duyan CURZON postasını koydu; bu akşam dönüyorum Londra’ya. Dillerinden düşürmedikleri Avrupa Standartları; Hak-Adalet-Eşitlik, İnsan Hakları’nı hatırlattık 4 güne razı ettik. Bizimkiler okudular, karara vardılar; SEVR’i aynen kopyalamışlar. 4 Şubat 1923. Heyetimiz 26 maddeye itirazını bildirdi, Lord CURZON çıldırdı. İsmet PAŞA sazı eline aldı ve “Londra’da niçin barış yapmadan geldiniz diyecekler. Ne yanıt vereceksin.” Curzon da Paşa’ya “Sen ne diyeceksin?” diye sorar ve ”Bir tek cümle söyleyeceğim; Lord Curzon barış yapmayı istemedi” deyince CURZON çıldırır ve Uşi otelinin lobisinde kudurmuş ağzı köpürmüş “Antlaşmayı imzalaması için elimden geleni yaptım. Fakat İsmet her sözüme şu iki bayat ve adi kelimeyle cevap verdi: "Bağımsızlık" ve "Milli Hakimiyet". Ve bunlar yüzünden andlaşmayı imzalamadı” diye avaz avaz bağırır Böylece CURZON Londra’ya, Türk Heyeti Ankara’ya yol alır. Şimdi Mudanya ATEŞKES Antlaşmasının ATEŞİ kesip kesmediğini herkes merak eder. Kemal’in askerleriyle Harrington’un işgal orduları alarm durumunda tetikte emir bekler. Teftişler, manevralar artarak devam eder. Zaten GAZİ görüşmelerin ta başından beri ANADOLU’yu karış karış Tam Bağımsız Türkiye diye gezmektedir, gezer. 5 Şubat 1923. Başkomutan Mustafa KEMAL, Süvari Kolordu Komutanı 22 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Fahrettin Altay PAŞA’YI Akhisar’da ziyaret eder ve göğsü kabarır, asker hazır der. 7 Şubat 1923. İzmir Limanı yabancı gemilerden boşaltıldı ve mayınlanarak giriş çıkışlar yasaklandı. Bunu duyan Fransızlar posta koydu; Mayınları sökeriz . Fevzi PAŞA anında karşıladı : Bu hal savaş nedenidir ATEŞ ederiz. Silahlar çatıldı, savaş tütsüleri yakıldı. Bu kez karşımızda Çanakkale’de olduğu gibi Anzak-Hint-Arap-Afrikalı-Az Miktarda İngiliz karmasından oluşan çoğu sömürge çocukları değil, arayanı soranı olan kıymetli, canı baldan tatlı İngiliz – Fransız-İtalyan Anaların çocukları var. Yunanlılar çoktan Atina’yı boyladılar, Trakya’da Meriç kıyılarında varlar. Zaten İngiliz’in asıl derdi; Musul-Kerkük Petroller, orasını’da Birleşmiş Milletler’e havale ederler, olur-biter. Diplomasi canavarı Lord CURZON bunları sezdi ve İsmet PAŞA’ya tüyoyu verdi. 16 Şubat 1923 Bükreş Tren İstasyonu. İngiliz Elçiliği görevlisi İsmet PAŞA’ya Lord CURZON’un “Barış İstek ve Ümidi” mesajını getirir, mesaj çete reisinden gelmektedir, bizimkiler ümitlenir. 17 Şubat 1923: İzmir İktisat Kongresi. Temsilci 1.300, Katılım 3 binden fazla. Kuva-yı Milliyeci Ayşe ÇAVUŞ ürünleriyle gelmiş, Kurtuluş Savaşı Kahramanı Kara FATMA çiftçiler grubunda yerini almış, kürsüde Mustafa KEMAL; 23 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 “ Bütün Cihan bilsinki bu millet tam bağımsızlığının sağlanmadığını görmedikçe, yürümeye başladığı yolda durmayacaktır.” Aynı gün GAZİ Uşak’a gelir. İstasyon halkla hıncahınç dolar. Uşak Müftüsü Büyük Kuva-Yı Milliyeci Ahmet HULUSİ hoş geldin der, güzel bir konuşma yapar, halk GAZİ’yi kucaklar, gözyaşı dökerek coşar. İstanbul Müttefik (İşgal) Yüksek Komiserleri önerileriyle İsmet PAŞA’ya gelerek görüşelim derler, PAŞA’da Hükümetimizle görüşmeden bir şey yapamam der ve çay ikram eder. 24 Ocak 1923; İlk kez bir Türk, Mustafa Kemal ATATÜRK “TIME “dergisini n kapağını süsler. M.M. (Milli Müdafaa) Grubu, İstanbul’da yeraltı çalışmalarını hızlandırır, casusluk yaparak gerekli bilgileri toplar, bir yandan da Anadolu’ya silah, cephane ve adam kaçırır, hainlerin izini sürer. Türk Gençliği İşgal Kuvvetleri’nin askerlerini köşe-bucak her gördüğü yerde taşlar-tekme-tokat sopa atar, sokak aralarından kaçar. İstanbul sokakları artık elini-kolunu sallayarak dolaşılacak, Türk Zabitlerinin aşağılanarak hırpalanacak “köpeksiz köy“ değildir, işgalcilere zehirdir. 17.02.1923 Eskişehir. M.KEMAL, İsmet ve Fevzi PAŞA’lar; İsmet PAŞA olanı biteni anlatır. Lord CURZON’un mesajı okunur. Çözüm İngiltere’nin 24 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 elindedir, Türk önerisi hazırlanmak üzere ANKARA’ya Meclise gidilir. 27.02.1923 TBMM toplandı, İsmet PAŞA Meclis’e bilgi sundu. İsmet PAŞA, Dr. Rıza NUR, Hasan SAKA ile danışman ve uzmanlar son sürat Türk Tasarısı’nı hazırlıyorlar. 01.03.1923 TBMM Gizli oturumla toplandı, Hazırlanan Türk Tasarısı anlatıldı tartışıldı. 02.03.1923 Mecliste Lozan görüşmeleri tekrar başladı 04.03.1923 İzmir İktisat Kongresi son günü. 06.03.1923 Türk Tasarısı, 128 imza ile Meclis’in onayına sunuldu; "Katılım 190, evet 170, 20 hayır" la kabul edildi. 08.03.1923 Dr. Adnan ADIVAR; 15 sayfalık nota ve 100 sayfadan oluşan Türk Tasarısı’nı İstanbul’da İngiliz-Fransız ve İtalyan Yüksek Komiserlerine teslim etti. 23.03.1923 AFYON. Kemal'in askerleri akşam güneşinin ışıltısında süngüleri parlayarak Büyük Taaruz'un başladığı AFYON'a girdi. Halk’ta büyük coşku ve duygu seli. Yunanlı esir subaylar, bir evin penceresinden hayranlıkla 25 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 kendilerini yenen 1, 74 boyunda yakışıklı Mustafa KEMAL’i seyrediyordu. 24.03.1923 Kütahya. GAZİ Halka; "Şimdi sıra sizde. Milletimizin üzerine bir karanlık gibi çökmüş olan cehaleti yeniniz, kahrediniz. bir daha başını kaldıramasın." dedi. 27.03.1923 Saltanat yanlısı, Atatürk’ün bir numaralı karşıtı Milletvekili Ali ŞÜKRÜ kaybolur. Meclis’in 2. Gurup üyelerinden Ziya Hurşit, Sakarya Savaşı’nın kazanılması ile azılı Mustafa Kemal muhalifi olmuş, I.Meclis’in ortasında bulunan tahtaya Mustafa Kemal’i kast ederek, “Bir millet putunu kendi yapar, kendi tapar” yazısını yazmıştı . 02.03.1923 Ali ŞÜKRÜ’nün öldürülmesini Saltanatçılar, Atatürkçü Topal OSMAN’a atarlar. Giresun Uşağı, Kara Zıpkalıların Komutanı Yiğit Topal Osman AĞA papazın bağında sarılır, teslim ol çağrısına ateşle karşılık verir ve ilk kurşunda bir er alnından vurulur, Topal OSMAN öldürülür. Saltanatçılar bununla da yetinmezler, alemi ibret için ayaklarından meydana asalım derler, bunu duyan GAZİ; "BİR İNSAN İKİ KERE ÖLDÜRÜLMEZ" der köpürür, yiğidine üzülür. Bulgaristan ve Çorlu üzerinden bölgeye sızan akıncılar ve silahlı köylüler tetikte bekler. 14 Mayıs 1923 . VENİZELOS İsmet PAŞA’yı ziyaret eder; Yunanlıların Emperyalistler tarafında n kullanıldığını ima eder, bu ziyaret Türk ve Yunan Heyetlerinin barış ümidini besler . 26 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 Müttefikler, görüşmelerin 23 Nisan 1923’de Lozan’da başlayacağını ANKARA’ya bildirir ve görüşmeler başlar . Lord CURZON masa da yoktur, yerine çırağı Fransız "General PELLE" oturur. Görüşmeler sürerken Rusya Delegesi VOROVOVSKİ otel odasında öldürülür. 29 Haziran 1923, Saat 15.00; İşgal Kuvvetleri Komutanı General HARRİNGTON’un girişimiyle, TAKSİM’de İşgal Kuvvetleri Karması-Fenerbahçe maçı var. FENER, İşgalcileri Zeki Rıza SPOREL’in FÜZE gibi golleriyle 2-1 yener. Ortalık toz duman, TÜRKLER bağırır-çağırır tepinirler, işgalciler boynu bükük süklüm-püklüm kedi gibi sinerler. 16/17 Temmuz gecesi İsmet PAŞA ANKARA’ya; Güzel bir sonuçla Antlaşmayı imzalayacaklarını bildir, ANKARA kutlama yapacağına suskun kalır. 18 Temmuz 1923’de İsmet PAŞA, GAZİ’ye kırgın bir telgraf çeker, niye cevap yok der. 27 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 19.07.1923 GAZİ cevap verir; "18 Temmuz tarihli telgrafınızı aldım. Hiç kimsede tereddüt yoktur. Kazandığınız başarıyı en sıcak ve içten duygularımızla kutlamak için antlaşmanın imza edildiğinin bildirilmesini bekliyoruz kardeşim." der. Veee…24 Temmuz 1923 Salı Günü Lozan saat 15,09. Dolu dolu 7 ay 7 dakika, doldur boşalt 9 ay süren görüşmeler biter. Sağ tarafta İngiliz, Fransız, İtalyan, Japon, Yunan, Romen, Belçika, Portekiz, Sol tarafta Türk Delegeleri, ABD Gözlemcisi, ikinci sırada Bulgar Delegeleri eşliğinde GAZİ’nin İsmet PAŞA’ya hediye ettiği Altın Dolma kalemle 7 dakikada barış antlaşması imzalanır. Antlaşma Türkiye'de saat 17.00'de 101 pare top atışıyla kutlanır. Anadolu yoksuldur, cahildir, nüfusu 11 milyondur. Okur-yazar oranı erkeklerde %7 kadınlarda binde birdir. Ama başlarındaki Mustafa KEMAL’in gezegenimizde saygın, üstün, onurlu bir yeri vardır. Barış sağlanmış, şimdi silkinip kalkınma cehalet ve yoksulluktan kurtulma zamanıdır. Noktayı Koyalım; En Vahşi Hayvan, İki Ayaklı İNSAN. Yararlanılan Kaynaklar 28 / 29 Barışa Giden Yol Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37 1) Turgut ÖZAKMAN-Cumhuriyet /Türk Mucizesi 2) Dido Sotiriyu -Benden Selam Söyle Anadolu’ya 3) Cevat Abbas GÜLER-Cepheden Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl 29 / 29