3. İslamın etnikleştirilmesi 70`li yıllarda misafir işçi alımlarından

advertisement
3. İslamın etnikleştirilmesi
70‘li yıllarda misafir işçi alımlarından dolayı Türk kökenli insanlar Almanya‘daki en büyük
azınlıklardan bir tanesi haline gelmiştir. Her ne kadar bir çok hedefe ulaşılmışsa da, bu
grubun (diğerleri gibi) halen daha toplumdaki yerini bulma sürecinde olduğunu söylemek
mümkündür. Almanya‘da yaşayan Türk kökenli insanların çoğu Müslüman olduğu için, bu
süreçte kendilerinin anayasal hakkı olan, dinlerine de toplumda bir yer edinme çabasında
oldukları söylenebilir. Buna okullarda din dersi, cami inşaatları ve helal besinler bulmak gibi
sorunlar
dahildir.
Yalnız
bu
konular
toplumun
geniş
kesimlerince
tepkiyle
karşılanabilmektedir. Böylesi durumlar, Almanya‘nın gizlice İslamileştiği korkusunu
kullanarak oy avına çıkan radikal partilerin ve grupların oluşmasına varan sonuçlar
doğurabilmektedir. İslam karşıtı partilerin kurulması yalnızca Almanlara ait bir olgu değildir
ve tüm Avrupa‘yı ilgilendirir. Hepsinin müşterek noktası İslam dininin etnikleştirilmesidir.
İslam‘a ve inananlarına karşı, üstü kapalı veya açık bir şekilde demokrasi karşıtlığı
(demokratikleşmeye direnç göstermek gibi), kadınların ezilmesi, gericilik ve radikalleşmeye
ve şiddete yönelik bir eğilimde olduğu önyargısı işlenir. Müslümanlar üzerine çoğunluk
toplum tarafından yansıtılan kültüralist bir kimlik yaklaşımı, onları sadece dini kimliklerine
indirger. Bu mantığa göre İslam davranışlara yön veren tek kimlik haline dönüşür.1 Almanya
örneğindeki gibi Batı kültürüyle uyuşmayan kültüralist bir İslam algılamasıyla Müslümanlara
karşı etkin bir dışlama mekanizması oluşturulur.
1
Bkz. Sen, Amartya: Die Identitätsfalle, Bonn 2007, S. 75 ff.
Download